24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt 'Akaretler'de bir park var, gece gündüz hep şairlerle beraber...' Vişnezade'de 'Şairler Sofrası' açık... • Eğer sevdiklerinizle buluşacaksanız, artık randevu yeriniz Vişnezade Parkı olsun. Çünkü hanginiz önce giderseniz yalnız kalmayacaksınız, ünlü şairlerimiz sizi karşılayacaklar ve belki de kulağınıza eski şiirlerini fısıldayacaklar... lstanbul'un Beşiktaş ilçesın- deki AkaretJer semti, admı bura- daki tarihi "akaret* evlennden ahr. Bırkaç yıldır NetGrubu ta- rafından restore edtlmekte olan bu özgün sıra evlerın bulundugu Spor Caddesı'nden Maçka'ya doğru çıktığınızda ıse aynı evle- rin bitiminde Vişnezade Parkı'yla karşılaşırsınız... 1939'da, dönemin valisi ve be- lediye başkanı olan. aynı zaman- da bu kentteki Cumhuriyet dev- rimı sonrası ılk önemlı ımar dü- zenlemelenni gerçekleştıren Lüt- fi Kırdar tarafından İstanbul'a kazandınlan bu park. aynı adı ta- şıyan Vişnezade semti için de çağdaş kent yaşamına geçişin simgesi olmuştur. Aynı semneki 17. yüzyıla aıt Vişnezade Kazas- ker Mehmed tzzet Efendi Cami- siOsmanlı dönemi kımlığıni gü- nümüze taşırken, Vişnezade Par- kı da "Cumhuriyetin kent bilin- cinin" anlamlı bir armağanı ola- rak Beşiktaş'ı süslüyor... Şimdi ise Cumhuriyetin 75. yı- lında. Vişnezade Parkı 60. yaşgü- nüne çok daha büyük bir coşkuy- la girmek üzere. Beşiktaş Beledi- yesTnrn lstanbul'un artık "hasret" kaldığı o kent kültürüne duyarlı belediyecilik anlayışı içerisinde gerçekleştirdiği "Şairier Sofra- sT düzenlemesı, denebilirki Lüt- fı Kırdar'ın armağanına yeni bir anlam \e bambaşka bir yaşama sevınci katıyor. Belediye Başka- til -Ayfer-Atay. çağdaş heyksljsa 1 - natçılanmızin büyük bir özenle yarattıklan heykellerle bezenen Vişnezade Şairler Sofrası Par- kı "nı hizmete açarken, bu sevin- cin gerekçesıni şöyle açıklıyor: "Hem, çoğu Beşiktaş'ta yaşamış şairlerimizin anılannı >aşatma hem de >aşayan şairierimidn açık hava toplantılan düzenleyebüe- cekteri.şiiıieriyletoplumu buluş- turabilecekleri bir mekân hazır- lamayı hedefledik..." Peki. neden şairler? Neden şi- ir?.. Bu sorunun yanıtını da yine Ayfer Atay bakın nasıl veriyor "Gaiiba. şiire her zamankinden daha çok ihtiyacımızvar. İnsan ol- VlşnezadeParkı'nın6O.yaşgünündeBeşiktaşBelediyesiningirişimiylegerçekJeştirilen'ŞairierSofrası'düzenlemesi açıkk duğumuzu hatıriatan. güzeuikle- ri, sevgivi, banşı anlatan şiirlere ihtivacımız var..." Ozenlitasanm Parkın işte bu duygulara hizmet etmek üzere şairlerimızin hey- kellenyle bırlikte yenıden düzen- lenmesi, mimar Erhan İşözen'in tasanm ve çizgileriyle gerçekleş- tınldı. Yaya yollan. basamaklı geçiş- ler. peyzaj elemanlan, tarhlar, dö- şeme dokulan, duvarlar. korku- luklar... birbütün olarak yeniden ele alındı ve şairlerle şiirlerine yakışır bir incelikte oya gibi iş- lendı. Bu özenli ortama şairlenn ge- lip "sofralannı" kurmalan ıçin kollan sıvayan heykelcilerimiz ise Giirdal Duyar, Yiınus Tonkuş \e Namık Denizhan'dılar Ayfer Atay'ın müjdesine göre. önümüzdeki dönemde yeni şair- ler de gelip parkta bir boş banka oturacaklar, ya da karşılaştıklan diğer şairlerle ayakûstü söyleşip, son şıirlerinden söz edecekler. Kimbilir, belki de şu "şair poliri- kacılann" bugünkü durumlann- dan söz açıp. şiiri bırakmanın in- sanı nerelere götürdüğünübirbir- lerine fısıldayacaklar... —Ve şairlerimiz Vişnezade Şaırler Sofrası Par- kı 'nda bugünlerde kimler mi var? Kimleryok kı... ŞairNigar Haıum, Neyzen Tevfik, Cahit Sıtkı Taran- cı. Örhan VelL Oktay Rifat, MeHh Cevdet Anday, Behçet NecatigiL Sabahartm KudretÖzdemir Asaf- Genye kalıyor "sizfcr"... Erhan Işözen, sizler için de banklar. yol- lar. dinlenme köşeleri ayırmış. Di- lerseniz. bundan böyle randevu- lanmzı da Vişnezade'de verebı- lirsiniz. Hele Neyzen Tevfik'in yanı başmda buluşmaya sözleşir- seniz, kimbilir ne kadar çok sevi- nir. Çünkü neyını çalarken dınle- yeni olmazsa, hep o eski yalnız günlerinı anımsar. bugünün coş- kusunu yaşayamaz... Sözü şımdi PEN Yazarlar Der- neği Başkanı Alpay Kabacah'ya bırakıyorum: "Sanatın çoğu kez önemsenmediği ya da sanat dışı bayağıhklara indirgenmeye çah- şıldtğı. kimi kez de gösteri aracı olarak kullanılmak istendiği bir dönemde, unutulmayacak bir sa- nat olayu. Beşiktaş Betediyesi'ne Türk cdebiyatı adına teşekkür borçluyuz—" Bız de aynı teşekkürü Istanbul ve kent kültürü adına yineliyoruz... 'Dünden Yanna' Beşiktaş için...Beşiktaş Belediyesi'nin Cumhuriyetin 75. yılı anısına gerçekleştirdiği bir başka kültür hizmeti de "Dünden Bogüne Beşiktaş'" adını taşıyan kitap çalışması. Editörlüğünü Nuri Akbayar'tn yaptığı ve Tarih Vakfi tarafmdan yayıma hazırlanan 320 sayfahk kitap, lstanbul'un bu tarihi Boğaziçi semtini hemen tüm yönleriyle belgeliyoT. anlatıyor ve kentJtüitÜBÜJideki özgün yerini sergilıyor. Dahası, Beşiktaş'tan hareketle Istanbul tarihinin ve bu tarihe hem tanıkiık eden. hem de uygarlık katan kültür varhklanrun geniş bir kesitini de gözler önüne sererek 20. yüzyılın son yüına anlamlı bir armağan oluşturuyor... Dünden Bugüne Beşiktaş'ta, yıllannı İstanbul'a ve kentin değerlerine adamış aydınlanmız, yazarlanrruz. mimarlanmız ve bilim insanlanmız, imzalı yazı ve araştırmalanyia bir araya gelmişler. Nuri Akbayar, kitabın önsözünde diyor ki: "Bu bir flçe monografbi değiklir. Tarihin ağırtağmı otanca gücüyte hissettirdiği ve bir Boğaziçi yerleşmesi olarak doğanın Beşiktaş İVleydant ve Mimar Sinan'a ait Kaptan'ı Derya Sman Paşa Camisi'ni çevreteyenkentdokusunun 1930'lardakigörünümü... (Barbaros Anrh 1940'larda meydana kurubnuştu.) bahşertiği özellikltrty k İstanbul'da farklı bir yeri olan Beşiktaş için bir rehber niteügjndedin.." Peki, acaba kitabın bu "rehber" niteliği, sadece semti tanımak, kültür değerlerinin yeri ve tarihçesi hakkında bilgi sahibi olmak, geçmişten geleceğe akan anılarla kucaklaşmak ve Beşiktaş'm zengin kültür ve inanç mozaiûinin bir kez daha farkına varmakla mı sınırhdır?.. Elbette değil... Bana kalırsa, Dünden Bugüne Beşiktaş'm asıl misyonu, "dünden yanna" bir Beşiktaş için de kollan sıvamamn "bilincini" taşıması ve bu yöndeki koruma çabalannda da elde kalan mirasın aynntılı bir envanterini korumacılara "hazırbir kaynak" olarak sunmasıdır... Nitekim, Belediye Başkanı Ayfer Afay da işte bu hedefe ilişkin olarak kitabın "sımuş" yazısında şunu vurguluyor: "Beşiktaş'm geçmişiyfe barrçık btr kent olma çabasmı sürdfirfirken, geleceğini de bu geçmişle uyumlu bir şeküde yvniden kurmanın mücadelesini \-eriyoruz-" Bu mücadelede başanlı olabilmek için de elde artık güçlü bir rehber var. Dünden Bugüne Beşiktaş'taki hiç değilse bugün hâlâ var olan degerleri koruyabilirsek. yine Ayfer Atay'ın deyimiyle; "köklii bir geçmişten, yeni, uygar ve iiretken bir geleccgc de kucak açıim^ n olacaktır. Çünkü Beşiktaş'm tarihsel birikimini belgeleyen tüm degerleri, zaten dünden yanna da uygarhğm ve üretkenliğin "sürekHHğini" simgeliyorlar... Feiffer 'ın ödüllü oyunu 'Olağan Cinayetler' sürüyor Yozlaşma ve şiddetsahnede BAHARTAINR1SEVER ANKARA-Şiddetin kanıksandığı. 6 ay içınde 360'tan fazla cinayetin işlen- dıği vahşi metropolde, yaşamanın tek yolu hissetmemek! Sısteme uyum sağ- layan birey. ıtildiğı korku bunalırruna di- rençsiz. Ve dürüst polislere. ınsanhk onurunun tekrar kazanılmasına. ordu- ya. silaha gereksinım du)"ulan ortam- da yirmek üzere... Ankara Devlet Tiyatrosu'nun. birey- len arasmdaki iletışimsizlik sorununu aşamayan bir ailenin metropol yaşamı- nın dolaylı terörüne yenik düşmesini anlatan •'Olağan Cinayetfer" o>oınu, Ir- fan Şahinbaş Atölye Sahnesi'nde tiyat- roseverlerle buluştu. Amerikalı karikatürist ve bu oyunla dört ödül kazanan Juks Feiffer'dan Şuayip Ün- sal'ın Türkçeye çe\ irdiği oyunu Ahmet Mümtaz Taylan yönettı. Sahne tasan- mı Hakan Atak, gıysı tasanmı Mirina German. ışık tasanmı ErsenTunççekk; e ait olan oyunda, Gülseren Gürtunca, Aclan Büyüktürkoğju, Selçuk Özdo- ğan, Öziem Ersönmez. Hakan Çinıen- ser ve Soner Agm rol alıyor. Yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan oyunla ilgili sorulanmızı şöyle yanıtla- dı: -Olağan Cinayetieri anlabr mısınız? Oyun New York'un batı yakasında oturanorta halli bir Amerikan aılesmin yaşamından 8 aylık bir sürecı içeriyor. Savaş kahramanı oğullannı sokak or- tasında faıli meçhul bircinayete kurban veren ve küçük oğullan ıle vahşi met- ropol yaşamınm tehdıdi altmda koru- naklı bir yaşam sürdürmeye çalışan bir çekirdek aile... Yetişkin bir kızlan var. evden ayn yaşıyor. İş güç sahibi, kişi- likli. güçlü ve hedeflen olan bir genç kadın. Ve genç kadmın ailesiyle tanış- tırmak üzere baba evıne götürdüğü genç fotografçı. Bir akşam yemeğınde bulu- şurlar. Gergin bir yemek. evlilık kara- n, düğün töreru ve yeni bir faili meç- hul daha! Sonrasında oyun kişilerinde Ahmet M. Taylan'ın yönettiği oyunu Ankara Devlet Tryatrosu sahneliyor. keskin bir değışime tanık oluyoruz. Ve beklenmedik bir fınal. - Oyıındaki dekorveışıktasarunının özellikleri nelerdir? Hakan Atak'tan soğuk ve karanlık btr mekân ıstedım. Üç kişinin yaşadı- ğı bir e\de ortak kullanılan bir alan, Yaşanan iletişımsizliğin ışaren olarak salt yemekte bir araya gelinen bir masa ve tek bir üçlü koltuk. 3 kişi bırlikte otur- salar bile birbirlerine bakmıyorlar. Baş- ka bir eşyayok. Birdetelefon. güyaile- tişim için. Ancak aradıklan birileri yok ve onlan arayan tek kişi bir telefon sa- pığı... - Metne yaklaşımının anlatır mısı- nız? Oyoınu okuduğum ılk andan başlaya- rak beni çarpan şey müthiş bir kuşatıl- mışlık ve yalnızlık duygusu oldu. Gün- lük yaşamda benım hıssettığim, en çok hissettiğim, iliklenme kadar işleyen bir >abancılaşma, donuklaşma, duyarsız- İaşma... Kısaca YDD ve yalnızlık duy- gusu. TV kanallan arasında Internet koridorlannda soluk soluğa gıdip gelen global. küresel ve dijital bir yalnızlık... Alternatıfını gömdüğü düşüncesiy- le bjrçınlaşan egemen sistemın, dünya- nın tüm coğrafyalannda, korku aparat- lan kullanarak yenık bir insan türü üret- tığinı düşünüyorum. Sözde tepkisel ve özgür, ancak özde korkufulmuş. ıçıne kapanık, iletişimsız. kolektif bilinçten uzak \e edilgen bir insan prototıpi. Umut. seyircinin oyun bittiği anda his- sedeceği ilk şeyin içinde saklı. tçine itildığimiz kuşatmaya, yani YDD'nm korku aparatlanna karşı kolektif akıl ve kolektif bılinç gösterebilmekte. - Oyun baa mesajlar da içeriyor... Oyunu sahnelerken. sözde global- leşmekte. güya küreselleşmekte olan tek kutuplu dünyanın. kımi zaman açık kimi zaman örrük bir biçimde yaydığı şiddet ve korku karşısında kolektif bir bılinç göstermeyerek ufalanıp yıten yal- nız ve iletişimsız bireylen anlatmaya ça- lıştım. Oyunumdayıtikleşmenın işare- ti. bireyin itıldıği korku krizine karşı direnç gösterememesi ve bunun gös- tergesi ıse sısteme uyum sa|lamasıdır. SİYAD Ödülleri'nde dokuz dalda beşer aday yarışacak Yerli Oscar'lar sahiplerini buluyor Kültür Servisi - SİYAD- Sinema Yazarla- n Demegi Ödülleri adaylan açıklandı. Ödül- ler. 14 Ocak Perşembe akşamı Emek Sine- masf nda gerçekleştirilecek birtörenle sahıp- lerine verilecek. Deniz Türkalinın sunaca- ğı Ödül törenınden sonra Julia Roberts ve Su- sanSarandon'ın rol aldığı Stepmom-Omuz Omuza adlı fılm de göstenlecek. SİYAD, Türk Sineması Ödüllen'ni bun- dan böyle haziran ayı yerine her yılın ocak ayı içınde verecek ve bir yılın filmlerini de- ğerlendirecek. Bu yıla mahsus olmak üzere birbuçukyılayayılanfilmlerödüllendirile- cek. Atilla Dorsay. syaptığı açıklamada uzun yıllardan beri verilmekte olan StYAD Ödül- leri'ni görkemlı bir törenle vermek ıstedik- lerini belirtti. Dorsay. aynı zamanda Türk si- nemasma son bıryıl içinde yabancı katılımın arttığını v urgulayarak ödül değerlendirme- leri içinde bunlan da göz önünde bulundu- racaklannı söyledi. Sinema yazarları Mehmet Açar. Cem Al- tınsarav. Okan Arpaç. Tunca Arslan. Engin Ayça. Cumhur Canbazoğlu. Sungu Çapan. Coşkun Çokyiğit Atilla Dorsa>, Tuna Er- dem. BurakGoral. SevinOk)-a>, MuratÖzer, Agah Ozgüç. Vecdi Sa>"ar. Necati Sönmez, Ka- mi Suveren, L'ygar Şirin. Alin Taşçıyan. Re- kin Teksov". UğurVardan % e Saim Yavuz'dan oluşan StYAD genel kurulu bu yıldan baş- layarak \erilecek olan sinema emek ödülle- rinin sinema tarihçısi Giovanni Scognamil- lovesenaryoyazan BülentOranaverilme- sinı kararlaştırdı Tören gecesi aynca Umut Veren Sinemacı Ödülü de açıklanacak. 22 sinema yazannın bir araya gelerek her dalda saptadığı beşer aday şöyle: En lyi Film: Gcmide, Hamam, Kasaba, Masumıyet, Usta Beni Öldürsene En İ>i Yönetmen: Serdar Akar, Nuri Bıl- ge Ceylan, Zeki Demirkubuz. Ferzan Özpe- tek. Banş Pırhasan. En Ki Senaryo: Serdar Akar, Önder Ça- kar (Gemıde). Zekı Demirkubuz (Masumi- yet), Hakan Aksun. Ömer Vargı, Cem Yıl- maz (Her şey Çok Güzel Olacak), Ferzan Özpetek, StefanoTummolinı (Hamam). Ba- nş Pirhasan (Usta Beni Öldürsene). En İyi Görüntü: Nuri Bilge Ceylan (Ka- saba), Jurgen Jurges (Usta Beni Öldürsene, Avcı). Pasquale Mari (Hamam), Ertunç Şen- kay (Ağır Roman. Kaçıklık Diploması). Gary Turnbull (Her şey Çok Güzel Olacak). En lyi Muzik: Omer Ahunbay (Kanşık Pizza), Mazhar Alanson (Her şey Çok Gü- zel Olacak). Pivio Aldo de Sciasi (Hamam), Atilla Özdemiroğlu (Ağır Roman), Yalçın Tu- ra (Sen de Gitme) En lyi Kadın Oyuncu: Ayda Aksel (Ka- çıklık Diploması), Derya Alabora (Masu- miyet). Olıvıa Bonamy (Sen de Gıtme). Mel- tem Cumbul (Kanşık Pizza). Türkan §oray (Nihavent Mucize). En lyi Erkek Oyuncu: Okan Bayülgen (Ağır Roman), Halıik Bilgıner (Masumiyet), Erkan Can (Gemide), Güven Kıraç (Masu- miyet), Cem Yılmaz (Her şey çok Güzel Olacak). En lyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Hülya Aksular (Cumhuriyet), Ceyda Düvenci (Her şey Çok Güzel Olacak), Sevda Ferdağ (Ağır Roman), GülerÖkten (Kaçıklık Diploması), Şerif Sezer (Hamam). En lyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Haldun Boysan (Gemıde), Savaş Dınçel (Ağır Ro- man, Cumhunyet), TuncerNecmioğlu (Hoş- çakal Yann). Selim Naşit Özcan (Her şey Çok Güzel Olacak), Mustafa Uğurlu (Ağır Ro- man). ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Hangi Bağımsızlık Kültüpü? Attilâ llhan'ın 1 Ocak günku Cumhuriyet'te çıkan "Hak Hukuk Bahane, Sorun Kıbns ve Petrol!" baş- lıklı yazısını okuyanlar, ta eskilerden günümüze Tür- kıye'deki belli bir aydın portresinin ne yazık ki hiç de- ğışmediğini herhalde bir kez daha anımsamışlardır. Kanımca mLrtlaka kesilip saklanması ve zaman za- man okunması gereken bu yazısında Attilâ llhan, 6 Ara- lık 1998 tarihli Aydınlık'ta çıkan bir haberden alıntı yapmış. Bu habere göre "Uluslararası Af Örgütü ABD Kolu (Amnesty Intemational USA), Türkiye'deki ay- dınlara çağn yaparak 'İnsan haklan ihlallerini' bil- dirmelerini" ıstemış. Haber, şöyle devam ediyor:"Af Örgütü'nün ABD kolu, Istanbul Barosu tle birlik- te düzenlediği toplantıda 4 sayfalık Türkçe bir metin dağıttı. Metinle birlikte dağrtılan mektup örneği doldurularak, Türkiye'deki insan haklan ihlallerine ilişkin bilgilerin doğrudan Dışişleri Ba- kanı Madeleıne Albrıght a gönderilmesi istendi ve Albright'ın adresi verildi..." Ya, ışte boyle! Haberde sözü edılen örgüt, adı üstünde, hiçbir dev- letten bağımlı olmayan / olmaması gereken bir ulus- lararası örgüttür. Gelgelelim bu uluslararası orgüt, İstanbul'da yapılan bir toplantıda Türk aydınlanna, ülkelerindeki insan haklan ihlallerini bir "uluslarara- sı örgüte" değil, fakat belli bir ülkenin, ABD'nin dı- şişleri bakanına doğrudan bildirmeleri, yani ülkeleri- ni bir başka ülkenin dışişleri bakanına şikâyet etme- leri için davetiye çıkartabılmektedir! Hem de hangi ülkenin dışişleri bakanına! Yıllardır Irak'taki çocuklan haklan korunacak insanlardan say- mayan, Birieşmiş Milletler gibı koskoca bir örgütü de tarihin gördüğü en insanlık dışı ambargoyu sürdürme- ye zorlayan Amerika Birleşik Devletleri'nin dışişleri bakanına! Peki bu örgüt, üstelik Türkiye Cumhuriyeti'nin top- raklannda, böylesine küstahça bir çağnyı yapabilme cesaretini nereden ve kimden almıştır? Elbette tarihten ve yine elbette -aynı zamanda da ne yazıktır kü- Türk aydınlannın belli bir bölümün- den! Milli mücadele devam ederken yani kadınıyla, er- keğiyle, yaşlısı, genci ve çocuğuyta bütün bir ulus var olma mücadelesine girmişken "Istanbul'u kızdıraca- ğız, işgal devletlerini kızdıracağız!" dlye saçlannr baş- larını yolan aydınlan hangi tarih yazmıştır? Mustafa Kemal, tek kurtuluşu mutlak bağımsız- lıkta aramakta direnip Erzurum'da, Sıvas'ta ve niha- yet Ankara'da o destan yıllan yazarken "Mutlaka ya- bancı mandası talep etmeliyız" diye sığınmacılık çı- ğırtkanlığı yapan aydınlar, hangi topraklarda yetiş- miştir? Ve nihayet o zamanlarkı bu belli aydın kesimi ile Tür- kiye'yi herfırsatta yabancılara şikâyet etmeyi "aydın tavn" ya da belki "dünya vatandaşlığı" sayan bugü- nün belli aydın kesimi arasında pek mi büyük bir ay- nm vandır? Isteracı olsun, ister hüzünlü. kendimizi iyi, en azın- dan yaamın başında sözünü ettiğim küstahça çağn- yı yöneltebilen yabancılar kadar iyi tanımayı gerçek- ._İenistiyorsakeğer, birnoktayı daaçıkçabelictmekzo- rundayız: Türk aydınının belli bir kesimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde yatan bağımsızlık dü- şüncesini hiçbir zaman bütünüyte benimsememiş, bir başka deyişle, bağımsızlık kültürüne hep ya- bancı kalmıştır! Bu kesimden olan aydınlann en büyük gafleti. için- de yetiştikleri ortamı sürekli başkalanna çekiştirerek bu ortama -çoğu zaman başkalannın uzattıklan ku- reklerte!- sürekli kara çalarak, kendılerini dûnyada aydın kabul ettirebıleceklerine ınanmalarıdııi Bu, oy- lesine kalın bir gaflet perdesidir ki bu kesimden olan "aydınlanmızın" çok önemli bir gerçeğı, kimi zaman ağızlanndan düşürmeyecek kadar beğendikleri, hat- ta yaptıklan yabancı aydınlann her şeyden önce ken- di ortamlannın aydını olabildikleri için aydın sayıldık- lan gerçeğini bile görmelerini engelleyebılmektedir. Eskiden beri çok merak ederim: Işleri hep başka- lanyla olan bu aydınlar, acaba neden gidip oralara yerleşmezler? Oralarda oralı olarak dikiş tutturamayacaklannı kendileri de elbet çok iyi bilirler de onun için! Burası hakkında olumlu konuştuklannda, orada hemen bü- tün kulaklann tıkanacağını bildikleri için! Oralann ken- dilerine ancak burayı olumsuzladıkları ölçüde yüz ve- receğinin bilincinde olduklan ıçin! "Bağımsızlık benım karakterimdir", demişti Mus- tafa Kemal Atatürk. Aslında bu sözünde, onun ken- di kışiliğini aşan bir gerçek gızlidir. Bağımsızlık ya insanın karakterinde vardır ya da -karakteri bağımsızlık kültürüyle yoğrulamamış ıse eğer- ancak gülünç ve acınası bir göstermeliktir. 'Işığa Koşmak' tekrar sahneleniyor I Kültür Servisi - Geçen yıl Cumhuriyetin 75. yıldönümü nedenıyle Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde, Atatürk Kültür Merkezi"nde \e Ankara'dabirçok kere sergilenen ve birçok öğretmen ve öğrencinin ortak çalışması olan 'Işığa Koşmak' adlı oyun şimdi de Atatürkçü Düşünce Derneği etkinlikleri çerçevesinde sahneye konuyor. Üsküdar Amenkan Lisesi öğretmeni Mehmet Yenikurtuluş'un yazıp Kadıköy Anadolu Lisesi öğretmeni Melahat Özay'ın sahneye koyduğu oyunda Hüseyin Avnı Sözen Anadolu Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi, Burhan Felek Lisesi, Üsküdar Amerikan Lisesi. Üsküdar Kız Lisesi ve Üsküdar Cumhuriyet Lisesi görev alıyor. Daha önce de büyük ilgi gören oyun. bugün saat 19.00'da Altunizade Kültür ve Sanat Merkezı'nde. Üsküdar Atatürkçü Düşünce Derneğı'nin organizasyonu çerçevesinde tekrar sergilenecek. BUGUN • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 18.30-20.30 arasında Faruk Yener'in Tarih Boyunca Batı ile Miizik tlişkilerimiz' konulu söyleşisi ızlenebilir. (292 06 55) • AKSAJVAT'ta saat 12.30da Rahsaan Roland Kirk'ün 'The One Man Tvuns" başlıkh caz konseri video'dan izlenebilir. Tacettin Diker'in Karagöz Tryatrosu da saat 18.30'da görülebilir. (252 35 00) •"ISTAJVBUL DE\ LET OPERA VT BALESt saat 20.00'de U\TiyanGuzeri sahneliyor. (251 56 00) • BİLGİ ÜNİVERSİTESt nde saat 19 30 da 101 Nights adh film göstenlecek. (216 00 00) • BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ nde 13.00'ten 19.00'adek her saat başı Fatıh Arslan'ın Karadeniz'den Çeşitieme4er-2 başlıkh belgeselı yer alacak. (292 39 84) • CRR'de saat 19.30'da Sergei Kahano\ ve Sibel Atal'ın viyolonsel-piyano ikilisi dinlenebilır. (231 54 98)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle