Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 OCAK -999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Prof. Tolga Yarman, Ikitelli'deki kazanın nükleer kültürümüzü ortaya koyduğunu söyledi
6
Kaza değüflkeDiğiıısonucu'• Nükleer fîzik uzmanı
Prof. Dr. Tdga Yarman,
meydana gtlen kazada
Türkıye Atom Enerjisi
Kurumu'nuı operasyonu
başanyla ncktaladığını,
ancak bu chırumun TAEK'in
başanh oldığu anlamına
gelmeyecegni de vurguladı.
SAADETUSLL
Nükleer Fizık Uzmanı Prof. Dr. Tolga
Yarman, Ikitelli'deki radyoaktif kazanın
nükleer kültürümüzü ortaya koyduğuna dik-
kat çekti. Yarman. kazaya neden olan K.o-
balt 60'ın fevkalade yararlı bır kaynak ol-
duğunu da belirterek '•Alın kullanın, araş-
ürmalannızda deferiendirin" dıyekonuş-
tu. TAEK Başkanı Cengiz Yalçın i'se Kobalt
60'ın araştırmalarda kullanılması fikrini
saçma olarak değerlendırdi.
Tolga Yarman. Ikitellı'de ikı hurdacınm Ko-
balt 60'ın çevresindekı kurşun zırhı kesme-
si sonucu meydana gelen kazada Türkıye
Atom Enerjisi K.urumu'nun (TAEK.) operas-
yonu başanyla noktaladığını söyledi ve ça-
İışanlan kutladı. Ancak bu durumun TA-
EK1
in başanh olduğu anlamına gelmeyece-
ğini de vurgulayan Yarman, "Şu >ar Id TA-
EK yetkilileri binarun nasıl çöktüğüne ta-
mamcn göz yumup. enkazın hangi başany-
la ortadan kaldınldığına ağırlık veriyoriar.
Bunu japarken teknik demeçlerinde sav-
rukluk sergüi>uriar. Bunlan ayıpiftorum " dı-
>e konuştu. Yetkililenn sorunu Kobalt kay-
nağının hurdacıya gitmesi ve işçılenn bunu
parçalaması olarak gördüğünü belirten Prof.
Yarman, şöyle devam etti:
"Devlet kabnda ayan bu kadar bozuk, al-
Ikitelli'deki nükleer kazanın asıl nedeninin, 'kurallara uymama hastalığı' olduğu belirtildi
Tabip Odası TAEKM sorumlu tııttııİstanbul Haber Servisi - Istanbul Tabip
Odası Yönetim Kurulu üyesi ve Küçükçek-
mece Sağliı Grup Başkanı Doç. Dr. Mithat
Kıyak, tkjtelli'de rneydana gelen radyasyon
kazasında Türkiye Atom Enerjisi Kuru-
mu'nun (TAEK) da sorumluhığu bulundu-
gunu öne sürerek bu konuda TAEK'nin pa-
yınm soruşturulmasım talep etti.
tstanbu] Tabip Odası Yönetün Kurulu,
dün Ikitelli'de meydana gelen kazayla ilgi-
li olarak basın toplanüsı düzenledi. Doç.
Mithat Kıyak, böylesine önemli bir kazanı-
nın asıl nedeninin, "kuraBara uymama has-
tabğT olduğuna işaret etti.
Bu olayda birinci derecede sorumlulu-
ğun. Kobalt 60 kaynağını ithal eden firma-
ya ait olduğunu belirten Doç. Dr. Kıyak,
"Ancak denetieyici birim olarak Türîdye
Atom Enerjisi Kurumu'nun ihmalinin bu-
lunduğunu düşünüyoruz ve bu konuda TA-
EK'in sorumluluk payının soruştunılmaa-
nı talepedryoruz'dedı TAEK'yı *Radyas-
yonGü\«nliği YönetmeBğj"ndekı sorumlu-
İuklarını ve yetkilerini kullanmaya davet
eden Doç. Kıyak, meslektaşlanna da hasta
muayene ederken artık radyasyon hastalığı
olasılığını da düşünmelerini önerdi. Kıyak
şövle devam etti:
"Kobalt 60'tan kaynaklanan radyasyo-
mın,e)ektromam«tikrad>as)ODoiduğunun,
sadece kaynak çevresinde bulunanlara za-
rar venfiğiııin ve kaynak ortadan kaldıni-
dığında radyasyoo kaknadtğuunbflmmesi ge-
rekir. Ayrıca Kobait 60'tan kaynaklanan
radyasyona maruz kalan Itişiler radyasyon
yaymaz ve yiyecek ve içeceklerte radyasyon
yayılmaz. Radyasyona maruz kalan kişüer,
hiçbir hastalık belirtileri olmasa da en az 5
yıl düzenli arahkJarla sağhk koDtroUerini
yaptırmalan gcrekir."
'Nfikteer teknotoji güvenü değjT
Çevxe lçjn Hekimler Dernegi Genel Sck-
reteri Dr. Ûmit Şahin de, olayın nükler tek-
nolojinin hiçbir şeklinın güvenü olmayaca-
ğını bir kez daha gösterdiğini söyledi. Rad-
yasyonun düşük dozu olmadığını ve en
önemli sağlık etkisinin uzun vadede ortaya
çıktığını söyleyen Şahin,olayın rneydana gel-
diği yerde yaşayan insanlann bilgilendiril-
mesı, sağlık taramasının düzenli aralıklar-
la sürdürüleceği güvencesinin verilmesi ve
olayın boyutlanm aşan panik havasmm en-
gellenmesinm önemine dikkat çekti.
Istanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Or-
han Anoğul da kazada en önemli şeyin gö-
revin ihmai edilmesi olduğunu belirterek
yurda girişinden itibaren Kobalt 60 kayna-
ğınm izlenmemişolmasının düşündürücü ol-
duğunu söyledi.
Trafik kazaları
tkigunun
bilançosu:
34ÖİÜ
Haber Merkezi - Bayram tatıliyle
birlikte yollar yine kan gölüne dön-
dü. Dün ve önceki günkü kazalarda
toplam 34 kişi hayatını kaybederken
65 kışi de yaralandı. Yurdun çeşitli yer-
lerindekı kazalarda dün 9 kişi öldü.
Bolu Gölyaka Hacıkadm mevki-
indeki kazada, 1 kişi öldü. 2 kişi ya-
ralandı. Niğde-Ulukışla yolunda kam-
yonla otomobil çarpıştı. 1 kışi haya-
tını kaybetti. Kayseri-Adana karayo-
lunda takla atan otomobil yanınca 1
kişi öldü. Manisa'nın Kırkağaç ılçe-
sindeki kazada 1 kişi öldü, 3 kişi ya-
ralandı. Erzurum Pasinler'de mey-
dana gelen kazada 5 kişi yaralandı. Er-
zincan'ın Tercan ılçesindeki kazada
ise 2 kişi yaralandı. Giresun'daki tra-
fık kazasında da 1 kişi öldü. Kayse-
ri'de devrilen kamyonetteki sürücü
hayatını kaybetti.
Ankara'da, özel halk otobüsü ya-
yayaçarptı.yayakurtanlamadı. Kon-
ya-Isparta karayolunda kamyon dev-
rildi, 1 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.
Bayram trafiği eziyet oldu
9 giinlük bay ram tatilini kent dışında geçirmek isteyenler karayollannı ki-
BtJedL İstanbul Ankara otobaıunda gişe giriş ve çıkişlannda uzun kuyruk-
lar oluştu. Şeker Bayramı öneesinde Ankara genelinde yapılan asa>iş de-
netimlerinde. 352 şüpheli şahıs yakalanırken, trafik kurallanna uymayan
sürücülere toplam 1 mihar 690 mihon ceza kesildi. Çeşitli suçlardan ara-
nan 18 kişinin vakalandiğı uygulamalarda. 19 işyerine de ceza kesildL Biri
alkollü, diğeri ehli\etsiz araç kullanan 2 kişinin de yakalandığı denetimler-
de, 17 araç trafikten men edildi, 258 araca ceza uygulandı. trafik kurallanna
uymayan sürücülere 1 mihar 690 mihon 900 bin lira para cezası kesildi.
gdama veyorumlama, kamuoyunadönük bir
takdim şekli düşünemiyorum. Meseleier ora-
da başlamıyor. Mesele radvoakrif maddenin
hastaneden çıkıp TAEK'in dikkatinden
kaçmasıyla >e korkanm kimse aksini söyle-
yemcvccektir. iigililerin ağır ihmali uzantKm-
da ortaya çıkı\or. Bana " Kurumu tümden
niye eleştinyorsun" di>e soru>orlar. Kurum-
daki değerli ekmanlan tümden eleştinniş
değOim. Devletteki çeteJeri eleştirmek dev-
letin kurumsalhğına sakün
değildir. Hem kurumu bu
halegetireceksin hem de bö>-
leilkel birfacia karşcsuıda si-
zi eleştirenleri sanki vanlış
bir şe> \api\oiiarmis gibi
göstereceksin. Böv lesi bir ta-
vır facia\a neden olan, ilkel
ve ehlhet özürlü bir yöae-
tim anla>ışının dtvamıdır.
Meseie sadece bugunün de-
ğil. Yıllardır bövle gelmiş.
Ama böyle gitnieyeceği an-
iaşdıyor.*1
Tolga Yarman. TAEK yet-
kılilerinın kendilennin ola-
yı "skandal" olarak nitele-
dıklennı de anımsatarak bır-
çok kışının cıddi olarak ra-
hatsızlanmasma yol açan bir
maddeden 'işlevini bitirmiş'
gibi bahsetmenin yanlışlı-
ğma dikkat çekti. tlgililerin
ehliyetlerınin eksiklığinin
başka birboyutunu daha Vur-
gulayan Prof. Yarman, şun-
lan söyledi: "BuısjnkajTia-
ğı halen benim yapnğım be-
Brlemckrdoğrulhısunda yu-
varlak 500 curie ci^annda
birışın etkiniiktaşımaktadır.
Bu ka> naktan işçikrin > al-
nızca birkaç gün aldıklan
ölümcül doza vakın. Bu bt-
zim doğadan bir >ılda aldı-
ğunızradyasyvnun bin, 2 bin
belki de 3 bin kaüdır. Şimdi
bu kaynak yetkililerin bo-
zuk deyişiyle yan ömrü bit-
tiği için ekden çıkarülmışnuş.
Yıne \etkililerin devişh lc gö-
mülüp bertaraf edikcekmiş.
Gerçekten çok \adırgıyo-
rum. Kaynak şimdi bulun-
du ama 92'de elden çıkartü-
nuş. Bundan 8 yıl önceki et-
kinliği 1.500 curie've yakut-
dır. Bu şiddette bir kavna-
gın nasıl elden çıkartıidı^nı
antamakihtiyaaiMafrım.» '•" ;r
Yarariı bir madde'
H U K U M E T L E R H A L K I K A N D I R D I
Hepsi söz verdi5
YÖK'ü kaldırmadı
YUSUFZfVAAY
12 Eylül'den bu yana kurulan tüm hükü-
metler, YÖK'ün merkezi, bürokratik yapı-
sını değiştirmeyı ve üniversiteleri özerkleş-
tirmeyi vaat etmelerine karşın hiçbiri bu va-
atlerini gerçekleştirmedi. YÖK'ün merke-
zi yapısı nedeniyle 21. yüzyıla girmeye ha-
zırlanan Türkiye'de üniversıteler, bilimsel
özerkliğe uzaktan bakıyor. ANASOL-D ola-
rak bilınen 55. hükümetın vaadi, üniversite-
de "tamözerknk'' olmasına karşın YÖK Di-
siplin Yönetmeliğf nde yaptığı değişiklikJe
YÖKe"tamba|unnlık; i
oluşturdu.
12 Eylül cuntası tarafından 6 Kasım
1981 "de kurulan YÖK sistemi. 12 Eylül hü-
kümeti olan Bülent Ulusu'nun başbakanlı-
ğındaki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin 44.
hükümeti ile 45. hükümet olan 1. Özal hü-
kümeti tarafindan yerleştirildi. Türkij'e Cum-
huriyeti'nin 46. hükümeti olan. zamanın
ANAP Genel Başkanı Turgut Özal'm baş-
bakanlığmda kurulan ve 21 Aralık 1987-9
Kasım 1989 tarihleri arasında iktıdarda ka-
lan 2. Özal hükümeti, programında, YÖK Ka-
nunu'nun günün koşullanna göre değiştiri-
leceğini vaat etmişti. Ancak bu hükümet.
• 12 Eylül cuntasının üniversitelerin bilimsel özerkliğini ortadan
kaldıran ve üniversiteleri merkezi denetim altma alan YÖK, 12 Eylül'den
sonra kurulan tüm hükümetlerin "yeniden düzenleyeceğini" ya da
"kaldıracağı" vaatlerine karşın 21. >'üzyıla girerken varlığını sürdürüyor.
YOK'ün yapısını değıştırmedi.
Daha sonra gelen 47. hükümet, zamanın
ANAP Genel Başkanı Yılduim Akbulut'un
başbakanlığında kuruldu. Akbulut hüküme-
ti 9 Kasım 1989-23 Hazıran 1991 tarihlen
arasında ıktıdarda kahrken programında
"Bugüne kadar yapüan u> gulamalar ve so-
nuçlan değeriendirilerek. ^'ÖK Kanunu gü-
nün şartianna göre değistirilecektir'' denit-
mesıne karşın vaadını gerçekieştirmedı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın
başbakanlığında kurulan 48. hükümet 23
Hazıran 1991-20 Kasım 1991 tarihleri ara-
sında iktidarda kaldı. Bu hükümetin prog-
ramında da yıne "Bugüne kadar \apilan uy-
gulamalarve sonuçlan ışığında YÖK Kanu-
nu yeniden değerlendirikcekrjr" denilıyor-
du. Ancak yine vaat tutulmadı.
Zamanın DYP Genel Başkanı Sükvman
Demirel' in kurduğu, 20 Kasım 1991 -25 Ha-
ziran 1993 tarihleri arasında iktidarda kalan
49. hükümet de programına köklü bir üni-
versıte reformu ıle ünıversitelere bilimsel
ve yönetsel özerklık tanıma \aadinı koy-
muştu. Programında YÖK sısteminı kaldı-
rarak, yükseköğretım kurumlannın kendi
ıçlennden seçtiklen organlareliyle yönetil-
mesinı sağlayacağını ve üniversitenin özerk
olacağını vaat etmesine karşın bu vaatler
gerçekleştırilmedi. DYP Genel Başkanı Tan-
su ÇiDer'in kurduğu ve 1. Çiller hükümeti
olarak anılan 50. hükümet. 25 Haziran 1993-
6 Mart 1996 tarihleri arasında iktidarda kal-
dı. Bu hükümetın de programında bilimsel
kurumlann özerkliğinin. demokratikleşme
ıçm kaçmılmaz oldugu vurgulanıyordu. An-
cak buvaatleryinegerçekleştirilmedi. Tan-
su Çiller'in başbakanlığında kurulan, ancak
güvenoyu alamadığı için 5 Ekim 1995-30
Ekim 1995 tarihleri arasında kısa bir ömür
süren 2. Çiller hükümetinın programında
yalnızca YÖK Kanunu'nda rekabeti öngö-
ren değişiklikler öngörülmüştü.
Daha sonra kunilan 3. Çiller hükümeti
52. hükümet olurken, güvenoyu alamayan bir
önceki Çiller hükümetinin programını sür-
dürerek 30 Ekim 1995-6 Mart 1996 tarihle-
ri arasında iktidarda kalabildi.Daha sonra
Mesut Yılmaz'm başbakanlığında kurulan
53. hükümet 6 Mart 1996-28~Hazıran 1996
tarihleri arasında iktidarda kaldı. Bu hükü-
metın programında da YÖK'ün sadece ko-
ordınasyon işlevi görecek bir yapıya kavuş-
turulacağı vaat edilmesıne karşuı vaat ger-
çekleştinlmedi.
Kapatılan RP'nın Genel Başkanı Necmet-
tin Erbakan'ın başbakanlığında kurulan RE-
FAHY'OL hükümetinin programında YÖK'ün
sadece üniversıteler arasında koordinasyon
ışlevı olan bir kuruma dönüştürüleceğı va-
at edılmesine karşın yerine getırilmedı. Da-
ha sonra Mesut Yılmaz'ın başbakanhğında
kurulan 55. hükümet ANASOL-D'nin hü-
kümet programında da YÖK'ün üniversite-
ler arasında eşgüdüm kurumuna dönüştürü-
leceğı ve üniversitelerin "tamözerküge" ka-
vuşturulacağı vaat edildi. Ancak tam aksı-
ne YÖK'ün Disiplin Yönetmeliği'nde yapı-
lan değişiklıkle merkeziliği arttınlarak bilim-
sel özerklık üniversıteden daha da uzaklaş-
tınldı.
Prof. Yarman, Kobalt
60'ın fevkalade yararlı bır
kaynak olduğunu ileri süre-
rek şunlan dedi:
"Alın kullanın. arastırma-
lannızda değerlendirin. Ey
TAEK. bu hazine> i niye de\'-
rahnı>orsun? Dahao zaman
bundan >ararlannıa>ı dü-
şünmüvorsun. Üsteiikkar-
şılıksu edineceğin bir kay-
nak. Öyle olsa bürün bu be-
la başımıza geuneyecek. Ey
bu kay nağı devTalan firma.
Sen ticaret yapmıvor mu-
sun? De\ raklığın define. Bu-
nu neden depona atiyorsun,
eskimeye bırakı\orsun. Bu
defineyi hadi ruttunuz. bek-
lettiniz. eskittiniz. Ama hâ-
lâciddiölçüde para ederken,
nasıl olup da dolarlaria öz-
deş kürilerini 10 mil>ona
hurdacıya bırakıvorsun?"
tkıtellı'dekı kazanın nük-
leer kültürümüzü ortaya koy-
duğunu da ifade eden Tolga
Yarman. sözlerini şöyle nok-
taladı:"Böyle bir yönetim,
böyle bir örgütknme. böyle
birzihniyede biz(gerekli nü-
dir, gereksiz midir sorusunu
da bir tarafa buakarak söy-
lüyorum) nükleersantral se-
rüvenine sürükiensek,bu an-
cak macera olur."
TAEK Başkanı Cengiz
Yalçın ise Kobalt 60' ın araş-
tırmalarda kullanılması fik-
nni "saçma" olarak değer-
lendirdi. Yalçın. "Bu mad-
denin yanına büe yaklaşa-
mıyorsunuz. Kobalt60 stan-
dartbiraraştırma araa deği.
Ancak özel birdizaynla kul-
larulabilir" dedi.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
TÜPkiyeye Erdal İnönü
İstanbula Oktay Ekinci
Nereye gıtsem önümü kesiyorlar "Kime oyve-
receğiz?"
"Kime oy vereceğınizi bilemem ama yamyam-
lara oy vermeytn" diyorum.
"Bunlann hepsiyamyam" diye yanıt veriyoriar.
Gerçekten de son günlerde gerek hükümetin
kurulması gerekse belediye başkan adaylannın
saptanması sırasında olup bitenler halkın "bunla-
nn hepsi yamyam" kanısını pekiştirdi.
Ben de sürekli olarak "Yamyamlara oy venve-
yin" demekten sıkıldim ve hiç olmazsa olumlu bir-
ıki isim soylemek ıstıyorum:
Işte size oy verılebilecek iki kişi:
Cumhurbaşkanlığı için Erdal inönü, Istanbul
Belediye Başkanlığı için Oktay Ekinci.
Erdal İnönü, her anlamda kırlenen bir toplum-
da, hukukun egemenliğinden uzaklaşan kamu ya-
şamında, "demokratik hukuk devletinin" ilkeleri-
ni ödün vermeden uygulatacak ve elindeki gücü,
bireysel çıkarları için kötüye kullanmayacak bir
güzel insan.
Doğanın ve toplumun "normal sınırlannı" zorla-
mayacak denli akıllı bır fızikçi.
Misyonunu tamamladığına inandığı anda politi-
kadan çekilebilme erdemını gösterebilmiş bir lider.
Üstelik artık siyasal bakımdan da çok deney ka-
zanmış bir bilge.
Gözü dünya malında olmayan bir siyasetçi.
Siyasal yaşamı sırastnda kendısıne yönettilen, "ye-
terince yönlendirici olmamak" ya da "hukuka ve
demokrasiye fazla bağlı olmak" veya "gereğinden
fazla yumuşak davranmak" gibi eleştiriler, paria-
menter sistem içındekı Cumhurbaşkanlığı maka-
mı söz konusu olduğunda. birdenbire birer "ilave
erdem" haline geliyor.
Çünkü bugün gereksinme duyduğumuz Cum-
hurbaşkanı, "parlamenter sistemi işletecek olan "
bir politikacı kimlığı ile, rejimi egip bükmeyecek,
düzenı kilitleyerek "başkanlık sistemi" propagan-
dasına alet etmeyecek bir kişi olmalı.
Aynca, bunlara ek olarak, Erdal Inönü'nün Cum-
hurbaşkanlığı, üzerımize bir karabasan gibi çöken
"mafya-politikacı-deviet-tarikat-tıcaret"beşgeni-
nin çözülmesinde, bugüne dek atılan bazı olumlu
adımların sürmesini de sağlayacaktır diye düşü-
nüyorum.
Gelelim, dünyanın incisi olan ama, yağmalana
yağmalana değersız bır çakıl taşına dönmekte olan
Istanbul'urrıuza.
Evren-Özal-Dalan döneminde doruğa çıkan
"talan" ile yok olmakta olan. ama hâlâ sahip ol-
duğu değerlerle ağızlarından salyalar akıtan poli-
tikacılann ıştahlannı kabartmaya devam eden Is-
tanbul'umuza.
Bu kente, onu yağmalamak için değil, onu ko-
rumak için başkan seçılmek isteyen birine gerek-
sinmemiz var.
Istanbul, sadeca Istanbullulann değil.
Tüm Türkiye'ye, hatta dünyaya ait.
Çünkü, böyle bir doğa ve tarih harikast, dünya-
nın başka bir yerinde yok.
Işte böyle bir mücevheri. sadece dürüstlükle yö-
netmek de olanaklı değildir.
Çünkü Istanbul şu anda sıstemin vahşi niteliğin-
den gelen yağma dolayısıyla o denli karışık ve kar-
maşık süreç ve olaylarla kördüğüm olmuş halde
ki, buna müdahale, tam bir dürüstlük ve gerçek
bir özverinin yanında ancak çok derin bir uzman-
lık ile sonuca ulaşabilir.
Oktay Ekinci, tüm yaşamını kentsel planlama
sorunlanna ve mesleğiyle ilgili sıvıl toplum örgüt-
lerinin yönetimine adamış genç, dinamik ve kent
yönetimi alanında, hem ulusal hem de kentsel dü-
zeyde inanılmaz birikim sahibi bir insandır.
Bilgisi ve becerısi, pek çok projede kanıtlanmış-
tır.
Sadece hırsızlık karşıtlığı anlamında değil, aynı
zamanda entelektüel alandakı namusu ve dürüst-
lüğü, yıllarını verdiği sıvıl toplum örgütlerindeki yö-
neticiliği döneminde defafarca sınavdan geçmiş-
tir.
• • •
Şimdi diyeceksiniz ki, "Cumhurbaşkanı'nı biz
seçmiyomz, Meclıs seçiyor. Belediye başkan aday-
larını ise halk değil, partiler belirlıyor. Sen bize uy-
gulanma olanağı olmayan önenlerde bulunuyor-
sun."
Işte işin sırn da zaten burada.
Bana, "Bunlann hepsi yamyam, hangısıneoyve-
relim" deyip kaderinize küseceğinize bıraz hare-
ketlenin.
Örgütlenin. Eyleme geçin.
Batı'da bunun binlerce örneği var.
"İnönü 'yü Cumhurbaşkanı seçtirme" komitele-
ri kurun.
"Oktay Ekinci Istanbul'a başkan olmalı" eylem-
leri başlatın.
Faks zincirleri oluşturun.
llanlar verin.
r
»
v
Açıkhava ve kapalı salon toplantılan düzenleyin.
Ve unutmayın, ya seçimtere maddi ve manevi ağır-
lığınızı koyarsınız ya da oturup seçimlerden son-
ra yamyamlann sizı çiğ çığ yemesıni beklersiniz.
web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html
Yönetim Kurulu Üyemiz
Değerli insan,
sevgili arkadaşımız
ERGUN BALCI yı
yitirdik.
Üzüntümüz büyüktür.
Ailesine ve acısını paylaşan
tüm dostlara başsağılığı dileriz.
CUMHURİYET VAKFI
YÖNETİM KURULU
CAND1IZ ARKADAŞIMIZ
YUSUF YEŞtLBAŞ
1974-...
Geçici aynlık bizimkisi
llk yaz çiçeğine gebesin
Ağıtlar yakmayacağız adına
Sen ölmedin ölmeyeceksin
Can canım canımız
Hazır koynumuzdaki yerin
Gün olacak gecikmiş çocuk gibi
Bağıra çağıra geleceksin...
Seni unutmayacağız.
Arkadaşların
VEFAT ve TEŞEKKUR
Aile büyüğümüz
HAC1 MUSTAFA BANKAOĞLUnu
kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Hastalığı esnasında her türlü tıbbi ve insani
desteğini eksik etmeyen Yedikule Göğüs
Hastahklan Hastanesi doktorlan,
Doç Dr FjEDAİ BARCAN,
Uzm Dr GÜLCİHAN ÖZKAY,
As. Dr. ELİF ERCAN
ve tüm personeli ile son günlerini geçirdiği
VKV Amerikan Hastanesi Yoğun Bakım
Servisi hemşire ve personeline
Prof MOtZ BEHAR
ve Uzm. Dr. İSMAİL HACFya
sonsuz şükranlarımızı sunanz.
BAİVKAOĞLU AİLESİ
GEBZE1. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1994 297 Karar No: 1998-325
Davacı Musa lldeş, Osman lldeş \es. vekılı A\ tlter Özdemır tarafından,
davalılar Safaş SafPlastik San Tıc. A$. Gebze Belediye Başkanlıfı, Fatma Çi-
ğıt. Mustafa Hoşsöz ve Firdevs Hossöz aleyhıne hâkımlıgımızde açılan müda-
halenuı önlenmesı ve kal davasmın mahkememızde yapılan açık yargılaması
sonunda. mahkememızee. davanın kabulü ıle Gebze Osman Yıldız Mah. pafla
no 30 L- IV-b, ada 1874. 2 sayılı da\acılara ait parsel ûzennde bulunan davalı
şırketın yapıtınm bır bölümü tapu fen memurunun dosyaya ıbraz etmış olduğu
ölyeklı krokısinde kırmızı kalemle bo>alı A- harfi ıle ışaretlı 295.73 m2. yüzöl-
çümlü \enn davacı tarafça depo edılmış olan 998.773.200 TL bedellı mukabı-
lınde davacılara aıdiyetlennm tapu ka> ıtlanmn hısselen oranmda tespıtıne, y a-
pıtm bedelının davalı şırket tarafindan müracaat haiinde ödenmesıne, hüküm
fıkrasının bır suretımn tapu fen memuru bılırkışı ölçeklı krokısmın bır suretiv-
le bırlikte karann kesınleşmesmın bekienmeksızın tapu sicıl müdürlû|ûne gön-
denlerek tapu kaydma şerh konulmastna, 492 sayılı Harçlar Yasası uyannca
pesın alınan harcm mahsubu ıle bakıve 35.395 83
7
.-lıra harcm davacıdan tah-
sılıne. Davacı, kendısinı vekille temsıl ettırdığınden da\a tanhınde yürürlûkte
bulunan avukatlık ücret tarifesı uyannca hesaplanan 19.637.732 TL nıspı har-
cm davalıdanalmarakda\acı>a\enlmesıne. 35 595 837. TLharç ıle davacı ve-
kıli larafindan budava sebebi)le >apılan toplam 10.647 OOO.-TL )argılama gı-
denmn davalıdan alınarak da\ acıya \ enlmesıne Yargıta> yolu açık olmak üze-
re karar venlmıştır. Osman Yılmaz Mahallesı. Gebze adresınde mükım \e Sa-
fas Saf Plastik Sanayıı. Ankara Asfaltı. Çayıro\a Gebze adresmde bulunan da-
valılar. Fatma Çıgit- Mustafa Hossöz \e Fırde\s Hoşsözün adresleri tûm ara-
malara ragmen bulunamadıgından \e adreslen meçhul kalmıs. olduğundan.
mahkeme ılammın bu davalılara teblıgat yenne kaım olmak üzere ılanen teblı-
ğıne, Teblığın ılan tanhınden itibaren 7
gün sonra yapılmış savilmasına ve 15
gün ıçınde temyız edılmedığı takdırde hükmün kesınleşeceğı hususu ılan
olunur. 29.9.1998 Basın: 1455