Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 1999 PAZARTESİ
HABERLER
Iffuk Uras: ÖDP,
|SOMA(AA)-ODP
Genel Başkanı Ufuk Uras,
seçimde barajı
aşacaklannı söyledi. Uras,
Manisa'nın Soma
ilçesinde. partisinin
belediye başkan adayını
tanıtmak amacıyla
düzenlenen törende
yaptığı kısa konuşmada,
DSP hükümeti ile sağlıklı
bir seçim yaşanacağina
inandıklannı belirtti.
Seçimlerde barajı
aşacaklannı ve TBMM'de
temsil edileceklerini
savunan ÖDP lGenel
Başkanı Ufuk Uras.
"Bizimle birlikte
TBMM'yeoksijende
girecek. Yolsuzluk.
enflasyon ve işsizliğe
(hayır) diyenler,
Meclis'teki partilere oy
vermeyeceklerdir" dedi.
Aktaş'ın adaylık
araştırması
• lZMİR(AA)-ANAP
Grup Başkanvekıli Metin
Öney, eski tçişleri Bakanı
Kutlu Aktaş'ın, partisinin
Izmir Büyükşehir
Belediye Başkan adayı
olması konusunda
'iyimser olduğunu'
söyledi. Metin Öney.
yaptığı açıklamada.
Aktaş'ın adayiık
konusunda araştırma
yapmak için süre
istediğini, Genel Başkan
Mesut Yılmaz'ın da
bayramdan sonraya bu
konuyu karara bağlamak
arzusunda olduğunu
belirtti. Öney, "ANAPın
adayının tespit mercii
başka yer değil. Bu
konuda bizi bağlayicı bir
şey olmaz" diye konuştu.
Üren Belediye
fkanı DSP'de
İGIRESUN(AA)-
Giresun'un Eynesil
ilçesine bağlı Ören
beldesinin belediye
başkanı. törenle DSP'ye
girdi. DSP il merkezinde
düzenlenen törenle
ANAP'tan istifa ederek
DSP'ye geçen Yusuf
Yılıkyılmaz'ın kaydı, il
başkanı Bahtiyar Karaltı
tarafından yapılarak rozeti
takıldı. H Başkanı Karaltı,
geçen hafta Piraziz
ilçesinin DYP'li Belediye
Başkanı Mehmet
Güneş'in partilerine
geçtiğini hatırlatarak
önümüzdeki hafta içinde
de Görele'nin bağımsız
belediye başkanı Mehmet
Dülger'in partilerine
kaydolacağını bildirdi.
Oktay: CHP'den
aday değilim
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Ankara Milletvekili
Seyfi Oktay, 18Nisan
seçimlennde milletvekili
adayı olmak üzere
önseçimde aday
olmayacağını açıkladı.
Oktay, 56. hükümete
güvenoyu vermesi
nedeniyle parti
yönetimince disıplin
kuruluna verildiğini
anımsatarak "Parti içi
demokrasi işlemiyor. Parti
yönetiminin anlayışıyla
uzlaşmaz bulunduğum
için aday olmuyorurrT
dedi. Öte yandan CHP
Adana Milletvekillıği için
Saim Özsaydı ile Mekin
Şahin aday adayı
olduklannı açıkladılar.
Demirel, Aliyev'i
riyaret etti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, dün GATA'da
tedavi gören Azerbaycan
Cumhurbaşkanı Haydar
Aliyev'i ziyaret etti.
Demirel hastaneye
gelişinde GATA Komutanı
Prof. Tabip Tümgeneral
Çetin Harmankaya ve
Azerbaycan'ın Ankara
Büyükelçisi Mehmet
Nevruzoğlu tarafından
karşılandı.
DYP il başkanı
istifa etti
• SrVÂS(AA)-DYP
Sıvas tl Başkanı Ünal
Tanyıldız, görevınden
istifa etti. Tanyıldız.
DYP'den Sıvas
milletvekili adaylığı için il
başkanlığı görevınden
aynldığını kaydettı. Ünal
Tanyıldız'dan boşalan
göreve, yönetim kurulu
üyesi Ali Fanmaz
getirildi.
CHP PM üyesi Hasan Fehmi Güneş, Susurluk sonrası yapılanlan saklama olarak niteliyor
'Mumcu'nım sanığı devlet'AYŞE YILD1RIM
Eskı tçişleri Bakanı ve CHP
PM üyesi Hasan Fehmi Güneş.
devlet içindeki çeteleşmeyi gün-
yüzüne çıkaran Susurluk kazasın-
dan bu yana geçen sürede, toplu-
mu tatmin edecek bir yargılama-
nın gerçekleşmediğini söyledi.
Kazaen ortaya dökülen veya ken-
dilığinden konuşan kışilerin "yar-
gılanıyormuş" gibi yapıldığını.
bunlann büyük bölümünün de
"aklandığmı" ifade eden Güneş.
"Böyle baktığımız zaman devlet
içindeki çeteleşmeyi açığa çıkar-
madan çok, aklama ya da sakla-
ma operasyomıyla karşı karşıya-
yız. Yani zaten açığa çıkmış oİan
kesimi kesip armak ama henüzap-
ğa çıkmamış bölümü böylece göz-
den kaçırmak,saklamak. Bugüne
kadar yapılan odur" dıye konuş-
tu.
Kendisini koruyan örtülü yapı-
nın açığa çıkması için sağlam bir
siyasi irade gerektiğinı vurgulayan
Güneş, "Siyasi iktidarlar o siyasi
iradeyi göstermedi, gösteremedi,
göstermek niyetinde olduğunu or-
taya knyamai" dedi. Güneş, 18 Ni-
san seçımleri öncesi çok az siya-
si partinin "devlet içindeki çete-
leşmeyT gündemimn binnci mad-
desi olarak ortaya koyduğuna da
dikkat çekti. Eldeki bilgi ve bul-
gulara göre Uğur Mumcu'yu la-
ikliği savunmasız bırakmak iste-
yen köktendincilerin öldürâüğü-
ne inandığını söyleyen Güneş, hem
siyaset adamlannın hem de toplu-
mun Mumcu'ya karşı borcunu
ödemediğini söyledi. Güneş. "Bu
cfaıayet aydınlanlmadığı sürece,bu
cinayetin sanığı devlettir" dedi.
Toplumsal teptd
- Devlet içindeki çeteleşmeyi or-
taya çıkaran Susurluk kazasından
bu yana temiz toplum adına han-
gi getişmeyi gösterdik?
"Susurluk'ta ortaya çıkan olay
mevcut yapılanmanın toplumun
bılincine gelmesinden ibarettir.
Yani Susurluk hiçbir şeyin baş-
langıcı değildir. Susurluk bir se-
naryonun, uzun bir filmin bir ka-
resinden ibarettir. Orada bir kaza,
olayı ortaya çıkajrpjstır. toplumun
bilincine getifrriîşrir ^usurlukta
yüz yûze geİaîğiMifz olay, bütü-
nün bir parçasıdır. Yüz yüze gel-
diğimiz kişiler, bir büyük yapının
bir bölümüdür. Elemanlanndan
bazılandır. Ama çok büyük bir
yaran olmuştur. O da. toplumun
bu yapılanmayı öğrenmiş olması-
dır. Örtülü yapılarla ilgili bilgile-
re ulaşmış olmasıdır ve bence da-
ha önemli olan medyanın burada
çok önemli. olumlu bir rolü ol-
muştur: toplum bu tür yapılanma-
lara karşı doğal bir direnç örgüt-
lenmesi geliştirmiştir. Mesela bu
ışık söndürmeler. sürekli aydın-
lık talepleri toplumun kendiliğin-
den oluşan tepkîsidir. Ve büyük bir
tepkidir. Bazı araştırmalara göre,
o eyleme katılan insan sayısı 26
milyon civanndadır ki nüfusun
yansı demektir. 26 milyon kişi hu-
kuk devletine yönelik özlemini,
açık toplum özlemini. örtülü ya-
pılara karşı tepkilerini, devletin
çeteleşme konusundaki çürümüş-
lüğünün giderilmesine dönük tep-
kilerini dile getirmiştir. Bence atıl-
mış olumlu adım bundan ibaret-
tir. Yoksa yapıyı yok etmek, bu
tehlikeyle artık karşılaşılmayaca-
ğını güvence altına alacak bir ge-
lişme söz konusu değildir."
örtülü yapı açığa
çıkarılmadı
- O günlerde, "arük hiçbir şey
eskisi gibi otmayacak" deniyordu.
Sizce niye bir gettşme sağlanama-
dı. Yapdamadı mı yoksa gerçekten
istenmedi nıi?
"Hiçbir şey eskisi gibi olmaya-
cak sözünü ben de söyledım, ına-
narak o dönemde. Ve eskisi gibi
olmuyor gerçekten. Yani yeni ta-
leplerle karşı karşıyayız. Ama o ta-
lepler karşılanmadı. O taleplerin
karşılanması demek, kamuerkini
kullanarak, resmi kararla bu çete-
leri oluşruran aygıtın. örtülü yapı-
nın açığa çıkanlması demektir.
Onun bürün geçmişini. bütün iliş-
kilerini. bürün eylemlenni, varsa
suçlannm sorgulanması. yargılan-
ması, toplumun önüne çıkanlma-
sı, bir anlamda dev letin o bölümü-
nün kendisiyleyüzleşmesi demek-
ti. Bu yapılmadı. Yapılamadı de-
ğil. bence yapılmadı. Böyle bir
büyük anndırmaya yönelemedi
siyasi iktidar. Ancak dışta görünen.
kazaen açığa çıkan. kazaen orta-
ya dökülen ve kendiliginden ko-
nuşan kişileri yargılıyormuş gibi
yaprı. Ve büyük bölümü aklandı.
Yani Susurluk olaymdan bugüne
uzunca bir zaman geçtı, orada yar-
gılamanm ortaya çıkardığı bir rnah-
keme kararıyla toplumu tatmin
edecek noktaya ulaşılamadı. Top-
lumu tatmin edecek bir mahkeme
karan verilemedi şu ana kadar.
Verilebileceği yönünde umut ve-
rici bir gelişme de yok. 70 yaşın-
Cüneş cinayeti çözmek için verilen sözlerin tutulmadığını söylüyor
'Uğur'a borcumuzu ödeyemedik'-UğurMumcucinayetinir» üzerinden 6 yd
gecti. O dönemdeki siyaset adamlan cina-
vetin aydınlatılacağı y önünde büyük sözler
söyIcmişlerdL Sizcesiyaset adamlan Mum-
cu'ya karşı görevterini yerinegetirdiler mi?
- Uğur benim yakın dostumdu. Uğur'akar-
şın hem siyaset adamlan hem toplum bor-
cunu ödetnemıştir. Ben Uğur'a dönük ci-
nayetin çözülemez bir cinayet olduğu ka-
nısında değilim. Uğur'un öldürülmesine
neden olan eylemin çözülemediğini değil,
çözülmesi konusunda yeterli duyarlılığm
gösterilmediğini düşünüyorum. Bir dos-
tum ve bu konularda görev almış eski bir
siyaset adamının yaktnlığı içinde ilgilendtm.
Olayın detaylannı, eyiemde kullanılan yön-
temi, malzemeyi biliyorum. Bilmem gere-
kenden fazlasını biliyorum. Bu bilgiler ve
bulgular bir olayı çözmeye yeter bence. Ci-
nayetten hemen sonra o günkü başbakan.
başbakan yardımcısı, içişleri bakanı çok
kısa bir zaman sonra olayı aydmlatacakla-
nnı söylediler. Mesela o günkü başbakan
dedi ki; "Suçhı derdesttir." Yani elimizde-
dir. Nerede derdest? Bir başkası "Bunu çöz-
mek namus borcumazdur" dedi. Gerçek-
ten siyasetm namus borcudur ve o namus
borcu ödenmemiştir Uğur'a karşı. Çok cid-
di bir siyasi iradeyle bu konuya odaklaşı-
lırsa Uğur Mumcu cinayeti çözülebilir ve
toplum rahatiatılabilir. Toplumun bu konu-
daki talebi hâlâ devam etmektedir.
- Eh'nizdeki bilgi ve bulgulara dayanarak
sizce cinayeti kimler işfcdi?
- O konuda bir zorluğum var. Çünkü bu
konuyla ilgilinen çsvreler, Uğur'un yakın
çevresi farklı şeyler söylüyor. Biraz olayın
karmaşıklaşmasına da anlaşılmaz hale gel-
mesine de sebep oluyor. Bir de ben ayn bir
şey söyleyerek o işi çok karmaşıklaştırmak
istemiyorum. Tabii ki doğru düşünmek khn-
senin tekelinde değildir. Ama bir iddia ile-
ri sürerken bunu birtakım somut verilere,
kanıtlara dayandırmamız gerekir. Uğur
Mumcu cinayetinden sonra saptanan bul-
gular, kanıtlar ve tanık -Bir tanık vardı ora-
da, televizyonlara da çıkanldı ve bence çok
yanlış yapılarak bu tanıktan yararlanıüna-
dı- o tanık bence önemli bir tanıktı. Hatta
ben görgü tanığı olarak değerlendiriyorum
onu.
-Sonyıllardayaşadıgımızolaylarabaka-
rak'bunda da başanlı okluklan kanaatine
varabüir miyiz?
- Uğur'a kadar başka eylemler de yaptı-
lar. Onlarda başanya ulaştilar. Daha sonra
da kitlesel eylemler haline dönüştürdüler
Türkiye'deki projelerini. Ve bugün de o sı-
kmtıyı yaşıyoruz. Belki 18 Nisan seçim ka-
ran biraz o sıkmtının ürünüdür. Tabii işte
bu büyüklük içinde olaya bakmak lazıro.
Uğur laik, demokratik cumhuriyeti, tam
bağımsızhğı savunan çok güçlü bir kalem-
di. Toplumun büyük bir kesimini bu konu-
da besliyordu, diri tutuyordu, onların bi-
lincine katkı yapıyordu. Öyle bir kalemi
kırmak. öyle bir sesi susturmak o savunma-
yı zayıflatabilirdi. Ben bir gazete okuyucu-
su olarak söylüyorum. kimse alınmasın
Uğur'un yeri hâlâ doldurulmamıştır. Bu da
onlann doğru hedef seçtiklerini gösteriyor.
Ben böyle bakıyorum. Uğur'a dönük göre-
vi yapmak lazım. Uğur'un yerine tabii bir
Uğur yaratmak mümkün değil. Uğur, top-
lumun ortak birdeğeri olarak korunmahy-
dı. Onu korumakta toplum başanlı olma-
dı, görevini yerine getirmedi. Onu kaybet-
tikten sonra ona dönük hain saldınnın so-
rumlulannı ortaya çıkarmak konusunda da
siyasetadamlan görevini yerine getirmedi.
Ama toplum hâlâ Uğur'a sahip çıkıyor ve
o cinayetin aydınlatılmasıni istiyor Bu ci-
nayet aydınlatılmadığı sürece, bu cinayetin
sanığı devlettir.
Eski içişleri bakanlanndan Hasan Fehmi Güneş "Cinayetten sonra 'katillerin bulunması şeref borcudur' diyen Başbakan Demirel, 'Bu
namus borcudur* diyen Başbakan Yardımcısı Erdal tnönü. dönemin içişleri Bakanı Ismet Sezgin. siyasi parti liderleri Mesut Yılmaz,
Tansu Çiller \e toplum. Uğur Mumcu'ya karşı borcunu ödemedi'' dedi. Cüneş'e göre Susurluk sonrası yapılanlar bir saklama.
da bir muhtar ikametgâh belgesi
verdi diye mahkûm edildi. Susur-
luk ondan ibaret değildi. Böyle
baktığımız zaman bir açığa çıkar-
madan çok aklama ya da saklama
operasyonuyia karşı karşıyayız.
Zaten açığa çıkmış olan kesimi
kesip armak ama henüz açığa çık-
mamış bölümü böylece gözden
kaçırmak, saklamak. Bu türolay-
larda sürekli uygulanan klasik bir
yöntemdir. Karşı karşıya olduğu-
muz bir saklama olayıdır. Birgiz-
leme olayıdır. Henüz açığa çık-
mamış bölümünü, açığa çıkmış
olanlardan irtibatını keserekdaha
doğrusu demokrasimizi. hukuk
devleti ilkelerimizi, açık toplum öz-
lemlerimizi derinden yaralayan
merkeze ulaşmak mümkün değil-
dir. Öyle anlaşılıyorki merkez ken-
disini koruyor, direniyor. Mesela
kayıp silahlar diye bir olay var.
Kayıp silahlarla ilgili belge. mah-
kemeye bir türlü gelmiyor. Mah-
keme başka bir olayla ilgili dev-
letin bir makamından belge istiyor,
bilgi istiyor. O gelmiyor. Bu de-
mektir ki örtülü yapı kendisini ko-
ruyor, direniyor açığa çıkanlma-
sına karşı. Çıkanlamaz mı açığa?
Çıkanhr kuşkusuz. Çok sağlam
dağıtmaya dönük, o merkezi artık
aynı işı yapmaktan alıkoymaya
dönük. o merkezi etkisizleştirme-
ye dönük bir tasarruf söz konusu
değiI. Öyle olduğu zaman karar ve-
ren mekanizma duruyor ama onun
oluşturduğu yapılar ortaya çıkı-
yorsa yenisini yapıp oluşturacak.
Daha ciddi oluşturacak. Kendisi
açısından daha sağlam yap\lar
oluşturacak. Daha az konuşan, da-
ha az öten, daha az kendini orta-
ya çıkaran yapılar oluşturacak de-
mektir. Onlan amatör görüyorlar.
Feda edilenlerkullanılanlardır, he-
nüz kullanana dönük bir ışlem söz
gizli birbiçime sokmaktır. Bugü-
ne kadar yapılan odur. Yani esas
yapı ortaya çıkmamıştır. Mesela
sonyakalanan Kıraanlatıyor, öy-
le anlaşılıyor ki o kişi ve onunla
irtibatlı olarak eylem yapanlara
bu görevi \erenler var. Kırcı'ya,
Çath'ya görev verenler var. Görev
verenlerde resmi görevliler. kamu
erkinde olan kişiler. Onlar o eylem-
lerin birertetikçisi, birerkiralık mi-
litanı..."
- Yani buyakalananlar da birso-
nuca götürmeyecek?
"Götürmeyecek çünkü ona gö-
rev verenlerle ilgili bir soruştur-
ma, oraya yönelik bir araştırma
söz konusu değil. Bu olmadan ger-
çek yapıyı ortaya çıkarmak. daha
bir siyasi irade gerekiyor. Siyasi
iktidarlar o siyasi iradeyi göster-
medi. gösteremedi, göstermek ni-
yetinde olduğunu ortaya kovama-
dı."
- Peki burada ANAP'ın çeteler-
le mücadelede başan sağladığı id-
diası ne kadar gerçek?
"Çetelerle mücadelede başan
sağlamak, çeteleri yakalamaktan
ibaret değil. Çetelerle mücadele-
de başarı sağlamak çeteleri oluj)-
turan karar mekanizmasını ortaya
çıkanp, sorgulamak, yargılamak-
tır. Ben görev verdim, ben onu şu
şu eylerrüerde kullandım diyen ın-
sanlar, resmi görevli hâlâ. Onlara
dönük bir araştırma, sorgulama
söz konusu değildir. O merkezi
gur
Mumcıf yu laikliği
savunmasız
bırakmak isteyen
köktendincilerin
öldürdüğüne
inandığını
söyleyen Güneş,
"Bu cinayet
aydınlatılmadığı
sürece, bu
cinayetin sanığı
devlettir" dedi.
konusu değildir. Onun için
ANAP'ın o ıddiasının siyasi ola-
rak hiçbir geçerliliği yok.
ANAP yeni kurulmadı. yeni de
iktidar olmadı. Uzun bir iktidar
dönemi var. birkaç kez var. Hiç-
birinde böyle bir yönelişi olmadı.
O başanysa eğer o yakalamalar,
devletin güvenlik güçlerinin bel-
li bir noktadan sonra karar değiş-
tirmesini gösterir. lç güvenlik ör-
gütünü kastediyorum. Düne ka-
dar bildiği ama dokunmadığı, dü-
ğününe bayramına katıldığı bir ki-
şiyi bugün yakalıyorsa, o örgütü
yönetenlerin karar değiştirmesin-
den ibarettir. O zaman da ANAP
iktidardaydı, iktidar erkini kulla-
nıyordu, bugün de kullanıyor. Hat-
ta diğer ilişkileri son derece dos-
tane, kendilerine yakın hissetmiş-
ler bu çeteleri, kendilerinden gör-
müşler. Kutlu Aktaş'ın raporunda
görülüyor ki, onlan kendisine ya-
kın hissetmiş, kendisinden gören
bir ifadeyle tartışmış. O nedenle
ortaya iç güvenlik örgütünün ka-
rar değiştirmesi, yeni bir yöneli-
şiyle çıkan yakalamalan bir siya-
si başan olarak değerlendirmek
oportünizmdir. Hiçbir ciddiyeti
yoktur. Kaldı ki o işlere bulaştığı
ileri sürülen siyaset adamlannı ye-
niden aday göstererek, yeniden
parlamentoya sokmaya çalışarak
o konudaki duyarsızlığını, hatta
topluma rağmen tavır alışını gös-
termek'tedir. O, biz çetelerle mü-
cadele ediyoruz iddiasımn da ne
kadar sığ olduğunun kanıtıdır."
Dokunulmazlık
büyük zırh
- Peki ne olması gerekiyor. Bu-
gün Eyüp Aşjk anket>aptırdığınu
kendisinin yeniden Meclis'te ısten-
diğini söy lüyor. Bu olay lara adı ka-
nşan birçok isim yine aday. Hak-
lannda yolsuzluk iddialan bulu-
nan belediye başkanlan da millct-
vekilliğint aday. MiDervekiBiği sığm-
ma aracı olarak mı kullanılıvor?
"En büyük koruma, en büyük
zırh dokunulmazlık zırhıdır. Bu
türyapılara bulaşmış insanlan he-
nüz yargılama aşaması bitmeden
ama yargılama aşamasmı da kolay-
laştırmadan tekrar milletvekili seç-
tinrseniz onlan bir beş sene daha
korumuş olursunuz. Ö beş sene
içinde de çok şeyin değişebilece-
ği varsayılarak onlan artık o yar-
gılamadan uzak tutmuş olursunuz.
lsmi geçen arkadaşlanmızın ve is-
mı geçmeyen pek çok siyaset ada-
mının bu konuda mutlaka hesap
vermesi gerekiyor. Yoksa kamu-
oyunu tatmin etmek mümkün de-
ğildir. Bugün politikaya güvensiz-
iik varsa. siyaset kurumu birçözüm
aracı olarak görünmüyorsa, halk si-
yasetçiye ve siyasete saygı göster-
miyorsa, saygınlıği bitme noktası-
na gelmişse, siyaset etiği toplum-
sal ahlakın çok gerisine düşmüş-
se. bu ve benzeri olaylara kanşan
siyaset adamlannın toplum vicda-
nında aklanmamış olmasından kay-
naklanıyor. Bu olaylar mahkeme-
lerle falan bitmez. Bu olaylann
yargıcı toplumdur.
BİZBİZE V "
ERDAL ATABEK
Sade ve Alçakgönüllü...
Bir çocuk ıslığı sade ve alçakgönüllüdür.
Bir yerden geçip giderken fark bile etmezsiniz.
Çocuk oradan hergün gelip geçiyorsa, ıslığı siz-
de yer eder.
O yer temiz ve ışıklı bir yerdir.
Bir gün çocuk geçmeyiverir, ıslığı duyulmaz olur.
Birden onu nasıl da fark etmiş olduğunuzu an-
larsınız.
O ıslığı artık duyamazsınız ama sizdeki yeri ka-
hr.
Temiz ve ışıklı bir yerdir orası.
Sadelik ve alçakgönüllülük artık orada yaşaya-
caktır.
• • •
Doğu bilgeliğinin öğretisi sadelik ve alçakgönül-
lülüktür.
Değerbilirlik de bunlara katılmıştır. '
Edep ve terbiye adımlann biçimidir.
Bilrriedığini aramak, bildiğini ölçmek bilimin ede-
bidir.
Iki dinleyip bir konuşmak edebin geregidir.
Göztoklugu bir terbiyedir.
Neyin neden olduğunu anlamaya çalışmak er-
demdir.
Kendinden başkalarının da var olduğunu, yaşa-
dığını, değerli olabıleceğini düşünmek, bencilligin
panzehiridir.
Sorumluluk duymak, sorumluluk almak, soaım-
luluğu paylaşmak yüce bir erdemdir.
Bütün bunlan düşünen de bilen de azalmıştır, azal-
maktadır.
• • •
Vahşi bir cangılda kendi egosunu avaz avaz ba-
ğırarak ve kendinden başka herkesi küçük düşü-
rerek üstün olduğunu kanıtlamak isteyen cana-
varlaşmış insanlann dünyasında yarışanlann bun-
lan duyacak kulakları bile kalmamıştır.
Onlar yalnız uzun dillere, sivri dişlere ve parça-
layıcı pençelere sahiptirler. Onların ağızlan kalaba-
lıktır. Her şeyı herkesten iyi bilirler.
Başkalarından daha iyi bildiklerini göstermek
için koşuşurlar.
Böyle koşarlarken birbirlerini çiğnerier, düşenin
üzerinden ezerek geçerler. Kendileri düştüğü za-
man hemen kalkmaya çalışarak üstlerini başlannı
silip yeniden yarışa katılırlar. Koşarlarken bağınr-
lar, yanındakileri ısınrlar, çelmelerler ve itip kakar-
lar. Ama bütün bunları hepsinin de kabul ettiği ku-
rallar içinde yaparlar.
Dostlukları da düşmanlıklan da çıkarlarla sınırlı-
dır. Onun için de güvenilmezdirler.
Büyük bir gürültü çıkarırlar, bu gürültüyü hep
sürdürürler. Bu gürültünün nedeni herkesin onla-
ra bakması, sadece onlan görmesidir. Sayılan azal-
dıkça daha da vahşileşir, daha öldürücü yöntem-
ler buluıiar.
Duygularının silinip atıldığı, sadece çıkarlarının
yaşadığı alana uyarlanmış kodların bulunduğu be-
yin kortekslerinde bütün duyargalan tehlike sinyal-
lerine ayarlanmıştır. Çünkü bütün hayatlan tehlike-
y^ MâfACÎl^ya da tehliKe yarstmak 4çin ptpgrawi-
lanr^ıştır,
'"Çevfelerini ürkütüp korkuttukça büyüdüklerini
sanırlar. Çocuk oyunlarındaki yapay devlere ben-
zerier. Çıkarlar dünyasının kurallanna uyduklan sü-
rece devlikleri de sürecektir. Söyledikleri ve yap-
tıkları sanal oyunlardır.
İyi gizlenmiş davranışları her zaman duruma uy-
gun ve kendilerine özgü olarak "on)7na/"dir. Ken-
dileri gibi oldukları zaman huzursuz ve sinirlidirier.
Büsbütün arsız olmamışlarsa kendilerine ancak
bunalımlarıyla katlanabilirler. Büsbütün arsız ol-
muşları için hiç bir şey "fark etmez". Hayatlan ya-
lanlar, çalıntı zamanlar ve kaçakçılığını yaptıklan de-
ğerler üzerine kurulmuştur.
Duygulannı bile kaçakçılıklanna araç yaparlar. Inan-
madıklan şeyleri söyler. inanmadıklan şeyleri ya-
parlar. Çevreleri aynı kalıptan çtkmış canavariarla
dolu olduğu için de pervasızdırlar. Çünkü hiçbiri-
nin ötekine söyleyecek bir sözü yoktur. Vahşi bir
cangıldır bu ve en rahat edenler en canavar olan-
lardır.
•••
Sadelik ve alçakgönüllülük bu cangılın dışında
yaşar.
Katılmaz, konuşmaz, istemez, bakmaz.
Sadece bir çocuk ıslığıyla gelir ve geçer.
Geride temiz ve ışıklı bir yer kalır. ,
Izmir Barosu
Cezaevleri mercek
altma almacak
NECATİ AYGCN
İZMİR-Izmir Barosu.
cezaevlerini izlemeye al-
dı. Baro bünyesinde oluş-
turulan "Cezaevi tzleme
Konıisyvnu" Izmir ve Ege
Bölgesi'ndeki cezaevle-
rinde yaşanan olaylan
"mercek" altına alıyor.
Komisyondan Sorumlu
Izmir Barosu Yönetim
Kurulu üyesi ArifAfi Can-
gf, cezaevlerinde yaşanan
üzücü olaylann tekrarlan-
maması için çalişmalar
yaptıklannı, cezaevlerin-
de incelemelerde bulun-
mak üzere baro yönetim
kuruluna başvurulduğu-
nu belirterek "Girişimi-
mizolumlu karşılandı. ge-
rekli iznin alınması için
Adalet Bakaıılığı'na baş-
vTiruldu" dedi.
Izmir Barosu Cezaevi
İzleme Komisyonu'nun
Zeynep Sedef Özdoğan.
Zeynep Şişli. İ. Gül Kireç-
kaya, Hatfce Korkut Tür-
kân Aslan, Suat Çetinka-
ya. Nedim Değermenci.
Betül Duran'dan oluştu-
ğunu söyleyen Arif Ali
Cangı, öncelikli olarak,
Izmir ve çevresindeki ce-
zaev lerinin durumlan hak-
kında ön rapor hazırlan-
ması çalışmalan başlatıl-
dığını belirtti. Cangı so-
rumlu olduğu komisyo-
nun amaç ve hedefierini
ise şöyle açıkladı:
"Cezaevlerinin sorun-
lanhakkında.yönetim ku-
nıhınu bilgüendirmek, ce-
zaevlerinin dunımlannı
Ceza İnfaz Hukuku açı-
sından değerlendirmek ve
raportardüzenlemek, hüc-
re tipi cezaevleri hakkın-
da araştırmalar yapmak
vegöriiş oluşturmak, alter-
natif cezaevleri konusun-
da çalışmalar yapmak,
riim bu konularda, baro
üyeleri ile tarnşmalar dü-
zenlemek. Acil sorunlan
saptayıp, çözüm önerile-
riyie birlikte gerekfi başMi-
rularda bulunmak, genel
sorunlar için uzun verim-
li çalışmalar yapmak, tz-
mir çevTesindeld cezaevie-
rinin infaz hukukunun
amaçlanna uygun hale gd-
mesi için çalışmalar yap-
mak. konuyla ilgili diğer
kurumlarla baronun iliş-
kileri ni sağlamak. Ceza
tnfazı'nın ve İnfaz Huku-
ku'nun, düşünsel boyu-
rundaçahşmalaryapmak." •
İzleme Komisyonu'nun
cezaevlerinde gerekli in-
celemeleri yapması için
Adalet Bakanlığf ndan
izin bekleniyor.