Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt
'Akaretler'de bir park var, gece gündüz hep şairlerle beraber...'
Vişnezade'de 'Şairler Sofrası' açık...
• Eğer sevdiklerinizle
buluşacaksanız, artık
randevu yeriniz
Vişnezade Parkı olsun.
Çünkü hanginiz önce
giderseniz yalnız
kalmayacaksınız, ünlü
şairlerimiz sizi
karşılayacaklar ve
belki de kulağınıza
eski şiirlerini
fısıldayacaklar...
lstanbul'un Beşiktaş ilçesın-
deki AkaretJer semti, admı bura-
daki tarihi "akaret* evlennden
ahr. Bırkaç yıldır NetGrubu ta-
rafından restore edtlmekte olan bu
özgün sıra evlerın bulundugu
Spor Caddesı'nden Maçka'ya
doğru çıktığınızda ıse aynı evle-
rin bitiminde Vişnezade Parkı'yla
karşılaşırsınız...
1939'da, dönemin valisi ve be-
lediye başkanı olan. aynı zaman-
da bu kentteki Cumhuriyet dev-
rimı sonrası ılk önemlı ımar dü-
zenlemelenni gerçekleştıren Lüt-
fi Kırdar tarafından İstanbul'a
kazandınlan bu park. aynı adı ta-
şıyan Vişnezade semti için de
çağdaş kent yaşamına geçişin
simgesi olmuştur. Aynı semneki
17. yüzyıla aıt Vişnezade Kazas-
ker Mehmed tzzet Efendi Cami-
siOsmanlı dönemi kımlığıni gü-
nümüze taşırken, Vişnezade Par-
kı da "Cumhuriyetin kent bilin-
cinin" anlamlı bir armağanı ola-
rak Beşiktaş'ı süslüyor...
Şimdi ise Cumhuriyetin 75. yı-
lında. Vişnezade Parkı 60. yaşgü-
nüne çok daha büyük bir coşkuy-
la girmek üzere. Beşiktaş Beledi-
yesTnrn lstanbul'un artık "hasret"
kaldığı o kent kültürüne duyarlı
belediyecilik anlayışı içerisinde
gerçekleştirdiği "Şairier Sofra-
sT düzenlemesı, denebilirki Lüt-
fı Kırdar'ın armağanına yeni bir
anlam \e bambaşka bir yaşama
sevınci katıyor. Belediye Başka-
til -Ayfer-Atay. çağdaş heyksljsa
1
-
natçılanmızin büyük bir özenle
yarattıklan heykellerle bezenen
Vişnezade Şairler Sofrası Par-
kı "nı hizmete açarken, bu sevin-
cin gerekçesıni şöyle açıklıyor:
"Hem, çoğu Beşiktaş'ta yaşamış
şairlerimizin anılannı >aşatma
hem de >aşayan şairierimidn açık
hava toplantılan düzenleyebüe-
cekteri.şiiıieriyletoplumu buluş-
turabilecekleri bir mekân hazır-
lamayı hedefledik..."
Peki. neden şairler? Neden şi-
ir?..
Bu sorunun yanıtını da yine
Ayfer Atay bakın nasıl veriyor
"Gaiiba. şiire her zamankinden
daha çok ihtiyacımızvar. İnsan ol-
VlşnezadeParkı'nın6O.yaşgünündeBeşiktaşBelediyesiningirişimiylegerçekJeştirilen'ŞairierSofrası'düzenlemesi açıkk
duğumuzu hatıriatan. güzeuikle-
ri, sevgivi, banşı anlatan şiirlere
ihtivacımız var..."
Ozenlitasanm
Parkın işte bu duygulara hizmet
etmek üzere şairlerimızin hey-
kellenyle bırlikte yenıden düzen-
lenmesi, mimar Erhan İşözen'in
tasanm ve çizgileriyle gerçekleş-
tınldı.
Yaya yollan. basamaklı geçiş-
ler. peyzaj elemanlan, tarhlar, dö-
şeme dokulan, duvarlar. korku-
luklar... birbütün olarak yeniden
ele alındı ve şairlerle şiirlerine
yakışır bir incelikte oya gibi iş-
lendı.
Bu özenli ortama şairlenn ge-
lip "sofralannı" kurmalan ıçin
kollan sıvayan heykelcilerimiz
ise Giirdal Duyar, Yiınus Tonkuş
\e Namık Denizhan'dılar
Ayfer Atay'ın müjdesine göre.
önümüzdeki dönemde yeni şair-
ler de gelip parkta bir boş banka
oturacaklar, ya da karşılaştıklan
diğer şairlerle ayakûstü söyleşip,
son şıirlerinden söz edecekler.
Kimbilir, belki de şu "şair poliri-
kacılann" bugünkü durumlann-
dan söz açıp. şiiri bırakmanın in-
sanı nerelere götürdüğünübirbir-
lerine fısıldayacaklar...
—Ve şairlerimiz
Vişnezade Şaırler Sofrası Par-
kı 'nda bugünlerde kimler mi var?
Kimleryok kı... ŞairNigar Haıum,
Neyzen Tevfik, Cahit Sıtkı Taran-
cı. Örhan VelL Oktay Rifat, MeHh
Cevdet Anday, Behçet NecatigiL
Sabahartm KudretÖzdemir Asaf-
Genye kalıyor "sizfcr"... Erhan
Işözen, sizler için de banklar. yol-
lar. dinlenme köşeleri ayırmış. Di-
lerseniz. bundan böyle randevu-
lanmzı da Vişnezade'de verebı-
lirsiniz. Hele Neyzen Tevfik'in
yanı başmda buluşmaya sözleşir-
seniz, kimbilir ne kadar çok sevi-
nir. Çünkü neyını çalarken dınle-
yeni olmazsa, hep o eski yalnız
günlerinı anımsar. bugünün coş-
kusunu yaşayamaz...
Sözü şımdi PEN Yazarlar Der-
neği Başkanı Alpay Kabacah'ya
bırakıyorum: "Sanatın çoğu kez
önemsenmediği ya da sanat dışı
bayağıhklara indirgenmeye çah-
şıldtğı. kimi kez de gösteri aracı
olarak kullanılmak istendiği bir
dönemde, unutulmayacak bir sa-
nat olayu. Beşiktaş Betediyesi'ne
Türk cdebiyatı adına teşekkür
borçluyuz—"
Bız de aynı teşekkürü Istanbul
ve kent kültürü adına yineliyoruz...
'Dünden Yanna' Beşiktaş için...Beşiktaş Belediyesi'nin
Cumhuriyetin 75. yılı anısına
gerçekleştirdiği bir başka kültür
hizmeti de "Dünden Bogüne
Beşiktaş'" adını taşıyan kitap
çalışması. Editörlüğünü Nuri
Akbayar'tn yaptığı ve Tarih Vakfi
tarafmdan yayıma hazırlanan 320
sayfahk kitap, lstanbul'un bu tarihi
Boğaziçi semtini hemen tüm
yönleriyle belgeliyoT. anlatıyor ve
kentJtüitÜBÜJideki özgün yerini
sergilıyor. Dahası, Beşiktaş'tan
hareketle Istanbul tarihinin ve bu
tarihe hem tanıkiık eden. hem de
uygarlık katan kültür varhklanrun
geniş bir kesitini de gözler önüne
sererek 20. yüzyılın son yüına anlamlı
bir armağan oluşturuyor...
Dünden Bugüne Beşiktaş'ta, yıllannı
İstanbul'a ve kentin değerlerine
adamış aydınlanmız, yazarlanrruz.
mimarlanmız ve bilim insanlanmız,
imzalı yazı ve araştırmalanyia bir
araya gelmişler. Nuri Akbayar, kitabın
önsözünde diyor ki: "Bu bir flçe
monografbi değiklir. Tarihin ağırtağmı
otanca gücüyte hissettirdiği ve bir
Boğaziçi yerleşmesi olarak doğanın
Beşiktaş İVleydant ve Mimar Sinan'a ait Kaptan'ı Derya Sman Paşa Camisi'ni
çevreteyenkentdokusunun 1930'lardakigörünümü... (Barbaros Anrh 1940'larda
meydana kurubnuştu.)
bahşertiği özellikltrty k İstanbul'da
farklı bir yeri olan Beşiktaş için bir
rehber niteügjndedin.."
Peki, acaba kitabın bu "rehber"
niteliği, sadece semti tanımak, kültür
değerlerinin yeri ve tarihçesi hakkında
bilgi sahibi olmak, geçmişten
geleceğe akan anılarla kucaklaşmak
ve Beşiktaş'm zengin kültür ve inanç
mozaiûinin bir kez daha farkına
varmakla mı sınırhdır?..
Elbette değil... Bana kalırsa, Dünden
Bugüne Beşiktaş'm asıl misyonu,
"dünden yanna" bir Beşiktaş için de
kollan sıvamamn "bilincini" taşıması
ve bu yöndeki koruma çabalannda da
elde kalan mirasın aynntılı bir
envanterini korumacılara "hazırbir
kaynak" olarak sunmasıdır...
Nitekim, Belediye Başkanı Ayfer Afay
da işte bu hedefe ilişkin olarak kitabın
"sımuş" yazısında şunu vurguluyor:
"Beşiktaş'm geçmişiyfe barrçık btr
kent olma çabasmı sürdfirfirken,
geleceğini de bu geçmişle uyumlu bir
şeküde yvniden kurmanın
mücadelesini \-eriyoruz-"
Bu mücadelede başanlı olabilmek için
de elde artık güçlü bir rehber var.
Dünden Bugüne Beşiktaş'taki hiç
değilse bugün hâlâ var olan degerleri
koruyabilirsek. yine Ayfer Atay'ın
deyimiyle; "köklii bir geçmişten, yeni,
uygar ve iiretken bir geleccgc de kucak
açıim^
n
olacaktır. Çünkü Beşiktaş'm
tarihsel birikimini belgeleyen tüm
degerleri, zaten dünden yanna da
uygarhğm ve üretkenliğin
"sürekHHğini" simgeliyorlar...
Feiffer 'ın ödüllü oyunu 'Olağan Cinayetler' sürüyor
Yozlaşma ve şiddetsahnede
BAHARTAINR1SEVER
ANKARA-Şiddetin kanıksandığı. 6
ay içınde 360'tan fazla cinayetin işlen-
dıği vahşi metropolde, yaşamanın tek
yolu hissetmemek! Sısteme uyum sağ-
layan birey. ıtildiğı korku bunalırruna di-
rençsiz. Ve dürüst polislere. ınsanhk
onurunun tekrar kazanılmasına. ordu-
ya. silaha gereksinım du)"ulan ortam-
da yirmek üzere...
Ankara Devlet Tiyatrosu'nun. birey-
len arasmdaki iletışimsizlik sorununu
aşamayan bir ailenin metropol yaşamı-
nın dolaylı terörüne yenik düşmesini
anlatan •'Olağan Cinayetfer" o>oınu, Ir-
fan Şahinbaş Atölye Sahnesi'nde tiyat-
roseverlerle buluştu. Amerikalı
karikatürist ve bu oyunla dört ödül
kazanan Juks Feiffer'dan Şuayip Ün-
sal'ın Türkçeye çe\ irdiği oyunu Ahmet
Mümtaz Taylan yönettı. Sahne tasan-
mı Hakan Atak, gıysı tasanmı Mirina
German. ışık tasanmı ErsenTunççekk; e
ait olan oyunda, Gülseren Gürtunca,
Aclan Büyüktürkoğju, Selçuk Özdo-
ğan, Öziem Ersönmez. Hakan Çinıen-
ser ve Soner Agm rol alıyor.
Yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan
oyunla ilgili sorulanmızı şöyle yanıtla-
dı:
-Olağan Cinayetieri anlabr mısınız?
Oyun New York'un batı yakasında
oturanorta halli bir Amerikan aılesmin
yaşamından 8 aylık bir sürecı içeriyor.
Savaş kahramanı oğullannı sokak or-
tasında faıli meçhul bircinayete kurban
veren ve küçük oğullan ıle vahşi met-
ropol yaşamınm tehdıdi altmda koru-
naklı bir yaşam sürdürmeye çalışan bir
çekirdek aile... Yetişkin bir kızlan var.
evden ayn yaşıyor. İş güç sahibi, kişi-
likli. güçlü ve hedeflen olan bir genç
kadın. Ve genç kadmın ailesiyle tanış-
tırmak üzere baba evıne götürdüğü genç
fotografçı. Bir akşam yemeğınde bulu-
şurlar. Gergin bir yemek. evlilık kara-
n, düğün töreru ve yeni bir faili meç-
hul daha! Sonrasında oyun kişilerinde
Ahmet M. Taylan'ın yönettiği oyunu Ankara Devlet Tryatrosu sahneliyor.
keskin bir değışime tanık oluyoruz. Ve
beklenmedik bir fınal.
- Oyıındaki dekorveışıktasarunının
özellikleri nelerdir?
Hakan Atak'tan soğuk ve karanlık
btr mekân ıstedım. Üç kişinin yaşadı-
ğı bir e\de ortak kullanılan bir alan,
Yaşanan iletişımsizliğin ışaren olarak salt
yemekte bir araya gelinen bir masa ve
tek bir üçlü koltuk. 3 kişi bırlikte otur-
salar bile birbirlerine bakmıyorlar. Baş-
ka bir eşyayok. Birdetelefon. güyaile-
tişim için. Ancak aradıklan birileri yok
ve onlan arayan tek kişi bir telefon sa-
pığı...
- Metne yaklaşımının anlatır mısı-
nız?
Oyoınu okuduğum ılk andan başlaya-
rak beni çarpan şey müthiş bir kuşatıl-
mışlık ve yalnızlık duygusu oldu. Gün-
lük yaşamda benım hıssettığim, en çok
hissettiğim, iliklenme kadar işleyen bir
>abancılaşma, donuklaşma, duyarsız-
İaşma... Kısaca YDD ve yalnızlık duy-
gusu. TV kanallan arasında Internet
koridorlannda soluk soluğa gıdip gelen
global. küresel ve dijital bir yalnızlık...
Alternatıfını gömdüğü düşüncesiy-
le bjrçınlaşan egemen sistemın, dünya-
nın tüm coğrafyalannda, korku aparat-
lan kullanarak yenık bir insan türü üret-
tığinı düşünüyorum. Sözde tepkisel ve
özgür, ancak özde korkufulmuş. ıçıne
kapanık, iletişimsız. kolektif bilinçten
uzak \e edilgen bir insan prototıpi.
Umut. seyircinin oyun bittiği anda his-
sedeceği ilk şeyin içinde saklı. tçine
itildığimiz kuşatmaya, yani YDD'nm
korku aparatlanna karşı kolektif akıl
ve kolektif bılinç gösterebilmekte.
- Oyun baa mesajlar da içeriyor...
Oyunu sahnelerken. sözde global-
leşmekte. güya küreselleşmekte olan
tek kutuplu dünyanın. kımi zaman açık
kimi zaman örrük bir biçimde yaydığı
şiddet ve korku karşısında kolektif bir
bılinç göstermeyerek ufalanıp yıten yal-
nız ve iletişimsız bireylen anlatmaya ça-
lıştım. Oyunumdayıtikleşmenın işare-
ti. bireyin itıldıği korku krizine karşı
direnç gösterememesi ve bunun gös-
tergesi ıse sısteme uyum sa|lamasıdır.
SİYAD Ödülleri'nde dokuz dalda beşer aday yarışacak
Yerli Oscar'lar sahiplerini buluyor
Kültür Servisi - SİYAD- Sinema Yazarla-
n Demegi Ödülleri adaylan açıklandı. Ödül-
ler. 14 Ocak Perşembe akşamı Emek Sine-
masf nda gerçekleştirilecek birtörenle sahıp-
lerine verilecek. Deniz Türkalinın sunaca-
ğı Ödül törenınden sonra Julia Roberts ve Su-
sanSarandon'ın rol aldığı Stepmom-Omuz
Omuza adlı fılm de göstenlecek.
SİYAD, Türk Sineması Ödüllen'ni bun-
dan böyle haziran ayı yerine her yılın ocak
ayı içınde verecek ve bir yılın filmlerini de-
ğerlendirecek. Bu yıla mahsus olmak üzere
birbuçukyılayayılanfilmlerödüllendirile-
cek.
Atilla Dorsay. syaptığı açıklamada uzun
yıllardan beri verilmekte olan StYAD Ödül-
leri'ni görkemlı bir törenle vermek ıstedik-
lerini belirtti. Dorsay. aynı zamanda Türk si-
nemasma son bıryıl içinde yabancı katılımın
arttığını v urgulayarak ödül değerlendirme-
leri içinde bunlan da göz önünde bulundu-
racaklannı söyledi.
Sinema yazarları Mehmet Açar. Cem Al-
tınsarav. Okan Arpaç. Tunca Arslan. Engin
Ayça. Cumhur Canbazoğlu. Sungu Çapan.
Coşkun Çokyiğit Atilla Dorsa>, Tuna Er-
dem. BurakGoral. SevinOk)-a>, MuratÖzer,
Agah Ozgüç. Vecdi Sa>"ar. Necati Sönmez, Ka-
mi Suveren, L'ygar Şirin. Alin Taşçıyan. Re-
kin Teksov". UğurVardan % e Saim Yavuz'dan
oluşan StYAD genel kurulu bu yıldan baş-
layarak \erilecek olan sinema emek ödülle-
rinin sinema tarihçısi Giovanni Scognamil-
lovesenaryoyazan BülentOranaverilme-
sinı kararlaştırdı Tören gecesi aynca Umut
Veren Sinemacı Ödülü de açıklanacak.
22 sinema yazannın bir araya gelerek her
dalda saptadığı beşer aday şöyle:
En lyi Film: Gcmide, Hamam, Kasaba,
Masumıyet, Usta Beni Öldürsene
En İ>i Yönetmen: Serdar Akar, Nuri Bıl-
ge Ceylan, Zeki Demirkubuz. Ferzan Özpe-
tek. Banş Pırhasan.
En Ki Senaryo: Serdar Akar, Önder Ça-
kar (Gemıde). Zekı Demirkubuz (Masumi-
yet), Hakan Aksun. Ömer Vargı, Cem Yıl-
maz (Her şey Çok Güzel Olacak), Ferzan
Özpetek, StefanoTummolinı (Hamam). Ba-
nş Pirhasan (Usta Beni Öldürsene).
En İyi Görüntü: Nuri Bilge Ceylan (Ka-
saba), Jurgen Jurges (Usta Beni Öldürsene,
Avcı). Pasquale Mari (Hamam), Ertunç Şen-
kay (Ağır Roman. Kaçıklık Diploması). Gary
Turnbull (Her şey Çok Güzel Olacak).
En lyi Muzik: Omer Ahunbay (Kanşık
Pizza), Mazhar Alanson (Her şey Çok Gü-
zel Olacak). Pivio Aldo de Sciasi (Hamam),
Atilla Özdemiroğlu (Ağır Roman), Yalçın Tu-
ra (Sen de Gitme)
En lyi Kadın Oyuncu: Ayda Aksel (Ka-
çıklık Diploması), Derya Alabora (Masu-
miyet). Olıvıa Bonamy (Sen de Gıtme). Mel-
tem Cumbul (Kanşık Pizza). Türkan §oray
(Nihavent Mucize).
En lyi Erkek Oyuncu: Okan Bayülgen
(Ağır Roman), Halıik Bilgıner (Masumiyet),
Erkan Can (Gemide), Güven Kıraç (Masu-
miyet), Cem Yılmaz (Her şey çok Güzel
Olacak).
En lyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Hülya
Aksular (Cumhuriyet), Ceyda Düvenci (Her
şey Çok Güzel Olacak), Sevda Ferdağ (Ağır
Roman), GülerÖkten (Kaçıklık Diploması),
Şerif Sezer (Hamam).
En lyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Haldun
Boysan (Gemıde), Savaş Dınçel (Ağır Ro-
man, Cumhunyet), TuncerNecmioğlu (Hoş-
çakal Yann). Selim Naşit Özcan (Her şey Çok
Güzel Olacak), Mustafa Uğurlu (Ağır Ro-
man).
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Hangi Bağımsızlık
Kültüpü?
Attilâ llhan'ın 1 Ocak günku Cumhuriyet'te çıkan
"Hak Hukuk Bahane, Sorun Kıbns ve Petrol!" baş-
lıklı yazısını okuyanlar, ta eskilerden günümüze Tür-
kıye'deki belli bir aydın portresinin ne yazık ki hiç de-
ğışmediğini herhalde bir kez daha anımsamışlardır.
Kanımca mLrtlaka kesilip saklanması ve zaman za-
man okunması gereken bu yazısında Attilâ llhan, 6 Ara-
lık 1998 tarihli Aydınlık'ta çıkan bir haberden alıntı
yapmış. Bu habere göre "Uluslararası Af Örgütü ABD
Kolu (Amnesty Intemational USA), Türkiye'deki ay-
dınlara çağn yaparak 'İnsan haklan ihlallerini' bil-
dirmelerini" ıstemış. Haber, şöyle devam ediyor:"Af
Örgütü'nün ABD kolu, Istanbul Barosu tle birlik-
te düzenlediği toplantıda 4 sayfalık Türkçe bir
metin dağıttı. Metinle birlikte dağrtılan mektup
örneği doldurularak, Türkiye'deki insan haklan
ihlallerine ilişkin bilgilerin doğrudan Dışişleri Ba-
kanı Madeleıne Albrıght a gönderilmesi istendi ve
Albright'ın adresi verildi..."
Ya, ışte boyle!
Haberde sözü edılen örgüt, adı üstünde, hiçbir dev-
letten bağımlı olmayan / olmaması gereken bir ulus-
lararası örgüttür. Gelgelelim bu uluslararası orgüt,
İstanbul'da yapılan bir toplantıda Türk aydınlanna,
ülkelerindeki insan haklan ihlallerini bir "uluslarara-
sı örgüte" değil, fakat belli bir ülkenin, ABD'nin dı-
şişleri bakanına doğrudan bildirmeleri, yani ülkeleri-
ni bir başka ülkenin dışişleri bakanına şikâyet etme-
leri için davetiye çıkartabılmektedir!
Hem de hangi ülkenin dışişleri bakanına! Yıllardır
Irak'taki çocuklan haklan korunacak insanlardan say-
mayan, Birieşmiş Milletler gibı koskoca bir örgütü de
tarihin gördüğü en insanlık dışı ambargoyu sürdürme-
ye zorlayan Amerika Birleşik Devletleri'nin dışişleri
bakanına!
Peki bu örgüt, üstelik Türkiye Cumhuriyeti'nin top-
raklannda, böylesine küstahça bir çağnyı yapabilme
cesaretini nereden ve kimden almıştır?
Elbette tarihten ve yine elbette -aynı zamanda da
ne yazıktır kü- Türk aydınlannın belli bir bölümün-
den!
Milli mücadele devam ederken yani kadınıyla, er-
keğiyle, yaşlısı, genci ve çocuğuyta bütün bir ulus var
olma mücadelesine girmişken "Istanbul'u kızdıraca-
ğız, işgal devletlerini kızdıracağız!" dlye saçlannr baş-
larını yolan aydınlan hangi tarih yazmıştır?
Mustafa Kemal, tek kurtuluşu mutlak bağımsız-
lıkta aramakta direnip Erzurum'da, Sıvas'ta ve niha-
yet Ankara'da o destan yıllan yazarken "Mutlaka ya-
bancı mandası talep etmeliyız" diye sığınmacılık çı-
ğırtkanlığı yapan aydınlar, hangi topraklarda yetiş-
miştir?
Ve nihayet o zamanlarkı bu belli aydın kesimi ile Tür-
kiye'yi herfırsatta yabancılara şikâyet etmeyi "aydın
tavn" ya da belki "dünya vatandaşlığı" sayan bugü-
nün belli aydın kesimi arasında pek mi büyük bir ay-
nm vandır?
Isteracı olsun, ister hüzünlü. kendimizi iyi, en azın-
dan yaamın başında sözünü ettiğim küstahça çağn-
yı yöneltebilen yabancılar kadar iyi tanımayı gerçek-
._İenistiyorsakeğer, birnoktayı daaçıkçabelictmekzo-
rundayız: Türk aydınının belli bir kesimi, Türkiye
Cumhuriyeti'nin temelinde yatan bağımsızlık dü-
şüncesini hiçbir zaman bütünüyte benimsememiş,
bir başka deyişle, bağımsızlık kültürüne hep ya-
bancı kalmıştır!
Bu kesimden olan aydınlann en büyük gafleti. için-
de yetiştikleri ortamı sürekli başkalanna çekiştirerek
bu ortama -çoğu zaman başkalannın uzattıklan ku-
reklerte!- sürekli kara çalarak, kendılerini dûnyada
aydın kabul ettirebıleceklerine ınanmalarıdııi Bu, oy-
lesine kalın bir gaflet perdesidir ki bu kesimden olan
"aydınlanmızın" çok önemli bir gerçeğı, kimi zaman
ağızlanndan düşürmeyecek kadar beğendikleri, hat-
ta yaptıklan yabancı aydınlann her şeyden önce ken-
di ortamlannın aydını olabildikleri için aydın sayıldık-
lan gerçeğini bile görmelerini engelleyebılmektedir.
Eskiden beri çok merak ederim: Işleri hep başka-
lanyla olan bu aydınlar, acaba neden gidip oralara
yerleşmezler?
Oralarda oralı olarak dikiş tutturamayacaklannı
kendileri de elbet çok iyi bilirler de onun için! Burası
hakkında olumlu konuştuklannda, orada hemen bü-
tün kulaklann tıkanacağını bildikleri için! Oralann ken-
dilerine ancak burayı olumsuzladıkları ölçüde yüz ve-
receğinin bilincinde olduklan ıçin!
"Bağımsızlık benım karakterimdir", demişti Mus-
tafa Kemal Atatürk. Aslında bu sözünde, onun ken-
di kışiliğini aşan bir gerçek gızlidir.
Bağımsızlık ya insanın karakterinde vardır ya da
-karakteri bağımsızlık kültürüyle yoğrulamamış ıse
eğer- ancak gülünç ve acınası bir göstermeliktir.
'Işığa Koşmak' tekrar
sahneleniyor
I Kültür Servisi - Geçen yıl Cumhuriyetin 75.
yıldönümü nedenıyle Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde, Atatürk Kültür Merkezi"nde \e
Ankara'dabirçok kere sergilenen ve birçok öğretmen
ve öğrencinin ortak çalışması olan 'Işığa Koşmak' adlı
oyun şimdi de Atatürkçü Düşünce Derneği etkinlikleri
çerçevesinde sahneye konuyor. Üsküdar Amenkan
Lisesi öğretmeni Mehmet Yenikurtuluş'un yazıp
Kadıköy Anadolu Lisesi öğretmeni Melahat Özay'ın
sahneye koyduğu oyunda Hüseyin Avnı Sözen
Anadolu Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi, Burhan
Felek Lisesi, Üsküdar Amerikan Lisesi. Üsküdar Kız
Lisesi ve Üsküdar Cumhuriyet Lisesi görev alıyor.
Daha önce de büyük ilgi gören oyun. bugün saat
19.00'da Altunizade Kültür ve Sanat Merkezı'nde.
Üsküdar Atatürkçü Düşünce Derneğı'nin
organizasyonu çerçevesinde tekrar sergilenecek.
BUGUN
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde saat 18.30-20.30 arasında Faruk
Yener'in Tarih Boyunca Batı ile Miizik tlişkilerimiz'
konulu söyleşisi ızlenebilir. (292 06 55)
• AKSAJVAT'ta saat 12.30da Rahsaan Roland
Kirk'ün 'The One Man Tvuns" başlıkh caz konseri
video'dan izlenebilir. Tacettin Diker'in Karagöz
Tryatrosu da saat 18.30'da görülebilir. (252 35 00)
•"ISTAJVBUL DE\ LET OPERA VT BALESt saat
20.00'de U\TiyanGuzeri sahneliyor. (251 56 00)
• BİLGİ ÜNİVERSİTESt nde saat 19 30 da 101
Nights adh film göstenlecek. (216 00 00)
• BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ nde
13.00'ten 19.00'adek her saat başı Fatıh Arslan'ın
Karadeniz'den Çeşitieme4er-2 başlıkh belgeselı yer
alacak. (292 39 84)
• CRR'de saat 19.30'da Sergei Kahano\ ve Sibel
Atal'ın viyolonsel-piyano ikilisi dinlenebilır.
(231 54 98)