18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18KASIM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 Bu gece Pera Palas'ta gerçekleşecek baloda 'Tango Real Quartett' orkestrası çalacak Yeniden FEHMİ AKGÜN Türkiye'de 76. yılını kutladığımız Cumhuriyet'le birlikte her şeyde oldu- ğu gibi kültür, sanat ve eğlence haya- tında da Batı'ya yönelik büyük değışim- ler ortaya çıkar. Türldye hCTyönüyle çağ- daşlaşmalı. sıyasal. ekonomik ve idari olduğu kadar kültürü ile de Batı'ya ayak uydurmah idi. Ancak bütün bunlann gerçekleşmesi için halkın desteğine ih- tiyaç vardı. Hem Batı'dan gelen bir mü- züt hem de çokseslilik içinde sadelik içe- ren tango. bu desteği fazlasıyla sağla- mış, o günlerde coşku ile yaşanan cum- huriyet balolanna da gırmekte gecikme- miştir. Bu yüzdendirki tstanbul'da ba- Io, Pera Palas ve tango sözcükleri bir- birini çağnştırmakta... Bu akşam Pera Palas'ta yapılacak olan "tango balosıTnun amacı ve çıkış noktası bu olsa gerek. Ama şurası da bir gerçek ki yalnızca tango çalmacak ve dans edilecek, günümüzün bu "tango balosu" geçmışteki cumhuriyet balo- lanndan birhayli farklı olacaktır. Bu bir anlamda son 10-15 yıldır bütün dünya- da yeniden başgösteren "tango mera- kmın" bize de yansıyan etkilerinden biri. Tango tutkunu sanatçüar Son yıllarda Istanbul'a gelen tango sanatçılan, orkestra ve şovlan yanında festivallerde ve sınemalarda gösterilen "Tango" konulu filmler. hatta Gary Burton gibi bir caz ustasının ve klasik müziğin büyük isimlerinden Gidon Kra- mer'in tango konserleri bu ilgiyi canlı tutmakta. Bu gece saat 20.00'de Pera Pa- las'ta çalacak orkestra bir dörtlü: "Tan- go Real Quartett" Arjantin dışında ve Avrupa'da kurulan başarılı tango top- luluklanndan biri. Berlin'den geliyor- lar, ama kendilerini Buenos Aires'te Cafe Tortoni'de, Clup Almargo'da. Uru- guay'da "Cumbre Mundial Del Tan- go"da kanıtlamış müzisyenler. Piyano- da Robert Schmidt, bandoneonda Paul Raackcnv, kemanda Mattias LeopoM ve kontrabasta Peter Blazeonsky yer al- makta. Evet. topluluk, tango için "zo- nıniu ve yeter" 4 enstrümandan oluşu- yor: Keman, bandoneon, piyano ve kontrbas... Dörtlüye katılan AmiraCam- pora ve UUi Barth dans çiftinden Ami- ra, Buenos Aıres'in Casa Blanca. Bar Sur, Berretin gibi tango kulüplerinde- ld'3'Hnşmalarda derece almış Arjantin- lîBirsanatçı. Tango Real Quartett, 1994 yılında ilk olarak iki bandoneon, iki keman, piyano ve kontrbas olmak üzere bir sex- tet olarak kurulmuş ve 2 CD yapmıştı: Mikmgueando En Beıiin ve Tiempos VTejos. Bu ikinci disklerinde topluluk, Arjantinli şarkıcı Pablo Banchera'ya eşlik ediyordu. Altılı, 1996 Ekim ayın- da Uruguay Montevideo kentinde ya- pılan ve 17 ülkeden müzisyen ve dans- çı olmak üzere 500 sanatçının katıldı- lere clöııiis ği "Dünya Tango Zirvesi"nde dik katleri çeker ve Buenos Aires'e ge- çerek orada da konserler verir. 1998'de Arjantin'de yapılan tan- go festivaline "davetedilen yegâ- ne Alman topluluğu olarak" giden Tango Real Çuartett. Buenos Ai- res'te La Nacion gazetesinın "Av- rupa'da tango emin eUerde" öv- güsü ile çıkan kritığinde "Ber- lin'de doğan Buenos AiresüJer" olarak nitelenir. Gerçek anlam- da toplulugun belkemiği sayıla- cak iki elemanı; bandoneonist Paul Raacko\v ve pıyanist Robert Schmidt. Berlin Yüksek Sanat Okulu'nu bitirmiş, Nestor Marco- ni, Osvaldo Montes, Rodolfo Me- deros gibi tangonun dev isimle- rinden ders almış, tango tutkunu sanatçılar. 1997 y11ında bir dörtlü olarak yeniden kurulan Tango Real Ou- artett bugün bütün bir yıl dolu olan konser programlan ile Av- rupa'da, Arjantin tangosu- nun 100 yılı kapsa- yan eski \e yeni örneklerini ken- di özgün dü- zenlemeleriy- le sunmakta. Dörtlünün 1997 yılında ' çıkardıldan son CD'leri ise Arjantin- li besteci Peregrini Pauios'un bir tangosunun adını taşıyor: Ins- piracion.Tanıtım broşürlerin- de ise şöyle bir cümle dikka- ti çekiyor: "Frakla ama dans ayakkabılanyla \apilan tan- go..." Yani tangonun gerçek yüzüyle Avrupa zerafeti- nin bir kanşımı. Tangonun dogum yeri ango Balosu bir başlangıç değil, süregelen "Milongalann" daha geniş bir meraklı kitlesine ve halka duyurulup, canlı müzik eşliğinde sunulmasından ibaret. Saat 20.00'de başlayacak olan balonun, unutulmayan bazı Türkçe tangolar ve değişik etkinliklerle zenginleştirilmesi de düşünülmüş. olan Arjantin'den Avrupa'ya gelişi as- nn başlanna 1912- 1913'Iere kadar uzanır. Önceleri Paris'in gece kulüp- lerinde boy gösteren bu yeni ve erotik dans pek sevilir. Tangonun dansı, müziğinden daha çok etkiler Av- rupalıyı. Ama çok geçmeden kendı memleketinde de seç- kin çevrelerce ayıplanan ve hor görülen tango, Papa X Pio tarafmdan da reddedilir ve ya- saklanır. Ama bu ya- sak uzun ömürlü ol- mayacaktır. Tango, smırlan aşar, Al- manya, Ingiltere ve Hollanda'ya uzanır. Londra Savoy Oteli tan- go çaylan, tango yemekleri düzenlemeye başlar. Tango giyim- de bir moda, bir rengin adı ve bir şampanya markası oluvenr Böylece çılgrnlığa varan bir "Bdle Epoque" dö- nemi yaşanmaktadır: Almanya'da Kayser II \VilheIm kraliyet subaylan için tango yasağı koysa da... Alman- lann ünlü Barnabas von Geczy, Heinzy Huppertz gibi tango orkestralannın plaklan Türkiye'ye de ulaşır. Chopin'in bazı valsleri, Lizsfin aşk rüyası, Vfer- di'nin operalanndan bazı parçalar bir- den tango oluverir. Albeniz'in Ibe- ria suitinden veya Pepita Jünenez operasından bile daha popüler olan tangosunu Viyana Fi- larmoni Orkestrasf nın ün- lü şefı Xaingarrner'in El Ranti adlı tango bestesi izleyecek- tir. Korsika do- ğumlu Fransız vatandaşı Ti- no Rossi'nin J'attendrai, Tanqu'ilyau- ra des Etoiles, Marinella gibi tangola- nnı bütün Avrupa bilmektedir o yıllar- da. Danimarkalı viyolonist Jacop Ga- de'nin Jalousie adlı parçası bugün bile bir vakıf olarak sadece bu tangonun te- lif haklanyla ayakta durmakta. Avrupa'da vahşi görünümünden sıy- nlarak "evdHeşen" tango romantik bir havaya girer ve bu kalıba uygun olarak herülkenin kendı diliyle bestelenmiş ">e- rel tangolar" ortaya çıkar. 1950'li yıllardan başlayarak bütün dünyada olduğu gibi vatanı olan Ar- jantin'de de eski başansını kaybeden tango, orada Astor Piazzolla'nın "Yeni Tango Akımı" ile bir çıkış yapacak, ama önemli bir zaafa uğrayacaktır. Zi- ra yeni tangoda dans unsuru göz ardı edilmişti. Arjantin'de organize kulüp ve dans lokalleri yavaş yavaş kaybolma- ya başlar. "Dans tçin Tango" yerini "Diıuemek tçin Tango"ya bırakmıştır. Avrupa'da ve dığer ülkelerde nostaljik bir anılar demetıne dönüşen tango, ge- ne öz vatanından gelen yeni bir çıkış yo- lu bulmakta gecikmez. 80'li yıllardan başlayarak ortaya çıkan Arjantin Show- Tango topluluklan, tangonun müzik, şiir, yorum ve danstan oluşan dört un- suru da içeren ve mükemmel koreog- rafîlerle sunulan gösterileriyle yeniden bütün dünyayı etkilemeye başlar. Gü- nümüz dünyasında ise insanlar daha çok tangoya katılmak ve onunla dans et- mek için ilgileniyor. Arjantin tango dan- sı bugün sadece profesyonel artistlerin değil, sıradan insanlann da başarabile- ceği fıgürlerle Arjantin'de ve Avrupa'da binlerce dans okulunda öğretilmekte. Türkçe tangolar da yer alacak Bizde de durum farklı değil. Yalnız- ca tstanbul'da değil, Ankara'da, tzmir'de, Eskişehir'de "Tango Geceteri" düzen- lenmekte, yetkin dans hocalannın ver- diği derslerle, Avrupa'dan, Birleşik Amerika'dan hatta Arjantin'den getiri- len hocalarla tertiplenen "AtölyeÇahş- malan" ve lstanbul 'da haftanın 5 gece- si yapılan "Mflongalar" bu tutkuyu gi- dermekte. Hatta Birleşik Amerika'da yaşayan, ama sık sık Istanbul'a gelip bu- radaki çalışmalan düzenleyen ünlü bir dans hocamız bile var. Metin Yaar. Özetle; bu gece Pera Palas'ta yapılacak olan ve daha sonra her ay tekrarlanaca- ğı söylenen "Tango Balosu" bir baş- langıç değil, süregelen "Milongala- nn"daha geniş bir meraklı kitlesine ve halka duyurulup, canlı müzik eşliğin- de sunulmasından ibarettir. "Tango Ba- tosunmT unutulmayan bazı Türkçe tan- golar ve değişik etkinliklerle zenginleş- tirilmesi de düşünülmüş. tstanbul'daki "Arjantin Tango" dans meraklılarının da misafır orkestra ve dans çiftine katılarak, geceyi birgöste- ri haline dönüştürmesi bekleniyor. akgunf(g escortnet.com www.situar.com.ar/fehmi KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT) Tiyatro İlanlarınız İçin (0212)293 8978(3hat) Gönül Ulkü s Gazanfer Ozcan Tiyatrosu DAVETSIZ İSAFİR Mecidiyeköy EFE Sanotevinde PBÇMIK, Oım, CUHMDBİ: 21.00-PUM: 15'dt PERŞEMBE GÛNÛ İ N D I R I M I İ D İ R Ql»« T»I.I (0212) 212 94 82 VereUiz Kopnlı Otoparhımız Vardır «# ET1BANK Sanatla Elelo TİYATROİSTANBUL SES-1885 ORTAOYUNCULAR İSTİKLALCAO. Nft140 T B J (0 212) ?51 18 65^6 RÜt (0 212)24443 27 ortooyuncular com Ferfıan Şensoy'un ÇOK TUHAF SORUŞTURMA .00 IC.i;*CıBaıanl9n«matktaırto. Ferhan Şensoy'un PARASIZ YAŞAMAK PAHALI Perşembe/20.00 Derya Baykal ŞU AN MUTFAKTAYIM YazanA'öneten: Ferhan Şensoy Mûzik. Fikrel Kıalak Cutna 20.00/C.tesi 15.00 e*»onun Ferhan Şensoy FELEK BİR 6ÜN SALAKKEN Cumartesi/ 20.00 Ferhan Şensoy FERHANGI ŞEYLER Pazar 15.00 ve 18.00 Bilet Satış Yerleri: Ortaoyuncular Gişesi: 251 18 65 VAKKORAMALAR-Taksim. Suadiye. Akmerkez Tûricçes): Semra KARAMÛRSEL Yöraten Gencay GÜRÜN Her Hafta Perşembe - Cuma 21.00 Cumartesi 15.00 - 21.00 Pazar 15.00 - 18.30 Telefonla yer ayırtabllirslniz. Gişe Tel: (0212) 216 40 70 KONSER YAŞAR KURT (Korku) 20 Kasım Cumartesi Saat: 15.00-18.00 Kadıköy Halk Eğitim Merkesi nde Tel: (0216) 330 10 27 doku sanatgcderüen ORHANTAYLANResJm Sergisi 18 Kasım - 2 Aralık'99 Açılıj. 18 Kasım 99 Saat: 18.00-20.00 Pazar hariç hergün 11.00-20.00 arası açıktır. Ihlamur Teşvikiye Yolu (Av. Süreyya Ağaoğlu Sok.) No: 4 / 2-3-4 Teşvikiye - İSTANBUL Tel: (0212) 246 24 96 Tel / Fax : (0212) 246 38 42 Kültür Bakanı 'Sanatta tasamıf olmaz*ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Tûrk Kütüphaneci- ler Derneği'nin (TKD), ku- ruluşunun 50. yıldönümü ne- denıyle düzenlediği "BUgi- nin Seriiveni: Dünfi, Bugü- nüveYannı"başlıklı ulusla- rarası sempozyum Milli Kü- tüphane Salonu'nda başladı. Kültür Bakanı IstemihanTa- lay. kültürel konularda dev- let ve hükümetlerin maddi katılım açısından soruralu- luklannı tam anlamıyla yeri- ne getiremediklerinin bir ger- çek olduğunubelirtirken "Bir tasamıf söz konusu olduğu zarnaa kültürvesanatalanın- da daha kolay >apılır anlayı- şıyla bu alana yöneliyoruz" dedı. Semporyumun açılışında konuşan TKD Genel Başka- nı Yrd. Doç. Dr. Doğan Aol- gan da, bilgiye önem veren ve gelecek kuşaklara akta- ran toplumlann geliştiğini, bilgiye önem vermeyenlerin ise geri kaldıklannı anlattı. Dil Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerafettin Tııran ise Os- manlı Devleti'nde kütüpha- necilere hafiz-ı kütüp (Ki- taplan koruyan, okuyucuya sunmadan saklayan) denil- diğini anımsatarak bu anla- yışın cumhuriyetin ilanıyla birlikte değiştirildiğini söy- ledi. Prof. Dr. Erdal lnönü ise 4 gün sürecek uluslararası sempozyumun açılışında "Cumhuriyet DönenHndeK- Bm" konulu bir konferans verdi. lnönü, kütüphanecili- ğin insanlann en değerli ha- zinelerini saklayan meslek olduğunu belirterek "Bun- dan da öte,insanhkdedigimiz soyutvarfağı meydanagetiren temel etkendir" dedi. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Bugün'ü Olmayan Tiyatro... Herhangi bir toplumun tiyatrosunun bugünû yok- sa, o tiyatronun dünü ve geleneği üzerine konuşmak anlamsızdır. O tiyatronun bugünü görmezlikten gelerek bir ge- leceği olabileceğini düşünmek ise, daha da anlam- sızdır. Tıpkı günümüzün bugünü olmayan Türk tiyatro- su gibi. Tıyatroda ve en genelinde sanatta 'bugünü olmak", o sanatın ortamının bugününün sanat eserinde ya- kalanması, sanatsal yoldan çözümlenmesi ve bugü- nün izleyicisi ile sanatın dilini kullanarak iletişim ku- rulması demektir. 19. yüzyıl sonrası Avrupa tiyatrosunun yepyeni bir gerçeklik arayışına girmesini kaçınılmaz kılan bunalım, o zamanki bugün'ü tiyatro eserleri ara- cılığıyla artık tam olarak yakalayamamaktan kay- naklanan bir bunalımdı. Unlü Alman tiyatro adamı Otto Brahm, 29 Ocak 1890 akşamı Berlin'deki Öz- gür Sahne'yi (Freie Bühne) açarken hazıriadığı bildiride şöyle diyordu: "Bir zamanlar günlük ya- şamdan kopuk, şiiriyalnızca geçmişin günbatımı ışıklannda arayan... bir sanat vardı. Bugünün sa- natı ise uzuvlan ileyaşayan herşeyi, doğayı ve top- lumu yakalamakzorunda; bu nedenden ötürüdür ki modern sanat ile modem yaşam, birbirine en ince karşılıklı etkileşim ilişkileriyle bağlı ve modem sanatyapmak isteyen, moden yaşamı da tüm çe- şitliliğiyle çözümlemekle yükümlü..." Evet, "bugünün" sanatı, ya da gerçeklik temeline ancak bugün'ü yakalayabildiği ölçüde kavuşabilen bir sanat! Ve tiyatroya gelince, sahnenin şimdiki za- manınataşıdığı konuyla, bu konu geçmişin hangi di- limine ait olursa olsun, bugüne seslenmeyi varlık ko- şulu sayan bir sanat. Yüzyıllar öncesinin kişliği tartışmalı Roma impa- ratoru Caligula'yı sahneye getiren Albert Camus, bu tipte zaman-otesi ve dolayısıyla kendi bugünü için de geçerii bir iktidar anlayışını, akıl ile delilik arasın- dakı zaman-ötesi sınır çizgilerini irdelememiş miydi. Brecht'in Galilei'nin ağzından dile getirdiği sorum- luluk bu yazann bugününün atomu parçalamayı ba- şaran bilim adamlanna tam olarak uymamış mıydı? Ve Büchner Danton'un ölümü'nde tarihin yasala- n bağlamında kendi bugününün konumuna değin- memiş miydi? Dünya tiyatrosunun hangi zaman kesitine bakar- sak bakalım, karşımıza çıkan manzara hep aynı: Kendi bugününden uzak bir tiyatronun ne geçmiş- le, ne de gelecekle bağıntı kurabılmesi olası. Son birkaç yıl boyunca ve çeşitli jüri üyelikJerim sırasında, elimden çok sayıda oyun metni geçti. Çok az sayıdaki istisnalar bir yana bırakılacak olur- sa, "umumi manzara" hep aynı: Genç oyun yaza- n adaylanmızın içinde yaşadıklan ortamın bugü- nüne eğilme konusunda anlaşılmaz bir umursamaz- lıkları var. Oyunlarda sergilenen aşk öyküleri, san- ki -böylesi olabilirmişçesine!- uzam ve zaman ko- şullanndan yalıtılmış ortamlarda geçiyor. Bir ülke- de var olan toplumsal koşullann bütün bireysel ilişkileri de şu ya da bu ölçüde etkilediği gerçeği, genellikle göz ardı ediliyor. Ve bunlann hepsinden de önemlisi, tarih bilinci eksikliği, kendini yeni oyunların çogunda açıkça belli ediyor. Aslında ülkemiz, yakın tarihiyle bile genç tiyatro ya- zarlan için tükenmek bilmeyen bir malzeme dagar- cığı. Ama bu malzemeden yeterince yararlanabilme- nin temel koşullanndan biri, özellikle çeşitli kültürel kimlikler arasında bocalayan bir ortamda, geçmişe bugünü yerine oturtabilmek için yarartanabilmek. Çünkü en renkli tarih bile, bugün bağlamında elealı- namadığı takdirde klişelerden oluşma bir öykülerdi- zisi olarak kalmaya yargılıdır. Evet, şimdilerde Türk tiyatrosu dendiğinde, ne yazık ki artık çoğunlukla bugün'süz bir tiyatroyla karşı karşıyayız. Bu düşünceye karşı çıkılarak, genç yazarlanmızın bugünkü ilişkiler ve konumlar üzerine odaklanan tiyatro oyunlan kaleme aldık- lan söylenebilir. Fakat ben, salt zaman bağlamın- da kullanılmış bir bugün'ün, dün-bugün-yann ek- senindeki bir bugün'ü sergilemekte yetersiz kala- cağını savunuyorum. Adalet Ağaogtu, Güngör Dilmen, DinçerSümer, Melih Cevdet Anday, Turgırt Özakman. Oktay Arayıcı, Haldun Taner, Vasrf Öngören... ilk anda aklıma geliveren, hiç kuşkusuz daha birkaç adın da eklenebileceği bir yazarlar galerısi. Tiyatromuza bu- gün'lerini hep başanyla kazandırmış yazarlar. Düşünmemizgereken, bunlarayenilerinieklemek- te neden yetersiz kaldığımız! e-posta:ahmetcemal(& superonline.com [email protected] HLM-YÖIVde film analizJeri yeniden başlıyor • Kühür Ser\isi - Film Yönetmeıüeri Derneği'nin (FİLM-YÖN) sanat etkinlikleri bugün başlıyor. Sinemaya uzun yıllar emek vermiş Ülkü Erakalın'm 'Bir Cahide Vardı' adlı fılminin saat 17.00'de gerçekleşecek gösterisinin ardından Erakalın'la bir söyleşi yapılacak. 'Gülün Bittiği Yer' 19 Kasım Cuma günü yönetmen tsmail Güneş ve Tunca Arslan tarafmdan, Üçüncü Sayfa 26 Kasım Cuma günü Yönetmen Zeki Demirkubuz ve sinejna yazan Alin Taşçıyan tarafmdan analiz edilecek. I Kültür Servisi - Işığın Yansıması gnıbu her pazar Hippo s barda sahne ahyor. Grubun yeni kadrosu solist Ali Erenus, gitarda Ayhan Ortuntaş, basta Barlas Çevikuş, davulda Ertuğrul Koç ve Murat Özyüksel'den oluşuyor. Grubun konser niteliğindeki prograrrunda seslendirdiği yeni parçalar bir sonraki albümlerinde yer alacak. BUGÜIV • BtLGİ ÜNtVERStTESİ'nde saat 21.30'da Manoel de Oliveira'nın 'Vıagem Ao Principio Do Mundo' adlı filmi göstenliyor. (216 23 15) • AKBANK ODA ORKESTRASI, şef Cem Mansur yönetiminde Sabancı Center'da bir konser veriyor. (252 35 00) • BORUSAN SANAT GALERİSt'nde saat 18.30'da Beral Madranın 'Dada, Konstrüktivizm, Süprematizm akımlan' başhklı söyleşisi yer ahyor. (252 45 91) • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde VTttorio de Sica'nın 'Miracolo a Milano' adlı filmi saat 19.00'da göstenliyor. (293 98 48) • ADA KLTLTÜR MERKEZİ'nde saat 21 OO'de Ata Demirer'in stand-up gösterisi izlenebilir. (252 99 24)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle