18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1f KASIM 1999 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI PB 23 PB 14 Çmakkale 18 Giresun PB 14 Iznir B 22 Ankara PB 13 N/anisa B 20 Eskişehır Aıdın Dinizli B 24 Konya PB 13 B 19 Sıvas PB Zonguldak B 14 Antalya PB 22 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB 23 18 20 17 17 9 9 PB 7 Yurdun kuzeydoğu ke- sımlen ıle Doğu Akde- nız Bolgesı parçalı çok buluttu. Doğu Karade- nız kıyılan yağmuriu, dı- ğer yerter azbulutu ge- çecek. Havasıcaklığın- da onemlı bır değtşıklık olmayacak. Rüzgârku- zey ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuv- vette kuzey keamlerde yef yer kuvvetlı olarak esecefc. D I S M E R K E Z L E R Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB Y Y Y Y Y i> 9 10 11 10 10 10 7 Berlin 6 Moskova Budapeşte Y 5 Aşkabat Madrid PB 15 Astana PB -8 Viyana Belgrad _ Y 7 Taşkent 9 Bakû Sofya Roma _Y 9 Bişkek B 15 Tiflis Y 10 Atina Y 20 Kahire PB 27 Münih 6 Zürih Y 7 Şam PB 20 0Aç* Parçalı bcıtutlu Sısl' ^ Çok bukrtlu . Yağmurtu Kart G U N C E L c İ NEYT ARCAYÜREK M Baştarafı 1. Sayfada 'çişleri Bakanı Prens Ahmet hazıriıklar tamamla- nr tamamlanmaz kadınlara nüfus kâğıdı verileceği- z nıaçıkladı. Suudi Arabistan 'da kimlikleri aileden bir erkeğe ait nifus kâğıdına ıliştirilen Suudi kadınlara şahsipasa- pcrt veriliyor. Ancak kadınlar, yanında aileden birer- kek olmadan seyahat edemiyor." Kadına özgüriüğü her anlamda sağlayan Atatürk, '-' haben okuduktan sonra. saat 09.05'te insanı derin- den sarsan mavi gözlerini halkının saygı duruşunda bdunduğu başkent caddelerine çevirdiyse, gördüğü manzaradan irkilmiş olmalı. Saygı duruşuna katılmayan bir kadtn, örtünmüş bir kadın Atatürkçü toplumun bireyleri arasında hızla yü- rüyor. Atatürk silkiniyor. Neden üzülmeli, acı duyma- j lı bu manzaradan? Tersine! Sevinmek gerekir. Saat 09.05'teki Türki- •. ye'yi saran hava, Atatürk'ü ve ilkeierini gelişen Türk ,. topiumunun sahiplendiğinı kanıtlıyor. Atatürk, 1920'lerdetutsak uluslann bağımsızlık me- . şalesiydi. Ya bugün? • - Atatürk, 21. yüzyıla layık bir toplum olma hasretiy- si le yanan uluslar için çağdaşlığın, aydınlığın simgesi. Atatürk Bulvan'nda Atatürk'e bir iki dakikalık say- gı duruşunu çok gören o kadına; Suudi Arabtstan kaynaklı gazete haberini bin kez okutmalı. Yanında aileden bir erkek olmadan seyahat ede- s meyen kadınlara layık görülen onursuzluğu Türk ka- ' dınının yüreğinden ve aklından söküp atan, kadına in- '* san olmanın gururunu bağışlayan Atatürk'e saygının gerçek anlamını sindiımesı sağlanmalı. Ne boş hayal! Beyni yıkanmış, erkeğe köleliği yeg- leyen bir kadına, Atatürk'ün bahşettiği insanlık onur ve gururu anlatılabilir mi? Başkan Clinton'un "Türkiye'nin geleceğin dünya- sını biçimlendireceğini" açıklayan son demeci han- : gi ölçülere dayanıyor? ABD Başkanı, Türkiye'yi "istikrariı, demokratik... laik Islam ülkesi olarak" tanımlıyor ve... Bu nitelikleri muhafaza ettiği sürece, "Türkiye'nin Avrupa, Ortadoğu ve OrtaAsya'nın kavsaknoktasın- da... 'yannki rolünü' oynayabileceğini" söylüyor. Ufuk ' Böylece; 21. yüzyılın Türklerin yüzyılı olabilmesi için "demokratik ve laik tslam ülkesi" olarak kalması başkoşul olarak görülüyor ve gösteriliyor. Ummetten ulus yaratan Atatürk'ün yıllarca önce, : " Cumhuriyet'i ilan ederken görduğü ve bizlere göster- - diği hedefi; yaklaşık yüz yıl sonra ABD Başkanı yine- liyor. Başkan Clinton'un konuşmasında Türkiye'ye dö- nük kimi başka koşullar göz ardı edılebilir mi? ABD Başkanı'nın sözlerinde Doğu ile Batı arasında denge ğ y Türkiye'de insan haklarına saygının güçlenmesini, Yunanistan ıle anlaşmazlıklann gidenlmesini isterken "müttefıklenne" Islam dünyası ile barış ve uyumun ancakTürkiye üzerinden gerçekleşebileceğini duyu- ruyor. Tabii Avrupa ile isiam dünyasının uyum ve banş içinde olmasını sağlayacak köprü ülke Türkiye'nin "demokrat ve laik" karakterini sürdürmesi koşuluy- la... Başkan Clinton, "Böylelikle" diyor, "önümüzdeki Nnyılda rüyalanmızdaki geleceğe ulaşma şansını ya- kalayabhiriz". Pek çok ülkenin bilge insanlan. siyasette dünya li- deri bir ülkenin başkanı, laik ve demokrat bir ülke ol- manın nimetierini anımsatıyor, yararlannı sıralıyor. Laik ve demokrat bir Türkiye ile geleceğe umutla baktıklannt açıklıyor. Bizdeki gerici kafa, laikliği ve demokrasiyi redde- den Islam Cumhuriyeti düşüne takılmış, tünelin ucun- daki ışığa değil, tüneldeki karanlığa doğru koşuyor. Herkes Mersin'e ama o kafalar tersine tersine. Pariak ışıkta karanlık nokta; o kafalari 6 Savaş isteyenler öldürdiT I Baştarafı l. Sayfada Kürt sorununda uzlaşma- ya gitmektir" dedi. Cumhuriyet gazetesi ca- mıasına ve Kışialf nın yakm- lanna başsağlığı da dileyen Öcalan açıklamasında şu gö- rüşlereyerverdi: "Kışlalı, Kemalizmin en yetkin yorumcusu. Bunun demokratikleşme problemle- ri ile uğraşan biraydındı. Ba- nagöre şiddet ortamının aşd- ması ile uzlaşma çizgisinin kurulmasını istemesi ve Yar- gıtay duruşması öncesi öldü- rülmesi benimle bağlannlıdır. Çizgisinden ve birimle ilgisin- dendolayı vuruldu. Temsil et- tiğimiz çizgi ile onunla anlaş- mak çok rahattır. Yargıtay duruşmasının başladığı saat- lerde bu olavın mevdana gel- mişolmas) oMukçadüşündü- rücüdür. Kürtsomnunun de- mokratik. banşçıl bir çizgide ve demokratik cumhurivet çerçevesinde çözûtebileceği- nin teorisini >apmaktaydı. Uzlaşmayı değil. sa\aşı iste- yen kesim bu saldınyı yap- mıştır. Saldın kimden ge4irse gt'lsin, karşısındayiz. Herkesi tavır koymaya çağınyorum. Kı^lab'mn seçilmesi en ha\a- ti olan demokratik cumhuri- yet çizgisi ve gerçek bir Ke- malist egilim içinde Kürt so- rununun çözümünü düşün- mekti. Kışlalı şahsında tarihi bir misyon vunılmuştur. Kış- lah'ya sahip çıkmak ve Ata- türk'ün mirasına bağlı ol- mak Kürt sorununda uzlaş- maya gitmektir. Kışlalı, bu u/laşmanın hem teorisyeni hem de pratisyeniydi. Bu an- lamda ustaca seçilmtştir. Bunu yapanlann süreci bal- talamaya güçleri >etmez. Kış- lah'nın anısına bağlı olanlar bağlılıklannı tarihi sorunun uzlaşma ileçözümüneyoğun- laştırmalıdıriar.7 " 'Cumhuriyeti yaşatacağız' • Baştarafı I. Sayfada len çocuklar, "kadınlan pe- çeye,çarşafa veeve mahkûm etmediği"' için Atatürk'e te- şekkür ederken cumhuriyeti yaşatacaklarına söz \ erdiler. Demirel, cumhuriyetin bir devletten başka bır devlete geçişin adı olduğunu vurgu- layarak "Saltanat ve hilafet, Osmanlı devletinin kurum- lanydı. Her ikisi de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlan değildir. Bugün cumhuriye- tin lslamiyet ile bağdaşmadı- ğını söyleyenler var. Ama yurttaşın şeriat hukuku yeri- ne pozitif hukukun tanzim edilmesinden şikâyeti yok" dedı. Türkiye'de önemli ger- ginlikler olduğunu söyleyen Demirel. **Sus sus demekle de olmuyor" diye konuştu. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nca 'Hila- fetten Cumhuriyete' koaulu panelde konuşan Demirel, Osmanlı devletinin külleri arasuıdan çıkan Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı ile tarih sah- nesine. cumhuriyet ile çağ- daş ülkeler düzeyıne çıktığı- na dikkat çekti. Demirel, "Türkiye Cumhuriyeti dün- ya devleti olmuşsa bunun sır- nna ve hikmetine bakmak laam" dedı. Demirel, cum- huriyetin akılcı düşünceyi "istikaınct' edindiğine deği- nerek Türkiye topraklannm Osmanlıdan devralınmadı- ğını, "kahramanlık destanı ik düşmandan kurtanldığı- m' vurguladı. Halk Ata'ya koştuH Baştarafı 1. Sayfada Anayasa Mahkemesi Başkanı Ah- met Necdet Sezer, Yargıtay Başka- nı Sami Selçuk. Başbakan Yardım- cısı Devlet BahçelL Bakanlar K.uru- lu üyeleri, kuvvet komutanlan, ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz, DYP Genel Başkanı Tansu ÇiBer, Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Viıral Savaş, bürokratlar, milletvekilleri, parti temsilcileri ve diğer devlet erkânı katıldı. Cumhurbaşkanı Demirel, yürüyü- şün ardmdan Atatürk'ün mozolesine çelenk koydu. Daha sonra Ata- türk'ün yaşamını yitirdıği saat olan 09.05'te "ti" sesı ve sirenler eşliğin- de saygı duruşundabulunuldu. Aynı anda tüm yurtta sirenler çaldı. Sokaklar, okullar ve işyerlerinde- ki tüm yurttaşlar saygı duruşunda bu- lundular. 'Cumhuriyet v'aşm^cak' Anıtkabir'deki törende Istiklal Marşı'nın okunmasının ardmdan Demirel ve beraberindeki devlet er- kânı Misak-ı Milli Kulesi'ne geçe- rek, Anıtkabir Özel Defteri'ni imza- ladı. Demirel deftere şunlan yazdı: -Ebediyete intikalinizin 61. yıidö- nümünde huzunınuzdayiz. Kurtuluş Savaşı ile milletimizi yeniden tarih sahnesine çıkardınu. Cumhuriyet ile de çağdaşlığın kapüanm açtınız. Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti dünya- nın sayılı ülkelerinden biri haline gel- di Miras bıraktığınu demokratik. la- ik Türkiye Cumhuriyeti. ülkesi ve milktiyle bölünmezbütünlüğüy le ko- runacak.sonsuza kadar >aşayacakor. Millerimizin en değerii ışık kaynağı- sınız. Yolunda yürümeye devam ede- ceğiz. Sana sevgi, sana saygı, sana minnet, sana şükran." Tören alanmı dolduran subay, ast- subay, harp okulu ve Polis Akademi- si öğrencileri göğüslerinde Atatürk resmi taşıdılar. Çok sayıda yurttaş ve yurdun çeşitli bölgelerinden gelen öğrenciler de ellerinde Türk bayrak- lan ve Atatürk resimleri ile törene katıldılar. Anıtkabir çiçek dağı Amerika Atatürk Derneği'nin dü- zenlediği etkinlik kapsamında, An- kara Çiçekçiler Esnafı Odası dün Anıtkabir'in girişinde Türkiye'nin her yÖTesinden getirilen karanfilden papatyaya, gülden kasımpatına ka- dar rengârenk milyonlarca çiçeği Türk Silahb Kuvveöeri mensuptan Anıtkabir'in aviusunu doldurdu. halka dağıttı. "Atatürk ik 2000'e çi- çeklerieelek" başlığı ıle düzenlenen etkinliğe yurttaşlann büyük ilgi gös- termesi nedcniyle çiçekler kısa süre- de tükendı. Atatürk'ün mozolesi de önünden saygı geçişi yapan yurttaş ve öfren- cilerin attıklan san, pembe, kırmızı. beyar, turuncu renklerdeki çiçekler- le kaplandı. Aynca alandaki ögren- ci ve yurttaşlara, üzerinde "Atatürk ile 2000'eçiçelderteel ele" yazılı bay- raklar dağıtıldı. Amerika Atatürk Derneği Başka- nı Hüdai Yavalar' m Amerika'dan ge- tirdiği yaklaşık 100 bin çiçek soğa- nının tohumlan. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Yekta Gün- görOzden ve Atatürk'ün manevi kı- zı ve ilk kadın pilot Sabiha Gökçen tarafindan toprağa dikildı. Daha son- ra Aslanlı Yol boyunca dizilen ve za- man zaman "10. Yıl MarşT ile Ata- türk'ün "Gençliğe Seslenişi n ni oku- yan öğrenciler neşe içinde diğer so- ğanlan da toprağa diktiler. Törene katılan Türk Kadın Der- nekleri Federasyonu ve sivil toplum örgütlerinin üyeleri, Atatürk'ün kab- ri önünde saygı duruşunda bulunarak çiçek bıraktılar. Çok sayıda öğrencinin, başına "Atam lzüıdeyiz" yazılı bandaj tak- tığı törende, bazı yurttaşlann Ata- türk'ün resminın basıldığı tişörtler giymeleri dikkat çekti. Aynca üze- rinde, bayrağtn simgesi olan ay ve yıldızın bulunduğu kırmızı balonlar taşındı. Anıtkabir'de Bilkent Üniver- sitesi Senfoni Orkestrasrnın "Istik- tal Marşı'' ile başladığı konser büyük ilgi gördü. .Şef Attred Michouri- ne'nin yönettiği orkestra. "Cumhu- riyet* ve "Kurtuhış" fllmlerinin mü- ziklerinin yanı sıra "Hoş Gelişler O la Mustafa Kemal Paşa", "Harfler Marşı" ve "10. Yd Marşrnı seslen- dirdi. Solist sanatçılar soprano Hül- ya Sezen ve tenor Hakan Aysev'in katıldığı konsere Bilkent Gençlik Orkestrası da eşlik etti. Alanda bu- lunan yurttaş ve ögrencilerin de eş- lik ettiği konserde orkestra yoğun is- tek üzerine "10. Yd Marşı''nı tekrar çalmak durumunda kaldı. Yekta Güngör Özden de elinde "Atatürk ile2000'eçiçeklerie eleie" yazı lı bay- rak ve çiçeklerie marşlara eşlik etti. Konseri izleyen Sabiha Gökçen ise "10. Yd MarşT söylenirken duygu- larına hâkim olamadı. Yurttaş ve öğ- renciler orkestrayı uzun süre alkışla- dılar. Özden ve berabenndekiler da- ha sonra 2. Cumhurbaşkanı tsmet İnönü'nün mezarını ziyaret ettiler. CHP'likrAıutkabir'de CHP yöneticileri de dün Anıtka- bir'i ziyaret ettiler. Merkez yönetim kurulu (MYK) ve parti meclisi (PM) üyeleri ile çok sayıda partiliden olu- şan gruba, Genel Başkan Altan Öy- Demirel'in 10 Kasım'da cumhurbaşkanlığı değerlendirmesi 'Millet isterse görevden kaçmam 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. görev süresinin uzatılması ya da bir dönem daha seçilmesi konusunda. "Millet benden görevisterse görevden kacmam. YalnıziBebugöreviya- payım diye hiçbir teşebbüste bulunmam" dedi. Demirel, dün Türk Parlamenterler Bırliğı Genel Başkanı Zeki ÇeHkei ve berabenndekileri kabulünde yaptığt konuşmada. cumhurbaşkanının seçimine iliş- kin değerlendirmelerde bulundu. 1980 öncesinde cum- hurbaşkanını halkın seçmesini önerdiğini kaydeden Demirel. "Bana göre cumhurbaşkanının arkasmda halkın yüzdeSO'si nulunmabdır. Ozaman ortayere güç çıkar. Buraya getirip koyduğumuz adam güçlü olmalı- dır. Kendianin dirayedi oJması yetroez, siyasi gücü o(- ması lazımdır^ diye konuştu. Türkiye'dekı demokra- tik sistemi "kapağıkapalı birtencere*'ye benzeten De- mirel. "Aşağıdan BI gddikçe tencere, kapağım atmaya çahşıyor. O kapağı atamaması için tencerenin üsrüne taş koymaıuz lazım. Ben onun için isttdim halk seçsn <fiw" görüşünü dile getirdi. 10 yılda 10 hükümetin de- ğişmesi durumunda işlerin ağır gittiğinden şikâyet edildiğini belirten Demirel şunlan söyledi: "Bu 4-5 senede bir defa oba zarar vermez. \ma her 10 ayda bir defa ohırsa işin cılkı çıkar. O zaman güven kalmaz. Şimdi Türkiye. aslında başkaıdık sistemini de tarüsacaktır. yan başkanhk sistemini de taröşacaktır. Önümüzdeki yıllar zarfında bunlardan birisine karar verflecektir. Ama oraya vanncaya kadar kestirmeden yapacağı şey cumhurbaşkanını scçmektir." Cumhurbaşkanının 7 yıl için seçilmesinin uzun ol- duğunu kaydeden Demirel, 5'er yıldan 2 defa yapıl- masının Türkiye yönetimi için en doğru şekil olduğu- nu belirtti. Demirel, milletin kendisinden görev iste- mesi halinde bu görevden kaçmayacağını kaydetti. Demirel. konuşmasmı şöyle sürdürdü: "Birtakmı adamlardiyecekki 'Ben istemiyorum, ama sen yan ce- bime koy' 6dan. Ben, o haleti runiye içinde falan bir adamde^Mın.Bumernleketbeni30yıaşuidaumummü- dür yapü. 40 yşşında başbakan yapo. 12 sene başba- kanhk yapüm. İşte bep söylüyoruz, 6 defa gMk, 7 de- fa geldik. Sonra sonunda burada bulduk kcndimizi. 6 seaedir de bu hizmeti yapryoraz." Zeki Çeliker de konuşmasmda, Demirerin görev süresinin uzatılmasını istedi. men'in Sosyalist Entemasyonal top- lantısı için Fransa'da bulunması ne- deniyle Genel Başkanvekıli Cevdet Sehi öncülük etti. CHP'li gençlerin taşıdığı Türk bayrağı eşliğınde As- lanlı Yol'dan Anıtkabir'e doğru yü- rüyüşe geçen grup, ellerinde rengâ- renk çiçekler taşıdılar. Atatürk'ün mozolesini ziyaret ederek çiçek bı- rakan CHP'liler daha sonra da Ismet İnönü'nün mezannı ziyaret ettiler. Nöbet değişimi yapan askerler özellikle çocuklar ve gençler tarafin- dan ilgiyle izlendi ve alkışlandı. TBMM Başkanı Yüdınm Akbu- lut yurdun değişik yörelerinden ge- len 450 öğrenciyi kabul etti. TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştırilen kabulde. öğrenciler: laik, demokra- tik ve çağdaş Türkiye'yi anlatan "Çok Teşükkürler Atatürküm'" adlı şiirlerini okudular. Kültür Bakanı Istemihan Talay, Mersin Mobil Çankaya ilköğretim Okulu 2. sınıf öğrencılerine öğle ye- meği verdi. Alınlarına "Atam irin-,. deyiz" bandajı takan öğrenciler,, Anıtkabir'i ziyaret etmek için Anka- ra'ya geldiklerini vurguladılar. Atatürk, Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı Karargâhı'nda düzenlenen tö- renle de anıldı. Kara Kuvvetleri Ko- mutanı Orgeneral Atilla Ateş, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orge- neral NecdetTimurilegeneraller, su- bay ve astsubaylann katıldığı tören- de, Istanbul Üniversitesi RektörYar- dımcısı Prof. Dr. INur Serter. "Ata- türkçülük ve Çağdaşlaşma" konulu bir konuşma yaptı. Serter, Atatürk- çülüğün, "tleriye dönük, önü açık. hiçbir biçimde statik olmayan. ilkele- rine bağlı kalmak kaydıy la günün ko- şuDanna göre kendisini yenOeyebilen bir çağdaşlaşma felsefesi" olduğuna işaret ederken çağdaşlaşmanın ödün verilmez ilkesi laikliğin. ulusal bir- lık ve bütünlüğün de teminatı oldu- ğunu vurguladı. Tümgeneral Ersen Kayan da, Atatürk'ün asker kişiliği ile devlet adamlığına değinerek "Atatürkçülüğün zamanın seyri için- de her kuşağın kaçınılmaz hayat fel- scfesi. vazgeçilmez yaşam tarzı ola- rak değerini daima konıyacağınr vurguladı. Kayan. "Atatürkçülük, akdcdığa ve bilime verdiği değer se- bebiyledir ki çağdaşlaşma yolunda, bugün olduğu gibi yann da geçerlili- ğini koruyacaknr" diye konuştu. Tören, Kültür Bakanlığı Devlet Çokseslı Korosu'nun seslendirdiği marşlarla son buldu. Orgeneral Atil- la Ateş, tören sonunda. Nur Serter'e, "Bizi bu önemli konularda aydınlat- bğuuz için teşekkür ederim" diyerek şilt verdı. Amtkabir'de şeriatçı eylem• Baştarafı 1. Sayfada niyet Müdürlüğü TEM ekiplerine teslim edildi. Kaya'nın 1989'da Iz- mir'de, l996yılındadaBor- nova ilçesindeki 29 Ekim tö- renlerinde bildiri dağıtmak isterken polis tarafindan ya- kalandığı ve savcılıkça ser- best bırakıldığı belirlendi. Kaya'nın evli ve 1 çocuk ba- bası olduğu, bir süre Ege Üniversitesi Fen Fakülte- si'nde geçici temizlik işçisi olarak çalıştığı, zaman za- man da pazarlarda poşet sat- tığı belirtildi. Kaya'nın ön- ceki akşam eşine "Ben iş aramaya gidiyonım" diye- rek evden aynldığı öğrenil- di. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel, gazetecilerin sorulan üzerine. "Meczu- bun nesini değeriendireyim? Sizzaten suali sorarken ceva- bını da verdiniz. Meczuptan olmuş. Meczuptan ne bekle- nir, bizim işimiz akıllılaıia. Hadise bir meczubun sebep olduğu bir hadise. Vatanda- şımızın vereceği değer ona bağlı. 65 milyon insanın için- de meczup olacak" yanıtını verdi. Mahmut Kaçar adlı bir kişi de Anıtkabırcle 10 Ka- sım 1994'te düzenlenen tö- ren sırasmda Cumhurbaşka- nı Demirel'in önüne elinde Kuranıkerim'le fırlayarak slogan atmıştı. Kaçar, 1996'da cezaevinden şartlı tahliye edilmesinin ardmdan bukez de Atatürk' ün ölümü- nün 59. yılı nedeniyle 10 Ka- sım 1997'de Şanlıurfa'da dü- zenlenen törende, protoko- lün önüne çıkarak slogan at- mış, bu eylemin benzeri, ar- kadaşlannca Izmir ve Ha- tay'da da gerçekleştirilmişti. Izmir ve Hatay'da eylem ya- pan, bir ilde ise eylemini gerçekleştiremeden yakala- nan 3 arkadaşıyla birlikte yargılandığı Ankara 2 No'lu DGM'de "Meczup vedefide- nilerek sesimiz kesildi" diye- rek "meczup" olmadığını belirten Kaçar'ın diğer ey- lemcilerle aylar öncesinde toplantı yaptığı ve 4 ilde 10 Kasım törenlerinde eylem kararlaştırdığı belirlendi. 1994'teki eylem öncesinde Van PTT Işletmesi'nde çalı- şan Kaçar'm cezaevindey- ken radikal dinci gruplardan para yardımı aldığı, kapatı- îan RP'nin eski milletvekil- leri Şevld Yılmaz ve Fethul- lah Erbaş tarafindan ziyaret edildiği, 1996'da tahliye edilmesinin ardmdan iş ya- şamına atıldığı ortaya çık- mıştı. Kaçar, 10 Kasım 1997 'de Şanlıurfa"da gerçek- leştirdiği eylem nedeniyle yargılandığı Ankara 2 No'lu DGM tarafindan 1998 yılm- da iki ayn suçtan toplam 6.5 yıl hapis cezasına mahkûm edilmişti. 1994'te işlediği suçtan dolayı aldığı cezanın geri kalan bölümünü de çe- kecek olan Kaçar, halen ce- zaevinde bulunuyor. Ata'nm manevi huzurun- da saygı duruşunda bulunul- duğu 10 Kasım 1996'da da Kayseri Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Şükrü Karatepe. RP Kayseri II Divan Toplan- tısı'nda "İnancımıza saygı duyulmadığı bir dönemde, içim kan ağlayarak bugün- kü törenlere kabldım" de- mış. bu sözler ülkede büyük tepkilere yol açmıştı. Hak- kında açılan.davada Ankara 1 No'lu DGM, Karatepe'nin 1 yıl hapis. 420 bin lira ağır para cezasına mahkûmiyeti- ni kararlaştırmış ve karar in- faz edilmişti. Salih Kaya'nın 1989'da Izmir'de, 1996 yılında da Bornova'daki 29 Ekim tö- renlerinde bildiri dağıtmak isterken polis tarafindan gö- zaltına ahndığı. daha sonra ise savcılıkça serbest bırakıl- dığı ögrenildi. Tokat-Niksar 1960 doğumlu Kaya, Bomo- va Cumhuriyet Alanı'nda 1996 yıhndaki 29 Ekim tö- renlerinde şeref tribününe yaklaşarak "Efes-Meryem Ana ve Hazreti İsa dunışma- tan" yazılı 13 bildiriyi at- mak isterken gözaltına alın- dı ve üzerinden Demokrat Parti'ye ait birbağış makbu- zu çıktı. Kaya'nın, sevk edil- diği Bornova Cumhuriyet Savcılığı'ınca ifadesi alın- dıktan sonra serbest bırakıl- dığı bildirildi. Kaya'nın, 1989'da ise Izmir Cumhuri- yet Alam'ndaki 29 Ekim kutlamalan sırasmda benzer eylemde bulunduğu, gözaltı- na ahndıktan sonra Mani- sa'da bir süre tedavi gördü- ğü saptandı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında söz alan FP Milletvekili Ze- ki Ergezen, "Sabah Anıtka- bir'e bir meczubun girdiği yolunda haberler veriliyor. Nasıl oiuyor da böyle bir meczup Anıtkabir'e girebili- vor. Devlet içindeki bir grup, bu adamın cebine üç beş ku- ruş koyuyor; 'gel bağır' di- yor. Biz bunlardan bıktık. Devletböyle küçük işlerie uğ- raşmaz" diye konuştu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada matesleri andırsa da, bize özgü yepyeni bir ürün! AJtıncı ayındaki DSP-MHP-ANAP koalisyonunun geldiği noktayı özetleyelim. Her üç parti de ikişer parça halinde koalisyonda temsil ediliyor. DSP'nin içinde MHP'den rahatsız ka- natla, MHP ile diyaloğu sağlayan kanat... MHP'nin içinde koalisyonun sürmesinden yana olan kanatla, tabanına selam vermek için arada bir sesini yüksel- ten kanat... ANAP'ın içinde hükümetteki kanatla, hü- kümetin dışındaki kanat... Kanat içinde kanat, Incelen yeri kanat... Kanatlan kanatmadan açmaya çalışalım... Bülent Ecevit. Rahşan Ecevtt'i tanımlarken açık oynuyor Eşim ve yardımcım... DSP'nin içinde hükümetin devamından yana olan politikalan Bülent Bey temsil ediyor, MHP'ye karşt dikkat edilmesi gereken politikalan Rahşan Hanım üretiyor. Rahşan Ecevit son günlerde milletvekillerini aileleriyle birlikte çağırıp konuşuyor, tanışıyor, durum değerlendiriyor. DSP, pek çok nitelikli kişinin parla- mentoya girmesine zemin hazjriadı. Bu kişilerin dü- şüncelerinin TBMM'ye yansımasını dileyelim! MHP'deki kanatlar son dönemde daha değişik çar- pıyor. Grup konuşmalannı (y)azılı yapan Genel Baş- kan Devlet Bahçeli, parti içinde yaban otlannın ye- tişmemesi için her türlü önlemi almış görünüyor. Ge- nel merkez disiplininin önde olduğu MHP'de arada bir tabana selam vermek gerekirse bu da ihmal edil- mjyor. MHP'nin hükümetteki ayağını üçe ayırabiliriz: Ekonomik, kadrosal, siyasal. Merkez sağ iktidarlar döneminde ihale almaya alış- nrıış kimi MHP'liler bu dönemde de aynı yöntemle ça- lışmak istiyoriar. Bunlara göz yummaz bir görünüm veren Bahçeli mi kazanacak, gözünü açmış ihale bek- leyen müteahhitler mi? İkisi için de işaretler var! Kadrosal açıdan MHP'nin fazla bir sorunu yok. ön- ceki iktidarlar döneminde merkez sağın koltuğu al- tındaydılar, şimdi koltuğun üstüne çıktılar. MHP'nin kadrolaşma için adım adım düğmeye bastığı dikkati çekiyor. Bakalım önümüzdeki dönem üretici koope- ratifleri ne kadrolar üretecek! Siyasal açıdan ise MHP'nin önünde büyük bir fır- sat duruyor. merkez sağtn dağınıklığı. Mesut Yıl- maz'la Tansu Çiller'in birbirine tutunarak aşağı çek- tiği merkez sağ dibe vuoıp tırmanabilir mi? Dip sağ- lamsa olur. ya bataklıksa!.. Ancak bugünkü MHP'nin bu kadar büyük düşüne- bilmesi zor görünüyor. ANAP'ta Genel Başkan Mesut Yılmaz, hükümet ortağı değil. Dışbakan olarak arada demeç verip hü- . kgmeti eleştinyor. Koalisyona en iyi muhalefeti Yılmaz yapıyor! Hükümet içindeki ANAP'lılar ise özellikle ekonomide alınması gereken karariar konusunda be- lirleyici görünüyorlar. Ayaklar Ortaklar bu görünüm ışığında dün saat 14.00'te bir araya geldiler. Masadaki sorunlar, masadan kalkacak gibi değil. Taraflann elinde "koz"dan çok "narkoz" var. Çözülemeyen soruna narkoz! MGK toplantılannın havasına göre gündeme gelip giden irtica paketleri, ortaklann kendi aralanndaki ve partilerin içlerindeki dengelere göre ağıriığı değişen Af Yasası, ihalesinin nevalesinin büyüklüğü nedeniy- le kimin elinde kalacağı belli olmayan Toplu Konut... NarkozJu konulardan bazıları. Bütün bunlann yanında bir de Rusya gezisinden sonra yaşananlar var. Ecevit'e göre bir sorun yok. Devlet Bahçeli de aynı görüşte. Ancak Rusya gezisi- nin ayaklarından birinı oluşturan "MaviAkım" proje- sinin belirsizliği, hükümet ortaklarının ulusal konular- da da ortak politika üretmekte zorlandıklannı göste- riyor. Ortaklardan biri "akım" derken, öteki başka şey söylüyor... Bütün bunlardan sonra soralım: - Koalisyon uzun süre ayakta kalır mı? Bu kadar çok ayak varken, kalır... Sorulan yamtlayamadı Fadıl Akgündüz: Ben maliyeci değilim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Jet-Pa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fadd Akgündüz, gurbetçi- lerden topladığı paralann nereye harcandığını açıkla- yamazken şirketin ne kadar vergi verdiği sorusunu da "Ben maliyeci değilim' 5 di- yerek yanıtladı. Akgündüz, sorulanna yanıt veremediğı Hürriyet gazetesi yazarı EminÇölaşan a ise hakaret- ler yağdırdı. 15 bin gurbetçiden 500 milyon mark topladığını açıklayan ve Siirt'te kuraca- ğı otomobil fabrikasıyla yıl- da I milyon otomobil ürete- ceğini ileri süren Akgündüz, dün akşam Show TV'de ka- tıldığı "Ateş Hatü" progra- mında. gazetecıler Çölaşan ve Fatih Altaylı'nın, şirketı hakkında yönelttiği sorulara yanıt veremedi. Paralan na- sıl topladıklan sorusunu ya- nıtsız bırakan Akgündüz. Çölaşan'ın "Toplananpara- lar nerede" sorusunu. "Bu paranın nerede olduğunu Türkiye, Almanya devleti sormuştur, ben de bunlann yamtını vcrmişimdir" diye yanıtladı. Akgündüz, Çölaşan'ın, Jet-Pa'daki usulsüzlüklerin Maliye Bakanlığı ve Serma- ye Piyasası Kurulu raporla- nyla belgelendiğini anımsa- tarak sorusunu yinelemesi üzerine,"Bu mansetkrin ar- kasında kimkr var, siz gaze- teci değikiniz kardeşim. Ka- lemiyle teükçilik yapan bir insan" diye hakaret etti. Akgündüz. Almanya'daki şirketlerinin nasıl çalıştığını bilemeyeceğini, kendisinin "muhasebeci" olmadığını söyledi. Faiz vermedıklerini, kâr payı dağıttıklarını belirten Akgündüz. Almanya'daki şirketlerinin oraÜaki yasala- ra göre vergilerini ödediğinı ıddia etti. Akgündüz, Jet-Pa Holding'in yüzde 50'sinin Almanya'daki ortaklara sa- tıldığını kaydederek "Ora- daki şirketler, sesiz ortakhk modeli ile faaliyet göster- mektedirier" dedı. Akgündüz, firmasının Araştırma-Geliştirme (Ar- Ge)biriminin lstanbul adre- sinin sorulması üzerine. 'Ar- Ge birimim şurada demem. yakında İstanbul'a taşıyaca- ğıfn. Almanya'da, tngilte- re'de \ar" diye konuştu. Akgündüz, eskı Siirt Va- lısi Osman Acar-hakkında söylediği "kafasını kopart- ük" sözünü "Türkçede ku- lanılan bir deyim olarak söy- lediğini" savundu. Akgün- düz, programı sunan Reha Muhtar'ın Isviçre'de savcı- lığın hakkında somşturma açtığını açıklaması üzerine de avukatının bu soruştur- manın sürdüriilmedigini be- lirttiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle