17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15OCAK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 6 Seni çok arzuhıyorum...9 Yönetmen Michael Winterbottom'ım bugün gösterime giren son filmi, dilsiz, yalnız bir yeniyetmenin gözünden ve kulağından anlatılmış, Ingiliz usulü, saplantılı bir aşk öyküsü Bugün orijinal ismıyle göstenme gi- ren, 1998 Ingiliz yapımı I VVant You, or- tak geçmışlen karanlık Martin ve He- len çifti arasındakı. uzun yıllara yayıl- mış, zorunlu aynlıklarla küllenmiş, ka- zaen ve kasti cinayetlere. göz yaşartıcı fedakârlıklara bulanmış ve sonunda on- ca tutkuyla saplantının ateşlenerek kan olup aktıgı. çağdaş bir aşk trajedisini hi- kâye ediyor, hayli buhranlı ve gergin ta- rafından. Kulak röntgencisi bir oğlan... Son çeyrek yüzyılın Ingiliz soundun- da, besteleri, güftelen ve kendine özgü sesı ve benzersız söyleyışiyle nicedir seç- kınleşmiş, yıllann usta müzısyeni Ervis CosteUo'nun ınsanın içine işleyen san- cılı sesiyle yaKanp yakardığı ve fîlme de adını veren I Want You adlı 'derin' aşk şarkısından esinlenen film. daha bıyıklan terlememış, Slav goçmenı, dil- siz. röntgenci bir yeniyetmenin 'çocuk bakışı'v la anlatıyor. dişıliğiyle yörenın erkeklerini etkileyen, esrarengız ve ce- kici bir genç kadının çev resinde gelişen hikâyesini. Dekor; İngıltere'nin güne- yinde, ıssız, çorak. küçük bir sahıl ken- ti. Bu iç karartıcı kentin can sıkıntısı>- la mutsuzluk arasında salınan sakınle- rine yörenin kasvetı de sinmiş. Intihar etmiş annesinin ölüsünü bul- duğundan beri konuşmaktan kesilmiş, 14 yaşlanndaki dilsiz, yalnız ve garip göçmen çocuğu Honda (Luka Petru- sfc), martı bağırtılanndan başka sesın du- yulmadığı, tenha kumsalda koşuşturup duruyor tek başına. Çakıltaşı toplayıp gerzekçe koşuşturmaktan fırsat buldu- ğundaysa, çevresindekilenn mahrenıı- yetlerine uzatıyor mikrofon kulaklan- nı. Hatta bu kimi 'mahrem' anlan giz- lice dinleme uğraşı. bütün ötekı merak- lanna üstün geliyor. KieskKvski'nin unu- tulmaz 'Aşk listüne Küçük Bir Film' baş- yapıtının röntgencı delikanlı kahrama- nınını çagrıştıran bu dilsiz oğlanm. Örnegin. her akşam diskoda rock şar- kılan söyledikten sonra eve attıklany- la erkek koleksiyonu yapan, aşın özgür ve rahat tavırlı. seksi, 'san kafa' ablası Smokey'nin (meraklısjn.^ 'Yafinmr-. dan önce' başyapıtmdan animsayaca- ğı Makedon oyuncu Labina \Iitevska) tüm yatak âlemlenni (.bılumum seviş- me seslenyle), önceden kurduğu mik- rofonla kaydedip (anında ya da sonra- dan) dinlemede iyice uzmanlaşmış sus- kun yenivetmemiz. Fazla meraklı bir 'kulak röntgencisi' sayılacak bu dilsiz \e öksüz oğlan. günün bırinde ona bi- sikletiyle çarpan ablası yaşındaki He- len"e tutuluyor gizliden gizliye. Ber- berlik yapan. 20'li yaşlanndaki Helen'se (Ingiliz sınemasinın umut \aat eden. seksi ve dolgun. yeni yeteneklerinden Rachel VVieisz). yöre erkeklerini kendi- ne kul köle eden, fettan ve gizemli bir kasaba dilberi. Israrla *Seni istiyorum' diyerek peşinde koşan, arzudan kıvra- nan. azmış radyo programcısı abaza Bob'u otomobil koltugunda tersliyor aklı geçmişe (ve hapisten çıkmış Mar- tin'e) takılı Helen, sevişmenin kalori yakmak içın en elverişli ve zevkli bir oyun otduğunu bilmesine karşın! Hikâye geliştikçe nıye hapse düştü- günü anlayacagımız bir de Martin (Aİtes- sandro Nivolaı karakteri var I VVant r^JHHİja öne çıkan. Hapiste geçen 8 yı- lın ardından şartlı tahliyeyle salıverilip fılmin başında. büyüdüğü bu geri kal- mış, tutucu \e kas\etli yöreye dönen Martin'in yıllanmış saplantılı aşkıdır Want YOU / Yönetmen: Michael VVinterbottom / Senaryo: Eoin McNamee / Kamera: Slavvomir Idziak / Müzik: Adrian Johnstone / Oyuncular: Rachel VVeisz, Alessandro Nivola, Luka Petrusic, Labina Mitevska, Ben Daniels, Graham Crovvden, Kenny Doughty / 1998 Ingıltere (özen Film) aslmda Helen. özgürlügüne kavuşma- sına karşın hiç de memnun mutlu gö- rünmeyen Martin, 9 yıl önce 14 yaşın- daki gencecik Helen'le sevişirken üst- lerine gelen kızın babasını kazayla öl- dürmekten suçlu bulunup 15 ytllık ağır hapse mahkûm edilmiş, dolayısıyla ha- yatı kaymış bir eski 'hükümlü'. Daha dogrusu kaza sonucu babasının ölümü- ne sebcp olan Hclenın suçunu kimse- ye tek laf etmeden üstlenmiş bir şöval- ye o. Helen de sevdigı Martin'i, çıka- na kadar bekleyeceğine sözler vererek yolcu etmiş hapishaneye. Ama sonra- dan, ziyaret günlerinde Helen' i görme- yi reddettiği gibi mektuplannı da yanıt- İamamış Martin. Düzenli ve sürekli görüşüp durumu- nu aynntısıyla naklettiği, tahliyesinden sorumlu bir sanşın kadın görevlinin aşı- n ilgisine de maruz kalan Martin'e, Do- lores Riordan havalannda şarkı söyle- yen, işveli, yırtık çocuksu kadın Smo- key de asılıyor. Kararsız Martin'in, neden sonra te- lefonla ulaşıp saçını da kestirdigi He- len'le yeniden tazeledigi eski tutkulu aşkı gittikçe kızışıp ateşlenirken genç kadının bir numaralı küçük hayranı Honda da Helen'i izliyor sürekli. Bü- yü sonda bozuluyor ve Helen için kâ- bus gibi bir geçmişi, saplantılı bir aşkı ve kötü anılan ifade eden Martin'den ka- fasına vura vura kurtulmasına tanık olup her zamanki gibi bu cınayeti de kay- deden Honda, finalde gemiyle kentten kaçan 'meşum kadın'ın etkısinden sıy- nlarak yine koşuşturuyor yalnız başı- na sahilde... TV'ye çektigi filmlerden sonra 1995 te 'Butterfly Kiss' ve 'Go Novv'la sinemaya geçıp bizde de göstenlen 'Ju- de' (1996) ve 'Saraybosna'ya Hoşgeldi- niz'le (1997) parlayarak 1990'lann ye- ni kuşak Ingiliz yönetmenleri arasında öne çıkan Michael VVlnterbottom, sine- ma tarihinde çok sayıda bulunmayan 'bir şarkıdan doğmuş nimler'e bir ye- nisini katıyor bu seyrettigimız saplan- tılı. buhranlı son eseri I VVant You"yla. Helen'in, tannçasıolduğu dilsiz oglan- la abla-anne-sevgiliyi çağnştıran ilişki- sinden kaybetmeye yargılı Martin'le arapsaçına dönmüş beraberliğine ka- dar aşk ve saplantı üstüne çok yüklü hikâyesinin giderek yinelenıp duran bir nakarata dönüşmesini önleyemeyen yö- netmen Winterbottom, Elvis Costello şarkısından yoia çıkarak aşka ilişkin sakız gıbı çignenmiş kımi bildik tema- lan, duygulan, coşkulan görüntüleyen ve yer yer ağır. dokunaklı bir atmosfer yaratarak erotik bir tansiyon da sağla- yan, ancak gitgide hantallaşan, karan- lık, gizemli ve öldüren. modern bir aşk melo'su imzalamış bu kez. Melankolik bir şarkının filmi Kieslowskı ustanın 'Aşk Üzerine Kü- çük Bir Film'inden Atom F.goyan'ın *Exotica'sına kadar uzatılacak bazı et- kiler içeren filmin yer yer renk ve ışık seline dönüşen nefıs görüntülenyse Ki- eslowski'nın 'Mavi-Beyaz-Kınnızı' üç- lemesinı çeken. değişik filtreler kulla- nan, Polonyalı usta kameraman Slawo- mir Idziak'ın. Yürek paralayıcı bir şarkıdan yürek paralayıcı bir aşk filmi çıkaran Winter- bottom'un bildik ölçülü. yalın anlatımı, müzık ve görüntüleri ve özellikle kla- sik bir güzelliğe sahip Londralı genç yıl- dız Rachel Weisz' m başını çektigi oyun- cu kadrosunun çabalan, sonuçta çok başanlı bulmadıgımız I Wfcnt You'yu sadece izlenebilir, ilginç bir film yapı- yor sonuçta. 1996'da Bertolucd'nin 'Ça- lınmış GüzelUk'inde ilk kez gözümüze çarpOktan sonra 1997 büyük stüdyo ya- pımı, o felaket 'Chain Reaction'da Ke- anu Reeves'le, Morgan Freeman'la eş- leşen, David Leland'ın 'The Landgiris" ve kadın yönetmen Beabon Kidron'un Joseph Conrad hikâyesınden uyarladı- gı 'Amy Foster-Svvept from the Sea'de da oynayan Rachel Weisz'ın, I VVant You'nun arzu nesnesi olarak bayagı göz doldurdugunu da eklemeli. Sürmeli kapılarSon haftalann yazmakta gecıktiğimiz bir başka Ingiliz yapımı da oyuncu Pe- terHowitt'in senaryosunu yazıp yönet- menliğe atıldığı, son dönemde yeni bir Audrey Hepburn ya da Grace Kelh rüz- gârlan estirdiğı Holly\vood'da özellikle kadın seyircinin saçını başını. tarzını taklit ettiği, yeni kuşak genç kadın yıl- dızlardan başa güreşen Gwyneth Palt- row'un başrolünü üstlendığı 'SüdingDo- ors-Rasrlantının Böylesi". Amenkan sinemasının şimdiye dek ıcıgını cıcığını çıkardığı. Ingilizlerin de '4 Nikâh Bir Cenaze' gibi gişe rekortme- ni filmlerle son yıllarda katkıda bulun- duğu romantik komedi türüne el atan 'Rastlanünın Böylesi', halkla ilişkiler uzmanı olarak çalıştığı ışyerınden bir sabah kapı önüne konan ve bir türlü ya- zamadıgı bir roman üstündekı çapİcın bir yazar müsveddesiyle (John Lynch) yaşadıgı evme dönen, Londralı Helen'in hikâyesini anlatıyor. Senarist ve taze yö- netmen Peter Hovvitt. tıpkı Alain Resna- is ustanın birkaç yıl öncesinde 'Smo- Idng'le 'NoSmoking'de yaptıgı gibi ma- dah/onun hem yüzünü, hem de tersmi gös- termek yoluna başvurarak Helen'in met- royu kaçırmadığı durumu da anlatıyor. Gwyneth-Helen'in saç modelini değiş- tirerek. Bu ikinci olasılıkta. sevgilisini. kızışmış bir Lady Godiva pozundakı. Sliding Doors / Yönetmen, senaryo: Peter Hovvitt / Kamera: Remi Aderfarasin / Müzik: David Hirschfelder / Oyuncular: Gwyneth Paltrovv, John Lynch, John Hannah, Jeanne Tripplehorn / 1998lngiltere(Pinema) ABD'den dönmüş eski gözagnsıyla (Je- anne Tripplehorn) basıyor kendi yata- gında. Ve kibarca asılap, centilmen Ja- mes'le (John Hannah) kınştınyor. Hayatımızın rastlantılarca nasıl yön- lendirildiğınin altmı çizen ve kur yapma yollanndan sadakate kadar uzanıp gönül oyunlanndaki kimi mane\Talan, yalan- lan, kaçamaklan, ihanetleri sergileye- rek günümüzdekı kadın-erkek ilişkisine yoğunlaşan bu düzeyli romantik kome- dıde Helen'le James sempatik kılınır- ken,Gerrj'yle L>dia daantipatik gös- tenlmiş. Eddie Murphy ve Hayvanlar Şovu Çocukken hayvanlarla sıkı fıkı oluşu babasmca engellen- mış, büyüyüp doktor çıkmış, işinde başanlı. kendi halınde- ki aıle babası Dr. John Dolitte (Eddie Murphy). bir gece vak- tı arabasıyla çarptığı bir sokak köpeğinden küfirü yıyince hay- vanlann dilinden anladığını fark ediyor ha>Tetle. Tesadüfen keşfettiği bu ye- teneği doktorun sakin. huzur- lu v aşamını kaosa çe\ irecek v e yörenın tüm dört ayaklıları. sağlık sorunlannı anlatabildik- leri, dillerinı anlayan bu kara de- rilı insanoglunun ev ıne doluşa- rak havatını allak bullak ede- ceklerdir kısa sürede. Çalıştı- ğı hastaneje maddi destek sağ- layacak bü\-ükbir şırketin pim- pirikli müdürii. çalışma arka- daşlan ve eşi dostunca 'keçfle- ri kacırdı' olarak bakılan dok- torun komik senivenlerini an- latıvor "Dr. DoBttJe." L'zakdoğu'nun ünlü dövüş cambazı Charlk Chan'la Ed- die Murphy'nin izıni süren, "ayaküstü gırgır"cı çalçene. komedyen. yeni zenci fırlama Chris Tucker ıkilısinin sürük- ledıği aksiyon-komedı çorba- sı "Rush Hour-BMrim hdliye tercih ederek bubereketsiz haf- tada biraz da mecburen seyret- tigimiz "Doktor Dolittfc". bü- tün gücünü Eddie Murphy'den alan, özellikle çocuk-aile se- yirci kesimine yönelik tezgâh- lanmış şirin birmasal. Son yıl- larda sık sık eski fılmlere baş- vuran Hollyvvood'daki Rema- ke yeniden çevrim modasınm >eni bir örneği sayılacak bu komedi. Richard Fleischer'in 1967'de. Hugh Lofting'in ço- cu kromanından uyarladığı ve Rex Harrison'ın silindir şapka- h, papyonlu bir doktor Dolitt- le oldugu fılmin Remake'i. Ge- çen yıl yine eski bir Jerry Le- wis klasiği olan "The Nutty Professor"un çok iyı hasılat getiren yeniden çevrimınde 8 ayn karakteri canlandırarak bir kez daha belıni dogrultan Ed- die Murphy'nin yanı sıra kö- pek, sıncap, fare, baykuş, gü- vercin, ördekten; koyun, keçi, domuz, kedi, at ve kaplana ka- dar uzatılacak bir yığın hayva- nm gösterisme dönüşen "Dok- tor Doüttk'da komik sahneler. espriler. sözcük oyunlan, gön- dermeler gırla. ama kendini ço- ban köpeği zannederek koyun güden pembe domuzcuğun hi- kâyesine day anan. konuşan haş- vanlı filmlerden bir a Babe"in sev imliliginden. çekiciliginden çok uzak bu yeni Dolittle fil- mi. Aslında hayvanlan pek sev- meyen, hastalanyla da yeterin- ce ilgilenmeyen, ailesine za- man ayıramayan bencil biriy- ken hayvanlara yardım ederek daha iyi bir insan olan dokto- run komik senivenlerini akta- ran "Doktor Dolittle"ı, 1995 'te 1970'lerin TV dizilerini hic- v eden "The Brady Bunch Mo- vie" parodisiyle yönetmenlige başlayan eski oyunculardan Betty Thoraas imzalamış. İnsanoglunun yeryüzünde- ki varlıgını sınırlandınp yaşa- mmı kısıtladığı bütün canlıla- ra koııuşma hakkını tanıması ve hayvan sevgisi içermesi bakı- Doctor Dolittle / Yönetmen: Betty Thomas / Senaryo: Nat Mauldin, Larry Levin / Kamera: Russel Boyd / Müzik: Richard Gibbs / Oyuncular: Eddie Murphy, Ossie Davis, Oliver Platt, Peter Boyle, Richard Schiff, Kristen Wilson/1998ABD (Özen Film) mında yine de hoşgörüyle ba- kılacak fılmin dramatik kur- gusu oldukça zayıf, karakter- leri çok beylik, ama özel efekt- çılerle hayvan egiticılerinin de katkılanyla bu gevşek ve skeç- lerhalindeki Eddie Murphy ve hayvanlar şovu çekilir hale ge- liyor sonuçta. Hatta Kayser Sö- ze. Jurassic Park. The Exor- cıst-Şe)1an göndermelerine ya da intihara meyleden bezgin sirk kaplanının tedavisi vs. gi- bi sahnelerde gülümsememek ne mürnkün? Hayvanlardan ör- neklergetirerek insanlan anla- tan Lafontaine masallanndan sonra. hayv anı, dünyayı ve ha- yatı çaglardan ben ona zindan etmiş ınsanla konuşturan "Dok- tor Dolittle", önemsiz, başan- sız birkomedi masalfilmi,ama son tahlilde çocuklara ögütle- nebilir; doktorumuzun fareye hayat öpücügü verdigi gibi sah- nelerine karşın. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... Meet Joe Black-Joe Black VVılliam Parrish (Anthon> Hop- kins) adlı nıedya patronunun düzen- li hayatı. güzel kızı Susan'a (Claire Fortani) âşık olan Joe Black (Brad Piö) adındaki esrarengız bir genç adamın ortayaçıkışıylabozuluverir. Ansızın gelişen bu ılişkının sonuçlan hem baba VVilliam. hem kızı Susan, hem de öteki aile bıreyleri içinacı ve kar- maşık sonuçlardoguracaktır. Çünkü son derece yakışıklı ve büyüleyıci bir erkek olan esrarengız Joe Black. Susan'ın canını almak üzere Tan- n'nın gönderdiği Ölüm Meleği'nin ta kendisidir. Brad Pitt'in canlandırdığı ölüm melegi rolünü. gencecik bir Fredric March'ın ojıiadığı. yönetmen Mıtc- hell Leisen'in 1934 yapımı Death Takes A Holliday adlı Amenkan kla- sığınin yeniden çevrimi olan "Joe Black"i Martin Brest yönetmiş. The Mask Of Zorro- Maskeli Kahraman zorro İspanya'ya karşı bagımsızlık mü- cadelesi veren Meksika'da 19. yüz- yılda geçen romantik bır aşk. onur. zafer macerası niteliğındeki Zorro efsanesi bir kez daha beyazperdeye aktanldı. Sessızsınemadöneminden bu yana sürevenleri birçok kez per- deye aktanlan kılıçlı kahraman Zor- ro efsanesine yeniden el atan yönet- men Martin Campbell, adı Ispanyol- cada *rilki' anlamına gelen Zorro">f u zayıflan. sömürülenleri koruyan ve onlara yapılan haksızlıklann intika- mını alan bir Meksikalı Robin Hood gibi yorumlamış, bu 1998 yapımı, yepyeni Zorro fılmınde. KEDÎ GOZU VECDİ SAYAR Kızma Birader Sevgilı Onat, eski güzel günlerde olduğu gibi politikadan söz etmeye ne dersin? Ne zamandır olup bitenleri sa- na anlatamadım. Bakanlık dedikodulannı özlemiş olmalısın! Özetın özeti şu: Eski tas, eski hamam... Tabii, tas iyice eskidi, hamamın çatısı çöktü çöke- cek... Ne güzel söylemiştin: "Bu KüttürBakanlığı, ken- dini ısıtan soba gibi. Bir faaliyet varmış gibi görü- nüyor ama, ortada sonuç yok..." Oysa ne umutlarla başlamıştık (yıl: 1978). Kül- tür Bakanlığı'na çağnlmamız, Sinema Dairesi'nin kuruluşu, senin Istanbul'da, benim Ankara'da gö- rev almam ve hızla Sinema Yasası hazırlıklanna gi- rişmemiz, özerk bir sinema kurumu oluşturma ha- yallerimiz... Sonra, biliyorsun, bir maceraya daha giriştim. Bu kez, Fikri Sağlar'ın çağnsıyla, Kültür Bakanlığı Müşavirliği, ardından Paris Kültür Müşavırtiğı... An- layacağın "umutsuz bir umut'un peşindeyiz hâ- lâ... Kültür- Sanat alanının politikacıların keyfı yö- netiminden kurtulması, kültür alanının gerçek sa- hiplerince üstlenilmesi yönündeki projelerimiz da- ha da somutlaştı. Sanat kuruluşları kendi davala- rına sahıp çıktı. Ama politikacılann bakışında de- ğşen bir şey yok... Bu konuda atılan en somut adım, "Özerk Sanat Konseyı" Girişim Kurulu ile Fikri Sağ- lar arasında ımzalanan protokol oldu. Sivil toplum kuruluşları ile ışbiriiğine açık bır başka CHP'Iİ ba- kan da Ercan Karakaş oldu. Ne var ki, onun da bakanlığı çok kısa sürdü. Tabii, sonraki bakanlar, Agah Oktay Güner ve Ismail Kahraman zamanında yeniden başladığı- mız noktaya döndük. Tıpkı "kızma birader" oyunundaki gibi... Asıl ilginç olan, DSP'Iİ Kültür Bakanı Istemihan Talay dönemi. Bu dönemde, "beklemede" bile kalmadık, "cezalı" konumadüştük... Bana kalırsa, bakanlık, bırak dışarıyı ısıtmayı, kendini bile ısıtamayan bir soba görünümünü al- dı şu son yıllarda. Artık Devlet Operası bile özel ku- ruluşlann "sponsoriuk" desteği ile sürdürebilıyor yaşamını. Ama şair Başbakanımız Kültür Bakanı'nı çok başarılı buluyor olmalı ki, yeni kabinede Talay'ı ye- niden görevlendirdi. Istemihan Talay, bakanlığı sırasında sivil toplum kuruluşları ile diyaloğa girmekten ısrarla kaçındı. "Vıtrin"e hizmet eden birkaç olay dışında... Bilirsin, politikacılar için (birkaç istisna dışında) "vithn" her şeyden önemlidir. Iş yapmak değil, iş yapıyor görünmektir amaçları. Birkaç örnek vereyim dilersen: Kuruculan ara- sında yer aldığın TURSAK Vakfı, Atatürk Kültür Merkezi'nın yıllardır işlevsiz duran ve tabii perso- nei ve bakım giderleri bakanlıkça sürekli ödenen sinema salonunu işletme önerisine bir yanıt bile ala- madı. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği'nin bir ser- gısi için müthiş bir kira talep edildi. Mımarlar Oda- sı'nın, tüm uyarılanna kulak tıkandı, müteahhitle- rin çıkarları doğrultusunda Koruma Kurullan'na baskı yapıldı. Sinema örgütlerinın seçtiği film ye- rine bakanlığın tercih ettiği film Oscar'a gönderil- di. Diğer sivil toplum kuruluşları ile ilişkiler de üç aşağı, beş yukan aynı... Yapılan birkaç olumlu iş ise kişisel reklam adı- na yapıldı. örnegin, AST'ın salonunun tamiratı için verilen destek kişisel reklama alet edildi (tıpkı, Can- nes'da devlet parası ile verilen ılanda, Cannes'a katılan Türk filmleri yerine bakan fotoğrafı konul- ması gibi). Tiyatronun girişine, bakanlığa teşekkür eden bir plaket konulması yetersiz bulunarak Is- temihan Talay'ın adının yazılması ıstendi. (Inan- mayan gider bakar!) Ayıplar bu kadarla da kalmıyor. Kültür Bakanlı- ğı'nın muhtaç sanatçılara yaptığı 50'şer milyon li- ralık "komik" yardım bile reklam aracı olarak kul- lanıldı. Yardım yapılan sanatçıların adlan gazete- lerde açıklandı. (Ihale verilen müteahhitlerin adla- nnı da açıklasalar ya!) Işte böyle. sevgili Onat, sen gideli işler iyice kö- tüledi. Buradaolsaydın, kimbilir nasıl kızardın olup bıtenlere. Seni çok özlüyoruz. Ve her zaman olduğu gibi "hayallerimiziyaktp oda- yı ısıtmak"\an başka çare göremiyoruz. Nâzım Hikmet 97 yaşında • Kültür Servisi - Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı bugün saat 18.00'de büyük ozanın 97. yaşını vakıf merkezınde üyeleri ve Nâzım sevenlerle kutlayacak. Yann ise saat 11.00'de yine vakıf merkezinde yapılacak yuvarlak masa toplantısında •'20. Yüzyıl Türk Şiirinde Nâzım Hikmet" konusu tartışılacak. Enis Batur. Ataol Behramoğlu. Cevat Çapan. Mehmet H. Doğan, Konur Enop. Turgay Fişekçi. Memet Fuat, Dogan Hızlan ve Selahattin Hilav'ın bildirileriyle katılacaklan toplanh izleyenlere açık olacak. Daha sonra bildiriler. sonuç bildireesiyle birlikte kitap olarak da yayımlanacak. (292 09 69) BUGÜN • CRR KONSER SALONU'nda saat 20.00'de Emin Fındıkoğlu & Detant konseri dinlenebilir. (232 98 30) • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 10.00-13.00 arası Leyla Sakpmar, Sonja Bohlander Tannsever'in katılacagı atölye çalışması, saat 18.30'da ise John Cook'un Geçmişten Günümflze Dans ve Müzik konulu söyleşisı yer alıyor. (252 45 91) • TARIK ZAFER TL'NAYA KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 19.00"da tasanm ve düzenlemesini Menpare Aksoy Yiğtt'in yaptıgı 'Gökyûzüne Bensiz Doğma' adlı çok boyutlu gölge oyunu görülebilir. Kültür Merkezi'nin sinema bölümünde ise saat 14.00 ve 19.00'da yönetmenliğinı Claude Nuridsany'nın yaptığı 'Micro Cosmos (Çayınn Sakinleri)* adlı film gösteriliyor. (293 12 70) • BELGESEL StNEMACILAR BİRLİĞİ'nde saat 13.00-19.00 arası her saat başı. yönetmenliğini Ethem Özgüven'in yaptığı 'Köle' adlı film izlenebilir. (292 39 84) CUMHURİYET KİTAP KULUBU'NDE BUGUN • Taksim Sergi Salonu'nda saat 17.00-19.00 arası Öner Yağcı'nın söyleşisi yer alıyor. Yağcı kitaplannı da imzalayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle