25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17ARALIK1999CUMA HABERLER Tnenter 4 yıl sonra çalışmayabilir' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMMKİT Komısyonu'nda konuşan TCDD Genel Müdürii Hasan Mollaoğullan, TCDD'nin yıllık zarannm 600 milyon dolar olduğunu belüterek "Demiryollannın taşıma payı, yolcuda yüzde 3, yolda yüzde 6'dır. Bu durumun devam etmesi halinde, 4 yıl sonraya trenleri çahştınna imkânı kalmayacaktır" dedi. TPAO'nunzarar ettirildiği iddiası • ANKARA (AA)- Tûrkiye Petrollen Anonım Ortaklığı Genel Müdörlüğû (TPAO) ve bu kuruluşa bağlı "Kazak Türk Munay" (KTM) Şirketi'nin, Kazakistan'da yapılan petrol arama çalışmalannda kurumu zarara uğrattıklan" gerekçesiyle yargüandıklan dava dosyası. görevsizlik karanyla nöbetçi ağır ceza mahkemesıne gönderildı. Ankara 12. Aslıye Ceza Mahkemesi'nde bugün görûlen davanın karar duruşmasında yargiç Mehmet Mesut Öztürk, dava dosyasının görevsızlik karan venlerek nöbetçi ağır ceza mahkemesıne göndenlmesine karar venldığını açıkladı. Fogg, kokteyi düzeniedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Avnıpa Birliğı'mn (AB) Türkiye temsilcisı Büyükelçı Karen Fogg, AB'de dönem başkanlığını sürdüren Finlandıya'nın yeni yıldan itıbaren bu görevi Portekiz'e devredecek olması nedeniyle bir kokteyl düzenledi. Devlet Konukevi'nde dün akşam düzenlenen kokteyle, Adalet Bakanı Hıkmet Sami Türk'ün yanı sıra YÖK Başkaru Kemal Gürüz, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sınan Aygüa, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chbibber ile bazı siyasi parti temsilcileri, bazı ülkelerin Ankara büyükelçıleri, sivıl toplum kuruluşlannın temsılcilen katıldı. Demirel, tek koşulun birlik ve beraberliği bozmamak olduğunu söyledi 'Herkes istediğiııi söyleyecek' ANKARA (Cnmhuriyet Bûrosu) - Cumhurbaşkanı Sükyman Demi- rd, hakkında siyaset yasağı bulun- duğu 1986 yılının. "demokrasi inana" içinde olanlar için zor gün- ler olduğunu belüterek "Herkes ko- nuşacak, ben koauşmayacaknuşun. Biz de o zaman o yasağı bozduk. Çünkümantığıyokruoyasağın*' de- di. Demirel, bundan sonra her şeyin usulüne, nizamına göre ve hukukun üstünlüğü korunarak yapılacağını kaydederken "Bu ülkede herkes is- tediği yere gidecek, istediğj şeyi sö>- leyecek. Yeter ki birtiği ve berabeıii- ği bozmayalnrT dıyekonuştu. Demirel dün Çankaya Köşkü'nde çeşıtli belediyelerden gelen heyetler- le görüştü. Samsun Vezirköprü Be- lediye Başkanı Suat Binici'nın ilçe- sinin sorunlanna ışaret ettıkten son- ra bir seçim anısını anlatması üzeri- ne Demirel, siyasi yasakJann kaldı- nlması için mücadele ettikleri yılla- ra dikkat çekerek şunlan söyledi: 'Zor gûnkr geçti' "1986, demokrasi inancı içinde olanlar için zor günlerdL O bölgenin bütün Uçelerinde konuştum. Onun için de hepsinde mahkemeye ghtim; Vezirköprü dahiL.. Sonra hâkimkr -Vezirköprii'de çok iyi bir hâltim vardı- hepsi beraat ettirdiler bizi- tş- te o günlerin içinden geçtik buraya gekiik. Bugflnlere iyi sahip olacağiz. 2000'H yıUara giriyonız. Onlar bi- zim tecrübe hanemizde bulunacak. Milletimizin tecrübe hanesindc bu- lunacak." Demirel'i ziyaret eden DSP tçel Milletvekili Ed^p Ozgenç ıle Adana- lıoğlu Beledıye Başkanı AliCan da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel dün Çankaya Köşkü'nde çeşhii belediyelerden gelen heyetierle ve Av- nıpa tstikrar Pakü Özel Koordinatörü Bodo Hombach ile görüştû. (Fotoğraf: AA) sorunlanm aktardı. Edip Özgenç, Tarsus'un ü yapılmasım isterken Akkuyu'da bir nükleer enerji sant- ralı kurulmasının yanlışlığına işaret etti. 'Durgunhık geçici' Demirel de bugünkü sıkıntı ve durgunluğun geçici olduğunu belir- terek "Öyle zaman oldu ki Mersin Limanı'na gelen gemiler, liman dı- şında günlerce beklemek mecburi- yetinde kaldı. Ortadoğu'daki bu kargaşa, biraz işimizi zoriaşnnh, A- ma her şey yeniden açriacak" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel dün Gü- neydoğu Avrupa Istikrar Paktı Özel Koordinatörü Bodo Hombach'ı da kabul etti. Cumhurbaşkanuğı Basın Merkezi'nden yapılan açıkJamaya göre Hombach, paktın başanya u- laşması doğrultusunda Türkiye'nin bölgede özel bu- önem ve ağırlığının bulunduğunu beluitı. Türkiye'nin bölge ülkelerinin siyasi alandaki re- formlannın gerçekleştirilmesi için önemlı katkılar getirebıleceğini be- lirten Hombach, "Türkiye, bölgenin dönüşüm sürecinde Bderlik yapabi- lecek tek ülke" dedi. Hombach, Demirere gelişmeler- le ilgili olarak gerektiğinde rapor verebileceğini de söyledi. Demirel de Güneydoğu Avrupa tstikrar Paktı'run başanya ulaşma- suıın önemıne işaret ederken "Gü- neydoğn Avrupa coğrafyasının de- mokratikleşmesL, yeniden imar edil- mesi ve guvenlik endiselerinin gide- rilmesi yönünde anlmış önemli ve kapsamlı bir adım olan istikrar pak- tının başansı doğrultusunda üzeri- mize düşen sorunüuluklann gereği- ni yerine getirmeye kararüyız* 1 şek- linde konuştu. FP'II Bülent Arınç, Refah Partisinin kapatılmasını eleştirdi 6 Önce düşünce suçu kaklınlmalr Bülent Annç AB üyeKğini değeriendirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, Türkiye'nin AB'ye üye olmak istiyorsa öncelikle TCY'nın 312. maddesini yürürlükten kaldırması gerektiğini savundu. Bülent Annç dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Yeniden Doğuş Partisi (YDP)Gene! Başkanl Hasan Cefad Güzel'in bir konuşması nedeniyle TCY'nin 312. maddesinden hüküm giyerek hapse gırmesinın "utanç verici" olduğunu söyledi. Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde öncelikle düşünce suçunu kaldırması gerektiğini belirten Annç, pek çok konuda çifte standart uygulandığından yakındı. Annç, RP'nin kapatılması gerekçeleri arasında Erbakan'ın Başbakanlık Konutu'nda bazı cemaat liderlenne iftar yemeğı vermesuün bulunduğunu kaydederek "Oysa geçenierde gördök ki bazı gayri müslüm cemaat liderieri kara giysikri ve kafalannda kukuletalan üe önkrinde Dijanet İşleri Başkanı ve Meclis Başkanı ile biriikte iftar yemeğine katıb>orlar. Bir parrrvi benzer gerekçelerle kapatanlar, bu olay karşısında dut yemiş bülbüle dönüyoıiar" dıye konuştu. Annç, Çeçenistan'la ilgili genel görüşme sırasında FP ve MHP milletvekiileri arasında yaşanan kavgaya değinirken de MHP'ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. MHP'lilerin "ANAP savunuculuğuna" soyunduğunu behrten Armç, "MHP'nin runımn • ibret verici ve acınacak halde" dedi. Annç, Çeçenistan ıçuı toplanan yardımlann Kızılay aracılığıyla dağıtıknak üzere Rusya'ya teslim edıldığinı belirterek "Bu kadar ahmakhk ve aptalhk görülmüş şey değfl" diye konuştu. BİRBAKIMA SERVER TANÎLLİ Bir Hatırlatma Yazısı... Geçen haftaki yazımın arkasın- dan, Sayın Orhan Birgit'ten şu aşağıdaki hatırlatma yazısını aldım: "Sayın Prof.Dr. Server Tanilli, Kapıyoldaşlığı yaptığımız 'Cum- huriyet'/n bugünkü sayısındaki kö- şe yazınızda, 4 Aralık 1945 günü Tan gazetesine yapılan saldınyı an- latırken adımdan da söz ediyorsu- nuz. "Yaşınız elvermediği için, saldın olayının birebir tanığı olmadığınızı söyfemem, umanmyanlış olmaz. "Ama, anlattıklannızı bu olay üze- rine başta Sertel'/er olmak üzere, olaydan zarargören ya da tanıklığı- nı yapanlann anılanna, söyledikle- rine dayandırdığınızı sanıyorum. "Kendilenyle, hiç karşılaşmadım. Beni tanımadığını biliyorum. Ama olay yerindeki binlerce insan ara- sında bulunduğum için, 4 Aralık göstehsini, daha sonraki kuşaklara nakledenleıin benden niçin bahset- tiklerini tahmin ediyorum. "1950'li yıllardan itibaren, adın- dan söz edilmeye başlanılan birga- zeteci, öğrencı dernekleri yönetici- si, politikact, avukat nitelikierim, ka- muoyu önündeki öteki eylem ve davranışlanm olmasaydı, bugün Tan olayı için verilen isimleriçerisin- de benim adımdan bahsedilmeye- cekti. Benim için yeniolmayan hak- kımdaki savlann doğnı olmadığını ben çok önce yanıtladım. Rahmet- liarkadaşım Sevgili Uğur Mumcu, araştırmacı gazetecılığının verdiği titizlik ıçen'sinde Sabiha Hanım'ın iddialannı bana iletmişti. "Kendisıyle yaptığım konuşma- ya, dürüst bir insan olarak, günlük yazısında dayerverdi; '40'lann Ca- dı Kazanı' isimli kitabına da aldı." Sayın Birgit, yazısının burasın- da, rahmetli Uğur Mumcu'ya yol- ladığı, onun da adı geçen eserin- de yayımladığı "özetleme"yi tek- rarlıyor: Orada, "Tan Olayı "nın başlamasını, akışını, son olarak "Sloganlar, Istiklâl Marşı ve bu kez öncülerin koşar adımlarla Sirkeci yönüne doğru inerek Tan Matba- ası önünde eyleme geçişleri"r\\ tam bir nesnellik içinde anlattıktan sonra, sözü kendisine getiriyor ve şöyle sürdürüyor "Benim bu olayla doğnıdan ilgim olmadı. Mitingin binlerce insanı arasında izleyicisiydim. Yani, ace- milik günlerinin içinde btr öğrenci. Daha sonraki yıllarda önce öğren- ci hareketleh, daha sonra, basın ve politika alanında yer alınca bu ey- lem içinde yer alan binlerce insan arasından ismim, daha sonraki yıl- lara taşındı ve rahmetli Zekeriya Sertel'/n anılanna da böylece gir- miş oldu." Son olarak, yazısını bağlarken, bana yaptığı hatırlatması da şöyle: "Sayın Tanilli, "Uzun yaşamım boyunca hiçbir zaman 'sağcı' olmadım. Yine hiçbir zaman şiddet kullanmayı deneme- dim. Bu nedenle, 4 Aralık 1945'ten bu yana yanm yüzyıl da geçmiş ol- sa, hakkımda yapılan bu türhâksız yakıştırmalan içtenlikle yadırgadım. "Sizin gibi saygı duyduğum ger- çek bir bilim adamının, özellikle bu türanılan naklederken, en azından o olay ile ilgili çeşitli yazılan da dik- kate alacağınızı umardım. Hele sev- gili Uğur Mumcu 'nun yazı ve kitap- lanna ayn bir değer vereceğinizi de tahmin ediyordum. "Hiç değilse, bugünkü yazınızı yazarken, aynı gazetede bir başka sayfada yazan birkomşunuza, ken- disiyle ilgili söylentiler için danışma zahmetını esirgemeyeceğinizi de beklerdim. "Kapıyoldaşlığımızın ve bilimsel kişiliğinizin, verdiğiniz uğraşlann bendeki intibalan yazınız için kendi köşemde yanıt vererek birpolemi- ğe girmekten benı ala koyuyor. "Bu yüzden hakkımdaki savlann, benim açımdan doğnj olan yanıtı- nı -ki bunlar on yıl önce kamuoyu- nun bilgisine sunulmuştu- bu mek- tubumla iletmekle yetiniyonjm. "Değerlendirip değehendinve- menizi de, takdirinize bırakıyorum. "Sağlıklı günler dileğiyle saygılar sunuyorum." * Sayın Orhan Birgit'in bana yolla- dığı yazı bu! Okurianma hemen şunu hatıriat- mak isterim: Sayın Birgit'le kişisel olarak alıp veremeyeceğim hiçbir şey yoktur. Geçen haftaki yazımı kaleme alırken bir maddî yanlışa düşmemek için, âdetım üzere, bir ansiklopedıyi de açıp bakmıştım. Halihazıransiklopediler içinde "Tan Olayı "na özel bir madde ayıranı da, Gelişim Yayınlan'nın çkardığı Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi- s/'dır. Onun 18. cildinde, olayla Hgi- li ayrıntılar arasında, "...Istanbul Üniversitesı bahçesinde Orhan Bir- git, Ali Ihsan Göğüş gibi önderle- rinin öncülüğünde toplanan öğren- ciler" de var. , .. Beni yanıltan da bu oldu. Bu ansiklopedi maddesinin baş- kalannı da sürgit yanıltmaması için, benim Sayın Birgit'ten birricam var Tıpkı vaktiyle UğurMurrtöj'ya, şim- di de bana yolladığı açıklarna ile ye- tinmeyip, sözü geçen ve yeniden basımlannı bugün de sürdüren an- siklopedi maddesinin, eldeki verile- re göre yeni baştan yazjlmasında ö- nayak olmalıdır. Bunu da hemen ve derhal yap- malıdır... Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem ge- leceğe dönük olan anlamı, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi'ye saygı ve sevgi- den kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriye- ti 'nin kuruluşunda büyük emeği bulunan Yunus Nadi 'nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve de- mokrat Cumhuriyet'in Ulusal Bağımsız- lık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriye- ti 'yle zamandaş ve eşanlamh bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarını bu doğrultuda koydu. Yu- nus Nadi 'nin ölüm yıldönümünü geçmi- şe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayına dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmamn ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yal- nız CHP 'nin koyduğu bir şiir ödülü var- dı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebivat ödülleri ün vapmışlar- dı. Isveç 'te Nobel, ABD de Pulitzer, Sov- yetler de Lenin, Fransa 'da Goncourt ödüllerinin sonuçları Türkiye de de izle- niyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncü- lüğü üstlendi, elli dört yıl önce düzenle- nen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve kültür yasamımızda bir yarışma coşku- su oluşturdu. Daha sonraki yıllarda Türkiye 'de de yarışmaların ve ödüllerin sayısı çoğaldı, yirmiyi aştı. Bugün belki ödül enflasyo- nundan söz açılabilir; eleştirel bir yak- laşımla sakıncalan gündeme getirilebi- lir, ama yine de kültür, bilim ve sanat konularında yapılan yatınmların çok yararlı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zamanla ödüller arasında ayrımlar or- 54. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2000 taya çıkar; bir yarışma kurumsallaştık- ça, amacı, nitelikleri, karakteri belirgin- leşir. Bu arada kimi holdinglerin kendi amaçlanna yönelik yanşmalar düzenle- meleri ve ödüller dağıtmaları da bu alanda kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı- yor. Kimi bankaların, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacıyla düzenledik- leri yarışmaların ödülleri, parasal açı- dan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlamda odaklaşıyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yanş- ması adıyla aralıksız olarak kırkyılı aş- kın bir sürede düzenli olarak gerçekleş- tirildi, kültür ve sanat hayatımıza amaçlanan katkılan yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yıhndan itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü- tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım- lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınla- şıyor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türki- ye de tam değil; siyasal iktidarların bas- kıları hâlâ sürüyor ve çağdaş demokra- tik ortamdan henüz yoksun sayılıyoruz. Buna karşın fıkir, sanat, bilim, kültürde çabalar sürüyor. Tarihsel gelişim süre- cinde elbette 'aydınlanma'nın önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağ- daş uygarlığa giden yolun fikir, sanat, kültür, bilim yolu olduğunu kuruluşun- dan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Nadi Ödülleri'nin işlevi sürecek 1999 yılında başlanılan iki anabaşlık altında dört ödül yerilmesi vöntemi, 2000 Yunus Nadi Ödülleri'n'de de dal değişikliği ile sürdürülmektedir. 2000 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da- lı'nda; öykü, roman, şiir, Görsel Sanat- lar Ana Dah'nda fotoğraf olarak belir- lendi. Önümüzdeki yıllarda ödül ana dalları ve dallannda gereksinimlere göre deği- şiklikyapılabilecek. Adaylara başarüar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih- leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu- nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâ- ğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazıl- mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Gün- yol, Selim 1leri, TarıkDursunK., SamiKa- raören. R O M A N Ödüle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih- leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu- nabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralık- lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt- lannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal, Konur Ertop, FethiNaci, Muzaffer Uyguner. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih- leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olu- nabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralık- lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt- lannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Attilâ Ilhan, Şükran Kurdakul. F O T O Ğ R A F Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek siyah- beyaz fotoğrafların en az 18x24, en çok 30x40 cm. boyutlannda olması ve daha önce başka yerde ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: Isa Çelik, Şakir Eczacıbaşı, Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen. H E R D A L İ Ç İ N C E Ç E R L İ G E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her- kese açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger- çek ad ve adreslerini ve telefon numaralan- nı belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteye- bilirler. Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yanşma dışında tutmak zorundayız. Adaylann ya- pıtlanyla biriikte adlannı ve soyadlannı ar- kasına yazacaklan iki fotoğraflannı, açık adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini ve yaşamöykülerini 12 Nisan 2000 Çarşamba günü saat 17.00'yekadar 'Cum- huriyet Gazetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Ca- ğaloğlu 34334 îstanbul' adresine iadeli ta- ahhütlü olarak postayla ulaştırmalan ya da alındı karşılığı elden teslim etmeleri gerek- mektedir. Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangi bir ödül almamış olması gerekmektedir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile il- gili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) yazıl- ması zorunludur. Ödül dallannda konu sınırlaması yoktur. Ya- pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden ge- çirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğ- rultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçları 29 Haziran 2000 günü açık- lanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 750.000.000 TL. K A T I L M A B E L G E S İ ADIM, SOYADIM: •' - - » •• ADRESÎM: TELEFONUM: KATTLDIĞIM DAL:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle