Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 1999 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türkiye Küreselleşme Oyunlan-II
Prof. Dr. ERDOGAN SORAL
S
ivasette Küreselleşme: Ka-
pıtahst toplumlarda "kûre-
seUeşme"'nın kabul gorme-
sı, ulkedekı sıvasal rejmı
tarafından benımsenmesi) -
le olanaklıdır Turkıve ço-
ğulcu demokrasıvle yonetıldığı duşle-
nen azgelışmış bır ulkedır Boyle olun-
ca, parlamentosunda farkh dunya goru-
nuşune sahıp "si>asalpartiierin'"bulun-
ması, değerlendırmelenn değışık goruş-
lenndoğrultusundavapılması ekonomık
ve toplumsal sorunlara farklı çozumler
aranması beklenır
Parlamento karşıt gorüşlenn tartışıl-
dığı bır soylem alanı olmalı tartışmalar
tarafsızbırmedvaaracılığıylahalkadu-
rustçe aktanlmalıdır Bu soyledıklen-
mıztn acaba Kaçı Turkıye de vardır1
Ulkemızde küreselleşme somut bır bı-
çımde parlamentoya taşınmamış ozü
uzennde kapsamlı bır tartışma açılma-
mıştır Küreselleşme nedir? Ne zaman,
hangi amaçja dunv a kapıtali/mınin gün-
demınegırmıştır.' -V/geüşmış ulkelere ne
getirmış. nevı goturmuştıır? Bunlann
hıçbın ırdelenmış değıldır Azgelışmış
ulkelerde demokrasılenn zaman zaman
askıya alındığı, demokrası dışı rejımle-
nn geçıcı de olsa vaşandığı bılınır Bu
ulkelerde demokrasi çokkez monarşiden
oügarşhe uzanan çizgideki sivasal yapı-
larla ortuşebilmektedir. Nasıl? Bır ulke-
de çoğulcu demokrasıden soz edılebılı-
vorsa o ulkede mutlaka "laisizm" var-
dır Laısızmavdınlanmanın, dogmalara
karşı çıkmanın en etkın aracıdır O ne-
denle demokrasının guç kaynağidır De-
mokrasıyleçelışmekbıryana onsuz de-
mokrası duşunulemez Çoğulcu demok-
rasivelerde siyasal velpazeyi oluşturan
partilerden hiçbiri kendini laisizm dışın-
da gorenıez. Aksını duşunmek demok-
rasının dışına çıkmak demokrasıyı yad-
sımaktır Bır ulkede koklen laısızme
uzanan ve demokrasıyı soluyarak ayak-
ta duran sıyası partıler laıklıkten ödün
v ermeye başlamışlarsa o ulkede laiklik-
demokrasi bırlıktelığı." laisizm-demok-
rasi çelişkisine" donuşmuş çok onemlı
siyasal bır sorun yaşanmaya başlamış
demektır Bu yozlaşma parlamentodan
başlayıp devlet katlanna yayılıyorsa.
de\ let başkanı dünu unutup bugunü kur-
taımak ıçm kem kum edıyorsa, demok-
rası amacı dışında. kullanılan bır anah-
tar durumuna getınlmış demektır Böy-
le bir anahtar. acaba hangı kapılan açar?
Bu anahtar. gelışmekte olan ulketenn ka-
pıtalizmmde. küreselleşme (ı\ u nlannın eş-
liğınde. vasadışı kuçuk buvuk, sılahü si-
lahsız, kamu >a da özel çetelerin, mafya
buyruğundaki canüerin, finans kunım-
lannı (bankalar. borsalar vb.) ve devleti
ele geçırerek ulkeye egemen olmalannı
sağlar
Siyasal parti ve lider oligarşisi
Şımdı, bu ulkelerden bınnde ve gos-
termelık çoğulcu demokrasının eşığın-
de neler olabıleceğını duşleyelım De-
mokrasının v azgeçılmez öğelen say ılan
sıyası partılenn tepe noktalannda olup
bıtenlen ızleyehm
- Bu partilerden bınnın ın ktyım lıde-
n yurttaşlara seslenıyor ve şunlan >>oy-
lüyordu "Birgunkendinizikaranlıkbir
tunelin ıçınde yapayalnız bulduğunuz-
da. kolunuza ak sakalh, nur > uzlu bın gt-
recek ve sta tünefin ucundaki ışığıya gö-
turecektir. O kisiyi yanınızda bulmak is-
tnorsanızona maddı ve manevı deste-
ğınızı esırgemevın, onu biiriin varuğı-
ruzla destekkyin." Toplumun bu sozle-
re gıderek azalan desteğı lıden kızdırmı-
şabenzıyordu Bır başkayerde yurttaş-
lara "Ey gafil! Sen doğduğunda kulağı-
na besmele okunurdu. Nedense. bundan
zamanla vazgeçtiler. Türkiim, doğru-
yum. çahşkaıum. dediler, başkalan çık-
ü, biz, sizden daha çabşkanız, daha doğ-
ruyuzdev ip ahalinin arasına girdiler, ba-
şımıza duştenmedık bclalar getardSer" dı-
>ordu Lıder de benım gıbı bır devlet
memuruvdu Servetıbırçuvalaltınlaol-
çüluyordu Tasarrufuçoksevdığınısoy-
lüyordu Ajamızdakıfarkbuydu Onagö-
re ben savurgan, o tutumluydu. Çunkü
bendebırçuvaldeğıl on gram altın yok-
tu.
- Bır başkaM basına gore şaıbelı bır
kadındı Kocasıyla bırhkte bır bankantn
sahıbını de yanlarına alarak bankanın
ıçını boşaltıyorlar. sonra da ıflasını ıstı-
yorlardı İşbıtıncılerbankayıborçlanve
alacaklanyla buyuk bır devlet bankası-
nadevredıyorlardı DevTedılen bankanın
borcu çok, alacağı voktu Borçlar, hal-
kın alın tenne kanşan enflasvonla ode-
nıyordu Ikılı ne edıp ne yaptılar, büyuk
Meclıs"ın komısyon uvelennı "çıkınma-
salına" ınandırdılar Çıkın gıbı tombul-
laşan saygıdeğer kadın kendısını kutsal
kıtaplara adamı> gorunuyordu Başın-
dakı yazmasıyladın ve para ıkılemını bır
buyuk holdıngın servetı uzennde ırde-
lıyordu Kendısını dınleyenlere para sap-
lantısından uzak durmalannı buvuru-
yordu
- Çıkına duşman fakat çıkın peşınde
koşan bır başka lıder partısının vızyo-
nuna sahıp çıkarak küreselleşme oyun-
larıyla ulusuna olan borçlannı çetelerle
anlaşarak ıkılıoynayarakvedeonlansı-
nekler gıbı av layarak oduyordu O da
buyuk Meclıs' ın komısyonunda aklanı-
yordu
Bunlar topluma tapan fakat toplum-
culuk yapmayan partılerdı Ya, toplum-
culaıf) onlar, acaba en yapıyorlardı'
- Yaşlı bır adamvebıryaşlı kadın bır
ımamın kolunda adım adım karanlığa
doğru yurüyorlardı Dunyada toprağı kı-
mın ışleveceğını, suyu kımın kullana-
cağınıunutmuşabenzıyorlardı İmamın
onculuğunde tunelın ucundaki ışığı ya-
kalayacaklanna, cennetın kapılannı aça-
caklanna ınanıvorlardı Aldanıyorlardı
- Bır başkası merdıvenın başında.
renklı vapav sıs bulutlannın arasında
konfetıler dunyasında. hafıf pop muzı-
ğının eşlığmde, bır pop şarkıcısı gıbı gu-
lucukler dağıtarak ve hızla koşarak ba-
samaklardanınıyordu Duzgûn konuşu-
yor, her şeyı söylüyor, fakat söy iedıkle-
n ıncır çekırdeöını doldurmuyordu
Mustafa Kernal'm partısı laisizm - de-
mokrası çelışkısının tutsağı olamazdı
Olmadı Onun otesıne de taşamadı Çun-
ku kurucusunun çağdaş goruşlennı ye-
tennce anlayamadı
Siyasal partılenn gunumuzdekı örgut-
lenme bıçımınden "demokrasi" çıkma-
dığına gore elde ıkı seçenek kalıyordu
Demokrasiden vazgeçmek va da siyasal
partilenn örgutlenme biçimleriyle dün-
ya goruşlen arasındaki uyumsuzluğu or-
tadan kaldırnıak.
Banka sahıbıy le anlaşarak bankanın ıçı-
nı boşaltan ve çıkın edebıyatı > apan par-
tı hdennın partısıne oy verenlenn bek-
lentısıyle, bır sol partıye oy verenlenn
beklentılen aynı olamazdı
Çıkına karşı görünup, çıkın edılmeye
çalışan partının yönetım kadroları bır
sol partıde barınamazdı
Turkıye siyasal partılenyleboylebır
açmazı yaşıyorsa partılenn yasal \ e etık
(ahlakı) sınırlar ıçıne alınması kaçınıl-
mazolur Budaancak partılenn kendı-
lennı, "liderlerinin" soylevlenyle de-
ğıl, kendı söylemlenyle topluma kabul
ettırmelenyle sağlanır Bunu yapmıyor,
ya da yapamıyorlarsa top artık seçme-
nınelındedır Orneğın. ulkemızdekı sol
partıler oytann buyuk kısmını okur-ya-
zar çalışanlardan ahrlar Bu partılen
ayakta tutan onlardır Onlardır sagın
soygununa bılınçsız oy veren eğıtılme-
mış ınsanlanmıza tepeden bakıp bu ca-
hıllerle demokrası olmaz dıyenler Şım-
dı bu ınsanlar dönup onlara, "Biz ger-
çekten cahiliz, bilir bilmez sağ partUere
o veririz. Va siz okur-yazariar.. siz kim-
lereoy vermektesiniz" dıye sorsalar. yu-
zumuz kızarmadan ne dıyebıleceğımı-
zı soyler mısınız9
Demokrasıyı yaşat-
mak istıyorsak once bu partılen sorgu-
lamalıyız Saydamlaşmalannı, program-
lanyla netleşıp karşımiza adam gıbı çık-
malannı yuksek sesle ıstemelıyız Sıvıl
toplum kuruluşlannın ıçınde ya da dı-
şında yurttaşlar olarak bu yuce gorevı
yennegetırmelıyız Demokratık ozgur-
lukler ıçınde ekonomide. hukukta, sağ-
hk ve egitimde, çağdaş teknolojik de\ ri-
mi ulkemize getırmekte neler tasaria-
dıklannı ve btınlan hangi araçlan kul-
lanarak ve hangi kadrolaria v apacakla-
nnı anlatmalannı istemeliv b, Soy ledık-
lennı, toplumsal sozleşmenın temel ıl-
kelen olarak algılayıp seçım gununu
beklemelıyız
Bunlan yenne gerırmezlerse ne olur1
Ikı sosyal demokrat partının oncekı se-
çımde aldıklan oylann sayısı bınnde,
bındeyedıbuçuk(yuzdeO7 5), dığenn-
de yuzde dort (yuzde 4) barajın uzenn-
dedır Aldıklan toplam oylann yaklaşık
yansıokur-yazarçalışanlanndır Buo\-
larda yuzde 10'luk bır düşuş. ıkı partı
ıçın gerçek bır çökuştur Şımdı, sol seç-
mende şöyle bır kuşku doğabılır Sol
partılere vermeyıp sağ partılen mı odul-
İendırelım'' Demokrasılerde solun çoku-
şu, sağın odulu olamaz Emeksız ser-
maye. soluğu tuketıp boğulmak uzere
olan bır ınsangıbıdır Sermayenın olumu,
emekten once olur Kaldı kı, partı lenn
çokuşlen yenıden doğuşlannı engel-
lemez
ARADABİR
Prof. Dr. ŞEFİK GÜNEY
Batıkent Ankara
Yaşayarak Öğrentöğimiz
Demokrasimiz!
Demokrasımızın eksıklerı olduğunu, yaşaya-
rak oğrenıyoruz
Ama yaşayarak oğrenmek, en ağır bedel ode-
mek anlamına gelmektedır Kanımca bu ağır be-
delı ınsanımıza odeten, vızyonu dar yonetım
kadrolarıdır Kanun devleti olmaktan çıkıp hukuk
devleti olabılmemızı sağlayacak en etkın ve yet-
kın kurum Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı'dır TBMM,
kendı ıçınde yasama ve yurutme şeklınde ışle-
yecek bır kurum olarak bıçımlendırtlmıştır. An-
cak şımdıkı ışleyış hıç de oyle değıldır Gorunen
ve yaşananlar odur kı TBMM yurutmenın ıste-
dığı doğrultuda gıtmektedır Oysa ıstenen,
TBMM'nın ulkenın çıkarları ve gerçeklen doğrul-
tusunda yasama ve yurutme etkınlıklerını gerçek-
leştırmesıdır Eğer yurutme herhangı bır neden-
le yanlış yaparsa (kı yapabıleceğı gorulmuştur)
yasama (TBMM ıçınde yeralan muhalefetveık-
tıdar mılletvekıllerı, başkanlık dıvanı, grup tem-
sılcılerı, komısyonlar, alt komısyonlar ve nıhayet
Meclıs genel kurulu) organı yanlışı derhal du-
zeltmelıdır
Terorıst A. Öcalan ıçın kararlı tutum gosterıp
Surıye ve Rusya'yı caydıran Turkıye, Italya kar-
şısında sergıledığı tutumda başarılı olamadı Bu-
tun dunyanın terorıst olarak tescıl ettığı bu ca-
nı, italya'ya gırınce aklanmış mı oldu? Italya bu
canının hangı yanını savunacak? 15 yıldır ışle-
dığı cınayetlerını mı, dunya çapında yuruttuğu
uyuşturucu tıcaretını mı, yoksa Avrupa yapımı sı-
lah tıcaretını mı? Bu ınsanlık suçlanndan han-
gısını savunmayı Italya goze alabılır Italya ıçın
bunlar 'kırk katır mı, kırk satır mı' kabılınden
seçeneklerdır Şunu da belırtmeden geçemeye-
ceğım Uyuşturucu Turkıye ıçın henuz çok bu-
yuk toplumsal sorun değıl, ama uyuşturucudan
Avrupa gençlığı zehırlenmektedır Ayrıca Ital-
ya'dan, şu anda bızım sıstemımızı sorgulamaya
kalkmadan once kendısının bır hukuk devleti
olarak (eğer hukuk devleti ıse) gerekenı yapma-
sı beklenır Hukuk devletlerının bağlı olduğu ev-
rensel hukuk kuralları veteamuller vardır Ancak
kendıne duşenı yaptıktan sonra, -eğer varsa-
Turkıye demokrasısıne ılışkın kaygılarını dıle ge-
tırır
llk elden boyle davranmayıp Kurtlerın hamılı-
ğını yapmaya yeltenıyor Kurt mılıtanların, gorev-
lerını yapan Turk gazetecılere saldırmalarına se-
yırcı kalıyor. Acaba bu gozu donmuş Kurt tero-
rıstler Italyan gazetecılere saldırsalardı Italyan
guvenlık guçlen boyle seyırcı kalırlar mıydP Şım-
dı bu tutum karşısında bız de Italya'nın çıfte
standart uyguladığını duşunmez mıyız'? Onlara
guvenebılır mıyız^
Bız nıçın alelacele kanun çıkarmaya kalkıyo-
ruz Nıçın daha onceden kendı ınsanlarımız ve
demokrasimiz ıçın TBMM, bu gereklı değışıklık-
lerı yapmadı da şımdı ıvedılıkle boyle bır yasa çı-
karmaya kalkıştık Hem de oyle bır zamanda ve
oyle bırı ıçın yapılıyor kı bunu mılletın onaylama-
sı asla beklenemez Bız haklıyız, terorle, terorıst-
le mucadele edıyoruz Yonetıcılerın o gunler-
dekı telaşını haklı bulmuyoruz
ÇEKUL
Gençlık Bırımı
Tarıhsel ve Kulturel Değışjmı Içınde "ANACXDLU SEMİNERLERİII"
"OSMANLI MİTOLOGYASI"
Prof Dr Metın And
26 Ocak 1999 Salı İTU Taşkışla 109 18 30
ÇEKUL/Çevre ve Kultur Degeriennı Koruma ve
Tanıtma Vakfı
Tel Faks 0 212 251 54 44pbx
c posta cekulvakfı ı superonhne com SemmBrler UCfBtSIZdir
Canlı Bir Tarihti Salim Rıza
MEHMET BAŞARAN
Y
ıllar once, bır guzel ınsan tanıdım
Yalova Ekın Şenlıklen'nde Se-
vecen, çevresıne yasama sevın-
cı dağılan. herkeste saygı uvan-
dıran bır aydın Katıldığı sofra-
yı, okuduğu şurierle tatlı sov le-
şılenyle canlandınvenyordu Canlı bır tarıhtı
Atatiirk'ün onunde Alan pıyesını oynamı^lardı
Bursa'da, Atatürk'e çok seNdığı Tcvfik FUtret'ın
"Ferda" şıınnı ezberden okumuş, onun ovgule-
nnı kazanmıştı
Yazın oğretmenıydı, ama bılınen yazın öğret-
menlennden defı}, yazın urunlennı sanatı şıın
dğrencılenne sevdıren, onlann yaratıcıhklannı
devındıren bır eğıtımcı Derslığe not deftenyle
not korkusuyla değıl. öğrencılennı guzellıklere
açan onlann duyarlıklannı gelıştıren bır yakla-
şımla gınyordu Bır yazın, bir sanat şöleni nedo-
nuşüyorduderslen Sıcak soluklan duyuluyordu
heT derste, yazın ustalanmızm
Anımsayabıldığıme gore Cahit Kulebi. Adnan
Özvalçıner, Hflmi Yavuz,Cemal Sureya,Cengiz Bek-
taş, Kemal Ozer ve daha nıce ozanımız. yazan-
mız oğrencısı olmuş, onun şevklendırmesıyle sa-
nat alanında kanatlanmıştı
Turk ulusal egıtımının tanhı gıbi)dı Pek çok
eğıtım bakanını yakından tanımıştı Sıvas Lıse-
sı'nde tstanbul Erkek Lısesı'nde, Galatasara\ da
Guzel Sanatlar Akademısı'nde dersler vermıştı
Yahya Kemal'ın. Yahya Kemal çevTesının, vaz-
geçılmez adamıydı
KÜÇUL uk kıtabı Salim Rıza Kırkpınar'dan Anı-
lar'da bır donemın yazın vaşamı sergılenıyordu
" Yok Hoca. bu Idtap bir tadtmlık, ardı gelmeli bu-
nun" dedığımızde, bılgece gulümsuyor ben Os-
carVVılde gibiherşevımivaşamımakoyTivorum"
dıyordu " Hem, durunbakalım,daha venidort kez
yirmi yaşımı geçtim, anılara da sıra gelecek elbet"
Bır akşam, baş başa soyleşırken
"Bilhor musun, dedi, ben Sabahattin Eyuboğ-
lu'vla bıriıkte vaptım askeriiğimi. Eyuboglu en
beğendığı m. sev dığım av dırdanmızdandı. AlÜı iist-
lüvduk ranzalarda askcriikte. Ne kı, dilımı ruta-
mam ben. Coştum mu başlanm sevdiğinı şürleri
okumaya. Turkyazınınınsevdiğim tum şiirkri bel-
leğimdedir. Vedek subay ogrencısi iken de kcndi-
mi tutamadım, şiirler okudum Nâzım'dan. Bu
yuzden de çavvş çıkarddım."
Uzunca bır suskunluk oldu aramızda
Ben de. Nâzım'dan şıır okunıa yuzunden ege-
men çevrelenn duşmanlığını kazanmıştım Yük-
sek Kov Enstıtusu çıkışlıydım 1947'de Yedek
Subay Okulu'ndan çavuş çıkanlarak, hapıshane
arabalanna doldurulan kırk beş kışıden bınydım
"Vereüniöpeyimhocanı^dedım. "Sizkurmay
çavuşlann pirisayılırsııuz." Yaşadığımız tum acı-
lara karşın, anlayışsızlığı, dar görüşluluğu lanet-
lercesıne keyıfle gulüştuk
Yedek Subay Okulu'ndan çavuş çıkan çavu^-
lann pınyle sonrakı yıllarda. daha bır yakınlaş-
tık, daha bır dost olduk Hanı, baba oğul gıbıv-
dık Derken Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne-
ğı. Lıselerde ŞıırOkumayanşmalan başlattı Sa-
lim Rıza \edatGünyol,ben. şurle yatıp kalkan
Sami Karaoren seçıcı kuruldaydık Mehçure Ka-
raören düzenlıyordu Anadolu yakasındakı etkın-
lıklen Kımı zaman, dernek başkanı sevgılı Tıkr-
kânSaylandakatılıyordubıze Lıselerde bır ekın.
sanatfirtınasıydıguzel şıırokumayanşmalan Bel-
kı de, yazın derslennden daha etkılı oluyordu o
etkınlıkler
Yarışmalar sonunda, yazınımızın pın Salim Rı-
za Kırkpınar ortaya çıkıyor kısaca kendısını ta-
nıttıktan sonra. Tevfık Fıkret'ten şiirler okuyor,
Ataturk'e ılışkın anılannı anlatıyordu Ve en çok
sevdığı, Kcmalettin Kamu'nun Çankayaşıınyle
bıtınyordu konuşmasını
1
"Kâbe \rabın oisun
Çankaya bize yeter!.."
Yukselen alkışlar, doksan yıllık yaşamının en
buyuk ödüluymuş gıbı, yûzû aydınlanıyordu
Bıriıkte, ne çok toplantıya katıldık, ne çok sar-
maş dolaş olduk Bana Hasan Âli'nın ılk abecey-
leyayımlanmışTarihiKadim'ını verecektı Ahkı.
olüm Anısına sevgıler, saygılar çavuşlann
pınnın
Bilimde Lobi Savaşlan...
Doç. Dr. ŞUKRAN ŞAHIN
B
ertrand Russell, 1938 yılında >a-
yımladığı İktidaradlı yapıtında "es-
kiden insanlar buvulü gıiçler elde
etmek için ruhlannı şevtana satar-
larmış. Bugun ınsanlar bu guçleri bı-
limvoluvlaeldeedıyor" sözcuklen-
nı bıraz da kaygı duyarak sürdurüyor Russell'ın
kaygısı. bılımsel araştırma sonucu oluşacak tekno-
lojıye sahıp otanlann, sınırsız. denetlenemez bır
guce sahıp olabıleceklen ve sonuçta msanlığın ya-
şamını ve demokrasıyı tehdıt edebıleceklen nok-
taMndan kaynaklanmaktadır Kaygismdahaksız da
değıldır Son ornek, \menka'nın. Bırleşmış Mıl-
letler'ı hıçe sayarak bınlerce kılometre uzaktakı
Irak'ı vTirabılmesı. boyle bır gücu olmasaydı ola-
naklı olabılır mıydı
17
Bu, konunun sadece bır yonudur Benzer ıktıdar
savaşlan bugun Amenka'da bılımsel araştırmala-
n yonetenler arasında yaşanmaktadır tnsan geno-
munun araşünlması projesi ıle insan genlerinin
haritasının çıkanunasuu hedefleyen projede yaşa-
nanlar bundan daha farklı değıldır Bu proje ıle ıl-
gılı olarak oylesıne reklam yapılmıştır kı, proje ıle
ılgılı halka açık tanıtım broşurlen bıle basılmıştır
Amaç nedır'' Bılımı halka sevdırmek mı7
Kesın-
lıkle hayır Amaç. projeden elde edılecek sonuçla-
n abartarak kamuoyu desteğı sağlamak ve projeye
venlecek maddı desteğın kamu taraftndan sorgu-
lanmasını engellemektır Çunku bugun bu büyuk
projeler sadece devletın maddı desteğı ıle yapıla-
bılmektedır ve bu proje ıçın devlet bütçesınden
vaklaşık500mılyondolarvenlmıştır Böylesmebü-
yuk bır maddı kavnaği vonetıyor olmak ayn bır
guç kaynağı oluşturmaktadır v e sonuçta. çok abar-
tılı olarak, projeden olağanustu sonuçlar elde edı-
leceğı bıçımınde reklamı yapılmıştır Projeye pa-
rasal destek sağlamaya yönelık bu reklamın ama-
cı bılım adamının bılımsel coşkusu mudur9
Keşke
bu sorunun \anıtı evet olabılseydı, çunku Amen-
ka'dabu projenın vurutuculennın, projeye araç, ge-
reç. cıhaz sağiav an ozel sektöre aıt bıyomedıkal şır-
ketlennm hıssedarlan ya da yonetıcılerı olduklan
bılınmektedır
Songunlerde kok hucreden organ ûretimi ıle ıl-
gılı. uluslararası medvada sıkça soz edılmesı yıne
tıpkı ınsan genomunun araştınlması projesınde ol-
duğu gıbı kamuyu yonlendırmeye yönelıktır Scı-
ence dergısının ekım sayısında. J.A. Thomson ta-
rafından y ayımlanan araştırma sonuçlanna gore. bı-
rakm kok hucreden organ uretımını organı oluştu-
CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Umversıtemızın aşağıda yazılı bınmlenne 2547 Sayılı Kanun un ılgılı maddelen gereğınce
daımı statude, Profesor ve aynca Yardimcı Doçent alınacaktır ^daylardan Profesorlenn Rek-
törluğe, dığerlennın ılgılı Fakulte Dekanlığına ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun ıçensınde baş-
vurmalan gerekmektedır
1) Profesorler dılekçe. ozgeçmış. yaym lıstesı ve altı takım bılımsel vaym dosyası.
2) Yardımcı Doçentler dılekçe (yabancı dılı belırten) ozgeçmış, yayın lıstesı, doktora va da
uzmanlık belgesı, dort takım bılımsel yavını dosvası ve KPDS belgesi
\D\YLARDA ARANILAN Ş\RTL\R:
Yardımcı Doçent: Aday lann KPDS den 50 ve yukan puan almaları v e en az ıkı adet hakem-
lı dergilerde yayımlanmış bınncı veya ıkıncı ısımlı yavını olması (Kurumıçı geçışlerde KPDS
şartı aranmayacaktır)
TIP F^KLLTESİ
AN\BILİMDALI ÜNVANI ^DET
Klmık Baktenyolojı ve înfeksıyon Has Yrd Doç 1
Mıkrobıvolojı \ rd Doç 1
Parazıtolojı Yrd Doç 1
Tıbbı Bıyolojı Yrd Doç 1
Göz Hastalıklan Yrd Doç 1
DtŞ HEKtMLİĞt FAKİ'LTESl
ANABİLÎM DALI UNVAN1
Dış Hastalıklan veTedavısı (Endodontı) Prof
ADET
ANABILİM DALI
Tef»ır
tLAHİVAT F^KÜLTESİ
U\V\N1-
Yrd Doç
Basın 1857
ADET
ran hücreler bıle üretılmemıştır Thomson zaten
benzer araştırmayı daha once farelerde yapmıştır.
ama her nedense bu araştırma raporunda, bunun or-
gan üretımındekullanılabıleceğını savunmaktadır
Bu araştırmadakı fark. kok hucre kaynağı olarak ın-
san cerunını kullanmasıdır
Thomson'm savnnması, araştırma sonucundan
elde edılen bılgılenn çok ote>ınde ve hayal urunü
bıle olamay acak kadar abestır Dergının aynı say ı-
sında J. Gearhart, Tbomson'ın yöntemmın organ
uretımı ıçın kullanılabıleceğını tekrarlayarak. ce-
nınlerde yapılacak araştırmalara L lusal Sağlık Ens-
tıtusu'nden (NIH) maddı destek ıstemektedır Ge-
arhart. bundan dort vıl once MH ye aynı kapsam-
da bır sen proje vermıştır ve bunlara maddı destek
alamamıştır Çunkü Amenkan yasalan ınsan ce-
nınlen uzennde yapılacak araştırmalara maddı des-
tek vermeyı yasaklamaktadır Projelenne destek
alabılmesı ıçın yasanın değışmesı gerekmektedır
Gearhart, yasanın değışmesı ıçın gereklı olan ka-
mu desteğmı de, ınsanlan, gelecekte. gerektığmde
kullanabıleceklen yedek bır organlan olabıleceğı
hayalıne kaptırarak sağlamaya çahşmaktadır ve
bovlece yasanın değışmesı konusunda baskı unsu-
ru oluşturabılecektır Hayvan organlannın insana
uyum sağtayacak bıcimde geKşonlmesi ısımlı bır pro-
je. şu anda Amenka'da yurumektedır Bu proje v ı-
ne NIH'den maddı destek almaktadır ve bu proje-
yı yurutenler. ınsan cenmı ıle çalışmanın zararlan-
nı. ınsan cenım ıle çalışmak ısteyenler ıse hayvan-
da uretılecek organlann zararlannı anlatan yazılar
yazmaktadır Ustelık bunlar, son derece saygın bı-
lımsel kımlığı olan Scıence. Nature gıbı dergıler-
de yayunlanmaktadır Bu dergılenn buna \ andaş ol-
ması anlaşılır gıbı değıldır
Insan genomunun araştınlması projesi sonlanmak
uzeredır ve gorunen o kı, yenı projelere venlecek
maddı destek ıçın ıkı lobı ceninciler ve havvancı-
lar çarpışmaktadır Bu arada bılım etığı. akademık
etık tahnp edılmektedır ve uluslararası bılım dun-
yası, hangı ya> m organına güveneceklennın şaşkın-
lığı ıçınde kaygılı ama sessızce bu savaşı ızlemek-
tedır Russell çok haklıdır teknolojik ileriemderyü-
zunden demokrasi çok guçleşmiş olabilir. ama çok
daha onerali bir hale gelmış olduğu da bır gerçek-
tir dıyerek surdurmektedır ıktıdar-bılım ılışkısm-
dekı göruşlennı L luslararası sıvıl toplum orgutle-
n ve bılım derneklen, bılımı ıktıdara alet edenle-
re, demokratık yollan kullanarak karşı koymak du-
rumundadır Ne demelı, galıba Russell, altmış yıl
oncesınden bugun olacaklan sezmıştı
CIMHURİYET'TEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Uğur Mumcu İçin
Verilen Söz Tutulmadı
Aradan geçen yıllar yurtsever ve gazetecı Uğur
Mumcu'nun değennı daha açık tnçtmde gozler onu-
ne senyor; yokluğunu daha belırgınleştınyor.
Ama ne yazık kı Uğur'u ozlemekten başka bır
şey yapamıyoruz Ornek almamızsa, onun kadar
somut sonuçlara ulaştırmıyor
Oysa Uğur'un yıllar once belgelerle gundeme
getırdığı çetelenn karanlık ılışkılerı, sılah kaçakçı-
lığı şenatçılann gınşımlerı konularının uzenne gı-
debılecek yapıda ve korkusuzlukta siyasal ıktı-
darlara sahıp olsaydık bugunlen yaşamak zorun-
da kalmazdık
O, gorevını yenne getırdı, karşılığını da canıyla
odedı, ama devlet katıllerını bulma konusunda
verdığı namus sozunu henuz yenne getıremedı
3 Kasım 1996'da gerçekleşen Susurluk kazası
pek çok kışının gozunu açtı Kıtiı çamaşırlar ve ılış-
kıler ortaya dokulmeye başladı
Ancak henuz ne kadarının gun yuzune çıkanl-
dığını ve ıpuçlarının nerelenne duğum atılmaya
çalışıldığını bılemıyoruz.
Bıldığımız tek şey var
Susurluk sonrasında adı geçen kışıler, ya Uğur'un
'GozJem' koşesınde ya da orneğı az bulunan araş-
tırmalannın kamuoyuna ıletıldığı dızı yazılannda
boy gostermışler
Hem de ılışkılennın boyutları, gunu, saatı ve bel-
gelerı ıle
Son ıkı yılda çetelen konu edınen yazılann, ki-
taplann neredeyse tumunde ya Uğufdan alıntılar
ya da ona yapılan yollamalar var
Bu durum, odunsuz bıraraştırmacı gazetecının,
bıle bıle yaşamını hıçe sayarak ulaştığı başarının
da kanıtı
Uğur'u olumsuz kılan, adı çevresındekı sevgı,
saygı çemberını her gun bıraz daha genışleten de
boylesıne ornek bır insana duyulan ozlem ve ge-
reksınım
•
Yenı hukumetı bekleyen sıyası ve ekonomık tab-
loyu Türey Kose yazdı
•
Turkıye'dekı pek çok bunalımın kaynağı olarak
gosterılen 'gelırucurumunu'gosteren sayılan Ba-
nu Salman'ın haberı ortaya koydu
•
Hukumetın dış polıtıka ve ekonomıdekı once-
lıklen konusunda Başbakan Bülent Ecevrt, Ma-
lıye Bakanı Zekeriya Temızel, bazı bakanlarla ya-
pılan soyleşıler ve Ankara Buyukşehır Beledıye-
sı nde şaşırtıcı yolsuzluk oyunlannı sergıleyen içış-
lerı Bakanlığı Teftış Kurulu raporlan, Ankara buro-
muzun hazırladığı haberterdı
•
Turban takmamakta dırenen bazı sağlık çalı-
şanlarının 'bone' kandırmacasına başvurdağunu
Necati Aygın duyurdu * i >. '\ ' * ' '
Tanhı eser kaçakçılarının tnlyonlarca lıralık ge-
lır elde ettıklennı, Turkıye'den kaçınlan eserlenn on-
ce Isvıçre'ye buradan da Ingıltere'ye goturuldu-
ğunu Ozan Yayman haberleştırdı
•
Ceylanpınar'da Hızbullah mılıtanlarının turban-
lı yargıç tarafından serbest bırakılması ve Bucak
aşıretındekı sıyası bolunmeyı Özcan Güneş or-
taya çıkardı
•
Uludağ ve Iznık Golu'ndekı çevre kıyımlan ıle Çe-
kırge'de, şıfalı su kaynağında yaşanan felaketı Le-
vent Gencelli haberleştırdı
•
Ikıtellı'de meydana gelen radyasyon kazasıyla
ılgılı gelışmelerı, ardından ıkıncı nukleer Kobalt 60
maddesının de kaybolduğunu ve tehlıkenın devam
ettığını arkadaşımız Cem Ulutaş haberleştırırken
Saadet Uslu da kazada etkılenenlenn sağlık du-
rumlarını ve dığer gelışmelerı duyurdu
•
Istanbul'dakı adlıyelerın durumunu, hâkım ve
savcılara duşen ış yukunu, personel sıkıntısmı ve
bu nedenlerie gecıken adaletı, Kerem llgaz ıle Ber-
tan Ağanoğlu, 'Adaletın Saraylan' başhklı yazı dı-
zısıyle gundeme getırdı
•
Sıvıl toplum kuruluşlannın lıder ve yönetıcılen-
nın, sol bır ıktıdar ıçın her tur koşulun hazır olma-
sına karşın DSP ve CHP'nın toplumdan kopuk bır
çızgı ızleyerek tanhı bır fırsafı kaçırdıkları uyarısı-
nı Ali Er haberleştırdı
•
Onumuzdekı pazartesıye kadar gonlunuzce bır
hafta geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla
oerincfo cumhuriyet.com.tr.
"ADALET VE DEMOKRASt HAFTAS1"
* Uğur MUMCU'ya Savgı Gecesı
* Saydam Gosten ve Sınevızyon
Konuşma
* Dr Alev COŞKUN
* Müzık Dınletısı
Yunus KIRILMIŞ
(Izmır Devlet Opera Sanatçısı)
Tarıh: 25 Ocak 1999
Yer: Beledne Kültür Sitest Lale Salonu
Saat: 20.00
DbZEMEYEh,
ATATURKÇb DÜŞUNCE DER\EĞ/ MANtSA
ŞLBESI
KATKJKOi4\KLRİ\fL4R
um-ag-Akademık Odalar Bırlığı,
Vfanısa Barosu, Tabıp Odast,
EğıtımSen, Hau Bektaş V'elı Kültur Vakfı
I Bertrand Russell Ikııdar lPov.er)-A V« Socıal
Anahsıs Cem Ya\ınları Istanbul 199t)
2- R.D. Letvontın Dı\A Doktrını (The Doctrıne o)
DhA) lluslararası Yavınalık Istanbul 1994
ÇORUM ASLİYE İKİNCİ HUKUK
iMAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1997 69
Osman Ergın vekılı tarafından Nazıfe Ergın aleyhı-
ne açılan boşanma davasının 9 6 1998 tanhınde boşan-
malanna karar verılerek, karar gereğınce
Davalı Nazıfe Ergın adına çıkanlan teblıgat teblığ
edılememış. zabıtaca adresı tahkık ettınlmış, tespıt edı-
lememıştır Bu bakımdan ılanen teblığıne karar verıl-
mış olup,
Bu ılanın ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun ıçınde tem-
yız edılmedığınde karann kesınleşeceğı ılan olunur
4 1 1999
Basın 2247