Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İEKİM1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
J V U J L l \JMX kultur@cumhuriyet.com.tr 15
36. ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM YARIŞMASI'NDAN NOTLAR
Altm Portakakm salkım salknn
ittik, seyrettik,
değerlendirdik! İşte
ömrûraüzden bir fesiival
daha geldi, geçti, geçiyor.
Sinemamızın Oscar ödülleri ya da 'C
vitamini' sayılan ve uzun yıllara
dayanan, gelenekselleşmiş Altın Portakal
Filra Festivah'nin otuz altıncısı
nedeniyle bir haftadır konuk edildiğimiz
Antalya'da yiyip içip yan gelerek Türk
sinemasınm bu mevsimde seyirciyle
buluşacak en son ürûnlerini topluca
izleyip
değerlendirme
firsatmı bulduk
yanşma
bölümünde.
Jürinin seçiminde
zorlanacağı, bir
hayli tartışıp
terieyeceği
kesindi. Nitekim 5
Ekim gecesi
açıklanan sonuçlar
da bunu doğruladı. Gördüklerimiz
arasında bizım gönlümüzü. aklımızı
çelen, ödüle layık buldugumuz bir Mayıs
Sıkuıtısı, bir Üçûncfi Sayfa, hatta aylar
önce seyrettığimız bir Lola ve Bilidikid
vardı kazanmasını diledığimiz ve Lola
dışında ilkı Qç, ikincısi dört ödüle
uzandı.
Sinemamızda son dönemdeki
Vapırdanmamn giderek canlanmaya
dönüştüğunü örnekleyen bir çeşitlilik arz
eden on yeni filme 1 -5 Ekim arasında ev
sahipliği yapan 36. Antaîya Altm
Portakal Film Yanşmasf m Üçüncü
Sayfa'yla açtık.
Üçüncü Sayfa ya da isa.
Meryem ve dlğerlerl...
Zeki Demiriaıbuz'un üçüncü fümi Üçüncü Say-
fa, bizım yeni kuşak içinde en fazla umut bağladı-
ğımız bu yönetmene C Biok'la başlayıp Masumi-
yet'le süren inancımızı, imanımızı tazeledi. llk iki
filmındeki gibi yine toplumumuzun ümmüğü sıkı-
lıp ezılen, beşikten mezarakadar süren, zorlu, aman-
sız bir hayatta kalma tutunma mücadelesine itılen
alt kesiminden kahramanlar seçerek kendine özgü
bir bağımsız sinema örneği ortaya koymuş Üçün-
cü Sayfa'yla Demirkubuz.
Adından da anlaşılacağı üzere bulvar tarzı gaze-
telerın üçüncü sayfalannda kullandığı aşk-cinayet
-seksağtrlıklı magazmhaberlerindenesinlenmiş film,
büyük bir maddi çıkmazda fittınp intihann eşiği-
ne gelmiş, nicedir işsiz bir sinema emekçisinin hi-
kâyesini anlatıyordu, yer yer gerçekçi bir kara film
gerilımine bürünerek. Tabancayı şakağa dayayıp
intihara kalkışacak kadar hayatın üstüne çok gel-
diğı, arada sırada fılmlerde, TV dizilerinde (kimi
zaman diyaloglu) yan rollerde oynayarak Istanbul
cangılında ayakta kalmaya çabalayan Isa'yı başa-
nyla canlandınyordu genç oyuncu Ruhi San.
Bir apartman bodrumundaki duvarlan film afi-
şi, lobi ve fotograflanyla kaplı, tipik bir dargelirli
bekâr evi rhanzarası arz eden kapıcı dairesinde-
evınde 4 aydır kıra veremeden oturan, sektördeki
durgvınluk ve tıkanma nedeniyle epeydir işsız kal-
mış, artık borç gırtlafa dayanmış Isa'nın, kaybol-
ması ondan bilinen bir 50 dolaT yüzünden mafya-
cı tipli, gaddar birinden feci bir dayak yemesiyle
açıhyordu. "Üçüncü Sayfa". Son çare olarak inti-
hara kucak açan, ancak bir türlü tetiğı çekemeyen
perişan haldeki Isa'nın birden deli cesaretiyle üst
kattaki ev sahibinin dairesine çıkıp 600 dolar tutan
4 aylık ev kırası borcunu, Isa'ya kıyasıya hakaret-
ler yağdırarak ısteyen gangsterkıhklı, zorbae\ sa-
hibıni (Cengiz Seziei) vurmasıyla hareketlenen film-
de, dayakçı kocasından bıkmış, seyrettiği paspal TV'
dizılerinden hile-hurda öğrenmiş, iki çocuklu, (bi-
ri erkek ötekisi kız olan çocuklann adlan da, Sibel
\e Can), güzel ve cın fıkirh kapıcı kansı Meryem'in
fbenim en iyi kadın oyuncu adayım Başak Köklü-
kaya çok çok iyiydı Meryem'de ve ödülü bileğinin
hakkıyla elde etti) devreye girmesıyle gelışiyordu,
Geiecek vaat eden Başak Köklükaya, en iyi kadın oyuncu ödülûnü bileğinin hakkıyla aldı.
daha sonrasında sürpriz sonuçlara varacak olay ör-
güsü.
Klasık Hıtch Amca tarzıyla, Tarantinovan, cinaî-
aşkî bir genlım arasında salınarak gitgıde tempo ka-
zanan Üçüncü Sayfa, Yeşilçam artizlığınden -kas-
tıng ajanslanndan. döküntü yapımcı yazıhaneleri-
ne- film setlerine kolon vurarak sinema ortamı-
mızdan ibretlik kesitler veriyor ve sürüldeyici aşk-
cinayet-aldatmaca-kandırmaca sarmahna dolanı-
yordu genelde kapali mekânda geçmesıne karşın
Yaşanmışlığun hıssettırerek yazılmış, gözlem-
lere, saptamalara dayanan bir senaryodan çekılmiş.
ustaca kurulmuş ve anlatılmış bu Demirkubuz fil-
mi, bu yönetmenin karakter yaratmadaki, aynntı-
lan doldurmadaki ve oyuncusundan venm almada-
ki becerisini de örnekliyordu bir kez daha.
Dostoyevski tadmı veren filmın fınalinde başta-
ki çıkmazına dönen ve Raskolnikofu çağnştıran
lsa'yı oynayan Ruhı San'mn yanı sıra zorba evsa-
hibinin oğluyla çoktan ışi pişirmiş fettan Meryem
rolündekı Başak Köklükaya'nınperformansını gör-
dükten sonra artık sinemamızın geiecek vaat eden
yeni bır yıldız kazandığım söyleyebilınz, hem fi-
ziği hem de yetenegiyle
'Mayıs Sıkınüsı', gerçekle kurguyu harmanlayan lirik bir fümdi.
Taviz nedir bilmez bir
bagımsız sinemacı ...
Genelde her şeyin füm konusu ya-
pılabileceğine. film çekilebilece-
ğıne uıanan ve 1995'ten ben özen-
le, Çanakkale'nın Çan ilçesindeki
cennet gibi Yenice kasabasında ya-
şayan annesiyle babasının ve ya-
kınlannın kahramanlannı oluştur-
duğu Koza, Kasaba (1997) filmle-
rindekı belgeselimsı kışısel hikâ-
yesıne kaldığı yerden devam edıp
kendi kozasmı örerek alabıldıgine
bagımsız, şıirsel 'nevi şahsına mün-
hasır' sınemasını sürdürüyordu Nu-
ri BilgeCeylan, Mayıs Sıkınösı'nda.
En iyi yÖnetmen: Nuri Bilge Ceylan.
Gerçekten de Nuri Bilge Cey-
lan'ın aytıı konunun farkh çeşitle-
meleri sayılabilecek ve hem birbi-
rini tamamlayan hem de birbırinden
ayn seyredilebilecek 20 dakikalık
siyah beyaz Koza, 90 dakikalık si-
yah beyaz Kasaba ve 130 dakika-
lık renİdi Mayıs Sıkıntısı üçleme-
siyle şimdıden sinema(mız) tari-
hinde özel bir yer edindıği bıle söy-
lenebilır, tıpkı 198O'li yıllann ba-
şında Saraybosnah Emir KustunV
ca'nm ilk filmı Dolh BeU'i Haürb-
yor musun?la ilk başyapıtı Babam
lş Gezkinde'nin bir çeşit eskızını
yapması gibi.
Bir kez daha kırsal kesımin do-
ğal atmosfennı perdeye taşıyarak ha-
yatı nerdeyse bire bir aktaran Ma-
yıs Sıkıntısı, yine gerçekle kurgu-
yu harmanlayıp bir fflm içinde fiim'
hikâyesiyle örtüşerek meraklısını
içine çeİtiveriyordu iki saatliğine
bırakmamacasına.
Konusu, çocukluğunun geçtığı
kasabaya film çekme amacıyla dö-
nen ve herkesin hayatına kanşıp
düzeninı bir ölçüde bozarak yakın-
lannı filmde oynatan bagımsız bir
sınemacının öyküsü olarak özetle-
nebilecek Mayıs Sıkıntısı, çeşitli
yaşlardan kahramanlannın küçük,
yan öykücüklenyle öriilüp
nakış gibi işlenmiş, belge-
sel ve saf sinemanın lezze-
tine sahıp. lirik ve farklı bir
fılmdi her zaman raslanma-
yan türden.
Hep para getirmez işler-
le uğraşan, sinemacı
oğul,'kameralı adam', yö-
netmen Muzaffer'in (Mu-
zaffer Özdemir) gelişiyle
durgun hayatlan değışen
yaşlı anne-babaya güzelle-
me niteliğindeki, duygu yük-
lü sekans gibi uzun, lirik
plansekanslardan bütünle-
nen anlatımından montajı-
na, senaryosundan kamera-
manlığınakadar taviz nedir
bilmezNuri Bilge Ceylan'ın
şapka çıkanlası. bagımsız
yaraücı yönetmen kumaşı-
nı bir kez daha ortaya seren
bu küçük başyapıtı unutul-
maz tipler, yüzler ve sahne-
leT barmdınyordu özetle.
Özellikle yıllannı verip baktıgı
araziyi tapu kadastroculara kaptır-
mama kaygısındaki. toprak ve gö-
nül adamı baba Emin Bey (Mehmet
Emin Ceylan) gibi güzel insanport-
relerim adeta zihnımize nakşedı-
yordu Ma>ıs SıkınosL
Yine üniversiteyi kazanamayıp
kasabadan kurtulamayan amcaoğ-
lu Saffet'i, müzikli saat hayalı ku-
ran dayıoğlu küçük Ah'yi, evm te-
mel direği Fatma anayı da unutma-
malı. Diyeceğim, bizim Altın Por-
takalımız çoktan adresmi bulmuş-
tu bıle. Jüri de en iyi ikıncı film.
en iyi yönetmen ve en iyi laboratu-
var olrnak üzere toplam üç ödül ver-
di "Mavıs Sdannsı"na.
Lola, Harem, Gülün Bittiği Yer,..
Sıkı maço ağabeyınin baskısına karşın cin-
sel tercihini kendı cinsinde yapan, Berlinlı,
eşcinsel Türk genci Murat'la aslında sonra-
dan kardeşi oldugunu ögreneceğı bir traves-
ti şovunda şarkı söyleyen Lola'nın arkadaş-
lığını eksen alarak kırsal kökçnlı Almancı
bir ailenın sırkrını deşeo,Igıbuk bağlaouş ya-
ralarını kaşıyan Lola %e Btlidikid'i aylar ön-
ce seyrettığımızde etkıleyıci, yüreklı ve ba-
şanlı bir deneme olarak alkışlamıştık. Kut-
hığ Ataman'ın senaryosunu yazıp yönettiği
ve Berün'de çektiğı eşcinsellik, ensest gibi ta-
bu konularda kamera o>natan bu cüretkâr
filmıne Altın Portakal jürisinin yaklaşımı
olumsuz oldu ne yazık ki.
Meraklaalacaâı sonucubekledığim birbaş-
ka yanşma fılrni de kısa bır süre önce gör-
dügüm Feraan Özpetek'ın Harem Suare'siydi.
Padışahın gözdesı olmak uğruna kadınlar
arasında çevrilen öldürücü entrikalara sahne
olan, cinsel gücüne cariye dayanmayan 2.
AbdüDuunh'ın 20. yüzyıl başında dağıtüıpka-
patılan kalabalık haremini perdeye yansıtan
ve görsel bakımdan dönem atmosferini ba-
şanyla veren "Harem Suare" sadece en iyi
yardımcı kadın oyuncu (Serra Yümaz) ve
sanat yönetmenı (Mustafa Ziya Ülkenciler)
ödüllerine değer bulundu. Doğuya özgü ha-
remın gızemine egzotik bakışlar atan ve sa-
nat yönetiminden dekor-kostümlenne kadar
gerçekten gözalıcı bu tarihsel üstün (ve or-
tak) yapımın Antalya'dan boynu bükük dön-
mesine pek ihtimal verilmiyordu ama oldu
işte.
Festıvahn bu yılki en olumlu yanlanndan
biri de Antalya'nrn 20 farkh köşesinde ku-
rulmuş açıkhava sinemalannda her gece bin-
lerce seyirciyle yanşma filmlerinı buluştur-
masrydı.
Yanşmamn sürpri/lerinden biri
Yönetmen İsmailGüneş'in 12 Eylül döne-
minde içeri alınıp günlerce ağır işkenceden
geçmış, erkekliği zedelenmiş ve sadece be-
deni değil ruhu da örselenmış, suçsuzluğu an-
laşılmca da salıverilmış, arkada bıraktığı,
elinde gülle onu istasyonda bekleyen sevda-
lısmı düşüne düşüne trenle kasabasına dönen,
enkaz halındekı bir gencin geriye dönüşler-
le anlatılmış hikâyesini aktaran Gütün Bitti-
ğiYer'i de yanşmanın şaşırtmacalanndan bi-
nydi. Perdede taze bır soluk estiren Yağmur
Kâşifoğlu. Tolga Tibet gibi gencecik ve Cü-
ne\1 .\rkın, Bülent Bilgiç. Mümtaz Sevinç gi-
36. Altın Portakal Film Yarısması sonuclari:
Çotpan İlhan'ın başkanhğmdaki jüride yer alan isımler. Işd Özgentûrk, Kenan
Onnanlar, Nerip Sancı, Fehmi Yaşar, Kutay Kökrürk, Ahmet Soner, Cahit
Berka\, Ünsat Oskaj, Atilla Dorsay, Şener Akuıcılar.
• En iyi birinci fihn: Altın Portakal:
Salkmı Haıum'ın Taneieri /
Tomris Giritlioğlu.
• tktaci film: Dr. Avni Tolunay Jün
Özel Ödülü; Mayıs Sıkınnsı /
N. Bilge Ceylan.
• Üçüncü film: Behlül Dal Jüri Özel
Ödülü / Üçüncü Sayfa > Z. Demirkubuz.
• En Ki Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan ••'
Mayıs Sıkıntısı.
• En iyi Kadın Oyuncu: Başak
Köktükaya / Üçüncü Sayfa.
• En tyi Erkek Oyuncu: Uğur Poİat /
Salkım Hanım'ın Taneieri.
• Yardımcı Kadın Oyuncu: Serra
Yılmaz / Harem Suare ve Inge KeHer/
Lola ve Bilidikid.
* Yarduncı Erkek Ovuncu: Ercan
T. Giritiioğlu'nun 'Salkım Hanım'ın Taneieri', beş ödüUe en çok kazanan film oldu.
zisi gjbi gûle oynaya ızlenen,
ancak doğrusu geriye ız bı-
rakmayan bır eğlencelik ve
sonuçta tüm mahalleliyı bir-
bırine katan bır bekâret öy-
küsü çeşıtlemesıydi.
Avare bırhayatsürüp sü-
reklı döndürülenjoint'ler'e
kafa bularak barlan mes-
ken tutmuş. her şeye boşver-
mış, diskjokey, barmaıd, as-
ker kaçağı, vb. gibi marji-
nal kahramanlan karşımı-
za getiren KaraKentin Ço-
cuklan'ysa kameramanlık-
tan yönetmenhğe geçerek
1987'de ödül rekortmeni Her Şeye Rağmen'le
çıkış yapan Orhan Oğuz'un herhalde Döner-
sen IshkÇal'ın sınırlı başansından cesaret ala-
rak bu kez rock-uyuşturucu kısırdöngüsüne
ve bilmediği yeraltı kültürüne dahşuıın ürü-
nüydü. llk yansı ıdare eden, ama ikinci ya-
nsında son dönemde Trunıan Show'da mo-
da olan (başkasının özel yaşamını kamera, alı-
cısı, vb. kayıt cihazlanyla) dikizleme sap-
kınlığına ve Trainspotting özentisi bir kenef
muhabbetıne dümen kınp lafını uzattıkça gi-
derek tam bir çorbaya dönüşen Kara Kentin
Çoculdan, seyircıyi ufak bir bed tnbe soku-
yordu sonuçta.
Pariak bir yıldıdar resmigeçidi
Bırkaç yıl öncesinden hatırladığımız, tz-
landalı bır annenin iki kızmı Türkiye'ye ka-
çırmış Sıvaslı kocasından çocuklannı geri
alabilmek için verdiğı, gerçekten yaşanmış
mücadeleyi perdeye uyarlayan Canan Gere-
de'nın yazıp yönettiği Parçalanma ıse sanı-
nz bu yılın en antipatik fılmi ödülünü kaza-
nabihr! Aynca insan haklan bakımından da
oldukça yerilecek bu kan- koca dramı film-
de Alman aktör Baltasar Kormakur da şaş-
kın şaşkm dolanıyor tzlandah annenin rad-
yodıskjokeyı sevgilisi rolünde.
Yönetmen TomrisGiritiioğlu'nun yaklaşık
yanm yüzytl önce azınlık vatandaşlanmıza
haksızca uygulanan Varuk V'ergisi'nin neden
olduğu dramlar üstüne çektıği yine pariak
bir yıldızlar resmigeçidi halindeki Salkun
Hanım'ınTaneleri'nı seyretme ginşimim fil-
mın duyurulduğu tanhte gösterilememesiy-
le gerçekleşemedi. Sonuçta da olan oldu ve
festivalin son 2 gününe yetiştirilen Salkım Ha-
nun'ın Taneleri'ni göremedim. Yanşmanın son
fılmı Sırur'ddnsa hiç söz etmemek daha iyi!
Eii boşdönen 'Kara Kentin Çocuklan'nın iş şansı yüksek.
bı eskı oyunculan bır araya getiren ve filis-
tin askısı. falaka. elektnk verme, vb. gibi ir-
kıltıcı işkence sahnelen de içeren Gülün Bh-
tiği Yer'ın. şimdiye kadar sol bakış açısından
izlemiş olduğumuz 12 Eylül filmlerinden
daha sıcak ve insancıl bir yaklaşımı sergile-
dığı bıle ılen sürülebilır rahathkla.
Zengın bir oyuncu kadrosunun rol aldığı
Damşma, Birimkilerın senaristı Lmur Bu-
gay'm senaryosunu yazdığı YaJçın Yeknçe'nin
de yönetmenliğıni üstlendıği, televizyon di-
Yazgan / Duruşma.
• En İyi Senaryn: Zeki Demirkubuz /
Üçüncü Sayfa.
• En İyiGörûntü Yöoeöneni: AfiUtku
/ Üçüncü Sayfa.
• En tyi Sanat Yönetmeni: Mustafa
Ziya Llkenciler / Harem Suare ve
Salkım Hanım'm Taneieri.
• EnİyiMüzUcTamerÇırağ'
Salkım Hanım'ın Taneieri.
• En tyi Montaj: Mevlüt Kocak •'
Salkım Hanım'ın Taneieri.
• En İyi Laborata>ur: Fono Fibn /
Mayıs Sıkıntısı
lAynca Mayıs Sıkıntısı'nın
profesyonel olmayan bûtün
oyunculanna da jüri özel ödülü
verildi.)
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Sıcağı Sıcağına
Geride kalan herfestivalin ardından birhüzün ege-
men olur kedılere. Beş günlüğüne de olsa, ortak
birdünyanın.ortakbırcoşkununyaşanmışlığıvar-
dır çünkü. Hele, bu festival Antalya gibi, bir dün-
ya güzeli ile buluşuyorsa...
Festival yazısı yazmak, göründüğü kadar kolay
değildir. Hiçbir şeyi atlamamaya, tüm önemli fılm-
lere değinmeye ne kadar çabalarsanız çabalayın,
bir şeyler unutuluverir. Ya da birilerinin hakkını ve-
remezsiniz, ne kadar isteseniz de. Üstelik de, film-
leri üç beş cümleye sığdırmak gibi zorlu bir görev
bekler sizi. Kimi zaman, telefon defterine benzer
yazılaryazarsınız, kımsenin hakkını yememek için.
Kimi zaman, durduk yerde düşman kazanırsınız,
doğrulan söylemek inadınız yüzünden.
Sıcağı sıcağına festival yazısı yazmanın başka
handikapları da vardır. Küçük de olsa, karşılaştı-
ğınız bazı sorunlann acısı henüz küllenmemiş, kız-
gınlığınız henüz geçmemiştir. Oysa belirli bir za-
man geçtıkten sonra daha bir hoşgörüyle bakma
olanağınız vardır bazı olaylara, hiç olmaması ge-
reken organizasyon bozukluklanna.
Şimdi dilerseniz, yukarda söylediklerimi unutma-
dan, festivale kuşbakışı -nereden çiktı kuşbakışı,
tabii ki kedi bakışı ile- bakmaya çalışalım. Özetin
özeti şu: Son yıllann en iyi ulusal festivalini geride
bıraktık, hatasiyla sevabıyla. Sevap listesinin en ba-
şına, genç sinemamızın bileğinin hakkı ile kazan-
dığı zaferi koymak gerek. Tabii, bunun hemen ya-
nında da tutariı ve dengelı jüri kompozisyonunu not
etmeli. Ne yalan söyleyeyım, dünyada pek örne-
ği görülmeyen jüri belirieme yöntemi beni korku-
tuyordu. Jüri üyelerinin, sinema örgütlerince se-
çilmesi yaklaşımının sağlıksız sonuçlara varabile-
cek bir oluşuma yol açabileceğınden korkuyordum.
Tabii, çok da temelsiz değildi bu korkum. Güçlü
Yeşilçam patronlannın etki alanından kaçamayan
az mı jüri görmüştük...
Ama geçen zaman çok şeyleri değiştirmiş bes-
beili. Sinema aianındaki sivil örgütlerin temsilcile-
rinden oluşan jürinin kararlan tartışılabilir elbette.
Her jürinin kararlan tartışmaya açıktır. Ama jürinin
kompozisyonu tarbsmaya olanak bırakmayacak ka-
dar tutariı idi. Nitekim, altı saatten fazla süren ka-
rar toplantısı bile jürinin işini ne denli ciddiye aldı-
ğını gösteriyordu.
Sonuçlara ilişkin şunu söylemekle yetineyim
şimdilik: llk üçe giren filmlerin hepsini beğendim.
Belki, benim sıralamam başka türlü olurdu, ama
yanlış birseçim yapılmadığını düşünüyorum. Eğer
eksikler varsa -ki bence var- bu yılın "hasat"ının
çok iyi olmasından kaynaklanıyor kanımca. Tom-
ris Giritlioğlu, Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demir-
kubuz'un ödüllendirılmesi doğruydu, ama Fer-
zan Özpetek ve Kutluğ Ataman'ın filmleri, ödül
listesındekı yerlerinden daha iyısini hak ediyorlar-
dı bana göre. Canan Gerede'nın. Orhan Oğuz'un
filmleri de iddialı ve düzeyli çalışmalardı. Sevimli
ve ticari şansı güçlü bir yapım olan "Duruşma "yı
da katarsanız, ortaya çıkan tablo son derece par-
iak: On fılmin sekizi izlenmeyi hak eden, farklı tür-
lerde başanlı yapımlar. Türk sinemasınm son yıl-
lardaki en pariak festivaliydi diyebiliriz kısaca. Ve,
jüri kararlannda eksik buldugumuz yanları da bu
iyi film bolluğuna bağlayabiliriz.
Ama keşke uluslararası ortak yapımlar, filmler-
deki yabancı yaratıcıların kayda deger çalışmala-
n, bu kadar göz ardı edilmeseydi. Turizm Bakanı
Erkan Mumcu'nun dediği gibi "Türk sinemasının
gelec&ği, uluslararası sisteme entegrasyona bağ-
h" olduğuna göre sanatçının yeriısini yabancısını
ayırmak pek doğru gelmiyor bana. Tabii, onlan da
kattığınızda karar vermek daha da zorlaşıyor, o
başka mesele. Bu festival, sinemamızın oyuncu po-
tansiyelinin ne denli yüksek oldugunu gösterdi bir
kez daha. Bu konuya yeniden dönmek vaadıyle,
birkaç satırla da olsa organızasyona değınmek ıs-
tiyorum. Festival Genel Koordinatörü Ahmet Ha-
luk Ünal'ın en büyük başansı, yirmi mekânda ger-
çekleştirilen açık hava gösterileri, en önemli zaafı
ise Uluslararası Kısa Film Yarışması'nın festivalde
sığıntı gibi kalması idi. Antalya'ya ilişkin gözlem-
lerimizi ve önerilerimizi sıralamaya geiecek hafta
devam edeceğiz.
Zeki Demirkubuz'un fümi
Chicago'öa yanşacak
• CHICAGO (AA) - Zeki Demirkubuz'un yeni filmi
'3. Sayfa', Chicago Film Festıvali'nde yanşacak.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden üç ÖdüUe
dönen '3. Sayfa' 13 Ekim'de Music Box sınemasında
gösterildikten sonra 14 Ekim'de Water Tower
sinemasında gösterime sunulacak. Festivalin
uluslararası yanşma bölümünde yer alan '3. Sayfa'
iddialı bir film olarak değerlendıriliyor.
Feshane Festival Sarayı'nda sergi
• KültürServisi-
Feshane Festi\'al
Sarayı'nda hat, tezhip,
minyatür ve ebru
sergisi 18 Ekim
tarihine dek
izlenebilecek. Sergiye
Savaş Çevik hat,
Keskiner Atölyesi ve
Ruhiefza Verdön
tezhip ve minyatür,
Füsun Ankan ise ebru
çalışmalanyla
katıhyor. Sergi 10.00-
22.00 saatleri arasında
açık kalacak. Füsun Ankan'ınçabşmasL.
BUGÜN
• CUMHURtYET KİTAP KULÜBÜ Taksim Sergi
Salonu'nda saat 17.00'de Oral Çahşlar kitaplannı
imzalayacak ve okurlanyla söyleşecek. (252 38 81)
• AKSANAT'ta 12.30 ve 18.30 saatlerinde solist
Arthur Rubinstein'in CoDcertgebou>v
Orkestrası'yla birlikte seslendirdiği Brahms'ın
'PiyanoKonçertoNa l'i 12.30 ve 18.30 saatlerinde
laser-disc'ten izlenebilir. (252 35 00)
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZt'nde 'Echoes of Duke EUington II'
başlıklı video belgeseli saat 17.30'da gösteriliyor.
(292 06 55/
• LEVENT KÜLTÜR MERKEZt nde Levent
LJons Kulübü ve Cumhuriyet Kitap Kulübü
işbirliğiyle '8 Ekim Dünya Lions Hizmet Günü'
nedeniyle düzenlenen iki günlük 'Khap Şenliği'
bugün başlıyor.