18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Atatürkçü Kenan Evren'in Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetini yırtıp atarak yerine kurduğu Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun Başkanı Prof. Dr. Reşat Genç'in, Atatürk'ü 61. ölüm yıldönümünde anmak için düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de kattldığı 'Hilafet'ten Cumhuriyet'e' konulu paneli Osmanlı'nın 700. yılını kutlamanın mutluluğu içinde açmış olması >,. Türkiye'de "Atatürkçülüğün" kimlerin elinde ne hale geldiğini anlamaya yeter de artar bile! Bektronik posta: someposiaxumhuriyetcom.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - IMF Başkanı görevinden aynlıyormuş... "Türkive'den sıkılmıs olmasın!" nceki gece, Reha Muhtar'ın ele geçirdiği "şok belge" sayesinde "deprem"in "nere- lerde olma olasılığının olacağı"nı izlemenin dayanılmaz keyfi ile televizyon kanalları arasında dolaşırken CNN Türk'te karşımıza Şahin Alpay çıktı. Ekrana yansıyan yüz ifadesine bakılırsa Şahin Al- pay, programına Türkiye'nin yüzakı bilim adamlann- dan Prof. Dr. Celal Şengör'ü konuk etmekten hiç memnun değildi; birsıkıntısı vardı sanki. Celal Şengör, birsoru üzerine Mustafa Kemal Ata- türk'ün hiçbir doktrine sığmayan büyüklüğünü an- latmaya başladığında Şahin Alpay, sürenin bittiği gerekçesiyle programı bıçakla keser gibi bitiriverdi. CNN Türk'te reklamlar başladı ve böylece bu ay- ki Müdafaa-i Hukuk dergisine göz atma fırsatını bul- duk. Şu rastlantıya bakın ki, emekli Orgeneral Ke- mal Yavuz, dergideki "Çok Daha Önemli Tehdit" başlıklı yazısında CNN Türk'ten söz ediyor: W TÜPk? "Geçtiğimiz ayın onbirinde, gerçek bir aydın ve ger- çek bir gazeteci olan Ali Sirmen telefonla beni ara- dı. O günkü gazetelerde bir haberin dikkatimi çekip çekmediğini sordu. O sırada Milliyet gazetesi önüm- de idi. Hangi habere dikkat çektiğini sordum. Ga- zetenin birinci sayfasının alt bölümünde yer alan Tahrik' başlıklı habere dikkatimi çekti. HaberSa- id-i Nursi'nin mevlidinde Nurcu Kutlular'ın dep- remle ilgili saçmalamalannı anlatıyordu. Haberi oku- muştum. Sirmen'e şöyle dedim: 'Gazetede gözüm ve aklım bundan çok daha önemli bir habere takılı kaldığı için, bu haberi fazla önemsemedim.' Sözümü şöyle sürdürdüm: 'Biz askerlerin istihbarat konularında şöyle bir yaklaşımları vardır: Bizim için görülebilen, faaliyet- leri ve niyetleri takip edilebilen tehditler' çok önemli değildir. Zira, durumu takip ederek, gerekli tedbirleri zamanında alabilirsiniz. Çok daha önem- li olan 'sinsi tehditler'dir. Onlar, kendilerini zararsız gibi göstererek, daha derinden ve daha yaygın ge- lirler ve tüm bünyeyi sararak sizi hareketsiz ve ini- siyatifsiz bırakabilirler' Gözümün ve aklımın takıldığı haber, aynı gazete- nin o gün sürmanşet verdiği 'CNN Türk Çağ Atla- tacak' haberi idi." Kemal Yavuz, yazısında daha sonra CNN Türk'te izlediği bazı programlardan çarpıcı örnekler verip, "Çok enteresan bir ekip oluşturulmuş. Taha Akyol, Mehmet Ali Birand, Şahin Alpay, Orhan Pamuk" diyor ve "Şimdi, bu ekip ile dünya medya impara- toru CNN yan yana gelirse bu ortaklıktan Türkiye'de neler doğar" diye soruyor... Yanıtı, ekranda ve yazının başlığında! il'den Devlet Tıyatrolan'nın Cumhuriyet ve Radikal gazetelerine verdiği tiyatro ilanlarını kesen Genel Müdür Vekili i. Rahmi Dilligil, ^gönderdiği uzun açıklamada özetle, "Elimizdeki bütçeyi dengeli olarak kullanmak zorunda olduğumuz gibi, izin verin de istediğimiz gazeteye ilan vermek ya da vermemek gibi bir karar verme yetkimiz olsun" diyor. SESSİZ SEDASIZ (!) NVRİKURTCEBE s u s u U Eve ekmek, düğüne davetîye servisi! Istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdü- rü Alpay Pasinli, Ankara'ya Anrtlar ve Müzeler Genel Müdürü olmuş ama Istanbul'da müzenin bahçesindeki toj- mandaoturuyor... Pasinli, birakşamüstü evine geliyor... Eve girmek için müzenin dış kapısın- dan geçmesi gerekiyor... Ancak dış ka- pı kilitli ve kapıda nöbetçi güvenlik görevlisi bulunmuyor... Pasinli, bir süre sokakta kalıyor... Bu olaydan sonra Genel Müdür Pa- sinli, Istanbul Arkeoloji Müzeleri Mü- düriüğü'ne vekâlet eden Halil Özek'e talimat verip, nöbetçi güvenlik görev- lisinden savunma alınmasını istiyor. Vekil müdür de, B.16.O.AGM.4. 34.00.00 - 220/99-1735 sayılı yazı ile "Sayın Genel Müdürümüz"ün dış ka- pıda beklemesine neden olan güven- lik görevlisinden yazılı savunmasını alıyor. Görevli içtenlikle yazıyor: "Akşam saat 6'da telefon ettiler. Sevinç Hanım'a ekmek alınacak di- ye. Kapıda yalnızdım. Ben de mecbu- ren kapıyı bırakıp ekmeğe gittim." Sevinç Hanım kim? Kim olacak... GeneJ Müdür Alpay Pa- sinli'nin kansı! Sonuç: Görevliye kınama cezası! Kolaysa, Topkapı Sarayı Müze- si'ndeki "Rahmi"nin de savunması- nı istesinler bakalım: "Sayın Bakanımız Istemihan Talay Bey'in kızı Emine Hanım'ın 19 Ka- sım'da Hilton'da yapılacak düğününün davetiyesini dağıtmakta olduğum için mesaiye gelemedim!" Hilton'daki düğün deyince... Sayın Bakan Talay, ünlü antikacı koleksiyonerlerimizden Dikran Ma- sis'e Hilton'daki düğünün davetiye- sini göndermeyi umarız unutmamış- tır! Deprem Yıkımlarında Ozel İdarelerin Sopumlulukları M. CELÂLETTlN ÇtFTÇt Inşacıt Y. Müh. Eski KTÜ Öğr. Gör Inşaat sektörünün istediği en hayati, fakat en sorunlu malze- meler özel idareleri yakından ilgilendiren agregalar; yani in- ce ve kaba kumlar ile beton yapımına elverişli özellikteki ça- kıllardır. Bunların temin yerleri ise ocak adı verilen eski ve ye- ni dere yatakları, deniz kıyıla- rı/içleri vb. yerlerdir. Buralar- dan doğrudan alınarak kullanı- lan çakıl-kum karışımına tuve- nan (Fr.) adı verilir. Tuvenanlar çoğu kez toprak, çöp, organik atıklar, tuz vb. kimyasallar ile ka- rışık olduğu için iyice yıkanma- dan kullanımı doğru değildir. Ayrıca çakıl-kum kanşımında iyi beton eldesi için tane çap- larına göre uygun bir dizilimin de bulunması istenir. Üstelik bu tuvenan ocaklarındaki mal- zemelerin ilerde betona zarar veren unsurlardan (alçı taşı, serpantinler, aynşıklarvb.) uzak olması da gerekir. Deniz mal- zemeleri ile çoğu dere malze- meleri parlak yüzeyli olduklann- dan iyi beton yapımına elveriş- li sayılmazlar. Özellikle bu gibi riskli durumlarda beton malze- melerinin bilimsel verilere uygun olan doğal taşlardan kırma/yı- kama/eleme işlemleri sonucun- da elde edilmesi en doğru ola- nıdır. Yapıda beton dışı kullanılan kumun ise daha değişik fizik- sel özelliklere sahip olması söz konusudur. Şöyle ki, düzeltme harçlan, kaba sıvalar, su yalıtım- ları ve duvar örmelerde kulla- nılan kumların kaba kum sını- fından olması koşuldur. Aksi durumlarda çok büyük sorun- larla karşılaşılabilmekte; örne- ğin deprem sırasında bölme duvarları çok kolay parçalanıp yıkılabilmekte ve hiç yoktan ölümlere yol açabilmektedir. Oysa sadece kendini taşımak- ta olduğu savı ile fazla önem- senmeyen bu duvarların çok sağlam yapılması durumunda depreme karşı belirgin düzey- de "deprem perdesi" işlevini yerine getirdiği bilinmektedir. Ince kum (mil kumu) ise sade- ce perdahlı yüzeyler elde et- mek için kullanılır, hepsi o ka- dar. Yapılardaki gerekliliği -da- ha farkh dizilimde de olsa- be- tondaki katılımı ile birlikte yüz- de 50'leri aşan ve strüktürel önemi çok fazla olan kaba kum- ların piyasada kolay bulunma şansı -ülkemizin çoksınırlı yö- releri haricinde- yok gibidir. Onun yerine kullanılan malze- me ise bol miktarda bulunan, fakat zararı faydasından çok- tur denebilecek ince kumlar- dır. Bunların kıyı bölgelerimiz- de -balık yumurtalarının tahri- bi pahasına- denizlerden hem de yasal izınlerle çıkarılıp doğ- rudan kullanıldığı da iyi bilinen bir gerçektir. Her tür çakıl, kum ve taşocak- lannın tasarruf hakkı Osmanlı döneminden kalma "Taşocak- lan Yasası" ile özel idarelere bı- rakılmıştır. Bu yasa ve uygula- masına göre, tapulu arazisinde çakıl, kum veyataş bulunan bir vatandaşımızın özel idareden gerekli izni almadan bu malze- meleri çıkarma ve pazarlama yetkisi yoktur. Özel idareler de çoğu zaman bu ocaklann işle- tilmesi için ihale açma yönte- mini benimsemekte ve gelirini de kendi programlannda kullan- maktadırlar. Uygulamanın tar- tışması bir yana, her tür malze- me ocaklannı tasarrufu altında bulunduran bu kamu kurum- larının bu yetkileri karşılığında sağlıklı yapılar üretilebilmesi için yörelerinin gereksinimi ka- dar kaliteli malzemeyi kullanı- ma hazır bulundurmak gibi bir temel görevleri olması gerekir- ken bunu yerine getirebildikle- rini söylemek ne yazık ki müm- kün değildir. Bu yüzden ülke- mizin pek çok yerinde içler acı- sı malzemelerle beton dökül- mekte, duvarlar örülmektedir. Oysa bu idareler ellerinin altın- daki her tür teknolojik olanak- tan yararlanarak kendi bölge- lerinin yapı malzemesi envan- terlerini eksiksiz biçimde çı- karmış olsalar, sonra da han- gi yöntemle olursa olsun işlet- meye açmış olsalardı son afet- te bu kadar acı çekilmeyebi- lirdi ve Veli Göçer'lerimiz de yargıç karşısında "Vardı da kul- lanmadık mı?" diyemezlerdi. Işte bu nedenle özel idareler ar- tık bu ağır sorumluluklarının farkına vararak hiç zaman kay- betmeden malzeme ocakları ile ilgili tüm çalışmalarını ta- mamlamalı ve il-ilçe aynmı da yapmaksızın hertür gereksini- mi karşılayacak şekilde işlet- meye açmalıdır. Bu yapılmadı- ğı sürece denizden de çakıl ve kum çıkarılacak, dere yatakla- nndan da nitelikli/niteliksiz ama her zaman çamurlu malzeme alınarak inşaatlarımız eski ha- mam eski tas usulü yapılma- ya devam edecek, proje ve mühendislik yanlışlan ile işçilik kusurları da üstüne gelince bugünkü acı tablo tekrarlanıp duracaktır. KIZILTEPE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1999/274 Kızıltepe ılçesı Uluköy nüfusuna kayıtlı Nurı ve Emıne oğlu 1975 doğumlu Abdulmuhsin Aslan'ın 1992 yılından beri kayıp olduğu bu tarıhten sonra adı geçen şahsı görenlerin hâkimliğîmi- zın yukardakı esasına ılan tarihinden 1 yıl içerisinde yazılı beyan- da bulunabilecekleri ılan olunur. 11.10.1999 Basın: 50291 HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ (7 ÇİZGİLÎK KÂMtL MASARACI \ HARBt SEMİH POROY MIRMIRLAR UĞUR DURAK '( *••! , P—* TARİHTE BUGUN MVMTAZ ARIKAM 11 Kosım &5Y ^ %^ GENERAL PATTON.. / " ^ Ü î İ « l f88S'7B 8U6ÜN,W.PÜNYA SAtttfl'NlN ÛNLÜ KOMU- 1 ^jfrgg|gall9ı^^w%fiBg^ '£* OOĞOO. DAHA öĞ&Mau/e YILL»#MDA,£S>Cİ 1 /iitîMliffcHmİMmMBfmml SAVAŞLARI VE Ö2£LÜKLE DE SÜVARI *OMU- 1 ^mmi/ll/M/UMMİff9EMU TAAJlARINt İNCELEYEN PATTON, BU AMAÇLA UL TSml/l/ll/l'uIIulefZ. Vm^MrÖNEMLI S/R IOTAP KOLEKSİYOHU OLUÇTVKA- J l l W / ^ ^ ^ M | y M < r / - P#m>N, KİpS£L MEJİAKI OLAAJ SÜVA- ^^^^^^^^W^A^R^^a^T^^^R^Aİ^ N KSJ- =3.' ^ ^ ^ ^ O W f ÖZGU KUKALLARf OLAAJ YE ACtMASlZ g/R YÖ- *** ^ ^ ^ f f P » - , NETİM UY6ULAYAN PA TTON, SIK SIK EL£ŞTİRİLEC£K, ^fösSr ^ Ş S ^ . HASTA BİR ERİ TTDKATlAOtğ/ ZAMtAN İSE OZÜK Dİ. s, Gen. Patton., ANKARA ASLtYE 32. HUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo: 1999/321 Davacı Adnan Hüseym tarafından davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan isim ve soyısım tashihı davasında mahkememizde yapılan açık duruşma sonunda, 10.9.1999 tarih ve 1999/321 esas, 1999/228 sayılı ka- rannda Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Demetgül Mahallesi, cilt 0012, sı- ra 0440'ta nüfusa kayıtlı Nuri oğlu, Zaide'den olma 16.12.1970 doğum- lu Adnan Hüseyin'in isim ve soyisminin iptali ile Adil Köprülü olarak düzeltilmesıne karar verilmiştir. M.K.'nun 26. maddesi gereğince ilan olunur. Basın: 54949 BEYOĞLU 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1998/951 Vası T. Mahkememizin 9.9.1999 tarih, 1998'951 esas. 1999/445 sayılı karan ile Beyoğlu, Küçükpiyale Ma- hallesi, cilt 0030, kütük sıra no 1990'da nüfusa kayıtlı, Aydemir ve Gülay'dan olma, 29.5.1996 doğumlu Fur- kan Nihat Tüken vesayet altına alınarak kendisine aynı yerde nüfusa kayıtlı babaannesi 1947 doğumlu Hüseyin ve Aşriye'den olma Makbule Tüken vasi tayin edilmiş- tir. tlan olunur. Basın: 55095 DÜZ ÇtZGİ ÜMİT ZİLELİ Mandacı Karakter!.. ikinci cumhuriyetçiler kaça aynlır?.. -Nasıl yani?. Bir başka şekilde soralım; bunları cibiliyetine, ait oldukları "as//"düşünceye, varmak istedikleri "ana" hedefe, bağlandıklan kapının niteliğine göre ayırsak ortaya nasıl bir tablo çıkar?.. -Sağcı, milliyetçı kımliğinın üzerine "liberal" etike- tini yapıştıranlar.. -Gerıcı yobaz kimliğinin üzerine "demokrasi sev- dalısı" giysisinı geçinp, hedeflediği "Islam Cumhu- riyeti" yolunda şeytanla bile ortaklık yapabilecek olanlar. -Herdaım "işbirlikçi" kimliğini kolaylıkla benimse- yenler.. -Bir zamanlann "sıkı solcusu" olup, bugün "man- dacı" kimliğini gururla taşıyanlar. -Bölücü pıyonlar.. Pekı, birbirinden çok farklı düşünceleri savunuyor- muş gibi görünen bu grupların kol kola gırecek den- lı yakınlaşmalarını sağlayan ortak noktaları nedil'?. -Cumhuriyet düşmanlığı.. -Mandacı karakterlen.. işte, Sevgilı llhan Selçuk'un önceki gün köşesin- de tanımını yaptığı "mürtecı-mandacı-bölücü" ortak- lığının temelı budur!. Ben bu ortaklığa bırgrubu da- ha eklemek istiyorum: Sağda ya da soldaymış gibi görünen, ama tek ideolojisi para olan işbirlikçi takımı.. -Bukalemun gibidirler.. Gazete sayfalannda, tele- vizyon ekranlarında, devlet büyüklerinin yanıbaşın- da hep onlar vardır. Sürekli renk değiştirirler, ama dikkatle izlerseniz yakalarsınız. -Zaten artık açık oynuyorlar!.. • • • İkinci Cumhuriyetçi çızgınin "mandaa karakter" içer- dığini biz söylemıyoruz, bızzat kendileri yazıyor. Hı- zını alamayanlar televizyon ekranlarından anlatıyor!. Bu takımın "bilim adamı-yazar" kartvizitli önde ge- lenlennden bin, yaklaşık iki yıl önce "yenıden sömür- ge olmak ısteyenler" başlıklı yazısında düşünceleri- ni gayet özlü bir biçimde açıklamıştı. İkinci Cumhuriyetçi yazarın anlattığına göre, Do- ğu Afrika'daki Comoroş adalarından üçü yeniden sö- mürge olmak istiyordu. Ülkede mıtıngter yapılıyor, gös- tericiler, "Fransa bizi gen al" sloganlarını haykırıyor- du!. 1975 yılında yaplan bir referandumla Comoros ada- larının uçü bağımsızlığı tercıh etmiş, birtanesi ise "sö- mürge/ca/ma" karan vermiş. Sonra?. Bağımsızlığı se- çenler istikrarsızlık, sefalet ve darbeler içinde debe- lenirken, Fransız sömüıgesi Mayotta adasında ya- şayanlar sömürge olmanın cazip olanaklanndan so- nuna kadar yararlanıyor, tatlı hayat yaşıyorlarmış. Fran- sız vatandaşı sayıldıklanndan parasız eğitim, aıle yardımı ve sosyal güvenlikten yararlanmakla kalmı- yor, yabancı yatırımlar sayesinde rahatça iş de bu- luyorlarmış. Öyle ki, bağımsız Comoros Cumhuriye- ti'nde yaşayan halk gizlıce sömürge adaya girip ka- çak işçi olarak çalışıyormuş. Sonunda bağımsız ada halkı yeniden Fransa'ya bağlanmak, yani sömürge olmak için başkaldırmış!.. Aynı yazar bir başka yazısında da Kıbrıs Türk hal- kına açıkça, "Bak Rum kesimi senden kat kat zen- gin, üstelik Avrupa Biriiğı'ne üye olmak üzere. Ap- tallığı bırak" mesajını da vermişti. -Ne kadar açık değil mi?L L, ••• Değişik gruplardan aynı ittifakta buluşanlar son za- manlarda kartları açık oynamaya başladılar. Aynı yolun yolcusu, bir zamanlann sıkı solcusu bir hanım köşe sahibi geçenlerde yazdığı "Yeni Saflaşma" baş- lıklı yazısında gelışmelerden duyduğu sevincı dile ge- tiriyordu. Siyaset Meydanı'nda kendısi gibi düşünen konuşmacılara atıfta bulunarak, "Avrupa'da ulus devletin hapı yuttuğunu, eğer onlara katılacaksak kendi ulus devletimizı de epey bir ölçüde gözden çı- kanvaya razı olmamız gerektiğini" söylüyordu!.. Köşe sahibi hanım, asıl keyfi, bir bakan ve bir es- ki büyükelçınin kendi taraflarına geçtiğini anlayınca yaşadığını belirttikten sonra ekliyordu: "Işte bu yenı bir saflaşma ve Türkiye'de birşeyle- rın değiştiğinı gösteriyor. Düşünsenize, sizkonuşa- caksınız; bakanlar, eski büyûkelçiler ve ABD dışişle- n bakanlan teyit edecek, oh ne rahat.." -Teyıt edenlerin kimliklerı gerçekten çok önemli, özellikle sonuncusu. NOT: Aynı hanımefendı ve diğergruplardan birta- kım köşe sahipleri geçen haftaki "Kemalizm ve İkin- ci Cumhuriyefi konu alan Siyaset Meydanı'ndan hiç hoşnut kalmamışlar!. Programa katılan gençle- re ateş püskürüyohar. Haklılar tabii; yıllar boyu ya- zacaksın, çizeceksin, yetmeyecek televizyon ekran- larından zehihemek ıgn çabalayacaksın, sonra birba- kacaksın pırıl pırıl gençler karşına dikilmiş hesap so- ruyor.. Köpürseler yeridir!.. Siyaset Meydanı'nda bu akşam rövanş var. Aynı gençler 2. Cumhuriyetçi takımla karşı karşıya. Sakın kaçırmayın. E-mail: [email protected] Faks ve mesaj: (0212) 287 42 41 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS SOLDAN SAĞA: 1/Tıpöğrenimin- de. üzerinde ça- ' lışmak için hazır- 2 lanmış, ölü insan yadahayvanvü- 3 cudu. 2/106taş- la oynanan bir oyun... Meriç Ir- mağı'nınbirko- lu. 3/ Bir kâğıt oyunu... "Şener —": Oyuncu- muz. 4/ Yüz metre kare tuta- 1 2 3 4 5 6 7 8 nnda yüzey öl- çüsü birimi... İlkel top- lumlarda. topluluğun kendisinden türediğı sa- nılarak kutsal sayılan hay\anyada doğal nes- 3 ne. 5/ Bir otomobil mar- kası... llave. 6/ Soğanlı c kıyma ya da pastırma üs- tüne yumurta kırılarak " yapılan yemek. II "Oguz —": Karikatür sanatçı- 8 mız... Kadınlann takın- Q dıklan süs iğnesi. 8/ Te- kerlekli kara taşıtı... Bir gösterme sıfatı. 9/ İlkel bir si- lah... Kıbns'a özgü bir çeşit beyaz peynir. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halter sporundaki iki yanşma dalından bin. 2/ Müzik- te, arvnonı kurallanna göre üst üste bindirilmiş sesler... Asya'da bir ülke. 3/ Düzen, hile... Hattatlann kâğıt cila- lamakta kullandıklan bileşım. 4/ Şii mezhebinde belli baş- lı dınsel liderlere verilen şeref unvanı. 5/ Düzgün sanl- mış halat yumağı... Berilyum elementinin sımgesi. 6/ Es- ki Mısır'da güneş tannsı... Üstü deriyle kaplı, bakırdan yapılan ve küre bıçıminde bir tür davul. 7/ Keman yayı... Hicap. 8/ Alevi-Bektaşi ozanlannın tarikatlanyla ilgili şı- irlerine verilen ad... Asya'da bir ırmak. 9/ Yunan mitolo- jisinde kırtanrısı... Araba hayvanının kayış takımı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle