Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 OCAK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
İbnetlik eleştiri
1999yılmm ilk 4 ayında ödenecek iç ve dış
borçtutanyaldaşık24milyardolar. Yüzbinler-
ce kamu işçısi toplusözleşme kuynığunda. Se-
çim ise kapıda.
Böylesi bir oriamda sol payandah sağ ikti-
darlann ağıryükü. yine sağcı partilerin manev-
rası ile sol görünümlü bir paninin oluşturdu-
ğu "azınhk " hükümetinin kucağına aülıverdi.
DSP azmhk iktidan, şimdi IMF'den kredi isti-
yor. Hangi IMF'den?
Açalım LeMondegazetesinin 15 Ekim 1998
tarihli sayısmı. Bir makaleden almtılar yapa-
lım • "IMF, (...) politik kararsızlığı arttırmak-
tan başkabirişyapmıyor. Güncel zoriuklann
baskısı altında beklenmedik işlevleryüklenen
bu örgüt, aldığı kararlardan kaynaklanan so-
nuçlar karşısmda önünü göremez duruma
gelmiştir. Serbest dolaşım bağnazlığmın do-
ğalsonucu olarakbunalımm nedenleriai, bu-
nalıma düşmüş ülkelerin güçsüzlüklerinde
anyor. Bunlann tümünü bunalımın odakla-
n olarak görüyor ve hepsine aynı reçeteyiya-
zıyor. Böylelikle çoğu zaman politik yapıyı ve
kaçınılmaz bir reformun vazgeçilmez koşutu-
nu dumura uğrattyor. Olası tüm ağnları dur-
durmak için elinde bir tür ilaç bulunduran he-
kim nasıl hastaya sıkı perhiz öneriyorsa, IMF
de üç aşağı beşyukan aynı şeyiyapıyor. Or-
neğin, sermayenin dışarıya kaçmasım önle-
mek için faiz oranlarını yükseltin; ithalatı
aztdtmak ve ihracatı arttırmak için paranızın
dış değerini düşürün deyip devalüasyona ye-
şil ışık yakıyor. tlacınyan etkilerini ve bunla-
nn dramatik sonuçlannı göz ardı ediyor. Bu
ülkelere adeta bir kobay gözüyle bakıyor.
IMF 'nin tek ilaçh reçetesinin sonuçlan genel-
likleyaşam düzleminin hızla düşmesi, işsizlik
ve yoksulluk patlaması ve kapilalist ekono-
mik rejimlerin bu ülkelerde zayıflamasıdır.
Güneydoğu Asya 'dakison durum bunun can-
h örneğidir. Rüşvet ve soygun kapitalizmiyle
bankalann yetersiz denetimi bir araya gelin-
ce büyiik yanılgılar ve dramatik sonıtçlarya-
fanmışttr."
Bu görüşler, ne bir sosyalist iktisatçıya, ne
de solcu. ulusala bir siyasetçive aıt. Bu eleş-
tiriler. Amerika 'nın öndegelen muhafazakârpo-
litikacdarından. kapitalizme gönülden bağlı
eski ABD Dışişleri Bakam Henry Kissinger 'dan
geliyor.
fürkiye'deki kraldan çok krala neoliberal-
ler ile sağcüaşmış solculara ibrel olsun!
SIK KANSÜ
Mustafa Necati'ye sahip çıkmak
Eskı Eğitim-lş
Genel Başkanı Dr.
Niyazi Altunya.
Eğit-Der 'in yayın
organı "abece"
dergisinin son sa-
yısmda devrimci
Mustaf a Necati 'yi
anlatmış:
"tzmir'in Yu-
nanlılarca işgali
üzerine arkadaş-
larıyla birlikte çe-
te savaşı başlat-
mış, 23 Nisan
1920'de açılan
TBMM'demillet-
vekilliğine başla-
mış, îstiklal Mah-
kemeleri 'nde sav-
cılık ve başkanlık,
1923'telmarveİs- Mustafa Necati'nin evi.
kan Bakanlığı, 1924'teAdaletBa-
kanhğı, 1925-29 arasında da Mil-
li Eğitim Bakanhğı yapmıştır. Ye-
ni kurduğu Imar ve İskân Bakan-
lığı'ntn, lutsak değişimi sonucu
yurda gelen 400 bin göçmen soy-
daşın yerlestirilmesi gibi ağır bir
görevi vardır. Necati Bey, bu gö-
revi birkaç ay içerisinde başarmış-
tır. O, Adalel Bakantığı örgütü-
nün de kurucusudur. Şeriye Mah-
kemeleri'nin kaldınlıpyargı bir-
liğine geçHmesi, onun zamanın-
dadır. Bir devrim yasası olan Me-
deni Kanun 'un hazırlıkları onun
zamanında tamamlanmış ve ken-
disi gibi devrimci bir bakan olan
Mahmut Esal Bozkurt 'a devredil-
mistir. .\ecari Bey, Adalet Bakan-
hğı zamanında, Türkiye Muallim-
. ler Birliği 'nin degenelbaşkanuür."
Mustafa Necati 'nin devrimci atı-
lımlan sağanakgibidir. Altunya nın
vazısına dönelim: "Mustafa Ne-
cati Bey. üçyıllık Milli Eğitim ba-
kanlığı sırasında pek çok başarı-
ya damgasını vurmuştur. MilliEği-
tim Bakanhğı örgütünün kurulma-
sı; öğretmenliğin gerçekten say-
gın bir meslek halinegelmesi; tüm
okul programlartnın yeniden ve
Cumhuriyetin temel ilkelerine gö-
re düzenlenmesi; yurtiçinde ve
yurtdışındayetkin öğretmenler ye-
tiştirilip yarı cahil ve dinci öğret-
men tipinin tasfiye edilmesi; Talim
ve Terbiye Kurulu, Dil Heyeti ve
GüzelSanatlar Encümeni, Sağlık
ve Halkeğitimi birimlerinin oluş-
turulup eğitim, kültür, din ve sa-
nat çalışmalannm bHimsel temel-
lere dayandırılmast; bakanhk ya-
yınlarının çoğal-
tılması gibi giri-
şimler onun zama-
nında başlatılmış-
tır. Onun Cumhu-
riyet Türkiyesi'ne
bıraktığı diğer
önemti katkılar da
yeni harflerin.ye-
ni rakamiarın, ye-
ni ölçü ve tartıla-
rın benimsenme-
sine ilişkin yasa-
ların hazırlanıp
TBMM'de savu-
nularak çıkardma-
sıdır. Büyiik bir
coşku ile hazırlık-
larını tamamladı-
ğı ve II Kasım
1928günü bakan-
lar kurulundan
geçirip Atatiîrk'e de onaylattığı
'Millet Mektepleri Talimatname-
si 'negöre, 1 Ocak 1929günü tüm
Millet Mekteplerifaaliyetegeçecek
veyeni harflerleöğretim seferber-
liği başlayacaktı."
Kısacık ömrüne bunca çağdaş,
ilerici, halkçı girişimi birden sıgdı-
ıxm cumhuriyet devriminin en ça-
lışkan öncülerinden Mustafa Ne-
cati Bey bugün. yani ölümünün 70.
yıhnda unutulmuş mudur?
Yazıya ıliştirdiğimizyanmış. met-
ruk evfotoğrufı, bu soruya bir öl-
çüde yanıt verebilir. Ankara Mit-
hatpaşa Caddesi üzerindeki bu e\;
bildiğimiz kadartyla Kültür Bakan-
hğı 'nın sorumluluğundadır ve Mus-
tafa Necati 'nindirl
DSP 'li Kültür Bakam tstemihan
Talay ın ilgisine sunulur.
Buruk istifaErol Tuncer. CHP 12 Eylülyönetimince kapa-
tıldığı sırada Genel Sekreter Yardımcısı 'ydı. Tun-
cer ile konuşurken, o günleri anımsattı bize:
"Eski CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstün-
dağ'ı rahmetle antyorum. O dönemde bize lider-
UkyaptL Paninin kapattlmasından itibaren CHP
tabanının sahipsiz kalmamasu tabanın içinde ba-
nnabileceğiyeni bir çatının oluşturulmast konu-
sundaçokemeğimiz var. I987yılınadekyasaklı-
lık süresince bize düşen her görevi yaptık arka-
daşianmtzla. Partievrakı küreklerle kamyonlara
doldurulmus, SE/C4 'ya kâğıt hamuru otmak üze-
regönderilmişti. MHP 'nin suç duyurusu nedeniy-
le CHP hakkında soruşturma açılması girişimi ol-
du. Partiyi savunacak evraklan kisisel arşivleti-
mizden topladık. CHP'yiyeniden açarken, Ana-
dolu 'yu kanş karıs dolasarak 1500 delegeyi bul-
duk. Partinin siyasiyasama dönmesini sağladık."
Erol Tuncer, CHP'de sivasete gençlik kollarm-
dan başlamış, adım adım merdivenleri tırmanmış-
tı. 1995 'te millenekilliği için başvuruyaptı. Ken-
di deyimiyle, "Partiyönelimi beni miUetvekili ola-
cak nitelikte görmedi."
Son olarak da 3 ay önce CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal 'ı ziyaret ederek, Ankara Anakent Bele-
diye Başkanlığı için aday olmayı düşündüğünü ve
çalışmalara başlayacağım iletti. 11 ve ilçe örgütle-
rini. demokraük kitle örgütlerini dolaştı. Bu arada
CHP. Ankara Anakent Belediye Başkan adaylığı
için önseçim vapılacağım açıklamasma karşm.
Murat Karayalçm 'ı aday olarak ilan etti. Erol Tun-
cer. bu gelişmeler üzerine içinde kırılan aynalan
şöyle ifade etmeye çalışıyor: "Onurumu rencide
edilmiş hissettim kendimi. Murat Bey 'in şahsına
söyleyecek sözüm yok. Partiye ve topluma hizmet
vermiş değerii bir arkadaşımızdır. Ama partinin
üstyönetimi, biri genel başkanlık yapmıs, öbürü
genel başkanlık yanşına girmiş iki siyasetçi ara-
sında seçimyaparken, hempartibütünlüğü, hem
de insan ilişkileri açısından çok daha zarifyön-
temlerle sorunu çözebilirdL Benim için ağır olan
şuydu: Üç ay boyunca kampanyası izlenmiş biri-
si varken, -merkezyoklaması dense anlayacağım-
önseçim yapılacağı açıklanmışken birbaşka ada-
yı zoriamanın aniamı şudur: Senin adaylığın cid-
diye ahnmamaktadır."
Erol Tuncer, "lşeyaramadığtmı hissettiğim or-
tamda da bundanfazla kalmaya onurum izin ver-
medi " deyip 195 7 de üye oldugu CHP'denistifa et-
ti. Gönlündeki CHP'lilik ise sürüyor: "CHP'nin
ilkeleri benim inançlanmdır. Onlan terk etmis
değilim. Terk ettiğim şey, partiye bugün hâkim
olan, kıran, döken ve dışlayanyönetim anlayışıdır."
ÇALIŞANLARIN / SORULARI
SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL
Daire başkanımn nıakanı tazmiııatı
SORU: Ben, TC Emekli Sandığı'ndan 1. derece 3. kademeden emek-
liyim. Son görevim Daire Başkanlığı olduğu için 3 Nisan 1997
günlü Resmi Gazele'de vayımlanan 570 sa\ılı Kanun Hük-
münde Karamame'nin 2. maddesi gereği. lS.04.1997'den
itibaren makam tazminatından ileri gelen miktarda emek-
li a> lığım arttınlmıştır. Bu artışa neden olan göstergenin na-
sıl hesaplandığının açıklanmasını beklivorum. (O.N.T.)
YANIT: Kamuda. 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası ile çeşitli per-
sonel yasalan kapsammda görev yapanlara yapıian çeşitli ödemelerden
biri de makam tazmınatıdır. Bu tazminat, "Kadro ve Görev L'nvanı"
gözönünea'lıtîarak'betirlenrnektedir. ' "
u f l
657 sayılı Devlet Memurlan Yasası Ek Madde 26/a üyannca verilme-
si öngörülen makam tazminatlan. 3 Nisan 1997 günlü Resmi Gaze-
te'nin "•mûkerrer" sayısmda yayımlanan 570 sayılı yasa hükmiinde ka-
rarnamenin 10. maddesi ile 15 Nisan 1997'den geçerli olarak "Devlet
Memurlan Kanuna'na ekli (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetveli de-
ğiştirilmiştir."
Makam tazminatından yararlanacak 657 sayılı Devlet Memurlan Ya-
sası kapsammda görev yapan devlet memurlan. IV sayılı Makam Taz-
minat Cetvelinde kadro ve görev unvanma göre 10 gruba aynlmıştır. Da-
ire başkanlan, bu 10 grup içinde 7. sırada yer almıştır.
657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'na ekli. IV sayılı Makam Tazmi-
natı Cetveli'nın 7. sırasında yer alanlar: "7- Birinci dereceli kadroya
atanmış olmak şartiyla, Başbakanlık. Bakanhk. Müstcşarlık. kurum
başkanlığı ve müstakil genel miidürlüklerin merkez teşkilatı Daire
Başkanlığı kadrolarına atananlar (Bütçe Dairesi Başkanı hariç)
Bölge Müdürleri (Kamu tktisadi Teşebbüsleri, belediyeler ve bun-
lara bağlı kurum ve kuruluşlar hariç), Gümrük Müsteşarhğı Baş-
müdürleri. Üniversite Genel Sekreterleri ile Büyükşehir Beledivesi
Genel Sekreter yardımcılan." Ce\telin bu 7. grubunda yer alan kamu
görevlileri için saptanan makam tazminatı göstergesi, 2.000 (iki bin)'dir.
Makam tazminatlan, genel aylık katsayısı ile maaş tazminatı gösterge-
sinin çarpımı sonucu bulunmaktadır. 1999 yılı ilk yan yıl için genel ay-
lık katsayısı 9.975 olarak belirlenmıştir. Bu verilere göre bir daire baş-
kanımn 1 Ocak-30 Hazıran dönemi için alacağı makam tazminatı, 19
milyon 950 bin liradır. 2000 (makam tazminat göstergesi)x 9.975 (kat-
sayı)= 19. 950.000 TL (makam tazminatı). Göre\deki devlet memurla-
nna ödenen makam tazminatının, emekli a> hklanna da yansıması, 5434
sayılı TC Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 68 ile sağlanmıştır. Bu mad-
deye göre: "Makam tazminatı ile vüksek hâkimlik tazminatı 5den-
mesini gerektiren görevlerde toplam 2 (iki) yıl bulunduktan sonra
emekliye ay rılanlara makam veya yüksek hâkimlik tazminatlan bu-
lundukları en iist görevleri esas alınarak ödenir." Aynca. makam taz-
minatlan aylığa hak kazanan dul ve yetimlere de aylıklan için belirle-
nen oranlar üzerinden ödenmesi öngörülmüştür.
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakCa turk.net
HARBİ SEMİH POROY
ANKARA 22. İCRA DAİRESİ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
1997 271 IŞ
Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cınsi. kıymeti. adedi. evsafi An-
kara, Çanka>a ilçesi, Yukanbahçelievler Mahallesi 25. Sk. 17 numaralı Yon-
ca Apartmanı'nın bulunduğu yere rastlayan ve imann 1570 ada. 14. parseli-
ni teşkil eden 411ra2raiktanndakikargır apartmanın çatı kat 18 arsa paylı
8 numaralı. 2 oda salon ve müştemılatından ıbaret 65 m2 kullanım alanlı
mesken vasıflı taşınmaz . hissedarlar arasmdaki ortaklığm giderilmesi için
açık arttırma suretıyle satılacaktır. Geniş evsafi dosyada mevcut şartnameye
ilişik bilirkişi raporunda açıklanmış olup. ışbu ilan hıssedar Ahmet Özcan
adına satış ilanı tebliğı yerine kaım olmak üzere ilan olunur. Kıymeti:
3.500.OOO.0OO.-TL yüzde 1 KDV alıcıya aittir. Satış şartları: 1- Satış.
2.3.1999 günü saat 16.20'den 16.30'akadaradliyemezatsalonunda açık art-
tırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmın edilen kıymetin yüzde
75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masrafları-
nı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok art-
tıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 12.3.1999 günü aynı yer ve aynı saat-
te ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edileme-
mişse gayrimenkul en çok arttıranm taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma
ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edilecektir. Şu ka-
dar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymerinın vüzde 40"ını bul-
ması ve sanş isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla
olması ve bundan başka paraya çevırme ve paylaştırma masraflannı geçme-
si lazımdır. Böyle fazla bedelle alıeı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Art-
tırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymerm yüzde 20'si nispetinde
pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu ver-
meleri lazımdır. Satış, peşin para ıledir. alıcı istediğınde 20 günü geçmemek
üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alı-
cıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibı alacak-
hlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle fa-
iz ve masrafa dair olan iddıalannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde
dairemize bildirmelen lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicih ile sabit ol-
madıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- İhaleye katıhp daha sonra
ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar
ve kefilleri. teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasmdaki farktan ve di-
ğer zararlardan ve aynca lemerrüt faızinden müteselsilen mesul olacaklardır.
İhale farkı ve temerriit faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tah-
sil olunacak, bu fark, varsa öncelıkle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şart-
name, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup
masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya birörneği gönderilebilır. 6- Satışa
iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacak-
ları, başkaca bilgı almak isteyenlerin 1997 '271 İŞ sayılı dosva numarasıyla
müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 18.12.1998 (*) llgilıler tabinne ir-
rifak hakkı sahipleri de dahildır. Basm:2180
MIRMIRLAR IĞVR DVRAK
-f ! $ / ! . •
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Ocak
yOKSULLUK fÇİNDEKİ BÜYÜK YETSNEK
' ÜSU&ÜN, ÜNLÜ İ77U.YAH RESSA/J/ Ife
CUSU AMED£O MODfSLlAHl (MODrt-YANİ^) ,36 Ş
DA PARİS'TB OLÛÜ. MOD£RN SANATIM EtJ İLG) ÇE/Cİ-
Cİ YETEfJEKLERİMDEN BÎRİ OLAN MODISUANI, 2O
YAŞLARINOA, PARİ£'£ GİTMİŞrt. ASIL SANAT SEÜŞİ-
MİMİ, SOM 14 YILINI GSÇİRDİĞİ PAGİS'7B GÖST£/S£N
SAUATÇI, BUNA MMRŞlU DAİMA "İTM.YAN" KALA4lfTI.
ESKJ /77U.YAN SANATTNtN V£ USTTALARIUIN IZLEa'-
Mİ TAŞIYAN yAPtTLAa, ÇAĞPAÇ SANATIN OA ET-
/aSİYCB BIÇİMLEtJMİfTİ. ÜULU YOMTUCU SftAN
CUSl'UİN yÖNLEHDiRMESİYLÇ, İL£İNÇ YONTU '
" ÇALIŞMAUVSI DA YAPAN MODIGL/AfJl,
YAŞAMI BOYUNCA YOKSULLUK İÇİMDE
BOCALAAMŞ, YE/ZeMLB SOZULAAJ SA6U6/NI
ALKOLLE İYl'Ce Y/KM/ÇTI.
GÖRÜŞ
BETUL PARLAK
Italyanca uzmanı / tstanbul Üniversitesi
İki Ülke Arasında Bir
İletişimsizlik Sorunu
Itatya, AbduflahOcalan sorununu çözmeye çalışırken
16.01.1999 günü Öcalan'ın ItaJya'dan aynlıp Moskova'ya
gittiği haberi geldi. Böylece italyanlar, sonunda rahat
bir nefes aldılar. Çünkü Italya'da bu konuda, Avrupa'da
yalnız kalmış bir ülke olarak yine italyanlann deyimiyle
elindeki 'kaynarpatates'ı nereye fırlatacağını bilemez
durumdaydı. Ülkemizde ise gündem çok çabuk
değiştiğinden, bu konu unutulmaya yüz tutmuştu.
Ekonomik, kültürel ve siyasal ilişkilerimizi dondur-
duktan sonra rahatlamıştık...
Italya için sorunun bu kadar karmaşıklaşmasıntn
nedeni, konuyu iyi bilmemesi, dışandan bakmaşı olarak
tanımlanabilir. Italya, önceleri sorunu bir halkın özgürlük
mücadelesi olarak görüyordu. Türkiye ile ilışkısini
'arkadaşlık', Öcalan grubuyla ilişkisini ise 'dayanışma'
sözcükleriyle tanımlıyordu. Bastnımızda 'arkadaşlık'
sözcüğü, 'dostluk' olarak çevrildiğinden yanlış
anlaşılmalarayol açryor ve ttalya'nın "dosöu/c"anlayışına
karşı ıster ıstemez bir hayal kırıklığı oluşuyordu. Oysa,
bir yanlış anlama söz konusuydu. Ârnicizia sözcüğünün
'arkadaşlık' anlamına gelmesine rağmen, 'dostluk'
biçimiyle de çevrilebıleceğini öne sürenler olabilır,
ancak çevirinin bağlama uygun olması gerektiğinı
konuyta ilgilenen herkes bilir. Bilındiği gibi 'dostluk'
sözcüğü dilimizde gücül olarak 'dayanışma' anlamını
da barındırır. Bağımsızlık mücadelesi veren bir halkla
dayanışma, kuramsal olarak solun vazgeçilmez görevıdır,
arkadaşlık sözcüğü ile Türkiye ile ilişkisini tanımlayan
italya, dayanışma sözcüğünü özenle kullanarak Kürtlere
destek veriş nedenini açıklar gibidir. İletişimsizlik
sorununun temelinde, Italya için "Öcalan'ın terörist
mi" yoksa "halkırun özgürtüğü için savaş veren birlider
mi" olduğu sorusu vardı. Türkiye, terörist olduğu
konusunda bilgi verirken takındığı tavır, italyanlarca tetidlt
olarak algılanmış ve dayanışma içinde bulundukları bir
grup varken bir de doğrudan kendilerıne yönelen bir
tehdit söz konusu olduğunda duygusal tutumları
artmıştı.
İlk başlarda Italya için Öcalan olayının en dramatik
boyutu, kendini ateşe veren gencin, kamuoyunda
yarattığı duygusal ve insani yakınlık olmuştur. Avrupa'nın
her yanından, Italya'ya akan destekçiler ve intıhar
eylemleri, kuşkusuz italyan halkında duygusal bir tavır
gelişmesine neden olmuştur. Öcalan sorununun,
uluslararası ilişkilerde soaın yaratmakla kalmayıp, iç
politika açısından da sorun yarattığını söyieyen İtalyan
basını, Celio'nun önünde kendini ateşe veren gencin
kamuoyunda yarattığı duygusal tutumu ısrarla vurgula-
maktaydı. Bu duygusal tutum, sokak gösterilerinin
taşıdığı renkler ve folklorik öğelerle güçleniyordu. 17
Kasım 1998 tarihli La Stampa gazeteşinde, Celio askeri
hastanesinin önündekı meydan 'Özgûr Kürdistan'
olarak betimlenirken kırmızı bantlar taşıyan göstericilerin.
beş bin kişiyi içine alan bir insan zinciri yaptıklannı. açlık
grevi yapanlan, ümitli sloganlan, şarkıları. İtalyan halkı
için renklı ve hüzünlü bir gösteriye dönüşmüştür. Çünkü
alışmadıkları, daha önce izlemedikleri, Doğulu bir
gösteriyi ilk kez izleyenlerin şaşkınlığı ve heyecanını
taşıyan muhabirler ve TV kanalları kamuoyunun bakış
açısmı da kuşkusuz yönlendirmekteydiler. Bu heyecanla,
küçük meydan 'Italya'daki Kürdistan' olarak
tanımlanıyordu. Meydanın ortasındaki müzik grubunun
şarkılan ve belediyenin meydana yerleştirdiği açık büfe
ile tam bir şenlik havası esiyordu. Marşlar söyieyen,
sloganlar atan binlerce insanın yere bağdaş kurup
oturması, bu gösterinin büyüsünü İtalyanlar için
artbnyordu. Muhabire göre "Roma 'daki Kürdistan 'ın halkı
için"en büyük iyilik meydana kurulmuş 28 tuvalet ve
Kızıl Haç'ın dağrttığı battaniyeterdi. Çünkü bu gösterinin
oyunculan, açık havada sabahlayacaklardı. Ustelik bu
şenlik havasında bir hüzün gözlemleniyor, çünkü
donatılmış masalara kimse yanaşmıyordu, çünkü
kalabalığın büyük bir bölümü açlık grevindeydi. Kadınlar
da oradaydı, en yaşlısından en gencine, kocalanna
evlatlarına eşlik eden kadınlar... En etkileyici olanları
ise yaşlı kadınlardı. bayraklarının renklenni taşıyan
puşiler bağlamışlardı. Genç kadınlar ise aynı renkleri
saçlannda taşıyorlardı. Bazı kadınlar kadıfeden ağır
geleneksel kostümleri giymişlerdi. 70 yaşını geçmiş
ihtiyarlann da orada bulunuşu, gazetecilerin ilgısini
çekiyordu. Arada sırada mikrofondan yükselen
sloganlarla meydan alkışlarta inliyordu. Böyle bir açık
hava gösterısinden etkilenmemek mümkün değil.
üstelik meydanı dolduranlar Avrupa görmüş insanlarsa...
Yaklaşık beş bin insanın bulunduğu söylenen meydan
sadece La Stampa tarafından değil, aynı tarihli II
Giomale gazetesı tarafından da "Italya 'daki Kürdistan"
olarak tanımlanıyordu. Meydandaki insanların büyük
bir bölümü ise belki de uğruna slogan attıkları topraklan
hiç görmemiş, burada yaşayan insanların dramına
asla tanık olmamış olanlardı... Belki de bu gösteriyi
böylesine heyecanlı ve etkileyici kılan da buydu...
Oysa İtalya. göstericilere btraz daha yakından bakmayı
bilseydi, olayı sorgulama olanağı ile karşılaşacaktı.
Avrupa'da yetışmiş ve kimlik arayışı içinde olan bu
insanlann dramı kuşkusuz herkesi etkileyebek boyuttadır.
Ancak Öcalan sorunu başka bir şeydir, kültürel kimlik
arayışı ise tamamen farklı bir şey... Sorunlann yaşandığı
çoğrafyadan uzak bu gösterıciler, kendilerince haklı
isteklerini dile getirirken Türkiye'de yaşanan dramın
boyutlannı anlamaktan uzaktırlar. İtalyanlar ise yeni
tanıştıklan bir halkla dayanışma. uzaktan tanıdıkları
bir başka ülke ile dostluk ilişkisine girerken konudan
uzak olmanın tuzaklanna yakalandılar...
BULMACA SEDAT YAŞAYAS
1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA:
1/ Çok kıvrak bir
Küba dansı. II
Yilmaz Güney'in
yönettığiveoyna-
dığı bır fılm... Su
kaynağı.3/"Şim-
di uzun karlıklar- 4
da bir Lapon krza-
ğıönûnde - - - ge-
yiği"(BehçetNe-
catigil)... Yeniçeri
ocağmın. padişa-
hm muhafızlığmı
yapansınıfi.4/Un-
süzlebitenbırsöz-
cüğün. ünlüyle
başlayan sözcüğe bağlana-
rakokunması.Dâhi. 5/Ad-
ları sıfatyapmakta kullanı-
lan bır yapım eki... Tuzağa
düşürûlen şey. 6/ Bir hay-
van... Egrilmekte olan yün,
keten gibi şeylerin tutturul-
duğu bir ucu çatal değnek.
7/ Kadın baş süslemesinde
kullanılan gümüştakı... Bır
renk. 8/ Oynak kemikleri
arasındaki açılan daraltan
kaslann genel adı. 9/ Iskam-
bılde koz.. Türk müziğin-
debileşik bır makam.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dizgi işinde kullanılacak harf,
rakam ya da başka işatet kalıplan. 2/ Yapıian iş, eylem... Başı-
bos hayvan. 3/ Tehlikeli sonuç doğurabilecek gergınlik. 4/ Sat-
rançta bir taş... Bir soru eki... Evrensel alıcı olan kan grubu. 5/
Nazi partisinin hücum kıtasını simgeleven harfler... "Parça par-
ça yanlmış - - - ardında'"' Parmagı üç pare. tırnağı ak değil"
(F.H. Dağlarca). 6/ Kişinin öz benliği... lri taneli bezelye. II Es-
ki bir sanat yapıtının çizilerek >a da boyanarak yapılmış kopya-
sı... Konut. 8/ Karadeniz'in kuzeyindeki ıç deniz... "Rızkına - -
- olan gerdûna minnet eylemez" (Ziya Paşa). 9/ Düzenli olarak
ekim yapıian arazi.
1
ç
o
T
2
E
K
O
3
K
A
M
4
A
P
A
T