Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14ARALIK1999SALJ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI / ekonomi« cumhuriyet.com.tr 11
Bunekte
rekabet, dar
gefipliye yaradı
• KAYSERİ(AA)-
Kayseri'de 1.5 yıl önce
ekmek fiyatının serbest
bırakılması, aradan geçen
süre ıçinde özellikle dar
gelirli vatandaşlara yaradı.
Kayseri Esnaf ve
Sanatkârlar Odalan
Birliği (KESOB) Başkanı
Mustafa Alan, ekmeğin
fıyatını serbest bıraktıktan
sonra fıyatlarda iniş
çıkışlar yaşandığuu
belirterek " 1.5 yıl önce 30
bin lira olan ekmek,
aradan geçen uzun
zamana rağmen bugün
birçok maıkette 40 bin
liraya saülıyor. Serbest
piyasa, fınncılann 2-3 ay
önce toplanarak ekmeğin
fıyatını 60 bin lirada
tutma kararlannı da
uygulamaya koydunnadı"
dedi. ,
Tüpgazmfiyatı
arttırıldı
• ANKARA (AA)-
Ücretlenn yerinde saydığı
Türkiye'de enflasyonu
körükleyen zamlann ardı
arkası kesilmiyor. Son
olarak halk arasında
tüpgaz olarak bilinen,
Likit Petrol Gazı'nın
(LPG) perakende satış
fiyatlan arttınldı. Buna
göre, 12 kilogramlık
mutfak tüpü, Ankara'da 4
milyon 10 bin liraya,
tstanbul'da 3 milyon 995
bin lira ve Izmir'de de 3
milyon 970 bin liraya
yükseldi.
Sebzedekf
arnşatepki
• KAYSERİ (AA)-
Kayseri Büyükşehir
Belediye Başkanı Mehmet
özhaseki, Ramazan
ayında aşın şekilde artan
sebze-meyve fıyatiannın,
tüketicinin gerekli tavn
koyması halınde eski
seviyesine düşeceğini
söyledi. Sebze-meyve
fîyatlanndakı artışa karşı
kamuoyu oluşturrnak
amacıyla bir araya gelen
Sendika, dernekVf %al/"
> M
temsilcilen, Büyükşehir
Belediye Başkanı Mehmet
Özhaseki'yi zıyaret ettiler.
SB(A üpünlepine
zamyapüdı
• KOCAE1İ(AA)-
Türkiye Selüloz ve Kâğıt
Fabrikalan AŞ (SEKA)
Genel Müdürlüğü, ürettiği
bazı kâğıt ve karton
çeşitlerinin fiyaüna,
yüzde2.7ile 15.4
arasında değişen
oranlarda zam yaptı.
Gazete kâğıdı ise zam
kapsamı dışında tutuldu.
Açıklamada, kâğıt ve
karton çeşitlerinin yeni
Fıyattan satışlannın,
dünden itibaren geçerli
olduğu duyuruldu.
Papa Insanr
ekonomi istedi
• VATtKAN (AA) - Papa
II. Jean Paul, 21. yüzyılda
insanlığın, ekonominın
doğası ve amaçlan
üzennde yeniden
düşünmesı gerektiğıru
söyledi. Katolik
Kilisesi'nin lideri Papa n.
Jean Paul, yoksul ûlkelerin
borçlannın silinmesi
çağnsını yineleyerek
dünyada zenginle yoksul
arasında büyüyen
uçurumun azaltılmasını
istedı. Papa II. Jean Paul,
Katolik Kilisesi'nin
"Dûnya Banş Günü" ilan
ettiği 1 Ocak öncesinde
verdiği mesajda, "Mali
konulann ahlakı bir
boyutunun da bulunması
gerektiğini" ifade etti.
fck Bıro kredisi
• Ekonomi Servisi-
Osmanlı Bankası,
Dresdner Kleinwort
Benson aracılığıyla
dünyada ılk kez Euıo
cınsinden "ihracat
alacaklanna dayalı
menkul kıymet ihracı"
gerçekleştirdi. Anlaşma
ilk 2 yılı ana para
ödemesiz 5 yıl vadeli
ihraç, libor artı 400 fıyat
seviyesinde değişen faız
ve 8.75 sabit kuponlu
olarak yapıldı. Eylül 1999
itibariyle ihracattaki payı
yıllık yüzde 4.1 'e ulaşan
Osmanlı Bankası'nın,
sağlanan bu kaynağı
Türkiye'deki ihracatçılann
fînansman ihtiyacınm
karşüanmasında
kullanacağı ifade edildi.
Rekabet yasalan, gazete promosyonlanna ve rastgele fiyat düzenlemelerine dur diyecek
Keyfi zamma AB• Çıkanlacak uyum
yasalan sonucunda
tüketici, zararlannı
tazmin edebilecek.
Serbest piyasa mantığı
artık Türkiye'de
alışılanın dışında
yorumlanmak zorunda.
Fiyatlan takip eden .--
alıcılar, piyasadaki •
serbestliğin, keyfı ;t
\
zamlann freni
olacaklar.
FATMAKOŞAR
Adaylık sürecinde Avrupa Bir-
hği'nin (AB) yasalanna uygun ya-
sal düzenlemeleh çıkarması bek-
lenen Türkiye'de, hakkını arayan
tüketicinin yolu açılacak. AB ül-
kelerinde olduğu gibi fıyat farkla-
rmm bıhnmesıne yönelik güncel tü-
ketıcı rehberlen hazırlanmasına
bağlı olarak. "serbest piyasa" key-
fı zamlann gerekçesi olmaktan çı-
kabılecek.
Diğer bir deyişle, serbest piya-
sa mantığı artik Türkiye'de alışı-
lanın dışmdayorumlanmak zorun-
da. Fiyatlan takıp eden alıcılar, pi-
yasadaki serbestliğin, keyfı zam-
lann frenı olacaklar.
AB'ye uyum yasalan, Türki-
ye'de rekabeti ihlal eden firmala-
ra da ağır yaptınmlar getırecek.
Rekabeti ihlal ederek fıyat ve pro-
mosyon oyunlanna başvuran ga-
zeteler de, tüketicinin konınması-
nın rekabetin sağlanmasına bağlı
olduğunun kavrandığı AB ülkele-
rinde olduğu gibi keyfı uygula-
malan sürdüremeyecekler.
Eksikler tamamlanacak
AB'ye uyum çerçevesinde 1995
yümda çıkanlan Rekabet Yasası
ve Tüketicinin Korunması Yasa-
sı'nın tam anlamıyla uygulanma-
sı için, eksiklenn adaylık sürecin-
de tamamlanması gerekiyor. Öme-
ğin Tükeüci Mahkemeleri'nin ku-
rulması, tek taraflı sözleşmelerin
geçeriıhğıni yitırmesi gibi. Kredi
almak üzere herhangı bir bankaya
gıden tüketici, tek taraflı olarak
hazırlanan, okunamayacak kadar
küçük harflerle yazürnış, üstelik
okunsa da anlaşılmayacak dere-
cede teknik bir dille yazılan söz-
leşmelerle karşı karşıya kalmaya-
cak.
Bu çerçevede, Türk Telekom,
ISK], TEDAŞ gibi kamu hızmetı
sunan kurum ve kuruluşlann da
tek taraflı sözleşmeleri tarihe ka-
nşacak. SözleşmeleTde, basit ve
anlaşılır dil kullanmak da zorun-
luluk halıne gelecek.
Promosyon faaliyetlenni sürdü-
ren gazetelennRekabet Kurulu' nun
daha ışlevsel hale gelmesıyle ken-
dılerine çekıdüzen \
r
ermesının gün-
deme geleceğini belirten Tüketi-
ciyı Koruma Derneğı (TÜKODER)
Genel Başkanı MehmetSevim, tü-
ketici haklannın korunması için
rekabetin sağlanmasmın zorunhı ol-
duğunu behrttı Se\ ım. "Bugüne
kadar rekabetie ügiMyasalarfletü-
ketkihaklamiaügflidüzenleıne-
DTM'nin kitabında 2000 yılında yüzde 2.7 büyüme bekleniyor
AB ekonomisininpembetablosu
BANUSALMAN
ANKARA-Avrupa Bırlığı ekono-
misinin, 2000 yılında yüzde 2.7 bü-
yümesi, buna karşıhk enflasyon ora-
nının yüzde l.3'ten yüzde 1.6'ya
M vjik^ehıjf ş^beüeniyor. AB'nırrdün-
ya ticaretinaeki rakibi ve ticâretor-
tağı ABD'den ıstıhdam artışı ve bü-
yüme hızında gen kaldığı görülü-
yor.
Ehş Ticaret Müsteşarlığı'nın Ekim
1999'da bastırdığı "Avrupa Biriiği
ve Türkiye'' adlı kitapta, Türkiye ve
AB ilışkılen ırdelendı. AB ekonomi-
sine ilişkın beklenUlere ilışkın bölüm-
de şu tahmınlere yer verildı:
BÜyÜme: 1998 yümda yaşanan
global krizin etkisiyle büyümede
beklenen düşüşün kısa vadeli olaca-
ğı, 1999 yılının ikinci yansmdan ıti-
barenekonomıdecanlanmanınyaşan-
ması beklenmektedir.
İStlhdam: 1998yüındayaratüan
istihdam 1.7 milyon iken, 1999 ve
2000 yıllannda bu rakamın 2.5 mil-
yona ulaşması beklenmektedir. Iş-
sizlikorammn 1998-2000 yıllan ara-
sında bütün üye ülkelerde gerileye-
rek ortalama yüzde 9'a ulaşacağı
tahmin edilmektedir.
Flyatlar: EUTO bölgesinin etkisiy-
le, 1998 yılmda AB genelinde yüz-
de 1.5 seviyesine gerilemiş enflasyo-
nun 1999 yılmda yüzde 1.3 seviye-
sine genlemesi ve 2000 yılmda ise
büyüme oranındaki artışa paralel ola-
rak yüzde 1.6 düzeyınde gerçekleş-
mesi beklenmektedir.
BÛtçe-KamU Kesiml: 1998 yı-
lında önceki yıllara kıyasla daha dü-
şük bir büyüme ve bütçe açığmda sı-
nırlı iyileşme çabalan sonunda büt-
çe açığuım ulusal gelire oranı AB ge-
nelinde yüzde 1.5, kamu harcama-
larmm ulusal gelire oranmın ise 1999
ler ayn gibi algılandı. Ancak bn
konular çok ilişküi ve piyasada re-
kabeti ihlal edki faaliyetfere iân
verilmemdi" diye konuştu.
AB standartlanna uyum çerçe-
vesinde yapılacak düzenlemelerin
tüketıcilerin özellikle zararlannın
tazmin edılmesi konusunda cıddı
değışimler getireceğını ifade eden
Sevim, "Bugüne kadar belediye-
nin kazdtğı çukura düşen kişi, za-
rannı tam antamıyla tazmin ede-
miyordu. Ancak uyum yasalannın
pkanbnasıııdansonra hakkını ara-
yabflecek, yüksek tazminat alabf-
lecek"dedı.
Mehmet Sevim, AB'deki mev-
zuatlann, işletmeler arası rekabet
ve tükericiye daha iyi fıyat koşul-
lannda çeşitli mallar arasında se-
çim yapma ortamını sağlamayı he-
deflediğını belırterek "AB'de çok
önemsenen rekabet hukuku kıt-
raDan, serbest pazarekooomisisis-
temini benimsemiş ûlke ve toptn-
luklarda bir amaç degflu pazann
kendi rlinamigini tüm suni etld-
lerden nzakve kendiliğinden olnş-
masmısa^ayacak etkjn biraraçola-
rak görülüyor" dedi.
Tüketici bügilendirilecek
Uyum yasalan, tüketicinin özel-
likle tazmın edıhne ve bılgilenme
hakkını kullanmasına yönelik dü-
zenlemelergetirecek. Orta ve uzun
vadede tüketici lerune gerçekleşe-
cek yasal düzenlemelerden bek-
lenen sonuçlar şöyle sıralanıyor:
• Zarar tazminatlan sembolik ol-
maktan çıkacak. Tüketici, kamu-
sal hizmet veren birimlenn ihma-
linden dolayı zarar görûrse tazmin
hakkını kullanabilecek.
• "Ürüngüvenlig" kavramı yer-
leşecek. Tüketici ürûnlerle ilgili
bilgilendirilirken firmalar da, eti-
ketlerde ürûnlerle ilgili aynntıh
bilgilere yer verecek.
• Tüketici, tehlikeli ürûnlerle il-
gili bilgılendirilecek. Kimyasal
ürûnlerle ilgili AB'nin gözetim ve
denetim kurumlan devTede ola-
cak.
• Tüketici, genetik yapısı de-
ğıştinlmış ürünlerle ilgili uyanla-
cak.
• Fıyat farklannın bılinmesi
için güncel rehberlerhazırlanacak.
• Satış sonrası hızmetlenn tam
uygulanması söz konusu olacak.
• Tek taraflı sözleşmeler ge-
çerlı ohnayacak. Sözleşmeler ha-
zırlanırken basit ve anlaşılır bir dil
kullanılacak.
• Standartlann belirlendıği ku-
rum ve kuruluşlarda tüketici de
temsil edilecek.
• Tüketici mahkemelen kurula-
cak, tüketicinin hakkını araması
kolaylaşacak.
vrupa Birliği ekonomisinin, 2000 yılında yüzde 2.7
büyümesi, buna karşılık enflasyon oranunn yüzde
1.3'ten yüzde 1.6'ya yükselmesi bekleniyor.
yılmda yüzde 49 olarak gerçekleş-
mesi beklenmektedir.
Dış Ticaret Carl işlemleri:
1998 yümda AB'nin toplam ıhra-
caü yüzde 5 artarak 2.171 müyar do-
lar, toplam ithalaü yüzde 7.5 oramn-
da büyüyerek 2.163 miryar dolar ola-
rak gerçekleşmiştir. 1999 yümda ih-
racat arUşmm yüzde 4.7'ye, ıthalat
artışının yüzde 5.9'agenlemesi bek-
lenmektedir.
2000 yümda ise 1999 ikinci yan-
smda beklenen canlanmaya paralel
olarak ihracatm yüzde 6.2, ithalatm
ise yüzde 6.7 oranında artması bek-
lenmektediı. Dünya Ticaret Örgütü
verilerine göre, 1998 yılmda dünya-
da ham petrol fiyatlannın yüzde 30,
petrol dışmdaki mal fiyatlannın da
ortalama yüzde 15 oramnda gerüe-
diği gözlenmektedir. Buna koşut,
AB ekonomisinde düşük enflasyon,
ekonomınin yavaşlaması ve dünya fı-
yatlannda yaşanan genlememn so-
nucu mal ve hizmet fıyatlannda ya-
şanan gerileme dış ticaretimız açısın-
dan önemli bir gelişme olarak göze
çarpmaktadır.
Sonuçta AB dışsatımının 1998 yı-
lmda hacim olarak yüzde 5 büyü-
mesine karşm, değer olarak ancak
>üzde 3 artüğı, dışahmm ise hacim
olarakyüzde 7 büyümesine karşın de-
ğer olarak yüzde 5 büyüdüğü hesap-
lanmaktadu-. Bu çerçe\'ede cari işlem-
ler fazlasuun azabnaya devam ede-
rek, 1997 yümda ulusal gelirin yüz-
de 1.5'i düzeyinden, yüzde 1.4'e
genlemesi de beklenmektedir.
Büyüme
Işsizlik
TÜFE-Enflasyon
Dtşalım artışı
Dtşsatım artışı
1998
2.9
10
1.7
7.1
7
1999
2.1
9.6
1.3
5.9
4.7
2000
2.7
9.2
1.6
6.7
6.2
AB'nin ABD ve Japonya karşısında
durumu (yüzde)
Büyüme
(Reel GSYİH)
1974-1985
1986-1990
1991-1996
İstihdam:
1974-1985
1986-1990
1991-1996
AB
3.3
3.4
0.0
1.3
0.7
ABD
2.3
2.8
4.6
1.8
2.1
Japonya
3.4
4.6
1.7
0.7
1.0
0.7
Küresel entegrasyon sorunlanna yönelik iç tepkiler ve kamuoyunun rolü ele alınacak
G-20'nin ilk toplantısı Berlin'de
Ek vergilerden şikâyet, 2000 programına onay
TBB'den hükümete destek
Ekonomi Soviâ - Hükümetın geceyansı
operasyonu ile uygulamaya koyduğu ek ver-
gilerden rahatsızolan Türkiye Bankalar Bir-
Jiği (TBB), 2000 yüına yönelik ekonomi po-
litikalanm destekleme karan aldı.
Özellikle iç borçlanma senetleriae
yönelik olarak vergüeadinneyi ada-
îetsiz olarak değerlendıren Bankalar
Birliği Kurulu, ek vergilerle kayıtiçi
kurum ve kişilenn cezalandmldığı-
nı ifade ederken, "Tüm bu ohnostız-
hıklara rağmen ekonomkk dengekrin yeni-
den kurulması, istikrarm sağlanması, enf-
fasymim ve buna bağh reei faizin düşürül-
mesini hedeflcyen politikalan cksttkByorBz"
açıklamasmda bulundu.
TBB Yönetim Kurulu, 2Arahk günü yap-
tığı toplantıda aîdıklan kararlan yazılı açık-
lama Üe duyurdu. TBB'den yapılan açüda-
mada Türkiye ekonomisinin uzun bir süre-
dir istikrarsız bir peıformansa sahip olduğu
anımsatılarak işsizlik, yüksek ve
kronik enflasyon, tasarruf açığırun
bu istikrarstzlığm sonuçlan olduğu-
na ışaret edildi
Hükümetin ek vergilerini, özel-
likle faize yönelik vergiyi eleştiren
TBB açüdamasında, düzenlemenin
yöntemi kadar düzenleme sonrasmda mali
kurumlar ve bankalara yönelik açıklamala-
rm da üzüntü ile karşılandığı ifade edildi.
TBB, bu olumsuz gelişmelere karşm hükü-
metin son olarak atttğı adımlan yerinde ola-
rak değerlendırdı.
ANKARA (AA) - Sanayüeşmiş
ülkeler grubu G-7 ve Türkiye'nin de
yer aldığı bazı önemlı yükselen
pazarlann dahü olduğu G-20
oluşumunun bakanlar düzeyindeki
ilk toplannst, 16 Aralık Perşembe
günü Berlin'de yapılacak.
Mahye Bakanlan ve Merkez
Bankası başkanlannın katılması
nedeniyle Türkiye'yi Maliye Bakam
Sümer Oral'm temsil edeceği
toplantıya, Merkez Bankası Başkanı
Gazi Erçel ve Hazine Müsteşan
Selçuk Demiralp ile Müsteşar
Yardımcısı Ferhat Emil katılacak.
G-20'nin ük iki yülüc dönem için
başkanlığmı Kanada Maliye Bakam
Paul Martin yaparken, Berlin'deki
zirvenin ev sahıpliğini ise Federal
Almanya Maliye Bakam Hans
Ekhel yapacak.
Berlin'deki G-20 toplantısımn ana
konusunu, 1997 yılmdakı küresel
mali krizden derslerin çıkanldığı,
"Mali Kınlganhğı Azaltma"
olurken, alt konu başhklan ise
"Küresel Entegrasyon Sornnlanna
tç Tepkiler ve Uhıslararası
Kamuoyunuıı Rolü" şeklinde
olacak. 15 Aralık Çarşamba günü,
üye ûlkelerin Maliye Bakanlan ve
Merkez Bankası başkanlarmm
tanışması ve ortak akşam yemeğı ile
başlayacak toplanü, 16 Aralık
Perşembe akşamı. küresel mali
konulann tartışümasıyla son
bulacak.
Toplantida, gelecekteki krizlerin
önlenebümesi açısmdan, ûlkelerin
ekonomik verilerinin şeffaflığı
üzerinde de durulması bekleniyor.
Zirveden sonra kısa bir sonuç
metninin açıklanacağı belirtüiyor.
G-20, üye ülkeler arasında,
ekonomik ve mali konularda daha
sıkı bilgi alışverişini teşvik ederek,
küresel ekonomiyi istikrara
kavuşturmak ve dünya ekonomısini
sürdürülebUir bir büyüme trendine
sokmayı amaçlıyor.
İŞÇİMN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Okuyan SSK'yi Öpüyor
Argo dili kültürüm yetersiz. Son Türk-lş Genel Ku-
rulu'nda Bayram Meral, kendisini en çok kızdıran
sendika başkanlanna öpücüklerini yollarken, önce in-
ce bir mizah olarak algıladım. Yakın çevresinin sın-
tan gülüşlerinden üst üste yinelenen sözcüklerin as-
lında kötü anlamda bir tür küfür, kötülük anlamtna gel-
diğini anladım.
Öpücük yollamanın argo dilindeki tam anlamını
öğrenemeden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Yaşar Okuyan, SSK'yi öpenlerden söz etmeye baş-
ladı. Üniversiteierin SSK'yi soymasına ilişkin verdiği
örnekler öyle yenilir yutulur değildi. Üç kez otopsi iş-
lemi parası alınan genç ağır hastaydı ama, hâlâ ya-
şıyordu.
Cahilliğime verin ama, ben Sayın Okuyan'ın ver-
diği örnekler arasında hiç özel hastarvenin görülme-
mesini pek anlayamadım. Kendi partisinin iktidarla-
n dönemlennde alınmış karaıiar ağırtıklı, pek çok özel
hastane ve kurumla SSK arasında yapılmış anlaşma-
lan bil'ıyorum. Ünlü hastane ve özel kurumlann SSK'yi
soymalanna ilişkin, bir vatandaş olarak ucundan ke-
narından tanık olduğum öylesine ayıplı, suç, soygu-
nu oluşturan örnekler var ki...
Tabii özel kurumlann kamuoyundan saklanan ayıp-
ları, kamu kurumlarında işlenen suçlan, ayıplan ak-
lamıyor. SSK soygununa ilişkin gerek Çalışma Ba-
kanlığı gerekse üniversiteler ayağından soruşturma
yapılması, suçlulann ortaya çıkanlması gerek. Her-
halde hastalara verilmeyen hizmetlerin karşılığı do-
landıncılığı durdurmak, birinci dereceden Çalışma
Bakanlığı'nın sorumluluğu.
Sayın Okuyan SSK soygununu durdurmak gibi iyi
bir niyetle yola çıkmışsa, görev ve sorumluluğunun
gereklerini yerine getirir. Kamuoyuna yönelik şov
yapmakla zaman harcamayarak, SSK'nin kara de-
liklerinden bırine yönelik önleminı alır. Gelın görün ki,
insanlan çarpan bu gösterinin ardından Sayın Oku-
yan SSK sağlık hizmetlerine ilişkin, sağlık hizmetle-
rini emeklilik hizmetlerinden ayıran bir yasa hazırlı-
ğından söz ediyor.
Işçinin emeklilik hakkının büyük çoğunluk için kul-
lanılamaz hale gelmesi, gasp edilmesi programının
ardından, SSK güvencesinde sağlık hizmeti üzerin-
de boza pişiriliyor. Sağlık hizmetlerinin özelteştirilme-
si projesi için kamuoyu oluşturuluyor.
_ Lütfen unutmayın, KtT'ler özelleştirilmeden önce,
Özal'ın vizyonu ile özel bankalara yüksek faizle borç-
landınlmış, yıllarca "bütçenin kara deliği KlTler" pro-
pagandası ile beyin yıkanmıştı. Her şeye rağmen
ayakta duran, bütçeye kara delik olmamakta dire-
ten, kâr eden KtT'ler hâlâ bir bir, değerlerinin çok çok
altında fiyatlarla ona buna peşkeş çekiliyorlar.
Bizim kadar belleği zayıf olan toplumlar, hep bu-
nun ağır bedeiini ödeıier. Işçinin kayıt dışında çalış-
tınlmasını arttıracak, çoğunluğu için emeklilik hakkı-
nı hiç kullanamama anlamına gelen yasa değişikliği
öncesi de çok uzun bir dönem, "Genç emeklilercen-
neti Türkiye" kampanyası yürütülmüştü. En son ener-
ji ihalelerinı, nükleer santrallan dayatmak için, üç bü-
yük kentte, Cumhurbaşkanı'nın köşkünde elektrik-
ler kesilip durmadı mı?
SSK hastanelerinin işçinin elinden alınması, zaten
çok kötü, yetersiz olan sağlık hızmetlerinde en bü-
yük tuzak. Sigortalı hasta sayısı katlanırken yıliardır
SSK sağlık hizmetlennde yatınm yasağı vardı. Yıne
de en ucuz, en işlevsel işçiye yönelik sağlık hizme-
ti, kör topal yürütülmeye çalışılıyor.
SSK'nin soyulmasına örnek gösterilen olaylann
yaşanması hem SSK'ye yatınm yaptınlmaması hem
de denetimin olmaması ile ilgili bir durum. Sağlık hiz-
metlerinin özel hastanelere devri, işçinin sağlık hiz-
meti hakkının elinden alınması ile eş anlamlı bir du-
rum. özel hastanelerde, hem de en iyilerinde, en
zenginler bile aslında insanca sağlık hizmeti alamı-
yorlar.
Evet, biraz içinden kurcalamış bin olarak ıddia edi-
yorum: En zenginler bile sağlık soygununda, para uğ-
runa gereksiz ameliyat edilip, gereksiz en pahalı kont-
rollerden geçiriliyor. Türkçesi, sağlıklı tedavi göre-
meden soyuluyorlar. Işte size somut bir ömek: Bir tek
Istanbul'da hizmet veren özel tomografi aleti sayısK
ingiltere'deki toplamdan birkaç katı fazla. Bunun açık
anlamı, gereksiz çok pahalı bir tarama ite soygun de-
ğil mi?
Siz gelın bu tabloda özel sağlık hizmetine mahkûm
edilecek dar gelirli işçinin başına gelecekleri bir dü-
şünün. SSK hastanelennde bugün yaşamakta oldu-
ğu çileli günlerı mumla arayacağından hiç şüpheniz
olmasın.
Evet durum apaçık ortada. Kendisi ne derse de-
sin, nasıl birtekzip gönderirse göndersin, özel dost-
luk ilişkisinde, sohbetinde çok sıcak, eski meşlektaş
Yaşar Okuyan SSK'yi öpüyor. Işçinin emeklilik hak-
kının elinden alınmasından sonra, çok yetersiz ama
hâlâ var olan sağlık hizmeti hakkını da elinden alma-
ya yönelik operasyon için kamuoyu oluşturuyor.
Şüphesiz görevli bakan olarak, partisinin, ideolo-
jisınin, hükümetin verdiği görevin gereğini yapıyor. Yap-
tığı, politik başan bile sayılabılir. Ben asıl yeniden se-
çilen Türk-lş yönetimınin, Genel Başkan Bayram Me-
ral'in ne yapacağını çok merak ediyorum. Sayın Me-
ral SSK'yi, SSK'li işçinin sağlık hizmeti hakkını mı yok-
sa Sayın Okuyan'ı mı öpecek?
Işçi örgütünün başı, elbette ki "Okuyan'ı öper" di-
ye pek o kadar da emin olmayın. Malum, bir önceki
ömekte yerini karıştınp, Okuyan yerine kendi sendi-
kacı karşıtlannı, işçinin emeklilik hakkını öpüvermiş-
ti de...
TÜSİAD'ın AB adaylıgı yorumu
'Demokratikleşme
açısmdan itici güç'
İSTANBUL(AA)-Türk
Sanayici yeîşadamlan Der-
neğı (TÜStAD) Yönetim
Kurulu Başkanı Erkut Yü-
caoğlu,Türkiye'nm AB'ye
adaylık sürecinin, TÜSl-
AD'ın da uzun zamandır
dile gctirdiğı demokratik
standartlann yerieşmesi yo-
lundaki adamlann atılma-
sında, "itici güç" olacağı-
m bildirdi. Erkut Yücaoğ-
lu, Helsinki zirvesi sonuç
bikfaisi ile Türkiye-AB iliş-
kilerinde yeni bir dönemin
başladığına dikkati çekti.
Yücaoğlu, orta vadede dış
polıtika açısmdan dikkatli
olmayı gerektirecek unsur-
lar içermekle bırlikte bildi-
rinin, Türkiye'yi resmen
AB üyeliğine diğerleriyle
aynı kıstaslar temelinde
aday ülke ilan etmesinin,
son derece ohnnhı olduğu-
nu kaydetti.
Lüksemburg kararlann-
dan bugüne kadar geçen 2
yüda, Türkiye için son de-
rece önemli mesafe ahndı-
ğını behrten Yücaoğlu, bu
başanda, siyaset adamla-
n, diplomatlar ve srvil top-
lum örgütieri gibi toplu-
mun geniş kesimlerinin ça-
balan ve bilinçlenen ka-
muoyunun etkisinin kayda
değer olduğunu ifade etti.
Yücaoğlu, demokratik bir
siyasal yapı ve yönetimde
istikran sağlayabilen bir
seçim sisteminin. hak edi-
len çağdaş yaşam biçimi-
nin oluşmasınakatkıdabu-
lunacak düzenlemeleri
olacağını vurguladı.