Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EKİM 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
H J J v U i ı t _ f i V J J . / ekonomi(«cumhuriyetcom.tr 13
Telsim ve
TurkceN işbinligi
• Ekonomi Servisi -
Telsim ve Turkcell'in
imzaladığı "ara bağlantı
anlaşmasıyla" abonelere
kısa mesaj gönderme
olanağı sunuldu. 4
Ekim'de yüriirlüğe giren
anlaşmayla birlikte iki
operatör arasındaki
aramalann daha hızlı
yapılması olanağının
sağlandığı açıklandı.
Anlaşmanın en önemli
avantajının, abonelerin
kısa mesaj göndermeleri
sırasında kendi
operatörlerinin mesaj
merkezi numaralannı
kullanabilmeleri ve kısa
mesaj tarifeleri üzerinden
ücretlendirilerek
birbirlerine kısa mesaj
gönderebilmeleri olduğu
kaydedildi.
GAP'ta ikinci
hamle
• ŞANLRIRFA(AA)-
GAP'ın ikinci önemli
ayağı olan dünyanın
sulama amaçlı en büyük
tünelleri T-l ve T-2'nin
2000 yılında bitirileceği
açıklandı. Tünellerin
yapımı için 5 trilyon lira
harcanacağını belirten DSİ
16. Bölge Müdürü Gülabi
Polat, "Şanlıurfa tünelleri
476 bin hektar araziyi
sulayacak. Toplam 57.8
kilometre uzunluğunda
olacak tüneller, Atatürk
Barajı Gölü'nden saniyede
328 metreküp suyun
alınmasını sağlayacak"
diye konuştu.
Polat, tünellerden alınacak
suyun, sulama dışında,
Şanlıurfa Hidroelektrik
Santralı'ndan elektrik
üretimi sağlamada da
kullanılacağını bıldirdi.
Türk - Yunan
ortak okulu
• ANKARA(AA)-TÜrk
ve Yunan Merkez
Bankalan'nın deprem
bölgesine ortak bir okul
yaptıracaklan bildirildi.
Merkez Bankası Başkanı
Gazi Erçel, bu
yardımlaşmanın iki ülke
arasındaki ilişkileri
güçlendireceğini belirterek
yapılacak okulun adının
"Türk-Yunan Merkez
Bankalan Okulu"
olacağını kaydetti. Erçel,
ortak okul yaptınlması
için TC Merkez Bankası
Meclisi'nde 250 bin
dolarlık katkıda
bulunulmasının
kararlaştınldığını ve
oluşturulacak 500 bin
dolarlık fonla okulun
yaptınlacağını ifade etti.
Okulun deprem
bölgesinde herhangi bir
yerde yaptınlacağın»
İcaydeden Erçel, Milli
Eğitim Bakanlığı ile
yapılacak görüşme
sonrasında niteliğinin ve
derslik sayısının tespit
edileceğini belirtti.
TUSİAD'ın
Avpupaturu
• İSTANBUL(AA) -
Türk Sanayicileri ve
tşadamlan Derneği
(TÜSİAD), Avrupa
Birliği'nin Helsinki
Zirvesi öncesinde
Avrupa'da lobi
faaliyetlerine başlıyor.
TÜSlAD'tan yapılan
açıklamaya göre,
Türkiye'nin AB'ye
adaylık sürecinin
desteklenmesi için lobi
çahşmalan yapılacağı
kaydedilerek,
hazırlanacak ortak basın
bildirilerinin temasta
bulunulan ülkelerin basm
kuruluşlan aracılığıyla iş
ve siyasi çevrelerin
dikkatine sunulacağı
bildirildi.
Nemalar 3.3
katrilyon
• Ekonomi Servisi -
Kamuoyunda zorunlu
tasarruf hesabı olarak
bilinen Çalışanlann
Tasarruflannı Teşvik
Hesabı'na giren paralann
toplamı ağustos sonu
itibanyla 3 katrilyon 312
trilyon Iiraya ulaştı.
Hazine Müşteşarlığı'ndan
yapılan açıklamaya göre,
3.3 katrilyon Iiraya ulaşan
hesabm 973 trilyon lirasını
anapara, 2 katrilyon 339.7
trilyon lirasını ise nema
geliri oluşturdu. Paranın
742 trilyon 247 milyar
liralık bölümü anapara,
şahıs kesintisi ve nema
olarak ödendi.
14 dağıtım şirketinin devir sözleşmesi 15 gün içinde yapılacak, ancak sorunlar yeni başlıyor
Ne alaıı meımııııı ne satanEkonomi Servisi- Enerjideözelleştirmenin
önündekı tüm engelleri kaldırmak adına Ana-
yasa'da tahkimle ilgili değişikliğe giden siya-
siler bir yandan uyum yasalan için uğrasır-
ken bir yandan da ihalesi tamamlanan 14 da-
ğıtım şirketinİD devri için fırsat kolluyorlar.
Ancak fınans sıkıntısı içinde olan ihaleye ka-
tılan firmalann yanı sıra, kamunun içinde
oluşan direnç ve sendikalann daha önce Ada-
na'da olduğu gibi devir kurullannı tesislere
sokmayacaklannı açıklaması devirlerin sü-
rekli ertelenmesine yol açıyor.
Geçtiğimiz günlerde elektrik sektöründe
özelleştirme çalışmalan çerçevesinde 14 elekt-
rik dağıtım bölgesinde işletme hakkı devre-
dilecek şirketlerle enerji anlaşmalannın pa-
rafe edilmesinin ardından işletme hakkı de-
vir sözleşmelerinin de 15 gün içinde imzala-
nacağı açıklandı. Ancak gerek bakanlık ge-
rekse şirketler devirler konusunda ısrarcı bir
tutum sergilemiyorlar. Konuyla ilgili bir de-
ğerlendirme yapan Enerji Yapı- Yol Sendika-
sı yetkilileri şirketlerin taahhüt ettikleri öde-
meleri yapacak güçte olmadığını belirtirken,
dışandan kredi bulmak isteyenlere de "tah-
kimle ilgili uyum yasalan çıknktan sonra ge-
lin" denildiğini ifade ediyorlar.
Enerji Yapı-Yol SeıTin tavn
Devirlerin uzamasında daha önce Adana TE-
DAŞ'ın devn sırasında devir kurullannı tesis-
lere sokmayarak ertelemeye neden olan EneT-
ji Yapı-Yol Sen'in aynı tavn söz konusu işlet-
melerde de gösterecek olmasmın da etkili ol-
duğu söyleniyor. Sert bır işçi direnişi ile kar-
•ene
Enerjide özzeUeştirmenin önündeki engeller birer birer kaldınlmaya çahşüıyor.
şılaşmak istemeyen şirketler, bu konuda Bakan-
lığın tüm önlemleri alması yönünde baskı ya-
pıyorlar. Bu arada şirketlerin yaşadığı kaynak
sıkıntısı ve çalışanlann eylem kararlılığının
yanı sıra bazı firmalann da bu işin aJtından kal-
kamayacaklannı fark ettiklerini ifade eden
Elektrik Mühendisleri Odası yetkilileri ise ka-
munun içinde de yavaş yavaş bir direnç oluş-
tuğunu belirtiyorlar. Tüm bu unsurlann etkisi
ile gerek Bakanlığın gerekse şirketlerin acele-
ci davranmadıklan ve devirlerin yapılması için
2000 yılı başını bekledikleri dile getiriliyor.
Yaünm TEAŞ ve TEDAŞ'tan
Öte yandan şirketlerin devir almakta nazlan-
dıklan dağıtım tesisleriyle ilgili tüm yatınm-
lann ise TEAŞ ve TEDAŞ tarafindan devirler-
den sonra da yapılmaya devam edeceği vurgu-
lanıyor. Böylelikle bu şirketlerin suyun başı-
na geçip para toplamaktan başka bir iş yapma-
Tahkime uyum
yasalan neler olacak?
• Danıştay Kanunu 'nda
•3096 sayılı Yap-tşlet- Devret
Yasası'nda
• 4046 özelleştirme Yasası'nda
yacağı ifade ediliyor. Özellikle TEAŞ 'ın Dün-
ya Bankasf ndan 550 milyon dolar kredi sağ-
layarak yapımına başladıği yatınm projeleri-
nin tamamen bu şirketlerin işine yarayacağı
dile getiriliyor.
Dağıtım şirketleri cephesinde bu gelişmeler
yaşanırken tahkimle ilgili Anayasa değişikli-
ğinin ardından önümüzdeki dönemde uyum
yasalannm birer birer gündeme gelmesi bek-
leniyor. tlk olarak Danıştay Kanunu'nda yeralan
Devirler neden
gecikiyor?
• Şirketler taahhüt ettikleri
ödemeleriçin kredibulamıyoıiar.
• Kamunun kendiiçindedirenç
oluştu.
• Devirlerin nasıl t
netlik kazanmadığı için I
yapacağını bilmiyor.
• Sendikalann devirkuruUanna
karşı eylemyapacağınıaçıklaması
ürkütüyor.
•EnerjiBakanlığı'nin tesislerte
ilgili kira istemesi şirketlerin
hevesini kaçırdu
• İhaleye katılan bazı şirketler
işin alündan kalkamayacaklannı
anladıkları için nazlanıyorlar.
ön denetim maddesinin yenilenerek "düşünce
betirtme" şeklinde düzenleneceği, Idari Yargı-
lama yasalannda, 3096 sayılı Yap-tşlet Yasası
ve 4046 sayılı Özelleştirme Yasası'nda tah-
kimle ilgili maddelerin konulacağı ifade edi-
liyor. Ancak Meclis'te grubu bulunan partile-
rin bu değişiklikler sırasında tahkimle ilgili
Anayasa değişikliğinde olduğu gibi ortak ta-
vır sergilemeyecelderi ve muhaiefet yapacak-
lan dile getiriliyor.
2000 sorununun bmü}f.zarcıryqratacağı vurgulandı
^Yeterincehagrlahamaduuz'Ekonomi Servisi-2000'e seksen beş gün
kala "dijital kıyamet" olarak nitelendirilen
2000 yılı probleminin, depremin yol açtı-
ğı kayıp kadar Türk ekonomisine zarar ve-
receğine dikkat çekildi. Tüm dünyada bil-
gi teknolojileriyle ilgili araştırmalar yapan
Gartner Group Türkiye Genel Müdürü Ah-
met Araşan, 2000 yılı tarih sorununa sade-
ce bilgi teknolojisi açısından bakılmasının
yanlış olduğunu vurgulayarak, "Bilgisa-
yariar dışında. içinde yonga bulunan her şey
etkilenecek. Türki>e'desorunun2000'eka-
dar aşılması imkânsız" diye konuştu.
Bilgi Teknolojıleri Fuan Kompex'99 çer-
çevesinde dün düzenlenen "2000 Yüı Prob-
lemi Son Kullaıucıyı Nasıl ErJdleyecek" konu-
lu seminerde, Türkiye'de özellikle enerji, sağ-
lık ve kamu hizmetlerinde önemli sorunlar ya-
şanabileceğine işaret edilirken orta büyüklük-
teki firmalann yüzde 50'sinde kritik bir an-
za yaşanacağı tahmininde bulunuldu.
Seminerde konuşan Gartner Group Tür-
kiye Genel Müdürü Ahmet Araşan, Türki-
ye'de kurumlann 2000 yılı probleminin ne
olduğunu tam olarak anlayamadıklannı ve
hiçbir yerde çalışmalann tam olarak yapıl-
madığmı öne sürdü.
'Medya panik yaratabilir'
Araşan, aynca medyanın problemi çok faz-
la abartarak günlük yaşamda paniğe yol aç-
masından korkulduğunu söyledi. 2000 yılı
sorunuyla ilgili her kurumun 'beklenmedikdu-
rum pbnı'hazırlaması ve önlem almasının zo-
runlu olduğunu ifade eden Araşan, özellikle
Rusya'nın sorunla ilgili herhangi bir çalış-
mada bulunmadığını, bu nedenle ticaretin et-
kilenmesinin beklendiğini kaydetti.
Türkiye Batı'ya endekslenirken, Avrasya'daki önemini göz ardı ediyor
Türkiye gücünü görmüyor'
• ABD Hazine Bakan Yardımcısı Mark Medish, IMF,
OECD gibi kuruluşlann karar verici olmaması
gerektiğini vurgulayarak, politik reformlann dış
finans kuruluşlanndan daha önemli olduğunu söyledi.
Ekonomi Servisi - Yıllardır
AB'ye adaylık konusunda müca-
dele veren, diğer yandan IMF ve
Dünya Bankası politikalanna en-
dekslenen Türkiye, AvTasya'daki
gücünü göz ardı edryor. ABDTi ko-
nuşmacıların ağırlıklı olduğu
"ikinci Avrasya Ekonomik Zir-
vesi"nde AB kapılannı zorlamak
yerine "Türk-Avrasya BiriiğT ku-
rulması önerildi. Aralık ayında
yapılacak Helsinki Zirvesi önce-
sinde Avrupa Komisyonu Türki-
ye'nin adaylığı konusunda yeşil
ışık yakarken, Türk tarafi siyasi
konularda ödün vermeyeceğini
yineledi.
Zirveye katılan ABD Hazine
Bakan Yardımcısı Mark Medish,
petrol ve doğalgaz kaynaklanna
sahip ülkelerin yabancı sermaye-
yi çekmeye çalışırken ekonomik
bağımsızlıklannı yitirmemeleri
gerektiğini söyledi. Medish, "IMF,
OECD gibi kuruluşlar karar ve-
rici ohnamau. Önemli olan, poli-
tik reformlardır" diye konuştu.
tkinci Avrasya Ekonomik Zir-
vesi'nin üçüncü gününün ana ko-
nusu; dünyadaki güçler dengesi,
Türkiye'nin bölgedeki önemi, AB
ile ilişkıleroldu. Toplantıya katı-
lan Devlet Bakanı Prof. Dr. Şük-
rfi Sina Gürel, AB ile ilişkilerde
önemli sorunlar yaşandığını be-
lirterek "AB Tûridye'ye karşı hem
ortaklık hem de GB iÜşkikrinden
kaynakianan yükiimlülüklerini
yerine getinniyor" dedi. Gürel,
AB ile ilişkilerin geliştirilmesi-
nin Avrasya için de çok önemli ve
yararlı sonuçlar vereceğini ifade
Yücaoğlu: Ciddi bir bütçe gerek
Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ve Işadamlan
Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erkut Yücaoğlu.
2000 yıh sonunda öngorülen yüzde 25
enflasyonun önemli bır hedef olduğunu belirterek
ciddi bir tasarruf bütçesi ile enflasyonun istenen
seviyeye indirilebileceğini söyledi.
2. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde bir konuşma
yapan Yücaoğlu Türk Cumhuriyetlerinde "yokteş"
döneminin bittiğıni belirterek "Bu bölgenin arzu
ettiği tkari bir partnerdir. Burada 'ağabey*
döneminin baslamaması gerekjr" dedL
"BVIF recetesj" tanırrunın arük değiştırihııesi
gerektiğini ve buna. "ayağını >T>rganına göre
uzatma reçetesi" demenin zamanının geldiğini
ifade eden TÜSÎAD Başkanı Yücaoğlu "Bütçe
ciddi bir tasarruf bütcesi içerisinde hem enflasyonu
düşürerek hem de bdli bir büyûmeyi hedef alarak
yapdabilirse ve en önemlisi oygulayabilirse, bu,
Türki\ç"ve dış kaynaldann gelmesini ckkfi bir
şekikie arnracakor" dedi
Zirvede konuşan Devlet Bakanı Yüksel Yalova da
21. yüzyıla girerken tarihi Ipek Yolu'nun yeniden
canlandığuu belirterek, Bakü-Ceyhan Petrol ve
Doğalgaz Projesi'nin, bunun en somut örneği
olduğunu bildirdi. Yalova, Türk güişimcilerin bu
ülkelere 6.5 milyar dolar yaünm yaptığını belirtti.
etti. Türkiye'nin Türk cumhuriyet-
leri ile ilişkilerini geliştinnesi ge-
rektiğini anlatan Gürel, AB'de ol-
duğu gibi Avrasya'da da bir ser-
best dolaşım ve birlik oluşturul-
ması konusunda, "Avrasya bütfin-
lüğfi için önce özgün koşullara
bakmalıyız. Eğer bu koşullar yok-
sa, kendi özgün koşullarunıza ba-
kıp kendi moddlerünizi oluştur-
malıyız, kaİKi işbirtiğinin temelle-
rini atmabyız" diye konuştu.
'Bağımsızfağı yitirmevin'
ABD Hazine Bakan Yardımcı-
sı Mark Medish, doğalgaz ve pet-
rol kaynaklannm ülkelerin top-
lumsal faydalan için kullanılma-
sınm önemine dikkat çekerken,
yabancı sermaye çekmeye çalışı-
lırken ekonomik bağımsızlığın
yitirilmemesi gerektiğini söyle-
di. IMF, OECD gibi kuruluşlann
karar verici olmaması gerektiği-
ni belirten Medish, dış fınans ku-
ruluşlannın önemine karşın asıl
önemli unsurun politik reformlar
olduğunu söyledi. Türkiye'nin
önemli bir enerji yolunun orta-
sında bulunduğunu belirten Me-
dish, ekonomik ve politik olarak
bölgenin anahtar ülkesi olduğunu
söyledi. Medish, Türkiye'nin yük-
sek enflasyon ve bütçe açıklannın
kafalan kanştırmasına karşın ge-
lişmiş bir ticari kültüre sahip ol-
duğunu kaydetti.
Enflasyon hedefi Hazine faîziyle çelişiyor
• Ekonomi yönetiminin
2000 yıh sonundayüzde 25
enflasyon hedefınde ısnuiı
olmasma karşın Hazine 'nin
yaptığı 3yıl vadeli ihalede
bankalarayüzde 125 ile
borçlanması uzmanlar
tarafindan çeliskili
bulunuyor.
TARIKYILMAZ
IMF ve Dünya Bankasf yla ABD'de
bir araya gelen ekonomi yönetiminin
2000 yılı sonunda yüzde 25 enflasyon
hedefınde ısrarlı olmasına karşın Ha-
zine'nin yaptığı 3 yıl vadeli ihalede
yüzde 125 ile borçlanması uzmanlar
tarafindan çeliskili bulunuyor. 1999
bütçe hedefini tutturmak için kısa va-
deli ihale yapmamaya özen gösteren
ekonomi yönetiminin, 2000 yıh bütçe-
sinin de çok şişmemesi için vadeyi uzat-
ma ısran gelecek yıllara çok yüklü bir
borç birikmesine neden oluyor.
Başta Ekonomiden Sorumlu Devlet
Bakanı Recep Önal olmak üzere Mer-
kez Bankası Başkanı Gazi Erçel ve Ha-
zine Müsteşan Selcuk DemiraJp'ın üze-
rinde ısrarla durduklan 2000 yılı so-
nunda enflasyonun yüzde 25 olacağına
ilişkin tahmin gerçekçi bulunmuyor.
Ekonomi yönetiminin belirlediği bu
hedefi uzmanlar"ayağıyerebasrnavan"
hedefler olarak yorumlarken, söylenen-
lerle gerçekleşenlerin birbiriyle çeliş-
tiğini belirtiyorlar.
'Yüzde 60'ın altma düşmez'
ODTÜ Ekonomi Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan sadece
bankalara ödenen faizlerin yüksekliği-
nin değil, tüm fınansal ve reel göster-
gelerin de desteklemediğini belirterek
enflasyonrakamınınbu yıl sonu için yüz-
de 60'ın da altına düşmesini bekleme-
diğini dile getirdi. Dış ticaret hacmi-
nin yükseltilmesi ve açığın düşürühne-
si için kur artışlannı bir miktar hızlan-
dırmak gerektiğini kaydeden Yeldan.
kısa vadeli sermaye hareketleri nedeniy-
le bankacılık sisteminin buna izin ver-
meyecegini dile getirdi.
Bir bankacı da hedefi inandıncılık-
tan uzak bulurken, piyasa aktörlerinin,
"Devlet bu reel faizi vermeye razı oldu-
ğuna göre enflasyonu düşûrmesi zor"
şeklinde düşüneceğini söyledi.
ABD'deki görüşmelere de katılan es-
ki Hazine Müsteşan Mahfi Eğilmez de
yüzde 25 enflasyon hedefinde ısranna
anlam veremediğini belirterek bu yıl
yüzde 50 olan enflasyon hedefinin tut-
turulmasının bile güç olduğunu kay-
dederek, "Yüzde 25 havada kalan bir
tahmin. Bırakm yüzde 25"i. bu yıl ger-
çekleşecek enflasyonu yanya indirmek
için harcamalan yüzde 40 kısmak. bu-
na karşıhk gelirkri hızla arturmak ge-
rekir" şeklinde görüşlerini dile getirdi.
.ONUK YAZAR I Prof. Dr. HÜSNÜ KIZILY4LLI
1999 yılında Türkiye büyük ekonomik so-
runlann içine düşmüştür. Halbuki son yıllar-
da başbakanlarekonominin ne kadar iyi sey-
rettiğı ile övünüyorlardı. 1999 yılında ihracat-
ta düşüş (özeltikle tekstilde), 9 katrilyona va-
racak bütçe açığı, faiz ödemelerinm bütçeyi
yutması, memurtara Temmuz 1999'da enflas-
yonun altında ancak yüzde 20 zam yapılma-
sı, adliyenin SOS sinyali vermesi, GSMH'nin
yılın ilk üç ayında yüzde 8.4 ve ilk 6 ayında
yüzde 5.8 azalması, yaygın iflaslar ve kapa-
nan fabrikalar (Anadolu Kaplanlarınınkiler de
dahil), yüzde 50'yi bulan reel faizler, dış kre-
dilerde tıkanma, tekstil ve turizm sektörün-
deki dış kaynaklı büyük kriz havayı karartmış
ve Türkiye ne yapacağını bilmez hale gel-
miştir. Şimdi tek ümit, IMF'nin 2000 yılında
"stand-by" yapmasına kalmıştır.
Aslında Uzakdoğu'da başlayan ve Rus-
ya'ya sıçrayan krizin Türkiye'yi de vuracağı
açık iken, hükümet 1997 ve 1998'de "Kriz bi-
zi etkilemez" vurdumduymazlığı ile bugünü
yaratmıştır. 1998'in talihsiz ve olumlu etkile-
ri yetersiz mali reformun da olumsuz etkisi ol-
muştur. Ama asıl önemli etken, rakibimiz olan
Uzakdoğu ülkeleri devalüasyon yaparken,
Türkiye'nin uydurma bir istikrar programı uğ-
runa, rekabetgücü kazanabilmesi açısından
zaruri olan yüzde 30 civanndaki devalüasyo-
nu yapmaması olmuştur. Diğer önemli bir
1999'un îktisadi Durumu ve Nedenleri (i)
faktör de tekstil ve turizm sektörierinin veri-
len cömert teşviklerfe, pazan ve rekabet gü-
cünü hesaba katmadan ölçüsüz genişleme-
si olmuştur (1). Ölçüsüz teşviklerin birfayda-
sı olmadığı gibi, devlete bağımlı ve güçsüz
teşebbüsler yaratması tehlikesine daha ön-
ce işaret edilmişti (2). Güçlüğe uğra-
yanveyüzde50'ye(3)varanre-
el faizle kredi alan teşebbüsle-
rin ise batması kaçınılmazdır (4).
Diğer önemli bir etken de açık
ekonomi teranesiyle, ithalat ve
sınırticareti yoluyla, damping-
li veya kaçak mallar Türkiye'yi
istila ederken Türk ihracatının
kota, damping bahanesiyle sis-
temli birbıçimde kösteklenmesidir. Dış turizm
sektörü de AT'nin gizli boykotuna takılmıştır.
Bu kontrolsüz ithalat ve korumasız ekonomi,
sanayi sektörünü ve gelişmişler dahil her ül-
kenin korumada özen gösterdiği tanmı da
derinden vurmuştur. Belirtelım ki böylesine ko-
rumasız ve kaçakrthaJmallan ile dolu bir pa-
zara yabancı sermaye yatınm yapmaz. Nite-
kim Philips Türkiye'de eskiden ürettiği bazı
mamullerin artık ithalini yeğlemektedir; oto-
motiv üretim kapasitesi ve hatta atıl kapasi-
tesi olup da talebin yüzde 35'ini ithalatla (bir
kısmı vergisız, kaçak) (5) karşılayan başka bir
ülke yoktur.
Diğer bir faktör de, Türkiye'nin ölü (yanm
kalmış) yatınmlar (GAP dahil), bitmemiş inşa-
atlar ve gösteriş yatırımlan ülkesi haline
gelmiş olmasıdır. Bunlara ilaveten,
gereksiz yere yaratılmış prodüktif
kapasiteye (tekstil, otomotiv) ve
sermaye-hasıla oranı çok yüksek,
enflasyondan korunmave rant el-
de etmek için yapılmış yüz bin-
lerce konut ve yazlık yatınmlan-
na çok büyük kaynak harcan-
mıştır. Bu yatınmlar krt olan ser-
mayeyi (büyük ölçüde dış kredilerle sağlan-
mış) israf ederken enflasyonist baskıyı arttır-
mış, gelir ve istihdam etkileri ise önemsiz kal-
mıştır. GAP ve tüm kamu yatınmlannın çok
süratle bitirilmesi gerekirdi (özendiğimiz Ba-
tı'da yatınmlar böyle yapılır). Bunun için in-
şaata başlamadan önce gerekli iç ve dış kay-
nakjann önceden temin edilip bankalara de-
po edilmesi gerekirdi. Bu takdirde yatırımlar
süratle nema getirir ve enflasyonist baskı da
oluşmazdı (GAP böyle bir modelle çok sürat-
le bitinlseydi, kı siyasi nedenlerie bu zaruri idi,
bugün Güneydoğu'nun durumu çok farklı
olurdu). Ama son 50 yıldır Türkiye, bunun
tam tersini yapmış, bazı siyasilerin 10-20 yıl
sonra "Bu projenin temelini ben atmıştım" ve
hatta "Önceben dûşünmüştüm"diyebilme-
leri uğruna, finansmanı sağlanıp bir kenara ay-
nlmadan yatınmlara başlanması nedeniyle
bir ölü yatınmlar cenneti (cehennemi) olmuş
ve 1960'lar hariç devamlı enflasyonist baskı
altında yaşamıştır. Eğer son 50 yılda Türkiye,
ölü ve fuzuli yatınmlar dahil fiziki yatınmlara
bu kadar kaynak tahsis etmeyip ınsana ge-
rekli tutarda yatınm yapmış olsaydı, bugün-
kü ümitsiz durumun tam tersine, 21. asra çok
avantajlı girerdi.
Türkiye'nin 1960'lann yüzde 7 hızına kar-
şın, 1980-99 döneminde düşük hızla (yüzde
4.5) kalkınmasının önemli bir nedeni de eko-
nomik faaliyetlerde ve projelerde katma de-
ğeri düşük (sermaye-hasıla oranı yüksek),
dolayıstyia milli gelire (GSYİH) katkısı düşük
olan alternatifleri teşvik etmesidir. Nitekim,
1988-1998 döneminde GSYİH ortalama yüz-
de 4.1 artmış ve sermaye-hasıla oranı Al-
manya, Ingiltere gibi 6 olmuştur; Kore'de bu
oran 3.5'tir. Ayrıca 1980-1999 döneminde
tanm ve sanayi sınırsız rmalata (büyük mik-
tarda dampingli ve sınır ticareti adı altında ka-
çak ithalat dahil) bilinçli olarak ezdirilmiştir.
(1) Bu şekilde kurulmuş ve şimdi büyük güç-
lükter içine düşmüş veya batmış işletme ve teşeb-
büslenn, yatınm projesını inceleyip tasdık etmış
ve bol keseden teşvik vermış makamlann yanlış
yatınmların yapılmasına onayak olmalan, bu ne-
denle uğradıklan zararların tazminı.için dava et-
me hakkının olup olmadığı açık bir sorundur.
(2) Hüsnü Kızılyallı, "Economics of Transiti-
on", Ashgate, 1998, s. 241.
(3) Yüzde 20'nin üzerinde kârlılık ancak ka-
nun dışı faaliyetlerde olabilir.
(4) Devletin devamlı kabaran iç borcu ve yüz-
de 70'lerde seyreden enflasyon ve ekonomik ge-
leceğın belirsızlıği bu aşırı derecede yüksek reel
faızlenn nedenidır. Bu arada enflasyonun tükett-
ci fiyatları üzerinden hesaplandığını belirtelim.
(5) Kaçak Mercedes'ler ve triptıkle giren araçlar.
(6) Bu ve aşağıdaki tüm fikir ve öneriler,
bugün, testi kırıldıktan sonra, ileri sürülmüş
değildir. Bunlar, 1960'lardan itibaren bizim ileri
sürdüğümüz, yayımladığımız görüşlerdir.
Prof. Dr. Hüsnü Kızılyallı, 1968-70yıllanara-
sında Hazine Genel Mûdür Yardımcısı, 1971 yı-
lında DPT Müsteşar Vekili olarak görev yapmış,
aynca IMF ve Dünya Bankası'nda da uzun yıllar
çeşitli görevlerde çalışmıştır.