18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16KASIM 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD Başkanı-Demirel görüşmesinde Yunanistan, Ermenistan, Kürt sorunu ve enerji konusu gündeme geldi ton'dan AııkaraVa mesajlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Başkanı Bill Clinton. Ankara temaslan sı- rasırda "Yunanistan "dan Ermenistan'a,de- mokrasiden Kürt sorununa kadar birçok konuda mesaj" v erdı. Clinton, Helsinkı zir- vesiöncesınde Türkıve'nin Yunanistan ile ilışkJerindekı i\meyi arttırmak için birjest- te büunmasını isterken Kjbns görüşmele- nninG-8"lere çağnsındabelirtilen standart- larda vürütüleceğinı bıldırdı. Turkive'nin demokrasisini geliştirmesı- nı ısteyen Clinton. dünyada birçok ulusun kendi kültürel farklılığını yaşadığını belır- terek Türkiye'nin bu konuda atacağı bır adımın tüm dünya açısından önemli olaca- ğını kaydetti.ABD'li üst düzey yetkililer- den alınan bılgılere göre. heyetlerarası gö- rüşmelerde Demirel. depremlerle ilgili ay- fıntılı bılgi verdıkten sonra Türkiye'nin 75 yıllık tanhinden bahsettı ve Clinton'ın res- mi ziyaret yapan 3. ABD Başkanı olduğu- nu söyledi. Türkiye'nin dünyanın en bü- yük 16. ekonomisi olduğunu, tıcaretinin yüzde 70'ini Avnıpa ile yaptığını belirten Demirel, Türkiye'de hâlâ büyük devlet iş- letmeleri olduğunu ancak bunlann satışm- da son 10 yılda büyük ilerlemeler kaydedil- diğini söyledi. Başbakan Bülent Ecevit de Clinton'a Türkiye'nin IMF ile yaptığı gö- rüşmeler hakkında bilgi vererek Türki- ye'nin hâlâ uluslararası kuruluşlann yardı- mına gereksinimi olduğunu söyledi.lki li- der şu konulan ele aldılar: Tttrklye-Yunanlstan Clinton, iki ülke arasındaki ilişkilerde- ki ivmenin arttınlmasmı istedi. Bunun ya- pılması içın de Türk hükümetinden Helsın- ki zir\esi öncesinde bir iestte bulunmasmı istedi. Dışişleri Bakanı Ismail Cem. ikı ül- ke arasındaki ilişkilenn geliştınlmesi konu- sunda kararlı olduldannı kaydettı. Kıbrıs Clinton, Kıbns'ta görüşme isteyen tek tarafin ABD olmadığını, bu konuda G-8'le- rin aldığı bir karar olduğunu anımsattı. ABD'Ii üst düzey bir yetkili. Kıbns görüş- meleriyle ilgili olarak son günlerde karma- şık ıfadelerin kullanıldığını doğrularken "Görüşmenin standardı. G-8 çağrısında yer aldı. Görüşmelerön koşutsuz olarak BM gözetiminde vapılacak. \ew York'ta 3 Ara- lık'ta yapılacak görüşmeler bu standarda uygun olarak yapılacak. Bunu Demirel'e ve diğer yetkililere desöylediğimiz gibi bu stan- dartlan yakalamak için çok çakştık ve ba- şardık" dıye konuştu. Ermenistan . ' Clinton, Ankara ile Errvan arasında dip- lomatık ilişki kurulmasının bölgesel istik- rar açısından çok önemli bir gelişme olaca- ğını söyleyerek Türkiye'den bu konuda adım atmasını istedi. Demirel ise iki ülke arasındaki ilişkilenn ancak Dağlık Kara- bağ sorununun çözümlenmesiyle olanakh olacağını kaydetti. Enerji hatları Clinton. Bakû-Ceyhan ve Türkmen do- ğalgazı projelerinden önemli gelişmelerden yaşanmasından duydugu memnuniyeti dile getırdi. Enerji koridorunun gerçekleşmesi durumunda bölgenın daha da istikrarh ola- cağını söyledi. Türkiye'nin ekonomisinin gelecekte daha büyüdüğünü görmek istedi- ğinı bildiren Clinton, ülkesinin Bakû-Cey- han'a verdiği önemi anlattı. Clinton, bazı Amerikan şirketlerinin enerji alanında ya- tınm yapmak üzere gelecek aylarda Türki- ye'yle temas kurabıleceklerini anlattı. tîci lider, Irak'm toprak bütünlüğünün ko- runması ve Saddam Hüseyin'in sadece bu bölge değil tüm dünya açısından tehdit oluşturduğu konusunda uzlaştılar. Demokratlklesme Devlet Bakanı Mehmet AB İrtemçefik, hükümetın insan haklan konusundaki prog- ramı hakkında bir sunuş yaptı. Irtemçelik, Abdullah Ocalan' ın yakalanmasıyla birlik- te Türkiye'nin ınsan haklan konusunda da- ha da fazla adım atması için uygun bir fır- sat yarartığını bıldırdi. ABD Dışişleri Ba- kanı Madeleine Albright trtemçelik'i gele- cek ocak ayında Washington'a bekledikle- rini bildirdi. Kürt sorunu Clinton, Kürt kelimesini kullanmadan tüm dünya halklannın son dönemde de- mokrasiyi ne kadar arzu ettiklerini gördü- ğünü, bu uluslann kendi kültürel farklılık- lannı yaşama geçirmek istediklerini söyle- di. Clinton, Türk hükümetinin bu konuda atacağı bır adımın tüm dünya açısından önemli olacağını bildirdi. ABD Başkanı Bill Clinton, Meclis'te sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında Türkiye'ye övgüler yağdırdı Atatürk'ün saANKARA (CumhuriyetBürosu)- TBMM'de ko- nuşan ilk ABD Başkanı olan Bill Clinton, Türkiye'ye ve hükümete o\ güler \ ağdınrken "banş içindebir Av- nıpa vizyon unun Türkiye'yi kucaklamadan gerçek- leşemeyeceğine"' dikkat çekti. Sık sık Atatûrk"ün söz- lennden alıntı yapan Clinton. Türkiye Cumhuriye- ti'nin tanhi gelışımıne işaret ederek gelecek yüzyıl- da Türkiye'nin. dünyanm "ilham kaynağt" olabile- ceğine vurgu yaptı Bill Clinton'ın mıllervekillennden sık sık alkış al- dığı TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşması şöyle: Ben, ailem ve delegasyonum adına, bu Meclis'in önünde bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Türk egemenliğinin temsili olan bu Meclis'te şu ar- kamda >azılan kelimelerin behrttıği gibi "Egemen- lik kayıtsız şartsız milletindir". Sızlere ABD'nin dayanışma hislerinı iletmeye gel- dim. lilusal bır trajedı sırasında ortaklığımızı ve stra- tejımizin öneminı belırtmek ıçın geldim. Uzun süre- den ben dostuz. 1863 yılında ABD dışındaki ilk Ame- rikan koleji olan Robert Kolej, kapılannı Türk genç- lerine açtı. Boğaziçi kenarında bulunmasına ızın ve- nlen tek yabancı kolejdi. Bunun nedeni. ABD'nin Türk egemenlığıne hiçbir zaman tecavüz etmeme- siydı. Kuruluşunu. ülkelerimıze borçlu olan bu okul- dan. Sayın Bülent Ecevit'in mezun olmasından gurur .duyuyorum. Bu yüzyılın başlannda, Türkiye Cum- ıhunyeti'nın büyük kurucusu Atatirk, ABD'nin ha- ydlerini, cestır reformları ile yakaladt ; Kendısine 2. George VVashington adı verilmişti. Ti- me dergisinın kapağında yer aldı. Kongre üyeleri- mizle yazışmalarda bulundu. Ve biz de sefaretimizi buraya Ankara'ya, Anadolu'nun kalbindekı bu şeh- re taşıdık. 1927'de 6 gün süren bu Meclis önündeki konuşmasında Atatürk. dünya ülkeleriyle ilişkilerini •,.;de"ğerlendirirken bence Amerika'ya bir kompliman Tyaptı ve dedi kı: "ABD dığerterine nazaran daha ka- bul edilebilir bir ülke.'* Sızlere, hâlâ 'diğerlerine na- zaran daha kabul edilebilir' olnıak için daha kısa bir /konuşma yapacağım ve ılişkilerimizi gözden geçir- mek isterim. Soğuk sa\aşın başlannda Başkan Tru- man. Türkıye'nın bütünlüğünü korumak için ABD'nin kaynaklannı seferber edeceğini söyledi. Truman doktrini ilişkilerimızi kaynaştırdı ve ABD'nin soğuk savaş sonrası ilişkilerinin temelini oluşturdu. 50 yılı aşkın süredır müttefikliğimiz, za- manın karşısında kuvvetli durmuş ve Kore'den Ko- sova'va kadar bütün ımtıhanlan geçmiştir. Bütün Amenkahlar adına yanm yüzyıllık dostluk, güven ve karşılıklı saygıdan dolayı sızlere teşekkür edıyo- rum. Soğuk savaş sona erdikten sonra mükemmel bır şey keşfettik. Basitce. soğuk savaş sonrasında ortak- lığımızın çok daha önemli olduğunun farkına vardık. Birlikte NATO'yu. 21. yüzyılın taleplerine adapte ediyoruz. Balkanlar'da ve Ortadoğu'da banş için or- taklık yapıyoruz. Tüm bölgeye yardımcı olacak yeni enerji kaynaklan geliştıriyoruz. Geçen yılkı ticareti- mız 6 milyar dolann üzerinde gerçekJeşti. Son 5 yıl- dır ticaretimiz de yüzde 50'den fazla artmıştır. Eski cumhurbaşkanı TurgutÖzal'ın vizyonu, Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel \ e Başbakan Ecevıt'in devam eden lıderliğı ve Türk insanının dinamizmi sayesin- de Türkiye bölgesel ivmenin motoru haline gelmiş- tır. TBMM'ye övgü Cmümüzdekı avlarda çoğu enerji sektöründe olan Türkıve>e yenı ış imkânlan getiren ve ülkelerimizı daha da yaklaştıran mılyarlarca dolar değerinde ye- ni projelen birlikte başlatacağız. Bu Meclis, Türki- ye'yi yenı yüzyıla götürmek için halihazırda cesur adımlar atmıştır. ABD basınının bunu iyi dinlemesı- ni istiyorum; hazıran v e eylül aylan arasmda bu Mec- lis. olağanüstü 69 yeni kanun geçirdi. Bunu eve dö- nünce bizım Kongre"ye de anlatacağım. Amacını da anlıyorum. Sadece sayısı değil. önemli olan bu ka- nunların kalitesidır. Sosyal güvenlik konusunda dönüm noktası olacak bıryasa, uluslararası tahkım. bankacılık reformu, bu kanunlar cesaret ve vızyon gerektirir. Anladığım ka- danyla şimdi de aynı cesaret ve vizyonu gerektiren zor bırbütçe karan ile karşı karşıyasınız. Sağlam bir bütçe geçirebilirseniz bu, ekonominizi de güçlendirecektir ve ABD'nin kuvvetli bir şekilde destek olduğu IMF stand-by anlaşması beklentisıni de ilerletebilirsiniz. Yeni binyılın başlangıcında farklı geçmişlerden, bugün kutladığımız birbirimizi yaklaşmaya iten yol- culuğumuza yansıyacak ender bir şans ohııuştur. Or- taklığımızı daha da geliştirmeliyiz yeni binyıla gi- rerken. Mustafa Kemal Atatürk'ün sayesinde buradayız. Kendisi Ankara'yı başkent olarak seçti. Sadece An- kara'yı başkent olarak seçmesini değil, Türkiye'nin geleceğini. bu gururlu Meclis'in sembolize ettiği de- mokrasiye bağlılığını sağladığı için. Ve yaptıklannm çoğunu Batılı güçlerin hiçbirınden destek almadan, hatta onlann muhalefeti karşısında, onlar Türkiye'yi parçalamaya çalışırken. sömürge ülke haline getirme- ye çalışırken, yaptıklannı hatırladıkça büyüklüğünü bir kez daha anlıyorum. Ancak bunlara rağmen ken- disi Türkiye'yi içine kapama- yıp dünyaya açtığmı da göz önüne ahnca büyüklüğü gö- zümde daha da artıyor. İyi ve- ya kötü o zamanlann olaylan, Osmanlı tmparatorluğu'nun dağılması ve Türkiye'nin yük- selmesi bu yüzyılın tüm tari- hini şekillendırdı. Osmanlı Imparatorluğu'nun yıkıntıla- nndan, Bulgaristan'dan Arna- vutluk'a, Israil'den Arabis- tan'a ve Türkiye'nin kendisi- ne kadar yeni uluslar ve yeni ümitler doğdu. Ancak düşmanhklann kay- bolması zor oluyor. Sınırlann değiştirilmesi ve gerçekleş- meyen iddialann kanşımın- dan bir asır süren çelişkiler oluştu. Bunlar 1. Balkan Sava- şı ve 1. Dünya Savaşlanyla basladı. Bunlar, Ortadoğu ve eski Yugoslavya'daki çelişki- lere kadar uzanıyor. 20. yüz- yılı anlamak için Türkiye'nin tarihi bir anahtardır. Ancak, ben inanıyorum ki Türki- ye^riin gelecegi, önümüzdeki binyılın ilk yüzyılının şekil- lenmesinde son derece önem- li bir rol oynayacaktır. Bugün birkaç dakikayla, buna neden ınandığımı anlat- mak istiyorum. Insanlar, hari- ta çizebilmeye başladıklann- dan beri Tüıidye coğrafyası- nın tarihi gerçeklerine dikkat çekmişlerdir ki, Anadolu, kı- talararasında bir köprüdür. Boğazın en yakın noktasında. 1 krn'den kısa mesafe Avrupa ile Asya'yı ayınr. Sizin inşa ettiğiniz köprüler, Türki- ye'nin her yeri daha da saran ticaret ve dünyanın bütün böl- gelerine anında bağlayan ha- berleşme devrimi sayesinde, aslında kıtalararasında aynm da kalmamıştır. çekiç Cüç için teşekkür Türkiye'nin Doğu ile Ba- t'yı sentezleyebilmedeki ba- şansı, bu coğrafya göz önüne alındığında daha da önem ka- zanmaktadır. Demokrasiye, banşa aktif düşmanlık içeri- sinde olan veya demokrasi ve banşı sağlamak için büyük engellerle mücadele eden e- den komşular tarafından etra- fınız kuşatılmıştır. Güneydo- ğu'da Iran kapah ve açık bır toplum savunuculan arasında olağanüstü tartışmalara tanık olurken Irak, kendi halkma baskı yapmaya, komşulanru tehdide ve toplu imha silahla- n arayışına devam ediyor. Kuzey Irak'taki Çekiç Güç operasyonuna verdığiniz des- tekten dolayı teşekkür ediyo- rum. Bu. Kuzey Irak'taki in- sanları korumamıza, Sad- dam'ın baskılannı azaltma- mıza ve cesurca karşıladığı- mız 1991 yılındaki mülteci krizınin yeniden yaşanmasına engel olmaktadır. Acıl, detay- lı bir banş kurabilmemiz için çok iyi bir imkân doğ- muştur. Türkiye, Israil ve Arap ülkeleri ile bağlantı- lanndan dolayı banş içın bir güçtür. Kuzey Batı'daki Balkanlar'da son 10 senede 7 yeni demokrasi doğ- muştur. Ve 4 savaş yüz binlerce masum hayata mal olmuştur. NATO müttefik güçleri, bu savaşlann so- na ermesinde yardımcı olmuştur. Ve bu sayede yüz- yılın, insan haklan ve insan itibanna olan sıkı bağlı- lığı sergileyerek son bulmasını sağlamıştır. Bugün bu kalıcı banş için el ele çalışıyor. sadece etnik temizliği ortadan kaldırmaya değil Balkanlar'a huzur ve refah getirmeye çahşıyor. Doğu'da Sovyet- ler Birliği'nin harabelerinden 12 tane bağımsız dev- let ortaya çıkmıştır. Dünyada şu anda özellikle onla- nn sağlam demokratik toplumlar haline gelmelerine yardım etmekten daha büyük görev yoktur. Bu görev- de, aynı şekilde Türkiye özellikle aynı dil, tarih ve kül- tür taşıyan devletlere ulaşmakta önder olmuştur. Fa- kat hâlâ yapılacak çok şey vardır. Rusya'nın önemli demokratik devrimini tamamlamasına yardımcı ol- ABD Başkanı Clinton'ın TBMM'de yaptığı konuşma sık sık alkışlarla kesildi. Clinton'ın Atatürk'ten birçok aJıntı yaptığı konuşmasını eşi Hilary Clinton ve kızı da izledL malıyız. Rusya'ya, terorizmle verdiği savaşın doğru olduğunu, fakat sivillere karşı kaba kuvvet kullanma- nın yanlış olduğunu. bunun Rusya'nın çözmeye ça- lıştığı sorunlan daha da ciddi hale getirdiğini anlat- malıyız. Dağlık Karabağ'daki sorunun çözümü için uğraş- malıyız. Bölgenin enerji kaynaklannı yeni kurulmuş bağımsız devletlerin kendi ayaklan üzerinde durma- lannı sağlayacak ve Türkiye ile Avrupa'nın büyüme- sine yardımcı olacak şekilde güv enlik altına almalı- yız. Bütün bu zorluklan dünya milletlerinin neredey- se üçte birinin bu hafta lstanbul'da katılacaklan AGtT zirvesinde konuşma şansı bulacağız. Geriye baktığımızda ve gelecek nesillere bir bak- tığımızda iki değişik istikbal hayal etmek mümkün. Fazla zorlanmadan körümser kışi. karanlık bir gele- cek görebilir. Banş yollan parçalanmış bir Ortado- ğu, Saddam'ın kontrol altına alınamayan saldırgan- lığı, Orta Asya'da Kafkaslar'da yıkılmış demokrasi- ler, Balkanlar'da yükselen şiddet, Pakistan ve Hindis- tan'da önlenemeyen bir nükleer gerginlik. Ancak bır de farklı bır vizyon var. Bu da güçlü bir Türki- ye'yi gerektiren, dünyanın yol ke- sişiminde 3 büyük ınancın birleş- tiğı farklı rolünü oynayan Türki- ye'yle zenginligin yükseldiğı ve çatışmalann azaldığı bır gelecek. Toleransın inancın bir parçası ol- duğunu ve teronzmın saçma bır i- nanç olduğuna inanılan bir gele- cek. Insanlann inançlan doğrul- tusunda hareket edeceği ve geç- mişlerinı ilan edebilecekleri, ka- dınlann eşit saygı gördüğü, miljet- lerin geleneklerini korumak ve dünyadakı yaşama ayak uydur- mak arasında ayncalık göraıediği bir gelecek. Farklılıklanmızı ve insanlanmızı koruyan, insan hak- lanna saygının arttığı bir gelecek. Ve özellikle çoğunluğu Müslüman olan milletlerin Müslüman olma- yan milletlerle ortaklığınm artûğı, insanlann küçük ya da büyük ümitlerini yerine getirmek için be- raber çalışılan bir gelecek. Ümit ediyorum ki, gelecek bir Amerikan devlet başkanı, Müslü- man kültürü olan, bir ulusa hitap ederken birbirinden çok değişik 3 ülke olan Endonezya, Nijerya ve Fas'm ilerlemelerinin hepimize eskimiş uygarlıklann çatışması sonucunu unutmamızı sağladığını söyleyebilsin. Atatürk'ün 75 sene önce söyle- diğigibi "Ülkeler değişebilir. fa- kat uygarhJdar bir bütündür." Başkan Kennedy de Berlin'de ay- nı şeyi söylemişti: " Ozgürlükler bötünemez** derken. 'Demokraslyl derlnlestirln* Bütün bunlar doğrultusunda bölgede ve dünyada milyarlarca insanın gelecegi bu salondaki 25 sene boyunca alınacak kararlara bağlıdır. Bu insanlann hepsinin, Türkiye'nin güçlü, laik, gelenek- lerine saygılı, geçmişinden gurur duyan ama Avrupa'nın da tam parçası olan bir ülke haline gel- mesinden çıkarlan var. Bu çok ça- lışma ve vizyon isteyen bir görev. Ama zaten çoğunu yaptınız, Özal'ın reformlan, bu Meclis'in kararlan ve Türk insanının her bi- rinin enerji dolu ve sorumlu bir si- vil toplum olma çabası. Beraber yaratmak istediğimiz gelecek, Türkiye'nin önündeki demokrasi- yi derinleştirmesiyle başlıyor. Bu ilerlemeyi, TüTk ınsanından daha fazla kimse istemez. Nite- kim de başlattınız. Işkenceye kar- şı emirlerle, siyasi partilerin hak- lannı koruyan yeni bir yasayla. Meclis'in yaptıklan ve dinamizm- le. Türkiye'deki Kürt vatandaşla- nn doğuştan haklan olan normal bir hayat yakalayabilmeleri için yollar açılıyor. Fakat, ülkelerimi- zin ilk kez yakın temas kurdugu 50 sene öncesinde bahsedılen İn- san Haklan Evrensel Bildirisi'nin söz verdiklerini yakalayabihnek için daha yapılacak çok şeyler var. Bu ilerleme yeni yüzyıla girerken Türkiye'nin inancınm ve başansının en büyük gös- tergesi olacaktır. 'Celeceğlnlze klmse yön veremez' Herkesten daha net olarak Türkiye Cumhuriye- ti'nin kurucusu Atatürk'ün söylediği şu sözlere katı- lıyorum: "Egemeniik korku üzerine kurulmamab- dır". Amerika'nın. AvTupa'nın veyaherhangi birinin sizin geleceğine yön vermeye hakkı yoktur. Bu hak- ka sadece siz sahipsiniz. Demokrasi bu demektir. Bu konular üzerinde durmamın sebebi, bahsettiğim se- beplerden dolayı Türkiye'nin başansında derin birçı- kanmız olmasıdır. Biz kendimizi sizin dostunuz ola- rak görüyoruz. Benim geldiğim ülkede herkesin eşit yaratıldığı inancı vardır. Ama bizde de kölelik vardı, kadınlar oy kullanamıyordu ve ben realizasyonun mükemmel olmayan şekillerini de biliyorum. Biz Amenka'da uzun bir süreçten geçtik. Ancak, bu se- yahat, değer bir seyahat olmuştur. Sorunlu yüzyılı- mızdan aldığımız ders odur ki; yazarlar ve gazeteci- ler özgürce düşüncelerini ifade ettiklerinde sadece te- mel haklarından birini kullanmakla kahnayıp ekono- mik kalkınma için önemli olan fıkir alışverişini de kö- rüklemektedırler. Böylelıkle banş konınur. Insanlar- dakı normal olan farklılıklardan söz etmenin banşçı yollannı sağladıkça banş sürdüriilebilir. Insanlar kül- türlerinı ve inançlannı başkalannın haklanna engel olmadan sürdürebildıkleri sürece, ılımlılar aşın uç haline gelmezler. Ege sorunu Gelecegi belirlemenin ikinci bir yolu da Ege Böl- gesi'ndeki gerginliği azaltmaktır. Bunun yapılabilme- si için, Türldye ve Yunanıstan'ın çok çahşması ge- rekmektedir. Bu zorlu tarihi inanın bana anlayabilı- yorum. Fakat insanlar yeni ve daha iyi bir tarihin ya- ratabileceği imkânlan görmeye başlıyorlar. Başbakan Ecevit'in hükümeti bu yolda önemli atılımlar yaptı. Kendısinin bana önceden söylediği bir şeye katılıyo- rurn. Sizi ayn tutan, bir tarih ve coğrafya kadar, sizi birleştiren bir tarih ve coğrafya da var Ege'de. Yuna- nistan da banş için atılım yapıyor ve daha önce hiç olmadığı kadar Türkiye'nin geleceğinin Avrupa'da yattığını anlıyor. Balkanlar'da dengeyi sağlamak için birleştiniz. Türkiye ve Amerika'ya nazaran Yunanis- tan için çok daha zordu bu atılım. Ve iki miUetoiMrç- sanlan ağustostaki deprem trajedisinde ve geçenlıaf-* taki korkunç depremde birleştiler. Bu depremlerS'rj? yakınını veya evini kaybeden her insanın bıldığı gi- bi bunlar Türk veya Yunan trajedileri değil, bunlar in- sanlık trajedisiydiler. Ve dünya bu iki milletin birbi- rine karşı sergilediği insancıl davranışı asla unutma- yacaktır. Kıbns'ta adil bir anlaşmanın sağlanması için beraber çalışmalıyız. tki tarafin, BM Genel Sek- reteri Annan'ın çağnsını kabul etmelerini de sevinç- le karşıladım. Amaçlan, Kıbns sorununun toptan çö- zümü hakkında anlamlı görüşmelerin sabahını hazır- lanmaktı. Ümit ediyorum ki, bu görüşmeler sizleri ka- lıcı banşa bır adım daha yaklaştınr. İnanıyorum ki, görüşmelerin sonucu, ulaşıhnış bir çözüm ve iki ta- rafin da temel ihtiyaçlannı yerine getirmenin yolu- dur. AB uyelifline destek Son olarak şunu söylemek istiyorum: Beraber ya- ratmak istediğimiz gelecek için Avrupa'daki yandaş- lanmız tarafından da dile getirilen Türkiye'nin bölün- mez ve demokratik ve tarihte ilk kez savaş, ilk kez banş içindeki bir Avrupa'nın Türkiye'yi kucaklama- dan gerçekleşmeyeceği öngörüsü. ABD, Avrupa Bir- liği'nin üyesi değildir. Ama ben devamlı Avrupa'nın bütünleşrnesini daha hızlı ve daha ileri gitmesini des- tekledim. Bu Türkiye'yi de kapsar. Hâlâ Avrupa'ya dar bir görüşle bakanlar var. Onlann Avrupalan şu dağlarda ya da bu şekilde, daha kötüsü insanlann Tann'ya daha değişik şekilde ibadet etmeye başladık- lan yerlerde bitebiliyor. Fakat, büyüyen ve üreten bir topluluk, Avrupa'nın bir yer olduğu kadar bir fikir ol- duğunu da kabul ediyor. Bu fıkir, insanlann farklı- lıktan; fıkir, kültür, inanç farklıhğından güç alabildi- ği. Bunda demokrasi ve insan haklannın önemi bü- yüktür. Genelde Batı, bu nitelendirdiğimiz topluluk eğer bir fıkir ise bunun kararlaştınlmış bir Doğu sı- run yoktur. Özgürlüğün gittiği yere kadar uzanabilır. 10 sene önce bu ay Berlin Duvan yıkıldı. Avru- pa'nın üzerinden bir perde kalktı. Bu yıldönûmünü en iyi kutlamamn yolu, bu özgürlük fikrini yeni nes- le hissettirmekti. 1989 yılında, birleşmeyi tamamla- manm en iyi yolu, tüm Güneydoğu Avrupa'nın Av- rupa fıknne ve AB'ye dahil etmekti. Bu Sırbistan'da demokrasi demektir, bu Ege'de banş demektir. Bu AB'ye tam olarak kabul edilen başanlı ve demokra- tik Türkiye demektir. Bu yüzyılın. binyılın başında o kadar ümitlerimiz var. Gurur duyacağımız çok şey- ler var. Ama asla unutmamalıyız ki, Türkiye bir za- manlar en az bizim kadar optimist olan birçok uygar- lığın harabeleri üzerine kunümuşrur. Onlann uğradı- ğı sona uğramamak için ümitlerimizi ve sözlerimizi elle tutulur eylemlerle desteklemeliyiz. Hâlâ önü- müzde bulunan zorluklan görmeliyiz ve tarihe dönü- şen şu yüzyılda, bize her şeyi veren güvenimizi kay- bermemeliyiz. Türkiye, birçok engeli aşarak kısa za- manda çok ilerledi. Sadece 61 yıl evvel bu hafta Ata- türk vefat etmişti. O zamanlar Başbakan Ecevit ve- fat eden öndere saygılannı sunan okullu çocuklardan biriydi. Sizler hepiniz onun sonlara doğru, bencillik- -ten tamamen uzak olarak bir nesilden dığerine ve ye- ni nesle tavsiyelerini iletmek gibi düşüncelerini da- ima tartarak gözden geçiren ve demokrasiyi şekillen- diren gençler sizsiniz. Türkiye'nin bu yüzyılda yap- tıklan, insanlann kendilerine daha güzel bir gelecek hazırlamak yolunda yapabüeceklerinin canlı bir ör- neğidir. Önümüzde imtihan edilmemiş yeni bir yüz- yıl bulunmaktadır. Bu büyük bır firsattır. Bu salon başlayan ve halen yükselmekte olan demokratik dev- rimi derinleşrirerek Türkiye vatandaşlanna hizmet etmekten daha da fazlasını yapabilir. Sizin örneğiniz- le ve sizin çabanızla. Türkiye dünyanın ilham kâyna- ğı olabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle