19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK1999 PAZARTESl HABERLER fP-den MHCye I ANKARA (AA)-FP Grup Başkanvekıli Bülent Annç, Abdullah Öcalan'ın idamı konusunda Türk- halkınm aldatıldığını iddia ederek "Hükümet, Avnıpa Insan Haklan Mahkemesi'nin karanna uyacaksa. Başbakan Bülent Ecevit ve MHP çıkıp halktan açıkça özür dilemelidir" dedi. tdam tartışmalannda en istikrarlı partinin FP olduğunu savunan Annç, "Şehit cenazeleri üstünde istismar yapmakla veya 'Apo'ya ölüm" çığlıklanyla oy toplamış olan partiler şu anda acınacâk durumdalar. Dogrusu, kimse onlann yerinde olmak istemezdi. Çifte standartlı, samimiyetsiz düşünceler şimdi açıkça ortaya çıkıyor" diye konuştu. "Başbakan Ecevit, idam edilmeyecek garantisi vererek Öcalan'ı teslim aldı" şeklinde dedikodular bulunduğunu anımsatan Annç, bu dedikodulann gerçek olmaya başladığını söyledi. Annç, "Apo'ya idam çığlığı atanlar. şimdi asılmamalı görüşünü anlatmaya başladılar" dedi. Bkatmış komıma bekHyor • NEVŞEHtR-Görevini tamamlayan TBMM Susurluk Araştırma Komisybnu Başkanı ve Fazilet Partisi Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış'ın konıma isteği henüz sonuçlandınlmadı. Içişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği'ne ikı kez bu yönde istekte bulunduğunu belirten Elkatmış, Susurluk Araştınna Komisyönu Basın Sözcüsü FP Gaziantep Milletvekili Bedri Incetahtacı'nın ölümüyle ilgili şüpheleri bulunduğunu belirtti. Femunde Ericin'e onurodulu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sevda Cenap And Müzik Vakfı ödül töreni, dün akşam Hilton Oteli'nde gerçekleştirildi. Törene, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'inyanısıra, TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Kültür Bakanı lstemihan Talay, eski Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, eski Genelkunnay Başkanı îsmail Hakkı Karadayı, milletvekilleri ile çok sayıda sanatçı katıldı. Vakfın Onur Ödülü'ne çağdaş Türk bestecilerinin piyano eserlerinin ilk yorumlayıcısı olması nedeniyle Ferhunde Erkin değer bulundu. TÜRSAB Genel Kurulu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Sayehat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Başaran Ulusoy seçildi. TÜRSAB 14. Olağan Genel Kurul toplantısı dün sona erdi. Genel Kurul'da yapılan seçimlerde, yönetim kurulu üyeliklerine Hülya Aslantaş, Semih Salimoğlu, Mustafa Kutluoğlu, Rıza Epikmen, Mustafa Altıparmak, Halit Tekin, Talha Görgülü ile Fatoş Erdem seçildiler. Demirel Bosna- Hersek'e gidiyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi'nin çağnhsı olarak, iki günlük resmi bir ziyarette bulunmak üzere bugün Bosna-Hersek'e gidiyor. Metris'te IBDA-C isyamtPEKYEZDANİ Metris Cezaevi'nde şeriatçı te- rör örgütü tBDA-C üyelerinin yaklaşık 7 saat süren ve 50'yi aş- kın askeri yaraladıklan isyan, il jandarma komutanının mahkûm- lara "Can güvenliklerinin sağlana- cağına dair" söz vermesı üzerine saat 16.00 sıralannda sona erdi. Is- yancı mahkûmlar taraftndan soyu- larak iç çamaşırlanyla avluda tu- tulduğu iddia edilen yaklaşık 150 rehine asker serbest bırakıldı. tstanbul DGM'de ve diğer iller- deki mahkemelerde görülen dava- laruı hiçbir duruşmasına katılma- ma eylemi yapan tBDA-C örgütü üyelerinin kaldığı Metris Cezaevi B-2 Koğuşu'nda dün sabah saat 08.30 sıralannda güvenlik güçle- rinin katılımıyla arama yapılmak istendi. Örgütün elebaşılan Salih Mirzabeyoğlu, AH Osman Zor, An thsan Demirci \e Hayrettin Soy- kan'ın Nığde, Bandırma, Kırkla- reli cezaevlerine nakledilmek is- tendiği ileri sürülürken koğuşa gi- ren güvenlik güçleri İBDA-C mi- litanlannın direnişiyle karşılaştı- lar. Asker ve tutuklular arasında çıkan çatışma sonucu çok sayıda asker yaralandı. Özel Güvencan HastanesPne kaldınlan 35 yaralı askerden 12'si başlanna sopa dar- besi aldıklan için GATA Haydar- paşa Hastanesi'ne sevk edilirken 23'ü ayakta tedavi gördükten son- ra taburcu edilerek birliklerine döndü. Gümüşsuyu Askeri Hasta- nesi'ne de 14 asker yaralı olarak u- laştınldı. Hepsi darp sonucu yaralanan askerîerden 9'u ilk tedavileri ya- pıldıktan sonra taburcu edildi. An- cak 5 asker, başlanna ağır darbe- ler aldıklan için tedbir olarak GA- TA Haydarpaşa Hastanesi'ne sevk edildi. Kasımpaşa'daki Askeri De- niz Hastanesi'ne de astsubay Ser- dar Keskin yaralı olarak kaldınl- dı. Kafa travması geçirme ihtima- li olan Astsubay Keskin, burada müşahede altına alındı. Olaydan sonra kalçasından aldığı bıçak dar- besi nedeniyle Istanbul Üniversi- tesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlan Binbaşı Hüseyin Bakır ise daha sonra taburcu edildi. Cezaevindeki olaylann büyü- mesiyle birlikte aralannda Izmit Jandarma Komando Birliği'ne bağh iki otobüs askerin de bulun- duğu çok sayıda jandarma ekibi ile çevik kuvvet ekipleri, itfaiye araçlan ve beton delme aracı ce- zaevine getirildi. Aynca HızırAcil telsizinden yapılan anonsla îstan- bul'un Avrupa yakasındaki tüm ambulanslar Metris Cezaevi'ne çağnldı. Savcı; İsyan yok lsyancı tutuklularla görüşmek üzere sabah saatlerinde cezaevine giden Bakırköy Cumhuriyet Sav- cısı Celil Demircioğlu ise saat 16.00 sıralannda yaptığı açıkla- mada, cezaevinde rehine alma ola- yı ve anlaşma olmadığını iddia et- ti. Demircioğlu şöyle konuştu: "Bu sabah Metris Cezaevi'nde bir arama vapmakistedik. Bu ara- ma sırasında İBDA-C koğuşuyla askerier arasında iuşme-kakışma oldu. Bu itişme kakışma sırasında birkaç asker ve tutuklu hafif şekü- rip yanjlanttı." Metris Cezaevi'ndeki olaylar üzerine Adalet Bakanlığı'nda Ba- kan Hikmet Sami Türk'ün baş- kanlıgmda, Müsteşar tlhan Erbaş, ile Ceza ve Tevkif Evlcri Genel Müdürü Suat Ertosun'un da katı- lımıyla olağanüstü toplantı yapıl- Benzeri olaylarda çok sayıda mahkûm ölmustu LJluemılarMa da kan akmayabilirdi tstanbulHaberServisi- Şeriatçı terörörgütü tB- DA-C üyelerinin, 50'yi askın asker ve subayı ya- raladığı Metris isyanının kan dökülmeden sona er- dirilmesi dikkatieri yeoiden sol örgüt davalanndan tutuklu 10 gencin öldürüldüğü Ulucanlar Cezaevi ile 3 yıl önce 10 rutuklunun öldürüldüğü Diyarba- kır Cezaevi'ndeki operasyonlara çevirdi. Gazete- mizi arayan bazı yurttaşlar, Metris'teki isyaıun can kaybrna yol açmadan sona erdirilmesinin, daha ön- ceki olaylann da kansız bir biçimde çözünüenebi- leceğini gösterdiğini söylediler. Metris isyanında "«ngnkkanhhklanm" yitirmeyen güvenlik güçle- rince çeşitli cezaevlerinde gerçekleştirilen operas- yonlar sırasında ise onlarca kişi yaşamını yitirmiş- ti. Ölütnle sonuçlanan cezaevi okylannınbazılan şunlar. - 26 Eyiül 1999 gûnû saat 04.00'te, Ankara Uta- canlar Cezaevi'ne "Tünel Ihban" gerekçesiyle bir iddıaya göre özel timlenn de katılımıyla operasyon düzenlendi. Operasyonu tamamlayan güvenlik güçleri arkalannda 10 ölü ve çok sayıda yaralı bı- raktı. Kimisi yakın mesafeden silahla öldürüldüğü belırlenen tutuklulann otopsılenne avukatlan alın- madı. Ankara CumhuriyetBaşsavcüığı'nca, Ulucanlar Cezaevi operasyonuna katılan güvenlik görevlile- ri hakkmda takipsizlik karan verilirken operasyo- na hedef olan tutuklu ve hükümlüler hakkında bı- ri idam istemlı olmak üzere dava açüdı. - 24 Eylül 1999 tarihinde Diyarbakır E Tipi Ce- zaevi'ne polis, asker ve gardiyanlann birlikte dü- zenlediği operasyonda 10 tutuklu ve hükümlü ka- falan demir çubuklarla parçalanarak öldürüldü, onlarcası agır yaralandı. Olay kamuoyunun bü>-ük tepkisini çekti. Saldınyı gerçekleştırenler hakkın- da uzun süre ünlü w Memurifl Muhakeraan Yasa- sı" nedeniyle sonışturma açılamadı. Sanıklar hak- kında Diyarbalar 3. Agır Ceza Mahkemesi'nde sü- ren davaıun 72 sağından hiçbiri bugüne dek mah- keme karşısma çıkanlmadı. dı. Toplantıya daha sonra Içişleri Bakanı SadettinTantanda katıldı. Bakanhk: isyan var Içişleri Bakanhğı ndan yapılan açıklamada, bugünkü bazı basın yayın organlannda. Metris Ceza- evi'nde tutuklu bulunan yasadışı ÎBDA-C terör örgütü mensupla- nyla ilgili eksik ve doğru olmayan bilgilerin yer aldığı bıldirildi. tçiş- leri Bakanhğı Basın Müşavirli- ği'nden yapılan yazılı açıkJamada konuya ilişkin şu bilgiler verildi: u CHa>ın gerçek yönü şu şekflde- dir: S Arahk 1999 gûnü saat 08.00'de cezaevinde arama yap- mak üzere cumhum et sa\ cıbğı ta- lebi ile bir subav komutasında bir jandarma bölüğü görevlendiril- miştir. Aramalartla üzücü bir olay olmaması için personele silah aldı- nlmanuş, kalkan ve kask ik dona- tümışlardır. Ancak. cezaevine gi- rildiğinde tüm iyiniyeoere rağmen teröristier güvenlik ku>"vetlerine şiş, pala ve kıhç gibi kesicu delici aleüeriesaldında bulunmuşlar, bir kısım görevli jandarma personeü hafıf şekilde yaralanmış ve a\akta tedavi edihnişlerdir. Halen hasta- nededepresif reaksiyon geçiren bir personel bulunmaktadır. Terörist- krin direnişleri kınlmış olup gü- venlik kuvvetkri duruma hâkim- dir. Olayda teroristlerce kulknüan çokmiktarda delici vekeskrialetete geçirilmiş olup aramalara devam edflmektedirr Gazetemizi sabah saatlerinde "İBDA-C Örgütü Haber Büro- su"ndan aradığıru söyleyen bir ki- şi, sabah 08.30'da yaklaşık 700 ci- vannda robocop kıyafetli askerin 67 örgüt üyesinin kaldığı koğuşa, arama bahanesiyle baskın yaptık- lannı ve kendilerinin başka bir ce- zaevine sevk edilmek istendigini iddia etti.Kimliğibelirsiz kişi şun- lan söyledi: "Askeıierin asıl amaçlannın ko- ğuşumuzu başka cezaevterinesevk etmek olduğunu v% tutuklu İBDA- C lideri Salih Mirzabevoğlu'nu al- mak olduğu öğrenildi. Bunun üze- rine sakhnya geçen tBDA-C mib- tanlan çat^ma sonucunda 130 er ile 20charuida rütbetisubay ve ast- subayı techizaüanyla rehine akk Şu an diğer >araluaria birtikte 3'ü ağu~yaralı olmak üzere20yaran ia- de edildLÖrgütte zahatyok. Rehi- nelerin hepsi soyunuk vaziyette. Sadece gömlek ve iç çamaârlan var. EDeri ve ayaklan bağh. ıkinci bir müdahak olduğu takdirde hepsini öldüreceğiz. Salih Mirza- beyoğhı önderliğinde yapıyonız." tBDA-C adına saat 16.15 sıra- lannda arayan bir kişi ise il alay komutanı ile yapılan görüşme so- nucu anlaşma sâğlandığını ve is- yanın sona erdirildiğini bildirerek şunlarl söyledi: "Yaklaşık 130 asker rehine eibt- sderikendüerineiad* edilerek pey- derpe> serbest bırakıldı. Aynca, Adalet Bakanı HikmetSami Türk, cumhuriyet başsavcısını arayarak Salih Mirzabeyoğlu hakkındaki nakil işleminin durdurulmasını is- tedi." Salih Mirzabeyoğlu'nun avuka- tı Hasan Ötçer, örgüt üyelerinin 2'si binbaşı olmak üzere 20 subay ve astsubay ile 130 er ve erbaşı re- hine aldığını, rehine askerlerin so- yularak iç çamaşırlanyla avluda tutulduklannı bildirdi. Metris Ce- zaevi önünde basın açıklaması ya- pan avukat Ölçer, cezaevinde IB- DA-C örgütü üyelerinin kaldığı B- 2 koğuşunda, saat 08.30 veya 09.00 sıralannda isyan çıktığinı söyledi. Örgüt üyelerinin kaldığı B-2 koğuşuna, aralannda üst dü- zey subaylann da bulunduğu çok sayıda askerin arama yapmak için geldiğini belirten Hasan Ölçer, u Bu uygulamanın. cezaevinden bazı mahkûmlann başka cezaevle- rine nakli amacıyla yapıkhğı anla- şıhnca, örgüt üyeleri ile güvenlik güçleri arasında çaöşma çıknuş. Çıkan çatışma sonucunda örgüt üyeleri, 2'si binbaşı olmak üzere 20 subay \e astsubay ile 130 er ve er- başı rehine aumşlar" dedi. 'Anlaşma yapddı' Ölçer, iljandarma alay komuta- nîmn devreye girmesiyle isyancı mahkûmlarla anlaşma yapıldığını söyledi. İl jandarma komutanının mahkûmlara can güvenliklerinin sağlanacağına ve diğer sonınlan- nın da şeker bayramının ardından görüşüleceğine dair söz verdiğini anlatan ölçer, bunun üzerine isya- nın sona erdirildiğini söyledi. Öl- çer "Tutuklulann. nakfiİerin dur- durulması, ziyarete gelen yakınla- nnın gozahına aluımasuun önlen- mesu kendilerine yeni bir koğuş tahsis edilmesi ve cezaevi yöneti- miyle sürtüşmelerin giderümesi yönündeki taleplerinin de şeker bayrammdan sonra görüşüleceğj- ni öğrendik'' diye konuştu. Gazetemizi arayan ve tBDA-C terör örgütü üyesi olduğunu söy- leyen kimliği belirsiz kişinin elle- rinde bulunan rehinelerin kimlik- lerine, künyelerine ve rütbelerine göre verdiği adlan şöyle: Rütbeffler Jandarma Kıdemli Çavuş HaH tbrahim UysaL Jandarma Kıdem- li Çavuş Eyüp Kapusuz, Uzman Jandarma Muharrem Kırcı, Uz- man Jandarma Çavuş Baki Taysi, UzmanJandarma 2. Kademeli Ça- vuş Mustafa Gümüş, Uzman Jan- darma 1. Kademeli Sefer Şenses. Erler Fevzi Herdem, Erfan Kaya, Da- vut Kocagöz, Fuat Sezgin, Nevzat Gökalp. Bünyamin Çulha, Metin Ateş, Tuncay Bolboku, Nizamet- tin Ava, Zcynd Kaya, V ümaz Kok- taş.Hasan Cengiz, Gıyasettin Zen- gin, Süleyman Çetinbaş, Recai GelbuL Murat Demirci, Serkan Akçin, Ziya Dolucan, Abdullah Doruk, Cmit Komık, Mustafa Ali- yar, Muharrem Öztürk, Şükrü Akboğa. Kürşat Aktuğ, Haydar Özkan, Seyfı Kasalb, Metin L nsal, K.Trabzon,M.Sümbül, K. Doğan, C. Koca,U.Konur, R.Ayık,M. Naı; A. Köker, E Demiroz, S. Yaşar, T. Ökten, F. Erdem, F. Güneş, Y. Kü- çükalp, K. A. Çetin, Ş. Akboğa, M. Ortürk, S. Oba, Ş. Ekinci, M. Taş- çakar, H. Buhıt, F. Bereket, A. Ak- kaya, M. Yazunan, t. Karadağ, M. Işık, S. Toğlu, T. Kork, Y. Ersu, G. Zengin, H. Özkan, R. Bulut. Müs- lüm An, H. Yıkhnm, M. Duyar,Y. Kıbç, H. Yaşaroglu. Y. Gökgöz, O. Dokanh, t. Gökçe, M. Çiçek, Ü. Öner. O. Donmaz, F. Turgun, M. Demir, S. Solak, H. Coşkun, Ü. Er, M.Tunç,F.Alemdar,M.Dargm,A. Gok, MetmBoluk, M- Tunç A. De- mirel, 1. Gök, Ü. Ö. Vığit E. Ka>n, Y.Çoban,F.Altuntaş,Y.Çmar,M. Topçıı, S. Ertef, C Koca, A. Özer. Metris Cezaevi'ndeki tBDA-C ayaklanması, güvenlik güçlerinin müdahaksiyle dün saat 16.00 dvannda basünkb. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR [email protected] Nükteer santral kurma konusunda hü- kümetin verdiği karar, herşeyin sonu de- ğil. Sonunda bu santral yurttaşlann ya- ranna olduğu iddiasıyia yapılıyor. Onun için buna, biz yurttaşlar karar vereceğiz. Hükümet, arkasında trilyonlann döndü- ğü bilinen bir oyunla, bu santral felake- tini bize zorla kabul ettiremez. Insanlar, kapftalizmin merkezi ABD'de küresel- leşmenin yol açtığı yıkıma karşı, günler süren etkili gösteriler yaptılar. ABD'nin Seattle kentinde toplanan Dünya Ticaret Örgütü, yapılan büyük gösterilerin sonunda bir sonuç btldirisi bile yayımlayamadan dağıldı. Seatt- le'daki gösteri, küreselleşmenin dünya- da yarattığı eşitsizlik, adaletsizlik, yok- sullann daha yoksut olmasını hedefle- yen sonuçlanna insanlığın son yıllarda gösterdiği en büyük tepkilerden birisiy- di. Bu gösteriler, yeni gelişmelerin de müjdecisi sayılabilir. Yani, büyük devlet- ler astığı astık, kestiği kestik bir şekilde dünyaya, kendi keyiflerine göre düzen vermeye bundan sonra biraz daha zor devam edecekler. Dünyanın böylesine yeni arayışlar için- de olduğu bir dönemde, artık miadı dol- muş, gelişmiş ülkeler için bir yük haline gelmiş nükleer santralı bize kakalama- ya çalışmalanna bizim de söyleyeceği- miz şeyler olmalı. Türkiye'nin çevrecile- ri yıllardır Akkuyu'da kurulmaya çalışılan nükleer santral için mücadele ediyorlar. Bugün onlarta daha sıkı bir dayanışma içine girmenin zamanı geldi. • • • Nükleer santral aleyhinde yazdığım Neden Bize Nükleer Santral? yazılara, çok sayıda destek mesajı geli- yor. Bu mesajlardan bazılan, uzmanlann görüşleri olduğu için bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum: Dr. Tanay Stdkı Uyar, Kocaeli Üniversitesi, Yeni ve Ye- nilenebilir Enerji ve Teknolojileri Araştır- ma Birimi Başkanı. Yolladığı e-mail'de şunlan anlatyor °1976yılından beri Tür- kiye enerji sektörünû izleyen bir enerji planlamacısı olarak, enerji sektörûnde karar verme süreçlerinde bilginin yöne- timi konusunda bir sorun olduğu kanı- sındayım. Ûlkemiz enerji sisteminin ge- leceği, geleceğin teknolojileri yerine, geçmişin teknolojileri ile planlanmakta- dır. Geçmişin teknolojileri (fosil ve nük- leersantrallar) tüm dünyada yerini ener- ji verimliliği ve doğal çevrede enerji üre- timi teknolojilerine (rüzgâr, güneş pille- ri, jeotermal ve biyokütle enerji santral- lan) terk etmektedir." Dr. Uyar, bu konuda yeni önlemler alın- dığını da belirtiyor: "R/o, Kyoto ve Bu- enos Aires 'te yapılan Birieşmiş Milletler toplantılannda küresel iklim değişikliği- ne yol açan kömür, doğalgaz ve petrol dahil tüm fosil yakıtlann kullanımına kı- sıtlamalar getirilmekte ve kullananlann vergilendirilmesi için karbon vergileri benzeri önlemler geliştirilmektedir..." Tesıs edilen ber fosil yakrtlı santral, İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması ge- reği ülkemizden temizlememiz gereken karbondioksit, metan gibi sera gazı emisyon kaynaklannı vebunlann temiz- lenme maliyefmi arttırmaktadır." Dr. Uyar'ın ABD'deki nükleer santral kısıtlamasına ilişkin saptamaları da il- ginç. Bir yandan bize nükleer santral ih- raç etmek istiyortar, öte yandan kendi- lerinin bunlardan nasıl kurtulacaklannın hesabını yapıyortar: Uyar bu konudaki soruyu, "1980yılındanbaşlayarakABD dahil pek çok ülkede ekonomik bulun- mayıp yenileri sipariş edilmeyen, mev- cutlan ekonomik bulunmadığı için kapa- tılan ve sökümü ABD'deki Maine Yan- kee Santralı'nda olduğu gibi farklı he- saplamalara göre 500 milyon-2 milyar dolar arasında ek bir maliyet gerektiren nükleer santrallan, bu konunun uzmanı olarak kabul etmem mümkûn değildir" diye cevaplıyor. Uyar'ın verdiği bilgiye göre, Almanya, nükleer santrallan kapatma karan almış. Mevcut nükleer santrallann ancak 20 yıl- da kapatılabileceğini açıklamış. Alman- ya'nın parasal imkânlan ve teknolojik bi- rikimi ancak böyle bir süreci gerektiriyor- muş. Türkiye'deki nükleer santral uya- nıklan ise bu durumu Almanya'ntn nük- leer santrallan 20 yıl daha kulianacağı şeklinde açıklamışlar. Muhtemelen Ece- vit'i ikna ederken de buna benzer tezle- ri öne sürmüşler. Almanya'nın 20 yılda temizleyebildiği böyle bir pislik acaba Türkiye'nin basına neden sanlmak iste- niyor? Bundan kimin ne çıkan var? Dünya, çevreyi daha az kirieten, atık sorunu olmayan yeni enerji teknolojile- rine yöneliyor. Clirrton hükümeti, 1 mil- yon çatının güneş pilleri ile donatılması karan aldı. Alman hükümeti, rüzgârdan üretilen elektriği satın alma yasası çıka- rarak 8.000 rüzgâr türbini kurulmasını sağladı. Daha buna benzer birçok yeni- likle gelişmiş ülkeler, nükleer santralın ötesinde, geleneksel enerji kaynaklan yerine yeni seçenekler yaratmaya çalı- şıyorlar. Isminin açıklanmasını istemeyen bir başka enerji uzmanı ise benzer uyanlar- da bulunuyor ve şunlan yazıyor: "Türki- ye'de enerji alanında eksik olan, ne ye- raltı ve üstû doğal kaynak, ne para, ne bilgi ne de insan gücüdür. Eksik olan demokratik ûlkelerde olduğu gibi, bu unsuriann akışını yönlendiren, koyduğu yasalar ile dengede futan bir devlet ve bu devletin üretmesi gereken u/üs/ara- ras/ politikalarla bütünleşmiş, çelişkisiz ve sürekli kendini yenileyen bir ulusal enerji politikasıdır." Evet, dünyanın reddettiği, gelişmiş ül- kelerin nasıl kurtuluruz diye kara kara düşündüğü nükleer felaket, bir şans eseri, Türkiye'ye bugüne kadar ginmedi. Hükümet, dünyanın gözleri önünde, sanki gelişmiş ülkelerin çöplüğü olma- mız gerekiyormuş gibi, nükleer santral kurmaya kalkıyor. Bunu da bizim içimi- ze sindtrmemizi bekliyor. Seattle'daki uyanya, nükleer santral- cılann da ihtiyacı var. Bizim onlardan ne- yimiz eksik? Bizi birfelakete mahkûm et- mek isteyen bu projeyi geri püskürtecek güce sahip değil miyiz? Göreceğiz... BİZ BİZE. ERDAL ATABEK Nevratik KişHikler... Insanlar, istekleriyle koşullar arasındaki çelişkiler- den duyduklan kaygıyı bir biçimde örtmeye çalışır- lar. Çünkü, kaygı ile yaşamak acı veren bir durum- , dur. Bu örtme biçimleri olarak da, ussallaştırma, in- \ kar etme, uyuşturma ve kaçınmayı kullanırlar. Ancak bu yollan kullanıp da kaygılannı kendilerinden uzak- laştınrken de farkında olmadan "nevrotik bir kişilik" kazanırlar. "Nevrotik kişilik" hangi durum ve koşulda olursa olsun belirlediği davranışlan göstermekten kendini alamayan kişiliktır. Nevrotik kişilerin davranış biçimleri beliriidir, başka bir davranış gerektirse de bunu yapamazlar. Karen Horney, bu "nevrotikfaş/7/Wer"inen çok üç biçimde görüldüğünü belirtiyor. Birincisi, 'çevre onayına bağırhlı kişilik'f/r Bu kişi- liği kazanmış birisi için en önemli konu, "başkalan ta- raftndan sew7mefc"tir. Bu davranışla kendi kaygıtan- nı yatştırmayı, kendisine kimseden zarar gelmeme- sini amaçlar. Ancak, kendi düşüncesine göre, "o, herkesin iyiliğini isteyen, herkesin yardımına koşan birisi"d\r. Gerçekten de böyle davranır. Herkesin der- dini çözmek için uğraşır, başkalan istesin ya da iste- mesin, aldırmadan yardım için koşar, kendi işlerini bir yana bırakır, başkalannın derdini kendine dert edinir. Ozetlikle "birisinin" kendisini sevmesi, beğenmesi için çaba gösterir. Ona bağımlı olmanın bütün özel- liklerini gösterir, onun istediklerini yapar, istemedik- lerinden kaçınır. Bu davranışlanyla hedeflediğı "be- ğenilmek ve sevilmek"\ir. En büyük derdi, birisi tara- fından beğenümemek, sevilmemektir. Böyte bir du- rumda kendini suçlar, yanlış yaptığı için sevilmediği- ni, beğenilmediğini söyler. Kimseye karşı suç yönel- temez, sürekli olarak kendini eleştirir. Bu kişiliğin bizim kültürümüzde nasıl onaylandığı- nı, nasıl örnek gösterildiğini anımsarsak, sosyal kül- türümüzün "bağımlı kişilik" ödüllendirmesini daha iyi anlayabiliriz. Bu "Penr)anato/a"tipi, kültürümüzünti- pik "iyi insan "ıdır. Oysa bu kişiliğin altında yatan ne- denleri daha iyi tanımamız gerekmektedir. Bu davra- nışlann tümü de, kişinin kendi kaygısını bastırmak, kaygısından kurtulmak için gösterdiği davranışlardır. Burada önemli olarak, "nonval kişilikli insan'm da beğenilmek ve sevilmek isteyeceğinin bilinmesidir. Ancak, "normal kişilikli insan", beğenilmek ve sevil- mek için ne pahasına olursa olsun çaba göstermez, aradaki önemli farklılık budur. "Nevrotik kişilik" için ikinci modei, "üstün olmaya dayah saldırgan kişilik"i\r. Bu kişilik sahibi için, dün- ya birbirinden üstün olmaya çalışan düşmanlann ya- şadığı bir cangeldır.Çevresindeki herkes potansiyel bir düşmandır (rakip). Çevresindekiler onun zayıf yan- lannı kollamaktadır, hiç kimseye güvenmemek gere- kir, başanlı insanın dostu olmaz. "Homo homini lu- pus- İnsan insanın kurdudur". Bu durumda da baş- kalan onu yeneceğine o başkalannı yenmelidir. Ba- şanlı olmak, başkaiannı yenerek daha üstün olmak- tır. Bunun için de kimseye güvenmemeli, çevresini kontrol altında tutmalıdır. Bu kişiliğin bütün davrantş- lannın hedefi, çevresini kontrol altında tutabilmektir. Kontrol altna alamadığı kişileri yabancı görür, saldı- nlması gereken hedefler olarak algılar. Eğer entelek- tüel düzeyi yüksekse bu tavnnı "uzak duruşlu yapay birnezaket çerçevesi"ne oturtur, bu durumda da asıl hedefıni gtzleyebilir. Karen Horney, çok doğru olarak, günümüz dünya- sının bu kişiliği olumladığını, bu acımasız rekabet sis- teminde başannın anahtan olarak gösterdiğini belir- tiyor. Gerçekten de, günümüzün "başanlı iş insanlan" ta- nımı, yukardaki çerçeveye uymuyor mu? Oysa, bu davranışlann asıl hedefi, gene, kaygılannı bastırmak- tr. Üçüncü nevrotik kişilik tipi de "kaçınan kişilik" ol- maktadır. Bu kişilik sahibi insan da "göze çarpmak- tan, üstün olmaktan, dikkati çekmekten kaçınmak- tadır." Kaygılannı bastırmanın yolu olarak "herkesten ve herşeyden uzak durma"y\ seçmiştir. Çevresine görünmeyen bir çember çizer ve kimseyi oradan içe- riye sokmaz. Hiçbiryanşmanın yanşçısı değildir, hiç- bir rekabetin içine girmez, başanlı olmaktan kaçınır. Insanlardan uzaktır, kendini yalıtmıştır ve ona yöne- lecek tehükelerden böyle korunmaktadır. "Kaçınan ki- şilik", bu özelliklerıyle de kimse için tehlike olmaz. "Normal kişilikli insan" da sırasında saldırganlaşır, sırasında kaçınır, sırasında sevilmek ve beğenilmek için yakmlaşır. Ancak, normal kişilik, bütün bunlan ye- rinde, zamanında, sırasında yaparken, "nevrotik ki- şilik", durumlar, koşullar, kişiler nasıl olursa olsun yal- nız kendini koruduğuna inandığı davranışı göster- mektedir. Aradaki bu çok önemli fark gözden kaçt- nlmamalıdır. Karen Horney hem kendimizi hem de çevremizi ay- dınlatırken çok önemli bir işlevi yerine getimnektedir. Hepimiz kendimize ve çevremize yeniden bakalım. Plinius'un dediği gibt, "herkes kendisiiçin birders- tir." em.erdalata«a cumhuriyet.com.tr. Faks:0212 513 90 98 Cezaevinde bomba yapıyorlar Yeni hedefleri ADD tstanbul Haber Servisi -SanhMirzabe>oğlu' nun liderliğini yaptığı lslami Büyük Doğu Akıncılan- Cephesi (tBDA-C), teok- ratik düzene dayalı bir devlet kurmayı amaçlı- yw. Necip Fazd Kısakü- rek'in 1970'liyıllannba- şmda "BüyükDoğu" ola- rak ortaya koydugu "ts- lamülkeleriniııbhiiğidü- şüncesinden hareketie fe- deredevletterludmdebir- leşik tslam devleti" kur- ma fikrinden etkilenen Mirzabeyoğlu, 1985 yı- lında örgütü kurdu. Türkiye'de birçok bombalama eylemi de gerçekleştiren örgüt ele- manlan son zamanlarda Atatürkçü Düşünce Der- neği'ni hedef aldılar. Şeriatçı terör örgütü tBDA-C militanlan, Ata- türkçü Düşünce Derneği (ADD) Bağcılar Şube- si'ne gerçekle^tirdikleri saldında ADD görevlisi- ni vahşice öldürmüşlerdi. Geçtiğimiz günlerde istihbarat birimlerince "çok gizli" ibaresiyle Adalet Bakanhğı ve Içiş- leri Bakanlığı'na gönde- rilen yazıda "Metris Ce- zaevi'nin tBDA-C'nin idane merkezi okluğu, mi- ütanlann özeUikk ziyaret amaçh olarak örgüt bder- lerinin yaruna gelerek ey- lem talimatı aldıklan ve gerçekkştirdikleri ey leın- ler hakkında rapor ver- dflderi" belirtildi. tBDA-C örgütü üyele- rinin "cezaevinde gör- dükleri bomba eğitimini pratiğe döktükleri ve A- yaretçflertaranndangeti- rilen malzemelerle bom- ba yapnklan" kaydedilen raporda, ziyaretçilerin getirdikleri yiyecekve gi- yecek paketleri içine giz- lenen malzemelerin sıkı bir arama yapıhnadığı için rahathkla içeri sokul- duğuvurgulandı. İstihba- rat ekiplerinin yaptığı ta- kip sonucunda örgüt ele- manlannm, ziyaretçile- rinden gübre, çok miktar- da yumurta, demir mis- ketler, koli bantı ve çivi istedikleri ortaya çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle