25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 1999 ÇARŞAMBA • • • • HABERLERIN DEVAMI Marmara. Ege Akdenız, Iç Anadolu, Batı ve Or- ta Karadeniz ıle Doğu ve Güneydoğu Anado- lu'nun batısı yağmurlu D I S M E R K E Z L E R B -2 B 0IU ı ıw> ı k/auoı y 1 3 ^ 1 • l w l "- 1 yer yer sağanak yağış- Stockholm B 0 lı, diğer yerier parçalı Londra B 6 cek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden orta Paris kuvvette yer yer kuv- Bonn vetii olarak esecek. B 2 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina B B Y B Y Y Y PB 2 3 7 3 8 4 9 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam PB PB PB PB PB PB PB PB PB -2 15 -9 6 11 6 9 20 16 Bututiu > Çok bulutkı Yağmurlt Karlı Sulukar . Gökgürütûlû GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada nu okudu. Eleştiriteri öyle içtendi ki; izleyenleri derinden sars- tı. Burak Baş, atv'de siyaset adamlannın pek çoğu- na örnek olacak bir üslup içinde konuşurken sözleri arasına sıkıştırdtğı iki cümle parti liderlerine, paria- manterlere ders nrteliğindeydi. Bugüne kadar deprem faciasında söylenmeyen ve söyletilmeyen ıstıraplan çocuk sesiyle duyururken dediki: "Dedemin, annemin ve benim gördüğümûz dev- let başkanlan nezaman değişecek ve gençler neza- man devlet başkanı olacak?" Ali Kırca da Baş'ın dedesinden beri başımızda olanlann "değişeceğinden" umutlu değildi herhal- de, gülümsedi. Gerçeği canevinden yakalayan çocu- ğu yanrtladı: "Seninyaşın küçük.. Büyüdüğünde görûrsün.' Ne yazık ki; küçük Baş daha bugünden ağabeyi ki- mi yazar çizeriere ve tabii lideriere, parlamanterierin bir bölümüne ters düşüyor. ömeğin Türkiye'deki siyasal dengelerin korunma- sına özen gösteren bir yazanmız; 2000'de "yeni den- ge halinin Demirel, Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz dört- lü sacayağı ile sağlanabileceğini" önesürdükten son- ra şöyle diyor. "Dengeyi sağlayan bu dört faktörden herhangi bi- rinin yerinden oynaması, diğerierini de etkileyecek bir kartopu etkisiyle Türkiye'yiyeni bir istikrarsızlığın içi- ne itebilir." Gördün mü Burak Baş; dilediğin kadar aklın yaşta değil başta olduğuna inan.. Yaşça büyüklerin "denge ve istikrann" 80' lere mer- diven dayamış olanlarta sağlanabileceğine iman et- miş, açıkça yazıyor. Kuşkusuz bu yazar söyleminden bir nasihat çıkar- mak da olası: Dörtlü sacayağının baş üyesi Cumhur- başkanı Demirel'i bir kez seçmezsek, dengeler ve is- tikrar altüst olacakmış. Yani? Dörtten biri aynlırsa sacayağından, Türki- yemde istikrar uçup gidecek. Bir kişiyi yeniden seçtirmek isteyen bu mantık de- mokratik rejime inançsızlığın ta kendisi. Şayet aylardır tezgâhlanan ince siyasal oyunlar "dörtlü ittifakın " istediği sonuca varmazsa; 17 Mayıs 2000 sabahı Demirel, Güniz Sokak'taki evinde uya- nacak. Işte o zaman Burak Baş'lara miras bırakacağımız demokratik rejimin kökleşmesinde önemli bir adım at- mış olacağız. Liderierin oyunu MHP lideri Devlet Bahçeli, Demirel'in süresini uza- tacak veya üç beş yıllığına tekrar seçilmesini sağla- yacak formülleri açıktan irdelemiyor. "Şimdilik" kapa- h. Ecevit, turp gibi maşallah. Demirel, "birdaha" di- yor. Ama Mesut Yılmaz hafıf sancılı. Cumhurbaşkanı seçimini görüşmek amacıyla liderleri zirveye çagırdı- ğını açıkladı. Yeni bir siyasal oyunun başlangıcı. Pariamenterierin özgür iradelerine, kurallara bağ- lanmış bir seçimi görüşmek üzere liderler neden bir araya geliyor? Milletvekillerine ortak bir karar mı telkin edecekler? Gizli yapılacak bir seçimde milletvekillerinin özgür iradeleriyle oy kuilanmalannı engellemek için baskı uygulamanın yollannı mı arayacaklar? 175. madde anayasa değişikliklerinin gizli oyla ya- pılacağını emrediyor. Grup karan alınamayacağını söytemiyor. Ama, Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yal- çınbayır'ın açıkladığı gibi, cumhurbaşkanı seçimin- de partilerin gruplannda "bağlaytcı karar" almalan olanaksız. Bu sonuç gizli oylamadan kaynaklanıyor. Hukuk; "gizlilik ve bağlayıcı grup karannın birbiriy- le bağdaşmayacağım" söylüyor. Hükümet ortağı parti liderlerinin cumhurbaşkanı seçimine bir yöntem aramaları ya da öne sürülen önerilerden birini yeğleyip açıklamalan veya lider ka- tında vanlan uzlaşmayı -Demirel'i mutlaka bir kez da- ha seçtirmek için- gruplannı "tavsiye adı altında" yönlendirmeye çalışmalan paıiamentonun yüceliği- ne açıkça saldın olmayacak mı? Lider sultasından parlamenterler bir kez olsun kur- tulmalı! Butce kabul edildi Memura zam yüzde 15'te kaldı ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - TBMM Genel Kurulu'nda dün sabaha karşı yasalaşan 2000 Mali Yılı Bütçe Yasası uyannca memurlara ilk 6 ayda yapı- lacak zam oram yüzde 15 olarak kesinleşti. Muhale- fetin, zam oranıru arttıran önergeleri ise "gider arm- n a " olduğu gerekçesiyle işleme konulmadı. Bu ora- na göre halen 105 milyon 94 bin lira olan en düşiik memurmaaşı 1 Ocak2000 itibanyla 121 milyon 79 bin lira oldu. TBMM Genel Kuru- lu'nda 2000 yıb Bütçe ta- sansı, önceki gün saat 11.00'de başlayıp, dün sa- baha kadar süren görüşme- ler sonundayasalaştı. Geç- miş yıllardaki görüşmele- rin aksine, muhalefet par- tileri hemen her madde üzerinde söz alarak ya da hükümete sorular yönelte- rek engelleme yaptılar. Bütçenin tümü üzerin- deki görüşmelerin tamam- lanmasının ardından oyla- maya geçildi. Açık oyla- maya 366 milletveküi ka- tıldı. Oylama sonucunda 2000 Mali Yûı Bütçesi, 88 ret oyuna karşılık 276 oyla kabul edilirken 1 milletve- kili de çekimser oy kullan- dı. Yılmaz'dan partjlilere içtüzüğe tüpban yasağını koyun' çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, dün gece liderler zirvesinin ardından topladığı grubundan, TBMM Içtüzüğü'ne konulması istenentürban yasağını desteklemesini iste- di. Yılmaz, "TatUden sonra tekrir-i müzakere isteyin, içtûzûğe başı açık olma koşulunu ekletin" talimatı ver- di. DSP'nin önergesi Anayasa Komisyonu'nda red- dedilmiş liderierin devreye girmesi ile bu konunun yeniden görüşülmesi kararlaştınlmıştı. Ydbasında 2000 alarmı SEKTAÇEŞ ANKARA - Kamu kurumlannda- ki bilgisayar sıstemlennin "2000 uynm soranu" ile ılgılı çalışmalar sürerken olası sonınlan gidermek amacıyla Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezı yılbaşı gecesı çahşacak. Bü- tün sistemleri ilgilendınnesi nede- niyle enerji sektörünün kilit önemde olduğu vurgulanırken bankalar ve belediyelenn çauşmalannı çok bü- yük oranda tamamladıklan bildihl- di. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan- lığYnın elektrik üretün ve iletim hat- lannın bisyük bölümünde uyum so- rununun olmadığı, bu sorunun yaşa- nabileceğı bölümlerdekı çalışmala- nn da 2000 yılı öncesınde bituildiği kaydedildi. Bankalar Bırlığı Bilgi lş- lem ve tstatıstık Grup Başkanı C*hit SaİNr. 4-5 yıl önce başlanan çalış- malann tamamlandığını, bütün sıs- temlenn test edildiğini ve dışandan gelebilecek sorunlar için de beklen- meyen durum planlan hazırlandığı- nı söyledi. Dijital tayamet ile ilgili kilit ko- numda bulunan elektrik üretim ve iletim sistemlerinde 2000 uyum ça- lışmalarmm tamamlanmak üzere ol- duğu bildirildi. Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı yetkilileri 1998 yı- lında bu çalışmalara başlandığını, bilgi işlem sistemlerindeki donanını, yazıhm ve uygulamalar ile bilgi iş- lem teknolojilerinin kullanıldığı elektrik santrallan, elektrik dağıtım sistemleri, petrol ve doğalgaz boru hatlan ile kömür üretim tesislerinin kontrolden geçirildiğini kaydettiler. Kontroller sonucu, santrallann ve iletim hatlanmn büyük bölümünde üretımi ve iletimi etkileyecek 2000 yılı sorunu obnadığının teşpit edildi- ğini belirten yetkililer, "Üretimi et- ldeyen ve 2000yıhsorunuolandhaz- fau-m biiinnduğu santraBarda ise te- darikçi firmalar tarahndan yapdan uyum çalışmalan büyük ölçüde ta- mamlanmıştır'7 dedi. Bütün çahşma- ların yılbaşından önce tamamlanmış olacağını kaydeden yetkililer, her bi- rim için "BeklenınedikDunijn Pbn- bn"nın da hazırlandığuu dile getir- diler. Özellikle büyük kentlerdeki su ve doğalgaz pompa istasyonlarının elektrikle çalıştığma dikkat çeken Ankara Su ve Kanalizasyon Idaresi Genel Müdürü Rasim Tıngır. "Bize elektrik veriürse bizim sulan kesme- mizsöz konusu olama/. Çünkü pom- palar elektrikle çahşıyor" dedi. Bankacılık hizmetlerinin tama- mında bilgisayar sistemlerinin kulla- nılması nedeniyle yurttaşlann ilgisi bu kesime yoğunlaşırken Cahit Sa- bır, bu çahşmalann 4-5 yıl önce baş- ladığını anımsattı. Bankalann çalış- malannın Hazine Müsteşarlığı ile Merkez Bankası'nın denetiminde yürütüldüğünü belirten Sabır, "Bu i- ki kurum, bankalann çahsmalannı yakuıdan izlhor. kontroledh or. Ban- kalar Bfaüği 1998 \ ılında çaiışmalan yönlendinnek üzere bir komite kur- du. Bankalanmız kendi içlerindeki çahşmalan tamamlarfrfar" dedi. ABD'de w dijital kıyamet' korkusu WASHINGTON(AA)- ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, 1 Ocak 2000 tarihinde dünyadakı bilgisayarla- n etkilemesı beklenen 'dijital ktyanıetin' vahim so- nuç lara yol açmaması amacıyla Beyaz Saray'da kuru- lan kriz masasının başına getirildi. Başkan Bfl CBntonın 'Y2K' olarak da adlandınlan dijital kıyametle ilgili özel koordınatörü John Koski- nen, Beyaz Saray'ın yanı sıra Dışişleri Bakanhgı ve diğer kamu kumluşlannda oluştunılan kriz masalartn- da hazırlanacak raporlann bizzat Gore larafından de- ğerlendirileceğini bildirdi. Koskinea, ABD ve dünyanın bütün dikkatini yeni yıla ilk girecek ülke olan Yeni Zelanda'ya çevireceği- ni ve bu ülkedeki bilgısayarlann durumunun yakından izlenerek gereken önlemlerin uygulamaya sokulması- na çalışılacağmı söyledi. Bu arada, ABD'li uzmanlar, 1 Ocak 2000tarihinde dünyadaki birçok bilgısayan et- kileyecek dijital kıyamet yüzünden, ABD ile Rusya arasında nükleer savaş çıkması ihtimalinden kaygı duyduklannı açıkladı. Uzmanlar, 2000 yılı bilgisayar sendromundan etki- lenebilecek eskimış Rus güvenlik bilgisayarlannın, ABD'den nükleer saldın başlatılmış gibi yanlış alarm vermesi olasılığının bulunduğunu ve Moskova'nm da bu yanlış bılgıden yola çıkarak karşılık verebileceğı- ni öne sürüyor. Liderierin söz düellosu• Baştarafi 1. Sayfada lı atışmalan gerilımı yük- seltti. ANAP ve DYP liderleri "28 Şubat hesapbsnMMna" girerken Başbakan Ecevit de, 12 Eylül öncesindeki "bcnzin tanTuUanmn" sa- vunmasını yaptı. Görüşme- ler sırasında bankalar ope- rasyonu da tarbşma yarattı. Yılmaz'ın, Sümerbank'ın 2 haftahk DYP azınlık iktida- kis ortaya çtkan" kişiye ve- rildiği sözlenne DYP'den tepki geldi. Mavi Akımı eleştirirken 9 doğalgaz pro- jesine 135 milyon dolar a- vans verildığıni vurgulayan Çiller, "Hikâınetteohn^aıı birinm, yanma kank^ni de Ecevit, Çiller'e kamuoyu- nu yanlış bilgilendirdiği suç- lamasını yönelterek yeniden sözaldı. Türkiye'de benzın kuy- ruklannın olduğu dönemde dünyada bir ekonomi krizi yaşandığını, petrol fıyatlan- nın yüzde 400 arttığmı kay- deden Ecevit, "Tûrkrye'deki knymkfau; ABD'den, diğer Avrnpa ülkekrİDdeki kuy- ruktan daha uzun değOdi O dÖDemde Merkez Banka- a'oda 1 dolar yoktn" dedi. Çiller'in deprem bölgesinin afet kapsamında olmadığı sözlerinin doğru olmadığını kaydeden Ecevit, yörenin "afete duyarlı bölge" ilan edildiğini bıldırdı. *Golgeet- mesinler başka ihsan iste- mem" sözlerini AB adayhğı için değil, o dönemde Yuna- nistan ile Türkiye arasında Ege konusundakı görüşme- lere ABD'nin gölge etme- mesı amacıyla söylediğini ifade eden Ecevit, "Yünanis- tan'la Türkiye oturmuş. so- runlannı çöznıek isti>or. O nedenle başkalan gölge et- mesin isthorum. Eğer bu ku- sursa ben bu kusuru üstieni- yorum'' dedi. Yıhnaz da, sataşma ge- rekçesiyle söz aldığında Mavi Akım projesine *gö- nül verdiğmi", ancak sadece Moskova Belediye Başka- nı'nın davetlisi olarak gitti- ği Rusya'da görüşmeleri Enerji Bakanı'nın yürüttü- ğünü ifade etti. Yıhnaz. "Bu iddiavı ortaya atanlar, hete genel başkanlar; öyle yalan- lano, dedikodulann. ön\°ar- gıtann arkasına saklanamaz. Bu konıda benim 3. derece- de akrabalarunın herhangi bir ihşkisi oktuğunu ispat et- tikleri takdirde, bütün sıfat- tanmdan istifa ederim" de- di. Meclis'te hakkmda çok a AB ülkesinde görülmüş. Duriesiz svans vnildiği nere- degörölmûş" dedi. Yılmaz'ı isim vermeden, 28 Şubat sü- recinde atanmışlığı kabul ederek hükümet kurmakla da suçlayan Çiller, "O gün 'asker istiyor' diyerek T- SK'\i si>-asete zorla sokan- br,bugün demokrasi havari- a kesüiyorlar. Oysa demok- rasi mücadetesi, demokrasi sabıkası obudarm yapama- yacağı kadar onurlu bir mû- cadekdk-" dedi. Ecevit'in UDtDEM pro- jesini anımsatması üzerine yeniden söz alan Çiller, "Akademik kariyerimi Ece- vit'ten almadım. Madem geçmtşe döneceğiz, bu ben- zin kuyrokbtn,Ecevit hükû- medermin ürünfi değil mi; nikeyi karanbğa mahkûm e- den, sonra da ekonoıniyi yö- aetemeyip istifa etmek m- nmdakalan Başbakan Sa- yın Ecevit deği mi" dedi. Ecevit'in 1990'larda "GöJgeetmesinkrbaşkaOı- s a Htemem" sözlerinin AB adayhğını gecıktırdığını sa- vunan Çiller, "Eğer o söz söytenmemiş obaydı bugün daha iyi şarüarda Törkiye AB ada>i}dı" görüşünü sa- vununca, TBMM Başkanı Yridmm Akbulut kendisini uyardı. Vakıf üniversitelerine arazi verilecek Oıınan yağıtULSiyasakıştı ANKARA (Cumhurhet Biro») - TBMM Genel Kurulu"nda dün kabul edi- len ve YÖK Yasasrnda değişiklik yapıl- masını öngören yasa tasansıyla Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'mkararlanna ay- kın olarak orman arazisi üzerine kurulan vakıf üniversitelerinin "orman yağmas»- na" yasal dayanak kazandınldı. TBMM'de dün bütçe görüşmeleri son- rasında, vakıf üniversiteleriyle ilgili tasa- n gorüşülmeye başlandı. DSP'li Erol Al, Sanyer'de orman arazisi üzerinde kurulan vakıf üniversitesine ilk iznin 1992 yıltn- da verildiğini vurguladı. Al, Necmettin Erbakan'ın da, üniversite kuruhnasıyla iigili olumlu görüş büdirdiğiııi kaydetti. FP'li Musta&Baş iseAl'ın gösterdiği bel- gedeki ımzanın Necmettin Erbakan'a de- ğil, Başbakanlık 1. Hukuk Müşaviri Nec- metiin Bien'e ait olduğunu söyledi. Baş, "Yaptagmc, resmi e\rakta tahrifatOr. Bu- nun suçu da büyûktür. Yapacağuuz istifa etmektir" dedi. Al isebelgede "Başbakan adma, 1. Hukuk Müşaviri" denildiğini, dönemin başbakanının da Necmettin Er- bakan olduğunu söyledi. Tartışmalann uzaması üzerine,oturumaaraverildi. TB- MM'de dün görüşmeleri tamamlanarak kabul edilen tasarnun getirdıgi düzenle- meler şöyle: - Vakıfiarca kurulan üniversitelerin, eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdüre- bihneleri için Maliye Bakanhgı. ilgili ku- rum ve kunıluşlann olumlu görüşleri alı- narak Hazine'yeve diğer kamu tüzelkışı- lerine aittaşınmaz mallann kullammhak- kını Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek bedel karşıhğmda en çok 49 yıllığına bu kurumlara devredilebilecek. - Bu tahsisin yapılabibnesi için söz ko- nusu yükseköğretim kurumunun en az 2 akademik yıl eğitim ve öğretim yapmış obnası, Üniversitelerarası Kurul tarafın- dan görevlendirüecek değerlendirme ko- misyonunca belirlenen tanınrruş bilimsel dergilerde öğretimüyesi başına düşen ya- yın sayısı bakımından bu esasa göre sıra- lanan devlet üniversitelerinin ük yansına girecek durumda olması. öğrencilerinra en az yüzde 15'ine eğitim- öğretim burs vermesi koşulu aranacak. - Vakıf, Orman Bakanlığı"nın göstere- ceği arazıde, tahsis edilen alanın 2 katı ka- dar bir bölümü en geç 5 yıl içinde ağaç- landıracak ve bu sürede bakım giderleri- ni üstlenecek. Eğitim- öğretim için tahsis edilen arazilerde; konut alanı açılamaya- cak, yapılacak lojmanlar idari personel dışındaki gerçek ve tüzelkişilere hiçbir sebeple tahsis edilemeyecek, eğitim ve öğretim hizmetleri ile sosyal, kültürel ve sportif amaçlar dışında bina ve tesis ya- pılamayacak. - Yasanın yürürlüğe gırmesinden önce kendılenne kullamm hakkı tahsisi yapıl- mış ve izin verilmiş olan vakıfiarca loırul- muş yükseköğretim kurumlanna, bu iş- lenjerin sonucunababhnaksızm gerekli koşullan yerine getirmeleri durumunda aynı yerler tahsis edilebilecek. sayıda soruşturma bulundu- ğunu, yenilerine de açık ol- duğunu kaydeden Yılmaz. Çiller'in, POAŞ'ın özelleşti- rilmesine ilişkin eleştirisine de sert yanıt verdi. Çiller'in 2 hafta süren DYP azınlık hükümeti döneminde Sü- merbank'ı şaibeli bir kişiye verdiğmi, bu kişinin maf- yayla üişkilerinin ortaya çtk- tığmı, yurtdışındaki işleri nedeniyle Türkiye'yi mah- cup ettiğini kaydeden Yıl- maz. "Şimdi bu hükümet Sümerbank'a el koymak zo- runda kaldL Biz POAŞı da bu nedenle o şahsa verme- dik" dedi. Çiller'in 28 Şubat sonrası "atanmış başbakan'' suçla- masına da değinen Yıhnaz. alaycı bir üslupla "Evet ben atannuş bir başbakandım. Beni cumhurbaşkanı ata- mışo. Ama benden önceki başbakanlan da, benden sonrakileri de cumhurbaş- kanı atamışür" karşıhğım verdi. 28 Şubat kararlarırun altında Çiller'in ve Necmet- tin Erbakan'ın ünzası bu- lunduğunu kaydeden Yıl- maz, bu ikilinin, imzaladık- lan kararlara sabip çıkmadı- ğı için ülkede siyasi bunahm çıktığını ifade etti. Ülkeyi oksijen çaduma sokanlann da, imzaladıklan kararlara sahip çıkmayan Çiller ve Er- bakan olduğunu savıman Yıhnaz. "Demokrasiyi yeni- den rayuıa sokmak için de biz bedel ödedik. Doğru işin bedeti olduğunu bihyorum. Türkiye hepimiziçin \zr. Bu- nun için yine bedel ödemek gerekirse her zaman bedel ödemeye hazırun" diyerek konuşmasını noktaladı. Kutan'ın konuşması sıra- sında "Türkiye 50 yıl geriye gjtti" demesine tepki göste- ren Ecevit, "Onun için mi, Türkiye AB'ye aday oldu. Sa>ın Kutan. Atatürk'ü an- larsanız ve laik demokratik cumhuriyete uyum sağlar- sanızçeBşkiler kendihğinden ortadan kalkar" dedi. Bu sözler FP'lilerin sert tep- kisine neden oldu. Büyük banka soygunu• Baştarafi 1. Sayfada sına karşın söz konusu bankalann durumlan da izleniyor ohnasma karşın bankalann ıçı boşaltıldıktan sonra Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devir gerçekleştirildi. Bankalann içinin boşaltıldığı, Ba- kanlar Kurulu'nun aldığı el koyma karanyla da aleni bir şekilde orta- ya çıktı. Çünkü, Yaşarbank dışında, Sü- merbank, Esbank, Yurtbank ve Egebank hakkmda Bankalar Yasa- sı'nın, "bankaortakfauimnbanka kflynaklarmm kendikhlerine ban- kayı zarara ugratacakbiçimde kul- lanmalan veya bu şekilde bankayı zarara uğratmalan" hükmüyle devredümesi karan alındı. 5 bankaya yapüan uygulamada Yaşarbank'a ayncalık yapıldığı id- dialan ortaya çıktı. Merkez Banka- sı Başkanı Gazi Erçel, 6 yıl Yaşar Grubu bünyesinde çahşmıştı. Er- çel'in Haziran 1995 tarihinde, gö- reve gelmeden bir yıl önce Finans Dünyası adlı dergiye Tütünbank (Yaşarbank) Genel Müdürü olarak verdiği demeçte, bürokrasiden ay- nbnasuun nedenini "BeOi bir yer- den sonra politik ihşkiler içine gir- meniz gerekiyor. Ben o Uişkilerin içine girmek istemedim. Yani ya o sistemin içinde kahp poUtikaya gir- meniz ya da ayrümamz gerekiyor. Bunun başka yolu yok" diye açık- lıyor. Hazine'den aynldıktan birkaç gün sonra Selçuk Yaşar'ın kendisi- ne teklifte bulunduğunu belirten Erçel, "O sırada Yaşar grubu ma- li açıdan zor bir dönemden geçiyor- du" diyor. Bankalar Birliği'ne, Yurtbank ile Egebank'ın 31 Mart 1999 tari- hınden itıbaren bilançolannı gön- dermediği de ortaya çıktı. Banka- lar Birliği resmi bir kurum ohnası- na karşın, bilançolann verihnesi zorunluluğu yasal olarak bulun- muyor. Ancak tüm bankalann ve- rileri 3'er aylık dönemler itibany- la Bankalar Biıliği'nce yayımlam- yor. Batık kredi olarak tanımlanan takipteki alacaklan, Sümerbank, Egebank ve Yurtbank için 1998 yı- lına göre çok dikkat çekici bir yük- seliş gösteriyor. Egebank'm 1998 yılında 172 miryar lira olan batık kredisi Mart 1999'da 2 trilyon 950 milyar liraya; Yurtbank'ın da ge- çen yıl 165 milyar lira olan batık kredileri 9 trilyon 586 milyar lira- ya çıkanlmış. Bu iki bankanın marttan sonraİci verilerini Bankalar Birliği'ne iletmemeleri nedeniyle son durumlan da tam olarak bili- nemiyor. Manisa davası ^Polîsler yalan soyluyor NECATİAYGIN MANİSA - Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nden sonra, Yargıtay Ceza Genel Ku- rulu'nca da Manisalı gençlere işkence yaptıkla- n onaylanan l'i başkomi- ser 10 polisin yeniden yar- gılanmasına Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'ndebaş- landı. Manisalı gençlerin avu- katlan Pelin Erda ıle Se- ma Pektaş müvekkillerine yönelik işkence suçunun yüksek yargı tarafından onaylandığını belirterek tüm sanıklann tutuklan- masuıı ıstedi. Bu ıstemı reddeden mahkeme heye- ti. Manisa Emniyet Mü- dürlüğü'nde görevli olma- lanna karşın duruşmaya katılmayan polis sanıklar Ramazan KolaL Levent Özvez, Musa Gecer'in bir sonraki duruşmaya polis tarafından getırilmesine karar verdi. Güvenlik önlemleri Sıkı gü%enlık önlemleri altında Mahkeme Başka- nı Mehmet Yıhnaz tarafın- dan açılan duruşmaya, sa- nıklardan Halil Emir ve Turgut Demirel katıldılar. Mahkeme Başkanı Yıl- maz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun saruk polisle- rin beraatlanna ilişkin; Yargıtay 8. Ceza Daire- si'nin sanıklann "işkence yapnklan'" yönündeki ka- ranna mahkemece uyul- ması doğrultusunda boz- ma karannı okudu ve sa- nıkîara görüşlerini sbrdu. Samklar suçlamalan ka- bul etmeyerek mahkeme heyetinin daha önce verdi- ği beraat karannda diren- mesini ıstediler. İşkence tepkisi Sanıklardan Halil Emir, "Ben kimse>e işkence yap- madun. İşkence yapıLİnası için de emir vermedim" şeklındeki savunmasına, işkence gören gençlerden Jale Kurt itiraz ederek "Haül Emir beni soymala- n veişkence>apmalaniçin diğer poüslere enür verdL Burada yalan söylüyor"' karşılığını verdi. Mahke- me Başkam Mehmet Yıl- maz, sanıkla Kurt arasın- daki tartışmayı -Şimdi ben sizden Yargıtav'ın boz- masuıa karşın görüşünü- zü sordum. Daha sonraki duruşmalarda bu iddiala- rıruzı savunmalannızda dOe getirirsiniz" diyerek engelledı. Bu arada sanık avukatlanndan Tabt Tek- kıkç söz alıp. Yargıtay Ce- za Genel Kurulu karannın usule aykm olduğunu sa- vunarak yargılamanın durdunılmasını istedi. Tekdal, önceki beraat ka- rannın usul \e yasalara uygun olduğunu belirterek mahkemedeneski karann- da direnmesini istedi. Gençlerinavnkatlan ise Yargıtay 8. Ceza Daire- si'nin sanıklann işkence yapoklannı kabul edipbe- raat karannı bozduğunu anımsatarak Yargıtay Ce- za Genel Kurulu'nun da Yargıtay 8. Ceza Daire- si'nin görüşü doğrultusun- da verdiği bozma karanna uyuhnasım istediler. AMikaÜardan dilekçe Gençlerin avukatlann- dan Pelin Erda ve Sema Pekdaş ise "Yargıtay Ceza Genel Kurulu karanna uyulmasuu, suçlu okhıkla- n Yargıtay ilanuyia açıkça saptanan vçhaldannda ce- za takini zorunlu olan sa- nıklann suçlannın ağniığı gözetilerek tutuklanmala- nna karar verilroesini yü- ce mahkemeden talep edi- ytmız" dediler ve bu konu- da hazırladıklan dilekçeyi mahkeme heyetine sundu- lar. Duruşma savcısı Mus- tafa Ozdfl de mütalaasın- da, Manisa dışında olduk- lan belirlenen polis me- murlan Fevzi Aydoğ, En- gin Erdoğan, Emin Dal, Atilla Gürbüz, Turgut öz- can'm talımatla Yargıtay karanyla ilgili görüşleri- nin sorulması için bulun- duklan ülerdeki ağır ceza mahkemelerine yazılan ta- limatlann beklenmesini; delillerin toplanması ne- deniyle sanıklann bunlan yok edemeyeceklerin4 e n , gançlerinavukatlanmntu- tuklama istemlerinin red- dine karar venhnesini ta- lep etti. Mahkeme Başka- nı Mehmet Yıhnaz, daha sonra ara karannda duruş- maya Manisa'da olduklan halde katılmayan sanık polisler Levent Özvez, Musa Geçer ve Ramazan Kolat'ın önümüzdeki du- ruşmaya polisçe getiril- melerine karar verdi. Mahkeme Başkam Meh- met Yıhnaz aynca, Mani- sa dışındaki sanıkpolisler- le ilgili bulunduklan ılle- rin ağır ceza mahkemele- rine yazılan talimatlann yerine ulaştınhnası için cumhuriyet savcılıklanna yazı yazıhnasuıı, bu ne- denle de yargılamanın 17 Şubat 2000 tarihine bıra- kılmasını kararlaştırdı. Duruşmaya işkence gören gençlerden Ozgür Zeybek, Emrah Sait Erda, Sema Taşar. Jale Kurt ve AH Göktaş katıldı. Duruş- madan sonra gençler yap- tıklan açıklamada Yar- gıtay Ceza Genel Kuru- lu'nun kendileri lehinde karar verdiğini anım- satarak, mahkemenin bu karara uyacağına inandık- lannı söylediler. İhaleler görüsüldü Ortaklardan nükleer zîrvesi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hükümet ortağı partilerin liderleri, 2 gün içinde sonuçlan- ması gereken nükleer ihalesi ile asgari ücret ra- kamı konusunda vanlan uzlaşmazlıklan ele almak üzere dün sürpriz bir zir- ve gerçekleştirdi. Başba- kan Bûlent Ecevit. her iki konuda da incelenmesi gereken noktalann bu- lunduğunu söyledi. Hükümeti oluşturan partilerin liderleri dün akşam 2 saat süren zirve- de, çevreci örgütler ve bölge halknun direnişine karşın Akkuyu'da yapıl- ması planlanan nükleer santralla ilgili olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersü- mer'den bilgi aldılar. Toplantıya katılan Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan ise dün açıklanması gerekir- ken yanna ertelenen as- gari ücret konusunda li- derlere bilgi verdi. Zirvede, Ersümer'in 31 Aralık'a kadar nükle- er santralla ilgili çalışma- lan sonuçlandırması is- tendi. Ecevit, yaklaşık 2 saat süren toplantmın ardın- dan gazetecilerin nükle- er santral ile ilgili sorusu üzerine, "Bilgj aldık, m- celenmesi gereken yerier var" dedi. Ecevit, "Sonu- ca vanldı mf sorusuna, "Hayır, daha inceleme- miz gereken yerier var" yanıtını verdi. Ecevit, as- gari ücret ile ilgili soru üzerine bu konuda da sa- dece bilgi aldıklannı kay- detti. Ecevit, toplantıda Milli Güvenlik Kuru- lu'nun gündeme gelip geknediğinin soruhnası üzerine, "Hayır, onun gündemi önceden bettiy- di" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle