Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2SARAUK 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Yuva **
Sanyer llçe Milli
Eğitim Müdürü
Abdükerim Yeniay'ın
Sanyer'deki
şeriatçılann kaçak
öğrervci yurdunda okut
müdürieriyle deprem
konusunda resmi bir
toplant
düzenlemesine AOD
ve ÇYDD Sanyer
şubeleri ile Sarıyeriiler
Derneği tepki
gösteriyor: "Devtetin
bu kadar okulu
varken, topiantanın
şeriat yanlısı olduğu
bilinen bir vakıf
yurdunda yapılmasının
anlamı çok açıktır. llçe
Milli Eğitim Müdürü,
bunun anlamını da
saklamamaktadır.
Yaptığı konuşmada bu
kuruluşun 'yuvamız'
olduğunu
söyiemektedir. Atatürk
devrimlerine ve
cumhuriyete karşı bir
'yuva' Abdülkerim
Yeniay'ın yuvasıdır;
Türkiye
Cumhuriyeti'nin yuvası
değildir. Başta Milli
Eğitim Bakanı olmak
üzere tüm yetkilileri
göreve davet ediyor ve
Yeniay'ın görevden
alınmasını istiyoruz."
Türkiye'de Atatürk
devrimlerine sahip
çıkan yetkililer olsa,
Yeniay'ı hemen
görevden almanın
ötesinde ne idüğü
belli Boğaziçi llim ve
Kültür Vakfı'nın kaçak
binası da yıkılır ama
nerede o yetkililer!
Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0212.512 44 97
- Gülay Aslıtürk'le ilgili
birçok evrak ormanda
bulunmuş...
"Kırmaı Başltkiı Kız.
düsürmüstür!"
ir şiirden Istiklal Marşı bestelendiği için ulu-
sal kahraman yapılan Mehmet Akif Er-
soy'u ölüm yıldönümü, doğum günü ba-
hanesiyle ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorlar.
Buna kendini milliyetçi sananlar da pek güzel alet
oluyor...
Mehmet Akif'in önceden yazdığı bir şiir, Maarif Ve-
kaleti'nin açtığı yanşmada birinci seçilmiş ve Büyük
Millet Meclisi'nin 25 Mart 1921'deki otuaımunda
"milli marş" kabul edilmiş...
Kurtuluş Savaşı devam ediyor... Sakarya Meydan
Savaşı olmamış, Büyük Taarruzyapılmamış... Mem-
lekette hilafet var; işbirlikçi sultan sarayında oturu-
yor... Henüz Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmemiş...
Cumhuriyet devrimleri yapılmamış...
Mehmet Akif'in "milli marş" olarak kabul edilen şi-
irinin tümü 10 kıta, 41 dizeden oluşuyor; şiirinde
toplam 250 kelime kullanmış...
Kelimeleri sayanlardin, iman, mabet, cennet, hak,
Mehmet Akif
ruh, ezan, ilahi, kefen, kurban, şehit, secde, hilal gi-
bi sözcüklerin epey fazla olduğunu görüyor.
Şiirde hilal var fakat "ay" yok.
Kurtuluş Savaşı veren Büyük Millet Meclisi'nin
bayrağı "ay-yıldız" da yok!
Mehmet Akif'in kullanmadığı bir sözcük daha dik-
kati çekiyor: Türk.
Oysaşair, "milli marş" seçilen şiirinde, "Kahraman
ırkıma bir gül" diyor...
"lrk"ını ise başka bir şiirinde anlatıyor:
"Bunu benden duyunuz, ben ki evet, Arnavut'um/
Başka bir şey diyemem işte perişan yurdum."
Mehmet Akif, aynı şiirinde Müslümanlıkta farklı un-
surlann olamayacağını vurgulayıp "Fikri kavmiyye-
ti tel'in ediyor Peygamber" diyerek ümmetçiüği sa-
vunuyor ve ümmetçiliğe karşı çıkantan şöyle uyan-
yor:
"Türk Arapsız yaşayamaz, kim ki yaşar der, deli-
dir./ Arap'ın Türk ise hem sag gözü hem sağ elidir."
Mehmet Akif'in bu şiirindeki muhatabı ümmetçi-
liğe karşı ulusçuluğu savunan Ziya Gökalp...
Mehmet Akif, Gökalp'i "kaltaban" olarak niteliyor
ve "hayduf'lukla suçluyor:
"Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz,/ Si-
ze rehberlik eden haydutu artık kovunuz."
Kendi şiirini "milli marş" kabul eden Birinci Mec-
lis'te milletvekili olarak bulunan Mehmet Akif'in yo-
lu kısa sürede Mustafa Kemal Atatürk'le ayrılıyor
ve 1926 yılında Mısır'a gidip yerleşiyor...
Kendisine verilen Kuran'ı Türkçeye çevirme gö-
revini de yerine getirmiyor ve 1936 yılında hastala-
nınca Türkiye'ye geliyor ve ancak beş ay daha ya-
şıyor... Bir ümmetçinin cenazesi ulusal törenle kal-
dınlıyor...
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Sahibinin sesinde sahibi gitti kaldı sesi
Mesaj Samsun'dan geliyor: dırılan; bugün resmen kullanılmayan
Televizyon ekranlannda çarkını dön- 'paşa' sözcüğü, Türkiye Cumhuriyeti'ni
dürürken, düzeysizlik örneği de sergi- kuran kahramaniardan birçoğunun da
leyen birisi, geçenlerde programında / ^ \ sıfatıdır. Bence programcı, köpeği
bir konuşma esnasında, k ö p e ğ i n e ^ ^ , kabulederdebabasının adınıonaver-
'paşa' adını verdiğini söyledi. Bilindi-^ -^ '•*••••*' ~«ı-"«ı~"~iı ı~:r•,*...~~~*,*. ~ı. .»
ği üzere, geçmişte askeri ve mülki ka-
demede bir rütbe ifade eden ve aynı za-
manda bir ünvan olan; 26 Teşrinisani
1934 tarih ve 2590 sayılı kanunla kal-
seydi, çok anlamlı bir iş yapmış olur-
du... Her neyse... Köpeklerden özür
dileyerek; eskiden 'köpek marka' var-
dı yani 'sahibinin sesi'; bugün artık sa-
hibi gitti geride sadece kaldı sesi."
Oküzün altında eşek yavrusu aramak
Ihlas Haber Ajansı ve Doğan Hâber
Ajanst'nın yönlendırmesiyle Ismail Güi-
geç'in Türkiye, Radikal ve Hürriyet ga-
zeteleri ile Kanal 6 televizyonunda sal-
dınya uğrayan Alanya konulu karikatü-
rüne niye sahip çıkmadıklarını Karika-
türcüler Derneği Genel Sekrete-
ri Metin Peker'e sorduk. Peker,
"Basın bıldirisiyle saldırıyı kı-
nadık fakat kamuoyuna yansı-
tamadık" dedi. Bildiriden:
"Karikatür sanatına ve sanatçıya sal-
dıranlar kafalannı kaldınp televizyonlar-
daki ahlaksız, terbiyesiz, seks dolu te-
levole sahnelerine baktıktan sonra ah-
lak zabıtası rolüne soyunsunlar. Daha
düne kadar bavul ticaretinin merkezı
olan Laleli'yi unutup mizahın inceliğinı
görmeyenler öküz altında eşek yavru-
su aramasınlar." • » . . . • .. .,
Medeni Kanun ve
Tasarı Üzerine
Av. NAZAN MOROĞLU (*)
Medeni Kanun: Çağdaşlığa
açılan kapı.
Cumhuriyetin kuruluşunu
izleyen ilk on yılda çağdaş uy-
garlığın ülkede yaşam biçimi
olarak yerleştirilmesi amacıy-
la, Atatürk'ün önderliğinde
köklü devrfmler!
yaf3rfmışVe'
bu devrimlerin yasal dayana-
ğını oluşturan hukuk devrimi
yaşama geçirilmiştir. Hukuk
devrimiyle din esaslarına da-
yalı hukuk sistemi terk edil-
miş, yerine Iaik hukuk düzeni
kurmak üzere Kara Avrupası
hukuk sistemi benimsenmiş-
tir. Laik hukuk sisteminin en
belirgin özelliği, hukuk kural-
larının yaşamın akışı içinde
değişen ve gelişen gereksi-
nimieri karşılamak üzere de-
ğiştirilebilmesidir.
1926 yılında kabul edilen ve
hukuk devriminin simgesi olan
Türk Medeni Kanunu, mede-
ni haklardan yararlanmada,
borçlara ehil olmada ve hak-
ları kullanmada kadın erkek
eşitliğini benimsemiştir. Bu
nedenle, çağdaşlığa açılan ka-
pı ve demokratikleşmenin ilk
adımı olarak nitelendirilir. An-
cak, aradan geçen 73 yıl için-
de toplumsal, kültürel, eko-
nomik yaşamda görülen ge-
Itşmeler karşısında, özellikle
aile hukuku bölümünde yer
alan ve kabul edildiği zaman
açısından kadınlara reform ni-
teliğinde haklar tanımış olan
kurallar, günümüzde ortaya
çıkmış olan gereksinimleri kar-
şılamaktan uzak ve yetersiz
kalmıştır.
Tasarının getirdikleri:
Medeni Kanun'un laik, eşit-
likçi, özgürlükçü özüne doku-
nulmakstzın, sosyal ve eko-
nomik alanda yaşanan deği-
şime uygun olarakeskiyen sö-
zünün değiştırilmesi zorunlu
hale gelmiştir. Bu amaçla ha-
zırlanan tasannın dili günü-
müz Türkçesine uyarlanmış-
tır.
Içerik açısından yapılan en
önemli ve olumlu değişiklik,
tasarının aile hukuku bölü-
mündedir. Bunlardan bazıla-
nna özetle değinecek olursak;
Tasarının evin seçimi, ev-
lilik biriiğinin yönetimi ve gi-
derlerine katılma konulan-
nın düzenlendiği 186. mad-
desinde;
"Eşler oturacaklan konutu
biıiikte seçeher.
Biriiği eşler beraberce yöne-
tirier.
Eşlerbiriiğin giderlerine güç-
leri oranında emek ve malvar-
lıklan ile katılırlar" hükmüne yer
verilmiştir. Tasarıda Medeni
Kanun'un 152. maddesinde-
ki "koca ailenin reisidir" hük-
mü.k^aldıplmıştır. Eşlerin eşit
haklara sahip olmalan ilke-
sine uygun olarak düzenle-
nen bu maddeyle kadının ev
içindeki emeğinin ekonomik
değeri olduğunun kabul edil-
mesi önemli bir yeniliktir.
Evlilik yaşı, kadın erkek ay-
rımı gözetilmeksizin 17 yaşın
doldurulması koşuluna bağ-
lanmıştır.
Evlilik biriiğinin temsili ko-
nusu da eşit hak, eşit sorum-
luluk esasına uygun olarak
düzenlenmiştir.
Mal rejimlerinde: Mal ay-
nlığı esasına dayanan ve ev-
lilik birliği sona erdiğinde ge-
nellikle kadınlann mağdur ol-
masına yol açan "malaynlığı"
rejimi yerine hakça paylaşım
esasına dayanan "edinilmiş
mallara katalma'' yasal mal re-
jimi olarak kabul edilmiştir. Bu-
na göre evlilik biriiğinin deva-
mı süresince eşlerin çalışarak
elde ettiği kazanımlar "edi-
nilmiş mallar" evlilik sona
erdiğinde eşit olarak paylaşı-
lacak, ancak eşlerin "kişisel
mallar"ı bu paylaşımın dışın-
da kalacaktır. Eşler "malayn-
lığı ", "mal ortaklığı" ya da "pay-
laşmalı malaynlığı" rejimlerin-
den birini sözleşme ile seç-
medikleri takdirde yasal mal
rejimi "edinilmiş mallara katıl-
ma" rejimidir.
Tasarının aile hukuku bölü-
münde birçok maddede hâ-
kime takdir verildiğinden, ai-
le mahkemelerinin kurulması
ve bu hazırlıkların şimdiden
başlatılması gerekmektedir.
Umanz bu kez tasarı yasa-
laşır. Çünkü, ülkemizde huku-
kun etkinliğinin sağlanmasın-
da, yargının bağımsız olması,
adalet mekanizmasının hızlı
işlemesi kadar, yasalann gü-
nümüz koşullannda ortaya
çıkmış olan sorunlara çö-
züm getirecek ve gerek-
sinimleri karşılayacak kural-
lan içermesi de gerekmek-
tedir.
(*) TÜBAKKOM Başkam
(Türkiye Barolar Birliği Kadın
Hukuku Komisyonu)
•vH-
ADALET BAKANLIĞI
UZUNKÖPRÜ tCRA VE İFLAS
•:
-- MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
-'-
u
MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA tLANI
DosyaNo. 1999 343 T.
Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda yazılı mallar satışa çıkanlmıştır.
Tincı arttırma 24.1.2000 günü saat 14 00te San. Sıt. 5. Blok No. 18 Uzun-
köprüde yapılacak ve kıymetımn % 75'ını geçmediği veya ısteklı çıkmadıgi
takdırde 2'ncı arttırmanın 25.1 2000 günü aynı yer ve saatte yapılacak arttır-
mada kıymetımn % 40'ını geçmek şartı>la en çok arttırana ıhale olunacaktır.
Üanolunur. 13.12 1999
Kıymeti: Adedi: Cinsi:
4.00O.00O.0O0.TL 22DA318plakahRenault
Megane l.GEtıpı 1998
model Ege ma\ ısı bususı
otomobıl Basın: 67599
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakia turk.net
HARBt SEMİH POROY
TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 29Arahk
DÜNYANIN EN BÖYÛK ÇELUSTL
1BWM BU6ÜM, BÜTÜK İSPANYOL Ç£UO VİKTÛO2U PA8LO
CASALS, CATALOHIA'M OOĞDU. ÇELLO (yİYOLONSEL) ÇALMA
PAKİ ertciLEYici snü ve ÜSTÜN TEKNİĞÎNE YACMIZ YA-
ŞAMI BOYUNCA P£âİL,ÖLÜMÜNOEM SONOA BİLE ERİÇI-
LEMÎYeCEK BÜYÜK BİR SANATÇI SAYllACAKTlR.
SOÜST OLARAK YA OA FRIT2 *XEISL£R , JACQU£S
TUBAUO 6İBİ ÛNLLI İCRACILAIHA BEfSABeR UMÜ-
TULMA2 /<ON£efU.&? VERECEIOİI?. İSMNYA İÇ
ŞM CütiHU&YETÇ/LGÇ'/ TU7»CAK,Y£NİL6İ-
L£Rİ ÜZERİNE FKANSA'YA YERLEŞECEKTİfİ.&İfi SÜZE
SON8A DA İÇ6ALCI NAZİLEe '£ KAftÇl TAVIR TAKlMA-
CAKnR. CASALS, hAÜZİK YAÇAMl İLE İNSAHLIK V£
*» SARlf KOUUSUUDAKİ EYLEMLE/tiNİ HEP KO-
ŞUT OLARAK SüRPÛg£CEK, PAHASt,ŞÖrLE DİVECBC-
TİR:"ÖNCE İNSAM.SONRA SAMATÇIY/M"
NtKSAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998-224
Niksar Orman Işletme Müdürlüğü tarafından davalı Halil oglu Mehmet Yılmaz aleyhıne açılan davanın dava dilekçesinde, davacı Orman 1da-
resi Bozcaarmut köyünde bulunan 101 ada, 198, 275, 404, 488 ile 102 ada 111 No'lu parsellerin onnan olduğunu, bu nedenle davab adına ya-
pılan tespitin iptali üe taşınmazlann orman adına Hazine'ye kayıt ve tescilinı talep etmiştir. Niksar Bozcaarmut köyünden olan Halil oğlu 1335
d.lu Mehmet Yılmaz'ın tebligata yarar açık adresı tüm araştırmalara rağmen tespit edilememiş olduğundan da\ı
acuun yukanda özeti yazılı da-
va dilekçesı kendisine tebliğ edilememiştir. Tüm araştmnalara rağmen tebligat adresi tespit edilemeyen davalı Mehmet Yılmaz'a TK'nun 28.
maddesi gereğince ilanen tebligat yapılmasına karar verildiğinden davalının 25.02.2000 günü saat 09.30'da Niksar Kadastro Mahkemesi duruş-
ma salonunda hazu- bulunması veya kendisıni bir vekılle temsıl ettirmesı, aksı takdirde yargılamanın yokluğunda yapüarak karar verileceği hu-
susu dava dilekçesı tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. Basm: 21054
UZUNKÖPRÜ İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
Sayı. 1999/77 " ' ' " "
1 - Tapu Kaydı: Kütük No 5161, pafta 18, parsel 8. Yenköy köy içi mevkiinde kain 212.03 m2 üzerinde bahçeli, 2 katb kârgir ev.
2- Özelliği: Zemin katta 97 m2 büyüklüğünde işyeri ve soğuk hava deposu olarak kullanjlmaktadır. Zemin katın üzerindekı birinci katta 110
m2 büvüklüğünde konut vardır. Üzerindeki çansı marsılya tıpi kiremitle kaphdır. Daıre kaloriferlıdir. 2. sınıf yapıdır. ...,.•
3- Değeri: 9.250.000 000 -TL. bedelle 18.2.2000 günü saat 10.00-10.10 arasında lcra Müdürlügü'nde satılacaktu.
Ahcı çıkmadığında ikinci satış 28.2.2000 günü aynı saat ve yerde şartnamede yazılı şartlar ile yapılacaktıı.
Satış şartlan: 1. Satış 18.2.2000 günü saat 10.00'da Uzunköprü lcra Dairesi'nde yapılacak. alıcı çıkmadığı veya tahmini bedelın % 75'ini geç-
medığı takdirde 2'ncı arttırma 28.2.2000 günü aynı saatte ve aynı yerde yapılacaktır.
2. Fkıncı arttırmada tahmini bedelın % 40'ını ve satış ve paylaştırma masraflannı geçmek şartıyla en çok arttırana ıhale olunacaktır.
3. Daha geniş bilgi isteyenlerin ve şartnameyi görmek isteyenlerin masrafinı ödedikleri takdirde Uzunköprü Icra Müdürlüğü'nün 1999/77 sa-
yılı dosyasından gerekli bilgi kendilerine verilecektir. tlan olunur. 9.12.1999 Basın: 67600
PANO
DENtZ KAVUKÇUOGLU
Burhanettin Çavuş ve
"2000 e Yolculuk'r
Burhanettin Çavuş'un bodrum katındaki sığış
sığış kapıcı dairesinin rutubetli duvarlarındaki tek
"süs "ü, Belçika malı duvar kiliminin "o kitim" olma-
sı gerçekten bir rastlantıydı. Yapay ipekten dokun-
muş bu ucuz duvar kilimlerınin yüzlerce çeşidinı,
Almanya yıllanmda zaman zaman konuk olduğum
"gurbetçi kardeşlerimiz"\n evlerinde de görmüştüm.
Yaşadığımız yüzyılın "kitsch" sanatının en uç ör-
nekieriydi bunlar... Cariyelerin hamam sefası: su içen
karacalar; cilveleşen tavus kuşlan; Türk bayraklı,
camili Boğaz Köprüleri, Atatürk, Menderes, De-
mirel, Kennedy portreleri ve daha niceleri... Ama
içlerinde en çarpıcı olanlart, hiç kuşkusuz, insanı
estetik şoka uğratan "kombine kurgular"ü\. Bun-
larda tarih, coğrafya, zaman, mekân, insan, hay-
van, her şey birbirine kanşıyordu... Anadolu aya-
ğının sol üst köşesinde bir Türk bayrağı dalgala-
nan Boğaz Köprüsü'nün altındaki caminin yanı ba-
şındaki havuzda su dökünen yan çıplak cariyeler-
le cilveleşen tavus kuşlannı resmeden "kombinas-
yon", içlerinde bence en "çarpıcı" olanıydı. Her
şeyi aynı anda görüyor, kilime bir daha, bir daha
bakmaktan kendinizi alamıyordunuz. Burhanettin
Çavuş'un duvannı süsleyen kilim de işte bu kilim-
di.
Uzun yıllardır karşılaşmadığım, kendi duvaria-
nmda hiç düşünmediğim için belleğimden silin-
meye yüz tutmuş bu kilim karşısında çocuksu bir
heyecan duymuştum. Yaratıcısı, kilimi en akta get-
medik, en uçuk <
Mscrj"yandaşlannın bile yan ya-
na getirmeye cesaret edemeyecekleri renklerie be-
zemişti. Üzerindeki figürierle, renklerie her şeye
açık bir kurguydu bu... Eğer sanatta, "estetik öte-
si" diye bir kavram varsa, burada rahatça kullanı-
labilirdi. Çünkü bir noktadan, bir sınırdan sonra
aynen Katmandu tepelerinde Mrvana'yı arayan
"68'li hippiler" gibi siz de çevrenizi farklı bir bılinç
boyutunda değerlendirmeye başlıyordunuz. Köp-
rü ayaklan arasına Kennedy'nin ya da bir Mende-
res'in portresini, onun da altına yaralı bir geyik
motıfini yerleştirseniz de fark etmiyordu artık...
Burhanettin Çavuş, Münih kırsalında bir tuğla
fabrikasında çalışan dayıoğlunun armağanı kilimi
duvanna asarken bunlarm hiçbirini düşünmediği gi-
bi bu kilime gösterdiğim ilginin nedenini de bile-
mezdi. Bunu bilemediği gibi geçen gece, sabaha
karşı Boğaz Köprüsü gişelerinde bekterken gördük-
lerimin, duyduklanmın niçin onun duvanndaki ki-
limi çagrıştırdığını dabilemeyecekti...
Köprünün Asya - Avrupa yönü, bir TRT çekimi
için trafığe kapatılmıştı. Kapatılan köprünün üze-'
rinde Avrupa'ya doğru ilerleyen mehteran bölüğü-
nün önünde elinde üç hilalli bir Osmanlı bayrağı ta-.
şıyan kırmızı giysili, sert bakışlı, pala bıyıklı bayrak-
tar yürüyordu. Bayraktara yanında, kılıçlı, kopuz-:
lu, zırhlara bürünmüş askerler eşlik ediyorlardı. On-
lann arkasından, poturtannın paçaları altın sırma-
lı, yeşiller içinde yeniçeriler geliyordu. Gökyüzün-
de havai fişekler patlıyor, mehteranın arkasına ta-'
kılmış, iki ileri bir geri sallana sallana yürüyen beş
ü k i 1 » t o h i d t e L
' ' O r ty ş
Yıl Marşı" patlayan havai fişeklerin sesterine kan-'
şıyordu. Aynı anda köprünün altındaki gemiden
lazer ışınlan yükseliyor, Istanbul Boğazı, Fatih Sul-
tan Mehmet'ten bu yana ilk kez böyle bir "o/ay"a
tanık oluyordu. "Mehter", "yeniçeri", "kılıç", "ko-
puz", "Osmanlı", "Cumhuriyet", "havaifışek", "pa-
la bıyıklar", "lazer ışınlan", "Onuncu Yıl Marşı" her
şey birbirine karışmıştı. Boğaz gerçekten eşi ben-
zeri görülmedik bir cümbüş yaşıyordu. Türkiye'nin
küttürdokusu"nu yansıttığı söylenen bu renk - ses
karmaşasını "beklenen deprem" sanıp, korkuya
kapılan Boğazsakinleri yataklanndanfırlamışlar, ge-!
celikleriyle, pijamalanyla pencerelere, kapılara koş-
muşlardı.
"2000'e Yolculuk"Türkiye'de ancak böylesi muh-
teşem bir tabloyla tasvir edilebilirdi. Gözümün önü-
ne biran Burhanettin Çavuş'un kapıcı odasında gör-.
düğüm o duvar kilimi gelmişti. Tablo, neredeyse ay-
nı tabloydu. Orada da, burada da "sınır" aşılmış,
bir boyuttan başka bir boyuta geçilmişti. Artık "ta-
hayyülgücünüzü" harekete geçirip, bu tabloyu ye-
ni motiflerle zenginleştirebilirdiniz. Mehteran ile
"çağdaş marşlar korosu" arasına pekâla "kuşçu-
lar", "su dökünen canye/er", "harem ağalan" yer-
leştirebilir, bu eşşizgörüntüyü "Türktarihinden say-
falar" iletamamlayabilirdiniz. Yılbaşı gecesi bu eş-
siz gösteriyi izleyecek olan Burhanettin Çavuş da
2000'e yolculuğunda bir ekrana, bir de duvara ba-
kar, "Yumurtaya can veren ulu Rabbimin şu işine
bak!" derdi... "Benzetince, nasılda benzetiyor?.."
(Faks:0212-723 84 97)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/Kırmızı renk-
U doğal crva sül-
fiir. 2/ " — De-
lon":Fransızsi-
nema oyuncu- 3
su... Japon halk
türkülerine ve-
rilen ad. 3/Çin- 5
konun simgesi... ~
Osmanlı ordu-
sunda ve donan- 7
masmda hafif
piyade askeri. 4/ °
Bankada hesabı g
olanlara gönde-
rilen, ödeme ya da çek-
me bildirirmektup... Ya-
narken güzel koktuğu
için tütsü olarak kullanı-
lan bir ağaç... Numara-
nın kısa yazıhşı. 5/ Eski
dilde yüz, çehre... Sabest
bırakma. 6/ Eskiden şa-
irlerin kasidelerinde öv-
güsünü yaptıklan kişi-
lerden aldıklan para ya 8
daarmağan... Kabul et- g
meyerek geri çevirme.
7/ Meyvesi reçel ve likör yapımında kullanılan bir ağaç.
8/Yabancı... Kuzu ağılı. 91 Bir çeşit açdu: kapanır perde...
Akdeniz yöresine özgü bitki topluluğu.
YUKARIDA.N AŞAĞIYA:
1/ Osmanhlarda padışahlann av köpeklerine bakan ve on-
larla birlikte avlanmaya katılan görevlilere verilen ad. 21~
Vilayet... Kadın şapkalanna konulan ve yüzü örten ınce
tül. 3/ Alman faşisti... Eskimolann buzdan yapılmış ku-
lûbelerine verilen ad. 4/ Bir içki... Ağzımızdakı dişlerin
bir bölümüne verilen ad. 5/ Küçük mağara... tmrenme
6/ Sûrejya Durn'nun bir filmi... Arap abecesinde bu- harf.
II Eskı dilde gün... Çekilerek balık avlamaya yarayan daıre
şeklinde el ağı. 8/ Doğalgazm önemli bir.bileşeni olan
gaz... Amaç. 9/ Avın üzerine atılıp getinnesi için köpeğe ,
verilen buyruk... Nıkelin simgesi.