25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 1999 PAZAR O L A Y L A R • E ( J O . R L J Ş L J L R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Suçlulari Şöyle Bir Sıralayalım... KAMURAN OLCAY înşaat mhmOsi 17 Agustos 1999 Marmara depremi ülkenin zengin ve sanayi yatınmla- nnın yogun oldu- ğu bir bölgesinde yeraldığı için, depremsel büyükJüğünün neden olduğu maddi hasann yanı sıra po- litikadan bilime, insani değerlerden ulus- lararası ilişkilere kadar çok büyûk bir alanda da çökûntûlere, yanklara, bazı şey- lerin yerli yerine oturmasına, gerçekle- rin ortaya çıkmasına, yani kısaca sosyal bir depreme de neden oldu. Politikada son elli yıldırülkeyi yöne- tenlerin, yani devleti eline geçirenlerin, ashnda ülkeye ve millete ihanet ettikle- ri ortaya çıktı. Bunlann bilimden, plan- dan, programdan hiç nasiplerini alma- dıkJan anlaşıldı. msanmuza hiç değer ver- medikleri gözlerönüne serildi: "Devte- ti küçültetim" derken, asıl amaçlannın, devleti sadece asal görevi olan işlerie ug- raşan, yani halkına daha iyi hizmet ve- rebilen, daha etkin bir devlet durumu- na değil, onu yozlaştınp, soysuzlaştı- np, zayıflatıp devlet pastasını kendi yan- daşlanna peşkeş çekebilecek duruma getirmek istedikleri savı doğnılandı. Bilim alanında, toplum olarak ne den- li bilim dışında bırakıldığımız, bilimsel araştırma ve geliştirmeye hiç önem ver- mediğimiz, araştırma yapılmişsa bile bundan yararlanamadığımız ve yurtdı- şından sadece teknoloji transferi tembel- liğimiz ortaya çıktı. lnsana hiç değer vermediğimiz, ulus- lararası ilişkilere ırkçı yakJaşımda bu- lunduğumuz ve benzeri hatalarımız 7.4'lûk bu sarsıntı ile ortaya dökûldü. Şimdi bu hatalardan kaynaklanan kaos ortamında, yine herzaman başvurduğu- muz. "Afederden önce öntem almayıp, afet sonrası olanlann suçiulannı ara- mak" yöntemini uyguluyoruz. tşte bu noktada dikkat edilmesi gereken konu; ashnda gerçek suçlular birden fazla ve bunlar suçlannın derecelerine göre sı- ralanmıyorlar. Yapılan sadece bir gü- nah keçisi ilan ederek onun üzerine yük- lenmek ve gerçek suçluJan veya suçu da- ha büyük olanJan kamuoyundan sakla- mak. Bu yazmın amacı; suçlulari orta- ya çıkarmak ya da yeni suçlular yarat- mak degil, sadece suçlulann suçlannı açıklamak ve bunlan derecelerine göre sıralamak. Derece olarak da vatandaşa ve ülkeye verdiği zararlan ölçü almak. Işte suçluluk sıralaması ve suçlan. 1. Derece suçlular: Ülkeyi yönettiği- ni sanan siyasiler. Bunlar gerçek suçlu olarak ilan ettikleri müteahhitleri bir dü- zen içine alamayan, oy kaygısıyla mü- teahhitlik koşullannı özel inşaatlarda uygulayamayan, müteahhitlik karnesi verme işlemlerini hakkıyla yapmayan, karnelerin niteîiksiz kimselere kiralan- masını önJeyemeyen, bir berberden bı- le işyeri açmak için belge istendiği or- tamda, onlarca insanın can güvenliğini, ülkenin zenginliğini ilgilendiren özel inşaat müteahhitliğinde hiçbirkuralı iş- letemeyen, sorumluluklan belirteme- yen, müteahhitler bir oda çatısı alünda toplanıp, kendi kendilerini kontrol etmek istedikleri halde ilgili yasal düzenleme- leri küçük hesaplar nedeniyle yapama- yan sözde yetkıliler. Siyasal çıkar çatışmalan ıle uğraş- maktan vakit bulamadıklan için, inşa- atlann etkın denetimini sağlayacak ya- saian çıkaramayan parlamenterler... Kendi yandaşlanna trilyonlarca lira- lık kredi için para bulup, bu uğurda ban- ka batıran ancak üniversitelerde, araş- nrma için gereken parayı denkleştireme- yen, ülkenin makro ve mikro düzeyde deprem ve fay haritalannın çıkması için kendilenni uyaran ve bu amaçla ödenek isteyen bilim adamlannı görmezlikten gelen liderler... Oy kaygısı ile kaçak yapılara göz yu- man, nasıl yapıldıgı bilinmeyen, ne idü- ğü belirsiz kaçak binalar için sık sık imar affi çıkaran siyaset adamlan... Hükümet ettikleri dönemlerde; Kızı- lay, Sivil Savunma ve Afet Jşleri Genel Müdürlüğü gibi afet oldugunda devle- tin gücünü gösterecek ilgili kurumlan yozlaştran, amaçlanndan saptıran, ken- di çiftlikJeri durumuna getiren, bunJa- nn gelişmesi için çaba harcamadıklan gibı, aynlan fonlanna göz diken bakan- lar... Kamu binalannın çökmesinin tek ne- deni olan malzeme, kalite ve işçilıkte- ki hırsızlığa yol açan "Devlet ihak sis- temi"n] bir türlü değiştiremeyen bece- riksizler. Bakan olarak TBMM'de verilen öner- geye karşılık yaptığı konuşmada; "Bi- zrnılstanbtıTda,SaJ<arya'daoiacakdep- remler için deprem senaryolanınız ha- ar"diyerek halkı kandıran, bilim adam- lannın söylediklerini dinleyerek belki de önlem alınabilecekken. bu olanağın önü- nü kapatan yalancılar... Deprem sonucu göçük altında kalan insanlan kurtarmak için her türlü ola- nağı çok acil olarak, afet bölgesine gön- dermek, tüm güçleri insan kurtarmak için seferber etmek gerekirken, "Olağa- nüsrii haJ Uan edersek devletin güçsüz- lüğü belli olur mu?", "Askeri yardıma çagırırsak, terör gibi bu işi deonlara iha- leettiğimiz mi düşünülür?'* diye hiç yer almaması gereken yere komplekslerini sokan, deprem şokuna uğrarruş ınsanı- mızı uzun süre yalnız ve yardımsız bı- rakan bakanlar kurulu. 2. Derece suçlular: Yerel yöneticiler. Merkez iyice hantallaştığı. hiçbir konu- da önünü göremediği ve kendisinden uzak birimleri yönlendirme gücü ve ye- teneği kalmadığı için yerel yönetimler- de ülke gerçeğinden uzakJaşma, içine ka- panma tehlikesi vardır. İçine kapanan. genelde kan dolaşjmını yiürmiş yerel yö- netimler yozlaşır, kokar. Yasalar. kural- lar. uygulamalar sulandınhr. Son dere- ce yeteneksiz, belkı de kör cahil ınsan- lar, paralannı, siyasal baglantılannı, aşı- ret düzeninin sağladığı oy potansiyeli- ni kullanarak yöneticiliğe gelebilirler. Bunlann yöneticilik bılgileri, becerile- ri yoktur, oy ne taraftan gelecekse ken- dilerini o tarafin çıkanna adarlar. Bunun sonucu gecekondulaşma, çarpık kentleş- me, kentsel değerlerinyitirilmesi, nüfiıs yoğunluklannın olması gerekenin çok üstüne çıkması, yeşil alanlann yok edil- mesi gibi olumsuzluklar yaşanır. İşte bu olumsuzlukiardırki, doğal afetlerde can ve mal kaybına neden olurlar. Cahil veya değıl, bölgelerinin mikro düzeyde deprem haritasmı çıkaran, ak- tif faylann geçtiği yerleri saptatıp bura- lan ıskâna açmayan, imarplanlannı, kat adetlerini deprem haritalanna göre ya- pan, inşaat mühendisleri odalan ve şu- beleri ile. inşaatlann projelendirme aşa- masından itibaren kontrolü için proto- kol imzalayan belediye başkanlan suç ve suçluJan ortadan kaldıracak ve her do- ğal afetten sonra bu denli acılar, yıkım- lar yaşatmamış olacaklardır. Vatandaş- lar da oylannı bu yolda bilinçli kullan- malıdr. 3. Derece suçIuJar: Sanayiciler. Bun- lann Cumhuriyetin kuruluşundan beri devlet elıyle desteklenmeleri, ülkenin en zengin yüzde 5'ini oluşturmalan, hü- kümetlere yön vermeleri ayn bir yazı- nın konusu. Ancak Marmara Bölgemi- zı vuran son deprem onlann afFedilemez birkaç hatasmı ortaya çıkardı; çok bü- yük bir egoizm göstererek yatınmlan- nın hemen hepsini evlerinin dibine yap- tılar. Böylece bölgeler arası gelişme dengesizliğine neden oldular, fabrikala- nnın atıklan yüzünden Marmara Deni- zi'ni kirlettiler, bu fabrikalarda çalış- maya gelen insanlann sağhksız yapı- larda oturtulmalanna göz yumdular, böl- gede nüfus yoğunluğunu arttırdılar. Memleketin en iyi çalışan beyinlerini kadrolanna aldıklan halde, hiçbirinin aklına fay hattına milyarlık tesisleri oturtmamak gelmedi. Doğuda, Güney- doğu'da işsizlikten, yoksulluktan. PKJC'nın tuzağına düşen insanlann da, depremde göçük altında acı ve çaresiz- likle can veren insanlann da günahlan bunlann boynundadır. 4. Derece suçlular: Müteahhitler. Yu- kanda ilk üç derecede suçlananlann yaptıklan hatalan bilip veya görüp de; "Ne yapahm ben yapmazsam başkası yapacak" düşüncesiyle. yumuşak top- rakta, bataklık zeminde, fay hattı üze- rinde, kıyıda denize sıfır, akarsulann taşkın bölgelerinde, dolgu üzerinde, ge- reken önlemleri almadan, önıeğin zemin etüdü yaptırmadan, projeyi denetleme- den inşaatlan yapan bilgililerin yanın- da. çobanlıktan, bakkallıktan. işçilikten gelip de, daha betonarmenin ne oldugu- nu kavrayamadan, bilmeden, betonun ve çeligin da\Tanışı dendiğı zaman, kim bilir ne anlayan cahiller de bu sektörde yeralmaktadır. Bu tiplerin yanı sıra hır- sızlar, gözlenni kârhırsı bürümüş insan- lık dışı yaratıklar. kapkaççılar. dolandı- ncılar kontrolün hiç olmadıgı bu alan- da istedikleri gibi at oynatabılmektedir- ler. Bu kesimin suçlan hiç de yeniliryu- tulur suçlardan değildir. Ancak, bunla- nn suçluluk derecesinde dördüncü sıra- ya atılmalannın nedenı, devlet yasala- nnı korkmadan çıkarsa, yerel yönetim- lerkontrolünü la>ıkıyla yapabilse, inşa- at sahipleri bilinçli olsa, suçlu duruma düşmelerine gerek kalmayacagıdır. 5. Derece suçlular: Vatandaşlar. Dep- rem olur, göçük altında vatandaş kalır. Devlet kasasında açık verir, vatandaşa vergi sahnır. Enflasyon altında ezilen vatandaştır. Örnekleri çoğaltmak olası. ancak ne kadar uzatılırsa uzatılsın gö- rülen şudur: altta kalan hep vatandaş. Acaba bu yazgı mıdır? Hayır. Çünkü demokrasilerhesap sorma rejimidir. İş- te altta kalmaktan kurtulması için vatan- daşın kendisini yönetenlere hesap sor- masını öğrenmesi ve kendisini yöne- tenlerden beceriksiz olanlan. hata yapan- lan, kötü niyetlileri uzaklaştırmasi ge- rekmektedir. Vatandaşın suçlular sırala- masına girmesinin ilk nedenı. bu bilin- ce ve kütüre erişmemiş oimasıdır. Ikın- ci neden ıse: vatandaşın kendisinden kaynaklanmaktadır. Bugün evıne buz- dolabı, çamaşır makinesi vb. alanlar bunlann garanti belgelerini sorarken, ev alanlar sadece yüzeysel güzelliğe ve ucuzluğaönem vermektedirler. Hoş. bi- na kalitesi için vatandaşın başvuracağı bir merci de yoktur. Bu nedenle en son sıra kendısıne verilmiştir. Böylece herkes suçluyu ve suçunu bilmeli, kimse sorumluluktan kaçma- malıdır. Kendi suçunu başkalannın üze- rine atmak, en azından o suçu işlemek kadar büyük bir suçtur. Kimse gerçek- leri kapatamaz \e onlardan kaçamaz. Ortada bu kadar çok suçlu varken, tek bir suçlu gösterip, onu cezalandırarak suçlann önüne geçemeyiz. Daha az suç- lunun oldugu, suçlulann cezalannı çek- tiği, artık doğal afetlerde ınsanlannın ölmediğı bir Türkiye dileğiyle... 1970 yılının nisan ayında Gediz'de 8 şid- detinde bir deprem yaşandı. Binden fazla insan öldü. O zamanın parasıyta 400 mil- yon lira bir zarar hesaplandı. Gerici çevre- ler hemen sorumluyu buldular; doğaüstü güçler, yani Tann'nın hışmı!.. İnşaat Mühendisleri Odası ise bu türyan- lış görüşlere karşı çıktı. Her bakımdan bi- limsel bir rapor hazırladı. Konuyu bütün aynntılarıyia sergileyen bu raporun sonuç bölümünden birkaç alıntı yapmakta yaraı; görüyorum. Çünkü otuz yıl geçmiş aradan hiçbir şey degişmemiş! Yine gerici çevreler, gazete- ler "Bu Allahın bize verdiği bir cezadır" nakaratını yinelemiş, başörtüleriyle üniver- siteye girmek isteyen, ama yasalar karşı- sında hedeflerine varamayan kişiler ellerin- deki "7.4 yetmedi mi?" yazılı pankartlarta on binlerce deprem kurbanı Müslümanı korkutmaya yönelmiş, Nurculann başı bir adam da, Gölcükdepreminde birçok erve subayımızın şehit düşmesini "Allah niye orayı yıktı, bunun bir anlamı var" gibi çir- kin yorumlarla kafalan kanştınmaya çalış- mıştır. Otuz yıl önce de aynı yorum, otuz yıl son- ra da!.. Otuz yıl önce İnşaat Mühendisleri Odası'nın deprem konusundaki uyanları ile bugünün uzmanlannın uyanlan birbiri- nin benzeri. Her şey açıklanmış, yorumlanmış, çare- leri düşünülüp ileri sürülmüş. Otuz yıl son- ra da öyle!.. İnşaat Mühendisleri Odası "Bu şiddette EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Boşa Geçmiş Otuz Yıl! bir depremin böyiesinezarara-yoi açma- masfgerekirdL Bü'tarariahh temelneefen- leri spsyo- ekonomik yapıdakı bozukluk- lardır"diyor: Oda şu önerHeri gündeme ge- tiriyor "Devletin birmillikonutpolitikası olma- lı ve bu politika afet bölgelerini öncelikle ele almalıdır. Türkiye'nin bir deprem böl- gesiolduğubilinen birgerçektir. Buna rağ- men lüks eğlence tesislerine, gereksiz ve lüksBoğazköprüsüne mityariarca lira akar- ken, deprem araştırmalanna ve afet böl- geterineaynlanpara komiktir. Depremin ver- diği400 milyonlukzarara karşılık, deprem- le ilgiliaraştırmalara tahsis edilen miktar 1 milyar lira gibi komik bir meblağdır." "Depremle ilgili bütün çalışma ve araş- tırmalarkoordine edilmeli ve birieştirilme- lidir. Birinci ve ikinci deprem bölgelerinde yığmayapılarçok sakıncalı olmaktadır. Bu bölgelerde yapılacak yığma yapılann çe- lik diyagonal kuşaklarla takviyesi ve köşe rijitiikierin mutiaka sağlanması gerekir. Eğer bu tedbirler uygulanmazsa yığma yapıla- nn deprem bölgelerinde inşası yasaklan- malıdır." Bugün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, otuz yıl önce başbakandı. Üstelik inşaat yüksek mühendisi bir politikacı!.. Bilmem otuz yıl önceki bi- limsel uyanların gerçekleşmesi için ne yaptı? İnşaat Mühendisleri Odası'nın 1970'deki uyansı boşa gitmiş ki otuz yıldan bu yana ülkemizin deprem böl- gelerinde aynı kayrtsızlıtf, urnursamazfık, rüşveKe işbaşarma alışkanlıklân sürüp geJ- miş... Taa^Marmara depreminde on binler- ce ölü, onbirtterce yaralı'onbinlerceevin 7.4'lük bir depremle yok oluşuna kadar!.. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Gediz'de yaşa- nan facianın acısını duyunca "Devrim" ga- zetesinde "Deprem Türküsü"adlı birşiiryaz- mış, amabaşınaşu notu koyarak: "Yinedep- rem yine binlerce ölü yaralı. Yine içeriden dışandan büyükyardımlar. Yinesoygun. Yi- ne çürük yapı konusu. Yine doymaz mil- yarderieri kokmuş yönetimin..." Dağlarca'nın bu unutulmaz şiirini bir kez daha sağır sultanlara duyursak mı? "Sana ağlamak için I Göz büyümeli I Kara teller kopmuştur I Geleceklere doğ- ru ISaz büyümeli Yangından arta kalan I Köz büyümeli I Devrimin yollannda I Oğul, uzamalı hey I Kız, büyümeli/ Basa basayürüyerekI IzbüyümeliI So- ğurken aç ölûler I Kuru ekmek bağnnda I Tuz büyümeli. Bu yastan eylem, bilinç I Hız büyümeli I Yetmedi mi sustuğun I Artık al bayrak- larta I Söz büyümeli..." Orman Suçlannın Affi H. AVHİ USUJOĞLUEmeMA 'O y oy' türküle- riyle Orman 1 Suçlan 1950. 1954,1956 ve 1998 yıHarmda sekiz yıl için- de dört kez affedildi. Hem de kesinleşmiş mahkeme karar- lannı da kapsar biçimde. Yar- gılama sürüyorsa sanıklan bu suça özendirerek ve ödüllen- direrek çıkanldı af bu yasa- lan... Kim kazandı? Yanıtı şu: El konulan ya da el konula- cak olan kaçak orman ürünü ya da satılmış ise bedeli ken- disine ödenen hükümlü ya da sanıldar, sözde ve görünüşte böyle. Daha kimler kazan- madı ki! Aslında geri aldığı suç aletleri ve taşıtlanyla bir- likte daha büyük bir istek ve zevkle aynı suçlan, korku- suzcatekrarişleyenier... Ke- reste tüccarian, ticaretiyle u|- raşanlar. "Suçuişle,ovunu bl- zever,vineafbekle' dıyenler... Buna karşın ülkemizde ör- neğin ormanlık alan bilfarz on olsa bugün bu aflar yü- zünden bu alan üçe, beşe düş- müş ülkemizin pek çok yön- Hayatto olmaz! Egebank Toşıt Kredisi Kefil Yok - Kefilsiz! %5,50'den başlayan faiz oranlan! *: 1 günde kredi onayı! Uygun ödeme koşullorı! Egebank'o gelin, Türkiye'nin en ovantajlı taşıt kredisi ile tanışın. EGEBANK iMüsteşar Yardımcısı lü kayıplan doğanın akciğe- ri olan orman]ık alanlann kay- bının şarattığı yürekler acısı dufunjkarşısında düşünrae- ıhiz, defâlarca düşûnmemiz gcrekmi>x>r mu? - . Ülkemizde yeterinin de üzerinde ormanlık alan var iken Fatih Sultan Mehmet Han acaba hangi gerekçe ile "Ormanlanmdan bir dalke- senin başını keserim" buyru- ğunu çıkarmıştı? 1954 yılındaki genel se- çimler nedeniyle yürürlüğe konulan özendiricı, ödüllen- dirici Orman Suçiarı Af Ya- sası Vaadi, bu suçu işlemeden b^-ük yarar umanlan, daha sözü edilmeye başlanınca or- manlara koşturmuştu... Mart 1954 sayısında Orman ve Av dergisinde "Oy Oy Türkü- sü" başlıklı yazım ile yaraya parmak bastun, doğuya sü- riilmekten kıl pa\ ı kurtuldum. 1957 yılı seçimlerinde Baş- bakan Adnan Menderes rad- yo konuşmalannda bu konu- yu yme propaganda konusu yapınca. hemen kendısine tel çekerek hiç değilse bugüne kadar işlediğıniz suçlann af- fa konu olabileceğini açıkla- yarak, bunu yapmazsanız si- zi Allah da affetmez dedigi- mi anımsıyorum. Propagan- da tuttu denmiş, daha da hız- landınlmış ve sonunda 1958 jılının temmuz ayma kadariş- lettinlmiş orman suçlan için özendiricı ve ödüllendirici Af Yasası çıkanlmıştı... 1961 Anayasası'nabudav- ranışlara tepki olarak Orman- lan Koruyucu. Genel Affi Ön- leyici hükümlerkonulmuştu. 4-5 yıl çok da yararlan görül- dü, sonra anayasa delinerek bu yollar tekrar açıldı... Bugün yürürlükte olan anayasanm 169. Maddesi aynen "Orman- lara zarar ^rebileeek hiçbir faalivet ve e>leme müsaade edilemez.OnnanJann tahrip edibnesineyolaçanshasi pro- paganda \apıiamaz" demek- tedır. Allah aşkına söyleyi- niz, orman suçlan için af ya- sası çıkaracağız, demek, kap- samından söz etmemek siya- sal propaganda değil midir? Ormanlan tahribe dönük, or- manlann tahribıne yol açan eylem ve faaliyet değil mı- dir? Sadece orman yangınla- n mı v asaklanmıştır? Tarla açmalar. yaş ağaçlan kesme- ler. fıdanlan tahrip ve ben- zerleri için af yaassı ve bunun propagandasınm yolu açık mıdır? Açıkça bu davramş anaaysa ile bağdaşıyor mu? İş işten geçmeden üzerin- de durulmasında ülke yaran vardır... Bakuuz: 30.05.1980 gün- lü Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmış bu konudakı ya- zımda açıklanmış Anayasa Mahkemesinm 18.12. 1979 günlü yasayı İptal karan. PENCERE OsmanTyıİyiTanyafem... Aklı başında biri bugünden düne bakınca ço- ğu olaya panmak ısınp der ki - İnsan bir canavar!.. Tarih bir salhane!.. Ingilizin "Üstünde Güneş Batmayan Impara- toriuk" kurması neden?.. Iki sav ve iki yanrt var: 1) Geri toplumlara uygariık götürmek için.. 2) Sömüriı için.. Gerçek yanrt ikisinin bileşkesinden oluşuyor; sömürgecinin gittiği yere tren, telgraf, telefon götürdüğü de doğru... Sömürge imparatorluklan bir tarihte bütün dünyayı örümcekağı gibi sarmış!.. "BeyazAdam" Avrupa'da birbirini yemekle kalmıyor, tüm küre- de çatışıyor. • YaOsmanlı?.. "Nizam-ıÂlem"i kunnak için durdurak bilme- yen Osmanlı'nın tarihi baştan sona savaş... Ama ne diyoruz: - Osmanlı fethettiğiülkeye hoşgörü veuygar- iık götürdü.. Osmanlı'nın hoşgörüsü kendineözgü biriçe- riktaşıyor, uygarlığı dazamaneye uygun!.. Geç- mişe bugünün değer yargılanyla bakmak ham- lık... Ancak Osmanlı'nın 700'üncü kuruluş yılını da- vul zurna kutlamak da ham ervahlık... • Laik cumhuriyeti içine sindirememiş olan ge- riciler siyasal savaşımı sürdürüyorlar; tarih bun- lar için politika malzemesi, Müslümanlık bu yol- da metalaştınlıyor, Osmanlı'yı evire çevire kul- lanıyorlar. Peki, Batı'da böyle savaşım var mı?.. Ne dinci parti var.. Ne tarih kavgası.. Tarihsel bilim çalışmalarının yeri, siyaset mey- danı değil, üniversitelerdir. Türkiye tarih tartışmalarını siyaset meydanla- nndan üniversite amfilerine taşıdığı zaman dur- muş oturmuş bir toplum olacak... Yoksa laik cumhuriyeti Islam köktendinciliğiy- le yıkmak için siyaset yapanlann, cumhuriyet kurucusu Atatürk'e saldırmalanyla padişahlan yücettmelerinden türeyen kavganın sonu gelme- yecek!.. • Tarih üzerine önyargısız tartışmaların yararla- rı ise saymakla bitmez... Neden?.. Erdoğan Aydın'ın hazıriadığı ve bugün Cum- huriyet'te başlayan "Osmanlı Gerçeği" adlı di- zinin tanıtım yazısından çektiğim şu tümce dü- şündürücü değil mi: "Alevi-Türkmen devleti olarak başlayan Os- manlı, sonradan nasıl şeriatçı devşirmelerdev- letinedönüştü?.." Evet, işin bir de bu yanı var. Islam, Anadolu'ya Arabistan'dan değil, As- ya'dan Iran üzerinden geldi, Türkmen öncüle- riyte yayrtdı. Tasavvufun ruhu çökte oiuşmadı, boz- kınn taşından toprağından fışkırdı. Osmanlı'da Yeniçeri Ocağı Bektaşi'ye yakın; Saray ise Alevi'ye düşman, değil mi?.. Bu iş nasıl oldu?.. • Anadolu Müslümanlığında laik cumhuriyet bo- şuna kurulmadı; bu oluşumun tarihte kökeni var. eÖZLERİNPOYRHZ Cumhurfyef k ı l ı p l a r ı Gazetecı-Yazar Hikmet Çetınkaya'nın içindeki firtınalı evrende geliştirdiği, duygu denizinde daroıttığı yazılan. Bir solukta okunacak, kımi zaman bir nisan >ağmuru altında. bazan poyraz yehnin soguk savurganlığmda ya da karanlık bir gecenin yalnızlığında yeniden okunacak, yer yer okunacak inr kitsp bn fcitap Çağ PazafIsma A.Ş. Tûfksc^ı Cad. No:39/41 (34334)Cağatoğiu-ls!anbu( Tet: (212)5140196 OKTAY AKBAL'IN SATIŞTAKİ KİTAPLARI Şairier ve Ben (Çağdaş Yay.), Sözcüklerie Yolculuk (Cumhuriyet Yay.), Anı Değil Yaşam (Çağdaş Yay.), Şarkılanna Kadar Mahzun (Çağdaş Yay.), Berber Aynası (Can Yay.), Batık Bir Gemi (Can Yay.), llkyaz Devrimi (Can Yay.), Yalnızhk Bana Yasak (Milliyet Yay.), Kırmızı Tenteli Tramvay (Milliyet Yay.), İnsan Bir Ormandır (Can Yay.), Suçumuz İnsan Olmak (Can Yay.), Garipler Sokağı (Can Yay), Ey Gece Kapını (Can Yay.), Zaman Sensin (Varlık Yay.), Güzel Düşlerin Sonu (Varlık Yay.), Senin Adın Aşk (Hürriyet Yay.). SAHİBİNDEN KİRALIK Fulya Mahallesi'nde 2*1 sobalı, temiz daire TEL 0.212.2120804
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle