Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 1999 CUMA
HABERLER
Kamuoyundan gizlenen sözleşmelerle yeni bir 'rant aktanmı' öngörülüyor
Eneıji ilıalesnMİe bedelsiz devirBANU SALMAN
AISKARA - Elektrik santralı ve dagıtım
şebekesı ihalelerinin kamuoyundan gizle-
nen sözleşmelen. •'bedelsiz devire" dönü-
şebilecek hükümier öngörüyor. Sözleş-
melere göre zaten gerçek değerlerinin çok
altında satılan elektrik dağıtım bölgeleri
ve santrallar ıçm ahnacak devir bedellen
Elektrik Enerjısi Fonu'na aktarılacak.
Böylece, yıllardır gerçekleşen kamu bin-
kımınin »atışında alınacak düşük bedel
bıle Hazine'ye ya da bakanlığa gelir ola-
rak girmeyecek. fon aracılığıyla şirketle-
re aktarılacak.
thaleler, enerji alanındaki özetleştırme-
yi düzenleyen 3096 sayılı yasaya göre hiç-
bir usule bağlı kahnmaksızm. kapah gö-
rüşmelerle sonuçlandınldı.
Eskı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer'in görevinden aynlma-
dan bırkaç gün önce dağıttıgı elektrik ran-
tında, kamunun zaranna işlem yapıldığı
ortaya çıktı. Kamu tşletmeciliğinı Geliş-
tırm'e Merkezi Vakfı (KİGEM), sendika-
larla ışbırliğı halmde imzalanan enerji
ıhalelenyle ilgili yeni davalaraçmayaha-
zırlanıyor. Danıştay'm onayından geçen
10 elektnk dağıtım bölgesi ıle 5 santral
sözleşmesi bulunduğu öğrenildi. Bunlar
• Bakanın, 14 elektrik dağıtım bölgesi ile 8 santralın devir sözleşmesini
imzaladığını açıklamasına karşın. Danıştay'm onayından geçen 10 elektrik dağıtım
bölgesi ile 5 santral sözleşmesi bulunduğu öğrenildi.
şöyle:
"Kocaeli-Gebze, Sakarya-Bolu. Anka-
ra-Kınkkale. Samsun-Ordu-Sinop, Kır-
şeMr-Nevşehir-İNiğde-Aksaray. Vbzgat-Sı-
\as-Tokat Kahramanmaraş- Adı>aman.
Şanlıurfa. Malatya-Elazığ-Tuncdi-BmgöL
Zonguldak-Çankın-Bartın-Karabük
elektrik dağıtım bölgeleri ile Tunçbilek,
KangaL Vatağan. Çayırhan. Yenikö>-Ke-
merköj termik santrallan."
Tazminaflardan devlet sorumlu
Kamuovuna açıklanmayan sözleşme-
lerle ılgıli. "elektrik tarifclerinin oluştu-
rulmasından vafınmlara, çauşanlann is
güvencesi ve tazminaüanndan çıkacak so-
runlarda devletin >ükümlü küınmasına"
kadar uzanan düzenlemelerin sakıncala-
nna dikkat cekılıyor. Şirketlere devir sı-
rasında aktarılacak güvence bedellen ve
tesise katılım paylanvla kamu tesisleri-
nin yanında ıkincı bır rant aktanmı ger-
çekleştiriliyor.
Yapılacak yatınmlann, elektrik tarife-
lerine yansıtıİması öngörülüyor. Böylece
yatınmlannın önünün açılması ıçin ger-
çekleştirildiği iddia edilen ışletme hakkı
devriyle şırketlerin yapacaklan yatınmla-
nn bedeli yurttaşlardan alınacak. Ayrıca
yapılacak yatınmlar, elektnk dagıtım böl-
geleri ıçin 30, santrallar içın 20 yıl olan
süre sonunda devlete geri devredilmeye-
cek.
Bunların yanından işletme hakkı devir
bedellerının, Elektrik Enerjisı Fonu'na
aktanlmasıyla rant aktanmı ikiye katlanı-
yor. Elektrik iletim. üretım ve dağıtım ala-
nında faaliyet gösterecek şirketlere kredi
sağlamak \e tek tarifeve geçışte bölgesel
farklılıklann yaratacağı v-üksek maliyet
durumunda şirketlenn desteklenmesi fo-
nun amaçlannı oluşturuyor. Kredi yoluy-
la şırketler işletme hakkr devir bedeli ola-
rak ödedikleri paralan da geri alabilecek-
ler. Böv lece devlet kasasma bu ihaleler-
den hiçbir gelir giremeyeceği gibi tesis-
lenn sahibi olan TEAŞ ve TEDAŞ'a da
yenı yatınm için kaynak oluşmayacak.
Elektrik dağıtım bölgeleri ve santralla-
nn satışı, 4046 sayılı Ozelleştirme Yasa-
sı'na bağlı olmaksızm 30% sayılı yasa
uyarınca yapıldı. Ancak bu yasada işlet-
me hakkı devrinde değer tespitinin ve sa-
tışın neye göre yapılacağına ilişkin dü-
zenlemeler yer almıyor.
Yasalara aykm
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
ihale ilanından sonra kapalı olarak teklif-
leri aldı ve oluşturduğu ıhale komısyo-
nunca kazanan şırketlen belirledi. Ancak
değerlendinneölçütlennın yasal düzenle-
me bulunmaması nedeniyle neye dayanı-
larak yapıldığı bilinmıyor. Bakanlığm. de-
v ir bedellerinı. tesislenn yıllık cıroiannın
yüzde 3'ünü esas alarak belirlediği sav-
İandı. Bakanlığın değerlendirmede, ihale
şartnamesinde yer alan unsurlan göz önü-
ne alındığı belirtiliyor. Buna göre Anaya-
sa Mahkemesi"nin devletleştırmenin ter-
si olarak hükmettiği özelleştirmede değer
tespit \e satış usulünün yasayla aynntılı
olarak düzenlenmesi gereğinin dikkate
alınmadığı ortaya çıkıyor. Bakanlık ıse
ihale şartnamesi uyannca verilen teklifle-
ri. "yahnm. kayıp-kacakoranmı indlrme
güvencesi, flyai şırketlerin deneyhm, or-
tak yapısve kredi bulabiliriiğj" açısından
değerlendirerek sonuçlandırdığını savu-
nuyor.
Rekabet Kuruhı'nun
koşullanna uyulmadı
Yine anayasadaki devletleştirme hük-
müne göre gerçek değerin esas alınması
gerekiyordu. Ayncatüketicinin korunma-
sı ve rekabet hukuku göz önüne alındığın-
da, başından hukuki yoklukla karşı karşı-
ya kalan enerji ihalelennde. Danıştay'm da
imtiyaz sözleşmelerindeki denetım yetkı-
si aşılmaya çalışıldı. Sonradan Danıştay'a
gönderilen sözleşmelerde Rekabet Kuru-
lu'nun koşullan sorun yarattı. Danıştay'm
onayladıgı sözleşmelerin bu koşullan ta-
şımadığına dikkat çekildi. Rekabet Kanu-
nu'na göre koşullann yer almaması yapı-
lan işlemlerin "hukuken yok sayıtanası"
anlamına geliyor. Rekabet Kurulu'nun ko-
şullannın yerine getirilmesi durumunda
ise yeniden oluşturulmuş olan sözleşme-
lenn tekrar Danıştay denetimine sunulma-
sı gerekiyor. Rekabet Kurulu, belirlediği
4 koşuldan bırinin >ı
enne getirilmemesinin
bile sözleşmelerin geçerstz olduğu sonu-
cunu değiştirmeyeceğıni belirtıyor.
KİCEM'den dava hazırlığı
'Devir karan
alanlar seçimde
hava alacaklar'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Gensoruyla
düşürülen hükümetin. ter-
mik santrallar ve dağıtım
şebekeleri rantını özel
sektöre giderayak dağıt-
masına tepkiler büyüyor.
Bağımsız Zonguldak Mil-
letvekili ve KIGEM Baş-
kanı Mümtaz Soysal, geç-
mış iktıdann da içinde
yer alan DSP'nin "bu le-
keyi taşımamak için" ka-
ran degiştirmesi gerektı-
ğini söyledi.
Türk-lş Genel Başkanı
Bayram Meral. girişimde
bulunmak ıçm hükümetin
güvenoyu almasını bekle-
diklerini belirterek. "Bun-
lar köle gibi adam çahşn-
nlmasına yol açryor" dedi.
Türkıye Maden-lş Sendi-
kası Genel Başkanı Höse-
yin Kayabaşı. tüm sendi-
kalann bırlikte hareket
ederek bu yanlışlıklara
*dur" demesi gerektiğini
söyledi.
Bagımsız Zonguldak
Mılletvekili ve KIGEM
Başkanı Soysal, Curahu-
riyefe şu değerlendirme-
yi yaptı: "Bu haber ANA-
SÖL-D adını taşıyan hü-
kümetin giderayak Türk
ulusuna. Türkiye'nin do-
ğal kaynaklanna ve çau-
şanlarına verdiği en son
"hediye'dir. Bu. sadece Er-
sümer'in ve Başbakan Yıl-
maz'ın sorumluluğuna
girmez; o hükümete kaül-
mış herkesin sorumlulu-
ğuna girer. Zaten o hükü-
metin devamı durumunda
olan bugünkü ittifak. hat-
ta o de\ama bir de DYP'yi
eklemiş olan tNigunkü itti-
fak, bu karann lekesini ta-
şıyacaknr. Taşımak istemi-
yorlarsa. ayrı bir iktidar
olduklannı söv lüvorlarsa.
dıştan verilen desteklere
rağmen bdylesine bir ka-
ran mutlaka değiştirmeli-
dirter.Degiştirmezlerse so-
nuçlanna kadanıriar."
Bugünkü iktıdann veri-
len onay karannı değiştir-
me. ortadan kaldırma yet-
kisi olduğunu anımsatan
Soysal şöyle devam etti:
"Karar yürürlüğe girmiş-
tir, bundan öncesi vardı.
Şündi yürüriüğe girsbüe-
cek nitelikte bir karar var-
dır urtada. Sendika dün-
yası v« KfGEM bu karar-
İann iptali için gerekeni
yapacakur. Da\a da açıla-
caktır."
Soysal, enerji sektörü-
nün özel ellere devrine
ilişkin karan almış olan-
lann, erken seçimlerde
santrallann ve dagıtım şe-
bekelerinin bulunduklan
yerlerde "havaalacaklan-
nı" da sözlerine ekledı.
Türk-lş Genel Başkanı
Meral. yasal mücadelele-
rinin sürdüğünü belirte-
rek, "Yangından mal kaçı-
nr gibi bazı şeyieryapıyor-
lar. Biz buniann üzerine
düşüyonız
1
* dedi. Hükü-
metin güvenoyu almasını
bekledıklerini kaydeden
Meral. "Güvenoyu alma-
dan konuyu taruşmak zor
oluvor. Bu karariar köle
gibi adam çahşnnlmasuıa
yol açıyor" dıv e konuştu
Türkıye Maden-lş Sen-
dikası Genel Başkanı Hü-
seyin Kayabaşı. kararlara
karşı hukuki ve sendıkal
mücadele verdıklenni be-
lirterek. "Siyasi plarform
içerisinde bizim yanımız-
da yer alacak parti kalma-
dı. Bunun akabinde Da-
nıştay "dan çıkO ve bakan-
ukta imzalandr diye ko-
nuştu Tes-lş Sendikası
Genel Başkanı Mahmut
Özonur da, Ersümer'in
onaylayıp gitmesinin
önemlı olmadığını, yeni
Enerji Bakanı'nın karan
yürütüp yüriitmeyeceğı-
nin önemli olduğunu kay-
detti.
Stratejik plan olusturulacak
Izmit Kent Kurultayı
sonuç bildirgesi
Istanbul Haber Servisi
- Izmıt Kent Kurulta-
yı'nda. Kentsel Planlama
Platformu üyelennin top-
lantısında alınan kararlar
belırlendı.
Izmit Kent Meclisı Ko-
ordinasyon Kurulu Kent-
sel Planlama Sorumlusu
SerhatGirgin'in imzasıy-
\â yavımlanan kurultay
kararları özetle şöyle:
"Kocaeli \anmadası
stratejik planının 1999 y>
lı sonuna kadar y apılması-
nın htdeflenmesi, Kent
Kurultavı Master Plan
Komisyonu Başkanı Prof.
Dr. Sa\ aş A) berk'in koor-
dinatöriüğünde bir teknis-
yen ekibin rvedilikle oluş-
turularak başta valilik ve
diger kunımlardan konu
ile ilgili birikime sahip uz-
man kadroların görevlen-
dirilmesinin istenmesi,
tüm bu hususlann koordi-
nasyon kuruluna öneril-
mesi.
Stratejik planla ilgili
Kocaeli l niversitesL Izmit
Kent Vleclisi Koordinas-
yon Kurulu, Kocaeli V'ali-
UğL tl Trafık Komisyonu
vediğer ilgili kurum ve ku-
ruluşlann elkrindeki pro-
je, bejge. dokümanlann is-
tenmesinin koordinasyon
kuruluna önerilmesi.
İzmit kent içi demino-
lu geçişinin geleceği hak-
kında rapor hazırlanma-
sına ilişkin bilim kurulu
oluşturulması.
Mevcut demirvolu geçi-
şi alternatifınin oluşturul-
masına vönelik bir kon-
sensus sağlanması doğrul-
tusunda çalışmalar yapıl-
masının koordinasyon ku-
rulunca organize edilme-
sL
Bursa'run
Kuplupınar
Mahallesi'nde bir
hurdacı taraAndan
aülan üç varilde
nükleer arık olduğu
iddiası heyecan
yarattı. Yapdan ilk
incelemede
vsrillerde hurda
kurşun olduğu
beliriendi. Sağhk
müdüriüğünün
incelemenin
sürdürüleceğini
bildirmesme
rağmen açıkta
duran varillerie
çocuklar oynuyor.
(Fotoğraf: AA)
TAEK Başkanı Yalçın, valilere yazı göndererek denetimi sıklaştınyor
Radyoakûfmaddeenvantençtkardacak
İSTANBUL / ANKARA (Cumhu-
riyet) - Ikıtelli'de hurdacılar tarafm-
dan parçalanan ıkincı konteynerde
bulunan kayıp Kobalt 60 kaynağını
arama çalışmalan devam ediyor. Hur-
da metallenn gıttiği Izmit Dökümha-
nesi'ni tarayan Türkiye Atom Ener-
jisi Kurumu (TAEK) uzmanlan. nük-
leer çekirdeği bulamadı. TAEK Baş-
kan Yardımcısı Doç. Dr.
Ziya Kıhç yerinde incele-
melerde bulunmak üzere
Istanbul'a gıderken yurt-
taki tüm dökümhanelerin
taranması kararlaştınldı.
TAEK Başkanı Prof. Dr.
Cengiz Yalçın yurtiçine gı-
ren tümradyoaktifmad-
delerı denetlemek üzere
valilere yazı göndererek
kamu. özel hastane ve
muayenehanelerde kulla-
nılan X ışını cıhazlar ıle
nükleer tıp cihazlan en-
vanterinin çıkanlmasını
ıstedi. Yalçın. kayıp nük-
leerkaynaktan çaial-bıçak
yapılmış olabıleceğine
dikkat çekti. lstanbul tl
Sağlık Müdürü Mehmet
Salman, kazanın ardından
hurdalığa yakın mahalle-
lerdeki sağlık taramalannm sürdüğü-
nü. 3 kışinin daha kan tablosunda dü-
şüklük tespit edildiğini söyledi.
Dün {kıtellı hurdalığındakı metal-
lenn gıttiği Izmit dökümhanesıni ta-
rayan TAEK ekıpleri, Kobalt 60 çe-
kırdeğini bulamadı. Radyoaktif çe-
kırdegin bulunamama olasılığına işa-
ret eden TAEK Başkanı Prof. Dr.
Cengiz Yalçın, "Henüzulaşılamayan
radyoaktif kaynağın şiddeti düşük.
Şirketin ve TAEK'in kav ıtlanna bak-
tık. Bu nedenle kaynağın şiddetinin
düşük olduğunu tahmin ediyoruz"
dedi. Yalçın, dökümhaneye giden
kaynaktan çatal-bıçak yapılmış bile
olabıleceğine dikkat çekerek. "Boş
bir tarla va da araziye de aulnuş ola-
Dünyadaki en önemli kazalar
Radyoaktifmalzemeden masa
A>KAR4(Cumhuriyet Bürosu)-Dünya-
daki nükleer kaza ömekleri, Tûrkiye'deki
tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekiyor.
Meksika'nın içinde Kobalt 60 buiunan de-
miri ABD'ye ihraç etmesi sonucunda yapı-
lan masadan yüzlerce kişi radyasyon almış,
Meksika'da da 814 konut yıkılmıştı. Ulusla-
rarası Atom Enerjisi'nin arşivinegiren dün-
yadaki en önemli kazalar şöyle:
# 1987'deBrezilya'daradyoterapidekul-
lanılan 1375 kürilik yüksek şiddetteki rad-
yoaktif kaynak, eski hastanede terk edildi.
Yetkili otoriteye bu konuda bilgi verilme-
mesi nedeniyle kaynak bir hurdacı tarafm-
dan kullanıldı. 4 kişi yaşantını yitirdi, 28 ki-
şi ağır hastalıklara yakalandı, radyoaktivite-
ye maruz kalan 7 bina yıkıldı.
• 1983 te Meksika'da 1000 kürişidde-
tindeki Kobalt 60 kaynağı, radyoterapi için
ahnmasına karşın hiç kullanılmadı ve birde-
poya bırakıldı. Kaynak bir hurdacı tarafin-
dan satın alındı. Daha sonra demir haline
getirilen kaynak ABD'ye ihraç edildi. De-
rtürden masa bacaklan yapıldı. Bu olay so-
nucunda radyasyon kirlenmesine uğrayan
814 konut yıkıldı. 16 bin metreküp toprak,
4 bin 500 ton metal, radyasyon atığı olarak
işlem gördü.
bilir. tnşallah kaynağı bulabiliriz" de-
di.
lstanbul tl Sağlık Müdürü Mehmet
Salman, kazadan etkılenen 5 yetiş-
kin ve 3 çocuğun Haseki Hastane-
si'nde tedavılerinın devam ettiğini ve
durumlannın iyi olduğunu, 5 yetişkin
hastanın da Cerrajıpaşa Tıp Fakülte-
sı Iç Hastalıklan Özel Servisı'nde te-
davilerinin sürdürüldüğü-
nü söyledi. Dünya Atom
Enerjisi Kurumu'ndan
gelen 3 kişılik heyetin ve
Ankara GATA'dan gelen
Doç. Dr. Bengül Gü-
ralp'in. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi 'nde yatan hasta-
lar üzerinde konsültasyon
yaptıklannı ifade eden
Salman, bunun sonucun-
da hastalara uygulanan te-
davilerin doğru olduğuna
ve tedavilerin sürdürül-
mesine karar venldigini
belirtti. Sahnan. hurdalı-
ğın yakmındaki mahalle-
lerdekı sağlık taramalan-
nın Küçükçekmece Kay-
makamlığı ve tl Sağlık
Müdürlüğü Sağlık Grup
Başkanlığı tarafindan sür-
dürüldüğünü açıkladı.
ŞJFIR NOKTASI/ORÂL ÇALIŞLAR
BülentEcevit'inazınlık T J " 1 ^ — A
hükümeti kurması, baz. h J U İ C I l t
sol kesimlerde tepkıyle
karşılanıyor. Doğrusu bu-
nu anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu Meclis aritmetığinde olabıle-
ceken iyi çözumlerden bırisi buy-
du. Pariamentonun önemli bir ço-
ğunluğunun desteklediğı bir hü-
kümetin kurulması, en azından
partamento dışı çözümlerin yolu-
nu tıkıyor.
Önümüzde çok kıttik bir seçim
yaşayacağımızı görüyoruz. Bu
seçime, deneyimli birsiyasetçinin
başbakanlığında gitmenin ne sa-
kıncası olabilir? Ecevit'e, birçok
konuda ciddi eleştirileryöneltebi-
liriz; bu koşeden de çokça yönelt-
tiğımizoldu. Ecevit'le yine çok kn-
tik bir dönemde, 12 Eylül'ün en sı-
kıntılı günlerinde cezaevinde bir-
lıkte olmuştuk. Ecevıt, bugün or-
taya çıkardığı DSP'nin ana
hatlannı oradaçizmişti. CHP'Iİ es-
kı politikacılarla bırlikte siyaset
yapmamaya çok kararlıydı. Bu
konuda kendisiyle uzun sohbet-
lerimız olmuştu. Yeni bır şey yap-
mak istiyordu ve her şeye sıfırdan
başlamaya kararlıydı. Tavnnı çok
yadırgamıştım. Bunu kendisine
de iletmiştim. Ama o yapmak is-
tediklerine sabıria ve inatla ulaş-
tı. DSP'yı, hükümet kuracak ka-
dar geliştirecek bir başarı göster-
di.
Ecevit, evrensel standartlarda
bir sosyal demokrat degil. Mark-
sizmle arasına sınır çekmeye çok
özen gösterir. Hatta bu konudaki
fanatikliği zaman zaman MHP'li-
leri yeğleyecek kadar ileri gidebi-
lir. Ecevit, 1972'de başlayan yük-
selişini, anti-militarizme ve radikal
demokratlığa dayandırmıştı. Bu-
gün, o noktada durduğunu söy-
leyebilir miyiz? O günün Karaoğ-
lan'ı gerçekten toplumda büyük
bir umut yaratmıştı. Bugün böyle
bir umuttan söz edebilir miyiz?
Ecevit'le geçmişe yönelik ko-
nuşmalarımız sırasında, o dö-
nemde kendisınin yanlış anlaşıl-
dığını ve eski üsluptan bu neden-
le uzaklaşmayı tercıh ettiğini söy-
lemıştı. Bunu bir olgunluk olarak
görenler de var. Ancak, bir siya-
setçınin olgunlaşması, "düzen
değiştirici" tavnnı korumaktan
vazgeçmesi noktasındaysa, bu-
nu olumlu kabul edebilir miyiz?
it'le Yeni Hükümet
Ecevit'in, Demirel'e yönelik
değerlendirmelen de yadırgatıcı.
Demirel'ı pariamentersistemin bir
supabı gibi kabul etmesi tartış-
malara neden oluyor. "Bana sağ-
cılar cinayet işliyor dedirtemezsi-
niz" diyen Demirel, acaba bu
geçmişin bir eleştirisini yaptı mı?
Orneğin kaç kişiyi öldürdüğü sap-
tanmakta güçlük çekilen Haluk
Kırcı'lar, hangi siyasi anlayışın
sonucu bu kadar etkili halegeldi-
ler?
Türkiye'yi yönetenler, Kırcı'lan
"devlet görevlisi" haline getiren
siyasetleri terk ettiler mi? Öme-
ğin, solu, demokrasiyi içlerine
sindirdiler mi? Haluk Kırcı önceki
gün polis sorgusundan çıkarken
gazetecilere dönerek şöyle ko-
nuştu: "Gazetelerde benım söy-
lediklerimle ilgili yazdıklannız
doğru değil." Ne zamandan ben
gözaltındakilere gunlük gazeteler
veriliyor? O, bu bilgileri nereden
edinmış?
Gazetelerde günlerdir "ülkücü-
ler"\n ışledıği krttik cinayetlere iliş-
kin bilgiler yer alıyor. Az çok ger-
çeğin ne olduğu belli. An-
cak bu gerçekleri yargı
önüne çıkaracak bir siyasi
irade gerekiyor. Çünkü, so-
nuçta bütün bu cinayetlere dev-
let içinden bazı parmaklar kanşı-
yor ve "cinayet işliyor dedirtme-
yen" anlayış, onlan yargılamak ve
cezalandırmak yerine işadamı
haline getiriyor.
Ecevit, bütün bu süreçleri biz-
den daha derinlemesine yaşadı
ve biliyor. Acaba zaman; insanla-
ra, tepkilerini törpülemeyi ve bun-
larla "uz/asa/a/("yaşamayı mı öğ-
retiyor? Sağın egemenliği, sağa
çekilerek yeni dengeleryaratma-
yı mı dayatıyor?
• • •
Ecevit, Soğuk Savaş dönemin-
den kalma bir siyaset adamı. Zor-
luklara göğüs germesini, siyaset
yapmanın ustalıklannı biliyor. Bu
nedenle ayakta. Belli duyariıklan
olduğu da yadsınamaz bir ger-
çek. Kendisine başanlardiliyoruz.
Umanz, Türkiye'nin acil ihtiyacı
olan demokrasi konusunda, ıs-
rarcı ve duyariı bir çizgi izler. DSP
azınlık hükümeti, Türkiye'nin bu
koşulfannda iyi kullanılırsa bir
şans haline de dönüşebilir. Uma-
nz öyle olur.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Çağdaş Dünya Şiini
Üstiine.
Hükümet kurulmuştur, 18 Nisan seçimleri de
ufuktadır; şimdi koşar adımlaria oraya gideceğiz,
ya da götürülecegiz. Yo, sinirienmeyin! Sadece, bir
cümlecik de olsa, hatırlatmış oldum. Konuyu de-
ğiştireceğim. Bu toplumda iyi şeylerin, ferahlatıcı
şeylerin de yapıldığını söylemek ıstiyorum.
Ornek mi istiyorsunuz? Şiırden vereceğim.
Sözü şiirden, şaırden açmak ısteyışım de boşu-
na değildir. Hiç aklımdan çıkmayan bir sözü var-
dır Vıctor Hugo'nun. Der ki: "Şair, inançsız gün-
lerde gelip en güzel günleri hazırlar; ütopyalann
insanıdır o; ayaklan buradaysa, gözleri başka yer-
lerdedir." Başka yerlerde, yani yeni ufukların ara-
nışında! Her şiir, erbabının elinde, bir başka dün-
ya açar önümüze; yaşamın kirınden pasından söz
ettiği zaman bıle, kiri ve pası olmayan bir dünya-
yı muştular. "Sengüzelgünlerin şairiyim"der Me-
lih Cevdet Anday.
Her şair öyledir, bır yerde...
•
Sevinılecek şey: Şiir kültürümüz zenginleşiyor.
Bu kültürün bir ayağı Türkiye şiirinde ise, bir aya-
ğı da çağdaş dünya şiirinde. Incelemeler, araştır-
malar, antolojiler birbirini izliyor. Şu son konuda,
geçen yıl, Sosyal Yayınlar, Ataol Behramoğlu ile
Ozdemir Ince'nın hazırladıkları, dört cıltlik dev bir
eseri, Dünya Şiiri Antolojisi'riı sunmuştu okurlara.
Şimdi de, Adam Yayınları, bir yenı yıl armağanı
olarak, yeni bir çalışmayı önümüze koymuş hal-
de.
Adı, Çağdaş Dünya Şiiri Antolojisi.
Hazıriayanlar da Cevat Çapan, Eray Canberk,
Erdal Alova.
20. yüzyılın son yılındayız ya, bu kitapla şiirde,
bir yüzyılın "icmal"\ yapılıyor.
Eserin "önsöz"ünde de belirtildiği gibi, yüzyılı-
mız bir "estetik deprem "i yaşamıştır. O da, ister
istemez "yenibirpoetika"yayo\ açmıştır: "yeni",
dallanıp budaklanmış bıçimiyle, en yüce değerdir
ve geçmiş yüzyıllardan farklı olarak, "geniş bir
coğrafyada" fermanını dinletmiştir. Arenada artık
yalnız Avrupalı ve Amerikalı şair yok, Koreli, Vret-
namlı, Filistinli, Iraklı... şair de var veçağını sorgu-
lamayı belki herkesten fazla yapıyor.
Sayfadan sayfaya geçerken bu çeşitliliği görü-
yorsunuz.
Yüzyılınızda şiirin verdiği büyük kavgaya da ta-
nık oluyorsunuz sayfalar ilerledikçe. Şunu da an-
lıyorsunuz ki, şair, o tedirgin insan, "gül bahçete-
ri" içinde dolaşarak söyleyecegini söylememiş;
yüzyılın insafsız koşullarında, birçoğu ya öldürüî-
müş, ya zindanlara atılmış ya da sürgünleri boy-
lamış. Lorca, Desnos, Mandelstam, Ahmatova,
Radnoti, Brecht, Sachs, Blaga, Neruda ve Al-
berti geliyor aklınıza ister istemez, sarsılıyorsunuz.
Tıpkı bir dört yıl önce bombalı bir saldında canına
kıyılmış, ama katilleri bulunamamış Onat Kutiar'ı
şu anda benim hatırlarken sarsıldığım gibi...
186 şair var kitapta.
Usta kalemlerin çevirisinden tadımlık şiiıieriy-
le...
En yaşlısından en gencine doğru bir sıralama:
Yüzyılımızın en yaşlı şairi, Yunanistanlı Konstan-
tinos Kavafis (1863-1933); en genci de, 1952 do-
ğumlu bır Çin şairı: Şu Ting.
Kavafis, "Barbarlan Beklerken", Şu Ting, bir
"paslı demirin üzerinde oturmuş", anılanndan söz
ediyor: "Elde mum ışığını örten bir kitap I Parmak-
lar usulca dudaklannda / Yarı aydınlık yan karan-
lık birdüş I Sessızliğin kınlgan kadehinde."
Macaristanlı Endre Ady'nin (1877-1919) adını
duymamış olabilirsiniz. Ama tanıyın derim. Hele
"Yanda Kalan" adlı bir şiiri var, enfes! Şöyle biti-
yor: "Bir tek defa öpüşsek şöyle bir kana kana I
Rahat ölebiliriz. I Ateş çağınyor bak, gitmek lazım
o yana I Neden daha acaba biz I Vakit geçirmek-
teyiz?" iranlı Furuğ Ferruhzad da (1936-1968)
öyle. "Pencere" adlı nefis şiirıni Onat Kutlar -Ce-
lal Hosrovşahi ile- çevirmiş ve soruyor şair: "Bir
şey soyle bana I Teninin tüm sevgisini sana ba-
ğışlayan insan I Ne istiyor dih kalma duygusun-
dan başka? I Bir şey söyle bana I Kıyısındayım
pencerenin I Ve güneşle bağlantıda..."
Bildiğiniz bilmediğıniz 186 şair.
Ama hemen hepsi de, "güneşle bağlantıda"...
Çağdaş Dünya Şiiri Antolojisi''ni hazıriayanlar, bir
yüzyıl biterken, onun şiire dökülmüş bütün duyar-
lığını da bize tattırmanın fırsatını yaratmış oluyor-
lar. Eli öpülesi bir iştir yaptıklan. O duyarlıkta, bir
başka tarihsel bağlamda da söylense, aşk, bek-
leyiş, özlem, geleceğin güzel günlerine inanç van
öte yandan baskıya "hayır!" diyen sesi, banş çağ-
nsını, savaşa, acı ve gözyaşına karşı çıkışı göre-
ceksiniz.
Gencecik yaşında faşistlerce kurşunlanmış Lor-
ca'dan dahaçarpıcı nasıl anlatılabilırdi ki bu duy-
gu?
"Kanı görmek istemem, kanı! I Aya haber salın
gelsin I gelsin, görmek istemem kanı I kumda sı-
zan kanını Ignacio'nun... Kanı gönvek istemem,
kanı! I Nasıl da yanıyor anılanm! I Haber salın ya-
seminlere I Küçücüktür beyazlıklan I Kanı görmek
istemem, kanı!"...
Kanın dökülmediği bir dünya umuduyla...
DlE'nin eğitim anketi
İşgücününyüzde 9.7'si
okumayazma bümiyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Devlet lsta-
tistik Enstitüsü (DİE) ta-
rafindan yapılan örgün
ve yaygın eğitim anketin-
de, Türkiye'deki işgücü-
nün yüzde 9.7'sının oku-
ma yazma bilmediği,
okulu bırakanlann yüzde
47.7'sinin de ekonomik
nedenlerle öğretımine
devam etmediğı ortaya
çıktı. Yükseköğrenim
görülen alanda ıstihdam
oranının azaldığı sapta-
nan ankette. ünıversite
mezunlannın yüzde
19.4'ünün kendi alanı dı-
şında çalıştığı beliriendi.
DtE tarafindan ilk kez
gerçekleştirilen örgün ve
yaygın eğitim anketi nde,
ücretli ve maaşlı olarak
çalışanlann yüzde
16.1'inin yüksekokul ve
fakülte mezunu olduğu
saptandı.
Ankette, ilmi ve teknik
alanlarla serbest meslek
grubunda çalışanlann
yüzde 66.3'ünün yükse-
kokul ve fakülte mezunu;
tanm, orman, avcılık ve
bahkçıhk alanlannda is-
tihdam edilenlerin yüzde
89.2'sının de ilkokul me-
zunu olduğu ortaya ko-
nuldu.