24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 1999 CUMA HABERLER Kamuoyundan gizlenen sözleşmelerle yeni bir 'rant aktanmı' öngörülüyor Eneıji ilıalesnMİe bedelsiz devirBANU SALMAN AISKARA - Elektrik santralı ve dagıtım şebekesı ihalelerinin kamuoyundan gizle- nen sözleşmelen. •'bedelsiz devire" dönü- şebilecek hükümier öngörüyor. Sözleş- melere göre zaten gerçek değerlerinin çok altında satılan elektrik dağıtım bölgeleri ve santrallar ıçm ahnacak devir bedellen Elektrik Enerjısi Fonu'na aktarılacak. Böylece, yıllardır gerçekleşen kamu bin- kımınin »atışında alınacak düşük bedel bıle Hazine'ye ya da bakanlığa gelir ola- rak girmeyecek. fon aracılığıyla şirketle- re aktarılacak. thaleler, enerji alanındaki özetleştırme- yi düzenleyen 3096 sayılı yasaya göre hiç- bir usule bağlı kahnmaksızm. kapah gö- rüşmelerle sonuçlandınldı. Eskı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in görevinden aynlma- dan bırkaç gün önce dağıttıgı elektrik ran- tında, kamunun zaranna işlem yapıldığı ortaya çıktı. Kamu tşletmeciliğinı Geliş- tırm'e Merkezi Vakfı (KİGEM), sendika- larla ışbırliğı halmde imzalanan enerji ıhalelenyle ilgili yeni davalaraçmayaha- zırlanıyor. Danıştay'm onayından geçen 10 elektnk dağıtım bölgesi ıle 5 santral sözleşmesi bulunduğu öğrenildi. Bunlar • Bakanın, 14 elektrik dağıtım bölgesi ile 8 santralın devir sözleşmesini imzaladığını açıklamasına karşın. Danıştay'm onayından geçen 10 elektrik dağıtım bölgesi ile 5 santral sözleşmesi bulunduğu öğrenildi. şöyle: "Kocaeli-Gebze, Sakarya-Bolu. Anka- ra-Kınkkale. Samsun-Ordu-Sinop, Kır- şeMr-Nevşehir-İNiğde-Aksaray. Vbzgat-Sı- \as-Tokat Kahramanmaraş- Adı>aman. Şanlıurfa. Malatya-Elazığ-Tuncdi-BmgöL Zonguldak-Çankın-Bartın-Karabük elektrik dağıtım bölgeleri ile Tunçbilek, KangaL Vatağan. Çayırhan. Yenikö>-Ke- merköj termik santrallan." Tazminaflardan devlet sorumlu Kamuovuna açıklanmayan sözleşme- lerle ılgıli. "elektrik tarifclerinin oluştu- rulmasından vafınmlara, çauşanlann is güvencesi ve tazminaüanndan çıkacak so- runlarda devletin >ükümlü küınmasına" kadar uzanan düzenlemelerin sakıncala- nna dikkat cekılıyor. Şirketlere devir sı- rasında aktarılacak güvence bedellen ve tesise katılım paylanvla kamu tesisleri- nin yanında ıkincı bır rant aktanmı ger- çekleştiriliyor. Yapılacak yatınmlann, elektrik tarife- lerine yansıtıİması öngörülüyor. Böylece yatınmlannın önünün açılması ıçin ger- çekleştirildiği iddia edilen ışletme hakkı devriyle şırketlerin yapacaklan yatınmla- nn bedeli yurttaşlardan alınacak. Ayrıca yapılacak yatınmlar, elektnk dagıtım böl- geleri ıçin 30, santrallar içın 20 yıl olan süre sonunda devlete geri devredilmeye- cek. Bunların yanından işletme hakkı devir bedellerının, Elektrik Enerjisı Fonu'na aktanlmasıyla rant aktanmı ikiye katlanı- yor. Elektrik iletim. üretım ve dağıtım ala- nında faaliyet gösterecek şirketlere kredi sağlamak \e tek tarifeve geçışte bölgesel farklılıklann yaratacağı v-üksek maliyet durumunda şirketlenn desteklenmesi fo- nun amaçlannı oluşturuyor. Kredi yoluy- la şırketler işletme hakkr devir bedeli ola- rak ödedikleri paralan da geri alabilecek- ler. Böv lece devlet kasasma bu ihaleler- den hiçbir gelir giremeyeceği gibi tesis- lenn sahibi olan TEAŞ ve TEDAŞ'a da yenı yatınm için kaynak oluşmayacak. Elektrik dağıtım bölgeleri ve santralla- nn satışı, 4046 sayılı Ozelleştirme Yasa- sı'na bağlı olmaksızm 30% sayılı yasa uyarınca yapıldı. Ancak bu yasada işlet- me hakkı devrinde değer tespitinin ve sa- tışın neye göre yapılacağına ilişkin dü- zenlemeler yer almıyor. Yasalara aykm Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ihale ilanından sonra kapalı olarak teklif- leri aldı ve oluşturduğu ıhale komısyo- nunca kazanan şırketlen belirledi. Ancak değerlendinneölçütlennın yasal düzenle- me bulunmaması nedeniyle neye dayanı- larak yapıldığı bilinmıyor. Bakanlığm. de- v ir bedellerinı. tesislenn yıllık cıroiannın yüzde 3'ünü esas alarak belirlediği sav- İandı. Bakanlığın değerlendirmede, ihale şartnamesinde yer alan unsurlan göz önü- ne alındığı belirtiliyor. Buna göre Anaya- sa Mahkemesi"nin devletleştırmenin ter- si olarak hükmettiği özelleştirmede değer tespit \e satış usulünün yasayla aynntılı olarak düzenlenmesi gereğinin dikkate alınmadığı ortaya çıkıyor. Bakanlık ıse ihale şartnamesi uyannca verilen teklifle- ri. "yahnm. kayıp-kacakoranmı indlrme güvencesi, flyai şırketlerin deneyhm, or- tak yapısve kredi bulabiliriiğj" açısından değerlendirerek sonuçlandırdığını savu- nuyor. Rekabet Kuruhı'nun koşullanna uyulmadı Yine anayasadaki devletleştirme hük- müne göre gerçek değerin esas alınması gerekiyordu. Ayncatüketicinin korunma- sı ve rekabet hukuku göz önüne alındığın- da, başından hukuki yoklukla karşı karşı- ya kalan enerji ihalelennde. Danıştay'm da imtiyaz sözleşmelerindeki denetım yetkı- si aşılmaya çalışıldı. Sonradan Danıştay'a gönderilen sözleşmelerde Rekabet Kuru- lu'nun koşullan sorun yarattı. Danıştay'm onayladıgı sözleşmelerin bu koşullan ta- şımadığına dikkat çekildi. Rekabet Kanu- nu'na göre koşullann yer almaması yapı- lan işlemlerin "hukuken yok sayıtanası" anlamına geliyor. Rekabet Kurulu'nun ko- şullannın yerine getirilmesi durumunda ise yeniden oluşturulmuş olan sözleşme- lenn tekrar Danıştay denetimine sunulma- sı gerekiyor. Rekabet Kurulu, belirlediği 4 koşuldan bırinin >ı enne getirilmemesinin bile sözleşmelerin geçerstz olduğu sonu- cunu değiştirmeyeceğıni belirtıyor. KİCEM'den dava hazırlığı 'Devir karan alanlar seçimde hava alacaklar' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Gensoruyla düşürülen hükümetin. ter- mik santrallar ve dağıtım şebekeleri rantını özel sektöre giderayak dağıt- masına tepkiler büyüyor. Bağımsız Zonguldak Mil- letvekili ve KIGEM Baş- kanı Mümtaz Soysal, geç- mış iktıdann da içinde yer alan DSP'nin "bu le- keyi taşımamak için" ka- ran degiştirmesi gerektı- ğini söyledi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral. girişimde bulunmak ıçm hükümetin güvenoyu almasını bekle- diklerini belirterek. "Bun- lar köle gibi adam çahşn- nlmasına yol açryor" dedi. Türkıye Maden-lş Sendi- kası Genel Başkanı Höse- yin Kayabaşı. tüm sendi- kalann bırlikte hareket ederek bu yanlışlıklara *dur" demesi gerektiğini söyledi. Bagımsız Zonguldak Mılletvekili ve KIGEM Başkanı Soysal, Curahu- riyefe şu değerlendirme- yi yaptı: "Bu haber ANA- SÖL-D adını taşıyan hü- kümetin giderayak Türk ulusuna. Türkiye'nin do- ğal kaynaklanna ve çau- şanlarına verdiği en son "hediye'dir. Bu. sadece Er- sümer'in ve Başbakan Yıl- maz'ın sorumluluğuna girmez; o hükümete kaül- mış herkesin sorumlulu- ğuna girer. Zaten o hükü- metin devamı durumunda olan bugünkü ittifak. hat- ta o de\ama bir de DYP'yi eklemiş olan tNigunkü itti- fak, bu karann lekesini ta- şıyacaknr. Taşımak istemi- yorlarsa. ayrı bir iktidar olduklannı söv lüvorlarsa. dıştan verilen desteklere rağmen bdylesine bir ka- ran mutlaka değiştirmeli- dirter.Degiştirmezlerse so- nuçlanna kadanıriar." Bugünkü iktıdann veri- len onay karannı değiştir- me. ortadan kaldırma yet- kisi olduğunu anımsatan Soysal şöyle devam etti: "Karar yürürlüğe girmiş- tir, bundan öncesi vardı. Şündi yürüriüğe girsbüe- cek nitelikte bir karar var- dır urtada. Sendika dün- yası v« KfGEM bu karar- İann iptali için gerekeni yapacakur. Da\a da açıla- caktır." Soysal, enerji sektörü- nün özel ellere devrine ilişkin karan almış olan- lann, erken seçimlerde santrallann ve dagıtım şe- bekelerinin bulunduklan yerlerde "havaalacaklan- nı" da sözlerine ekledı. Türk-lş Genel Başkanı Meral. yasal mücadelele- rinin sürdüğünü belirte- rek, "Yangından mal kaçı- nr gibi bazı şeyieryapıyor- lar. Biz buniann üzerine düşüyonız 1 * dedi. Hükü- metin güvenoyu almasını bekledıklerini kaydeden Meral. "Güvenoyu alma- dan konuyu taruşmak zor oluvor. Bu karariar köle gibi adam çahşnnlmasuıa yol açıyor" dıv e konuştu Türkıye Maden-lş Sen- dikası Genel Başkanı Hü- seyin Kayabaşı. kararlara karşı hukuki ve sendıkal mücadele verdıklenni be- lirterek. "Siyasi plarform içerisinde bizim yanımız- da yer alacak parti kalma- dı. Bunun akabinde Da- nıştay "dan çıkO ve bakan- ukta imzalandr diye ko- nuştu Tes-lş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Özonur da, Ersümer'in onaylayıp gitmesinin önemlı olmadığını, yeni Enerji Bakanı'nın karan yürütüp yüriitmeyeceğı- nin önemli olduğunu kay- detti. Stratejik plan olusturulacak Izmit Kent Kurultayı sonuç bildirgesi Istanbul Haber Servisi - Izmıt Kent Kurulta- yı'nda. Kentsel Planlama Platformu üyelennin top- lantısında alınan kararlar belırlendı. Izmit Kent Meclisı Ko- ordinasyon Kurulu Kent- sel Planlama Sorumlusu SerhatGirgin'in imzasıy- \â yavımlanan kurultay kararları özetle şöyle: "Kocaeli \anmadası stratejik planının 1999 y> lı sonuna kadar y apılması- nın htdeflenmesi, Kent Kurultavı Master Plan Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Sa\ aş A) berk'in koor- dinatöriüğünde bir teknis- yen ekibin rvedilikle oluş- turularak başta valilik ve diger kunımlardan konu ile ilgili birikime sahip uz- man kadroların görevlen- dirilmesinin istenmesi, tüm bu hususlann koordi- nasyon kuruluna öneril- mesi. Stratejik planla ilgili Kocaeli l niversitesL Izmit Kent Vleclisi Koordinas- yon Kurulu, Kocaeli V'ali- UğL tl Trafık Komisyonu vediğer ilgili kurum ve ku- ruluşlann elkrindeki pro- je, bejge. dokümanlann is- tenmesinin koordinasyon kuruluna önerilmesi. İzmit kent içi demino- lu geçişinin geleceği hak- kında rapor hazırlanma- sına ilişkin bilim kurulu oluşturulması. Mevcut demirvolu geçi- şi alternatifınin oluşturul- masına vönelik bir kon- sensus sağlanması doğrul- tusunda çalışmalar yapıl- masının koordinasyon ku- rulunca organize edilme- sL Bursa'run Kuplupınar Mahallesi'nde bir hurdacı taraAndan aülan üç varilde nükleer arık olduğu iddiası heyecan yarattı. Yapdan ilk incelemede vsrillerde hurda kurşun olduğu beliriendi. Sağhk müdüriüğünün incelemenin sürdürüleceğini bildirmesme rağmen açıkta duran varillerie çocuklar oynuyor. (Fotoğraf: AA) TAEK Başkanı Yalçın, valilere yazı göndererek denetimi sıklaştınyor Radyoakûfmaddeenvantençtkardacak İSTANBUL / ANKARA (Cumhu- riyet) - Ikıtelli'de hurdacılar tarafm- dan parçalanan ıkincı konteynerde bulunan kayıp Kobalt 60 kaynağını arama çalışmalan devam ediyor. Hur- da metallenn gıttiği Izmit Dökümha- nesi'ni tarayan Türkiye Atom Ener- jisi Kurumu (TAEK) uzmanlan. nük- leer çekirdeği bulamadı. TAEK Baş- kan Yardımcısı Doç. Dr. Ziya Kıhç yerinde incele- melerde bulunmak üzere Istanbul'a gıderken yurt- taki tüm dökümhanelerin taranması kararlaştınldı. TAEK Başkanı Prof. Dr. Cengiz Yalçın yurtiçine gı- ren tümradyoaktifmad- delerı denetlemek üzere valilere yazı göndererek kamu. özel hastane ve muayenehanelerde kulla- nılan X ışını cıhazlar ıle nükleer tıp cihazlan en- vanterinin çıkanlmasını ıstedi. Yalçın. kayıp nük- leerkaynaktan çaial-bıçak yapılmış olabıleceğine dikkat çekti. lstanbul tl Sağlık Müdürü Mehmet Salman, kazanın ardından hurdalığa yakın mahalle- lerdeki sağlık taramalannm sürdüğü- nü. 3 kışinin daha kan tablosunda dü- şüklük tespit edildiğini söyledi. Dün {kıtellı hurdalığındakı metal- lenn gıttiği Izmit dökümhanesıni ta- rayan TAEK ekıpleri, Kobalt 60 çe- kırdeğini bulamadı. Radyoaktif çe- kırdegin bulunamama olasılığına işa- ret eden TAEK Başkanı Prof. Dr. Cengiz Yalçın, "Henüzulaşılamayan radyoaktif kaynağın şiddeti düşük. Şirketin ve TAEK'in kav ıtlanna bak- tık. Bu nedenle kaynağın şiddetinin düşük olduğunu tahmin ediyoruz" dedi. Yalçın, dökümhaneye giden kaynaktan çatal-bıçak yapılmış bile olabıleceğine dikkat çekerek. "Boş bir tarla va da araziye de aulnuş ola- Dünyadaki en önemli kazalar Radyoaktifmalzemeden masa A>KAR4(Cumhuriyet Bürosu)-Dünya- daki nükleer kaza ömekleri, Tûrkiye'deki tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekiyor. Meksika'nın içinde Kobalt 60 buiunan de- miri ABD'ye ihraç etmesi sonucunda yapı- lan masadan yüzlerce kişi radyasyon almış, Meksika'da da 814 konut yıkılmıştı. Ulusla- rarası Atom Enerjisi'nin arşivinegiren dün- yadaki en önemli kazalar şöyle: # 1987'deBrezilya'daradyoterapidekul- lanılan 1375 kürilik yüksek şiddetteki rad- yoaktif kaynak, eski hastanede terk edildi. Yetkili otoriteye bu konuda bilgi verilme- mesi nedeniyle kaynak bir hurdacı tarafm- dan kullanıldı. 4 kişi yaşantını yitirdi, 28 ki- şi ağır hastalıklara yakalandı, radyoaktivite- ye maruz kalan 7 bina yıkıldı. • 1983 te Meksika'da 1000 kürişidde- tindeki Kobalt 60 kaynağı, radyoterapi için ahnmasına karşın hiç kullanılmadı ve birde- poya bırakıldı. Kaynak bir hurdacı tarafin- dan satın alındı. Daha sonra demir haline getirilen kaynak ABD'ye ihraç edildi. De- rtürden masa bacaklan yapıldı. Bu olay so- nucunda radyasyon kirlenmesine uğrayan 814 konut yıkıldı. 16 bin metreküp toprak, 4 bin 500 ton metal, radyasyon atığı olarak işlem gördü. bilir. tnşallah kaynağı bulabiliriz" de- di. lstanbul tl Sağlık Müdürü Mehmet Salman, kazadan etkılenen 5 yetiş- kin ve 3 çocuğun Haseki Hastane- si'nde tedavılerinın devam ettiğini ve durumlannın iyi olduğunu, 5 yetişkin hastanın da Cerrajıpaşa Tıp Fakülte- sı Iç Hastalıklan Özel Servisı'nde te- davilerinin sürdürüldüğü- nü söyledi. Dünya Atom Enerjisi Kurumu'ndan gelen 3 kişılik heyetin ve Ankara GATA'dan gelen Doç. Dr. Bengül Gü- ralp'in. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 'nde yatan hasta- lar üzerinde konsültasyon yaptıklannı ifade eden Salman, bunun sonucun- da hastalara uygulanan te- davilerin doğru olduğuna ve tedavilerin sürdürül- mesine karar venldigini belirtti. Sahnan. hurdalı- ğın yakmındaki mahalle- lerdekı sağlık taramalan- nın Küçükçekmece Kay- makamlığı ve tl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Grup Başkanlığı tarafindan sür- dürüldüğünü açıkladı. ŞJFIR NOKTASI/ORÂL ÇALIŞLAR BülentEcevit'inazınlık T J " 1 ^ — A hükümeti kurması, baz. h J U İ C I l t sol kesimlerde tepkıyle karşılanıyor. Doğrusu bu- nu anlamakta güçlük çekiyorum. Bu Meclis aritmetığinde olabıle- ceken iyi çözumlerden bırisi buy- du. Pariamentonun önemli bir ço- ğunluğunun desteklediğı bir hü- kümetin kurulması, en azından partamento dışı çözümlerin yolu- nu tıkıyor. Önümüzde çok kıttik bir seçim yaşayacağımızı görüyoruz. Bu seçime, deneyimli birsiyasetçinin başbakanlığında gitmenin ne sa- kıncası olabilir? Ecevit'e, birçok konuda ciddi eleştirileryöneltebi- liriz; bu koşeden de çokça yönelt- tiğımizoldu. Ecevit'le yine çok kn- tik bir dönemde, 12 Eylül'ün en sı- kıntılı günlerinde cezaevinde bir- lıkte olmuştuk. Ecevıt, bugün or- taya çıkardığı DSP'nin ana hatlannı oradaçizmişti. CHP'Iİ es- kı politikacılarla bırlikte siyaset yapmamaya çok kararlıydı. Bu konuda kendisiyle uzun sohbet- lerimız olmuştu. Yeni bır şey yap- mak istiyordu ve her şeye sıfırdan başlamaya kararlıydı. Tavnnı çok yadırgamıştım. Bunu kendisine de iletmiştim. Ama o yapmak is- tediklerine sabıria ve inatla ulaş- tı. DSP'yı, hükümet kuracak ka- dar geliştirecek bir başarı göster- di. Ecevit, evrensel standartlarda bir sosyal demokrat degil. Mark- sizmle arasına sınır çekmeye çok özen gösterir. Hatta bu konudaki fanatikliği zaman zaman MHP'li- leri yeğleyecek kadar ileri gidebi- lir. Ecevit, 1972'de başlayan yük- selişini, anti-militarizme ve radikal demokratlığa dayandırmıştı. Bu- gün, o noktada durduğunu söy- leyebilir miyiz? O günün Karaoğ- lan'ı gerçekten toplumda büyük bir umut yaratmıştı. Bugün böyle bir umuttan söz edebilir miyiz? Ecevit'le geçmişe yönelik ko- nuşmalarımız sırasında, o dö- nemde kendisınin yanlış anlaşıl- dığını ve eski üsluptan bu neden- le uzaklaşmayı tercıh ettiğini söy- lemıştı. Bunu bir olgunluk olarak görenler de var. Ancak, bir siya- setçınin olgunlaşması, "düzen değiştirici" tavnnı korumaktan vazgeçmesi noktasındaysa, bu- nu olumlu kabul edebilir miyiz? it'le Yeni Hükümet Ecevit'in, Demirel'e yönelik değerlendirmelen de yadırgatıcı. Demirel'ı pariamentersistemin bir supabı gibi kabul etmesi tartış- malara neden oluyor. "Bana sağ- cılar cinayet işliyor dedirtemezsi- niz" diyen Demirel, acaba bu geçmişin bir eleştirisini yaptı mı? Orneğin kaç kişiyi öldürdüğü sap- tanmakta güçlük çekilen Haluk Kırcı'lar, hangi siyasi anlayışın sonucu bu kadar etkili halegeldi- ler? Türkiye'yi yönetenler, Kırcı'lan "devlet görevlisi" haline getiren siyasetleri terk ettiler mi? Öme- ğin, solu, demokrasiyi içlerine sindirdiler mi? Haluk Kırcı önceki gün polis sorgusundan çıkarken gazetecilere dönerek şöyle ko- nuştu: "Gazetelerde benım söy- lediklerimle ilgili yazdıklannız doğru değil." Ne zamandan ben gözaltındakilere gunlük gazeteler veriliyor? O, bu bilgileri nereden edinmış? Gazetelerde günlerdir "ülkücü- ler"\n ışledıği krttik cinayetlere iliş- kin bilgiler yer alıyor. Az çok ger- çeğin ne olduğu belli. An- cak bu gerçekleri yargı önüne çıkaracak bir siyasi irade gerekiyor. Çünkü, so- nuçta bütün bu cinayetlere dev- let içinden bazı parmaklar kanşı- yor ve "cinayet işliyor dedirtme- yen" anlayış, onlan yargılamak ve cezalandırmak yerine işadamı haline getiriyor. Ecevit, bütün bu süreçleri biz- den daha derinlemesine yaşadı ve biliyor. Acaba zaman; insanla- ra, tepkilerini törpülemeyi ve bun- larla "uz/asa/a/("yaşamayı mı öğ- retiyor? Sağın egemenliği, sağa çekilerek yeni dengeleryaratma- yı mı dayatıyor? • • • Ecevit, Soğuk Savaş dönemin- den kalma bir siyaset adamı. Zor- luklara göğüs germesini, siyaset yapmanın ustalıklannı biliyor. Bu nedenle ayakta. Belli duyariıklan olduğu da yadsınamaz bir ger- çek. Kendisine başanlardiliyoruz. Umanz, Türkiye'nin acil ihtiyacı olan demokrasi konusunda, ıs- rarcı ve duyariı bir çizgi izler. DSP azınlık hükümeti, Türkiye'nin bu koşulfannda iyi kullanılırsa bir şans haline de dönüşebilir. Uma- nz öyle olur. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Çağdaş Dünya Şiini Üstiine. Hükümet kurulmuştur, 18 Nisan seçimleri de ufuktadır; şimdi koşar adımlaria oraya gideceğiz, ya da götürülecegiz. Yo, sinirienmeyin! Sadece, bir cümlecik de olsa, hatırlatmış oldum. Konuyu de- ğiştireceğim. Bu toplumda iyi şeylerin, ferahlatıcı şeylerin de yapıldığını söylemek ıstiyorum. Ornek mi istiyorsunuz? Şiırden vereceğim. Sözü şiirden, şaırden açmak ısteyışım de boşu- na değildir. Hiç aklımdan çıkmayan bir sözü var- dır Vıctor Hugo'nun. Der ki: "Şair, inançsız gün- lerde gelip en güzel günleri hazırlar; ütopyalann insanıdır o; ayaklan buradaysa, gözleri başka yer- lerdedir." Başka yerlerde, yani yeni ufukların ara- nışında! Her şiir, erbabının elinde, bir başka dün- ya açar önümüze; yaşamın kirınden pasından söz ettiği zaman bıle, kiri ve pası olmayan bir dünya- yı muştular. "Sengüzelgünlerin şairiyim"der Me- lih Cevdet Anday. Her şair öyledir, bır yerde... • Sevinılecek şey: Şiir kültürümüz zenginleşiyor. Bu kültürün bir ayağı Türkiye şiirinde ise, bir aya- ğı da çağdaş dünya şiirinde. Incelemeler, araştır- malar, antolojiler birbirini izliyor. Şu son konuda, geçen yıl, Sosyal Yayınlar, Ataol Behramoğlu ile Ozdemir Ince'nın hazırladıkları, dört cıltlik dev bir eseri, Dünya Şiiri Antolojisi'riı sunmuştu okurlara. Şimdi de, Adam Yayınları, bir yenı yıl armağanı olarak, yeni bir çalışmayı önümüze koymuş hal- de. Adı, Çağdaş Dünya Şiiri Antolojisi. Hazıriayanlar da Cevat Çapan, Eray Canberk, Erdal Alova. 20. yüzyılın son yılındayız ya, bu kitapla şiirde, bir yüzyılın "icmal"\ yapılıyor. Eserin "önsöz"ünde de belirtildiği gibi, yüzyılı- mız bir "estetik deprem "i yaşamıştır. O da, ister istemez "yenibirpoetika"yayo\ açmıştır: "yeni", dallanıp budaklanmış bıçimiyle, en yüce değerdir ve geçmiş yüzyıllardan farklı olarak, "geniş bir coğrafyada" fermanını dinletmiştir. Arenada artık yalnız Avrupalı ve Amerikalı şair yok, Koreli, Vret- namlı, Filistinli, Iraklı... şair de var veçağını sorgu- lamayı belki herkesten fazla yapıyor. Sayfadan sayfaya geçerken bu çeşitliliği görü- yorsunuz. Yüzyılınızda şiirin verdiği büyük kavgaya da ta- nık oluyorsunuz sayfalar ilerledikçe. Şunu da an- lıyorsunuz ki, şair, o tedirgin insan, "gül bahçete- ri" içinde dolaşarak söyleyecegini söylememiş; yüzyılın insafsız koşullarında, birçoğu ya öldürüî- müş, ya zindanlara atılmış ya da sürgünleri boy- lamış. Lorca, Desnos, Mandelstam, Ahmatova, Radnoti, Brecht, Sachs, Blaga, Neruda ve Al- berti geliyor aklınıza ister istemez, sarsılıyorsunuz. Tıpkı bir dört yıl önce bombalı bir saldında canına kıyılmış, ama katilleri bulunamamış Onat Kutiar'ı şu anda benim hatırlarken sarsıldığım gibi... 186 şair var kitapta. Usta kalemlerin çevirisinden tadımlık şiiıieriy- le... En yaşlısından en gencine doğru bir sıralama: Yüzyılımızın en yaşlı şairi, Yunanistanlı Konstan- tinos Kavafis (1863-1933); en genci de, 1952 do- ğumlu bır Çin şairı: Şu Ting. Kavafis, "Barbarlan Beklerken", Şu Ting, bir "paslı demirin üzerinde oturmuş", anılanndan söz ediyor: "Elde mum ışığını örten bir kitap I Parmak- lar usulca dudaklannda / Yarı aydınlık yan karan- lık birdüş I Sessızliğin kınlgan kadehinde." Macaristanlı Endre Ady'nin (1877-1919) adını duymamış olabilirsiniz. Ama tanıyın derim. Hele "Yanda Kalan" adlı bir şiiri var, enfes! Şöyle biti- yor: "Bir tek defa öpüşsek şöyle bir kana kana I Rahat ölebiliriz. I Ateş çağınyor bak, gitmek lazım o yana I Neden daha acaba biz I Vakit geçirmek- teyiz?" iranlı Furuğ Ferruhzad da (1936-1968) öyle. "Pencere" adlı nefis şiirıni Onat Kutlar -Ce- lal Hosrovşahi ile- çevirmiş ve soruyor şair: "Bir şey soyle bana I Teninin tüm sevgisini sana ba- ğışlayan insan I Ne istiyor dih kalma duygusun- dan başka? I Bir şey söyle bana I Kıyısındayım pencerenin I Ve güneşle bağlantıda..." Bildiğiniz bilmediğıniz 186 şair. Ama hemen hepsi de, "güneşle bağlantıda"... Çağdaş Dünya Şiiri Antolojisi''ni hazıriayanlar, bir yüzyıl biterken, onun şiire dökülmüş bütün duyar- lığını da bize tattırmanın fırsatını yaratmış oluyor- lar. Eli öpülesi bir iştir yaptıklan. O duyarlıkta, bir başka tarihsel bağlamda da söylense, aşk, bek- leyiş, özlem, geleceğin güzel günlerine inanç van öte yandan baskıya "hayır!" diyen sesi, banş çağ- nsını, savaşa, acı ve gözyaşına karşı çıkışı göre- ceksiniz. Gencecik yaşında faşistlerce kurşunlanmış Lor- ca'dan dahaçarpıcı nasıl anlatılabilırdi ki bu duy- gu? "Kanı görmek istemem, kanı! I Aya haber salın gelsin I gelsin, görmek istemem kanı I kumda sı- zan kanını Ignacio'nun... Kanı gönvek istemem, kanı! I Nasıl da yanıyor anılanm! I Haber salın ya- seminlere I Küçücüktür beyazlıklan I Kanı görmek istemem, kanı!"... Kanın dökülmediği bir dünya umuduyla... DlE'nin eğitim anketi İşgücününyüzde 9.7'si okumayazma bümiyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet lsta- tistik Enstitüsü (DİE) ta- rafindan yapılan örgün ve yaygın eğitim anketin- de, Türkiye'deki işgücü- nün yüzde 9.7'sının oku- ma yazma bilmediği, okulu bırakanlann yüzde 47.7'sinin de ekonomik nedenlerle öğretımine devam etmediğı ortaya çıktı. Yükseköğrenim görülen alanda ıstihdam oranının azaldığı sapta- nan ankette. ünıversite mezunlannın yüzde 19.4'ünün kendi alanı dı- şında çalıştığı beliriendi. DtE tarafindan ilk kez gerçekleştirilen örgün ve yaygın eğitim anketi nde, ücretli ve maaşlı olarak çalışanlann yüzde 16.1'inin yüksekokul ve fakülte mezunu olduğu saptandı. Ankette, ilmi ve teknik alanlarla serbest meslek grubunda çalışanlann yüzde 66.3'ünün yükse- kokul ve fakülte mezunu; tanm, orman, avcılık ve bahkçıhk alanlannda is- tihdam edilenlerin yüzde 89.2'sının de ilkokul me- zunu olduğu ortaya ko- nuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle