Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
-Asrım sefil, asrım yüz kızartıcı, /Asrım cesur, büyük ve kahraman'
Büyük irrişveçıkışlannyüzyılı
20. .yüzyıla damgasını vuran şaırlerden
biri de, kuşkusuz Nâzmı Hikmet oldu Şair,
Yinninci Asra Dair adlı şiınnın bır yennde,
yüzyıhrruzı nıtelerken" "Asnnı sefil, asnm
yüz kızartıcı,, Asnm cesur, büyük ve kah-
raman" der; *ve SOD gölenleri gfizd gülecek
obn yinnmti asır" dıye ekleyıp şiırau iyim-
ser dizelerle bitinr. Şainn iyımserliğı yerini
bulmasa da, yüzyılla ügıli nıtelemelen doğ-
rulan yansıtıyor Gerçekten, 20 yüzyıl, ka-
zanç hanesinde "cesur, büyük ve kahraman'
şeylen banndınrken, zımmet hanesinde "se-
fl, vüzkızartıcr şeylerde var, üstelık, bu so-
nuncular, yeniden öne geçmiş durumda.
Dünya savaşlarımn yüzyılı
Gerçi savaşsız bir çağı olmadı insanlığın.
Ama savaşlann dünya savaşlanna dönüşme-
si,20.yüzyılarastladı Birbirinden 20-25 yıl
arayla patlayan ıki boğuşma, Birinci Dünya
Savaşı (1914-1918) ile tkinci Dünya Savaşı
(1939-1945), doğnıdan ya da dolayısıylabü-
tün kıtalan içine aldı; maddı ve manevi kor-
kunç kayıplara mal oldu. Nedenlerinı de bi-
liyoruz bunun: Sanayi Devnmi'nın yol aç-
tığı emperyalızm. pazar açlığı ıçinde 19.
yüzyılın sonlanndadünyayı bölüşmüştü. Ne
var ki, bu bölüşme kımı sanayi ülkelennin
ıtirazına yol açınca, "yenidenbötüşroe" gün-
deme geldi: Birinci ve tkıncı Dünya Savaş-
lan bunlann öyküsüdür.
Kapitalizmın ve onun emperyalizmınin
yol açtığı bu kanlı boğuşmanın içinde, daha'
Birinci Dünya Savaşı bitmeden, 19l7'de,
Rusya'da sosyalıst devnmı patlar: Kapitaliz-
mın bütünüyle zıddı bır sistemin temelleri
atılır. O dıyarlann bahtı "bir şafak vak-
ti"nden başlayarak değışırken, olay, ulusla-
rarası üişküere de damgasıru vurur. Ne var
ki kapitalızm, önlemını almakta gecikmez'
Emekten yana esen rüzgânn Avrupa'yı da
içine almaması amacıyla, zorba yönetımler
ortaya çıkar: Almanya ve îtarya'daki geliş-
melerbubakımdan özellıkle önemlidir. "Fa-
yam" yükselmektedır; üstelık yalruz sosya-
lizme karşı değıl, hberal, bütün değerlenn ve
kurumların da karşısındadır. Kapitalizmın
"Mberal" ülkelen, bu gelışmeye bır bakıma
seyırcı olurlar. Ama faşızm, kapitalist siste-
min bu -hilkat garibesı- ürünü, gözü dön-
müşlüğünü sılaha dayanarak kabul ettirme-
ye kalkınca, ış ışten geçmiştir. tkinci Dünya
Savaşı, işte bu kanlı oyunun adıdır. Ancak,
ne olursa olsun, 1939 da faşızm saldınya
geçtiğınde, liberal dünya yanı başında Sov-
yetler Bırliğı'ni de görecektir düşmanına
karşı; çünkü bu düşman, her ıkısının de düş-
manıdir.
Faşızm, sonundakendi kanında boğulur...
Savaş sonrasının yenlltklerl
tkinci Dünya Savaşı sonrasının -yüzydı-
mıza özgü- yenilikleri vardır: Liberal kapi-
talist dünya, artıkkesin olarak Amenka Bir-
leşik Devletlen'nin liderliği altına gırmıştir.
Öte yandan, <*tek bir filkede sosyaKnn". sa-
vaş sonrasının koşullan, bu arada beklenti-
leri sonucu. "komünist sisteın*"e doğru ev-
rilmeye başlar, Sovyetler BıriiğYnin yam sı-
ra, Çın ve başka ülkeler de vardır bu sistem-
de. Bir "Soğuk Savaş" söz konusudur şimdi
ve "iki kutuptu"dur dünya.
Ama daha da anlamlı bır gelişme şudur
Emperyalızmın -şu ya da bu ölçüde- sultası
altındakı ülkeler, el ele venrlen sömürgecı-
lığin boyunduruğu kınlır ve "Üçüncü Dün-
ya" doğar. Bu toplulukta yer alanlar, ne ıle-
ri kapitalist ülkelerin özelliklennı taşırlar,
ne de komünıst ülkelenn. Onlan böyle apay-
n birdünyadatoplayan -bırbinnden farklı öl-
çülerle de olsa- ortak nıtelıkler vardır. Ayn-
ca ışçı ve köylü sımflar gjbı bu ınsanlar da
dünya hüfusu içinde çoğunluğu temsü et-
mektedir.
Nereden çıkmışür bu halklar?
Bir bölümünü, Avnıpa kapıtalizminin ta
15. yüzyüdan ben sultasına almaya başladı-
ğı, ama çoğu 19. yüzyılda emperyalızmın ıs-
tilasına ugramış bu halklar, kapitalizmın da-
yatüğı uluslararası ışbölümünün sonucu, sa-
nayileşme doğnıltusunda bır adım atamaz,
ya da kör-topal bır ılerleme ıçıne girerler.
Ne varkı, Bınnci Dünya Savaşı'nı izleyen
yıllarda başlayan, tkinci Dünya Savaşı'ndan
sonra da hızlanan bir süreçte, Amerika, As-
ya ve Afrika'nın bu halkJan edilginlikten çı-
kar ve yazgılanna başkaldınrlar. Çoğu sı-
yah ve san renktekı bu halklann sıyasal ve
ıktisadı bağımsızlık yolunda bilinçlenışi ev-
rensel bir olgudur.
BAŞBAKANLIK
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
SINAVLA MÜFETTİŞ YARDEVICILARIAJJNACAKTIR
Vakıflar Genel Müdürlüğü Temş Kurulu Başkanlığı'na 657 sayılı Devlet Memur-
lan Kanunu'na tabı, aşagıda görev yen, unvanı, sınıfı, derecesı ve sayısı belırtılen Mü-
fettiş Yardımcısı kadrosuna. Devlet Memurluğu Sınavı'nda başanlı olanlar ile halen
memur olanlardan sınavla eleman alınacaktır.
Görev veri Sınıfi Unvanı Kadro derecesi Sayısı
Genel Müdürlük GlH MüfettişYrd. 7 21
A- Sınava katılabilmek için:
1- 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'nun 48'inci maddesinin (A) fikTasının 1,4
ve 5'inci bentlerindekı şartlara haız olmak.
2- Siyasal Bilgıler, Hukuk, tktisat, tşletme, îktisadı ve tdari Büimler fakültelerin-
den veya bunlara denkliğı yetkılı makamlarca kabul edılen en az 4 yıllık yerli ve ya-
bancı fakülte veya yüksek okullardan bınnı bitirmış olmak.
3-1 Ocak 2000 tanhı ıtıbariyle 30 yaşını doldurmamış olmak.
4- Sağlık durumu her türlü ıklim ve yolculuk koşullanna elverişli bulunmak.
5- Bu sınava daha önce ıki defa kahlmamış olmak.
6- Müfettişlik karakter ve vasıflanna haiz bulunmak (bu husus yazılı sınavı kaza-
nan adaylar yönünden söz konusu olup Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca yapılacak ince-
leme ve araştırma ile tespit edilir).
7- Sınava girmek isteyenlerin Teftiş Kurulu Başkanlığı'na kendi el yazılan ile "do-
ğum yeri ve tarihi, baba ve ana adlan ile meslek veya işFeri mezun olduğu ilk. orta ve
yüksek öğrenim kurumlannın adlan ve yerieri, kendisı hakkında bilei verebilecek iki
kişinin ad ve adresleri. yüksek öğrenimden sonra ne gibi işler \ apöğı şeklınde özgeç-
mışlen yazılı bır dılekçe ile başvurmalan ve bu dilekçeye iş ve oturma yen adresîeri-
ni gösterir belgelerle aşağıdakı evrakı eklemeleri gereklidir.
a) Noterden onaylanmış nüfus cüzdanı örneği.
b) Öğrenım durûmunu göstenr belgenın aslı veya noterden onaylı ömeği.
c) Memunyete ilk defa gırecelder içın Devlet Memurluğu Sınavı'nda başanlı oldu-
ğunu gösterir belge, halen memunyet görevini sürdürenler için ise memur olduklan-
nı gösteren, kamu kunım ve kurulûşlannca onaylanmış belge.
d) Sağlam ve her türlü iklim ve yolculuk koşullanna dayanıklı olduğuna dair tam
teşekküüü resmi hastanelerden almacak sağlık kurulu raporu (bu belge, yazılı ve söz-
hl sınavın kazanıhnasından sonra da getirilebilır).
e) Yazılı sınavı kazandıktan sonra verilmek üzere, askerlik görevınin yapıldığını ve-
ya en son sözlü sınav tanhinden itıbaren en az 90 günlük süre sonuna kadar tecilli ol-
ynu göstenr belge.
) 4.5X6 ebaduıda 4 adet fotoğraf.
8- Adaylar Çankın Caddesı. No: 67, Kat: 6 Dışkapı/ ANKARA adresındeki Teftiş
Kurulu Başkanlığrna doğrudan veya posta ile müracaat edeceklerdır.
9- En son müracaat tanhi 28.01.2000 günü mesai bitünine kadar olup, postadaki
gecikmeler dıkkate alınmayacaktır.
10- Sınav adaylık belgesi 31. 01.2000-04.02.2000 tanhleri arasında mesai saatleri
sonuna kadar Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan alınacaktır. Bu tanhler dışuıda imtihan
giriş belgeleri verilmeyecek ve giriş belgesi ohnayan adaylar ımtihana kabul edil-
meyecektir.
11- Yazılı sınavlar 9, 10 ve 11 Şubat 2000 günlen imtihan giriş belgesinde gös-
terilen yerde yapılacaktır. Yazıh smavı kazananlara duyuru yapılacak ve aynca bir
yazıvla da sözlü sınava davet edileceklerdir.
11- Dilekçe ve eklerde yer alan bilgılerde gerçeğe aykın beyanda bulunduğu ve gir-
me şartını taşımadığı halde sınava gırdığı anlaşılanlar, tüm haklannı kaybedecekleri
gibı haklannda Türk Ceza Kanunu na gore gereklı ışlem yapılacaktır.
13- Müfettiş Yardımcılığı yazılı ve sözlü sınav konulannı içeren broşür Teftiş
Kurulu Başkanlığı'ndan temin edilebilir. Basm: 67649
İS1ANBUL1. SULH HUKUK HÂKİMLtĞl'NDEN
1999/725 Vasi.
Hastalığı sebebiyle Hilmi ve Hüsnıye'den olma. 1950 doğumlu Faik Batı mahkememi-
zin 21.12.1999 tarih, 1999/725 esas, 1999/774 karar sayılı Uamı ile vesayet altına alın-
mış olup, kendisine birlikte ıkâmet ettiği eşı Server Batı'nın vasi tayinine karar verilmiş-
tir.
tlan olunur. 21.12.1999. Basın: 67377
En büyük yıkımı yaşayan kent Hiroşima.
Ancak "sömürgetikten kurtuluş" sıyasal
planda gerçekleşse de. ıktisadı alanda Ba-
ü'nın sömürüsü, "yeni sömürgecilik"ırı he-
saplı ve düşünülüp taşırulmış yollanyla sü-
rer
Aralarmda hemen hemen hiçbir türdeşlik
olmasa da, bu ülkeler, Bandung Konferan-
sı'nın (1955) arkasından. kolektif bır ruhla
canlanır ve uluslararası alanda etkin bir rol
oynamaya başlarlar...
Yüzyılın son çeyreğinin şaşırücı özellık-
lerivar. Enbaştagelenideşu: 1950- 1970'ü
yıllann dünya dengesınin ikı sütunundan bi-
ri. Birleşik Amerika"nın karşısında Sovyet-
ler Birliği, üstelik doğrudan bir saldınya uğ-
ramadan -80'li yülar boyunca- içerden aşı-
rur ve sonunda uydulanyla beraber birden
çöker. Arkaya bıraktığı büyük sorular vardır
olayın: Komünıst sistemdeki bu ani çözülü-
şün nedenleri neydi? Yıkılış, niçin Avru-
pa'da tam oldu da Asya'da sınırlı kaldı? So-
nunda söz konusu olan, tek başına Birleşik
Devletler'in egemerüıği mıdir, yoksa kaos
mu bekliyor ınsanlığı?
Sovyeüer Birhği'mn çöküşü, gıderek So-
ğuk Savaş'ın sona ermesı, Birleşik Devlet-
ler'ı, bloklar arasındaki dengeye bağlı bas-
kılardan kurtanr gerçi; artık Amerika'nın,
tek evTensel güç olarak dünyanın himayesı
görevini yerine geürmesinınyolu açılmıştır.
Ancak Amerika'nın başına geçtığı yem bir
dünya düzeni gerçekten var mıdır? Varsa,
böyle bır düzen bütün insanlığın yaranna mı
örgütlenmıştir, yoksa Amenkahlann çıkan-
na mı işüyor? Kısacası, "küreseueşme**, bü-
yük böiütnüyle, Amenkan heeemönyasmı
gızkmıyor mu? Eğer öyk ıse, bunun barm-<
dırdığı tehlıkeler nasıl savuşturulacakür?
Öte yandan, kapitalizmın 70'li yülarla sö-
kün eden bunalımı Üçüncü Dünya ülkeleri-
ni de sarsar ve çözer: aralarmda, bırparçapa-
lazlananlan varsa da, esas olarak borca ba-
nk bir dünyadır o. Etiket değiştınlmıştır ger-
çi. "KuzeyT
'le "Gûney" vardır, bin zengin
sanayi ülkelennı temsil edıyorsa, ötekı yok-
sul ülkelerin diyandır. Yüzyılın eşiğinde ku-
zeyin zenginlenne karşı güneyin yoksullan
zıüığı içinde. "azgeüşmiştik7
' hâlâ süren bir
gerçeklikor. Büımsel ve teknikdev üerleme-
lenn yapıldığı bır çağda, içinde cehaletın, se-
faletin, hastalık, kıtlık ve açlığın hüküm sür-
düğıi koskoca bır dünya vardır yine de.
Nasıl çözülecekürbu çelışme? "Kûresel-
leşme'1
şarkılanyla üstesinden geünecek bir
konu mudur bu?
Sorular bunlardan ibaret değil!
u
KûreseBeşme"nin ilk taşlannın yerleş-
tirümesinın ötesinde, kapıda bekleyen baş-
ka tehlıkeler de var: Milliyetçi, cemaatçi, et-
nık ya da dınsel rekabetlerin zaten bölüp
parçaladıklan dünyamızı büyük felaketler
de tehdıt edıyor.
Neler ömeğin?
Yetersiz beslenme ile kötü beslenmenın
yıkıntılan yaşanıyor. Dünyamız, "kirlen-
me" denen ve insan etkinliklennin sonucu,
gıderek bir sısteme bağlayabileceğimiz kay-
gılandıncı bir tehlike ile yüz yüze. Öte yan-
dan, son bir afet, AIDS çıkmışür karşımıza.
Bıtmedı!
Soğuk Savaş sona ermiş ve ikı kutupluluk
da yok artık. Ama beklenen yatışma olma-
mıştır dünyamızda, tersine savaş, üstelik kar-
maşık biçimlere bürünerek sürüyor. Çoğu
çatışmada gerilla, mafya ve uyuşturucu ıliş-
kisi görmezlıkten gelinemez. Öte yandan,
Islamcı tehdıt ve millıyetçı tehlike önemli-
dir. Aynca dünyanın hemen her yanında bız-
zat devletin içine düştüğü bir bunalım yaşa-
nıyor. Nasıl yerli yerine oturtulacak devlet?
Son olarak, bütün bu belirsızlikler orta-
mında, bir de insanhaklanna saygısızlıkhü-
küm sürüyor. Bireyin temel ve vazgeçilmez
haklanna saygıyı nasıl hayata geçırmeli? tn-
san soyunun en az ikı yüzyıldır süren hüma-
nist çabalannın dıktiği kurumlan, basta iş-
kenpeye ye emik^tçığızlsn^ye kajşı #kjjj,
kıimanıayplunçdır? .., ., .,,. , ,. ,
Bir yüzyıl bıterken can abcı sorulardır
bunlar. Onlara başkalannı da ekleyebilırsi-
niz...
Yeni yüzyıl, nasıl bir çözüm getirecek bu
sorunlara?
Önce bir saptama: Tarihin yolu üzerinde
bir geçiş noktası olan 20. yüzyüın, insanlı-
ğın olurnlu mirasına ekledıkleri oldu, ekle-
yemediklen de. Ama şurası açık: Yüzyüımız
yeni bir dünyanın araruşı içinde vürüdü sü-
rekli O aranış. en azından bin yılm şu "bü-
yûkdüş"u adınadır: lnsanın ınsanca yaşaya-
cağı bır dünya kurmak! Özgürlüğün, eşitli-
ğın, kardeşliğin dünyası; savaşsız, sömürü-
süz bir dünya!
Büyük bir yüzyıldır 20. yüzyıl; cesur ve
kahraman!
tnsan haklan ve demokrası, 20. yüzyılda-
ki aranışlann en önemli sonuçlan arasında-
dır. tnsan haklan adına birkaç yüzyıldır sür-
dürülen çabayı, yüzyıl, faşizme karşı zafe-
nn ertesinde. 1948'de yayımlanan insan
Haklan Evrensel Bildirisi ile yeniden bil-
lurlaştırdı. Onu başka bildinler ve kurumlaş-
malar izledı: Kadın haklan. çocuk haklan,
azınlık haklan, çevre haklan, insan soyunu
kurda kuşa daha fazla rezıl olmaktan koru-
yacak hayvan haklan açıklığa kavuştunıl-
muş ve güvencelere bağlanmıştır. Avrupalı
ınsanlann haklan ve özgürlükleri daha da
korunur durumdadır; Avrupa tnsan Haklan
Mahkemesi çalışır haldedır,
Demokrasinin de asıl kimliğine kavuşma-
sı, denebilir ki 20. yüzyılda oldu: Sınırlı oy-
dan genel oya geçış >-fiz>ılın başlannda ta-
mamlanmış gibıdir: kaduüann seçme seçil-
me hakkı da biraz gecikerek elde edilir so-
nunda. Şunun da farkına vanlır: Siyasetin
demokratıkleşmesı, toplumun demokratik-
leşmesıne bağlıdır ve toplumun demokra-
tıkleşmesınde de eğıtım pek önemli bır rol
oynamaktadır. buradan kalkarak da eğitime
kavuşma, yüzyıl boyunca sürekli bır hareke-
rin mey\'esi olmuştur.
Demokrasinin asıl kımhğıne kavuşmasm-
da şu aşamayı da kaydetmelı: Aslolan bire-
yin fikir özgürlüğü ve onun taşıdığı güven-
celer ve bır de çoğulculuktur. Bu ise demok-
rasiyi, seçimden seçime oynanan sıradan ve
bjçimjejjbir o\nn,olnjaktan çıkarmıştır. Ne
v^r ii, hu/la yetrriez: O, günümüzde evreri-
sel bir değer olup çıkmışsa, dünyayı daha in-
sanca kılmada uyandırdığı umutlar >üzün-
dendır de. Sosyalızmın yelkenlenm şişıren
rüzgârlann eski gücünü kaybetnği bir dün-
yada. demokrasi, sefaletı hafıfletmede ve
ulusal gelirin adil biçimde dağıhşını sağla-
madadabirrolüstlenmekzorundadır Bun-
da ne dereceye kadar başan sağlanacağını
21. yüzyıl gösterecek bıze. Özetle, 21. yüz-
yıl, "daha insanca bir dünya'' kurmada
aranışı, göriınüş odur kı demokrası üe sür-
dürecek.
"Daha insanca bir dünya" ise mümkün-
dür...
Sürecek
11/
URKHAVA KURUMUKURUL BAŞKANIBÜYUKYUMUKOGLU YURTTAŞLARI UYARDI
^Bağışlarmız irticaya gitınesin
9
ANKARA (CumhuriyıetBüro-
su) - Türk Hava Kurumu (THK)
Kurul Başkaru Hava Pılot Tüm-
general tbrahim Büyükyumn-
koğlu, yurttaşlan, fitre ve zekât-
lanm yıkıcı ve bölücü odaklara
gitmesini engellemek için
THK'ye vermeye çağırdı. Damş-
tay karan doğnıltusunda çıkan-
lan yem yönetmelikle fitre ve ze-
kâtlan toplama yetkisinin yalnız-
ca THK'ye venldiğini vurgula-
yan Büyükyumukoğlu, Dıyanet
ve diğer sosyal yardım kuruluş-
lannın, bugüne kadar topladıkla-
n bağışlan paydaş kuruluşlara
dağıtümak üzere THK'ye iletme-
leri gerektiğim söyledi. THK'nin
Atatürk'ün kurduğu üç dört ku-
rumdan bıri olduğunu kaydeden
Tümgeneral Büyükyumukoğlu,
"Atatürk'ün kurduğu kunım if-
las etmez" dıye konuştu.
tlk basın toplanfası
THK'deki yolsuzluk iddialan-
nınardmdan Bakaolar Kurulu ka-
ran ile kurumun başma getirilen
Tümgeneral Büyükyumukoğlu,
ilk basm toplantısını yeni yardım
yönetmelıği nedeniyle dün dü-
zenledi. Gazetecilerin sorulan
üzerine önceki döneme ilişkin
yolsuzluk iddialarmı yamtlayan
Büyükyumukoğlu, yeni yöneti-
min görevinin yolsuzluk araştır-
mak değil, yeni genel kurulun
toplanması öncesinde yem bir tü-
zük hazırlamak ve kurumu ileri-
ye yönelık yönetmek olduğunu
söyledi. Büyükyumukoğlu, "Bu
sürede bir yolsuzluk görürsek bu-
nu gerekU adli mercüere iletiru"
diye konuştu.
Büyükyumukoğlu, Atatürk za-
mamnda fitre, zekât ve kurban
derisi toplama hakkı ile gelirlerin
yüzde 100'üne sahip olan
THK'nin, 1983 sonrası hükümet-
lerin politikalan sonucunda geli-
rin yüzde 1 'ıne layık görüldüğü-
ne işaret etti. Yeni yönetmehğın
ancak ramazanın 19. gününde ya-
yımlanabildiğine dıkkat çeken
Büyükyumukoğlu, kendılerine
yetki venlmemesine karşm Di-
yanet İşlen Başkanlığı ve diğer
sosyal yardımlaşma ve dayamş-
ma vakıflannın fitre ve zekât
zarflan dağıtmasını eleştırdı. Bü-
yükyumukoğlu, bugüne kadar
toplanan paralann paydaş kuru-
luşlara dağıtıunak üzere THK' ye
iletilmesini istedi. Büyükyumu-
Diyanet İşleri Başkanlığı Basmüfettişi
'Tarikatlarçok tehlikelV
ANKARA (AA) - Diyanet İş-
leri Başkanlığı Basmüfettişi
Doç. Dr. Abdulkadir Sezgra, ta-
nkatlann. Türkiye'de gıderek da-
ha da tehlikeli boyutlara ulaşüğı-
nı söyledi.
Sezgin, TÜSlAV'ın (Türk Sa-
nayici ve tşadamlan Vakfıi dü-
zenledıği "Cinnah SohbeÖeri"
kapsamında yaptığı konuşmada,
dinieğitime değındı. Sezgin, üa-
hiyat fakültelerinde, islam dini
dışında Hıristiyan, Ortodoks gi-
bi farklı dınlenn de okutulması
gerektiğim savundu.
Müslümanlar arasında Kura-
nıkerim'in Türkçe ya da Arapça
okunması yönünde çelişkiler ya-
şandığını belirten Sezgin, *K)kıı-
ma mesdesinm çok kötü şekide
fatismar edimesisonucunda, Kn-
ran'ın okmunamasmavetarikat-
lann güçfeBmesine neden ounuş-
tar" dedı. Sezgin, "Kııran kurs-
b n için toptanan parabrm yöz-
de SO'si Kuran kursianna yatnuş
oisaytB, bugfln çoksayıda kişiger-
çek anlamda Kuranı öğrenirtB"
diye konuştu. Çözüm olarak dev-
letin, 4. ya da 5. smıftan itıbaren
seçmeli Kuranıkerim dersi koy-
masının yerinde olacağmı savu-
nan Sezgin şöyle de\am etti:
"Atatürk'ün dediği g M 'Din,
devlet mektebmde öğrenılir.'
Türkiye'de bu durum, devtet eii
3e çözüme ka\TişrurulmaİKhr.
Böylece tarikatlannbugüngehti-
ğitehlikelibmntun önüne geçfle-
biir. Gereksağ.gereksesolgörü-
şü temsil eden bütün partüerin
tarikattarla bağlanüsı \ar. Gei-
mişgeçmişdevlet yönetkflerinia,
tarikatlandemokrasinin açtığıçi-
çekJer olarak değeriendirmesi
yanhşür. Poütikacüar'Bizım par-
tiyi destekle\en tankat ıyı tari-
kattır' diyor.Dinleilgiiibutürbir
örgütieBmenin siyaset abuuua
gkmemesi gereldr.'"
Kutan, Danıştay kararını eleştirdi
'Deriyi istediğime veririm
y
ANKARA (Oınıhııriyet Bü-
rosu) - FP Genel Başkanı Recai
Kutan, kurban derilerini tankat-
lann toplamasına engel olan ve
THK'ye bu görevı veren Danış-
tay karannın "demokratikolma-
d^mı" ileri sürerken "Ben kur-
ban keseceğûn, ne diye 'tlle gı-
dip THK'ye vereceksin' diye bir
basiaya maruz kalayim"' dedı.
FP Genel Baş.kanı Kutan, dün,
Türkiye Yazarlar Birliğı'nin AS-
Kl Sosyal Tesisleri'nde verdiği
iftar yemeğme katıldı. Burada
gazetecilerin sorularuu yamtla-
yan Kutan, ınsaniann kurban ke-
sip kesmemede, etini ve densi-
ni ıstedıği yeTe verme konusun-
da özgür olduğunu söyledi. Ku-
tan, şimdiye kadar kurban deri-
lerinın "THK ve Sosjal Hizmet-
ler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
gibi baa kuruluşlar taranndan"
toplandığını kaydederek şunlan
söyledi: "Bundan böyle bu ku-
rumiar arasında THK'nin top-
byacağı söyleniyor. Yoksa kjşUe-
rin istedikleri yere; bir \-akifa. bir
derneğe götürüp bunu bağışia-
masuıa elbette bir maninin <A-
maması lazmı. Eğer Türkiye de-
mokratik bir ülkeyse... Ben kur-
ban keseceğim, Ne diye 'tlle gı-
dip THK'ye vereceksin' diye bir
baskıya maruz kalayım. Demok-
ratik bir ülkedt. her istejen iste-
diği yere, vakıf olur, dernek olur,
kurban derisini götürüp oraya
takdim eder. DoĞyısryla Daniş-
tay karan 'Hiç kımse ıstediği
yere veremez. götürüp THK'ye
verecek' anlammda. Bunun de-
mokratik anlaytşla bağdaşması
mümkün değU."
Kutan, Yargıtay'ın üniversite-
lerde türban yasağını uygun bu-
lan karannın anımsatılması üze-
nne de. "Her karann isabetii ol-
duğunu iddia etmek mümkün
degfldn-" dedi-
koğlu, THK'nin toplayacağı pa-
ranın yüzde 40'mın kendılenne,
yüzde 50'sinin sosyal yardımlaş-
ma ve dayanışma vakıflanna,
yüzde 4'ünün Kızılay'a, yüzde
3'ünün Sosyal Hızmetler ve Ço-
cuk Esirgeme Kurumu'na, yüzde
3 'ünün de Diyanet Vakfı'na pay-
laştınlacağını söyledi.
Büyükyumukoğlu, irticacı ku-
ruluşlann bağışlan toplama giri-
şimleriyle ılgih sorular üzerine
de, "trticacı gnıplar veya irticacı
olmayan gruplar, toplama girişi-
minde bulunabilirier. İçişleri Ba-
kanı başta olmak üzere, il ve flçe-
lerdeki mülki amiıierin,
emniyet müdürlerinin bu
konuda cezai müeyyide
alacaklanna inancım tam-
dır. Kaçak bafpslann mül-
ki amhiere biklirilmesi de
bir yurttaşuk görevidir"
diye konuştu.
Yargrtay'dan bozma
ANKA'run haberine gö-
re, Edirne Sulh Ceza Mah-
kemesi'nde yargılanan bu
durumdaki iki vakıf yöne-
ticısinin beraat etmeleri
üzerine, davaya müdahil
olarak katılan THK'nin
temyizi üzerine konu yük-
sek mahkeme önüne geldi.
Yargıtay Cumhunyet Baş-
savcıhğı da beraat kararla-
nnın bozulmasını talep et-
ti.
Yargıtay 7. Ceza Daire-
si, kurban derilerini topla-
ma yetkisinin THK'ye ait
olduğunu, yurttaşlann kes-
tu"düderi kurbanlann deri-
lerim vakfın kesim merke-
zme buukmalan durumun-
da da, çok miktardaki de-
rileri alan vakıf yöneticile-
rinm suç işlediğini bildirdi.