17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Unlii ^ Ayakta ya da l T \ oturarak tek P W başına ^Tf^ komiklikyapan - ^ son zamanların en tinlüsü, uluslararası büyük otellerden birine artık alınmıyor. Oteli aradığında, "Bütün odalanmız dolu efendim, kral dairesi bile" denilmesi kararlaştırılmış ayakta ya da oturarak tek başına komiklik yapan son zamanlann en ünlüsüne. Otel odasında ayakta iken halının üzerine küçük şeyter yapmanın sonu, yattığı yatağa büyük şeyier yapmaya vannca böyte bir karar alınmış ayakta ya da oturarak tek başına komiklik yapan son zamanlann en ünlüsü için! Yarın ne olur bilinmez ama bugünler pek güzel geçmiyor anlaşılan... Manço Banş Manço, bildiğimtz kadarıyla sağlığına çok dikkat ederdi ve sigara içmezdi. Televizyon programlannda bile sigara karşıtı propaganda yapardı. Sigara içmeyen Barış Manço 56 yaşında kalbine yenildi ve hayata veda etti. Sigarasız da ölündüğünü gösterdi. D E N İ Z S O M Etektronik posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Fazilet'te belediye başkan adayları güreşle belirleniyormuş... "Kadm adavlar için de camur aüresi vaomalılar!" srarengiz para kaynağı ile kamuoyunun gündemine giren •'Jet-Pa"nın patronu Fa- dıl Akgündüz, Siirt'i kalkındırmaadına bü- yük organizasyonlar yapıyor. Ancak, ne ya- tırım yapacağını kimse bilmiyor. Daha önce yaptık- ları yapacaklarının teminatı ise sonucun hiç de iyi olmayacağı anlaşılıyor. Memleketi Siirt'ten 10 yıl önce arkasında bır yığın dolandıncılık dosyası bırakarak ayrılan Akgündüz'ün geçen yıl Ağustos ayında Siirt'e geri döndüğünde eski birtamirhaneyi boyayıp, otomobil fabrikası gı- bi açtığı görülüyor! Esrarengiz para kaynağı ile piyasada büyük rek- lamı yapılan Proton marka otomobillerin Siirt'te sa- tış patlaması gerçekleştirdiği açıklanırken, otomo- billerin çoğunun bedava dağıtıldığı biliniyor. "5x5" sloganı ile trafik kazası dahil 5 yıl garanti ve- rilen otomobillerin aslında Jet-Pa'ya bağlı bir sigor- ta şirketinden kasko yaptırmak koşulu ile satıldığı Jet-Pa ve Siirt ise pek bilinmiyor. Spora da el atan ve bazı ünlü futbolcularla futbol- cu eskilerine milyarlarca lira veren Akgündüz, Siirt Köy Hizmetleri Spor Kulübü'yle övünüyor ama ku- lubün Siirt Valiliği bünyesinde olduğunu ve maddi sorunlar nedeniyle geçen yılki kongrede Vilayet'in izni ile başkanlığa Jet-Pa'cı birinin getirildiğini çok az kişi biliyor. Bilenler, Jet-Pa'nın kulüpten temizlen- mesinin olağanüstü bir kongre ile her an gerçekle- şebileceğini söylüyor. Siirt, küçük yer... Siirtli, Siirt'in adı kullanılarak ül- kenin asılsız işlerle meşgul edildiğini anlatıyor; Si- irt'in adının Jet-Pa organizasyonlarında kullanılma- sı Siirtli'yi huzursuz ediyor. Kente bir çivi bile çakmayan Jet-Pa'nın esraren- SESSİZ SEDASIZ (!) NUMİ KURTCEBE giz sermayesi ile ekonomik yatırımlara değil politi- kaya soyunduğu çok rahat anlaşılıyor. Geçen yıl 30 Ağustos'ta Siirt'te düzenlediği ba- sın toplantısında Fadıl Akgündüz'ün, cumhurbaşka- nı ve başbakana haraketten gözaltına alındığını ve halen yargılandığını anımsayanlar, son günlerde viz- yona giren oyunun sonunu merakla bekliyor. Bir yandan da Siirtli, Siirt Valısi Osman Acar'ın her yönden sürdürdüğü kalkınma hamlesine omuz ve- riyor. Siirt'te 50 bin kadına verilen eğitim. seracılı- ğın başiatılması, meslek edindirme kursları, yeni iş- yerlerinin açılması insanları umutlandırıyor. Okuma yazma ve dahi konuşma kurslarına katılan kadınla- ra dağıtılan 5 bin el radyosu evlerin başköşesinde duruyor. Siirt'ten yayın yapan "Kadının Sesi Radyo- su" eğitim, kültür vesağlık programlarıyla Batman'a dek yöredeki tüm kadınlara sesleniyor. Jet-Pa Siirt'in adını kullansa da Siirtli kendi yolun- da emin adımlarla ilerliyor. Osmanlı'nıntitrettiği kuyruğa takrianlar baka, Sevr'i savunup Lozan'ı yenilginin tescili olarak niteliyor. Böylesi bır tavrı, Kurtuluş Savaşı yıllanndaki haınlerin bile göstermediği akla geliyor. Hiç olmazsa eski hainlerin, Lozan'ın imzalanmasıyla birlikte kuyruklarını kıstırıp oturduğu biliniyor. Şimdi görüyoruz ki, yeni yetme hainler "büyükbaba"larından kalan kuyruk acısıyla debelenip duruyor; kuyruklu yalanlanyla ihanet kusuyor. Yeni yetme hainler, Osmanlı'nın kuyruğu titrettiğini bile kabul etmeyip, emperyalizmin yanm kalan hesabı için birilerine açık açık kuyruk sallıyor. Kuyruklarına teneke bağlanması bile onlar için fark etmiyor! Çünkü, "yurttaşlık onur"unu yitiren, her kılığa girebiliyor! Osmanlı'nın 27 Ocak 1299'da kurulduğu varsayımıyla 700. yılı kutlanıyor. Sonradan bir imparatorluğa adı verilen Osman'ın bile gerçek kimliği tartışmalıyken, 27 Ocak 1299'u kim nasıl bulduysa tarih bilimine katktlanndan dolayı en büyük ödülü haketmiş olmalı... Ya da, tarihteki böylesi bir büyük uydurma nedeniyle rezil edilmeli! Neyse... Osmanlı'nın 700. kuruluş yılı bahanesiyle düzenlenen televizyon programınlarında boy gösteren sözde aydınlar da kendilerince "tarih yazmaya" devam ^ ediyor. Bunlardan bin ibret verici bir sahne sergiliyor. Adam, milletin gözünün içine baka OKUR MEKTUPLARI Iletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 8S 95 Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 htanbul Donkişotlar (!) göreve Bırkaç gün önce tele\ izyonda iz- lemiştim. Pazarlardadolaşıphalklagö- rüşen gazeteciye bir vatandaşımızın verdiği yanıt ülkenin durumunu özet- Sergibiydi; "L'cnz, ucuz. çok ucuz... Ka'ra pauya-ucuz, alınterine pahalı!..." Gerçekten de tutsağı olduğumuz dış borç kıskacı. ıç borç sarmalı Tür- kiye'yi bir rantiye cenneti yapmış. Toplum kesimleri arasındakj gelirda- ğılımı bir sosyal patlamayı çağınrca- sına adaletsiz; arada uçumlar var... Üretrneden tüketme eğilimi; yağ- maya, talana, kara paraya dayalı bir ekonomik yapı oluşturmuş. Çeteler. mafya örgütlen bu yapının doğal so- nuçlan olarak yerlerini almışlar; ken- di hukuklannı konuşturuyorlar. En üst düzeyde Susurluk'la özdeş- leşen. Devlefle içiçe geçmiş çete uy- gulamalan, dalga dalga günlük ya- şantımıza girecek biçimde kurumlaş- mış... Sıradan birboşanmadavası sı- rasında bile eşlerden birinin mafya- ya başvurduğuna tanık olabiliyoruz. Ankara'nın yakın çevresi, ayncahk- h koşullarla arsa özgülenmesınden yararlanan çoğunlukla etkin göre\- lerdeki bürokrat ya da politikacılara peşkeş aracı olarak kullanılan koope- ratif villalan ile doludur. Yolsuzluklar, soruşturmayla yü- kümlü makamlarca ya duymazlıktan gelinmekte ya da "efendim, konu sonı$turulmaktadır..." denilebilmek için göstermelik soruşturmalaraçıla- rak durum kurtanlmaya çalışılmak- tadır. Kuşku yok kı. tüm bu olumsuzla- n ancak anılan yapı ile bütünleşme- miş; çetelerle, kara parayla, her türlü hukuksuzlukla savaşımı göze alabi- len bir "siyasal irade" yok edebilir, böylebırsiyasal irade ise elbette top- ium desteğine gereksinim duyar. Bu nedenle "temiz toplum" için toplumsal bilinç ve duyarlılık bir ön koşuldur. Doğal olanın, bu çete yapı- lanmalan olduğu inancı kitlere yer- leştikçe, temiz toplumaulaşmaumu- du da o ölçüde güç yiürecektir. Tüıkiye ne yazık ki bu sürece de girmiştir. lnsanlar artık ülke sorunla- nnın çözüleceğine. yolsuzluklara dur denileceğine inanmaz olmuşlardır. Bu inanmazhk, onlan da talandan alabıldiğınce pay kapma yanşına sok- makta, trilyonluk kara para > anşında bir"büfe"cik kapabilen sıradan yurt- teş da sesini kesip oturmaktadır. Zâmatf zamâfi* a erdemli" davra- nışlar sergiteyenler. çevreleri tarafın- dan "sen mi kaldın bu işleri diizel- tecek... Don Kişot musun?" denıle- rek uyanlmakta; bu kişi erdemlı da\ - ranışlannı savaşım boyutuna taşıdıği zaman ise bir takım güçlerce "tehdit" edilerek durdurulmaktadır. YıUardar "Yûce yargıçlar... hu- kukun üstünlüğü... kutsal savun- ma hakkı..." söylevleri verilen tö- renlerde bile artık, hem de en yetkılı ağızlardan "cüzdanı ve vicdanı ara- sında sıkışmış yargıçlar..."dan söz edilmektedir. Bu olumsuz gidişe "dur" demenin zamanı gelmiş geçiyor. Yapılacak iş; Cumhuriyetin temel niteliklerinı ve te- mel kazanımlannı çıkış noktası alan sol güç bırliğinı gerçekleştirmek ol- malıdır. Bu güçbirhği gerçekleştiğin- de toplumdaki yılgınlık \e teslimi- yetçilik yerini ınanç \e umuda bıra- kacaktır. Bellı bir süre gerektirebile- cek bu güç bırliği gerçekleşene kadar. siyasal partilerin aday arayışlan sıra- sında talandan pay kapmayı değil. ya- lan ve talana karşı sa\'aşımı öne almış. bu konuda olumlu sınav \ ermiş kad- rolan öne çıkarmalan zonınlu ve çok önemli bir adım olacaktır. Parti genel merkezleri ve de ön se- çim delegeleri. geleceğe olan umut- lan ve halka olan saygılan adma ken- dilerini harcarcasına temiz kalmakta direnen kadrolan araştırmak. onlan belli görevlere getirmek sorumlulu- ğundadırlar. Temiz toplum özlemindeki her ki- şi de bireysel sorumluluğun gereğinı yerine getiımeli. tanığı olduğu yolsuz- luklara kendi çapında karşı çıkmalı. tepkı göstermelidir. Bu davTanışıyia en azmdan top- lumsal duyarhlığın canlı tutulmasına katkıda bulunacaktır. tnanıyorum ki tak tak Donkişot'luk- lar (!) da. parlayacak topiumsal sa\ a- şımyalazı için birerkıvılcım olacak- tır. Muhsin Eren / Hukukçu Bozyazı balıkçılaru Bizler Bozyazı kıyı balıkçılanyız. Akdeniz Foklan, Carettave Chelonia gibi tehlike altındaki canlılarla yakın geçmişe kadar aramızda önemli prob- lemler olmaksızın aynı denizde kader ortaklıgı yapmaktaydık. .\ncakson yıl- larda gıderek artan yasak ve uygun- suz avcılık yöntemleri nedeniyle de- niz ekosistemindeki yıpranma sonu- cunda ortak geçim kaynağımız olan balık stoklan son derece azalmıştır. Bunun sonucunda fok ve kaplumba- ğalann av ve av araçlanmıza verdik- leri zaran karşılamamız günden gü- ne güçleşmektedir. Bölgemize tahsis edilen tek Sahil Güvenlik botu göre\ sahasının çok ge- niş olmasından ötürü yalnız ve yeter- siz kalmaktadır. Bizler de kendi ge- leceğimiz olan denizlerimizi elimiz- den geldiğince kaçak troller. gırgır- lar, dinamitçiler, zıpkıncılara karşı korumaya çalışmamıza rağmen sa- hip olduğumuz imkânlann yetersiz- liği nedeni ile bugüne kadar hep aciz kaldık. Denizde rastladığımız ka- nunsuz avcılık yapanlan. karaya ula- şıp, kolluk ku\Tetlerine bildirip, on- lann bölgeye intikal etmesini sağla- yana kadar uzun zaman geçmekte ve suçlular hiçbır zaman yakalanama- maktadır. Bu durum karşısında da bu yöntemleri uygulayanlara cavdıncı hiçbir yaptınm kalmadığından bu- gün her taşın başında dınamitçıye. her sahilde kaçak avlanan bir trole ya da gırgıra rastlanmaktadır. Bu yılın başında yerel \ öneticiler- le yaptığımız toplantı sonucunda böl- gemizde kaçak avcıhklamücadelenin en etkin yolunun yöneticilerle yaptı- ğımız toplantı sonucunda bölgemiz- de kaçak avcıhkla mücadelenin en etkin yolunun K.aymakamhk. Emni- yet Müdürlüğü. Jandarma Komutan- lığı Sahil Güvenlik botu ve bizler ara- sında kurulacak yerel denetim ağı olacağına. bu amaçla Sahil Güvenlik Botu, Kaymakamlık ve balıkçı tekne- lerine karada ve denizde en etkin ve güvenli haberleşmeyi sağlayabilecek birer cep telefonu verilmesine karar venlmiştir. Bu amaçla finansal des- tek arayışlarımız başlamış bugüne kadar herhangi bir gelişme sag- lanamamıştır. Aşkın Bolat / Bozvazı Küçük Kıyı Balıkçıları adına HAYVANLAR ISMAÎL GLLGEÇ ÇtZGÎLÎK KÂMlL MASAR.AC1 HARBİ SEMÎH POROY Vr MIRMIRLAR tĞLR DURAK D o TARİHTE BUGUN MIMTAZ ARIKAN 2Şubat BURSA'DA fABR/KA AÇİUŞI 1938'C>£ BUGÜH, ATATÛRK, 81/BSA f Ç. SAAT KAVA SİDEN A7MTÜBK.,AÇİUŞI rAPABAK ÖZEL OeFTE/er fMZAlAAAtpy (SOLOA). DAt4iLİY£Qç- İŞL£Ri),NAFlA(lBAy/NP/RUK)/ JKTİSAT VEKİL- L£4?r ve BAŞVBKJLLE BİRLİKTE BURSA'YA 6İV- Mif OLAM Am7İİIZjc'E,HALK rARAFlNMN SÜ- YÛK SeisSl 6a£T£/£ÎL£G/ MP/LMIfTI. MÇRlMOS Y/4PA6ISI /ÇLİYeCEK OLAN Su İP- LİK FA&Zİ&lSt, S EKİPLE 24 SHAr ÇAUÇfl - CAK, 8ü A&ADA 16ŞO /fÇ/Y£ l'f AIANI /tÇH-. M/Ş OLACAİCTTR(YÜZ£>E SEKSENİ KADIN) .. BİR. SÜMe/SSAfJtc KU&ULUŞü OLAN FAB.R.İM NIN, ÜLKE İPUK SERSKSİNİMİhlİN SÜYÜK KJS MtMI KAHŞILAMAS) BefOENMEKTEyPİ SARIYER ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1998/662 Mahkememizin 29.12.1998 tarih. 1998'662 esas. 1998/779 karar sayılı karan ile Fuat ve Şükran'dan olma 29.7.1961 doğumlu Şima Füsun Turancıol'un ısmi ve soyismi Şima Turna olarak düzeltilmesine karar verilmiştır. Ilan olunur. Basm. 2999 GÖRÜŞ A. LMIT ALOGLU 8 Yılla Gelen Son elli yılın, denilebilir ki en önemli reformu olan 'Sekiz Yıllık Kesintisiz Eğitim' uygulamaları daha şimdiden olumlu sonuçlar vermeye başladı. Gerçi bu ülke, bir yandan artık nitelikleri, yani uygulandıkları ülkeleri nerelere götürdüğü her- kesçe bilinen IMF reçetelerinin kıskacında global- leşen dünyamızın beklenen krizine doğru dolu- dizgin koşarken, hemen bunun yanında batık bankalan nasıl kurtarabilırim, Susurluk'u Fadi- me'nin gözyaşlanna nasıl boğdurabilirim, ortadi- reğin hâlâ beli kırılmamışlan varsa onların da bel- lerini Sosyal Güvenlik Yasalan gibi adı güzel bir- iki yasa çıkararak kırabilir miyim planları kurulu- yor. Öbür yandan sevgili siyasilerimiz yarattıkla- rı -kimin elinin kimin cebinde olduğunun bir tür- lü anlaşılmadığı mı desem, yoksa bütün oyunla- rının halkla alay etmekten başka bir anlam taşı- madığı mı desem- seçim ortamında tozu duma- na katarken, ilköğretim okullarımızda sessiz se- dasız bir şeyier oluşuyor. Öğrenciler, yolunu bilmedikleri kütüphanelerin kapısını aşındırmaya başladılar (Ülke genelinde özellikle gençlere seslenen kitapların satışında artış oldu mu diye meraklanıyorum). Öğretmen- ler, daha bir yıl öncesine kadar "Öğrencilerim şu kadar test çözdüler" diye övünürlerken şimdi ar- tık "Bakın, çocuklarım ne kadar güzel yazıyorlar, birde sınıfta tartışmalannt görseniz" demeye baş- ladılar. Artık eskiden olduğu kadar birbirleriyle uğraşmıyorlar. "Ben heryıtşu kadar öğrencigön- deriyommAnadolu liselerine" tafrası da gitmiş yüz- lerinden. Görebildiğim birkaç okulun bahçesinde bir-iki: dal maydanoz, bir-iki kök soğan, sarmısak, laha- na yetiştirilmeye çalışılıyordu. Birkaç okulun iş- liklerinde de kâğıt hamurlarının. çamurların, yap- ma çiçeklerin arasında atölyelerinde eli ayağı bo-) yalı sanatçılar gibi çalışan çocuklar gördüm. . Hemen hepsinin duvar gazeteleri, okul dergi-. leri vardı. 1 Bütün bunlardan daha önemlisi, öğrencilerın yüz- ! lerinde, yüreğinde çocuk sevgisi olanlann katla-' namadıkları, o çocukluğunu yaşayamadan büyü- müş izlenimi veren gönül karartıcı gerginlik göz- ' lemlenmiyordu. Öğrencilerin gözlerinde, çocuklara özgü seve- • cenliğin, çocuklara özgü sevincın en iyi göster- > gesi olan yürekşenlendirici pırıltılar görülüyordu. ı Hemen her okulda küçüklü büyüklü canlı tab- , lolar, skeçler, oyunlar sahneleniyordu. ; Bir zamanlann 'Köy Enstitüleri'n\ kapatanlar, • sözüm sizlere, aman tezelden kapatın ilköğretim okullarını, hiç değilse eski hallerinedöndürün, ne- bıleyim ben, bir şeyier yapın. Bu sistem bir otu-' rursa, derslikti, işlikti, atölyeydi, öğretmen eksiği; idi. ders kitaplarıydı.. tamamlanırsa, (hatırlatırım, halk da destekliyor) başınıza neler gelir bilemem. Benden söylemesi: ilköğretim okullarında, ül- kedeki yazımı sayfalara sığmaz olumsuzluklara rağ- men sessiz sedasız bir şeyier oluyor. : Ulusseverlerin sevineceği, ötekilerin üzü|ece-, ği bir şeyier. Biline! ••••••• • ! — BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Gerçekleşti- rilmesi düşü- nülenetkinlik- ler bütünü. 2/ Gece yapılan sinema ya da tiyatro gösteri- si... ABD pro- fesyonel bas- ketbol ligi. 3/ Kripton ele- mentinin sim- gesi... Tıp di- linde derinin kanlan- masına verilen ad. 4/ Hastalık derecesinde tırnak kemirme eyle- mi. 5/ Boyun eğen. 3 kendini başkasının 4 buyruğuna bırakan... "Geyik dağdan dağa atlarken güzel — da- lında diş diş çatlarken güzel" (C. S. Tarancı). 8 6/ Matematikte kulla- 9 nılan sabit bir sayı... İcar. 7/ Gümüşbalığmın küçüğü... Kâfi gelmeyen. 8/ Yayla ya da bahçe kulübesi... Elçilik uzmanı. 9/ ka- lıpta pişen bir tür meyveli pasta... Tavlada bir sayı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yüzgeçlerinde yakıcı dikenleribulunan. eti lezzet- li bir balık. 2/ Nefesli bir çalgı... Borsada belli mik- tardaki hisse senedini belirtmekte kullanılan işlem birimi. 3/ Bir nota... Afrika'da yaşayan ve çok hızlı koşabüen bir antilop. 4/ Amaç... tran'tn plaka işare- ti. 5/ Ünlü bir Roma imparatoru... Kalkan ve zırh gi- bi korunma aracı. 6/ Hastalıktan kurtulma. iyileşme. 7/Genellikle tek parçalı kadın giyeceği... Bir sporta- kımının gözde oyuncusu. 8/ Bir renk... Ürperme. 9/ II. Dünya Savaşı'nm sonlannda Japonlar tarafından kullanılan intihar uçaklanna \ erilen ad. BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ (Mahkemece verilen ara kararın ılanen tebüSi) DosyaNo: 1998/777 Mahkememizce verilen 21.12.1998 tarih, 1998 777 esas. 1998/1208 sayılı karar ile Malatya. Doğanyol nü- fusuna kayıtlı Memet Ali ile Jale'den olma 1979 doğ. Ömer Erdoğan"ın hacrine, kendisine annesi Jale Erdo- ğan'ın velayetı altına konulmasına karar verilmiş olup işbu karara itirazı olanlann kanuni süresince itiraz ede- bılecekleri, itiraz vaki olmadığı takdirde hükmün aynen kesinleşecegi tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olu- nur. Basın: 3064 KARABURUN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1997/155 Davacılar Seyit Alı Ok. Kemal Ok. Ertuğrul Ok vs. \ekilleri tarafından davalılar Ha>-riye Yüney, Ali Saim Yüney. Ahmet Salim Yüney ve Atiye Sıddıka Yüney aleyhine açılan tapu ıp- tali ve tescil davasının yapılan yargılaması sırasında \erilen ara karan gereğince; Karaburun ılçesi Yenılıman köyünde otu- ran davalılann yapılan tüm aramalara rağmen tebligata yarar açık adrcslerinin tespitinin yapılamadığından adı geçen davalı- lar Hayriye Yüney-Ali Sami Yüney-Ahmet Salım Yüney ve Atiye Sıddıka Yüney'in duruşma günü olan 9.3.1999 gûnü sa- at 10'da mahkememizde hazır bulunmalan veya kendılerini bır vekılle temsil ettırmeleri. aksi takdirde yargılamaya devam olunacağı dava dilekçesi yerine ilanen tebliğ olunur. Basm: 10852
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle