Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 EKİM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
/ ekonomiıacumhuriyet.com.tr 13
•t
YPK toplantısında, IMF ile yapılacak stand-by'da kilit konumundaki bütçe üzerinde anlaşma sağlanamadı
«Hükümet hedefini belirleyemediANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hü-
kümet, Yüksek Planlama Kurulu'nu
(YPK) toplamasına karşın. Uluslararası
Para Fonu'yla (IMF) gerçekleştirilecek
stand-by için sert düzenlemelenn yapıl-
ması gereken 2000 yılı bûtçesi ve ekono-
mik büyüklükleri henüz belirleyemedi. Ko-
alısyon partılennin liderleri bugün ger-
çekîeştıreceklen zirvede bütçeyi de gö-
rüşecekler.
Türkiye'de 2000 yılı sonunda enf-
lasyonun yüzde 38.2 olacağını tahmin
eden IMF'nin yüzde 25'lik enflasyon
hedefinin gerçekleşmesı içın bütçede
sert önlemler alınmasını istemesının
ardından hedefte değişiklik yapılaca-
ğı beklentileri oluşurken Başbakan Bü-
lent Ecevit'ın enflasyon hedefinin yüz-
de 25 olup olmayacağı konusunda "He-
nüz o aynntılan tamamlamadık" söz-
leri dikkat çekti.
• iMF'yîe stand-by yapılabîîmesı içih bütçede sert düzenlemeîere
gitmesi gereken hükümet, halka uygulanacak acı reçete
konusunda çıkmaza girdi. Başbakan Bülent Ecevit'in enflasyon
hedefinin yüzde 25 olup olmayacağı konusunda, 'Henüz o
aynntılan tamamlamadık' sözleri dikkat çekti.
Başbakan Bülent Ecevit, dün yaptı-
ğı açıklamada, ilgililerle bugün 2000
yılı bütçesı üzerinde görüşmeler yapa-
cağını belirtirken yann gerçekleştirile-
cek Bakanlar Kurulu'nda bütçenin gö-
rüşülerek tasan haline getirileceğini
bildirdi.
Başbakan Ecevit başkanlığında önce-
ki gün toplanan ve yaklaşık 3 saat süren
YPK'den. beklenen bütçe büyüklükleri
ve makroekonomik hedefler çıkmadı.
Teknik düzeyde bütçe çalışmalan dün de
sürdürüldü.
IMF'yle yapılacak stand- by'la ulus-
lararası piyasalardan ıki yıl ıçinde 24
milyar dolar para bekleyen hükümet,
bütçede uygulanacak acı reçete konu-
sunda karar veremedi.
Vergi iadesi ödemeleri
Devlet Bakanı Tunca Toskay. geçen
hafta yaptığı açıklamada, IMF'ye tutula-
bilecek sözlerin verilmesini isterken yüz-
de 25'lik enflasyon ve faiz dışı fazlanın
yüzde 4-4.5 'lere ulaştınlmasının olanak-
sız olduğu belirtiliyor. Memurlara yüz-
de 25'lik enflasyon hedefı kadar maaş
zamrra yapılması durumunda alacağı tep-
ki nedeniyle çıkmaza giren hükümetin,
geçen yılın bütçesinde ulusal gelirin yüz-
de 1.5'i olan faiz dışı fazlayı bu yıl ikı kat
arttırarak yüzde 3 'e çıkarması gerekiyor.
IMF'nin isteği doğrultusunda öngörü-
len bu hedefın, yalnız düşük ücret poli-
tikasıyla gerçekleştirilme olanağı da bu-
lunmuyor. Hükümetin, akaryakıt tüke-
tim vergisini yüzde 500'e kadar arttır-
masının yanında KDV oranlannda artış,
ek vergi yüklerine başvurması beklenir-
ken çalışanlara vergi iadelerinin öden-
memesi de gündeme getiriliyor.
Yaklaşık 20 katrilyon liraya ulaşacak fa-
iz ödenekleri dıkkate alındığında bütçe bü-
yüklüğünün 45 katrilyon lira düzeyinde
tutulması bekleniyor. Hükümet, yüzde
25"lik enflasyon hedefine göre deflatörü
(ortalama enflasyon) yüzde 42.6 olarak or-
tayakoyuyor. Büyüme hedefi de, IMF'nin
yüzde 2-3 arasındaki tahminine karşın
yüzde 5-5.5 olarak öngörülüyor.
Faiz ödeneklerinin 20 katrilyon lira ola-
cağı bütçede, vergi gelirlerinin ancak 24
katrilyon liraya ulaşabileceği belirtildi.
Bütçe açığının da 15 katrilyon lirayı aş-
ması bekleniyor. Bu da, faiz harcamalan
dışında yapılacak yaunm, personel öde-
nekleri, cari harcamalar ve sosyal güven-
lik kuruluşlanna yapılacak aktanmlar da
dahil olmak üzere tüm harcamalann lasıl-
masını gerekli kılıyor.
; HÜKÜMETİNENFLASYONHEDEFİ YÖNÜNDEATACAĞIHER ADIMIN YÜKÜÇALIŞANINOMUZLARINDA
Rurtuluş için özveride eşitlik gerekEkonomi Servisi - Ekonomistler, hükü-
metin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile gö-
rüşmelerinin ardından açıkladığı yüzde
25'lik 2000 yılı enflasyon hedefini ınan-
dıncı bulmazken enflasyonu indirme yö-
nünde atılacak adımlann faturasının ıse yı-
ne ışçi ve memur kesimıne çıkacağını be-
lirtiyorlar.
Enflasyonun düşürülebilmesı ıçın vergi
oranlannın yükseltılmesı. memur maaşla-
nnın ölçülü biçimde arttınlması, tanm fi-
yatlannın dizgmlenmesı gibi tedbirlerie
faturanın yine çalışana çıkacağını belırten
ekonomistler, "2000 ydında sadece faiz öde-
meferi 20 katrilyon lira olarak tahmin edi-
Myor. Buna kamu harcamala- _ ^ _ ^ _ _
n, maaşlarda eklendiğinde bu
hedefe ulaşılması çok zor"
değerlendırmesini yapıyor-
lar. Bu arada tüketici fiyatla-
nnda yıllık ve ortalama artı-
şın, memur maaşlarındakı
yükselışın üzerinde olacağı-
na kesin gözüyle bakılıyor.
Eskı planlamacılardan olan
ve bır dönem Dünya Banka-
sı'nda 2. başkan olarak görev
yapan Atilia Karaosmanoğ-
hı, Türkiye'nin IMF ile yap-
'tığı anlaşmalara hiçbir za-
man sonuna kadar uymadığt-
nı anımsatarak. "IMFbizden
kendi kevfı için plan istemi- • " " " " • "
yor. Kendi kaynaklannı sunnıadan önce bu
kaynaklann nasıl kullanılacağını görmek is-
tiyor. Bu kadar y üksek enflasyon, bütçe açı-
ğı ve her gün büyüyen borçlanma miktan
ile Türkiye ekonomisinin durumunun dü-
zelmesine imkân >ok. Ancak düzenleme
yapılmadığu her gün maliyetin daha da art-
ügını unutmamakgeretdr. Bu düzenleme de
bazı kesimlerin daha fazla fedakârhk vap-
ması anlamına geliyor. Ama yanna btrakır-
sanız bu yiik daha da artar" dedi.
Karaosmanoğlu. Türkiye'nin kemer sık-
maya ne kadar erken başlarsa o kadar ıyı
olacağını da dıle getirerek, yüzde 25 enf-
• Uzmanlann
birieştiği nokta
kemer sıkmanm
şart olduğu
yönünde. Kimi
sektörlerin
hükümetin kararlan
üzerinde çok etkili
olduğunu belirten
uzmanlar, özverinin
her kesim üzerinde
eşit dağılması
- " gjerektiğmi
savunuyorlar.
lasyona ulaşmak için yapılacak olanlann
durgunluğa sebep olacağını kaydetti.
Koç Ünıversitesi tktisadi Idari Bilimler
Fakültesi öğretim üyesı Dr. Kamil Ydmaz
da hükümetin bugünkü performansıyla enf-
lasyonu düşürmesinin çok zor olduğunu
belırtti. Hükümetin yurtdışından gelecek kay-
naklarla rahatlayacağını ve faizleri düşü-
rebileceğını sandığını vurgulayan Yılmaz.
"Buıüarsadecegeçki nefesalma imkânı sağ-
layacak" dedi.
Türkiye'de bankacıhk, sanayi sektörü ve
KOBt'lenn çıkarlannın farklı olduğunu
kaydeden Yılmaz, "Bu sektörler hükümet
üzerinde çok etkiii. Diğer kesimlerin yapa-
bildiği bir şey yok. Hükümet
masayı ters döndürüp bu üç
kesimin özveride bulunmak
zorunda olduklannı anlat-
mazsa kurtuhış yok. Neyazık
ki bunlar da hazır değü" di-
yerek sözlerine şöyle devam
etti
u
Tanm harcamalannı ke-
serek, memura az zam vere-
rek bu iş çözülemez. Enflas-
yonun devamı bankalara re-
el faizden para kazandınyor.
Bugünkü ekonomik tabloy-
labu oranın yakalanması zor.
\fergide arttınm zoruniu. IMF
bir zamanlar vergi arttınnu-
nı istiyordu. Şimdi arttıra-
mazsınız, anüyoruz tavrına girmiş durum-
dalar. Stand-by olsa da Rusya'da olduğu
gibi başansızlıkla sonuçlanacakbr."
Memur enflasyona yenik
Bu arada hükümetin, "Memurlanenflas-
yona ezdirmeyeceğiz" sözü de yıne gerçek-
leşmiyor. Tüketici fıyatlannda yıllık ve or-
talama artışın, memur maaşlanndaki artı-
şın üzennde olacağuıa kesin gözüyle ba-
kıhyor. Memur maaşlanna yapılan zammın,
bu yıl da enflasyonun altında kalacağı tah-
min edıliyor.
üipinliişçinin sabrı taşti
Fılipinler'de günlûk ortalama ücretleri 4.95 dolar (23 müyon TL) olan işçüer,
maaşlannda 3.10 doiarhk bir artış talebi ile Manila'daki Başkanhk Sarayı'na
yürüdükr. AFP'nin haberine göre, yürüyüşe 7 bineyaku işci katıldı. Hükümet,
işveren ve işçiler arasındaki ücret görüşmeîerinin ay sonuna kadar biririleceği-
ni kaydederken Finans Bakanı Edgardo Espiritu. gazetecüere,fiyatiarda yiik-
seliş baskısı yaratacağı ve işyerierini iflasa sürükkyeceği için bûyük bir ücret ar-
üşının karşısında olduğunu söyiedL ^
DPT verileri
Küçülmenin
faturası
çalışana
Ekonomi Servisi - Sana-
yi sektöründe yaşanan üre-
tim daralmasının faturası
sektörde çalışan işçilere çık-
tı. Bu yılın ilk altı ayında
imalat sanayii sektöründe
çalışan işçilerin birim ücret-
lerinde dolar bazında yüz-
de 10 oranında bır erime
yaşanırken, işçi başına ve-
rimlilikte ise yüzde 10 ora-
nında artış oldu.
DPT'nin verilerine göre
imalat sanayii birim ücret
endeksi haziran sonunda
106.1 'e geriledi. Buna gö-
re birim işçi ücretlerinde bu
yılın ilk üç ayında geçen yı-
lın sonuna göre yüzde 7.5
oranında bir artış yaşanma-
sına karşın, ikinci üç aylık
dönemde yüzde 16.7 azal-
mayaşandı.
Ücret dolaruı gerisinde
Türk Lirası bazında oluş-
turulan birim ücret endek-
sinde ise geçen yılın sonu-
na göre yüzde 25 oranında
bir artış oldu. Aynı dönem-
de dolar kuru endeksinde
ise yüzde 35.2 oranında bir
büyüme kaydedıldi.
Istihdamdaki düşüşe ve
birim ücretteki reel azalışa
rağmen işçi başına verim-
lılikte önemli bir arüş yaşan-
dı. Birim ücretteki düşüş ve
verimlüik endeksindeki ar-
tış, imalat sanayii sektörü-
nün üretim maliyetinde
önemli bir azalış olduğu an-
lamıra da taşıdığı için, bu ge-
lişmenin imalat sanayii sek-
törünün rekabet gücünün
artmasına yardım ettiği be-
lirtiliyor.
Vergi ödemek
hiç bu kadar
kolay olmamıştı!
Artık vergi dairesine gitmeniz gerekmeyecek.
,: Herhangı bır İktisat şubesine uğrayarak
: vergilerinizi kolayca yatırabilirsıniz. •
Kuyruk yok, bekleme yok. • •
Güler yüz ve hizmet? Memnuniyetle.
(0212) 274 16 16
www ıktisatbank com tr
İKTİSAT
Memnuniyetle
DÜNYADAKİ ŞİRKET EVLÜJĞÎ MODASINA UYDULAR
Petrol birleşmesinden
TÜPRAŞ'a talip çıktı
Ekonomi Servisi-Tür-
kiye'de akaryakıt pazar pa-
ymın yüzde 11 'ine sahip
olan Turcas Petrol'ün Yö-
netim Kurulu Başkanı Er-
dal Aksoy, özelleştirme
kapsamına alınan TÜP-
RAŞ'a talip olduklannı
açıkladı. Türkiye'nin ilk
halka açık şirketi ve ABD
kökenli çokuluslu şirket
Conoco'nun yüzde 27 his-
seye sahip olduğu Turcas
ile vaygjn istasyon agına sa-
hip Tabaş birleşti.
Türk Petrorün ishn hak-
kını kullanan Turcas ile
Tabaş, dün düzenledikle-
ri basın toplantısıyla evli-
lik gerekçelerini açıkladı.
Toplantıya, Turcas Petrol
AŞ Yönetim Kurulu Baş-
kanı Erdal Aksoy, Başkan Vekıli Kaya Ba-
ban, Yönetim Kurulu üyesi YılmazTecmen
ile Genel Müdür AKstair Qark katıldı.
Küreselleşme ile bırhkte rekabetin yaşan-
dığı petrol sektöründe birleşmeler, aynlık-
lar ve yeniden yapılanmalann yaygınlaştı-
ğını anımsatan Aksoy, "ABD kökenliçpku-
hıslu şirket Conoco'nun yüzde 27 hissesi
var. Kalan yüzde 63 Türkortaklann. Bu bir-
leşme ile 800'e ulaşan istasyon sayısry la özel
sektörde en büyük ağa sahip olduk" diye
konuştu. Aksoy, Turcas'ın her ıstasyonu
bir parakende satış noktası, haberleşme.
finans, sigorta ve sınerjfk faaliyetleri kap-
sayacak bir varlık haline getirmeyı amaç-
ladıklannı söyledi.
Aksoy, "Deutsche Bank De 70 mihon do-
lar, 11 yıla uzayan libor arü yüzde 0.25 gibi
borç alma kabüiyeti bulunmasına karşın,
daha yüksek kârhlık amacıyia sernıay e pi-
yasalannı kuDanmayıtercih etmektedir" de-
di. Bırleşme sürecınde şırketler arasında
borç kalmadığını kaydeden Aksoy, "Birles-
Dünyadaki petrol
devlerinin evlilikleri
Türkiye'de de kendini
göstermeye baştadu
Turcas 'la birieşen
Tabaş'ın hisseleri de
Tkrcas adıyla İMKB 'de
işlem görecek. Türk
Petrol'ün îsim hakkı
sürecek.
me vergitasamıfuyU bir-
Gkte20mflyon doiarfakve-
rim arüşı sağlayacak. Kr-
leşmeden sonra 1 milyar
dolarn üzerinde ciromnz
otacak" değerlendirmesi-
ni yapü. Aksoy, 1 katrilyon
610 trilyon liralık üretim-
den satışıyla Türkiye'nin
en büyük firması olan
TÜPRAŞ'a talip oldukla-
nnı belirterek "Buna Oiş-
kin çahşmalanmızde\am
ediyor.POAŞ'ataMpdeği-
Hz" dedi.
Türkiye'nin Irak poli-
tıkasında yanlış davrandı-
ğını kaydeden Aksoy, "Sı-
nırda 10 bin kamvttnun
çalışmasıyla 2-3 milyar
dolar vergi kaybediyor.
Bu uygulama nedeniyle
10 ydda 20 milyardolarkaybettL Dünya şart-
brina uygun Iraktan petrol ahp işlersek dev-
let de vergi kaybına uğramaz" açıklaması-
nı yaptı.
Tırsatçılara dikkat'
Turcas'la birieşen Tabaş'm hisseleri de
Turcas adıyla İMKB'de işlem görecek. Tur-
cas Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Baban,
6.5 katriryon liralık ciro yapan, devletin top-
lam 14 katrilyon vergi gelirinin yüzde 27'si-
ni sağlayan petrol sektörünün nrsatçüann eli-
ne bırakılmaması gerektığini söyledi.
Türk Petrol markasımn kendilerine önem-
li sorumluluk yüklediğini kaydeden Baban,
"Türk Petrol şapkası aranda tüketiciye gü-
ven vermek istiyoruz" dedi. Genel Müdür
Clark, Türk Petrol'ün Conoco bağlantılan-
nı, dünya deviyle ilişkilerini ve önümüzde-
ki yıllara ilişkin planlan anlattı. Kaçak pet-
rol sorununun Türkiye'de ciddi boyutlara
ulaştığım kaydeden Clark, bunun için mü-
cadele edilmesı gerektiğinı söyledi.
İŞÇİNİN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Kambur Üstüne Kambur
Gemi Mühendisleri Odası'nın 17 Ağustos dep-
remine ilişkin raporundan öğrendim; ÎCDD'ye ait,
Balkanla^ın en büyük işletmesi Adapazan Vagon
Fabrikası, tasarruf tedbirleri kapsamında sigortalı
değilmiş.
Kimse ilgilenmediği, sahibi olmadığı için binler-
le işçinin çalıştığı fabrikanın tamamına yakını ile
çöktüğünü depremden haftalar sonra öğrenmiştik.
Demiryol-lş Sendikası yönetimi olmadığı, kayyıma
teslim edildiği için de Ankara'da seslerini duyura-
cak yoktu.
Sonunda yine dannadağın olmuş, depremden ev-
leri yıkılmış, yakınlarını kaybetmiş işçileri toparlandı-
lar. Fabrikalanna sahip çıkmak üzere enkaz kaldır-
ma işine gönüllü koyuldular. Bir arkadaşlarını da bil-
gisizlikten enkaz kaldırma ışleri arasında kaybettıler.
Ama işyerierini, ışlerini kaybetmemek için canlannı
d'ışlerine takıyorlar. Işyerı alanında yerleştiklerı ça-
dırlarda yaşıyorlar. önce enkaz attında kalmış, ama
işe yarayabitecek. kullanılabilecek ne kadar parça var-
sa enkazı söküp çıkararak depoluyorlar. Bır yandan
da onarılabilecek vagonlan onarıyorlar.
SEKA'nın deprem zaran hafiftı. Yeniden üretime ge-
çilmesine tek engel, üretimde kullanılan suyu geti-
ren şebekenin çökmesiydi. Ancak yenne geçirilebı-
lecek sistem vardı. Alınacak bir kararia, SEKA'ya su
verilebilir, üretime geçilebilirdi. Izmit Belediyesi pro-
jeyi destekliyor, SEKA yönetimi hazır, Ankara'nın ka-
rannı bekliyordu.
SEKAişçisi kaygılı. Deprem sonrası ücretleri öde-
niyor. Ama çalışmadan para almak, suçluluk duy-
gusu ile biriikte gelecek kaygısı yaratıyor. Bilindiği
üzere, SEKA daha önce kapatılmak istenmiş; işçi-
nin, çalışanın direnişi nedenıyte kapatılamamıştı. Şim-
di gerekçesiz üretime geçilmesindeki oyalama.
kaygı yaratıyor.
Depremde evlerini, yakınlannı kaybetmiş SEKA
çalışanlarına Işyerinizi de kapattık" demek pek akıl
işi değil. Yine de bu oyalama niye? SEKA boşu bo-
şuna çalıştırılmayarak, işçinin ücreti karşılıksız öden-
miş olarak neden bekletiliyor? Neden durup durur-
ken büyük bır zarara sokuluyor? Sonra bu zararın he-
sabını kim verecek? Yoksa yılsonu bilançosunda
zarar hanesini büyütmek üzere sabote mi edıliyor?..
Gemi Mühendisleri Odası deprem sonrası tersa-
nelerin durumunu derinlemesine inceleyen bir araş-
tırma raporu hazırlamamış olsaydı, bu hengâmede
Türkiye Gemi Sanayii'nin fiilen kapatılmakta olduğu-
nu fafk bile etmeyecektik.
Akıl alır gibi değil, Türkiye'nin gemi inşa ve onanm
kapasrtesinin yüzde 40'ını kullanılmaz hale getiren bir
dizi karar, kimsenin kılı kıpırdamadan alınabiliyor. Üs-
telik üretim kapasrtesinin yüzde 4O'ı bir kalemde çi-
zilirken, aynı üretimın nitelik olarak yapılabileceği özel
tersaneler de yok.
Üç yanı denizle çevrili Türkiye, deniz taşımacılığı
fakiri. Trafiği bir kâbus, kilitlenmiş olan Istanbul'un tek
kurtuluşu, belki de denız taşımacılığı. Kimse, deniz-
lerie çevrili bir ülkede, kentlerde hem en ucuz hem
en kaliteli ulaşım aracı olan deniz taşımacılığının böy-
lesine geri kalmasının akılcı bir savunmasını, açıkla-
masını yapamıyor. Ve bu tabloda deniz taşımacılığın-
da kullanılacak gemilen yapacak tersaneler bir ka-
lemde gözden çıkanlıyor, fiilen kapatılıyor.
Deprem bahane alınan, ama depremın mazeret
bile olamadığı kararlaria. Ne de olsa karayolu ile kı-
yaslanamayacak ucuzluk. konfor ve güvenliklı demir-
yolu işletmesının gereksınimlerinı karşılayan vagon
fabrikasını deprem vurdu. Yeniden yapılması gerek,
ama hiç değilse bugün üretimde olmamasının sorum-
lusu yok. Ârna gemi yapacak, onaracak tersaneler
açısından durum öyle de değil. Depremden zarar
gören Gölcük, Deniz Kuvyetleri Komutanlığı'na bağ-
lı askeri tersane... Tabii ki deniz kuvvetlerinin zayif-
latılması riske edilebilecek bir konu değil. Ama sivil
üretimde kullanılan ve kapasitesi birkaç katı olan
Pendik feda edılmek zorunda mı? Ya köprünün açıl-
maması teknik rezaleti sorumsuzluğu nedeniyle Ha-
liç'teki hem sivil hem askeri tersanelerin atıl bırakıl-
ması, fiilen kapanması hem de bu işin yılı geçmesi
ne demek oluyor?
Türkiye zaten var olan gemi kapasitesi ile deniz ta-
şımacılığını çok yetersiz, çarpık çurpuk yürütüyordu.
Şimdi yeni gemileryapılamayacak, anzalananlar ona-
nlamayacak ya da çok pahalıya dışarıda yapılacak.
Vann; denız taşımacılığı, kamu işletmeciliği bundan
sonra ne hale gelir. siz düşünün.
Özelleştirme yönetiminin başı, deprem sonrası
utanmadan kamu işletmelerinde, özellikleTÜPRAŞ'ta
yeterli önlemlenn olmamasını, bozuk kamu işletme-
ciliğinin gerekçesi olarak açıklıyor, kamuoyundaözel-
leştirmeden yana, yalana dayalı propaganda yapıyor-
Tabii ki kamu işletmelerinin hantal olduğu, kötü
yönetildikleri doğru. Ama sözünü ettiği işletmeler za-
ten özelleştirme programı nedeniyle kendi sorumlu-
luklarında. En azından, son hallerinin sorumlusu ve
suçlusu, özelleştirme yönetiminin kendisi.
Kaldı ki deprem felaketinde özel sektör sınrfta kal-
ma anlamında kamuyu bastırdı. Zehir saçtığını bile
saklayan, önlemini almayan AKSAyüz karası. Fay hat-
t dahil, depreme karşı önlemlerini almamada özel sek-
tör kamuya göre daha kötü not almış, sınrfta kalmış
konumda.
Türkiye'nin üzerine kambur üstüne kambur binı-
yor. Deprem bunu katlamaktaturnusol kâğıdı gibi iş-
lev görüyor.
NobelEkonomi Ödülü
KonodohMundell'in
STOCKHOLM (AA) -
Nobel 1999 Ekonomi Ödü-
lü'nü Kanada doğumlu
ekonomist RobertA. Mun-
deB kazandı. Ödül komite-
sinin açıklamasında, "Mun-
dell'in değişik faiz haddi
rejimkri altında parasalve
maM politikalann yürütüJ-
mesi ve optunum para bi-
rimi alanlanndakiçahşma-
hnyla ödüle layık görül-
düğü" bildirildi.
Halen New York Colum-
bia Üniversitesi'nde görev
yapan 1932 dogumlu Mun-
dell'in para üzerinde yo-
ğunlaşan çalışmalan 30-
40 yıllıkbir geçmışe sahip
olmakJa birlikte, bugünün
iktisatçılan üzerinde bü-
yük etkisi bulunuyor.
Mundell'in esas ilgi ala-
nını, uluslararası sermaye
piyasalanntn bütünleşme-
sinde parasal ve mali poli-
tikalann etkileri oluştunı-
yor. Robert Mundell, para-
sal ve mali politikalann
uluslararası piyasalar üze-
rindeki etkilerinin, ülkele-
rin para birimlerinı sabit
tutmak ya da dalgalanma-
ya bırakmak tercihlenne
ne ölçüde bağımlı olduğu
üzerinde yaptığı aynntılı
çalışmalarla da tanınıyor.
Nobelli ekonomısün bel-
li para etki alanlannda böl-
gesel emek piyasalannın
ekonomik şoklara nasıl
uyarlanabileceği konusun-
da 1961 yıhnda kaleme al-
dığı makale, Avrupa ortak
para biriminin (Euro) te-
orik alanda başlangıç nok-
tasını oluşturmuştu.