Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
Taziye Defterinden: Çelik Ezişçi: Sonsuz üzüntülüyüm. Ama bir o kadar da kararlı
ve azimliyim. Yplunuz yolumuz, sözünüz özümüz, yazınız gözümüz olacaktır ^ \
\Siz bizhııle yaşayacaksımz'Tutuklu aileleri adına Süleyman
Turan, Süreyya Kesgin: Bu defteri tu-
tuklu aileleri adına yazar ve imzalar-
ken sizi katledenlerin mutlaka bulu-
nacak ve hesabı sorulacak diyecek
konumda değilız. Ancak şunu biliyo-
ruz, Uğur Mumcu, Muammer Ak-
soy'u kimler katlettiyse, Ulucan-
lar'daki katliamı kimler yaptıysa, Su-
surluk"ta kimler vardıysa sizi de on-
lann katlettiğine inanıyoruz. Susur-
luk'un, Ulucanlar'ın. Aksoylar'ın,
Mumcu'lann katillerinden ve sizi kat-
ledenlerden hesap sorulamayacağına
inanıyoruz. Onun için size rahat uyu-
yun diyemiyoruz. Şimdi sıra kimde
diye sorarken; Cumhuriyet ailesine
başsağlığı diliyor, tüm aydın, demok-
rat, devrimciyim diyenlere; SUSMA
SUSTUKÇA SIRA SANA GELE-
CEK diyor ve biz SUSMUYORUZ!
Okurlarınızdan Fatma Uyanık:
Cumhuriyet ailesine, aydınlık bilimin
ışığında kaybettiğiniz yazarlannıza
başsağlığı diliyor. Düşün adamlannı
yok ederek karanlık emellerine ulaş-
mak isteyenlere, biz okurlannız ülke-
mizı genci düşünceye bırakmayaca-
ğız.
Gönül Ipçi (Ayrancı Lısesi ticaret
meslek derslen öğretmeni): Yüreği
ışıl ışıl Atatürk ve insan sevgisiyle
dolu olan; laik. demokrat, çağdaş, Ke-
malıst. aydın, güzel insan. sevgili ağa-
beyimiz, hocamız, Sayın Taner Kış-
lalı'ya yapılan hain saldınyı. şiddet-
le kınıyorum... Cumhuriyet ailesine
ve tüm sevenlerine bassağlığı diliyo-
rum.. Kocaman yürekli. canım ağabe-
yim. Sizleri Cumhuriyet gazetesinde-
ki o güzel, aydınlık Türkçenizle yaz-
dıgınız. gerçekleri yansıtan yazılan-
nızla tanıdım. Yudum yudum okudu-
ğum yazılannızı, bundan sonra artık
okuyamayacağım.. Çünkü siz yoksu-
nuz!.. Fakat ben ve ailem ve sizleri se-
venleriniz tarafından her zaman
anımsanacak ve hiç unutulmayacak-
sınız...Bizleregösterdiğinizyoldade-
vam edeceğiz... Acım sonsuz... Üzün-
tümü ifade etmekte zorlanıyorum..
Nur ıçinde yatın!.. Her zaman sizi ör-
nek aldım ve hep alacağım.. Sizleri
seviyorum. Tüm Cumhuriyet ailesini
çok seviyorum.
Ali Akuzun (Em. Alb.): Atatürkçü,
laik, demokrat. çağdaş ve aydın Tür-
kiyemizin yılmaz kalemşörü Sayın
Kışlalı'yı rahmetle anar. ailesine,
Cumhuriyet gazetesi mensuplanna ve
Türk milletine bassağlığı dilerim.
Cumhuriyetimiz 76 yaşına girmiş ko-
ca bir çınardır. Karanlık- güçler seni
haince ve kalleşçe katletmekle bu çı-
nann sadece ve sadece bir dalını kes-
tiler. O caniler şunu iyi bilmelidirler
ki kesilen daldan daha nice nice cum-
huriyet bekçisi Kışlalılar, Mumcular,
Emeçler. Ipekçiler, Üçoklar ve Ak-
soylar filizlenecektir. Sen rahat uyu.
Cumhuriyet şehidimiz.
Ali Rıza Koç (Em. Öğrt.): Cumhu-
riyet (gazete), cumhuriyetin (yönetim
biçimi) okuludur. Cumhuriyet çalı-
şanları bu okulun öğretmenleridir;
okurlan ise (bizler) bu okulun öğren-
cilenyızî Cumhuriyet okulunun öğ-
retmenlerinden birinin (Sn. Kışla-
h'nın) haince öldürülmesi herkes ka-
dar beni de (bu okulun bir öğrencisi
olarak) çok çok üzdü. Bu üzüntüm
devam eylese de. öteki öğretmenleri-
min Sn. Kışlalı 'nınyokluğunuhisset-
tirmeyecekleri umudum sağlamdır;
tamdır. Ancak. Cumhuriyet gazetesi-
ni okumadaıv'okuyamadan yaşadığım
günlerin üzüntüsü bu üzüntüden az
değıldir. Bir başka öğretmenimiz için,
böyle bir yazı yazmamak dileğiyle
değerli Kışlalı'yı içımizde yaşataca-
ğımızı dost da düşman da iyi bilsin.
Cezmi Orhan (Ressam): llerici
güçlere karşı sistemleşen bu can kı-
yımlannı kınıyorum. Aslında bunlar
faili meçhul değil, faili meşguldür.
Bu kıy ımlann tarihin tozlu sayfalan-
na kanşmasının yolu bu us yitiminin
yolu. noksansız uygarlaşmak, bir do-
ğa varlığı olmaktan çıkıp bir bilinç
varlığı olmakla olasıdır. Bunun bir
toplumda doğal ve insani bir temelle
gerçekleşmesinin yolu ise ülkü ve a-
maç birliği olan kuşaklann yetişmesi
ile olur. Bir devlet hem özgür. çokses-
li cumhuriyet çocuğu yetiştirmek id-
diasında hem de kendi varhğını orta-
dan kaldırmak üzere, başka kuşaklar
yetiştiriyor olamaz. llla Tevhid-i Ted-
risat, illa Eğitim Birliği.
Çelik Ezişçi: Sizinle İstanbul Üni-
versitesı'nde benim de konuk oldu-
ğum bir sempozyumda tanışmış ve
bir kez daha hayran olmuştum. Son-
suz üzüntülüyüm. Ama bir o kadar da
kararlı ve azimliyim. Yolunuz yolu-
muz. sözünüz özümüz, yazınız gözü-
müz olacaktır. Siz bizimle yaşayacak-
sınız.
SemihOzay(Avukat): Sevgili Kış-
lalı için hepimizin başı sağolsun. Şid-
det! Önlenmeli?! Nasıl olursa olsun
önlenmeli.
Selahattin Yiğit (Öğrenci): Sevgili
Kışlalı, mücadeleni yüreğimizde ya-
şatacağız. Öldüğünü kimse düşünme-
sin. Bizimle birlıkte yaşayacaksın.
Fatma S. Yüksek (Yeni Şafak mu-
habiri): Prof. Dr. Ahmet Taner Kışla-
h'dan 10 yıl önce BYYO'da "Siyaset
Bilimi" ve "Siyasal Düşünceler Tari-
hl" derslerini aldım. Bence O'nun
Türkiye'yi temsil eden bir kimliği
vardı. Yani, dünyayı iyi tanıyan bir
aydındı, ama ulusçuydu. Içten bir
inanmıştı ama laikliğin ödünsüz savu-
nucusuydu. O'nu katletmeye karar
verenlerin kendileri açısından "çok
doğnıbirhedef seçtiklerine inanıyo-
rum.
Ali Ekber Ertürk (Sabah gazetesi):
Hocam, hoşgörüne sığınarak söylü-
yorum, herhalde sizi katledenler de
'meçhul' kalacak. Öğrencin ve seve-
nin olarak anın önünde saygıyla eği-
liyorum.
Hüseyin Karakuş: Sevgili Kışlalı,
çağdaş gelişim sürecındeki yolun zor
olduğunu bizden daha iyi biliyordu-
nuz. Bir de mevcut yapıyı ve kokuş-
muşluğu isteseydiniz kaleminizi ikin-
ci söylediğimden yana seçerdiniz. A-
ma siz zor olanı seçtiniz. Sizin yolu-
nuzda da yürüyecek insanlarçoğaldı.
Epeyce insanian aydınlattınız. Yolu-
nuz açık olsun. Rahat uyu.
Necmiye Kunı (Em. Öğrt., Şair):
BlR BULUT HAVALANIYOR.. Bir
bulut havalanıyor/Ankara semalann-
dan/Ağıdı dünyayı tutmuş./Bomba ile
avlanmış günahsız/Kolu kanadı kop-
muş paramparça/Kahpece vurulmuş
bir KUŞ. Bir bulut/llkeli, kararlı/Yo-
bazlığın üstüne/Aydın düşüncelerle
yağmaya hazır olduğu unutul-
muş./Bir tanesinin yok oluşun-
dan/Milyonlarcası doğmuş Atatürk-
çü/Laik. İnsan gibi insan olma tutku-
sundan/Bir bulut havalanıyor/Yurdu-
mun semalanndan elele/Bütünleş-
miş/llkelerle yoğrulmuş. "Rahat
uyu".
sağlamıştır. Sizin aydınlık yolunuz-
dan, asla ödün vermeden ilerleyece-
giz.
Ferihan Menendiz: Değerli Hoca-
mız, yiğit insan, acılanmız her geçen
gün artarken bir yenisi daha eklendi.
Bizleri acıya boğanlar kendileri de acı
çeksinler diyemiyorum. Çünkü bizler
acı çektirmeyi istemeyen çağdaş dün-
yanın insanlanyız. Değerli aydınlan-
mızın bizlerden kopanlması bizleri
derinden yaralıyor. Asla yılmayaca-
ğız. Kara yobazlara, insanlık düşman-
lanna, can alıcı, kan emici canilere
ne söylesem bilemiyorum. Biz sizle-
ri özleyeceğiz. Ama bayrağınızı hep
dik tutacağız. Yaşasın aydınlık Türki-
ye için canını siper edenler. Yaşasın
bağımsız, özgür, çağdaş TURKİYE.
Söyleyecek çok şey var. Fakat hiçbi-
ri deftere dökmekle bitmez... Sizleri
hep yüreğimizde yaşatıp, ışığınızla
ülkemizi yannlara taşıyacağız. Bu bi-
zim boynumuzun borcu. Rahat uyu
yiğit insan, yürekli KEMALtST...
Kadriye Karakuş: Canım Hocam
seni çok özleyeceğim. Bir tanem se-
ni kaybetmedik, hep içimizde yaşaya-
caksın. Sen bizim bir ışığımız ve gü-
vencemizsin. tnşallah bundan sonra
hiç kimseyi kaybetmeyiz. Seni hiç
unutmayacağım. Sen benim içimde-
ki ışıksın. Hiçbir zaman sönmeyecek-
sin.
Ruhi Atak: Sayın Hocam. sen rahat
uyu. Bir zamanlar Cumhuriyet gaze-
tesi okuyanlan sürüyorlardı. Yılma-
dık, yıldıramazlar. Cumhuriyeti bu
hale getirenler utansm. Bu olaylar
1950'de başlar. Fakat ne yaparlarsa
yapsınlar biz Cumhuriyeti yaşataca-
son halka sevgili Kışlalı olur. Ulusal
onurumuzun simgesi dünya üzerinde
kimliğimizin, bireysel özgürlüğümü-
zün güvencesi olan cumhuriyetimi-
zin yetiştirdiği yeni kuşaklar onun yo-
lunu takip edeceklerdir. Cumhuriyet-
çi demokrat insan Kışlalı tüm ışıklar
içinde kabrinde rahat uyu. senin saç-
tığın aydınlıklar orman oluyor. Ata-
türkçüler, senin verdiğin ışıklarla se-
nin yolundan devam edeceklerdir.
Cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin,
Türk devTİmcilerinin, onu sevenlerin
ve tüm ulusumuzun başı sağolsun.
Ali Kubin (Eğitim-Sen Silifke Şu-
besi Başkanı): Ahmet Taner Kışlalı,
bilimci siyasetçi ve gazeteci kimliği
ile demokrasi savunuculuğu ile tanı-
nan bir isimdi. Bu saldın toplumda
kaos ve karmaşa yaratarak bundan
sosyal ve siyasal sonuçlar elde etme-
yi amaçlayan kirli ellerin işidir. Ve
amacı açıktır. Halkj sindirmek, insan-
lan susturmak, kısacası toplumu tero-
rize etmektir. Ahmet Taner Kışlalı 'ya
yapılan bu insanlık dışı saldınyı nef-
retle kınıyor, demokrasiden yana olan
herkese, bilim dünyasına, basın ca-
miasına bassağlığı diliyorum.
MehmetGökten(Silifke ADD üye-
si): Bugün güçlü, onurlu kalemleri-
mizden birini daha içimize gömdük.
Atatürk'ün yılmaz bekçilerinden bi-
rini daha uğurladık. Gazeteci demek.
yüreği, kalemi güçlü kişi demektır.
Teror ise yüreğe, beyne, kültüre gerek
duymayan cani demektir. Ruhun şad
olsun yürekli insan. O bayrağı bırak-
tığın yerden ileriye götüreceğiz.
Bekir Onuk (Öğretmen): Şiddet
kimden gelirse gelsin, kime yönelik
çağdaş düşünen, Atatürk ilkelerinden
ödün vermeyen, tıpkı bir Muammer
Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu
gibi güzel insan, toplumu aydınlatma
görevini en iyi yapan bir bilim adamı
ve yazar. Sizlerin topluma verdiği il-
keler ve aydınlanmayı çağdışı insan-
lann yok etme arzulan söndüremeye-
cektir. Üzüntümüz sonsuz.
Yaşar Öztürk (Gazeteci): Sevgili
Ahmet Taner Kışlalı, ölümlerde bir
araya gelmek ne kadar acı. Yeni bir
yüzyılın eşiğinde toplumlann en çok
gereksinim duyduğu bilım-düşün in-
sanlanmızı birbiri ardınca yitiriyoruz.
Üzücü olan senin ölümüne de alışa-
cağız. Güzel olan ne varsa kopanyor-
lar. "O güzel insanlaro güzel aüarabt-
nip gidiyorlar" diyor Çukurova'nın
destancısı Yaşar Kemal. Sizleri o gü-
zel atlarla yolculayamadık. En verim-
li çağınızda yitirdik. Umudumuzuyi-
tirmiyoruz. Biliyoruz ki Ahmet Ta-
ner Kışlalı da böyle isterdi. Ne diyor
büyük şair A. Kadir: "Umudumuzun
çiçekleri çocuklar".
Mehmet Köse (Emekli öğretmen):
Değerli hocam Ahmet Taner Kışlalı.
Siz ölmediniz. Ölmeyeceksiniz. Ke-
malizm yolunda ebediyete kadar ya-
şatacağız. Bu yolda ölmek var ama
dönmek yok. Yolumuzdan dönmeye-
ceğimize namus sözü veriyoruz. Ya-
şama hakkmızı elinizden alanlara en
iyi yanıt, sizi sizin yüriidüğünüz yol-
da ebediyete götürmektir. Bu görevi
yapmaya bir kere daha ant içiyorum.
Göksel Bütün (Öğretmen): Ata-
türkçü düşüncenin laik ve demokrat
Türkiye Cumhuriyeti'nin savunucusu
değerli bilim adamı Ahmet Taner Kış-
Okurlanmız,
(
Uğur Mumcu, Muammer Aksoy'u kimler katlettiyse, Ulucanlar'daki katliamı kimler
yaptıysa, Susurhık'ta kimler vardıysa sizi de onlann katlettiğine inanıyoruz' diyor.
Fatma FıratTopcuoğlu: Çok sevgi-
li Kışlalı, veda etmek zor, bu şekilde
veda etmek bin kez daha zor. Çok de-
rin bir hüzün yaşıyoruz. Cumhuriyet
ailesinin ve Atatürkçü laik demokrat
tüm Türk aydınlannın başı sağolsun.
Hüseyin Vahdi Ertan: Muhterem
Ahmet Taner Kışlalı'ya kalkan eller
kınlsın. Eşi, yavrulan, sevenleri sağ-
olsun. Vatan sağolsun, millet sağ ol-
sun. Tüm Atatürkçüler sağolsun.
Prof. Erinç Yeldan (Bilkent Üniv.
Ekonomi Böl. Bşk.): Değerli bilim
insani, seni aramızdan ayırdığını sa-
nan karanlık çeteler amaçlanna ula-
şamayacakJar. Senin ve senden önce-
ki onlarca, yüzlerce devrim şehidinin
ışığı hep kalbimizde yaşayacak. Son-
suz saygılanmızla.
Şahin Ergûney (Kültür-Sen Basın
Halkla Ilişkıler Sek.): Cumhuriyet il-
kelerinin inançlı savunucusu, aydın
bilim adamı, eski Kültür Bakanımız
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'ya ar-
tık herkesin bildiği, ama bir türlü ya-
kalanamayan gerici ve karanlık güç-
lerce yapıldığı malum, kalleşçe saldı-
nyı lanetliyoruz. Bağımsız, demokrat
ve çağdaş bir cumhuriyet mücadele-
mizden asla VAZGEÇMEYECE-
ĞİZ.
Şenol Kotan (Ankara CUMOK):
Karanhktan korkmaktansa mum yak-
mayı tercih ederim. Senin ışığında yo-
lumuza de\r
am edeceğiz.
Süheyla Yılmaz: Sn. A. Taner Kış-
lalı, sizin ve sizden önceki gerçek Ke-
maİist aydınlann katli; Türkiye'nin
aydmlanma sürecini durduramayaca-
ğı gibi, Türk halkınm aydmlanma kar-
şıtı düşmanlan ile mücadelesinde,
toplumsal bilincin ivme kazanmasını
ğız. Saygılar.
Söke Güzeltepe köyünden. Hüse-
yin Kaya: Sn. Ahmet Taner Kışlalı,
cumhuriyetin ve demokrasinin yolun-
dan yürüyenler sizi unutmayacak. Ay-
dınlık karanlığı mutlaka yenecektir.
Bûıgül ve Atagün Kâmiloğiu: Sev-
gili Ahmet Taner Kışlalı, onurlu ve
yürekli bir şekilde savunduğun aydın-
lık yannlan, yüreklere umut ve güven
veren yüzündeki aydınlığı da katarak,
sonsuza kadar çoğaltarak yaşataca-
ğız.
Kaime-Hüsevin-Leyla-Cem- Emre:
Sayılan artık çok azalan böyle güzel
"insan gibi bir insaıTın kaybmdan do-
layı acımız çok büyük. İyi ki vardınız.
İyi ki sizi tanıdık. Bunun sevincini ve
onurunu hep içimizde taşıyacağız. Si-
zi çok seviyoruz.
Ahmet Taner Kışlalı için Silifke?
de
demokratik kitle örgütlerinin imzaya
açtığı defterden notlar
Yüksel Bütün (Göksu Vakfi tl Baş-
kanı): Hiçbir şeye yanmasam bilim
adamına. yazar çizerlere, yarattıkJan
ile sanatın tüm dallanna insanoğluna
ışık tutan yol gösteren sanatçının ölü-
müne yananm. Ab-ı hayat bulsaydım
önce onlara sunardım. Anadolu ay-
dınlanmasının büyük bir öncüsü,
Prof. Dr. A. Taner Kışlab'yı suikast
sonucu yitirdik. Şair babanın dediği
gibi "Kerem gjbL.. yana yana / Ben
yanmasam / Sen yanmasan / Nasıl çı-
kar karanlıklar aydınUğa" kör inanç
ve cehaletle mücadele sürüyor. Bay-
rak yere düşmeyecek!
Mahmut ÜnaJ (ADD Silifke Şube-
si Başkanı): Umanz karanlık canava-
nn aydınlık güneşimizden kopardığı
olursa olsun şiddetle ve esefle kınan-
ması ve lanetlenmesi gereken bir ol-
gudur. Kınıyorum. Umanm, bu ve da-
ha önceki cinayetlerin failleri tez za-
manda bulunur ve arkasındaki güçler
açığa çıkanlır.
Fevzi Soner (Öğretmen): Onursuz-
luğun kolgezmekte olduğu şu ülkede
onurunu yaşamanın her saniyesinde
koruyup onur mücadelesinde en başı
çeken Atatürkçülüğün yılmaz savu-
nucusu Ahmet Taner Kışlalı öğretme-
nimize Tann'dan rahmet dilerim. Ru-
hu şad olsun.
AliÇakmak (Öğretmen): Atatürk-
çülüğün yılmaz savunucusu Ahmet
Taner Kışlalı'yı kaybetmenin derin
üzüntüsü içindeyiz. Faili meçhul cina-
yetlerin failleri bulunmadığı sürece
bu tür cinayetlerin son bulacağı konu-
sunda karamsanm. Sevenlenne bas-
sağlığı diliyorum.
HalukErtaş(Avukat): Demokratik
laik cumhuriyetin ve Atatürk ilkele-
rinin ödünsüz savunucusu Prof. Dr.
Ahmet Taner Kışlah'nın acımasızca
öldürülmesine elbette üzülüyoruz.
Ancak bir Ahmet Taner Kışlalı öldü-
rülür, binlerce Ahmet Taner Kışlalı
dirilir. Ahmet Taner Kışlalı'nın tem-
sil ettiği düşünceyi öldüımeye kimse-
nin gücü yetmeyecektir. Kör inanç sa-
hipleri asla!
Estna Yılmaz(Hemşire): Sayın Ah-
met Taner Kışlalı'nın kendisini kay-
bettik. Ama onun Atatürk ilke ve in-
kılaplanna olan inancını. laik. de-
mokratik düşüncelerini asla kaybettir-
meyeceğiz. Hepimizin, tüm ulusumu-
zun başı sağolsun.
Nail Trak (Avukat): Ahmet Taner
Kışlalı cumhuriyetçi. laik, demokrat.
lalı'yı katleden hainler bilmelidir ki
bu tür cinayetler Kemalistlerin üze-
rindeki ölü toprağını atarak Atatürk-
çü düşünce yolunda daha da kararlı
bir şekilde yürümelerini sağlayacak-
tır. Katillerin bir an önce bulunması-
nı ve yapanın yanına kâr kalmaması-
nı istiyorum.
Songül Saydam (Öğretmen): Yıllar
önce Bilge Karasu, bir yazısında
"Öltnlerin ardından yaşandığını,
ölenle ölünmediğini herkes bir gün öğ-
renir. Ama eksilerek, azalarak, sakat-
lanarak, bir yeri koparak yaşandığı-
nı'' sözlerini yazmıştı. Her güzel in-
sanm yitiminde bu sözleri anımsıyo-
rum. Acımasızhk ve sevgisizliğe kur-
ban verdiğimiz Ahmet Taner Kışlalı,
"Siyasal Çatışma ve Uzlaşma' adlı ya-
pıtında Şıddete Dayalı Araçlar ve
Yöntemler başlığı altında incelediği
terorizmin hedefi oldu. Kışlalı, tero-
rizmin kendisi gibi "masum kurban-
lara" zarar verdiğini yazmıştı. Yazı-
sının sonunda da, "Son olarak şunu
söyleyebiliriz: Terorizm giderek top-
lumdaki demokratik üetişim kanalla-
nnı ükar ve bir kutuplaşmaya neden
olur. Mantığuı değil duyguların öne
çıktığı böyle bir ortamda geniş kitleler
genellikle devletin yanında yer alır ve
'en sert önlemler'in destekçisi olur.
Bu koşullar -özellikle demokrasi
deneyimi az olan toplumlarda-' baskı
rejimlerinin oluşmasma çok elveriş-
lidir'" diyerek sanki bizleri uyarmış-
tı. Ahmet Taner Kışlalı'nın kılıcı
kalem. kalkanı sevgiydi.
SÜRECEK
GLOBALPOLÎKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Ah! Nerde 0 Eski
Dostluklar! •*•
Bir süredir görüşmediğiniz bir arkadaşınızla ak-
şam yemeği yiyorsunuz bir lokantada. Once âdet
olduğu üzere havadan, sudan, aile, çoluk çocuk
üzerine konuşuluyor. Sonra gece ilerier, boşalan ka-
dehlerin sayısı giderek artarken, söz dönüp dolaşıp
her ikinizin meslek yaşamına geliyor. "Nerede çalı-
şıyorsun?", "Ne yapıyorsun?" vb. Bir aşamada ar-
kadaşınız, cebinden matbu bir kâğrt çıkanp size
uzatıyor ve utana sıkıla "Yanlış anlama ama" diye-
rek bir şeyler anlatarak, kibarca bunu imzalamanızı
istiyor. Içkiden ve günün yorgunluğundan olacak,
önce hemen anlamıyorsunuz. Sonra durumu kav-
rayıp "Hiç önemli değil takma kafana" deyip, siz de
cebinizden benzer bir kâğrt çıkanp imzalaması için
arkadaşınıza uzatıyorsunuz. Ne siz ne de arkadaşı-
nız gizli ajan filan değilsiniz, ama yine de "masada
konuşulanlan üçüncü şahıslara açıklamayacağını-
zı" taahhüt ettiğinize ilişkin belgeleri imzalıyor, cep-
lerinize koyup, içiniz rahat, sohbetinize devam edi-
yorsunuz.
Bu küçük hikâye size çok mu garip geldi? Gel-
mesin. Wall Street Journal'ın aktardığına göre, son
yıllarda, bu tür "Non Disclosure Agreement"\ara
(NDA) akşam yemeklerinde, düğünlerde, hatta bar-
larda giderek çok daha fazla rastlanılmaya başlan-
mış. Bu uygulama ilk önce "Slicon Valley" (ABD'de
bilgisayar endüstrisinin araştınma-geliştinne mer-
kezi olan bölge) çalışanlan arasında ortaya çıkmış,
giderek iş çevrelerinde yayılmaya başlamış. Bugü-
ne kadar, 50 eyalette çeşrtli davalarda hâkimler bu
anlaşmalann geçerliliğini tanımışlar. Yüksek tekno-
loji alanında danışmanlık yapan Mark Macgilliv-
ray'e göre bugün, artık, NDA kâğrtlan, cebinızde
taşımanız gereken, araba anahtan, kredi kartı gibi
krrtik malzemeler listesinin içine girmiş durumda
(WSJ 5-6/11).
Bir taraftan, piyasada ayakta kalmak, şirketlerin
hisse senetlerinin düzeyini korumak zoriaştıkça, di-
ğer taraftan, bilgisayar, iletişim, uydu, Intemet vb.
teknolojisi alanında, yeni buluşlar, yeni yönetim tek-
niklerinin gelişmesi hızlandıkça, şirketlerin birbirle-
rine karşı marjinal üstünlüklerte rekabet ettikleri bir
ortamda, en ufak bir bilgi kınntısının önemi artıyor.
Bilgiyi denetlemek, hatta neyin, kimin işine, ne za-
man, nasıl yarayacağını kestirmek de giderek zor-
laştıkça paranoya yaygınlaşıyor, salt şirketin üretim
bilgilerini korumak yetmiyor, belli ki artık bütün bir
akşam yemeği boyunca yapılan konuşmanın tümü-
nü denetim attına almak gerekiyor. Dostunuz, sizin
bilginizi size karşı kullanmaya aday potensiyel ra-
kip, hattagammaz olarak karşınıza çıkıyor. O zaman
gelsin NDA. Artık, akrabalannıza, eşinize imzalattı-
ğınız bir belge olarak NDA, NetScape yönetimin-
den Kent VValker'in ifadesiyle. "ortaçağda kullanı-
lan mumlu mührün 21. yüzyıldaki karşılığı" adeta.
Kimileri ellerinde onlarca NDA biriktiriyorlar ve böy-
lece kendilerini daha bir güvenlikte hissediyorlar.
Sanınm tüm bunlan, bilgi işlem ve iletişim tekno-
lojisi alanında yaşanan "teknolojik devrim" süreci-
nin insan ilişkileri üzerindeki kimi etkileri bağlamm-
da değerlendırebiliriz. Değertendirebiliriz, ama şu
paradoksu da görmezden gelemeyiz: İletişim ve bil-
gi işlem teknolojisindeki "devrim" piyasa ilişkileriy-
le birleşince, kimi "iyimseherin" beklediği gibi açık-
lık, özgürlük, bilgi-demokrasisi getirmiyor. Bireyin bi-
reyle kıyasıya rekabet içinde olduğu, "itin iti yedi-
ği", "herkesin yalnız öldüğü", "her koyunun kendi
bacağından asıldığı" bu dünyada, dayanışma ve
dostluklann yerini, paranoyak ilişkiler ve bunlann
getirdiği, bundan böyle günlük yaşamın en özel ve
hatta "banal" alanlanna kadar sızan yasal kontrat-
lar alıyor. Ne kadar ilginç değil mi?
Işin aslına bakarsanız, bu yukanda aktardığım iliş-
kiler ne o kadar ilginç ne de sanıldığı kadar yeni. Ba-
kınız, Thomas Hobbes 1651 'de yayımlanan Levi-
athan isimli kitabında, yeni şekillenmekte olan ana-
malcı toplumun yarattığı insan cinsi üzerine ne ya-
zıyor: "Eğer alışveriş için bir araya gelmişseniz her
insan diğen ile değil onun işiyle ilgilenir. Eğer bir
mevkiye atanmanız söz konusuysa, o zaman piya-
sada ortaya çıkan, bu sınırlı, gerçek sevgiden da-
ha çok kıskançlığa dayanan dostluklar dahi unutu-
lur. Hatta birsürü siyasi fraksiyon ortaya çıkar, ama
iyi niyet asla! Eğereğlenmek, iyi vakit geçirmek söz
konusuysa, insanlar diğer insanlann eksikliklerine,
içine düştükleri utandıncı durumlara gülerier. Böy-
le toplantılarda, orada olmayanlar hakkında dedi-
kodu yapılır, bütün yaşamlan, davranıslan, sözleri
irdelenir, yargılanır ve mahkûm edilir. Orada olan-
lardan biri aynlsa o da hemen bunlardan nasibini
alır." (1968 basımı, Citt: II, Sf. 2-3, ben serbestçe çe-
virdim.)
Işte piyasa ilişkilerinin insani bu. Rekabetçi, bir-
birine düşman, kuşkucu, dedikoducu ve parano-
yak. Bunun üstüne, şeylerin yanı sıra bilginin de
meta olduğu bir ilişkiler ağı, bilginin üretimini, dola-
şımını hızlandıran yeni birteknoloji ekleyin. Thomas
Hobbes'un betimlediği insan türünün ilk tepkisi, bil-
giyi serbestçe dolaştırmak, bir dayanışma içinde
toplumsal çıkar için kullanmak, toplumsal özgür-
lüklerin genişlemesi için çabalamak değil, hemen
kâr-zarar endeksi içinde denetlemek, sahiplenmek,
kimseye kaptırmamak için tedbir almaya girişmek
oluyor. Bilgi çağı denen şey, neden farklı, önceki dö-
nemlerden farklı bir sonuç yaratsın, insan mal değil
de bilgi alıp satmaya başladı diye? Anamalct eko-
nomik yaşamın temel kurallan, "hakikati", 1600'ler-
den bu yana değişmemiş olduktan sonra.
Kışlalı elestirisi
'Hükümet Meclis'i
bilgilendirıneli' 4
ANKARA(Curahuriyet
Bürosu)-TBMM Başkan-
vekili Murat Sökmenoğlu,
gazetemiz yazan Ahmet
Taner Kışiah'nın katlınden
sonra hükümetin Meclis'i
bilgilendirmemesini eleş-
tirdi. Sökmenoğlu.İçişlen
Bakanı Sadettin Tantanı,
Meclis'i bilgilendirmeye
çağırdı.
TBMM Genel Kuru-
lu'nda, Kışlalı cinayetiyle
ilgili söz alan MHP Malat-
ya Milletvekili Naıruk Ha-
kan Durhan'ın konuşma-
sından önce açıklama ya-
pan Sökmenoğlu, cinaye-
tin üzerinden bunca zaman
geçmesine karşın, hükü-
metin hiçbir şekilde Mec-
lis'i bilgilendirmemesinin
büyük eksiklik olduğunu
vurguladı. Sökmenoğlu,
bu konuda genel göriişme
açılmasını istedi.
Kışlalı cinayetiyle ilgili
gündem dışı söz alan Dur-
han ise ulkenin terör soru-
nundan kurtanlması için
mutlaka güç birliği yapıl-
ması gerektiğıni belirtti.