Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16KASIM1999SALI
10 H A P E R L E R dishab@cumhuriyetcom.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
'Avrupa Güvenliği Böiünemez'
"Avrupa Güvenliği ve Işbiriiği Teş-
kilatı (AGİT)" doruğu sonunda tari-
he İstanbul Belgesi" diyegeçecek
bir ilkeler demeti yayımlanacak. Rus-
ya'nın önerdiği 21. yüzyıliçinAvru-
pa kapsamında yeni birgüvenlik mo-
delinin" tasanm hazırlıklan uzun bir
süredir yapılmaktaydı. Son dakika-
da birdeğişiklik olmazsa, bir dönüm
noktası olacak İstanbul Belgesi'nde,
"21. Yüzyıl Avrupa Güvenliği" şöy-
le tanımlanacak:
1. Güvenlik modeli AGİT alanının
tümünü kapsayacak, tüm AGİT üye-
si ülkelerin etkin katılımıyla gelişti-
nlecek, yeni duvarlara ve farklı gü-
venlik düzeylerine sahip böigelere
yol açmayacaktır. Bu
nedenle, hıçbir devlet,
örgüt ya da gruplaş-
ma, AGİT bölgesin-
de banş ve istikrann
korunması için bir öte-
kisinden üstün birso-
rumluluk taşımaya-
caktır. AGİT bölgesi-
nin herhangi bir bölümünü etki ala-
nı (sphere of influence) olarak gör-
meyecektir.
2. AGİT üyesi tum devletlerin ve
bağlı bulunduklan örgütlerin, her bir
üye devletin, ittifak anlaşmalan da-
hil, güvenlik düzenlemelerini seç-
mekte ya da degiştırmekte özgür ol-
ma hakkına saygı göstereceklerdir. Bu
ılke sınırtayıcı biçimde yorumlanma-
yacaktır. Bölgesel ya da Atlantik ül-
kesi örgutlere katılma ve aynlmanın
tümüyle gönüllü nıteliği, Avrupa ya-
pılannın temel bir özelliği olarak ka-
lacaktır. Açıklık ve saydamlık bu bağ-
lamda önemli ilkelerdir.
3. Model, çeşitli Avrupa güvenlik
kuruluşları arasında ilişkinin tanım-
lanması sorununaeğilmeli, bunun-
la birlikte söz konusu örgütler ara-
sında bir çeşit hiyerarşi yaratmak-
tan kaçınacaktır.
4. NÂTO'nun yeri ve rolü, Güven-
lik Modeli kapsamında değişikliğe
uğramayacaktır. Model, NÂTO'nun
gerek istikrar sağlayıcı rolünü, ge-
rek yeni kazandığı askeri-güvenlik
konularında işbirliği ve genışletilmiş
bir diyalog forumu olma işlevini et-
kilemeyecektir.
5. Güvenlik Modeli, AGİT alanı dı-
şından kaynaklanabilecek risk ve
tehdit ogelerini göz ardı etmeyecek-
tir. Bihndiği üzere AGİT ülkderine
komşu birçok bölge,
istikrarsızJık ve huzur-
suzluk kaynağıdır.
6. Geliştirilmeyeça-
lışılan Ortak Avrupa
Güvenlik Mimarisi
kavramı, öteki nokta-
lann yanı sıra, bir si-
lahların sınıriandınl-
ması düzeninı, AGİT alanı içerisinde
ortak sorun ve tehdıtlere zamanında
ve etkili bir biçimde karşılık verme-
sinı sağlayacak iyi düşünulmüş me-
kanizmalan ve kapsamlı işbirliği yön-
temlerini içerecektir. Bu tür meka-
nızmalargeliştirilirken güvenliğin bö-
lünmezliği ilkesinden sapılmaması
önem taşıyacaktır.
7. (Türkiye'nin önerisi) Terorizm,
saldırgan ulusçuluk, yayılmacılık,
yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibt gü-
venlik ve ıstıkran bozucu tehditler ite
bunlaria mücadele etmek için gerek-
li önlemler ve işbirliği yöntemleri Gü-
venlik Modeli'nin kapsamına dahil
edilecektir.
AGİT'te uJuslararası AKUT
Avrupa GûvenJik ve İşbirliği Teş-
kilatı (AGİT) doruğu için geri sayim
başladı. Daha önce bu sütunda
önerdiğimiz ve Dışişleri Bakanı Is-
mail Cem'in benimseyip Yunan
mestektaşı Yeorgios Papandreu
iie birlikte doğal afetierde bir ulus-
Jararası kurtarma örgütünün ku-
rulması yolunda BM Genel Kuru-
lu'na sunuşu AGtT doruğunda da
eie alınacak. "Hızlt Tepki Birtiği (kı-
saca REACT)' adı verilmesiöngö-
rülen bu örgütün kuruluşu da göz-
den geçirilecek.
AGİT toplantısında bir de atama
yaprtacak. 1992'de Avrupa güven-
liğiniolumsuzetkileyen "etnikça-
tışmalar" konusunda bir yaptlan-
maya giditmişti. "UlusafAztnltkfar
Yüksek Komiserliği" kurulmuş,
merkezi Lahey'de olan komjserii-
ğe Hoifanda Devlet Bakanı Max
van der Stoel atanmıştı. Ocak
1993te gbreve başlayan komise-
re, yedısi danışman olmak üzere
11 görevli yardım ediyor. Çeşftfî
kereter süresi uzatılan komiseıin
görevi 31 Aralıkta sona eriyor. Ko-
miserin görevi, "etnik geritimteri
erken aşamada teşhis edip erken
çözüm üretmek" olarak tanımfa-
nıyor. Komiser, etnik gruptar ara-
smda ne bir arabulucu ne de in-
san haklan ihlaltenni soruşturuyor,
amact diyaloğu, karşıltkfT guveni
sağfamak diye özetieniyor.
Ankara-Atina dengesi değişiyor
Yakın yıllara değin, Amerika'daki
Yunan lobisinin etkisi ile Türkiye-Yu-
nanistan arasında yardımlarda 7/10
dengesi gözetilirdi. Ankara'ya 10 do-
lar yapılmışsa Atina'ya 7 verilirdi. Bu-
rada ne nüfus oranlan, ne ulusal ge-
lirler ve ne de gereksinımler dikkate
alınırdı. ABD Dışişleri Bakanı Ankara'ya
gelecekse, Atina'ya da uğramadan
edemezdi.
Sonyıllarda, özellikle Yu-
nan hükümetinin 17 Kasım
terör örgütüne bir şey yapa-
maması, Apo'yu saklama-
sı, Kosova'da NATO gizle-
rini Sırplara sızdırması gibi
oluşumlar VVashington'da
Atina'ya karşı bir burukluk
yarattı. Körfez olayı, Bos-
na'nın ardından Kosova ve
Kafkaslardaki gelişmelerde
etkinliği ile Ankara "gözde"
oldu. Yardımlar geçen yıkjan
sonra sıfırlanınca 7/10 den-
gesi de ortadan kalktı. Was-
hington Türkiye'yi çeşitli
alanlarda kollamaya başla-
dı. BM HABfTAT toplantısının ardın-
dan AGİT doruğu ABD'nin etkisi ile
Türkiye'ye kaydırıldı. Bakû-Ceyhan
Hazar geçışli boru hatlannda Türki-
ye'ye öncelik ve ağıriık verildi. ABD
Ticaret Bakanlığı'ncaTürkiye "gelişen
lOpazarülkesi" arasına alındı, Clin-
ton yönetimi Amerikalı yatınmcılan
Türkiye'ye gitmeleri için teşvike baş-
ladı. Yunanistan ile sadece ticari iliş-
kilerin geliştirilmesi hedeflendi. Sa-
vunma Bakanı William S. Cohen'in
Atina'ya uğramadan Ankara'ya gel-
mek istemesi Yunanistan'ı üzdü. Baş-
kan Clinton da AGtT toplantsı için
İstanbul'a geleceğini açıklayınca Yu-
nan hükümeti, Başkan'ın Atina'ya da
gelmesi için girişim üzerine girişim
yaptı. Atina'ya da 24 saatliğine uğra-
ması kararlaştınldı. Atina'daki son
gösteriler nedeniyle Clinton'ın Atina
ziyareti AGİT sonrasına ertelendi.
VVashington gezinin bu ayağını ipta-
li dahi düşünmüştü.
Yunanistan yine de bir
müttefik idi. Fazla da gü-
cendirilmemeliydi.Doruk ön-
cesinde başkente resmi zi-
yarette bulunan ABD Baş-
kanı Bill Clinton, "kısasakı-
sas" protokolü ile karşılan-
madı. Amerika'da konuk
devlet başkanlan havaala-
nında değil, Beyaz Saray'ın
bahçesindekarşılanr. Cum-
hurbaşkanı Süleyman De-
mirel, Clinton' ı havaalanı-
na "Hoş geldin "e gitti. Esen-
boğa'da herhangi bir resmi
tören yapılmadı.
CIA uzmanlan, Ankara Hilton Ote-
li ile Istanbul'da tümden kapatılan
Conrad Hilton Oteli'ni sadece güven-
lik açısından değil, dinleme araçlan ko-
nulması olasılığına karşı duvarlara va-
rgpcaya değin didik didik aradılar. Her
iki otelin telefon santralı yerine, ken-
di getirdikleri, uzaydaki başkanlık uy-
dusu ile bağlantılı ve dinleme olasılı-
ğını önleyen özel perdelemeli santral-
iar kurdular. Bu arada nükieer silah-
lan harekete geçirecek şifre meka-
nizmalan da Ankara'ya getirilmişti.
SilaMandırılan Avnupa güventtğl
Kuşkusuz Avrupa Güvenöği'nde
konvansiyonel silahiann en alt dü-
zeye indirilmesi de hedefterden bi-
ri. ABD Başkanı Bill Ctinton, geçen
hafta yaptığı bir konuşmada Türki-
ye ve Yunanistan ile itişkilenn geltş-
tirihrresrıi vuıguladî ve iki müttefik ara-
sındaki soruniar çeiîşkisine dikkat
çekti. Ciinton, Türkiye'ye geimeden
bir hafta önceABD'deyaptığı konuş-
mada Türkıye'den bir "köprü" ola-
rak değil. bir "kavşak" üikediye söz
etö.Eski Ankara'da büyükefçisi olan
ABD Dışişleri Bakanhği Müsteşar
Yardtmcfsı Mark Grossman da il-
gtnç bir konuşma yaptı. Grossman,
ABD'nin Yunanistan ile ticaretinin
AB ülketeri arasında en düşük ikin-
ci sırada oiduğunu anımsattı.
*'ABD'nin Yunanistan'a ihracatının
arîması için Amerikaitfirmalannfes-
vikeditdiğinr söytediği konuşrnası-
nı şöyle sürdürdu:"%W/en'rrazde,
savunmaaraçtanntnsaişıçokönem-
H bir öğedir. Yunan Silahlı Kuvvet-
leri'nin modemleşmesine yardtm
etmek ıstiyoruz. Raytheon 1.2 mü-
yar doiar değerinde 4 patriot füze
bataryasını testim edecek. Yuna-
nistan da 350 milyon doiardeğerin-
de ek iki batarya, Hava Kuvveîleri
3.1 mifyar doiar tutan 70 adet F-16
savaş uçağı, donanma da 700 rraf-
yon dolaıiık Kidd sınıfından dört
muhıip alacak." Yanlış anlaşılma-
şn, Türkiye'ye satıîmak istenen Arne-
rikan süahlannın milyar dolarlan ise
Yunanistan'dan darta fazia... Sonra
bunun adı "Avrvpa GûvenHği" ve
"tıçareti getiştirme" oluyor!
12 saat süren diplomatik bunalım gece yansı yapılan yoğun pazarlıklarla aşıldı
Kıbrıs9
ta AB ödünüANKARA(CmnburiyetBürosu)-KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 12 saatte
3 kez fikir değiştirerek 3 Aralık'ta New
York'ta yapılacak dolaylı görüşmelere katı-
lacağını açıklaması "geri adun" olarak. de-
ğerlendirildi. Birleşmiş Milletler(BM) Ge-
nel Sekreteri Kofl Annan ve ABD Başkanı
BHCfintMi'ın Kıbns Rum kesimi lideri Gfatf-
kosKlerkksten "cnmhurbaşkanı". Denk-
taş'tan ise "Kder" olarak bahsetmelerine kar-
şın daverin uzun süren pazarlıklar sonunda
kabul edilmesiyle 10 Aralık'ta Helsinki'de
yapılacak AB zirvesi arasında doğrudan bağ-
lantı kunıldu. Başta Yunanistan olmak üze-
re birçok AB ülkesiyle birlikte ABD'nin de
Türkiye'ye verdiği "Kıbns konusunda bir
geüşme ohırsa AB'ye tamflyetikadayhğmız
kobyiaşır*' mesajı yenni buldu.
BM ve ABD'nin ortak yaptıklan çalış-
ma sonunda dolaylı görüşmelerin, Türki-
• 3 kez fikir değiştirdikten sonra New York'a gideceğini
açıklayan Denktaş'ın bu karan, geri adım olarak
nitelendiriliyor. Siyasi gözlemciler, Kıbns görüşmelerinin
3, AB zirvesinin 10 Aralık'ta yapılacağına dikkat çekiyor.
ye'nin AB'ye tam üyeliği adaylığınm belir-
leneceği 10-11 Aralık zirvesınden sadece bir
hafta öncesinde yapılması öngörüldü. Böy-
lece dolaylı görüşmelerin gerçekleşmesi-
nin Türkiye açısından "pratik yaran" da
masaya konulmuş oldu. Ancak önce An-
nan, sonra da Clinton, yaptıklan açıklama-
larda, eşit statü uzlaşmasını ihlal ettiler.
Basın toplantısı iptal edildi
iki yetkilı de Denktaş'ın sıfatını "Bder",
Klerides'inkini ise "cumhurbaşkjun" ola-
rak değerlendirdiler. Bu belirlemeler, Tür-
kiye ile KKTC"nin ortak deklarasyonlarda
"kabul edflemez" ifadesini kullandıklan bir
durumdu. Denktaş ve Kıbrıs'ta bulunan
Devlet Bakanı Şükrû Sina Gûrel, bu geliş-
meler üzerine görüşmelerden çekildikleri-
ni açıklarken BM, ABD, Türkiye ve KKTC
arasında yoğun diplomatik görüşmeler baş-
ladı. Sonunda Denktaş, görüşmelere katıla-
cağını açıkladı, ancak dün yapması gereken
basın toplantısını iptal ederek durumdan
duyduğu hoşnutsuzlugu gösterdi. Türkiye ise
Dışişleri Bakanlıgı aracılığıyla Denktaş'a des-
tek verdiğini bildirdi.
Denktaş'ın, Annan'm açıklamasında kar-
şı çıktığı iki nokta, "kapsamh görüşmeler
ve Kkrides'e cumhurbaşkanı olarak hitap
edflmesiTl
ydi. BM ile yapılan görüşmeler
sonunda "kapsamh" kelimesmin çıkanldı-
ğı ve görüşmelerin eski formata göre yapı-
lacağı bildirildi. Annan"uı ya da Clinton'ın,
Denktaş'ın sıfatı ile Klerides'in sıfatı ara-
sında eşitlik kurulduğuna ilişkin bir açıkla-
ması olmaması. ABD ve BM'nin geri adım
atmadığını gösterdi. Denktaş, görüşmelere
katılacağını açıklayarak geri adım atan ta-
rafoldu.
Kıbns sorunu ile ilgili çevTeler. BM Sek-
reteryası'nın statülerle ile ilgili bir yanlış yap-
masının olanaklı olmadığını belirterek bu ge-
lişmelerde bir gariplik oiduğunu kaydedi-
yorlar. Aynı çevreler, Kıbns görüşmelerinin
3 Aralık'ta AB zirvesinin de 10 Aralık'ta ya-
pılacağına dikkat çekerek uluslararası kamu-
oyunun "Kıbns ile AB arasında doğrudan
bağland kurduguna" ışaret edıyorlar.
Direniş
fotoğraflan
Savunma Bakanhğı
Tamtma DairesTnin
hazniadığı u
Direniş
Fotoğraflan Sergisr
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş tarafından
acıklı. Sergiyi
Cumhuriyet Bayramı
törenlerine kahİmak için
Tfiridye'den gelen devlet
ve hükümet remsBcileri.
çeşitü etkmMktere
katılmak için KKTC'ye
gekn çok sayıda yabana ^
ülketemsücflerive "
s
kalabahk bir halk *
topluluğu gezdL
(Fotoğraf; AA)
DemireVden Denktaş
9
a deste
Elmek: oacarta superonline.com Fax:0312.46815 79
REŞATAKAR
UE3T0OŞA-Kıcey KıbnsTürk
Cumhuriyeti'nin 16. kunıluşyıl-
dönümü, Türkiye'deki deprem
felaketi nedeniyİe sade kutlama-
larla geçiştirildi. Asken törenler
iptal edilirken, Başkan Bfll CBo-
tnn'm Ankara ziyaretine üenk ge-
len 16. kuruluş yiidönümünde
KKTC'nin yaşatılacagma ilişkin
mesajlar dikkat çekti.
KKTC'nin 16. kuruluş yridö-
nümü kutlamalan çerçevesinde
dün sabah Lefkoşa'da, önce va-
roluşmücadelesinin lideri Dr. Fa»
lû Köeük'ün Anıt Mezan'nda
daha sonrada Atatürk Anrtı önün-
de iki tören gerçekleştirildi.
Kuruluş yıldönümü dün sabah
Gtrne ve Gazimağosa'da düzen-
lenentörenlerlekutlandı.Gime"de-
ki tören protokol sırasına göre
çelenkierin konulmasiyla başla-
dı. Llu Önder Atatürk. şehitler ve
depremlerde yaşamlannt yttiren-
ler için saygı duruşunun ardın-
dan, Istiklal Marşı eşliginde bay-
raklarm göndere çekilmesiy le tö-
ren sona erdi.
Cumhurbaşkanı Sökyman De-
mireL Denktaş'a gönderdiği kırt-
lamamesajındamoral verdi. De-
mirel, KKTC"nin varlığı gözar-
dı «Jilerek Kıbns*ta kalıcı bir ba-
nşa ulaşıiamayacagının ulusla-
rarası toplum tarafından her ge-
çen gün daha iyi anlaşdmakta oi-
duğunu bildirdi.
Kuflama mesajı
Denktaş ve ontm şahsında Kıb-
ns Türk halkının bayraraın» «n
içten duygularia kutladigını bil-
diren Demirel. KKTC'nin ku-
ruluşunun Kıbns Türk halkmm
verdigi özgürlük ve eşrtlik mü-
cadelesinin önemli dönüm nok-
talarmdan birini oluşrurduğunu,
KKTC'nin aradan geçen 16 yıl-
da çağdaş ve demokratik değer-
leri temsü eden banşçı bir dev-
let oiduğunu kanıtladıgım vur-
guladı.
Demirel. Kıbns Türk halkının
tarihten gelen ve uluslararası
anlaşmalarla tescil edilen hak-
lannı konımak yolunda verdiği
onufiu ve azimli ftlücadeiönin
her rürlü övgüye lay>k oidugu-
nıu Türkiye'nin bugüne kadar ol-
duğu gibi bundan sonra da Kıb-
ns Türk halkını bu haklı dava-
sında yalnız bırakmayacağını,
Kıbnslı Türk kardeşlennin gü-
ven. refah ve esenlik içinde ya-
şamalan için daima dayanışma
içinde olacağını vurguİadı.
Türkmen gazı
Trojenin
arkasında
ABD var'
MOSKO\A (.4A) - Mosko-
va, Mav i Akım ve Hazargeçiş-
li Türkmenistan-Türkiye doğal-
gaz boru hattı projelerinin ma-
li ve tekrük nedenlerden dola-
yı aynı anda uygulanmasının
mümkün olmadığını ileri sürdü.
Rusya Yakıt ve Enerji Bakan
Yardımcısı Gennadi Ustüjanin,
yaptığı açıklamada. "lnşaabilk
tamamlanacak proje kazanır,
ikincisi kahr" görüşünü savun-
du. tki projenin maliyetlerinin
2.5-3'er milyar doiar arasında
değiştiğini belirten Ustüjanin,
u
Kredi pivusalan iki projeyi bir-
den karşda>"amaz. Hazar pro-
jesinin uygulanması sryasi risk-
leri de banndınj'or'' dedi.
Mavi Akım daha şansh
Ustüjanin. Batı ve Doğu Av-
rupa ile Balkanlar'daki ana do-
ğalgaz ihracatçısınm Rusya oi-
duğunu. Türkmen gazı ve böl-
gedeki diğeryeni doğalgaz kay-
aaklaruun da bu pazara getiri1-
mesi halinde, ülkesinin bu ko-
numunu kaybedeceğini belirt-
ti. Ustüjanin, açıklamasında,
-Türkmen gaa projesinin arka-
sında. Hazar bölgesini kendi
stratejik çıkaralanı ilan etmtş bu-
lunan ABD var. Ancak şu anda
uygulanma şansıen yüksekolan
proje Mavi Akım'dır~ dedi
Denktaş, 'Benden istedikleri, Rum hükümetini meşru temsilci kabul etmemdir' dedi
KKTC lideri: Uzlaşmaz olan biz değiliz
- Sayın Cumhurbaşkanı, «mmsayacağı-
ıuz gibi ben 1974 Banş Harekân'ndan ön-
ce 1967-1970 yıflan arasında görevim nede-
niyle, daha sonra 1985 yıhnda ziyaret ama-
cryta Kıbns'a getmi^fan. Ambargoya kar-
şm Kuzev Kıbns'ta her yönden geçmişle kı-
y«sfatnma>acak büyük bir geHşmeye tanık
okhım. Bu havranlık uyandınuı gefişmeyi siz
•aal izah edhorsunuz?
DE>fKTAŞ - Hükümetlerirniz ekono-
mik kalkınma programlanru Anavatan' m
ilgili birimlerinin süzgecinden geçirerek
hazırlamaktadırlar. Yatınm programlan
Anavatan'ın desteği ile yürütülür. Altya-
pıyı Anavatan yapar. Dolayısıyla 1974'e
kadar sıfirla çarpılmış olan ekonomimi-
zin dibe vurması olamayacağına göre, bu
yükseliş doğaldır, kaçmılmazdır. Daha
iyisi olmahydı diyenler vardır. Haklı ola-
bilirler.Ancak yeni bir devletin yaşam ko-
şullan ile çok demokratik bir düzende ve
popülist yaklaşımlarla heba olan enerji-
ye ve kaynaklara rağrnen elde edilrrriş
olan sonuç kıvanç vericidir.
- 1974'den bu yana 25 yıL KKTC'nin ku-
nıhnasından bu yana ise 16 >ıl gecti. Ku-
zey Kıbrıs'ta artık Rumlara, Rum küHü-
rüne,yaşam tarzma tamamıviayabana,geç-
mişteki Rum mezalimini bflen ve bu neden-
le Rumlara karşı güvensizlik duyan, top-
lumlar arasında. daha doğrusu Türk top-
lumunda, yan yana da oba. ortak yaşam
için gereken arzu, karşı tarafa güven
ve sevgi oluşabilir mi?
DENKTAŞ-Kim ne derse desin, ge-
lecekte olası bir uzlaşmanın temeli iki
ayn halkın oluşturduğu iki ayn devie-
te dayanacaktır. Yani iyi komşuluk ve
müşterek çıkarlar için işbirliği aklı se-
limin dikte ettiği yol olacaktır. Ancak,
bu yola girebilmemiz için Rum tarfı-
nın kuzeyi, "er geç ele geçirmekte hak-
h olduklan, işgal altında Rnm topra-
ğı" olarak görmekten vazgeçmesi, yi-
ne kendi eylemlerinin meydana getir-
diği iki devletliliği hazmetmeleri ge-
rekir. Şimdilik bunun yakın bir gelec-
ekte tahakkuk edebileceğini gösteren
bir işaret yoktur. Bu nedenle, uzun bir
süre karşıhklı eğitim, düşmanlıklan
arada bırakacak bir yaklaşım gereke-
cektir. Kıbns meselesini yaratmışolan
Megali ldea felsefesmin takipcisi ve
uygulayıcısı kiliseleri ve eğitim sistem-
len değişmedikçe temkinli davranma-
ya mecuburuz.
• Emekli Büyükelçi Tevfik Ünaydın, KKTC
Cumhurbaşkanı Denktaş ile adada yaşanan gelişmeleri ve
çözüm olasılıklannı görüştü.
nın yok ohna endişesi, Runüar için ise adayı
bütünüyleelegeçirip "Fnosis"'isağlamak-
tı. Denir ki. o zaman Grivas "Enosis"i
amaçhvor. Makarios ise buna karşı geüyor-
du, kanımca bu yanlış bir deferiendirme.
Bence Grivas "Enosis"i hemen, Makarios
ise Kıbrıs'ta dağınık bir şekilde yaşayan
Türkleriyavaş yavaş eritip *Enosis"i zaman
içinde gerçekleştirmek isthordu. Yani da-
ha kumaz ve sinsi politika güdüyordu. Ba-
nş Harekâtı'ndan bu yana adada tam bir
banş hüküm sürüyor. Türkler huzur için-
de. Beliıii sınıriar ve çerçeve içinde de oİsa,
Rumlarla vanlacak bir uzlaşma halindebi-
linen soruniar tekrar ortaya çıkmaz mi?
Rumlar eski düşlerini gerçekleştirme yolla-
nna başvurmazlar mı?
DENKTAŞ - Makarios, hiçbir zaman
Enosis'e ihanet etmemıştir. Grivas'la ara-
lanndaki kavga "zamanbuna" yüzünden-
di. Makarios 1967 Geçitkale-Boğaziçi olay-
Iannda Türkiye'nin garantörlüğünün de-
vam ettiğini, canlı oiduğunu gördü ve işi za-
manabıraktı. Beyanatı var: "Türkler azm-
tık hakkına razı oluıiarsa geisinler, raa de-
ğillerse ergeç bize boyun eğecekler veya
adadangideceklerdir.'''l972'de Kkridesbu
görüşü aynen tekrarladı. Makarios'un
1967'de Yunan Hükümeti ile birlikte "Eno-
sis'i yeniden yasaklayan bir anlaşmayı" im-
zalamayacağına dair müşterek açıklama
vardır ve 1 %7'de Rum Meclisi'nde. hâlâ yü-
rürlükte olan Enosis karan vardır. Enosis'i
sağlamak için Makarios'un zamana bırakı-
lan siyaseti daha akıllıcaydı. Acelecilik ve
şiddet Türkiye'ye davetiye çıkardı. Maka-
nos kralcıydı.
Kıbns'ta Enosis'i Kral Yunanistan'a dön-
dükten sonra ilan edecekti ve kralın dönü-
şü için de Kıbns'ta cuntaya karşı mücade-
le vermekteydi. Dolayısı ile sizin değerlen-
dirmenize katılıyorum. Sınınn ve egemen
bir devletin varlığı, ilerideki tehlikelere
karşı en esaslı güvencemizdir. 1963'den
bugüne kadardünya Kıbns'ta olanlara (Tür-
kiye'nin müdahalesi hariç) biriç mesele ola-
rak bakmıştır. iki devlet esasına dayalı ola-
rak yapılacak bir anlaşma böyle bir gafle-
te nrsatvermeyecektir. Aksi takdirde, 1960
anlaşmalannda olduğu gibi, anayasaya kay-
dedilecek haklar bir günde yeniden yırtı-
lıp aülabilecektir. Yeni bir anlaşma bunla-
ra fırsat vermeyecek bir zemine oturtul-
malıdır. Rum lideri eski Dışişlen Bakan-
lanndan Rolandis'in de dediği gibi. Kıb-
ns'ta müşterek hayatın en büyük tehlike-
si, iki toplum bireylen arasındaki bireysel
bircinayetin süratle iki tarafı cepheleştire-
cek bir miHi kavgaya dönüşme olasılığı
vardır. Bu olasılığın ortadan kalkması için
uzun bir zamana gereksinme vardır.
- Başta Rumlar ve Yunanlılar olmak üze-
re bazı kimseler. Kıbns'ta çözüm için sizi
en büyük engel görüyorlar. Hatta Clin-
ton'ın özel temsikisi Holbrookeda sizi açık-
ça çözümü engeUeyen Idmse olarak zikret-
mişti. Kuşkusuz haksız vç yanlış olan bu sa-
\ı siz nasıl yorumluyorsunuz.
DENKTAŞ-Benim uzlaşmazlığımı ilan
edenlerin tümü Rum idaresini meşru hükü-
met olarak kabul eden ülkelerin temsilci-
lendir. Uzlaşmanın önünde en büyük enge-
lin Kıbns Rumlanna tanınmış olan bu un-
vanın oiduğunu savunduğum an "uzlaşma
istemeyen kişi" addediliyonım. Benden is-
tedikleri Rum cemaatı ile olan kavgayı,
44
Kıbns meşru hükümetin varhğını kabul et-
mek kaydıyla halletmemdir." Yani benden
36 yıllık mücadelenin gerçek nedeni olan
gasp konusunu meşrulaştırmamı istiyorlar.
Kavga cemaatler arasındaymış, hükümet-
le değilmiş. Devlet bir bütün olarak varmış
ve Kıbns'uı bağımsızlığına. toprak bütün-
lüğüne, egemenliğine dokunmaksızın, bun-
lann varhğını kabul ederek, Rum cemaati
ile uzlaşmam gerekiyormuş. Kıbns mese-
lesınin Rum ortağımızın. "ben hü-
kümetim,sen azmtaksm, bana boyun
eğmej'e mecbursun" demesinden
kaynaklandığını ve meselenin "Kıb-
ns meşru hükümetiyim" diyen Rum
ıdaresının bunu iddia edip. bunu
bıze kabul ettırmek hakkına sahip
olmamasından kaynaklandığını ka-
bul edemiyorlar. Bana "uzlaşmaz"
demekle galiba kendi vicdanlannı
rahatlatıyorlar. Van den Broke bile
bana, yasal haklanmızı izah etti-
ğimde "Kıbns meselesi yasal bir
mesele değildir, polMk bir mesele-
dir. Bütün dünya Kıbns Hüküme-
ti'nin varhğını kabul ediyor, siz kim
oluyorsunu/ da bunu kabul etmiyor-
sunuz?" dıyebılmış ve tabiatıyla
cevabmı almıştu*. "Uzlaşmazhk",
gaspçı ve ırkçı Rum idaresini "meş-
ru hükümet olarak kabul etmemek
anlamma gelir. Çaresi yoktur.''
-1974 öncesinde Türkler kan asıi so- Emekli Büyükelçi Tevfik Ünaydın, KKTC Cumhurbaşkanı ik Lefkoşa ziyareti sırasında görüştü. SÜRECEK