16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA. CUMHURİY1T 2ŞUBAT1999SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Bunlar Okuyorlar Paşam!. ALİ DÜNDAR 1 942"nin nisan avmda Cumhur- başkanı tsmet İnönü. Pazarören Köy Enstitüsü'nü görmeye gel- diğınde. ben. enstitünün revi- rinde sıtmadan yatıyordum. Cumhurbaşkanı. yöneticilere "hastaçocuğunuzvar mT diye sormuş. Var- lığını öğrenince revire geldi. Yanında Mil- li Eğitim Bakanı Hasan-Âli Yücelve Ilköğ- retim Genel Müdürü tsmail HakkıTonguç vardı. Inönü'yü ilk kez görüyordum. Ya- tanarkadaşlanmıza*geçınişolsuır dedik- ten sonra başucumda durdu. Okumakta olduğum kitaplara baktı. G. Retrov'un "Be- yaz Zambaklar Memleketinde" kitabını şöylebirkanştınnca,altınıçizdığim'4 ıne- ne-tekeHares"in de ne demek oldugunu bilip bilmediğimi sordu. "Bilnuyonım, öğretrninirnesoracağırn~ deyince, yanm- dakilere dönerek kendısi açıkladı: "Mene- teket- fares. uluslann uyanışını anlatıyor, çok yakında bütün krallık ve imparator- luklar, tiranlıklar çökecek. ulusai biriikkr doğacak demektir. Biz HarpOkulu'nda bu- nu tartışırdık.." dedi. Rev ırden aynlırlar- ken YüceTın "Bunlarda okuyorlar vetar- tışıyoriar paşam!-" dediğini duydum. İnönüvü. ikınci kez Ankara'da şımdi- kı ODTÜ'nün kuruluş alanı içinde kalan Karabiberier (, iftliği nde. Üniversıteliler Askerlik Kampı'nda gördüm. Bır öğle üzeri kızı Ozden i!e at üzennde kampımı- za geldi. İnönü ile öğrenciler arasında şoy- !e bir konuşma geçti: İnönü-Nasılsınız iyı misiniz. sağlıği- nız iyi mi? Öğrenciler - Sağot Paşam. iyiyiz!.. İnönü - Erdal aranızda mı, sizinle mi? Öğrenciler- Aramızda.bizimle Paşam!.. İnönü - Hayır hayır, hep sizinle mi, ge- ce gündüz sizinle mi?.. Oğrencfler- Bizimle Paşam, gece gün- düz bizımle!.. İnönü - Sizinle olmalı. hep sizinle ol- malı. Onun babası da cephelerde hep si- zin babalannızla, dedelerinizle beraberdi çünkü" dedı. İnönü. yerli ve yabanci konuklanyla Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'ne sık sık gelir, Yüksek Köy Enstitüsü'nün Gü- zel SanatlarBölümü'nün sergilediği oyun- ları ızlerdi. Oyunu bilmiyorsa, daha önce bir başka yerde izlememiş ya da okuma- mışsa. saatlerce önce gelir, bir odada teks- tini okuduktan ya da birine okutup dinlet- tıkıen sonra izlemeye çıkardı. Oyunlar. çoğunlukla dünya başyapıtlanndan seçi- lirdi. tnönü ve Yücel'in, bu yapıtlara yaz- dıklan sunular. dönemlerinin birer dil ve düşün anıtı gibidir. O sunu yazısında inö- nü. "Eski Yunanhlardan beri. milletferin. sanat ve fikir hayatmda meydana getir- dikleri şaheserleri dilimizeçevirmek,Türk milletinin kültüründe yer tutmak ve hiz- met etmek isteyenlere en kıymedi vasıtayı hazıriamaktır. kdebivatımı/da.sanatlan- mızda ve fikirterimizde istediğimiz yük- sekfigivcgenistiğibolyardımavasrtalariçin- de yetişmiş olanlardan beklemek. en tabii voldur. Bu sebeple tercüme küllivatımn kültürümüze büyük hizmerkr yapacağh na inaıuyoruz. (1-8.1944)" sözleriyle vur- guluyordu. seçilmiş dünya başyapıtlan- nın önemini, Yücel de çev iri yoluyla dün- ya düşün ve sanat yapıtlanyla tanışmamı- zın önemini vurgularken "Hümanizma ruhunun ilk anlavış ve duyuş rnerhalesi (aşamas), insan variığının en müşahhas (so- mut) şekikJe ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmeayle-" başlayacağına dikka- timizi çekiyordu. Ne var ki o güzelim su- nu yazılan yok şimdi. Milli Eğitim Bakan- lığı yeniden bastığı Idasiklerden inönü ve Yücel'in sözlerini kaldırarak büyük bir ayıp işledi. O sözler ki düşün ve sanat ya- pıtlanna hem Batıcıl bir yaklaşımı simge- liyor hem de 1939 tarihli "1. Türk Neşri- yat Kongresi"ne devletçe verilen önem ve saygıyı gösteriyordu, belgeliyordu. Başta büyük Ataürk ve İnönü olmak üzere, devletimizin kurtancı ve kurucu kuşağı. kişisel gözlem ve deneyimlerini ki- tap kültürüylebütünleştirmiş, özümlemiş kişilerdi. Onlannöncülükettikleri Anado- lu Aydınlanması, bundan dolayı ussal ve gercekçidir. bundan dolayı tüm çağdışı. us- dışı saldınlara karşın dimdik ayakta dura- bilmektedir. Osmanlınınyüzyıllardırulu- sumuza dayattıgı ve "Lisaın azbülbeya- m" yani tatlı dil, kuş ötüşlü dil diye okşa- dığı. Arap. Fars ve biraz da Türk dilleri- nin karmasmdan oluşan dilin, en klasik, en çarpıcı ve başanlı yazılım örneğini, Cumhuriyeti kuran ulusai aydınlanmacı- larımız verdiler. Yüce Atatürk'ün "Bü- yük Söyfev"i, hiçbir Osmanlı devlet ada- mının, hiçbir Osmanlı ozan ve yazannın başaramadığı. başaramayacağı denli sağ- lam bir Osmanlıca, onlann tanımıyla, "1J- sarn azbülbeyanî" anıtıdır. KemalSaür,anlarmıştı. 1958'de Paster- nak'ın "Doktor Jrvago"su Nobel Edebi- yat Ödülü aldığında, ertesi gün tnönü, Er- dal İnönü"ye gidip kitabı ıstemiş. Erdal İnö- nü, daha yeni. henüz Türkçeye de çevril- medi, deyince İnönü sinirlenmiş. Olmaz. demiş. İlk kez bir Sovyet yazan Nobel ka- zanıyor, kitabı hemen istiyorum. Kitabın Fransızcasmı getirtip okumuş. Bugün han- gi devlet büyüğümüzün kitaba karşı böy- le bir ilgisi var. Atatürk'ün kitaplığının bir bölümü Anrtkabir'de sergileniyor. Orada- ki kitaplardan birini çekip bakınız. Kimi satır altlan çizilmiş, çoğu sayfa kenarla- nna not alınmış, kimi bölümce ya da söz- ce çerçeve içine alınarak soru imiyle sor- gulanmıştır. Türk aydınlanma önderleri kı onlar hiç- bir zaman "verdimse verdim" ya da "be- ninı memunım işini bilir" deme ayıbını iş- lemediler. SabihaGökçenanlatıyor: Ata- türk, lnönü"yü asık suratla yakaladığı bir gün sormuş, asık suratlılığının nedenini kur- calamış. İnönü, Türk Hava Kurumu top- lantısından geliyorum. Hesaplarda kırk para (yani bir kuruş) açık var. Başkanı sı- kıştırdım, bu bir kuruşu nereye verdikle- rini bulamadılar, ona canım sıkıldı. Der- hal o bir kuruşu bulmalannı istedım, onu düşünüyorum. deyince Atatürk. "Bulark para seni bu kadar üzdü, yordu ha.~ Hak- İKin, bb cumhurn«i kurarken çokkırk pa- ralara ihtiyacımız oldu. Bugün kırk para yok olur. yann kırk kuruş. öbür gün kırk lira,dörtyüz Bra_ Derken ipin ucu kaçar." İnönü, o kırk para için Türk Hava Kuru- mu'nun bütün görevlilerini seferber ettir- miş, yanlışlıkla bir başka hesaba geçirilen kırk parayı buldurmuş ve rahatlamış (1). Devlet bütçesini yapma becerisi bile gös- teremeyen Osmanlı, hem bütçe yapma tekniğini öğrenmek hem de iyiden iyiye bozulan Osmanlı Maliyesi'ni düzelttir- mek için 1903'te Fransız Mösyö Loran'nı, o beceremeyince de 1910'da bir Rus Ya- hudisi olan ve "Pervus Efendi" adını tak- tığı Akssander İsrad Hdphand'i çağırmak ve devletin en temel birimlerinden mali- yeyi, onun temel belgesi olan bütçeyi, ona teslim etmek durumunda kalır. Ne var ki hiçbir şey düzelmez. düzeltilmez. Çünkü devlet, 6 Ekinı 1875karamamesiyle çeki- len iflas bayrağını ındirebilme gücünden ve istencinden yoksundur. Sonunda. Per- vus Efendi başansızlığını itiraf etmek ve "devlet ileri gelenlerinin para ve uçkur düşkünlüğü"nü yüzlerine vurmak duru- munda kalır (2). İnönü, bundan 25yıl önce aramızdan ay- nldı. Devlet adamlığmın ne demek oldu- gunu bilmeyenler, devlet onurunu kavTa- makta zorlananlar, Başbakan İsmet İnö- nü'yü devlet işleri için Amerika'ya yol- layıp, altından başbakanlık koltuğunu çek- tiler. Yüce Atatürk'ün en yakını ve en say- gınyardımcısıydı. Durağı uçmağolsun!.. (1) Sabiha Gökçen. Atatürk 7e Bir Ömür Boyu, 1996. (2) Türkiye'nin Malı Tutsakhğı, Per- vus Efendi, 1977. Evet, bir kere daha 'vurgulanmış'. 1 Nedir o? Kımler tarafından? Hangi amaçlar için? -' Milli Güvenlik Kurulu belli tarihlerde toplanır, görüşür, tartışır, ka- rarlar alır. Kimler imzalar? Başta cumhurbaşkanı, başbakan, ilgili bakanlar. Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları... Şu günlerde birtakım politıkacılar, '28 Şubat Süreci'nden söz :ediyorlar. Kimine göre bu süreç bitmış, kimine göre daha yeni baş- lamış... Anımsatmak isterim, 28 Şubat 1997 günü MGK'de o gün- lerin Başbakanı Erbakan, yardımcısı Çiller ve DYP-Refah'h ba- kanlarta kurulun asker üyeleri önemli bir kararda anlaşmışlardı. Bu, gunden güne korkunç bır tehlike olarak yurt düzeyine yerleşen 'ir- tica' ile savaşmaktı... 28 Şubat siirecini izleyen günlerde Erbakan- .Çiller hukümeti bazı uygulamalara geçer gibi davrandı, ama sonu gelmedi! 28 Ocak 1999 günü Milli Güvenlik Kurulu yine toplandı, yine bir ,karar aldı. 28 Şubat 1997'de alınan karara benzeyen yeni MGK • bildırisini biriikte okuyalım: . "Kurulun bu toplantısında ülke güvenliğıne yönelik irticai, bö- lücü ve yıkıcı faaliyetlerle, organıze suç örgütlerine karşı yürütü- len mücadele sonuçlan ve bunlara karşı alınması gereken önlem- Ier, gözden geçırilmiş, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyetin anayasada belirtilen temel nitelikle- rine, halkımızın huzur ve refahına; demokratik, laik ve sosyal hu- kuk devletine yönelik her türiü terör odaklan ve yasadışı faliyetle- re karşı yürütülen mücadelenin, aynı karariılıkla ve etkin olaraksür- dürülmesi konusunda görûş birliği bir kez daha vurgulanmıştır." Uzun, ama anlamlı bir bildiri! 'Birkez daha vurgulanan' bu ül- kede laik cumhuriyet yönetiminin 'aynı kararttlıkla ve etkin olarak' EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Vurgulanan Süreç sürdürüleceğidir... Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri komutanları ile işba- şındaki hükümet üyelerinin karandır. Hani, 28 Şubat süreci bitmişti? Geçen gün Başbakan Ecevit bu sürecin sona erdiğini söylemişti, ama bu sözünden iki gün sonra aynı 'kararlılık' bildirisine imza atan yine Ecevit olmadı mı? Demek biten bir süreç yok!.. Nasıl bitebilir ki? Amaç ülkenin, ulusun esen- liği, yannlara güvenle yürüyüşü, hep bu sürece baglı. Bu sürecin sonsuzluğuna, cumhuriyet devrimlerinin etkinliğine, gücüne, sü- rekli atılımına... • • • Erdal inönö'nün geçen günkü konuşmasına gıdemedim. Ga- zetelerde okuduğuma göre ilginç açıktamalar yapmış... SHP Ge; nel Başkanı olarak çıktığı bir gezide, Ordu'nun Ünye'sinde halk 7/ olmak istiyoruz' diye bağırdığında partınin ileri gelenleri "Aman ik- tidara geldiğimizde Ünye'nin ilyapılacağını söyleytn" diye fısıl- damışlar, o da ister istemez halka il olma sözü vermiş!.. Sıra Fatsa'ya gelmış, orada da il olma dilekleri var. Aynı il içinde iki ilçe nasıl il yapılır? Erdal Bey ne yapsın, ne desin? Paşa baba- sının vaktiyle Fatsa'da yapttğı bir konuşmada il sozii verdiğini anımsatmışlar. O da "Zaten babam bu sözü vermişti" deyip kes- mış... Ya, güçbirliğinin başına geçmesi önerisine verdiği karşılık: "Si- ze... Başanlar dilerim"... Öyie ya her şey Erdal Bey'den beklene- mez ki! Biraz da ülke sorunlanyla ilgilenenler kendi başlanna iş ba- şarsınlar. Gerçi şu günlerde CHP yanlılan Erdal Inönü'nün yeniden lider- liğe geçmesini özlüyoriar. Hatta SHP'nin yeniden oluşturulup Er- dal Bey'in başkanlığında eski gücüne kavuşmasını!.. Anımsaya- lım, Erdal Bey, üç SHP kurultayında neden Baykal'ı alt etmişti? Büyük politikacı olduğu için mi? Hayır. Dürüst, güven veren, ucuz politik oyunlara sapmayan aydın bir kişi oldugundan... Geçmiş dönemden bir anı canlandı bu konuya deginirken; 1954 seçimlerinde yazar Nizamettin Nazrf, Denizli'den CHP adayı idi, CHP'nin bu ilde kazanması olanaksız... Nizamettin Nazif, İsmet Paşa'ya "Biz burada bir koşulla seçimi kazanabiliriz" der. Paşa "Nedir o?"... "Paşam siz kürsüye çıkıp şunu söyleyeceksiniz: Ben iktidara geldiğimde Kıbns'ı kurtaracağım"... Paşa güler, "Yapa- mam ki Kıbns'ı kurtaramam ki"... Nizamettin Nazif "Sunu ben de biliyorum, ama siz böyle söyleseniz ne çıkar?" Paşa elbette böy- le bir söz vermemiş, gülüp geçmiş!.. Ve seçimi de CHP kaybet- miş! Bir düzeltme: 30 Ocak Pazar günkü 'Sanklı Anayasa' adlı yazımın son parag- rafı aşağıdaki gibi olacaktı, düzeltirim. "Şu gerçektirkigençlerin, kaynağından dahazengin bilgileredin- melerine devletin karşı çıkacağt, onlan smıriı bilgilerte bağlayacağı, yeryüzündeki tek ders, din dersidir." PENCERE Tekel Kurtuldu mu?.. Sadullah Usumi, "Gönüllü Mehmetçik"t\r. Tür- kiye'nin "özelleştirme" adı altında yağmalanma- sına karşı elde kalem savaşımınt yürütüyor. Usumi'nin dünkü Cumhuriyet'e manşet olan haberi yüzümüzü güldürdü: "Tekel satılmayacak!.." Sanayi Bakanı Metin Şahin satışı durdurmuş; dilerim kararından dönmez ya da yağmacılann gücüyle defteri dürülmez; çünkü dava büyük ve zoriu... Niçin?.. Tekel'in özelleştirilmesi fetvasını veren bizden çok Amerika'dır. • Amerika'da sigaraya karşı amansız bir savaş yürütülüyor; 1976 ile 1980 yıllan arasında sigara tüketimi artmış, 620 milyara (adet) yükselmiş; 1995'te 487 milyar sigaraya düşmüş... Madalyonun bir yüzü bu... Ya öteki yüzü?.. Amerika'da sigara tüketimi düşerken üretimi yükselmiş, 745 mityar sigaraya ulaşmış, ihracat di- ye bir şey var, dışarıda üretim yolu açık... Aaz Nesin "Türklerin yüzde 60'ı aptaldır" de- mişti ya, yalnız biz mi aptalız?.. Gelişmemiş ülke- lerde gelişmemiş akıllı bir sürü insan yaşryor; Ame- rika'nın tütün patronlan da kendi toplumlannı ze- hiriemekten yoksun kalınca bizimki gibi ülkelerde yuvalanıyorlar; aslan politikacılanmız komprador sermayeciyle el ele Tekel'i parçalayıp Amerikalı or- taklara satma karannı bu süreçte alıyorlar. Adı ne bu işlemin?.. Sözüm ona özelleştirme!.. • Eski ANAP'lı Bakan Eyüp Aşık, Tekel'i özelleş- tirmenin başını çekiyordu. Alaattin Çakıcı'yla ılışkisı ortaya çıktı. Aşık havlu atınca kurtulduk. Çakıcı işe yaradı. Tekel Genel Müdürü'nün açıklamalanna göre Tekel'in yıllık cirosu 430 trilyon lira, 1997 yılının kâ- n yaklaşık 20 trilyon lira, Tekel'de çalışanlann sa- yısı38 bin, ailecek200 bin kişilikbirkitleTekel'den ekmek yiyor, geçimini tütünden sağlayan üretici sayısı da üç buçuk milyonu geçiyor... Sen kalk, hiçbir önlem almadan bu insanlan ca- navara teslim et!.. • Allahaşkına biz başta Tekel olmak üzere ulusai kurumlanmıza neden düşmanlaştık?.. Test sorusu: - Tekel özelleştirilmeli mi?.. 'Evet' diyen ya konuya uzak kalmış, gerçekleri bilmiyor.. Ya da vatan haini mi?. İnsan katili mi?. Eski kuşaklann yazında "mübalağa sanatröe- dikleri yöntem bu gibi konularda hedefe ulaşmak için çok yarariıdır. 1. Bölüm'e katılamayan dostlarımızı da . aramıza alabilmek için... CUMHURIYET MAHALLESÎ BÜYÜYORÎ (Pumhuriyet Mahallesi'nin kurulacağı 150 dönümlük arazideki 233 parsel, gösterdiğiniz büyük ilgi sonucu, kısa bir süre içinde sahiplerini buldu. Ancak, Cumhuriyet dostlarının istekleri sürüyordu. Şu anda, bu istekleri karşılayabildiğimiz için mutluyuz. Cumhuriyet Mahallesi'nin 1. Bölümü'ne istediği halde katılamayan dostlarımızı da aramıza alabilmek için, satışı tamamlanan arazinin hemen güneyinde bulunan 170 dönümlük bir araziyi sizlere sunuyoruz. Cumhuriyet Mahallesi'nin 2. Bölümü'nün kurulacağı bu arazide 239 parsel bulunmaktadır. Büyüklükleri 400 m2 ile 600 m2 arasında değişen parsellerin m2 fiyatı, 28 Şubat akşamına kadar 7.000.OOO.-TL'dir. Ödeme yine 500.000.000.-TL peşinat ve 6 eşit taksitte olacak... Satışlar Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolarında yapılacaktır. Cumhuriyet Mahallesi 1. Bölüm'den haberler... Tasanm çalışmalan ilerliyor. Cumhuriyet Mahallesi 1. Bölüm'e katılan tüm dostlarımızın, kendilerine gönderdiğimiz anket formlarını doldurup bize bir an önce ulaştırmalarını rica ediyoruz. Sorularımız yanıtlanıp tüm görüşler alındıktan sonra geliştirilecek seçenekler arasından herkes kendisiyle en uyumlu olan ev seçeneğini saptayacak. Böylece mahallemizin, hepimizin ortak beğenisini ve ortak yaşama bilincini yansıtan bir mimari kişiliği olacaktır. Tapu dağrtımı brtmek üzere. Tapusunu henüz almayan 1. Bölüm arsa sahiplerinin, aşağıda belirtilen Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolarından birine bir an önce başvurmalarını rica ediyoruz. Bağlantı Büromuz açıldı. Arsasını görmek isteyenlere yardımcı olmak üzere, 1. Bölüm girişinde bir Bağlantı Bürosu oluşturduk. Ayrıca, cumartesi ve pazar günleri saat: 12.00'de Cumhuriyet Gazetesi'nin Cağaloğlu'ndaki merkezinin önünden araziye servis kaldırılıyor. Ağaç dikme gezisi Şubatta! Şubat içinde bir pazar günü, Mahallemizin kurulacağı arazide buluşup tanışmak ve arsalarımıza kendi ellerimizle fidan dikmek için bir piknik gezisi düzenlenecektir. Dikimde yardımcı olacak elemanları ve bedelini ödeyerek satın alabileceğiniz fidanları biz sağlayacağız. Kesin tarih size yazılı olarak bildirilecek, ayrıca gazetenizde de yayınlanacak. Cumhuriyet m a h alles i "Doğayla uygarlık buluşuyor" l/AAftll IMt/-./ll Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor? •Cumhunyet Mahallesi istanbul'un batısında, Tekındağ-Çorlu yolu kavşağı üçgenincte, Çanta Köyû beledıye sınırlan içinde kuruluyor. istanbul'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakika, E5 yoiundan 55 dakikadır. •1. Bölümüti hemen güneyinde yer alan 2. Bölüm arazisinin de elektriği ve stabiHze yollan vardır. •Bu arazinin de yalnızca % 14'ü evtere aynldı. Kalan % 86'nın küçük bir bölümü yol ve otopark, çok büyük bir bölümü ise bahçe ve park olacak. Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulûbü büroları: Istanbuh Istiklal Cad.. Zambak Sok. No:4 Kat:1 Beyoğlu - İSTANBUL (Aksanat karşısı) Ankara: Atatürk Butvan No: 125 Kat:4 Bakanlıklar - ANKARA Izmin Halit ziya Butvan 1352. Sok. No: 2/3 Alsancak - İZMİR Adana: Çınariı Mah. 5 Sok. No: 1/1 Aksu Han Dortyolağzı - ADANA Tel: 252 38 81 -252 38 82 Faks: 252 38 62 Tel: 419 50 20 pbx Faks: 417 19 57 Tel: 441 12 20 pbx Faks: 441 91 17 Tel: 363 12 12 pbx Faks: 363 12 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle