Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18KASIM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kultur@curnhuriyet.com.tr 15
Bu gece Pera Palas'ta gerçekleşecek baloda 'Tango Real Quartett' orkestrası çalacak
Yeniden
FEHMİ AKGÜN
Türkiye'de 76. yılını kutladığımız
Cumhuriyet'le birlikte her şeyde oldu-
ğu gibi kültür, sanat ve eğlence haya-
tında da Batı'ya yönelik büyük değışim-
ler ortaya çıkar. Türldye hCTyönüyle çağ-
daşlaşmalı. sıyasal. ekonomik ve idari
olduğu kadar kültürü ile de Batı'ya ayak
uydurmah idi. Ancak bütün bunlann
gerçekleşmesi için halkın desteğine ih-
tiyaç vardı. Hem Batı'dan gelen bir mü-
züt hem de çokseslilik içinde sadelik içe-
ren tango. bu desteği fazlasıyla sağla-
mış, o günlerde coşku ile yaşanan cum-
huriyet balolanna da gırmekte gecikme-
miştir. Bu yüzdendirki tstanbul'da ba-
Io, Pera Palas ve tango sözcükleri bir-
birini çağnştırmakta...
Bu akşam Pera Palas'ta yapılacak
olan "tango balosıTnun amacı ve çıkış
noktası bu olsa gerek. Ama şurası da bir
gerçek ki yalnızca tango çalmacak ve
dans edilecek, günümüzün bu "tango
balosu" geçmışteki cumhuriyet balo-
lanndan birhayli farklı olacaktır. Bu bir
anlamda son 10-15 yıldır bütün dünya-
da yeniden başgösteren "tango mera-
kmın" bize de yansıyan etkilerinden
biri.
Tango tutkunu sanatçüar
Son yıllarda Istanbul'a gelen tango
sanatçılan, orkestra ve şovlan yanında
festivallerde ve sınemalarda gösterilen
"Tango" konulu filmler. hatta Gary
Burton gibi bir caz ustasının ve klasik
müziğin büyük isimlerinden Gidon Kra-
mer'in tango konserleri bu ilgiyi canlı
tutmakta. Bu gece saat 20.00'de Pera Pa-
las'ta çalacak orkestra bir dörtlü: "Tan-
go Real Quartett" Arjantin dışında ve
Avrupa'da kurulan başarılı tango top-
luluklanndan biri. Berlin'den geliyor-
lar, ama kendilerini Buenos Aires'te
Cafe Tortoni'de, Clup Almargo'da. Uru-
guay'da "Cumbre Mundial Del Tan-
go"da kanıtlamış müzisyenler. Piyano-
da Robert Schmidt, bandoneonda Paul
Raackcnv, kemanda Mattias LeopoM ve
kontrabasta Peter Blazeonsky yer al-
makta. Evet. topluluk, tango için "zo-
nıniu ve yeter" 4 enstrümandan oluşu-
yor: Keman, bandoneon, piyano ve
kontrbas... Dörtlüye katılan AmiraCam-
pora ve UUi Barth dans çiftinden Ami-
ra, Buenos Aıres'in Casa Blanca. Bar
Sur, Berretin gibi tango kulüplerinde-
ld'3'Hnşmalarda derece almış Arjantin-
lîBirsanatçı.
Tango Real Quartett, 1994 yılında
ilk olarak iki bandoneon, iki keman,
piyano ve kontrbas olmak üzere bir sex-
tet olarak kurulmuş ve 2 CD yapmıştı:
Mikmgueando En Beıiin ve Tiempos
VTejos. Bu ikinci disklerinde topluluk,
Arjantinli şarkıcı Pablo Banchera'ya
eşlik ediyordu. Altılı, 1996 Ekim ayın-
da Uruguay Montevideo kentinde ya-
pılan ve 17 ülkeden müzisyen ve dans-
çı olmak üzere 500 sanatçının katıldı-
lere clöııiis
ği "Dünya Tango Zirvesi"nde dik
katleri çeker ve Buenos Aires'e ge-
çerek orada da konserler verir.
1998'de Arjantin'de yapılan tan-
go festivaline "davetedilen yegâ-
ne Alman topluluğu olarak" giden
Tango Real Çuartett. Buenos Ai-
res'te La Nacion gazetesinın "Av-
rupa'da tango emin eUerde" öv-
güsü ile çıkan kritığinde "Ber-
lin'de doğan Buenos AiresüJer"
olarak nitelenir. Gerçek anlam-
da toplulugun belkemiği sayıla-
cak iki elemanı; bandoneonist
Paul Raacko\v ve pıyanist Robert
Schmidt. Berlin Yüksek Sanat
Okulu'nu bitirmiş, Nestor Marco-
ni, Osvaldo Montes, Rodolfo Me-
deros gibi tangonun dev isimle-
rinden ders almış, tango tutkunu
sanatçılar.
1997 y11ında bir dörtlü olarak
yeniden kurulan Tango Real Ou-
artett bugün bütün bir yıl dolu
olan konser programlan ile Av-
rupa'da, Arjantin tangosu-
nun 100 yılı kapsa-
yan eski \e yeni
örneklerini ken-
di özgün dü-
zenlemeleriy-
le sunmakta.
Dörtlünün
1997 yılında '
çıkardıldan son
CD'leri ise Arjantin-
li besteci Peregrini Pauios'un bir
tangosunun adını taşıyor: Ins-
piracion.Tanıtım broşürlerin-
de ise şöyle bir cümle dikka-
ti çekiyor: "Frakla ama dans
ayakkabılanyla \apilan tan-
go..." Yani tangonun gerçek
yüzüyle Avrupa zerafeti-
nin bir kanşımı.
Tangonun dogum yeri
ango Balosu bir
başlangıç değil,
süregelen
"Milongalann" daha
geniş bir meraklı
kitlesine ve halka
duyurulup, canlı
müzik eşliğinde
sunulmasından
ibaret. Saat 20.00'de
başlayacak olan
balonun,
unutulmayan bazı
Türkçe tangolar ve
değişik etkinliklerle
zenginleştirilmesi de
düşünülmüş.
olan Arjantin'den Avrupa'ya gelişi as-
nn başlanna 1912- 1913'Iere kadar
uzanır. Önceleri Paris'in gece kulüp-
lerinde boy gösteren bu yeni ve erotik
dans pek sevilir. Tangonun dansı,
müziğinden daha çok etkiler Av-
rupalıyı. Ama çok geçmeden
kendı memleketinde de seç-
kin çevrelerce ayıplanan
ve hor görülen tango,
Papa X Pio tarafmdan
da reddedilir ve ya-
saklanır. Ama bu ya-
sak uzun ömürlü ol-
mayacaktır. Tango,
smırlan aşar, Al-
manya, Ingiltere ve
Hollanda'ya uzanır.
Londra Savoy Oteli tan-
go çaylan, tango yemekleri
düzenlemeye başlar. Tango giyim-
de bir moda, bir rengin adı ve bir
şampanya markası oluvenr Böylece
çılgrnlığa varan bir "Bdle Epoque" dö-
nemi yaşanmaktadır: Almanya'da
Kayser II \VilheIm kraliyet subaylan
için tango yasağı koysa da... Alman-
lann ünlü Barnabas von Geczy, Heinzy
Huppertz gibi tango orkestralannın
plaklan Türkiye'ye de ulaşır. Chopin'in
bazı valsleri, Lizsfin aşk rüyası, Vfer-
di'nin operalanndan bazı parçalar bir-
den tango oluverir. Albeniz'in Ibe-
ria suitinden veya Pepita Jünenez
operasından bile daha popüler
olan tangosunu Viyana Fi-
larmoni Orkestrasf nın ün-
lü şefı Xaingarrner'in
El Ranti adlı tango
bestesi izleyecek-
tir. Korsika do-
ğumlu Fransız
vatandaşı Ti-
no Rossi'nin
J'attendrai,
Tanqu'ilyau-
ra des Etoiles, Marinella gibi tangola-
nnı bütün Avrupa bilmektedir o yıllar-
da. Danimarkalı viyolonist Jacop Ga-
de'nin Jalousie adlı parçası bugün bile
bir vakıf olarak sadece bu tangonun te-
lif haklanyla ayakta durmakta.
Avrupa'da vahşi görünümünden sıy-
nlarak "evdHeşen" tango romantik bir
havaya girer ve bu kalıba uygun olarak
herülkenin kendı diliyle bestelenmiş ">e-
rel tangolar" ortaya çıkar.
1950'li yıllardan başlayarak bütün
dünyada olduğu gibi vatanı olan Ar-
jantin'de de eski başansını kaybeden
tango, orada Astor Piazzolla'nın "Yeni
Tango Akımı" ile bir çıkış yapacak,
ama önemli bir zaafa uğrayacaktır. Zi-
ra yeni tangoda dans unsuru göz ardı
edilmişti. Arjantin'de organize kulüp
ve dans lokalleri yavaş yavaş kaybolma-
ya başlar. "Dans tçin Tango" yerini
"Diıuemek tçin Tango"ya bırakmıştır.
Avrupa'da ve dığer ülkelerde nostaljik
bir anılar demetıne dönüşen tango, ge-
ne öz vatanından gelen yeni bir çıkış yo-
lu bulmakta gecikmez. 80'li yıllardan
başlayarak ortaya çıkan Arjantin Show-
Tango topluluklan, tangonun müzik,
şiir, yorum ve danstan oluşan dört un-
suru da içeren ve mükemmel koreog-
rafîlerle sunulan gösterileriyle yeniden
bütün dünyayı etkilemeye başlar. Gü-
nümüz dünyasında ise insanlar daha
çok tangoya katılmak ve onunla dans et-
mek için ilgileniyor. Arjantin tango dan-
sı bugün sadece profesyonel artistlerin
değil, sıradan insanlann da başarabile-
ceği fıgürlerle Arjantin'de ve Avrupa'da
binlerce dans okulunda öğretilmekte.
Türkçe tangolar da yer alacak
Bizde de durum farklı değil. Yalnız-
ca tstanbul'da değil, Ankara'da, tzmir'de,
Eskişehir'de "Tango Geceteri" düzen-
lenmekte, yetkin dans hocalannın ver-
diği derslerle, Avrupa'dan, Birleşik
Amerika'dan hatta Arjantin'den getiri-
len hocalarla tertiplenen "AtölyeÇahş-
malan" ve lstanbul 'da haftanın 5 gece-
si yapılan "Mflongalar" bu tutkuyu gi-
dermekte. Hatta Birleşik Amerika'da
yaşayan, ama sık sık Istanbul'a gelip bu-
radaki çalışmalan düzenleyen ünlü bir
dans hocamız bile var. Metin Yaar.
Özetle; bu gece Pera Palas'ta yapılacak
olan ve daha sonra her ay tekrarlanaca-
ğı söylenen "Tango Balosu" bir baş-
langıç değil, süregelen "Milongala-
nn"daha geniş bir meraklı kitlesine ve
halka duyurulup, canlı müzik eşliğin-
de sunulmasından ibarettir. "Tango Ba-
tosunmT unutulmayan bazı Türkçe tan-
golar ve değişik etkinliklerle zenginleş-
tirilmesi de düşünülmüş.
tstanbul'daki "Arjantin Tango" dans
meraklılarının da misafır orkestra ve
dans çiftine katılarak, geceyi birgöste-
ri haline dönüştürmesi bekleniyor.
akgunf(g escortnet.com
www.situar.com.ar/fehmi
KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT)
Tiyatro
İlanlarınız
İçin
(0212)293 8978(3hat)
Gönül Ulkü s Gazanfer Ozcan
Tiyatrosu
DAVETSIZ
İSAFİR
Mecidiyeköy EFE Sanotevinde
PBÇMIK, Oım, CUHMDBİ: 21.00-PUM: 15'dt
PERŞEMBE GÛNÛ İ N D I R I M I İ D İ R
Ql»« T»I.I (0212) 212 94 82
VereUiz Kopnlı Otoparhımız Vardır
«# ET1BANK Sanatla Elelo
TİYATROİSTANBUL
SES-1885 ORTAOYUNCULAR
İSTİKLALCAO. Nft140 T B J (0 212) ?51 18 65^6 RÜt (0 212)24443 27
ortooyuncular com
Ferfıan Şensoy'un
ÇOK TUHAF SORUŞTURMA
.00 IC.i;*CıBaıanl9n«matktaırto.
Ferhan Şensoy'un
PARASIZ YAŞAMAK PAHALI
Perşembe/20.00
Derya Baykal
ŞU AN MUTFAKTAYIM
YazanA'öneten: Ferhan Şensoy Mûzik. Fikrel Kıalak
Cutna 20.00/C.tesi 15.00 e*»onun
Ferhan Şensoy
FELEK BİR 6ÜN SALAKKEN
Cumartesi/ 20.00
Ferhan Şensoy
FERHANGI ŞEYLER
Pazar 15.00 ve 18.00
Bilet Satış Yerleri: Ortaoyuncular Gişesi: 251 18 65
VAKKORAMALAR-Taksim. Suadiye. Akmerkez
Tûricçes):
Semra KARAMÛRSEL
Yöraten
Gencay GÜRÜN
Her Hafta
Perşembe - Cuma 21.00
Cumartesi 15.00 - 21.00
Pazar 15.00 - 18.30
Telefonla yer ayırtabllirslniz.
Gişe Tel: (0212) 216 40 70
KONSER
YAŞAR KURT
(Korku)
20 Kasım Cumartesi
Saat: 15.00-18.00
Kadıköy Halk Eğitim Merkesi nde
Tel: (0216) 330 10 27
doku sanatgcderüen
ORHANTAYLANResJm Sergisi
18 Kasım - 2 Aralık'99
Açılıj. 18 Kasım 99
Saat: 18.00-20.00
Pazar hariç hergün 11.00-20.00 arası açıktır.
Ihlamur Teşvikiye Yolu (Av. Süreyya Ağaoğlu Sok.)
No: 4 / 2-3-4 Teşvikiye - İSTANBUL
Tel: (0212) 246 24 96 Tel / Fax : (0212) 246 38 42
Kültür Bakanı
'Sanatta
tasamıf
olmaz*ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-Tûrk Kütüphaneci-
ler Derneği'nin (TKD), ku-
ruluşunun 50. yıldönümü ne-
denıyle düzenlediği "BUgi-
nin Seriiveni: Dünfi, Bugü-
nüveYannı"başlıklı ulusla-
rarası sempozyum Milli Kü-
tüphane Salonu'nda başladı.
Kültür Bakanı IstemihanTa-
lay. kültürel konularda dev-
let ve hükümetlerin maddi
katılım açısından soruralu-
luklannı tam anlamıyla yeri-
ne getiremediklerinin bir ger-
çek olduğunubelirtirken "Bir
tasamıf söz konusu olduğu
zarnaa kültürvesanatalanın-
da daha kolay >apılır anlayı-
şıyla bu alana yöneliyoruz"
dedı.
Semporyumun açılışında
konuşan TKD Genel Başka-
nı Yrd. Doç. Dr. Doğan Aol-
gan da, bilgiye önem veren
ve gelecek kuşaklara akta-
ran toplumlann geliştiğini,
bilgiye önem vermeyenlerin
ise geri kaldıklannı anlattı.
Dil Derneği Başkanı Prof.
Dr. Şerafettin Tııran ise Os-
manlı Devleti'nde kütüpha-
necilere hafiz-ı kütüp (Ki-
taplan koruyan, okuyucuya
sunmadan saklayan) denil-
diğini anımsatarak bu anla-
yışın cumhuriyetin ilanıyla
birlikte değiştirildiğini söy-
ledi.
Prof. Dr. Erdal lnönü ise
4 gün sürecek uluslararası
sempozyumun açılışında
"Cumhuriyet DönenHndeK-
Bm" konulu bir konferans
verdi. lnönü, kütüphanecili-
ğin insanlann en değerli ha-
zinelerini saklayan meslek
olduğunu belirterek "Bun-
dan da öte,insanhkdedigimiz
soyutvarfağı meydanagetiren
temel etkendir" dedi.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Bugün'ü Olmayan
Tiyatro...
Herhangi bir toplumun tiyatrosunun bugünû yok-
sa, o tiyatronun dünü ve geleneği üzerine konuşmak
anlamsızdır.
O tiyatronun bugünü görmezlikten gelerek bir ge-
leceği olabileceğini düşünmek ise, daha da anlam-
sızdır.
Tıpkı günümüzün bugünü olmayan Türk tiyatro-
su gibi.
Tıyatroda ve en genelinde sanatta 'bugünü olmak",
o sanatın ortamının bugününün sanat eserinde ya-
kalanması, sanatsal yoldan çözümlenmesi ve bugü-
nün izleyicisi ile sanatın dilini kullanarak iletişim ku-
rulması demektir.
19. yüzyıl sonrası Avrupa tiyatrosunun yepyeni
bir gerçeklik arayışına girmesini kaçınılmaz kılan
bunalım, o zamanki bugün'ü tiyatro eserleri ara-
cılığıyla artık tam olarak yakalayamamaktan kay-
naklanan bir bunalımdı. Unlü Alman tiyatro adamı
Otto Brahm, 29 Ocak 1890 akşamı Berlin'deki Öz-
gür Sahne'yi (Freie Bühne) açarken hazıriadığı
bildiride şöyle diyordu: "Bir zamanlar günlük ya-
şamdan kopuk, şiiriyalnızca geçmişin günbatımı
ışıklannda arayan... bir sanat vardı. Bugünün sa-
natı ise uzuvlan ileyaşayan herşeyi, doğayı ve top-
lumu yakalamakzorunda; bu nedenden ötürüdür
ki modern sanat ile modem yaşam, birbirine en
ince karşılıklı etkileşim ilişkileriyle bağlı ve modem
sanatyapmak isteyen, moden yaşamı da tüm çe-
şitliliğiyle çözümlemekle yükümlü..."
Evet, "bugünün" sanatı, ya da gerçeklik temeline
ancak bugün'ü yakalayabildiği ölçüde kavuşabilen
bir sanat! Ve tiyatroya gelince, sahnenin şimdiki za-
manınataşıdığı konuyla, bu konu geçmişin hangi di-
limine ait olursa olsun, bugüne seslenmeyi varlık ko-
şulu sayan bir sanat.
Yüzyıllar öncesinin kişliği tartışmalı Roma impa-
ratoru Caligula'yı sahneye getiren Albert Camus,
bu tipte zaman-otesi ve dolayısıyla kendi bugünü için
de geçerii bir iktidar anlayışını, akıl ile delilik arasın-
dakı zaman-ötesi sınır çizgilerini irdelememiş miydi.
Brecht'in Galilei'nin ağzından dile getirdiği sorum-
luluk bu yazann bugününün atomu parçalamayı ba-
şaran bilim adamlanna tam olarak uymamış mıydı?
Ve Büchner Danton'un ölümü'nde tarihin yasala-
n bağlamında kendi bugününün konumuna değin-
memiş miydi?
Dünya tiyatrosunun hangi zaman kesitine bakar-
sak bakalım, karşımıza çıkan manzara hep aynı:
Kendi bugününden uzak bir tiyatronun ne geçmiş-
le, ne de gelecekle bağıntı kurabılmesi olası.
Son birkaç yıl boyunca ve çeşitli jüri üyelikJerim
sırasında, elimden çok sayıda oyun metni geçti.
Çok az sayıdaki istisnalar bir yana bırakılacak olur-
sa, "umumi manzara" hep aynı: Genç oyun yaza-
n adaylanmızın içinde yaşadıklan ortamın bugü-
nüne eğilme konusunda anlaşılmaz bir umursamaz-
lıkları var. Oyunlarda sergilenen aşk öyküleri, san-
ki -böylesi olabilirmişçesine!- uzam ve zaman ko-
şullanndan yalıtılmış ortamlarda geçiyor. Bir ülke-
de var olan toplumsal koşullann bütün bireysel
ilişkileri de şu ya da bu ölçüde etkilediği gerçeği,
genellikle göz ardı ediliyor. Ve bunlann hepsinden
de önemlisi, tarih bilinci eksikliği, kendini yeni
oyunların çogunda açıkça belli ediyor.
Aslında ülkemiz, yakın tarihiyle bile genç tiyatro ya-
zarlan için tükenmek bilmeyen bir malzeme dagar-
cığı. Ama bu malzemeden yeterince yararlanabilme-
nin temel koşullanndan biri, özellikle çeşitli kültürel
kimlikler arasında bocalayan bir ortamda, geçmişe
bugünü yerine oturtabilmek için yarartanabilmek.
Çünkü en renkli tarih bile, bugün bağlamında elealı-
namadığı takdirde klişelerden oluşma bir öykülerdi-
zisi olarak kalmaya yargılıdır.
Evet, şimdilerde Türk tiyatrosu dendiğinde, ne
yazık ki artık çoğunlukla bugün'süz bir tiyatroyla
karşı karşıyayız. Bu düşünceye karşı çıkılarak,
genç yazarlanmızın bugünkü ilişkiler ve konumlar
üzerine odaklanan tiyatro oyunlan kaleme aldık-
lan söylenebilir. Fakat ben, salt zaman bağlamın-
da kullanılmış bir bugün'ün, dün-bugün-yann ek-
senindeki bir bugün'ü sergilemekte yetersiz kala-
cağını savunuyorum.
Adalet Ağaogtu, Güngör Dilmen, DinçerSümer,
Melih Cevdet Anday, Turgırt Özakman. Oktay
Arayıcı, Haldun Taner, Vasrf Öngören... ilk anda
aklıma geliveren, hiç kuşkusuz daha birkaç adın da
eklenebileceği bir yazarlar galerısi. Tiyatromuza bu-
gün'lerini hep başanyla kazandırmış yazarlar.
Düşünmemizgereken, bunlarayenilerinieklemek-
te neden yetersiz kaldığımız!
e-posta:ahmetcemal(& superonline.com
acem20@hotmail.com
HLM-YÖIVde film analizJeri
yeniden başlıyor
• Kühür Ser\isi - Film Yönetmeıüeri Derneği'nin
(FİLM-YÖN) sanat etkinlikleri bugün başlıyor.
Sinemaya uzun yıllar emek vermiş Ülkü Erakalın'm
'Bir Cahide Vardı' adlı fılminin saat 17.00'de
gerçekleşecek gösterisinin ardından Erakalın'la bir
söyleşi yapılacak. 'Gülün Bittiği Yer' 19 Kasım
Cuma günü yönetmen tsmail Güneş ve Tunca
Arslan tarafmdan, Üçüncü Sayfa 26 Kasım Cuma
günü Yönetmen Zeki Demirkubuz ve sinejna yazan
Alin Taşçıyan tarafmdan analiz edilecek.
I Kültür Servisi - Işığın Yansıması gnıbu her pazar
Hippo s barda sahne ahyor. Grubun yeni kadrosu
solist Ali Erenus, gitarda Ayhan Ortuntaş, basta
Barlas Çevikuş, davulda Ertuğrul Koç ve Murat
Özyüksel'den oluşuyor. Grubun konser niteliğindeki
prograrrunda seslendirdiği yeni parçalar bir sonraki
albümlerinde yer alacak.
BUGÜIV
• BtLGİ ÜNtVERStTESİ'nde saat 21.30'da
Manoel de Oliveira'nın 'Vıagem Ao Principio Do
Mundo' adlı filmi göstenliyor. (216 23 15)
• AKBANK ODA ORKESTRASI, şef Cem
Mansur yönetiminde Sabancı Center'da bir konser
veriyor. (252 35 00)
• BORUSAN SANAT GALERİSt'nde saat
18.30'da Beral Madranın 'Dada, Konstrüktivizm,
Süprematizm akımlan' başhklı söyleşisi yer ahyor.
(252 45 91)
• İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde VTttorio de
Sica'nın 'Miracolo a Milano' adlı filmi saat 19.00'da
göstenliyor. (293 98 48)
• ADA KLTLTÜR MERKEZİ'nde saat 21 OO'de
Ata Demirer'in stand-up gösterisi izlenebilir.
(252 99 24)