12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni. Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordınatöru. Hikmet Çetinkaya 9 Yazıışlen Müdürü: İbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür: Fıkret llkiz 0 Haber Merkezi Müdüru Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser lsühbarat' Cengiz Yıldınm 0 Ekonomi Özlem Yüzak • Kültur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler. Sami Karaören # Dûzeltme Abdullah Yazıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberleri Mehmet Faraç Yayuı Kurulır tlhın Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtbok* Uikmel Çetinkaya, Şüknuı Sooer. tbrahim Yddız, Orinn Bursah, Mmtafı Balbay, HakanKara. AnkaraTemsılcisı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125. Kat:4, BakanlıkJar-Ankarâ Tel 4195020(7 hat), Faks 4195027 • Izmir Temsılcısı: Serdar Kınk, H.ZiyaBlv. 1352 S.Z'3Tel 4411220, Faks:4419117 • AdanaTemsilcisı. Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119 S.No:l Kat:l,Tel 363 12 11, Faks-363 12 15 Müessese Mudurü Üstün \kmen 0 K.oordmalor Ahmet Koculsuı •Muha- sebe Büknt Yener • Idare Hüjcyln Gûrer • Bılgj-Işlem Nıü lnal • Bılgı- sayarStstem M&rüvct ÇHcrCSatış FazttetKuzı MEDYA C: • Yöneüm Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbln Erduran 9 Koordınatör Rehâ Ifitnun # Genel MüdurYanhmcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-51384«Kl,Faks:5,138463 Ya\ınU>aa \e Basan: Yenı Gun Haber ^jansı. Basm ve Yayıncılık A Ş Türkocağ'ı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Isunbul Tel (0212)512 05 05(20hat) Faks (0,212)51385 95 www.cumhuriyet.com.tr 6EKİM1999 Imsak: 5.32 Güneş: 6.58 Oğle: 13.00 tkindi: 16.11 Akşam: 18.47 Yatsı: 20.08 Boeing dünya turunu tamamladı • İstanbul Haber Servisi - Boeing'den yapılan açıklamada, Avusturya'nın Lauda Havayollan'na ait 244 yolcu kapasıteli Boeing 767-300 ER uçağının, Almanya'nın Frankfurt şehnnden başladığı dünya turunu 46 saatte tamamladığı bildirildi. Açıklamada, 5 farklı şehre ulaşan ve 130 yolcunun katıldığı dünya turunun tahmin edılenden bir saat önce bitinldiği belirtildi. Superonline kullanıcılarından 8 milyar • İstanbul Haber Servisi - İnternet kuruluşu Superonline'dan yapılan yazılı açıklamada, Yapı Kredı Bankası işbirliğiyle depremzedelere yardım amacıyla 25 Ağustos'ta başlatılan online bağış kampanyası sonunda, birçok ülkeden 370 kişinin katılmasıyla 8 milyar lira toplandığı bildirildi. Açıklamada, bağışlann TC Başbakanlık Afet Fonu'na venlmek üzere Yapı Kredi Bankası Ankara KJzılay Şubesi'ndeki hesaplara aktanldığı kaydedildi. Raç işverenlepi AB'de • tstanbul Haber Servisi - llaç ve Kımya Endüstrisı lşverenler Sendikasf nın (İEİS) Avrupa llaç Üreticisi Birlikleri Federasyonu'ndaki (EFPIA) asil üyelıği, Türkiye'nin Avrupa Bırliği haritasında yer almasını sağladı. İEtS'den yapılan yazılı açıklamaya göre, EFPIA yayımladığı son bültende Türkıye'yi Avrupa Birliğı üyelen listesme ve haritasına alarak bu alanda öncülük yaptı. Eczacıbaşı'mn anıları • Istanbul Haber Servisi- Eczacıbaşı topluluğunun kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'nın ölümünün 6. yıldönümü anısına, "Kuşaktan Kuşağa" adlı anı kıtabının ikinci baskısı, Eczacıbaşı Vakfi tan»fmdan yeniden kamuoyuna sunuldu. Dr. Eczacıbaşı'nın yaşamını anlatan ve 16 sayfalık ck fotoğraf bölümü bulunan kitapta, 20. yüzyılda Türkiye'nin ve dünyanın geçirdiğı köklü değişimleri yer alıyor. CNR Cleanex '99 Fuarı başlıyor • tstanbul Haber Servisi - CNR Uluslararası Fuar Merkezi'nde yann ve pazar günü yapılacak olan Cleanex '99 2. Uluslararası Endüstriyel Temizlik Makinalan ve Ekipmanlan Fuan'na Mis Group AŞ de katılıyor. Mis Group'tan yapılan yazılı açıklamada, fuar süresince standlannı ziyaret edecek konuklara bir dizi etkınlik sunulacağı belirtildi. ÇEDEğitİm Pnogpamı • DIYARBAKIR (Cumhurtyet Bürosu) - Diyarbakır'da GAP bölgesindeki kamu kurum ve kuruluşlanyla çevre örgütlerine yönelik olarak düzenlenen 'GAP Bölgesinde ÇED Eğitimi Programı' seminerinde konuşan Prof. Dr. Nur Sözen, insanlann gereksiz tüketimden uzaklaşması gerektiğinı söyledı. Sözen, uygar toplumlarda her alanda kaliteye ciddi bir yönehm olduğunu belirtti.. Şanlıupfa'da aşı kampanyası • ANKARA (AA)- Şanlıurfa Sağlık Müdürü Aziz Akı!. çocuk felci aşı kampanyasına başladıklannı belırterek, "Hedefimiz, 240 bin çocuğu aşıtamak. Bunun için ev ev dolaşıyoruz" dedi. Akıl, 1998yılmda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çocuk felci hastalığına rastlanması sonucu, bölgedeki 22 ilde aşı kampanyalannın iki etap halinde yeniden yapılacağını söyledi. Sanayi kuruluşlan zehirli atıklannı Kocadere'ye bıraktı InegöPde bahkkadiamıİSTANBUL/BURSA (Cumhuri- yet) - tnegol Organıze Sanayi Böl- gesi'ndeki sanayi kuruluşlannın ze- hirli atıklan Kocadere'ye bırakılın- catoplu balık katliamı oldu. Marma- ra Bölgesi Su Orünleri Kooperatif- ler Birlıği Başkanı Ahmet Menek- şe, tstanbul'da, 200'ü aşkın kişinin balıktan zehirlenmesı konusunda, "Uzmanlar ve bahkçı kuruluşlan varken bilgisiz ve \etkisiz insanlann • Bursa 11 Genel Meclisi Çevre Komisyonu üyesi Hüseyin Zengin, balık ölümlerinin înegöl Organize Sanayi Bölgesi'nin kirleticilerini Marmara'ya akıtan Kalburt Deresi'nin Kocasu'ya kanşması sonucu olduğunu açıkladı. kamuoyumıbagUendirmesiyanh^ır" dedı. Istanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatiflen Birliğı Başkanı Nec- det Altınbaş da teknolojinin ilerle- diği bir dönemde bu gibi zehirlen- meleri belirleyecek aletlerin Türki- ye'de bulunmamasının üzücü oldu- ğunu söyledi. Kumkapı'da bulunan Su Orünle- ri Hali'ndeki Balık Müstahsillerı Derneği'nde açıklama yapan Ah- met Menekşe, tstanbul tl Sağlık Mü- l\/fflf1fl P/lffV ^P İHTVfll ltal)a'daki moda haftasının ardından Paris'te moda rüzgârlan es- 1VMUUU ITUriA tZ tUiyUl m e y e 5 ^ 1 ^ Yves Saint Laurent'in vanı sıra Belçikalı Dries van Na- ten ve Japon Issey Miyake, 2000 yılının ilkbahar-vaz modasının çizgüerini taşıyan koleksiyonlannı tanıt- ülar. Naten, çizgilerinde çiçeklere ağıriık verirken Miyake ise yumuşak renkler ve transparan giysilerte büyük ilgi topladı. Miyake, defile sonrası kreasyonunu tanıtan mankenlerle birtikte podyuma çıkü. Yamansaz GöKikıırııtuhx\or dürlüğü'nün hamsı balığına ilişkm karannın, bahkçı kuruluşlarından hiçbir görüş alınmadan uygulama- ya konulan yanlış bır karar olduğu- nu savundu. Gölcük civarında ham- si balığı olmadığını ve olsa bile dep- rem sonrası buradan alınan su ömek- lerinin analizlerinin temiz çıktığını belirten Menekşe, Türkiye'nin en ciddi gazetelerinin zehirlenme ola- yını işlediklerinı aramsatarak "Bu &r zeteier Avrupa'da da satıl- maktadır. Bu nedenle ihraca- timız olumsuz etkilenecek- tir" dedı. Balıklar karaya vurdu înegöl'den Yenişehir'e ka- dar binlerce dönümlük ve- nmli tanm arazilerini sula- yan, ancak tnegöl'deki kırli sanayinin tehdidı altında bu- lunan Kocadere'de yaşayan balıkların yüzlercesi Yenişe- hir'in Çamönü Köyü'nde ze- hirlenerek karaya vurdu. Bursa II Genel Meclisi Çevre Komisyonu Üyesi Hü- seyin Zengin, ölümlerin Îne- göl Organıze Sanayi Bölge- si'nin kirletıcilenni Marma- ra'ya akıtan Kalburt Dere- si'nin Kocasu'ya kanşması sonucu olduğunu açıkladı Zengin, "tnegöl sanayi böl- gesindeki anrma bir an önce bmnhneli vedevreye aunma- hdır" dedı. Akbalık, imroz. sazan. de- libalık ve hızlı kanat tûrü yüzlerce balığın ölü olarak karaya vurması üzerine Bur- sa 11 Çevre Müdürlüğü ekıp- leri bolgeden balık örnekle- ri topladılar. Çamönü köy- lüleri, yıllardır yaptıklan uya- nlann dıkkate ahnmadığını savunan köylüler, "Biz yü- lardır uyanrız. Kinıse dik- katealmaz. Balık ölümlerini yakında insan ölümleri izle- yebflir" uyansını yaptılar. BÜLENTECEVİT ANTALYA - Dogal SİT alanı ilan edilen Antalya'nın Lara bölgesi ya- kınlanndakı Yamansaz Gölü kurutul- maya çalışıhyor. Türkiye'nin de taraf oldugu "Su- lakAlanlannveBholojikÇeşitliligin Korunması"nı amaçlayan Bern ve Ramsar sozleşmelen ile garantı ve ko- ruma altına alınarak imara açılmama- sı gereken gölün çevresindeki inşa- atlann sayısı 14 binı buldu. Jeolojı Mühendısleri Odası tarafindan hazır- lanan bir raporda, bölgenın 10-50 metre arasında değişen çamur taba- kasından oluştuğu vurgulanarak ima- ra uygun olmadığı bildirildi. Türkı- ye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şube Başkanı HediyeGün- düz, Yajmansaz bölgesinin tıpkı Ya- lova'ya benzedığini ve sulak alanda ınşaata izın \enldığını belirterek "Oiası bir faciada biz insanlann göz göre göre öfanelerini istemivoruz" dı- yerek bölgenın ımara kapatılmasını istedi. Yamansaz Gölü'nün her şeyden önce bir sulak alan ve su kaynağı ol- duğunu anımsatan HedıyeGündüz, şöyle dedi'"Bu sulak alanın dibi met- reİerce çamuria kaplıdır \e su oram çok yüksektir. Bir su alanı olan böl- gede toplanan sular, traverten yapıb toprak altında toplanıp Yamansaz'a akmaktadır. Ancak EKSf tarafindan yıllar önce planlanmış olan Göl Ku- rutma Projesi'nin devam ettirildiği- ni görmekteyiz. Bu çahşmalar sonu- cu göl 1-1^ metre kadar azalmış ve hakn de fazla sular tahliye kanalı ik Akdeniz'e boşaltümaktadır." Gölün kurutulmuş alanlannda 14 bin kadar konut yapımının devam ettiğini öne süren Hediye Gündüz, "Daha şimdiden bu binalardan ba- zılannın 40-50 dereceye varan eğim- lerle yan yatöğını da görüyoruz'" dı- ye konuştu. Gündüz, Türkiye'nin de taraf olduğu Bern ve Ramsar söz- leşmelerine göre Yamansaz Gölü'nün koruma altında tutulması ve kesin- likle ımara açılmaması gerektiğinı de vurguladı. YOLCU FATIH TURKMENOGLU'NDAN MİDİLLİDEN ATİNAYA UZANAN BİRYOLÖYKÜSÜ BU AKŞAM www.ntv.com.tr Balıklann geleceği tehlikede Denmnalannm deııgesınuşıAHMET ŞEFTK TRABZON-1980'ler- de Karadeniz'e bulaşan ve hızla çoğalan Karade- niz'deki balıklann gelece- ği için büyük tehlike oluş- turan Mnemiopsis Leidy adlı denizanası benzeri or- ganizmamn düşmanı Be- reoSP de nihayet Karade- niz'e ulaştı. Doğa, Kara- deniz'ı tehdit eden bu or- ganızmaya karşı kendı ön- lemini aldı ve başka bir organizmayla denge sava- şını başlattı. KTÜ-DBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. KadirSev- bın, iki ayı aşkın bir süre- e-posta : tan (g prizma. net. tr dir gerçekleştirilen araş- tırmalar sonucunda bu teh- likeli organizmanın balık stoklarma ciddi darbeler vurduğunun saptandığını bildirdi. 1994'de Mnemi- opsis Leidylerin tüm Ka- radeniz'de lOOmilyonto- na ulaştığmı, bır günde bir organizmanın 100 litre ci- vannda suyu fılitre ede- rek bunun içindeki besin- leri, lavra ve yumurtalan tükettiğini belirten Sey- lan, bu durumun ekolojik dengeyi olumsuz yönde etkilediğini açıkladı. Seylan'm verdiği bilgi- lere göre tıpkı Mnemiop- sis Leidy gibi Bereo SP adı verilen Atlantik Ok- yanusu'nda yaşanan en- demık (bölgeye özgü) bir denizanası Karadeniz'de hızla çoğalmaya başladı. Tıpkı Leidy gibi gemi- lerin balast sulanyla Ka- radeniz'e geldiği sanılan Beroe SP'nin en önemli özelliğı Mnemiopsis Le- idy'le beslenmesi. Uzman- lar, çok büyük bir hızla çoğalan Bereo SP'nin Mnemiopsis Leidyleri gi- derek daha fazla tükete- ceğini, dolayısıyla Karade- nız'de ekolojik dengenin yeniden sağlanacağını dü- şünüyorlar. Karadeniz'de balıklann da balıkçılığın da gelece- ği bu savaşa bağlı. Beroe SP'lerin ne ka- dar zamanda M. Leidyle- ri tüketeceği ise belli de- SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Anayasa Değişsin, Ama... Bazı 'demokratik' çevrelerde, en 'ıspanakh' lâf, şu lâf değil mi "...bir kere daha görüldü ki, vatan- daşırraz devletine güvenmiyor; buna karşılık, 'Si- vil Topium' örgütlerini daha etkili, daha dinamik buluyor, onlara daha fazla güveniyor..." Bunlar, kelımesi kelimesine, TÜSİAD Yüksek Istişâre Başka- nı Bülent Eczacıbaşı'nın ağzından çıkmış; asıl an- lamını, önerinin neyin üzerine 'oturduğu' anlaşılınca çıkarabiliyorsunuz; diyor ki, çünkü: "...topium temiz siyaset istiyor ama, bu isteğini dile getirmesi mev- cut yasalarla güçleştirilmiş durumda. Anayasa'da bazı maddelerin değrşmesi gerek..." (Milliyet, 11 Eylül 1999). Daha çarpıcı olan, başka şey: Yargrtay Başka- nı'nın Cumhuriyetçi 'Sivil Topium' yerine; daha çok, 'Sistem'in denetimindeki 'protektora', 'Dominyon' gibi ülketerde (bizde 'Meşrutiyet' ve 'Mütarefce'de) gö- rülen 'tüketici' 'Sivil Toplum'u özlermiş hissini veren, 'mâhût' konuşmasını, sanayici takımının 'acay/p'des- teklemiş, ona arka çıkmış olması: Ishak Alaton diyor ki:"..JVnayasa'da birçok ku- ralın kaldınlması, değişmesi, başka deyişle, Ana- yasa'nın yeniden ele alınmasına inanıyorum. Bu- gün yaşanmakta olan 'sivil toplum'un uyansıdır. 'Sivil toplum'a desteğimiz, her zamanki gibi de- vam edecektir." Üzeyir Garih ise şunlan soylemiş: "..^nayasa'nın bazı maddeleri değişmeli, mev- cut Anayasa tâdilâta ugramalı, günün koşullan- na uydurulmalı, çünkü yeterti ve bugünün şartla- rma uygun değil!" (Aynı gazete). Daha başka işadam- lan da, aynı çizgiyi savunmaktalar: halkın devlete gü- veni kalmamıştır, Anayasa kötüdür, 'Sivil Topium'iyi- dir; 'Sivil Toplum'u esas alan başka bir Anayasa ya- pılmalıdır. Farkında mısınız, bunlann 'Sivil Topium' dediği, meselâ sendika konfederasyonlannın, köylü/işçi/es- naf halk cephesinin, yönetime ağırtığını koyacağı bir topium değil; bundan odlen kopuyor; onlann 'Sivil Top- lum'u, büyük sermayenin devleti kontrol edebi- leceği bir yönetim tarzı: Kısacası, halkın devlete güveni kalmadı derken, halk holdinglere güveniyor de- meye getiriyoriar, pek güzel kullandıklan Media da, o istikamette ağız btrliği ediyor. Böyle başa, böyle traş! Acaba sâhiden dedıkleri gibi mi? Hangi sosyal hiz- met, KİTIerden holdinglere geçtiyse; belki hızlandı, çabuklaştı ama, kesinlikle daha pahalı, yâni 'kazık', daha da 'düzensiz' oldu. Bu şikâyet halkın şikâyeti- dir, kime sorsanız söyler; aynca 'yönetime güvenme- diği' dogru ama, 'devlet'e güvenmediği, yanlış: Bü- tün kamuoyu yoklamalanndan, halkın en çok güven- diğı kurum Cihet-i Askeriye çıkıyor; hem de 'yanlış' müdahalelere, bazı 'yanlış' paşalara rağmen: TÜSİ- AD, Silahlı Kuvvetleri, yoksa devletten saymıyor mu? Acaba son depremde Holding Basını'nın, aske- rin hizmetlerini unutması, sivilleri öne çıkarması da, aynı heves ve çabadan mı ileri geliyor? Zurna burada zırt diyor Peçetelerie haviulan birbirine kanştınnıyor muyuz? Türkiye, bir Dr. Frankenstein dramı yaşıyor: Dr. Frankenstein, ölülerden topladığı parçalarla, yaşa- yan bir 'canavar' yaratır; felâket şu ki, bir süre sonra bu canavar, denetiminden kurtulur, hatta ona hükmet- meye yönelir! Yaşadığımız, aşağı yukan bu! Utusal Demokrat Dev- rimi'ni başaran Türkiye, Cumhuriyetini demokrasi- yetaşıyacaktı ya, dayanması gereken sosyal sınıfi (bur- juvazi'yi) öze) bir ihtimamla, adeta 'serada' yetiştirdi: Uzun zaman, velinimeti Bürokrasi'nin (Partiler'in Yö- netimleri'nin) önünde el pençe divan dunjp, 'avanta' bekleyen bu kesim; biraz palazlanınca; hele de, 'ec- neö/'sermaye'nin 'içerdeki' 'mutemed/'göreviniyük- lenince, başladı eskı 'efendisi'ne 'postakoymaya': Şu şöyle olmaiı, bu böyle olmalı, şunu şöyle asınız, şu- nu şöyle kesiniz, filân festekiz! Türkiye'nin yanm yüz- yıldır yaşadığı 'dızi fılm' bu, kanıtı da ortada, gazete- lerde yayımlanıyor: TÜSlAD'ın ilk Demokrasi Rapo- ru'nda, yönetime bir sürü değişiklık önerisı sunmuş- lan yönetimler, bunlann 27 tanesini -söz dinleyerek- yasalaştırmış; 18 adedi hâlâ anti/demokratik nitelik- leriyle, mer'iyetteymiş, mutlaka değiştirilmeleri iste- niyor. Haksızlığı ve eşitsizliği görmemek imkânsız. Hol- ding sahıplerinın -yâni işverenlerin- Yönetim'e karşı bu "yukardan' ve dupedüz 'yöntendirici' tavnna; ül- kemizde, üretımın asıl itici ve üretici gücü olan işçiler sahip mıdir? Sendikalar arasında örgütlenmiş bir 'si- vil' platform, yönetimden, anayasada işçi sınıfı ve üretici köylü zümresi lehine değişiklık önerileri geti- rebilir mı? Getırirse, kopanlacak kıyameti düşünür müsünüz? Aynca, 'demokratik' ve 'sivil' baskı grubu olarak, yerel ve genel grevler yapılacağını, toplantı- lann ve gösterilerin düzenlenecegini açıkladığını, he- saba katınız; acaba şu bildiğimiz 'sivil' Media'nın 'S/- vil' holdinglerin, dolayısıyla, 'sivilyönetimin', tepkisi ne olurdu? Zurna işte burada zırt diyor, gerçekte Anayasa'nın değiştirilmesi, 'sahici' bir 'sivil' cum- huriyete ulaşılmak için talep edilmiyor, askerî darbelere, yerii yabanci sermaye baskısına rağ- men, Türkiye'de bir türlü tam anlamıyla gerçek- leştjrilemeyen, made in USA 'Sivil topium'; yâni sermayenin, hem yönetime (bürokrasi'ye) hem hayatn bütün koşullanna hükmettiği birtoplumun hukukî çerçevesi çatılmak isteniyor. Kendi filmleri $âhrt! • Bunun en önemli şartı, cumhuriyetin febaa'yada 'kul' mertebesinden, 'yurttaş'lığa yükselttiği bi- reyi, 'tüketici' düzeyine indirgemek; 'sosyal' cumhu- riyette, yönetimin soaımlu olduğu nice 'hizmeti' bir güzel özelleştirip küreselleştirerek kamusal olarak ge- liştirilen yurt, millet, dil vetarih bilincini yozlaştırmak- tır; cumhuriyetin sosyal hizmetleri, demır/çelik üreti- minden, petro/ kimya sanayiine; oradan sağlık, eği- tim ve öğretim'e; dahası, iletişim ve ulaşım'a; her tür- lü sanat faaliyetine ve bilimsel çalışmaya kadar uzan- maktadır, öyle mi; bunlar, ıstense de, istenmese de, 'ulusal', dolayısıyla 'kamusal' ve 'sosyal' oJacaktın ta- bii, yurttaşa vereceği, siyasi 'terbiye' de! 'Ozelleştirme', önce bu düzeni tahriplegörevlidir Kamu hizmetlerini 'daraltmak've 'küçüttmek', bire/e verilen 'yurttaşlık' eğitimini yok etmek demek! Bunun nasıl olacağını anlamak için, Media'nın, 'özelleştiril- dikten' sonra, hangi yaşama tarzının, hangi seviye- de telkinini yaptığına bakınız; gittikçe 'özelleştirilen' ulaşım, iletişim, öğretim ve sağlık hizmetlerinin, ulu- sal ve tarihsel sorumlulukla mı, yoksa bireysel ve pa- rasal 'avanta' kafasıyla mı örgütlendiğini araştınnız. Sosyal cumhuriyette, sorumluluk, yurttaşın denetimi altndadır; sonucu, seçimlerie alınır; made in USA 'in- san haklan' demokrasisinde, dekor ve aksesuvar ay- nı görünür ama, oyunu çok farklı oynarlar; yetki ve oto- rite sermayenindir; seçimler hiçbir şeyi değiştirmez; 'insan haklan' derseniz, sermayenin çıkarianna el- verdiği kadar uygulanır. Hatabiı, bu engin demokrasinin, Kızılderililerin ve Zencilerin 'insan haklan'nı ne kadar uyguladığına - uzağa gitmeye hâcet yok- kendi filmleri şâhit: Hem de ne biçim! http-7/www.prizma.nett-/AILHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tryailhan Faks/0-212/2601988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle