22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç O Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya 0 Yazıişleri Müdürü. lbrahim Yüdız • Sorumlu Müdür. Fikret llkiz 9 Haber Merkezı Müdürü' Hakan Kar» # Görsel Yönetmen Fikret Eser Istihbarat: Cengiz Yüdınm • Ekonomi: Özlem Yûzak • Kültür: Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören # Duzeltme: Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğiu # Bügi-Belge: Edibe Buğra • Yuıt Habcrlen: Mebmet Faraç Yayın Kunılu: Uhan Selçuk (Başkan), OrfasB Erinç, Oktay Kurtböke. HiknHt Çetinkay», Şfikran Soner. lbr«him Yıldjz, Orhan Bursak, Musttfa Bafttıy, HakanKan. Ankara Temsücisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks:4195027#IzmırTemsılcİ5i:Serd*rKızık, H.ZiyaBlv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Faks: 4419117 • AdanaTemsücisi: Çetin Yiğenoğla, InönüCA 119 S. No:l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Mûdüra Üstön Akmen • Koordmator Ahmei Koruisajı 0 Muha- sebe Bütent Vener • iiare Höseyin GSrtr • Bilgı-Ulem Nail tnal • Bıİgı- sayar SısEm: Mirövet Çiler • Saaş FnfctKııa MEDYA C: • YöneBm Kunılu Başkanı - Genel Müdür GUMa Erduran O Koordinatör: Relu Ifitman • Genel MûdürYaıdnncuı: Sevda Çoban Tel. 514 07 53 - 5139580-513846M1,Faks 5138463 Yaumlatan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansl, Türkocagı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 !<îtanbul ^ 4 ^ X ^ 3 5 ^ Te ' ' ^ ' . a s ^ s ' www.cumhuriyet.com.tr 8EKİM1999 Imsak: 5 Oynayarak öğreten yeni bir yöntem uygulamaya başlatıldı Imsak:5.34 Güneş: 7.00 Ögle: 12.59 tkindi: 16.09 Akşam: 18.44 Yatsı: 20.05 llham kaynağı Londra'nn gpfliği • Haber Merkezi - City ve Spor olmak üzere iki ana temada gnıplanan Beymen Club. Sonbahar-Kış koleksiyonunda, sezonufl gözde rengi grinin ağırlığını ön plana çıkardı. Fotoğrafçı Kim Knott tarafindan görüntülenen kataloğun çekimleri, Londra'da bir hafta süren çalışmalar sonucunda gerçekleştirildi. Kadın koleksiyonunda şallar, lambswool ikili takımlar, her boyda etek ve elbiseler göze çarparken erkek giyiminde ise ceket içlerine giyilen trikolar, aynı renk ceket ve kravatlar, kemik tonlannda gabardin pantolonlar, kalın motifli dağ kazaklan öne çıktı. Zaptçıoğfcı'na odulubarışI STLrTTGART (ANKA) - Almanya'da her yıl çocuk ve gençlik kitaplanna verilen "Gustav Heinemann-Banş Ödülü'ne bu yıl Türk- Alman yazar Dilek Zaptçıoğlu layık görûldü. Stuttgart'ta bulunan Thienemann Yayınevi'nden yapılan açıklamaya göre ödiil Almanya doğumlu olan Zaptçıoğlu'na "Ay Yıldızlan Yiyor' adlı romaru nedeniyle verildi. 15 bin mark değerindeki ödülün bu ay Essen'de dûzertlenecek bir törenle sahibini bulacağı bildirildi. Söz konusu ödûl, her yıl "şiddetin nasıl oluştuğu ve nelere yol açtıgı konusunda bilgılendıren, insan haklan ve uzlaşmazlıklarla sivil alanda baş edümesı için çaba gösterilmesi konusunda cesaretlendiren" birkitaba veriliyor. MESAnırm şücayeti • İSTANBUL(AA)- Türkiye Musıki Eserıeri Sahipleri Meslek Birliği'nin (MESA.M) şıkâyeti üzerine Kral FM'm 5 yöneticisi hakkında, çeşitli söz yazarlannm ve bestecilerin eserlerini telif haklan ödenmeden kullanıldığı gerekçesiyle 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Iddianamede, söz konusu sanıklann, 5846 sayılı 'Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 72/4. maddesı gereğince 6 ay ile 1.5 yıl arasında hapis, 300 milyon ile 600 milyon lira arasında da ağır para cezasına çarptınlması isteniyor. Gordion Müzesi açılıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 'Avnıpa'da Yılın Müzesi' ödülüne aday gösterilen Gordion Müzesi, yann açılıyor. Kültur Bakanlığı'ndan yapılan yazıh açıklamaya göre, Polath'daki müzenin açılışını, Kültür Bakanı Istemihan Talay yapacak. Talay aynca, 11 Ekim'de Romanya-Bükreş'te gerçekleştirilecek 'Avrupa Bir Ortak Miras Kampanyasrnm Türkiye ayağını başlatacak. Bu kampanyada, Avrupa doğal ve kültürel mirastnın korunması, miras bilinciain geliştirilmesi ve kültürel çeşitliliğe saygı kapsammda hükümetler arasında kurulan işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Turner'e Siyahi MüzikÖdülü' • LONDRA(AA)-Pop müziğin 'babaannesi' Tina Tumer'a, siyahi müziğe yaşam boyunca yaptığı katkılardan dolayı ödül verildi. ingiHere'nin 1999 siyahi müzik ödülünü alan Tumer. ödül töreninde, "Siyahi müzık nihayet tanındf dedi. Yaklaşık 40 yıldır sahnelerde olan Turner, 1960'tanbuyana müzik yaptıgını ve bildiği kadanyla siyahi müziğin hiç bu şekilde ödüllendirilmediğini söyledi. Çocuk IJ-U enmeye doğar FİGENATALAY Istanbul'daki 10 çocuk yuvası, 'çocuklar öğren- meye doğar' sözünden ha- reketle, yeni bir yöntem uygulamaya başladı. Ken- di kendini denetlemeyi ve çocugu potansiyelinin en üstüne çıkarmayı amaçla- yan bu yuvalann yönetici- leri, kendilerine örnek ola- rak ABD'de uygulanan 'NAEYC Yönetmeliği'ni aldılar. ABD'de 25 yıl boyunca yuva yönettikten sonra ts- tanbul'da Yeni Adımlar Okulöncesi Oğrenim Mer- kezi'ni açan Figen Zanbak ile Sihirli Değnek Çocuk Klübünün yöneticisi Ner- gis Dökmeci. halen uygu- lanan SHÇEK Yönetme- liği'ndeki içerik eksikliği nedeniyle yeni bir arayışa girdiler. Amaç, hem ken- di kendilerini denetleye- rek. çocuklara daha kalite- li eğitim ve öğretim vermek Hedef katılımı sağlamak Yeni yönetmeliğe göre, öğretmen- ler, çocuklann gelişimdüzeylerine uy- gun aktiviteler, deneyler ve materyal- ler hazırlarlar. Çocuklann aktif olarak katılımiannı sağlarve onlara hitap ede- cek değişik gelişim alanlannda hedef- lerbelirlerier. Bu hedefler, şu madde- leri içennelidir: - Güven ve duygusal rahathk - Sosyal bilgi ve beceri - Soru sorma, yaratma ve deneme - lletişimi destekleme ve okuma be- cerisinin temellerini oluşturma - Fiziksel gelışimlerini destekleme - Dengeli beslenmeyi saglama - Yaratıcı düşünme ve ifade beceri- sini geliştirme - Diğer kültünteki insanlara saygı. hem de Kalite Güvence Belgesi almaktı. Çocuk- larla çalışmanın büyük bir sorumluluk gerektirdiğini. bakımın yanı sıra çocuğun öğrenim sürecine de gir- diğini bilmek gerektiğini vurgulayan Zanbak, ABD'dekı yuvalarda uy- gulanan 'NAEYC Yönet- meiiği'ni Türkiye koşulla- nna da uyarlayarak, çevir- diğini anlattı. Yönetmeli- ğin temelinin 'oynayarak öğrenme" olduğuna dikkat çeken Zanbak. "Çocukla- ra araç-gereç bolluğu için- de seçme hakkı sunulacak. Aile ile iliskikr çok önem- li. Anne- babaya,' çocuğu- nuzu ıstediğiniz zaman gör- me hakkımz var' denilme- U" dedi. Nergis Dökmeci, gönül- lü bir oluşum içinde bu- lunduklannı belirterek, şunlan söyledi: -İhtiyacı karşıla>an bir kaüte standardı >ok Bu yö- netmeük, Kalite Güvence Belgesi almaya bir adım. Kendi denetimimizi ken- dimizyapacağız. Yönetici- lere ve öğretmenlere ha- metiçi eğitim verifccek. ls- tanbullda 10yuvabuyöoet- meiiği uyguiaınakiçin baş- vurdu." tstanbul'daki 10 yuva- nın uygulamaya başlaya- cağı yeni yönetmelikte, ög- retmen- öğrenci ilişkileri- nin nasıl olması gerektiği şöyle anlatılıyor: 1- Öğretmenler çocuk- larla karşılıklı olarak sü- rekli iletişimdedir. Öğret- menlerin çocuğa sevgi ve saygı gösterme şekillen, gülumseme, dokunma, sa- nlmaveçocuklarlagözhi- Cinselliksağhksızyaşantyor _ İSTANBUL(ANKA)- lstanbul Ünivetsitesi Çapa Tıp Fakültesi Kon- sültasyon Liyezon Psikiyatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. SedatÖzkan, Türk toplumunda varolan ataerkil- liğin cinselliğin sağlıksız yaşanma- sına neden olduğunu bıldirdi. Prof. Dr. Sedat Özkan, abarülı ata- erkil (erkek egemen) anlayışın kadı- nın ve erkeğin kendilerini ve cinsel- liği yaşamalanna engel olduğuna dikkat çekti. Aşın ataerkil yaklaşı- mın kadını sevgıden bağımsız, cin- sel varlık olarak gördüğünü kayde- den Özkan, "Insandaki cinseDiğin en güzel yanı sevgi, değer verme ve yaratKitıkla oluşur. Cinsellik sevginin ifade tarzlanndan birisidir" dedi. Özkan, çocukluktan ıtibaren gerek- siz. anlamsız yanlış korku, kaygı ve bilgisizlik ile yetiştirilmenin birçok sıkıntı ve hastalığa yol açtığını be- lirtti. Cinselliğin sevgi ve paylaşım- la birlikte olmasının önemine deği- nen Özkan, şöyle konuştu: "Düşünsel, duygusal, sosyal alan- larda pa>laşım ne kadar iyîyse cin- seüik de o kadar keyifli olur. Aşk ve se\-girıin tekeşM olduğunu düşünöyo- rum. Türk toplumunda cinsellik bi- limsel açıdan masa>ıt yaünhnabdır. Gereksiz tabular kırümalı, kadını meta gibi gören ve kadınm künKğj- ne, birevseüigiııedeğer >ermeyenan- lay ış aşıunaİKhr." Ontario'da hükümet, nükleer enerjiyi özel sektöre satacak Enerjide özelleştiı-ıııe hız kazandı ALİKIŞLAK TORONTO - Kana- da'nın en büyük eyaleti Ontario'da, iktidardaki aşı- n sağ hükümet, daha ön- ce ABD'de hızlanan birgi- rişimi izleyerek. ilk adım- da 'Huron Gölü' kıyısın- daki'Bruce NükleerEner- ji Reaktörü'nü özel sek- töre satma karan aldı. Son 3 yıl içinde. ABD'de elektrik eneıjisi firmalan yanı sıra birçok nükleer enerji reaktörünü özelleş- tiren ve 'deregulation' yön- temiyle tüm enerji sektö- nînde devlet denetimini kaldıran yerel hükümetle- rin global bir eğilimi be- nimsediği bildirildi. Ontario eyalet hüküme- tine bağlı "Ontario Po>ver Generation Inc" adlı ku- rurru 'gelecekyıldan başla- jarak. eyalette 90yıkür sü- ren devlet tekeünin açık re- kabete dönüşecegini' \ur- guladı. Kanada'da nükleerener- ji sektörünü kamu adına denetlemekte olan sivil toplum kunıluşu 'Energy Proöe". 'nükleer enerji sek- töründeki özeHeştirrnenin tngiltere ve İskandinav üi- kelerinde de hızlandtğuıı' açıkladı. Öte yandan, ABD'de 'enerji ürettaninde başia- yan deregulation (devlet denetimi dışı) uygulama- ya karşın enerjiyi dağrtan hatlann denetimde kala- cağıvesektörgendindeçok yoğunbirvçnkknyapüan- ma yaşandıgı1 belirtiliyor. Enerji uzmanlan, tüm sektörde 'kapsamlı bir bir- leşme egjfiminin yandaş ka- a' dikkatı çektiler. BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? 'MUmSPRINC •Altemo'nun sağlıklı uykular için ürettiği Multispring yataklann Türkıye'de bir •( okjuğunu; • Muffispring'in % 81 daha fazla yay kuHanımry'la mega ortopediklik sağlayan bir sistem olduğunu; •Yaylam ISO 9000 standarttanna uygun. çeOk telden üretiküğir»: •HOyenlklği sağtamak için silikonıze elyaf. özel dokuma kumaş ve hava kapsûlleri kultanddığını biliyor muydunuz? A L F E M O î zasında konuşma tarzın- dadır. 2- öğretmenler çocukla- nn ihtiyaçlanm anında ya- nıtlar, çocuklann belırli ko- nularda fıkir yürütmeleri- ni sağlar, tecrübelerini pay- laşırlar. 3- Öğretmenler çocuk- laria konuşurken arkadaş- ça, pozitif ve kibar olma- lıdırlar. Öğretmenler çocuklar- la bireysel konuşmalar ya- parlar ve sorular sorarlar, çocuklann öneri ve düşün- celerini dinler ve yanıt ve- ririer. 4- öğretmenler tüm ço- cuklan din, dil, ırk gözet- meksizin eşit olarak sever ve sayarlar. Öğretmenler çocuklann kendi fiziksel özelliklerini tanımasını ve bunlarla banşık olmasını saglamalıdırlar. 5- Öğretmenler çocukla- nn gelişimsel bireysel ba- ğımsızhklanna saygı duy- malıdırlar. Öğretmenler ço- cuğun gelişim düzeyinde yapabileceklerini bilmelı, onlann yapabileceklerinin farkına varmasını sağla- malı ve bağımsız hareket etmelerini desteklemeli- dirler. 6- Öğretmenler çocukla- nn kendi sorumluluklannı üstlenmelerini sağlamalı ve öz denetimlerini gelış- tirmelidirler. 7- öğretmen hiçbir şekil- de fızflcsel şiddet kullanma- malı, küçük düşürecek ko- nuşmalar yapmamalı ve korkutucu disiplin şekille- ri kullanmamalıdır. 8- öğretmen, çocukla- nn içinde bulunduğu duy- gusal durumu anlayarak, onu rahatlatıcı şekilde ço- cuğa yaklaşmalıdır. SOYLEŞİ ATTİLAILHAN e-posta : tan @ prizma. net. tr CUMOK Tiyatro Kulübü 'nün ilk oyunu Cumhuriyet okuriannın (CUMOK) Tiyatro Kulübü tarafindan öncekd gece Tak- sim'deid Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde "Toprak Çömlek Hikâyesi" adlı tiyatro gösterisi gerçekleştirOdi Şair Turgut Uyar'm şiirierinden yoia çüölarak oiuşturu- lan oyunda, izleyenlere İsa Çelik'in fotoğraflanndan oluşan dia gösterisi de sunul- du. CUMOK Tiyatro Kuhıbü'nün sergüediği ilk tivatro etkinügi olan oyıında, Çav- lan Gencer, Fügen Kjvriamer, Hakan Flfizbay, Nestihan Öztutar, H. Eyiem Buhıt, Ayşen Daver ve Aysun Ügen adh ovııncular rol akh. (Fotoğraf: UGUR DEMİR) CAN YÜCEL'İN ŞtİRİ BAKANLIK KİTABINDA MEB, Türkçe dersinin ağırhğım arthrıyor EBRUTOKTAR ANKARA -Alan tercihine dayalı tek ba- samaklı sınav sistemine paralel olarak or- taöğretimde yeni düzenlemelere gidiliyor. Türkçe dersinin ağırlığını ve ders saatini art- tırmaya hazırlanan Müli Eğitim Bakanlı- ğı, ilk kez kompozisyon kitaplan hazırla- dı. Kitaba tüm politik baskılara karşın ün- lü şair Can Yücel'ın "Hayatta ben en çok babamı sevdmT şiiri ahnarak "yasakh şa- ir" anlayışına son verildi. Aktif öğrenci merkezlı bir anlayışla ha- zırlanan 21 ders programını daha tamam- lama aşamasına gelen Milli Eğitim Bakan- lığı, fen liselerindeki kaliteyi arttrrmak üze- re buradaki öğretmenlere 5 yıl içinde alan- lannda "yükseklisans" zorunluluğugetir- di. Gelecek yıl yaşama geçirilmek üzere or- taöğretim için hazırlıklan yapılan diğer de- ğişiklikler şöyle: • Öğrenciyi okuldan soğutmamak için devamsızlık süresi 90'dan 45'e ya da daha aşağıya çekilecek. • Sırufi geçmek için "tüm dersterden2J00 alma ya da zonınlu derslerin notu 2.00'den aşağı olmamak üzere tüm derslerin yıl so- nu aritmetik ortalamasının 2.00 olması" koşulu değiştirilecek. • Anadolu lisesi öğrencisinin sınıfını geçebibnesi için edebiyat ile zonınlu ede- biyat, fen ve matematık derslerinin yıl so- nu aritmetik ortalaması 3.5 olarak değişti- rildi. • Talim Terbiye Kurulu'nda eğitim araş- tırmalan enstitüsü kunılacak. ..iki IskemleArasına Oturmuş Gibiyiz!" 25/28 Anayasası, 'devrim anayasası': hem ra- dikal, hem eyiemci: 'Halkçılık Bildirgesi'ni ha- tırlamak, yeteri. Gâzi'nin Franstz Ihtilâl-i Kebi- ri'nden ilham aldığı, 'Söyiev ve Demeçteri'nde ka- yrtlıdır, Ismet Paşa'nın bu gerçeği, Fransız Radi- kal Sosyalist Partisi lideri Edouard Herriot'ya, açıkça söylediğini; burada, belgesiyle göstermiş- tim. Gâzi'nin 'idareyi tamamiyle milletin eline ver- mek!' sözünün; öteki ucunun, 'özyönetim'e ka- dar uzayan geniş birtopiumculuk içerdiğini, hiç düşündünüz mü? Mutlaka düşünmelisiniz! Böylesine radikal halkçı bir devrim, neden ikin- ci Anayasasını, Alman Nazizm'i ve Italyan Faşiz- mi'nden esinlenerek tasarlryor? 'Idare tamamiyle milletin elinden alınmış', devtet partiyle birieştiri- lip, Bürokrasi mutlak hâkim kılınmıştır, öyie ki, böy- le bir Anayasa ile hangi parti iktidara gelse, -parti devietten aynlsa bile- yönetimi oligarşiye döndü- recekti: 1950'deki 'halkkabarmasının', iktidara ta- şıdığı Demokratlar, bu oligarşiyi o kadar herke- sin gözüne soka soka gerçekleştirdiler ki, 196Cda- ki 'tepkiye'e engel olamadılar. 'Sivil' ne anlama geliyor? Yanılmıyorsam, 27 Mayis Anayasası Kurucu Medis'te tartışılırken, 'ilmiyye' ve 'Seyfiyye' zümresinın devreye sokulması; tek başına iktidar olmuş partilerin, bu 'oligarşi temâyülünü' önlemek için tasarlanmıştı; sonuçta, seçim sonuçlan ne olursa olsun, bu defa -üsteiik ecnebi'nin etkisi al- tındaki- 'o//gaAş/7er'inyönetimineteslimolduk: 'So- ğuk Savaş'- Türkiye'nin zaten çarpık olan (faşi- zan) demokrasi idrakini. bütünüyle made in USA birzemine kaydırmıştı: Avrupa'daki bütün demok- rasilerde, Soğuk Savaş, ne kadar büyük vahamet arz ederse etsin; ekonomik ve sosyal gelişmenin doğal sonucu olarak, dineyaslanan 'muhafazakâr- lar' genellikle 'marginal'; laik ve liberal burjuvalar, yâni tüccar ve sanayici partileri, 'iktidar'; sosyalist ve komünist işçilerle köylüler ise, 'muhalefefM. Bu hiç değişmedi. Ülkemizde ise, tersine! Ankara, 'halkçı' cumhuriyetçiliği, faşizan bir totaliteriikle kaybetmişti; demokratik bir cum- huriyet olma sansını ise, gelişmenin ikirticigü- cünden biri olan Proletarya'yı (işçileri) potan- siyel ihanetlerle suçlayıp, siyaset dışı bırak- makla kaybediyordu. Bugün, Anayasa' da yapıl- ması öngörülen değişikliklere baktıkça, insan, daha o zaman yapılmış olanlann, ABD Devlet-i Fehimesi'nin telkinleriyle yapılmış olduğunu, da- ha iyi anlayabiliyor; çünkü orada demokrasi -burjuvazinin de değil-, sadece üst/burjuva- zi'nin devleti yönetmesi ve çıkarlanna göre yön- lendirmesi aniamına gelir seçimler, insan hak- lan, özgüriükter vs. ise yönetilenleri' avut- mak için uygulanan birtakım toplumsal shovv'lardan ibaret! 12 Eylül Anayasası'ndan itibaren, bu aşamaya bayağı yaklaşmış olmadık mr? Hele Turgut Özal'ın devr-i saltanatından itibaren; üsteiik maalesef, '//- miyye'nin ve 'seyfiyye'nin de, katkılarryla! Meclis'in 'sivil' çalışması buysa... Ecevit ne demiş? "...anayasa değişiktikleri, Meclis'de ancak büyük bir uzlaşma içinde gerçekleşebir; bununla Hgii çabşmalan, hiç kuş- kusuz yapacağız. Zaten şimdiden bu hükümet, daha üç ayı doJmadan, onemii bazı Anayasa de- ğiştklikieri yapmıştr. llerde, herhalde bunu baş- ka değişiklikler tamamlayacaktr...". Arkasın- dan ilâve ediyor: "...tabii Meclis, bir 'sivil' Kuru- cu meclis gibi, yâni demokratik yapılı bir Mec- lis gibi çalışacaktır. zaten şimdiden o şekilde çalışmaya başlamıştr..." Farkında mısınız, ülkemizde 'ecnebt'yle ortak, yan 'komprador 1 , yan 'lümpen' burjuvazinin is- tediği yönde çalışmaya, gün geçtikçe daha emin ve üzerine basarak, 'sivir srfabnı kullanı- yorlar 'sivil ve demokratik!'. Ecevrt de, 'zaten şim- diden o şekilde çalışmaya başlamıştır' dıyerek, sorunu böyte aldığını ve anladığını itiraf etmiş olu- yor; çünkü yeni tartıştık, Hükümet'in Meclis'i 's/- vil' olarak çalıştınp 'demokratik' yapısını kanıtlaya- cağı 'icraat', yâni 'ekonomide tarihseladımlann abl- ması', yâni Tahkim'e yol açılması, Danıştay'ın eli- nin kolunun bağlanması vs...dir- ki, bu uygulama- nın, ABD Devlet-i Fehimesi ile, Düvei-i Muaz- zama'nın çıkanna işleyeceği; bir bakıma -işçi- den, köytüden, küçük burjuvaziden geçtik-; 'ulusal' kalabilmiş Türk burjuvazisinin de aley- hinde olacağı, iki iki daha dört, meydandadır. İktidar, hele Anayasa değiştirmek söz konusu ol- du mu, 'sivil'den ne anladığını açıklığa kavuştur- mak zoaındadır; kimileri 'sivir denildi mi, 'asker' olmayanı (başıbozuk) anlar; yönetim de, öyle mi an- lıyon kimileri için 'shriP, düpedüz 'medeni' ania- mına gelir; toplumsal olarak ele alındı mı, rütbe ve mevkiden soyunmuş, yurttaş' olarak, askeri de pe- kâla içerebilen bir kavramdır ki, o 'sivilliğin', hele cumhuriyet, hele demokrasi olduğunu iddia eden bir devlette, ayncalıklara fımtiyazlara) tahammülü yoktun işin tuhafi, 'sivir Türkiye'nin, 'ecneö/'ye ve onlann ülkedeki 'uzantılanna' 'ayncalık' sağlama- sın diye, iktidar yaptığı partilerin sözcüleri, açık açık, bunun aksini savunuyoıiar. Hollywood kurdelâsı gibi... İyi de, 12 Eylül Anayasası'ndan yana mıyım? Ne münasebet! Türkiye Cumhuriyeti'nin elbette yeni bir Anayasa'ya ihtiyacı var, çünkü 1935ten bu yana kabul ettiği anayasalar, dolayısıyla ül- kenin yönetimi, kuruluş felsefesine aykındır; he- ledıştelkinlere açık askeri müdahaleler, ülkeyi büs- bütün yönetilmesi müşkül bir kargaşalığa sokmuş- tur iki iskemle arasına oturmuş gibiyiz; birisi, Fransa kökenli, Avrupa tipi Cumhuriyet de- mokrasisi; öteki ABD kökenli, Filipin demok- rasisi: Anayasa da, yasalar da bu iki -ve aslırv- da birbirine karşıt- demokrasi ve cumhuriyet- ten unsurlar taşıyor; siyasal partilerin ilkesiz- liği, siyasi liderierin etkisizliğt, Türkiye'nin sos- yal yaşarrhsmı, her türlü rezilliğin içinde cirit at- tığı bir Hollyvvood kurdelâsına benzetiyor. önce karar: bu ülke 'hürnyet ve istiklâli karak- teredindiği için, 'yedidüvel'e kafatutmuş, radikal bir Demokratik Devrim'le, 'sosyalliğisu götûrmez' bir cumhuriyet kurmuş o milletin ülkesi midir, de- ğil midir? Alınacak karar, elbette, o kafa tutulmuş yedi düvelden birinin ya da öbürünün çıkanna ya da telkinlerine göre değil, yurdun ve milletin çıkanna göre olmalıdın aynen, 1919'da olduğu gibi. http^/www.prizma.net1r/AILHAN rrttp-y/www.bilgiyayınevi.corn.tr/ailhan Faks/0-212/2601988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle