16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 1999 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Bir Anatomi Dersi _.g. IRHAN KARAESMEN R embraııdf ın. gelmış geç- mı^ en buyuk ressamlar- dan bın olduğu düşunulur Yapıtlannda. yaşadığı do- nemın ve topİumun yerel devınmesıne ayna tutar- kn e\Tensel temalara da yer venr Remb- radt ı 'en büyuk' yapan teknık oğele- n başında ıse koyu ve loş fonlann ara- sr dan anı bır kontrastla firlayıveren ışık kynaklannın resmedılışındekı benzer- SL ustalıktır Portrelenndekıınsanlarko- yı renk gıyımlıdır Fonlar koyu kahve- rejgıdır, yanaklar bıle bellı belırsız bır aydınlığı ancak yansmr Ama o gözler, o ıpıl gozler mılyonlarca vatlık bır ışık kcv-nağından ışınlanan fantastık bır ka- mıştıncılıkla bakarlar Bu bakışlann en etuleyıcı yoğunluk kazandığı yapıtla- nıdan bınnde çok unlu 'Bir Anatomi Drsi' tablosunda kada\ranın üzenne eglmış hekımlenn ve asıstanlannın o IŞKJI bakışlannda merak ve tıksıntı bır- bnne kanşmıştır Ortadakı metanın gö- nnuşu ve ustat bır hocanın anlattıklan, yeıı bır şeyler görup oğrenme güdusü- nLdurtmektedır Bakışlann akıl almaz par- ladığında bu durtuyu duyumsarsınız Aıcak, masanın uzenndekı, kesılmış bı- çırnış cansız beden ürkütücu ve mıde bıiandıncıdir Bakışlara bulantı duygu- suda yansımıştır Furk ınsanının son donemlerdekı top- lunsal de\ mımlere bakışında da bır ye- nıhk ara>ışı ve beklentısıyle beslenmış bır merakın, goruntusu ve kokusu gıt- tıkçe daha fazla tıksıntı veren bır ırkıltı- cılıkle kanşhğını goruruz Son çeyrek yuzyılda toplumsal anatomi derslenne bolca tanıklık edıldı bu ülkede Ancak de-slerden yapıcı sonuçlar çıkarma ve buradan hareketle ılenye dönuk düzen- leme ılkelen belırleme alışkanlığı soyu- muzda sapımızda yok Parlak bıreylen- nın \ e 'adamJarmm' bolluguna karşı top- lumsal akılcılığı hâlâ yakalayamamış bır toplum goruntusu sergılıyoruz Olayla- ra cevnlmış dıkkatlı bakışlann voğunlu- ğu da son on beş yılda sıstematık bıçım- den azaldı, azaltıldı Bakmanın \e gor- duğûnu yorumlamanm önemsızlıgının benımsetıldığı ve mutluluğa sadece tü- ketme' ıle enşebıleceğıne ınandmlmış kuşaklar fılızlendı Toplum değerlenne v e yurttaşlık bılıncıne karşı umursamaz- lıkortahktakolgezeroldu Kısacası,bır çozuşmerun ıçıne gınldı Oluşum sede- ce, devlet duzeneğınıncıvatalannın gev- şemesıyle. kaynaklanmış parçalannın, pat-pat, bırbınnden aynlmasıyla kalma- dı, çok daha sakmcalısı, toplumda da bellı bır aşınma kendını gosterdı Dev lenn zangırdayan karkasını onanm- la destekle v e bıraz da yenı denge unsur- lanyla yenıden ışler hale getırmek ola- sıdır Hokkabazlann,hacıyatmazların'iş biür-bitirir' ozelleştıncılennın, çıkar pay- laşıcılannın, yağ çekıcılenn gölgesınde kalmış olsalar da, hâlâ kamuyu gözeten cıddı, namuslu, ozvenh bürokratlann sa- yısıkuçumsenmeyecekduzevdedır An- cak toplumsal aşınma ve çözuşme öyle- sıne daha koklu ve çapraşık bır edılgen- lık sürecı kı buradan sıynlabılme çok daha yoğun ve ozenlı çabalar gerektıre- cek Yukanda ozetlenen, yıllardrrCumhu- riyet başta olmak uzere, çeşıtlı organlar- da yazageldığımız. ara sıra ekrana çağ- nldığımızda dıhmızın dondüğu kadar ozetleyegeldığımız klasik saptamalar, as- lında. Ancak, toplumsa! anatomi dersle- nne hâlâ kaülan, ızleyıcılığındekı me- rak oğesı nksmu ve bulantı ogelenrun ge- nsıne duşse de hâlâ ısrarla durum sapta- ması yapıp bır onanm yolu bulma çaba- sını surduren yurtsever Turk ınsanlan var En azından bu yurttaşlann bır bölu- müyle bazı anatomik-patolojık tanılan çe- şıtlı anımsamalarla paylaşmakta buyuk yarar bulunuyor 'Nereden geklik, nere- ve gidiyonız'u merak edebılecek genç okurlarayakın tanhlere bazı kesıtler sun- marun da bır kuçük hızmet olabıleceğı- nı dûşunüyorum 1980'lenn, lıberalleşme (') etıkeü al- tında sağın yenıden örgütlenmesı yılla- nndayız Devlet burokratlannın, ışada- mı ıle muteahhıt ıle anıden sarmaş dolaş oluverdığı, toplu konut sıtelenndekı ba- zı kuçûk konutçuklan masraf karşılığı armağancıklar (') olarak kabul etmeye başladığı yıllar 1980vebasınaon-onıkı yaşlannda yakalanmış sabılenn tûketım canavanna teshm edıldığı donemler Gıderek sayısı artan özel gorsel med- ya organlannın neredeyse toplumsal bır hezeyan ıçınde eğlence ve magazınle ın- sancıklan zehırlemeye başladığı talıhsız yıllar Bu ığrenç ve salyalı zehır akıtı- cılığa karşı 'sağ'ın ıçındekı kamuoyu vıc- danını rahatlatmak uzere ımam-hatıp okullan sayısırun çığ gıbı arttınldığı, eğı- nmın, YÖK falan da dahıl, tumuyle Turk- tslam sentezcilığme terk edıldığı o mü- barek yıllar Hukumet \e sonra devlet başkanlığı >apmış merhumlann aıle ya- kınlannın haraç-ruşvet pıslığınde, cın- sel aynntı ığrençlıklenyle dolu cıfeler- de yüzmeye başlayışı Bu donemm anatomi dersı goruntusun- de btrden fazla kadavra bulunuyordu Bakan gozlerdekı tnerak-bulantı kanşı- mına, bırkaç cesede bırden bakma duru- munda kalmanm şaşkmhğı eklenıyordu 'Bakmak, gormek \e anlamak'tan hep- ten uzaklaştınlmış ve gıttıkçe daha pa- lazlanan bır toplum kesımme gore ıse altın yıllar yaşanıyordu Bu anatomık tabloda kenardakı bır be- bek kadavrasına fazla dıkkat edılmemış- tı, belkı Kabarmaya henûz başlamış çe- te ve mafya kımlığının masaya ılk yatı- nlışıydıbu Sonrakı yıllarda anatomi ma- sasının baş kadavrasını olusturuyordu, bu toplumsal araz 1990'lannortalann- da i!* merhumlan bıle aratan bır zenne çıkmıştı ortaya. Kâh açılıp saçılıp mayo- su> laraks edıyor, kâh baş ortusu takınıp ımama kaçıyordu Şuhtu,cıhelıydı Ama mınnacıktı Bılgı, zekâ, etık, yurtsever- lık sıfira sıfırdı Kamu yonetımı bılıncı, uzmanlığa saygı falan ıse eksılerde do- laşıyordu Haraç-ruşvet ve bunlarla ılgı- lı mafyasal hesaplaşmalar baş tacıydı, artık Anatomi dersı gıttıkçe daha mıde bulandmcı duruma gelıyordu Son bır ayın olup bıterılenne gelınce, bunlar henuz anatomi masasma yatınla- madı Amaılkgözlemlerveontarularöğ- retıcı olmaktan uzak ve yıne ağır bulan- tı vencı bır seansın hazırlandığını du- şundurtuyor Yanılmayıçokıstenm Anı- lann duygusalığı ıle yûklu bır psıkolojı ıçınde bırzamanlarkomşuadadakıolay- lann kahramanı ve toplumsal umut sım- gesı olarak belledığımız eskı dostum bır pohtıkacınm başrol oynadığı bu son do- nemle ılgılı acımasız bır anatomi dersı- ne tanıklık etmek, bana bıle kahır vere- cektır Kırk yıllık kahvenın geleneksel hatı- n, hem de dergısınde uzun yıllar hem de kıvançla yazı yazmışlığın hukuku falan bır yanda kalsınlar Ama, yırmı küsur yıl oncesınde çevTesınde ınançlı bırcoşkuy- la kenetleranış genç aydınlann tümünun du> duğu \ e bazılanmızı daha da çok bu- naltan dü§ kınklıklannın ustesınden ge- lemıyoruz Bırzamanlar.kışıselbeklen- tısı olmayan pek çok msan \e katman, umut'u beslcdı \ e destekledıyse, yenılen- mecı bır harekete katılmanın denn doyu- mundan kaynaklanıyordu bu Kemaîız- mın ateşı var gıbıydı, ışın odağmda La- ıklık, demokratlık, bağımsızlık, toplum- sal bırleştıncılık ve daha neler tamamlı- yordu bu aydınlanmacılık halkasını Herkes gonlunce \e gucunce ozven- de bulunmak ıstıyor, böylece bu >enı me- şaledekı alev ın daha da valazlanacağım tasarhyordu Oraeğmbusatırlannyaza- n, fcâbns olaylanndakı Turk tavnnın dog- ruluğuna \ e haklılığına dış dunyanın hıç akıl erdırmek ıstemedıgı bır çağda, res- mı görevı olmadığı halde ülke ulke do- laşıp çeşıtlı baskı gruplanna dert anlat- maktan, ûnlü 'LeMonde' gazetesınde, Ba- rı basırunda çıkmış belkı de tek ve tanh- sel o makaleyı, kendı ımzasıyla ya>ım- latabılmekten ne kadar çok kıvanç duyu- yordu Sonra nerelere geldık Fethullahçılara sahıp çıkanlar laıklığm neresınde kal- mıştj'' Son haftalar bo>oınca Turkıye top- raklan uzenndekı bır havaalanından kal- kan sıvn gagalı Efbılmemkaç olum kuş- lan, komşu bır ulkede gunde beş-altı kez maraza çıkarUrken bağımsızlık ruzgân ne- reden esıyordu9 Toplumsal bırleştıncüık adı altında sadece sağı bırleştınp, orta sol- dakı bu>xıkçe tek partı\ ı yoğun bır hırs \e hmçla dagıtma>a çalışmak ne denlı (ya da densız) bır toparlayıcılıktı7 Kusmuk- lu medyanın 'deneyimli \e dengeti poli- tikacı' övgusuyle pohpohladığı sagm bu yenı lıden esld dostumuz ve eskı urnu- dumuz anatomi masasma >atınldığında ortaya yayılacak bulantıyı duymayı hıç ıstemezdım Ama, tanh galıba bızı bu tür bır anatomi dersme hızla sûrûkluyor EVET/HAY1R OKTAY AKBAL Bip Küçük Kral Vapdı Onana Fallaci, Kral Hüseyin'le ılk karşılaştığın- da şunlan duşunmuş "Kral, acının, tukenmış duştenn, yaralanmış onu- run somut bır görüntüsuydü " Içınden ona şoyte seslenmek gelmış "Her şeyı bırakın Majeste, uzaklara gıdın, kendı- nızı kurtann, eğer burada kalırsanız sızı oldurecek- ler Değmez Majeste, zaten pek çok tehlıkeyı goze aldınız daha otuz' nndasınız " Urdun Kralı Hıx jyin artık bu dunyada yok Yenne buyuk oğlunu bıraktı Kardeşı Hasan'ı bır yana ıttı Şımdılık ış çozumlendı sayılır, ama yann ne olacak'' Urdun kuçucuk bır ulke Halkının yansı, daha doğru- su topraklannın onemlı bolumu Fılıstınlı Bır gun Fı- lıstn halkı kendı topraklannı gen ıstemeyecek mı? Ka- ra Eyiul olayında bınlerce Fılıstınlının Huseyın'ın em- nyle otdurulmesı Fılıstınlılerın belleğınden sılındı mı'' Amenka'nın desteğı olmasa, Urdun bır çeşrt ABD ussu gorevı yapmasa Huseyın'ın ışı çoktan brtrnez mıy- Hıcaz Emırı Huseyın'ın torununun ogluydu Huse- yın Hıcaz emın Bırıncı Dunya Savaşı nda Osman- lı askennı arkadan vuranlardan Lawrence'ın arkada- şı Faysal'ın (Emır Huseyın'ın buyuk oglu) Turklere kar- şı ışledığı cınayetler, haınlıkler beyazperdede bıle ya- şatıldı Emır Huseyın'ın amacı butun Arabıstan'a ege- menolmaktı AmaVahabılenn lıden Ibnısuut uzun sa- vaşımlardan sonra Emır Huseyın'ı devırdı ilk dunya savaşından ustun çıkan Ingjlızler de Huseyın'ın bır oğ- lu Faysal'ı onceSunye'nın, ama Fransa'nın karşı çık- masıyla Irak'ın başına geçırdıler Otekı oğlu Abdul- lah'a da yan yanya çol olan Urdun Emırtığı duştu Emır Abdullah'ın oğlu Tallâl akıl dengesını yıtırdığı ıçın krallıktan uzaklaştınldı Gen kalan omrunu Istan- bul'da Bogazıçı'ndekı bır klınıkte tamamladı Bu yuz- den Huseyın genç yaşta tahta oturdu Ama bır turlu banş ıçınde yaşamadı Komşu Arap ulkelennın teh- dıtlen altında olum korkulan ıçınde saltanat surdu Onana Fallacı'nın "Tarıhle Soyleşıler" (Can Yayın- lan) kıtabında Kral Hüseyin'le yaptığı goruşme artık bır belge değennde Kralın soyledıklerı ılgı çekıcı, ama Italyan yazann ızlenımlen, goruşlen de o kadar onemlı ve anlamlı Kral Huseyın, yureklı bır kışı dıye un yapmış 1967 savaşında askerten Israıl ordusu karşısında kaçışır- ken o, atlamış cıpıne, cepheye koşup gelmış . Pa- raşutle atlamayı seven, arabasını 180 km hızla su- ren jet uçağıyia turlu cambazlıklar yapan, Amman so- kaklannda taksı şoforu kılığında halkla ılışkı kurmayı başaran, ote yandan kadınlan, motosıkieöen, yanş araç- larını, denız kıyısındakj dınlencelen en baştatehlıke- lerı seven bır kışı Kendısını yureklı bır kışı sayan italyan gazetectye verdığı yanıtta şunlan soylemış "Bır kez bın bana, 'Bır ınsanda en çok hayran ol- duğunuz nrtelık cesaret mıdır' dıye sordu Evet, de- meden once duraksadım Elbette cesarete hayra- nımdır, bence yureklı olmayan ınsan, msan değıldır. Ama eğer zekâ eşlık etmıyorsa fizıksel cesaret yet- mez Bır ınsanda en çok hayran olduğum şey zekâ- dır Yalnızca zekâ ve karahılıkla sorunlan çözümler- sınız" Fallacı'nın "Herşeyden usandığınız ve daha kolay şeylerduşledığınızolmuyormu" sorusunu bakın na- sıl yanıtlamış "Sanınm ıstıyonım Artıkyeterdıye uyandığımsa- bahlar Her sabah bfr ıkılemdır, sürdurmek ve sürdur- memek Ben hersabah bu ıkılemı çozumlemekıçın kendı kendıme şoyle soylenm Sûrdür, surdürmekzo- rundasın " Kral olmayı hıç duşunmedığını, çunku onunde ba- basının bulunduğunu duşunmuş Kendıne meslek olarak avukatlığı ya da ptlotluğu uygun gormuş "Bü- yükbabam çok erken oldu Babam hastalandı, kral- lık sırası bana geldı Çok gençtım, on yedı yaşında bıle değıldım Benım ıçın krallık ne kadar zordu bır bılsenız Hıçbır şeyden habenm yoktu " Fallaci bu konuşmayı 1972 Nısanı'nda yapmış Hu- seyın le konuşurken sankı karşısında kral değıl, her- hangı bır genç adam varmışçasına rahat olduğunu yazıyor "Bu mesleğı kendım seçmedığımı, seçme olana- ğım olsaydı belkı de seçmeyeceğımı soyledım Bır devlet başkanı olmak hapıs cezasıysa, bırkral olmak olum cezasıdır Ama bu topraklan sevıyorum Bura- lan bırakıp gıdıp Rıvıera 'da yaşamanın bır korkaklık, haınlık olduğuna ınanıyorum ve burada kalıyorum " Fallaci bu sozlen soyleyen genç adama bakarken şunlan duşunmuş "Dudaklan umutsuzluktan bır çızgıydı Bakışlan gülerken bıle ağlayacakmış gıbıydı Aynca pek gü- lebıldığını de sanmıyorum " Weimar Cumhuriyeti-2 Prof. Dr. VURAL ÜLKÜ Mersın Ünı Öğretım Uyesı D unku ya- zımda be- lırttığım gıbı We- ımarCum- hunye- tı'nın uçuncu dönemı (1929'un sonundan ıtıba- ren) başlar ve Almanya Par- lamentosu'nun, çoğunlu- ğun desteğıne sahıp guçlü hukumetler çıkaramaması, çok sayıdaki ufak partile- rin ve partı bderlennın lil- keçıkariannı bir>ana bıra- kıp birbirieri>1e bitmek tu- kenmek bilmeyen didjşme- leri ve her bın >iızde8-10 oy onuuna sahip kuçük parti- lerinhiçbirkonuda bırieşe- memeteri,halktabezginliğe, srvasetvesi>asetçıden üksin- meye neden olur, demokra- siye inancı tamamen yok eder ve sonrakı donemin to- taliter rejimıne çok uygun bir zemın hazırlar. Çok kı- sa ömürlü zayıf hükumet- ler, parlamenter sıstemın çokuşune, onun yennı oto- nter başkanlık sıstemınm almasına yol açar Bırbın- nı yemeye, yok etmeye ça- lışan ve bunu demokrası dı- ye gösteren partılerden hıç- bır destek göremeven baş- bakanlar, hıçbır yenı polı- tıka uretemeyen partıler ve hükümetler, aşın uçlann aşın güçlenmesme karşı ve cumhunyetın korunmasına yonelık hıçbır önlem ala- mazlar Kısa arahklarla tekrarla- nan genel seçımler, her de- fasında aşınlann, ozellıkle Nazi'lerın daha da güçlen- mesını sağlar 2 Aralık 1932'de General von Schte- icher'in Rekhskanzfer (baş- bakan) yapılması da çökün- tuyuonleyemez Buyuk ışa- damlannın, sanayıcılenn, buyük toprak sahıplennın ve malı çevrelenn desteğını sağlayan, 1932 Eylulü'nde yuzde37 8,6Kasıml932 seçımlennde yuzde 33 5 oy alarak 608 uyelı Meclıs'te 230 sandalye kazanan nas- yonal sosyahstlenn lıden Adolf Hitler, 30 Ocak 1933 'te başbakanlığa gerı- nlır ve Alman Cumhunye- 0 fiılen sona erer Hitler'ın başbakan olu- şunu büyuk endışeyle kar- şılayan çevrelere. başbakan dışmda sadece on bakan- dan oluşan hûkümette Na- züenn yalnızca ıkı koltuğu (îçışlen Bakanlığı ıle, Ge- nel Işler/Devlet Bakanlığı- Gönng) ışgal ethğı, gen ka- lan bakanlann tutucu (mu- hafazakâr) ya da bağımsız olduğu, bu şekılde Hitler'ın gûzelce kontrol edılebıle- ccğı, sıvnlıklennın torpule- neceğı, böyle bır ortamda bır de onun denenmesının yarar sağlayacağı ıfade edı- lır Her ne kadar Hitler de- mokrasıden sadece ıktıda- n ele geçınnceye kadar ya- rarlanacağını soylemış, bü- tun hedeflennı ve amaçla- rını "Mein Kampf"ta C 1 Kavgam"da) açık açık yazmıssa da uyanlara kulak asılmaz, kıtabı da pek kım- se doğru durust okumazbı- le Hem zaten kısa süre ıçın- de yenı seçımler yapılaca- ğına gore Hitler başansız olursa hemen tasfıye edı- lebılecek. halk da bır söy- lenctnın, eskı deyımle bır ef- sanenın bıtışını görecektır Gerçekten de 5 Mart 1933'te "özgurûmsû" son seçımler yapılır Ancak da- ha önce 27 Şubat'ta Mec- lıs bınasmın yakılmış, suçun solculara yuklenmesı ıle sosyal demokrat ve komü- nıst basın organlan yasak- lanmış, butun "salancah" partı yonetıcılen tutuklan- mış, ertesı gun de "HaHtın ve Dev letin Korunmaa Ka- rarnamesi" ıle anayasanm temel haklarla ılgılı bırçok maddesı yururlûkten kal- dınlmıştır Nazı dıktatörlü- ğunun yıkılışına kadar yü- rurlukte kalan bu düzenle- me ıle zaten hukuk devle- tmın esaslan ortadan kaldı- nlmış oluyordu "Seçtaler"de Nazıler oy- lannı yûzde 44'e, 648 uye- lı Meclıs'te koltuk sayısını 288'e çıkanrlar, aşın sağcı bır küçuk partının yardı- mıyla yuzde 52'lık bır des- tek sağlarlar lyı orgutlu bır hareket. amacına ulaşmış, demokratık cumhunyetı yıkmıştır Daha 15 Mart 1933'ten ıtıbaren, seçımm uzennden on gun bıle geç- meden, ılk toplama kamp- lan kurulur, on bınlerce mu- halıf tutuklanır, 24 Mart 1933te "Ozel Yetld Yasa- s"nın çıkanlmasından son- ra sendıkalar, partıler, özgûr basın yasaklanır, Almanya faşızmın karanlığına gomu- lûr once kıtaplar, sonra ın- sanlar yakılmava başlanır, daha sonra 2 Dunya Sava- şı çıkanhr, onlarca mılyon ınsan olur, oldurulur Ve Almanya ancak 20 yuzyılın ıkıncı yansında, büyuk bır yıkımın peşınden kendını toparlar, demokratık cum- hunyetını kurabılır WeımarCumhunyetı, ye- nı Almanya ıçın sureklı ola- rak bır u>an gorevı yenne getırmektedır 1919'dayu- rurluğe gıren *Weimar An»- yasası" 1848Devnmı'nın \ e 1848- 49'da Frankfurt 'ta toplanan Ulusal Meclıs'te kabul edılen anayasanın ıl- kelenne dayanıyordu 1849 Anayasası ıle Alman tan- hınde ılk kez belırlenmış olan her vatandaşut özgur- lük haklan, Amenkan Ba- ğımsızlık Bıldınsı'nde ve Fransız Devnmı Insan Hak- lan Bıldırgesf nde ıfadesı- ru bulan temel haklar ve oz- gurlukler, Weımar Anaya- sası'na da aynen yerleştın- lıyordu En mukemmel anayasa- lardan bın olarak kabul edı- len VVomar Anayasası, cum- hurbaşkanı halk tarafından doğrudan seçılen parlamen- ter demokratık bır cumhu- nyetı öngoruyordu Ancak bazı partılenn ve zumrele- nn cumhunyetı yıkmak ıçın pervasızca çabaiayacağı, özgürluklenn demokrasıyı yok etmekte oylesuıe gozu donmuşçesıne kotüye kul- lanılabıleceğı duşunulme- rmştı Aynca her görüşun parlamentoda temsıl edıl- mesı amaçlanırken, çok sa- yıda küçuk partının ortaya çıkacağı, bunlann ülke so- runlannı bır tarafa bırakıp bırbmyle sureklı kavga et- mesının demokrası zanne- dıleceğı, yonetımdekılen devınneye onlann yennı kapmaya çalışmanın de- mokratık mücadele olarak göstenleceğı. VVeımar Ana- yasası'nı hazırlayanlann ak- lına gelmemıştı Meclıs'te hukümet devırmenın son derece kolay, venı hukumet kurmanın manılmaz dere- cede zor olduğu ıse ancak tecrube ıle yaşanınca anla- şılmıştı 1949'da kabul edılen ve Almanya'yı "Demokratik, sosyal hukuk devleti ve fe- deral bir cumhurivet" ola- rak belırleyen Almanya Fe- deral Cumhunyetı Anaya- sası, temel haklar ve ozgur- lukler konusunda 1849- 1919 çızgısıne sadık kal- mış ve bunlan çok sağlam esaslara bağlamıştır Ancak bu anayasanın bırçok ye- nnde Weımar Cumhunye- tı'nın yıkılışına neden olan hatalardan kaçınmak çaba- sı ve Nazı dıktatörlugunun totahter devletıy le yaşanan deneyımlenn ve alınan ders- lenn ızı gorulmektedır Federal Almanya Ana- yasası, sınırsız ozgürluk ka- bul etmemektedır Bu ne- denle, "Hedefleri bakımın- dan veyandaşiannın davra- nışlanna gore özgurlükçü demokratik temel düzeni bozmayi ya da yıkmayı ya da Federal Almanya Cum- huriyeti'nın varlığını tehli- keye sokmayı anıaçlayan partfler" anayasaya karşı- dır \e Federal Anayasa Mahkemesı karanyla ya- saklanıp kapatıhr (Md 21/2) Bu maddeye daya- nılarak aşın sağcı ve solun bırçokpartısı anayasaya kar- şıtı olarak ılan edılıp yasak- lanmış ve kapatılmıştır Wennar Anayasası'na go- re çok onemlı bır yenılık de, "KonstnıktivesMîsstra- uensvotum" (yapıcı guven- sızlık oylaması) ılkesıdır Kendı kişısel çıkarlannı ul- ke çıkarlannın önüne ko- yan, mevcut hükümetı yık- mayı tek amaç gören, ancak Meclıs çoğunluğunun oyu- nu alacak alternatıfyenı bff program konusunda ve ye- nı bır kuruluşu uzennde an- laşma sağlamamış küçük muhalefet gruplannın bır hukumen kolayca devırme- sı, bu ılke nedenıyle kolay kolay mumkun olmamakta- dır Mevcut başbakana ve hü- lcumete guv ensızlık oyu ve- ren Bundestag (Meclıs), ay- nı anda çoğunluğun oyuy- la yenı başbakanı da seç- mehdır "Hekhükümetibir devirelim, sonra ne olaca- ğuu göruruz" duşüncelen, haflalarca, aylarca koalısyon arayışlan, görüşmelen, pa- zarlıklan mumkün değıl- dır Bu ılke nedenıyle, 1949'dan bu yana yönetı- me ıstıkrar egemen olmuş, 50 yılda sadece 6 başbakan gorev yapmıştır (Yedıncı Başbakan Gerhard Schro- der 1998 sonunda seçılmış- tır) "Yapıcı giıvensiziikoy- laması" ıle yıne 50 yılda sadece ıkı kez başbakan devnlmeye çalışılmış. ancak bır tek kez 19821de böyle bır şey gerçekleştınlmıştır Başbakan Helmut Schmidt'ın guvenoyu ala- madıgı anda Helmut Kohl başkanlığındakı > enı huku- met (ve onun programı) gu- venoyu almış ve yenı baş- bakan goreve başlamışor. Alman seçım sıstemı de ısttkran esas almıştır Istık- rar ıse gelışmenın, huzu- nın. refahın temel koşulu- dur Almanya, bu alanda çok acı deneyımlerden son- ra çok buyuk yol almış, bır- çok ulkenın gıpta ıle baktı- ğı bır lider ülke durumuna gelmıştu- PENCERE Gezegensel Sorun: YDDL lnsanlık1990'lıyıllaragırerken "SoğukSavaş" noktalandı "Tek süper guç" Amenka, YDD'yı (Yenı Dunya Duzenı) ılan ettı 21'ıncı yuzyıl eşığınde durum nedır^. Yeryuzu coğrafyasında altmış bolgede sılah- lı çatışma suruyor Sonuç Yuzbınlerce olu, ye- nnı yurdunu terk etmış 17 mılyon sığınmacı. • 2000'e 10 ay kala uç mılyar ınsan -dunya nu- fusunun yansı- gunde 10franktanaz bır paray- la yaşamak zorundadır Her yıl 30 mılyon ınsan açlıktan oluyor Avrupa ıle Amenka'nın kozme- tk urunlenne harcadığı para bu yola yatınlsa, dun- yada açlık dıye bır sorun kalmayacak . Dunya nufusunun yuzde 15'ının yaşadığı zen- gın ulkeler, toplarn dunya gelınnın yuzde 80'ını elının altında tutuyor; gezegen nufusunun yuz- de 56'sını banndıran yoksul ulkeler, toplam dun- ya gelınnın ancak yuzde 5'ını paylaşıyorlar • Bır avuç ÇUŞ (çok uluslu şırket) gezegenımız- de finansal kapıtalızmın sınırlar otesı egemen- lığını kurdular Her yıl 30 mılyon kışının açlıktan olduğu dunyamızdaABD'nın supergucunu kul- lanan ÇUŞ'lar, YDD'ye karşı çıkanlara gerektı- ğınde ambargo uygulatıyoriar ya da sılahlı mu- dahaleyı ongoruyorlar Dunyanın 225 buyuk zengtnı 1000 mılyar Euro'yu (bır Euro 384 bın lıradır) ellennde tutuyoriar Bu rakam 2 5 mılyar kışının yaşadığı en yoksul 47 ulkenın yıllık gelı- nne eşrttır »*• • Kureselleşme çapmda kartelleşme YDD'de hız kazandı Yalnız 1998 yılında ÇUŞ'lar kesimın- dekı bırieşme ya da satınalmalann toplamı 2000 milyar Euro'yu aştı. Otomotvde Dajmler-Benz'ın Chrysler'ı, ıletışımde SBC'nın Amentech'ı al- masının yanı sıra bankacılıkta Tralevers'ın Crtı- corp'u, Mıtsubıshı Bank'ın Tokyo Bankası'nı, Unıon des Banques Suısse'ın Socıete de Ban- que Suısse'ı satın alması ızledı Ilaçta Sandoz ıle Cıba'nın bırleşmesı Novartıs'ı oluşturdu Ikı dev Alman kuruluşu Thyssen ıle Krupp bırleş- tıler Iletışımde VVoıidCom'ın MCI'ı satın alma- sı da bu eğılimın bır gostergesı. Petrolde once Exxon-Mobtl, ardından Bntısh Petroteum-Amo- co bırteştıler Medya, banka, besın, otomotıv, ılaç alanında devlenn butunleşmesı, teknolojryı ye- nılemek bakımından yararlar sağladı, bınlerce ışçı sokağa atıldı • ÇUŞ'lann gucu ulusal devletlen solluyor, cı- rolan kımı zaman gelışmış ulkelenn ulusal ge- lırlennı bıle aşıyor General Motors'un cırosu Danımarka'yı, Toyota'nınkı Portekız'ın toplam ge- lınnı, Exxon-Mobıt'ın cırosu Avusturya'nın ulu- sal gelınnı solladı 23 en guçlu ÇUŞ'un satışla- n 120 en yoksul ulkenın dışsatımını aşıyor, dün- ya tıcaretının yuzde 70'ını bu ÇUŞ'lar denetle- yebılıyor Gezegensel ÇUŞ'lann gucu karşısındademok- rasılenn geleneksel kuruluşlan guçsuz kalıyor- lar, sendıkalar, sıyasal partıler, ozgur basın ye- tersızleşıyor. • ' ,j * v Pekı, bırey ne yapacak''. Yurttaşın konumu ne 7 ÇUŞ Turkıye'dekı ya da benzen bır ülkedekı yurttaşın sorumunu neden ustune alsın? Gezegensel holdıng, sıyasada ozguriuğunu ve sosyal sorumunu ustlenmedığı bıreyı ekono- mıde yonetıyor YDD'de tek ornek, sosyal dev- letetersduşen neolıberal modeldır, buna hıçbır ulke karşı çıkamıyor; 'Super Guç'yaptınm kuv- vetını elınde tutuyor Dünya dayatmanın kanlı surecını yaşryor, bu- nalımın kaynağı budur. Pekı, neyapmalı' 7 .. O ayn bır konu. Düzeltme: Dunku Pencere'nın uçuncu satınndakı ned- retten' sozcuğu bır dızgı yanlışıyia 'bedretten' dıye yayım- lanmış, duzettır, ozur dılenz ADANAKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Sayı 199&65, 199&/77 Davacı Malıye Hazınesı tarafindan ^dana ılı, Yüreğır ılçesı Seyhan Mahallesı 1060 ada 58 savılı parselk ılgılı olarak davalılar Sımıtyan Artm Hasan Yuzer Yureğir Beledıyesı ve Mehmet Toker mı- rasçısı Emme, Zahıde Fehmı Behçet Hasıbe Cavıt,Cevdet,Nev2atMuyesseT\e Azıze Tokeı (To- kaker) adına açılan taspıte mraz davasınm yapılan duruşmalan sonunda Hazıne nın tescıl ve tavzıh ıstemının kabulûne, Adana ılı, Yuregır ılçesı, Seyhan Mahallesı kadastro çalışma alanı ıçınde bulu- nan dava konusu 1060 ada (58) paıselın 3402 SSK nın 18 maddesı uyannca kultûr aıaıısı nıtelığı ıle Hazıne adına tapuva tescılme, Kadastro Mahkemesı sıfatıvla Adana 4 Aslıve Hukuk Mahkemesı 'nden 29 3 1982 tanhmde 1973 164 E -1982 187 karar sayısı ıle venlmıs karann sonuç (hükum) fıkrasında davanın reddıne sozcüğünden sonra (Adana ılı Yüreğır ılçesı, Sevhan Mahallesı çalışma alanı ıçınde bulunan 1060 ada, (58) sayılı tarla nıtelığındekı parselın Hazıne adına tapuya tescılıne) sozlennın ek- lenılmesıne, karann hüküm nkrasınm bu şekılde duzeltılmesme, karar kesinleştıkten sonra düzeltme şerhınm asıl karar altına vazılmasına, tescıl ıstemının kabulûne karar venlmış olup v erılen karar Meh- met Toker (Tokaker) mırasçısı Müvesser ve Behçet Toker (Tokaker) ıle Sımıtvan Artın'ın adreslenran zabıtaca araştmlmasına rağmen saptanamamış olması ve göndenlen davetıyelenn adreste bulunmadı- ğından bahısle lade edılmış olması nedenıyle, karann 7201 Savıh Teblıgat Kanunu nun 28,29 ve 31 maddelenne gore davetıye yenne ılanen teblığıne, sağ ıseler kendılen, olu ıseler mırasçılan tarafindan \e ılan tanhmden ıtıbaren 15 gün ıçınde hükmü temvız etmedıklen takdırde karann kendılen yonün- den kesınleşeceğı ılanen teblığ olunur 25 1 1999 Basın 4582
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle