Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 1999 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bir Anatomi Dersi _.g.
IRHAN KARAESMEN
R
embraııdf ın. gelmış geç-
mı^ en buyuk ressamlar-
dan bın olduğu düşunulur
Yapıtlannda. yaşadığı do-
nemın ve topİumun yerel
devınmesıne ayna tutar-
kn e\Tensel temalara da yer venr Remb-
radt ı 'en büyuk' yapan teknık oğele-
n başında ıse koyu ve loş fonlann ara-
sr dan anı bır kontrastla firlayıveren ışık
kynaklannın resmedılışındekı benzer-
SL ustalıktır Portrelenndekıınsanlarko-
yı renk gıyımlıdır Fonlar koyu kahve-
rejgıdır, yanaklar bıle bellı belırsız bır
aydınlığı ancak yansmr Ama o gözler,
o ıpıl gozler mılyonlarca vatlık bır ışık
kcv-nağından ışınlanan fantastık bır ka-
mıştıncılıkla bakarlar Bu bakışlann en
etuleyıcı yoğunluk kazandığı yapıtla-
nıdan bınnde çok unlu 'Bir Anatomi
Drsi' tablosunda kada\ranın üzenne
eglmış hekımlenn ve asıstanlannın o
IŞKJI bakışlannda merak ve tıksıntı bır-
bnne kanşmıştır Ortadakı metanın gö-
nnuşu ve ustat bır hocanın anlattıklan,
yeıı bır şeyler görup oğrenme güdusü-
nLdurtmektedır Bakışlann akıl almaz par-
ladığında bu durtuyu duyumsarsınız
Aıcak, masanın uzenndekı, kesılmış bı-
çırnış cansız beden ürkütücu ve mıde
bıiandıncıdir Bakışlara bulantı duygu-
suda yansımıştır
Furk ınsanının son donemlerdekı top-
lunsal de\ mımlere bakışında da bır ye-
nıhk ara>ışı ve beklentısıyle beslenmış
bır merakın, goruntusu ve kokusu gıt-
tıkçe daha fazla tıksıntı veren bır ırkıltı-
cılıkle kanşhğını goruruz Son çeyrek
yuzyılda toplumsal anatomi derslenne
bolca tanıklık edıldı bu ülkede Ancak
de-slerden yapıcı sonuçlar çıkarma ve
buradan hareketle ılenye dönuk düzen-
leme ılkelen belırleme alışkanlığı soyu-
muzda sapımızda yok Parlak bıreylen-
nın \ e 'adamJarmm' bolluguna karşı top-
lumsal akılcılığı hâlâ yakalayamamış bır
toplum goruntusu sergılıyoruz Olayla-
ra cevnlmış dıkkatlı bakışlann voğunlu-
ğu da son on beş yılda sıstematık bıçım-
den azaldı, azaltıldı Bakmanın \e gor-
duğûnu yorumlamanm önemsızlıgının
benımsetıldığı ve mutluluğa sadece tü-
ketme' ıle enşebıleceğıne ınandmlmış
kuşaklar fılızlendı Toplum değerlenne
v e yurttaşlık bılıncıne karşı umursamaz-
lıkortahktakolgezeroldu Kısacası,bır
çozuşmerun ıçıne gınldı Oluşum sede-
ce, devlet duzeneğınıncıvatalannın gev-
şemesıyle. kaynaklanmış parçalannın,
pat-pat, bırbınnden aynlmasıyla kalma-
dı, çok daha sakmcalısı, toplumda da
bellı bır aşınma kendını gosterdı
Dev lenn zangırdayan karkasını onanm-
la destekle v e bıraz da yenı denge unsur-
lanyla yenıden ışler hale getırmek ola-
sıdır Hokkabazlann,hacıyatmazların'iş
biür-bitirir' ozelleştıncılennın, çıkar pay-
laşıcılannın, yağ çekıcılenn gölgesınde
kalmış olsalar da, hâlâ kamuyu gözeten
cıddı, namuslu, ozvenh bürokratlann sa-
yısıkuçumsenmeyecekduzevdedır An-
cak toplumsal aşınma ve çözuşme öyle-
sıne daha koklu ve çapraşık bır edılgen-
lık sürecı kı buradan sıynlabılme çok
daha yoğun ve ozenlı çabalar gerektıre-
cek
Yukanda ozetlenen, yıllardrrCumhu-
riyet başta olmak uzere, çeşıtlı organlar-
da yazageldığımız. ara sıra ekrana çağ-
nldığımızda dıhmızın dondüğu kadar
ozetleyegeldığımız klasik saptamalar, as-
lında. Ancak, toplumsa! anatomi dersle-
nne hâlâ kaülan, ızleyıcılığındekı me-
rak oğesı nksmu ve bulantı ogelenrun ge-
nsıne duşse de hâlâ ısrarla durum sapta-
ması yapıp bır onanm yolu bulma çaba-
sını surduren yurtsever Turk ınsanlan
var En azından bu yurttaşlann bır bölu-
müyle bazı anatomik-patolojık tanılan çe-
şıtlı anımsamalarla paylaşmakta buyuk
yarar bulunuyor 'Nereden geklik, nere-
ve gidiyonız'u merak edebılecek genç
okurlarayakın tanhlere bazı kesıtler sun-
marun da bır kuçük hızmet olabıleceğı-
nı dûşunüyorum
1980'lenn, lıberalleşme (') etıkeü al-
tında sağın yenıden örgütlenmesı yılla-
nndayız Devlet burokratlannın, ışada-
mı ıle muteahhıt ıle anıden sarmaş dolaş
oluverdığı, toplu konut sıtelenndekı ba-
zı kuçûk konutçuklan masraf karşılığı
armağancıklar (') olarak kabul etmeye
başladığı yıllar 1980vebasınaon-onıkı
yaşlannda yakalanmış sabılenn tûketım
canavanna teshm edıldığı donemler
Gıderek sayısı artan özel gorsel med-
ya organlannın neredeyse toplumsal bır
hezeyan ıçınde eğlence ve magazınle ın-
sancıklan zehırlemeye başladığı talıhsız
yıllar Bu ığrenç ve salyalı zehır akıtı-
cılığa karşı 'sağ'ın ıçındekı kamuoyu vıc-
danını rahatlatmak uzere ımam-hatıp
okullan sayısırun çığ gıbı arttınldığı, eğı-
nmın, YÖK falan da dahıl, tumuyle Turk-
tslam sentezcilığme terk edıldığı o mü-
barek yıllar Hukumet \e sonra devlet
başkanlığı >apmış merhumlann aıle ya-
kınlannın haraç-ruşvet pıslığınde, cın-
sel aynntı ığrençlıklenyle dolu cıfeler-
de yüzmeye başlayışı
Bu donemm anatomi dersı goruntusun-
de btrden fazla kadavra bulunuyordu
Bakan gozlerdekı tnerak-bulantı kanşı-
mına, bırkaç cesede bırden bakma duru-
munda kalmanm şaşkmhğı eklenıyordu
'Bakmak, gormek \e anlamak'tan hep-
ten uzaklaştınlmış ve gıttıkçe daha pa-
lazlanan bır toplum kesımme gore ıse
altın yıllar yaşanıyordu
Bu anatomık tabloda kenardakı bır be-
bek kadavrasına fazla dıkkat edılmemış-
tı, belkı Kabarmaya henûz başlamış çe-
te ve mafya kımlığının masaya ılk yatı-
nlışıydıbu Sonrakı yıllarda anatomi ma-
sasının baş kadavrasını olusturuyordu,
bu toplumsal araz 1990'lannortalann-
da i!* merhumlan bıle aratan bır zenne
çıkmıştı ortaya. Kâh açılıp saçılıp mayo-
su> laraks edıyor, kâh baş ortusu takınıp
ımama kaçıyordu Şuhtu,cıhelıydı Ama
mınnacıktı Bılgı, zekâ, etık, yurtsever-
lık sıfira sıfırdı Kamu yonetımı bılıncı,
uzmanlığa saygı falan ıse eksılerde do-
laşıyordu Haraç-ruşvet ve bunlarla ılgı-
lı mafyasal hesaplaşmalar baş tacıydı,
artık Anatomi dersı gıttıkçe daha mıde
bulandmcı duruma gelıyordu
Son bır ayın olup bıterılenne gelınce,
bunlar henuz anatomi masasma yatınla-
madı Amaılkgözlemlerveontarularöğ-
retıcı olmaktan uzak ve yıne ağır bulan-
tı vencı bır seansın hazırlandığını du-
şundurtuyor Yanılmayıçokıstenm Anı-
lann duygusalığı ıle yûklu bır psıkolojı
ıçınde bırzamanlarkomşuadadakıolay-
lann kahramanı ve toplumsal umut sım-
gesı olarak belledığımız eskı dostum bır
pohtıkacınm başrol oynadığı bu son do-
nemle ılgılı acımasız bır anatomi dersı-
ne tanıklık etmek, bana bıle kahır vere-
cektır
Kırk yıllık kahvenın geleneksel hatı-
n, hem de dergısınde uzun yıllar hem de
kıvançla yazı yazmışlığın hukuku falan
bır yanda kalsınlar Ama, yırmı küsur yıl
oncesınde çevTesınde ınançlı bırcoşkuy-
la kenetleranış genç aydınlann tümünun
du> duğu \ e bazılanmızı daha da çok bu-
naltan dü§ kınklıklannın ustesınden ge-
lemıyoruz Bırzamanlar.kışıselbeklen-
tısı olmayan pek çok msan \e katman,
umut'u beslcdı \ e destekledıyse, yenılen-
mecı bır harekete katılmanın denn doyu-
mundan kaynaklanıyordu bu Kemaîız-
mın ateşı var gıbıydı, ışın odağmda La-
ıklık, demokratlık, bağımsızlık, toplum-
sal bırleştıncılık ve daha neler tamamlı-
yordu bu aydınlanmacılık halkasını
Herkes gonlunce \e gucunce ozven-
de bulunmak ıstıyor, böylece bu >enı me-
şaledekı alev ın daha da valazlanacağım
tasarhyordu Oraeğmbusatırlannyaza-
n, fcâbns olaylanndakı Turk tavnnın dog-
ruluğuna \ e haklılığına dış dunyanın hıç
akıl erdırmek ıstemedıgı bır çağda, res-
mı görevı olmadığı halde ülke ulke do-
laşıp çeşıtlı baskı gruplanna dert anlat-
maktan, ûnlü 'LeMonde' gazetesınde, Ba-
rı basırunda çıkmış belkı de tek ve tanh-
sel o makaleyı, kendı ımzasıyla ya>ım-
latabılmekten ne kadar çok kıvanç duyu-
yordu
Sonra nerelere geldık Fethullahçılara
sahıp çıkanlar laıklığm neresınde kal-
mıştj'' Son haftalar bo>oınca Turkıye top-
raklan uzenndekı bır havaalanından kal-
kan sıvn gagalı Efbılmemkaç olum kuş-
lan, komşu bır ulkede gunde beş-altı kez
maraza çıkarUrken bağımsızlık ruzgân ne-
reden esıyordu9
Toplumsal bırleştıncüık
adı altında sadece sağı bırleştınp, orta sol-
dakı bu>xıkçe tek partı\ ı yoğun bır hırs
\e hmçla dagıtma>a çalışmak ne denlı (ya
da densız) bır toparlayıcılıktı7
Kusmuk-
lu medyanın 'deneyimli \e dengeti poli-
tikacı' övgusuyle pohpohladığı sagm bu
yenı lıden esld dostumuz ve eskı urnu-
dumuz anatomi masasma >atınldığında
ortaya yayılacak bulantıyı duymayı hıç
ıstemezdım Ama, tanh galıba bızı bu
tür bır anatomi dersme hızla sûrûkluyor
EVET/HAY1R
OKTAY AKBAL
Bip Küçük Kral Vapdı
Onana Fallaci, Kral Hüseyin'le ılk karşılaştığın-
da şunlan duşunmuş
"Kral, acının, tukenmış duştenn, yaralanmış onu-
run somut bır görüntüsuydü "
Içınden ona şoyte seslenmek gelmış
"Her şeyı bırakın Majeste, uzaklara gıdın, kendı-
nızı kurtann, eğer burada kalırsanız sızı oldurecek-
ler Değmez Majeste, zaten pek çok tehlıkeyı goze
aldınız daha otuz' nndasınız "
Urdun Kralı Hıx jyin artık bu dunyada yok Yenne
buyuk oğlunu bıraktı Kardeşı Hasan'ı bır yana ıttı
Şımdılık ış çozumlendı sayılır, ama yann ne olacak''
Urdun kuçucuk bır ulke Halkının yansı, daha doğru-
su topraklannın onemlı bolumu Fılıstınlı Bır gun Fı-
lıstn halkı kendı topraklannı gen ıstemeyecek mı? Ka-
ra Eyiul olayında bınlerce Fılıstınlının Huseyın'ın em-
nyle otdurulmesı Fılıstınlılerın belleğınden sılındı mı''
Amenka'nın desteğı olmasa, Urdun bır çeşrt ABD
ussu gorevı yapmasa Huseyın'ın ışı çoktan brtrnez mıy-
Hıcaz Emırı Huseyın'ın torununun ogluydu Huse-
yın Hıcaz emın Bırıncı Dunya Savaşı nda Osman-
lı askennı arkadan vuranlardan Lawrence'ın arkada-
şı Faysal'ın (Emır Huseyın'ın buyuk oglu) Turklere kar-
şı ışledığı cınayetler, haınlıkler beyazperdede bıle ya-
şatıldı Emır Huseyın'ın amacı butun Arabıstan'a ege-
menolmaktı AmaVahabılenn lıden Ibnısuut uzun sa-
vaşımlardan sonra Emır Huseyın'ı devırdı ilk dunya
savaşından ustun çıkan Ingjlızler de Huseyın'ın bır oğ-
lu Faysal'ı onceSunye'nın, ama Fransa'nın karşı çık-
masıyla Irak'ın başına geçırdıler Otekı oğlu Abdul-
lah'a da yan yanya çol olan Urdun Emırtığı duştu
Emır Abdullah'ın oğlu Tallâl akıl dengesını yıtırdığı
ıçın krallıktan uzaklaştınldı Gen kalan omrunu Istan-
bul'da Bogazıçı'ndekı bır klınıkte tamamladı Bu yuz-
den Huseyın genç yaşta tahta oturdu Ama bır turlu
banş ıçınde yaşamadı Komşu Arap ulkelennın teh-
dıtlen altında olum korkulan ıçınde saltanat surdu
Onana Fallacı'nın "Tarıhle Soyleşıler" (Can Yayın-
lan) kıtabında Kral Hüseyin'le yaptığı goruşme artık
bır belge değennde Kralın soyledıklerı ılgı çekıcı,
ama Italyan yazann ızlenımlen, goruşlen de o kadar
onemlı ve anlamlı
Kral Huseyın, yureklı bır kışı dıye un yapmış 1967
savaşında askerten Israıl ordusu karşısında kaçışır-
ken o, atlamış cıpıne, cepheye koşup gelmış . Pa-
raşutle atlamayı seven, arabasını 180 km hızla su-
ren jet uçağıyia turlu cambazlıklar yapan, Amman so-
kaklannda taksı şoforu kılığında halkla ılışkı kurmayı
başaran, ote yandan kadınlan, motosıkieöen, yanş araç-
larını, denız kıyısındakj dınlencelen en baştatehlıke-
lerı seven bır kışı
Kendısını yureklı bır kışı sayan italyan gazetectye
verdığı yanıtta şunlan soylemış
"Bır kez bın bana, 'Bır ınsanda en çok hayran ol-
duğunuz nrtelık cesaret mıdır' dıye sordu Evet, de-
meden once duraksadım Elbette cesarete hayra-
nımdır, bence yureklı olmayan ınsan, msan değıldır.
Ama eğer zekâ eşlık etmıyorsa fizıksel cesaret yet-
mez Bır ınsanda en çok hayran olduğum şey zekâ-
dır Yalnızca zekâ ve karahılıkla sorunlan çözümler-
sınız"
Fallacı'nın "Herşeyden usandığınız ve daha kolay
şeylerduşledığınızolmuyormu" sorusunu bakın na-
sıl yanıtlamış
"Sanınm ıstıyonım Artıkyeterdıye uyandığımsa-
bahlar Her sabah bfr ıkılemdır, sürdurmek ve sürdur-
memek Ben hersabah bu ıkılemı çozumlemekıçın
kendı kendıme şoyle soylenm Sûrdür, surdürmekzo-
rundasın "
Kral olmayı hıç duşunmedığını, çunku onunde ba-
basının bulunduğunu duşunmuş Kendıne meslek
olarak avukatlığı ya da ptlotluğu uygun gormuş "Bü-
yükbabam çok erken oldu Babam hastalandı, kral-
lık sırası bana geldı Çok gençtım, on yedı yaşında
bıle değıldım Benım ıçın krallık ne kadar zordu bır
bılsenız Hıçbır şeyden habenm yoktu "
Fallaci bu konuşmayı 1972 Nısanı'nda yapmış Hu-
seyın le konuşurken sankı karşısında kral değıl, her-
hangı bır genç adam varmışçasına rahat olduğunu
yazıyor
"Bu mesleğı kendım seçmedığımı, seçme olana-
ğım olsaydı belkı de seçmeyeceğımı soyledım Bır
devlet başkanı olmak hapıs cezasıysa, bırkral olmak
olum cezasıdır Ama bu topraklan sevıyorum Bura-
lan bırakıp gıdıp Rıvıera 'da yaşamanın bır korkaklık,
haınlık olduğuna ınanıyorum ve burada kalıyorum "
Fallaci bu sozlen soyleyen genç adama bakarken
şunlan duşunmuş
"Dudaklan umutsuzluktan bır çızgıydı Bakışlan
gülerken bıle ağlayacakmış gıbıydı Aynca pek gü-
lebıldığını de sanmıyorum "
Weimar Cumhuriyeti-2
Prof. Dr. VURAL ÜLKÜ Mersın Ünı Öğretım Uyesı
D
unku ya-
zımda be-
lırttığım
gıbı We-
ımarCum-
hunye-
tı'nın uçuncu dönemı
(1929'un sonundan ıtıba-
ren) başlar ve Almanya Par-
lamentosu'nun, çoğunlu-
ğun desteğıne sahıp guçlü
hukumetler çıkaramaması,
çok sayıdaki ufak partile-
rin ve partı bderlennın lil-
keçıkariannı bir>ana bıra-
kıp birbirieri>1e bitmek tu-
kenmek bilmeyen didjşme-
leri ve her bın >iızde8-10 oy
onuuna sahip kuçük parti-
lerinhiçbirkonuda bırieşe-
memeteri,halktabezginliğe,
srvasetvesi>asetçıden üksin-
meye neden olur, demokra-
siye inancı tamamen yok
eder ve sonrakı donemin to-
taliter rejimıne çok uygun
bir zemın hazırlar. Çok kı-
sa ömürlü zayıf hükumet-
ler, parlamenter sıstemın
çokuşune, onun yennı oto-
nter başkanlık sıstemınm
almasına yol açar Bırbın-
nı yemeye, yok etmeye ça-
lışan ve bunu demokrası dı-
ye gösteren partılerden hıç-
bır destek göremeven baş-
bakanlar, hıçbır yenı polı-
tıka uretemeyen partıler ve
hükümetler, aşın uçlann
aşın güçlenmesme karşı ve
cumhunyetın korunmasına
yonelık hıçbır önlem ala-
mazlar
Kısa arahklarla tekrarla-
nan genel seçımler, her de-
fasında aşınlann, ozellıkle
Nazi'lerın daha da güçlen-
mesını sağlar 2 Aralık
1932'de General von Schte-
icher'in Rekhskanzfer (baş-
bakan) yapılması da çökün-
tuyuonleyemez Buyuk ışa-
damlannın, sanayıcılenn,
buyük toprak sahıplennın ve
malı çevrelenn desteğını
sağlayan, 1932 Eylulü'nde
yuzde37 8,6Kasıml932
seçımlennde yuzde 33 5 oy
alarak 608 uyelı Meclıs'te
230 sandalye kazanan nas-
yonal sosyahstlenn lıden
Adolf Hitler, 30 Ocak
1933 'te başbakanlığa gerı-
nlır ve Alman Cumhunye-
0 fiılen sona erer
Hitler'ın başbakan olu-
şunu büyuk endışeyle kar-
şılayan çevrelere. başbakan
dışmda sadece on bakan-
dan oluşan hûkümette Na-
züenn yalnızca ıkı koltuğu
(îçışlen Bakanlığı ıle, Ge-
nel Işler/Devlet Bakanlığı-
Gönng) ışgal ethğı, gen ka-
lan bakanlann tutucu (mu-
hafazakâr) ya da bağımsız
olduğu, bu şekılde Hitler'ın
gûzelce kontrol edılebıle-
ccğı, sıvnlıklennın torpule-
neceğı, böyle bır ortamda
bır de onun denenmesının
yarar sağlayacağı ıfade edı-
lır Her ne kadar Hitler de-
mokrasıden sadece ıktıda-
n ele geçınnceye kadar ya-
rarlanacağını soylemış, bü-
tun hedeflennı ve amaçla-
rını "Mein Kampf"ta
C
1
Kavgam"da) açık açık
yazmıssa da uyanlara kulak
asılmaz, kıtabı da pek kım-
se doğru durust okumazbı-
le Hem zaten kısa süre ıçın-
de yenı seçımler yapılaca-
ğına gore Hitler başansız
olursa hemen tasfıye edı-
lebılecek. halk da bır söy-
lenctnın, eskı deyımle bır ef-
sanenın bıtışını görecektır
Gerçekten de 5 Mart
1933'te "özgurûmsû" son
seçımler yapılır Ancak da-
ha önce 27 Şubat'ta Mec-
lıs bınasmın yakılmış, suçun
solculara yuklenmesı ıle
sosyal demokrat ve komü-
nıst basın organlan yasak-
lanmış, butun "salancah"
partı yonetıcılen tutuklan-
mış, ertesı gun de "HaHtın
ve Dev letin Korunmaa Ka-
rarnamesi" ıle anayasanm
temel haklarla ılgılı bırçok
maddesı yururlûkten kal-
dınlmıştır Nazı dıktatörlü-
ğunun yıkılışına kadar yü-
rurlukte kalan bu düzenle-
me ıle zaten hukuk devle-
tmın esaslan ortadan kaldı-
nlmış oluyordu
"Seçtaler"de Nazıler oy-
lannı yûzde 44'e, 648 uye-
lı Meclıs'te koltuk sayısını
288'e çıkanrlar, aşın sağcı
bır küçuk partının yardı-
mıyla yuzde 52'lık bır des-
tek sağlarlar lyı orgutlu bır
hareket. amacına ulaşmış,
demokratık cumhunyetı
yıkmıştır Daha 15 Mart
1933'ten ıtıbaren, seçımm
uzennden on gun bıle geç-
meden, ılk toplama kamp-
lan kurulur, on bınlerce mu-
halıf tutuklanır, 24 Mart
1933te "Ozel Yetld Yasa-
s"nın çıkanlmasından son-
ra sendıkalar, partıler, özgûr
basın yasaklanır, Almanya
faşızmın karanlığına gomu-
lûr once kıtaplar, sonra ın-
sanlar yakılmava başlanır,
daha sonra 2 Dunya Sava-
şı çıkanhr, onlarca mılyon
ınsan olur, oldurulur Ve
Almanya ancak 20 yuzyılın
ıkıncı yansında, büyuk bır
yıkımın peşınden kendını
toparlar, demokratık cum-
hunyetını kurabılır
WeımarCumhunyetı, ye-
nı Almanya ıçın sureklı ola-
rak bır u>an gorevı yenne
getırmektedır 1919'dayu-
rurluğe gıren *Weimar An»-
yasası" 1848Devnmı'nın
\ e 1848- 49'da Frankfurt 'ta
toplanan Ulusal Meclıs'te
kabul edılen anayasanın ıl-
kelenne dayanıyordu 1849
Anayasası ıle Alman tan-
hınde ılk kez belırlenmış
olan her vatandaşut özgur-
lük haklan, Amenkan Ba-
ğımsızlık Bıldınsı'nde ve
Fransız Devnmı Insan Hak-
lan Bıldırgesf nde ıfadesı-
ru bulan temel haklar ve oz-
gurlukler, Weımar Anaya-
sası'na da aynen yerleştın-
lıyordu
En mukemmel anayasa-
lardan bın olarak kabul edı-
len VVomar Anayasası, cum-
hurbaşkanı halk tarafından
doğrudan seçılen parlamen-
ter demokratık bır cumhu-
nyetı öngoruyordu Ancak
bazı partılenn ve zumrele-
nn cumhunyetı yıkmak ıçın
pervasızca çabaiayacağı,
özgürluklenn demokrasıyı
yok etmekte oylesuıe gozu
donmuşçesıne kotüye kul-
lanılabıleceğı duşunulme-
rmştı Aynca her görüşun
parlamentoda temsıl edıl-
mesı amaçlanırken, çok sa-
yıda küçuk partının ortaya
çıkacağı, bunlann ülke so-
runlannı bır tarafa bırakıp
bırbmyle sureklı kavga et-
mesının demokrası zanne-
dıleceğı, yonetımdekılen
devınneye onlann yennı
kapmaya çalışmanın de-
mokratık mücadele olarak
göstenleceğı. VVeımar Ana-
yasası'nı hazırlayanlann ak-
lına gelmemıştı Meclıs'te
hukümet devırmenın son
derece kolay, venı hukumet
kurmanın manılmaz dere-
cede zor olduğu ıse ancak
tecrube ıle yaşanınca anla-
şılmıştı
1949'da kabul edılen ve
Almanya'yı "Demokratik,
sosyal hukuk devleti ve fe-
deral bir cumhurivet" ola-
rak belırleyen Almanya Fe-
deral Cumhunyetı Anaya-
sası, temel haklar ve ozgur-
lukler konusunda 1849-
1919 çızgısıne sadık kal-
mış ve bunlan çok sağlam
esaslara bağlamıştır Ancak
bu anayasanın bırçok ye-
nnde Weımar Cumhunye-
tı'nın yıkılışına neden olan
hatalardan kaçınmak çaba-
sı ve Nazı dıktatörlugunun
totahter devletıy le yaşanan
deneyımlenn ve alınan ders-
lenn ızı gorulmektedır
Federal Almanya Ana-
yasası, sınırsız ozgürluk ka-
bul etmemektedır Bu ne-
denle, "Hedefleri bakımın-
dan veyandaşiannın davra-
nışlanna gore özgurlükçü
demokratik temel düzeni
bozmayi ya da yıkmayı ya
da Federal Almanya Cum-
huriyeti'nın varlığını tehli-
keye sokmayı anıaçlayan
partfler" anayasaya karşı-
dır \e Federal Anayasa
Mahkemesı karanyla ya-
saklanıp kapatıhr (Md
21/2) Bu maddeye daya-
nılarak aşın sağcı ve solun
bırçokpartısı anayasaya kar-
şıtı olarak ılan edılıp yasak-
lanmış ve kapatılmıştır
Wennar Anayasası'na go-
re çok onemlı bır yenılık
de, "KonstnıktivesMîsstra-
uensvotum" (yapıcı guven-
sızlık oylaması) ılkesıdır
Kendı kişısel çıkarlannı ul-
ke çıkarlannın önüne ko-
yan, mevcut hükümetı yık-
mayı tek amaç gören, ancak
Meclıs çoğunluğunun oyu-
nu alacak alternatıfyenı bff
program konusunda ve ye-
nı bır kuruluşu uzennde an-
laşma sağlamamış küçük
muhalefet gruplannın bır
hukumen kolayca devırme-
sı, bu ılke nedenıyle kolay
kolay mumkun olmamakta-
dır
Mevcut başbakana ve hü-
lcumete guv ensızlık oyu ve-
ren Bundestag (Meclıs), ay-
nı anda çoğunluğun oyuy-
la yenı başbakanı da seç-
mehdır "Hekhükümetibir
devirelim, sonra ne olaca-
ğuu göruruz" duşüncelen,
haflalarca, aylarca koalısyon
arayışlan, görüşmelen, pa-
zarlıklan mumkün değıl-
dır
Bu ılke nedenıyle,
1949'dan bu yana yönetı-
me ıstıkrar egemen olmuş,
50 yılda sadece 6 başbakan
gorev yapmıştır (Yedıncı
Başbakan Gerhard Schro-
der 1998 sonunda seçılmış-
tır) "Yapıcı giıvensiziikoy-
laması" ıle yıne 50 yılda
sadece ıkı kez başbakan
devnlmeye çalışılmış. ancak
bır tek kez 19821de böyle bır
şey gerçekleştınlmıştır
Başbakan Helmut
Schmidt'ın guvenoyu ala-
madıgı anda Helmut Kohl
başkanlığındakı > enı huku-
met (ve onun programı) gu-
venoyu almış ve yenı baş-
bakan goreve başlamışor.
Alman seçım sıstemı de
ısttkran esas almıştır Istık-
rar ıse gelışmenın, huzu-
nın. refahın temel koşulu-
dur Almanya, bu alanda
çok acı deneyımlerden son-
ra çok buyuk yol almış, bır-
çok ulkenın gıpta ıle baktı-
ğı bır lider ülke durumuna
gelmıştu-
PENCERE
Gezegensel Sorun: YDDL
lnsanlık1990'lıyıllaragırerken "SoğukSavaş"
noktalandı "Tek süper guç" Amenka, YDD'yı
(Yenı Dunya Duzenı) ılan ettı
21'ıncı yuzyıl eşığınde durum nedır^.
Yeryuzu coğrafyasında altmış bolgede sılah-
lı çatışma suruyor Sonuç Yuzbınlerce olu, ye-
nnı yurdunu terk etmış 17 mılyon sığınmacı.
•
2000'e 10 ay kala uç mılyar ınsan -dunya nu-
fusunun yansı- gunde 10franktanaz bır paray-
la yaşamak zorundadır Her yıl 30 mılyon ınsan
açlıktan oluyor Avrupa ıle Amenka'nın kozme-
tk urunlenne harcadığı para bu yola yatınlsa, dun-
yada açlık dıye bır sorun kalmayacak .
Dunya nufusunun yuzde 15'ının yaşadığı zen-
gın ulkeler, toplarn dunya gelınnın yuzde 80'ını
elının altında tutuyor; gezegen nufusunun yuz-
de 56'sını banndıran yoksul ulkeler, toplam dun-
ya gelınnın ancak yuzde 5'ını paylaşıyorlar
•
Bır avuç ÇUŞ (çok uluslu şırket) gezegenımız-
de finansal kapıtalızmın sınırlar otesı egemen-
lığını kurdular Her yıl 30 mılyon kışının açlıktan
olduğu dunyamızdaABD'nın supergucunu kul-
lanan ÇUŞ'lar, YDD'ye karşı çıkanlara gerektı-
ğınde ambargo uygulatıyoriar ya da sılahlı mu-
dahaleyı ongoruyorlar Dunyanın 225 buyuk
zengtnı 1000 mılyar Euro'yu (bır Euro 384 bın
lıradır) ellennde tutuyoriar Bu rakam 2 5 mılyar
kışının yaşadığı en yoksul 47 ulkenın yıllık gelı-
nne eşrttır »*• •
Kureselleşme çapmda kartelleşme YDD'de hız
kazandı Yalnız 1998 yılında ÇUŞ'lar kesimın-
dekı bırieşme ya da satınalmalann toplamı 2000
milyar Euro'yu aştı. Otomotvde Dajmler-Benz'ın
Chrysler'ı, ıletışımde SBC'nın Amentech'ı al-
masının yanı sıra bankacılıkta Tralevers'ın Crtı-
corp'u, Mıtsubıshı Bank'ın Tokyo Bankası'nı,
Unıon des Banques Suısse'ın Socıete de Ban-
que Suısse'ı satın alması ızledı Ilaçta Sandoz
ıle Cıba'nın bırleşmesı Novartıs'ı oluşturdu Ikı
dev Alman kuruluşu Thyssen ıle Krupp bırleş-
tıler Iletışımde VVoıidCom'ın MCI'ı satın alma-
sı da bu eğılimın bır gostergesı. Petrolde once
Exxon-Mobtl, ardından Bntısh Petroteum-Amo-
co bırteştıler Medya, banka, besın, otomotıv, ılaç
alanında devlenn butunleşmesı, teknolojryı ye-
nılemek bakımından yararlar sağladı, bınlerce
ışçı sokağa atıldı
•
ÇUŞ'lann gucu ulusal devletlen solluyor, cı-
rolan kımı zaman gelışmış ulkelenn ulusal ge-
lırlennı bıle aşıyor General Motors'un cırosu
Danımarka'yı, Toyota'nınkı Portekız'ın toplam ge-
lınnı, Exxon-Mobıt'ın cırosu Avusturya'nın ulu-
sal gelınnı solladı 23 en guçlu ÇUŞ'un satışla-
n 120 en yoksul ulkenın dışsatımını aşıyor, dün-
ya tıcaretının yuzde 70'ını bu ÇUŞ'lar denetle-
yebılıyor
Gezegensel ÇUŞ'lann gucu karşısındademok-
rasılenn geleneksel kuruluşlan guçsuz kalıyor-
lar, sendıkalar, sıyasal partıler, ozgur basın ye-
tersızleşıyor.
• ' ,j * v
Pekı, bırey ne yapacak''.
Yurttaşın konumu ne
7
ÇUŞ Turkıye'dekı ya da benzen bır ülkedekı
yurttaşın sorumunu neden ustune alsın?
Gezegensel holdıng, sıyasada ozguriuğunu ve
sosyal sorumunu ustlenmedığı bıreyı ekono-
mıde yonetıyor YDD'de tek ornek, sosyal dev-
letetersduşen neolıberal modeldır, buna hıçbır
ulke karşı çıkamıyor; 'Super Guç'yaptınm kuv-
vetını elınde tutuyor
Dünya dayatmanın kanlı surecını yaşryor, bu-
nalımın kaynağı budur.
Pekı, neyapmalı'
7
..
O ayn bır konu.
Düzeltme: Dunku Pencere'nın uçuncu satınndakı ned-
retten' sozcuğu bır dızgı yanlışıyia 'bedretten' dıye yayım-
lanmış, duzettır, ozur dılenz
ADANAKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 199&65, 199&/77
Davacı Malıye Hazınesı tarafindan ^dana ılı, Yüreğır ılçesı Seyhan Mahallesı 1060 ada 58 savılı
parselk ılgılı olarak davalılar Sımıtyan Artm Hasan Yuzer Yureğir Beledıyesı ve Mehmet Toker mı-
rasçısı Emme, Zahıde Fehmı Behçet Hasıbe Cavıt,Cevdet,Nev2atMuyesseT\e Azıze Tokeı (To-
kaker) adına açılan taspıte mraz davasınm yapılan duruşmalan sonunda Hazıne nın tescıl ve tavzıh
ıstemının kabulûne, Adana ılı, Yuregır ılçesı, Seyhan Mahallesı kadastro çalışma alanı ıçınde bulu-
nan dava konusu 1060 ada (58) paıselın 3402 SSK nın 18 maddesı uyannca kultûr aıaıısı nıtelığı ıle
Hazıne adına tapuva tescılme, Kadastro Mahkemesı sıfatıvla Adana 4 Aslıve Hukuk Mahkemesı 'nden
29 3 1982 tanhmde 1973 164 E -1982 187 karar sayısı ıle venlmıs karann sonuç (hükum) fıkrasında
davanın reddıne sozcüğünden sonra (Adana ılı Yüreğır ılçesı, Sevhan Mahallesı çalışma alanı ıçınde
bulunan 1060 ada, (58) sayılı tarla nıtelığındekı parselın Hazıne adına tapuya tescılıne) sozlennın ek-
lenılmesıne, karann hüküm nkrasınm bu şekılde duzeltılmesme, karar kesinleştıkten sonra düzeltme
şerhınm asıl karar altına vazılmasına, tescıl ıstemının kabulûne karar venlmış olup v erılen karar Meh-
met Toker (Tokaker) mırasçısı Müvesser ve Behçet Toker (Tokaker) ıle Sımıtvan Artın'ın adreslenran
zabıtaca araştmlmasına rağmen saptanamamış olması ve göndenlen davetıyelenn adreste bulunmadı-
ğından bahısle lade edılmış olması nedenıyle, karann 7201 Savıh Teblıgat Kanunu nun 28,29 ve 31
maddelenne gore davetıye yenne ılanen teblığıne, sağ ıseler kendılen, olu ıseler mırasçılan tarafindan
\e ılan tanhmden ıtıbaren 15 gün ıçınde hükmü temvız etmedıklen takdırde karann kendılen yonün-
den kesınleşeceğı ılanen teblığ olunur 25 1 1999 Basın 4582