Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 OCAK 1999 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Tony Oursler'in video heykel ağırlıklı geniş boyutlu sergisi Kunstverein Hannover'de
Fısddayan hareketK îmgeler,..• Oursler, soyutlanmış, deforme edilmiş insan
yüzlerini küçük video projektörlerine kayıt
ettikten sonra bu görüntüleri kukla veya büyük
boyutlu bez bebeklerin üzerine yansıtıyor. Bez
bebeklerin yüzlerine yansıyan, fisıldayan bu
görüntüler video heykelerin en etkileyici yanı.
tülü, komik kimi kez de irkiltici
söylemi hakkında oldukça yetkin,
açıklayıcı bilgiler veren bir ka-
raktere sahip. Öğretici bir sergi
değil, ama sanatçının nelere, han-
gi nedenlerden ötürü ilgi duydu-
gunu izleyiciye aktarabiliyor.
Oursler soyutlanmış. deforme
edilmiş insan yüzlerini küçük vi-
deo projektörlerine kayıt ettikten
sonra bu görüntüleri kukla veya
büyük boyutlu bez bebeklerin
üzerine yansıtıyor. Bıldiğimiz,
en basitinden bez bebeklerinin
yüzlenne yansıyan, fisıldayan,
bağıran, kimi kez tatlı tatlı hikâ-
yeler alan bu görüntüler, sanat-
çının video heykellerinin en et-
kileyici özelliğinı oluşturuyor-
lar.
NECMİSÖ\MEZ
HANNOYER - Özellikle
1980'den itibaren uluslararası
çağdaş sanat söylemi içinde tar-
tışılmaya başlanan "multi-medi-
aT ka\ ramı, hem sanatçılar hem
de izleyiciler açısından yeni an-
latım/tartışmaolanaklannı gün-
deme getirdi. Genç sanatçılarta-
rafından farklı boyutlarda kulla-
nılan bu olanaklan, televizyo-
nun güncel hayatı şekillendiren
etkısinin uzantısı olarak. kökle-
ri 1970'lere dek uzanan bir "de-
neme-bulma süreci"nin uzantısı
olarak yorumlamak yanlış olma-
yacaktır. Tony Oursler'in erken
dönem videolanyla son on yıl-
hksüreç içinde heykel, yerleştir-
me. üç boyutlu düzenleme tek-
nikleri arasında şekıllenen araş-
tırmalan "multi-media sanaa"
içinde önemli bir duruşa sahip-
tir. Kunstverein Hannover "VTde-
otypes, Dummies. Dravvings, Pho-
tographs, Ylruses, Light, Heads,
Eyes and CD-ROıM" başlığı al-
tında sanatçıntn değişik karakter-
li olmakla beraber ağırlığın vi-
deo heykellennde olduğu geniş
bov-utlu bir sergisini izleyicilere
sunuyor.
Tel Aviv ve Wellington'da da
gösterilecek olan bu gezici ser-
gi. sanatçının tiyatro. film, yazın
disıplinlerinden beslenen, gürül-
Son beş yılhk çahşmalan
Sergide birbirine paralel oda-
larda tematik olarak sergilenen
işler on ana grup (Werkgmppe)
etrannda toparlanılmış. Sergi ret-
rospektif bir karakter taşımasına
rağmen ağırlık sanatçının son
beş yıllık süreç içinde gerçek-
leştirdiği çalışmalannda. Ours-
ler'ın 1976'dan itibaren gerçek-
leştirdiği videolanndan oluşan
bir seçki her gün farklı bir prog-
ramla izleyicilere sunulurken bez
bebekler "Dummies'', video hey-
kelleriyse "VTrus" başlığı alrın-
da, sanatçının belli temalar etra-
Tony Oursler'in bir video yerleştirmesi, 1994.
fında "dönerek" oluşturduğu di-
zilere dayalı üretım sistemini
gündeme getinyorlar. "Actions
speak knıder than images" isi m-
li çalışma (1998). günlük yaşam-
da karşılaşılan nesnelerin (kitsch
biblolar, şişeler, zarlar, kuru ka-
fa heykellen vs.) alçı kalıplan-
nın video projektörlerinin önü-
ne yerleştirilmesinden oluşuyor.
Filmlerdeki görüntü bu nesne-
lerin üzerine düştüğünde, ne ol-
duğu anlaşılamayan bir bütün-
lük ortaya çıkıyor. Oursler'n
"Tresn-Fbp" olarak da nitelendi-
rilebilecek olan filmleri bu nes-
nelerin üzerinde gösterilmeye
başlandığında. hem farklı renk-
lerden hem de iniltiye, hınltıya
benzeyen değişik seslerle ve göl-
ge-ışık oyunlanyla zenginleşen
bir video yerleştirmesiyle (vi-
deo-installation) karşılaşıyor iz-
leyici.
hginç CD-ROM projesi
Sadece belirli konular (seks.
politika. şiddet vb.) etrafında dö-
nen v ıdeo çalışmalanna yakınhk
duymuyorum, ama Oursler'in iş-
lerinin etkileyici ve yetkin yanı,
anlatımcılığa düşmeksizin, gün-
cel yaşama gönderme yapma-
dan "saf kurgu" üzerinde form-
lanan bir söylem geliştirmesi.
Sanatçı bunu her zaman gelişmiş
tekniklerle değil, kimi kez "Tal-
king Light" (1996) çahşmasın-
da olduğu gibi yalın bir mekaniz-
mayla da gündeme getirebiliyor.
Karanhk bir odaya girdiğinizde
heyecan verici bir hikâye anlatan
erkek sesinin şıddetine göre fark-
lı sürelerle yanıp sönen bir am-
pulle karşılaşıyorsunuz. Sesler. hı-
nltılar. mınltılarbu karanlıkoda-
da adeta ımgeye dönüşüyorlar.
Bu odanın hemen yanında. bez
bebek kafalan (Heads) ve "Göz-
ler" (Eyes) dizisine ait işler yer
ahyor. "l 996-98 arasında farklı
formlarla şekıllenen "Gözler"
dizisine ait işlerin temel mantı-
ğı. sadece insan gözlerinin oldu-
ğu video projeksiyonlannm ka-
ranlık odalar, yuvarlak tahtalar
üzerine yansıtılmasından oluşu-
yor. Kirpiklerin ınip kalkması,
göz bebeğınin her kıpırtısının iz-
lendiği bu yerleştirmelerde izle-
yiciyi daha ilk bakışta etkisi al-
tına alan bir sihir, açıklanması
zor bir çekicilik var.
Hannover sergisinin önemli
özelliklerinden biri de sanatçının
New York, Boston, Londra sokak-
lanna bırakılan eşyalan, nesne-
leri konu alan büyük boyutlu,
renkli fotoğraflan. Bu işlerde gö-
rülen nesneler, Oursler'in video
yerleştirmelerine, filmlerine gön-
deride bulunurken aynı zaman-
da sanatçının "güncel gerçekügi''
farklı metodlarla "yorumlaya-
büdiğmranımsanyor. Video yer-
leştirmelerinde sıkça gördüğü-
müz " Bu bana gönderme yapar,
bu şudur" dıyerek işaret parma-
ğını sallayan bir eğilimi yok sa-
natçının. "FantasticPrayers*'is-
mini taşıyan CD-ROM projesi
serginin en ilginç işlerinden bi-
nni oluşturuyor. En gelişmiş med-
ya tekniklerinin yardımıyla oluş-
turulan bu çalışma. bırkaç "ük-
latmavla" son derece etkileyici
sanal bir dünyanın ortasına taşı-
yor izleyiciyi. Sanatçının fotoğ-
raflanndan, desenlerinden. vi-
deolanndan, şarkı ve şiirlenn-
den oluşan, hareketli. sesli bir
bütünlük. yaklaşık olarak bir sa-
at boyunca kullanıcıya klasik sa-
nat ürünlerinde gözlenmeyen bir
zenginlik getirmekte. Yeni bir
yüzyılın eşiğinde farklı yorum
tarzlannı gündeme getiren sanat
yapıtlan "gelecek" hakkında en
önemli ipuçlannı veren birözel-
liğe sahiptir. Tony Oursler'in ser-
gisini gezerken çoğu kez gelece-
ğe ait, ama tanımlanması zor bir
zaman dilimi içinde olduğunuz
hissine kapılıyorsunuz.
Tuna Baltacıoğlu, 'Yeni Adam Günleri 'nde Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu 'nu ve o dönemi anlatıyor
Kültüriçin 50yd süren onuHu birsavaş
•Jnivcsitesi
'YağmurdaDÖnce'-MachoManchevski
'80 ve '901ı
yıllann filmleri
gösterilecek
Kültür Servisi - îstanbul Bilgi
Üraversitesi'nde Kasım ve Aralık
aylan boyunca gerçekleştirilen
sinema gösterimleri Ocak aymda da
yeni bir programla sürüyor.
230 kişilik Dolby Stereo donammlı
sinema salonunda Türkçe altyazıh
olarak yapılan gösterimlerde bu ay
80'li ve 90 "lı yıllann filmierine
ağırlık veriliyor. Programda,
Christopher Hampton, Jlm
Sheridan, Alan Parker, Atom Egoyan,
Steven Soderfoergh gibi
yönetmenlerin en önemli yapıtlan
yer ahyor.
'Bilgi'de Sinema' gösterimlerinde
gelenek haline getirilmesi
kararlaştmlan Türk sineması
bölümü ise bu ay Atıf Yılmaz'ın
filmleriyle sürüyor. Ay sonunda
Yılmaz'ın program kapsammda yer
alan filmlerinin tartışılacağı bir de
panel düzenlenecek. •
Bilgi Üniversitesi'nin Ocak ayı
gösterim programında Christopher
Hampton'm Carrington, Jim
Sheridan'ın Sol Ayağım, Alan
Parker'm The Commitraents, Atom
Egoyan'm The Svveet Hereafter.
Steven Soderbergh'in Sex, Lies and
Videotype ve Kafka. Aöf Yılmaz'm
Adak, Selvi Boylum Al Yazmalım ve
Bir Yudum Sevgi, Mifcbo
Manchevski'nin Yağmurdan Önce,
Paul Thomas Anderson'ın Boogie
Nights, Agnes Warda'nra 101
Nights, Baz Luhrmann'ın Strictry
Ballroom. Stephen ElHot'ın The
Adventures of Priscilla, Pteter
Medak'ın Romeo is Bleeding, Bnıno
Nuytten'irı Camille Claudel. Paul
Cox'un E.xile, Darrefl James
Roodt'un Sarafina, VTncent W»rd'm
Map of the Human Heart adlj
filmleri yer alıyor. Gösterim gün ve
saaileri hakkında bilgi almak için
0 212 216 00 00 numaralı telefona
başvurabiürsiniz.
ÖVGÜ DOĞANGÜN
» 4»mayü Hakkı BalUao^Uı'nun oğlu
Tuna Baltacıoğlu, Yapı Kredi Yayınla-
n'ndan çıkan 'Yeni Adam Günleri'nde
1934'te başlayıp yaklaşık 50 yıl süren bir
kültürel hizmeti, bir yazın serüvenini ve
kültür adına verilen onurlu bir savaşı an-
latıyor.
1933'telsviçre'dengelenpedagojipro-
fesörlerinin. darülfünunu üniversiteye dö-
nüştürmeye yönelik olarak hazırladıkla-
n rapor sonucu görevlerinden uzaklaştı-
nlan 157 öğretim görevlisinden biri de;
o dönemde eminlik (rektör) görevinde
olan lsmayıl Hakkı Baltacıoğlu. Bu olay-
la işsiz kalan Baltacıoğlu, içindeki kül-
tür aşkını tatmin etmek ve eğitimci yapı-
sını da korumak adına 'Yeni Adam' adın-
da bir fıkir gazetesi çıkarmaya karar ve-
rir.
Tanıttıgı genç yetenekler vardı
Gazetenin çıkışına neden olan olay, ya-
ni Baltacıoğlu'nun görevinden uzaklaş-
tırılması, belki hayal kınklıklanna ve
uzun süren sıkıntılara neden olmuş; an-
cak Türk basınına 'Yeni Adam" gıbı: ti-
yatrodan karikatüre, resimden şiire, eği-
tim ve pedagojiden eleştiriye dek uza-
nan çok yönlü kültürel bir deger kazan-
dırmış. 'Yeni Adam'; ÖhamiBekirTez'in
de gazete ile ilgili görüşlerini açıklarken
belirttıği gibi. Baltacıoğlu'nun üniversi-
tede yaptığı hocalığı daha iyi, daha faz-
la ve geniş olarak sürdürmesini sağla-
mış. Bunun en iyi ömeği ise o yıllarda 'Ye-
ni Adam'da yer alan okuyuculara akade-
mik bilgilerin verildiği. 'Halk Üniversi-
tesi' köşesi.
Tuna Baltacıoğlu Yeni Adam'da küçük
yaşta başladığı yazın hayatını Son Posta
ve Akın gazetelerinde sürdürmüş. 1946'da
Memet Fuat'la birlikte 'Aşk ve Sümük-
lüböcek' adlı bir hikaye kitabını çıkaran
yazar, daha sonraki yıllarda yazın haya-
tına köşe yazarlığı, ansiklopedi ve dergi
çalışmalanyla devam etmiş.
Yeni Adam günlerini bire bir yaşayan
ve babasının kurduğu bu fıkir gazetesiy-
le adeta birlikte büyüyen Tuna Baltacıoğ-
lu şimdi o dönemi 'Yeni Adam Günleri'
isimli kitabında tüm aynntılanyla gözler
önüne seriyor. Tuna Baltacıoğlu üe 'Yeni Adam Gün-
leri' ve lsmayıl Hakkı Baltacıoğlu hakkında konuş-
tuk:
- 'Yeni Adam'ı tüm yönleriyle ve aynnblanyla
bugün okuyucularla buluştururken 70 villık bir ta-
rihi gün ısıgına çıkarmış oluyorsunu/. O dönemle-
re ait detaylan yakalav ıp bir kitap haline getirmek
ne kadar sürdü ve kitabı oluştururken nasıl bir ça-
lışma yürüttünüz?
Kitabm yazım aşaması 6 ay kadar sürdü. Önce-
likle Yeni Adam koleksiyonlanndan faydalandım;
aynca benim kafamda olan, yaşadığım olaylar ve
çeşitli anılar, anekdotlar vardı, onlan aktardım. Ye-
ni Adam'ın ne olduğunu göstermesi gereken Ye-
ni Adam'da yer almış çeşitli yazılar vardı. onlar-
dan alıntılaryaptım. Babam öncelikle pedagog ve
eğitimci olarak anılırdı, gazetede de özellikle eği-
tımle ilgili yazılar yer alırdı, onlan kullandım.
Onun dışında da yine o çağı yaşamış olan Memet
Fuat, Hüsamertin Bozok, Aziz Nesin gibi kişilerin
gerek sözlü olarak bana anlattığı gerekse yazıla-
nnda ya da kıtaplannda bahsettikleri anekdotlan
kullandım.
-Çetin Altan biryazısında 'Yeni Adam'dan bah-
sederken;" 1945'te hafta sonlan yazdığım ufak te-
eni Adam, Baltacıoğlu'yla
özdeşleşmişti. Babamın sınırsız
bir ilgi alanı vardı; eğitim,
resim, hattatlık, pedagoji,
Karagöz, tiyatro. roman, öykü
hatta marangozlukla bile
yakmdan ilgilenirdi. Bu açıdan
'Yeni Adam' da onun gibi çok
yönlü bir gazete olmuştur.
fek yazılan Yeni Adam'a götürürdüm, hafta da bir
de olsa Babıâlfde iki odalı bir dergi yönetim evi-
ne gıdip gelmenin paha biçilmez mutluluğu vardı
içimde" diyor. Yeni Adam'ın gençyeteneklercolan
bakış açısını biraz anlatır mısınız?
Yeni Adam her türlü fikre ve düşünceye açık bir
gazeteydi. babam gazeteye gönderilen bürün ya-
zılan değerlendirirdı. yazı kimden gelirse gelsin gön-
derenin tanınmış ya da tanınmamış olmasına önem
vermezdi, değeri varsa yazının, muhakkak koyar-
dı. Hiç tanımadığı kimselerden gelen yazılan. re-
simleri, karikatürleri bile değerlendirirdi. Yeni
Adam'ın tanırtığı genç yeteneklerin içinde Bedri
Rahmi, Abidin Dino. Hüsamertin Bozok, Fikret
Mualla. Aziz Nesin gibi birçok yetenek var.
'Yeni Adam' haftalıkfikirgazetesiydi
-" \'eni Adam" a baktıgımızda çok yönlü bir gaze-
te olduğunu görüvoruz. Günümüzde bö\ le bir gö-
revi üstlenen benzeri bir yavin organı var mı sizce?
Ben bugün öyle bir yayın organı göremiyorum.
Bugünün koşullanyla o gün çok farklı elbette. bu-
gün çok dergi çıkıyor, o zaman örnekler çok azdı
Servet'ı Fünun. Kadro ve Yeni Adam vardı yalnız-
ca. 1934-46 arası Yeni Adam o çağın bir sembo-
lüydü. Babamın ilerici yönü ve modern eğitimi
savunması. demokratikliği o dönemde Ye-
ni Adam'ın tercih sebepleriydi. Yeni Adam
Baltacıoğlu'yla özdeşleşmişti. Babam ger-
çekten çok yönlü bir insandı; 'Yeni Adam
Günleri'nde de bahsettiğim gibi, sınırsız
bir ilgi alanı vardı; eğitim, resim, hattat-
lık, pedagoji, Karagöz, tiyatro, roman, öy-
kü hatta marangozlukla bile yakından il-
gilenirdi. Bu açıdan 'Yeni Adam' da onun
gibi çok yönlü bir gazete olmuştur.
- 'Yeni Adam Günleri'nde sizin de yer
verdiğiniz bir ankette Yeni Adam'la ilgili
düşüncelerini açıklayan Şükufe Nihal, o
dönemde Yeni Adam için; 'Birçok gazete
ve derginin üç beş haftadan fazla yaşaya-
madığı birülkede gürültüsüz. iddiasız, an-
cak kendı kendıne dayanarak çıkan bu ga-
zetenin varlığını böyle uzun yıllar göster-
mesi bir ciddiyet ve istenç mucizesidir'
diyor. Yeni Adam'ın, bu kadar beğenilme-
sine rağmen niçin zoriu bir yayım havatj ol-
du sizce?
Babam Temmuz 1933'te üniversiteden
atılarak açıkta kaldığında ocak ayına ka-
dar ne yapacağını düşünmüş, en sonunda
bir gazete çıkarmaya karar vermiş. Anka-
ra Gazı Enstitüsü'nde hocalık yapan arka-
daşlan; Nurullah Ataç ve Ahmet Hamdi
Tanpınardadesteklemışler; "Bizseninya-
nındayız, hiç merak erme destek verip yar-
dım ederiz" diyerek güç vermişler ancak
daha sonra bu desteğin pek arkası gelme-
miş... Ama çıkardıktan sonra çok yardım
edenler de var elbette. Abidin Dino, Hü-
samettin Bozok, Mahmut Yurter, Bedri
Rahmi uzun süre çok yakınhk göstermiş-
ler. Babam o dönem çok zor günler yaşa-
mış; üniversiteden atılmış, parası yok, ga-
zetenin maddi açıdan yeterli olup olmaya-
cağı belli değil... Tabii ilk yıllar çok zor geç-
miş. hatta bir ara matbaaya bile borçlan mış
ve kapatma noktasına gelmiştik ancak mat-
baacınm da yardımlanyla devam edebil-
miştik. O zaman zaten bir fikir gazetesi-
nin çok büyük bir tiraj yapması mümkün
değil, oradan gelen parayla hem ailesini ge-
çindirecek hem gazeteyi ayakta tuta-
cak...Zorluklarhep maddi kökenli yani.
Eğitim sistemi sorunu hâlâ aynı
- Birçok kişi Yeni Adam'dan dergi dive
bahsetse de Baltaaoglu hep gazete olduğu-
nu savunmuş. Bunun nedeni nedir?
Babama göre gazete; günlük haberleri, günlük
olaylan veren birbasın organı, dergi ise genel olay-
lan, genel yazılan içeriyor. Yeni Adam haftalık ol-
masına karşın, günlük olaylan ele alıp eleştirdiği
onlan tanıttıgı için gazete statüsünde olmahdır.
Babam Yeni Adam'dan daima haftalık fikir gaze-
tesi olarak bahsederdi.
-"Yeni Adam Günleri'niyazarken genel olarak
amaçladığınız hedefîniz neydi?
Benim için Yeni Adam'ın ve o günlerin büyük
anlamı vardı, bunlan herkesle paylaşmak istedim.
O dönemde çekilen zorluklan, yaşanan olaylan
aktarmak istedim 'Yeni Adam Günleri'nde; zama-
nında Jsmayıl Hakkı Baltacıoğlu'nun da şiddetle
üzerine gittiği, kurcaladığı eğitim sisteminden,
özellikle de sınav anlayışından çok bahsettim. As-
hna bakılırsa babamın o dönemde savunduğu gö-
rüşler hâlâ tam olarak anlaşılmış değil bence. Bu
yüzden hâlâ geçerliliğini koruyan bu eğitim siste-
mi sorununa kitapta büyük yer verdim, babamın
'Yeni Adam'da çıkan yazılannı alıp koydum. K.İ-
tabın amacı da zaten lsmayıl Hakkı Baltacıoğ-
lu'nu, 'Yeni Adam'ı ve o dönemin yaşanılan ay-
nntılannı; perde arkasmdaki kahramanlan tanıtmak,
o heyecanlan okurla paylaşmaktı.
BU AŞAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
200 Yıl Öncesinden Gelen
Ses, Şeyh Galib'in Şiiri
"Zannetme ki şöyle böyle bir söz, ^
Gel sen dahi söyle böyle bir söz."
Klasiklerimizi anarken onlann yapıtlarındaki ya-
şar damarların zamana yenilmediğinı anlatmak
için benimsediğim iki sözcük var: Eskimeyen es-
ki.
Mimann yarattığı saray, cami gibi eski yapıtlar-
dayaşarlılık dışımızda kalmıyor. Yeni yolların uza-
ğında bırakılmış olsalar bile kaç yüzyıl öncenin
köprüleri geçmiş dönemi somutluyor bıze. Rad-
yomuzun düğmesıni çevirince Hri'nın, Dede Efen-
di'nin ezgileriyle yeniden birlikte olabılıyoruz.
Çünkii yaşamla dolaysız ilgilen var onlann.
Oysa, edebiyattaki -hele şiirimizdekı- eskimeyen
eski, okul dışına ancak şairlenn beğenilerini kaza-
nabilmişse çıkıyor.
Bir önceki şiir yaratılanndan bir sonrakine uza-
yıp giden kesintisiz akış bu. Sürecı belli yasalarca
belirlenen.
Yazarken düşünüyorum, başlıkta adını andığım
Galib, ölümünden zamanımıza değin uzanan iki
yüzyıl boyunca kaç şairin belleğınde var oldu di-
zeleriyle. Onlara yeni yeni dizeler esınledi.
Şeyh Galib.-Fransa'da 1789 Devrımi ınsanla--
nnın temel haklannı gündeme getırdiği yıllar- Ye-
nikapı Mevtevihanesi'nde çılesini doldurarak Mev-.
lana'dan kendisine kadar gelen felsefenin doğrul-'
tusunda öteki divan şairlerinin çoğunun ayırdına
varamadığı bir gerçeğı özümsemiştı; Mevlana'nın
deyişiyle insanın "düşünceden ibaret" olduğu ger-.
çeğini.
Yaşadığı 1757-3 Ocak 1799 arasındaki 42 yılda-
Osmanlı Imparatorluğu'nun durumunu anımsaya-
lım.
Gerileme, savaş yenilgileri sonucu değil, yenıl-
gilere neden olan çürümeden kaynaklanmamış
mıdır? Devleti ayakta tutan kurumlarda. medrese-
de çürüme, tek besleyici kaynak toprakla emek iliş-
kilerini düzenleyen yapıda çürüme, padişahlık ku-
1
aımunda çürüme.
Şeyh Galib'in Batı'dakı teknık gelışmelen göre-
bilen bir padişahla, III. Selim'le yakınlığını biliyo--
ruz.
lll.Selimdeğişmezorunluluğunualgılayarakye--
niyi kurumlaştırmak ıstiyordu. Galib şiirinde ger-
çekleştirmeye çalıştı bu değışmeyi.
Edebiyat tarihçileri. Nedim gibi şarkılar yazarak,'
daha geniş bir krtlenin, şehirli halkın beğenisme yak-
laşmak istediğini söyiemişlerdi. Doğrudur (aslın-^
da kimi gazelleri için de ileri sürülebilir bu yargı).*
Bu türden dizeler yazması sözcük darlığından ve
yıpranmış mazmunlardan kurtulması yolunu açmış-
tır Galib'e.
"Ey Nihâltişve bir nev-res fidânımsın benim '
Gördüğüm gündenberiı hâtır-nişânımsın benim t
Sen ne hâcet kim diyem ruh-i revânımsın *
benim
Gizlesem de, âşikâretsem de cânmsmt>enim>. "%•>
Bir örnek olarak verdiğim şairin bu dızelerıne;
bakarak klasik şiirimizde yeni bir dönemin öncü-
sü olduğunu söyleyebilir miyiz? ,
Birincil özelliği insana bilgece yaklaşımını şiiri-*
ne yansıtabilmesidir Galib'in.
Mevlana'da insan, gören, gördüğünü yorumla-.
ma nitelığiyle çıkıyor karşımıza. "
"Gör, gör ki sende yalnız bu görûş, bu bakış işe
yarar. Bundan ötesini sorarsan yağsın, etsin, ilik',
ve sinirden ibaretsin." (Mesnevı VI. sf. 118-lzbu-'
dak) '
Şeyh Galib'de de gören, düşünen, dünyadakı ye-
rini algılayan somut bir varlık olarak veriliyordu in-^
san. Nice sorgulamalardan, hesaplaşmalardan ge- •
çerek şairce düşünürlüğe ulaşmanın sonucu.
Okuyalım:
"Sendedir mahzen-i esrâr-ı muhabbet sende l
Sendedir ma 'den-i envâr-ı fütüvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Marifet sende, hüner sende, hakıykat sende.
(
Nazar etsen yer-ü gök dûzah u cennet sende -
Arş ü kürsiyy ü melek sendedir, elbet sende. •
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-f dîde-ı ekvân olan âdemsin sen." '•>
(Sevgi sırlannın mahzeni, o sırlar, hazınelerinin,
konduğu yer sendedir, sende. Erlik, yığıtlik nurla-
nnın madeni sendedir, sende. Gizli gizli daha nice-,
ruh halleri var sende. Tanıyıp anlayış sende, hü-
ner sende, hakikat sende. Baksan görursün ki,
yer de. gök de, cehennem de, cennet de sende.
Arş da sende, kürsi de sende, melek de elbet sen-?
dedir, sende.
Kendine bir hoşça bak, âlemin özüsün sen, var- î
lıklann gözbebeği olan insansın sen.) (Abdülbaki,
Gölpınarlı) ,
Kendisınden sonra gelen şairleri yalnız şiırinin ya-'
pı özellikleriyle etkilemedi Şeyh Galib. Içeriğıyle de ^
yeni çizgenler açtı önlerinde onlann. Abdülbaki,
Gölpınarlı, Tanzimat ve sonra gelen kuşakların şa-.«
irierini etkilediğini yazmıştı. Bence, XIX. yüzyılın'
okumuşlarına düşünmeyi, kim olduklarını sorma- ^
yı da öğretti Şeyh Galib. İ
İki yüzyıl öncesinden gelen sesin belirgin niteli-';
ği budur sanıyorum.
Bakalım, kaç fakültemizde "semıner"]er düzen-^
lenecek adına? ,
Kültür Bakanlığı ne gibi etkinliklere öncü ola-;
cak? «
e-posta: skurdakulıa superonline.com
Avusturya Kültür Ofisi'nde
keman ve piyano dinletisi
• Kültür Servisi - Avusturya Kültür Ofisı
(A Kültür), bugün yeni yılın ilk sergisini ve
konserini Galeri Palais Yeniköy salonlannda
Istanbullulara sunuyor. Türkiye Güzel Sanat Eserleri
Meslek Bırliği'nın (GESAM) üyesi olan 26
sanatçının yapıtlanndan bir kesıt sunan sergi. saat
19.00'da açılacak. Sergi açılışının ardından saat
20.00'de Tuba Bayav (keman) ve Eser Bilgeman'ın
(piyano) Bach. Elgar, Mozart ve Bruch'un
yapıtlannı yorumlayacaklan dinleti yer ahyor.
Îstanbul Oniversitesi Devlet Konservatuvan Keman
Bölümü öğrencisi olan Bayav. Akbank Oda
Orkestrası'nın sürekli üyesi. Çeşitli
yanşmalarda pek çok ödül kazanan Eser Bilgeman
ise halen Îstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan'nda görev yapıyor.