28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Ya>ın Koordınatöru: Hiknıet Çetinkaya # Yazıışlen Mıidurü İbrahim Yddız • Sorumlu Müdur- Fikrct İlkiz 0 Haber Merkezı Müdünı Hakan Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser istihbarat Cengi/ \ ıldınm • Ekonomı. Özlem Y üzak # Kültur Handan Şenkökea • Spor Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bilei-Belge. Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı Mehmet Faraç Yavın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner. Ergun Balcı. İbrahjm Yıldız, Orhan Bursalı, Muslafa Ba]ba\. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbav -Vatürk Bulvan No 125, Kat4. Bakanlıklar-A.nkara Tel 4195020 C hat), Faks 4195O270lzmırTemsılcısrSerdarKızık, H.ZivaBlv 1352 S 2 3Tel 4411220. Faks 441911? 0 AdanaTemsılcisi.Çetin Yiğenoğlu, InonüCd. 119 S No 1 Kat 1. Tel-363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Mudurü Cstün Akmetl 0 Koonjjnator Ahmet Konılsaıı # Muha- sebe Büknt Vener # İdare Hüseyin Gürer • Işlcdne Öndcr Çedk • Bıigı- Işlem Nail tnaJ # Bı!gi:>a}ar Sıstcm Mürihet ÇBer»Sa:iş TanktKaa MEDYA C: • Vönetım Kurulu Başkam - Genel Mudür Gülbin Erduran # Koordmatör Reha Işrtman # Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel. 514 07 53 - 513 95 80-5138*5061.Faks 5138463 \ avunlıyaa « Basan: Ymı Gün Haber \|ansı, Basın ve Yaymcıhk A Ş TuÂocajıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 halı Faks (0 212)513 85 95 15OCAK1999 tmsak. 5.48 Güneş: 7.20 Öğle: 12.20 İkındi 14 44 Akşam: 17.06 Yatsr. 18.33 www.cumhuriYet.com.tr Kayafcçtnm güvenllğî • Haber Merkezi - 20 yıldır kayak malzemeleri üretenKJlly, 1999Kış Koleksiyonu ile Türk kayakseverlerin karşısına çıktı. Killy ürünleri, nefes alabilir astan ve Recco sinyal yansıtıcı özelliği ile kayakseverlerin hem şık hem de güvenli kayak zevkini yaşamalanna olanak sağlıyor. Dünyanın büyük kayak merkezlerinde bulunan Recco kurtarma sinyal i iki bölümden oluşuyor. Kayakçının güvenliğini sağlayan reflektör, kıyafetin ıçıne yerleştiriliyor. Dedektör tarafindan reflektöre radar sinyali yollanarak zor durumda olan kayakçının yeri kolaylıkla bulunabiliyor. TVIadde tüküren' karadelik • AUSTIN(AA)- Amerikalı astronomlar. Samanyolu galaksisinden 50 milyon ışık-yılı uzakta, "madde tüküren' bir kara delik saptadılar. ABD'nin New Mexico eyaletindeki Ulusal Radyo-Astronomi Gözlemevı'nden Frazer Owen, ABD Astronomi Derneği toplantısma sunduğu bildiride, Başak takımyıldızında görülen galaksi yığınının göbeginde bulunan M-87 adlı galaksinin orta kesimlerindeki kara deliğin etrafında 'kabarcıklar' saptadıklannı belirtti. Astronom Owen. bu nedenle kara deliğin adeta madde •tükürdüğünü' düşündüklenni iletti. Owen, "Bu materyalin, galaksinin göbeğinden yayıldığını ve X ışınlan yayan kabarcıklar oluşturduğunu tahmin ediyoruz" dedi. Kalsiyumun etkisi • BOSTON (AFP)- Yaşlılarda kemik erimesıne karşı önerilen kalsiyum takviyesinin, kalınbağırsak kanserine yakalanma riskini de azalttığı bildirildi. ABD'de yayımlanan New England Journal of Medicine adlı tıp bültenindeki haberde, iyi huylu tümörü olan 832 hasta üzerine yapılan dört yıllık araştırma, kalsiyum takviyesinin kansere yakalanma riskini azaltmasının yanı sıra kanserin yeniden ortaya çıkmasını da önlediğini ortaya çıkardı. Kopan kaf a derisini diktjler • tZMİR(AA)-Küçük bir kızın köpek tarafindan ısınlarak kopanlan kafa derisi. Ege Ûniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapılan operasyonla yerine dikildi. Çanakkale Güzelyah'da oruran 6 yaşındaki M.P, annesiyle birlikte sokağa çıktığmda, komşu evin bahçesinin 1 metre yükseklikteki duvanndan atlayan doberman cinsi köpeğin saldınsına uğjadı. Operatör DT. Cüneyt Özek başkanlığında, asistan doktorlar Ülkü Güner, Ümıt Özcan ve özgür Erdem ile teknisyen Ferya Altunay'dan oluşan ekip, yaklaşık 4 saat süren operasyonla annenin bir torbaya koyarak getirdiği kopuk kafa derisini mikrocerrahi tekniğiyle yerine dikti. Operasyondan yaklaşık 18 saat sonra, kopuk kafa derisinin eklenen damarlarla beslenerek canlandığı belirlendi. Kozmetik sanayisi, kimya laboratuvan haline geldi. Saçın yakında 'içten' boyanabileceği iddia ediliyor Teknoloji saçın hizmetindeÇeviri Servisi - Insan saçı yenı teknolojiler aracılığıyla bırçok alanda büyük gelişmeler yaratacak şekılde incelenebiliyor. Bu gelışmelerden en çok yararlanan alanlardan ikisi ise kozmetik \e kriminoloji. Özellikle cinayet olaylanna ışık turmakta kullanılan yeni saç analizleri, saç telinin sadece kime aıt olduğunu açıklamakla yetinmeyip hangi zaman dılimınde düştüğünü. ait olduğu insanın kaç yaşında olduğunu ve ne gibi hastalıklar taşıdığını da ortaya ko>Tjyor. Saç analizleri aynca DNA ve hormon testleri gibi tıbbın birçok kolundaki araştırmalarda da \azgeçilmez bır unsur haline gelmiş durumda. Mityarca dolarbk yatınmlar Saç ve ınsan vücudundakı dıgertüyler. •ısıtmak" olan doğal varlık nedenlenni yıtirdiler. Insan. bu süreç içerisinde saçını yavaş yavaş kozmetik bır aksesuvar haline getirdi ve saç kozmetik sanayisi ıçindekı ağırlıklı yerini aldı. Kozmetik fiımaları sadece saç bakımı ürünleri için yılda milyarlarca dolarlık yatırım yaparken 1998 içınde sadece Almanya'da saç bakımı içın 3.3 milyar mark harcandı. Şampuanlar saçın cinsıne, aynca fonle şekil verilmesine, boyalı ya da permalı olmasma göre değişık şekillerde üretildi. Saçın esneklığini arttıran. kepeğı önleyen, boyanın verdiği zaran azaltan ürünler gelıştirildi. Kullanılan elekrron mikroskoplan aracılığıyla saçın cinsinin doğal rengıne göre farklılık gösterdıği de belirlendi ve bakım ürünleri buna göre sınıflandınldı. Kozmetik sanayisi büyük bır kimva laboratuvan haline geldi ve son çalışmalar sonuçlandığında saçlann artık içten' yani örneğin bir ilaç yutarak boyanabileceği iddıa ediliyor. Saçın sadece derinın içınde kalan bir santimlik kısmı ve kökü canlı. Derinın dışında uzayan kısımlar. ölü. Saç günde 0.2 ile 0.5 mm. arasında uzuyor. Uzmanlar tarafindan 'büyüme' ve 'geçiş* adı venlen ve her ınsanda ayn bir periyodu bulunan evrelerden sonra da dökülüyor. Saçın dökülmesınden sonra kök, yenı bir saç telı oluşturmava başlıyor. Yeniden saç teli oluşturma faalıyetinin sona erdiği durumlarda kellik başlıyor. Bu durum 50 yaşın üzenndeki erkeklerin yansma yakmında, 50 yaşın altındaki kadınlann yüzde 8'inde görülüyor. Saç kozmetiği sanayisi kellıği önleme konusunda da büyük adımlar attı ve yürüttüğü hormonal araştırmalar sonucunda hem saç dökülmesinı önleyen hem de saçı dökülmüş bölgede yeniden saç yetişmesinı sağlayan ürünler ürettı. 1.215 kişi üzennde yapılan son araştırmalar, bu deneklerin yüzde 80"inde saç dökülmesinin önlendiğını ve bundan boyle kellik oluşmadan hormonal dengelerin yeniden kurularak önlem alınabıleceğı umudunu doğurdu. ispanya'ya ilgi büyük Her saç telinin kendi (olikülü vardır. Her folikül ise kendine özgü üç evresi bağlamında işlev görür. Anajen evre: Hücre bolunmesı sürüyor, yeni hücreler eskılerı yukan doğru ıtıyor 3-5 yıl Katajen evre: Hucre uretımı yavaşlıyor ve sonunda tamamen duruyor. 3-4hafta Telojen evre: Folikul buzulerek üst derıye yaklaşıyor. 3-4 ay Bayram turizmcileri güldürdü • 1998 yılında turizm açısından önemli kayıplar yaşandığını anımsatan turizmciler, "Tanıtım sorunu aşılırsa, turizmde bu yıh kurtarma şansımız hâlâ var" diyorlar. YUSUFÖZKAN IZıVIİR-Türkıye ile İtal- ya arasında yaşanan Ab- duDah Ocalan krizi. ttal- va'ya tur düzenleyen se- vahat acentelerini yenı ara- yışlara ıtiyor. Acente yet- kililen önümüzdeki Raina- zan Bayramı tatili için özel- hkle Fransa ve İspanya'ya yoğun istek olduğunu be- iırterek İtalya pazannın şımdılik kapandığını söy- ledıler. Öcalan krızi j'üzünden İtalya'ya duyulan tepkıler. seyahat acentelennı alter- natif ülke arayışına itti. Krızle birlikte Venedik. Floransa, Roma v e Sicilya turlannın iptal edildiğinı vurgula> an tunzmciler, Ra- mazan Ba\Tamı'nı yurtdı- şında geçırmek isteven \ urttaşlar için paket prog- ramlarhazırladıklarını bil- dirdiler. Latın \e Jokey Tu- nzm lzmirTemsilcisi Fev- n Tavus, italya"nın turizm açısından çok iyı bir po- tansiyele sahip olduğunu anımsatarak "Ticari ilişki- ler son gelişmelerin ardın- dantanıamendurdu. Bizde acenteler olarak alanımızı basta Fransa ve İspama o\- mak üzere diğer ülkelcre ka>dırdık. Ozellikle İspan- \a çok talep gördü" dedi. Ramazan Ba\Tamı tati- line yönelik olarak konten- janlannın büyük kısmının doldugunu belirten Tavus, sadece Mısır'a rezervas- yon alabildiklerini, onun da en kısa sürede dolması- nı beklediklerini söyledi. Türkıve Seyahat Acen- talan Birliği (TÜRSAB) Başkanı Talha Çamaş, özellikle Paris, Mısır. Tu- nus ve Balkanlar'daki ka- yak merkezlermin tatıl için yurtdışını seçenler tarafin- dan tercih edildiğinı vurgu- ladı. Çamaş, 1998 yılında turizm açısından önemli kayıplar yaşandığını bildi- rerek "Tanıtım sorunu aşı- lırsa. turizmde bu yıiı kur- tarma şansımız hâlâ var" dedi. Hareketü bayram Ege Seyahat Acentalan Birliği Başkanı Alra Baltaz- zi de geçen yıllara oranla bu ba>Tam turizmin hare- ketli olduğunu bildirerek şunlan söyledi: "Bu bayram işler ger- çekten çok iyi. Türkiyç'den Fransa'ya, Avustuna'ya, İspanya'ya. Prag'a ve Bu- dapeşte'ye çok turist gidi- vor. Sadece Budapeşte'ye \ ılda toplam 15 mihon tu- rist gidiyor. Ancak ne olur- sa olsun İtalya'vla ilişkile- rindüzeltilmcsi ve İtah < a'>'a dönülmesi lazım. İtaha'vla hır yıl karşılıklı olarak 300 bin kişilik bir degişimimiz var. Üstelik malivetleri Av- rupa'ya göre daha ucuz." Bizet'nin operası 10 yıl aradan sonra sanatseverlerle buluşuyor 'Carmen 'yarın Ankara y daANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet Ope- ra ve Balesi. G. Bizet'nin ünlü operası "Carmen"ı 10 yıl aradan sonra tekrar sahnelıyor. Opera tarihı- nin romantızmden realiz- me geçışinın ılk örnekle- rinden olan yapıt, özgür- lüğe vurgu yapıyor. 1875 yılında Paris'te dünya prömıyen yapılan 4 perdelik "Carmen" ope- rası, yann Ankaralı sanat- severlerle buluşuyor Bul- gar yönetmen Kuzman ft>- pov'un sahneye koyduğu yapıt, özgün dilinde Fran- sızca olarak sergilenecek. Orkestrayı AntonioPin^ „. ., . „ .. .. .... . _, , , . . , H'nın yöneteceğı yapıtm e t m n Carmen operası, ozgun dilinde, Fransızca olarak sahnelenecek. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Dili, bir çıkmaza saplamışızdır!..' kostüm ve dekorlannı AJexandre Vas- silev. koreografısıni DenizÇığ. ışık dü- zenini Şükrü Alper hazırladı. Fransız yazar ProsperMerimee'nin gerçek bir olaydan esinlenerek yazdı- ğı bir öyküyü konu alan operada Şeb- nem Algın. Ovlun Pirolli. Hakan Ay- sev, Ayhan L'ştuk. Eralp KIVICL Tuncer Tercan, Funda Ateşoğiu. Esin Tabnlı. Feryal Türkoğlu. Çerin kıranbav. Fa- tih Ozrürk. Sabri Karabudak. Tuncay Kurtoğlu, Gülce Çelik. Dilek \kev, Fer- da Sipahi, Şebnem Oksal. Av kutÇınar. Emre Özorhan. Levent .\ke\ ve Züh- tüGürsalrol alıyor. De\ let Opera ve Balesi Genel Mü- dürü Hasan Hüseyin Akbulut. dün dü- zenlediği basın toplantısmda. w Car- men"in sezonun önemli ve iddialı bir yapımı olduğunu söyledi. Toplantıya katılan konuk yönetmen Kuzman Popov. 18 yıl aradan sonra tekrar geldiği Ankara'da operayla yap- tığı çalışmalardan bü>ük zevk aldığı- nı kaydetti. Cannen'in özgürlüğüne düşkün olduğuna dikkat çeken Popov. 0% un hakkında şöyle konuşuyor: *Öz- gür bir varoluş. toreadonın kırmızı pe- terininde kendini vitirivor. Carmen, as- ker Don Jose'ye âşık oldu. Tabii asker de ona. Carmen'e nişan vüzüğii hedi- ye etti. İşte bu yüzük, vüreğinin ve ru- hunun prangası oldu. Ozgürlüğü aşkı- nın esiriydi. Kaderini ölümcül çarpış- nıaya davet edercesine yiizüğü fırlaür Carmen. Carmen operası, kişisel se- çiın hakkı üzerine, insanlann ne kadar ve ne pahasına özgiir olduğu üzerine W- zi düşünmeve davet edijor." Meteoroloji uyardı Hava sıcaklıklan 15 derece azalacak e-posta: tan (g prizma. net. tr İstanbuJ Haber Servisi - Türkiyenin batı bölgeleri dünden itibaren soğuk ve ya- ğışlı havanın etkisi altına gir- dı. Hava sıcaklıklarının 10-15 derece azalacağı bildirildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden alı- nan bilgiye göre. Türkiye. ha- len mev sime göre sıcak ha- v anm etkısinde bulunuyor ve sıcaklıklar bütün bölgelerde mevsim normallerinin üze- rinde seyrediyor. Son tahmin- lere göre. yurdun batı bölge- leri dünden itibaren yağışlı ve soğuk havanın etkisi altı- na gırdı. Marmara ve Ege böl- gelennde başlayacak yağı- şın, hafta sonunda kuzey ve doğu kesımlennde kar şekli- ne dönüşmesi ve yer yer et- kili olması beklenıyor. Hava sıcaklığı. bugün ak- şam saatlerinden itibaren ku- zeybatı kesimlerinden başla- mak üzere 10-15 derece aza- larak mevsim normalleri ci- vanna ve yer yer altına ine- cek. Yetkililer, hafta sonun- da yaşanacak hava şartlan ne- deniyle ilgililerin gerekli ön- lemleri almalarmı istediler. Son tahminlere göre, arife günü Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Orta Karadenız ve lç Anadolu bölgelerinin kar yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçmesi bek- lenıyor. Bayramın birinci gü- nu yurdun kuzeydoğusu kar yağışlı, diğer yerler az bulut- lu ve açık geçecek. tkmci ve üçüncü gün ise yurtta yağış beklenmiyor. Sıcaklığın, bay- ram süresince biraz artarak mevsim normalleri civannda seyTedeceği tahmin ediliyor. Düşündüm de, acaba Rûşen Eşref bey'ı hatırlayan. kaç kişi çıkacaktır? Acaba Türkçenin canına oku- yanlardan. kaçı onun Gâzi tarafindan ilk Türk Dili Tet- kik Cemiyeti'ni kurmaklagöreviendırıldığını biliyor? Bu ışin nasıl. hangı amaçia başladığını. onun ağzından dın- lemek ıstemez mısınız? "...11 Temmuz 1932'de, Reisicumhur Gâzi Mus- tafa Kemal Hazretleri'nin, dâvet iltifatlarını aldım. Akşam üzeri Çankayaya gittim. Kendileri birkaç vakittir, yeni köşke geçmişlerdi. Yukan katta, ki- tap odasının yanındaki çalışma salonunda, huzur- lanna çıktim. Duvarlan krem, döşemeleri de kah- verengi, bu sâde ve büyük salonun orta yerindeki uzun masanın başında oturuyorlardı. O masanın etrafında Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti azaları da vardı. O günlerde ilk tarih kongresi yeni brtmişti..." "...tarih konuşması bitmek üzere iken, Gâzi Haz- retleri oradakilere sordular: ...dil işlerini düzelte- cek zaman da gelmiştir. Ne dersiniz?'. Maarif Büt- çesinden tahsisatı kesildiği için, eski Dil Encüme- ni artık çalışmıyordu. Harf inkılâbının hızından do- ğan bu kaynağın yeni bir varlık göstermesi çok ye- rinde olacaktı. Onun için, reisicumhur hazretle- ri'nin yüksek düşüncesi sevinçle karşılandı. Gâzi Hazretleri: '-...öyle ise, Türk Tarihi Tetkik Cemiye- ti gibi, bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım: adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun!' buyurdular. Ye- ni Cemiyetin ne gibi işlerle uğraşacağı görüşüldü. Sonunda Reisicumhur hazretleri, kendi eli ile şu resmi çizdi..." Gâzi'nin Dil Cemiyeti için eliyleçızdığı krokinın ben- zenni, Rûşen Eşref bey, hatıralarında yayınlıyor; son- ra da, ılâveedıyor "...çalışmanın çerçevesi ortaya çıkmıştı. Cemi- yetin iki büyük kolu olacaktı: biri Filoloji ve Lengü- istik, biri de Türk Dili. Filoloji ve Lengüistik, hem doğrudan doğruya bu bilgilerle, hem bu bilgileryol- lanndan Türk Dili ile uğraşacaktı. Türk Dili kolu- nun üç böiüğü ise: Lugât/ıstılah, gramer/sentaks ve etimoloji bakımından, Türk Dilini 'tetkik ve tes- pit' edecekti..." (Ülkü dergisi, sayı 8, Eylül 1933) Gâzi hemen oracıkta, Cemiyetin 'hyasetıne' Sâmih Rrfat bey'i, Umumı Kâtipliğı'ne ise, Rûşen Eşref bey'i tâyin edıyor; onlar, iki aza seçiyoriar; Celâl Sâhir bey ve Yakup Kadri bey:! Pekı, sonra? amaçlar'da, 'özleçtirmeciliic yoktur! Oonrasını Şerafettin Turan'dan okumak, daha doğ- O ru olmaz mı? Hem tarihçıdir. hem de Turkçeci: "...12 Temmuz 1932'de hepsi de milletvekili olan dört ünlü düşünür yazarın: Sâmih Rifat, Rûşen Eş- ref Ünaydın, Celâl Sâhir Erozan ve Yâkup Kadri Ka- raosmanoğlu'nun İçişleri Bakanlığı'na yaptıkları başyunı ile 'Türk Dili Tetkik Cemiyeti' kurulmuş- tu. Özel hukuk kurallanna bağiı bir dernek olarak çalışacak kuruluşun koruyuculuğunu, Cumhur- başkanı Atatürk üstlenmişti. Derneğin amacı tü- züğünde, 'Türk dilini incelemek ve elde edeceği so- nuçlan yayınlayıp yaygınlaştırmak' diye saptan- mışb..." "...bu amaçia: a/ Toplanıp, bilimsel görüşmeler- de bulunulması; b/ Türk dilini kendi kökenlerine, gelişmesine ve gereksinmelerine göre saptamak ve derlemek (tesbit ve tedvin etmek); c/ Türk dili- ni incelemeye yarayacak belgeleri, malzemeyi el- de etmek, eski kitaplardan ve memleketin her böl- gesindeki halk dilinden deriemeler yapmak ve yap- tırmak; ç/ Çalışmalannın ürünlerini, her türlü yol- larla yaymaya çalışmak!.." (Türk Devnm Tarihi, III. s. 104, Bılgi Yayınevı, 1996) Cemiyetin, ılk faaliyeti I. Dil Kurultayını toplama- sıdır. (26 Eylül 1932) Keşkı yer olsa da, Rûşen Bey'ın, renkli kalemıyle o heyecanlı kurultayı nasıl anlattıgını, buraya aktarabılsem! Kuruttay'ın sonuçlanna gelınce, onlar Türk Dil Kurumu'nun 'Çalışma Programı' ola- rak, şöyle ozetleniyor: "...1/ Türk Dilinin başka dil aileleriyle karşılaşt- nlması; 2/Türk dilinin, tarihî ve karşılaştınlmalı gra- merlerinin yazılması; 3/ Anadolu ve Rumeli ağızla- rından kelimelerin derienmesi, Osmanlıca kelime- lerin Türkçe karşılıklannın bulunması; 4/ Türkçe bir lûgat hazırianması; 5/ Kurumun organı olarak bir derginin yayımlanmast; 6/ Türk dili üzerine ya- zılmış, yerii ve yabancı eserierin toplanması ve ge- rekenlerin çevrilmesi; II (Bilimsel) Terimlerin Türk- çeleştirilmesi..." (Meydan Larousse, III. s. 701) Şımdı, dikkat isterim: gördüğünüz gibi. özleştirmek' diye bir madde, (yâni 'kefime uydurmacılığı', yani 'tasfiyecilik') ne Gâzi'nin ilk önerisinde mevcut- tur; ne Dil Tetkik Cemiyeti'nin tüzüğündeki 'amaç- larda', ne de I. Türk Dil Kurultayı'nın, 'tespit ettiği' programda! Türkiye'nin, handiyse yanm yüzyıldır içınde yuvarlandığı, dil hengâme ve hercümercinın, sebebı ve mahıyetı budur. Önce bunu görmek lâzım! "...çıkmazdan biz kurtaracağızl. ' Fâlih Rrfkı bey, 'Çankaya'da, o 'DilSerüvenini' pek güzel aniatır. Nasıl işın akla durgunluk veren bir uy- durmacılığa donüştüğünü, bir ara Gâzi'nin bıle bu he- vese kapıldığını! Ne var ki, bu heves çok sürmez: "...bir akşam Atatürk, sofra bittikten sonra, be- nim, yanıbaşındaki iskemleye oturmamı emretti. '-...dili bir çıkmaza saplamışızdır!' dedi: sonra, '...bı- rakıriar mı dili bu çıkmazda? Hayır! Ama ben de işi başkalanna bırakmam. Çıkmazdan biz kurtara- cağız' dedi..." (Çankaya, Cirt II. s. 452. Dünya yayın- lan) On beş yıl kadar önce yazdığım bir söyteşıde, serü- venın akıbetıni -yıne Fâlih Rrfkı'nın yardımıyla-, şöy- le anlatmıştım: "...Mustafa Kemal, 'tasfıyecıliğin' dilde ifade ola- naklannı daralttıği kadar, milletı mıllet yapan, unsur- lardan kopardığını fark eder etmez, kademe kademe çekilmeyı başarmış; dil devriminı, Fâlih Rrfkı'nın çok güzel özetledıği şu uç noktada odaklaştırmıştır..." "...1/ Konuşma dilinde geçen kelimeler, Türkçe- dir. Lûgat kelimelerinde, bugünkü lehçe ve şive- miz esastır. 2/ Gramerde Osmanlıca ölmüştür. Ar- tık Türk gramerini vücuda getirmek sırası gelmiş- tir. Bu gramer sadece Türk kaidelerini alacaktır. Eğer vaktiyie Arabî kaidelere göre yapılmış olup, konuş- ma diline yerleşen tâbirler varsa, onları klişeler olarak kabul edeceğiz ve gramerimizde istisnalar olarak zikredeceğiz. 3/ Istılahlarımızı yaparken, medrese kültürü değil, üniversite kültürü kaynak- lannı esas tutacağız..." "...İşte o kadar!.." MERAKLISI İÇİN NOT: Şu günlerde, yeni bir bası- mı yayımlanan 'Ulusal Kültür SavaşTnda, (Bilgi yaynevi) bütün bir bölüm, sorunun tartışılmasına aynlmıştır pkz. 'Dılin Kerniği Vari' s. 261 ve sonrası) http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bitgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle