25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SARAUK 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Yuva ** Sanyer llçe Milli Eğitim Müdürü Abdükerim Yeniay'ın Sanyer'deki şeriatçılann kaçak öğrervci yurdunda okut müdürieriyle deprem konusunda resmi bir toplant düzenlemesine AOD ve ÇYDD Sanyer şubeleri ile Sarıyeriiler Derneği tepki gösteriyor: "Devtetin bu kadar okulu varken, topiantanın şeriat yanlısı olduğu bilinen bir vakıf yurdunda yapılmasının anlamı çok açıktır. llçe Milli Eğitim Müdürü, bunun anlamını da saklamamaktadır. Yaptığı konuşmada bu kuruluşun 'yuvamız' olduğunu söyiemektedir. Atatürk devrimlerine ve cumhuriyete karşı bir 'yuva' Abdülkerim Yeniay'ın yuvasıdır; Türkiye Cumhuriyeti'nin yuvası değildir. Başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere tüm yetkilileri göreve davet ediyor ve Yeniay'ın görevden alınmasını istiyoruz." Türkiye'de Atatürk devrimlerine sahip çıkan yetkililer olsa, Yeniay'ı hemen görevden almanın ötesinde ne idüğü belli Boğaziçi llim ve Kültür Vakfı'nın kaçak binası da yıkılır ama nerede o yetkililer! Elektronik posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0212.512 44 97 - Gülay Aslıtürk'le ilgili birçok evrak ormanda bulunmuş... "Kırmaı Başltkiı Kız. düsürmüstür!" ir şiirden Istiklal Marşı bestelendiği için ulu- sal kahraman yapılan Mehmet Akif Er- soy'u ölüm yıldönümü, doğum günü ba- hanesiyle ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorlar. Buna kendini milliyetçi sananlar da pek güzel alet oluyor... Mehmet Akif'in önceden yazdığı bir şiir, Maarif Ve- kaleti'nin açtığı yanşmada birinci seçilmiş ve Büyük Millet Meclisi'nin 25 Mart 1921'deki otuaımunda "milli marş" kabul edilmiş... Kurtuluş Savaşı devam ediyor... Sakarya Meydan Savaşı olmamış, Büyük Taarruzyapılmamış... Mem- lekette hilafet var; işbirlikçi sultan sarayında oturu- yor... Henüz Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmemiş... Cumhuriyet devrimleri yapılmamış... Mehmet Akif'in "milli marş" olarak kabul edilen şi- irinin tümü 10 kıta, 41 dizeden oluşuyor; şiirinde toplam 250 kelime kullanmış... Kelimeleri sayanlardin, iman, mabet, cennet, hak, Mehmet Akif ruh, ezan, ilahi, kefen, kurban, şehit, secde, hilal gi- bi sözcüklerin epey fazla olduğunu görüyor. Şiirde hilal var fakat "ay" yok. Kurtuluş Savaşı veren Büyük Millet Meclisi'nin bayrağı "ay-yıldız" da yok! Mehmet Akif'in kullanmadığı bir sözcük daha dik- kati çekiyor: Türk. Oysaşair, "milli marş" seçilen şiirinde, "Kahraman ırkıma bir gül" diyor... "lrk"ını ise başka bir şiirinde anlatıyor: "Bunu benden duyunuz, ben ki evet, Arnavut'um/ Başka bir şey diyemem işte perişan yurdum." Mehmet Akif, aynı şiirinde Müslümanlıkta farklı un- surlann olamayacağını vurgulayıp "Fikri kavmiyye- ti tel'in ediyor Peygamber" diyerek ümmetçiüği sa- vunuyor ve ümmetçiliğe karşı çıkantan şöyle uyan- yor: "Türk Arapsız yaşayamaz, kim ki yaşar der, deli- dir./ Arap'ın Türk ise hem sag gözü hem sağ elidir." Mehmet Akif'in bu şiirindeki muhatabı ümmetçi- liğe karşı ulusçuluğu savunan Ziya Gökalp... Mehmet Akif, Gökalp'i "kaltaban" olarak niteliyor ve "hayduf'lukla suçluyor: "Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz,/ Si- ze rehberlik eden haydutu artık kovunuz." Kendi şiirini "milli marş" kabul eden Birinci Mec- lis'te milletvekili olarak bulunan Mehmet Akif'in yo- lu kısa sürede Mustafa Kemal Atatürk'le ayrılıyor ve 1926 yılında Mısır'a gidip yerleşiyor... Kendisine verilen Kuran'ı Türkçeye çevirme gö- revini de yerine getirmiyor ve 1936 yılında hastala- nınca Türkiye'ye geliyor ve ancak beş ay daha ya- şıyor... Bir ümmetçinin cenazesi ulusal törenle kal- dınlıyor... SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Sahibinin sesinde sahibi gitti kaldı sesi Mesaj Samsun'dan geliyor: dırılan; bugün resmen kullanılmayan Televizyon ekranlannda çarkını dön- 'paşa' sözcüğü, Türkiye Cumhuriyeti'ni dürürken, düzeysizlik örneği de sergi- kuran kahramaniardan birçoğunun da leyen birisi, geçenlerde programında / ^ \ sıfatıdır. Bence programcı, köpeği bir konuşma esnasında, k ö p e ğ i n e ^ ^ , kabulederdebabasının adınıonaver- 'paşa' adını verdiğini söyledi. Bilindi-^ -^ '•*••••*' ~«ı-"«ı~"~iı ı~:r•,*...~~~*,*. ~ı. .» ği üzere, geçmişte askeri ve mülki ka- demede bir rütbe ifade eden ve aynı za- manda bir ünvan olan; 26 Teşrinisani 1934 tarih ve 2590 sayılı kanunla kal- seydi, çok anlamlı bir iş yapmış olur- du... Her neyse... Köpeklerden özür dileyerek; eskiden 'köpek marka' var- dı yani 'sahibinin sesi'; bugün artık sa- hibi gitti geride sadece kaldı sesi." Oküzün altında eşek yavrusu aramak Ihlas Haber Ajansı ve Doğan Hâber Ajanst'nın yönlendırmesiyle Ismail Güi- geç'in Türkiye, Radikal ve Hürriyet ga- zeteleri ile Kanal 6 televizyonunda sal- dınya uğrayan Alanya konulu karikatü- rüne niye sahip çıkmadıklarını Karika- türcüler Derneği Genel Sekrete- ri Metin Peker'e sorduk. Peker, "Basın bıldirisiyle saldırıyı kı- nadık fakat kamuoyuna yansı- tamadık" dedi. Bildiriden: "Karikatür sanatına ve sanatçıya sal- dıranlar kafalannı kaldınp televizyonlar- daki ahlaksız, terbiyesiz, seks dolu te- levole sahnelerine baktıktan sonra ah- lak zabıtası rolüne soyunsunlar. Daha düne kadar bavul ticaretinin merkezı olan Laleli'yi unutup mizahın inceliğinı görmeyenler öküz altında eşek yavru- su aramasınlar." • » . . . • .. ., Medeni Kanun ve Tasarı Üzerine Av. NAZAN MOROĞLU (*) Medeni Kanun: Çağdaşlığa açılan kapı. Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen ilk on yılda çağdaş uy- garlığın ülkede yaşam biçimi olarak yerleştirilmesi amacıy- la, Atatürk'ün önderliğinde köklü devrfmler! yaf3rfmışVe' bu devrimlerin yasal dayana- ğını oluşturan hukuk devrimi yaşama geçirilmiştir. Hukuk devrimiyle din esaslarına da- yalı hukuk sistemi terk edil- miş, yerine Iaik hukuk düzeni kurmak üzere Kara Avrupası hukuk sistemi benimsenmiş- tir. Laik hukuk sisteminin en belirgin özelliği, hukuk kural- larının yaşamın akışı içinde değişen ve gelişen gereksi- nimieri karşılamak üzere de- ğiştirilebilmesidir. 1926 yılında kabul edilen ve hukuk devriminin simgesi olan Türk Medeni Kanunu, mede- ni haklardan yararlanmada, borçlara ehil olmada ve hak- ları kullanmada kadın erkek eşitliğini benimsemiştir. Bu nedenle, çağdaşlığa açılan ka- pı ve demokratikleşmenin ilk adımı olarak nitelendirilir. An- cak, aradan geçen 73 yıl için- de toplumsal, kültürel, eko- nomik yaşamda görülen ge- Itşmeler karşısında, özellikle aile hukuku bölümünde yer alan ve kabul edildiği zaman açısından kadınlara reform ni- teliğinde haklar tanımış olan kurallar, günümüzde ortaya çıkmış olan gereksinimleri kar- şılamaktan uzak ve yetersiz kalmıştır. Tasarının getirdikleri: Medeni Kanun'un laik, eşit- likçi, özgürlükçü özüne doku- nulmakstzın, sosyal ve eko- nomik alanda yaşanan deği- şime uygun olarakeskiyen sö- zünün değiştırilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu amaçla ha- zırlanan tasannın dili günü- müz Türkçesine uyarlanmış- tır. Içerik açısından yapılan en önemli ve olumlu değişiklik, tasarının aile hukuku bölü- mündedir. Bunlardan bazıla- nna özetle değinecek olursak; Tasarının evin seçimi, ev- lilik biriiğinin yönetimi ve gi- derlerine katılma konulan- nın düzenlendiği 186. mad- desinde; "Eşler oturacaklan konutu biıiikte seçeher. Biriiği eşler beraberce yöne- tirier. Eşlerbiriiğin giderlerine güç- leri oranında emek ve malvar- lıklan ile katılırlar" hükmüne yer verilmiştir. Tasarıda Medeni Kanun'un 152. maddesinde- ki "koca ailenin reisidir" hük- mü.k^aldıplmıştır. Eşlerin eşit haklara sahip olmalan ilke- sine uygun olarak düzenle- nen bu maddeyle kadının ev içindeki emeğinin ekonomik değeri olduğunun kabul edil- mesi önemli bir yeniliktir. Evlilik yaşı, kadın erkek ay- rımı gözetilmeksizin 17 yaşın doldurulması koşuluna bağ- lanmıştır. Evlilik biriiğinin temsili ko- nusu da eşit hak, eşit sorum- luluk esasına uygun olarak düzenlenmiştir. Mal rejimlerinde: Mal ay- nlığı esasına dayanan ve ev- lilik birliği sona erdiğinde ge- nellikle kadınlann mağdur ol- masına yol açan "malaynlığı" rejimi yerine hakça paylaşım esasına dayanan "edinilmiş mallara katalma'' yasal mal re- jimi olarak kabul edilmiştir. Bu- na göre evlilik biriiğinin deva- mı süresince eşlerin çalışarak elde ettiği kazanımlar "edi- nilmiş mallar" evlilik sona erdiğinde eşit olarak paylaşı- lacak, ancak eşlerin "kişisel mallar"ı bu paylaşımın dışın- da kalacaktır. Eşler "malayn- lığı ", "mal ortaklığı" ya da "pay- laşmalı malaynlığı" rejimlerin- den birini sözleşme ile seç- medikleri takdirde yasal mal rejimi "edinilmiş mallara katıl- ma" rejimidir. Tasarının aile hukuku bölü- münde birçok maddede hâ- kime takdir verildiğinden, ai- le mahkemelerinin kurulması ve bu hazırlıkların şimdiden başlatılması gerekmektedir. Umanz bu kez tasarı yasa- laşır. Çünkü, ülkemizde huku- kun etkinliğinin sağlanmasın- da, yargının bağımsız olması, adalet mekanizmasının hızlı işlemesi kadar, yasalann gü- nümüz koşullannda ortaya çıkmış olan sorunlara çö- züm getirecek ve gerek- sinimleri karşılayacak kural- lan içermesi de gerekmek- tedir. (*) TÜBAKKOM Başkam (Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu) •vH- ADALET BAKANLIĞI UZUNKÖPRÜ tCRA VE İFLAS •: -- MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN -'- u MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA tLANI DosyaNo. 1999 343 T. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Tincı arttırma 24.1.2000 günü saat 14 00te San. Sıt. 5. Blok No. 18 Uzun- köprüde yapılacak ve kıymetımn % 75'ını geçmediği veya ısteklı çıkmadıgi takdırde 2'ncı arttırmanın 25.1 2000 günü aynı yer ve saatte yapılacak arttır- mada kıymetımn % 40'ını geçmek şartı>la en çok arttırana ıhale olunacaktır. Üanolunur. 13.12 1999 Kıymeti: Adedi: Cinsi: 4.00O.00O.0O0.TL 22DA318plakahRenault Megane l.GEtıpı 1998 model Ege ma\ ısı bususı otomobıl Basın: 67599 KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakia turk.net HARBt SEMİH POROY TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 29Arahk DÜNYANIN EN BÖYÛK ÇELUSTL 1BWM BU6ÜM, BÜTÜK İSPANYOL Ç£UO VİKTÛO2U PA8LO CASALS, CATALOHIA'M OOĞDU. ÇELLO (yİYOLONSEL) ÇALMA PAKİ ertciLEYici snü ve ÜSTÜN TEKNİĞÎNE YACMIZ YA- ŞAMI BOYUNCA P£âİL,ÖLÜMÜNOEM SONOA BİLE ERİÇI- LEMÎYeCEK BÜYÜK BİR SANATÇI SAYllACAKTlR. SOÜST OLARAK YA OA FRIT2 *XEISL£R , JACQU£S TUBAUO 6İBİ ÛNLLI İCRACILAIHA BEfSABeR UMÜ- TULMA2 /<ON£efU.&? VERECEIOİI?. İSMNYA İÇ ŞM CütiHU&YETÇ/LGÇ'/ TU7»CAK,Y£NİL6İ- L£Rİ ÜZERİNE FKANSA'YA YERLEŞECEKTİfİ.&İfi SÜZE SON8A DA İÇ6ALCI NAZİLEe '£ KAftÇl TAVIR TAKlMA- CAKnR. CASALS, hAÜZİK YAÇAMl İLE İNSAHLIK V£ *» SARlf KOUUSUUDAKİ EYLEMLE/tiNİ HEP KO- ŞUT OLARAK SüRPÛg£CEK, PAHASt,ŞÖrLE DİVECBC- TİR:"ÖNCE İNSAM.SONRA SAMATÇIY/M" NtKSAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998-224 Niksar Orman Işletme Müdürlüğü tarafından davalı Halil oglu Mehmet Yılmaz aleyhıne açılan davanın dava dilekçesinde, davacı Orman 1da- resi Bozcaarmut köyünde bulunan 101 ada, 198, 275, 404, 488 ile 102 ada 111 No'lu parsellerin onnan olduğunu, bu nedenle davab adına ya- pılan tespitin iptali üe taşınmazlann orman adına Hazine'ye kayıt ve tescilinı talep etmiştir. Niksar Bozcaarmut köyünden olan Halil oğlu 1335 d.lu Mehmet Yılmaz'ın tebligata yarar açık adresı tüm araştırmalara rağmen tespit edilememiş olduğundan da\ı acuun yukanda özeti yazılı da- va dilekçesı kendisine tebliğ edilememiştir. Tüm araştmnalara rağmen tebligat adresi tespit edilemeyen davalı Mehmet Yılmaz'a TK'nun 28. maddesi gereğince ilanen tebligat yapılmasına karar verildiğinden davalının 25.02.2000 günü saat 09.30'da Niksar Kadastro Mahkemesi duruş- ma salonunda hazu- bulunması veya kendisıni bir vekılle temsıl ettirmesı, aksı takdirde yargılamanın yokluğunda yapüarak karar verileceği hu- susu dava dilekçesı tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. Basm: 21054 UZUNKÖPRÜ İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI Sayı. 1999/77 " ' ' " " 1 - Tapu Kaydı: Kütük No 5161, pafta 18, parsel 8. Yenköy köy içi mevkiinde kain 212.03 m2 üzerinde bahçeli, 2 katb kârgir ev. 2- Özelliği: Zemin katta 97 m2 büyüklüğünde işyeri ve soğuk hava deposu olarak kullanjlmaktadır. Zemin katın üzerindekı birinci katta 110 m2 büvüklüğünde konut vardır. Üzerindeki çansı marsılya tıpi kiremitle kaphdır. Daıre kaloriferlıdir. 2. sınıf yapıdır. ...,.• 3- Değeri: 9.250.000 000 -TL. bedelle 18.2.2000 günü saat 10.00-10.10 arasında lcra Müdürlügü'nde satılacaktu. Ahcı çıkmadığında ikinci satış 28.2.2000 günü aynı saat ve yerde şartnamede yazılı şartlar ile yapılacaktıı. Satış şartlan: 1. Satış 18.2.2000 günü saat 10.00'da Uzunköprü lcra Dairesi'nde yapılacak. alıcı çıkmadığı veya tahmini bedelın % 75'ini geç- medığı takdirde 2'ncı arttırma 28.2.2000 günü aynı saatte ve aynı yerde yapılacaktır. 2. Fkıncı arttırmada tahmini bedelın % 40'ını ve satış ve paylaştırma masraflannı geçmek şartıyla en çok arttırana ıhale olunacaktır. 3. Daha geniş bilgi isteyenlerin ve şartnameyi görmek isteyenlerin masrafinı ödedikleri takdirde Uzunköprü Icra Müdürlüğü'nün 1999/77 sa- yılı dosyasından gerekli bilgi kendilerine verilecektir. tlan olunur. 9.12.1999 Basın: 67600 PANO DENtZ KAVUKÇUOGLU Burhanettin Çavuş ve "2000 e Yolculuk'r Burhanettin Çavuş'un bodrum katındaki sığış sığış kapıcı dairesinin rutubetli duvarlarındaki tek "süs "ü, Belçika malı duvar kiliminin "o kitim" olma- sı gerçekten bir rastlantıydı. Yapay ipekten dokun- muş bu ucuz duvar kilimlerınin yüzlerce çeşidinı, Almanya yıllanmda zaman zaman konuk olduğum "gurbetçi kardeşlerimiz"\n evlerinde de görmüştüm. Yaşadığımız yüzyılın "kitsch" sanatının en uç ör- nekieriydi bunlar... Cariyelerin hamam sefası: su içen karacalar; cilveleşen tavus kuşlan; Türk bayraklı, camili Boğaz Köprüleri, Atatürk, Menderes, De- mirel, Kennedy portreleri ve daha niceleri... Ama içlerinde en çarpıcı olanlart, hiç kuşkusuz, insanı estetik şoka uğratan "kombine kurgular"ü\. Bun- larda tarih, coğrafya, zaman, mekân, insan, hay- van, her şey birbirine kanşıyordu... Anadolu aya- ğının sol üst köşesinde bir Türk bayrağı dalgala- nan Boğaz Köprüsü'nün altındaki caminin yanı ba- şındaki havuzda su dökünen yan çıplak cariyeler- le cilveleşen tavus kuşlannı resmeden "kombinas- yon", içlerinde bence en "çarpıcı" olanıydı. Her şeyi aynı anda görüyor, kilime bir daha, bir daha bakmaktan kendinizi alamıyordunuz. Burhanettin Çavuş'un duvannı süsleyen kilim de işte bu kilim- di. Uzun yıllardır karşılaşmadığım, kendi duvaria- nmda hiç düşünmediğim için belleğimden silin- meye yüz tutmuş bu kilim karşısında çocuksu bir heyecan duymuştum. Yaratıcısı, kilimi en akta get- medik, en uçuk < Mscrj"yandaşlannın bile yan ya- na getirmeye cesaret edemeyecekleri renklerie be- zemişti. Üzerindeki figürierle, renklerie her şeye açık bir kurguydu bu... Eğer sanatta, "estetik öte- si" diye bir kavram varsa, burada rahatça kullanı- labilirdi. Çünkü bir noktadan, bir sınırdan sonra aynen Katmandu tepelerinde Mrvana'yı arayan "68'li hippiler" gibi siz de çevrenizi farklı bir bılinç boyutunda değerlendirmeye başlıyordunuz. Köp- rü ayaklan arasına Kennedy'nin ya da bir Mende- res'in portresini, onun da altına yaralı bir geyik motıfini yerleştirseniz de fark etmiyordu artık... Burhanettin Çavuş, Münih kırsalında bir tuğla fabrikasında çalışan dayıoğlunun armağanı kilimi duvanna asarken bunlarm hiçbirini düşünmediği gi- bi bu kilime gösterdiğim ilginin nedenini de bile- mezdi. Bunu bilemediği gibi geçen gece, sabaha karşı Boğaz Köprüsü gişelerinde bekterken gördük- lerimin, duyduklanmın niçin onun duvanndaki ki- limi çagrıştırdığını dabilemeyecekti... Köprünün Asya - Avrupa yönü, bir TRT çekimi için trafığe kapatılmıştı. Kapatılan köprünün üze-' rinde Avrupa'ya doğru ilerleyen mehteran bölüğü- nün önünde elinde üç hilalli bir Osmanlı bayrağı ta-. şıyan kırmızı giysili, sert bakışlı, pala bıyıklı bayrak- tar yürüyordu. Bayraktara yanında, kılıçlı, kopuz-: lu, zırhlara bürünmüş askerler eşlik ediyorlardı. On- lann arkasından, poturtannın paçaları altın sırma- lı, yeşiller içinde yeniçeriler geliyordu. Gökyüzün- de havai fişekler patlıyor, mehteranın arkasına ta-' kılmış, iki ileri bir geri sallana sallana yürüyen beş ü k i 1 » t o h i d t e L ' ' O r ty ş Yıl Marşı" patlayan havai fişeklerin sesterine kan-' şıyordu. Aynı anda köprünün altındaki gemiden lazer ışınlan yükseliyor, Istanbul Boğazı, Fatih Sul- tan Mehmet'ten bu yana ilk kez böyle bir "o/ay"a tanık oluyordu. "Mehter", "yeniçeri", "kılıç", "ko- puz", "Osmanlı", "Cumhuriyet", "havaifışek", "pa- la bıyıklar", "lazer ışınlan", "Onuncu Yıl Marşı" her şey birbirine karışmıştı. Boğaz gerçekten eşi ben- zeri görülmedik bir cümbüş yaşıyordu. Türkiye'nin küttürdokusu"nu yansıttığı söylenen bu renk - ses karmaşasını "beklenen deprem" sanıp, korkuya kapılan Boğazsakinleri yataklanndanfırlamışlar, ge-! celikleriyle, pijamalanyla pencerelere, kapılara koş- muşlardı. "2000'e Yolculuk"Türkiye'de ancak böylesi muh- teşem bir tabloyla tasvir edilebilirdi. Gözümün önü- ne biran Burhanettin Çavuş'un kapıcı odasında gör-. düğüm o duvar kilimi gelmişti. Tablo, neredeyse ay- nı tabloydu. Orada da, burada da "sınır" aşılmış, bir boyuttan başka bir boyuta geçilmişti. Artık "ta- hayyülgücünüzü" harekete geçirip, bu tabloyu ye- ni motiflerle zenginleştirebilirdiniz. Mehteran ile "çağdaş marşlar korosu" arasına pekâla "kuşçu- lar", "su dökünen canye/er", "harem ağalan" yer- leştirebilir, bu eşşizgörüntüyü "Türktarihinden say- falar" iletamamlayabilirdiniz. Yılbaşı gecesi bu eş- siz gösteriyi izleyecek olan Burhanettin Çavuş da 2000'e yolculuğunda bir ekrana, bir de duvara ba- kar, "Yumurtaya can veren ulu Rabbimin şu işine bak!" derdi... "Benzetince, nasılda benzetiyor?.." (Faks:0212-723 84 97) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/Kırmızı renk- U doğal crva sül- fiir. 2/ " — De- lon":Fransızsi- nema oyuncu- 3 su... Japon halk türkülerine ve- rilen ad. 3/Çin- 5 konun simgesi... ~ Osmanlı ordu- sunda ve donan- 7 masmda hafif piyade askeri. 4/ ° Bankada hesabı g olanlara gönde- rilen, ödeme ya da çek- me bildirirmektup... Ya- narken güzel koktuğu için tütsü olarak kullanı- lan bir ağaç... Numara- nın kısa yazıhşı. 5/ Eski dilde yüz, çehre... Sabest bırakma. 6/ Eskiden şa- irlerin kasidelerinde öv- güsünü yaptıklan kişi- lerden aldıklan para ya 8 daarmağan... Kabul et- g meyerek geri çevirme. 7/ Meyvesi reçel ve likör yapımında kullanılan bir ağaç. 8/Yabancı... Kuzu ağılı. 91 Bir çeşit açdu: kapanır perde... Akdeniz yöresine özgü bitki topluluğu. YUKARIDA.N AŞAĞIYA: 1/ Osmanhlarda padışahlann av köpeklerine bakan ve on- larla birlikte avlanmaya katılan görevlilere verilen ad. 21~ Vilayet... Kadın şapkalanna konulan ve yüzü örten ınce tül. 3/ Alman faşisti... Eskimolann buzdan yapılmış ku- lûbelerine verilen ad. 4/ Bir içki... Ağzımızdakı dişlerin bir bölümüne verilen ad. 5/ Küçük mağara... tmrenme 6/ Sûrejya Durn'nun bir filmi... Arap abecesinde bu- harf. II Eskı dilde gün... Çekilerek balık avlamaya yarayan daıre şeklinde el ağı. 8/ Doğalgazm önemli bir.bileşeni olan gaz... Amaç. 9/ Avın üzerine atılıp getinnesi için köpeğe , verilen buyruk... Nıkelin simgesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle