20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
' OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tekstil sanayicisine destek için birlik stoklarındaki pamuğun peşkeş çekilmesi onaylandı Çiftçhıhı parasi sanayiciye 13 ŞİRKETLERDEN • LCW, bayanlar içın hazırladığı 'Girl Koleksiyonu'nu tüketicinin beğenisine sunuyor. Günlük giyilebilecek tarzda tasarlanan LCW, genç kızlann ve çalışan genç bayanlann beklentilerini karşılamayı amaçlıyor. • BANKKapital, uygulamaya soktuğu MesajBank ve FotoÇek hizmetlerini tanıttı. FotoÇek'in üzerinde kullanıcının fotoğrafı bulunuyor ve çalınmaya karşı güvence venyor. MesajBank ise müşterilere cep telefonlannın mesaj servisi aracılığıyla bilgi ulastınyor. • ORACLE, üniversitelerin ıdan ve öğrencı işleri ıle ders programlannı tnternet ortamına taşıyor. Oracle, Internet tabanlı self-servis eğitim uvgulamalan ile üniversıtelerde akademik verimlilik, yüksek yönetim ve düşük maliyeti hedefliyor. • ANAMLR Belediye Baskanlıgı'nca ' 1 .Uluslararası Turfanda Şûrası' düzenlendi. Uluslararası Turfanda bılgiler ve basında yer alan haberler derlenerek kitapcık haline getirildı. • VİTRA'nın ürettiğı Bergama banyo mobilyalan satışa çıkanldı. Standart beyaz renldi gövde üzerine altı renk kapak çeşitleri olan Bergama banyo mobilyalan, çeşitli zevklere hitap ediyor. • EGS Bank, Master Kart kullanan müşterilerine hediye çeki veriyor. EGS Bank, 1-31 Ocak tarihleri arasında gerçekleştireceği 'Nokta Hediye Çeki' kampanyasında 444 kişiye 6 milyar 400 milyon tutannda hediye çeki verecek. • LUCENT Technologies. Teleos tarafindan yapılan 'En Çok Beğenılen Bilgi Şirketleri' araştırmasında ilk 5'e girdi. Araştırmada bilgi üretım ve kullanım performansma ilişkin özellikler dikkate alındı. • AYMOD "99 Fuan (Uluslararası Ayakkabı Moda Fuan), Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi"nde bugün açıldi. AYMOD'99 Fuan 7-10 Ocak 1999 tarihleri arasında açık kalacak. • KOLEKSİYON Mobilya. Domus dergisinin aralık sayısında tanıtıldı. Dergide, Koleksiyon Mobilya'nın üç yeni grubunun tasanmlan anlatılarak firma profiline yer verildi. • Çukobirlik, Antbirlik ve Tariş'in elinde bulunan 500 bin ton kütlü pamuk, üreticinin bütün itirazlarına karşın tekstilciye aktanlacak. HACERGEMİCt ADANA-Tekstilcıye ucuz hammadde te- min etmek üzere hiikümetin hazırladığı pamuk kararnamesı cumhurbaşkanmdan geçti. Bu kararname ile Çukobirlik. Ant- bırlik ve Tariş'in elınde bulunan 500 bin ton kütlü pamuk, üreticinin bütün itirazla- nna karşın tekstilciye aktanlacak. Tekstilde yükselen knz çığlıklannı çöz- mek üzere birliklerde toplanan pamuğun 6 ay vadeli \e faizsız olarak aktanlmasını öngören kararname dünkü Resmi Gaze- te'de yayımlanarak yürürlüğe girdı. Bu ka- rarnameyle birlikte üreticilerin Çukobir- lik, Antbirlik ve Taris,"e sattıgı pamuk, teks- tilciye hammadde olarak gidecek. Bu ara- da geçen hafta Sanav i ve Ticaret Bakanlı- ğı 'na giderek tasannın hazırlanması aşama- sında görüşlerini ileten birlik yöneticileri- nin, tekstilci kurtanlırken kendilerinin mağ- dur edilmemesini istedikleri öğrenildi. Tekstilciye verilecek pamuk için "teminat mektubu"nda direten birlik yöneticileri, pamuğun dünya fiyatlanndan verilmesı ve işlemın döviz üzerinden yapılması konu- sundaki önerilerini sundular. Kararname- nin henüz kendilerine ulaşmadığını. ancak taleplerinin kabul edıldıği yönünde duyum aldıklannı dile getıren Çukobirlik yöneti- cileri, birliklerin çok daha büyük bir çık- maza sürükleneceğini öne sürüyorlar. Tekstilciye pamuk aktaracak olan üç bir- liğin elinde toplam 500 bin ton kütlü pa- muk bulunduğu ve bunun lif haline geri- rilmesi ile birlikte 120 bin ton işlenmiş pa- muk elde edıleceği belirtiliyor. Birliklerin işlenmiş pamuğun 50 bin tonunu kendi te- sislerinde işleyeceği. kalan 70 bin tonun da tekstilciye 6 ay vadeli satılacağı ifade edi- liyor. Bu arada konuyla ılgili kararname ha- zırlıklan sürerken tekstilcilerin 6 ay vade- li pamuk için sıraya girdıği gözleniyor. Hükümetin tekstil sanayicisine destek kararnamesı üreticiyi zor duruma sokacak. Haune'ye maliyeti 'şimdilik 9 8 trilyon Sanayiciye alu ay vade ve sıfır faizle satılacak pamuğun birlik alım fiyah ile dünya fiyatı arasındaki farkı, Destekle- me ve Fiyat îstikrar Fonu'ndan (DFİF) ödeyecek olan Hazine'nin bu uygulama nedeniyle yükü "şimdilik'' 8 triryon lira gözükse de gerçek maliyet oldukça fark- lı olacak. Bırlıklere yüzde 50 faiz ile sağlanan DFİF kredisinin yüzde 100'lercivannda faizle borçlanılarak fuıanse edilmesi ve yine birlik borçlannın en az 6 ay sürcy- leertelenmesi nedeniyle bu maliyetin sa- nayiciye verilecek pamuk miktanna bağ- h olarak değiseceğine dikkat çekiliyor. Destekleme kapsamındaki ürün sayı- smın azaltılması nedeniyle bütçe kay- naklanndan yararlanamayan birliklere DFİF kaynaklanndan yüzde 50 faiz ile kaynak sağlayan Hazine, bu uygulama- nın uzun süre devam etmesine karşı çı- luyor. DFlF'ten yüzde 50 faiz ile birlik- lere aktanlan kaynagı. piyasadan yüzde 150'ye varan faiz ile finanse eden Hazi- ne. geçen yıl bu faizi yüzde 65'e çıkar- mak istemiş, ancak geri dönüşü zorlaşü- racağı gerekçesiyle birlikler karşı çık- mıştı. ÇİFTÇİ AÇ KALACAK Üreticinin zaran 250 trilyon SADULLAH USUMİ Sanayicılere 6 ay vadeli ve faizsiz sa- tılacak pamuktan çiftçi kesiminin zara- n en azindan 200 ila 250 trilyon lirayı bu- lacak. Uygulamaya giren kararnamey- le, bu yılı zaten kötü geçiren pamuk üre- ticisi. sürekli yakınan büyük sanayicile- re kaynak aktaracak. Pamuk üreticisi bu vıl 250 bin liraya mal ettiği pamuğu 80 ile 150 bin lira ara- sında satarak tarihinin en kötü yılını ya- şarken, çiftçiyi sürekli göz ardı eden hü- kümetler yasalarda ufak bir değişiklik yaparak yüz binlerce ortağı bulunan ta- nm satış kooperatiflerinin mahnı, mül- künü kullanma hakkını çiftçînin elinden aldı. Cumhurbaşkanı'nın onayından geçen kararname ile çiftçinin kendi malı olan 500 milyon kiloya yakın pamuğuna el ko- nuluyor. Hükümet pamuğun fiyatını tes- pit etmekle kalmayıp sanayicilere satış koşullannı bile belirliyor. TARİŞ, ÇU- KOBIRLİK ve ANTBİRLÎK'in hükü- metlerle hiç ilgisi olmadığı göz önüne alın- dığında çiftçinin ne denlı zor durumda bırakıldığı ortaya çıkıyor. Uzun süredir krizden yakınarak hü- kümetten 'ödünler' isteyen tekstil ve kon- feksiyon sanayicisi bu kararname ile ıs- tediğini büyük ölçüde alırken söz konu- su uygulama 10 milyon pamuk çiftçisini açlığa sürükleyecek. Destek yok, ama tarım yüzümüzü güldürdüANKARA (AA) - Üreticinin yeterli des- tek almamasma karşın tanm ürünleri üre- timinde 1998 yılında. bırönceki yıla göre yüzde 10.5 oranında artış oldu. Türkiye Zıraatçılar Derneği'nin (TZD) "Tanm 98" raporuna göre. en büyük artış. üretimi 10 tondan 300 tona yükselen kol- zada yaşanırken bunu zeytin izledi. Raporda, ürün gruplan itibanyla 1998 vılı rekoltesinin genel toplamda 1997 yılı- na göre 10.5, 1996 yılına göre ise yüzde 13.2 oranında arttığı belırtılerek şöyle de- nildi: "Tarla bitkileri üretimi 1997>ıhna gö- re yüzde 8.9, sebzeler yiizde 12.9, meyveler iseyüzde 15.1 oranında arüşgösterdi. En bü- yiikartışUrkotı zeytin veafyondaoldu. Bu- nun yanı sıra kivi, kayısı, nane. kimyon, nn- dık. zerdali, limon. muz ve çay arüş gfiste- rirken kenevir. antephstığu tere, şalgam, be- zehe. kereviz, keten üretimi, düşen üriinler arasında." Raporda. tanma verilen girdi ve alım des- teğinin bütçenin yüzde 6-7'si dolayında ol- duğu belirtilerek şunlara yer verildi: "Tanm alanında çahşanlar, kcndileri dısında42 mil- yon insanımızın temel besin maddelerini üreten üreticibu emeğinin karşılığnı çokada- letsizce ahnaktadır. Bu adaletsizliğin bir bo- yutu, tanmsal alanda kişi başına düşen ge- lirin kentterdekinin üçte biri olnıastdır. Di- ğer boyutu ise tanm gelirlerinin kendi için- de çok adaletsizce dağılmış otmasKhr" 1/1 Reklamda Özdenetime ÇAĞR Aşağıdakiler, Rekiam Özdenetim Kurulu'nun reklamlann denetiminde uyguladığı "Uluslararası Rekiam Uygulama Esaslan"nın belli başh kural özetleridir. Bu kurallara aykın bulduğunuz reklamları (0212) 257 88 70 numaralı faksa bildirin. Mutlaka değerlendirilecek, gerekırse düzelttirilecektir. Reklamlar yasalara ve genel ahlâk kurallanna uygun, dünjst ve dogoı olmalıdır. • Reklamlar tüketicinin tecrübe ve bılgı eksıklıklerını ıstısmar edemez. Reklamlanda kullanılan tanıklann gerçek ve tanıkiık yaptıklan konuda tecrübeh ya da uzman kışıler olması gerekır. Reklamlarda hıçbır rakıp ürün, fırma, ticari faalıyet aşagılanarak ya da alay konusu yapılarak kötulenemez • RekJamlar korku duygusundan, batıl ınançlardan yararlanamaz, ırk, dın ve cınsıyet aynmalığına dayanamaz. şıddetı destekteyemez. R.eklanr>larda araştrma sonuçlan, ıstatıstıkler ve bılımsel tertmler yanıltıcı bıçımde kul'anılarpaz. • Rek'amlar çocuklann doğal saflıklannı 'Stısmar edemez onlara zıhınsel ahiâkî ya da fızıksel zarar verecek ıfade ve görüntüler ıçeremez. • Reklamlarda kullanılan dogrulanabilır nıtelıktekı ıddıalann mutlaka kanıtı olmalı ve bunlar ıstendığınde Özdenetım Kuaılu'na göstenlmelıdır Bir urunün yapısı, bıleşımı, amaca uygunlugu. kullanım alan ve olanaklan. mıktan, fiyatı, satış koşütan ve benzen özellıkleri konusunda eksık bılgı venlerek, anlaTi kanşıkiığına yol açılarak. abartılı ıddıalar ılen surülerek tüketıcıyı yanırtıcı şekılde rekJamı yapılamaz R E K L A M ÖZDENETİM K U R U L U i | AŞBAKAN^IN AÇIKLAMALARITATMİN ETMEDÎ Iktisatçdar Yılmaz'ı inandırıcı bulmadıEkonomi Servisi - Başbakan Mesut Yü- maz, 1999 yılı başında Türkiye ekonomı- sini l4 pembebirtablo\ia**değerlendirirken iktisatçılar başta enflas>on olmak üzere 1998 yılına ılişkin açıklamalan inandırıcı bulmadı. Prof. Dr. Osman Alruğ. Başba- kan'ın çizdiğı tablonun halkın cebındekı alım gücü ıle orantılı olmadığına dikkat çekerken Prof. Dr. Taner Berksoy. Mesut Yümazhükümetınin en kötü performansı- nı bankacılık alanında sergilediğini söyle- di. Prof. Dr. Ünal Zenginobu/ ise memur ücretlerini. geçmış değil gelecek enflas- yona göre belirleme karan alan hüküme- tin bu karan ıle tutarsız bir zam açıkladı- ğının altını çizdi. Marmara Üni%'ersitesı Iktısat Fakültesi öğ- retim ü>esi Prof. Dr. Osman Alruğ. halkın gündemiyle siyasetçinin gündeminin ta- mamen farklı olduğunu belirterek "Halk iş istiyor, sosvai güvenük istrvor. AkJığı üc- retle gecjnmesi mümkün değil. Başbakan'ın çizdi- ği tablovla benim cebim- deki paranın alım gücü orantılı değil. Bu ülkenin borçları. bütçe açıkları, faizler, gıda maddelerinin fiyatlan artı>or, enflasyon düşüwr" dedi. Altuğ. Türkiye"de eko- nomik banşın bozuldu- ğunu. Başbakan Mesut Yılmaz'ın ise ekonomik tablo>aı "güllük gülistan- hk'olarak nitelendirdiğı- ni kaydettı. Enflasyon için tüketici fıyatlannın esas ahnması gerektiğinı ifade eden Altuğ. hükümetin bunun yerine sürekli düş- me eğilıminde olan toptan fıyat endeksini almayı ter- cih ettığini dile getirdi. Osman Altuğ. toptan eş- ya fıyatlanndaki artış hı- zının düşmesinin ise top- tancı esnafin mahnı satma kajgısı ile fı> at kırmasından kaynaklandı- ğım anlattı. Prof. Dr. Altuğ. Türkiye'nin sermayeye dayalı kalkınma modeli ile düzlüğe çıka- mayacağmı da sözlenne ekledi. 'Kriz yok diyen bu işten anlamıyor' İstanbul Ünıversitesi Iktisat Fakültesi öğ- retim üyesi Prof. Dr. Taner Berksoy ise enf- lasyondaki düşüşün ülkeyi etkisi altına alan knz nedeniyle. istihdamın daralma- sı ve ışgücü kaybı gibi nedenlere dayan- dığını belirttı. Yılmaz hükümetınin diğer hükümetlere göre enflasyon kaygısı taşı- dığını kaydeden Berksoy. uygulanan en önemli politıkanın kamu mallarının fı- JTrof. Osman Altuğ, Başbakan'm çizdiği tablonun halkın cebindeki alım gücü ile orantılı olmadığına dikkat çekerken Prof. Taner Berksoy, Yılmaz hükümetınin en kötü performansını bankacılık alanında sergilediğini söyledi. Prof. Ünol Zenginobuz ise memur ücretlerini. geçmiş değil geîecek enflasyona göre belirleme karan alan hükümetin bu karan ile tutarsız bir zam açıkladığını kaydetti. yatlannın dondurulması olduğunu dile getirdi. Berksoy. bütün dünyada hammad- de Fiyatlan düşerken Türkiye'nin bu olum- lu konjonktürden yeterince yararlanama- dığını ifade erti. Hükümetin en kötü performansını ban- kacılık sektöründe sergilediğini söyleyen Prof. Berksoy. Yılmaz kabinesinin bu alan- da 'ne yapmak istediğini büemez' bir tavır içinde olduğunu ve Türk Ticaret Bankası'nm özelleştinlmesinde de bunun iyice ortaya çıktığını dile getirdi. 'Kamu bankalannda iyileştirmevx)k' Başbakan'ın dediği gibı kamu bankala- nnda bir rehabilitasyon olmadığına dikkat çeken Berksov. bu konuda şunlan söv ledi: "Bunlar kârb hak getirilecekse niye özet- leştiriyorsunuz? Özel kesim çok düzgün, kurallanna uygun,etkin çauşıyor obaözel- leştirme ile etkin hale getirin dersiniz. An- cak özel bankalar da probiemlL Sektöriin yeni- den yapılanması lazrnı." 55. hükümetin dış tica- ret dengesini sağlayama- dığını, sadece bir önce- ki seneye göre dengeyi çok fazla bozmamayı ba- şardığını belırten Prof. Berksoy, bu durumu itha- latın azalmasına ve Tür- kiye'nin dış ticaretinde büyük payı olan Avru- pa'da durgunluk olma- masına bağladı. Berksoy Yılmaz'ın açıklamalarına ilişkin olarak şunlan söyledi: "Likede kriz yok di- yen bu işten anlamıyor demektir. Siyaseten gö- nüUere ferah vcnnek tçin- dir. Bütün rakamlar onu gösteriyor. 1999 yılında kriz olmayacak demek sivaseten doğru bir ifa- de. Ancak ciddi bir kriz potansiyeü var." Boğaziçi Ünıversitesi öğretim üyesi Prof. Dr.Ünal Zenginobuz, enflasyondaki düşü- şün kamu zamlannın düşük tutulması ve geciktirilmesinden kaynaklandığını vur- guladı. Hükümetin. memur ücretlerini, 'geçmiş değil gelecek enflasyona göre' be- lirleme karan aldığını. yüzde 70 enflasyon beklemesine karşılık 6 aylık yüzde 30 gi- bi bir zam yaptığını söyleyen Zenginobuz, bu durumda büyük bir tutarsızlık olduğu- nu dile getirdi. •'Türkiye'de özel bankala- nn da özelleştirilmesi lazun" diyen Zengi- nobuz. kamu bankalannın da hatalan ol- duğuna, ancak özel bankalann zarannın kamunun üzerine yıkıldığına işaret etti. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kime Oy Vereceğiz? Birkaç gündür yine sanki söyleyecek sözümüz olabilirmiş gibi, "Merhaba" dediğimizden, "Kime oy vereceğiz" sorusuna hedef oluyoruz. Seçim hükümetinin kurulması aşamasında gözler önün- de oynanan oyunların düzeysizliğı, liderlerin ken- dilerini kurtarma, rakiplerini yeme adına yapabil- dikleri, toplumun en iyimserlerinin, "kötünün iyi- si" olarak gördüklerine yönelik güven kınntılannı da yok etti. Böylesıne duzeysiz siyaset yapmanın, liderlerin "olmak ya da olmamak" noktasında olduklannı görmelerinden kaynaklandığı yargısı dogru olabi- lir. Ürettikleri, olumlu işleri ile var olamayanlar, al- ternatiflerini yok ederek var olmaya savaşırken sa- dece kendilenni değil, onlara bağımlı pariamenter- leri, partı yönetimlerini, partilenni, partililerıni de de- ğil, en geniş anlamda ülkeyi gittikçe daha büyük bir bataklığa, çıkmaza sürüklüyorlar. Çiller'in bu kadar "şaibe"den sonra, bütün li- derleri parmağında oynatan, dize getiren havalar- da televizyon ekranlarından yüzümüze doğru gü- lümseyebılmesi toplumsal yaşamımızda nasıl bir deprem yaratıyordur? Yaşamın her alanında her tür haksızlık, insan hakkı ihlali, rüşvet, hırsızlık suçlannda ınsanlann bi- raz daha rahat, pervasız olmalannda, suç işleme eğilimlerinin artmasında katkısı olduğuna eminim. Bu kirli düzene teslim olmamak için direnenlerin umutsuzluğunu beslediği de kesin. Yalım Erez'li ya da Ecevit'li bir hükümetin, bu saatten sonra gelecek seçimlere ılişkin bir şeyle- ri değiştirme, fark yapma şansı elbette ki yoktu. Mesut Yılmaz hükümeti düşürülmüş olarak ikti- darı sürdürse de değişen bir şey olmayacaktı. Bi2 nasıl bir hükümet kurulacağı, seçimlerde kime oy vereceğimizin, kimin kime nasıl oyun oynadığının aynntılannda boğulurken, Hazine günlük faiz borç- lannı ödeyebilmek için birkaç yıllık en yüksek oran- lı yeni borçlanmaları gerçekleştiriyor. Geleceği- miz, "Bundan kötüsü olamaz" derken algılama gücümüzü aşan daha büyük borç yüklerinin altın- da ipotek ediliyor. Yıne biz hıç algılamasına varamadan, sermaye- yi krizden kurtarma adına, önümüzdeki yıl teşvik kredisi alacaklann, geçmiş yıla ait vergi borçlan- nın alınmaması kararlan çıkıyor. Emek cephesine yönelik yeni yeni kazıklann haberleri satır aralann- da kayboluyor. Bir de bakıyoruz yıla girerken, "Birumut olabi- lirmi?" diye heveslendiğimiz işçi sendikaları kon- federasyonlarını, emek cephesini bir araya getiren girişimlerden, düzenin işleyişine "dur" diyecek çı- kışlar yerine, "Erez'li, Ecevit'li" hükümet kurdur- ma çalışmalan üretiliyor. Emek cephesinin liderle- n, oluşacak hükümeti kurduranlar olmanın derdi- ne düşmüşler. Aptallıklanndan değil elbette. Emeğin lideri ol- ma kimliğini çoktan yitirip kendi çıkarlannı kolla- ma kimliğinde, siyasi liderlerle aynı durumda ol- duklanndan tabii ki. Hükümeti kurduran rolünde olabilirlerse kurulan hükümetin başından isteye- cekleri diyet borçları olabilir. Günlük vaziyeti, da-. ha doğrusu koltuklarını, kendilerini kurtarabilirler..: Ne de olsa yüz binlerce işçi ışini kaybederken bir o kadan sendikasızlaştınlır; bütün emekçilerin üc- retleri, yaşam koşullan aşağı çekilirken dipten ge- lecek dalganın, sosyal patlamanın altında kalabi- lirler. Insanlar hangi sınıf, siyasi inanç, kültür düzeyin- de olurlarsa olsunlar, gelecek seçimlerde oy kul- lanacak lider, parti bulamıyorlarsa, işçi, üyesi ol- duğu sendikaya, liderin yüzünden güvenini yitir- mişse, toplumsal örgütlenmeler umut olamıyorsa, hiçbir yerden bir çıkış görülemiyorsa durum "va- him"öen de öte demektir. Ya da tam tersi, en di- be vurulmuş, yukanya çıkış için hareketin başla- dığı noktaya gelinmıştir. Her yerde, yaşamın her alanında önemli deği- şikliklere gebe günler yaşıyoruz. Topluma umut olamamış, siyasi, sendikal liderlerde, işlevierini yi- tirmiş örgütlenmelerde panik boşuna değil. Gözü- müzün önünde bu kadar saçmalamalan, her kirli oyunu kendilerine hak görmeleri, iktidarlannı uza- tabilmek için yapmayacaklannın olmayacağı nok- talara gelmiş olmalan hiç de boşuna değil. Hele bir yerlerden bir kıvılcım patlasın, arka arkaya gidecekler. Batıkalara vergi muııarası gecildyor • Bankalardaki teknolojik eksiklikler nedeniyle bu alanda bazı sorunlar yaşanabileceği ortaya çıktı. Özellikle - • sorunun Ziraat Bankası'nın bazı şubelerinin on-line sistemine geçmemesinden kaynaklandığı öğrenildi. ANKARA(AA)- Bankacılık işlemlerine de vergi numarası uygulaması, siyasi belirsizlik ve bankalardaki teknolojik eksiklikkr nedeniyle rötaryaptı. 1 Ocak 1998'deçek vesenet işlemlerinde de devreye girmesi planlanan vergi numarası uygulaması, siyasi belirsizlik ve bankalar engeline takıldı. Gelirler Genel Müdürlüğü, ekım ayında vergi numarasının bankalar ve diğer fınans kuruluşlannda da başlatılması için tebliğ hazırladı. Bu tebliğde vergi numarasmm hangi işlemlerde ne zaman uygulamaya konulacağı konusu takvime bağlandı. Ancak hükümetin düşürülmesi, bununla birlikte ortaya çıkan siyasi belirsizlik vergi numarası uygulamasını da sekteye uğrattı. Aynı şekilde bankacılık sektöründe de bu alanda bazı sorunlar yaşanabileceği ortaya çıktı. Bu durumun özellikle Ziraat Bankası'nın bazı şubelerinin on-line sistemine geçmemesinden kaynaklandığı öğrenildi. Takvim yenilenecek Gelirler Genel Müdürlüğü'nden birüst düzey yetkili, bu gelişme sonrası vergi numarası tebliği ile uygulama takviminin yeniden düzenleneceğini bildirdi. Yetkili, Vergide Tam Otomasyon Projesi ile birlikte bilgi işlem merkezinin de güçlendirileceğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle