Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ŞUBAT1999SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Bihrat Mavitan bir düşün peşi sıra gelen heykellerinde bu kez bronzu kullanıyor
6
Döküm doğumla eştir9
FECtRALPTEKtS
Bihrat Mavitan'm Emlak Sanat Gale-
ri sı"nde >er alan sergısi 'tki Taneler' baş-
lığını taşıvor. Mavitan'ın oğlunun ismi
Tan, kızınınki Tane... Bir de 'adet' mese-
lesı var tabii; Mavitan'ın tüm heykelleri
birer tane. tek adet. Tekrarlan. kalıplan,
çoğaltmalan yok. Tane, sergiyi isirnliyor.
tki Taneler, aynı tarihlerde yapılmış iki uç-
tan ıki heykel ya da iki resim... Heykel-
lenmış resimler ve resimlenmiş heykel-
ler. Mavitan'ın tüm resimleri, heykelieri-
nin eskizlen. Yan retrospektif nitelikteki
sergide, sanatçının bronz döküm heykel-
leri ve •kırmızıyı keşfettiği' resimleri yo-
ğunlukta.
Mavitan; dayanıklılık, kural ve ahlak açı-
sından bronzun heykel için en doğru mal-
zeme olduğuna inanmış hep. Teller, alçı,
deri \e kösele gibi çok çeşitli malzeme-
lerle çalışırken de bronza özlem duymuş.
Ancak yakın zamana dek yaşadığı 'dökü-
me nezaret etme' sorununu. güzel anlaş-
hğı bir sanatçı dökümcüyle tanışınca aşa-
bilmiş.
Mavitan bronz dökümde Hititlerden
kalma 'raum kaybı' metoduyla çalışmış.
Hititlerin. an mumunu çamurla kapladık-
tan sonra fınnda mumu uçurup yerine
metal dökerek uyguladıklan metotla ça-
lışırken 'revetman' denen alçıdan yarar-
lanmış: "Mumu alçıyla kapladıktan son-
ra finna koyuyorsunıız. Alçı fınnda sert-
leşiyor. mum ise uçup gidiyor. Mumun bı-
raktığı boşluğa dökülüyor bronz. L stü al-
çılı bronzu suya koyduğunuzda alçı temiz-
leniyor ve bronz ortaya çıkıyor. Vlumla
yapümayacak iş. döküİemeyecek şey yok."
19 Şubat'a dek Emlak Sanat Galerisi'nde yer alacak olan sergide, Bihrat Mavitan'ın bronz döküm heykelleri ve 'kırmızıyı keşfettiği' resimleri yoğunlukta.
Mum kaybı metoduyla çalışmak, Ma-
vitan'ın dökümün sonucunu süratli gör-
mesini ve sonuca çabuk ulaşmasını da
sağlamış. Mumun verdiği ipuçları, bron-
zun getireceği sonuçlarnoktasında sanat-
çıya öngörü kazandırmış çünkü: "Bu me-
tot, bendeki hasrederi gjderdi. 'Ah şunu
da yapsaydım' dediklerimi biran ewel yap-
mamı ve işlerimde çeşitliliğe ulaşmamı
sağladı. Döküm teknikJeri heykel yapı-
mını çok etkilivor. Döküm tekniklerine
vakıfsanız. onlan ele geçirebiliyorsamz.
işinizdeki>ürekli!iginizartı>or. Rüvalan-
mz netieşivor, gerçekleştirilmeleri kolay-
laş,ıvor. Her şey i deneme telaşı> la çalıs. ma-
larınız rvme kazamyor ve bir keyif halini
alrvor."
Mavitan'ın heykelleri ağırlıklı olarak tek
ya da ikili, üçlü minik figürlerden oluşu-
yor. Sanatçı, bu minik figürlerin döküm-
de herhangi bir sorun yaratmadığını, tam
tersine dökümün hüneri ve metalin me-
talliğinin çok daha net okunmasını sağ-
ladığını belirtiyor. Dökümde karşılaşıla-
bilecek elektnk kesintilerini, finnın soğuk
kalma olasılığım yada döküm potasında-
ki pürüzleri ise 'bir kez daha yakalana-
mayacak sürprizJer doğuran raslantılar'
olarak görüyor "Dökümle doğum estir, ne
çıkacağı beili oJmaz!"
Mavitan'ın vazgeçilmez teması insan
figürü, 'erkekyada kadınolmayan', kim-
liksiz figürler... Yakın planda bu kimlik-
sizliğe uygnn, okurunası izleyiciye bıra-
kılmış, ifadesiz yüzler... Mavitan'ın, kü-
çücük figürlerin teklikler ve çokluklarla
oluşmuşheykellenndenbazılan *Göreme
Destanı'. 'Lçlü Boğaz Destanf. 'Sansür-
lü Destan', Yedi Uçanlar Destanı', Dün-
ya DestanT, 'Saatii Melekler Destanı'. 'De-
dikodu Destanı'. "Pegasuslar Destanı',
'Melek Oima Destanı' gibi ısimler taşı-
yor. Her işin bir öyküsü, bir destanı var...
Mavitan'ın işlerinde bir form ve bir
sembol olarak 'el' de yenni almış bu kez.
Sanatçı. el formunun taşıdığı çeşitli an-
lamlan şöyle sıralıyor: "Sansüriü bir ül-
kede yaşıyoruz. Ben, küçücük figüriere
vazdığım öykülcri. destanlan bir daha
okunmayacak hale getirerek baştan san-
sür ettim. Anlamlan bende saklı: ama
ZEN, Yapı Kredi Sanat Festivali kapsamında 'uzaydemiryolu' temalı bir konser verdi
Doğaçfcunaylasessel mekânGÜLERÇETİN
Miizik dünyasma on yıl önce blues, rock
ve punk temeli taşıyan bestelerini çalarak atı-
lan ZEN, doğaçlamaya kaydırdığı müzik se-
rüvenini sürdürüyor. Yaşadıklan anın müzi-
ğini yapan ZEN'in üyeleri üretriklen müzi-
ği Toplu doğaçlama' olarak nitelendiriyor.
Merih Oztavlan (ses, sarnpler, vurmahlar,),
Emre Onel (Vurmahlar. sampler), Levent
Akman (vurmalılar), Fahri Aykut (davul),
Murat Ertel (Gitar. saz. ses) ve Mustafa Ba-
har'dan (bas) oluşan topluluk cumartesi ak-
şamı Yapı Kredı Sanat Festivali kapsamın-
da AKM'de bir konser verdi.
Suda Balık (1994). sadece Amerika'da çı-
kan Derya (1996) ve Tanbul (1998) adlı üç
yasal albümü. dört yasal olmayan albümü bu-
İunan topluluk Türkiye'de ılk sesli şiır CD
Rom'unadamüzıkhazırladı. 'Fan'olarak ni-
telendirilebılecek izleyici kitlelen dışında-
ki müzikseverlerle de Tabutta Rövaşata ıçin
gerçeklestirdikleri -Baba Zula' ile buluştu
ZEN. Son olarak da topluluğun bir single'ı
ltalya'da FloridaVoi-2 ısımlı bir toplama do-
ğaçlama albümde basıldı. "Spagetti Eastern'
adJı single'da 'spagrtti-vvestern'lere alterna-
tif Doğu usulü bir spagetti sunuyor toplu-
luk. Albümü hazırlayan şirket, ZEN için özel
bir albüm çıkartmayı planlıyor. Yurt içinde
ise haziranda Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta-
lıklan Hastanesi 'nde verdiklen konsenn can-
lı kayıt albümünü önümüzdeki günlerde pi-
yasaya çıkartacak topluluk.
Anadolu'ya açılmak istiyorlar
Yurtdışında gerek Nevv York Times gibi
popüler gazetelerde gerek plak koleksiyon-
culanna hitap eden nitelikli dergilerde adın-
dan övgüyle söz ettiren topluluğun en büyük
beklentisi Anadolu'ya açılarak çeşitli bölge-
lerde konser vermek. Gereksinimleri artık ta-
nıtım değil organizasyon. En arkadaki insa-
nın gözünü bile görebilecekleri küçük kon-
serleri yeğliyorlar. Dinleyiciyle kurduklan bi-
rebir iletişim önemli onlar için.
Müzikkrini görsellikJe destekliyor ZEN.
Konser programlannda müzikterini dialar. çe-
şitli fılmler, müziğın ntmiyle hızlanan ve
yavaşlayan görüntülerle zenginleştiriyorlar.
Yapı Kredi'de verdilderi konserin genel kon-
septi ise 'uzaytreni'. Demiryolu ve uzay pro-
jelerinin birleşimi sonucunda belirlenen bu
başhk astronot. pilot, vatman kıyafetleri gi-
bi kostümler ve konuyla bağlantılı dekorlar-
la vurgulandı. Murat Ertel ve Levent Akman
ile ZEN üzerine söyleştik:
-Amerika ve ttarya'daki başanlanmz yurt-
Murat Ertel ve Levent Akman her aJbümıin farklı bir karakter taşımasına özen gösterdiklerini vurguluyor.
dtşına \t yurtiçine nasıl vansıdı?
- Almanya. Amerika, Yugoslavya ve Ital-
ya'daki plak şırketierinden gelen teklifler
var. Yurtdışına giden kişilerin albümlerimi-
zı orada burada görünce, hakkımızda yazı-
lar çıkınca yurtiçine de yansıdı bu. Insanlar
artık daha fazla ilgilenmeye başladı bızim-
le. Ne yazık ki deneysel bir şeyler yaptığı-
nızda insanlar kuskuyla bakıyor ve öncelik-
le kendinızi birşekilde kanıtlamamzı bekli-
yor.
- Bakırköy Ruh \c Sinir Hasrahklan Has-
tanesi'nde doldurduğunuz albümü değer-
lendirir misiniz?
- Önümüzdeki günlerde çıkacak olan bu
albümde bir ortalamayı yakaladık. Hem de-
neysel bir yönü var, hem de son derece rit-
mik ve melodık. lyi bir denge kurduk. Bu
denge de kendimize 'çok karanlık olmaya-
hm' şeklınde bir sansür uygulamamızdan
kaynaklanıyor. Daha büyük kitlelere ulaşa-
bilecek bir albüm. Tanbul ağır bir albüm ol-
du gerçekten
- Doğaçlama müzik yapıyorsunuz ve top-
luluğun elemanlan sürekli değişivor. Bu bir
sorun oluşturmuyor mu sizin için?
- Çok büyük sorun. Bu nedenle bass'sız
dönemler geçirdiğimiz oluyor. Bass'lı çal-
dığımızdart çok bass'sızçaldık. Herhangi bir
elemanla çalışamıyoruz. Öncelikle ınsan
olarak iyi anlaşabileceğımiz bıri olmalı. Bi-
zim olduğuz yerde olmalı ve gittiğımiz ye-
re doğrugitmeli. Bunlann yanı sıra iy i de bir
müzisyen olmalı. Bütün bu nitelikleri tek
bir kişide bulmamız çok zor olduğundan 11
kişiyle 2 kişi arasında değişen bir kadromuz
oluyor. Ama artık bir çekirdek kadro oluş-
tu. O kadro da gittikçe sağlamlaşıyor.
'Öncelikle bir müzik grubuyuz'
- ZEN'in müziği hep görsellikJe destekle-
necek mi? Görselliğin müziğinizdeki pa>ı
ne?
- Desteklenmeyebilir aslmda. Mekân ku-
nı bir konser salonu değilse. kendi görselli-
ğini, kendi karakterinı koruyorsa ihtiyaç duy-
mayabiliriz. Ama bizim amacımız müzıkle
sessel bir mekân yaratmak. Bunun için de
her türlü şeyi kullanıyoruz. Konserler yal-
nızca sese dayah degil. Hayatla. gerçekle, an-
la örtüşmeye çalışıyoruz. Bu nedenle orta-
mı güzelleştirme kaygısı güttüğümüz her
yerde görsellığe başvurabiliriz. Ama bu bi-
rinci planda değil. Öncelikle bir müzik gru-
buyuz.
- Müziğinizin Doğu müziğine kayma sû-
recini değerlendirir misiniz?
- Hep içimizde olan bir şeydi. Doğduğu-
muzda dinlediğimiz müzikleröyleydi. Bu ül-
kede klasik Batı müziği ya da Batı popu din-
liyorum diyen, ısrarla evinde Batı müziği
dinleyen kişı sokağa adımını attığı andan
itibaren Doğu kültürünün içinde oluyor. Bu
nedenle bizim de çizgimizi o yöne doğrult-
mamız çok doğal bir süreç oldu.
- ZEN'in gelecekle ilgili planlan neler?
-Içimizdeki müziği yapmay a devamede-
ceğiz. Bizi takip eden, çok sevdiğimiz bir
kitle var. Bir de sokaklarda verdiğimiz kon-
serlerde karşılaştığımız, 'halk' olarak nite-
lendinlebilecek bir kitle var. Bu kitleyle kar-
şılaşmak bizı çok heyecanlandınyor. Bunu
medyayı kullanmadan yapabilsek çok hoşu-
muza gider. Albüm yapmaya devam edece-
ğiz elbette ama albümlerin de birbirinden
farklı karakterlertaşıması önemli bizim için.
Yine ZEN çekirdeği olsun ama her albüm-
de kendi kendimizi heyecanlandırabilelim.
saldanu sevdasından değil,saklanmaya bir
karsi geiiş olarak... Yasaklan el kol hare-
ketteriyle, dur işaretleriyle simgeledim.
Bir de tüm tşler elle yapıkh,' Eli inkâr et-
menin âlemi yok' demek istedim. 'Elim-
le eller yapayım' gibi bir saür başının ar-
dından gclenlerdi bunlar~"
'Kırmızı^ keşfettim'
Jki Taneler. Mavitan'ın izleyiciye 'kır-
nuB1
resimler sunan ilk sergisi. Mavitan,
kırmızının müthiş bir ışığı olduğunu dü-
şünüyor: "Bugiine dek hep bir 'mavi' der-
dim vardı. Kırmızıyı ıskalar dururdum.
Yeni resimleri mde ise kırmızjmn ışığın-
dan haberdar oldum. kırmızryı keşfettim.
Serginin son bölümü, kırmızının tüm ton-
larryla hesaplaşılmış re-
— — — simierden oluşuyor."
Mavitan. 'Göziçin de-
ğil de el için resme neler
verebilirim' cümlesin-
den >-ola çıkarak sergide
yer alan bazı resimlerin
üzerine de metalden mi-
nik figürler yerleştirmiş.
Bunu, hem resimleri hey-
kel yapma arzusunun ilk
basamaklan olarak de-
ğerlendiriyor hem de do-
kunarak hissedebilme-
nin önemine değiniyor:
"Resim ışıkla mümkün-
dür. Karanhkta okşadı-
ğınızdayoktur. bitmiştir.
Oysa parmak uçlan
önemlidir. Dokunmak
anlamakür, sevmektir."
Sergideki resimler
'Arap Nü', 'Assos'ta Kü-
çükPrensler". 'Herkesin
Kendi Ayv Herkesin Ken-
di Yüdızı Var' gibi isim-
leriyle adeta öyküler an-
latıyorlar izleyiciye. Ma-
vitan, resim ya da heykel-
lere isim verirken o sıra-
da okuduğu bir kitap, iz-
lediği bir film, bir tiyat-
ro oyunu ya da tanık ol-
duğubir konuşmadan ak-
lında kalan hoş cümleler-
den yararlanıyor. Resım-
ce konuşma noktasında
biröğretı yaklaşımı taşı-
masmın yanı sıra, ısmin
resimle banşık olması,
resme şiirsellik ve ede-
bi bir tat katması gerek-
tiğıne de inanıyor.
Mavitan'ın gelecek
projesi, heykellerini bi-
raz daha büyütebilmek.
En büyük düşü ise onla-
n birer kent mobilyası-
na, kocaman anıtlara dö-
nüştürmek... Düşleri çok
önemli Mavitan için:
çünkü sanatında heykel,
bir düşün peşi sıra geli-
yor. Her rüyanın resmi-
nin yapılabileceğine ina-
nıyor, her resmin de hey-
kelinin... "Gerisi oras/-
nr" diyor, "Ama heykel,
rıraş değildir. Zor iştir.
Gölgesi düsen bir öykü-
dür. Öniine gelen yapa-
maz,yaparsa da obnaz_"
Bopusan'da kentli müzik'
• KüitürServisi - Borusan Kultür \e Sanat Merkezi;
bugün Anadolu rock. 'Ankara Sazı', arabesk ve
cazın ilginç bileşiminden oluşan bir dinletiye yer
venyor. Her sesin. her rengin ve kültürün bırbirine
kanştığı kent atmosferinin müzikteki yeni
yansımalannı ifade eden "kentli müzik'in. son
yıllarda adından sıkça söz ettiren topluluklanndan
Replikas, saat 19.00'da Borusan Kültür ve Sanat
Merkezi'nde müzikse\erlerle buluşuyor. Gökçe
Akçelik (vokal). Barkın Ergin (gitar). Orçun
Baştürk (davul, darbuka, vokal) \e Selçuk Arut'tan
(perdesiz bas, geri vokal) oluşan topluluk, 'var olan
tüm sesleri kullanarak her yere ait bir müzik
yapmayı' amaçlıyor. 2000'li yıllann kent müziğini
yaratmayı hedefleyen Replikas, çalışmalannda
farklı müzik türlerinin yanı sıra zikir törenlerinden
de esinleniyor. Konsen izlemek ısteyen
sanatseverler. ücretsiz giriş kartlannı konserin
başlama saatinden en geç yarım saat önce Borusan
Kültür ve Sanat Merkezi'nden alabilirler.
Bolşevizm ile Emperyalizm
Arasında Türkiye
H Kühür Senisi - Tarih
Vakfı Yurt Yayınlan, Bülent
Gökay'ın 'Bolşevizm ile
Emperyalizm Arasında
Türkiye' adlı kitabını
yayımladı. Gökay kitapta,
Mondros'tan Lozan'a uzanan
bir süreçte Osmanlı
Imparatorluğu'nun
yıkıntılanndan Türkiye
Cumhuriyeti'nin doğuşunu,
uluslararası ilişkiler ve savaş sonrası dıplomasisiyle
bağlantılı bir çerçevede ele alıyor. "Batı
Emperyalizmi ile Rus Bolşe\izmi araMnda bağımsız
bir Türkiye devleti arayışındaki Türk ulusçulannın
karşılaştıklan ikilem \e zorluklan" ağırlıklı olarak
lngiliz ve Sovyet istihbarat belgelerine dayanarak
irdeliyor.
'kısanın kozmik yolculuğu'
Zeynep Göle'nin pesimlepinde
• Kültür Servisi - Türkiye İş Bankası Parmakkapı
Sanat Galerisi, kapılannı bugün ressam Zeynep
Göle'nin yapıtlanna açıyor. Sergi 24 Şubat'a dek
görülebilecek. Figüratif üslubu benimseyen sanatçı,
çalışmalannda düşsel bir anlatım yaluyla insanın
ruh derinliklerinde geziniyor. Yapıtlannı insanlarla
yoğunlaştıran sanatçı, önceliği onİ3nn iç
dünyalanna veriyor. Klasik mitolojiden Islam
tasavvuruna, nice Batılı ozan ve düşünürden 'Kısas-
ı Enbiya'ya kadar. ge^lmiş geçmiş. irışanVk îarihindprı;
kayda değer bir birikinii yorumluyor. '(244 20 21)
Matisse şimdi de Kopenhag'da
• KOPENHAG (Cumhuriyet) - Kopenhag Dev let
Müzesi, geçırdiği büyük renovasyondan sonra
kapılannı Henri Matisse'ın yapıtîanyla açtı. Fransız
ressamın 45 tablosunu içeren serginin en ilgi çeken
tablolan 'Dans' ve 'Kırmızı Armonı.' Tablolar, St.
Petersburg'daki Eremitaget'ten ve dünyanın en
tanınmış Matisse koleksiyonculanndan ödünç
alındı. Sergide Mattisse'in erken dönem çalışmalan
çoğunlukta.
BUGÜN
• AKSANAT'ta Hollanda DansTiyatrosu'nun
Ravel'ın yapıtlan eşlığinde sunduğu gösteri 12.30 ve
18.00'de lazer-disk'ten gösterilecek. (252 35 00)
• YAPI KREDİ SALI TOPLANTILARI kapsamında
saat 18.30'da Tepebaşındaki Turkcell Salonu'nda
Ahmet Kuyaş'm yönetımınde gerçekleşecek "Bin Yıl
tçin lahnıinler. Pİastik Sanatlar" başhklı toplantıya
Omer Lluç, Handan Börtüçene v e Mithat Şen
katılacak. (280 65 55)
• MEBA SANAT GALERİSt nde "Dram Sanaö"
başlıklı semıner saat 20.00"de Mine Ergen'ın
İ
önetiminde gerçekleşecek. (547 ]j 35/
I ÇEKÜL GENÇLİK BİRİMİİTÜ Taşkışla da
18.30'da Ara Altunun katıldığı "Türk Çini Sanatında
İznik" konulu seminer düzenliyor. (251 54 44)
• BELGESELStNEMACILARBİRLİĞİ'nde
Mustafa Bakı'nın yönettiği "Toprak" adlı film
13.00'ten 19.00'a İcadarher saat başı eösterilecek.
(292 3984)
• AÇEKSAHNE de Şenova Ülker (trompet), Kent
Mete (piyano) ve Ruli Karacanın caz dınletisı yer
ahyor. (243 13 14)
• Pl ARTWORKSte 'Van Gogh' adlı film 16.00'da
video'dan gösterilecek. (236 68 53)
• SAHAF KÜLTLRE\1'nde 15.00 te "Hair" ve
18.00'de "The WaU" adlı filmler izlenebihr.
6
Dünyamn öyküsü' AdamÖykü'deKültür Servisi- tki ayda bir okur-
larla buluşan 'AdamOykü', bu sa-
yısında yine. öykü türünün Türki-
ye'de ve dünyadaki usta ısimlerinin
yanı sıra daha az duyulmuş > a da ye-
ni yeni adını duyurmaya başlayan
yazarlann öykülenne yer veriyor.
DemirÖzlü. EnisBatur. Yusuf Zi-
ya Bahadınlı. Feride Çiçekoğhı, Ce-
mil Kavııkçu. Ozgen Ergin. Tank
GünerseL Ali Cengizkan, Gültekin
Emre, Roni Margulies, Şükran Yü-
ceL Aydoğan Yavaşlı. Fuat Uğur.
SalihaYadigar. FarukDuman, Ege
Görgün, Nurdan BeşergiL Almıla
Özdek ve Kaan Ozkan öykücülü-
ğümüzden sesler getınyor bize. Ya-
bancı öykü yazarlan arasmdan ise
Horacio Qui rago. Heinrich Böll.
Sam Shephard. Chaıies Eastman
ve Guram Gegeşidze seçilmış bu
sayı ıçin.
Her sayıda farklı bir edebiyatçıy-
la söyleşiye yer veren dergı bu kez
Enis Batur'u konuk ediyor. 4
Enis
Batur ile Dünden Bugüne' başlıkh
söyleşide Batur öykü, roman ve şi-
ir arasında dil, bıçim ve anlatım açı-
sından ilişkilere ya da farklara iliş-
kin görüşlerini iletiyor.
Teknolojinin son 150 yıl içinde
yaptığı atılımlann sanat ve edebiyat
dünyasında yarattığı depremlerin
öykücülüğe etkilenne değinen Ba-
tur. öykü okurunun giderek azal-
masmın ardındaki etkenleri irdeli-
yor. Kendi öykücülük serüvenin-
den kesitler sunan yazar. Türk ve
dünya yazmında etkilendiği. ilgi-
lendiği ve beğendiğı öykücüleri de
sıralıyor. AdamÖykü'de. öyküyü ır-
deleyen ya da deneme bıçeminde an-
latan çeşitli yazılar da yer alıyor.
Ana Maria >lanıte, 'GöçebeÖykü-
ler' başlıklı yazısında. "Öj'kü kur-
nazdır. Şarabın içine süzülür, vaşlı-
lann dillerine, azizlerüı öykülenne.
Hantal bir ezgŞe dönüşür meyha-
nede îçip saz çalan volcunun gırtla-
ğında. tftarlann içinegizlenir, yolla-
nn kesiştiği yere, mezariıklara, sa-
manlıklann karanbğuıa. Öykü ge-
çipgider,ama izlerini bırakır'' dıvor.
Julio Cortazar 'öyküde konu'yu ir-
delerken, Jonathan Culler 'Oykü-
nün işlevi nedir? Öyküler ne yapar-
lar" sorularmın yanıtlannı anyor.
Horacıo Quigaro. 'Dekalog'unda
" Daha birinci kelûnede nereyçgide-
ceğini bümeden yazrya başlama. İyi
kotanlmış bir öv küde ilk üç saûr
neredevse son üç satır kadar önem-
lidir" diye seslenıyor öykücüye.
Doğan Hızlan. Necati Tosuner,
Füsun Akani Hulki Akrunç. Feri-
dun Andaç. Adnan Özer ve Ozcan
Karabuhıt 1998'de en beğendikle-
ri öykü kitaplannı açıklıyorlar.
l
Okur/Ya2ar' köşesinde Ortıan Bar-
las, Hürriyet Yaşar'ın bir öyküsü-
nü değerlendirırkenSabahattin
AH'nın 'Dekolman' adlı öyküsü M.
Kemal Adatepe'nın değerlendüme-
leriyle venliyor. 'Unutulmuş Öy-
küler' bölümünde ise Sabri Aln-
nel'in 'Sendlingertorplatz' adlı öy-
küsü anımsatılıyor. Derginin son
sayfalannda ise 1998"deyayımlanan
öykü kitaplannın açıklamalı bir lis-
tesi yer alıyor.
YAPINTKREDi
KÜLTÜR SANAT
YAYINCIUK
ıtSalı, 18.30
Bin Yıl Için
Tahminler: Pİastik
ı^Sanatlar
Yöneten: Ahmet Kuyaş
Konusmacıiar: Ömer Uluç, Mithat Şen
Handan Börüteçene
^ T U R K C E L L salonu, MeşrutiyetCad.153 Tepebaşı
Istiklal Cad. Korsan Çıkmazından gırılebılir