12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29EKİM1999CUMA 14 KULTUR kuttur(a cumhuriyet.com.tr Fulya Erdemci, bienalin olumsuz eleştiri almasını tezinin anlaşılamamasma bağlıyor 'Radikal mütevazılık sunuyor' ESRA ALİÇAVUŞOĞLÜ Lluslararası lstanbul Bienali Yönetmeni Fulya Erdemci. bu y ıl altıncısı gerçekleştirilen bienale yö- nelik eleştirileri yanıtladı. - Birsöyleşinizde; "Özellikle ismi çok dolaşımda olan bırkaç bıenalin birden sanat yönetmenhğini üstlenmış bırinı tercıh etmiyoruz. Yönetmenin ismı bienalin üstüne çıkmasın ıstiyoruz" diyorsunıız. Fa- kat bu kezde aldığı deştirilerte Paolo Colombo'nun ismi ön plana çıktı... FULYA ERDEMCİ - Bıenal hakkmda çıkan olum- suz eleştirilerin herrten hemen tamamını okudum. Eleş- tinlerın çoğu herhangı bir meslekı yaklaşım getiril- meden. yalnızca 'giiçlii - zaytf* gıbi sifatlarla geçış- tinlmiş. 20 yüzyılın sonunda sanat eleştırisının de sübjektıf olduğunu. yani okuyanıneleştırenın dur- duğu yerın ve düşünce düzeyinın bir sonucu oldu- gunu bıliyoruz. Bu bağlamda. yorumlanan vapıt sergı kadar yorumu yapanı da ele venr bu eleştiri- ler. Bıenalle ilgılı eleştirilerin hiçbinnde sıstemli bir yaklaşıma: ılk posterde yer alan palyaço ımgesi. ser- ginin başlığı ve kavramsal çerçevesi. mekânların kullanımı. mekânlarda yer alan yapıtlann bırbırle- riyle ılişkılen \e yapıtlann kendısı üzenne detaylı birokumaya: hatta. kullanılan sıfatlann içıni doldu- ran anlamlı yorumlara rastlamadım. Aynca. bu eleş- tirilerin dıyaloğa açık \e yapıcı olduğuna daır cıddi kuşkulanm var. 'Çok başanlı bir sergi ortaya koydu' - 23 Ekim'de Paolo Colombo'nun katıkuğı bir söv- leşi gerçekleşti. Bu söyleşide eleştiriler \inelendi mi? Ne vazık kı bu olumsuz eleştirileri getırcnlenn hıç- bıri bu karşılaşmaya gelmedi. Bıenal sergilenni ve gelen eleştiri len, küreselleşmeolgusunayanıtveren çağdaş sanat söylemlen bağlamında ele almak ge- rekivor sanınnı Küreselleşme olgusu. politik gün- cel konuların etrafında toplanan. çabuk aigılanabı- lir, standart birdil oluşturan yapıtlann dolaşımını hız- landınrken. aynı zanıanda da verel. bireysel \e da- ha öznel araç (medıum) \e ıfadelere karşı da biröz- lem yarattı. 6. lstanbul Bienali bu özlemı yansıt- maktadır. Aynca karakalemden. suluboyaya \e tu- val üzenne vağlıboya re>min değişik u>gulamalan- na, fotoğraftan v ideoy a v e fi Ime, heykelden objedeıı yerleştırmelere değın çeşitlı araçların (medıum) ge- tirdiği farklı ifade olanaklannı araştıran bıenal ser- gİM. ayru zamanda da bu araç ve uyguiama araştır- malannın bugün geldıği noktaya da işaret edivor. Ser- gı, bu anlamda. araçlar arasındaki hiyerarşınin or- tadan kalktığı çokdilli. heterojen bir yapı sunuyor. Bu heterojen yapı heterojen bir algılama sürecı ge- rektirmektedır. Yanı. ilk bakışta kendıni ele verme- yen. anlamın bırebır dilde çözülmediği, ancak çok boyutlu bir anlama sürecine kendinı açan bir sergi- den söz etmekteyız Bu anlamda sergı. özensiz göz- lere cevap \ermiyor. Önceki yıllara oranla Türkiye özelinde daha fazla olumsuz eleştiri almasını. "gkli- ..^^^^•f1 Şüçlüb W 9}mı \e &> tezın tam OlaraK anlaşılmamış olmasjna oağlıyo- rum. - Paolo Colombo, Cene\re Modern Sanarlar Mü- İ5T.H.I S.UIUSLARARASI K "5.Mt İSTANBUL i3eı'ergı, çokdilli bir yapı sunduğu için çok boyutlu bir algılama süreci gerektiriyor. Bienal, yüksek sesli, göz kamaştırıcı yapıtlann birbirileriyle yarıştığı bir arena gibi ele alınmadı. Colombo'nun orkestrasyonunda bütün yapıtlar, serginin kavramsal çerçevesıne göre seçildi, aynca, gerektirdikleri mekâna göre birritimiçinde yerleştirildi. zesi'ndegöre\ alınasına karsjn dene- yimi daha çok "solo" sergilerden iba- ret. Colombo'nun küratörlüğü gün- deme gekfiğindc bu özelliği deza\an- taj oldu mu? ERDEMCİ - Doğal olarak bu ko- nudatartışıldı. Küratörseçıminde. ni- celikten çok nitelıksel özellikler göz önüne alındı. Colombo'nun seçimin- de. edebıyattan müzığe değın uza- nan taze \e özgün sanatsal vaklaşı- mı. sanatçı geçmışi. engin deneyımi ve çağdaş sanat dünyasındaki saygın yerı ölçüt olarak alındı. Yalnızca 'L'çüncü Diinya İ Ikesi' vatandaşı ol- ma kompleksı taşıyan egolan tatmin etmek içın dığer bıcnallerin büyiik, göz alıcı ısimlerinden birıni bienalin küratörii yap- mak istemedik. Kendi adınıa. bu konuda çok doğru bir seçimyapılmış olduğunu ve Paolo Colombo'nun çok başanlı bir sergı ortaya koyduğunu düşünüyo- rum. Colombo'nun en küçük detava bile büyük bir tıtızlikle yaklaşmasının gerısınde hem kışilik özel- liklerinin ve ışinegösterdiği özenin. hem de çok sa- yıda sete ve küçük srup sergtsi düzentenıe fîfatiğı- nin yatngını düşünüyorum. Bu sergiye tam 17-18 ay hazırlanıldı. Bu kadar büyük bir sergide böyle birdık- Füsun Onur - İsimsiz', 1983 katle detaylann ışlenmeM çok olağan de- ğıl. Bu anlamda. Colombo'nun bu de- neviminin dezavantaj degil, avantaj oluşturduğu kamsındayım. - Bienalleri diğer grup sergilerin- den \c fuariardan avıran en önemli farklardanbiri. seçilen sanatçılann genç- dene>imli.tanınniL^-tanınnıarnışolma.sından çok,ya- pıtlann niteliklcri... CoJombo; "sanatçılann seçimin- TEKIN YAYINEVI Atatürk, düşünmesini bildiği, sistemli düşündüğü için ATATÜRK" oldu. ATATÛRK olmak mümkün değil, ama Atatürk gibi düşünmek mümkündür. Bu kitaplarda yâran sofrasındaki Atatürk ten devlet adamı, küttür devrimcisi Atatürk e kadar "Insan Atatürk ü" bulacaksınız. ATATLRKTN AVRASYA DFVLETİ ATATURK UN FİKİR SOFRAŞI ismet BOZDAĞ ATATÜRK'ÜN AVRASYA DEVLETİ İsmet BOZDAĞ ATATÜRK KONUŞUYOR ismet BOZDAĞ ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNMEK CetalBAYAR Derleyen: İsmet BOZDAĞ GAZIve LATİFE ismet BOZDAĞ KULTUR İHTİLALİMİZ İsmet BOZDAĞ TEKIN YAYINEVİ Ankara Cad. Konak Han No.43 Cağaloğlu / lstanbulTel: (°212 >5276969-51259MFaks: <O21Z )5111122 TEKIN YAYINEVI Suna ve Erdoğan TANALTAY'dan bir solukta okuyacağımz, bütün sözcüklerin sevgiye dönüştüğü dizeler, anılar... [AN-'IT\V TAK GÖZLERİMİ GÖNLÜNE TAKGOZLERIM GÖM.ÛNE E'Oböan TANALTAY SANATA SU VERENLER Entoğan TANALTAY İSKAMBİL EVLER Suna TANALTAY TEKİN YAYINEVİ Ankıra C*4. Konak Haı Nfl.43 C>ğılo|lı / btııtol Tel: (8212) 527 0 69-512 » M Fakr (8212) 51111 22 Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurtar.. Ağaçtann sMığınoan öenz göıüntüsünû çetremeaık Gelıngöriin C lub Orıent, Antik Çagın adalet, sağlık ve barış içın buluşma merkezi olan Ören'de denize "sıfır", binbir yıldızh bir tatil koyüdür. Homeros'un doğum yen "Işıklar Sahili'nde, Oünyanm atmosferinde oksijert oranı en yuksek ikı noktasından bırı olan Edremit Körfezi'nde, Zeytın Rivierası'ndadır. Club Orıent'te, Ege stilinde yapılmış 62 dubleks yapının her daıresi 2-4 veya 4-6 kışilik aileler için tasarlanmış, içlerınde öuş/WC ve telefon olan. odalardan oluşur. Tum kapılar dev bir botanik bahçesine açılır Bahçe biter, ıncecık kumlu plaj başlar Ozürlüler ve engelliler için tümûyle düzayak, vejeteryanlar ve diabetikler için sorunsuz tatil. Gunlük doktor viziti. TFİTJÂHVALTI Klfibaşı 6.000.000 TL, 0-12 faf icretsiz, 3. ^SJ^klfUeı^OOOOOO TL Clnb Orient Holiday Resort, Ören-Burhaniye Tel: 0.266.416 34 45 - 416 53 54 • Fu: 0.266İ416 40 26 AiitlkCagıı KOBVHltMSII 6fgnde m diM CİMhOrienL Blutlararası sanateılarm. aıteotoılafm w Atatürk devrim ve ilkelerinin, demokratik laik Cumhuriyetin yılmaz savunucusu, değerli bilim adamı Prof. Dr. AHMET TANER KIŞLALI'yi alçakça bir saldırıyla kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Ulusumuza ve sevenlerine başsağlığı dileriz. Kışlalı'nın savunduğu ilkelerin sürekli ve karaıiı takipçisi olacağız. Ankara Üniversitesi EĞİTİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARI •tBinKialeM Bulmnta MerkezMfc www.club-onent cotn VEFAT Şafak, Altuğ, Sibel'in babaları; Erdal, Mehmet ve Zeyno'nun kayınpederi; Türkân ve mertıum Fevzi Tonguç'un eniştesi, Bilge Okdemir'in 40 yıllık eşi ŞEVKET OKDEMİR 27.10.1999 günü aramızdan aynlmıştır. O'nu unutmayacağız. AİLESİ de büyük teorik yapıtlardan çok. kişisel ve şiırsel an- latımlan veöledim" diyor. Colombo'nun sanatçı se- çimini nasıl değerleıtdiriyorsuntız? ERDEMCİ-Bualıntıda.dıle.çevıriyedairbıryan- lış anlama söz konusu olabilır. Burada. Paolo Co- lombo'nun 'büyük teorik yapıtlar'la anlatmak iste- diğinin, yapıtın oluşma sürecındeki teorik yakla- 5imdan çok. yapıtın siyasal ve toplumsal sorunlara getirdiği pragmatik ve teorik çözümler olduğunu sa- nıyorum. Çünkü sanat, tarihsel bir açıdan bakıldı- ğında. herhangi bir yapıtın teorik bir temele da>an- mama olasıltf ı yok gıbi. Bir \apıtın teorik birtemel üzerıne oturmasıyla anlatım tarzı arasında dogrudan bırbağlantıyoktur. Yanı yapıtın teorik bir yapı üze- rine kurulmasıyla, yapıtın 'kişisel ve şürsel bir anla- tim' taşıması ya da daha küresel standart bir dille. politik \e toplumsal konulan ışleyen daha doğnıdan bir anlatım taşıması arasında bırebır bir ihşkı kur- mak zor. bienalde yer alan bırçok yapıtın şürsel ve kişisel bir anlatım sunmasına karşın teorik bir yapı üzenne kurgulanmış olduğunu göriiyoruz. Bu bağ- lamda, Paolo Colombo'nun seçtiğı yapıtlann çok has- sas bırdengede durduğunu düşünüyorum; bu yapıt- lar bir yandan yerel. kişisel ve öznel ıfadeler taşır- ken. öte yandan da. oluşturulduklan araçlann (me- dium)getirdiği farklı olanaklan araştınyor. Yani ser- gidekı birçok y apıt için hem teorik hem de şiirsel de- mek mümkün. Kendi adıma. seçımlen çok tutarlı bu- luyorum. 'Küratörün serbest iradesiyle seçildi 1 -6. lluslararası İstanbul Bienali "genç" sanatçılann ajırlıklı olduğu bir sergi oldu. İstanbul Bienali'ne 'deneyınih' sanatçüa- nn karılıp katilmamasında bütçe, küratö- riin dün\a sanat ortanmla ilişkfleri >a da bienalin niteliği mi etkili olmor? ERDEMCİ- Öncelikle. 'önemir sa- natçılann bienale katılamadığı görüşünü doğru bulmadığımı belirtmek ısterim. Serginin daha çok genç sanatçılann yapıt- lanndan oluştuğu doğru, ama burada orta- ya konan çıft-değışkenli karşıtlık. yani hem genç hem de önemli olunamaz görüşünün getirdiği karşıtlık, varolana tekabül etmiyor. ' Sergide. 30'lu 40"lı yaşlannda bulunan bir- çok sanatçı. uluslararası sanat çe\relerinde çok 'önemli* sayılıyorlar. 56 sanatçıdan 28'i uluslararası alanda tanınmış sanatçılar. Pipi- lotti Rist \\ üKam Kentridge. Francis Ahs l go Rondinone. Tonv Oursler. Kara \\alker. Christopher\\ool. RosemarieTruckel. Cars- ten Höller. Juan Munoz. Ga\in Turk. Gilliaıı Hearing. Arturo Herrera, Chris Ofili. Janet Cardiff \ e Gcorge Bures Milkr bunlardan yal- nızca bırkaçı. Uluslararası sanat çevrelerinde yeni yeni ortaya çıkan A.K. Dolven. Avish Khebreh/adeh. Margherita Manzelli gıbi genç ve yetenekli sanatçılann taze yorumlan da bi- enalin sanat diiny amıza getirdiği yenilıklerden ba- zılan. Yani, bienale davet edilen bütün sanatçılar, bütçesıkıntısı, bienalin prestij eksikliği ya da küra- törün 'kastedilen önemli' sanatçılara ulaşamaması gi- bi nedenieryüzünden değil. tamamen küratörün SCT- best iradesiyle. tema \e kavramsal çerçe\eye uy- gunluk \e farklı araçların getirdiği farklı ifade ola- naklannın araştınlması ölçüt alınarak seçildi. Sesli sessiz parçalaria bûtûnûn oluşması - Yakıf. sanatçı seçiminde küratöre kurallar koy- du mu? ERDEMCİ-Sanatçı seçımı konusunda vakıfın kü- ratöre getirdiği birkaç kural \ar. Örneğin, Iran, lrak, Yunanistan gibi komşu ülkelerden sanatçı çağnlma- sı ya da Türk sanatçılann seçiminde yeni sanatçıla- ra da fırsat tanınması amacıyla mümkün olduğu ka- dartekrardan kaçınılması gıbi. Bu kurallann bıryap- tınmdan çok öneri nitelığinde olduğunu belirtmek isterim. Örneğin. bienalde 4 sanatçı; Füsun Onur, Ömer liluç. Ebnı Ozseçen ve Aydan Murtezaoğlu, tekrar edildi Türk sanatçılann seçimine baktığımızda. Füsun Onur \e Ömer L'luç gibi bir kuşağın 'önemli' tem- silcilerinin yanı sıra Aydan Murtezaoğlu ve Nenman Polat gibi yapıtları uluslararası sergılerdeyeralmış ya da Sami Baydar ve Murat Şahinler gibi yaşam- lanndaki marjınalıte Mzyonunu yapıtlanna taşımış 30-40 yaşlannda orta kuşak ya da Haluk Akakçe, Ebnı Ozseçen ve Sefa Sağlam gibi serüvenlerini yurtdışında sürdürmeyı seçmış. Güneş Savaş gibi okuldan henüz mezun olmuş çok genç sanatçılardan oluşan, yanı üç ayn kuşağın değişik araçlarla fark- lı anlatımlar sunan yapıtlanndan oluşan. zengin bir Türk sanatçı katılımı görüyoruz. Bıenal gibi büyük. uluslararası ıddiası olan sergilerde. uluslararası sa- nat çevrelerinde az tanınmış ve tanınmış sanatçılar arasındaki denge çok önemli. Birçok küratör. eleş- tirmen lstanbul bienallerini öncelikle. sanat ortamı- na yeni sesler getiren genç sanatçılann işlenni top- lu halde görmek için bir fırsat olarak değerlendiri- yorlar. Yani, hem serginin özgünlüğü hem de ulus- lararası ortamın beklentılenne karşıhk \ermek açı- sından genç ve henüz çok tanınmamış sanatçılann sergide bulunması neredeyse bir gereklilık. - Bu yılki bienalin geçen yıllara oranla mütevazı' bir anlabmı yeğlediğini söyleyebilir miyiz? ERDEMCİ-Bıenal. kavramsal çerçevesi, mekân düzenlemelerindeki farklı arkitektonik yaklaşımı, kişisel ve şiirsel anlatımları olan yapıtlanyla radi- kal bir mütevazılık sunuyor ızleyicıye. Bu, rastlan- tı sonucu ortaya çıkmış bir olgu değil. Sanatın eğ- lendirici ve sansasyonel yönünü sorgulayan bienal. yüksek sesli. göz kamaştıncı yapıtlann birbirileriy- le yarıştığı bir arena gibi ele alınmadı. Colombo'nun orkestrasyonunda bütün yapıtlar, serginin kavram- sal çerçevesi ve görsel formatındaki yerlerine göre seçildi. aynca, gerektirdikleri mekâna göre bir ritim içinde \erleştırildi. Örnek vermek gerekirse. Dolma- bahçe'nin ginşinin ikı yanında bulunan Sefa Sağ- lam ve Fatimah Tuggar'm yapıtlan. politik bir göz- le hem gelenek ve modern ite arasındaki geçiş süre- cine hem de teknolojinin \e geleneksel olanın güç dengeleri içindeki yerlerine işaret edivor. Diğer ta- raftan. yine üç kadın sanatçının, Kara Walker, Lisa Yuskavage %e Manisha Parekh"in yapıtları bir mey- dan etrafında yer alırken daha kişisel bir mekân ge- rektiren Sami Baydarve Murat Şahinler'in yapıtla- n. görece olarak. ızole edilmiş bir odada sergileni- yor. Aynı biçimde, tuval resmine benzer formal mü- dahalelerde bulunan Füsun Onur ve Michael Ra- edecker"in)apıtlandaaynı mekândayeralıyor. Kı- sacaözetlemek gerekirse. zaten sergide bütün yapıt- lann ön plana çıkması amaçlanmadı. birbütünün ses- li sessiz parçalannı oluşturmalan hedeflendi. YAZI ODASI SELtM İLERİ TVIakber' ve Hamiyet Bunlar bana hep karışık hıkâyeler gibi gelir "Mak- ber", Abdülhak Hamid in uzun şiirinden dizelerle mi örülmüştür, yoksa şairin başka bir şiirinden söz- ler midir, tam bilmem. Ama "Makber" şarkısı ben- de tuhaf biçimde yaşar. Hamid'in mersiyesindense, verem, ölüm, uzak bir toprakta gömülüş, sonra, sevilmiş bir eşten ay- nlığa dayanamayış. Ama "Makber" şairi bunlann hepsini biraz süslü anlatmıştır. Bu uzun aşk, aynlık, ölüm şiin 1886'da yayımla- nıyor. Dönemindefırtınalarestirmiş. Bugün artık yal- nızca okul kitaplannda unutuluyor; 'anılryor' demi- yorum, çünkü şiirdendi mi kimse "Makber"den üç beş dize anmaz. Şarkıya gelince, şarkı yaşıyor. Yazık ki, bestekâ- nnın da adı silinmiş. "Makber"\ ilk ne zaman dinledim. Kesenkes ya- nıtlayamayacağım. Fakat çocukluğumda dinlediği- mi söyleyebilirim. Gözümün önünde bir kır gazino- su. Istanbul'un o zamanlar öyle çok kır gazinosu var- dı. Ağaçlarla çevrili bir bahçe, beyaz mermerii tah- ta masalar, açılır kapanır iskemleler, bütün btr ye- şerti. Vakit akşama doğru olmalı, muhakkak gün- batımı. Bir iki masa ötede, önünde dumanlı rakısı, bir bey usul usul "Makber"\ söylemeye başlıyor. Masadaki hanımlarağlıyoriar... Belkı Çamlıca, Kısık- lı... Şarkının sözcüklerini açık seçik kavrayamıyorum ama, üıperti yakamı bırakmıyor. Karanlık, çiçekler, güneş, aynlık ve birleşme, hepsi birbirıne kanşıyor. Sonra uzun yıllar "Makber"] hayatımda bulamıyo- rum. Gerçi evimizde Hafız Burhanın adı sık geçer- di. Evdekiler, o kuşak, Hafız Buman'ı son hatırlayan- lardı. "Makber"\ ilk meşhur eden o. Ne var kı "Makber"\ yaşatan hiç şüphestz Hami- yet Yüceses'tir. "Makber"\n Hamiyet Yüceses'te gitgide efsane- leşmiş macerası var. Gözünüzün önüne, Cumhuri- yet'in ilk yıllarındakı Istanbul'u getirin. Kocamusta- paşa, Yanya Kemal ın şiirindeki semt. On bir ya- şında bir kız çocuğu; cumbada oturmuş, sokağa ba- kıyor. 'En yeni şarkı sözleri'ni satan bir adam, Ko- camustapaşa'dan "Makber"\ söyleye söyleye ge- çiyor ve kız çocuğu bu şarkıya vurulup kalıyor. O kadar ki, pencereyi açık sanıp başını camdan çıkarıyor, kınlan camlar, ama kız çocuğuna bir mu- cize gıbi hıçbir şey olmuyor ve adı Hamiyet olan ço- cuk koşarak aşağıya inıyor, "Makber"\n güftesini alıp, bütün çıçeklenmış akasya ağacına çıkıyor. Ora- da kendi kendine ve kendınce "Makber"\ okuyacak. Mahalleii toplanıp kızın şarkısını dinlemiş.... Elbetteyalnız Kocamustapaşalılar değil, Hamiyet Yüceses'le birlikte, çok geçmeden, bütün Türkiye bu şarkıyı dinleyecektır. Ustelik, Hamiyet Yüceses, ses sanatçılığının ikı ayrı dönemınde şarkıyı kitlele- re ulaştınr, gençliğınde ve olgunluk dönemınde. Tam unutuldusanılırken, "Makber", Hamiyet Yüceses'ın yoaımuyla bir kez daba yankır, plağa geçer, kuşak- tan kuşağa sürdürür etkisini. Gerçekten "Her yer karanlık" mıdır? Şarkı de- rin bir ıçlenişle başlar. Bir kadın sesinin gazele uzan- ması şaşırtıcıdır. Ama ses, daha ilk anda iç burkar. Çalgılar öyle hüzünlü bir şeyden söz açrhaz görü- nürken, birden Hamiyet Yüceses başlar ve mate- me davet eder. Şaşaalı sahne hayatında kimbilir kaç kez okudu "Makber"\ Hamiyet Yüceses. Nelerduyumsadı? Bir şarkıya hayat veriyor, bir şarkı da kendisine hayat veriyordu. Sonra alkışlar, herhalde yaz gecesi, kim- bilir hangi gazino... Abdülhak Hamıd alafrangaydı, "Makber" Hafız Burhan'da alaturka, Hamiyet Yüceses'te adeta bir sentez, doğu-batı sentezi. Birçok şarkı gelip geçiyor, birçok şarkı unutulu- yor. Artık o eski kır gazinoları, Çamlıca'lar, Kısıklı'lar birer ikişer kayboldu. Ama bir yerierde, kırık dökük çalgılar eşliğinde de olsa, "Makber" hâlâ söyleni- yor. O zamanları hiç yaşamamışlar için bile anlamı- nı koruyor. Her defasında Hamiyet Yüceses yâd ediliyor... Sesin ve şarkının bendeki büyüsü dinmedi. Takvimde tz Bırakan: "Gün bitti. Ağaçta neşe söndü. I Yaprak ateş ol- du, kuş da yakut; I Yaprakla kuşun parıltısından I Havzun suyu erguvana döndü." Ahmet Haşim. "Ağaç". İFSAK ÖdültePi verüdl • KültürSenisi-1999 IFSAK Fotoğraf ve Sinema Ödülleri sahıplennı buldu. Sinema Ödülü. Ankara Sinema Derneği'ne venldı. Dernek. amatör bir ruhla sinemayı tanıtma ve sevdirme amacı ıle Türkiye'nin değişik bölgelerinde film gösterimleri gerçekleştiren 'Avrupa Filmlen Gezici Festivali' ıle ödüle değer bulundu. Fotoğraf Ödülü ıse. PİYA Kültürevi Fotoğraf Atölyesi'nin girişımiyle düzenlenen lstanbul Saydam Günİeri organizasyonuna verildi. Dört yıldır düzenlenen Saydam Günİeri, gösteriler ve panellerle fotoğraf meraklıiannı fotoğraflann dünyasıyla buluşturuyor. Ödül töreni. 1 Kasım akşamı Italyan Kültür Merkezi'nde saat 19.00'da yapılacak olan 15. tstanbul Fotoğraf Günleri'nin açılışında gerçekleşecek. K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle