Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 1999 PA2ARTESİ
HABERLER
FP'den
Ecevire
suçlama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
- FP Genel Başkan
Yardımcısı Cevat
Ayhan. Başbakan
Bülent Ece\it'in
sağlık durumunun
hükümetin göreve
devamına uygun
olmadığını savundu.
Ayhan, Ecevit'in
"zihni zaafıyet içinde
olduğunu" öne sürdü.
FP'li Cevat Ayhan.
düzenlediği basın
toplantısında,
Ecevit'in ABD
gezisinden eli boş
döndügünü ve sadece
turistik bir gezi
yaptığını savundu.
ABD'de Kıbns
konusunda tavizler
verildiğini öne süren
Ayhan, "Denktaş,
Klerides'le dogrudan
görüşmeye
zorlanacaktır. Sayın
Denktaş bir televizyon
programında böyle bir
zorlamanın olması
halınde
cumhurbaşkanlığından
istifa edeceğını
söyledi. Umut ederiz
ki Denktaş'ı isfifaya
zorlayacak bir gelişme
olmasın" diye
konuştu.
Konya ve
Sıvas da
sarsıldı
• tstanbul Haber
Servisi - Marmara
Bölgesi"ni sarsan, 17
Ağustos'taki 7.4
büyüklüğündeki
depremin ardından
artçı sarsıntılar devam
ederken Konya, Bolu
ve Sıvas'ta da
depremler meydana
geîdi. Boğaziçi
Universitesi Kandilli
Rasathanesi ve
Deprem Araştırma
Enstitüsü'nden verilen
bilgiye göre, önceki
gün saat 23.45'ten dün
saat 07.16'yakadar
toplam 10 sarsıntı
kaydedildi. 23.45'te
Yalova açıklannda
2.9, 01.14'te
Adapazan Akyazi 'da
2.8,02.02'de
Hendek'te 2.8.
02.18'deKonya-Tuz
Gölü yakınlannda 3.9,
02.31'deBalıkesir
Manyas'ta 2.6,
03.16'da
Dursunbey'de2.7,
03.35'te Gölcûk'te
2.7, 03.46'da Düzce'de
2.7, 06.55'te Sıvas-
Divriği yakınlannda
3.8veO7.16'dayine
Düzce'de 2.8'lik
sarsıntı oldu.
IMedeni Yasa
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
-Medeni Yasa'nın
yürürlüğe girişinin 73.
yıldönümü nedeniyle
bir açıklama yapan
Ankara Barosu
Kadınlar Komisyonu.
"Medeni Yasa artık
değişmelidir"
çağnsında bulundu.
Ankara Barosu'ndan
dûn yapılan yazılı
açıklamada, kadın-
erkek eşitliği ilkesine
uygun düzenlenmiş
yeni bir yasaya
gereksinim olduğu
vurgulandi.
AçıkJamada,
TBMM'nin toplum
sesine kulak vererek
Medeni Yasa
değişikliğine gitmesi
istendı.
Meımır
sicil affı
• İZMİR(AA)-
KESK Şubeler
Platformu Dönem
Sözcüsü Mevlüt Ülgen,
Memur Sicil Affi
Yasası'nın çıkmasına
karşın hâlâ birçok
memura geriye dönük
işlem yapıldığını
kaydederek, geçmişte
disiphn cezası alanlar
hakkında başlatılan
soruşturma
işlemlennin
durdurulmasının
gerektiğini söyledi.
Türkiye genelinde
sendikal faaliyetlerde
bulunduklan
gerekçesiyle disiplin .
cezası alan memurlann
sayısının yaklaşık 120
bin olduğunu dile
getiren Ulgen, iş
bırakma eylemlerine
katıldıklan ıçin maaş
kesım cezası alan
memurlann da yasa
kapsamında olduğunu
vurguladı.
CHP'nin hazırladığı tanm raporunda ulusal politika uygulanması istendi
'Tarnn üreticisi luıvıtıılclu^ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
tarafından hazırlanan 'Tanm
Raporu'nda. Türkiye'de yoğun ve yanlış
kullanım nedeniyle topraklann
üretkenliği ve devletin tanm sektörüne
yönelik sorumluluklannın gerilediği
bildirildi. CHP Genel Başkan
Yardımcısı ve Tanm Komisyonu
Başkanı Cevdet Selvi, üreticinin
'kaderiyle baş başa bıraialdjğuu'
vurgulayarak çiftçinin perişanhğının
önlenmesi için ulusal tanm politikası
belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Başkanlığını Cevdet Selvi'nin üstlendigi
CHP Tanm Komisyonu, Türkiye'de
tanmın sorunlan ve çözüm önerilerini
kapsayan bir rapor hazırladı. CHP
Merkez Yönetim Kurulu'nca (MYK) da
onaylanan raporda, sektörün karşı
karşıya olduğu sorunlann önemli
bölümünün 'yapısal nitelikli tarihi ve
• CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tanm Komisyonu
Başkanı Cevdet Selvi, üreticinin kaderiyle baş başa
bırakıldığını belirterek, çiftçinin düştüğü perişan durumdan
kurtanlmasını istedi. Selvi tanm girdilerine otomatik olarak
yapılan zamlann, diğer yandan ürünlere verilen düşük taban
fiyatlannm tanm kesimindeki bunalımı arttırdığını vurguladı.
CHP
fiziki temellere' dayandığı. bir
bölümünün ise sonradan ortaya
çıkmasına karşın çözümlenmeden uzun
zaman kalması sonucunda yapısal
nitelik kazandığı kaydedildi. Cevdet
Selvi, konuyla ilgili olarak verdiği
bilgide. bir yandan tanm girdilerine
otomatik olarak yapılan zamlann. diğer
yandan ürünlere verilen düşük taban
fiyatlannm tanm kesimindeki bunalımı
arttırdığını vurgulayarak bu
olumsuzluğun tanmsal üretimin
düşmesine neden olduğunu söyledi.
Bunun son örneğinin, 1999 yılı tanm
ürünlerine verilen taban fiyatlan
olduğunu belirten Selvi, Çukurova ve
Ege pamuğundan buğday ve ayçiçeğine,
fındıktan çeltiğe kadar tüm tanm
ürünleri için verilen taban fiyatlannın,
maliyetler ve enflasyon dikkate
alınmadan belirlendiğini kaydetti.
CHP'nin Tanm Raporu'nda şu
saptamalara yer verildi:
- Tanm topraklan sanıldığı kadar zengin
değildir. Yoğun ve yanlış kullanım
nedeniyle topraklann üretkenliği
geritemişrjr. Topraklann dörtte üçü
şiddetü erozyonla karşı karşıyadır.
- Tanm toprâklanmızın mülkiyet
dağılımı dengesizdir. Amaç dışı tanm
toprağı kullanımı yaygınlaşmaktadır.
- Devletin sektöre yönelik sonımluluklan
gerilemiştir. Mera yasası yetersizdir.
Tanmda sosyal güvenlik yetersizdir.
- Kırsal alanda topraksızlık oranı
yüksektir. Doğu ve Güneydogu'da
feodal ve geleneksel toplum ilişkileri
çözülememiştir.
- Kırsal toplumun örgütlülük düzeyi
düşüktür. Örgütiülüğün yetersiziiği
nedeniyle üreticiler kendileriyle ilişldli
süreçlere gereğince kaülamamaktadır.
- Tanmla ilgili yasalar çok yetersizdir.
Devlet tanmla ilgili bütün
destekJemeleri zayıflatmış ve
azaltmıştır. Tanm sübvansiyonlan
zayıflamış ve azaltılmıştır.
Ocalan davası bu hafta Yargıtay 1daANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Abdullah Öcalan hakkındaki
ölüm cezası karannın temyızine
ilişkın duruşma, Yargıtay 9. Ceza
Daıresi'nde 7 Ekim Perşembe gü-
nü yapılacak. Daire. Abdullah
Öcalan hakkında verilen idam ka-
rannı onarsa hüküm kesinleşecek.
Cezanın ınfaz edilip edilmeyece-
ği ise TBMM Genel Kurulu'nun
karanna bağlı olacak. Yargıtay 9.
Ceza Dairesi, Öcalan hakkındaki
hükmü usul veya esastan bozarsa.
Öcalan yeniden tmralı Adası'nda
yargılanacak.
Abdullah Öcalan, Suriye'den
çıktıktan sonra kendisini hiçbir ül-
kenin kabul etmemesi üzerine kaç-
tığı Kenya'dan güvenlik güçlerin-
ce düzenlenen bir operasyon so-
nucunda 16 Şubat 1999 tarihinde
Türkiye'ye getirilmişti. DGM
Başsavcılığı'nın idam istemiyle
açtığı dava güvenlik gerekçesiyle
tmralı Adası"nda aralıksız sürdü-
rülmüş, 31 Mayıs'ta başlayan da-
va, 9 oturum yapıldıktan sonra 29
Haziran günü sonuçlandınlmıştı.
Yargılama sonucunda Ankara 2
No'lu DGM. Abdullah Öcalan'ı
"terör örgütü PKK'>i aklığı ka-
rarlarve verdiği emirve talimatiar-
la sevkve idare ederek devletin hâ-
kimiyeti altında bulunan toprak-
lardan bir kısnunı devlet idaresin-
den ayırmava matuf eylemlerde
bulunduğu" gerekçesiyle ölüm
cezasına çarptırmıştı.
İdam karan. sanık avukatlan ta-
rafından temyiz edihrken, karar
res'en de temyize tabı olduğundan
Ankara DGM Cumhuriyet Baş-
savcıhğı da temyiz isteminde bu-
lunmuştu. Dava dosyası, karann
Abdullah Öcalan'a tebliğ edilme-
sinin ardından 27 Temmuz 1999
günü Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcılığı'na gönderilmişti. Baş-
savcı Vural Savaş dosyayı incele-
dikten sonra bır tebl iğname ıle bir-
likte Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne
gönderdi. Savaş, tebliğnamesinde.
"Ankara 2 No'lu DGM'nin hiçbir
etki amnda kalmadan ve diinya ta-
rihinde bu çeşit bir sanığın > anp-
landığı hiçbir davada görülmemiş
Konak Kız Imam- Hatip Lisesi 'ndeki, krizyeni öğretim yılında da aşılamıyor
Türbanhöğretmenler açığacdrndı
NECATİAYGIN
İZ3VÜR-Konak Kız
Imam- Hatip
Lisesi'nde, türbanla
derse girmekte tsrar
eden 3 öğretmen lzmir
VâlîlığTnce 4. kez 3'er
ay süreyle açığa alındı.
Konak Ilçe Milli Eğitim
Müdürlüğü
yetkililerinin, türban
çıkarmamakta direnen
öğretmenlerin ilçeden
alınmasj için lzmir
Valiliği'ne başvurduğu
öğrenildi.
Konak Kız Imam-Hatip
Lisesi'nde, türban krizi
yeni öğretim yılında da
aşılamıyor. Meslekten
kesin ihraç istemiyle 3
Öğretmen hakkında
açılan sorusturmalann
Milli Eğitim
BakanhgVnın Üst
Disiplin Kurulu
tarafindan yaklaşık 1
yıldır sümenaltı edildiği
savunuluyor. Konak Kız
ÎHLde geçen öğretim
yılında türbanlannı
çıkarmadıklan için 3
kez 3 'er ay süreyle
açığa alınan
öğretmenler bu
dönemde de aynı '
tutumu sürdürünce
lzmir ValiliğTnce 4. kez
açığa alındılar.
Konak Kız Imam-Hatip
Lisesi yönetimi, okulun
açıldıgı ilk gün tüm
öğretmen ve öğrencilere
Milli Eğitim
Bakanhğı'nın "kıhk-
kıyafet" genelgesini
okuyarak bu genelgeye
uyulmasını istedi.
Ancak din kültürü
öğretmeni GünseU Can,
tarih öğretmeni Belgin
Kerim. edebiyat
öğretmeni Emine
Çınar'ın tüm uyanlara
karşın derslere türbanla
girmek istemeleri
üzerine, Konak Ilçe
Milli Eğitim
Müdürlüğü'nce
soruşturma açıldı.
Yapılan soruşturma
sonucunda öğretmenler
lzmir Valiliği'nce 4. kez
3'er ay-süre ile açığa
alındı. Valilik karannın
Günseli Can'a raporlu
olduğu için tebliğ
edilemediği öğrenildi.
Konak tHLde daha
önce uyan ve kınama
gibi çeşitli cezalar alan
65 öğrencinin de
derslere türbanla
girdiği, bu öğrenciler
hakkında okul
tzmir Konak İmam Hatip Lisesi'nde öğretmenlerin yaıu sıra 65 öğrencinin de derslere türbanla girdiği.
bu öğrenciler hakkında okul yönetimince disipü'n soruşturma» açıldıgı bildirildi.
yönetimince disiplin
soruşturması açıldıgı
bildirildi. Eski Eğirhn-
Sen 1 Nolu Şube
Başkanı ve KESK
Toplusözleşmeler
Sekreteri FikretDogan,
Milli Eğitim Bakanlığı
üst düzey
kadrolanndaki gerici
bürokratlar görevde
kaldığı sürece. eğitim
kurumlannda bu rür
krizlerin süreceğini
savundu. Türbanın
yargı kararlanyla da
yasakiandığım
arumsatan Doğan
şunlan söyledi:
"8 yıBık eğitim
konusunda geri adım
atan bükümet türban
konusunda da
genelgelere uygun
davranmryor. Biz
başuıdanberi
bakanüktaki kadrolaria
ne 8 yıllık eğhbnin ne de
çağdaş bir eğitim
anlavışının
gerçekleştirilemeyeceği
ni dik getirdik.
Öncelikle bakanhktaki
ırkçHSovenist ve gçrici
kadrolann
degiştirilmesi gerekir.
Bu yapılmadığı sürece
türbanla derse gjren
öğretmenin bu
tavrından vazgeçmesi
söz konusu değildir.
Bakanhktaki kadrolar
türbanla derse giren
öğretmenleri
koilamakta ve onian
cesaretiendirmektedir.
Bakanın bu gerçeği
görüp kadrolannı
çağdaş eğitim
anlayışına uygun
kadroiardan
oluşturması genekır."
biçimde sanığa ve sanık vekfllerine
savunma haklannı en geniş biçim-
de kullandırarak, adil ve usulüne
uygun biçimde yargılama yapnğı
görüldüğünden, sanık Abdullah
Ocalan hakkındaki hükmün onan-
masına karar verümesini" istedi.
Abdullah Öcalan"ın Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'ndeki duruşması, 7
Ekim 1999 Perşembe günü saat
09.00'da başlayacak. Duruşmaya,
tmralı Adası'nda tutuklu bulunan
sanık Öcalan katılmayacak, avu-
katlan temyiz gerekçeleri doğrul-
tusunda savunma yapacak. Yargı-
tay Kanunu gereği, müdahiller ve
avukatlan da temyiz duruşmalan-
na taraf olarak katılamıyor. Bu ne-
denle, temyiz duruşmasına şehit
yakınlan ve avukatlan sadece din-
leyici olarak katılabilecek.
Dava süreci
Perşembe günü yapılacak du-
ruşmanın tamamlanmasının ardın-
dan Demirel Tavil başkan lığında-
ki 5 kişilik Yargıtay 9. Ceza Daire-
si heyeti, karann açıklanacağı gü-
nü belirleyecek. Belirlenen gün ta-
raflara da bildirilecek.
Duruşma öncesinde Öcalan'ın
dava dosyasuıı inceleyen tetkik hâ-
kimi, duruşmanın ardından sanık
avukatlannın beyanlan da dahil ol-
mak üzere bütün dosya içeriğini
heyete anlatacak. Heyet üyeleri
dosya üzerinde gerekli görüşmele-
ri yaptıktan sonra karan, belirle-
nen günde ve yine duruşmalı ola-
rak açıklayacak.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanık
Öcalan hakkında verilen idam ka-
rannı onarsa hüküm kesinleşecek.
Öcalan'ın bu durumda olağanüs-
tü kanun yolu olarak bilinen "ka-
rar düzettme" isteminde bulunma
hakkı var. Bu istemin öncelikle sa-
nık hakkındaki ölüm cezasının
onanmasını isteyen Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı Vural Savaş ta-
rafindan kabul edilmesi gerekiyor.
Savaş'ın bu istemi reddetmesi du-
rumunda, Öcalan'ın başvurabile-
ceği iç hukuk yollan tamamlana-
cak. Bu durumda Öcalan hakkın-
daki hükmün infazı için dosya
Adalet Bakanlığı'na, oradan da
TBMM Başkanlığı'na gönderile-
cek. Öcalan hakkında verilen idam
hükmünün infaz edilip edilmeye-
ceğine TBMM karar verecek.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Abdul-
lah Öcalan hakkında verilen hük-
mü, usul veya esastan bozarsa,
Öcalan yeniden Ankara 2 No'lu
DGM tarafından Imralı Adası'nda
yargılanacak.
Karann usulden bozulması ha-
linde, Ankara 2 No'lu DGM'nin
vereceği karann temyiz istemini
yine Yargıtay 9. Ceza Dairesi gö-
rüşecek. Hüküm esastan bozulur-
sa, iki olasılık ortaya çıkacak. tlk
olasılığa göre, Ankara 2 No'lu
DGM'nin Yargıtay tarafindan
esastan bozulan ilk karannda di-
renmesi durumunda, temyiz iste-
mini bu kez Yargıtay Ceza Genei
Kurulu görüşecek.
Adana Belediyesi, yargı karanyla durdurulan yapılaşma girişimini yineledi
Raııtçdaraı gözü üııiversite arazigindeADANA (Cumhuri>« Güney
İDeri Bürosu) - Adana'nın yap-
satçı rantiyesi gözünü Çukurova
Oniversitesi'nin tanm ve
araştırma alanlanna dikti. Daha
önce imar değişikliği yaparak
üniversite arazisini yapılaşmaya
açma girişimi mahkeme karanyla
engellenen Adana Büv-ükşehir ve
Yüreğir belediyeleri. bu girişimi
yineleyerek imar defışıkliğine
gitti. Belediyelerin yargı
kararlannı hiçe sayan "pervasız
tutumu" tepkiyle karşılandı.
Belediyece yaptınlan "Mevzi
Nizun İmar Planı Tadaad"nın
üniversite içınden geçen otoyolun
güneybatı kesiminde
betonlaşmaya yol açacağını
belirten üniversite yetkilileri.
• Plan değişikliği karşısında Adana Idare Mahkemesi'ne baş\r
urmak zorunda
kaldıklanm vurgulayan Çukurova Universitesi yetkilileri şunlan söylediler:
"Nâzım plan revizyonu ile birinci sınıf tanm ve araştırma alanlan iskâna açılmakta,
buralarda betonlaşmaya gidilmekte ve rant alanlan yaratılmaktadır."
kampus bütünlüğünü ve birinci
sınıf tanm araştırma alanlannı
korumak amacıyla 1996 yıhndaki
kazanılmış davaya karşm tekrar
Adana Idare Mahkemesi'ne
başvurmak zorunda kaldıklanm
vurgulayarak şunlan dediler:
"Nâzım plan revizyonu ile birinci
suırf tanm ve araşnrma alanlan
iskâna açdmakta, buralarda
betonlaşmaya gidilmekte ve rant
alanlan yaratılmaktadır. 21.
yüzyılda birkaç milyonluk
metropol bir kent olacak
Adana'nın ciğeri sayilan, eko
sistemin. doğal çevTenin,
dola\ısı\la da çe\re varüklannın
en i\i korunduğu, tanm da
yapilan deneme ve araştırma
çifttikleri dünyadaki her türlü
turunçgülerin gen deposu olarak
altyapısı ve yannmlan
tamamlannuş bir bölgede
büjükşehir belediyesinin,
miKarfak altyapı \aOnmlan ile
yıllann emeği ile oluşturulmuş bu
bilimsel araşbrma alanlanna rant
hesabı>la göz dikmesi, kısa ve
uzun vadede halkuı yaranna
değiL zarannadır. Bu alanlan
betonlaşmaya açmak. bilim
kurumunun yaünmlannı ve
emeklerini aİtüst etmektir."
Bünyesinde doktora eğitimi
verilen 8 üniversiteden biri
konumunda olan Çukurova
Universitesi'nin arazilerinin
bilimsel amaçlar dışında
kullanılmaması, rant ve
betonlaşma hesaplanna feda
edilmemesi yönünde, çevTedeki
Sofulu ve Balcaiı haikına karşı
ahlakı ve tarihi sorumluluğu da
bulunduğunu belirten üniversite
yetkilileri şunlan söylediler
*Betonlaşma girisiınlerinin idare
mahkemesi karan ile ekim ayma
kaunasına, 1998 Adana ve
Ceyhan depremi ile geçen
ağustos ayında yaşanan
Marmara depreminden sonra
yeniden gündeme gelen 'tanm
alanlannın kentleşmeye
açılmaması' uyanlanna
karşm, büyükşehir belediyesinin
bu alanlan betonlaşmaya
açmasmdaki ısran, buna
çanak tutan yalaka ve besleme
basuun >a> garasu IMZL bilim ve
insan sağlıgı düşüncemizi ön
planda rutmaktan
vazgeçiremeyecektiıf
BEBÎZE...
ERDAL ATABEK
Bilinç Toplumu mu
İnanç Toplumu mu?
21. yüzyıla (yeni bır binyıla) gırerken dünya top-
lumları 'bilinç toplumu' olma yolunda mı ilerleye-
cekler, yoksa 'inanç toplumu' olmayı mı yeğleye-
cekler? Her toplumda 'bilinç sahibi olma' yanın-
da 'inanca dayalı tutum ve davranış sahibi olma'
da yaşayacaktır, ancak toplumun genel yöne/işi-
ni, çalışmalannı yönetişini belırieyici olan hangisi
olacaktır?
Bilinç; kim olduğunu, ne istediğini, ne yaptığını,
bunlan neden istediğini, neden yaptığını, olanla-
rın neden olup neden olmadığını 'fark etme yeti-
s/'dir. Bilinç, tek sözcükle 'farkındalık'tır.
İnanç; kim olduğunun, ne istediğinin. ne yaptı-
ğının, bunlan neden isteyip neden yaptığının, olan-
lann neden olup neden olmadığınm 'kendi dışın-
dakibirgüç tarafından yapıldığı'm kabul etmektir.
Bilinçle inanç arasındaki farkın net olarak orta-
ya konulması zorunludur.
Her bilgi sahibi 'bilinçli' değildir. Bilginin bilince.
dönüşmesi için, bilginin düşünceye, tartışmaya,
munakemeye (neden-sonuç ilişkisine), sorun çöz-
me işlemlerinden geçmesi, böylece bir 'farkında-
lık yaratması' gerekir.
Buna karşın, bilgi bu süreçlerden geçmeden ka-
bul edilirse 'inanç 'a dönüşür, böylece defarkında-
lığa dayalı bir bilinç oluşturmaz.
Ezberlenmiş bilginin neden bilince değil de inan-
ca yol açtığı da böylece anlaşılmış olur.
Şimdi kendi toplumumuza bakalım. Son iki ay
içinde şuolaylar toplumun gündemine gelecek bi-
çimde yaşandı: Marmara depremi, satanist genç-
lerolayı, Ecevft-Clinton fotoğrafı, Fenerbahçe'nin
MTK yenilgisi. Şimdi bu dört olayı 'bilinç- inanç 'ek-
seninde değerlendirelim.
Marmara depremi, yerbilim ve deprembilim uz-
manlannın açıkladığı gibi 'doğal oluşumun birso-
nucu' idi. Buna bağlı olarak Izmit ve çevresinde
beklendiği de açıklanmıştı. Bilimsel çalışmalara
göre bundan sonrası için olasılıklar da tartışılıyor-
du. İnanca dayalı açıklamalar ise 'Tann'nm insan-
lan günahlanndan dolayı cezalandırdığı' yolunda
oldu. Toplum bu iki açıklama karşısında açık bir tu-
tum takınmadı ise de, bilim çevrelerinin açıklama-
lanna göre davrandığı ortaya çıktı. Gene de inan-
cın toplumumuzda giderek daha çok etkin oldu-
ğu bu olayda da görülmektedir.
'Satanist gençler' olayında medyanın tutumu,
'bilinç'ten çok 'inanç' yaratacak bir yönlendirme
biçiminde gelişti. 'Şeytana kurban verme' inancı-
na dayalı olduğu bilgisine bağlanan bir cinayetin
ardından 'saçı uzun, siyah tişört giyen, dövmeli
gençler'm 'satanist' olduğu önyargısı kısa sürede
yaygınlaşma eğilimi gösterdi. Bu haberlerin yanın-
da, 'gençleri bu ve benzeri davranışlara iten ne-
denler'e açıklık kazandıracak bilgi kaynaklı yayın-
lann azlığı dikkat çekti. Böylece, medyanın tutu-
mu da 'toplumu bilinçlendirme' yönünde olama-
'Clinton-Eos/fk fotoğrafı' da bir olay durumorfa
getirildi, yorumlaryapıldı. Ecevit'in duruşunun, so-
rulara yanıt vermeye çalışan öğrenciye; Clinton'ın
duruşunun ise özgüvenli, yukarıdan bakan bir öğ-
retmen tavrına uygun olduğuna ilişkin yorumlar
yapıldı, Bu yorumlar da büyük ölçüde önyargıları
yansıtıyordu. Türk heyetinin 'istemeye gittiği',
Amerika tarafının ise 'koşullar dayatacağı' olası-
lıklanna dayalı bir önkabul, fotoğrafın yorumlannı
da etkilemişti. Görüşme sonuçları ise, liderlerin
duruşlanna bağlı olmaksızın karşılıklı çıkarlarteme-
linde biçimlenecekti, böyle olması da doğaldı.
Fenerbahçe futbol takımının Budapeşte MTK
takımı karşısında kendi sahasındaki yenilgisi de
duygusal tepkilere yol açtı. Ekranlarda, ağlayan-
bağıran taraftar görüntüleri dakikalarca gösterildi,
büyük birfelaket havası doğdu, kulüp başkanı ma-
çı terk etti, teknik direktör maçtan sonra istifa et-
ti. Bu tepkilerin tümü de bilinçli davranışa aykın,
önkabul temelli inanca dayalı olarak gelişmişti. Bu
inanca göre, Fenerbahçe kendi sahasında bol gol-
lü bir yengi almalıydı. Oysa, futbolda beklenenle-
rin olmadığı çok sık gönjlmekteydi, ama beklen-
tileri farklı doğrultuda pekişmiş taraftarlar için bu
durum kabul edilemezdi.
Bu dört olayda da kısaca görülen tutum ve dav-
ranışlar, bilinçten çok, inanca dayalı tutum ve dav-
ranışlara yatkın olduğumuz kanısını uyandınyor.
Bu durum, önümüzdeki yüzyıl (ve binyıl) için yeni-
den yeniden düşünmemiz gerektiğini göstermek-
tedir.
Çünkü gelecek, bilinçli insanlann ve bilinçli top-
lumların çizgisinde belirlenecektir. Biz de nasıl bir
yol izleyeceğimize kendimiz karar vereceğiz. Bu-
nu bugünden düşünürsek yararı olacaktır, yoksa
çok geç...
e:mail: erdalata ? superonline.com
e:mail: erdalatai - cumhuriyet.com.tr
Faks:0212-513 90 98
Yunanlı dosüar
yardım getirdi
DATÇA(AA)-
Yunanistan'ın Sömbeki
(Simi) Adası'ndan
Datça Belediyesi'nin
davetlisi olarak gelen 94
kişilik heyet, yanlannda
getirdikleri yardım
malzemelerini, deprem
bölgesine gönderilmek
üzere Datça Belediyesi
yetkilüerine teslim etti.
Aralannda Simi
Belediye Başkanı
Mitüadis Sarris'in de
bulunduğu Yunan heyeti
Datça pazannda
alışveriş yapö.
Gnıptakiler, ikinci kez
getirdikleri 62 koli süt
ve 29 koli giyecekten
oluşan yardniı
malzemelerini,
depremzedelere
ulaştınlmak üzere Datça
Belediyesi yetkilüerine
teslim etti.
Datça Kargı Koyu'ndaki
restoranda onurlanna
yemek verilen
heyettekiler, Simi'den
gelen folklor ekibi ve
Türk halk oyunlan
ekibinin gösterileri
sırasında halay çekerek
Türk-Yunan dostluğu
için kadeh kaldırdılar.
Datça Kaymakamı
Hüseyin Ergi ve Datça
Belediye Başkan Vekili
Önder Antahyah'nın da
katıldığı gecede,
'Ege'nin dostluk denizi
olması' ısteklcn dile
getirildi. Heyet, gece
Datça'dan feribotla
Sömbeki'ye gitti.