18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1C KAS1M 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 4 Her zaman gerçek önderimîz^ Mustafa KemalAtatürk'ün 61. ölüm yıldönümüyle ilgiliyapılan açıklamalarda, onu anmanın, anlamanın ve yaşatmanın, devrimlerini bıraktığı yerden sürdürmek olduğu vurgulandı DUZYAZI Haber Merkezi - Atatürk'ün 61. ölüm yıMönümü dolayisıyla yapıian açıklama- İarda, Atatürk'ü anmanın, anlamanın, devTİmlerini bıraktığı yerden sürdürmek olduğu vurgulandı. Açıklamalarda, "O, aydınlık. ve banşcı fîldrleriyle bir önder- di. O, Çanakkale'de. Dumlupınar'da. Ko- catepe'de, Sakarya'da yaşıyor. Tarihte, edebiyatta,sanatta. Türfcdilindeyaşıyorve yasatilacak" denıldı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı ıle Türk ulu- sunun yeniden ve daha güçlü biçımde ta- rih sahnesıne çıkmasmı sağladığını, cum- huriyet ile de Türk ınsanına çağdaş uygar- lığm kapılannı açtığını kaydetti. Başba- kan Bülcnt Ecevit, Mustafa Kemal Ata- türk'ü yitirişimizin üzerinden geçen her yılın ulusu büyük önderine kavuşturduğu- nu belirterek "Çünkü her kavşakta, her dönemeçte, her sorun karşısında Ata- türk'ün ışığı ve öngörüsü bize yol gösteri- yor" dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği "(ADD)Genel Başkanı YektaGüngörÖz- den de, karanlık sayılacak günlerin ya- şandığına dikkat çekerek "Kazanılan ya- şam ve namustur diyerek enıanet ettiğin cumhuriyetimize y önelik ilkellik, bağnaz- hk.sapkınlık>eaymazhk,kıyımsayılacak olaylaria boyutlanırken çirkinlikieri do- ğallıkla gelişmelerin bedeli olarak niteie- meıun sakıncalan açıkür" dedi. Cumhuriyet ve ardından yaşama geçi- rilen devnmlenn bir zihniyet değışikliği- ni de beraberinde getirdiğini. büyük dö- nüşümler olduğunu vurgulayan Demirel mesajında, cumhuriyeti "tarihin en bü- yük çağdaşlaşma hamlesi" diye nıteledı. u Onun ortaya koyduğu çağlan aşan ilke ve idealler, nıillclimizin çağdaş uygariık sev iyesine ulaşma gay retkrinde bir güç ve ilham kaynağı olmuştur" dıyen Demirel. Atatürk'ün Türk ınsanına büyük düşün- meyi, akılcılığı, ilericiliği, kendisine ve milletine güven duymayı öğrettığini kay- detti. 'Bize yol gösteriyor 1 Başbakan Bülent Ecevit, 10 Kaşım ne- deniyle yaytmladığı mesajda. "Ölümü- nün üzerinden her geçen yıl, ulusumuzu Atatürk'e dahaçok kavuşturuyor. Çünkü her kavşakta, her dönemeçte, her sorun karşısında Atatürk'ün ışığı ve öngöriisü bize yol gösteriyor" dedi. Atatürk anlaşıl- dıkça ve bilinçlerde kökleştikçe; temelle- rini attığı, doğrultusunu belirlediği laik, demokratik Türkıye Cumhuriyeti'nin da- ,ha çok güçlendığını vurgulayan Ecevit; yataizca Türkıye'nin defil, büyük Türk dünyasının da ondan aldıgı ışıkla ve onun önderliğinde ilerlediğıni bildirdi. TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut, bu- gün kendilerine düşen görevin cumhuri- yeti, demokratik parlamenter rejimi daha da yüceltmek ve ulusu çağdaş uygariık düzeyine ulaştırmak olduğunu kaydetti. Akbuiut, Atatürk'ün kurup ilk başkanlı- ğını yaptığı TBMM'nin bu yolda büyük işler başardığını, Meclis'in bugün de ay- nı şevk. heyecan ve kararlılığa sahip ol- duğunu anlattı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da Atatürk'ü anarken Türkıye Cumhuri- yeti'nin kurucusunun her şeyden önce dü- ne deg.il. bugüne ve yanna ılişkın ortaya koyduğu hedefleri ve şu an bu hedeflerin neresinde olunduğunun irdelenmesi ge- rektığını belirttı. Yılmaz, yollannm, çağ- daş uygariık hedefine ulaşmak ıçin Ata- türk gibi ulusla el ele, var güçleriyle ça- lışmak olması gerektiğını kaydetti. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de mesajında, "Atatürk hareketi, aynı za- manda bir millet hareketiydi. Bu hareket ne ideoloji ne doktrindir. Bu hareket akla, biüme fennedayandığı için açıkça bir dün- yagörüşüdür. "Egemenlık kayıtsız şartsız milletmdır' ilkesiyle önümüzdeki her ge- lecekçağın modem de> letj olmaya bizigö- türen aydınhk yol, Atatürk taranndan iş*- ret edilmiş ve açıJmışür" görüşlerinı dıle getirdı. ADD Genel Başkanı Özden, mesajın- da. "Tam bağımsı/Jtğı. özgüriüğü, uhısal egemenlikle çağdaş uygariık düzeyini amaçlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımızuı önderi ve başkomutanu laik cumhuriyeti- mizin ilk cumhurbaşkaıu. Türk devrim- leriyleüzerJenenTürkıye aydınlanmasının kay nağı. ulusal değerierimizk varüklan- mızınözeti vesimgesi, Türkiyemideözdeş- leşerek kurumlaşan en büyük Türk, en devingen \e gerçekçi Türk milliyetçisi bü- yük Atatürk'ü aramızdan ayrüışının 61. yddönümünde özlemle, bağulıkla. saygıy- laanıyoruz" dedi. Cumhuriyet Kadınlan Derneği Başka- nı Şenal Sanhan, Atatürk "ten aldıklan ilk dersin hangi koşullarda olursa olsun, em- peryalizme karşı direnmek. ikinci dersin de ortaçağ karanhğını aşma kararlıhğı ol- duğunu vurguladı. Devlet Denetim Elemanlan Derneği Genel Başkanı Zafer Karakulak. dene- tim elemanlannın dün olduğu gıbi bugün de Atatürk ilke ve devnmlerinin sa\ unu- cusu ve koruyucusu olduğunu belirttı. CHP MYK Üyesi. Eğıt-DerGenel Baş- kanı Mustafa Gazakı, Atatürk'ün ölümü- nün 61. yılında onun hedef olarak göster- diği "çağdaş uygarnk düzeyinin" çok ge- risinde olunduğunu kaydetti. Büyük be- de! ödenerek kazanılan tam bağımsızlık ilkesinin ekonomi dahil birçok alanda ze- delendiğine işaret eden Gazalcı, sosyal devletten. Iaiklikten, öğretim birliğinden ödünler verildığıni belirtti. Öğretmen Dünyası Dergısi Yazıişleri Müdürü ZekiSanhan. Atatürk'ün emper- yalizm tarafından yağmalanmak istenen bir yurdun köleleştırilmek istenen bir ulu- sun önderi olduğunu. onun başında bulun- duğu Türk devrimınin, ezılen uluslann bağımsızlık ve toplumsal devrim çabala- nna cesaret verdiğini vurguladı. Çok sayıda yurttaş gün boyunca Anıtkabir'i ziyaret ederek mozo- kyeçieeklerbırakrı. IngiİKnssamNedPamphikin'un"AtatürkCü- lümsüyor" adlı resim sergisi, dün The Marnıara Oteli'nde düzea* lenen kokteyüe sanatseveriere açıldı. İlk portresini 1997 yılmda S mihon liralık banknotlann üzerindeki Atatürk resminden yapan Pamphilon'un sergisi 24 Kasım 1999'a kadar açtk kabcak. Atatürk'ü özlemle amyoruzHaber Merkezi -Tam bağımsızlığı ve çağdaş uygarhk düzeyini hedefleyen Ulusal Kurtuluş Savaşı'run önderi. mo- dern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Ke- mal Atatürk,yaşammı yitirişinin 61. yıl- dönümünde bugün yurt genelinde dü- zenlenecek törenlerde özlemle amiadJk. Istanbul'da ise CHP Kadıköy îlve Örgü- tü'nün, ulu önder Atatürk'ün ölüm yıl- dönümü dolayısıyla Kadıköy'deki anıtı önünde gerçekleştirmek istediği 24 saat süreli 'Nuhık' okuma eylemine izin ve- rilmedi. Çok sayıda yurttaş, çocuklany- la birlikte dün gün boyunca Anıtkabir'i ziyaret ederek Atatürk'ün mozolesine çiçek bıraktı, saygı duruşunda bulundu. Anıtkabir'de bugün düzenlenecek res- mi tören 09.05'te çaltnacak sirenler eş- liğinde saygı duruşu ve lstiklal Marşı ile başlayacak. Devlet erkânının katılacağı törende Cumhurbaşkanj Süleyman De- mirel mozoleye çelenk bırakarak Anıt- kabirÖzel Defteri'ni ımzalayacak. Ame- rika Atatürkçü Derneği'nin düzenlediği etkinlik kapsamında. Ankara Çiçekçiler Esnafi Odası, bugün Anıtkabir'de mil- yonlarca çiçegi halka ücretsiz olarak da- ğıtacak. Fîora Çiçek Ciretirn ve Pazarla- ma Kooperatifı ve Çiçek Üretim ve Pa- zarlama Kooperatifı'nin de katkıda bu- lunduğu "Atatürk0e2000'eÇiceklerleH Ele" başlıkh etkinlik saat 11,00'de baş- layacak. CHP, bugün saat 13.OO"te Anıt- kabir'i ziyaret edecek. Aynca CHP Ka- dm Kollan'nca düzenlenen etkinlik kap- samında Samsun Tiyatro-Tıyatro grubu "Dağ Başım Duman Alm^'* adh oyunu saat 16.00'da AST Sahnesi'nde sergile- yecek. Türk İdareciler Demeğincedüzenle- nen anma toplantısı bugün saat 13.30'da derneğin tnkılap Sokak No: 17*dekı ad- resinde bulunan genel merkezinde ger- çekleştırilecek. Toplantıya konuşmacı olarak Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Yekta Güngör Ozden ıle eski TBMM Başkanı Ferruh BozbeyR katılacak. • ! Haccttepc Üniversitesi Merkez Kajn- pusu Atatürk Anıtı önünde saat 09.05'te saygı duruşu yapılacak. Üniversıtenin Kültür Merkezi M Salonu'nda da saat 09.45 'te gerçekleştirilecek anma töre- ninde Hacettepe Üniversitesi De\'let Konservatuvan Büyük Senfoni Orkest- rası ve Korosu bir konser verecek. Tö- rende Rektör Prof. Dr. Süleyman Sagfam ve Prof. Dr. Erdal inönü birer konuşma yapacaklar. ODTÜ'de Atatürk Anıtı önünde saat 09.05'te yapılacak saygı duruşunun ar- dından, Kültür ve Kongre Merkezi'nde anma töreni düzenlenecek. Törende, es- ki Dışişlen ve Mîlli Savunma Bakanı Haluk Bayülken. "Atatürk bkelerinin TürkDış Politikasına Etlasi" konulu bir konferans verecek. ODTÜ Güzel Sanat- lar ve Müzık Bölümü tiyatro dersi öğ- rencilerinin sahneieyeceği "Atatürk ffi- ziz" adlı oyundan sonra saat 14.00'te "Atatürk" kitabmm yazarı Andrew Mangokitapseverlerlesöyieşecek. Prof. Dr. Talat Halman'ın söyleşisi saat 20.00'de; ODTÜ Klasik Türk Mûziği Topluluğu Korosu'nun u Atatürk'ün Sevdiği Şarkriar" konseri saat 20.20'de izlenebilecek. BaşkentÜniversıtesi'nin bu yılki an- ma günü programına Prof. Dr. Hüsnü Göksei konuk olacak. Açıhş konuşma- sını Rektör Prof. Dr. Mehmet Habe- ral'm yapacağı konferans, üniversitenin Bağlıca Kampusu Avni Akyol Salo- nu'nda saat 09.00'da başlayacak. Devlet Opera ve Balesi Genel Mû- dürlüğü, Atatürk'ün sevdiği operalar- dan bölümlerin yer alacağı konserle bü- yûk-önden anacak. Atatürk'ün Sofva'da asketiatai}e İKen ilt kezdînlediğî Ve çok etkilendiğı -Carmen' operası ile çok sevdiği "Tosca" operasmdan bölümle- rin seslendirileceği konseri şef Bujor Hoink yönetecek. Konser. Opera Sah- nesi'nde saat 20.00'de başlayacak. TED Ankara Koleji llköğretim Oku- lu Onur Kolu'nca düzenlenen "Her Bi- rimiz Birer Mustafa Kcmaliz" sergisi. Erdal İnönü tarafından saat 14.00'te okulun idare katında açılacak. Sergi, 11 Kasım 1938tarihindeyayımianangaze- te kupürlerinden oluşuyor. tstanbul'da Harp Akâdemileri Komu- tanhğı'ndaki tören yann saat 10.00'da Çakmak Salonu'nda başlayacak. Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği yann Taksim Atatürk Kültür Merke- zi'nde saat 14.00'te bir etkinlik düzen- leyecek. Ünlü sanatçılann Fazıl Hüsnü Dağiarca'nın Atatürk şiirlerini seslendi- receğı etkinlikte. Ûğretmenler Korosu ve Esin Afşar birer konser verecekler, Dağlarca kitaplannı ımzalayacak. CHP Beykoz tlçe Örgütü Gençlik Ko- lu. bu akşam saat 19.30'dan, yann saat 09.05"e kadar CHP llçe Örgütü önünde "Atatürk'e saygı ve bağlılık nöbeti'" tu- tacak. Bugün aynca ilçe bmasmda Ata- türk'le ilgili resim sergisi ve dia göste- risi düzenlenecek. Türkıye Hafız-ı Kur'an ve Mevlithan- lar Cemiyeti. 10 Kasım saat 15.00'te Dolmabahçe Camisi'nde ulu önder için mevlit okvıyacak. Izmir Ulusal Güçler Birliği temsikile- n. "DevTİmlere ve cumhuriyet Okelerine sahip çıkmayı tek kurtuluş olarak gören bizler, Atatürk'ü devrimci bir iyimserlik ve karariıbkla anıyoruz" dediler. Izmır Ulusal Güçler Birliği temsilcile- ri, dün ADD îzmir Merkez Şubesi'nde, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 61. yıldönümü nedeniyle bir basm toplantısı düzenledi. Birlik adına açıklamayı oküyan tzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Suat Kaptaner. Atatürk'ün arkasında, tam ba- ğımsız. demokratik, laik ve aydınlanma yolunda. devrim yasalannın uygulandığı, tekke ve zaviyelerin kapatıldığı bir Türki- ye bıraktığını anımsatarak şunlan söyle- di: "Onun 'naçiz vücudunun' aramızdan aynldığı 61 y ıl sonra bugün. ekonomik ba- ğımst/Jıkla btrtikte siyasi bağımsızlığımız da yitirilmiş. Türkıye yeniden Batı emper- yalizminin elinde oyuncak olan. tarikatia- nn devletin en üst makamlanna kadar yükselebiküği, Kemalist devrimci yurt- sevvraydınlann katkdildiğu ekonomisine, sosyal pofitikalanna lMK'nin hükmettiği ve denedediği bir ülke haline gelmjştir." Dışa bağımlı ekonomıdekı çöküşün en çarpıcı göstergesinin, 1918'lerde olduğu gibi ağır borç yükü altında ezılen bir büt- çe olduğunu kaydeden Kaptaner, piyasa- ya yeni çıkan 10 milyon liralik banknotun satın alma gücünün, ancak 20 dolar oldu- ğunu vurguladı. Kaptaner, devrimlere ve cumhuriyet ilkelerine sahip çıkmanın tek kurtuluş yolu olduğunu ve Atatürk'ü bu kararhhkla andıklannı belirterek şöyle konuştu: "Bugün. cumhuriyet devrimleri- ni sürdürmek isteyenlerin görevi. Ata- türk'ün Ankara'sınL sahte Atatürkçüle- rin. ikincicumhuriyetçilerin.lMFmemur- lanıun.uluslararası tahkimdleria ırkçda- nn, mafya ve tarikadann elinden kurtar- makbr. Muhtaç olduğumuz kudret, ulusal güçlerin, emekçi halkın, yurtsever aydın- lann kararuuğında mevcuttur.Türkıyeso- mürge, şeyhler, dervişler ülkesi olmaya- cakör." Clhan önderl' - n - Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Atatürk'ün, çağa damgası- nı vuran büyük devlet adamı özellikleriy- le sadece Türk halkı için değil, bütün dün- ya için önemli bir lider olduğunu vurgu- layarak "O.ikrigörüşhi, aydınlık vebanş- çı fîldrleriyle bir cihan önderidir. Onun gösterdiği çağdaş hedefter miUetimizinor- tak ülküsüdür" dedi. Işçı Partisi 11 Başkanı EmiPMuı GüçKi, Atatürk' ün, tarihte olduğu gibi günümüz- de de yaşadığını, yaşatılacağını belirterek şu açıklamayı yaptı: "61 yılsonra dahi, bü- tün emperyalisrJer ve onlann işbirtikçüe- ri>1e irticacı yobazlann. 2. cumhuriyetçi- lerve mandacılann Atatürk'e saldırmala- n. Atatürk'ün yaşadığımn, yaşatridığuun bir kanırjdır. Önun kurduğu Cumhuri- yet'e sahip çıkmak hepimizin görevidir." MHP II Başkanı M. Fatih Zorba da "Bugün hâlâ ortaya koyduğu fikirlerin tam manasıy la anlaşıldıği ve toplum ola- rak içimize sindirildiği konusunda tered- dütlerimiz var. Bugün hâlâ o apaçık. dunı lisanıyla, o paıiak ve berrak zekâsıyla söy- lediği söderi kendi küçük beyinlerinde iş- lerine geldiği gibi yorumlamaya çalışanlar var. \apılacak tekşey, her icraatta onun fi- kirierini kendimize rehber edinmektir" görüşünü vurguladı. Atatürk'ün ölümünün 61. yılı nedeniy- le Mustafa Kemal Derneği'nce (MKD) yapılan açıklamada, her hamle ve yükse- lişte Atatürk'ün var olması, Atatürk'ün düne değil yannlara seslenmesi nedeniy- le, gelen her yeni kuşağın onu daha iyi ta- nıyacağı ve anlayacağı belirtildı. MKD açıklamasında Atatürk'ün gençliğı ve Si- lahlı Kuvvetleri'nin, devletimızin. Cum- huriyetünizin ve geleceğimizın tek güven- cesı olduğunu vurgulayarak "Aaaz Ata- türk, her geçen gün seni daha çok yücehi- yor ve daha çok anyoruz. Bugüne dek ol- duğu gibi bundan böyle de büyük miUeti- mizin tek ve gerçek önderisin" denildi. Atatürk'ün asil yüzünü en son görme şansı ALPTEKİN CEBE Yaşam kervanmda bılmç ve irade insan- lan ne denlı yönlendırirse yönlendirsin, ba- zı tesadüfler, mantığı altûst eden sonuçlar da getirebiliyor. Olaylan ve durumlan yo- rumlarken elbette o günün, hatta o zamanın şartlannı düşünmek. buna göre irdelernek, yanılgılan en aza ındirir. Yirmi bir-yirmı iki yaşlannda bir gencin millı hislerle kabaran heyecan ve bulundu- ğu o atmosferden kaynaklanan davranımı, bugün yanı 45 yıl sonra göriintüye alındı- ğmda, yaklaşım veya analizler farklı olabi- lir. Fakat, o yaşlarda beş-on saniye içinde yüreğime acı yükleyen, ancak tüm Türkle- rin Ata'sı, yeryüzünün dahı mümtaz sima- sı, asil çehreli Mustafa Kemal Atatürk'ün yüzünü en son görme şansımı yakaladığım için hiç pişman değil, aksine son derece mutluyum. Evet 10 Kasım 1953 tarihinde Anıtka- bir'de mozolenin tam altındaki köşegenli odada ebedi istirahatgâhında topraga tevdi edilen büyük önder Mustafa Kemal Atatür- kümüzün yüzünü gören birkaç kişiden bi- risi olmanm heyecan ve mutluluğunu yaşı- yorum. Okısacık 57 yıllıkbirömre, asırlarca ya- pılamayan, cesaretdahi edilemeyen, günde- me dahi getirilemeyen, medeniyetin gerek- tirdiği tüm gerekleri getirmış ve çözmüş, dehaya sahip bir asker olarak ınançh silah arkadaşlanyla paramparça edilmek istenen vatanı kurtarmış. dâhi birsiyasetçi olarak da Türk devletınin ebedi varlığını kesinlikle sağlamıştır... Asil çehresini en son defa gör- mek. yaşantım boyunca hafızama ve benli- ğime yerleştirmek sadece bir görüntüdür. Fakat, o yıl içinde kaybettiğim babam, Atatürk'ün bir silah arkadaşı ve daima tüm hareket ve savaşlarda çok yakınındaki bir- liklerdebulunmuşbirteğmen. Çocukluğum ve yirmi yaşma kadarki yaşantım da ba- bamdan istiklal savaşlannın en gerçeğini, fedakâr Türk milletinin şahlanışmı, yakı- nında bulunmaktan onur duyduğu Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlannın gerçek özellik ve vatanperverliklerinin boyutlannı, sonraki yıllarda devrimlerin dünyanın hiç- birülkesinde halkınasevdirip benimsetecek boyutlarda olamadığını ve olamayacağmı daima dinlemişimdir. Yıl 1953, Iskenderun 39. Tüm. 48. P. Alay 'da altı ay asteğmenlık ve son altı ay da teğmenlik hizmetimi tamamlamış, teğinen resmi üniformamı giymenin son günleri içinde Ankara'dayım. Günlerden 10 Kasım 1953. Ve sah! Yağışsız. ılık, yan güneşli bir sonbahar gününün sabah saatlen. Gerçekten elde olmayan bazı tesadüfle- rin oluşması insan yaşantısmı günlük veya yaşam bo>xı etkiliyor.. Ankara-Ulus'ta otelden sabah saatlerin- de çıkmış, cadde üstündeki büfelerin biri- sinde ayaküstü kahvaltı yapmış, Ulus Mey- danı'na yöneldiğım anda, kalabalık insan- lann bir andabulunduklan yerde donup kal- dıklannı hissettim... Başlar Sıhhiye-Çankaya yönüne çevrildi- ğinde, L'lus'un uzantısı olan anacaddenin Gençlik Parkı kısmından tüm Harbiyelile- rin, subay ve generallerin arasmda top ara- bası üstünde bayrağımıza sanlı Atatürkü- müz son yolculuğunda ebedi istirahatgâhı- na tevdi edilmek üzere Etnografya Müze- si'nden getiriliyordu... Yollar boyunca mahşeri birkalabalık An- kara'yı, Türkiye'yi ayağa kaldırmışU. Inşası yıllar süren .Anıtkabir tamamlan- mış, bu anlamlı günde Atatürkürnüz geçici istirahatgâhı olan Etnograrv'a Muzesi'nden alınıp. muhteşem bir törenle ebedi istıra- hatgâhma göturülüyordu... Saatler ve kalpler durmuş gibiydi. Ve ben büyük Ata'yı Ulus'ta karşıladım. Kendimi bir anda çok muntazam ve di- siplinli tören birliğinin içinde buldum. Teğ- men rütbesiyle ve çokgenç olmam nedeniy - le sanınm görevli sanıldım... Büyük önde- nmızm "naçiz bedeni" gerçekten "toprak olmak", toprağa \ erilmek üzere. vatanı mi- rasbıraktığı ">TirttaşJan" ve "silah arkadaş- lan" ile yannın vatan bekçısı subay ordusu "Harbijelilerin" meydana getirdiği kortej içinde, top arabası üstünde Ankara-Ulus Meydanı'ndan geçmekteydi... Kendimi ya görevli saydım veya o andan itibaren öyle sanıldım!.. Çünkü, o yıl ıçm- de kaybettiğim asker kökenli babamdan. kendimi bildiğim andan itibaren Mustafa Kemal Atatürk'le birlikte, bırliklerinde na- sıl çalıştığını, nasıl savaştıklannı, vatanı hep birlikte nasıl kurtardıklannı, en yakın silah arkadaşlannın nasıl cephede şehit düştüğü- nü. yaşarcasına çok kez dinlemış. Ata- türk'ün kim olduğunu ilk defa babamdan öğrenmişimdir. Babamın en büyük mirası ise halen evimin en kıymetli köşesinde bu- lunan istiklal madah/as! ve onun beratıdır. Işte yaşanan gerçek rüyanın. yaşanan gerçeği başhyor... Anıtkabir'de yapılan törenin hemen ar- dından. yanılmıyorsam bir manga kadaras- ker. çeşitli rütbeden. yine yanılmıyorsam hepsi benden çok büyük yedi-sekiz kadar subay (bir kısmı sanınm general) ve orta yaşlı din görevlisi bir hoca ve aralanna na- sıl girdiğimi bugün dahi hatırlama imkâ- nım olmayan 21 -22 yaşın verdiği tığ gibi de- likanlılıkİa ve teğmen rütbesiyle ben, aske- rinden en üst generaline kadar müthiş bir heyecan ve görev bilinci içinde en son hiz- met işlevini yapar ve tamamlamak üzere olurken, genç bir teğmenin de orada görev dışı olduğu sanınm akla gelemezdi... Bu kutsal görev bilinci içinde, en son gö- revi yapmak üzere, mozolenin hemen he- men altında bulunan yüksek tavanlı ve kö- şegenli. Atamızın ebedi istirahatgâhında- yız... Odanın orta yennde dinsel kurallara uygun olarak toprak zemın, birtabutun yer- leşeceği büyüklükte kazılıp hazırlanmış, çı- kan toprak da boylu boyunca bir tarafta bu- lunuyordu.. Sessiz, sakin ve tarihı bir işlev tamamlan- mak üzereydi...Hemen başucunda dmsel iş- levini yapan hoca bulunuyordu, siyah cüp- pesi ve çok muntazam göriintüsüyle... Nasıl oldu bilmiyorum, belki de önce- den hocaya öyle talimat verilmişti; hoca, bembeyaz kefen içinde boylu boyunca du- ran o yüce varlığın sadece çehresi görüne- cek şekilde yüzünü açtı.. Kişisel olarak. kendimi unutmuş, o tari- hin en yüce, insanlığjn en medeni ve 57 yıl- lık ömre, onlarcaasnn başedilmeyen sorun- lannı bu kısacık zaman içinde yapan ve ta- mamlayan insanıyla, daha dün gibi çehre- siyle karşı karşıya bulunmanm bütünleş- mesiyle ve burada bulunmanın, Atatürk ate- şiyle kavrulmanın inanılması güç aleviyle, bilmem kaç saniye yüz yüze kalmışük... Hocanm beş-on saniyelik bu tespitinden sonrayüceönder, her fani gıbi toprağaveril- di... Bu anm en yakınında, hemen başucun- da hoca, birkaç subay ve ben vardım. Fakat geçen zaman içinde medeniyetin ışığı, kararlı, haklı ve attığı her adımı mantıkh bir zemine oturttuğunu gördüğüm Mustafa Ke- mal Atatürk'ün gözlerimle gördüğüm o müthiş etkileyici çehresiyle nasıl bütünlük içinde olduğuna tanık olmayı, bir faninin şans olayı olarak düşünmüşümdür... Elbet her canlı ölür ve ölecektir. Fakat, sonaermekteolanasnmızda değil, gelecek onlarca asır içinde bile medeniyet ufkunun sönmez bİT güneşi gibi doğan ve yaşayan Atatürk'ün, sadece Türk milletine değil, insanlığın yaşam evresi içinde tüm in- sanlara çizdiği yol er geç vazgeçilmez bir rehber olacaktır... Çünkü o dâhi insanın, vatanını ve u- lusunu kurtanrken bıle, insanlığa bıraktığı miras, medeniyet ve banş çizgisidir... Varlığımızın en büyük teminatı, o bırakılan büyük mirasa şaşmaz kararlılıkla sahip olmaktır. Fikir ve o müthiş çehre yapısıyla büyük önder, ulusundan emin. toprağında rahat olacaktır, eminim... Çünkü, inanıyorum, inanıyoruz, mirası emin ellerde... ORHAN BİRGİT Mustafa Kemal TÜPkiyesi Kürşat Bumin, Yunanın bir yangın yerine çevirip, Müslüman Türk kızlannın "harimi ismet"me göz dik- tiği Izmir'i kurtaran ordulann başkomutanı için, kerrt- te Gazi, Atakent, Kemal Paşa, Mustafa Kemal gibi mahalle ya da cadde isimlerinin niçin konulduğunu anlayamadığını kumaz bir işportacı bilmişliği içinde, cuma gecesi "afv"nin Siyaset Meydanı'nda soaıp duaıycxtlu. . 12 Eylülcülerin, gerçek Mustafa Kemalci drhadık- lan halde satt Atatürkçülük ticareti yuzünden önlöri- ne gelen yere büst kondurduklan dönemlerde, sev- gilı Nadir Nadi'nin "Ben Atatürkçü değilim" özde- yişini kitaplaştırarak ötmezleştirmesini bir yana bıra- karak, 61 yıl önce kaybertiğimiz Gazi Mustafa Ke- mal'in, bize neler verdiğini, numaracı cumhuriyetçi- lere bir kez daha yinelemek için 10 Kasım'lar en el- verişli günler olmalıdır. Dünkü "Düz Yazı"6a son günlerde bir kez daha elimden bırakmadığımı söylediğim "Çankaya"sında Falih Rrfkı krtabına adını verdiği bu Ankara mahal- lesinde, bir kış günü ziyareti için gittiği Ruşen Eş- ref'in evinde kar yağdığı için iki gün bir yere kımıl- dayamadıklannı anlatır. O günden bugüne, eğrisi doğrusu ile "Hangi Tür- kiye'deyiz" sorusunun yanıtını bir de sevgili arkada- şım Oktay Ekşi'nin geçen yıl ekim ayında Lozan'ın 75. yıldönümü nedeniyle, antlaşmanın imzalandığı kentte yaptığı bir konuşmadan özetlemeliyım. Falih Rrfkı'nın sözünü ettiği yıl, 1927 Ankarası'dır O yılın Turkiyesi'nin tüm nüfusunun 13 milyon 562 bin olduğunu söylüyor Oktay. "Bunun" diyor, "yüzde 52 'si kadın, yüzde 42 'sı er- kek. Çünkü savaşlarda erkekler erimiş. Özellikle20- 60 yaş arasmda durum biraz daha olumsuz. Bir er- keğe 824 kadın düşüyor...""... Nüfusun ancak yüz- de on buçuğu okuma-yazma biliyor. Yaniyüzde dok- sanı kör cahil". Oktay'ın Lozan konuşmasını dinlemeyi sürdürelim: "... Bugün 77bin öğrencisi olan Istanbul Üniver- sitesi'nde, 1923-1924 ders yılında 185'ika 1903'ü erkek olmak üzere 2 bin 88 öğrenci var" Oktay, bu- nun tüm Türkiye'deki yükseköğrenim gören öğren- ci sayısı olduğunun da altını çizmiş ve eklemiş: "1998'deülkedeki 77üniversitedeki öğrenci toplam sayısının 1 milyon 405 bin olduğunu söylersem, 75 yılda nereden nereye geldiğimızi daha iyi anlanz." O tarihte toplam 307 öğretim elemanı vaımış. Ge- çen yıl bu sayı 56 bin 326 olmuş. 1923'te ilkokula gi- denlerin sayısı 336 bin, 1998'de sadece ilköğretim öğrencilerinin sayısı 11 milyonu aşıyor. Kendisini Isviçreli bılim ve sryaset adamlannın da dinlediği o Lozan konuşmasında, sevgili dostum, rakamlann sıkıcılığını anımsatarak bir başka Türkıye resmi çizmiş. Ben çizilen o resmi, dünyanın sayılı aydınlanma- ctlannın en başında gelen Mustafa Kemal'in gerçek- leştirdiklerinin çok somut bir ömeği olarak değerlen- direrek kadınlanmıza armağan etmek istiyorum: "Modern Türkiye'nin ilk siyasi partisinin 9 Eylül 1923'te kurulan CHP olduğunu düşünürüz. Oysa ilk siyasi partiyi CHP'den yaklaşık iki ay önce, yani 23 Haziran 1923 tarihinde kadınlar kurmuştu..." Konuşmacı, Atatürk Türkiyesi'ndeki kadın öğretim elemanlannın toplam içindeki payının yüzde 34 ol- duğunu söylüyor ve bu oranın Fransa (42). Alman- ya (29), Japonya (22) ve Isviçre'den (13) fazla oldu- ğunu belirtiyor. Sonra Atatürk Turkiyesi'nin, bizim numaracılann bugün türban, yann olanak bulurlarsa "alıştıra alış- tıra" kara çarşaf içinde görmekten tedirginlik duyma- dıkları meslek kadınlan için saptadığı rakamlan ve- riyor. "Bugün herüç öğretmenden biri, herbeş avukat- tan bin ve her altı doktordan biri Türkiye'de kadın- dır. Bu rakamlar gelışmiş ülkelerdeki genel ortala- madan yüksektir." Bu iflah olmaz Atatürk cumhuriyetçilerinin. 1930- 39 yıllan arasmda ülke sanayisinde büyüme hızını, sabit fiyatlaria ortalama yüzde 11.6 yaptıklannı Prof. Korkut Boratav anlatır. Aynı yıllarda tanmdakı bü- yüme hızı yine Boratav'a göre yüzde 8.5, mrlli gelir- deki artış hızı ise yüzde 6.8'dir. Ekrem Pakdemirli de Türk ekonomisinde 1923- 1990 arasındakı gayri safi milli hasıladaki ortalama artışı yüzde 8.1 olarak hesaplıyor. Kimi sağ, kimi sol eğilimli her kesimden bilim adamlannın verdiği bu sayısal değerlendirmeler, 1919'lann işgal altmdaki Turkiyesi'nin, 1923'ten, ya- ni Cumhuriyef ten sonra nerelere geldiğini kanıtla- mıyor mu? Her fırsatta hepimizin de yinelediği bir gerçeği, Ekim 1998 Lozan konuşmasında Oktay Ekşi de anımsatmış ve şayet 1950'de iktidara gelen Demok- rat Parti önce Halkevleri'ni, daha sonra da Köy Ens- titüleri'ni kapatmamışolsaydı, bugünün Turkiyesi'nin hangi aşamalara ulaşmış olacağını, izleyiciterinin id- raklerine bırakmış. • • • Evet öyle oldu. Hiçbiruyanyakulakvermeden, cuma gecesi Prof. Dr. Sina Akşin'in de rakamlarla yinelediği gibi, 400'den fazla Halkevi'ni ve 4 bini aşkın Halkodası'nı kapatmaktan, 1954'te de Köy Enstitüleri'nin kapıla- nna kilit asmaktan vazgeçmediler. Tüm bunlan aslında "aydınlanma çağı"n\ başlatan adamı, yani Atatürk'ü sevmenin bir ibadet olduğu- nu da söyleyerek yaptılar, yaptırttılar. Aslında, bir yandan ezanı Arapça okuturken, öte yandan dönemin ilk politik tarikatı olan Ticanilerin şeyhi Kemal Pilavoğlu'nun arkasını sıvazlıyor, büst- lerin "birerput" anımsatması olduğu için kınlmasına sessizce göz yumuyorlardı. Bir yandan da kapatılan Halkevleri ve odalan ile o Köy Enstitüleri'nin, ülkeye komünistlik getimne amaçlı birer şer yuvası olduğunu anlatmak için köy köy dolaşıyoriardı. Hay Allah! Şimdi birdenbire nereden ve niçin anımsadım bilemiyorum? Dünkü yazımda da söylemiştim ya. Ben o yıllarda Ankara'da askerlik görevimi yapıyordum diye. Eksik olmasın. Ulus gazetesinden hem kapı yol- daşım, hem arkadaşım olan Sevgili Çetin Altan beni bir akşamüstü Kurtuluş'taki evlerine götürmüştü. Bir yandan zarif eşi rahmetli Keriman'ın ikram ettik- lerini atıştınyor, öte yandan bizim konuşmalanmızı haşanca oyunlan ile kesmekten zevk alan küçük Ah- met'in, evin tuvaletinin duvarianna odun kömürü ile "komünist babal" yazdığını gülerek anlatan Çetin'in tatlı söyleşilerini dinliyorduk. Çetin'in oğullannın daha bacak kadarken birer hız- lı liberal ve antidevrimci olacağını o yıllarda elbette tahmin edemezdim. Faks: 0212 677 07 62 E-Mail: ortıan.birgitıa do.net.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle