18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet | Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç ~ Genel Yayın Koordinatöru. Hikmet Çetinkaya # Yazıişlen Mudürü tbrahim Yıldız • Soramlu Müdür Fikret llkiz Haber Merkezı Müdürü. Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser tstıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özlem Yüzak • K.ültür: Handan Şenköken # Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sami Karaören • Düzeltme' Abdullab Yazıcı • Fotograf. Erdoğan Köseoğlu • Bügı-Belge. Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kurohr tlhmn Selçuk (Başkan), Orhia Erinç, Oktav Kurtböke, Hikmet Çetinkaya. Şökran Soner, tbrahim V üiz, Ortuuı Bunaa, Mustafa Balba\, Hakan Kara. Ankara Temsücisi. Mustafa Balba> Atatürk Bulvan No. 125, Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 hat), Faks- 4195027 • îzmir Temsılcısı: Serdar Kmk, H ZıyaBlv. 1352S 2/3Tel 4411220, Faks:4419117 • AdanaTemsılcisı: Çetin Yiğenoğlıı, InönüCd 119 S.No:l Katl,Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü' Cstün Akmen 0 Koordınatör: Ahmet Korulsan • Muhasebe Bülent YenerOlda- re- Hüseyin Gûrer • Bılgı-lş- lem. Nafl tnal • Satış: Fazilet Kua MEDYA C: • Yönetim Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gfilbin Erduran # Koordınatör Reha Ifttnuuı a) Genel MudürYaıdımcısı: SevdaÇobsn Tel. 514 07 53 - 5139580-513«46CWl,Faks 5138463 V'ayımlavao *e Basan: Yem Gün Haber Aıansı, Basm \e Yaymcılık A Ş -ürkocaâı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 istinbul PK 246 • Sırkecı 34435 lstanbul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0*212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 25KASIM 1999 lmsak:5.24 Gûneş: 6.55 Öğle: 11.58 îlrindi: 14.24 Akşam: 16.47 Yatsı: 18.13 Victopia'mn • Haber Merkezi- Manken Heidi Kum, 10 mılyon dolarhk milennium sutyeni ve ona takım olan küloduyla 2000 yılı için hazırlanan "Victoria'nın Yılbaşı Gecesine Dair Gizli Düşlen ve Fantezılen" adlı kataloğun kapağını süsledi. Kum'un tanıttığı ancak , satılması sözkonusu olmayan sutyen'de bulunan 3 bin 24 değerlı taştan bin 988'i safır. Sutyenin merkezindeki çiçek şeklindeki taş ise 5 karatlık bir pırlanta. Şiimerbank'tan 'Öğretmen Karr • Haber Merkezi - Sümerbank Kredi Kartlan Merkezi "Öğretmen Kart" ismiyle öğretmenlere özel bir kredi kartı uygulaması başlattı. Proje kapsamında dün lstanbul Lisesi öğretmenlerine 24 Kasım Oğretmenler Gûnü nedenıyle kartlan dağıtıldı. Banka yetkilileri, 50 bin öğretmene "Ögretmen Kart" vermeyi amaçladıklanm söylediler. Medeni Kanun tarüşrtacak • Haber Merkezi- lstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği etkinlikleri çerçevesinde, lstanbul Barosu Kadın Haklan Komisyonu ve Türk Hulcukçu Kadınlar Derneği "Türk Medeni Kanunu Değişiklik Taslağı" üzenne bir toplantı düzenliyor. Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk'ün de konuşmacı olarak katılacağı toplantı. 27 Kasım Cumartesi günü saat 11.00'deTürkcellPlaza'da gerçekleşecek. Gates'ten 750 milyon ttolar • SEATTLE(AA)- Microsoft'un sahibi Bill Gates'in eşiyle birlikte kurduğu Bill ve Melinda Gates Vakfi'nın, dünya çapında yoksul çocuklann hastalıklara karşı aşılanması ıçin 750 milyon dolar bağışta bulunacağı bildirildi. Vakfin 5 yıllık bir süre içınde 150'şer milyon dolarhk dilimler halinde vereceğı paranm, 6 ile 8 ay içinde faaliyete geçecek olan Çocuklann Aşılanması İçin Küresel Fon'un kurulmasma yardımcı olacağı belirtildi. Söz konusu aşı bağışı, dûnyanın en zengin adamı olarak tanman Bill Gates'in yıllık bazda şimdiye dek yaptığı en büyük bağışı oluşturuyor. Genlenin üçte biri sayridı • WASHINGTON (AA) - Bilim adamlan, insanın genetık haritasınm üçte birini çıkarmayı başardı. Araştırmacılann, 1 milyar gen çiftini deşifre ettikleri açıklandı. Washington'da açıklama yapan ABD Sağlık Bakanı Donna Shalala, bu 'muazzam çabayı' takdirle karşıladıklannı belirterek, 'yaşam kitabı' olarak da nitelendirilen gen şifrelerinin çözümünün, 21. yüzyılda tıp alanında eşı benzeri görülmemiş gelışmeler elde edilmesini sağlayacağını kaydetti. Bakan, bu sayede hastahklann teşhıs ve tedavisinin çok daha kolay olacağını, hatta hastahklann önlenebıleceğini vurguladı. Yaklaşık 3 milyar gen çiftinden oluşan 'gen haritası' her bir bireyin kalıtsal özelliklerini taşıyor. îdare mahkemesi, Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santralı'nın 'ÇED Olumlu Belgesi'ni iptal etti Fırtma Yaclisi kurtııldu• Mahkeme karannda, Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santrah'na ilişkin hazırlanan ÇED raporunda yapılan incelemelerin, hesaplamalann ve değerlendirmelerin yeterli miktarda olmadığı, doğru veri, bilgi ve belgelere dayandınlmadığı vurguladı. . . IZMIR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) -Trabzon Idare Mahkemesı'nin, Ri- ze'nın Çamlıhemşin ilçesi Fırtına Deresi üzerinde ınşaatınabaşlanan Di- lek-Güroluk Hidroelektnk Santra- lı'nın 'ÇED Ohımhı Belgesi'ni, 'çev- reye geriye dönüimez zararlar vere- ceği' gerekçesıyle iptal etmesi, Tür- kiye'de yürütülen çevre mücadele- sinde önemli bir adım olarak ortaya çıktı. Çevre Bakanhğı'nın verdiği izin mahkeme karanyla hukuken or- tadan kaldınlırken, Fırtına Vadisi'nin kurtuluşu çevrecilere umut verdi. Aliağa'da kuruhnası planlanan ter- mik santrala, Bergama'daki siyanür- lü altın işletmecıliğine karşı kazanı- lan çevre mücadelelerine bir yenisi de Fırtına Vadisi'nde eklendi. Do- ğal güzelliklerin bozuhnaması ve da- ha sağhklı bir çevre isteyenlerin uzun bir süredir verdiği mücadelede yar- gı, çevrecilerin ve yöre insanının le- hine karar verdi. Merkezi yönetimin endüstri ve teknoloji adına plansız, çarpık ve doğal değerlen hiçe sayan projelerinden birisi daha hukuken geçersız sayıldı. Çamlıhemşinliler adına Avukat Yakup Şekip Okumuşoğhı ve arka- daşlan taraftndan açılan davada Trab- zon Idare Mahkemesi'nin daha ön- ce aldığı iki yürütmeyi durdurma ka- ran, Trabzon Bölge Idare Mahke- mesi tarafindan bozulmuştu. Ancak Trabzon Idare Mahkemesi, esastan verdiği karannda, yürütmeyi durdur- ma kararlannda yer verdığı görüşle- rinde direndi ve santrala Çevre Ba- kanlığı'nca verilen 'ÇED Olumlu Belgesi'ni iptal etti. Çevre için örnek karar Trabzon Idare Mahkemesı'nin, çev- re korumacılığı açısından örnek ola- rak nitelendirilen karan, çeşitli ünı- versitelerden bilim adamlannın hazır- ladığı bilirkışı raporunda yer verilen bılgilere dayandınldı. Karannda, Di- lek-Güroluk Hidroelektrik Santra- lı'na ilişkin hazırlanan ÇED Rapo- ru'nda yapılan incelemelerin, hesap- lamalann ve değerlendirmelerin ye- terli miktarda ve aynntı düzeyinde olmadığını, doğru veri, bilgi ve bel- gelere dayandınlmadığını, söz konu- su faaliyetin çevreye olabilecek etki- lerinin tam ve doğru olarak açıklan- madığını, yer ve teknoloji altematif- lenne dair incelemelenn tam ve doğ- ru olarak yapılmadığtnı vurgulayan mahkeme heyeti, şöyle devam etti: "Öte yandan bir kısmı mifli park oiarak, diğer kısımlan SİT alanı oia- mk ayırt edümiş,yeryüzü şekti,iktim, anakaysvetopraközeJlikieriitObariy- le heyeian böJgesi olan bir alanda beş yü süreyle yapılacak söz konusu ya- pun ve sonrasında da işletim faatiye- tinin cevre ûzerindeki olumsuz etki- lerinin mevzuat ve bih'msel esaslara göre kabul edilebilir oUrak befirleneıı düzeylerin üstündeolacağı soaucıma ulaşümışur." Mahkeme heyeti, "Projedetdeksik- lerin, ÇED raponınu hazuiayanlar- ca bilinmesİDİn mümkün oiduğu, an- cak bu gibi konulann birtakım var- sayınüar ve vaatier veya belgeye da- yandınlmaıruş taahhütlerile maske- lendiği görülmüştür" görüşüne de yer verdi. Mahkeme heyeti, artan enerji ih- riyacının karşılanması için yeni ya- tınmlar yapılması gerektiği konu- sunda şüphe bulunmamasına karşın, bu yatınm faaliyetlennin yer seçi- mi, yapım ve işletim biçimi belirle- nirken 'tam ve doğru bir çevresd et- ki değeriendirmesinin vapılmasTnın, hem mevzuat gereğı hem de 'kamu yaran' kavramının zorunlusonucu ol- duğunu vurguladı. 'Doğum Yeri Absürdistan' Haber Merkezi - Başrollerinde Meltem Cumbul ile Ahmet Uğurlu'nun da yer aldığı Avusturya yapımı "Doğum Yeri Absürdistan" adlı film bu ülkede büyük ılgi görüyor. Iran asıllı ünlü Avusturyalı yönetmen Huşeng AHahyari'nin Batı Avurapa'daki yabancı düşmanlığmı kara mizah tarzında ele aldığı film, Avusturya'nın 10 ayn kentinde 17 sinemada gösterimini sürdürüyor. Yönetmen Allahyari, T ü r k oyuncularla çabşmaktan büyük zevkduydum" dedi. Gösterime girdiği ilk haftada 12 bin izleyiciyi çeken fıhnde Meltem Cumbul ve Ahmet Uğurlu, uzun süredir Viyana'da yaşayan bir işçi aılesini canlandınyor. Avusturyalı ünlü yıldız Juha Stemberger ile Meltem Cumbul da çocuklan kanşan ve bunun farkına vardıktan sonra çocuklannı değiş tokuş yapıp yapmama konusunda çelişkiye düşen iki anne karakteriyle çıkıyor seyirci karşısına. Çocuğun ruhsal dünyası Babanuıyeri dolmuyor ÇeviriServisi-Son yülarda Ingjltere'de yapılan bir araşnrma, güçlü bir baba fı- güründen yoksun büyüyen erkek çocuk- lann depresyona ve anti sosyal davranış- lara yatkın olduklannı ortaya çıkartn. 13 ile 19 yaşlan arasında bin 400 ço- cuk üzerinde yapılan araştırma, çocuğun özgüven ve saygısının gelişmesinde er- kek modelin ne denli önemli bir rol oy- nadığını gözler önüne serdi. Oxford Üni- versitesi'nın Uygulamalı Sosyal Politika Bölümü'nün yürüttüğü çalışmaya göre modem, çalışan anneler, geleneksel ola- rak babaya yüklenen görevlerin pek ço- ğunu üstleniyor. Ancak bu, çocuğun ba- baya duyduğu gereksinimi ortadan kal- dırmadığı gibi rol karmaşasına yol açıyor, çünkübabalann erkek çocuklann yaşam- lanndaki yerinı kımse dolduramıyor. Babalann davranış şekilleri erkek ço- cuklann yaşamlannı derinden etkiliyor. Bunlann üç tanesi çocuk için çok önem- li. Birincisi, çocuklanna zaman ayırmak; ikincisi sorunlan ile ilgilenip sorunun çö- zümüne ilişkin tartışma zemini oluştur- mak: ûçüncüsü ise okuldakı başanyla ya- kından ügilenmek. Babalanndan bu bağlamda yakm ilgi gören erkek çocuklar daha güvenli ve da- ha iyimser. Oysa ilgisiz babalann çocuk- lan kuşkucu, içine kapanık ve dünyaya ba- kış açılan karamsar. Babalanndan ilgi gören çocuklann yüz- de 74'ü okulda uyumlu bir kişilik sergi- lerken depresyon belirtileri göstermiyor. Sosyal yaşamlannda kurallara uyum gös- teren bu çocuklann başlan polisle bela- ya girmiyor. Oysa babalannın ilgisiz kal- dığı çocuklann üçte biri, topluma ters dü- şen davranışlar sergilerken derin bir mut- suzluk yaşıyorlar. Söz konusu çalışma, il- güi babalann çocuklannın kadınlarla iliş- kilennde daha eşitlikçi davrandığını, hay- vanlara daha sevecen yaklaşüğını ortaya çıkanyor , . . Çocuklardaki diş doktoru korkusunu bazı önlemler alarak yenmek mümkün w EMşçi fobisr sona eriyor FİGENATALAY Çocuklar diş doktorlanndan çok korkarlar. Aslında haksız da değil- ler. Ilk kez diş doktoruna getirilen bir çocuk, daha önce hiç görmedi- ği acayip bir koltuğa oturtulur, kuv- vedi bir ışıkla gözleri kamaşır. Önün- de bir sürü korkutucu alet vardır ve hıç tanımadığı beyaz önlüklü bir ki- şi ağzını açmasını, dişlerine bak- mak istediğini söyler. Çocukda çok haklı olarak ağzını açmak yerine ağlayarak kaçmayı dener. "Oysa ku\wtli ısık veren reflek- tör aslında bir güneştir. Hav^-su ta- bancası ise rüzgâr « >uğmur. Gü- rültülü ses çıkaran alet ise dişlere çi- çek ya da tank gibi şekiller yapma- ya yarayan, mikroplan öldûren bir araçür'' diyor Diş Doktoru Asaf Murat Güzetce ve diş doktorundan korkma olgusunu "çoğunlukla ço- • Uzmanlar, tedavi esnasında çizgi film seyrettirilmesinin, klinikte bulundurulacak oyuncaklann, hatta bazı zararsız aletlerin çocuğun eline verilmesinin diş doktoru korkusunu önlemeye yardımcı olabileceğini belirtiyor. cukluğumuzdan kalan bir miras" olarak değerlendinyor. Bu korkunun temel nedenlerinden biririin ne olacağını bilmemek oldu- ğuna dikkat çeken Dr. Güzelce, ilk kezgeldiği muayenehanedekorkma- sı için birçok neden bulunan çocu- ğun, doğal olarak ya ağzını açma- dığını ya da ağlayıp kactığını belir- tiyor. Anne-babalann da çocuğun korkusunda rol oynadığını anlatan Dr. Asaf Murat Güzelce, şöyle de- vam ediyor: "Annesinin daha >okla> ken efini sıkıca tutması, telaşü hali, gözlerin- dekiendişe,zaten çocuğa değişikbir yere gjttiğinin ilk sin>allerini çoktan vermistir. Birşeldlde ikna edflen ço- cuk, hele bir de özensiz bir tedaviye maruz kahrsa belki de ha>atı bo- yunca kurtulamayacağı bir fobinin temeOeri aülmış oluıf Neyapılabflir? Bu tablonun önüne geçmenin mümkün olduğunu söyleyen Gü- zelce, bunun için neler yapılabile- ceğini şöyle anlalıyor. "Burada hem anne-babaya, hem dedişhekiminebeHrBgörevİergüş- mektedir. Her ebeveyn çocoğu için endisetenir. Ancak bunuçocuğabet- Hetniemekgerekir. Rande\u tarihin- den öncekigün nereye gkUleceği, ne- ler yapdacağı ve bunun nkin ne ya- pılmasıgerektiği anbtnhnaİLaz-cok olacaklar hakkmda bilgi verflmeh ve gerekirse ödüllendirileceği söy- lenmetidir. Eğer firsat olursa çocu- ğu khniğe önceden götürüp ortamı tanrtmak,yapılan tedavileri tdetmek ve doktoria tanışürmak da çok fay- dah oiabilir.Klinigin kaptsı |M < an gir- dflcten sonra sorumluhık diş hekimi- ne geçer. Doktor çocuğa sıcak ve sa- mimi yaklaşmau, onunla bir süre sohbet etmelidir. Daha sonra yavaş yavaş çocuğa aletleri tamtmaya baş- lar. Bazı zararsız aketkr. çocuğun eli- ne verilip geri istenerekyani vardun- adurumuna getirflerek konuyaısm- ması sağlanabilir. Tedavi esnasında çizgifibn seyremrflebflir. Dikkati da- ğılan çocuk daha i\i işbnüği yapa- caktır. Klinikte bulundurulacak ovuncaklar da ortamı daha samimi birşekkgetirebuuf Çocuklann korkusunun temel nedenlerinden birisi ise ne olacağını bilmemek. ISTANBUL BAROSU Laiktik ve demokrasi tıuiışmasıyapüacak tstanbul Haber Servisi - lstanbul Barosu tarafindan düzenlenen "LaikKkvede- mokrasi'' konulu ulusla- rarası toplanü bugün baş- lıyor. Ulusal, uluslararası üne sahip çok sayıda yet- kin uzmanın katılacağı top- lantı iki gün sürecek. Fransız Kültür Merkezi, Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği, lstanbul Ba- rosu, Marmara Üniversite- si Hukuk Fakültesi 'nin or- taklaşa düzenlediği top- lantı, bugün Fransız Kül- tür Merkezi'nde başlaya- cak. lstanbul Barosu'nca yapılan açıklamada şöyle denildi:"Türklye'dedev- let ve hukuk düzeninin te- meDendiribnesinde Fran- sa'nın esin kaynağı oluş- turduğu göz önüne alına- rak konu Türidye-Fransa eksenindeişknecek, ancak KemaM laikHk anlayışt- nın etkflediği Tunus'un du- nımunun değeriendirme konusuyapdmas üginç ob- caktır. Öte yandan Japon dene>imi. bem de Budizm- de laikük din üçlüsünü or- taya koyacakbr. Üç boyut- lu >aklaşunla laikBğin, Hı- ristiyan, Müslüman ve Bu- dist toplumlarda gerçek- leşme olanağı görülebile- cektirT Kolokyuma; aralannda Fransız Anadolu Araştır- malar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Paul Dumont, Fransız Danıştay Üyesi Je- an Michel Belorgey, Da- nıştay Üyesi Şevket Apa- lak, Paris Uluslararası In- celemeler ve Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Dr. Se- mih Vaner, Galatasaray Üniversitesi Rektör Veki- li Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve lstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi lnsan Haklan Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Tanör'ün de bulunduğu çok sayıda uzman katılacak. RASGELE / RAÎFERTEM e-posta: tan @ prizma. net tr Akşam karanlığı basmaküzere. Saatler geri alındı. Gün çabuk bi- tiyor. YolumuzÇatalca. Paralı yoldan ulaşınz. Geç kalmayız. Düştük yo- la. Vardık gişelere. Bilet alacağız. Düğmeye basmak için uzan- dım. Düğmeye ulaşmadan bilet elime ulaştı. Yedi-sekiz yaşların- da bir çocuk. Yüzüme bakıyor. Ağlamaklı. Tam hareket edeceğim. "Ağa- bey" dedi, "bir okul parası vere- bilirmisin?" Baktım. Yüzüme bakamıyor. Gi- yimi perişan. Cebimde bozuk ne varsa verdim geçtim. Aynadan bakıyorum. Saydı, oy- nadı, oynadı. Cebine koydu. Ge- len arabalan kollamaya başladı. Düşündüm. Bu bir iş değil. Di- lencilik olarak da düşünemezsin. Çocuk. Okumak istiyor. İş yarat- maya uğraşıyor. Yaratıyor ama: Boynu bükük, yüreği ezik. Ya- nnlara hazırlanan çocuk. Geceyi çocukları, çocukluğu- mu düşünerek geçirdim. Sabah. Aynı yoldan dönece- flim. O çocuğu görmek, göreme- Çocuklarımız Yamnlanmız mek nasıl bir üzüntü. Gişelere geldim. Dönüşte para ödenerek geçiliyor. Kalabalık. Sı- ra bekliyoruz. Yaklaşıyoruz, yak- laştık. Camın önünde başka bir ço- cuk. Bir sopaya simitter dizmiş. Ca- ma vuruyor. "Alsana ağabey" di- ye yalvanyor. Aynı eziklik, aynı burukluk için- de. AkJım. Tam uzaklaşacaktım. Ca- mın önünde başka bir çocuk be- lirdi. Onlardan daha da küçük. Da- ha da ezik. Elinde yine bir sopa- ya dizilmiş helvalar. Konuşamıyor. Söyledikleri anlaşılmıyor. Ezik, mahzun bakıyor. Helva da aldım. Ne simite ne de helvaya kaç para verdiğimi bilmi- yorum. Düşünemeden, gişeye yaklaştım. Gişe parasını da öde- yerek geçtim. Geçtim ama nereye gidiyorum, gidecegim? Anımsadım. Adliyede işim var. Catalca tarialanndan geliyorum. Pabuçlanm çamur içinde. Kaptya yaklaştım. Bir boyact gördüm. Se- vindim. Pabuçlanmı parlatıp gire- ceğim. Sevincim boğazımda kaldı. O da sekiz-on yaşlannda bir çocuk. Pa- buçlanmı uzatınca yüzünde garip bir sevinç belirdi. lştahla, hırsla boyuyor. "Her gün çalışıyor musun" di- ye sordum. Biraz buruk yanıtladı. "Boya sandığı benim değil amca. Ka- zandığım parayı bölüşCıyonjz. Kim çokkazanır, kim çok para verirse! Sandığı ona veriyor. Bugün ba- na verdi. Yann belli olmaz." Sandık sahibinin kim olduğunu sordum. Yanrtvermedi. "Sorma" derce- sine baktı. Soramazdım artık. Pabuçlanm boyandı. Yüreğim karardı. Duruşmaya girdim. Sıra- mı bekliyorum. Beklediğim dava da: İki çocuğun nafaka davaşıydı. Çocuklar, çocuklanmız. Ülke- mizde çalışma yaşı 6'lara indi. Çocuklarımızın dörtte biri de eğitimsiz. Eğitim görenlerin yansı da: Imam hatip okullannda. Rasgele..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle