28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15OCAK1999CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Üniversitede silahlı saldın ve tehditte bulunan Özgen'in serbest bırakılması tepki çekti Ulkiicü öğrenciye ayncahkANKARA (Cıhnhuriyet Bürosu) - Ankara Gniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bir öğrenciye silahlı sal- dında bulunduktan sonraserbest bıra- kılan ülkücü Muammer Ozgen'e tanı- nan ayncalıklar tepki çekti. Özgen'in. uzun süredir bazı öğrencileri silahla tehdit ettiği ve bu yüzden fakülte tara- fından uyarı cezasına çarptınldığı öğ- renıldi. AÜ SBF Maliye Bölümü öğrencisi Muammer Özgen. 1996 yılında, aynı fakültedeki bir kız öğrenci tarafından şikâyetedılmişti. Şikâyette yeralan id- dialar. fakülte tarafından soruşturulup. • Muammer Özgen, 25 Aralık 1998 günü bir kız öğrenciyi rahatsız etti ve bir tartışma yaşandı. Özgen silahını ateşleyerek aynı fakültede okuyan Mehmet Tuğtan adlı öğrenciyi yaraladı.30 Aralık 1998 günü amcasına ait olduğunu iddia ettiği bir silahla polise teslim oldu ve ifadesinde kendisinin ateş ettiğini söyleyen Özgen. nöbetçi mahkeme tarafından "tutuksuz yargılanmak üzere" serbest bırakıldı. "süahlatendit"iddiasıkanıtlanamadı- üzerine Muammer Özgen silahını ateş- ammer Özgen'in fakülteye girişini ğı gerekçesiyle "rahatsız etme" iddi- ası nedeniyle Özgen'e uyan cezası ve- rildi. Iddialara göre Özgen bu olaylar yaşanırken Ülkü Ocaklan'na gitmeye ve 1997 yılmdan itibaren "ülkücüler- le" hareket etmeye başladı. Muammer Özgen, 25 Aralık 1998 günü bir başka kız öğrenciyi rahatsız etti ve bir tartışma yaşandı. Bu olay leyerek aynı fakültede okuyan Meh- met Tuğtan adlı öğrenciyi yaraladı.30 Aralık 1998 günü amcasına ait oldu- ğunu iddia ettiği bir silahla, polise tes- lim oldu ve ifadesinde kendisinin ateş ettiğini söyleyen Özgen. nöbetçi mah- keme tarafından "tutuksuz yargılan- mak üzere" serbest bırakıldı. SBF Yö- netim Kurulu, 4 Ocak 1999 günü Mu- "ihtiyati tedbir" olarak yasakladı. 11 Ocak 1999 günü AÜ SBF'ye ge- len ve adli tıp tarafından verilmiş bir raporu teslim eden Özgen. îddiaya gö- re okuldan çıkarken de iki öğrenciye silah gösterdi. Gelişen olaylar karşı- sında şu sorular gündeme getirildi: "MuammerÖzgen'in silahındaki kur- şunlar MKE yapımı mıdır? Bu kur- şunlan nasıl edinımştir? Ozgen, okula nıhsatsız silah ile gelme ve yaralama gj- bi iki ayn suçu işlediğini kendisi de ik- raretmesine ve bu olayı görüp ifade ve- ren çok sayıda tanık olmasına rağmen niçin serbest bırakıldı? MuammerÖz- gen'e yaralama olayııun gerçekleştiği gün, bütün tanıkların ifadesine göre kendisine fîili bir saldın yapılmaması- na rağmen 15günlük bir rapor nasıl ve- rttmiştirve bu rapor adli tıp taranndan nasılonanmışur? MuammerOzgen bi- rileri tarafından korunmakta, koilan- makta ve yeni bir Çatlı olarak yetişti- rilmek mi istenmektedir?" İP Cenel Baskanvekili Yalcın Tethuflah korunarak Susurluk çözülemez' ANKARA / tSTANBUL (Cumhuriyet) - tşçi Partisi (IP) Genel Baskanvekili Hasan Yal- çın. Istanbul DGM tarafından öncekı gün "suç islemek için çe- te oluşturmak'' suçundan tutuk- lanan Bahçelievler katliamının tetikçisi terörist HalukKırcı'nın Milli tstihbarat Teşkilatı'ndaki QA\T) Mehmet Eymür ekibi, Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) içindeki bazı güçler ve emniyettekı Mehmet Ağar ekı- bince korumaya alındığını iddia etti. Yalçın, Kırcı'nm Susurluk'un "kara kutusu" olduğunu söyledi. Kırcı'nın AbduDahÇatü'nın ölü- münün ardından Susurluk Özel Örgütü'nde "işleri" devralarak "yeni reis" olduğunu daha önce açıkladıklannı anımsatan Yalçın, "Çatlı'nın sahip olduğu bûtün olanaklara sahiptir. Çatn'nın ölü- münden sonra da kirli işleri sür- dürmüşrür. Kırcı da Çatlı gibi Tansu Çiller'in "şereflı vatanseve- leri' arasındadır. CIA güdümlü- dür. Orhan Taşanlar'ın Emniyet Müdürû olduğu dönemde, Istan- bul Emniyet Müdüriüğü'nün ye- mek ihalesinin Kırcı'nuı Sofram adhşirketineverildiğibilinmekte- dir" diye konuştu. Yalçın, Kırcı 'nın da "Fethul- lafeçT olduğunu kaydederek şöy- le konuştu: "FethuJlahçı pohsie- rin Fedıullah'uı kilit elemanı Kır- cı">ı konuşrurması herhalde bek- lenemezdL Kırcı kaçakken Azer- baycan. Türkmenistan ve Kaza- kistan'da Fethullaçılaraaitşirket- lerde kalnuşür. Bilindiği gibi Kır- cı'nın nikân şahitiiğini Mehmet Ağaryapmışnr. Potis içindeki Fet- hullabçı unsurlann Kırcı'yı sorgulayıp bilgileri almak için de- ğiL onu kurtarmak için çaba har- cadıklan anlaşılmaktadır." Kırcı önceki gece "güvenlik" ve "hüküm grymesi" nedeniyle 23.00 sıralannda EskişehirCeza- evi'ne göndenldi. Karayoluyla Eskişehife götürülen Kırcı. saat 13.30 sıralannda Özel Tip Ceza- evi'ne konuldu. Kırcı tek kişilik . bir hücrede kalacak. "Bahçelievler katliamı" dava- smın görüldüğü Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi. Istanbul Em- niyet Müdürlüğü'nden katliamın Haluk Kırcı ile birlikte yakala- nan sanıklanndan Bünyamın Adanalı nın Ankara'ya gönde- rilmesinı istedı. Istanbul Emni- yet Müdürü Hasan Özdemir. Adanalf nın diğer suçlan nede- niyle de sorgulandığını. sorgu- nun bitmesinin hemen ardından özel bir ekiple Ankara'ya gönde- rileceğini bildirdi. Öte yandan Adanalı, dün ls- tanbul'da çıkanldığı Nöbetçi 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde tu- tuklanarak Bayrampaşa Ceza- evi'ne göndenldi. Memur, zamlı maaşmı alıyor Haber Merkezi- Bakanlar Kurulu'nun Ocak-Haziran dönemi için maaşlannı yüz- de 30 ile 32 oranında arttırdığı devlet me- murlan zamlı maaşlan bugün alınıyor. Baş- bakan Büknt Ecevit kamu kesiminde çalı- şan işçilerin ikrami>'eleririin de bugün öden- mesi içingerekli hazırhklann yapüması ta- limatını verdi. Başbakanhk Basın Merkezi'nden veri- len bilgiye göre Başbakan Ecevit, kamu gö- revlilerinin maaş ve ikramiyeleriyle ilgili olarak da dün iki genelge yayımladı. tlk ge- nelgeyle kamu kesiminde çalışan işçilere heT yıl ödenmekte olan ikramiyelerin ilk taksidinin 15 Ocak'ta ödenmesini öngören kararnamenin hazırlanmakta olduğu belır- rilerek ödemenin bugün yapılabilmesi için kuruluşlann hazırlıklannı tamamiamalan istendi. Ikinci genelgeyle de ücretleri Yük- sek Planlama Kurulu'nca belirlenmesi ge- reken KİT personelinin Ocak 1999 maaş- lannı avans şeklinde zamlı olarak almalan öngörülüyor. Türkiye tşçi Emeklileri Ce- miyeti (TİEC) Genel Başkan Yardımcısı tn- ci Koyımcu, işçi emeklileri ile dul ve yetim- lerinin aylıklannı bayram öncesi almalan konusundaki pürüzlerin giderildiğini bil- dirdi.Bu arada DtSK'e bağlı Tüm Emekli- ler Sendikası'nın (Emekli- Sen) yaptığı araştırmada, emeklilerin yüzde 93"unün al- dığı maaşın yetmediğini ve geçim sıkmtısı içinde olduğunu belirledi. Araştınnada emeklilene.yöneltılen "Maaşlaıuyz vetiyor mu" soniwna 500 kişiden yüzd*^3»a'"¥*- miyor ve^»k zorianıjoruz" yüzde bjVi ise "Yetiyor" TİSK arastırması Grevve lokavtoranı azaldı BURSA (AA) - Türkiye'de son 8 yılda toplu iş sözleşmesi yapılan, grev ve lokavt uygula- nan işyeri sayısı önemli oranda azaldı. 1990 yılında 458 işye- rinde grev. 41 işyerinde lokavt uygulanırken 1998 yılında grev uygulanan işyeri sayısı 44'e, lo- kavt sayısı da 1 'e düştü. Türki- ye tşveren Sendikalan Konfe- derasyonu'nca (TİSK) yapılan ve 1998 yılının ilk 11 ayını da içeren araştırmaya göre 1990 yılında 458 işyerinde çalışan 166 bin 306 işçi greve çıkarken grev nedeniyle 3 milyon 466 bin 550 işgünü kayboldu. 1998 yılı Ocak- Kasım döneminde ise 44 işyerinde grev yaşandı. Grev, 11 bin 73 işçiyi kapsadı ve 281 bin 460 işgünü yitirildi. 1990 yılında 483 bin işçinin çalıştığı 11 bin 399 işyerinde bin 954 sözleşme imzalanırken bu sayı 1998 yılında 181 bin iş- çinin çalıştığı 6.705 işyerinde 1.681 sözleşme olarak gerçek- leşti. Aynı dönemde. lokavt uy- gulanan işyeri sayısı da büyük ölçüde azaldı. 1990 yılında 58 bin 439 işçinin çalıştığı 41 iş- yerinde işveren lokavt uygular- ken geçen yıl ocak-kasım dö- neminde sadece bir lokavt uy^ gulaması gerçekleşti. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Ecevit'in Maratonu! 22 yıl önce bir mayıs günüy- dü. CHP'nin bütün milletvekili ve senatör adayları, Anka- ra'da An Sinemasrnın büyük salonunu doldurmuştu. Hik- met Çetin'le yan yana, özlü bir "siyaset dersi" izliyorduk. Konuşmacı Bülent Ecevit idi. O dersten birçok şey aklım- da kaldı. Ama özellikle bir tümce ve devamı, canlılığını hep korudu: - Sıyasef bir yüz metre ya- nşı değildir, bir maratondur!.. Hiçbirzaman o anı kurtarma- yı düşünmeyin, ileriyi düşü- nün. Unutmayın ki, o anı kur- tarmak için atacağınız bir adım, edeceğiniz bir söz, sizi ilerde güç duruma düşürebi- lir.. ••• Birkaç kez "Artık tükendi" denmişti. 12 Mart'ta CHP'nin genel sekreterliğini bıraktı.. 12 Ey- lül'de hapislere girdi, çıktı.. Kurduğu DSP baraja takıldı, milletvekili bile seçilemedi. Genel başkanlıktan istifa etti.. Hemen tüm basının karşı- sında olduğu günler oldu. Ay- dınlann "hedef tahtası" oldu. Demirel, "S/r5//en"diyeövü- lürken, O "Birbölen"d\yeyer- den yere vuruldu. Partisi var, örgütü yok.. Ama uzun yıllar sonra, Ece- vit bir kez daha "en önde!" Acaba niçin? Bütün yaptık- lan doğru olduğu, hep kendi- si haklı olduğu için mi? Hayır! Dürüst, ciddi, insanlarasay- gılı, sade ve gösterişsiz oldu- ğu için.. Özellikle de, inandığı doğrultusunu sabırla, inatla koruduğu için.. Yani yüz met- re yarışlarına hiç mi hiç önem vermediği için! Vetüm bunlann sonucu ola- rak, insanlara "güven" verdi- ği için! ••• Ecevit'in partisinin antide- mokratik bir yapıya sahip ol- duğu doğru. Sadece eşine güvendiği doğru. Kurduğu çarkın bir insan yeme maki- nesi gibi çalıştığı doğru. Sol- daiiütünleşmeyi sağlayabile- cek tek insan olduğu halde, bunu yapmadığı da doğru. Bu eleştirilerin hepsi de haklı! Ama Ecevit'in, eskiden sol- cu iken şimdilerde sağa kay- mış olduğu doğru değil! Ecevit Kıbrıs'a çıkarken, haşhaş yasağını kaldırırken, "Halklara özgürlük" diye bağı- ranların üzerine yürürken ne kadar "milliyetçi" idiyse.. bu- gün de o kadar milliyetçi. | 1977 seçimlerinde din ile il- gili sözleri köy kahveleriniri duvarlarını süslerken: ezan okunurken konuşmalanna ara. verdiğinde, Eski Diyanet işle- ri Başkanı Dr. Lütfi Doğan'ı partisinin vitrinine çıkarırker) ne kadar "dine saygıh" ise.j bugün de o kadar saygılı. ' Eskiden ne kadar "sosyai adaletçi" ise, bugün de o ka-j dar sosyai adaletçi. ı Eğer o zaman solcu idiysej şimdi de solcu. O zaman sağ-ı cı idiyse şimdi de sağcı. ' Ama şimdi daha gerçekçi.\ Niyetini aşan sloganlar kullan-" mıyor. \ Aslında yirmi yıl önce "Bu düzeni değiştireceğiz" derken kastettiği de, "Bu düzeni dü^ zelteceğiz" idi. Neleri nereye kadar düzeltebileceğini şimdi daha iyi biliyor. j • •• j Demirel ile Ecevit, birbirleri- nin tersi özelliklere sahipler. Birisi çok hoşgörülü ve dışa açık; ötekisinin kişisel ilişkiler-j de hoşgörüsü az, içine kapa-* lı.. Birisi kırk yıllık ilişkilerini bi-| le canlı tutuyor; ötekisinin çev-j resi sürekli değişiyor. j Ama ikisi de, yaşlannın ve yaşadıklarının etkisiyle bugünj daha ılımlılar. Olaylara dahaj geniş açılardan bakıyorlar. j Ve bu son özellik, eski iki düşmanı şimdi iki dost yapı- yor. Demirel, Ecevit'in başba-t kanlığından memnun. Ecevit,, Demirel'in cumhurbaşkanlığH nın uzamasından yana.. ' ikisi de maratoncu.. Amaj koşu özellikleri farklı. • j Ve Ecevit maratonunu sür-j dürüyor. Onunla aynı kulvarda koşup dâ, yüz metre yanşlarıl kazananijazıları ise, çok ge-j rilerde kafdı... Eski tatların hatırını sorun, bayramınız kutlu olsun. Türkiye'nin güveniı^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle