24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM 11 hükümeunden ahlak el kitabı' • LONDRA (AA) - Ingiltere Dışişleri Bakanlığı, yurtdışında faaliyet gösteren şirketler için "ahlak el kitabı" hazırlıyor. Financial Times gazetesinin haberine göre. Dışişleri Bakanı Robin Cook, kitapçıkta özellikle çocuk emeğinin sömürülmemesi ve çevrenin korunması gibi konularda hassas olunmasının tavsiye edilmesini istedi. Gazete, "ahlak el kitabı"mn çevre konusunda duyarlı ve sorumlu BP, Shell gibi şirketlere, International Alert gibi hayır kurumlanna danışılarak hazırlanacağını kaydetti. Milletterarası anlaşmalar onaytandı • ANKARA(AA)- Bakanlar Kurulu. Türkiye'nin Ispanya, Hollanda, ve Cibutu hükümetleri ile imzaladığı işbirliği anlaşmalannı onayladı. Söz konusu anlaşmalar. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Türkiye ile Hollanda arasmda imzalanan Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı Protokolü ile karayolu taşımacılığının geliştirilmesi amaçlanırken Ispanya Kralhğı'yla imzalanan KOBÎ'lere Ilişkin Konularda İşbirliği Mutabakat Zaptı'yla da. KOBl'lerleilgiliortak çıkarlann korunması hedefleniyor. Cibutu ile imzalanan Ekonomik ve Ticari llişkilerin Geliştirilmesine ilişkin anlaşma ise ticaret hacminin arttınlmasını öngörüyor. GAP'a yılın ilk kredlsi Şanlıurfa Valisi Şahabettin Harput, Şanlıurfa ve Harran ovalannda yürûtülecek 7 ayn proje için Dünya Bankası'ndan lOOmilyon dolar kredi sağlandıgını bildirdi. Vali Harput, yürûtülecek çalışmalarla ilgıli Dünya Bankası normlanna göre projeleri, Japonya'nın Oklahoma State Üniversitesi'nin hazırlayacağını kaydetti. Ovalarda tarla için ve köy geliştirme olmak üzere iki ana ayn grupta 7 proje yürütüleceğini belirtea Harput. projelerin maliyetinin de 175 milyon dolar olacağını ifade etti. Ankara-İstanbul demiryolu •ANKARA(AA)- Ankara ile Istanbul arasında mevcut demiryolunda yapılması planlanan rehabilitasyon çalışmalanna yönelik olarak önümüzdeki günlerde uluslararası düzeyde ihale açılacak. Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı ilgili kuruluşlar tarafından proje çalışmalan yürütülen ve 'hızlandınlmış Tren' projesi olarak tanımlanan Ankara-İstanbul çift hat demiryolu rehabilitasyon projesi için DPT'den yarınm onayı almdı. Ankara ile lstanbul arası demiryolu ulaşımıru 4.5 saate indirecek olan proje için yaklaşık 235 milyon dolarlık harcama yapılması planlanıyor. Söz konusu hattın en geç iki yılda tamamlanması öngörülüyor. TTK'nin zararı • ZONGULDAK(AA)- Türkiye Taşkömürleri Kurumu (TTK) Genel Müdür Vekili Ismail Verimbaş, kurumun 1999 yılındaki zarannın 109 trilyon olarak gerçekleşmesınin beklendiğinı bildirdi. Verimbaş. yaptığı açıklamada. TTK'nin 1997 yılı zarannın 54 trilyon lira olduğunu anımsatarak, 1998 yılı tahmini zarannın ise 74 trilyon lira olacağını bildirdi. 3-1 Ofc- Karadeniz'e feribot iskelelerinin yapımı, nakliye maliyetlerini yüzde 30 azaltacak 'Demiryolu ticaretin catı damarı'• Batum Demiryolu Feribot tskelesi'nden, şu anda Varna ve Illıchevsky"ye ayda dört sefer yapıîıyor. Türkiye'nin yarar sağlaması için Marmara Denizi'nde taşımacıhğın demiryolu ile devam edebileceği bir liman yapılması gerekiyor. Ancak TCDD yetkililen bu konuda harekete geçmiyor. NÎLÜFERŞENSÖZ Türkıye'nın dış ticaretinde bü- yük öneme sahip Rusya ve Orta Asya ülkelerine. demiryolu feri- bot iskelelen aracılığıyîa yapıla- cak olan ticaretin maliyetleri dü- şüreceğı ve bu bölgeden yapıla- cak ihracatın yüzde 30 oranında artacağı kaydediliyor Türkiye'nin ilk demiryolu taşımacılığı yapan şirketi Şener Arda Şirketler Gru- bu Başkanı Şener Arda. Rusya ve Orta Asya ülkelerine yapılan ta- şımacılıkta demiryolu feribot is- kelelerinin önemine işaret ede- rek. "Türkiye'nin nakliye sonınu çözülürse ihracatı artar" dedi. Geçen haftalarda Gürcistan'a Gürcistan'tn Batum kentinde geçen haftalarda yapım ve işletmesini bir Türk şirketinin üstlendiği demiryolu feribot hattı açtldı. Trabzon'dan öneri 'Kıyı ticareti başlatılmalı' TRABZON (AA) - Trabzon Tica- ret ve Sanayi Odası Yönetim Kuru- lu Başkanı Mazhar Afacan. başta Rusya olmak üzere BDT üyesi ülke- lerle ticarette onaya çıkan krizin Do- ğu Karadeniz Bölgesi'ni giderek da- ha fazla etkilemeye başladığma dik- kat çekerek, krizin atlatılması için kı- yı ticaretinin yeniden başlatılması ge- rektiğini söyledi. bağlı Özerk Acaristan Cumhuri- yeti'nin Batum kentinde açılan demiryolu feribot iskelesinin in- şaatını yapan ve işietilmesini üst- lenen Şener Arda. sorulanmızı yanıtladı: - Orta Asya ülkeleri ile ticaret- te demiryolu taşımacılığınm öne- mi nedir? - Rusya ve Rusya'dan aynlan ülkelerin birözelliği var. Oradata- şımalann yüzde 9O'ı demiryoluy- la. Dolayisıyla siz buradan kam- yonlannızı gönderdiğinizde bir macera yaşıyorsunuz. Demiryo- luyla çok ııcuza nakliye yapabilir- siniz. Ülkemizin yöneticilen bu- nu ciddiye almıyor. Bu durumu gören tek kurum Dışişleri Bakan- lığı. Anıa L laştırma Bakanlığı ve TCDD hıçbir şe\ yapmıyor. - Orta Asya ve Kafkas ülkeleri- ni diinya limanlanna bağla> acağı sövlenen Batum feribot iskeiesi nasıl açıldı? - Türkmenistan büyükelçisiyle görüşmemizde. Türki cumhuri- vetlerin yukanda Rusya. aşağıda Iran'la ablukaya alınmış halde ol- duğunu ve bu durumun bir çare- sini bulmak gerektiğıni söyledı. Bende ona Gürcıstan da Poti veya Batumcla bir feribot iskeiesi ve onun karşılığındada Marmara De- nizi'nde bir liman yapılırsa vagon- lann iki liman arasmda gidip ge- Mali sıkıntıyı aşmak için Ataköy'deldarsalarını satmaya çalışıyor • TOKI kaynak arayışında HAZALATEŞÇAKIR Toplu Konut Idaresi (TOKİ) 1998 yıhn- da 15 konut projesinin yapımını başlatırken yeni yıla kaynak sıkıntısıyla giriyor. TOKÎ Başkanı Mehmet Kemal Ünsal, 1998 yılın- da 55 bin konuta kredi açtıklannı belirtirken lstanbul Halkalı'daki arsanın satış gelirinin geri dönmemesi nedeniyle 7 trilyon lira tu- tannda bir sıkıntı yaşadıklannı bildirdi. TOKt Genel Müdürü Mehmet Kemal Ün- sal. 1998 yılında yapımma başlanan inşaat- lann devam ettiğini kaydederek kooperatif kredilerinin ödenmesinde yaşanan sıkıntı- lann da en kısa zamanda aşıiacağını söyle- di. Yeni yıla girerken Deviet Sulşleri. Ka- royollan Genel Müdürlüğü gibi birçok ka- mu kuruluşunun kaynak sıkıntısıyla karşı karşıya olduguna yönelik duyumlaraldıkla- nnı belirten Ûnsal. "1999 bâtçesinden gele- cek kaynak dışıhda geçmiş ytflardaki saülan kooudann geridönüşleride var. Stkıntılaraşt- iacak" diye konuştu. TOKrnin kurulduğu günden 1998 yilına kadar toplanı 6-7 bin konut üretimi yapıldı- ğını belirten Ünsal. "Biz geçen >ıl içinde 15 bin konut üretirni başlatnk. Bunun 10bini An- kara Eryaman. İstanbul Halkalı, Samsun ve Kars'ta." Ve 9 bin 500"ü satıkir dedı İstan- bu! Haikalı konutlannın satışındaki geri dö- nüşlerin gecikmesi nedeniyle 7 trilyon lira- lık bir sıkıntı yaşadıklannı kaydetti. Cnsal. TOKI, Emlak Bankası'nda bulunan Konut Edindirme Yardımı hesabında nemalarla birlikte 170 trilyon liraya varan parayı tahsil etmeye çalışıyor. kuruiacak hükümetin konut politikası doğ- rultusunda yeni ihalelere gideceklerini an- Jattı. Buarada TOKİ Emlak Bankasrndabü- lunan Konut Edindirme Yardımı hesabında 'ıfömalarla birlikte 170trilyon liraya varan na- rayı tahsil etmeye çalışıyor. Ünsal. bu konu- ya ilişkin olarak da şunları söyledi: "Bu pa- ra çalışanlann, emekli,dul ve yetimkrin. TO- Kt bunu kullanma, denetfeme vttkisine sa- hip. Birikim de Emlak Bankasrnda. Bu ko- nuda ciddi talep gelmeyince 1993 yılına ka- dar fonda birikri. Bankatar Yasası'na göreyüz- de 50 oranında nemaiandırıldı. 170trilyon fr- ra civarında biriktL Parası biriken, 75 met- rekareden küciik ev\ apnıak Lstoenltrin ev- rakiannı onaylıyonı/, Emlak Bankası öde- me yapfyor. Bu konuyu gündemegetirdik, Em- lak Bankası'yla bu konuda çalışma yapıyo- ruz." tstanbul Ataköy'deki TOKl'ye ait olan ar- sayı satamadıklannı kaydeden Ünsal. "19 flrmadan 3ü konsorsiyumla teklif getirdi. Çalışma sürüyor. Ekpertizdeğerinin iizerin- de teklif var. O da doTeye girerse 30 rrihon liranın üzerinde kaynak gekcek" diye konuş- tu. TOKİ Toplu Konut Fonu gelirlerinin he- saplandınlma oranlannm da Konut Edindir- me Yardımı hesaplanna yansıtılabileceği dü- şüncesiyle gelir ortaklığı senedi ihraç edil- mesini ve bunlarih KEY hesapfânna aktanl- masını planlıyor. Gelir ortaklığı senedi için TOKl'nin yurttaşlardan 10 yıl içinde tahsil edeceği 100 trilyon lirahk alacagın teminat gösterilecegi belirtiliyor. leceği ve demiryoluyla devam ede- bileceği bir proje önerdim. Büyü- kelçi projeyle çok ilgilendi. Ba- tum'da demirvolu feribot iskeiesi yapmaya karar verdik. Böylece yüzde 49 ortaklığı bizim. yüzde 51 ortaklığı Gürcü şırketlerin olmak üzere iskele açıldı. - Demiryoh] feribot iskeiesi şu an- da nerelere çahşıyor? Türkiye'de \apma\ı diişündüğünüz tesis ne zaman faaliyete geçecek? - Vama ve Ilhchevsky"ye çalı- şıyor. Batum Demiryolu Feribot ts- kelesi'nin yapımma başladığımız zaman TCDD yetkililerine bu ıs- kelenın stratejik bir yer olduğunu ifade ettik. Eğer siz de bunun kar- şılığını Izmit Derince'deyaparsa- nız Türkiye çok önemli bir düze- ye gelir dedik. TCDD ise projeyi fizible bulmuyoruz dedi. Ancak öğrendiğımize göre bu konuda bellı bir araştırmaları olmamış. lstanbul'dan Aşkabat'a 35-40 gün- de demir\'oluyla gidiliyor. Kaza- kistan'ın Almaata kentine ise 45- 50 günde gidiliyor. Eğer Derince'de feribot iskeiesi olursa Aşkabat'a 10 günde. Almata'ya 14 günde gidilır. Almata'ya demiryolu nak- liyesinin maliyeti. kamyon nakli- yesine göre yüzde 3 5 daha düşük. - Derince'deki iskele yapdacak mı? - Klor Alkali Fabrikası'nın sa- hasında demıryolu feribot iskeie- si yanılmak üzere teşebbüse geç- tik. Izmit Belediyesi izin verdi. Şu anda İzmit Valiliği'nde bekli- yor. Ancak geç kalmamahyız. Geç kalırsak treni kaçınnz. Şu anda Vama ve illıchevsky'ye ayda dört sefer yapıyoruz. Müşteri alıştığı hatta çalışmaya başlarsa, yeni bir hat açıldığında maceraya girmek istemez.. o yüzden bir ay içinde izin almalıvız. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ ERGtNYILDIZOĞLU LONDRA ergin" ergin.demon.co.uk "Avrupa şimdi artık tek bir sesle konu- şabiliyor. Siyası bırtığe gidecek olan ikin- ciaşamaya geçiyoruz. Bence bu ekono- mik birliğin doğrudan bir sonucudur. Böylece Avrupa uluslararası arenada lı- der bir rol oynayabilır, hatta ortak bir sa- vunma stratejisi bile benimseyebilir. Bun- lar salt Euro 'nun yaşama geçmesinden çok öte ve Avrupa açısından yeni bir başlangıcı haber veren gelişmelerdır." Avrupa Komisyonu Başkanı Jacques Santer'in bu sözleri bugün (pazartesi) başlayan sürecin taşıdığı olasılıklar ve buna bağlanan umutlar üzerine bir fikir veriyor. Ancak yine aynı ıfadelere baka- rak ashnda Avnjpa'nın sonu bugünden belli olmayan büyük bir serüvene atıldı- ğını söylemek de mümkün. Elitlerin projesi Euro Birçok gazetecı, Avrupa halkının, Eu- ro'nun doğuşundan daha çok yılbaşı eğ- lenceleriyle ilgilendiğini, bu kadar büyük bir adımın oldukça sakin ve yaşamlarını etkileyeceği krtlelerin ılgisınden yoksun bir biçimde atıldığını bildiriyorlardı (The In- dependent, 02.12.1999). Bugüne kadar yapılan kamuoyu yoklamalarının da istık- rarlı bir şekilde, Avrupa halklarının Euro projesine kuşkuylayaklaştıklarını göster- diğini de biliyoruz. Buna rağmen Avru- pa'nın siyasi liderleri, "Halklarımtz Eu- ro'nun faydalarına henüz ikna olmamış olabilir, ama bir kere Euro'ya geçtikten sonra zaman içinde bunun faydalannı kavrayacaklardır" mantığıyla projelerini yaşama geçirmeye devam ettiler. Bugüne kadar Euro. Avrupa çapında etkinliklerini ve kârlannı. ABD ve Japon- ya karşısında da ekonomik siyasi güçle- rini arttıracağını uman büyük şirketlerin, bu projeye ideolojık ve siyasi olarak ken- dilerini bağlamış olan politikacılann ba- smcıyla yol aldı. Euro'nun bu elitist özet- liği, sanınm Euro'nun içındeki potansiyel siyasi istikrarsızlık nedenlerinin başında geliyor: Euro esas olarak bir azınlığın, Av- rupa ve dünya çapında etkin sermaye gruplarının çıkarına göre şekillendı, kap- sayacağı nüfusun genel gereksinimleri- ne göre değıl. Şöyle ki. Euro'ya geçişle birlikte 11 Avrupa ülkesi, para politikası araçlarını Av- rupa Merkez Bankası'na transfer ettiler. Bundan böyle hükümetler, dış ticaret açı- ğını azaltmak gerektığinde rekabetçi de- valüasyonlaryoluylaihracatteşvikiyolu- na gidemeyecekler. ikincisi. bütçe açık- larını, para basarak finanse etmek de mümkün olmayacak. Avrupa çapında para arzını ve faizleri AMB belirieyecek. Istikrar Paktı da bütçe açıklarını ve ka- mu borçlanmasını sınırlıyor. Bu koşullarda, Avrupa hükümetleri ge- reksinımlen olan yabancı sermayeyı çek- mek için ya da bir ekonomik daralma dö- neminde, ışsizlik artarken neyapacaklar? Sermaye vergilerini azaltmaktan, kamu harcamalarını kısmaktan, ekonomik bü- yümeyı teşvik etmek ıçın emek piyasa- sını daha da esnekleştirmeye, ücretleri di- Büyük Serüven. Sanaonun canlanıp güçleneceğini söylemiştim. ğer bölgelere göre rekabetçi bir düzey- de tutmaya çabalamaktan başka araç kalmıyor. Diğer taraftan Maastricht An- laşması da AMB'nin tek tek ülkeleri kur- tarmasını engellıyor. Krizin, bütün yükü- nün emekçilere yüklenmesinden başka bir anlama gelmeyen bu politik seçenek- lere, Avrupa'nın birbirinden farklı ekono- mik gelişmişlik, üretkenlik, iş- , sizlik düzeylerine sahip ülkeler- den oluştuğunu; emeğin ser- best dolaşımının önündekı ya- sal, kültürel ve dile ilişkin engel- leri ekleyelım... Görürüz ki orta- ya "asimetrik kriz" anında yal- nızca ekonomik değil, aynı za- manda ve hatta daha önemlisi siyasi olarak patlamaya hazır bir karışım çıkar. İlk resesyon anında Avrupa ülkeleri ekonomik sıkıntıları, işsızliğı azaltacak, ekonomik büyümeyi teşvik edecek poli- tikalar uygulamak yerine halklarından. sermayenin kâriılığının artması için daha fazla fedakârlık ıstemek zorunda kala- caklar. Henüz siyasi birliğin gerçekleşme- diği bir dönemde bu, hükümetleri önce kendi seçmeniyte karşı karşıya bırakacak. Hükümetler de seçim korkusuyla bu ba- sıncın bir kısmını Avrupa Birliğı'ne AMB'ye yansıtmaya çabalayacaklardır. Işsizlığı yüksek bölgeler Avrupa Bırliğı'nı suçla- yacak, zengın bölgeler yoksul bölgeleri desteklemek ıstemeyeceklerdir. Böyle- ce bölgesel sosyo-ekonomik gerginlikler hem tek tek ülkelerdeki siyasi ıstıkrarı bozacak hem de birliğe düşmanlığı kö- rükleyecektir. Denebilır ki Avrupa siyasi birlik süreci- ni hızlandınr, merkezı siyasi ka- rar organlarının demokratik meşruiyetini, AMB üzerindekı siyasi denetımi güçlendinr, böy- lece siyasi ıstikrarsızlığın etkı- lerini nötralize eder. Dıyelım kı Avrupa ülkeleri, din, dil, kültür ve tarıh farklarını aşarak kendi aralarında bir hegemonya mü- cadelesine gırışmeden bunu başardılar ve Avrupa Birieşik Devletleri oluştu; o za- man da başka, küresel çapta bir siyasal istikrarsızlık kaynağıyla karşı karşıya ka- lıyoruz. Bunun ilk işaretlerini Santer'in konuşmasındaki "tekbirses", "uluslara- rası liderlik", "ortak savunma politikası" gibi ıfadelerde bulmak mümkün. Dolar-Yen-Euro Daha önce birçok kez degındik, Euro kapsadığı bölgenin nüfusu, ekonomik büyüklüğü. dış ticaret hacmı açısından dünyanın ikinci büyük döviz bölgesi. Bu- nun, doiarı. buradan da ABD'nın ekono- mik ve siyasi hegemonyasını tehdit etme- mesı mümkün değil. Bu noktada daha açıklayıcı olması açı- sından, The Nation'un son sayısında (1 Ocak 1999) Lester Turov'un sorduğu bir soruyu ve verdiği cevabı aktarmak is- tıyorum: 1994 başıyla 1995 Nisan'ı ara- smda dolar 115 yen düzeyinden 80 yen düzeyine düştü. Ancak Meksika ya da Asya krizine benzer bir şekilde, yatınmcılar dolardan kaçmak için bir- birlerini ezmediler. Neden? Ezmediler, çünkü dolardan kaçışı emecek kadar bü- yük ve güvenlıklı bir döviz ve ekonomi yok- tu. Euro'y'a birlikte bu durum köklü bir şe- kilde değışiyor. ilk işaretlerini daha şim- diden Asya, ABD ve Avrupa'da Daimler Chrysler, Nippon Life Insurançe, Fu- kuko Mutual Life Insurançe gibi büyük şirketlerin portföylerindeki dolar oranını, Euro lehine değiştirmeye başlamalann- dan görüyoruz (The Los Angeles Ti- mes, 24/12/1998). Başka gerekçelerle de dolara ilgi azalacaktır. Dolar, Avrupa ülkeleri arasındakı ticarette ortak para birimi olmaktan çıkacak ve yerini Euro ala- cak, Avrupa ülkeleri ve şirketler daha az dolar rezervine gereksinim duyacaklar. Avrupa'yla ticaret yapan Asya ülkeleri de ister istemez daha çok Euro, daha az do- lar kullanacaklar. bu arada portföylerin- deki dolar riskini de azaltmak için bir kıs- mını Euro'yladeğıştireceklerdir. Turov'un cevabını biraz daha genişletebiliriz: As- ya krizinden sonra Japonya. yenın ulus- lararası etkisıni arttırmaya çabalıyor. Bu yüzden ilk rakibi olan dolara karşı Eu- ro'yu desteklemesini, Asya ülkelerini mer- kez bankalarının Euro rezervlerinı gide- rek arrtırmasını da bekleyebıliriz. Doların uluslararası etkınlığinın azal- ması, doların riskini daha da arrtıracak- tır. Bu koşullarda ABD'nin dış ticaret açı- ğını. diğer bir deyişle tüketim kapasite- sini dış borçlanmayla sürdürmesi, açık bü- yüdükçe daha da zorlaşır. Euro kullanı- mının artmasına paralel olarak da ABD'nin satt kendi parası cınsinden borçlanma imtiyazı da hızla aşınır. ABD'nin tüketim ve ithalat kapasitesinin azalması, ABD'nin dünya ekonomisı ıçindeki lokomotif et- kisini azaltır. Bu. ABD'nın uluslararası si- yasi ve ekonomik pazarlık gücünü (örne- ğin Dünya Ticaret Orgütü) zayrflatır. Bu sü- reç doğası gereği. bugüne kadar olma- yan bir şeyi, ABD'ye alternatifi en az iki hegemonya adayı (Avrupa ve liderlik so- rununun gelişmesine bağlı olarak Japon- ya ya da Çin) olasılığını bir gerçeklik ha- line getirmeye başlar. Yukarıdaki çözümlemeler, Euro'nun uzun bir süre yaşayacağını varsayryor ve bu süreç içinde de hem tek tek üye ül- keler içinde hem de uluslararası düzlem- de yeni istikrarsızlıklara kaynak olabıle- ceğinı, bu ekonomik kriz anında bu ıstik- rarsızlıklann derinleşeceğmi düşündürü- yor. Tabii ilk derin ekonomik kriz içinde Euro'nun iç çelişkılerine dayanamayarak çökmesi olasılığı da var. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Kimi 'Yıllık' Görüntüler... 2000'e bir kala Türkiye ilginç görüntüler sergiliyor. Siyasal oturmamışlığın giderek ağırlaşan sonuçları, sona eren yılın ikinci yarısında beliren ekonomik bu- nalımla birleşiyor. Toplum. yeni yıla karamsarlığı ağır basan kanşık duygulaha giriyor. • • • Geçen yılın siyasal olaylannın en önemlisi, Cum- huriyet'in sahiplenilmesiydi. Kimilerinin Devletin Cum- huriyeti diye küçümsemelerine karşın geniş halk kit- leleri sessiz ve derinden bir içtenlikle Cumhuriyetçi kimliklerini sergilediler. Kişiliksizliğin kemikleştiği, doğ- ruluk, dürustiük ve erdem gibi değerierin, alacaka- ranlıkta pazarlanan çürük mal gibi alınıp satıldığı bir ortamda toplumun Cumhuriyetçi başkaldınsı ger- çekten anlamlıydı. Halk, bu tutumuyla, yalnız laikli- ği benimsediğini vurgulamakla kalmıyor, dini siyasal amaçlarının vazgeçilmez aracı yapan, ikiyüzlü, küçük siyasetçilere büyük bir ders veriyordu. Fazilet Partisi'nin (FP) evcilleştiği ya da bir merkez sağ parti niteliği kazandığı yönündeki görüşler, biz- zat bu partinin. zorunlu temel eğitimin süresini yeni- den beş yıla indireceği vurgulamasıyla burtarlaştı. Oysa köktendincı tutuculuğun gerçek kaynağı cocuk- lann çağdaş eğitimden uzak tutulmasıdır. llginçtir, FP'nın merkez sağdagörünmes/nden, herne/7/kmef- se, büyük umutlar çıkaran basın yayın kesimi, geri- ye dönüş özlemini görmezlikten geldi. Geçen yıl. FP'yi kucaklama, so/ kesimin bir bölü- müne de yansıdı. Sosyalizmin kurucusu düşünürle- rin, din afyondur dedıkleri bilinir. Bu yargının nedeni, dinin kendisi değil, kapitalistlerin sömürü oranını art- tırmak amacıyla geniş emekçi krtlelerin dinsel duy- gulanndan yararlanmalandır. Bu noktadan giderek ge- rek düşünce düzleminde gerekse uygulamada, din- ci çevrelerin solcu düşmanlığı yaptığı ya da kendi deyişleriyle solcu avladığı da bilinir. Bilinir bilinmesi- ne de geçen yılın en büyük siyasal düşünce terslik- lerinden biri bu konuda yaşandı. Kimi yanlış solcu- lar, tam bir körlükle, akıllannca demokrasi adına, di- nin siyasallaşmasına destek verdiler. Düşün alanın- daki yetersizliklerin bir sonucu olan bu durumun sağ- lıklı tartışmalarla düzeltilmesi, yeni yıla kalan önemli bir siyasal sorun mirasıdır, denilebilir. Siyasal yapıda yaşanan süreM/ sarsıntı yılın sonla- nnda Çankaya'dan basına yeni bir anayasa taslağı sızdınlmasıyla, iyice su yüzüne çıktı. Taslağın içeriği ya da biçimi bir yana, tek başına bu olay, siyasal çö- küntünün büyüklüğünün birkanrtı sayılmalıdır. Seçim- lerin öncesinin ve sonrasının en önemli siyasal tar- tışma alanı devletin yeniden yapılanması olmalıdır. Tür- kiye, sabah-akşam Başkan Baba arayışlanndan kur- tulmalı; parlamenter düzenine adım adım işlerlik ka- zandırmalıdır. Siyasal gündemin çözümü gerekli te- mel sorunu budur. • • • Geçen yılın ekonomisi; enflasyon, yüksekfaiz, ağır iç ve dış borçlanma gibi geleneksel hastalıklanndan kurtulamadı. Durumu daha da ağıriaştı. Bu sürecin çok somut bir göstergesı, sanayide ilk kez bu ölçüde büyük boyutlarda işten çıkarmalarya- şanmasıdır. Ücretlerin düşüklüğüne dayalı bir üretim yapısının geçerli olduğu; büyük kentlerde bile, işçi- lerin çok büyük oranda, sosyal sigortasız ve sendi- kasız çalıştınldığı bir ortamda bile, bunalım geliyor kaygısı, önce işçileri vuruyor. Buna karşılık sayısal veriler, imalat sanayiinde tam kapasite ile çalışamama nedenleh olarak çok deği- şik bir durum sergiliyor. istatistik Enstitüsü'nün an- ket sonuçlanna göre imalat sanayii kasımda üretim kapasitesinin ancak yüzde 80'ini kullanabilmiş. Ka- pasite kullanımı düşüklüğü neden kaynaklanıyor so- rusunun yanıtları içinde işçiler çok sonlarda yer alı- yor. Durum şu; iç pazarda talep yetersizliği yüzde 58.6 bir pay ile sanayinin düşük kapasitede çalışma- sının nedenleri sıralamasının, uzak ara, en başında yer alıyor; bunu yüzde 15.3 gibi bir pay ile dış pazar- da talep yetersizliği izliyor. Parasal olanaksızlıklar yüzde 8.9 ile üçüncü sıraya yerieşirkenyeriıhammad- de yetersizliği yüzde 3.6; ithal mallarda hammadde yetersizliği de yüzde 0.9 bir etkiye sahiptir. Sanayinin tam kapasitede çalışamama nedenleri arasında işçilerle ilgili sorunlar ne kadar bir yer tutu- yor dersiniz? Yüzde 3.9. Üstelik işçilere ilişkin sorun- lann nedenler içindeki ağırlığının azlığı yalnız kasım ayına özgü değil, aylar ve yıllardır sürüp geliyor. Kı- saca, işçilerle ilgili sorunlarneden sayılamayacakka- dar kapasite kullanımı üzerinde etkisiz görünüyor. Eğer sanayi üretiminin canlandınlması isteniyorsa bu tabloya göre yapılması gereken ilk iş iç pazarda ta- lebin arttınlmasını sağlamak olmalıdır. Bunun yolu da yapılmakta olduğu gibi on binlerce işçinin işten çıka- nlması değil, öncelikle ücretleri arttırmaktır. Bunu, yatınmları ve iş bulmayı arttırıcı önlemler izlemelidirı Kısaca yeni yılda ekonorrrinin gündeminin başına üretimin ve iş bulmanın arttınlmasının yazılması ge- rekiyor. e-posta:yakup / rorqual.cc.metu.edu.tr : Euro herkesi şaşkına çevirdi Ekonomi Servisi - A\TU- pa'da on binlerce borsa ça- lışanı ve bilgisayar prog- ramcısı yeni yılın ilk gün- lerini hummalı bir çalışma ilebilgisayarlannı Euro'lu işlemlere ayarlamakla ge- çirirken birçok ülkede he- saplanmamış ufak kanşık- lar yaşandı. Finlandiya'da cuma gü- nü bir müşterinin otel üc- retini Euro ile ödeme giri- şimi başansızlıkla sonuç- landı. Başkent Helsinki'de 4yıldızlı Hotel Marskfde, faturasını Euro üzerinden isteyen bir müşteriye re- sepsiyon görevhsi, şaşıra- rak "Euro ile mi ödeyecek- siniz? Bunu yapabileceğimi- n sanmıyorum" yanıtını verdi. Konuyu mesaı arka- daşlanna danışan görevli, müşterisinin hesabına kre- di kartından Euro olarak yazabileceğıni öğrendi. An- cak hem Euro hem Fin Markkası ile işaretlenmiş tarife kartlannı pazartesi- ye kadar alamayacağı için işlemi gerçekleştiremedi. Aynı kentte deneme amaçlı çıkanlan Euro bo- zuk paralan ile gazeteci : den dergi almak isteyen bir kişinin de bu çabası sonuç- suz kaldı. Çünkü nakit ola- rak Euro ile alışveriş 2002 yılına kadar mümkün de- ğildi. Derginin parasmı Eu- ro olarak ödemek isteyen müşteri. ülkenin büyük marketler zincirlerinden bi- rinin. fıyatları hem Eurd hem de markka cinsinden açıklayacağını duyuran ila-j nını görmüş ve ödemeyi bu şekilde yapabileceğini düşünmüştü. Araplar da kıskandı Suri\e"de yayımlanan E^ Medine gazetesi "Euro'lu yaşama"' geniş yer verdiği haber yorumunda. "Arap- lar kendi aralannda birieş- meyi bile başaramazken Avrupa''nın Euro ik birbİH tün oluşturduğunu ve Arap halkının bu başanyı kjs-/ kançlıkla karşıladığı*'nt yazdı. , Coğrafi konumu nede- niyle ilk Euro denemesininj yapılacağı ülke Avustral-ı ya'da ise heyecanlı birbek-; leyiş hâkim. i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle