17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 1999 PERŞEMBE HABERLER Yüzyıllar boyu bir ceza olup olmadığı tartışıldı; yavaş yavaş tüm ülkeler vazgeçmeye başladı OKüıı cezası tarilı olacal SuilllŞ: Tüıkiye'de huklunııdu iilüm cezusı isteııı'iı sııçlulıır, iilüm cezasını yılhır önce kaldırmış Avrııpa iilkelcrini kendileri içiıı en ffüvenli sığnuık oluruk görüyfir. Türkiye ılışııuhı ytıkuluıuııı iılam muhkûmlannın "İude edilirsı'm iduııı ediliriııı" jfervkçesine Mğınması w sııçlııyıı yakulayan iilkcnin Türkive ile iilüm cezaunı pazurlık kıııuısu yapmıiH nedeniyle !9HJ'ten heri ııytiiılanmuyan iilüm CCZIIM rtırtışılttıavu buşlandt. Adalel Bakııııı DenkJiurdıı, Çakıcı ve Abdulluh Oculan 'ın yakııluıtma\ı üzı'rindr "idamı kaldıran " vasıı leklifıni TBMUye sıııulu. Kaşta Cumhurbaşkanı olmuk üzere özellikle sağ siyasetçilerin kurşı çıkmusı sonucunda tusun Meclis'te gündemde alınmadı. Aııcuk kaınuoyunun ve hııkııkcuların gündemindc kalmayı sürdürüyor. Dünyadu birçok ülke idumı insanlık suçu k oluruk degcrlendirip yıiMtlıınmlun çıkıınrken Türkiye 'de suçlulara iude yolıı açdması içiıı 'iilüm cezası' kaldırılmak Ölüm cezasını kaldıran ülkeler Andora, Avustralya. Avusturya. Almanya, Cape Verde, Çek ve Slovak Cumhurıyetleri, Danimarka, Dominik _',' CurTViuriyeti, Ekvador, Filipinler. Finlaridiya, Fransa, Haiti, Hollanda, Honduras, irlanda, İsveç, Izlanda, Kamboçya, Kırıbatı, Kolombiya, Kostarika, Lichtenstayn, Lüksemburg, Marşal Adaları, Mikronezya. Namibya, Monako, Nikaragua, Norveç, Panama, Portekiz, Romanya, San Marino, Solomon Adaları, Tuvalı. Uruguay, Vanatu, Vatıkan, Venezüella, Yeni Zelanda. Sınırlayan ülkeler Arjantın, Brezilya, El Salvador, Fiii, Ingiltere, Ispanya, israil, Isviçre, Italya, Kanada, Kıbrıs, Malta, Meksika, Nepal, Papua Yeni Gine, Peru, Sao Tome ve Pincipe. Uygulamayan ülkeler Yasalarında bulunduğu halde uzun süredir infaz etmeyen ülkeler; Angulia, Bahreyn, Batı Samoa, Belçika, Bermuda. Bolivya, Türkiye, Brunei, Buhutan, Fildişi Sahili, Hong Kong, Ingiliz Virgin Adaları, Kayman Adaları, Kamaros, Madagaskar, Maldiv Adaları, Montserrat, Nauru, Nijerya, Paraguay, Senegal, Sri Lanka, Togo, Kaykos Adaları ve Yunanistan. Derieyen: MİYASE İLKMJR ••Öldürmcnin yarariı olduğu düşiiniilmeye başlandığı andan hibaren insan yaşamı kutsal- lığını kav betmiştir." İdamı tartışan, idam karannı yargılayan bu »özler Frankart'ın. Bu sözler söylendikten ön- ce de, sonra da ne çok idam yaşandı. insanlık ne çok idama tanık oldu. Bır cezalandırma yönte- mı olarak idam hep tartışıldı. Albert Camus ida- mı şöyle 'yargıladr: "Hiçbirimiz, bir insandan, yaşayışını geçmiş bir ömiir, bir alınvazısı haline getirip, son yargı- lama>i sağlayan olümünden önce umut keseme- yiz. Ama, son yargn ı ölümden önce vermek. da- ha borçlu hayattayken onun hesabinı kapatmak hiçbir insanın hakkı değildir." Ozanlardayargıladı idamı. MetihCevdetAn- day. ABD'de McCarthy hısterısinin doruk nok- tasında elektrikli iskemlede yok edilen Rosen- bergler'in ardından şu ölümsüz dizeleri yazdı. Bir çift güvercin havalansa/ Yanık yanık kok- sa karanfil' Değil bu amlacak şey değil/ Apansız geliyor aklıma/ Neredeyse gûn doğacaktı/ Herkesgibi kalkacaktımz/ Bel- ki daha uykunuz vardı/ Gece- niz geliyor akiıma/ Rahat döşeklerin utanması bundan/ Öpüşürken o dalgın- lık bundan/ Tel örgünün deli- ğinde buluşan/ Parmaklannız geliyor akiıma/ Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm/ Kahramanlıklar okudum tarihte/Çağımızaya- kışan vakur, sade/ Davranışı- nız geliyor akiıma'" İnsanlık tarıhı kadar eski olan \e yazılı ilk örneğınde "kısas" adıyla Roma Huku- ku'nda rastlanan idam cezası üstüne en çok ve en derin dü- şünmüş yazar Camus 1957'de şunlan yazdr "Öküirmc ile idam arasında tam bir eşdeğerlilik yoktur. Birçok kanun önceden tasarla- nan suçu. salt öfkeyle işlenen suçtan çok daha agir hüküm- lere baglamıştır. Peki ama i- dam cezası. hiçbir suçlunun en mülhiş cinayetinin bile kabına erişemediği önceden tasarla- nan suçların en başında geleni dt-0lse nedir? Bu iki ölüm ara- sında bir eşdeğerlilik olnıası için idam cezasının. kurbanını müthiş bir öliunle ortadan kal- dıracağıııı önceden bildirmiş ve o andan itibaren onu aylar- ca işkence altında tutmuş bu- lunan bir caniyi cezalandırma- sı gerekirdi. Böylesine müthiş bir caniye kişiler arasında rast- lanmamaktadır. Ay lar veya yıl- lar boyu mahkûma yüklenen, bütün \ arlığı kaplayıcı, alçaltıcı korku, ölümden daha müthiş bir cezadır ve katil kurbanına böy- le bir korku vermemiştir. Genel olarak. insan daha olümünden çok önce ölüm cezasını bekle- meyüzünden yıkılmıştır. Ona birincisi. ikincisin- den çok daha feci olan iki ölüm uygulanır. Oysa ki o. bir kere öldürülmüştür." Zamana göre değişen suç ve ceza MÖ 399 yılında. ölüm cezası na çarptınlan ancak baldıran zehriyle ıntihar eden ünlü düşü- nür Sokrates, yakinçağdaki idam cezalan göz önüne alındığında şanslı sayılır. Çünkü insa- noğlu Roma'dan sonra en vahşi görüntüyü oluş- turacak ve ınsana en çok acı verecek vöntemler bulmakta gecıkmedi. Bu konuda öncülüğü ki- lıse yaparken. bu vahşet tablosunu savunanlar her dönemde "caydıncıük*' yalanına sığindı. Baldıran zehırinin verini sonraki dönemlerde vakma. ateşte kaynatma. derisini yüzme. taşla- ma. boğma. diri din toprağa gömme. parçala- ma aldı. 18. yüzyılın sonlanna doğru ölüm ce- zasının infazında da reformlaryapıldı. Yakma- nın yerini giyotin. boğarak öldürmenin yerini de idam sehpası aldı Ortaçağ"da yalnızca cinayet. ırza geçrne ve kundakçılık gıbı özel suçlar için ölüm cezası öngöriilürken çok degil daha 19.yüzyılın başın- da Ingiltere 'de "Kanİî Kanun"adıyla anılan ce- za sisteminde 220 suçtan birini ışleyenler için ölüm cezası kaçınılmazdı. Ölüm cezası verilen suçlar arasında yankesicılık. Çingenelerleişbır- lıği yapmak, göl balıklanna zarar vermek. teh- dit mektubu göndermek. birormanda silahlı ve- ya yüzünü maskeyle gizlemiş olmak gibı fiiler de vardı. Daha korkuncu ölüm cezası 7 yaşını doldurmuş çocuklar için de geçerliydi. Çocukiara ölüm cezası Ali Sirmen'ın 1972 vılında dılimize çevirdi- ği İdamadlı kıtapta Ingiliz yazar Arthur Koest- ler, 1800 yılında bir çocuğun Chelmsford Pos- ta Idaresi'nin hesaplannı tahrifetmekten, 1833 yılında dokuz yaşında bir çocuğun kınlmış bir vitrinden ıkı peni değerinde renkli mürekkep mçalmaktanölümemahkûmedildığınıbildıriyor. 1801 yılında 16yaşındakı Andrev Brennigadın- da bır çocuğun kapısını kırarak girdiğı evden ka- şık çaldığı. 1808"de de yedı yaşında küçük bir kızın birevi ateşe verdiği için halkın gözü önün- de asıldıklannı y ıne Koestler"in kıtabından öğ- renıyoruz. IngılizGre\ille. ölüm cezasına çarp- tinldıklannda büyük bır şaşkınlık ıçinde ağla- maya başlayan çocuklann duruşmasını anlatır- ken "Hiç bu kadar çok ağlayan çocuk görmedi- gıü" söylüyor. Ölüm cezasını savunan birine bu örnekler anımsatıldıginda kuşkusuz itıraz edecek v e "Ca- nım bu körii örnekler iki yüzyıl öncesine ait Bu devirde ne çocuk asılıyor ne de bö\le basit suç- lara ölüm cezası uygulanıvor" dıyecektır. Ceçmlşin vahşeti Bu sözleri elbette bugünün değer yargılany- la geçmişe bakarak söyleyen kişi. 2050 yılında yaşayan binnın de bugünkü uygulamaya "vah- şet" gözüyle bakabileceğinı asla aklına getirme- vecektir. İngıltere'de 19.yüzyılın baştnda asılan bu ço- cuklar, aynı suçlan günümüzde işleselerdi asılmak şöyle dursun belki hiç ceza alnıayacaklardı. Benzer durum bizim tarihimiz için de geçer- li. Özellikle olağanüstü dönemlerde venlen si- yasi idam kararlan. üzerinden yıllargeçmesine rağmen hâlâ tartışılıyor. Alınan siyasi idam ka- rarlannın toplumu ikiye böldüğü görülüyor. fstiklal Mahkemelen'nin aldıgı idam kararla- n. üzerinden yanm asn aşkın bir süre geçmesi- nekarşın tslamcılartarafından süreklı gündem- de tutularak eleştirilıyor. 27 Mayıs ıhtilali ile bakanlık koltuklanndan azledılerek idam seh- pasına gönderilen Adnan Menderes ve arkadaş- İannın itibarlannın ıadesı bıle muhafazakâr sağ kesimin acısını dindiremedi. Yaşadıklan acının karşılığı olarak 12 Mart'ta solla hesaplaşmaya giden sağcılar, Menderes ve iki arkadaşının kan bedelı olarak üç genci ida- ma gönderdiler. 12 Mart cuntasıyla tam bir gö- rüş birliği içensinde olan sağ siyasiler "Üçbiz- den üçonlardan" mantığıy la hareket ederek tek bir cana kıymayan Deniz Gezmiş. Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan adlı üç gence kıydılar. Solculann yüreğinde bir yara olarak kalan bu idam- lara. 12 Eylül darbesınden sonrayenilerieklendı. Iktıdar- da bulunduklan süre ıçerisin- de ülkede faşizan bır yönetim örneği sergileyen Adnan Men- deres ve arkadaşlan. olağa- nüstü bir dönemde değil de si- vil mahkemelerde yargılansa- lar, büyük bır olasılıkla hapis cezası alacak ve idam edilme- yeceklerdı Püzen kurbanları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan da sağın inti- kam arzulanna kurban edildi- ler. Düzene karşı geldikleri gerekçesiyle idam edilen bu üç genç. bugiın yargılansalar çok çok bırkaç yıl hapıs yata- cak ve özgürlüklenne kavuşa- caklardı. 1984 Ekimi'nde idam edi- len Hıdır Aslan, yazılama. pankart asma, bildiri dağıtma ve korsan gösterilere katılma suçlan nedeniyle yargılandı ve idam edildi. Bir tek cana kıymavan Hıdır Aslan, "As- mayalım da besleyelim mi?" zihniyetının kurbanlarından sadece biriydl. tktidar erkıni elinde bulun- duranlar. muhalefetteyken suç saymadıklan hatta savunduk- lan fiıllen. kendi iktıdarlann- da suç sayabilmişlerdir. Ittihat ve Terakkı'nın gözü- pek neferlerinden Yakup Ce- mil, Enver Paşa ile birlıkte ünlü Babıâli Baskı- nı'na katıian grupta yer almış ve Harbiye Nazi- n Nâzım Paşa'yı silahını ateşleyerek öldürmüş- tü. Bu cinayet nedeniyle ceza almayan ve Enver Paşa'nın Harbiye Nazın olması için çaba gös- teren Yakup Cemil'in ölümü. her şe\i göze ala- rak desteklediğı Enver Paşa'nın elınden oldu. Enver Paşa'ya suikast hazırladığı gerekçesiyle Bitlis'te idam edildi. Enver Paşa, Nâzım Paşa'yı vurduğunda kol- ladığı arkadaşı Yakup Cemıl'ı. kendısine karşı geldiğınde gözünü kırpmadan idama yollay abil- miştir. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Demek ki, zamana göre suç ve ceza kavramı değişebi- liyor. Suçu doğuran nedenler üzerinde düşünmek- ten çok. suçu "intikam" alarak. "kısasa kısas" mantığıy la önlemeye çalışan anlayışın birçok suçsuz insanın ölümüne yol açtığına tanh tanık- lık etmektedir. Yüzyıllar boyunca bu ceza. hem iktıdar olmak gücünün göstergesi hem de iktı- dan sürdürebılmenın aracı olarak uygulandı. Sürecek PERŞEMBE ORHAN BURSALI Toplumun Harcı Fotoğraf sanatçtmtz Ara Güler'in adı, devlet sa- natçısı unvanı verileceklerin lıstesinden son anda çıkarılmış. Oral Çalışlar, önceki günkü yazısında "bunu kim niçin yaptı, ortaya çıksın" diye kızgınlı- ğını dile getiriyor ve "Ara Güler'in bu unvana ihtiya- cı yok, ama Ermenı asıllı olduğu için kendisine bu unvanın verilmediğı duygusu içinde..." Fotoğraf çekmek dünyada en yaygın işlerden bi- ri. Neredeyse her evde bır kamera var. 7'den 70'e herkes vizörden bakıyor ve deklanşöre basıyor, mil- yaıiarca fotoğraf çekilıyor. Ama Ara Güler'in vizörden bakışı, gördüğü, gör- düğünü çerçevelemesi başka. Guler için fotoğraf çekme süreci vizörden çok önce başlıyor. Sonuçta ortaya sadece Ara Güler'in becerebıleceğı usta işi, sanatçı işi bır ürün çıkıyor. Ara Güler'in yorumunu, değerlerini, mceliklerıni taşıyan bır ürün... Olay, kişi veya nesne, bu yorumla bırkaç kez değer kazanıyor; "ürün" çerçevelenıyor, albümlere gınyor, duvartara asılıyor, ödülleralıyor... Fotoğrafa sanatçının kattığı, işte sanatın bu tadı- dır Şiirde, öyküde, romanda, resimde, karikatürde, heykelde vb. yakaladığımız da sanatın bu büyüsü değil midır kı... • • • Bilim insanı dostlanm, bazı olaylardatelefonu açıp sık sık veryansın ederler: "Kimin dudakları, göğüs- lerı silikonlu, bacak-kalça uzunluğu ne kadar, bilme- yen yok, ekranlar, sayfalar bunlarla dolup taşıyor. iki paralık olaylargünlerce gûndemden düşmezken bi- limde onemli işler başarmış insanlarımızdan iki sa- tırya bahsedilirya bahsedilmez..." Şikâyetdizboyu... Evet, sabun kopüğu olayları ve kişileri rahatça baştacı ediyoruz. Insanlann eğlendirilmesi, güldürül- mesi de gerekir... Ama sürekli sabun köpükleri için- de yüzen, sanatçısından, yaratıcılanndan habersiz, onlann değenni bilmeyen birtopluma mı dönüşüyo- ruz?! • • • Burada şu soruyu yineleyebtliriz: Toplumun temel- lerinin sağlam olması. sağlam kazıklara bağlanma- st, köklu olması, kok salması vb. ne demektir? Bu sorunun yanıtı, toplumun temelindeki harçta neler olması gerektiğıyle yakından ilişkili değil mi? Toplumun harcında esas neler olmalı? Benım yanrtım şu: Sıradanlığın dışında kalan her şey! Büyük devlet adamları, büyük politikacılar... Büyük eğitmenler, oğretmenler... Büyük düşünürler. Buyük işler becermiş bilim insanlarımız. Buyük sanatçılar: Heykeltıraşından, romancısına, şairıne, yazarına. fotoğrafçısına, ressamına, müzis- yenıne, buyuk seslere. çalgısına ulusal ve uluslara- rası çapta yorumlar katanlara kadar herkes... Toplumun hemen her alanında, ulusal ve ulusla- rarası ölçüde işler beceren insanlanmızın hepsi, top- lumun esas harcını oluşturmaz mı? Bütun bu saydıklarımız, toplumun temel direkle- ridır. Bir ülke. bence, bu temel dıreklerin üzerinde yükselır; toplum ancak böyle köklü. sağlam birtop- lum olür. ' s ' Bu meyve veren ağaçları büyütmez. üstelık kök- lerinden kesmeye çalışırsak, sabun kopüğu toplu- mu olabiliriz ancak... • • • Çok satan bir gazetemızde köşe yazısı yazan, ya- zılannda da belirli bır kaliteyı tutturan, ış dünyamız- ca bir dızı yönetim kurulunda danışmanlık yapan bir insanımızı anımsıyorum. Yerı geldiğınde Nâzım Hik- met'e ve onu sevenlere söver. Bir türlu anlayamam bu insanımızı. Nâzım Hikmet'ı ideolojik olarak sevmeyebilirsin. Ama onun büyük şairlığinden ne ıstersin?! Yaşar Kemal'i siyasi olarak tutmayabilirsin, ama onun büyük yazarlığından ne ıstersin? Necip Fazıl'ı çeşitlı açılardan batırabilırsin, ama onun büyük şair olarak hakkını vermek zorundasın. Ülkenin hangi köşesmde, dünyanın hangi buca- ğında yaşarsa yaşarsın, sıradışı bütun insanlarımı- za sahip çıkmak zorunda değil rmiyiz? Geçmişi ve bugünü taramalı. unutulmuş bütün değerlerimizi, sıradışı bütün insanlanmızı baş tacı et- meliyiz. Çünkü toplum ancak onlaria vardır ve onlarla sağ- lıklı soluk alıp verebılir, buyüyebilir, gelişebilir. ürete- bılir ve yaratabilir. Yarattığımız değerleri kötüleyip dünyayı onlara zin- dan edersek, yarattığımız değerleri unutup/ unuttu- rup toplumun belleğınden silip atmaya kalkışırsak, yanna kalan ne olacaktır? Her yılı, her günü yenıden keşfetmeye çalışan bir toplum nereye varabilir ki? Milli Eğitim Müdürlüğü 95 ilköğretim okulu tamamlandı İstanbulHaberSenisi-lstanbul Mil- li Egitim Müdürlüğü. 8 yıllık kesintisiz eğkim kapsamında geçen yıl toplam 2 bin 121 derslikJi 95 ilköğretim okulunun yapımmı tamamlarken yatınm yapılan 1333 dersliklı 62 ilköğretim okulu ile 664 dersliklı 37 lısenin yapımma ise başlayamadı. Istanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yaptığı yazılı açıklamada, 1998 yılın- daki icraatını değerlendirdi. Müdürlü- gün verilerine göre, yapımı süren 485 dersliklı 22 ilköğretim okutu henüz bi- tirilemezken 21 derslikli bır ilköğretim okulu feshedildi. Geçen yıl 40 derslikli 10 anaokulunun yatınrru yapılırken 32 ilköğretim okulunda büyük caplı ona- nm yapıldı. Istanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ge- çen yıl 300 derslikli 7 lisenin yapımını tamamlarken 584 derslikli 38 lisenin ya- pımı halen sürüyor. Geçen yıl yapımı tamamJanan 754 derslikli 37 okul lstan- but Milli Eğitim Müdürlüğü'ne hibe edilirkon milli eğitime hibe edilecek 832 derslikli 39 okulun yapımı ise devam ediyor. Milli egitime hibe edtlmesi plan- lanan 263 derslikli 16 okulun yapımma ise henüz başlanamadı. TürkPhilipsA>dınlatma,Türkiye'nin e n g e n i ş k a p a s i t e | i b a l a s t fabrikasını İ mraniye-DudullıTda açtı. Fabrikada yılda 6 miKon parça üretilmesi düşünülen balastlar, Avrupa ve Türkive'de satılacak. Philips Avdınlafnıa Böliimü 1. Baskan Yardımcısı Frans Jamsen. Türkive'yi Balkanlar ve Ortadoğu için bir üs olarak düşündüklerini söyledi. Jam- sen, ilk aşamada iç tüketimi doyurmak istediklerini belirtti. Ihmal edilen hastalık dünyayı tekrar pençesine alıyor Verem mikrobu direniyorİstanbul Haber Servisi - Dünvada yeniden art- maya başlayan verem için ciddi bir mücadele yapılması gerektiği vur- gulandı. 1950'li yıllarda yapılan mücadele sonu- cu hastalığın önemlı öl- çüde azaldığına dikkat çeken uzmanlar. "O dö- nentdekigibidisiplinli bir savaş yeniden vapılmak zorundadır" dedıler. Toraks Derneği. Türk Tabipleri Bırliğı ve Ve- rem Savaş Dernekleri Konfederasyonu tarafın- dan düzenlenen basın toplantısı Ceylan Inter- continental Oteli'nde va- Toraks Derneği, Türk Tabipler Birliği ye Verem Sa>aş Dernekleri Konfederasyonu ta- rafından düzenlenen basın toplantısı Cevlan Intercontinental Oteli'nde vapıldı. pıldı. Türkiye Ulusal Verem Savaşı Dernekleri Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Ferit Koçoğhı. ihmal edildi- ği için veremın ciddı bir sorun haline geldiğıne dikkat çekti. Veremın teda- vı edılmediğı zaman dırençlı hale gel- dığını belırten Koçoğlu. "Bu daTür- kiye'nin kaldıramayacağı bir ekono- mik yük demek. Çünkü dirençli \ere- min bir kişiye maliyeti 2 mirvan bu- lur"dedi.K.esınlıklegeçmişvıllarda- kı disiplinli savaşın yeniden başlatıl- ması gerektiğıni vurgulayan Prof. Ko- çoğlu. hastalığın sadece kışıyi değil toplumu da ilgilendirdığmı it'ade ettı. Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuğrul Çavdar. dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin verem mikro- bu taşıdığına dikkat çekerek "Geliş- miş ülkelerde duraklama durdu. Az gelişmiş ülkelerde ise hiçbir iyüeşme yok. Çünkü az gelişmiş ve gelişmek- te olan ülkelerde program başansız oldu" dedı. Türkiye'de de vakalann çoğuna ulaşılamadığına dikkat çe- ken Çavdar. ülkemizde de uyguian- ması gereken VVHO'nun hedeflen- ni şöyle anlattı: "VVHO 2000 >ılına kadar aktif va- kalann yüzde 85'ini tedavi etmeyi,ye- ni çıkan vakalann da yüzde 70"ini tes- pit etmeyi amaçlıyor. Bu başanhrsa ölüm yılda 2.9 mihondan 1.7 miryona düşürülecek. Hasta sayısı yüzde S0 azalacak. Duraklama 12 yılda yanva inecek. Mücadeie için bunlan bizde hedef olarak almava mecburuzT Türk Tabıplen Bırliğı Başkanı Dr. Füsun Savek ise doğru bir mücadele ıçın sağlık ocaklannın da içinde ol- duğu ıv i birörgütlenmenin yapılma- sı gerektiğinı vurguladı. Veremın bır halksağlıgı sorunu olarak elealmma- sını ısteyen Sayek, bır an önce önlem alınmasını istedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle