Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16KASIM1999SALI CUMHURİYET SAYFA
President
Amerika Birieşik
Devletleri Başkanı Bill
Clinton, Türkiye'ye
geldi. Uçaktan elleri
cebinde indi ve
apronda kendisini
karşılayan
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'le
tokalaşmak için
lütfedip sağ elini
cebinden çıkartt.
Saksofon çaldığı oval
ofisinde Başbakan
Bülent Ecevit'le
konuşurken koltuğun
üzerine ilişerek bizi ne
kadar kendisine yakın
hissettiğini gösteren
Bill Clinton, Türkiye
ziyaretine de elleri
cebinde başlayarak
samimiyetini bir kez
daha kanıtiamış oldu.
Hal böyle olunca, "Big
Presidenf'ın kendisini
yabancı bir ülkede
hissetmemesi için biz
de elimizden geleni
yaptık ve Türkiye
Cumhuriyeti'nin
başkenti Ankara'da
kaldığı otel katinda
güvenliği
Amerikalılara
devretmekle kalmayıp
Birieşik Devletler
yasalarını geçerli
kıldık. Ne de olsa
uluslararası ilişkilerde
eskilerin deyişi ile
mütekabiliyet yani
karşılıklılık ilkesi
esastır! Ya da
atalarımızın söylediği
gibi, ne ekersen onu
biçersin...
Bektronik posta: som6posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Fiskobirlik, fındık
alımlanndan bankalara
trilyonluk borç takmış...
"Alımlarda
aaaniai maaaniai olmasın!"
örfez'deki 17 Ağustos depremınden son-
ra keşfettiğimiz jeologları, jeofizikçileri, sis-
mologlan televizyonlarda dinleye dinleye he-
pimiz birer "depremci" olduk. Ama "dep-
remcilik" asıl işimiz olmadığı için kısa sürede dep-
rem gerçeğini unuttuk; "depremzede" olanlarımızı
bile hasarlı evlerine yerleştirdik.
12 Kasım'da Düzce'de büyük bir deprem daha
meydana gelince tekrar "depremci" oluverdik. Şim-
di, hep beraber Istanbul'da "büyük" bir deprem
bekliyoruz.
Çünkü uzmanlar böyle diyor...
Bilim, hiç kuşkusuz kaynağını akıldan alan şüp-
heciliğe dayanır. Şüphecilikle varsayımlar üretılir;
varsayımlar ise somut verilerle kanıtlanır ya da çü-
rütülür. Bu bakımdan yerbilim uzmanlannin yeryü-
zünün sallanan bir kesiminde yaşamaya çalışan ve
sallanmaya giderek daha çok alışan biz "deprem-
ci'Merden bir farkı olması gerekir.
DepremciŞimdi eldeki verilere bakalım.
Uzmanlar, Istanbul'un 25 kilometre kadar güne-
yinde Marmara Denizi'nin altında "sessiz kalan" iki
bölgede sismik boşluk olduğunu ve bu bölgelerde
biriken enerjinin bugünden 50 yıl sonrasına kadar
belli olmayan bir zaman diliminde açığa çıkacağını
söylüyor. Ne ki aynı uzmanlar, enerjinin dışa çıkar-
ken yaratacağı etki konusunda farklı varsayımlar
öne sürüyor. Kısaca, olası Istanbul depremi için de-
ğişik senaryolar üretiliyor.
Bir grup uzman, enerjinin dışa çıkması sırasında
Marmara Denizi'nin altındaki faylann ayrı ayrı kınla-
cağını ve dolayısıyla en fazla 6.5 büyüklüğünde bir
deprem olacağını öngörüyor. Öteki grup, kınlmanın
Marmara Denizi'ni boydan boya geçen 150 kilo-
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
metrelik uzun birfay hattı üzerinde olacağını ve do-
layısıyla 7'den büyük bir sarsıntı yaratacağını öne
sürüyor.
Her iki görüş de varsayıma dayanıyor ve bu var-
sayımlar ne yazık ki somut verilerle kanıtlanamıyor
ya da çürütülemiyor.
Her şey, Istanbul'daki bir deprem sonrasında bir
grubun "ben demiştim"ine kalıyor!
Olası bir deprem için varsayımlardan öteye geçe-
bilmek, daha çok veriye ulaşmayı ve bunun için de
Marmara Denizi'nde sismik araştırma yapmayı ge-
rektiriyor. Fakat, bırakın yeni verileri 17 Ağustos'tan
sonra MTA'nın çürük gemisi Sismik 1 'le Marmara De-
nizi'nde yapılan araştırmaların sonucu bile henüz alı-
namıyor.
Marmara'da eğer iki sismik boşluk varsa, bu böl-
gelerdeki en küçük hareketi izleyecek teknolojinin
var olduğunu bütün dünya biliyor. Türkiye'de ise bi-
lim, biz "depremci"lerin önüne geçemiyor!
Tahammül edemediler ve susturdular
Bombalı bir suikast sonucu Ahmet
Taner Kışlalı'yı öldürdüler. Kışlalı'yı
kimlerin öldürdüğünü henüz
bilmiyoruz ama düşünecelerinden
dolayı susturulduğunu biliyoruz.
Ortada bir cinayet olmasa da
geçenlerde Türkiye'de, hem de
herkesin gözü önünde bir kişi daha
susturuldu! Kanal 6'da "Sabaha
Merhaba" programını hazırlayıp
sunan Metin Uca'yı susturdular...
Gündemdeki sosyal, ekonomik ve
siyasi olayları ironik bir üslupla
ekrana taşıyan ve halkın beğenisini
kazanan Metin Uca'yı kimin
susturduğunu ise biliyoruz...
MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli nın Ahmet Taner Kışlalı'nın
cenaze törenine katılmayışını kendi
üslubu ile eleştiren Uca'ya birileri
tahammül edemedi.
Önce Metin Uca'yı tehdit ettiler ve
tehditler daha sonra Kanal 6'ya
yöneldi. "Yaralı işadamı" Korkmaz
Yiğit'in sahibi olduğu televizyon
kanalının yöneticileri Metin Uca'yı
birilerinden "korumak" için
programı başka bir sunucu ile
birkaç gün sürdürmek istedi
ancak tehditlerin artması
üzerine televizyonun
yöneticileri bu kez kendilerini
de koruyamayacağını
anlayınca program tümüyle
yayından kaldırıldı.
Ortada bir cinayet olmasa da bu
kez Metin Uca'nın kimler tarafından
susturulduğunu biliyoruz...
Devleti sömürenler KlTkanaat geçiniyor! | Banş Ertürk I
Artık Aldırmak Zamanı
SÖNMEZTARGAN
Acılı olayların sıcak yaşan-
dığı anlarda insanlar genellik-
le duyguların seline kaptlır. Ço-
ğu kez de öfkeden ne söyle-
diğini, ne yaptığını bilmez du-
ruma gelır.
Gizli, kirli ve karanlık odak-
larca alçakça tasarlanan bir
pusuya kurban verdiğimiz Ah-
met Taner Kışlalı'nın Cum-
huriyet gazetesinin Cağaloğ-
lu'ndaki merkezinde düzen-
lenmiş son yolculuğuna uğur-
lama toplantısından dönüyor-
dum. Bir türkü takıldı usuma:
"Aldırma gönül aldırma." Sa-
bahattin Ali'nin dizelerinden
bestelenmiş bu türküyü anım-
sarken bir an duraksayıp ge-
rilere gittim.
Ahmet Taner Kışlalı'nınkine
benzer saldın ve gizli düzen so-
nucunda yıtirdiğimiz nice dev-
rimci, demokrat, yurtsever in-
sanlarımızın cenaze törenleri
ve anma etkinliklerini düşün-
düm bir an. Bu türküyü de
söylemişiz bu düzenlemele-
rin içinde hep birlikte.
Ama biz "aldırma" dedikçe
hain tuzaklar daha da artmış,
gizli odaklar daha da azmış,
bunların kurşunlarına ve sal-
dırılarına hedef olmuş nice de-
ğerli insanımız birer birer düş-
müş toprağa. Biz acılarımızı
türküleştirmeyi, gönül üzgün-
lüğü içinde coşkulu nağmeler-
le bir ses fırtınası estirmeyi be-
cermişiz belki. Ama "aldıran-
lar"m elinde Türkiye bugün
nerelere gelmiş, bunu ciddi
bir biçimde hıç, ama hiç dü-
şündük mü?
Ateş, kan, gözyaşı pahası-
na elde edilen cumhuriyet Tür-
kiyesi'nin kazanımlarını em-
peryalizmin, faşizmin, gerici-
liğin eline teslim etmişiz birer
birer. Zor da olsa teslim et-
mek gerekirse, bizler türkü-
lerle avunurken onlarişlerini iyi
yapmışlar! Okul yerine cami-
leri, bilim yerine hurafeyi koy-
muşlar. Yetmemiş; fınans ku-
ruluşlarını, medya organlannı
oluşturmuşlar, güçlerini deva-
sa boyutlara ulaştırmışlar. Biz-
ler türkülerle ve duygularia ço-
ğalıp gelişeceğimizi sanmışız,
onlar camilerde günde beş va-
kit namazı bile siyasal Islamın
örgütlenmesi yolunda ustaca
kullanmışlar. buraları beyinle-
rin yıkandığı dinsel sempoz-
yumlara dönüştürmüşler.
Anımsanırsa, 6O'lı yıllarge-
rek ülkemizde gerekse geze-
genimizde anti emperyalist,
devrimci ve demokrat genç-
liğin topluma kök saldığı. ya-
şamın tüm alanlarında ağırlık
kazandığı yıllardı. Emperya-
lizmin-kapitalizmin güdümün-
de yer alan faşist ve gerici
gençlik devinmeleri, o yıllarda,
dünya haritası üzerinde kü-
çük lekeler olarak marjinal bir
durumdaydı. Bugün ise, em-
peryalizmin küreselleşmesine
koşut olarak, hiç de küçüm-
senmeyecek yepyeni bir ku-
şak yaratılmıştır. Sakallanyla,
türban denen üniformalarıyla
topluma meydan okuyan bu
kuşak, ne ilginçtir, siyasal
amaçlannı demokrasi söylem-
leriyle oradan, masumane bir
istemmiş gibi sunmayı da ba-
şarmış görünmektedirter. Gö-
rünmektedirlerdiyorum, çün-
kü ucuna demokrasi takılmış
bu aldatıcı zekâyı bir zaman-
ların zıpkın solcuları da dahil
kimi aydınlarımız da yutmuş
durumdadır.
Toprağa düşenler genellik-
le bu zokayı yutmayanlardır.
Yutmamaktan da öte, halkı-
nın da yutmaması için sava-
şım verenlerdir.
Işte Ahmet Taner Kışlalı, bu
zokayı yutturmamak için sa-
vaştm veren cumhuriyet ay-
dınlanmızdan biriydi. Kendi-
siyle bundan beş yıl önce bir
seminerde tanışmıştım. Tür-
kiye Kent Kooperatifleri Mer-
kez Birliği'nin (TÜRKKENT)
1994 yılında Antalya'da dü-
zenlediği bir "llkbahar Semi-
neri"nöe Prof.Dr. Ruşen Ke-
leş, birlikte olduğumuz birak-
şam yemeğinde tanıştırmıştı
bizi. Kışlalı, bu seminere bir
söyleşi yapmak için gelmişti.
Söyleşiden önce Kışlalı'yı
sunan oturum başkanı Refet
Erim'in tanıtım konuşması ise
çok daha düşündürücüydü:
"Arkadaşlar, Antalya 'ya gelen
çok değerii bir konuğumuz var,
Ahmet Taner Kışlalı. Aslında,
Ahmet Taner Kışlalı çok gü-
nahkârbirinsan. En büyük gü-
nahı Atatürkçü olması. Ikinci
günahı, cumhuriyete içtenlik-
le inanması, bunun savaşımı-
nı, kavgasını vermesi..."
Ahmet Taner Kışlalı'nın iki
saate varan o söyleşisinde
belleğimde kalan bir önemli
notu okurlarla paylaşmak is-
tiyorum. Konuşmasmın birye-
rinde Kışlalı: "Yapılan biraraş-
hrmavar. Türkiye'yi saymazsa-
nız, bütün Islam âleminin dün-
yadaki bilimsel teknolojik iler-
lemeye katkısı sıfır düzeyinde-
dir. Bütün Arap âleminin bi-
limsel teknolojiye, bilimsel iler-
lemeye ve teknolojiye katkısı Is-
rail'in yüzde 4'ü kadardır. Kü-
çücük Israil'in yüzde 4 'ü kadar-
dır Ve bunlann hiçbirisi de la-
ıkliği kabul etmemiş olan ülke-
lerdir."
Türkiye'yi de böylesi geri ve
çağdışı bir konuma çekmek
isteyen şeriat özlemcilerinin
demokrasi zokasıyla toplumu
götürmek istedikleri hedefi,
bu sözleriyle Kışlalı çok açık
ve net bir biçimde özetlemiş-
ti. Bugün Kışlalı aramızdayok,
ama belırttiğim gerçekler bü-
tün çıplaklığı ile yaşıyor. Bu
tarihesl hesaplaşmada ileri mi
gideceğiz, geriye mi dönece-
ğiz? Her şey bu iki sorunun
içinde gizli. lleriyegıdeceksek
ölenlerimizin ardından ağla-
mayı, "aldırma gönül aldırma"
türküleri söylemeyi bırakaca-
ğız. Güftesini de bestesini de
çok sevdiğim bu türküyü de
söylemek artık pek içimden
gelmiyor.
Çünkü artık aldırmak za-
manı.
HAYYANLAR İSMAIL GLLGEÇ
ıtl
ÇİZGİLİK KÂMİL MASAR.İCI
H A R B I SEMtH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Kasım
t656 '
İKİ
UASBAHÇE'DE BİR İDAM'/.
ÖHCE,
İÇİA/ ÖUE SÜRDÜĞti AĞ/G
ATAŞTt SÖEE PEI/LE
UJ, SU iş-
SAGLAM/ŞTf. ZAM/IAJ/N AĞ//Ç SO/SaMCASI
EZ/LMEYEN HDP/SÛLÜ, PEVLETİ /I&
bt'RES/ KOWL4/et>/4 SOtJ OEteECE &4M OÖKÛCÜ
OU>UĞUUU, O4H4 B^ÇLAfJGlÇT Ö İ
NEDİKLİLE&İN &4U>f£/SMC»4, BO2CA4PA '
MESAT
SİVAS 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1995-462 / Karar No: 1999/256
Davacılar Hayriye Oğuz \t müşterekleri vekili Av. Asuman
Karadağ tarafından davalılar Maliye Hazinesi ve müşterekleri
aleyhine açılan tapu ıptali ve tescil davasında verilen kararda.
Mahkememizden venlen 23.3.1999 tarih ve 1995/462 esas,
1999'256 karar sayılı karar taraflara tebliğ edıldiği süresinden
davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından 31.05.1999 tarihinde
temyız edıldiği ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesf nin 21.09.1999 ta-
rih ve 1999/5423-6865 sayılı ılamı ile bozularak mahkememize
geldiği. davalılann tüm aramalara rağmen adresı tespit edilme-
diğinden davaya dahil edilen Nafia Ücal. Şerife Sanbatur ve
Ayşe'ye Yareıtav ılamı teblıö edilmek üzere ılan olunur.
Basın: 55730
DİYARBAKIR ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998/118
Davacı Süleyman Evren tarafından davalılar Selım Evren ve arkadaşlan
alevhıne açılmış bulunan ıştırak halındekı mülkıyetın müşterek mülkıyete
çevrilnıesı davasının yapılan açık yargılaması sırasında. Çınar ılçesı Akte-
pe köyünde ıkamet eden davalılar Tülay Akıldız. Gülay Akıldız, Asıye
Akıldız \t lhsan Akıldız tüm aramalararağmenbulunamadıklan \e adres-
len de tespit edılemediğinden davalılar hakkında açılmış bulunan \e halen
Di\arbakır 1 Aslıye Hukuk Mahkemesı'nde devam etmekte olan 1999 118
esas ve2.12.1999 tanhh duruşmaya kadar budava ile ılgılı ıbraz etraek ıs-
tedıklerı belgelen göndermeleri veya duruşmaya getırmeleri. mahkemede
hazır olmadıklan takdırde ve kendılennı vekille temsıle ettirmemelerı hali-
ne yokluklannda HUMK"nun 509-510. maddelen gereğince karar verilece-
ğı dava dilekçesi yerine kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur.
Basın: 50257
FOÇA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo-1999 116
Davacı Orman tşletme Müdürlüğü tarafından da\alılar Fatma Başaran ve ark. aleyhine açılan tapu ıptali da\asında davalı Ay şe
Kutan adına çıkanlan tebligatm bıla tebliğ ıade edılmesi. yaptınlan zabıta tahkıkatına rağmen de adresı tespit edilemedığinden ila-
nen teblıgat yapılmasına karar verilmış olmakla. Adı geçen davalı Ayse Kutan'ın duruşmanın atılı bulunduğu 28.12.1999 günü sa-
at 11 30'da mahkememızde hazır bulunması ya da bir vekille temsıl ettırmesi. gelmediği takdirde yokiuğunda yargılamaya de\am
olunarak karar venleceğı tebliğ yerine kaım olmak üzere ilan olunur. 4.11.1999 Basın: 55953
G.S.Ü.
Öğrenci kimlik
kartımı kaybettim
hükümsüzdür.
TUVANA GÜLCAN
GÖRÜŞ
Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV
Deprem ve Bir Kehanet
Türkiye'de çeşitli sigorta müdürlükleri ve Dün-
ya Ticaret Odalan Birliği İkinci Başkanlığı gibi gö-
revlerde bulunduktan sonra yapılarda hukuksal
sorumluluk benzeri konularda 1988'de 41 yıllık
deneyimi olan biruzmanın (Haşim Ekener), 11 yıl
önce Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'na sunduğu,
deprem ve yıkımlara ilişkin hem kehanet niteliğin-
de, hem de çözüm öneren 15 sayfalık raporu
önümde duruyor. O tarihlerde bazı mühendislerin
teşvikleri ve üç profesörün yardımlanyla Haşim Eke-
ner'in kaleme alarak 11 yıl önceki Bayındırltk ve
Iskân Bakanı'na (İ. Safa Giray) sunduğu rapor, ha-
zırlayanlar açısından bir ehliyet ve sorumluluk,
böylesıne yaşamsal bir konuda gerekenleri esir-
geyen resmi makamlar yönünden de bir umursa-
mazlık belgesidir. Bu raporun bütünü birçok yön-
den ibret için yayımlanmalı, Inşaat Mühendisleri
Odası'nın (E. Anoğlu ve K. Anadol imzalı) araş-
tırması da basılmalıdır.
Ekener'in raporu "kârdan başka amaç gütme-
yen" bazı kişi ya da şirketlerin yapılannın malze-
me, denetim ve işçilik eksiklikleri ve yanlışlan ne-
deniyle durup dunjrken bile çöktüklerini. hele or-
ta şiddette bir depreme karşı koyamayacaklarını
açıkça belirtmektedir. Rapor, para, kaynak ve emek
israfı olan bu tür yapılann büyük tehlikelere yol
açacağının, ekonominmize ağır yük getıreceğinin,
Istanbul gibi büyük kentlerde her yüz yapıdan
15'inin çökme olasılığı ile karşı karşıya olduğumu-
zun altını çizmektedir.
Yatırımların yüzde 6O'ı yapı sektöründe, bunun
da yüzde 95'i özel ellerdedir. Neredeyse tümü de-
netimden yoksundur. Rapora göre yapılması ge-
reken âcil önlem, yapılann kalite denetimlerını ya-
pacak uzman kuruluşların oluşturulması, bunların
yetkilerle donatılması, eksiklikler giderilmedikçe
yapının durdurulması, yapanlara hukuksal sorum-
luluk için zorunlu sigorta uygulanmasıdır. Bu sis-
tem miman, mühendisi, denetçısi, müteahhidi, ya-
pı malzemeleri üreticıleri, satıcılan ve ithalatçısını
da kapsamalıdır. Denetimin devlet, yerel yönetim
ve meslek kuruluşlarınca yapılması sorunları çö-
zemez. Denetim merkeziyetçilikten çıkanlmalı, uz-
manlaşmalıdır. Yapılarda hukuksal sorumluluk, si-
gorta zorunluluğu kanalıyla, yeni bir yasaya bağ-
lanmalıdır. Tıpkı Trafik Yasası'nda olduğu gibi, ya-
pılarda da uzun vadeli zorunlu sigortalanma zama-
nı çoktan gelip geçmıştır. Zarardan sonra ispat
külfeti zarara uğrayana değil, yapımdan sorumlu
olanlara yüklenmelidir. Uzman yapı denetim bü-
rolan kurulmalı ve kullanılan demirden, kumdan,
çimentodan su ve elektnk işlerine değin yapımda
kullanılan hertürlu malzeme denetlenmelidir. De-
netim kuaıluşlan ehliyetlerinı kanıtladıktan sonra
Bayındırlık Bakanlığı'ndan ön izin almalı, noksan
gördükleri yapıları durdurabilmelidirler.
Haşim Ekener'in yeni bir yapı yasa tasarısı biçi-
mine soktuğu önerileri bugüne değin disiplin altı-
na alınmamış yapı işlerinı ileri ülkelere benzeyen
hükümlere bağlamaktadır. Ne var ki, zamanın hü-
kumeti bu önerilerden yararlanmamış, kapıları
ulusal felakete açık tutmuştur.
i)
'1
- /
J l't
İ'f
r.A
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2SOLD\\SAĞA:
1/ Mimarlıkta.
yağmur suyu-
nun çatının dı-
şına atılması
için yapıya dik
olarak düzenle-
nen kısa oluk...
Tavlada iki sa-
yısı. II Karak-
ter... Büyük bak-
b
raç. 3/ Motorun
eskiyen ya da
aksayan parça- 8
lannı değıştire- g
rek ya da ona-
rarak motoru yeni duru-
ma getırme ışlemı. 4/
Yakup Kadri Karaos-
manoğlu'nun bir roma-
nı... Yemek. 5/ Utanıla-
cak şey, ayıp... Eskı dil- 4
deaşıkkemığı.6/Bıçak
bilemeye yarayan. çu-
buk bıçimınde çelık
araç... Çdikçomak oyu-
nuna ve bu oyunda kul-
lanılan degneğe venlen
ad. II Bir renk... Badem-
den yapılan bir şerbet. 8/ L
canlarölesı değıl
yatro yapıtı
ursuzluk. 9/ "Ölür ise — ölür,
(Yunus Emre)... Aziz Nesin'ın birtı-
VUKÂRIDAN AŞAĞIYA:
1/ Balıkçılann. gece balıkları çekmek ıçın yaktıklan ateş. •
II Edremit Körfezi kıyısındaturistık biryöre... Çabuk ıler- -
leyen hastalıklar ıçın kullanılan sözcük. 3/ Sarkaç... Asaf'.
HaletÇelebi'nın bir şiırkıtabı. 4/ Darıdan yapılan şara-
bın kımıza karıştınlmasıyla elde edilen eski bir Türk ıç-
kisi. 5/ Tutsak... Alın ya da boynuzla \uruş. 6/ Geçim-'
sızlık,anlaşmazlık...Saçın küçük tutamlarbiçimindede-
ğişik renklerde boyanmış durumu. 7/ Boru sesı... Keman
yapımıyla ünlü bir Italyan ailesi. 8/ Şeker hastalığı. 9/ His-
se, pay... Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad. .
İLAN
T.C.
FATİH 4. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1999/795
Mahkememizden verilen 27.10.1999 tarih ve
1999/795 esas, 1999/888 karar sayılı ılamı ile Kılis,
Merkez, Okçular Mah. Cılt. 0026,K.Sıra No.0061'de
nüfusa kayıtlı Mehmet Saıt ve Şahınde'den olma
5.6.1982 doğumlu ve aynı yerde nüfusa kayıtlı Meh-
met Saıt ve Şahinde'den olma 1.7.1964 doğumlu ve yi-
ne aynı yerde nüfusa kayıtlı Mehmet Sait ve Şahin-
de'den olma 1.4.1970doğumlu Mustafa Bolatkıran'la-
ra aynı yerde nüfusa kayıtlı ablalan vasi tayin edılmış-
tir. İlan olunur. 8. 11.1999
Basın: 56167
C3
KADIKÖY ASLİYE 1. HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1998/512
Davacı Çiğdem Şimşek tarafından hasımsız olarak
açılan gaıpiık davasında.
Mahkememizce 5.10.1999 gün ve 1998/512 esas,
1999/793 sayılı hükmü ile Erzurum ili Ispır ilçesı, A.
Özbağ Mah. C.002/02, S.58. K.67'de nüfusa kayıtlı
Azizoğlu Emıne'den olma I934d.lu Hilmi Şimşek'in
gaıp olduğuna karar venlmiştir. Ilan olunur.
12.11.1999
Basın: 55898