Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
O Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıişleri Müdürü. lbrahim
Yüdız • Sorumlu Müdür. Fikret llkiz
9 Haber Merkezı Müdürü' Hakan
Kar» # Görsel Yönetmen Fikret Eser
Istihbarat: Cengiz Yüdınm • Ekonomi: Özlem
Yûzak • Kültür: Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami
Karaören # Duzeltme: Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf: Erdoğan Köseoğiu # Bügi-Belge:
Edibe Buğra • Yuıt Habcrlen: Mebmet Faraç
Yayın Kunılu: Uhan Selçuk
(Başkan), OrfasB Erinç, Oktay
Kurtböke. HiknHt Çetinkay»,
Şfikran Soner. lbr«him Yıldjz,
Orhan Bursak, Musttfa Bafttıy,
HakanKan.
Ankara Temsücisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat). Faks:4195027#IzmırTemsılcİ5i:Serd*rKızık,
H.ZiyaBlv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Faks: 4419117
• AdanaTemsücisi: Çetin Yiğenoğla, InönüCA 119
S. No:l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Mûdüra Üstön Akmen •
Koordmator Ahmei Koruisajı 0 Muha-
sebe Bütent Vener • iiare Höseyin
GSrtr • Bilgı-Ulem Nail tnal • Bıİgı-
sayar SısEm: Mirövet Çiler • Saaş
FnfctKııa
MEDYA C: • YöneBm Kunılu
Başkanı - Genel Müdür GUMa
Erduran O Koordinatör: Relu
Ifitman • Genel MûdürYaıdnncuı:
Sevda Çoban Tel. 514 07 53 -
5139580-513846M1,Faks 5138463
Yaumlatan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansl,
Türkocagı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 !<îtanbul ^ 4 ^ X ^ 3 5 ^ Te
' ' ^ ' . a s ^ s ' www.cumhuriyet.com.tr 8EKİM1999 Imsak: 5
Oynayarak öğreten yeni bir yöntem uygulamaya başlatıldı
Imsak:5.34 Güneş: 7.00 Ögle: 12.59 tkindi: 16.09 Akşam: 18.44 Yatsı: 20.05
llham kaynağı
Londra'nn gpfliği
• Haber Merkezi - City ve
Spor olmak üzere iki ana
temada gnıplanan Beymen
Club. Sonbahar-Kış
koleksiyonunda, sezonufl
gözde rengi grinin ağırlığını
ön plana çıkardı. Fotoğrafçı
Kim Knott tarafindan
görüntülenen kataloğun
çekimleri, Londra'da bir
hafta süren çalışmalar
sonucunda gerçekleştirildi.
Kadın koleksiyonunda
şallar, lambswool ikili
takımlar, her boyda etek ve
elbiseler göze çarparken
erkek giyiminde ise ceket
içlerine giyilen trikolar, aynı
renk ceket ve kravatlar,
kemik tonlannda gabardin
pantolonlar, kalın motifli
dağ kazaklan öne çıktı.
Zaptçıoğfcı'na
odulubarışI STLrTTGART (ANKA) -
Almanya'da her yıl çocuk ve
gençlik kitaplanna verilen
"Gustav Heinemann-Banş
Ödülü'ne bu yıl Türk-
Alman yazar Dilek
Zaptçıoğlu layık görûldü.
Stuttgart'ta bulunan
Thienemann Yayınevi'nden
yapılan açıklamaya göre
ödiil Almanya doğumlu olan
Zaptçıoğlu'na "Ay Yıldızlan
Yiyor' adlı romaru
nedeniyle verildi. 15 bin
mark değerindeki ödülün bu
ay Essen'de dûzertlenecek
bir törenle sahibini bulacağı
bildirildi. Söz konusu ödûl,
her yıl "şiddetin nasıl
oluştuğu ve nelere yol açtıgı
konusunda bilgılendıren,
insan haklan ve
uzlaşmazlıklarla sivil alanda
baş edümesı için çaba
gösterilmesi konusunda
cesaretlendiren" birkitaba
veriliyor.
MESAnırm
şücayeti
• İSTANBUL(AA)-
Türkiye Musıki Eserıeri
Sahipleri Meslek Birliği'nin
(MESA.M) şıkâyeti üzerine
Kral FM'm 5 yöneticisi
hakkında, çeşitli söz
yazarlannm ve bestecilerin
eserlerini telif haklan
ödenmeden kullanıldığı
gerekçesiyle 6 aydan 1.5
yıla kadar hapis cezası
istemiyle dava açıldı.
Iddianamede, söz konusu
sanıklann, 5846 sayılı 'Fikir
ve Sanat Eserleri Yasası'nın
72/4. maddesı gereğince 6
ay ile 1.5 yıl arasında hapis,
300 milyon ile 600 milyon
lira arasında da ağır para
cezasına çarptınlması
isteniyor.
Gordion Müzesi
açılıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 'Avnıpa'da Yılın
Müzesi' ödülüne aday
gösterilen Gordion Müzesi,
yann açılıyor. Kültur
Bakanlığı'ndan yapılan
yazıh açıklamaya göre,
Polath'daki müzenin
açılışını, Kültür Bakanı
Istemihan Talay yapacak.
Talay aynca, 11 Ekim'de
Romanya-Bükreş'te
gerçekleştirilecek 'Avrupa
Bir Ortak Miras
Kampanyasrnm Türkiye
ayağını başlatacak. Bu
kampanyada, Avrupa doğal
ve kültürel mirastnın
korunması, miras bilinciain
geliştirilmesi ve kültürel
çeşitliliğe saygı kapsammda
hükümetler arasında
kurulan işbirliğinin
geliştirilmesi amaçlanıyor.
Turner'e Siyahi
MüzikÖdülü'
• LONDRA(AA)-Pop
müziğin 'babaannesi' Tina
Tumer'a, siyahi müziğe
yaşam boyunca yaptığı
katkılardan dolayı ödül
verildi. ingiHere'nin 1999
siyahi müzik ödülünü alan
Tumer. ödül töreninde,
"Siyahi müzık nihayet
tanındf dedi. Yaklaşık
40 yıldır sahnelerde olan
Turner, 1960'tanbuyana
müzik yaptıgını ve bildiği
kadanyla siyahi müziğin hiç
bu şekilde
ödüllendirilmediğini
söyledi.
Çocuk IJ-U enmeye doğar
FİGENATALAY
Istanbul'daki 10 çocuk
yuvası, 'çocuklar öğren-
meye doğar' sözünden ha-
reketle, yeni bir yöntem
uygulamaya başladı. Ken-
di kendini denetlemeyi ve
çocugu potansiyelinin en
üstüne çıkarmayı amaçla-
yan bu yuvalann yönetici-
leri, kendilerine örnek ola-
rak ABD'de uygulanan
'NAEYC Yönetmeliği'ni
aldılar.
ABD'de 25 yıl boyunca
yuva yönettikten sonra ts-
tanbul'da Yeni Adımlar
Okulöncesi Oğrenim Mer-
kezi'ni açan Figen Zanbak
ile Sihirli Değnek Çocuk
Klübünün yöneticisi Ner-
gis Dökmeci. halen uygu-
lanan SHÇEK Yönetme-
liği'ndeki içerik eksikliği
nedeniyle yeni bir arayışa
girdiler. Amaç, hem ken-
di kendilerini denetleye-
rek. çocuklara daha kalite-
li eğitim ve öğretim vermek
Hedef katılımı sağlamak
Yeni yönetmeliğe göre, öğretmen-
ler, çocuklann gelişimdüzeylerine uy-
gun aktiviteler, deneyler ve materyal-
ler hazırlarlar. Çocuklann aktif olarak
katılımiannı sağlarve onlara hitap ede-
cek değişik gelişim alanlannda hedef-
lerbelirlerier. Bu hedefler, şu madde-
leri içennelidir:
- Güven ve duygusal rahathk
- Sosyal bilgi ve beceri
- Soru sorma, yaratma ve deneme
- lletişimi destekleme ve okuma be-
cerisinin temellerini oluşturma
- Fiziksel gelışimlerini destekleme
- Dengeli beslenmeyi saglama
- Yaratıcı düşünme ve ifade beceri-
sini geliştirme
- Diğer kültünteki insanlara saygı.
hem de Kalite Güvence
Belgesi almaktı. Çocuk-
larla çalışmanın büyük bir
sorumluluk gerektirdiğini.
bakımın yanı sıra çocuğun
öğrenim sürecine de gir-
diğini bilmek gerektiğini
vurgulayan Zanbak,
ABD'dekı yuvalarda uy-
gulanan 'NAEYC Yönet-
meiiği'ni Türkiye koşulla-
nna da uyarlayarak, çevir-
diğini anlattı. Yönetmeli-
ğin temelinin 'oynayarak
öğrenme" olduğuna dikkat
çeken Zanbak. "Çocukla-
ra araç-gereç bolluğu için-
de seçme hakkı sunulacak.
Aile ile iliskikr çok önem-
li. Anne- babaya,' çocuğu-
nuzu ıstediğiniz zaman gör-
me hakkımz var' denilme-
U" dedi.
Nergis Dökmeci, gönül-
lü bir oluşum içinde bu-
lunduklannı belirterek,
şunlan söyledi:
-İhtiyacı karşıla>an bir
kaüte standardı >ok Bu yö-
netmeük, Kalite Güvence
Belgesi almaya bir adım.
Kendi denetimimizi ken-
dimizyapacağız. Yönetici-
lere ve öğretmenlere ha-
metiçi eğitim verifccek. ls-
tanbullda 10yuvabuyöoet-
meiiği uyguiaınakiçin baş-
vurdu."
tstanbul'daki 10 yuva-
nın uygulamaya başlaya-
cağı yeni yönetmelikte, ög-
retmen- öğrenci ilişkileri-
nin nasıl olması gerektiği
şöyle anlatılıyor:
1- Öğretmenler çocuk-
larla karşılıklı olarak sü-
rekli iletişimdedir. Öğret-
menlerin çocuğa sevgi ve
saygı gösterme şekillen,
gülumseme, dokunma, sa-
nlmaveçocuklarlagözhi-
Cinselliksağhksızyaşantyor
_ İSTANBUL(ANKA)- lstanbul
Ünivetsitesi Çapa Tıp Fakültesi Kon-
sültasyon Liyezon Psikiyatri Bilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. SedatÖzkan,
Türk toplumunda varolan ataerkil-
liğin cinselliğin sağlıksız yaşanma-
sına neden olduğunu bıldirdi.
Prof. Dr. Sedat Özkan, abarülı ata-
erkil (erkek egemen) anlayışın kadı-
nın ve erkeğin kendilerini ve cinsel-
liği yaşamalanna engel olduğuna
dikkat çekti. Aşın ataerkil yaklaşı-
mın kadını sevgıden bağımsız, cin-
sel varlık olarak gördüğünü kayde-
den Özkan, "Insandaki cinseDiğin
en güzel yanı sevgi, değer verme ve
yaratKitıkla oluşur. Cinsellik sevginin
ifade tarzlanndan birisidir" dedi.
Özkan, çocukluktan ıtibaren gerek-
siz. anlamsız yanlış korku, kaygı ve
bilgisizlik ile yetiştirilmenin birçok
sıkıntı ve hastalığa yol açtığını be-
lirtti. Cinselliğin sevgi ve paylaşım-
la birlikte olmasının önemine deği-
nen Özkan, şöyle konuştu:
"Düşünsel, duygusal, sosyal alan-
larda pa>laşım ne kadar iyîyse cin-
seüik de o kadar keyifli olur. Aşk ve
se\-girıin tekeşM olduğunu düşünöyo-
rum. Türk toplumunda cinsellik bi-
limsel açıdan masa>ıt yaünhnabdır.
Gereksiz tabular kırümalı, kadını
meta gibi gören ve kadınm künKğj-
ne, birevseüigiııedeğer >ermeyenan-
lay ış aşıunaİKhr."
Ontario'da hükümet, nükleer enerjiyi özel sektöre satacak
Enerjide özelleştiı-ıııe hız kazandı
ALİKIŞLAK
TORONTO - Kana-
da'nın en büyük eyaleti
Ontario'da, iktidardaki aşı-
n sağ hükümet, daha ön-
ce ABD'de hızlanan birgi-
rişimi izleyerek. ilk adım-
da 'Huron Gölü' kıyısın-
daki'Bruce NükleerEner-
ji Reaktörü'nü özel sek-
töre satma karan aldı.
Son 3 yıl içinde. ABD'de
elektrik eneıjisi firmalan
yanı sıra birçok nükleer
enerji reaktörünü özelleş-
tiren ve 'deregulation' yön-
temiyle tüm enerji sektö-
nînde devlet denetimini
kaldıran yerel hükümetle-
rin global bir eğilimi be-
nimsediği bildirildi.
Ontario eyalet hüküme-
tine bağlı "Ontario Po>ver
Generation Inc" adlı ku-
rurru 'gelecekyıldan başla-
jarak. eyalette 90yıkür sü-
ren devlet tekeünin açık re-
kabete dönüşecegini' \ur-
guladı.
Kanada'da nükleerener-
ji sektörünü kamu adına
denetlemekte olan sivil
toplum kunıluşu 'Energy
Proöe". 'nükleer enerji sek-
töründeki özeHeştirrnenin
tngiltere ve İskandinav üi-
kelerinde de hızlandtğuıı'
açıkladı.
Öte yandan, ABD'de
'enerji ürettaninde başia-
yan deregulation (devlet
denetimi dışı) uygulama-
ya karşın enerjiyi dağrtan
hatlann denetimde kala-
cağıvesektörgendindeçok
yoğunbirvçnkknyapüan-
ma yaşandıgı1
belirtiliyor.
Enerji uzmanlan, tüm
sektörde 'kapsamlı bir bir-
leşme egjfiminin yandaş ka-
a' dikkatı çektiler.
BUNLARI
BİLİYOR
MUYDUNUZ?
'MUmSPRINC
•Altemo'nun sağlıklı uykular için ürettiği
Multispring yataklann
Türkıye'de bir •( okjuğunu;
• Muffispring'in % 81 daha fazla
yay kuHanımry'la mega ortopediklik
sağlayan bir sistem olduğunu;
•Yaylam ISO 9000 standarttanna
uygun. çeOk telden üretiküğir»:
•HOyenlklği sağtamak için silikonıze elyaf.
özel dokuma kumaş ve hava kapsûlleri
kultanddığını biliyor muydunuz?
A L F E M O î
zasında konuşma tarzın-
dadır.
2- öğretmenler çocukla-
nn ihtiyaçlanm anında ya-
nıtlar, çocuklann belırli ko-
nularda fıkir yürütmeleri-
ni sağlar, tecrübelerini pay-
laşırlar.
3- Öğretmenler çocuk-
laria konuşurken arkadaş-
ça, pozitif ve kibar olma-
lıdırlar.
Öğretmenler çocuklar-
la bireysel konuşmalar ya-
parlar ve sorular sorarlar,
çocuklann öneri ve düşün-
celerini dinler ve yanıt ve-
ririer.
4- öğretmenler tüm ço-
cuklan din, dil, ırk gözet-
meksizin eşit olarak sever
ve sayarlar. Öğretmenler
çocuklann kendi fiziksel
özelliklerini tanımasını ve
bunlarla banşık olmasını
saglamalıdırlar.
5- Öğretmenler çocukla-
nn gelişimsel bireysel ba-
ğımsızhklanna saygı duy-
malıdırlar. Öğretmenler ço-
cuğun gelişim düzeyinde
yapabileceklerini bilmelı,
onlann yapabileceklerinin
farkına varmasını sağla-
malı ve bağımsız hareket
etmelerini desteklemeli-
dirler.
6- Öğretmenler çocukla-
nn kendi sorumluluklannı
üstlenmelerini sağlamalı
ve öz denetimlerini gelış-
tirmelidirler.
7- öğretmen hiçbir şekil-
de fızflcsel şiddet kullanma-
malı, küçük düşürecek ko-
nuşmalar yapmamalı ve
korkutucu disiplin şekille-
ri kullanmamalıdır.
8- öğretmen, çocukla-
nn içinde bulunduğu duy-
gusal durumu anlayarak,
onu rahatlatıcı şekilde ço-
cuğa yaklaşmalıdır.
SOYLEŞİ ATTİLAILHAN
e-posta : tan @ prizma. net. tr
CUMOK Tiyatro Kulübü 'nün ilk oyunu
Cumhuriyet okuriannın (CUMOK) Tiyatro Kulübü tarafindan öncekd gece Tak-
sim'deid Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde "Toprak Çömlek Hikâyesi" adlı tiyatro
gösterisi gerçekleştirOdi Şair Turgut Uyar'm şiirierinden yoia çüölarak oiuşturu-
lan oyunda, izleyenlere İsa Çelik'in fotoğraflanndan oluşan dia gösterisi de sunul-
du. CUMOK Tiyatro Kuhıbü'nün sergüediği ilk tivatro etkinügi olan oyıında, Çav-
lan Gencer, Fügen Kjvriamer, Hakan Flfizbay, Nestihan Öztutar, H. Eyiem Buhıt,
Ayşen Daver ve Aysun Ügen adh ovııncular rol akh. (Fotoğraf: UGUR DEMİR)
CAN YÜCEL'İN ŞtİRİ BAKANLIK KİTABINDA
MEB, Türkçe dersinin
ağırhğım arthrıyor
EBRUTOKTAR
ANKARA -Alan tercihine dayalı tek ba-
samaklı sınav sistemine paralel olarak or-
taöğretimde yeni düzenlemelere gidiliyor.
Türkçe dersinin ağırlığını ve ders saatini art-
tırmaya hazırlanan Müli Eğitim Bakanlı-
ğı, ilk kez kompozisyon kitaplan hazırla-
dı. Kitaba tüm politik baskılara karşın ün-
lü şair Can Yücel'ın "Hayatta ben en çok
babamı sevdmT şiiri ahnarak "yasakh şa-
ir" anlayışına son verildi.
Aktif öğrenci merkezlı bir anlayışla ha-
zırlanan 21 ders programını daha tamam-
lama aşamasına gelen Milli Eğitim Bakan-
lığı, fen liselerindeki kaliteyi arttrrmak üze-
re buradaki öğretmenlere 5 yıl içinde alan-
lannda "yükseklisans" zorunluluğugetir-
di. Gelecek yıl yaşama geçirilmek üzere or-
taöğretim için hazırlıklan yapılan diğer de-
ğişiklikler şöyle:
• Öğrenciyi okuldan soğutmamak için
devamsızlık süresi 90'dan 45'e ya da daha
aşağıya çekilecek.
• Sırufi geçmek için "tüm dersterden2J00
alma ya da zonınlu derslerin notu 2.00'den
aşağı olmamak üzere tüm derslerin yıl so-
nu aritmetik ortalamasının 2.00 olması"
koşulu değiştirilecek.
• Anadolu lisesi öğrencisinin sınıfını
geçebibnesi için edebiyat ile zonınlu ede-
biyat, fen ve matematık derslerinin yıl so-
nu aritmetik ortalaması 3.5 olarak değişti-
rildi.
• Talim Terbiye Kurulu'nda eğitim araş-
tırmalan enstitüsü kunılacak.
..iki IskemleArasına Oturmuş Gibiyiz!"
25/28 Anayasası, 'devrim anayasası': hem ra-
dikal, hem eyiemci: 'Halkçılık Bildirgesi'ni ha-
tırlamak, yeteri. Gâzi'nin Franstz Ihtilâl-i Kebi-
ri'nden ilham aldığı, 'Söyiev ve Demeçteri'nde ka-
yrtlıdır, Ismet Paşa'nın bu gerçeği, Fransız Radi-
kal Sosyalist Partisi lideri Edouard Herriot'ya,
açıkça söylediğini; burada, belgesiyle göstermiş-
tim. Gâzi'nin 'idareyi tamamiyle milletin eline ver-
mek!' sözünün; öteki ucunun, 'özyönetim'e ka-
dar uzayan geniş birtopiumculuk içerdiğini, hiç
düşündünüz mü? Mutlaka düşünmelisiniz!
Böylesine radikal halkçı bir devrim, neden ikin-
ci Anayasasını, Alman Nazizm'i ve Italyan Faşiz-
mi'nden esinlenerek tasarlryor? 'Idare tamamiyle
milletin elinden alınmış', devtet partiyle birieştiri-
lip, Bürokrasi mutlak hâkim kılınmıştır, öyie ki, böy-
le bir Anayasa ile hangi parti iktidara gelse, -parti
devietten aynlsa bile- yönetimi oligarşiye döndü-
recekti: 1950'deki 'halkkabarmasının', iktidara ta-
şıdığı Demokratlar, bu oligarşiyi o kadar herke-
sin gözüne soka soka gerçekleştirdiler ki, 196Cda-
ki 'tepkiye'e engel olamadılar.
'Sivil' ne anlama geliyor?
Yanılmıyorsam, 27 Mayis Anayasası Kurucu
Medis'te tartışılırken, 'ilmiyye' ve 'Seyfiyye'
zümresinın devreye sokulması; tek başına iktidar
olmuş partilerin, bu 'oligarşi temâyülünü' önlemek
için tasarlanmıştı; sonuçta, seçim sonuçlan ne
olursa olsun, bu defa -üsteiik ecnebi'nin etkisi al-
tındaki- 'o//gaAş/7er'inyönetimineteslimolduk: 'So-
ğuk Savaş'- Türkiye'nin zaten çarpık olan (faşi-
zan) demokrasi idrakini. bütünüyle made in USA
birzemine kaydırmıştı: Avrupa'daki bütün demok-
rasilerde, Soğuk Savaş, ne kadar büyük vahamet
arz ederse etsin; ekonomik ve sosyal gelişmenin
doğal sonucu olarak, dineyaslanan 'muhafazakâr-
lar' genellikle 'marginal'; laik ve liberal burjuvalar,
yâni tüccar ve sanayici partileri, 'iktidar'; sosyalist
ve komünist işçilerle köylüler ise, 'muhalefefM. Bu
hiç değişmedi. Ülkemizde ise, tersine!
Ankara, 'halkçı' cumhuriyetçiliği, faşizan bir
totaliteriikle kaybetmişti; demokratik bir cum-
huriyet olma sansını ise, gelişmenin ikirticigü-
cünden biri olan Proletarya'yı (işçileri) potan-
siyel ihanetlerle suçlayıp, siyaset dışı bırak-
makla kaybediyordu. Bugün, Anayasa' da yapıl-
ması öngörülen değişikliklere baktıkça, insan,
daha o zaman yapılmış olanlann, ABD Devlet-i
Fehimesi'nin telkinleriyle yapılmış olduğunu, da-
ha iyi anlayabiliyor; çünkü orada demokrasi
-burjuvazinin de değil-, sadece üst/burjuva-
zi'nin devleti yönetmesi ve çıkarlanna göre yön-
lendirmesi aniamına gelir seçimler, insan hak-
lan, özgüriükter vs. ise yönetilenleri' avut-
mak için uygulanan birtakım toplumsal
shovv'lardan ibaret!
12 Eylül Anayasası'ndan itibaren, bu aşamaya
bayağı yaklaşmış olmadık mr? Hele Turgut Özal'ın
devr-i saltanatından itibaren; üsteiik maalesef, '//-
miyye'nin ve 'seyfiyye'nin de, katkılarryla!
Meclis'in 'sivil' çalışması buysa...
Ecevit ne demiş? "...anayasa değişiktikleri,
Meclis'de ancak büyük bir uzlaşma içinde
gerçekleşebir; bununla Hgii çabşmalan, hiç kuş-
kusuz yapacağız. Zaten şimdiden bu hükümet,
daha üç ayı doJmadan, onemii bazı Anayasa de-
ğiştklikieri yapmıştr. llerde, herhalde bunu baş-
ka değişiklikler tamamlayacaktr...". Arkasın-
dan ilâve ediyor: "...tabii Meclis, bir 'sivil' Kuru-
cu meclis gibi, yâni demokratik yapılı bir Mec-
lis gibi çalışacaktır. zaten şimdiden o şekilde
çalışmaya başlamıştr..."
Farkında mısınız, ülkemizde 'ecnebt'yle ortak,
yan 'komprador
1
, yan 'lümpen' burjuvazinin is-
tediği yönde çalışmaya, gün geçtikçe daha
emin ve üzerine basarak, 'sivir srfabnı kullanı-
yorlar 'sivil ve demokratik!'. Ecevrt de, 'zaten şim-
diden o şekilde çalışmaya başlamıştır' dıyerek,
sorunu böyte aldığını ve anladığını itiraf etmiş olu-
yor; çünkü yeni tartıştık, Hükümet'in Meclis'i 's/-
vil' olarak çalıştınp 'demokratik' yapısını kanıtlaya-
cağı 'icraat', yâni 'ekonomide tarihseladımlann abl-
ması', yâni Tahkim'e yol açılması, Danıştay'ın eli-
nin kolunun bağlanması vs...dir- ki, bu uygulama-
nın, ABD Devlet-i Fehimesi ile, Düvei-i Muaz-
zama'nın çıkanna işleyeceği; bir bakıma -işçi-
den, köytüden, küçük burjuvaziden geçtik-;
'ulusal' kalabilmiş Türk burjuvazisinin de aley-
hinde olacağı, iki iki daha dört, meydandadır.
İktidar, hele Anayasa değiştirmek söz konusu ol-
du mu, 'sivil'den ne anladığını açıklığa kavuştur-
mak zoaındadır; kimileri 'sivir denildi mi, 'asker'
olmayanı (başıbozuk) anlar; yönetim de, öyle mi an-
lıyon kimileri için 'shriP, düpedüz 'medeni' ania-
mına gelir; toplumsal olarak ele alındı mı, rütbe ve
mevkiden soyunmuş, yurttaş' olarak, askeri de pe-
kâla içerebilen bir kavramdır ki, o 'sivilliğin', hele
cumhuriyet, hele demokrasi olduğunu iddia eden
bir devlette, ayncalıklara fımtiyazlara) tahammülü
yoktun işin tuhafi, 'sivir Türkiye'nin, 'ecneö/'ye ve
onlann ülkedeki 'uzantılanna' 'ayncalık' sağlama-
sın diye, iktidar yaptığı partilerin sözcüleri, açık
açık, bunun aksini savunuyoıiar.
Hollywood kurdelâsı gibi...
İyi de, 12 Eylül Anayasası'ndan yana mıyım? Ne
münasebet! Türkiye Cumhuriyeti'nin elbette
yeni bir Anayasa'ya ihtiyacı var, çünkü 1935ten
bu yana kabul ettiği anayasalar, dolayısıyla ül-
kenin yönetimi, kuruluş felsefesine aykındır; he-
ledıştelkinlere açık askeri müdahaleler, ülkeyi büs-
bütün yönetilmesi müşkül bir kargaşalığa sokmuş-
tur iki iskemle arasına oturmuş gibiyiz; birisi,
Fransa kökenli, Avrupa tipi Cumhuriyet de-
mokrasisi; öteki ABD kökenli, Filipin demok-
rasisi: Anayasa da, yasalar da bu iki -ve aslırv-
da birbirine karşıt- demokrasi ve cumhuriyet-
ten unsurlar taşıyor; siyasal partilerin ilkesiz-
liği, siyasi liderierin etkisizliğt, Türkiye'nin sos-
yal yaşarrhsmı, her türlü rezilliğin içinde cirit at-
tığı bir Hollyvvood kurdelâsına benzetiyor.
önce karar: bu ülke 'hürnyet ve istiklâli karak-
teredindiği için, 'yedidüvel'e kafatutmuş, radikal
bir Demokratik Devrim'le, 'sosyalliğisu götûrmez'
bir cumhuriyet kurmuş o milletin ülkesi midir, de-
ğil midir? Alınacak karar, elbette, o kafa tutulmuş
yedi düvelden birinin ya da öbürünün çıkanna ya
da telkinlerine göre değil, yurdun ve milletin çıkanna
göre olmalıdın aynen, 1919'da olduğu gibi.
http^/www.prizma.net1r/AILHAN
rrttp-y/www.bilgiyayınevi.corn.tr/ailhan
Faks/0-212/2601988