13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKİM 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hukukçular Aktaş'la ilgili sorunların sözleşmenin şeklinden kaynaklanmadığına işaret ediyorlar 6 Yenideıı görev alamaz 9 HACERGEMİCİ Danıştay tdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun yürütmeyi durdurma karan gereğinct yönetimine el konulan Aktaş. umudunu Enerji Bakanlığı ıle yaptığı ye- ni sözleşmeve bağlarken, hukukçular Ak- taş'ın yenıden görev lendirilmesinın mümkün olmadiğını ileri sürüyorlar. Enerji Bakanlığı ve Aktaş arasında ya- pılan ve halen onay ıçın Danıştay da bek- leyen yeni görevlendırrne sözleşmesinin imzalanması durumunda Enerji Bakanı ve anlaşmada imzası bulunan bürokratlar CEDAŞ yönetimi 'Çok yetmde btkarar 9 İZMÎR(AA)-Gediz Elektrik AŞ(GE- DAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Ba- kioğlu. Aktaş Elektrik Ticaret AŞ'nin yönetimine el konulmasının çok yerin- de bir karar olduğunu belirterek "Karar, 1991 yılında vapılan yetkilendirmelerin ne kadar hatalı oMuğiuıun da bir göster- gesidir" dedi. Bakioglu. Izmir elektrik dağıtımı. üre- nmi ve iletiminden SENKOM'un görev- lı olduğu ve hisselennin yüzde 45'ini GEDAŞ'a devretme önerisini yönetim kuruluna götüremeyeceğini dile getire- rek şu görüşleri sa\Tindu: "SENKOM'un, hissesinin yüzde 45'i- ni bize devretmeye hazır olduğunu açık- laması, GEDAŞ'ın yüzde 55"ini istemesi anlamını taşıyor. SENKOM, bilmediği- miz ve bizim açımızdan muvazaalı bir şirkettir. Böyle bir teklifi yönetim kuru- luna sunamam bile. Ancak bu uzlaşma adımlan basm kanabyla değü, bir masa etrafında oturularak atıimalıdır. Ben SENKOM'un açıklamalannın ardından şirkete gün boy u telefon actım. ancak mu- hatap bulamadun. telefonuma yanıt ver- ınedüer. Uzlaşma çağrılarında samimi iseler benj aranıalannı beküyorum." SENKOM'un uzlaşmada teklif ettiği •yûzde'45 hissesiriîrFGEDAŞ'a satîTma- sına sıcak bakmadıklannı kaydeden Ba- kioğlu, "Teklife sıcak bakmamamıza rağmen, uzlaşma yolunda adım atılmış olması bizi sevindirdi*" diye konuştu. SENKOM ve GEDAŞ yönetim kurul- lannın bir araya gelerek, uzlaşma ve bir- leşme konusunda ciddi adımlar atılması gerektiğini ıfade eden Bakioglu, "Hatta istiyorlarsa her iki şirketin dc yönetim kurulu başkanlan bu topiantıya katüma- sm. Diğeryönetim kurulu üyeleri bir ara- ya gelsin ve rasyonel bir sonuca ulaşüsın" dedi. Bakioglu, iki şirketin bir araya ge- lerek uzlaşmasının ardından anlaşmaya son şeklinin \erilmesi konusunda Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan da yardım alabileceklerini kaydetti. Bakioglu. Enerji \e Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümerin Danış- tay' ın verdiği yürütmeyi durdurma kara- nna uyarak, Aktaş Elektrik Ticaret AŞ'nin yönetimine el koymasını çok ye- rinde birkararolarak değerlendirdi. "Bu kararın ardından 1991 yılında yapılan yetkilendirmelerin bir kez daha gözden geçirilmesi şart oldu" diyen Cem Baki- oglu. şöyle devam etti: "Bu karar, 1991 yıhnda elektrik dagı- tımmın özelleştirilmesi konusunda yapı- lan yetkilendirrneJerin yanJışlannı orta- ya koyuyor. Bu durumun ortaya çıkma- sryla bu tarihte yapılan tüm görevlendir- meter bir kere daha gözden geçirilmeli- dir." hakkında suç duyurusundu bulunacakla- rını belirten Elektrik Mühendisleri Oda- sı avukatlanndan Ha>ati Küçük, "Danış- tay'ın verdiği yürütmeyi durdurma kara- n sözleşmenin şekline yönelik değikü. Da- nıştay bu şirketin doğrudan dogruya gü- venilir olmadığuıa, kamu yaranna uygun davTanmadığına karar verdi. Bu nedenle bu şirketie yeni sözleşmeye onay vermek bir tarafa, yapüacak bir ihaleye dahi bu şirket alınmamalı" dedi. Istanbul'un Anadolu yakasında tüketi- cilerin bitmeyen şikâyetlerine rağmen yıl- lardır elektrik dağıtımını üstlenen Aktaş ise Enerji Bakanlığı ile yaptığı yeni söz- leşmenin sonucunu bekliyor. Eski TEK Genel Müdürii Behçet Yücel Danıştay'ın diğer bölgelerin devrinı onayladığını, Ak- taş'ı da onaylamak zorundaolduğunu öne süriip, "Danıştay herkese evetderken Ak- taş'a hayu- diyemez" derken, hukukçular Aktaş'la ilgili ortaya çıkan sorunların söz- leşmenin şeklinden kaynaklanmadığına işaret ediyorlar. Avukat Küçük, Idari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun gerekçeli karannda 8 Ağustos 1997'de hazırlanan Başbakanhk Teftiş Kurulu raporuna gönderme yapıl- dığını anımsatarak, şunlan söyledi: "Kararda 'Başbakanhk Teftiş Kuru- lu'nca düzenlenen raporda belirtilen usul- süzlükler ve aksaklıklar gözönüne alındı- ğında 2 Ocak 1997 tarihinde .Aktaş ile imzalanan görev verme sözleşmesinin kamu yaranna aykın olduğu, bu nedenle anılan sözleşmeye ilişkin idari işlemin yürütülmesinin durdurulması gerektiği düşünülmüştür' deniliyor. Yani bu şirke- tin çalışması kamu yararı açısmdan sa- kıncabdır." Danıştay 10. Dairesi'nin tdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun yürütmeyi durdurma karannı iptal etmesi durumun- da temyiz haklannın bulunduğunu da kaydeden Küçük, Aktaş ile Enerji Bakan- lığı hakkında imzalanan sözleşmenin Da- nıştay tarafindan onaylanması durumun- da kurumun kendi kendisiyle çelişeceği- ne dikkat çekti. "Yeni sözlesme olursa Enerji Bakanlığı hakkında suç duyuru- sunda bulunaca^zvetazminatdavas aça- cağn" diyen Küçük, 10 yıldır Aktaş'ın usulsüz uygulamalan ile bunalan Anado- lu yakası sakinlerinin bu dertten kurtul- ması ve artık TEDAŞ'ın devTeye girme- si gerektiğini kaydetti. ANKARA (CummıriyetBürosn) -Elektrik Mühendisleri Oda- sı (EMO), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nm Aktaş Elekt- rik AŞ'nin yönetimine el koymasmın yeterli olmadığıru. yetkisi- nin iptal edilerek dağjhmın devlet tarafindan yeniden üstlenilme- si gerektiğini bildirdi. Enerji Yapı Yol-Sen Genel Başkanı Cen- giz FaydaİL Aktaş'ta yaşanan sıkıntılan engelleyecek tekbir mad- denin bile yeni sözleşmelerde yer almadığına dikkat çekerken "lnsao unsunımı tamamen devre dtşı bırakan: sadece kân. para- yı esas alan bir yaklaşım var. Dağıbm şirketieri insan unsurunu umıtmuşiardırn değerlendirmesini yaptı. EMO Yönetim Kurulu Üyesi Srtla Çtğdem, Aktaş Elektrik'üı tüzel bir kişilik olduğuna işaret ederek "Yürütme durduruiunca şirketin el çektirilmesi, işleminin ortadan kaldınhnası lazun. Yapürmış olduğu işi. TEDAŞ'ın oradaki kendi birimi kanabyla yapması gerekir. Yofcsa yönetim kuruluna atama yaparak de- ğfl" dedi. Kamu tştetmecıliğini Geliştirme Merkezi ise POAŞ ve TÜRKBANK ihalelerinde yaşanan şaibeli bağiantılar canhlığınj korurken Aktaş'ın yeniden gündeme gelmesinin özel- leştırmeler konusunda yapılan eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu kanıtladığmı vurguladı. Bakanlar Kurulu karan ile 1979 yılmdan son- ra Anadolu yakasında elektrik dağmm. ıletim ve tıcareti ile görevlendirilen Aktaş'la ilgili aradan geçen süre içinde sayısız davalar açıldı. suç du- yunılannda bulunuldu. Aktaş'ın hukuka aykın uygulamalan ve haksız kazancı ile ilgili ilk res- mi rapor 24 Mart 1992 Yüksek Denetleme Ku- rulu tarafindan ele almdı. Bu raporu 25 Temmuz 1994 Başbakanlık Tef- tiş Kurulu Raporu izlerken Aktaş 8 yıl boyunca sözleşmesiz ve hukuka aykın olarak Anadolu ya- kasında faaliyet gösterdi. 1993 yıhnda halka açılan Aktaş'ın usulsüz işlemleri ile ilgili Sermaye Pi- yasası Denetleme Kurulu da iki rapor hazırladı. Biri 21 Kasun 1994, diğeri 26 Haziran 1995 tarihinde hazırlanan raporlann ardından son olarak 8 Ağus- tos 1997 tarihinde hazırlanan Başbakanlık Teftiş Kunilu Raporu'nda da Ak- taş'ın kamu çıkarlannı nasıl hiçe saydığı geniş bir şekilde yer aldı. EMO, elektrik dağıtım şebekelerinin satışmın durdurulmasmı istedi 'Yönetime el koyma karan ğeciklf • Elektrik Mühendisleri Odası Istanbul Şube Başkanı Alaattin Anahtarcı, Aktaş yönetimine el konulmasını gecikmiş bir karar olarak nitelerken, tüm dağıtım şebekeleri ve enerji santrallannın satışının durdurulmasmı istedi. lstanbul Haber Servisi - TMMOB Elektnk Mühendisleri Odası (EMO) ls- tanbul Şube Başkanı Alaattin Anahtar- cı, Aktaş örneğinde olduğu gibi tüm da- ğıtım şebekeleri ve enerji santrallannın satışının derhal durdurulmasmı istedi. Aktaş'a el koymanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in söylediğı gibi geçıci olmaması ve dağı- tım şebekelerinin özel şirketlere devre- dilmemesi gerektiğini söyleyen Anah- tarcı, TEAŞ ve TEDAŞ'ın parça parça satılması yerine, iyileşririlerek özerkleş- tirilmesi gerektiğini vurguladı. Alaattin Anahtarcı. Enerji Yapı Yol- Sen lstanbul Şubesi ve Tes-tş tstanbul 1 No'lu Şubesi ile ortaklaşa düzenledıği basın toplantısında, Anadolu yakasında elektrik dağıtıma yapan Aktaş Elektrik AŞ'nin yönetimine el konulmasının ge- cikmiş bir karar olduğunu söyledi. Anahtarcı. Aktaş'takı olumsuz uygula- malann ayyuka çıkmasma karşın ülke- mizin yaklaşık olarak tüm enerji üretim, iletim ve dağıtım hatlannın uluslararası tekellere satıldığına dikkat çekti. Ersümer'in iki hükümette de yer al- masının gerekçesinin bu politıkalardakı uluslararası sermaye yanhsı kararlılığı olduğunu sa\ıınan Anahtarcı, "Uhıslara- rası Tahkim Yasası'nın, üzerinde tartaşı- lamaz bir gereklilik gibi lanse edilerek alelaeele yasalaşurümasııun asıl nedeni de enerji üzerine kurulan bu politikalar- du"" dedi. El koyma olayının geçici ol- maması gerektiğini vurgulayan Anah- tarcı. Anadolu yakası elektrik dağıtımı- nın kısa bir süre sonra yeni bir makyaj- la tekrar piyasaya çıkanlacağı inancın- da olduğunu savundu. 1991 yılından bu- EMO lstanbul Şubesi yöneticfleri bir basın toplanosı düzenleyerek Aktaş'ın yoisuzluklanndan örnekler verdi. güne kadar iktidara gelen tüm hükümet- lerin bu hukuksuz işlemi durdurmak ye- rine, yeni hukuksuzluklar kattığını ifade eden Anahtarcı, Aktaş'ın Başbakanlık Teftiş Kurulu raporlannda yer alan usul- süzlüklerinden şu örnekleri verdi: • lstanbul Anadolu yakasındaki elekt- nk kayıplan azalmamış, yüzde 8.5 "ten yüzde 16.28'eyükselmiştir. Oysayapı- lacak özelleştirmede bu kayıplann gide- nleceği iddia edilmişti. • Aktaş, tüketicilerden toplanması ge- reken reaktif enerji bedelini aboneler- den tahsil etmesine karşın TEAŞ'a bu bedelleri ödemeyerek haksız kazanç el- de etmiştir. • Aktaş, tesisat bağlama, saat açma- kapamada TEAŞ'm belirlediği tarifeler dışına çıkmış, tüketicilere fazla bedel ödettirilerek haksız kazanç elde etmiştir. • Aktaş, 8 yıldır bu dağıtım bölgesi- ne gerekli yatınmı yapmamış, kurduğu paravan şirketlerle yatınm yapmış gibi göstererek trilyonlarca lirayı kasasma aktarmıştır. • Aktaş yenilenen tesislerden sökü- len malzemeleri TEDAŞ'a teslim etme- miş, TEAŞ'a ödenmesi gereken birçok borç da ödenmediğinden davalar açıl- mış, TEAŞ'm trilyonlarca iiralık alaca- ğı bulunan davalardan çekilmesi anlaşı- lamamıştır. • Gerekli yatınmlar yapılmadığın- dan elektriğin kalitesi düşmüş, binlerce rüketicinin beyaz eşyasında anzalanma- lar meydana gehniştir. • 1996 yılmda 240 milyar İiralık bor- cun Marmara Bankaracılığıyla TEAŞ'a aktanldığı iddia edilmiş ve her nedense bu banka üç gün sonra iflas etmiş, sözü edilen para ödenmiş gibi kabul edilmiş- tir. • TEAŞ ve Aktaş arasında yapılan mahsuplaşma işlemi konuyla ilgisi ve uzmanlığı olmayan kişilerce yapılmış- tır. • Aktaş, göreve başlar başlamaz ça- lışanlann yansının işine son vermiş ve bunlann birçoğuna kıdem tazminan öde- memiştir. Oysa, özelleştirme yapılınca istihdam olanaklan artacaktı. ENERJt BAKANLIĞI MÜSTEŞARI YİĞİTGÜDEN tTÇürkiye Bakûpetrolü îçîii taviz veriyor' tstanbul Haber Servisi - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşan Doç. Yiırda- kul Yiğitgüden, Bakû-Ceyhan boru hattı ko- nusunda Türkjye'nin önündeki en önemli hu- susun. konsorsıyumdaki firmalann "3. ülke riski'' denilen Azerbaycan ve Gürcistan ris- kinin Türkiye tarafindan üstlenilmesinin is- tenmesi olduğunu bildirdi. Yiğitgüden, bu- nu, kabul edilebılir bulmadıklarını söyledi. Müsteşar Yurdakul Yiğitgüden, Istan- bul'da dün düzenlenen "ElektrikElektronik 99" fuannı açtı. Açılıştan sonra gazetecile- rin sorulannı yanıtlayan Yiğitgüden, Bakû- Ceyhan boru hattının inşası sırasında, Tür- kiye'nin elinde olmayan nedenlerle "Olası birgecikmenin maliyetini Tiirkiye taşısıa ce- zasını da Türkiye ödesin" talebınin kabul edi- lemez olduğunu belirtti. Geçen yıl 29 Ekim'de bölge devlet başkan- lannuı .Aİıkara dekJarasyonunda bu projeyi desteklediklerini belirttiklerini, ABD'nin şa- hit olarak imza koyduğunu hatırlatan Yiğit- güden şöyle devam etti: "Türkije olarak bu projeden para kazan- mak istemediğimizi, Türkjye'nin hedefleri- nin uzunvadeli olduğunudevamlı vurgulamış ve projeyi ekonomik açıdan fizibil hak geti- rebilmek içjn gerekli destek ve teşvUd verebi- leceğimizi söylemiştik. Bunlar, biraz tered- dütle karsılanıyordu, ama geçen dönem için- de herkes gördü ki, Türkiye \vrgisel teşvikle- ri \erdL Geçiş ücretieri konusunda çok cazip teklifler verdi. Kamulaşnrma için çok cazip sabit fi>at teklifi verdi." Projeyi ticari hale getirmek için Türki- ye'nin bütün gayretleri sarf ettiğini vurgula- yan Yiğitgüden, rakamlar üzerindeki pazar- lıklannanlaşılamayacakgibi olmadiğını söy- ledi. Müsteşar Yiğitgüden şunlan söyledi: "Ama karşımızda duran en önemli husus; Azerba> can tarafındaki firmalar. 3. ülke ris- ki dedigimiz Azerbaycan ve Gürcistan risld- nin Tiirkive tarafindan üstlenilmesini talep ediyorlar. Bunu kabul editebilir görmüyoruz." Yiğitgüden, anlaşmalann neticelendıril- mesi için bu konuda uluslararası standartla- ra göre bir yaklaşım beklediklerini, bu tak- dirde çok kısa zamanda anlaşmanın imzala- nabileceğini söyledi. Yiğitgüden, "Aksitak- dirdc uza>abiür. ama TürkıŞe'nin de çok faz- la bekJeyecek zamanı yok. Bizim de, ABD'nin de alternatif planlar üzerinde çalışmamız la- zun. Onun için sürarje bu görüşmelerin neti- ceye ulaşmasuu istiyonız" dedi. ekran teletextli tv HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Ah.. İyi Bir Diktatör! Dile kolay! En azından iki bin beş yüz yıllık bir düş bu. Eflatun'dan beri kimbilir kaç kez sayıklanmış: - Ah şöyle iyi bir diktatör bulsak da rahat etsek!.. Düşün resmileşmesi Generai Evren'le başladı. Ve 12 Eylül Anayasası, cumhurbaşkanının "ha- /cem'olmasını öngördü. Üniversite rektörlerinden yüksek yargıçlara kadar uzanan bir "tek seç/c/"lik çıktı ortaya. Sonuç? Cumhuriyet karşıtlannın yargıdaki oranı ve etki- si arttı. Üniversiteler içinde inanılmaz bir dinci ve ırkçı kadrolaşma oldu. Türk Dil ve Tarih kurumla- n başta olmak üzere, Atatürk'ün kurumlan bile bu yozlaşmadan nasibini aldı. Devrim tarihi dersJerini devrim düşmanlan verir oldu... Hadi şimdi temizleyebilirsen temızle! • • • Önceleri rahmetli Özal takmıştı kafaya, şimdi yerini Sayın Demirel aldı. Formül aynı formül: Hal- kın seçeceği, yetkileri arttırılmış bircumhurbaşka- nı. Artık "Evrenvari" yetkiler de yetmiyor. Bizi paklarsa ancak "yan başkanlık" paklarfj).. O da işleri daha berbat ederse, demokrasi içinde hiç "çare" tükenir mi? Ver elini "tam başkanlık"... 1924 Anayasası. Mustafa Kemal'in önerdiği, tüm pariamenter demokrasilerde var olan "veto" ve "fesih" yetkilerini bile vermemişti. Şimdi Ata- türk'ü aşmış olan(!) devlet adamlanmız, "seçilmiş krallar" olmayı hak ettiklerini düşünüyorlar. Geçenlerde Mümtaz Soysal anımsattı. 12 Ey- lül Anayasası hazırlanırken, Ankara Siyasal Bilgi- ler ve Hukuk fakülteleri ortak bir çalışma yapmış- tı. O çalışmada şu satırlar vardı: "Devlet başkanının güçlü olması için, hem halk- ça seçilmesini savunmak hem de partiler üstü ve yansız kalmasını istemek çelişkidir. Adaylar mut- laka birya da birkaç partinin desteğiyle ortaya çı- kacak, onlann etiketiyle kazanacaktır. Partamen- toda anlaşma, uzlaşma ve yakınlaşmalaria sağla- nacak bir seçimden çok farklı, belki kıran kırana ve iz bırakan bir kampanya olacaktır bu. Sonrası tarafsızlık olabilir mi?" Hele bir de "ikinci kez seçilmek" de söz konu- su ise! ••• ' Bir... İki turda halk tarafindan seçilmiş bir cum- hurbaşkanı, bizim gibi bir toplumda "uzlaşma" değil "kutuplaşma" yarat\r. İki... Fransa'da bile meclis çoğunluğu başka partilerden, cumhurbaşkanının desteği de başka partilerden olduğunda sorun doğuyor. Aynı durum bizde olsa sistem kilitlenir. Bizde halkın seçtiği, yetkileri artmış bir "başkan" geçmişte olsaydı ne olurdu? Daha önce de yazdım: Atatürk'ün ve Inönü'nün başkanlığı bir şey de- ğiştirmezdi. Evren.zatep "başkan" gibiydi, songç ortada. özal başkan olsaydı, Türkiye Körfez Savaşı'na girmiş ve de zarariarı kat Kat artmış olurdıu 1960'lann 70'lerin Demirel'inin başkanlığı ise, Cumhuriyetin temellerini kemiren yozlaşmayı çok daha çabuk bir şekilde çığnndan çıkarırdı. Ya Erbakan?.. Ya Çiller? Onlar da "bal gibi" güme giderdi. Sorumu yineliyorum. Ve "başkanlık" konusu "temcit pilavı" gibi her ciddi gündeme gelişinde de, bıkmadan yinelemek niyetindeyim: Türkiye'yi bugüne Menderes, Demirel, Evren, Özal, Çiller çizgisi getırdi. Uno kullanmayı beceremeyen sürücüye, siz hiç TIR emanet eder misiniz? Özelleştirıne Yasası Anayasa Mahkemesfnde ANKARA (AA) - Özelleştirme Kanunu'nun bazı madde- lerinin iptali istemiyle açılan davada. Devlet Bakanı Yüksel Yalova ile Özelleştirme tdaresi Başkanı Uğur Bayar ve Yar- dımcısı SaKh Taştan, Anayasa Mahkemesi hçyetine sözlü açıklamalarda bulundular. Erzurum Idare Mahkemesi'nin başvurusu üzerine, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalannm Düzenlenmesine ve Ba- zı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılma- sına Dair Yasası'mn 4232 sayılı yasa ile değiştinlen (B) ve (C) bentlerinin iptali istemiyle açılan davada, Yalova, Bayar ve Taştan, Yüksek Mahkeme üyelerine yasanın işleyişi hak- kında bilgi verdiler. Yalova' nın sunuş konuşmasının ardın- dan Bayar ve Taştan, iptali istenen maddeler üzerinde açık- lamalar yapü. Sözlü açıklama sırasında, heyet üyeleri tara- findan Bayar ve Taştan'a sorular da yöneltildi. Devlet Bakanı Yalova, sözlü açıklamalann tamamlanma- sının ardından Anayasa Mahkemesi'nden aynlırken gazete- cilere yaptığı açıklamada, Özelleştirme Kanunu'nun bazı hükümlerinin daha önce Anayasa Mahkemesi'nce iptal edil- diğini anımsatarak, son düzenlemenin, Yüksek Mahke- me"nin iptal gerekçelen doğrultusunda hazırlanarak yürür- lüğe konulduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi heyeti, bugünkü sözlü açıklamalan da değerlendirerek iptal istemini önümüzdeki günlerde so- nuçlandıracak. Bir iktisadi devlet teşekkülü olan Orman Crünleri Sanayii A.Ş.'ye (ORÜS) ait Şavşat lşletmesi, 155 bin ABD Dolan bedelle TALAŞ A.Ş. Ağaç Sanayii Turizm Seyahat Şirketi'ne saülınca, özelleştirilen şirkette çalışan ba- zı işçiler, ÖtB'nin bu karannın iptali ve yürütmenin durdu- rulması istemiyle Erzurum Idare Mahkemesi'ne dava açtı. Erzurum Idare Mahkemesi de, Anayasa"ya aykırıhk iddi- asıyla özelleştirme işlemine dayanak oluşturan yasa hüküm- lerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Erzurum Idare Mahkemesi'nin başvurusunda. 4046 sayı- lı yasanın 4232 sayılı yasa ile değiştirilen 18. maddesınin (B) ve (C) bentlerinin, Anayasa'nın yasama yetkisınin TBMM'ye ait olduğunu öngören 7. maddesine aykın olduğu ileri süriil- dü. Başvuruda aynca, Yüksek Mahkeme'nin, daha önce ben- zerhükümleri içeren düzenlemeleri iptal ettiği anımsatılarak, Anayasa'nın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi 'nin kararlannın yasama, yürütme ve yargı organlan ile idare ma- kamlannı ve özel ve tüzelkişilen bağladığı vurgulandı. Baş- vuruda, bu gerekçelerle söz konusu bentlerin Anayasa'nın bu maddesine de aykın olduğu savunuldu. 4046 sayılı Özelleştirme Yasası'nın 4232 sayılı yasa ile de- ğiştirilen 18. maddesınin (B) bendi, özelleştirme programı- na alınan kuruluşlann değer tespiti çalışmalannın, bu kanu- na göre oluşturulan değer tespit komisyonlan tarafindan yü- rütülmesini öngörüyor. Bent, değer tespit komisyonlannın teşkiJini. çalışmasını ve görevlerini de düzenliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle