12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EKİM 1999 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK • Baştarafı 1. Sayfada "Özel Eğitim Kurumlan" adını alacak kadar gelişti, ser- pildi. 12 Eylül 1980 darbesi özel okullann üzerinegidemedi. Din etkenini dışlamak istemedi. Askeri yönetimde bir ara din öğretimi veren okullann, kurs- lann kamulaştınlması günde- me geldi. Ne hikmetse, 12 Eylül rejimi kamulaştırma tasansını orta- dan kaldınverdi. Gelip giden (sağ) hükümet- lerdinsel eğitim veren kuruluş- lara dokunmayı akıllarından geçirmedi. Üstelik teşvik etti. Sol bu soruna el atacak ne vakit ne de olanak buldu. Bugün "irticai okullar" diye anılan, bildirideki ismi "özel Eğitim Kurumlan" olan kuru- luşlar, kısaca değindiğimiz ge- lişmeden sonra, maddi mane- vi dev bir kimlik kazandı. Dünden bugüne bu kuruluş- lara gözlerini kapayan hükü- metter, bugün MGK'de otur- muş, yakınılara hak veriyor ve.. "irtica okullanna" bir çare an- yor. lyi mi? Başbakanlık Takip Kuru- lu'nun hazırlayıp MGK'ye sun- duğu rapora göre; 276 okul ir- ticai faaliyette bulunuyor. Bun- lardan 119'u Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı ödüllendiren Fethullah Gülen'e ait. 157 okul Muradiye, Işıkçılarvebaş- ka tarikatlara bağlı çalışmalar sürdürüyor. Devleti ele geçir- meye çalışan iki örgüt, amaç- lan ve eylemleriyle sürekli mer- cek altında: (a)- Fethullah Gülen cema- atinin ilk hedefi: "devleti ıçten ele geçırmek". Uygulamaya koyduğu uzun vadeli planın ancak 2020'lerde sonuca ula- şacağını varsayıyor. (b)- Milli Görüş Teşkilatı. Aceleci. Seçimlerte ve bir an önce laik cumhuriyeti Islam cumhuriyetine dönüştürmeyi hedef seçmiş kendine. Devlet denetiminden çıkmış din eğitimi veren okullar soru- nuna dönersek: Bu rapordan sonra MGK, "vakıf, şirket ve şahıslara ait özel eğitim ku- rumlanna gözaltının devam et- mesine " karar veriyor. Dikkat edinız; haber, bu ku- rumlann "gözaltına alınmasına karar vermiyor.. Gözaltının 'de- vam' etmesini" kararlaştırıyor. Bu rfade Kurul'un açıkça soru- nu yeniden masaya yatırmak zorunluluğu duyduğuna işaret. Tabii kim bilir kaçıncı kez? Tutarsızltk Kuşku yok, devletin sağlam kuvvetleriyle devleti yöneten sivil kadrolar, laik, demokrat ve sosyal hukuk devletinin, Ata- türk düşüncesinin korunup kollanmasında fikir birliği için- de. Uygulamada farklılık yok mu acaba? Gözlediğimiz ve dinlediğimiz kimi gerçekler insanı bu kanı- ya itiyor. Nedir bunlar: 28 Şu- bat ülkeyi sürüklendiği irtica bataklığından çekıp çıkardı. MGK, 18 karar aldı. Genelkur- may Başkanı Kıvnkoğlu'nun açıkladığına göre bu karaıiann ancak 2'si gerçekleşti.. "28 Şubat'ın defteri kapan- dı" diyen Başbakan, Kıvnkoğ- lu'nun demecinden sonra 16 karann "süratle" yasalaşaca- ğını söyledi.. O gün bugün tasanlar Mec- lis'te yerinde sayıyor. Şu anlaşılıyor Son MGK'de malum okullar görüşülürken geçen yıllardan kalan irticaya karşı 16 yasaya değinilmiş ol- malı ki; Başbakan, toplantıdan sonra ne dese beğenirsiniz.. bu yasaların: "'herhalde' ön- celikalacağım"... Cumhurbaşkanı Demirel, 28 Şubat kararlarının kesinti- siz 8 yıl dışında olanlannın yü- rüriükteki yasalarda var oldu- ğunu, bu nedenle yeni yasala- ra gereksinilmediğinı söyler. Sanınz, Başbakan da aynı ka- nıda. Ama askerler? 28 Şubat kararlan arasında Özel Eğitim Kurumlan'nın "tas- fiyesi" de yer alıyor. Bu konu- da Cumhurbaşkanı'nın yargısı şöyle: "Bu okullan kamulaştır- mak için çok para lazım". Yani olanaksız! Bu okullar denetlenecekmiş. Gülen. okullannda öyle sinsice uygulamalaryapıyorki; "teftiş- lerde" laikliğe aykın kınntı bu- lamazsınız! İrtica ilerter, laik rejim yerin- de sayarsa gün gelir, bu ülke... Şeriatın en azından ılımlısına merhaba.. Demek zorunda kalabilir. m Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesinin üzerinden 1 hafta geçti Soruşturma sürüyor• Baştarafı 1. Sayfada yı yürüten DGM Savcısı Hamza Ke- leş tarafından ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Keleş'in is- temi üzerine Ankara I No'lu OGM yedek hâkımi RüstemÇi- logiu. ifadesi ahnanlardan birgenç kı- zın gözaltı süresinı 3 gün uzattı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bomba analizine göre suikasti İBDA- C'nın yaptığının ortaya çıktığını öne sürerek "Gözalündaki örgüt üyelerin- den de benzer bilgiler aündı. MİT'e sordum, onlar da tevit etti'" dedi. Baş- bakan Bülent Ecevit ise "Bana bir şey ulaşsabile.sonuc,- lanma aşamasına gelmeden her- hangi bir şe> söv- leme>idoğnıbul- manT dedı. Gözaltına alı- nan 5 kişiyie ola- yın görgü tanığı 5 kışı. Ankara DGM'de ifade verdi. İfade veren görgü tanıkları arasında. olay gü- nünden itibaren jandarma tarafın- dan gözaltında tutulanlann MİT, emnıyet ve jan- darma ıstıhbarat görevlilennce ifadelenne baş- vurulan Kışla- lı'nın evmin kar- şısındaki Başkent Doktorlar Site- si'nın temizlik göreviileri Arif Emirhan. Cemil Bingöl. bekçileri Osman Emirhan, Hayatı Kılıç ve Bayram İçikolduğu öğrenildi. Ifadeleri, soruşturmayı yürüten sav- cı Hamza Keleş tarafından vaklaşık 2.5 saat süreyle alınan 10 kişi daha sonra serbest bırakıldı. Yetkilıler, ıfa- deler doğrultusunda bazı belirlemele- rin yapıldığını. gelecek günlerde açık- lanmayanbırıldeoperasvon vapılabi- leceğini kaydettıler. Yetkıliler. olayla ilgilı örgüt ve kişi bazında kesın bir be- lirleme yapılamadığını söylediler. Görgü tanıklannın şüpheleri doğ- rultusunda çevrede görüldüğü bildiri- len bazı arabaların. polısin elindeki çalıntı arabalaıia karşılaştınldığı bil- dınldı. Keleş'in istemi üzerine Anka- ra 1 No'lu DGM'nin yedek hâkimi Rüstem Çiloğlu. jandarma tarafından gözaltına alınan 16 yaşmdaki genç kı- zın da gözaltı süresinı 3 gün uzattı. Genç kız DGM'de 2 saat kaldı. Gözal- tına alınan 5 kişinın daha ifadesi alın- mak üzere DGM'ye götürüleceği öğ- renildi. Savcı Keleş, DGM'den aynhrken "İfadesi alınanlarserbest btrakılır. De- vam eden soruşturma)la iigili bir sey sö>leyemeyeceğim"' demekle yetındi. Gözaltına alınanlann ifadelerinin jandarma tarafından alındığı, bazılan- İ s t a n b u l T a b i p O d a s ı Kışlalı'nın çağn metni hekimlerin imzasına açıldı İstanbul Haber Servisi - Bombalı bir suikast sonucu öldürülen gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah tarafından kaleme alınan ve birçok kişi ve sivil toplum örgütünün imzasıyla 26 Nisan 1998 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Demokratik Sivil Toplumcu Çağn"' metni, İstanbul Tabip Odası tarafından hekimlerin imzasına açıldı istanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yöcel tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Cumhuriyet ve demokrasi felsefesinin sistemli bir şekilde ifadesi olan bu metni kaleme alan Ahmet Taner Rjştaiı'.vı yaşatmanın. onun dflşüncelerine sahip çıkmakla mümkün olduğunu düşünüyoruz" denildi. Bu nedenle Kışlalı'nın yazdığı metni imzaya açtıklannı beürten Yücel, bildirgenin ilk imzacılannın Oda Başkanı Dr. Orhan Anoğul, Dr Özcan Baripoğiu. Dr. Haluk Eraksoy, Dr. Mrrtıat Kıyak, Dr. Atilla Ongan, Dr. Nedim Şendağ, Dr. Namık Kemal Tartanoğta, Dr. Kürşat Yddız ve kendisi olduğunu kaydetti. Demokratık Si\il Toplumcu Çağn, tstanbul Tabip Odası tnternet sitesinde http: •www.istabip.org.tr/dtc.ht ml adresinde yayımlanıyor. nın çelişkili ifade vermesi nedenı>le sorguya MİT v e polisten de görevlıle- rin katıldığı kaydedildi. Yetkilıler. ifadeler doğrultusunda bazı belirlemelerin yapıldığını, gele- cek günlerde açıklanmayan bir ılde operasyon yapılabıleceğıni kaydetti- ler. Yetkıliler. olayla ılgili örgüt ve kişi bazında kesin bir belirleme v apılama- dığını söylediler. Görgü tanıklannın şüpheleri doğrultusunda çe\ rede gö- rüldüğü bildirilen bazı arabalann. po- lisin elindeki çalıntı arabalarla karşı- laştınldığı bildinldı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz, önceki gün Sabah'a yaptığı açık- lamada. Kışlah suikastının mutlaka çözüleceğini belırterek "Soruşturma- da önemli aşamalar kaydedüdi" dedi. Bomba analizine göre suıkastı İB- DA-C'nin yaptığının ortaya çıktığını ileri süren Yılmaz, "Gözalnndaki ör- gütüyelerinden de benzerbilgiler alın- dı. MİT'e sordum. onlar da tejit etti"* diye konuştu. Suikastta dış bağlantıya dikkat çeken Yılmaz şunlan söyledi: "Olavı organize eden kişilerin İran- lı olduğu ortaya çıki)or. Bu kişiler de Almanva'da. Almanya'ya büyük so- rumluluk düşûyor. Alman\a ile İran arasında ilginç bir ilişki var. Al- manlar. önceki yıllarda Alman- ya'da bir resto- randa cinayet iş- leyen İranlılan İran'a iade etti. İdama mahkûm edilen bir A1- man'ı Alman- ya'ya verdi. Bu cinayeti işleyenle- rin, işletenlerin Türkiye'ye verü- mesi gerekir." Iran'ın neden Türkıyealeyhme suikastı organize ettiğı yönündekı soruya Yılmaz. "İraıvtemmuzda Tahran'da çıkan öğrenci olav iann- dan Türİdye'yi sorumlu turuyor. İran'da. İran ile Türkiye'nin ara- sını bozmak iste- yen güçler olabi- lir. Bu tipoJa>lar vüzünden Özbe- kistan'la da aramız bozuldu. Çecenis- tan konusunda Rus\a'\la da benzer soğukluklar oldu. Bizdc olduğu gibi onlann içinde de istikran bozmak is- teyenler olabilir" yanıtını verdı. Başbakan Bülent Ecevit. Başbakan- lık çıkışında Kışlah suıkastı ile iigili Mesut Yılmaz'ın açıklamaları anım- satılarak kendisine bir bilgi gelip gel- medığinın sorulması üzerine. "Efen- dim bana bir şe> ulaşsa bile. sonuçlan- ma aşamasına gelmeden herhangi bir şey sövlemevi doğnı bulmam" karşı- lığını verdi. Ecevit. Kışlaiı'yı öldüren- lerin yakalanmasının gecikmemesini umduğunu belirtti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Ulusal bayramlar salt törensel bir içerik alırsa, olacağı bu! 29 Ekim'ler bizim sadece bay- ramımız değil, ulusal kimliğimiz, ülkesel atmosferimiz... Kimlik kaybolursa, kişi kendisi- ni ifade etmekte yetersiz kalır... Atmosferde delikler oluşursa, iklim değişiklikleri başlar; yazın nezle olursunuz, kışın güneş çar- par... Türkiye'de sabah erken kalkan sistemi eleştirir oldu. Acıklı güldü- rünün başrolünde siyasiler var. Yeri gelince sistemi yerden yere vuruyoriar, bir an önce değişme- sini istiyorlar, siyasetin tıkandığı- nı söylüyorlar. Dışandan biri siya- seti eleştırince kenetlenip yükle- niyoriar: "Bu kadar sağlam iktidarı, bu kadar çok çalışan meclisi eleştir- meye kimsenin hakkı yok!" 15 yıldır siyasetin pek çok ka- tında görev yapan, bu sürenin ya- nsından çoğunda iktidarda yer alan, Rize ve havalisinden sorum- lu, dışbakan Mesut Yılmaz, yu- kandaki tanımlamamızın bir nu- maralı örneği. Bir de şu hastalık belirdi: Söy- lenen şeye değil, söyleyen kişiye bakıyorlar. Herkesin cebinde de bir de- mokrasi-ölçer var. Karşısındaki bir şey söyleyince hemen ölçüye bakıyor, karannı veriyor. Siyasettekı bu gelişmelerin medyada da yankı bulması ola- ğan. Ahmet Taner Kışlah ya. "Ben demokrat değilim" dedir- tecek kadar ölçüsüzleşen bu tar- tışmalarda sık sık şu ikilem dile getiriliyor: Demokrasi mi, cumhuriyet mi? Bu soru şuna benziyor: Ağacın yaşaması için toprak mı gereklidir, hava mı? Atatürk, cumhuriyetin temel- lerıni atarken, yazının başlığında- ki tanıma göre hareket etti. Cum- huriyetin ilanından sonra yaşa- nan süreç; toplumla dirsek tema- sı kurularak, ama hep bir adım önde yürüyerek atılan adımlar bu- nun somut göstergesi. Atatürk, cumhuriyet okulunu açtıktan sonra, demokrasi ders- leri başladı. Dil Devrimi hazırtık sı- nıfıydı... Hazırlık sınıfının ardından, bili- min her alanında, tarımdan fetse- feye büyük bir eğitim seferberliği başlatıldı... Atatürk'ün Meclis'e duyduğu saygı, derslerin hiç kesilmemesi- ni sağladı. Dil Kurumu, Tarih Ku- rumu, Halkevleri okulda prog- ramlanan derslerin derinleşmesi- ni ve yaygınlaşmasını sağladı... Atatürk'ün çok partili yaşama geçme girişimleri; okulun bir üst sınıflannın açılması, bir üst dü- zeyde derslerin başlatılması amacını taşryordu. Olmadı, ama bu süreçten vazgeçilmedi... Bo- zuk ders programlarryia da olsa, ölümünden sonra bir üst sınıf, sı- nıflar açıldı... Okulu bitirmeden diploma! Aradan 76 yıl geçtikten sonra, bugün saçma sapan bir tartışma zemini yaratılmak isteniyor. Efen- dim, asıl olan demokrasiymiş, il- le de cumhuriyet diyenler dino- zormuş, dayatmacıymış... Her okulun bir kuralı vardır, eği- tim disiplini vardır. Bugün, "Her şeyden önce demokrasi; ötesi bizı ilgilendirmez. Biz ille de de- mokrasi istiyoruz. Demokrasinin temeli de bireyin haklandır, dev- let birey için vardır" diyenlerin bu yaklaşımları ilk bakışta herkese sempatik gelebilir. Ancak bu yak- laşımı zemin olarak kullanıp, üze- rine yeni bir yapı inşa etmeye gi- rişenlerin istemleri, okulu bitirme- den diploma alma özgürlüğünü savunanlara benziyor. Mimariık eğitimi almamış bir ki- şi, "Ben gökdeJenprojesi çizdim, inşaat özgürlüğû istiyorum" di- yebilir mi? Tıp eğitimi almamış bir kişi, "Ben hangi kansere hangi otun iyi geleceğıni buldum. Muayene- hane açma özgürlüğû istiyorum" diyebılir mi? Bu sorulann yanrtı ne kadar ke- sinse, cumhuriyet okulu olma- dan, demokrasi dersterinin pusu- lasız kalacağı o kadar açıktır... Derslerin boş geçmesi ya da ni- teliksiz olması da pusulasızlığın bir başka halkasıdır... Demokrasi pusulasız kalınca, o "derslerde!" iddialı kişilerin Tür- kiye'yi nereye götünmek isteye- ceği deaçık... Yeni Sevrcilerden radikal Arap- çılara kadar uzanan yelpaze ne istedığini biliyor. Onlara sözümüz yok. Onlann oyununu göreme- yenlere ne demeli? 29 Ekim'i kutlarken cumhuriyet okuluna olan inancımızı yineliyo- ruz... ••i\Â-}'İ -.:„' \ cesaret umut mücadele hürriyet uzlaşma reform iyi niyet yardımlaşma eşitlik Türkiye Hepimize ait! Cumhuriyetimizin ilanının heyecanıyla, J.928 yılında İzmir Esnaf ve flhali Bankası adıyla kurulan Egebank, ilk günlerin rüzgârıylo yeni binyılı selamlıyor. EGEBANK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle