28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Türkiye Küreselleşme Oyunlan-II Prof. Dr. ERDOGAN SORAL S ivasette Küreselleşme: Ka- pıtahst toplumlarda "kûre- seUeşme"'nın kabul gorme- sı, ulkedekı sıvasal rejmı tarafından benımsenmesi) - le olanaklıdır Turkıve ço- ğulcu demokrasıvle yonetıldığı duşle- nen azgelışmış bır ulkedır Boyle olun- ca, parlamentosunda farkh dunya goru- nuşune sahıp "si>asalpartiierin'"bulun- ması, değerlendırmelenn değışık goruş- lenndoğrultusundavapılması ekonomık ve toplumsal sorunlara farklı çozumler aranması beklenır Parlamento karşıt gorüşlenn tartışıl- dığı bır soylem alanı olmalı tartışmalar tarafsızbırmedvaaracılığıylahalkadu- rustçe aktanlmalıdır Bu soyledıklen- mıztn acaba Kaçı Turkıye de vardır1 Ulkemızde küreselleşme somut bır bı- çımde parlamentoya taşınmamış ozü uzennde kapsamlı bır tartışma açılma- mıştır Küreselleşme nedir? Ne zaman, hangi amaçja dunv a kapıtali/mınin gün- demınegırmıştır.' -V/geüşmış ulkelere ne getirmış. nevı goturmuştıır? Bunlann hıçbın ırdelenmış değıldır Azgelışmış ulkelerde demokrasılenn zaman zaman askıya alındığı, demokrası dışı rejımle- nn geçıcı de olsa vaşandığı bılınır Bu ulkelerde demokrasi çokkez monarşiden oügarşhe uzanan çizgideki sivasal yapı- larla ortuşebilmektedir. Nasıl? Bır ulke- de çoğulcu demokrasıden soz edılebılı- vorsa o ulkede mutlaka "laisizm" var- dır Laısızmavdınlanmanın, dogmalara karşı çıkmanın en etkın aracıdır O ne- denle demokrasının guç kaynağidır De- mokrasıyleçelışmekbıryana onsuz de- mokrası duşunulemez Çoğulcu demok- rasivelerde siyasal velpazeyi oluşturan partilerden hiçbiri kendini laisizm dışın- da gorenıez. Aksını duşunmek demok- rasının dışına çıkmak demokrasıyı yad- sımaktır Bır ulkede koklen laısızme uzanan ve demokrasıyı soluyarak ayak- ta duran sıyası partıler laıklıkten ödün v ermeye başlamışlarsa o ulkede laiklik- demokrasi bırlıktelığı." laisizm-demok- rasi çelişkisine" donuşmuş çok onemlı siyasal bır sorun yaşanmaya başlamış demektır Bu yozlaşma parlamentodan başlayıp devlet katlanna yayılıyorsa. de\ let başkanı dünu unutup bugunü kur- taımak ıçm kem kum edıyorsa, demok- rası amacı dışında. kullanılan bır anah- tar durumuna getınlmış demektır Böy- le bir anahtar. acaba hangı kapılan açar? Bu anahtar. gelışmekte olan ulketenn ka- pıtalizmmde. küreselleşme (ı\ u nlannın eş- liğınde. vasadışı kuçuk buvuk, sılahü si- lahsız, kamu >a da özel çetelerin, mafya buyruğundaki canüerin, finans kunım- lannı (bankalar. borsalar vb.) ve devleti ele geçırerek ulkeye egemen olmalannı sağlar Siyasal parti ve lider oligarşisi Şımdı, bu ulkelerden bınnde ve gos- termelık çoğulcu demokrasının eşığın- de neler olabıleceğını duşleyelım De- mokrasının v azgeçılmez öğelen say ılan sıyası partılenn tepe noktalannda olup bıtenlen ızleyehm - Bu partilerden bınnın ın ktyım lıde- n yurttaşlara seslenıyor ve şunlan >>oy- lüyordu "Birgunkendinizikaranlıkbir tunelin ıçınde yapayalnız bulduğunuz- da. kolunuza ak sakalh, nur > uzlu bın gt- recek ve sta tünefin ucundaki ışığıya gö- turecektir. O kisiyi yanınızda bulmak is- tnorsanızona maddı ve manevı deste- ğınızı esırgemevın, onu biiriin varuğı- ruzla destekkyin." Toplumun bu sozle- re gıderek azalan desteğı lıden kızdırmı- şabenzıyordu Bır başkayerde yurttaş- lara "Ey gafil! Sen doğduğunda kulağı- na besmele okunurdu. Nedense. bundan zamanla vazgeçtiler. Türkiim, doğru- yum. çahşkaıum. dediler, başkalan çık- ü, biz, sizden daha çabşkanız, daha doğ- ruyuzdev ip ahalinin arasına girdiler, ba- şımıza duştenmedık bclalar getardSer" dı- >ordu Lıder de benım gıbı bır devlet memuruvdu Servetıbırçuvalaltınlaol- çüluyordu Tasarrufuçoksevdığınısoy- lüyordu Ajamızdakıfarkbuydu Onagö- re ben savurgan, o tutumluydu. Çunkü bendebırçuvaldeğıl on gram altın yok- tu. - Bır başkaM basına gore şaıbelı bır kadındı Kocasıyla bırhkte bır bankantn sahıbını de yanlarına alarak bankanın ıçını boşaltıyorlar. sonra da ıflasını ıstı- yorlardı İşbıtıncılerbankayıborçlanve alacaklanyla buyuk bır devlet bankası- nadevredıyorlardı DevTedılen bankanın borcu çok, alacağı voktu Borçlar, hal- kın alın tenne kanşan enflasvonla ode- nıyordu Ikılı ne edıp ne yaptılar, büyuk Meclıs"ın komısyon uvelennı "çıkınma- salına" ınandırdılar Çıkın gıbı tombul- laşan saygıdeğer kadın kendısını kutsal kıtaplara adamı> gorunuyordu Başın- dakı yazmasıyladın ve para ıkılemını bır buyuk holdıngın servetı uzennde ırde- lıyordu Kendısını dınleyenlere para sap- lantısından uzak durmalannı buvuru- yordu - Çıkına duşman fakat çıkın peşınde koşan bır başka lıder partısının vızyo- nuna sahıp çıkarak küreselleşme oyun- larıyla ulusuna olan borçlannı çetelerle anlaşarak ıkılıoynayarakvedeonlansı- nekler gıbı av layarak oduyordu O da buyuk Meclıs' ın komısyonunda aklanı- yordu Bunlar topluma tapan fakat toplum- culuk yapmayan partılerdı Ya, toplum- culaıf) onlar, acaba en yapıyorlardı' - Yaşlı bır adamvebıryaşlı kadın bır ımamın kolunda adım adım karanlığa doğru yurüyorlardı Dunyada toprağı kı- mın ışleveceğını, suyu kımın kullana- cağınıunutmuşabenzıyorlardı İmamın onculuğunde tunelın ucundaki ışığı ya- kalayacaklanna, cennetın kapılannı aça- caklanna ınanıvorlardı Aldanıyorlardı - Bır başkası merdıvenın başında. renklı vapav sıs bulutlannın arasında konfetıler dunyasında. hafıf pop muzı- ğının eşlığmde, bır pop şarkıcısı gıbı gu- lucukler dağıtarak ve hızla koşarak ba- samaklardanınıyordu Duzgûn konuşu- yor, her şeyı söylüyor, fakat söy iedıkle- n ıncır çekırdeöını doldurmuyordu Mustafa Kernal'm partısı laisizm - de- mokrası çelışkısının tutsağı olamazdı Olmadı Onun otesıne de taşamadı Çun- ku kurucusunun çağdaş goruşlennı ye- tennce anlayamadı Siyasal partılenn gunumuzdekı örgut- lenme bıçımınden "demokrasi" çıkma- dığına gore elde ıkı seçenek kalıyordu Demokrasiden vazgeçmek va da siyasal partilenn örgutlenme biçimleriyle dün- ya goruşlen arasındaki uyumsuzluğu or- tadan kaldırnıak. Banka sahıbıy le anlaşarak bankanın ıçı- nı boşaltan ve çıkın edebıyatı > apan par- tı hdennın partısıne oy verenlenn bek- lentısıyle, bır sol partıye oy verenlenn beklentılen aynı olamazdı Çıkına karşı görünup, çıkın edılmeye çalışan partının yönetım kadroları bır sol partıde barınamazdı Turkıye siyasal partılenyleboylebır açmazı yaşıyorsa partılenn yasal \ e etık (ahlakı) sınırlar ıçıne alınması kaçınıl- mazolur Budaancak partılenn kendı- lennı, "liderlerinin" soylevlenyle de- ğıl, kendı söylemlenyle topluma kabul ettırmelenyle sağlanır Bunu yapmıyor, ya da yapamıyorlarsa top artık seçme- nınelındedır Orneğın. ulkemızdekı sol partıler oytann buyuk kısmını okur-ya- zar çalışanlardan ahrlar Bu partılen ayakta tutan onlardır Onlardır sagın soygununa bılınçsız oy veren eğıtılme- mış ınsanlanmıza tepeden bakıp bu ca- hıllerle demokrası olmaz dıyenler Şım- dı bu ınsanlar dönup onlara, "Biz ger- çekten cahiliz, bilir bilmez sağ partUere o veririz. Va siz okur-yazariar.. siz kim- lereoy vermektesiniz" dıye sorsalar. yu- zumuz kızarmadan ne dıyebıleceğımı- zı soyler mısınız9 Demokrasıyı yaşat- mak istıyorsak once bu partılen sorgu- lamalıyız Saydamlaşmalannı, program- lanyla netleşıp karşımiza adam gıbı çık- malannı yuksek sesle ıstemelıyız Sıvıl toplum kuruluşlannın ıçınde ya da dı- şında yurttaşlar olarak bu yuce gorevı yennegetırmelıyız Demokratık ozgur- lukler ıçınde ekonomide. hukukta, sağ- hk ve egitimde, çağdaş teknolojik de\ ri- mi ulkemize getırmekte neler tasaria- dıklannı ve btınlan hangi araçlan kul- lanarak ve hangi kadrolaria v apacakla- nnı anlatmalannı istemeliv b, Soy ledık- lennı, toplumsal sozleşmenın temel ıl- kelen olarak algılayıp seçım gununu beklemelıyız Bunlan yenne gerırmezlerse ne olur1 Ikı sosyal demokrat partının oncekı se- çımde aldıklan oylann sayısı bınnde, bındeyedıbuçuk(yuzdeO7 5), dığenn- de yuzde dort (yuzde 4) barajın uzenn- dedır Aldıklan toplam oylann yaklaşık yansıokur-yazarçalışanlanndır Buo\- larda yuzde 10'luk bır düşuş. ıkı partı ıçın gerçek bır çökuştur Şımdı, sol seç- mende şöyle bır kuşku doğabılır Sol partılere vermeyıp sağ partılen mı odul- İendırelım'' Demokrasılerde solun çoku- şu, sağın odulu olamaz Emeksız ser- maye. soluğu tuketıp boğulmak uzere olan bır ınsangıbıdır Sermayenın olumu, emekten once olur Kaldı kı, partı lenn çokuşlen yenıden doğuşlannı engel- lemez ARADABİR Prof. Dr. ŞEFİK GÜNEY Batıkent Ankara Yaşayarak Öğrentöğimiz Demokrasimiz! Demokrasımızın eksıklerı olduğunu, yaşaya- rak oğrenıyoruz Ama yaşayarak oğrenmek, en ağır bedel ode- mek anlamına gelmektedır Kanımca bu ağır be- delı ınsanımıza odeten, vızyonu dar yonetım kadrolarıdır Kanun devleti olmaktan çıkıp hukuk devleti olabılmemızı sağlayacak en etkın ve yet- kın kurum Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı'dır TBMM, kendı ıçınde yasama ve yurutme şeklınde ışle- yecek bır kurum olarak bıçımlendırtlmıştır. An- cak şımdıkı ışleyış hıç de oyle değıldır Gorunen ve yaşananlar odur kı TBMM yurutmenın ıste- dığı doğrultuda gıtmektedır Oysa ıstenen, TBMM'nın ulkenın çıkarları ve gerçeklen doğrul- tusunda yasama ve yurutme etkınlıklerını gerçek- leştırmesıdır Eğer yurutme herhangı bır neden- le yanlış yaparsa (kı yapabıleceğı gorulmuştur) yasama (TBMM ıçınde yeralan muhalefetveık- tıdar mılletvekıllerı, başkanlık dıvanı, grup tem- sılcılerı, komısyonlar, alt komısyonlar ve nıhayet Meclıs genel kurulu) organı yanlışı derhal du- zeltmelıdır Terorıst A. Öcalan ıçın kararlı tutum gosterıp Surıye ve Rusya'yı caydıran Turkıye, Italya kar- şısında sergıledığı tutumda başarılı olamadı Bu- tun dunyanın terorıst olarak tescıl ettığı bu ca- nı, italya'ya gırınce aklanmış mı oldu? Italya bu canının hangı yanını savunacak? 15 yıldır ışle- dığı cınayetlerını mı, dunya çapında yuruttuğu uyuşturucu tıcaretını mı, yoksa Avrupa yapımı sı- lah tıcaretını mı? Bu ınsanlık suçlanndan han- gısını savunmayı Italya goze alabılır Italya ıçın bunlar 'kırk katır mı, kırk satır mı' kabılınden seçeneklerdır Şunu da belırtmeden geçemeye- ceğım Uyuşturucu Turkıye ıçın henuz çok bu- yuk toplumsal sorun değıl, ama uyuşturucudan Avrupa gençlığı zehırlenmektedır Ayrıca Ital- ya'dan, şu anda bızım sıstemımızı sorgulamaya kalkmadan once kendısının bır hukuk devleti olarak (eğer hukuk devleti ıse) gerekenı yapma- sı beklenır Hukuk devletlerının bağlı olduğu ev- rensel hukuk kuralları veteamuller vardır Ancak kendıne duşenı yaptıktan sonra, -eğer varsa- Turkıye demokrasısıne ılışkın kaygılarını dıle ge- tırır llk elden boyle davranmayıp Kurtlerın hamılı- ğını yapmaya yeltenıyor Kurt mılıtanların, gorev- lerını yapan Turk gazetecılere saldırmalarına se- yırcı kalıyor. Acaba bu gozu donmuş Kurt tero- rıstler Italyan gazetecılere saldırsalardı Italyan guvenlık guçlen boyle seyırcı kalırlar mıydP Şım- dı bu tutum karşısında bız de Italya'nın çıfte standart uyguladığını duşunmez mıyız'? Onlara guvenebılır mıyız^ Bız nıçın alelacele kanun çıkarmaya kalkıyo- ruz Nıçın daha onceden kendı ınsanlarımız ve demokrasimiz ıçın TBMM, bu gereklı değışıklık- lerı yapmadı da şımdı ıvedılıkle boyle bır yasa çı- karmaya kalkıştık Hem de oyle bır zamanda ve oyle bırı ıçın yapılıyor kı bunu mılletın onaylama- sı asla beklenemez Bız haklıyız, terorle, terorıst- le mucadele edıyoruz Yonetıcılerın o gunler- dekı telaşını haklı bulmuyoruz ÇEKUL Gençlık Bırımı Tarıhsel ve Kulturel Değışjmı Içınde "ANACXDLU SEMİNERLERİII" "OSMANLI MİTOLOGYASI" Prof Dr Metın And 26 Ocak 1999 Salı İTU Taşkışla 109 18 30 ÇEKUL/Çevre ve Kultur Degeriennı Koruma ve Tanıtma Vakfı Tel Faks 0 212 251 54 44pbx c posta cekulvakfı ı superonhne com SemmBrler UCfBtSIZdir Canlı Bir Tarihti Salim Rıza MEHMET BAŞARAN Y ıllar once, bır guzel ınsan tanıdım Yalova Ekın Şenlıklen'nde Se- vecen, çevresıne yasama sevın- cı dağılan. herkeste saygı uvan- dıran bır aydın Katıldığı sofra- yı, okuduğu şurierle tatlı sov le- şılenyle canlandınvenyordu Canlı bır tarıhtı Atatiirk'ün onunde Alan pıyesını oynamı^lardı Bursa'da, Atatürk'e çok seNdığı Tcvfik FUtret'ın "Ferda" şıınnı ezberden okumuş, onun ovgule- nnı kazanmıştı Yazın oğretmenıydı, ama bılınen yazın öğret- menlennden defı}, yazın urunlennı sanatı şıın dğrencılenne sevdıren, onlann yaratıcıhklannı devındıren bır eğıtımcı Derslığe not deftenyle not korkusuyla değıl. öğrencılennı guzellıklere açan onlann duyarlıklannı gelıştıren bır yakla- şımla gınyordu Bır yazın, bir sanat şöleni nedo- nuşüyorduderslen Sıcak soluklan duyuluyordu heT derste, yazın ustalanmızm Anımsayabıldığıme gore Cahit Kulebi. Adnan Özvalçıner, Hflmi Yavuz,Cemal Sureya,Cengiz Bek- taş, Kemal Ozer ve daha nıce ozanımız. yazan- mız oğrencısı olmuş, onun şevklendırmesıyle sa- nat alanında kanatlanmıştı Turk ulusal egıtımının tanhı gıbi)dı Pek çok eğıtım bakanını yakından tanımıştı Sıvas Lıse- sı'nde tstanbul Erkek Lısesı'nde, Galatasara\ da Guzel Sanatlar Akademısı'nde dersler vermıştı Yahya Kemal'ın. Yahya Kemal çevTesının, vaz- geçılmez adamıydı KÜÇUL uk kıtabı Salim Rıza Kırkpınar'dan Anı- lar'da bır donemın yazın vaşamı sergılenıyordu " Yok Hoca. bu Idtap bir tadtmlık, ardı gelmeli bu- nun" dedığımızde, bılgece gulümsuyor ben Os- carVVılde gibiherşevımivaşamımakoyTivorum" dıyordu " Hem, durunbakalım,daha venidort kez yirmi yaşımı geçtim, anılara da sıra gelecek elbet" Bır akşam, baş başa soyleşırken "Bilhor musun, dedi, ben Sabahattin Eyuboğ- lu'vla bıriıkte vaptım askeriiğimi. Eyuboglu en beğendığı m. sev dığım av dırdanmızdandı. AlÜı iist- lüvduk ranzalarda askcriikte. Ne kı, dilımı ruta- mam ben. Coştum mu başlanm sevdiğinı şürleri okumaya. Turkyazınınınsevdiğim tum şiirkri bel- leğimdedir. Vedek subay ogrencısi iken de kcndi- mi tutamadım, şiirler okudum Nâzım'dan. Bu yuzden de çavvş çıkarddım." Uzunca bır suskunluk oldu aramızda Ben de. Nâzım'dan şıır okunıa yuzunden ege- men çevrelenn duşmanlığını kazanmıştım Yük- sek Kov Enstıtusu çıkışlıydım 1947'de Yedek Subay Okulu'ndan çavuş çıkanlarak, hapıshane arabalanna doldurulan kırk beş kışıden bınydım "Vereüniöpeyimhocanı^dedım. "Sizkurmay çavuşlann pirisayılırsııuz." Yaşadığımız tum acı- lara karşın, anlayışsızlığı, dar görüşluluğu lanet- lercesıne keyıfle gulüştuk Yedek Subay Okulu'ndan çavuş çıkan çavu^- lann pınyle sonrakı yıllarda. daha bır yakınlaş- tık, daha bır dost olduk Hanı, baba oğul gıbıv- dık Derken Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ğı. Lıselerde ŞıırOkumayanşmalan başlattı Sa- lim Rıza \edatGünyol,ben. şurle yatıp kalkan Sami Karaoren seçıcı kuruldaydık Mehçure Ka- raören düzenlıyordu Anadolu yakasındakı etkın- lıklen Kımı zaman, dernek başkanı sevgılı Tıkr- kânSaylandakatılıyordubıze Lıselerde bır ekın. sanatfirtınasıydıguzel şıırokumayanşmalan Bel- kı de, yazın derslennden daha etkılı oluyordu o etkınlıkler Yarışmalar sonunda, yazınımızın pın Salim Rı- za Kırkpınar ortaya çıkıyor kısaca kendısını ta- nıttıktan sonra. Tevfık Fıkret'ten şiirler okuyor, Ataturk'e ılışkın anılannı anlatıyordu Ve en çok sevdığı, Kcmalettin Kamu'nun Çankayaşıınyle bıtınyordu konuşmasını 1 "Kâbe \rabın oisun Çankaya bize yeter!.." Yukselen alkışlar, doksan yıllık yaşamının en buyuk ödüluymuş gıbı, yûzû aydınlanıyordu Bıriıkte, ne çok toplantıya katıldık, ne çok sar- maş dolaş olduk Bana Hasan Âli'nın ılk abecey- leyayımlanmışTarihiKadim'ını verecektı Ahkı. olüm Anısına sevgıler, saygılar çavuşlann pınnın Bilimde Lobi Savaşlan... Doç. Dr. ŞUKRAN ŞAHIN B ertrand Russell, 1938 yılında >a- yımladığı İktidaradlı yapıtında "es- kiden insanlar buvulü gıiçler elde etmek için ruhlannı şevtana satar- larmış. Bugun ınsanlar bu guçleri bı- limvoluvlaeldeedıyor" sözcuklen- nı bıraz da kaygı duyarak sürdurüyor Russell'ın kaygısı. bılımsel araştırma sonucu oluşacak tekno- lojıye sahıp otanlann, sınırsız. denetlenemez bır guce sahıp olabıleceklen ve sonuçta msanlığın ya- şamını ve demokrasıyı tehdıt edebıleceklen nok- taMndan kaynaklanmaktadır Kaygismdahaksız da değıldır Son ornek, \menka'nın. Bırleşmış Mıl- letler'ı hıçe sayarak bınlerce kılometre uzaktakı Irak'ı vTirabılmesı. boyle bır gücu olmasaydı ola- naklı olabılır mıydı 17 Bu, konunun sadece bır yonudur Benzer ıktıdar savaşlan bugun Amenka'da bılımsel araştırmala- n yonetenler arasında yaşanmaktadır tnsan geno- munun araşünlması projesi ıle insan genlerinin haritasının çıkanunasuu hedefleyen projede yaşa- nanlar bundan daha farklı değıldır Bu proje ıle ıl- gılı olarak oylesıne reklam yapılmıştır kı, proje ıle ılgılı halka açık tanıtım broşurlen bıle basılmıştır Amaç nedır'' Bılımı halka sevdırmek mı7 Kesın- lıkle hayır Amaç. projeden elde edılecek sonuçla- n abartarak kamuoyu desteğı sağlamak ve projeye venlecek maddı desteğın kamu taraftndan sorgu- lanmasını engellemektır Çunku bugun bu büyuk projeler sadece devletın maddı desteğı ıle yapıla- bılmektedır ve bu proje ıçın devlet bütçesınden vaklaşık500mılyondolarvenlmıştır Böylesmebü- yuk bır maddı kavnaği vonetıyor olmak ayn bır guç kaynağı oluşturmaktadır v e sonuçta. çok abar- tılı olarak, projeden olağanustu sonuçlar elde edı- leceğı bıçımınde reklamı yapılmıştır Projeye pa- rasal destek sağlamaya yönelık bu reklamın ama- cı bılım adamının bılımsel coşkusu mudur9 Keşke bu sorunun \anıtı evet olabılseydı, çunku Amen- ka'dabu projenın vurutuculennın, projeye araç, ge- reç. cıhaz sağiav an ozel sektöre aıt bıyomedıkal şır- ketlennm hıssedarlan ya da yonetıcılerı olduklan bılınmektedır Songunlerde kok hucreden organ ûretimi ıle ıl- gılı. uluslararası medvada sıkça soz edılmesı yıne tıpkı ınsan genomunun araştınlması projesınde ol- duğu gıbı kamuyu yonlendırmeye yönelıktır Scı- ence dergısının ekım sayısında. J.A. Thomson ta- rafından y ayımlanan araştırma sonuçlanna gore. bı- rakm kok hucreden organ uretımını organı oluştu- CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Umversıtemızın aşağıda yazılı bınmlenne 2547 Sayılı Kanun un ılgılı maddelen gereğınce daımı statude, Profesor ve aynca Yardimcı Doçent alınacaktır ^daylardan Profesorlenn Rek- törluğe, dığerlennın ılgılı Fakulte Dekanlığına ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun ıçensınde baş- vurmalan gerekmektedır 1) Profesorler dılekçe. ozgeçmış. yaym lıstesı ve altı takım bılımsel vaym dosyası. 2) Yardımcı Doçentler dılekçe (yabancı dılı belırten) ozgeçmış, yayın lıstesı, doktora va da uzmanlık belgesı, dort takım bılımsel yavını dosvası ve KPDS belgesi \D\YLARDA ARANILAN Ş\RTL\R: Yardımcı Doçent: Aday lann KPDS den 50 ve yukan puan almaları v e en az ıkı adet hakem- lı dergilerde yayımlanmış bınncı veya ıkıncı ısımlı yavını olması (Kurumıçı geçışlerde KPDS şartı aranmayacaktır) TIP F^KLLTESİ AN\BILİMDALI ÜNVANI ^DET Klmık Baktenyolojı ve înfeksıyon Has Yrd Doç 1 Mıkrobıvolojı \ rd Doç 1 Parazıtolojı Yrd Doç 1 Tıbbı Bıyolojı Yrd Doç 1 Göz Hastalıklan Yrd Doç 1 DtŞ HEKtMLİĞt FAKİ'LTESl ANABİLÎM DALI UNVAN1 Dış Hastalıklan veTedavısı (Endodontı) Prof ADET ANABILİM DALI Tef»ır tLAHİVAT F^KÜLTESİ U\V\N1- Yrd Doç Basın 1857 ADET ran hücreler bıle üretılmemıştır Thomson zaten benzer araştırmayı daha once farelerde yapmıştır. ama her nedense bu araştırma raporunda, bunun or- gan üretımındekullanılabıleceğını savunmaktadır Bu araştırmadakı fark. kok hucre kaynağı olarak ın- san cerunını kullanmasıdır Thomson'm savnnması, araştırma sonucundan elde edılen bılgılenn çok ote>ınde ve hayal urunü bıle olamay acak kadar abestır Dergının aynı say ı- sında J. Gearhart, Tbomson'ın yöntemmın organ uretımı ıçın kullanılabıleceğını tekrarlayarak. ce- nınlerde yapılacak araştırmalara L lusal Sağlık Ens- tıtusu'nden (NIH) maddı destek ıstemektedır Ge- arhart. bundan dort vıl once MH ye aynı kapsam- da bır sen proje vermıştır ve bunlara maddı destek alamamıştır Çunkü Amenkan yasalan ınsan ce- nınlen uzennde yapılacak araştırmalara maddı des- tek vermeyı yasaklamaktadır Projelenne destek alabılmesı ıçın yasanın değışmesı gerekmektedır Gearhart, yasanın değışmesı ıçın gereklı olan ka- mu desteğmı de, ınsanlan, gelecekte. gerektığmde kullanabıleceklen yedek bır organlan olabıleceğı hayalıne kaptırarak sağlamaya çahşmaktadır ve bovlece yasanın değışmesı konusunda baskı unsu- ru oluşturabılecektır Hayvan organlannın insana uyum sağtayacak bıcimde geKşonlmesi ısımlı bır pro- je. şu anda Amenka'da yurumektedır Bu proje v ı- ne NIH'den maddı destek almaktadır ve bu proje- yı yurutenler. ınsan cenmı ıle çalışmanın zararlan- nı. ınsan cenım ıle çalışmak ısteyenler ıse hayvan- da uretılecek organlann zararlannı anlatan yazılar yazmaktadır Ustelık bunlar, son derece saygın bı- lımsel kımlığı olan Scıence. Nature gıbı dergıler- de yayunlanmaktadır Bu dergılenn buna \ andaş ol- ması anlaşılır gıbı değıldır Insan genomunun araştınlması projesi sonlanmak uzeredır ve gorunen o kı, yenı projelere venlecek maddı destek ıçın ıkı lobı ceninciler ve havvancı- lar çarpışmaktadır Bu arada bılım etığı. akademık etık tahnp edılmektedır ve uluslararası bılım dun- yası, hangı ya> m organına güveneceklennın şaşkın- lığı ıçınde kaygılı ama sessızce bu savaşı ızlemek- tedır Russell çok haklıdır teknolojik ileriemderyü- zunden demokrasi çok guçleşmiş olabilir. ama çok daha onerali bir hale gelmış olduğu da bır gerçek- tir dıyerek surdurmektedır ıktıdar-bılım ılışkısm- dekı göruşlennı L luslararası sıvıl toplum orgutle- n ve bılım derneklen, bılımı ıktıdara alet edenle- re, demokratık yollan kullanarak karşı koymak du- rumundadır Ne demelı, galıba Russell, altmış yıl oncesınden bugun olacaklan sezmıştı CIMHURİYET'TEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Uğur Mumcu İçin Verilen Söz Tutulmadı Aradan geçen yıllar yurtsever ve gazetecı Uğur Mumcu'nun değennı daha açık tnçtmde gozler onu- ne senyor; yokluğunu daha belırgınleştınyor. Ama ne yazık kı Uğur'u ozlemekten başka bır şey yapamıyoruz Ornek almamızsa, onun kadar somut sonuçlara ulaştırmıyor Oysa Uğur'un yıllar once belgelerle gundeme getırdığı çetelenn karanlık ılışkılerı, sılah kaçakçı- lığı şenatçılann gınşımlerı konularının uzenne gı- debılecek yapıda ve korkusuzlukta siyasal ıktı- darlara sahıp olsaydık bugunlen yaşamak zorun- da kalmazdık O, gorevını yenne getırdı, karşılığını da canıyla odedı, ama devlet katıllerını bulma konusunda verdığı namus sozunu henuz yenne getıremedı 3 Kasım 1996'da gerçekleşen Susurluk kazası pek çok kışının gozunu açtı Kıtiı çamaşırlar ve ılış- kıler ortaya dokulmeye başladı Ancak henuz ne kadarının gun yuzune çıkanl- dığını ve ıpuçlarının nerelenne duğum atılmaya çalışıldığını bılemıyoruz. Bıldığımız tek şey var Susurluk sonrasında adı geçen kışıler, ya Uğur'un 'GozJem' koşesınde ya da orneğı az bulunan araş- tırmalannın kamuoyuna ıletıldığı dızı yazılannda boy gostermışler Hem de ılışkılennın boyutları, gunu, saatı ve bel- gelerı ıle Son ıkı yılda çetelen konu edınen yazılann, ki- taplann neredeyse tumunde ya Uğufdan alıntılar ya da ona yapılan yollamalar var Bu durum, odunsuz bıraraştırmacı gazetecının, bıle bıle yaşamını hıçe sayarak ulaştığı başarının da kanıtı Uğur'u olumsuz kılan, adı çevresındekı sevgı, saygı çemberını her gun bıraz daha genışleten de boylesıne ornek bır insana duyulan ozlem ve ge- reksınım • Yenı hukumetı bekleyen sıyası ve ekonomık tab- loyu Türey Kose yazdı • Turkıye'dekı pek çok bunalımın kaynağı olarak gosterılen 'gelırucurumunu'gosteren sayılan Ba- nu Salman'ın haberı ortaya koydu • Hukumetın dış polıtıka ve ekonomıdekı once- lıklen konusunda Başbakan Bülent Ecevrt, Ma- lıye Bakanı Zekeriya Temızel, bazı bakanlarla ya- pılan soyleşıler ve Ankara Buyukşehır Beledıye- sı nde şaşırtıcı yolsuzluk oyunlannı sergıleyen içış- lerı Bakanlığı Teftış Kurulu raporlan, Ankara buro- muzun hazırladığı haberterdı • Turban takmamakta dırenen bazı sağlık çalı- şanlarının 'bone' kandırmacasına başvurdağunu Necati Aygın duyurdu * i >. '\ ' * ' ' Tanhı eser kaçakçılarının tnlyonlarca lıralık ge- lır elde ettıklennı, Turkıye'den kaçınlan eserlenn on- ce Isvıçre'ye buradan da Ingıltere'ye goturuldu- ğunu Ozan Yayman haberleştırdı • Ceylanpınar'da Hızbullah mılıtanlarının turban- lı yargıç tarafından serbest bırakılması ve Bucak aşıretındekı sıyası bolunmeyı Özcan Güneş or- taya çıkardı • Uludağ ve Iznık Golu'ndekı çevre kıyımlan ıle Çe- kırge'de, şıfalı su kaynağında yaşanan felaketı Le- vent Gencelli haberleştırdı • Ikıtellı'de meydana gelen radyasyon kazasıyla ılgılı gelışmelerı, ardından ıkıncı nukleer Kobalt 60 maddesının de kaybolduğunu ve tehlıkenın devam ettığını arkadaşımız Cem Ulutaş haberleştırırken Saadet Uslu da kazada etkılenenlenn sağlık du- rumlarını ve dığer gelışmelerı duyurdu • Istanbul'dakı adlıyelerın durumunu, hâkım ve savcılara duşen ış yukunu, personel sıkıntısmı ve bu nedenlerie gecıken adaletı, Kerem llgaz ıle Ber- tan Ağanoğlu, 'Adaletın Saraylan' başhklı yazı dı- zısıyle gundeme getırdı • Sıvıl toplum kuruluşlannın lıder ve yönetıcılen- nın, sol bır ıktıdar ıçın her tur koşulun hazır olma- sına karşın DSP ve CHP'nın toplumdan kopuk bır çızgı ızleyerek tanhı bır fırsafı kaçırdıkları uyarısı- nı Ali Er haberleştırdı • Onumuzdekı pazartesıye kadar gonlunuzce bır hafta geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla oerincfo cumhuriyet.com.tr. "ADALET VE DEMOKRASt HAFTAS1" * Uğur MUMCU'ya Savgı Gecesı * Saydam Gosten ve Sınevızyon Konuşma * Dr Alev COŞKUN * Müzık Dınletısı Yunus KIRILMIŞ (Izmır Devlet Opera Sanatçısı) Tarıh: 25 Ocak 1999 Yer: Beledne Kültür Sitest Lale Salonu Saat: 20.00 DbZEMEYEh, ATATURKÇb DÜŞUNCE DER\EĞ/ MANtSA ŞLBESI KATKJKOi4\KLRİ\fL4R um-ag-Akademık Odalar Bırlığı, Vfanısa Barosu, Tabıp Odast, EğıtımSen, Hau Bektaş V'elı Kültur Vakfı I Bertrand Russell Ikııdar lPov.er)-A V« Socıal Anahsıs Cem Ya\ınları Istanbul 199t) 2- R.D. Letvontın Dı\A Doktrını (The Doctrıne o) DhA) lluslararası Yavınalık Istanbul 1994 ÇORUM ASLİYE İKİNCİ HUKUK iMAHKEMESİ'NDEN Sayı 1997 69 Osman Ergın vekılı tarafından Nazıfe Ergın aleyhı- ne açılan boşanma davasının 9 6 1998 tanhınde boşan- malanna karar verılerek, karar gereğınce Davalı Nazıfe Ergın adına çıkanlan teblıgat teblığ edılememış. zabıtaca adresı tahkık ettınlmış, tespıt edı- lememıştır Bu bakımdan ılanen teblığıne karar verıl- mış olup, Bu ılanın ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun ıçınde tem- yız edılmedığınde karann kesınleşeceğı ılan olunur 4 1 1999 Basın 2247
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle