18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ANAP Başkanlık Divam • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- ANAP Başkanlık Dıvanı, dün Genel Başkan Mesut Yılmaz başkanhgında 2 saat 45 dakıka süren bir toplantı yaptı. Toplantı sonrası bir açıklama yapan ANAP Genel Başkan Yardımcısı .Ahat Andican, partılennin deprem bakanlığı kurulmasına karşı olduğunu belırterek "ANAP deprem bakanJığı degil, depremle ilgili çalışmalann bir bakanlık bünyesınde yürütülmesmı vurguluyor" dedi. Sabancı suikastı sanığı • BRUGES (AA) - Özdemır Sabancı suikastının sanıklarından Fehriye Erdal ve onunla birlikte Belçika'da yakalanan diğer yasadışı DHKP-C örgütü elemanlan Musa Asaoğlu ve Kaya Saz'ın avukatlan, müvekıllerinın tutuklu bulunduklan cezaevının koşullannın iyileştırilmesi ıçm dün bir kurye aracılığıyla Bruges Acil Karar Mahkemesrne başvurdu. Erdal ile ilgili davanın 1 Aralık 1999'da görülmesine karar verildi. Yolcu otobüsleri çarpıştı • ÜNYE (AA) - Ordu'nun Ünye ilçesinde iki yolcu otobüsünün çarpışması sonucu 3'ü yabancı uyruklu 8 kişi öldü, 40 kişi de yaralandı. Samsun'dan Trabzon'a giden Yaşar Parlak'ın kullandığı 06 BP 014 plakalı yolcu otobüsü, dün sabaha karşı 03.30 sıralannda. aşın hız ve yolun kaygan oluşu nedeniyle, Ünye Devlet Hastanesi önünde virajı alamayıp kayınca, Tiflis'ten lstanbul'a giden Hayati Hızal yönetimindeki 34 LFA 53 plakalı yolcu otobüsüne çarptı. Kazada, otobüs sürücüsü Hayati Hızal (37) ile Nuri Bul (33), Bayram Ali Bıber (54), Secaattin Bank (40), Hüseyin Bul (37) ve Gürcıstan uyruklu 3 kadın olay yerinde öldü. Möllnkatliamı .... anridı • .MÖLLN (AA)- Ahnanya'nın Mölln kentinde 7 yıl önce Neo-nazı iki genç tarafından kundaklanan evde ha\ atlannı kaybeden Bahide Arslan. yeğeni Ayşe Yılmaz ve torunu Yeliz Arslan önceki akşam anıldı. Bomba davası • ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne vücuduna sardığı bombalarla intihar saldınsı düzenleyen ve üzenndeki bombalann patlaması sonucu parçalanarak ölen Leyla Kaplan adlı teröristin 25 Ekim 1996'daki eyleminı planladıklan ve PKK üyesi olduklan iddiasıyla DGM'ce ölüm cezasına çarptınlan Bayram Yaruk ile ömür boyu hapse mahkûm edilen tbrahım Aksoy ve 15 yıl ceza alan Imam Dülçek ile tutuksuz yargılanan Hamza Pirinç ve Nezir Taş'ın yargılanmasına Adana DGM'de devam edildi. Yargıtay'ın 'usul' yönünden bozduğu dava. savcının esas hakkındakı görüşünü bildirmesi içın 7 Aralık'a ertelendi. Mersın'de iki kıraathaneye bomba atmak, PKK'nın propagandasını yapmak ve yardım-yataklık etmek suçundan DGM'de yargılanan Tahır Yiğit ölüm cezasına çarptınldı. Mahkeme, sanığın cezasmı daha sonra ömür boyu hapse çevirdi. Hizbullah davası • ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Içel'in Tarsus ılçesınde 2 >ü önce Oktay Bulun ve Mustafa Özkan adlı öğretmenlerle Mersin'de Abdülkadır Önen adlı kişinin öldürülmesi olaylanna kanştığı iddiasıyla tutuklanan Hizbullah üyesi Mustafa Eroğlu'nun yargılanmasma dün devam edildi. Sa\cı, sanığın TCK'nin !46'1. maddesi uyarınca idamla cezalandınlmasıru istedı. Mahkeme, sanık Eroğlu ile avukatının son savunmalannı yapabilmeieri için duruşmayı 14 Aralık 1999tarihineerteledi. DGM'deki bir başka davada da, Hizbullah üyesi iki sanık toplam 10 yıl 4 ay hapis cezasına çarptınldı. 'Evrim Aldatmacası' kitabıyla bilime saldıran Harun Yahya'nın Adnan Oktar olduğu ortaya çıktı Her taşın altmda gerici var • Şeriatçı gazetelere ilan vererek kendini aklamaya çalışan Adnan Oktar'ın fahri başkanı olduğu Bilim Araştırma Vakfı, Oktar Babuna kampanyasmdaki etkinliğini itiraf ederken 'Evrim Aldatmacası' adlı kitabın yazan "Harun Yahya" kod adlı kişinin Adnan Oktar olduğu ortaya çıktı. MHP'ye kadro tepkisi • DSP milletvekili Suat Çağlayan, MHP kadrolaşmasına isyan ederek sadece merkez örgütünde 400 bürokratın görev yerinin değiştirildiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP'li Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un bakanlıkta- ki kadrolaşması DSP'de tepki- lere neden oldu. Eskı Temel Sağlık Hızmetlen Genel Müdü- rü DSP tzmır Milletvekili Suat Çağlayan, "Sağhk Bakanlı- ğVnın sadece merkez teşkilaniJ- da 400civannda bürokraan gö- rev yerterinin liyakat esası dik- kateaknmadan değiştirildiğini'' söyledi. Çağlayan, Sağlık Ba- kanlıgı'nın anayasa ve yasalara aykın olarak Sağlık Eğitım Enstitüsü'ne yeniden öğrenci almak için sınav açtığını ve ya- zılı sınavuı da yapıldığını vur- gulayarak "Bakaohğuı bu hu- kuk dışı uygulamasına, sınava gireceköğrencilerin ileride orta- yaçıkacak mağduriyetlerini en- geiteyebilmek \e kazanılmış hak eideetmelerini önlemek için ari- len son verilmelidir r dedı. MHP'li bakanlafın kadrolaş- ması,-DSPh mıüetvekillennın de rahatsızlıklannı gıderek da- ha yüksek sesle dile getırmele- rine neden oldu. Daha önce Sağlık Bakanlığı'nda görev yapmış olan Suat Çağlayan, ba- kanlıkta yoğun bir tayin furya- sı yasandığını. sadece merkez teşkılatında 400 dolaymda bü- rokratın görev yerlerinin değış- tirildığını söyledi. Çağlayan, " Yıllardır dairebaşkanhğı ya da şube müdürlüğü görevini yürü- ten Itişiler, sahip olduklan bi- rimler \e özlük haklan dikkate alınmaksızın. merkez teşkilatJ dışına sürülmektedir. L'ygula- ma tanıamen shasi niteliktedir. Merkez teşkilatındaki değişik- Bklerden sonra hastane başhe- kimi, başhekün yardımcılan. sağhk müdürleri. müdür yar- dımcılan ve şube müdürleri dü- zeyinde değişiklikler sünnekte- dir" dedı. Klınik şefi atamalan konu- sunda yönetmelik değişikliği yapıldığını ammsatan Çağla- yan. "TTB'nin açbğı yürütme- yi durdurma davasında verilen karar, bakanlığm mevzuat dışı uygulanıalannın kamtı niteli- ğindedir. Ancakyürütmeyi dur- durma kararı aünıncaya kadar şefnklerin yüzde 50'si doldurul- muştur" dedı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Evrim teorisine karşı bü- yük bir saldınya geçen, bu amaçla bastırdıklan milyonlar- ca kitabı ücretsiz dağıtan, Mil- li Eğitim Bakanlığı, gazetemız, Hürriyet, Sabah ve Milliyet ga- zetelerini de hedef gösteren Bi- lim Araştırma Vakfı, şenatçı Akit ve Yeni Şafak gazetelerine verdiği ilanlarda kendini akla- maya çalışırken daha önce giz- lediği gerçekleri de itiraf etti. Bılimsel Araştırma Vakfı (BAV) Fahri Başkanı Adnan Oktar ve müritlerinin "tehdit, şantaj, tarihi eser kaçakçıhğı ve fuhuş" gerekçelenyle tutuklan- masmdan sonra paniğe kapılan vakıf, Akit ve Yeni Şafak'a ver- diği ilanlarda Oktar Babuna kampanyasın- da gönüllü çalıştıklarım belir- tirken. "Evrim Aldatmacası" kitabının yazan "Harun Yah- ya"mn, Adnan Oktar'ın kod adı olduğu ortaya çıktı. tlanlar, yayınlanyla Adnan Oktar'ı des- tekleyen şenatçı basınla BAV arasındaki ilişkjlen kanıtlayan son örnek oldu. tlan, takma ad- la yazılan kitaplann vakıf tara- fından basıldığını ortaya koyar- ken BAV üyelerinin mankenler- le kurduğu ilişkileri de günyü- züneçıkardı. Vakfın "Masonik Magazin basmmda boy gösteren ünliikr, sık sık Adnan Hoca'nın müritJeriyte birfikte gönhıdü. AdnanHoca ünliileıiseviyvr BEKTAN AĞANOĞLÜ lstanbul Emniyeti'nin operasyonuyla ilişkileri büyüteç altına alınan Adnan Oktar, 15 yılhk saitanatı boyunca birçok ünlü ismı kullanarak popülaritesıni artnrmayı başardı. "Türk tslam" sentezinin 12 Eylül askeri darbe- siyle yaşama geçirildiği 1980'li yıllarm ortalannda Adnan Hoca "zenginvemutsuz" gençlerin "manevi dümajanna" seslenerek ön plana çıktı. "MehdT olduğunu söyleyen, özel okulîardaki zengin çocuk- lannı tarikatma bağlayan Adnan Oktar, kısa sürede tarikatının icraatıyla kamuoyunun gündemine otur- du. Adnan Hoca, 15 yıl boyunca "yükseten değer- ler w i kullandı. a jHar w ını güzei kadınlar, şık erkek- lerle yapü. Hatta kendisı bile Ahu Tugba ile fotoğraf çekrirmekten kaçınmadı. Son operasyonla malvarlığı ve ilişkileri yeniden masaya yatmlan, lüks yaşamı gözler önüne serilen Adnan Oktar ve müritleri, her firsatta "reklaın'' ya- parak tarikatın popûlerleşmesini ve meşruiyet kazan- masmı sağladılar. Magazin dergilennde "aşkkaça- maldan" sayfalarca yayımlanan müntler. şık takım elbiselen, lüks arabalan ve silahlanyla göz önündcy- diler. Bu tür dergilerin gözdeleri oîan müritler dav- etlere, konserlere kamuoyunun hep yakından tanıchğı isimlerle katılarak ünlerine ün katülar. Ad- nan Oktar'ın müritleri, gece yaşamının ünlü ısimleri Sedef Bozok, Seren Serengü, Tatyana ve Öykü Qs- ma'yla birlikte göründü. Osma. Tatyana ve Nesiihan Acar, Adnan Hoca'dan tebliğ almalanna karşın tarikataginnediler. Ancak Adnancılarbukonuyla il- gili olarak yayımlanan haberlerle gündemi oluştur- dular. "tmaj çağı^nda halkla ilişkilerin değenni kavTayan Adnancılar, mankenlere ilgi göstermeyi de ıhmai etmedıier. Gökalp Baran. Hayrullah Özyaşar, Cetn Kuzu, Gülay Pınarbaşı. tarikatın neredeyse halkla ilişkilerinı üstlendiler. Popüler isimleri kul- ianan müritler. mankenler Ebnı Şimşek, Gözde Tan, Esra Dop ve Sibel Taa'ı tehdit ederek tarikata bu- laştırmaya çalıştılarsa da başaniı olamadılar. Ad- nancılar kamuoyunun yakından tanığı Cem Ozer, Fatih AJtayn gibı ünlü isimlere yönelik karalama kampanyalarıyla da basının gündeminde kalmayı bildiler. Tarikatm liderliğini yapan ve "akıl hastasi" raporu bulunan Adnan Oktar ile müritlen, 1990'Jı yıllann başmda birdenbire "Atatiirkçü'' olduklannı açıkladılar. Kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan bu manevranın ardındân yükselen milliyetçi dalgayla "Ttoana ve Türkçü" kesilen Adnancılar, kapatılan RP ile yakınlaşmayı da ihmal etmedıier. Adnancılar son olarak DYP icındekı iktıdar mücadelesinde de r'i destekleyerek taraf oldular. bir cevrede ateistbir aDedeya da dejenere olmuş ortamlarda ye- tişmiş insanlara" doğru yolu göstermek adına mankenlerle ilişki kurduğunu doğrulayan ilanda şöyle denildi:"1994-1995 yülan arasında, bazı manken- lerle mesafeti üişkikr kurubnuş; kendilerine,içinde bulundukla- n ortamın dejenere bir ahlak yapısma sahip olduğu açıklan- maya çahşünuş,Allah'm % arugh- nın delüİerL Kuran mucizele- ri, güzel ahlak ve milli değer- ler gibi konularda kitaplar he- diye edilmiştir. Bu samimi an- latımlar da konuşulan bazı kimselerde manevi bir uyanış sağtamıştır. Sayın Gülay Pınar- başı, bu dönemde eski yaşan- tısuıı terk ederek mazbut bir yaşam tarzını »eçmiş ve BAV camiasına kaülnıışar." 'Babuna kampanyası* BAV üyelerinin Oktar Ba- buna kampanyasında gönüllü olarak çalıştıklan belirtilen ilanda, "Babuna kampanyası. bir eyieın değiL şerefli bir hiz- mettir. Toplanan para. basında belirtildiği gibi 2.5 trihon lira değU, 450 miryar lira chann- dadır >e tek kuruşunda yulsuz- luk yoktur. Babuna kampan- yası, devlet ve millet yaranna gerçekleştirümiş bir hizmet ör- neğidir" savunması yapıldı. Adnan Oktar tarafından yazıl- dığı bilinen, ancak Harun Yahya ve Cavit Yalçın takma adlan kullamlan evrim teorisi karşıtı kitaplann BAV tarafın- dan basıldığı itiraf edilen ilan- da, karalama kampanyasının da kendileri açısından manevi bir derece olarak kabul edildi- ği savunuldu. İlanda, Edir- ne'den Iğdır'a kadar tüm iller- de Allah'm varlığını bilımsel delillerle anlatan konferanslar düzenleyen vakfın "sefahat topluluğu" olmadığı belirtılır- ken, basılan kitaplardaki laik- lığe yönelik saldınlar gözden kaçınlmak istendı. Milli Eğitim Bakanlığf nın EvTİm Teorisi'ni biyoloji ki- taplanna almasının ardındân Harun Yahya ımzasıyla yazı- lan, milyonlarca adet basıla- rak ücretsiz dağıülan, okullar önünde minibüslerle öğrenci- lere verihneye çalışılan "Ev- rim Aldatmacası" adlı kitapta şu iddialarda bulunuluyor "Evrim Teorisi, Allah'ı in- kâr eden tüm ateist felsefele- rin belkemiğini oluşturur. Ev- rim teorisini savunanlar evrim dinine inanmaktadır ve bu di- ne sadık kalabihnek için de her türlü imkânsızı onayiamak du- rumundadır. Evrim, gerçekte bilimsel araştırmaların sonucunda or- taya çıkan bir bulgu değüdir. Aksine, bu teori, materyalist felsefenin gereklerine göre, ön- ce masa başmda üretUmiş, son- ra da bilimsel gerçeklere rağ- men kabul ettirilmeye yghylan bir tabuya dönüşmüştür. Bu çabanın amacı, canlıJann bir yaraücı tarafından var edikii- ğini üıkâr etmeyi zorunlu kıl- maktadır. Bilim Teknik, Focus gibi bilimsel yayınlar olmak üzere, Mülijet, Hürrijet, Sa- bah, Cumhuriyet gibi gazete- lerde evrim teorisinüı binnçli propagandası yapılmaktadır. Evrimcilerin basını ele geçir- meierinin önemini pek az in- san kavramıştır. Böylece halk meseleyi tek yönlü olarak öğ- renir." IRMIKIAYDEV ENGİN aengin(5 doruk.net tr. Siz de ekranlarda sıram sıram boy gösteren 'deprem uzmanlan''na öfkele- nenlerden misiniz ? Yanılmıyorsam sayınız pek fazla ve günbegün artıyor. Üstelik galiba hem hiçbır deprem tartışmasını kaçırmıyor, geç vakitlere kadar o kanal senin, bu ka- nal benim dolanıyor, hem de sonra "Aa- aa, bu uzmanlardan da gına geldik ar- tık. Memlekette ne de çok deprem uz- manı varmış" deyip homurdanıyorsu- nuz. Niye? Tamam biliyorum, birinin dediği, öte- kini tutmuyon hepsi Kuzey Anadolu Fay Hattı'ndan söz ediyor, ama hiç birinin fa- yı ötekininkine uymuyor; kimi ille de Is- tanbul'da taş üstünde taş bırakmama- ya karariı, kimileri ise Istanbul'u koru- mak pahasına Bursa'yı, Yalova'yı, Mu- danya'yı gözden çıkanveriyor... Tamam biliyorum, 'uzman paylaşımı' komşuluk ilişkilerini bozmaya başladı. Kendi uzmanını savunmak isteyenler, is- ter istemez komşunun uzmanını batır- dıklanndan kavga çıkıyor, küslükler artı- yor. Ama olsun. Ben çok hoşnutum. Söyler misiniz bana, karşısına geçip esnediğimiz, uyukladığımız, sıkıldığımız, homurdandığımız, suratımızı buruştur- duğumuz ekranlarda buncayıldır, bu ka- dar 'bilim adamı'nı, bu kadar yoğun gö- Bırakınız Konuşsunlar Bırakınız Tartışsmlar rüp izledik mi? Bu ülkenin ekonomisini deprem kadar tahrip eden 'üretimden çekilip faizeya- hnlmışpara - hazine bonosu - yüksek fa- iz - yeniden hazine bonosu - daha yük- sek faiz' zinciri üstüne ekranlara kaç bi- lim adamı çıktı? Bu 'utanç zinciri'rim ya- rattığı büyük çöküşün eğristni, doğrusu- nu, aynntısını bize anlatabılecek kaç bi- lim adamı, sesini oturma odalanmıza ka- dar ulaştırabildi? Emeklinin, ücretlinin, esnafıntasarruf- (anna yüzde 70 dolayında faiz verip, son- ra bu küçük tasarruflann oluşturduğu muazzam parasal kaynaklaria hazine bonosu ihalesine girip devlete yüzde 120, yüzde 130 faizle borç veren banka ve bankerferin yol açtığı ekonomik fela- ket üstüne söylenecek sözü olan kaç bi- lim adamı 'canlıyayınlara' konuk olabi- liyor? Kaçımız tek tük de olsa böyle bir prog- ramı sonuna kadar, gerekirse uykusuz kalmayı göze alarak sabıria ve dikkatle izledik? Bilim adamlan ekranlarda saatler bo- yu, geceler boyu, günler, haftalar, aylar boyu Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı didik didik ettiler. Deprem konusunda öğren- mediğimiz kalmadı. Peki Susurluk üstü- ne neyi, ne kadar öğrendik? 'Gına geidi' ne söz; bırakın henüz ken- disine söz düşmemiş bir jeolog, sismo- log, deprem mühendisi kaldıysa, onlar da çıksın ekranlara, doğru eksık ne bili- yorlarsa bölüşşünler bızımle. Bir kere de sorunlanmızı bilim adamlannın ağzından dinlemenin tadını ve keyfini çıkaralım. Bırakınız konuşsunlar, bırakınız tarüş- sınlar. 'Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsin- ler' diyen vahşi kapitalizm savunucula- nna tanınan hakkı deprem üstüne söy- leyecek sözü olan bilim adamlanndan niye esirgeyelim ki? Ama aralannda şarlatanlar var, bilim adarrn nitelemesini haketmeyen, ün me- raklısı palavracılarvar, diyeceksiniz. Evet var. Sanki ekonomi biliminde yok mu? 'Hazine bonosu - yüksek faiz - gene ha- zine bonosu - daha yüksek faiz' rezilli- ğini, ekonominin sağlıklı yürümesi için zorunlu önlemler olarak yutturan şarla- tanlann, sahtekâriann sayısı, deprem va- azı venmeye soyunmuş yetersiz bilim adamlannın en az on katı değil mi? Bırakınız deprem üstüne sözü olan bi- lim adamlan konuşsunlar, bırakınız tar- tışsmlar. 17 Ağustos'tan bu yana sürüp giden taıtışmalardan bizde kalana bakın siz. 17 Ağustos'tan önce 'Kuzey Anadolu Fay Hattı' terimini duyanımız kaç kişiy- di? Yan atılımlı fayla dikey düşümlü fay arasındaki farkı bırakın bilmeyi, duyanı- mız var mıydı? Üç dort metre ınilınce su çıkan topraklan 'bereketlı topraktar'd'ıye övmeyi bilirdik de, bu topraklar üstünde ev kurmanın intihar anlamına geldiğini kaçımız biliyordu? Daha okkalı bir soru: Galiba canımızı sıkan, deprem uzmanlanna kızmamıza yol açan, onlann birbiriyle çelişen gö- rüşleri değil; bir türlü ağız birliği edip "Korkmayın. Deprem olmayacak. Key- fınize bakın" dememeleri. Bir deseler rahatlayacağız. Bu konu- da görüş biriiğine vanverseler, çürük ze- minlerde kurulmuş, eksik çimento, za- yıf demir kullanılarak dikilmiş evlerimiz- de rahat rahat uyumaya devam edece- ğiz. " 17Ağustos sarsıntısını unutma. Çat- laklan sıvama, sıvatma" diyenler, dep- rem uzmanlanna değil, bize sesleniyor- lardı. Deprem tartışmasından bıkmak, çatlaklan sıvamakla eşanlamlı. Bırakınız konuşsunlar, bırakınız tartış- smlar... POLTIİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Doğan, Güngör, Çatlı, Kırcı... Doktor Asteğmen Necdet Güçlü 13 Nisan 1970'teöldürüldü... İki yıl önceydi... Hümyet gazetesinde Ibrahim Doğan'ın fotoğra- fı yayımlandı. Fotoğrafta, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, TBMM Kliniği'nde Dr. Ibrahim Doğan ta- rafından muayene ediliyondu... Oral Çalışlar, gazeteyi önüme koyup sordu: "Sayın Kalemli'yi muayene eden kişiyi tanıyor musun?" Tanıyamamıştım... Oral gülümsedi; "Bu kişi, Dr. Asteğmen Necdet Güçlü'yü öldüren- lerden biri olan Dr. Ibrahim Doğan'dır..." Bizim Oral, önceden 1970'li yıllarda Hacettepe Tıp Faküttesi'nde okuyan birarkadaşından, Kalem- li'yi muayene eden doktorun Doğan olduğunu sap- tamış... Haberi manşetten şöyle verdik: 'Güçlü'nün katili Doğan TBMM'de...' İki yıldan bugüne dek bu konuda hiçbir açıklama yapılmadı. Sanınm dönemin TBMM Başkanı Ka- lemli, Cumhuriyet'i kınayan ve Doğan'ı savunan bir açıklama yaptı... Yaklaşık 29 yıl önce işlenen Asteğmen Dr. Nec- det Güçlü cinayetini bugün niye gündeme getiriyo- ruz? Türkiye'nin üzerindekı giz perdesini aralayıp, Su- suriuk kazasıyla ortaya çıkan devlet içindeki silah- lı gücün dokunulmazlığını göstermek içın... 1970-1980 süreci aydınlanmadığı sürece faili meçhul cinayetleri çözmek olası değildir... 1970'te Asteğmen Necdet Güçlü'nün öldürülme- si, daha sonraki pek çok faili meçhul cinayetin de- vam etmesiyle doğrudan ilgjlidir... Güçlü cinayeti, Kemal Türkler'den Doğan Oz'e, Cavit Orhan Tü- tengil'den Bedrettin Cömert e. Orhan Yavuz'dan Abdi Ipekçi'ye dek çok sayıda öldürme olayının kımler tarafından ışlendiğini, bunlann devlet içinde- ki örgütlü silahlı güçle ilişkilerini ortaya koyar... • • • Ibrahim Doğan ve Ali Güngör... 19701e Ülkü Ocaklan Genel Başkanı Doğan ile daha sonraki yıllarda MHP Gençlik Kolları Genel Başkanı olan Güngör, Asteğmen Güçlü'yü silahla öl- dürmüştür... Tarih: 13 Nisan 1970... Peki, kullamlan silah kimlerin üzerine kayıtlıdır? 1970'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nde teğmen olan Mustafa llerisoy ve Fehmi Altınbilek'ın üzerine... Ankara Birinci Ağır Ceza Mahkemesı'nın 30 Ni- san 1974 gün ve 1974/91 esas, 1974/486 sayılı ge- rekçeli karannı okuyalım: "Emanet, 1970/814 sırasında kayıtlı sanık Ibra- him Doğan'dan zaptedilen 6815296 No'lu taban- ca ve mermilerin Teğmen llerisoy adındakı birşah- sa ait olduğu anlaşıldığından tabancanın sahipleri- ne geri verilmesi..." llerisoy ve Altınbilek askeri mahkemede yargıla- nıpaklanırlar... Doğan ile Güngör ise 12'şer yıl ceza alır, Başba*. kan Bülent Ecevit'in 1974 af yasasından yararta- nıriar... 1978, Türkiye'de terörün ivme kazandığı yıldır... Sağ ve sol terör örgütlerinin silah kaçakçılan ile bağlantılan vardır, ama sağ, yani ülkücu orgütlerin güvenlik güçleriyle olan ilişkileri gün gibi ortadadır... Örneğin, daha sonra yüzbaşı olan Mustafa lleri- soy'un adı, 1980 yılında Devrek'te kaybolan beş sten tabanca olayına kanşır ve ordudan ayrılıp yurt- dışına özel bir göreve gider... • • • Yıl 1976... Hakan Yurdakuler. Ensari Oran ve Burhan Ba- nn toprağa verılırken dönemin başbakanı Süley- man Demirel, gerçekleri örtbas etmiyor muydu? Yurdakuler. Oran ve Barın yurtsever gençlerdi!.. Doktor Asteğmen Güçlü'yü Hacettepe Üniversi- tesi bahçesinde öldüren Doğan ve Güçlü dışanday- dı... Gelelim bugüne... Haluk Kırcı, Oral Çelik, Abdullah Çatlı... Kırcı, Çelık, Çatlı, Ibrahim Doğan ile Ali Güngör'ün arkadaşları değil miydi? Bugün Çatlı yaşamıyor, Çelik dışanda, Kırcı ise ce- zaevinde... Doğan, TBMM'de doktor, Ali Güngör ise MHP Içel milletvekili... Tuhaf, ama gerçek bu!.. Peki, Muammer Aksoy'u, Çetin Emeç'i; Uğur Mumcu'yu, Ahmet Taner Kışlalı'yı öldurenler ne- rede? Susuriuk'un ilk halkasına bakmadan önümüzü görmek olanaksızdır... Çünkü terör, nereden gelir- se gelsin bir insanlık suçudur... hikmet.cetinkaya(« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 02127 513 90 98 İncetahtacı'nın ölümü 6 Komplo teorileri üretmek doğru değil' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Gaziantep Milletvekili Bedri İncetahtacı'nın öJümüyle ilgili olarak çeşitli spekülasyonlar yapılu"ken FP Grup Başkanvekili tsmail Kahraman, "Trafik kazası gibi görünüyor. Komplo teorileri ile kafalan doldurmak doğru değU" dedi. . TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nda görev yapan İncetahtacı'nın havaalanına gıderken trafik kazası geçirerek yaşamını yitirmesi, çeşitli kuşkulann gündeme getırihnesıne neden oldu. Susurluk Komısyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, "incetenmeB. Suikast ihtimali araştınlmair dedi. FP Grup Başkanvekili Ismail Kahraman ise dün düzenlediği basm toplantısında, "Şahsi kanaatim, ortada bir trafik kazası \ar. Tek başına yokJa gidiyor. ne zaman gideceği beili değil. Komplo teorileri o kadar geUşti kL bazı şeyler söylenhor. Bunlan uzak bir ihtimal olarak görüyonım. Benim kanaatim, hadisenin trafik kazası olduğu yolundadır. Sebebi; uykusuzluk olabilir, sis olabilir, sürat olabOir" dedı. Kahraman, "ortada bulguiar yokken komplo teorileri ile kafalan doldurmanın doğru olmadığıru" söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle