Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
0 Genel Ya>ın Koordınatöru: Hiknıet
Çetinkaya # Yazıışlen Mıidurü İbrahim
Yddız • Sorumlu Müdur- Fikrct İlkiz
0 Haber Merkezı Müdünı Hakan
Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser
istihbarat Cengi/ \ ıldınm • Ekonomı. Özlem
Y üzak # Kültur Handan Şenkökea • Spor
Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami
Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bilei-Belge.
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı Mehmet Faraç
Yavın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç. Okta>
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya.
Şükran Soner. Ergun Balcı.
İbrahjm Yıldız, Orhan Bursalı,
Muslafa Ba]ba\. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbav -Vatürk Bulvan
No 125, Kat4. Bakanlıklar-A.nkara Tel 4195020 C
hat), Faks 4195O270lzmırTemsılcısrSerdarKızık,
H.ZivaBlv 1352 S 2 3Tel 4411220. Faks 441911?
0 AdanaTemsılcisi.Çetin Yiğenoğlu, InonüCd. 119
S No 1 Kat 1. Tel-363 12 11, Faks 363 12 15
Muessese Mudurü Cstün Akmetl 0
Koonjjnator Ahmet Konılsaıı # Muha-
sebe Büknt Vener # İdare Hüseyin
Gürer • Işlcdne Öndcr Çedk • Bıigı-
Işlem Nail tnaJ # Bı!gi:>a}ar Sıstcm
Mürihet ÇBer»Sa:iş TanktKaa
MEDYA C: • Vönetım Kurulu
Başkam - Genel Mudür Gülbin
Erduran # Koordmatör Reha
Işrtman # Genel MudurYardımcısı
SevdaÇoban Tel. 514 07 53 -
513 95 80-5138*5061.Faks 5138463
\ avunlıyaa « Basan: Ymı Gün Haber \|ansı, Basın ve Yaymcıhk A Ş
TuÂocajıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 halı Faks (0 212)513 85 95 15OCAK1999 tmsak. 5.48 Güneş: 7.20 Öğle: 12.20 İkındi 14 44 Akşam: 17.06 Yatsr. 18.33 www.cumhuriYet.com.tr
Kayafcçtnm
güvenllğî
• Haber Merkezi - 20
yıldır kayak malzemeleri
üretenKJlly, 1999Kış
Koleksiyonu ile Türk
kayakseverlerin karşısına
çıktı. Killy ürünleri, nefes
alabilir astan ve Recco
sinyal yansıtıcı özelliği ile
kayakseverlerin hem şık
hem de güvenli kayak
zevkini yaşamalanna
olanak sağlıyor. Dünyanın
büyük kayak
merkezlerinde bulunan
Recco kurtarma sinyal i iki
bölümden oluşuyor.
Kayakçının güvenliğini
sağlayan reflektör,
kıyafetin ıçıne
yerleştiriliyor. Dedektör
tarafindan reflektöre radar
sinyali yollanarak zor
durumda olan kayakçının
yeri kolaylıkla
bulunabiliyor.
TVIadde tüküren'
karadelik
• AUSTIN(AA)-
Amerikalı astronomlar.
Samanyolu galaksisinden
50 milyon ışık-yılı uzakta,
"madde tüküren' bir kara
delik saptadılar. ABD'nin
New Mexico eyaletindeki
Ulusal Radyo-Astronomi
Gözlemevı'nden Frazer
Owen, ABD Astronomi
Derneği toplantısma
sunduğu bildiride, Başak
takımyıldızında görülen
galaksi yığınının göbeginde
bulunan M-87 adlı
galaksinin orta
kesimlerindeki kara deliğin
etrafında 'kabarcıklar'
saptadıklannı belirtti.
Astronom Owen. bu
nedenle kara deliğin adeta
madde •tükürdüğünü'
düşündüklenni iletti. Owen,
"Bu materyalin, galaksinin
göbeğinden yayıldığını ve X
ışınlan yayan kabarcıklar
oluşturduğunu tahmin
ediyoruz" dedi.
Kalsiyumun
etkisi
• BOSTON (AFP)-
Yaşlılarda kemik erimesıne
karşı önerilen kalsiyum
takviyesinin, kalınbağırsak
kanserine yakalanma
riskini de azalttığı
bildirildi. ABD'de
yayımlanan New England
Journal of Medicine adlı
tıp bültenindeki haberde,
iyi huylu tümörü olan 832
hasta üzerine yapılan dört
yıllık araştırma, kalsiyum
takviyesinin kansere
yakalanma riskini
azaltmasının yanı sıra
kanserin yeniden ortaya
çıkmasını da önlediğini
ortaya çıkardı.
Kopan kaf a
derisini diktjler
• tZMİR(AA)-Küçük
bir kızın köpek tarafindan
ısınlarak kopanlan kafa
derisi. Ege Ûniversitesi
Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde yapılan
operasyonla yerine dikildi.
Çanakkale Güzelyah'da
oruran 6 yaşındaki M.P,
annesiyle birlikte sokağa
çıktığmda, komşu evin
bahçesinin 1 metre
yükseklikteki duvanndan
atlayan doberman cinsi
köpeğin saldınsına uğjadı.
Operatör DT. Cüneyt Özek
başkanlığında, asistan
doktorlar Ülkü Güner,
Ümıt Özcan ve özgür
Erdem ile teknisyen Ferya
Altunay'dan oluşan ekip,
yaklaşık 4 saat süren
operasyonla annenin bir
torbaya koyarak getirdiği
kopuk kafa derisini
mikrocerrahi tekniğiyle
yerine dikti. Operasyondan
yaklaşık 18 saat sonra,
kopuk kafa derisinin
eklenen damarlarla
beslenerek canlandığı
belirlendi.
Kozmetik sanayisi, kimya laboratuvan haline geldi. Saçın yakında 'içten' boyanabileceği iddia ediliyor
Teknoloji saçın hizmetindeÇeviri Servisi - Insan saçı yenı teknolojiler aracılığıyla
bırçok alanda büyük gelişmeler yaratacak şekılde
incelenebiliyor. Bu gelışmelerden en çok yararlanan
alanlardan ikisi ise kozmetik \e kriminoloji. Özellikle
cinayet olaylanna ışık turmakta kullanılan yeni saç
analizleri, saç telinin sadece kime aıt olduğunu
açıklamakla yetinmeyip hangi zaman dılimınde
düştüğünü. ait olduğu insanın kaç yaşında olduğunu ve
ne gibi hastalıklar taşıdığını da ortaya ko>Tjyor. Saç
analizleri aynca DNA ve hormon testleri gibi tıbbın
birçok kolundaki araştırmalarda da \azgeçilmez bır unsur
haline gelmiş durumda.
Mityarca dolarbk yatınmlar
Saç ve ınsan vücudundakı dıgertüyler. •ısıtmak" olan
doğal varlık nedenlenni yıtirdiler. Insan. bu süreç
içerisinde saçını yavaş yavaş kozmetik bır aksesuvar
haline getirdi ve saç kozmetik sanayisi ıçindekı ağırlıklı
yerini aldı. Kozmetik fiımaları sadece saç bakımı
ürünleri için yılda milyarlarca dolarlık yatırım yaparken
1998 içınde sadece Almanya'da saç bakımı içın 3.3
milyar mark harcandı. Şampuanlar saçın cinsıne, aynca
fonle şekil verilmesine, boyalı ya da permalı olmasma
göre değişık şekillerde üretildi. Saçın esneklığini arttıran.
kepeğı önleyen, boyanın verdiği zaran azaltan ürünler
gelıştirildi. Kullanılan elekrron mikroskoplan aracılığıyla
saçın cinsinin doğal rengıne göre farklılık gösterdıği de
belirlendi ve bakım ürünleri buna göre sınıflandınldı.
Kozmetik sanayisi büyük bır kimva laboratuvan haline
geldi ve son çalışmalar sonuçlandığında saçlann artık
içten' yani örneğin bir ilaç yutarak boyanabileceği iddıa
ediliyor. Saçın sadece derinın içınde kalan bir santimlik
kısmı ve kökü canlı. Derinın dışında uzayan kısımlar. ölü.
Saç günde 0.2 ile 0.5 mm. arasında uzuyor.
Uzmanlar tarafindan 'büyüme' ve 'geçiş* adı
venlen ve her ınsanda ayn bir periyodu
bulunan evrelerden sonra da dökülüyor.
Saçın dökülmesınden sonra kök, yenı bir
saç telı oluşturmava başlıyor.
Yeniden saç teli oluşturma
faalıyetinin sona erdiği durumlarda
kellik başlıyor. Bu durum 50 yaşın
üzenndeki erkeklerin yansma
yakmında, 50 yaşın altındaki
kadınlann yüzde 8'inde
görülüyor.
Saç kozmetiği sanayisi kellıği
önleme konusunda da büyük
adımlar attı ve yürüttüğü
hormonal araştırmalar
sonucunda hem saç
dökülmesinı önleyen hem
de saçı dökülmüş bölgede
yeniden saç yetişmesinı
sağlayan ürünler ürettı.
1.215 kişi üzennde
yapılan son araştırmalar,
bu deneklerin yüzde
80"inde saç
dökülmesinin
önlendiğını ve bundan
boyle kellik oluşmadan
hormonal dengelerin
yeniden kurularak önlem
alınabıleceğı umudunu
doğurdu.
ispanya'ya ilgi büyük
Her saç telinin kendi (olikülü vardır. Her folikül ise
kendine özgü üç evresi bağlamında işlev görür.
Anajen evre:
Hücre bolunmesı sürüyor,
yeni hücreler eskılerı
yukan doğru ıtıyor
3-5 yıl
Katajen evre:
Hucre uretımı yavaşlıyor
ve sonunda
tamamen duruyor.
3-4hafta
Telojen evre:
Folikul buzulerek
üst derıye
yaklaşıyor.
3-4 ay
Bayram
turizmcileri
güldürdü
• 1998 yılında turizm açısından önemli
kayıplar yaşandığını anımsatan
turizmciler, "Tanıtım sorunu aşılırsa,
turizmde bu yıh kurtarma şansımız hâlâ
var" diyorlar.
YUSUFÖZKAN
IZıVIİR-Türkıye ile İtal-
ya arasında yaşanan Ab-
duDah Ocalan krizi. ttal-
va'ya tur düzenleyen se-
vahat acentelerini yenı ara-
yışlara ıtiyor. Acente yet-
kililen önümüzdeki Raina-
zan Bayramı tatili için özel-
hkle Fransa ve İspanya'ya
yoğun istek olduğunu be-
iırterek İtalya pazannın
şımdılik kapandığını söy-
ledıler.
Öcalan krızi j'üzünden
İtalya'ya duyulan tepkıler.
seyahat acentelennı alter-
natif ülke arayışına itti.
Krızle birlikte Venedik.
Floransa, Roma v e Sicilya
turlannın iptal edildiğinı
vurgula> an tunzmciler, Ra-
mazan Ba\Tamı'nı yurtdı-
şında geçırmek isteven
\ urttaşlar için paket prog-
ramlarhazırladıklarını bil-
dirdiler. Latın \e Jokey Tu-
nzm lzmirTemsilcisi Fev-
n Tavus, italya"nın turizm
açısından çok iyı bir po-
tansiyele sahip olduğunu
anımsatarak "Ticari ilişki-
ler son gelişmelerin ardın-
dantanıamendurdu. Bizde
acenteler olarak alanımızı
basta Fransa ve İspama o\-
mak üzere diğer ülkelcre
ka>dırdık. Ozellikle İspan-
\a çok talep gördü" dedi.
Ramazan Ba\Tamı tati-
line yönelik olarak konten-
janlannın büyük kısmının
doldugunu belirten Tavus,
sadece Mısır'a rezervas-
yon alabildiklerini, onun
da en kısa sürede dolması-
nı beklediklerini söyledi.
Türkıve Seyahat Acen-
talan Birliği (TÜRSAB)
Başkanı Talha Çamaş,
özellikle Paris, Mısır. Tu-
nus ve Balkanlar'daki ka-
yak merkezlermin tatıl için
yurtdışını seçenler tarafin-
dan tercih edildiğinı vurgu-
ladı. Çamaş, 1998 yılında
turizm açısından önemli
kayıplar yaşandığını bildi-
rerek "Tanıtım sorunu aşı-
lırsa. turizmde bu yıiı kur-
tarma şansımız hâlâ var"
dedi.
Hareketü bayram
Ege Seyahat Acentalan
Birliği Başkanı Alra Baltaz-
zi de geçen yıllara oranla
bu ba>Tam turizmin hare-
ketli olduğunu bildirerek
şunlan söyledi:
"Bu bayram işler ger-
çekten çok iyi. Türkiyç'den
Fransa'ya, Avustuna'ya,
İspanya'ya. Prag'a ve Bu-
dapeşte'ye çok turist gidi-
vor. Sadece Budapeşte'ye
\ ılda toplam 15 mihon tu-
rist gidiyor. Ancak ne olur-
sa olsun İtalya'vla ilişkile-
rindüzeltilmcsi ve İtah
<
a'>'a
dönülmesi lazım. İtaha'vla
hır yıl karşılıklı olarak 300
bin kişilik bir degişimimiz
var. Üstelik malivetleri Av-
rupa'ya göre daha ucuz."
Bizet'nin operası 10 yıl aradan sonra sanatseverlerle buluşuyor
'Carmen 'yarın Ankara
y
daANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Devlet Ope-
ra ve Balesi. G. Bizet'nin
ünlü operası "Carmen"ı
10 yıl aradan sonra tekrar
sahnelıyor. Opera tarihı-
nin romantızmden realiz-
me geçışinın ılk örnekle-
rinden olan yapıt, özgür-
lüğe vurgu yapıyor.
1875 yılında Paris'te
dünya prömıyen yapılan 4
perdelik "Carmen" ope-
rası, yann Ankaralı sanat-
severlerle buluşuyor Bul-
gar yönetmen Kuzman ft>-
pov'un sahneye koyduğu
yapıt, özgün dilinde Fran-
sızca olarak sergilenecek.
Orkestrayı AntonioPin^ „. ., . „ .. .. .... . _, , , . . ,
H'nın yöneteceğı yapıtm e t m n
Carmen operası, ozgun dilinde, Fransızca olarak sahnelenecek.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Dili, bir çıkmaza saplamışızdır!..'
kostüm ve dekorlannı AJexandre Vas-
silev. koreografısıni DenizÇığ. ışık dü-
zenini Şükrü Alper hazırladı.
Fransız yazar ProsperMerimee'nin
gerçek bir olaydan esinlenerek yazdı-
ğı bir öyküyü konu alan operada Şeb-
nem Algın. Ovlun Pirolli. Hakan Ay-
sev, Ayhan L'ştuk. Eralp KIVICL Tuncer
Tercan, Funda Ateşoğiu. Esin Tabnlı.
Feryal Türkoğlu. Çerin kıranbav. Fa-
tih Ozrürk. Sabri Karabudak. Tuncay
Kurtoğlu, Gülce Çelik. Dilek \kev, Fer-
da Sipahi, Şebnem Oksal. Av kutÇınar.
Emre Özorhan. Levent .\ke\ ve Züh-
tüGürsalrol alıyor.
De\ let Opera ve Balesi Genel Mü-
dürü Hasan Hüseyin Akbulut. dün dü-
zenlediği basın toplantısmda. w
Car-
men"in sezonun önemli ve iddialı bir
yapımı olduğunu söyledi.
Toplantıya katılan konuk yönetmen
Kuzman Popov. 18 yıl aradan sonra
tekrar geldiği Ankara'da operayla yap-
tığı çalışmalardan bü>ük zevk aldığı-
nı kaydetti. Cannen'in özgürlüğüne
düşkün olduğuna dikkat çeken Popov.
0% un hakkında şöyle konuşuyor: *Öz-
gür bir varoluş. toreadonın kırmızı pe-
terininde kendini vitirivor. Carmen, as-
ker Don Jose'ye âşık oldu. Tabii asker
de ona. Carmen'e nişan vüzüğii hedi-
ye etti. İşte bu yüzük, vüreğinin ve ru-
hunun prangası oldu. Ozgürlüğü aşkı-
nın esiriydi. Kaderini ölümcül çarpış-
nıaya davet edercesine yiizüğü fırlaür
Carmen. Carmen operası, kişisel se-
çiın hakkı üzerine, insanlann ne kadar
ve ne pahasına özgiir olduğu üzerine W-
zi düşünmeve davet edijor."
Meteoroloji uyardı
Hava sıcaklıklan
15 derece azalacak
e-posta: tan (g prizma. net. tr
İstanbuJ Haber Servisi -
Türkiyenin batı bölgeleri
dünden itibaren soğuk ve ya-
ğışlı havanın etkisi altına gir-
dı. Hava sıcaklıklarının 10-15
derece azalacağı bildirildi.
Devlet Meteoroloji İşleri
Genel Müdürlüğü'nden alı-
nan bilgiye göre. Türkiye. ha-
len mev sime göre sıcak ha-
v anm etkısinde bulunuyor ve
sıcaklıklar bütün bölgelerde
mevsim normallerinin üze-
rinde seyrediyor. Son tahmin-
lere göre. yurdun batı bölge-
leri dünden itibaren yağışlı
ve soğuk havanın etkisi altı-
na gırdı. Marmara ve Ege böl-
gelennde başlayacak yağı-
şın, hafta sonunda kuzey ve
doğu kesımlennde kar şekli-
ne dönüşmesi ve yer yer et-
kili olması beklenıyor.
Hava sıcaklığı. bugün ak-
şam saatlerinden itibaren ku-
zeybatı kesimlerinden başla-
mak üzere 10-15 derece aza-
larak mevsim normalleri ci-
vanna ve yer yer altına ine-
cek. Yetkililer, hafta sonun-
da yaşanacak hava şartlan ne-
deniyle ilgililerin gerekli ön-
lemleri almalarmı istediler.
Son tahminlere göre, arife
günü Güneydoğu Anadolu
Bölgesi ile Orta Karadenız
ve lç Anadolu bölgelerinin
kar yağışlı, diğer yerlerin az
bulutlu ve açık geçmesi bek-
lenıyor. Bayramın birinci gü-
nu yurdun kuzeydoğusu kar
yağışlı, diğer yerler az bulut-
lu ve açık geçecek. tkmci ve
üçüncü gün ise yurtta yağış
beklenmiyor. Sıcaklığın, bay-
ram süresince biraz artarak
mevsim normalleri civannda
seyTedeceği tahmin ediliyor.
Düşündüm de, acaba Rûşen Eşref bey'ı hatırlayan.
kaç kişi çıkacaktır? Acaba Türkçenin canına oku-
yanlardan. kaçı onun Gâzi tarafindan ilk Türk Dili Tet-
kik Cemiyeti'ni kurmaklagöreviendırıldığını biliyor? Bu
ışin nasıl. hangı amaçia başladığını. onun ağzından dın-
lemek ıstemez mısınız?
"...11 Temmuz 1932'de, Reisicumhur Gâzi Mus-
tafa Kemal Hazretleri'nin, dâvet iltifatlarını aldım.
Akşam üzeri Çankayaya gittim. Kendileri birkaç
vakittir, yeni köşke geçmişlerdi. Yukan katta, ki-
tap odasının yanındaki çalışma salonunda, huzur-
lanna çıktim. Duvarlan krem, döşemeleri de kah-
verengi, bu sâde ve büyük salonun orta yerindeki
uzun masanın başında oturuyorlardı. O masanın
etrafında Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti azaları da
vardı. O günlerde ilk tarih kongresi yeni brtmişti..."
"...tarih konuşması bitmek üzere iken, Gâzi Haz-
retleri oradakilere sordular: ...dil işlerini düzelte-
cek zaman da gelmiştir. Ne dersiniz?'. Maarif Büt-
çesinden tahsisatı kesildiği için, eski Dil Encüme-
ni artık çalışmıyordu. Harf inkılâbının hızından do-
ğan bu kaynağın yeni bir varlık göstermesi çok ye-
rinde olacaktı. Onun için, reisicumhur hazretle-
ri'nin yüksek düşüncesi sevinçle karşılandı. Gâzi
Hazretleri: '-...öyle ise, Türk Tarihi Tetkik Cemiye-
ti gibi, bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım:
adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun!' buyurdular. Ye-
ni Cemiyetin ne gibi işlerle uğraşacağı görüşüldü.
Sonunda Reisicumhur hazretleri, kendi eli ile şu
resmi çizdi..."
Gâzi'nin Dil Cemiyeti için eliyleçızdığı krokinın ben-
zenni, Rûşen Eşref bey, hatıralarında yayınlıyor; son-
ra da, ılâveedıyor
"...çalışmanın çerçevesi ortaya çıkmıştı. Cemi-
yetin iki büyük kolu olacaktı: biri Filoloji ve Lengü-
istik, biri de Türk Dili. Filoloji ve Lengüistik, hem
doğrudan doğruya bu bilgilerle, hem bu bilgileryol-
lanndan Türk Dili ile uğraşacaktı. Türk Dili kolu-
nun üç böiüğü ise: Lugât/ıstılah, gramer/sentaks
ve etimoloji bakımından, Türk Dilini 'tetkik ve tes-
pit' edecekti..." (Ülkü dergisi, sayı 8, Eylül 1933)
Gâzi hemen oracıkta, Cemiyetin 'hyasetıne' Sâmih
Rrfat bey'i, Umumı Kâtipliğı'ne ise, Rûşen Eşref bey'i
tâyin edıyor; onlar, iki aza seçiyoriar; Celâl Sâhir bey
ve Yakup Kadri bey:!
Pekı, sonra?
amaçlar'da, 'özleçtirmeciliic yoktur!
Oonrasını Şerafettin Turan'dan okumak, daha doğ-
O ru olmaz mı? Hem tarihçıdir. hem de Turkçeci:
"...12 Temmuz 1932'de hepsi de milletvekili olan
dört ünlü düşünür yazarın: Sâmih Rifat, Rûşen Eş-
ref Ünaydın, Celâl Sâhir Erozan ve Yâkup Kadri Ka-
raosmanoğlu'nun İçişleri Bakanlığı'na yaptıkları
başyunı ile 'Türk Dili Tetkik Cemiyeti' kurulmuş-
tu. Özel hukuk kurallanna bağiı bir dernek olarak
çalışacak kuruluşun koruyuculuğunu, Cumhur-
başkanı Atatürk üstlenmişti. Derneğin amacı tü-
züğünde, 'Türk dilini incelemek ve elde edeceği so-
nuçlan yayınlayıp yaygınlaştırmak' diye saptan-
mışb..."
"...bu amaçia: a/ Toplanıp, bilimsel görüşmeler-
de bulunulması; b/ Türk dilini kendi kökenlerine,
gelişmesine ve gereksinmelerine göre saptamak
ve derlemek (tesbit ve tedvin etmek); c/ Türk dili-
ni incelemeye yarayacak belgeleri, malzemeyi el-
de etmek, eski kitaplardan ve memleketin her böl-
gesindeki halk dilinden deriemeler yapmak ve yap-
tırmak; ç/ Çalışmalannın ürünlerini, her türlü yol-
larla yaymaya çalışmak!.." (Türk Devnm Tarihi, III. s.
104, Bılgi Yayınevı, 1996)
Cemiyetin, ılk faaliyeti I. Dil Kurultayını toplama-
sıdır. (26 Eylül 1932) Keşkı yer olsa da, Rûşen Bey'ın,
renkli kalemıyle o heyecanlı kurultayı nasıl anlattıgını,
buraya aktarabılsem! Kuruttay'ın sonuçlanna gelınce,
onlar Türk Dil Kurumu'nun 'Çalışma Programı' ola-
rak, şöyle ozetleniyor:
"...1/ Türk Dilinin başka dil aileleriyle karşılaşt-
nlması; 2/Türk dilinin, tarihî ve karşılaştınlmalı gra-
merlerinin yazılması; 3/ Anadolu ve Rumeli ağızla-
rından kelimelerin derienmesi, Osmanlıca kelime-
lerin Türkçe karşılıklannın bulunması; 4/ Türkçe
bir lûgat hazırianması; 5/ Kurumun organı olarak
bir derginin yayımlanmast; 6/ Türk dili üzerine ya-
zılmış, yerii ve yabancı eserierin toplanması ve ge-
rekenlerin çevrilmesi; II (Bilimsel) Terimlerin Türk-
çeleştirilmesi..." (Meydan Larousse, III. s. 701)
Şımdı, dikkat isterim: gördüğünüz gibi. özleştirmek'
diye bir madde, (yâni 'kefime uydurmacılığı', yani
'tasfiyecilik') ne Gâzi'nin ilk önerisinde mevcut-
tur; ne Dil Tetkik Cemiyeti'nin tüzüğündeki 'amaç-
larda', ne de I. Türk Dil Kurultayı'nın, 'tespit ettiği'
programda! Türkiye'nin, handiyse yanm yüzyıldır
içınde yuvarlandığı, dil hengâme ve hercümercinın,
sebebı ve mahıyetı budur.
Önce bunu görmek lâzım!
"...çıkmazdan biz kurtaracağızl. '
Fâlih Rrfkı bey, 'Çankaya'da, o 'DilSerüvenini' pek
güzel aniatır. Nasıl işın akla durgunluk veren bir uy-
durmacılığa donüştüğünü, bir ara Gâzi'nin bıle bu he-
vese kapıldığını! Ne var ki, bu heves çok sürmez:
"...bir akşam Atatürk, sofra bittikten sonra, be-
nim, yanıbaşındaki iskemleye oturmamı emretti.
'-...dili bir çıkmaza saplamışızdır!' dedi: sonra, '...bı-
rakıriar mı dili bu çıkmazda? Hayır! Ama ben de işi
başkalanna bırakmam. Çıkmazdan biz kurtara-
cağız' dedi..." (Çankaya, Cirt II. s. 452. Dünya yayın-
lan)
On beş yıl kadar önce yazdığım bir söyteşıde, serü-
venın akıbetıni -yıne Fâlih Rrfkı'nın yardımıyla-, şöy-
le anlatmıştım:
"...Mustafa Kemal, 'tasfıyecıliğin' dilde ifade ola-
naklannı daralttıği kadar, milletı mıllet yapan, unsur-
lardan kopardığını fark eder etmez, kademe kademe
çekilmeyı başarmış; dil devriminı, Fâlih Rrfkı'nın çok
güzel özetledıği şu uç noktada odaklaştırmıştır..."
"...1/ Konuşma dilinde geçen kelimeler, Türkçe-
dir. Lûgat kelimelerinde, bugünkü lehçe ve şive-
miz esastır. 2/ Gramerde Osmanlıca ölmüştür. Ar-
tık Türk gramerini vücuda getirmek sırası gelmiş-
tir. Bu gramer sadece Türk kaidelerini alacaktır. Eğer
vaktiyie Arabî kaidelere göre yapılmış olup, konuş-
ma diline yerleşen tâbirler varsa, onları klişeler
olarak kabul edeceğiz ve gramerimizde istisnalar
olarak zikredeceğiz. 3/ Istılahlarımızı yaparken,
medrese kültürü değil, üniversite kültürü kaynak-
lannı esas tutacağız..."
"...İşte o kadar!.."
MERAKLISI İÇİN NOT: Şu günlerde, yeni bir bası-
mı yayımlanan 'Ulusal Kültür SavaşTnda, (Bilgi yaynevi)
bütün bir bölüm, sorunun tartışılmasına aynlmıştır pkz.
'Dılin Kerniği Vari' s. 261 ve sonrası)
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bitgiyay/yazar/ailhan.htlm