Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
Imtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç
# Genel Ya>m Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıişlen Mudurü Ibrahim
Yıldız • Sorumlu Müdür: Fikret llkiz
0 Haber Merkezi Müdürü. Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
tstıhbarat Cengiz Vıldmm0 Ekonomı Özlem
Yüzak 0 Kültür Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami
Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0
Foıograf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı: MehmeC Faraç
Yayın Kurulu. flhan Selçuk
(Bajkan). Orhan Erioç, OkUy
Kurtbökc, Hikmet Çetinkaya,
Şükran Soner, Ergun Balcı.
tbrahim V ıldız, Orhan BursaİL,
Musrafa Baltm, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks:4195O270İzmırTemsilcısı SerdarKızık,
H.ZıyaBlv 1352 S.2'3Tel4411220, Faks:4419117
0 Adana Temsilcısı: Çetin Yigenoğtu, tnönü Cd 119
S. No:l Katl.Tel-363 12 11, Faks: 363 12 15
Muessese Müdurü. Üstûn
Koonfanalör Ahmet Konıkan # Muha-
sebe Bûknt V ener # Idarc Hüseyin
Önder ÇeUk • Bıİgi-
Nail laal # Bılgısayar Sıstem
Müruvel ÇUer • Satı, Fazilet Kııza
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Vfüdur Gülbin
Erduran • Koordınaıör Reha
Işıtman 0 Genel MudürYardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
^ a>ımta>an *e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Ya\ıncılık A Ş
Tjrıocağ': Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 24* Isunbul fe! (0 2121 M2 05 05 (20 haı) Faks-(0 212) 513 85 95
25OCAK1999 İmsak: 5.44 Güneş: 7 15 Ögle: 12.23 ' Ikındi: 14.55 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.43 www.cumhurivet.com.tr
Yemin töreninde
minik konuk
• Haber Merkezi -
Sovyetler Bırliği döneminde
en bü>âik eğıtim
kamplanndan birinin
bulunduğu Ukrayna'nın
Oster kentınde askerler dün
yemin etti. Kiev 'in 70 km.
kuzeyindeki Oster'de
düzenlenen törene
askerlerden bırisi küçük
kardeşıvlegeldj.
İsveç'te 2000
yılının ilk
çocuğuna ödiil
• İstanbul Haber Servisi-
Kuzev İsveç'teki Pitea
Beledıyesı seks kampanyası
başlattı Belediye Başkanı
Eleonor KJockare yaptığı
açıklamada, 17 Mart gecesi
tiim elektrikleri
keseceklerini ve "Harpalt
2000 (Tavşancık 2000)" adlı
kampanya ıle 2000 yılının
ilk çocuğunu 20 mılyar
lırayla ödüllendireceklerini
belirtti. Klockare, 17 Mart
gecesi içın erkekleri
prezervatiflerini, kadmlan
ıse doğum kontrol haplannı
çöpe atmaya da\et etti.
Ppezervatifi ilk
kez Mısmlılar
kullandı
• NEWYORK(AA)-
Yapılan araştırmalarda
prezervatifın ilk önce
Mısırlılar tarafından
kullanıldığı. ancak
Mısırlılann kullanım
amacının doğum kontrolü ya
da cınsel hastalıklardan
korurunak için değıl, cınsel
organlannı örtmek amacına
yönclik olduğu ortaya çıktı.
Uzmanlar. prezer\atifin
hastalıklardan korunma
amacıyla ilk defa lngiltere
Kralı II. Charles tarafından
denendiğini belirtiyorlar.
Uzmanlar. Mısırlılann
kullandıklan prezervatiflerin
eski Mısır resımlerinde de
görülebildiğıni belirtiyorlar.
Beyin kanserine
akrep zehiri
• CH1CAGO (AA) -
Amerikan Gelişen Bilim
Birliği"nin Califomıa'da
süren yıllık geleneksel
toplantılannda. yeni
buluşlarla ilgili raporlar
açıklanmava de\am ediyor.
Alabama Lniversitesı'nden
bir bilim ekıbi, son
toplantılardan birinde, 12
santım boyundaki dev İsraıl
akrebının zehırinın,
öldürücü beyın kansen
'glioma'yı öldürmeyi
başardığını açıkladı.
'Türkçeyi
kiplettilep'
• İSTANBUL (ANKA) -
Dil Derneği Başkanı Sevgi
Özel, kişi \e kurumlanndile
önem vermemeleri
nedeniyleTürkçeyi
yozlaştırdıklannı belırterek,
eğıtime önem venlmesi
gerektığını ifade etti. Kışıler
\e kurumlann Türkçeyi
kirlettigıni belirten Ozel.
televizyon ve radyolarda
kullanılan Türkçeyi
eleştirerek Türkiye'de.
arabesk yapıdan dılin de
payına düşeni aldığını
söyledi. Özel. yapılan
yanlışlan artık herkesin
benimsediğıni de belirtti.
Denizterin tarihi
• İZMİR (AA) - Tûrkiye'yi
çevreleyen denizlerde
bilınen ve heniiz gün ışığına
çıkanlamayan "tarih"', kitap,
CD rom ve video kasette
toplanıyor
"Denizlenmizdeki Tarih"
adlı kitap. önümüzdeki
aylarda Yapı-Kıedi Yayınlan
arasinda pıvasaya çıkacak.
Kitapta bugüne kadar tespit
edilen batıklann vanı sıra
belırlenen 2 ve kazısı
yapılan 7 gemi batığı
anlatılıyor.
Okul ve ailelerin cinsellik konusundaki yanlış tutumlan gençleri gizliliğe ve ikiyüzlülüğe itiyor
Ciıısel eğitim okuDarda verflmeliFİGEFATALAY
Okul ve ailenin cinsellik konusundaki
yanlış tutumları. gençleri gizliliğe ve iki-
yüzlülüğe itiyor. Gençler, baskı altındaki
cinselliklerini saklayarak ve suçlanarak sür-
dürürken, sorunlarla boğuşuyor.
Cinsel sağlık eğitiminin ders programla-
nna konulması ve bu dersi verecek eğitim-
cilerin bu konudaki önyargılardan kurtula-
rak. yeterlı donanımlan kazanmalan gerek-
tiği belirtiliyor.
Eğitim-Sen'in u
Cinsel Eğıtim" konusun-
da hazırladığı rapora göre. Türkiye'de yapı-
lan araştırmalar. anne-babalann çocuİdan-
na cınsel bilgi vermekte yetersız kaldıklan-
nı gösteriyor. Prof. Dr. Ozcan Köknet'in
araştırmasına göre. gençlerin ancak yüzde
15'i doğrudan,yüzde4ri isedolaylı olarak
anne-babalanndan bilgi almışlar.
Neler amaçlanıyor?
Eğitim-Sen"in raporunda cinsel eğitımle
neler amaçlandığı şöyle anlatılıyor:
"Cinsel eğitim bireyin;
• Kendı cinsel gelişimmin. gelişim süre-
cinm bır parçası olduğunu anlamasını,
• Eğitim-Sen'in hazırladığı rapora göre, anne-babalar çocuklanna
cinsel bilgi vermekte yetersiz kalıyor. Prof. Özcan Köknel'in
araştırmasına göre, gençlerin ancak yüzde 15'i doğrudan, yüzde
41'i ise dolaylı olarak anne-babalanndan bilgi almışlar.
• Kadın ve erkek cinselliğine gerçekçi ve
olumlu yaklaşabilmesini,
• lnsan cinseiliği konusunda başkalannın
görüş ve davranışlanna saygılı olmasını,
•'Olumlu bir kişilik geliştirmesini ve
olumlu ilişkilerkurabilmesini.
• Cinsellikle ilgili suçluluk, korku, endi-
şe gibi olumsuz duygulardan kurtulmasını
ve cinsel yaşama ilişkin sorumluluk duygu-
sunu geliştirmesini.
• Istenmeyen gebelikler ve cinsel yollabu-
laşan hastalıklar gibi olumsuz sonuçlardan
korunmasmı,
• Dengeli ve uyumlu bır cinsel yaşam
sürmesini amaçlamaktadır."
Okuldaki cinsel eğitimin, gençlerin suç-
luluk duygusundan kurtulup, içtenlikle cin-
sellik üzerine düşünmelerini ve tartışmala-
nnı sağlayabıleceği vurgulanan raporda, cın-
sel eğitimin zamanında ve uygun yöntem-
lerle kazanılamamasının bireyde doğuraca-
ğı sonuçlar şöyle sıralanıyor:
• Olumlu cinsel kişiliğin gelişmesini. ki-
şinin kendisini sevmesini engeller, çevre-
siyle olumlu ilişkiler kurmasıru güçleştirir,
cinsiyet aynmcılığını körükleyerek kişiyi
kendine yabancılaştınr.
• Cınsler arasında iletişim bozukluklan,
toplumsal kutuplaşmalan arttınr, cinslerara-
sındaki şiddeti kışkırtır.
• Cinsel sorumluluk bilincinin, cinsel yol-
la bulaşan hastalıklardan korunma alışkan-
lıklannın gelişmesini önler.
• Sağlıklı cinsellik yaşayamamak,psiko-
lojık sorunlara yol açar. Sosyal ve toplum-
sal rahatsızlar yaratır.
• Doğurganlığmı düzenleyememek, ka-
dın nüfusta hastalıklara, sakatlıklara, anne
ve bebek ölümlerine, istenmeyen gebelikle-
re neden olur.
Cinsel eğitimin zamanında, sağlıklı or-
tamlarda ve sağlıklı kişiler tarafından veril-
memesi, bireyin bu ihtiyaanı sağlıksız yol-
lardan yanlış ve eksık bilgilerle tamamlama-
sına neden oluyor. Cinsel eğıtim konusun-
da yapılan araştırmalar. en etkili ve en ba-
şanlı yöntemın, aynı yaş grubu bireylerin oluş-
turduğu grup çalışmasına dayanan eğitim
yöntemi olduğunu göstenyor.
Dünyada cinsel eğitim
Eğitim-Sen'in araştırmasına göre, dün-
yada gelişmiş ve gelışmekte olan ülkelenn
cinsellik eğitimi politikalannda farklıhklar
bulunuyor. Cinsellik eğitimi. gelişmiş ülke-
lerden trlanda dışında tüm Batı ile Kuzey Af-
rika ülkelerinde zorunlu olmasa da okullar-
da veriliyor.
ABD'de cinsellik eğitimi ve programlan
eyalet yönetiminin kararlanna bırakılmış
durumda.
Birçok ülkede cinsel eğitimin sonuçlan-
nı değerlendirmek için yapılan araştırmalar,
cinsellik eğitiminin, evlilik dışı doğum ve kür-
taj oranlan, partner sayısı, cinsel ilişki sık-
lığı ve cinselliğe bağlı suçluluk duygulan-
nın azalmasında yardımcı olduğunu göste-
riyor.
Peribacaları için Kültür Bakanlığı 'nın desteği bekleniyor
Göreme Belediye Başkanı Mızrak. peri bacalannın vıkılnıa tchlikesi\lekarşı karşıya kaldığını söyledi.
Yıküınca mı sahipçıkUacak?
SELAHATTtN ŞAHİN
NEVŞEHİR- Dünyanın en ılginç
görünümlü penbacalanna sahip K.a-
padokya bölgesindeki kültürel ve ta-
rihi değeri olan yapılann kurtanl-
ması ve uzun süreli kullanımı için or-
taya atılan alternatif görüşlere K.Üİ-
tür Bakanlığı'nın destek için giri-
şimde bulunmaması tepkiyle karşı-
lanıyor.
Uçhisar Belediye Başkanı Savaş
Taşlon. bölgede özellikle son Os-
manlı döneminde yapılan evlerin
kurtanlmasına dönük çalışmalarda
Kültür Bakanlığı'nın desteğinin ar-
tık kaçınılmaz hale geldığini belirt-
ti. Taşkın şunlan söyledi:
"Bugüne kadar kültürel varhkla-
nn konınmasuıa yönelik girişimleri
başbrtmakta acizbir görüntü icerisin-
de bulunan Kültür Bakanlığı. bölge-
mizde bulunan tarihi eserler birer
ikişer tarihe kanştıktan sonra mı bu
eserlere sahip çıkacak? \ ıllardan be-
ri Kültür Bakanlığı'nın değişik kade-
melerinde Kapadokya'nın kurtanl-
masına dönük plan ve hedeflerimizi
dilegetirmemize karşın gereken yar-
dım ve katkıyı bulamıyoruz. Bu eser-
ler bizim turizmde var oluş sebeple-
runiz. Bu eserier de gerek doğal ola\-
lardan ve gerekse yürüriükteki bazı
kanun maddelerinin uygulanış bi-
çimlerinden dolayı olumsuz bir etki-
lenim gösteriyor. Çağnlar «pıyoruz,
ama bugüne kadar köklü bir çaltşma-
vi izieyememenin derin uzüntüsü için-
deyiz. Uçhisar da tarih yıkıhrsa onu
a>ağa kaldırmak mümkiin değü; an-
cak yaralı bir insanı ledavi ile ayağa
kaldırabiHrsiniz. Tarihi >apı yıkıhr-
sa bir daha yapılamıyor. Bir tarihi
varhğın yıkılmasını, Kapadokya'nın
rurizm potansiyeline vurulmuş bir
darbe olarak nitelendiriyorum ve
Kültür Bakanlığı'nın yetkililerini Ka-
padokya bölgesinde geniş çaplı bir
kurtarma çalışması için bekliyoruz."
40'a yakın tarihi ev
Göreme Belediye Başkanı Musta-
fa Mızrak da. özellikle doğal olay-
lardan olumsuz yönde etkılenen pe-
ribacalannın ve hemen yanı başın-
da son Osmanlı dönemi ile Cumhu-
riyetin ilk dönemlerinde yapılmış
evlerin yıkılma tehlikesiyle karşı kar-
şıya kaldığını söyledi. Mızrak, "Gö-
reme'de sayılan 4O'ı bulan tarihi ev-
ler bu durumda. Bazılannın icerisin-
de insan yaşıyor, bazılann da yaşa-
mrvor" dedi.
Her yıl 500 milyon kişi bu hastahktan yatağa düşüyor
Grip yakamızı bıraknnyor
• Aşımn yanı sıra vitamin
kürleri ve sıkı korunmayla
önüne geçilmeye çalışılan
grip, eylül ve ekim
aylanndan başlayarak
etkili oluyor.
ANKARA (AA) - Şu günlerde
pek çok ülkeyi etkileyen grip
hastalığının her yıl dünya
nüfusunun yüzde 9'unu esir aldığı
belırlendi. Dünya Sağlık Örgütü'nün
(WH0) saptamalanna göre her yıl
dünyada 500 milyon kişi gribe
yakalanıyor. Dünya Sâğhk Örgütü,
bugün 5 milyar 829 mılyona ulaşan
dünya nüfusunu kapsayan bir ağ
oluşturarak değişım gösteren grip
virüslerini sürekli olarak ızliyor.
Her yıl üç ayn virüs tipinı ınceleyerek
aşı hazırlayan örgüt, virüsün izole
edilmesi için çalışmalar
sürdürüyor. tlk grip
vırüsü 1933 yıhnda
ızole edilırken
ınsanoğlunun hastalıkla savaşımı uzun yıllardır sürüyor.
Grip nedeniyle insanlar ışe ya da okula gidemezken
hastalığm komplikasyonlan için uygulanan teda\ıler de
çok büyük ekonomık kayba yol açıyor. Dünyada ışe
gidememe nedenlennın yüzde 10-12'sinı grip hastalığı
oluşturuyor. Bunun sonucu olarak da her yıl ortalama 3-
7 gün arasında bir işgücü kaybı söz konusu.
Örneğin, ABD'de 15 gün işgücü kaybına neden
olan gnbin ülke ekonomısine verdiği
zarar yıllık 5 milyon dolar. Aşmın
yanı sıra vitamin kürleri ve sıkı
korunmayla önüne geçilmeye
çalışılan grip, eylül ve ekim
aylanndan başlavarak etkili
oluyor. Grip v irüslerirun yapısı
değışim gösterdıği içın de hastalığa
karşı ınsanlann direnci kısa sürede
düşüyor. 'Influenza'virüsünün
neden olduğu grip, ani olarak 39
derecenin üzerinde ateş, şıddetlı kas ve
eklem ağnlan, halsizlik, bıtkınlik.
titreme, baş ağnsı ve kuru öksürük ile
başgösteriyor.
Bu belirtiler nedeniyle hastalığı ayakta
geçirmek olanaksızlaşıyor ve grip, hastalan
3-7 gün yatağa mahkûm ediyor. Hastalığın
neden olduğu halsizliğin sona ermesi
yaklaşık 2 hafta sürüyor. Gribe vol açan
virüs çok kolay ve hızlı bulaşıyor
ve havada 2.5 saat süreyle
asılı kalabiliyor. Grip,
hasta kişilerle veya
onlann ağız. burun
akıntılannın bulaştığı eşyalarla temas edılmesiyle de
kapılabiliyor. Çocuklar. yaşlılar \e kronik hastalıklan
olanlarda gnp çok daha ağır seyredcrken ölüme kadar
varan cıddı sonuçlara da yol açabılıyor. Grip, çocuklar
ve yaşlılarda ikıncil enfeksiyonlara da zemın hazırlıyor.
Zatürree, orta kulak ıltihabı, beyın zan ve dokusu
enfeksiyonlan gibi komplikasyonlara da neden oluyor.
Eğitim-Sen'in öneriieri
Okul-aile işbirliği
güçlendirilmeli
Eğitim-Sen'in cinsel
eğitimin oku1larda nasıl
verHmesi gerektiği konu-
sundaki öneriieri şöyle:
•Cinsel eğitim bilgile-
ri, ilkögretım okulunun bi-
rinci kademesinden baş-
layarak hayat bilgisi, sağ-
hk bilgisi, fen bilgisi, bi-
yoloji, psikoloji, sosyolo-
ji gibi derslerin program-
larma yerleştirilmeli.
•Okullardasmıföğret-
menlen ve rehber öğret-
menier çocuklara bu konu-
da destek olabilecek şe-
kildc donatılmalı.
• Okul-aile işbiriiği güç-
lendirilmeli, ailelere bu
konudagerekli bilgilerve-
rilmeli.
•Gençlerin cinsel so-
runlanna ve ûrcme sağh-
ğı problemlerine yanıt ve-
rebilecek danışma mer-
kezleri oluştunılmah, var
olanlann çalışmaian des-
teklenmeli.
• Gençlere yönelik cin-
sel eğıtim projeleri yürü-
ten Siv'il Toplum Kuruluş-
lan ile işbirliği yapılmal».
•Cinsel eğitim yatay
ilişki içinde verilmeli. Bil-
gi demokıarik bir ortam-
da paylaşıldıkça etkili olur.
B u g e c i k m e l e r r e k o r I a r k i t a b ı n a g e ç e r
43 yıl geciken aşk mektubu
ANKARA (AA) - Dünyanın dört
biryanında "gideceğiyere" hayret uyan-
dıracak şekilde gecikenler Rekorlar
Kitabı 'na geçecek nitelikte garip olay-
lara imza atıyor.
Aylık kültürdergisi Bütün Dünya'da
yer alan derlemeye göre. ganp gecık-
me rekorlan:
• Birinci Dünya Savaşı'nda Gelıbo-
lu'daki siperlerin arkasında yoğun ateş
devam ediyordu. Asker Jim Page, bir
ara ateşe ara verildiğinde üniforması-
nın içinden çıkardığı bır dergideki
"Worchester Sauce" ısımli yemek ta-
kımı şirketinin bedava fıncan veren
kuponunu gördü. Kuponu kesen Page,
aradan geçen uzun zaman içerisinde fm-
can kuponunu cüzdanında unuttu. Wor-
cester Sauce firması, 1996 yıhnda ku-
ponu gönderen emekli asİcer Page'e
yıllar önce yayımlamalanna karşın por-
selen bir kahve fincanı gönderdi.
• 1895 yıhnda dünyaya gelen Roza
Lagunoff 1910'daÇarlıkRusyası'ndan
ABD"ye göç etti ve Amenkan vatan-
daşlığına geçmek için başvuruda bu-
lundu. Başvurusu uzun yıllar boyunca
ıncelenen Bayan Lagunoff, tam 87 yıl
sonra 1997'de vatandaşlığa kabul edıl-
di. Lagunoff. ABD'ye bağiılık yemi-
ninin kimı bölümlerini yaşlılıktan do-
layı yanlış okudu.
• lngiltere'de 103 yaşındaki Molly
MaxwelL 80 yıl önce öğrenim görme-
ye başladığı Cambridge Üniversite-
si'ndendiplomasmı 104. yaşgününde
aldı. 1917 ytltnda üniversitenin Yaban-
cı Diller Bölümü'nü bitiren Bryan Max-
well. o yıllarda geçerli olan ve kadın
haklannı kısıtlayan yasalar gereğince
dıplomasını alamamıştı.
• bgıltere'nin Hemel Hamstead ken-
tinde ya^ayan 58 yaşındaki Doris Spen-
cer'a üç tane aşk mektubu geldı. Bu
mektuplar 43 yıl önce Jim Invin adlı
bır hayranından geliyordu. Invin'in
kim olduğunu da anımsayamayan Ba-
yan Spencer, aynntılı bir araştırma ya-
pıncagerçek ortaya çıktı. 17yaşınday-
ken kaldığı kilise yurdundaki görev lı-
ler, öpücük mühürleri taşıyan mektup-
ları.
u
müstehcen bulduklan için" Do-
ns'e ıletmemişlerdı.
• Merkezi Ankarada bulunan Salak-
lar Demeği Genel Başkanı Hasan Ka-
rabay'ınaçıklamasınagöreMÖ l.yüz-
yılda, Izmir'in Aliağa ilçesi yakınlarm-
daki Kyme kenti halkı, yaşadıklan ye-
rin denızin kenannda olduğunu, bura-
da 300 yıl yaşadıktan sonra far ketti.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Futbol'da 'Ecnebi'yi Geçmek!
Hiç unutmam; llgm'dan (Konya), Fuar münasebe-
tiyle Izmir'e gelmiştik; o tarihte bu, Avrupa'ya
gitmek gibi bır şey! 'Ecnebi' bırtakımı, AJsancak Sta-
dı'nda, ilk defa bu münasebetle seyredıyorum: 'Ena-
diy-ül-ehli' adında bır Mısır takımıydı; yanılrnıyorsam
bizi, yenmişlerdı de! Gençler bılmez, 'Ericen'Cumhu-
riyet döneminde de. futbol trafiği haylı yoğundu; he-
le mevsim brterken, çeşitli Balkan ve Orta Arvupa
ekipleri Istanbul'a gelirdi: Avusturya'dan, Admira, Fırst
Wienna, Rapid; Macaristan'dan Ferençvaroş; Bul-
garistan'dan Leviskiy; Romanya'dan Tamışvar; Yü-
narnstan'dan. Olimpiyakos, Panatinaykos, Apollon,
bunlann arasındadır, zamanın uç büyükterı (BJK, GS,
FB) ıle oynayan bu takımlar, çokluk başanlı oluyorlar-
dı; galiba bu yüzden, üç büyüklerin karması demek oJan
'İstanbul Muhteliti' ile de bir maç oynamalan prog-
rama alınıyordu; ıhtımal, onlan böytece yenebılir miyiz
diye? Yendığimiz de olmuştur, hani!
Farkındaysanız, günümüzde bile seyirci, 'ecnebi'
takım maçlannı, yüregı elinde izliyor; gerçi 50'li yıllar-
dan bu yana, gerek 'Millî Futbol Takımımız', gerekse
ünlü takımlanmız, yabancılar karşısında, eskisiyle öl-
çülemeyecek kadar başanlı olmuşlardır ama, doğru-
su ya, 'istikrariı' bir üstünlükten bahsedilemez. bca-
ba bunun temel nedeni nedır? Türk Futbol Ekolü'nün
birtürlü oluşamaması mı? Oldum olası ekıplerimiz 'ec-
nebi' antrenöriere emânet edilır; o geçıcı uzmanlar da,
anlayabildikleri ve kıvırabildikleri kadanyla, yabancı
futbol modellerini uygulamaya çalışırlar; ekibin yapı-
sına ve esnekliğine göre, ya başanlı olunur, ya olun-
maz!
Temel sorun. 'oyuncu'da mı?
Oysa temel sorun çalıştıncıda değil, oyuncudadır;
futbolcu, oyun idrâkini, 'konsept'in uygulama bi-
çimini kavrayamazsa, 'hoca' ona ne anlatırsa anlat-
sın, sonuç isteniten olmayacaktır, demek kı, sorun ne-
ticede futbolcunun, entetektüel kapasrtesine ve fizik
gücüne gelip dayanıyor.
Entelektüel kapasite dedim de!... Gelişmekte olan
bir toplumda, gecekondu ya da kenar mahalle ço-
cuğu, ciddi bir sanayileşme bilinçli olarak önlen-
diği için, proleterleşerek tarihi anlamda ait oldu-
ğu sınıfla kaynaşamaz: onun yedek 'errvek depo-
su' olarak açıkta ve 'lümpen' olarak tutulması, dü-
zenin hesaplanna dahildir seyyar satıcılık ede-
cek, baskülle sokakta adam tartacak, balon sata-
cak; tarihsel misyonunun bilincinde bir işçi, asla
oiamayacak! Daha daha, tuketim toplumu' media'sı
sâyesinde, bu 'gariban'da zengin olmak, sınrf de-
ğiştirmek (atlamak) tutkusıı yaratlıyor. Kolay mı bu?
Elbette değil! Işte o zaman yoksul çocuklan için
tek sınrf değiştirme olasılığı futboldan geçer. Bu-
gün nice iş güç sahibi olmuş eski futbolcumuz
vardır ki, kökenini kurcalasanız, son derece mü-
tevazı ailelere dayandığmı görürsünüz. Futbol sâ-
yesinde 'köşeyi dönen' üçbeş kişinin bulunması; ge-
cekondu halkından kimbilir daha kaç çocuğu, arsa-
larda top koşturmaya yöneltir. Belki yüzlercesini. Ama
diyeceksiniz ki, içlerinden ancak üç beş kişi çıkacak!
Hiç denemeseier, daha mı iyi?
Demek ki, oyuncu futbola sınrf atlama hırsı ve va-
roş kapasitesi ile geliyor. Yakışttrmak gibi olmasın
ama, sanayidekı hemangı bir üretim birimi ile bir fut-
bol ekibinin işleyışı arasında, ışlevsellikaçısından şa-
şırtıcı bir benzerlik vardır.
Bir de buna bakar mryız?
Oyunda, 'üretim dlslplinr...
retım bınmi, önce ürünü tesbrt ediyor; sonra üre-
tımin tasanmını yapıyor; daha sonra bu tasanmın
e-
U
uygulama planlamasını gerçekleştirip, bu plan gerçı
ğe aktanlıyor. Öyle mi? Aslında bu, bir zamanlama ve
koordinasyon ışıdir. Hepsi doğru tasarlanır, dogru uy-
gulanırsa, arzu edilen birim zamanda. öngörülen ürün
elde edilır. Eh. futbolda da öyle değil mi? Önce eki-
bin oyun tasanmı, sonra bunun rakibe ve oyuncu-
ya göre planlanması, sonra da uygulama modeli;
bu model maç sırasında, sahada zamanlanır, ke-
nardan koordine edilin başanlırsa, amaç olan sa-
yı üstünlüğü elde edilir, çünkü yeterince gol 'üre-
tilir'.
Elbette bu benzetmeye, üretim bıriminin ve futbol
ekibinin, 'genel' üretim/futbol stratejisi ile 'özel' maç
başına/üretim/oyun taktiğı benzetmesinı de, eklemek
lâzım. Bundan ne mi çıkıyor? Bakınız, ne: Futbol'un
neden sanayi üretimindeki disiplini üst/yapısına ak-
tarabilmiş toplumlarda, çok daha başanlı olabile-
ceği gerçeğü Hal böyleyse, futbolcunun entelek-
tüel olarak, bu üretim/uygulama sürecini, bütün de-
ğişkenliği ve esnekliğiyle kavrayacak düzeyde ol-
ması gerekir.
Türk futbolcusu için, sanınm, en önemlı ve gerekli
şart budur. Ulusal onurumuzu ıncitmek ıstemeyen ya-
bancı uzmanlar ne diyor, Tek tek, İyi futbol oynuyor-
sunuz, yetenekli gençlenniz var ama, 'kollekttf' oyuna
ayak uyduramıyorsunuz'. Bu sözteri duydukça, ben gü-
lerim: kollektif futbol oynayamıyorsunuz demek, fut-
bol ovnamasını bilmiyorsunuz demekle bir. Bizim ço-
cuk çıkıp orada fiyaka yapıyor, tribünlerde sivrilecek;
atlattığı her adamla, aşağılık kompleksini biraz daha
giderecek; hele bireysel çabasıyla bır gol atabilirse, ta-
raftarı arasında efsâneleşecek! Kırsallıktan henüz
çıkmış, ya da çıkmakta olan bir toplumda, genel
eğitim ve öğretim düzeyi nedir ki, futbolcunun eği-
timi ona, oyunu bütün kaypaklığıyla bir bütün ha-
linde kavrama yeteneğini verebilsin?
Hiç mi gelişmedık? Geliştık, tabii! Yine de, katedi-
tecek hayli yolumuz var.
Altına lüks bir araba çekip...
futbolda 'fizikgüç', başannın 'olmazsa olmaz' un-
I surlarından, başlıcası! Hep düşünmüşümdür, fut-
bolumuzun 'efsâne' şöhretleri, sanayi toplumu tem-
posunda oynanan bir maçı, başmdan sonuna, aynı di-
rılikte götürebilir miydi? Hiç sanmıyorum: Lefter'in za-
man zaman oyundan 'kaybolduğunu', yani 'dinlendı-
ğini' kim unutabilir? Şükrü de biraz öyleydi, sanınm.
Metin, rakip kalenin önünde, beklerdi. Günümüzde bi-
le, başarısız sayılan ekiplerimizin yansı, maçı 'kondis-
yon eksikliğinden' kaybediyor. Kondisyon ise, yalnız
fizik düzeyde güçiülüğe, antrenmana değil; doğ-
ru ve yeterli beslenmeden, doğru ve akıllı yaşama
biçimine kadar, bir sürü koşula bağlıdır ki; hiç şüp-
hesiz, bu da ayrı bir disiplin demektjr. Ceplerı para
görür görmez, altına lüks bır araba çekip, soluğu ne
idüğü belirsız gece klüplennde alan, o yoksul halk ço-
cuklanna bunu, nasıl öğreteceksiniz? Belki de bu yüz-
den, profesyonel futbol iş sahasında, suyun yüzünde
görünen üç beş delikanhnın yanında; bilinmez kaç yü-
zü, suyun altında boğulup gıtmektedir.
Evet, eskisine oranla, hem futbolcu düzeyinde,
hem kulüp düzeyinde, bir ilerleme görünüyon fa-
kat, bu ilerleme bireysel ve yöresel kalmıyor mu?
Türk futbolcusunun, bilimsel olarak bu yönlerden
ele alınıp ciddi ciddi irdelenip incelendiğini; genel
bir Türk futbolcusu proto/tipinin çıkanldığını, ön-
lemlerin ona göre alındığını söyleyebilir miyiz? Hiç
sanmıyorum!
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://vvww.ecia.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm