25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK1999 SAU HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN BenekgülKemfiniNeden Öldiirdü? Benekgül, daha 18 yaşındaydı. Güzeldi, ye- tenekliydi, akıllıydı, içe kapanık değil, dışa açık bir genç kızdı. Babasını daha 9 aylıkken yitirmişti Benekgül. Kuşkusuz böyle bir kayıp taze dimağda izler bı- rakırdı. Ama o Afyon'da annesi, kardeşleri, akraba- lanyta bir arada, yaşayabildi çocukluğunu. 1869'da kurulmuş köklü eğitim kurumu Da- rüşşafaka'ya yatılı olarak gitmesi, aile ocağın- dan uzaklaşması, onu, içine kapanıp, dünyaya küsmeye, sorunlann birbirine yumaklanarak büyüdüğü, nefes alınması güç bir kısırdöngü- ye itmedi. Tam tersine, Benekgül sosyal yanı ağırbasan, otistik çocukların eğitimi konusuyla uğraşan, heykel ve resim yapan, web sayfası hazırtayan, yaşamın, eğitimin, bilimin her yanıyla yakından ilgilenen bir genç kızdı. Sanat ile olduğu kadar, bilim ile de uğraşıyor- du. TÜBlTAK'ın liseler arası yanşmasında ter- moakustik soğutucu projesiyle ikincilik de ka- zanmıştı. Sonradan Okul Müdürü Azmi Özkardeş, Be- nekgül'ü hep, "önünde iyi bir gelecek var" di- ye motive ettiğini. onun yaşama dönük bir ya- nt olduğunu söyleyecekti... Sonradan, yani Benekgül Kavak intihar ettik- ten sonra... Evet Benekgül Kavak, bu cıvıl cıvıl kız, ardın- da bir mektup bırakarak, 18 yaşında, canınakıy- dı. ••• Şimdi herkes soruyor: "Benekgül kendini ne- den öldürdü?" Benekgül'ün ölümü ile ilgili şimdilik elimizde- ki tep ipucu, geride bıraktığı mektup. "Size aç insanlannızla, betorv yığınlannız- la, cicili elektronik eşyalannızia, 'özgürlük, adalet, banş, insanhk, niye yaşıyoruz?' so- rulanyla nice milenyumki yıllar diliyorum. Ozgünüm sizinle yaşamak istemiyorum... Yok hocam olmuyor, gücfim yetmiyor, ne- fes alamıyorum; toplum, toplu top top ya- malrytz. Ben kendime yer açanm bir nefes- lik, ama ben yaşayamam insanlar pislik için- deyken." Benekgül cumartestgünü kendini yatakhane penceresinden atarak, ölümü seçmesinin ne- denlerini böyle açıklıyor. Bir intihann anatomisini çözmek güçtür. Irrti- hann ardında yalnız toplumsal nedenler ara- mak, yapısal, zihinsel, bedensel bozukluklan veya kalıtm izlerini görmezden gelmek bizi yan- lışa da götürebilir. Ama BenekgüPün intihannın gerekçelerine katılmasanız bile, yaşam biçimimize karşı tik- sintisini haykınşındaki gerekçelerin haklılığına katılmayabilir misiniz? Ardından soruyorlar ve sorguluyoriar hep: "Değer miydi Benekgül?' Benekgül, Sait Faik'in öyküsündeki dülger balığı gibi, birazdahayaşasaydı, kişiliğini biraz daha katılaştırsaydı, belki ölümü seçmeyecek, değiştiremeyeceği koşullara isyanını frenleye- cek, tiksintisini azaltıp dengeleyecek, hatta bel- ki de kendini çevreleyen yaşama ayak uydura- caktı. Bizlerden biri olacaktı Benekgül, ölmeyecek, fizik yaşamını sürdürecek, önündeki "iyi!" ge- leceği değerlendirecek, yozlaşmış toplumun yozlaşmış değerierinden payını alarak, onlaria bağdaşıp uzlaşarak "iyi biryeriere!" de gele- cekti. Ne olacaktı o zaman? Adı nüfus kâğıdma Benekgül Kavak olarak geçen birey, fizik yaşamını sürdürecekti. Ama bunu yapabilmek için de, önce içindeki Benek- gül'ü öldürecekti. Şimdi söyter misiniz bana lütfen, Benekgül kendini neden öldürdü? Cazi davası AvukatLardan savcıya eleştiri AHMETŞEFİK TRABZON - Trabzon Agır Ceza Mahkeme- si'nde sürdürûlen Gazi davasında konuşan müda- hil avukatlar, savcıhğın savunma makanu gibi ha- reket ederek savunmarun bile ileri sürmediği gerek- çelerle tutuklu sanığın tahliyesini istediğüıi, an- cak mahkemenin bu *tu- zağa düşmediğiııi r ' öne sürdûler. Istanbul'da Gazi Ma- hallesi'nde 12-13 Mart 1995'te meydana gelen olaylar snasmda 9 vatan- daşm ölûmüne neden ol- duklan gerekçesiyle 20 polısin yargılanmasına Trabzon Ağır Ceza Mah- kemesi'nde devam edildi. Yinnialtıncı duruşmaya sanık polislerden sadece tutuklu olan Adem Albay- rakkatıldı. Sanıklan Üha- mi Yeiekçi ve Hurşit &- yıksavunurken. duruşma- ya müdahil olarak avukat Remâ Kazmaz ile Metin Narin katddüar. Müdahil avukatlar tara- nndan mahkemeye yapı- laayazılı başvuruda, sav- cımn tutumu eleştirildi ve "aynı saflarda otanamız gerekeniddiamakamıher nanlssı ssvunma makaıııı gtthareketetmektevesa- n^ıııınııı lıilı ilııi iiıı mediği gerekçelerie sanı- ğın tamryesini takp et- roektedJr" denildi. Yazılı başvuruda, dava- nın önemli kanıtlanndan Adli Tıp Kurumu Balis- tik Şubeye yazılan mü- zekkereye henüz yamt ahnmazken, olayda gör- güye dayalı bilgüeri olan ve daha önce tutuklu sa- nıklann tahliye edikne- siyle can güvenliklerin- den duyduklan endişe ile adreslerini değiştiren pek çok tanık dinlenmemiş- kefcr tutuklu tek sanığın taİfiyesinin istenemeye- ceği vurgulandı. Yazıda "neyse ki saym mahkeme bu tuzağa düşmemiştir" denildi. Mabkeme heyeti Adem Albayrak'ın tahli- ye edilme istemınireddet- ti ve mahkemeyi 28 Ara- lık'a erteledi. Genel Başkan Oymen, Cumhuriyet'in adaylık ve CHP'ye yönelik sorulannı yanıtladı 'AB adıniını Ismet Iııöııü aALtER CHP Genel Başkanı Altan Öymen, AB'ye koşullu adayhk statüsünü "rahat- sKedkJ"bulmaklabirliktehükümetinka- rannıonayladıklamu belirtti. AB yohmun CHP hükûmetlerince başlanldığını vur- gulayan Öymen, AB'nin ulus devlet için bir tehdit oluşturmadığını ve Avrupa ûl- kelerinin ulus devletten vazgeçmedikle- rini kaydetti. Gazetemizi ziyaret eden CHP Genel Başkanı Öymen, AB adayhğı ve partisi- ne ilişkin sorulanmızı yanıtladı: -AB'ye adayhkta özeflOde Ege'deki so- nınların Lahey'e götûrülmesi ve Güney Kıbns'm AB'ye üyeliği konusundaki ımMİriffcT tepkfleri cekti. Stz ne düsünü- yonumız? - Bu iki unsur da rahatsız edici. Bunla- nn olmaması gerekirdi. Çünkü Tûrki- ye'ye 1997'deki Lûksemburg karanyla çifte standart uygulanmışü. Başka ülke- lere şartkoşuhnayan unsuıiar Türkiye'ye şart koşulmuş durumda. Şimdi Lûksem- burg karanndaki yanlışuk telafi edilmek- tedir. Bu iki noktanın işin içine gümesi bu düzeltmeyi gölgeliyor. Ama hûkûme- tin buna rağmen AB'ye adaylık statüsü- nü kabul etmesi isabetü olmuştur. -Bu karann Türtdyeiçin anlamı nedir? Aynca CHP AB'ye nasılbakryor? AB, ni- metlerinden yararianmak istediğimiz bir ekonomik Uok mudur? Hukuk ve de- mokrasi anlayışıyta çağdaş bir uygarhk âstemi midir? ya da_ - AB, CHP hükümetlerinin başlattığı yol sonucunda Türkiye'nin varması iste- nilen bir hedefbr. Bu 1963 'te tsmet Paşa hükûmetlerince Ankara Anlaşmasryla açılan bir yoldur. 1963'te bu anlaşma nı- ye imzalandı?Birkere, Avrupa'nın belırt- tığınız gibi dünyadaki çağdaşlık çizgisi- ni temsil ettiği düşünülüyordu. Bu hem uygarhk seviyesi açısından böyleydi, hem de ekonomik açıdan. Zaten Türki- ye'nin daha önceki tarihlerinde Avrupah ohna isteği hep çağdaşlıkla, ilericUıkle özdeş bir halde olmuştur. Atatürk'ün işa- ret ettiği Avrupa uygarlığmın ulaştığı olumlu aşamalara vanlmak istenmıştir. - Ulus dcvietle çeüşen bir yanı var mı? - Ulus devletin dünyadan kalkması gi- bi bir duşünce hayaldir. AB'dekı ülkele- rin ulusal tutumlan eskisi gibi devam et- mektedir. Bu kültürel alanda da böyledır, ekonomik alanda da. Fransız kendi dilin- den, kendı edebiyanndan vazgeçmiyor. Hatta dihni yabancılaştmnaktan koru- mak için kanun çıkanyor. Son örnek Al- manya'mn'bazı şirketierinin Ingfliz set- mayesi taranndan alınmasına karşı gös- terdiğı tepkıdır. Bunun sonucundane ola- cagı belli değil ama şu bir gerçektir ki ulusal çıkariannı tûm ülkeler gözetiyor. Aynca para bırlıği aşamasnıa bazı ülke- ICT geçiyor, bazüan geçmiyor. Yani ulu- sal devlet, ulusal çıkan koruyor. Tabii şu bir gerçek; bazı açüardanbırhğe gıren ül- keleraı kanunlannıve uygulamalannı or- • Altan Öymen: "Avrupa Birliği, Türkiye'nin varması istenilenbir hedeftir. Bu 1963'te îsmet Paşa hükûmetlerince Ankara Anlaşması'yla açılan bir yoldur. Türkiye'nin daha önceki tarihlerinde Avrupalı olma isteği hep çağdaşlıkla, ilericilikle özdeş bir halde olmuştur." tak bir standarda getirmeleri gerekiyor. Bu zemin üzehnde "karşıhkh bağunh- hk" oluşuyor. -Son günlerde partinizüye yenifemele- rryle meguL Üyevenikmede nasılbiryön- tem izliyorsunuz? Ozelfikk shil toplum mücadelesinde öne çıkan isimleri partini- ze üye yapmada bir gayretiniz var mı? - Uye yeruleme süreci birkaç aşamah- dır. Bırinci aşama bu pazartesi akşamı (dün) sona eriyor. Bu aşamada partımizın şimdiye kadar listelerinde yazılı olan kimseler halen üye ohnaya devam edı- yorlar mı, etmiyorlar mı? Bu sorunun ce- vabı ortaya çıkacak. Bunun için üye lis- teleri ilçelerde 49 gün askıda kaldı. Yön- fa yazümış, öhnüş insanlarvar, başka par- tilerden aday olmuş üyeler var, ya da o isimde bir kımse yok ortada. Gelenler bi- zim asd üyemiz. Kaç kişi geürse gelsin, bunun sayısı şu da olsa bu da olsa hiçbir ödün yok. Yalnız biz gerçeği bilelün. Hangilen ilçe merkezine gelecek kadar sorumluluk taşıyor. Eğer 49 gün içerisin- debuzahmetekatlanmazlarsa bunlarsan- dığa gitme zahmetine katlanmazlar. Git- seler de başka partiye oylannı verirler. tkinci aşaması da hakikatte üye olduk- lan halde, üyesi olduldan partinin kuram- lannda görev aldıklan halde listelerde isimleri olmayanlar var. Parti meclisi lis- tesınde bulunan 4 arkadaşunızm üye ka- Bunu anlayacağız. Bir yandan da yeni üyeler, paromize üye olmak isteyen genç- ler geliyor. Bu zemin üzerinde partımızin yapısmı yenilemiş olacagız. - Bu süreçte daha önce partiye hiç ks- yıt yapormamış olanlar da üye olabilryor mn? - Bu süreçte değil. 20 Aralık'tan itiba- ren yenilere üye olma yolu açılacak. Bir araverdikki yeniden üye olacaklarla üye- liğini yenileyenler birbirine kanşmasm. - Shü tophım örgütterinin önemli bir bölümünün istemleri CHP fle örtöşûyor. CHP'nin asd beslenmesi gereken kaynak- b r bunlar. Ama sendikalarla. shil tophım örgfideriyie CHP'nin üişkisi. ohnasıgere- Öymen KESK'i ziyaret etti CHP Genel Başkanı Altan Öymen, dün parti mecfisi üyefcriylebirlkteKannı EmekçifcriSeodikalan Konfe- derasyona (KESK) Gend Merkezi'ni ziyaret etti. CHP Istanbul & Merkezi'nden Taksim'deki KESK Genel MerkezTne yür^yerek giden Öymen ve PM öyeleri, ICESKGentlBaşkiuuSrj'amiErdernveyönetirnkuru-- hı tyeleritaranndan karşılandı. ÖŞmen, ziyaretsırasın- da yapOğı konuşmada CHP'nin emegm haklannm sa- vunuhnasmda her zaman KESK'in yanında okTuğum söytedi Memuriarm enfiasycm karpsmda sefalet son- rmda olduklannı belirten Oymen "Ekonomik zorhık- lan çahşanlarm sutına yükiemeyi hükümet bir pofiüka haane grtinniştir" dedL KESK Genel Başkanı Si>ami Erdem de CHP ziyaretini otaunla karşıladığım betirtti. Sahtesendika yasasna kar^çdaş dönoninde CHP'den d€5tekaklıklanm&de«knEnkra"Ekononuksıkın- tüarâa fatura hep çahşanlara çıkanhnıştır" dedi. (Fotoğraf: HATTCE TUNCER) tem de şu: Askı listelerinde adı olan her- kes nüfus kâğıdı sureti ve 3 milyon Uray- labirlikte ilçeyemüracaatederek bir form dolduracak Bizzat gelmezse o aktıf üye ohnaktan çıkacak. Bu niçüı böyle? Çün- kü eski listeler fevkalade düzensiz ve sağ- uksız. Örneğin üye görünen kimse 7 de- yıtlan bulunmuyor. Şahsen Beşiktaş de- legesiydim. Partinin genel başkanıyun, Beşiktaş listesinde adnn çıkmadı, Çanka- ya'da çıku. 23 Nisan'a kadar bu aşama- lartamamlanacak. Biz böylece bileceğız, kaç aktif üyemiz var, kaç üyemize gözû- müz arkada kalmadan görev verebUiriz. ken düzeyin atanda değfl mi? Bu örgötfe- rin katkdiannı, gücünü partiye katma yö- nfinde özel bir çabanız oiacak mı? - Biz demokratik kitle örgütleriyle ge- nel başkanlığımdan beri yakın ilişkiler içindeyiz. Bunlardan bir kısmıyla ortak toplantüar düzenledik. Sendikalar top- CHP'> de üye kayıdarı son lıafta üdye katlaııdı MUTLUSERELİ ANKARA- Yargıtay Cum- huriyet Baş- savcıhğı veri- lerine göre 1 milyon 950 bin üyeli CHP. başlattığı üye yenile- me işlemlerinde ancak44 bin sa- yısma ulaşabildi. CHP'de geçen hafta içinde 21 bin üyenin kay- duıı yenüediği ve kaydmı yeni- leyen üye sayısının 44 bine ulaş- üğı bildirildi. CHP Genel Sekre- teri Tarhan Erdem. henüz genel merkeze ulaşmayan başvurular da eklendiğı zaman bu sayınm 70 bini bulacağını söyledi. Par- tideyöneticilik yapnğı halde, as- krya çıkanlan listelerde adlan ol- madığı içinkaydını yenileyeme- yenüyeler için, ocakya da şubat ayında yeni bir başvunı takvimi belirlenecek. CHP'nin 25 Ekim'de "Türld- ye'ye sahîp çık, ka>dun yeııfle'' sloganıyla başlattığı üye kayıt- laruu yenileme kampanyası için başvuru süresı dün akşam sona erdi. Başvurulann genel merke- ze ulaşması için tanınan süre ise 20 Aralık akşamı sona erecek. Yaklaşık 1.5 ay içinde ancak 23 bin üye kaydmı yenilerken, ge- çen hafta içinde başvurulann yo- ğunlaştiğı ve 1 hafta içinde 21 bin üyenin daha kaydmı yenile- diği bildirildi. 20 Arahk'ta ge- nel merkeze ulaşacak başvuru- larla birlikte bu saymın 70 bine ulaşacağı tahmin edüiyor. Tûıki- ye geneUnde başvurulann en yo- ğun olduğu illerin Istanbul, An- kara ve tzmır olduğu beürtıldı. Ankara'da 5 Aralık'ta 6 bin 147 olan başvuru, bir hafta içinde 13 bin 648'e ulaştı. Tarhan Erdem, başvurulann son hafta yoğunlaşmasının iki nedenden kaynaklandığını belir- terek "Birmcisi, icefcr paralan- nı göndermht)rlanü. Belli bir ra- kama ıüaşma\ı beklnorlanü. tldncisi de tophımumuzun genel 'son güne bırakma alışkanlı- ğı'ndan kaynaklanryor'' dedı. Erdem, dün öğle saatleri itiba- nyla parası yannlan 44 bin üye olduğunu kaydetti. Partiye yeni kayıt olan ve aday üyelik süreci- ni dolduran kişilerin de bu liste- ye ekleneceğıni ammsatan Er- dem, "2000 y * yaz ortasında CHPûyderininsa>ısnun350bin ie 500binarasmda otacağn tah- min edryonnn" diye konuştu. Başvurulann son hafta hızlan- masrmn, ilçelerin, başvurular için kişi başına 3 milyon lira ol- mak üzere toplanan paralan *^e- poya \-anrmak amaa>1a bektet- mekrinden ka>nakiandığı'' ıleri sürüldü. CHP Genel SekreteT Yardımcısı Bekir VurdagüL bu iddıanın doğru olmadığını, kayıt yenileme işleminin parti denet- menleri tarafindan da ızlendiği- ni anımsatarak "DçelerimizİB böyie bir şey yapacağmı sanmı- ymraz" dedi. Partinin çeşitli ka- demelerinde yöneticilik yapağı halde, 25 Ekim'de askıya çıkan- lan listelerde adlan bulunmayan üyeler içinyeni bir formül geliş- tirilmesi kararlaştınldı. Yaklaşık 3 bin kişinin bu durumda oldu- ğu belirtilirken, 2000 yıh ocak ya da şubat aylan içinde bu kişi- ler için ayn bir başvTiru takvimi düzenleneceği bildirildi. Bu uy- gulamayla ilgUi kararParti Mec- lisi'nin görüşmesinden sonra netleşecek. Yeni üye yazım yö- neüneüği ve genelgesinin de ha- zırlandığı bildirildi. 1 Kasım'da durdurulan yeni üye kayıtlanna, yeni yönetmelik doğrultusunda ocak ayının ikinci haftasından itibaren devam edileceği belir- tildi. 9 Eylül-1 Kasım tarihleri arasmda partiye yeni kaydolan 30binkişiiçindeyeniyönetme- lik doğrultusunda kayıtlannın düzenleneceği bildirildi. lantüanmıza katüıyorlar, biz onlann top- lantılanna katüıyoruz. Partiye üyelik açı- sından elbette ki bu kesimlerden katıum- lann artması çok memnuniyet vericidir. Ama bunu onlann tercihlerine bmıkıyo- ruz. Bunun için zaten bütün örgüuerimi- ze bu konuyu bildirmiş bulunuyonız. Kendi bölgelerindeki, çevTelerindeki ör- gütlerle, şubelerle temaslannı geliştirsin- ler, bunu istiyoruz. - CHP'ye yönefik eteştirikri yamttar- ken, "Biz çok şey yapıyoruz ama medya yansıtrruyor" yönündekiaçıldamamzdflt- kat çetdcL CHP'nin halka ulaşmaktaki tek araa kitle iletişim araçlan mKur? Çiınlrii mpdva dpstfgnhnactan da ahnmg başan örnekleri var. Örneğin MHP. Aym şe\ FP için de geçeril - Haklısınız. Ancak benim bu konuda- ki açıklamam bır gazeteci olarak medya- ya eleştiri niteliğinde. Çünkü, bakıyorum gazeteciUk açısından enteresan şeyler ohıyor mitingleTİmizde, çahşmalaruruz- da. Onlar bunu nasıl fark etmediler diye eleştiride bulunuyorum. Mesela bizım Babaeski'dekitanmmitinginde lObinci- vannda insan vardı. Söylenen sözler de il- ginçti. Magazinsel olarak da ilginç sah- neler vardı. Ayçiçeği demetleriyle, biçer- döver üzerindekı çiftçi kadınlann göste- rileriyle her açıdan enteresan görüntüler arzeden bir mıtingdi.Hiçbirgazetede çık- madı. Hâlâ hayretler içindeyim. Biz de zaten daha çok gezilerde gördüğümüz il- giye önem veriyoruz. Mesela 24 il gez- dim parti merkez yürütme kunılundaki arkadaşlarla birlikte. MYK toplantısuu başka illerde yaptık. Biz halkın arasmda faalıyet göstermeye gayret ediyoruz. Ba- sımngeçmeyeceğini büe bile 3-4 gün ön- ce depTem bölgesindeydik. Bolu, Düzce, Kaynaşh. Bölgede Kadıköy Belediye- si'nin kurduğu çadırda 500 kişiye yemek veriyorlardı. Gazıantep Belediyesi'nin büyük çadın var. Aym gün Ankara Çan- kaya Belediye Başkanımız çay veren, tost veren bir çadn- kurdu. Yenimahalle Bele- diyesi Bolu'da kuruyor. Biz deprem böl- gesinde bunlan davul zumayla yapmıyo- ruz ama bütün bunlar bölgedeki gazete- cilerin gözleri önünde oluyor, ancak yer ahnıyor. - CHP'nın barajı geçmemesini şans sa- yanlar da oldu. Denildi ki: CHP'nin önü- ne tarihi bir nrsat çıkü; sendikalan, srvü tophım örgütlerini yanma alarak, tarihin ea ÖBemli pariamento dışı demokratik muhakfetini örgütleyebflir. Bunu yapar- sa ksa sürede yeniden DcrJdar adayı obt- bffic Bu doğru bir değeriendirme miydi? - Burada sivil toplum örgütlerinin de tavrmı göz önünde bulundurmak lazım. Sendikalann sosyal güvenlikle ilgili top- lantüanna kaüldık, otobüslerimizi ver- dik. O hallerde gittiğıniz zaman organi- ze edenin isteğine uymak gerekır. Mese- la kimi toplantüarda partinin bayTak kul- lanmasını istemediler. Çünkü onlar çeşit- li gruplan toplamışlardı. Biz de kendi mi- tinglerimize davet ederiz, onlardan da ka- tüanlar olursa memnuniyet duyanz. Bu ihşkileri iyice geliştinnek lazun. Mesela biz Sosyal Güvenük Yasası konusunda ortak komisyonda çalışmalar yaptık. Bu çahşmalan ileride daha yoğunlaştıraca- ğız. Sivil toplum örgütlerinin bazılan "Biz siyasete katümavaeağH" diyor. Her partiye eşıtiz dıyen örgütler de var. Ortak noktalarvarsayine büiikte hareketetme- miz lazun. Çünkü bünyeleri değişik bun- lann. Siyasi partjler iktidara gehneyi he- deflerler. Öteküer sivil toplum örgütü ola- rak kalmak ve siyaseti etidlemek isterler. Birlikte siyasi iktidara yönelme imkânla- n da vardır. Bunlan kullanmak her iki ta- rafin isteğine bağlıdır. Yanı sadece bizim partinin "Hadi getin arkamdan" demesi doğru ve gerçekçi olmaz. Sivil toplum örgüûeri fevkalade önemlidir. Ama sivil toplum örgütleri tek başına iktıdar ola- maz. Siyasi partiyle birükte olmaya ihti- yaçlan var. Siyasal partiler de tek başla- nnaikn'dar olamazlar, onlann da srvü top- lum örgütleriyle birlikte çahşmaya ihti- yaçlanvardu-, . + NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalisiar@turk.net Avrupa Biriiği'nde başımıza neler ge- lecek korkusu içindeyiz. Anlaşılan, en çok da mutfak küttürümüz, bu büyük çağdaşlaşmadan nasibinialacak! Iddi- aya göre ve cümle TV ve gazetelerimi- zin 'magazin' ağıriıklı haberierine göre, AB'ye girdiğimiz an kokoreç keyfimiz sona erecek. Doğrusunu isterseniz, bu konu beni pek ilgilendirmese de, halkı- mızneyapacak merakından, tşkembe- den atma, işkembe haberlerini merak- la izliyorum. Kokoreççilerin, endişe içinde bu ha- berierden 'iş kaygısına' düşürüldükleri görülüyor. Adamlar, işi gücü bırakıp sanki bizim işkembelere sanlacaklar- mış gibi bir hava yaratıldı. Halbuki, bir- kaç haftaönce Strasbourg'da karşılaş- tığım Avrupalılar, mutfak kültürümüz- den çok, karakol kültürümüzle, yargı kültürümüzle ilgileniyoriardı. Adam as- ma konusundaki kararlılığımızdan vaz- geçip geçmeyeceğimizle ilgileniyoriar- dı. Statükoyu savunantar Avrupa Birii- ği'nden pek memnun değiller. Onlar, şimdiye kadar kimsenin kanşmadığı koşullarda yurttaşlanna istedikleri mu- ameleyi yapabilmeninözgüriüğünü ya- şıyorlardı. Belki de yaptıklan işkence- terden sonra, kendilerini rahatlatmak için bir işkembeciye gidip, işkembe Kokoreç Yemeden Nasıl Yaşayacağız? çorbası içip kokoreç yiyorlardı. Onlan tamamen anlıyorum. Bundan sonra, bir de dışarıdan birileri gelip, "Yapma" di- yebilecekler. Dayağa kanşacaklar, me- mur maaşlarına kanşacaklar, mahke- melere kanşacaklar, Yunanistan'la çı- kan kavgalara kanşacaklar; velhasıl ne kadar kanşmasını istemediğimiz şey varsa karışıp işleri zoriaştıracaklar. Sağcılann bir kesiminin, statükocu- lann, despotlukyanlılannın yeni durum- dan hoşnut olmamalarını anlamak mümkün. Çünkü onlann tekerlerine ço- mak sokulacağı. işlerini eskisi gibi yü- rütemeyecekleri açık. Kokoreççileri de anlıyorum; adamlartezgâhlannı, ekmek teknelerini yitirebilirler. Ama, demokra- si yanlılannı, özgürlük taraftarlannı, uy- gar dünyanın bir parçası olmak iste- yenleri, solculan, sosyalistleri anlamak- tagüçlükçektiğimi belirtmeliyim. Yıllar- ca 'Onlar Ortak Biz Pazar' sloganlan atmış bir sosyalist olarak, Batı'nın ka- pitalistlerin egemenliğindeki dünyası- na girmeyi, bugünün koşulları açısın- dan, emekçilerin ve tüm emeğiyle ge- çinenlerin lehine oiduğu inancındayım. Neden mi? Evet, AB kapitalistlerin egemenliğinde. Ancak, bu ülkelerin içinde yoğun bir işçi sınıfı ve sendikal hareket var. Bu açıdan, Türkiye'nin emekçi sınıfları kendi sınrfsal çıkarian- nı savunmak açıstndan daha demokra- tik bir ortam bulacaklar. Haklan, daha sıkı güvence attına alınacak. Helsinki zirvesine ev sahipltği yapan Finlandi- ya'nın nüfusu 5.5 milyon civannda ve bu nüfusun yüzde 25 kadan sendikalı. Türkiye'nin nüfusu 65 milyon, neredey- se Finlandiya'daki kadar, yani 1.5 mil- yon sendikalı var. Türkiye'deki emekçiler, oralarda ka- zanılmış haklan kullanabilmek açısın- dan daha fazla olanağa sahip olacak- lar. Aynca, bugünün Türkiye'sinin te- mel sorunu, bunuva haklannın kazanıl- ması. Yani serbest pazarlık, özgürce örgütlenme, demokratik bir siyasi par- tiler yasası veseçim ortamı, insan hak- lan, özgürlükler, demokrasi bugünkü temel ihtiyaç ve hedeflerimiz. Avrupa, yüzyıllar süren burjuva devrimiyte bu haklan kazanmış. Türkiye ise tarihi geç yaşıyor. Birçok hak, yukandan ve baş- ka ülkelerin deneylerinden aktanlmış. Tabii bütün bu haklann kazanılması için de büyük mücadeleler verilmiş, büyük acılar yaşanmış. Türkiye'nin Avrupa Biriiği'neaday ol- masının arkasında da iki yüz yıllık bir demokrasi birikimi olduğunu unutma- mak gerekir. Ancak, şimdi Avaıpa halk- larının kazanımlanndan, onlann birikim- lerinden yararlanacağız; onlann geçti- ği yollan, onlann da desteğiyle daha kı- sa sürede geçmek olanağını elde ede- ceğiz. Evet, kokoreç işi biraztehlikeye gire- cek, kokoreçe alışmış kültürümüz zor- lanacak, tıpkı işkenceye, halka kötü muameleye alışmış görevliler gibi. Ne yapalım, katlanacaklar.y\vrupa'nın ka- pitalist birliğine karşı Avrupalı emekçi- lerle yeni cepheler, yeni demokrasi ve özgürlük kavgalan yapabilmek İçin geçmişten daha güçlü olduğumuzu da unutmayalım. Burada, bütün sorun "milliyetçi" önyargılan hem solda hem sağda nasıl aşabileceğimiz. Devlet gi- bi düşünmek yerine yurttaş gibi düşün- mek bütün mesele. Şimdi, sanki böyle bir dönüşümü yaşayacağız gibi... Çuvalda 3 ceset bulundu \urt Haberfcri Ser- viâ - Bingöl'ün Genç ilçesi Dedebağı knsa- lmda çuvallar içerisin- de, PKK'liîere ait oldu- ğu bildirilen 3 ceset bu- lundu. Araştjrmada, i- ki erkek, bir kadm ce- sedinin, PKKTilere ait olduğu, militanlann muhtemelen örgfit içi hesaplaşma sonucu in- faz edilmiş oldukları belirtildi. Yaklaşık fld ay önce Hakkâri'nin Çukurca ilçesinin Uzundere bölgesinde PKK'lüer tarafindan pusuya dü- şürülerek kaçınlan 6 geçici köy korucusu önceki gün serbest bı- rakıldı. Geceyi dağda geçiren koruculardan biri donarak yaşamını yhirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle