23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 1999 PAZARTESJ HABERLER YaşarOkman Asgari ücret randevusu • ANKARA (AA) - Asgari Ücret Tespıt Komisyonu. 1 Ocak 2000 tanhinden geçerli olacak yeni asgari ücreti belirlemek üzere. bugün ilk toplantısıni yapacak. Asgan ücretle çalışan yaklaşık 5 mılyon işçinin sonucunu merakla bekledıği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalannda. Türk-lş dört kişilik bir ailenin. TİSK ise sadece ışçinın kendisi dıkkate alınarak asgari ücretin belirlenmesı görüşünü savunacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyarf ın açış konuşmasının ardından, Çalışma Genel Miidürii Ömer Benokan'm başkanlığında çalışmalannı sürdürecek olan komisyon, 5 hükümet. 5 ışçı ve 5 işveren temsilcisi olmak üzere, toplaın 15 kişiden oluşuyor. Komısyonda, halen brüt 93 milyon 600 bin lira (net 68 milvon 631 bin 120 lira) olarak uygulanmakta olan Asgari Ucret'in, geçen yılki komisyon karanna uygun olarak', 1 Ocak 2000 ve 1 Temmuz 2000 tarihlerinden itıbaren iki kez zamlı olarak uygulanması karannın alınması bekleniyor Japonya'dan prefabrike evlep Japonya'nm, Mannara dcpremzedelerinin kullanması içın hibe ettiği , 500 prefabrike e\. Japon donanmasına bağlı gemilerle getirilivor. Söz konusu gemıler yann Haydarpaşa Limanı'nda olacak. Genelkurmay Başkanlığı Denız Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterlıği'nden yapılan yazıh açıklamaya göre, Japon donanmasına bağlı JDS Osumı Çıkarma Gemisi 340. JDS Bungo Mayın Dökücü Gemı 75. JDS Tokıwa \ardımcı Gemisi de 85 prefabrike evi Türkiye'ye geririyor. Prefabrike evler, Havdarpaşa Rıhtımrnda boşaltılacak ve tren yoluyla Adapazarı Arifiye'ye nakledilecek. Tekstîlcılerden bağış rekopu • İSTANBUL(AA)- Sığınacak \e bannacak güvenli bir yeri olmayan depremzedelere bir yardım elı de Türkiye Tekstil Sanayii İşverenlen Sendikası uzattı. Türkiye Tekstil Sanayii tş\enleri Sendikası, Hükümet ışbirlığiyle deprem bölgesınde kalıcı lOOOkonut \e 18 dersliği bulunan bir ilköğretım okulu yapacak. 2000 yılında bitmesi ve teslım edılmesi hedeflenen proje ıçin sendika 4 trilyon lıra kaynak ayırdı. Türkiye Tekstil Sanayii tşverenleri Sendtkası Yönetim Kurulu Başkanı Halit Narin. 4 tnlyon liranın grev ve lokavt fonlannda bıriken paradan karşılanacagını bildirdi. Dinçer yakalanth • YALOVA(AA) - Yalova Cumhunvet Savcıliğı'nın TCK'nin 455 2. maddesine göre. "tedbirsizlik \e dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme" suçundan hakkında gıyabi tutuklama karan verdiği TMMOB Yalova Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyesi Savaş Dirtçer yakalandı. Çiftlilcköy ilçesınde teknik sorumluluğunu üstlendiği konutlardan birinin 17 Ağustos depreminde çökmesi ve 1 vatandaşın yaşamını yıtirmesı nedeniyle hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan Dinçer, Bursa Cezaev i'ne gönderildi. Güneydoğulu işadamlan Mardin'de yapılan toplantıda sorunlannı tartıştı 'Habıır mafyanın elinde'DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Güneydogu Sanayici ve tşadamlan Derneği üyeleri, Mersin'de bu yıl üçüncüsü dü- zenlenecek olan Türkiye Sanayi- ci ve İşadamlan Dernekleri Zir- vesi öncesi Mardin'de bir araya gelerek toplantı yaptı. Toplantı- da, Güneydogu'daki yatınmcıla- nn sorunlannın neler olduğu be- lirlendi. Cizre Sanayici ve İşa- damlan Derneği Başkanı Adil Ozalp, Habur'daki mazot ticare- tınin birkaç holding tarafindan yapıldığını belirterek, Habur Gümrük kapısınm "mafyanın de- netimi altına girdiğini" söyledi. GÜNSİAD Yüksek tstişare Ku- rulu üyesi Nedim Çetin ise böl- gede 193 işadamımn devlet tara- findan sakıncalılar listesine alın- dığını ve ihalelere sokulmadıkla- nnı belirtti. • Cizre Sanayici ye işadamlan Derneği Başkanı Adil Özalp, Habur'daki mazot trafiğinin birkaç holdingin tekelınde olduğunu söyledi. GÜNSÎAD Yüksek îstişare Kurulu üyesi Nedim Çetin de, 'Güneydogu'da 193 işadamı Sakıncalı Piyade' dedi. GUNSİAD Genel Başkanı Bedrettin Karaboğa, toplantı sı- rasmda bölge işadamlannın en büyük sıkıntısının enerji olduğu- nu belirterek şunlan söyledi: «Güneydoğu'da ve GAP'ta enerji ve sulamaya büyük bir önem verUi\or. Ancak bu bölge kaynaklanndan elde edilen ener- ji bölgedeki işadamlanna yeterli bir şekilde ulaşürümıyor. Biz Devletten sadaka istemiyonız, Yalnızca önümüzün açıhnasını beklryoruz. Llke yaünmcılanna acfl destek fonundan 198 triiyon lira aktankİL Bizinı bölgeınize bu fondan üçte bir bfle yardını geJ- medi" Güneydoğu insanının başkal- dınsının hiçbir zaman devlete karşı olmadığını sözlerine ekle- yen Karaboğa, "Bunu maalesef yanlış yorumlayanlar mevcut Ben fabrikamın daha r\i çalısma- sı,tarlamda daha iyiverim almak ve daha çok işçi çalışormak için başkaldınyorum" diye konuştu. Güneydogu Anadolu Ihracat- çılar Birliği Başkanı Abdülkadir Çıkmaz ise iğneden ipliğe daha düne kadar her şeyini dışandan alan Türkiye'nin, bugün 5 kıtaya ihracat yapmaya başladığını be- lirterek bunda bölgenin ve bölge işadamlannın önemli bir katkısı olduğunu söyledi. GÜNSİAD Yüksek Îstişare Kurulu üyesi Ne- dim Çetin de bölgede 193 işada- mımn siyasi nedenlerden dolayı sakıncalı ilan edilerek devlet iha- lelerine sokulmadıklannı belirt- ti. Çetin. "sakıncah piyade" ilan edilen bu işadamlannın durum- lannı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e ilettiklerini söyleye- rek, "Bölgedeki ekonomik geliş- menin saglanabilmesi için bu tür uygulamalardan vazgeçflmesi ge- rek" dedi. Habur'daki mazot ticaretinin birkaç holdingin üstlendiğini söyleyen Çizre Sanayici ve İşa- damlan Derneği Başkanı Adil Özalp. Habur gümrüğünün maf- yanın denetimi altında olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Habur'daki olumsuzluklan başta Şırnak Vatisi olmak üzere Başbakanlığa kadar götürdük. Bu makamlara Habur'daki ma- zot olayı Ue ilgili rapor sunduk. Habur'daki mazot ticaretinden 30 bin insan ekmek yiyor. 30 bin insanın kazana birkaç hoMinge bırakılamaz. Daha önceleri bin aracın giriş ve çıkış yap&ğı Ha- bur gümrüğünden şu anda 300- 500 kamyon giriş-çıkış yapabili- yor. Hoklingler bize şimdiye ka- dar ne verdi ki bunu eümizden abyor. Sorunun çözümü şart" Toplantıdan sonra Mardin ser- best bölgesinde Güneydogu Anadolu lhracatçılar Birliğının şubesi açıldı. Açılışa Mardin Va- lisi Fikret Güven ile 100'e yakın işadamı katıldı. DSP'liler Tantan'a sordu 'Yargısız infazdan yanlışlık diye sıynlabilinirmi?' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DSP Bursa Milletvekili Ali Arabacı. lçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın yanıtlaması is- temiyle verdiği soru önergesinde, Adana'da i- ki kişinin öldürüldüğü operasyonla ilgili bir di- zi soru yöneltti. "Sorgu- suz sualsiz infaz gerekçe- si izah edilebilir mi? Yan- uşhk yapıldı denerek bu is.tensıynlat>Uinirmr di- ye soran Arabacı, eski Bursa Valisi Orhan Ta- şanlar'ın silah ruhsatla- nnm geliriyle kendi adı- na okul yaptırdığı haber- leriyle ilgili savlan da gündeme getirdi. DSP'li Arabacı, Tan- tan'a Adana"öaki operas- yonla ilgili olarak "Ope- rasyon yapılan evin 'ör- gütevi. hücreevi' olduğu istihbaratı kimden, kim- lerden, nasıl sağlanmış- ûr", "BUgi doğru olsa da- hi, içerdekilerin testim ol- malannı sağlamak için ya da canlı ele geçirmek üzere bir şey yapümış ııın dır", "Evinde otururken bile can güvenliğinden yoksun oluşun örnekleri- ni sıkça yaşayan yurttaş, devlete güvenini nasıl ko- ruyacak", "Soruştunıl- duğu söylenen olay son- rası açığa alınan kimse var mi; yoksa, soruştur- manın selanıetini nasıl sağlamayı düşünüyorsu- nuz" sorulannı yöneltti. Arabacı, Tantan'a si- lah ruhsatlan ile ilgili olarak da bir dizi soru yö- neltti. Arabacı. "Türld- ye'de ruhsatlı silah sayısı nedir". "Bursa'daki ruh- satlı silah sayısı nedir". "Orhan Taşanlar'uı gö- rev yaptığı sürede silah ruhsaü verilenlerin ve si- lah nıhsatı yenOenenlerin Ssimlerinelerdir", "Son5 yılda ruhsaüı silah 0e suç işleyenlerin savısı yülara göre nedir" sorulanna yanıt istedi.Arabacı, TB- MM milletvekili lojman- lannda 1991 yılında işle- nen ve o tarihte milletve- kili olan ErolGüngör'ün oğlu MustafaGüngör'ün öldüriilmesi cinayetinin neden bugüne dek aydın- latılmadığını da Tantan'a sordu. Tören düzenlenecek 'Cumhuriyet Treni' bugün Adana'da ADANA (Cumhurhet Güney tlleri Bürosu) - Mılli mücadelenin ve çağ- daş Türkiye'nin tanıtımı- na yönelik bilgi ve belge- lerin yer aldığı hareketli bir müze olan "Cumhuri- yet Treni" Adana'ya geli- yor. Adana Valisi Oğuz kağan Köksal'ın da bulu- nacağı karşılama törenin- den sonra tren halkın zi- yaretine açık tutulacak. TRT Çocuk ve Gençlik Vakfı tarafindan düzenle- nen ve 5 Nisan 1999 gü- nü Kapıkule'den yola çık- tıktan sonra bir çok il ve ilçede konaklayarak ziya- retçilerin izlenimlerine açık tutulan Gumhuriyet Treni, 12-13 Ekim'dePo- zantı'da, 14-15 Ekim'de Mersin'de, 16-17 Ekim'de Tarsus'ta ziyaretlere açık tutulduktan sonra bu sa- bah Adana'ya gelecek. Yann da Adana'da kala- cak olan tren çarşamba günü Ceyhan'da olacak ve yine halkın ziyaretine açık tutulacak. Coşkulu geçecek bir tö- renle treni karşılamak is- tediklerini belirten Adana Valisi Köksal, "MflH mü- cadek yülannda ülkenü- zinolanaklannıifadeeden bilgi ve be^eler ile çağdaş Türkiye'den kesitler su- nan ve yeni nesillere han- gi koşullardan bugüne ge- lindiğini gösteren treni bfi- tün Adanahlann görmesi- ni, gezmesini arzuluyo- rum. Tüm halkımızı 0930'da Adana Tren Ga- n'na bekBvDrum" dedi. Yazann eşi Anastasia Andreadis yanhm heyetiyle birükte Törkiye'ye gekü. Yazar Yorgo Andreadis Abdi Ipekçi Barış ve Dostluk Ödülü sahibi Andreadis 'ten mektup 'TüMerve Yumuıhlarkardeştir 9 HATtCETUNCER Yorgo Andreadis, Türkiye'de de birçok kitabı yayımlanan Yunanlı bir yazar. "Tanuuna Pontus'un YT- tikKtn" adlı romanıyla 1993 yılm- da "Abdi İpekçi Banş ve Dostluk" ödülünü kazanan yazara 1998 yı- lmdan bu yana Türkiye'ye giriş iz- ni verilmiyor. Depremden sonra Selanik'te yardım toplama çalışmalannda yo- ğun emek harcamış. Yardım heye- tiyle birlikte Türkiye'ye gelen eşi Ajıastasia Andreadis, Değirmen- dere'de gördüklerinden sonra evi- ne dönmenin çok zor olduğunu söylüyor. Sıkıntı içinde. "Kendinıi çokkötü hissediyorum. Depremze- deier çadırda, açıkta; ben dayah dö- şeB evime nasıl gideceğim" diye ko- nuşuyor. Anastasia Andreadis Türki- ye'den, "Depremin yaralan çabuk kapansuı, şu anda çadırda yaşayan- lar kiremit altına girebilsin" dılek- leriyle ayrıldı. Heyeti Türkiye'ye ugurlarken eşi Yorgo Andreadis'in gözlerin- deki üzüntüyü gördüğünü anlatı- amami Andreadis "Tamama Pontus'un Vıtik Kızı" adh romanıyia 1993 yılında "Abdi İpekçi Banş ve Dostluk'' ödülünü kazanmıştı. yor ve ekliyor: "Yeniden Türld- ye'yeahnacağma inanryonım. Tür- kiye'yi sevdiğimize de inanümasuu istiyonım." Yorgo Andreadis eşine bir de mektup vermiş, duygularmm dü- şüncelerinin böyle ulaşmasını is- temiş. Andreadis'in mektubunun bazı bölümleri özetle şöyle; "Sizegönderdigimizyanhm, ba- şınıza eelen felakete nazaran çok küçük. Biz sadece büyük acüanıu- zı biraz da olsa yumuşatabilmeyi görev sayarak gerekeni yapük. Bu- radald varhğunızuı sizler için ma- nevi bir destek olacağuu ümit ede- rek bu büyük felaketin sonuçlannı karşüayıp yeniden ayağa dUdlmeni- zi dOiyoruz. Türkler ve Y'unanlılar ne dost ne de doğuştan düşmandır- lar. Onlar kardeştirler. Ve maalesef bunun ispao için büyük ve yıkıcı bir depremin yaratbğı felakete ge- rek kaldı. Bence her iki halkm da- marlannda ortak kan akıyor. Bu deprem çürümüş, köhne yapdarla beraber, iki halkı daimi düşman is- teyen propagandayı da yıkb. Atala- nmız derdi ki 'Her kötü şeyde bir iyilik de sakhdır.' Bu depremin yı- kuıtuannın üzerine iki halkı ban- şa,fleriyeve refaha ulaşbracak kar- deştiğin güneşi doğsun ve dünyanm bu kösesi asırlar boyunca olduğu gjbi yine külrürün ve gelişmenin merkea olsun. tnşallah başınuza başka bir kötühık gelmesin." w RTl K Yasası bütün halinde ele abnmah9 ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye Ga- zeteciler Sendikası (TGS), Radyo ve Televizyon Ost Kurulu'na (RTÜK) ibşkin yasanın bir bütün halinde ele alınarak, demokratik bir anlayışla yeniden dü- zenlenmesini önerdi. TGS'nin açıklamasmda Üst Kurul'un oluşumu ve üyelerinin belirlenmesin- de, Basın Kartlan Komis- yonu ve Basın İlan Kunı- mu Genel Kurulu'nda uy- gulanan yöntemlerin ör- nek alınabileceği belirtil- di. TGS Yönetim Kuru- lu'ndan yapılan açıklama- da, son zamanlarda 3984 sayılı Radyo ve Televiz- yonlann Kuruluş ve Ya- yınlan Hakkında Yasa'nın değıştırilmesine ilişkin olarak çeşitli çevrelerde bazı hazırlıklann yürütül- düğüne işaret edildi. Baş- bakanlık'ta oluşturulan komisyonun yaptığı çalış- malar öncesinde ve sonra- sında TGS 'ye herhangi bir görüş sorulmamasının önemli bireksiklik olduğu belirtilen açıklamada, "Kamuoyuna vansıyan bu taslağı TGS oîarak kabul etnıemiz mümkün değil- dir. TGS, basın özgrülüğü- nü geliştirmekten ve basuı emekçilerinin haklannı korumaktan uzak böyle bir çahşmanın destekçisi obnayacaknr" denildi. Açıklamada Üst Kunıl üyelerinin parlamentoda iktidar ve muhalefet par- tilerine paylaştınlan kon- tenjanlara göre seçilme- sinin RTÜK'e siyasi bir görünüm verdiği kayde- dildi. MHP'li Mükremin Taşkın, depremin nedenini sömüren dinci çevrelere çattı 'AHah ile amnızda kontratmı imzakuhnız?' SELAHATTtV ŞAHİN NEVŞEHİR - MHP Nevşehir Milletvekili Mükremin Taşkın, türban konusunda duyarlı yaklaşımlar içerisinde olmalanna karşın, belli çevrelerin bu meseleyi kaşıyarak kangren haline getirdiğini öne sürdü. Taşkın, Marmara Bölgesi'ndeki depremin nedenini çeşitli sebeplere bağlayanlara da sert çıkarak "Allah ile aranızda bir kontrat mı imzaladınız ki böyle konuşuyorsunuz, din bu kadar ucuz değil" dedi. MHP Nevşehir Milletvekili Mükremin Taşkın, Nevşehir Gazeteciler Cemiyeti'nde bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye'de uzunca bir zamandan beri devam eden siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın. siyasi, idari, ekonomik ve sosyal dengeleri altüst ettiğini belirten MHP Nevşehir Milletvekili Mükremin Taşkın, bunun sorumlusunun MHP olmadığını ileri sürdü. Ağır şartlarla kurulan 57. hükümetin geniş tabanlı hükümet bir olması nedeniyle, önceki dönemlerde milletin arzu, beklenti ve ihtiyaçlanna cevap verilemediği için 57. hükümetten beklentilerin en yüksek seviyeye çıktığını kaydetti. Deprem sömürüsü Taşkın, Marmara Bölgesfnde yaşanan deprem felâketinden sonra özellikle ekonominin büyük bir yara aldığım ifade ederek, dünyada sayılı felâketlerden biri olarak kabul edilen bu depremde binlerce insanın hayatını kaybettiğini, onbinlerce insanın ise yaralandığını veya sakat kaldığını belirtti. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, Türkiye'nin önündeki sıkmtılan çözmek için 57. hükümetin büyük bir özveri gösterdiğini dile getiren Taşkın, ülkenin önünün tıkanması için bazı çevrelerin özel uğraşlar verdiğini vurguladı. Taşkın. şunlan söyledi: "Türldye'de halen gündemde olan türban konusunun kangrenleşmesinin miman olanlar, kendüeri dışındaki kesimleri sorumlu ve suçlu göstennek için özel bir çaba harcıyoıiar. Bu toplumsal yarayı faklı gerekçelerden yola çıkarak kaşıyanlar, ne derlerse desinler, bizler ülkemiz ve milktimiz içuı makuL ahlaki ve doğru olanuı arayışında olacağız. Her sorunu olduğu gibi, türban sonınunun da kınp dökmeden. bir başka soruna yol açmadan çözümünü bulacağız. Yeni toplumsal gerilimlere meydan vermeden, laik-antilaik çaoşmasuıa meydan vermeden, genel kabul gören ve kaheı ohnası yönüyle bu konuyu da çözüme ulaşürmayı amaçhyoruz. Türbanı bir kavga unsuru haline getirmeyeceğiz. Behıü yerierle bu konuyu sertleşerek çözüme ulastırmak mümkün değfl. Rakibin eline taşı vereceksiniz, sonra da başlayacaksmız, rakibin atüğı taş benim basunı yardı diye dert vanacaksuuz. Böyle bir şey olamaz." Taşkın, son günlerde bazı çevrelerce, depremin nedeninin Allah'ın emirlerine karşı gelinme sonrasında meydana geldiği yolundaki ifadelere de büyük bir tepki gösterdi. MHP milletvekili, "Bu insanlar Allah ile bir kontrat mı imzaladüar da böyle hezeyan dolu sözler etme cesaretini kendilerinde buhıyorlar. Din bu kadar ucuz ve bash değüdir" diye konuştu. BİZBİZE. ERDAL ATABEK Yeniden Doğmak... "Reenkarnasyon", Tibet Budizmi inancına gö- re, "ölen birisinin bir başka bedende yeniden dün- yaya gelişidir". Islam inancına göre de "ölenlerkı- yamet gününde yeniden dirilecekler, sevap vegü- nahlanna göre sonraki hayatlannı yaşayacaklar- dır." İnsanın ölümle ortaya çıkan yok oluşa katla- nabilmek için duyduğu "inanma gereksinmesi"', insanın tarihi kadar köklüdür. Sevdiğiniz birisinin yok olduğuna katlanmak duyulabilecek acıların en büyüklerinden birisidir. Fakir Baykurt artık yok mu? Mahmut Tali Ön- gören yıtip gitt imi? Ruhi Su ölmüş müydü? Nâ- zım Hikmet yok mu? Mustafa Kemal Anıtka- bir'de mi yatıyor? Mustafa Ekmekçi kahkaha at- mıyor mu? Şöyle bir geriye dönüp baktığımız za- man hepsmin de aramızda, içimizde, çevremizde yaşadığını duyumsamıyor muyuz? "Başka birbe- dendeyeniden doğmalan"na gerek kalrnadan ya- şamlarını sürdürdüklerini görmüyor muyuz? Can Dündar yaşadıkça Mahmut Tali öngören ölmüş olabilir mi? "Rosehud" başlıklı o güzel tit- reşimli yazıyı keşke Mahmut Tali de okuyabilsey- di. Belki Can Dündar'da böylesine yaşayacağını bile düşünmemişti Mahmut Tali usta. (Sabah ga- zetesi, 16 Ekim 1999). Fakir Baykurt milyonlarca oğretmen yaşadıkça dünyamızda gezip durmaya- cak mı? Fakir'in yazdıklan elden ele dolaştıkça gerçekte yaşamayacak mı? Hiç kimse hayatını doğum ve ölüm tarihleri ara- sında yaşamıyor. Kimileri nasıl hayatta iken bile ar- tık yaşamıyorsa, kimileri de bedensel ölümlerin- den sonra da yaşamlannı sürdürüyorlar. Ne kadar yaşayacağına karar vernıek, insanlann yaşarken yaptıklan bir seçimdir. BBC'nin online anketinde binyılın düşünürü Karl Marks, binyılın yazan ViHiam Shakespeare se- çildi. Karl Marks'ı bilmemenin, Shakespear'i oku- mamanın "binyılın cahili" olmak anlamına geldi- ğini düşünmeyenlerin nasıl yaşadığı da haklı bir so- ru olmaz mı? Bütün dünya yılı belirtmek için 1999 tarihini kul- lanıyor ama.. acaba gerçekten bu yılda kaç kişi ya- şıyor? Kimileri 1200'lü yıllann ortaçağını yaşarken, kimileri 2050 yılına geçmiş değil mi? İnsanlar ve toplumlar arasında yüzlerce yıllık farklar yok mu? Öyleyse kimler ölüyor, kimler kalıyor? Bu soru- nun çok sade bir yanıtı vardır: Yalnız kendisi için yaşayanlar ölüyor, kendinden başkalan için de ya- şayanlar kalıyor. Kalanlar, kendilerini gerçekleşti- rirken çevrelerine, toplumlanna, insanlara, dünya- ya değer katabilenlerdir. Bunlar ölmeyenlerdir. "Dünyaya değer katabilmek".. ölçüt budur. Ki- mileri hayatlan boyunca, dünyanın değerlerini, dünyanm nimetlerini tüketirken, tüketmenin haz- zını ve gösterişini yaşarken gerçekte kendilerini de tüketirler. Şaşaalı, debdebeli, gösterişli, dalkavuk- lu tüketicilerdir bunlar. Ama sadece tüketicilerdir. Hiçbir şey üretmeyen, üretilmişi yağmalayan ya- şam asalaklan. Bunlar, ölür. Ama "dünyaya değer katabilen" üreticiler, ka- zandıklan becerileri, ustalıkları, uzmanlıklan, dün- yanm değer üretimine katanlar, sadece üretirker» haz almanın gizini bulmuşlardır. Şaşaaları, debde- beleri, gösterişleri, dalkavukları yoktur. Sadece değerleri vardır. Taşıdıklan değerlere yarattıklan değerleri de katmışlardır. Işte bu değerler insan- dan insana geçecektir. Bu değerler insandan in- sana artacaktır. Onlar, ölmez. Can yakıcı soru şudur: Gidenlerin yerine yenile- ri geliyor mu? Yoksa artık yerlerine kimse gelmi- yor mu? Bu soru umutsuzluk yaratan bir sessiz- likle karşılanır. Ama gerçek böyle değildir. Elbette, gidenlerin yerine yenileri geliyor. "Ven//er"in gel- mesi elbette eskisinden daha güçtür. Önceleri, köylerde yitip gitmek vardı. Köy Enstitüleri, köy- den dünyaya açılmaktır. Şimdi ise "değeher kent- lerde yitip gidiyor", doğru. Kışkırtılmış tüketimin yeni ahlaki insan değerlerini törpüleyip duruyor. A- ma, hiç unutulmasın, insanlığın kalıcı değerleri ne güçlükleri yenmiş, ne tuzaklardan kurtulmuştur. "Yeniler" de elbette, bu güçlükleri yenecek, bu tuzaklardan kurtulacaklardır. Bunun için gerekli olan zekâ da, irade de, dürüstlük de genç insan- larda yaşayacak, onları insanlık değerlerinin "ye- ni üreticilen" yapacaktır. Bizim toplumumuzdan da "yeni değerler" çıkmaktadır ve çıkacaktır. Yeter ki biz onlara önyargıyla bakmamayı bilelim, değer- lerimizi salt geçmişte aramayalım. Ölmek de yaşamak da haketmenin bir biçimi de- ğil mi? e-mail: erdalata@superonline.com erdalata'/ cumhuriyet.com.tr faks:0212-513 90 98 Olağanüstü kongre toplandı Perinçek yeniden IP Genel Başkanı ANKARA (ANKA)- Cezası ertelendiği için girdiği cezaevinden tahliye edilen Doğu Perinçek, aynldığı Işçi Partisi Genel Başkanlığı'na yeniden seçildi. Işçi Partisi (tP) Olağanüstü Genel Kongresi Yılmaz Güney Sahnesi'nde yapıldı. Atatürk'ün dışmda Mao, Marks, Lenin ve Şefik Hüsnü gibi sosyalist düşünce adamlannın resimlerinin asıldığı kongre, îstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Perinçek'in aynlmasından sonra Genel Başkan Vekili olarak tP'i kongreye götüren Hasan Yalçın. yaptığı konuşmada, kongrenin "sahte belgelerlePerinçek'i mahkûm ettirebileceklerini sananlara karşı" yapıldığını vurgulayarak, "Biz partimizi nasıl yöneteceğhnize kenduniz karar veririz" dedi. iP'i kimsenin sindiremeyeceğini de belirterek, seçimler öncesi Sol Güçbirliği önerilerini geri çeviren DSP ve CHP">i de "CHP barajm atanda kaldL DSP iseMHPveANAP'la koalisvon yaparak LMF partisi haline geldr diye eleştirdi. İP Merkez Komitesi'nin tek aday gösterdiği Doğu Perinçek de kürsüye, "Özgür, cesur Doğu Perinçek" sloganıyla geldi. fi Konuşmasmda Türk Silahlı Kuvvetleri'ne "' sahip çıkan Perinçek, Türkiye'nin bugün ikili iktidar durumu ile karşı karşıya olduğunu savunarak, bunu "Mafya- Tarikat- Gladio iktidan ile Kemalist Devrim'den kalan mevzileri savunan Cumhuriyet iktidan" ^ olarak açıkladı. Seçime • tek aday olarak giren ; Perinçek, 171 delegenin 169'unun oyunu alarak yeniden genel başkan oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle