18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16KASIM1999SALI 10 H A P E R L E R [email protected] KAVŞAK OZGEN ACAR 'Avrupa Güvenliği Böiünemez' "Avrupa Güvenliği ve Işbiriiği Teş- kilatı (AGİT)" doruğu sonunda tari- he İstanbul Belgesi" diyegeçecek bir ilkeler demeti yayımlanacak. Rus- ya'nın önerdiği 21. yüzyıliçinAvru- pa kapsamında yeni birgüvenlik mo- delinin" tasanm hazırlıklan uzun bir süredir yapılmaktaydı. Son dakika- da birdeğişiklik olmazsa, bir dönüm noktası olacak İstanbul Belgesi'nde, "21. Yüzyıl Avrupa Güvenliği" şöy- le tanımlanacak: 1. Güvenlik modeli AGİT alanının tümünü kapsayacak, tüm AGİT üye- si ülkelerin etkin katılımıyla gelişti- nlecek, yeni duvarlara ve farklı gü- venlik düzeylerine sahip böigelere yol açmayacaktır. Bu nedenle, hıçbir devlet, örgüt ya da gruplaş- ma, AGİT bölgesin- de banş ve istikrann korunması için bir öte- kisinden üstün birso- rumluluk taşımaya- caktır. AGİT bölgesi- nin herhangi bir bölümünü etki ala- nı (sphere of influence) olarak gör- meyecektir. 2. AGİT üyesi tum devletlerin ve bağlı bulunduklan örgütlerin, her bir üye devletin, ittifak anlaşmalan da- hil, güvenlik düzenlemelerini seç- mekte ya da degiştırmekte özgür ol- ma hakkına saygı göstereceklerdir. Bu ılke sınırtayıcı biçimde yorumlanma- yacaktır. Bölgesel ya da Atlantik ül- kesi örgutlere katılma ve aynlmanın tümüyle gönüllü nıteliği, Avrupa ya- pılannın temel bir özelliği olarak ka- lacaktır. Açıklık ve saydamlık bu bağ- lamda önemli ilkelerdir. 3. Model, çeşitli Avrupa güvenlik kuruluşları arasında ilişkinin tanım- lanması sorununaeğilmeli, bunun- la birlikte söz konusu örgütler ara- sında bir çeşit hiyerarşi yaratmak- tan kaçınacaktır. 4. NÂTO'nun yeri ve rolü, Güven- lik Modeli kapsamında değişikliğe uğramayacaktır. Model, NÂTO'nun gerek istikrar sağlayıcı rolünü, ge- rek yeni kazandığı askeri-güvenlik konularında işbirliği ve genışletilmiş bir diyalog forumu olma işlevini et- kilemeyecektir. 5. Güvenlik Modeli, AGİT alanı dı- şından kaynaklanabilecek risk ve tehdit ogelerini göz ardı etmeyecek- tir. Bihndiği üzere AGİT ülkderine komşu birçok bölge, istikrarsızJık ve huzur- suzluk kaynağıdır. 6. Geliştirilmeyeça- lışılan Ortak Avrupa Güvenlik Mimarisi kavramı, öteki nokta- lann yanı sıra, bir si- lahların sınıriandınl- ması düzeninı, AGİT alanı içerisinde ortak sorun ve tehdıtlere zamanında ve etkili bir biçimde karşılık verme- sinı sağlayacak iyi düşünulmüş me- kanizmalan ve kapsamlı işbirliği yön- temlerini içerecektir. Bu tür meka- nızmalargeliştirilirken güvenliğin bö- lünmezliği ilkesinden sapılmaması önem taşıyacaktır. 7. (Türkiye'nin önerisi) Terorizm, saldırgan ulusçuluk, yayılmacılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibt gü- venlik ve ıstıkran bozucu tehditler ite bunlaria mücadele etmek için gerek- li önlemler ve işbirliği yöntemleri Gü- venlik Modeli'nin kapsamına dahil edilecektir. AGİT'te uJuslararası AKUT Avrupa GûvenJik ve İşbirliği Teş- kilatı (AGİT) doruğu için geri sayim başladı. Daha önce bu sütunda önerdiğimiz ve Dışişleri Bakanı Is- mail Cem'in benimseyip Yunan mestektaşı Yeorgios Papandreu iie birlikte doğal afetierde bir ulus- Jararası kurtarma örgütünün ku- rulması yolunda BM Genel Kuru- lu'na sunuşu AGtT doruğunda da eie alınacak. "Hızlt Tepki Birtiği (kı- saca REACT)' adı verilmesiöngö- rülen bu örgütün kuruluşu da göz- den geçirilecek. AGİT toplantısında bir de atama yaprtacak. 1992'de Avrupa güven- liğiniolumsuzetkileyen "etnikça- tışmalar" konusunda bir yaptlan- maya giditmişti. "UlusafAztnltkfar Yüksek Komiserliği" kurulmuş, merkezi Lahey'de olan komjserii- ğe Hoifanda Devlet Bakanı Max van der Stoel atanmıştı. Ocak 1993te gbreve başlayan komise- re, yedısi danışman olmak üzere 11 görevli yardım ediyor. Çeşftfî kereter süresi uzatılan komiseıin görevi 31 Aralıkta sona eriyor. Ko- miserin görevi, "etnik geritimteri erken aşamada teşhis edip erken çözüm üretmek" olarak tanımfa- nıyor. Komiser, etnik gruptar ara- smda ne bir arabulucu ne de in- san haklan ihlaltenni soruşturuyor, amact diyaloğu, karşıltkfT guveni sağfamak diye özetieniyor. Ankara-Atina dengesi değişiyor Yakın yıllara değin, Amerika'daki Yunan lobisinin etkisi ile Türkiye-Yu- nanistan arasında yardımlarda 7/10 dengesi gözetilirdi. Ankara'ya 10 do- lar yapılmışsa Atina'ya 7 verilirdi. Bu- rada ne nüfus oranlan, ne ulusal ge- lirler ve ne de gereksinımler dikkate alınırdı. ABD Dışişleri Bakanı Ankara'ya gelecekse, Atina'ya da uğramadan edemezdi. Sonyıllarda, özellikle Yu- nan hükümetinin 17 Kasım terör örgütüne bir şey yapa- maması, Apo'yu saklama- sı, Kosova'da NATO gizle- rini Sırplara sızdırması gibi oluşumlar VVashington'da Atina'ya karşı bir burukluk yarattı. Körfez olayı, Bos- na'nın ardından Kosova ve Kafkaslardaki gelişmelerde etkinliği ile Ankara "gözde" oldu. Yardımlar geçen yıkjan sonra sıfırlanınca 7/10 den- gesi de ortadan kalktı. Was- hington Türkiye'yi çeşitli alanlarda kollamaya başla- dı. BM HABfTAT toplantısının ardın- dan AGİT doruğu ABD'nin etkisi ile Türkiye'ye kaydırıldı. Bakû-Ceyhan Hazar geçışli boru hatlannda Türki- ye'ye öncelik ve ağıriık verildi. ABD Ticaret Bakanlığı'ncaTürkiye "gelişen lOpazarülkesi" arasına alındı, Clin- ton yönetimi Amerikalı yatınmcılan Türkiye'ye gitmeleri için teşvike baş- ladı. Yunanistan ile sadece ticari iliş- kilerin geliştirilmesi hedeflendi. Sa- vunma Bakanı William S. Cohen'in Atina'ya uğramadan Ankara'ya gel- mek istemesi Yunanistan'ı üzdü. Baş- kan Clinton da AGtT toplantsı için İstanbul'a geleceğini açıklayınca Yu- nan hükümeti, Başkan'ın Atina'ya da gelmesi için girişim üzerine girişim yaptı. Atina'ya da 24 saatliğine uğra- ması kararlaştınldı. Atina'daki son gösteriler nedeniyle Clinton'ın Atina ziyareti AGİT sonrasına ertelendi. VVashington gezinin bu ayağını ipta- li dahi düşünmüştü. Yunanistan yine de bir müttefik idi. Fazla da gü- cendirilmemeliydi.Doruk ön- cesinde başkente resmi zi- yarette bulunan ABD Baş- kanı Bill Clinton, "kısasakı- sas" protokolü ile karşılan- madı. Amerika'da konuk devlet başkanlan havaala- nında değil, Beyaz Saray'ın bahçesindekarşılanr. Cum- hurbaşkanı Süleyman De- mirel, Clinton' ı havaalanı- na "Hoş geldin "e gitti. Esen- boğa'da herhangi bir resmi tören yapılmadı. CIA uzmanlan, Ankara Hilton Ote- li ile Istanbul'da tümden kapatılan Conrad Hilton Oteli'ni sadece güven- lik açısından değil, dinleme araçlan ko- nulması olasılığına karşı duvarlara va- rgpcaya değin didik didik aradılar. Her iki otelin telefon santralı yerine, ken- di getirdikleri, uzaydaki başkanlık uy- dusu ile bağlantılı ve dinleme olasılı- ğını önleyen özel perdelemeli santral- iar kurdular. Bu arada nükieer silah- lan harekete geçirecek şifre meka- nizmalan da Ankara'ya getirilmişti. SilaMandırılan Avnupa güventtğl Kuşkusuz Avrupa Güvenöği'nde konvansiyonel silahiann en alt dü- zeye indirilmesi de hedefterden bi- ri. ABD Başkanı Bill Ctinton, geçen hafta yaptığı bir konuşmada Türki- ye ve Yunanistan ile itişkilenn geltş- tirihrresrıi vuıguladî ve iki müttefik ara- sındaki soruniar çeiîşkisine dikkat çekti. Ciinton, Türkiye'ye geimeden bir hafta önceABD'deyaptığı konuş- mada Türkıye'den bir "köprü" ola- rak değil. bir "kavşak" üikediye söz etö.Eski Ankara'da büyükefçisi olan ABD Dışişleri Bakanhği Müsteşar Yardtmcfsı Mark Grossman da il- gtnç bir konuşma yaptı. Grossman, ABD'nin Yunanistan ile ticaretinin AB ülketeri arasında en düşük ikin- ci sırada oiduğunu anımsattı. *'ABD'nin Yunanistan'a ihracatının arîması için Amerikaitfirmalannfes- vikeditdiğinr söytediği konuşrnası- nı şöyle sürdürdu:"%W/en'rrazde, savunmaaraçtanntnsaişıçokönem- H bir öğedir. Yunan Silahlı Kuvvet- leri'nin modemleşmesine yardtm etmek ıstiyoruz. Raytheon 1.2 mü- yar doiar değerinde 4 patriot füze bataryasını testim edecek. Yuna- nistan da 350 milyon doiardeğerin- de ek iki batarya, Hava Kuvveîleri 3.1 mifyar doiar tutan 70 adet F-16 savaş uçağı, donanma da 700 rraf- yon dolaıiık Kidd sınıfından dört muhıip alacak." Yanlış anlaşılma- şn, Türkiye'ye satıîmak istenen Arne- rikan süahlannın milyar dolarlan ise Yunanistan'dan darta fazia... Sonra bunun adı "Avrvpa GûvenHği" ve "tıçareti getiştirme" oluyor! 12 saat süren diplomatik bunalım gece yansı yapılan yoğun pazarlıklarla aşıldı Kıbrıs9 ta AB ödünüANKARA(CmnburiyetBürosu)-KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 12 saatte 3 kez fikir değiştirerek 3 Aralık'ta New York'ta yapılacak dolaylı görüşmelere katı- lacağını açıklaması "geri adun" olarak. de- ğerlendirildi. Birleşmiş Milletler(BM) Ge- nel Sekreteri Kofl Annan ve ABD Başkanı BHCfintMi'ın Kıbns Rum kesimi lideri Gfatf- kosKlerkksten "cnmhurbaşkanı". Denk- taş'tan ise "Kder" olarak bahsetmelerine kar- şın daverin uzun süren pazarlıklar sonunda kabul edilmesiyle 10 Aralık'ta Helsinki'de yapılacak AB zirvesi arasında doğrudan bağ- lantı kunıldu. Başta Yunanistan olmak üze- re birçok AB ülkesiyle birlikte ABD'nin de Türkiye'ye verdiği "Kıbns konusunda bir geüşme ohırsa AB'ye tamflyetikadayhğmız kobyiaşır*' mesajı yenni buldu. BM ve ABD'nin ortak yaptıklan çalış- ma sonunda dolaylı görüşmelerin, Türki- • 3 kez fikir değiştirdikten sonra New York'a gideceğini açıklayan Denktaş'ın bu karan, geri adım olarak nitelendiriliyor. Siyasi gözlemciler, Kıbns görüşmelerinin 3, AB zirvesinin 10 Aralık'ta yapılacağına dikkat çekiyor. ye'nin AB'ye tam üyeliği adaylığınm belir- leneceği 10-11 Aralık zirvesınden sadece bir hafta öncesinde yapılması öngörüldü. Böy- lece dolaylı görüşmelerin gerçekleşmesi- nin Türkiye açısından "pratik yaran" da masaya konulmuş oldu. Ancak önce An- nan, sonra da Clinton, yaptıklan açıklama- larda, eşit statü uzlaşmasını ihlal ettiler. Basın toplantısı iptal edildi iki yetkilı de Denktaş'ın sıfatını "Bder", Klerides'inkini ise "cumhurbaşkjun" ola- rak değerlendirdiler. Bu belirlemeler, Tür- kiye ile KKTC"nin ortak deklarasyonlarda "kabul edflemez" ifadesini kullandıklan bir durumdu. Denktaş ve Kıbrıs'ta bulunan Devlet Bakanı Şükrû Sina Gûrel, bu geliş- meler üzerine görüşmelerden çekildikleri- ni açıklarken BM, ABD, Türkiye ve KKTC arasında yoğun diplomatik görüşmeler baş- ladı. Sonunda Denktaş, görüşmelere katıla- cağını açıkladı, ancak dün yapması gereken basın toplantısını iptal ederek durumdan duyduğu hoşnutsuzlugu gösterdi. Türkiye ise Dışişleri Bakanlıgı aracılığıyla Denktaş'a des- tek verdiğini bildirdi. Denktaş'ın, Annan'm açıklamasında kar- şı çıktığı iki nokta, "kapsamh görüşmeler ve Kkrides'e cumhurbaşkanı olarak hitap edflmesiTl ydi. BM ile yapılan görüşmeler sonunda "kapsamh" kelimesmin çıkanldı- ğı ve görüşmelerin eski formata göre yapı- lacağı bildirildi. Annan"uı ya da Clinton'ın, Denktaş'ın sıfatı ile Klerides'in sıfatı ara- sında eşitlik kurulduğuna ilişkin bir açıkla- ması olmaması. ABD ve BM'nin geri adım atmadığını gösterdi. Denktaş, görüşmelere katılacağını açıklayarak geri adım atan ta- rafoldu. Kıbns sorunu ile ilgili çevTeler. BM Sek- reteryası'nın statülerle ile ilgili bir yanlış yap- masının olanaklı olmadığını belirterek bu ge- lişmelerde bir gariplik oiduğunu kaydedi- yorlar. Aynı çevreler, Kıbns görüşmelerinin 3 Aralık'ta AB zirvesinin de 10 Aralık'ta ya- pılacağına dikkat çekerek uluslararası kamu- oyunun "Kıbns ile AB arasında doğrudan bağland kurduguna" ışaret edıyorlar. Direniş fotoğraflan Savunma Bakanhğı Tamtma DairesTnin hazniadığı u Direniş Fotoğraflan Sergisr Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından acıklı. Sergiyi Cumhuriyet Bayramı törenlerine kahİmak için Tfiridye'den gelen devlet ve hükümet remsBcileri. çeşitü etkmMktere katılmak için KKTC'ye gekn çok sayıda yabana ^ ülketemsücflerive " s kalabahk bir halk * topluluğu gezdL (Fotoğraf; AA) DemireVden Denktaş 9 a deste Elmek: oacarta superonline.com Fax:0312.46815 79 REŞATAKAR UE3T0OŞA-Kıcey KıbnsTürk Cumhuriyeti'nin 16. kunıluşyıl- dönümü, Türkiye'deki deprem felaketi nedeniyİe sade kutlama- larla geçiştirildi. Asken törenler iptal edilirken, Başkan Bfll CBo- tnn'm Ankara ziyaretine üenk ge- len 16. kuruluş yiidönümünde KKTC'nin yaşatılacagma ilişkin mesajlar dikkat çekti. KKTC'nin 16. kuruluş yridö- nümü kutlamalan çerçevesinde dün sabah Lefkoşa'da, önce va- roluşmücadelesinin lideri Dr. Fa» lû Köeük'ün Anıt Mezan'nda daha sonrada Atatürk Anrtı önün- de iki tören gerçekleştirildi. Kuruluş yıldönümü dün sabah Gtrne ve Gazimağosa'da düzen- lenentörenlerlekutlandı.Gime"de- ki tören protokol sırasına göre çelenkierin konulmasiyla başla- dı. Llu Önder Atatürk. şehitler ve depremlerde yaşamlannt yttiren- ler için saygı duruşunun ardın- dan, Istiklal Marşı eşliginde bay- raklarm göndere çekilmesiy le tö- ren sona erdi. Cumhurbaşkanı Sökyman De- mireL Denktaş'a gönderdiği kırt- lamamesajındamoral verdi. De- mirel, KKTC"nin varlığı gözar- dı «Jilerek Kıbns*ta kalıcı bir ba- nşa ulaşıiamayacagının ulusla- rarası toplum tarafından her ge- çen gün daha iyi anlaşdmakta oi- duğunu bildirdi. Kuflama mesajı Denktaş ve ontm şahsında Kıb- ns Türk halkının bayraraın» «n içten duygularia kutladigını bil- diren Demirel. KKTC'nin ku- ruluşunun Kıbns Türk halkmm verdigi özgürlük ve eşrtlik mü- cadelesinin önemli dönüm nok- talarmdan birini oluşrurduğunu, KKTC'nin aradan geçen 16 yıl- da çağdaş ve demokratik değer- leri temsü eden banşçı bir dev- let oiduğunu kanıtladıgım vur- guladı. Demirel. Kıbns Türk halkının tarihten gelen ve uluslararası anlaşmalarla tescil edilen hak- lannı konımak yolunda verdiği onufiu ve azimli ftlücadeiönin her rürlü övgüye lay>k oidugu- nıu Türkiye'nin bugüne kadar ol- duğu gibi bundan sonra da Kıb- ns Türk halkını bu haklı dava- sında yalnız bırakmayacağını, Kıbnslı Türk kardeşlennin gü- ven. refah ve esenlik içinde ya- şamalan için daima dayanışma içinde olacağını vurguİadı. Türkmen gazı Trojenin arkasında ABD var' MOSKO\A (.4A) - Mosko- va, Mav i Akım ve Hazargeçiş- li Türkmenistan-Türkiye doğal- gaz boru hattı projelerinin ma- li ve tekrük nedenlerden dola- yı aynı anda uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürdü. Rusya Yakıt ve Enerji Bakan Yardımcısı Gennadi Ustüjanin, yaptığı açıklamada. "lnşaabilk tamamlanacak proje kazanır, ikincisi kahr" görüşünü savun- du. tki projenin maliyetlerinin 2.5-3'er milyar doiar arasında değiştiğini belirten Ustüjanin, u Kredi pivusalan iki projeyi bir- den karşda>"amaz. Hazar pro- jesinin uygulanması sryasi risk- leri de banndınj'or'' dedi. Mavi Akım daha şansh Ustüjanin. Batı ve Doğu Av- rupa ile Balkanlar'daki ana do- ğalgaz ihracatçısınm Rusya oi- duğunu. Türkmen gazı ve böl- gedeki diğeryeni doğalgaz kay- aaklaruun da bu pazara getiri1- mesi halinde, ülkesinin bu ko- numunu kaybedeceğini belirt- ti. Ustüjanin, açıklamasında, -Türkmen gaa projesinin arka- sında. Hazar bölgesini kendi stratejik çıkaralanı ilan etmtş bu- lunan ABD var. Ancak şu anda uygulanma şansıen yüksekolan proje Mavi Akım'dır~ dedi Denktaş, 'Benden istedikleri, Rum hükümetini meşru temsilci kabul etmemdir' dedi KKTC lideri: Uzlaşmaz olan biz değiliz - Sayın Cumhurbaşkanı, «mmsayacağı- ıuz gibi ben 1974 Banş Harekân'ndan ön- ce 1967-1970 yıflan arasında görevim nede- niyle, daha sonra 1985 yıhnda ziyaret ama- cryta Kıbns'a getmi^fan. Ambargoya kar- şm Kuzev Kıbns'ta her yönden geçmişle kı- y«sfatnma>acak büyük bir geHşmeye tanık okhım. Bu havranlık uyandınuı gefişmeyi siz •aal izah edhorsunuz? DE>fKTAŞ - Hükümetlerirniz ekono- mik kalkınma programlanru Anavatan' m ilgili birimlerinin süzgecinden geçirerek hazırlamaktadırlar. Yatınm programlan Anavatan'ın desteği ile yürütülür. Altya- pıyı Anavatan yapar. Dolayısıyla 1974'e kadar sıfirla çarpılmış olan ekonomimi- zin dibe vurması olamayacağına göre, bu yükseliş doğaldır, kaçmılmazdır. Daha iyisi olmahydı diyenler vardır. Haklı ola- bilirler.Ancak yeni bir devletin yaşam ko- şullan ile çok demokratik bir düzende ve popülist yaklaşımlarla heba olan enerji- ye ve kaynaklara rağrnen elde edilrrriş olan sonuç kıvanç vericidir. - 1974'den bu yana 25 yıL KKTC'nin ku- nıhnasından bu yana ise 16 >ıl gecti. Ku- zey Kıbrıs'ta artık Rumlara, Rum küHü- rüne,yaşam tarzma tamamıviayabana,geç- mişteki Rum mezalimini bflen ve bu neden- le Rumlara karşı güvensizlik duyan, top- lumlar arasında. daha doğrusu Türk top- lumunda, yan yana da oba. ortak yaşam için gereken arzu, karşı tarafa güven ve sevgi oluşabilir mi? DENKTAŞ-Kim ne derse desin, ge- lecekte olası bir uzlaşmanın temeli iki ayn halkın oluşturduğu iki ayn devie- te dayanacaktır. Yani iyi komşuluk ve müşterek çıkarlar için işbirliği aklı se- limin dikte ettiği yol olacaktır. Ancak, bu yola girebilmemiz için Rum tarfı- nın kuzeyi, "er geç ele geçirmekte hak- h olduklan, işgal altında Rnm topra- ğı" olarak görmekten vazgeçmesi, yi- ne kendi eylemlerinin meydana getir- diği iki devletliliği hazmetmeleri ge- rekir. Şimdilik bunun yakın bir gelec- ekte tahakkuk edebileceğini gösteren bir işaret yoktur. Bu nedenle, uzun bir süre karşıhklı eğitim, düşmanlıklan arada bırakacak bir yaklaşım gereke- cektir. Kıbns meselesini yaratmışolan Megali ldea felsefesmin takipcisi ve uygulayıcısı kiliseleri ve eğitim sistem- len değişmedikçe temkinli davranma- ya mecuburuz. • Emekli Büyükelçi Tevfik Ünaydın, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ile adada yaşanan gelişmeleri ve çözüm olasılıklannı görüştü. nın yok ohna endişesi, Runüar için ise adayı bütünüyleelegeçirip "Fnosis"'isağlamak- tı. Denir ki. o zaman Grivas "Enosis"i amaçhvor. Makarios ise buna karşı geüyor- du, kanımca bu yanlış bir deferiendirme. Bence Grivas "Enosis"i hemen, Makarios ise Kıbrıs'ta dağınık bir şekilde yaşayan Türkleriyavaş yavaş eritip *Enosis"i zaman içinde gerçekleştirmek isthordu. Yani da- ha kumaz ve sinsi politika güdüyordu. Ba- nş Harekâtı'ndan bu yana adada tam bir banş hüküm sürüyor. Türkler huzur için- de. Beliıii sınıriar ve çerçeve içinde de oİsa, Rumlarla vanlacak bir uzlaşma halindebi- linen soruniar tekrar ortaya çıkmaz mi? Rumlar eski düşlerini gerçekleştirme yolla- nna başvurmazlar mı? DENKTAŞ - Makarios, hiçbir zaman Enosis'e ihanet etmemıştir. Grivas'la ara- lanndaki kavga "zamanbuna" yüzünden- di. Makarios 1967 Geçitkale-Boğaziçi olay- Iannda Türkiye'nin garantörlüğünün de- vam ettiğini, canlı oiduğunu gördü ve işi za- manabıraktı. Beyanatı var: "Türkler azm- tık hakkına razı oluıiarsa geisinler, raa de- ğillerse ergeç bize boyun eğecekler veya adadangideceklerdir.'''l972'de Kkridesbu görüşü aynen tekrarladı. Makarios'un 1967'de Yunan Hükümeti ile birlikte "Eno- sis'i yeniden yasaklayan bir anlaşmayı" im- zalamayacağına dair müşterek açıklama vardır ve 1 %7'de Rum Meclisi'nde. hâlâ yü- rürlükte olan Enosis karan vardır. Enosis'i sağlamak için Makarios'un zamana bırakı- lan siyaseti daha akıllıcaydı. Acelecilik ve şiddet Türkiye'ye davetiye çıkardı. Maka- nos kralcıydı. Kıbns'ta Enosis'i Kral Yunanistan'a dön- dükten sonra ilan edecekti ve kralın dönü- şü için de Kıbns'ta cuntaya karşı mücade- le vermekteydi. Dolayısı ile sizin değerlen- dirmenize katılıyorum. Sınınn ve egemen bir devletin varlığı, ilerideki tehlikelere karşı en esaslı güvencemizdir. 1963'den bugüne kadardünya Kıbns'ta olanlara (Tür- kiye'nin müdahalesi hariç) biriç mesele ola- rak bakmıştır. iki devlet esasına dayalı ola- rak yapılacak bir anlaşma böyle bir gafle- te nrsatvermeyecektir. Aksi takdirde, 1960 anlaşmalannda olduğu gibi, anayasaya kay- dedilecek haklar bir günde yeniden yırtı- lıp aülabilecektir. Yeni bir anlaşma bunla- ra fırsat vermeyecek bir zemine oturtul- malıdır. Rum lideri eski Dışişlen Bakan- lanndan Rolandis'in de dediği gibi. Kıb- ns'ta müşterek hayatın en büyük tehlike- si, iki toplum bireylen arasındaki bireysel bircinayetin süratle iki tarafı cepheleştire- cek bir miHi kavgaya dönüşme olasılığı vardır. Bu olasılığın ortadan kalkması için uzun bir zamana gereksinme vardır. - Başta Rumlar ve Yunanlılar olmak üze- re bazı kimseler. Kıbns'ta çözüm için sizi en büyük engel görüyorlar. Hatta Clin- ton'ın özel temsikisi Holbrookeda sizi açık- ça çözümü engeUeyen Idmse olarak zikret- mişti. Kuşkusuz haksız vç yanlış olan bu sa- \ı siz nasıl yorumluyorsunuz. DENKTAŞ-Benim uzlaşmazlığımı ilan edenlerin tümü Rum idaresini meşru hükü- met olarak kabul eden ülkelerin temsilci- lendir. Uzlaşmanın önünde en büyük enge- lin Kıbns Rumlanna tanınmış olan bu un- vanın oiduğunu savunduğum an "uzlaşma istemeyen kişi" addediliyonım. Benden is- tedikleri Rum cemaatı ile olan kavgayı, 44 Kıbns meşru hükümetin varhğını kabul et- mek kaydıyla halletmemdir." Yani benden 36 yıllık mücadelenin gerçek nedeni olan gasp konusunu meşrulaştırmamı istiyorlar. Kavga cemaatler arasındaymış, hükümet- le değilmiş. Devlet bir bütün olarak varmış ve Kıbns'uı bağımsızlığına. toprak bütün- lüğüne, egemenliğine dokunmaksızın, bun- lann varhğını kabul ederek, Rum cemaati ile uzlaşmam gerekiyormuş. Kıbns mese- lesınin Rum ortağımızın. "ben hü- kümetim,sen azmtaksm, bana boyun eğmej'e mecbursun" demesinden kaynaklandığını ve meselenin "Kıb- ns meşru hükümetiyim" diyen Rum ıdaresının bunu iddia edip. bunu bıze kabul ettırmek hakkına sahip olmamasından kaynaklandığını ka- bul edemiyorlar. Bana "uzlaşmaz" demekle galiba kendi vicdanlannı rahatlatıyorlar. Van den Broke bile bana, yasal haklanmızı izah etti- ğimde "Kıbns meselesi yasal bir mesele değildir, polMk bir mesele- dir. Bütün dünya Kıbns Hüküme- ti'nin varhğını kabul ediyor, siz kim oluyorsunu/ da bunu kabul etmiyor- sunuz?" dıyebılmış ve tabiatıyla cevabmı almıştu*. "Uzlaşmazhk", gaspçı ve ırkçı Rum idaresini "meş- ru hükümet olarak kabul etmemek anlamma gelir. Çaresi yoktur.'' -1974 öncesinde Türkler kan asıi so- Emekli Büyükelçi Tevfik Ünaydın, KKTC Cumhurbaşkanı ik Lefkoşa ziyareti sırasında görüştü. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle