21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü HikmetÇe- tinkaya # Yaznşlen Müdüru Ibrahim Yıldız • Sorumiu Müdür Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdüru Hakan Kara # Gdrsel Yonetmen. Fikret Eser Istıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı Mehmet Saraç # Kıiltür Handan Şenköken # Spor Abdülkadir Yücebnan • Makalekr Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yaacı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yun Haberlen Mehmet Faraç Yaym Kurulu îlhan Selçtık (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtbıike Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, Crgun Balcı, Ibrahim Vıldız. Orhajı Bursalı, Mustafa Balba\, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No- 125.Kaf4,Bakanlıklar-AnkaraTeJ.4195020(?haî), Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısr Serdar Kızık, H. Ziya BIv. 1352S 2 3 Tel. 4411220, Faks. 4419117# Adana TemsıJcıa • Çetin Viğenoğhı, Inönu Cd 119 S No 1 Kaf 1. Tel. 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdurü Cstfln Akmen 0 Koordınator Ahmet Konılsan 9 Muhasebe Büfenl Yener^Idare Hüseyin Gürer • Işietme Önder Çelik • Bılgı- Işlem Nail tnal 9 Bılgısavar Sıstem Mürüvet Çiler • Sanş. FazÛet Kuza MEDYA C: • Yönetun K Başkaıu - Genel Mudûr G Erduran • Koordınator Işıtnıan # GeneJ Mudur Yardıı SevdaÇoban Tel 514 07 5139580-5138460-61,Faks 51. Yayımla\aD ve Basan: Venı Gun Haber Ajansı, Basuı \e Yayuıcılık A Ş Türkocagı Cııi 3y 41 Cağaioglu 34334 Isl PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 5EYLÜL1998 Imsak: 4.56 Güneş: 6.27 Öğle: 13.10 îkindi: 16.46 Akşam: 19.39 Yatsı: 21.04 www.cumhuriyet.cor Çevreyi kirletene ceza • ANK\RA (AA) - ÇevTe Bakanhğı. Porsuk Çayı"nı kirlettiğı vebalık ölümlerine yol açtığı gerekçesıyle Sarar Gıyim'e ait basma fabrikasının faaliyetinı durdurdu. Eskişehır-Kütahva yolu üzerinde faaliyetini sürdiiren fabrikanın kanalızasyon deşarjını Por^uk Çayı'na yaparak kirlıliğe ve balık ölümlerine neden olduğu tespit edildi. Fabrikanın baskı yıkama ve kasar ünitelerinin faaliyetınin olumsuzluk giderilene kadar durdurulmasına karar verildi. Uludağdaki doğa zenginliği • BIRSA(LBA)-Fransız bilım adamı Alex Bijou başkanlığındaki ekibin yaptığı araştırmaya göre Uludağ'da 10 tür kurbağa, 12 tür kertenkele, 11 tür yılan. 3 tür kaplumbağa, 50'ye yakın kuş türü, birçok kabuklu hayvan ve böcek türü yaşıyor. Memelılerden yabandomuzu, tilki, çakal. sansar. sincap. tavşan, ayı, kurt ve birçok küçük kemirgenin de bulunduğunu sapta\an Bijou, Uludağ'da yaşayan "apollon kelebeği" ve "sakallı akbaba"nın ise neslinin tükenmekte olduğu uyansında bulundu. Karaciğer hastalanna umut • ANKARA (IBA)- Türkiye'de karaciğer nakli ameliyatına ıhtiyaç duyan ve sayılan her yıl 5 bin daha artan karaciğer nakli hastalanna yurtdışında yenı bir umut doğdu. Bır süreden beri Türkiye'de gerçekleştırilen yakın akrabadan karaciğer lobu naklıne tngıltere'den de yeşıl ışık yakıldı. Ingıltere'deki Cromwell Hastanesi Karaciğer Birimi'nden Profesör Dr. Roger VVilliams, Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği Tıbbi Konsolosu Dr. Utku Ünsal'a gönderdiğı mektupta, canlı akrabadan karaciğer naklinın artı birrisk taşımadığı gibi maliyetının de az olduğunu, bu tür nakil yapılan hastalann kadavradan karaciğer alanfardan daha kısa sürede taburcu oldugunu belirtti. Türk kökenli milletvekili derfli • ANKARVSY DNEY (UBA) - Av ustralya'nın Victoria Eyaleti, Türk kökenli milletvekıli Tayfun Eren ve eşı Kanıtha'nm son derece ilginç bir davasına sahne oluyor. Türk kökenli mılletvekili. eşi Kanitha'yı "aştn cinsel istekte" bulunmakla suçlarken, bayan Eren de eşini aynı >önde suçladı. Sydney Mornıng Herald gazetesinin habenne göre mahkeme zabıtlannda Tayfun Eren'in içki içtiği \e daha sonra kansını sürekli dövdüğü yer aldı. Tayfun Eren'in danışmanı Stephen De\vberry ıse Eren'in parlamentodaki performansını etkileyen kansının "cinsel açlığı" karşısında milletvekilinin çareyi uyku ilacında bulduğunu vurguladı. Rusya'da yaşanan kriz, turizmcilerin sezon sonunda toparlanma umutlannı söndürdü Türldye turizmde 19981 kaybettiMERİHAK İZMİR - Turizmde 1998 'i kaybeden Türkiye, 1999'dan da umutlu değil. Turizmciler. 1998'in kötü geçmesinin ardından uluslararası tur ope- ratörlerinin 1999 yılı için fiyatlar üzerinde oy- namaya başladığını belirtiyorlar. Rusya'da yaşa- nan ekonomik krizin sezon sonunda Akdeniz'e gelecek Rus rurist sayısını da önemli ölçüde et- kilediği bildiriliyor. Türkiye, büyük iddialarla başladığı 1998 fu- rizim sezonunda "duvara çarptı". 10 milyar do- lann üzerinde gelir beklenen turizmde gecen yıl- ki hedefler güçlükle yakalandı. Turizm BakanlıgVnın gelen rurist sayısında azalma olmadığı yolunda açıklamalanna karşın, sektörtemsilcileri aynı görüşü paylaşmıyor. Ge- len turist sayısında düşüşün yanı sıra kalitenin de dibe vurması. turizm gelınni olumsuz yönde • Rusya'da yaşanan ekonomik kriz özellikle Antalya bölgesini vurdu. Eylül-ekim döneminde Rusya'dan beklenen turistlerin kriz nedeniyle rezervasyonlannı iptal ettirmeye başlaması, bölgede işletmeleri sıkıntıya soktu. etkiledi. Bodrum, Marmaris, Fethiye. Kuşadası, Didım. Alanya gibi tunstik merkezlerde turizm- den beklenen gelirler sağlanamadı. Kriz Antalya'yı etkiledi Sezona Dünya Kupası 'yla başlanması ve Uzak- doğu'da yaşanan ekonomik krizle sıkıntının sür- mesi. bunlara karşı gerekli önlemlerin de alın- maması nedeniyle darboğaza girildi. Son olarak Rusya'da yaşanan ekonomik kriz özelfikle An- talya bölgesini vurdu. Eylül-ekim döneminde Rusya'dan beklenen turistlerin kriz nedeniyle rezervasyonlannı iptal ettirmeye başlaması, bölgede işletmeleri sıkın- tıya soktu. AJcdeniz Turistik Otelciler Birliği Genel Sek- reteri Tiırgay AJp, Antalya bölgesinde doluluk ora- nının düşmeye başladığını söyledi. Eylül ve ekim ayında bu düşüşün hızla süreceğmi savunan Alp. " Bunun nedeni ekonomik kriz. Otelciler zor du- ruma girmek durumda. Rusya'nın para ödeme- lerini durdurması, acenteleri kötü etkiledi. Acen- telere bu ülkeden para gelmhor. E\lül, ekimde Rusya'dan beklediğimiz bir turist girdisi olacak- ü. Yaşanan ekonomik krizin ardından bu beklen- tinıi/ boşa çıktı. Bölgemizin doluluğunda > üzde 30'u etkâeyen bir pazardı Rusya" dedi. 1998 sezonuna başlamadan önce gelirde yüz- de 20'lik bir artış öngördüklerini belirten Turgay Alp. şunlan söyledi: "1997 sezonundaki rakamlan ancak yakala- dık. Bundan sonraki artıslarda bir şey gözük- müvor. Kötü bir sezon geçirdik. Şimdi 1999 için çalışmalar başlatıldı. Kontenjan anlaşmalan ya- pıh\T»r. Ancak acenteler fiyatlar üzerindeoyun o>- nuyoriar. 1999*da ne olacak belü değil. Yatak ka- pasitesi arttığı sürece, Türkiye'deki doluluk ora- mnda artış \erine. a>nı \erde sayma söz konusu olacak. Bu konuda >-atak kapasitesiyle birlikte ta- nıtım bütçesi artınlınalı. Pazarfama için alterna- tif ülkeler bulmak lazım. En az Antalya'da 2005 yıiına kadar tahsis aJanlan açUmamalı. Tesisleri yenileme kredileri ucuz veriJmeli. A\nca İsrailli turistiereönern verünıeli. Bu ülkeden gelen turist sayısı 350 bindi. Yaklaşık btrim bölge için konu- şu\orum, bu yüzde 12'lik oran. G«rekli önlem- ier zaman vitirilmeden alınmak* 1 Ulusal Türk Plastik Cerrahi Derneği Kongresi 'Hastayı korumak için etik kurul oluşturuldu 9 İstanbul HaberSenisi -Güzelleşmekten sağlık sorunlanna kadargeruş bıryelpaze- yı bünyesinde banndıran plastik cerrahi- sinin uzmanlan, şarlatanlar konusunda dik- katli davTanılmasını istediler. Türk Plastik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Onur Erol. "Bir hekime gittiğinizde hastalannı görnıek istiyor musunuz? İhtisasını soru- yor musunuz" dedi "1. Avrupa Katüımlı 20. UlusaJ Türk Plastik Cerrahi Derneği Kongresi"' Çırağan Oteli'nde başladı. Yerli ve yabancı çok sa- yıda uzmanın katıldığı kongrede, estetik, el cerrahisi, kaza sonucu oluşan bozuk- luklargibi konulardaki yenılildertartışıla- cak. Aynca, dünyada ilk kez plastik cerra- hide bilgisayarlı sunum yapılacak. Kongre öncesi düzenlenen basın top- lantısında konuşan Prof. Dr. Onur Erol, hastalan korumak amacı\ la Türk Plastik Cerrahisi Derneği bünyesinde etik kurul oluşturdukJannı sö> ledi. Işin ıçine ınsan fak- törü gırınce dürüst olmayan davranışlar. sadece para kaygısıyla hareket etme gibi durumlann ortaya çıktığına dikkat çeken Erol. "Bunlannönlenmesiiçinhekinılerin çok iyi egitilmesi gerek" dedi. Prof. Nicola Scuderi de Türkiye ve Ital- ya'da bu tür şarlatanlara daha çok rastlan- dığını belirtti. Türk Plastik Cerrahi Deme- ği 2. Başkanı ve Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Arman Çağdaş ise yanlış uygulama- lan tespit ettıklerinde önce uyardıklannı, bunu dikkate almayanlan ıse Türk Tabip- leri Birliği'ne (TTB) bildirdiklerini söyle- di. TenisteRus rüzgân ABD'de Kournikova riizgân esmeye devam ediyor. ABD'nin New York eyaletinde dev«m eden VS Open Tenis Turnu\ası"nda bavanlarda Rus Anna Kournikova (solda) ikinci turunda Çek rakibi Radka Bobkova karşısında rahat bir oyun ortaya koyarak karşılaşmadan 2-0 gaiip a\rıldı. 17 yaşındaki Rus raket, merkez kortu dolduran binlerce seyırciyi o\ nadığı oyunla büyülerken güzelliği ile de rüm dikkatleri üzerinde topladı.(REUTERS) Diaz'ın sadeliği -KnİviArkadaşım Evleniyor" fîhndekj rotüyle dikkatleri üzerine çeken ve Juöa Robcrts Ue eşit performans sergilejen Kfiba asıllı sanşu» Cameron Diaz'ın başansuun sırn saddiğinde yatryor. Vönetmenlerin peşinden koştuğu EHaz, 16 yaşında fotomodelliğe başlamış. Sürekli gülen vûzü, derin mavi gözleri ve uzan düzgûn bacakJan ile Ho0>ıwod'ıın yeai sanşııu ohna wlıuıdahızla " İJerliyor. k- * I. Banş Parkı'nın maliyeti 60 mflyon dolar MLTLU SERELİ ANKARA - Milli Güvenlik Kuru- lu'nun (MGK) ağustos toplantısında ele alınarak hızlandınlması ıstenen "Geli- bolu Uluslararası Banş ParkT projesi- nin yaşama geçirilmesinde son aşama- ya gelındı. Dört yıldır TBMM'den ge- çemeyen Gelibolu Uluslararası Banş Parla Özel Yasası, MGK'nin de isteği üzerine Bakanlar Kurulu'nun son top- lantısında görüşülerek benimsendi. Orman Bakaîu Ersin Taranoğlu. ba- nş parkı ile ilgıli proje yanşmasında bi- rinci olan Norveçli firmavla bır ön pro- tokol imzalandığıru belirterek uzun dev- reli gelışım planının da bu ay içinde ta- mamlanacağını bildirdi. Taranoğlu Cumhuriyet'e \ erdiği bil- gide, Gelibolu Yanmadası'nda 33 bin hektarlık bir alana tanhi milli park ya- pılması konusunun ilk olarak 1994'te gündeme geldiğini belirterek son MGK toplantısında 4 yıllık sürecin ve gelecek dönemde yapılacaklann değerlendiril- diğıni söyledi. Parkın tasanm projesiy- le ılgilı ilk aşamanın temmuz ayında so- na erdiğini anlatan Taranoğlu, projenin u> gulanmasına yönelık ikinci aşama- nın da bu ay içinde başlayacağinı kay- detti. Taranoğlu. MGK toplantısında bu işi Orman Bakanlığı'nın sürdürmesıne ve çalışmalan koordine etmek üzere "idari ve teknik büro" oluşturulmasına karar verildiğini aktardı. Taranoğlu şu bilgileri verdı: "Yanşmayı kazanan Nor- veçli fumayla bir ön protokol imzala- dık. Milli parkiar kanununa göre, milli parklaruı uzun devTeli gelişme planlan- nın vapılması lazım. Milli parkta ne ya- pnorsanız o uzun devTeü gelişme planı size rebber oluyor. Bu ay içinde bu fir- nıaya. o uzun de^TCİi gelişme planınıyap- Drmava kararverdik. Şimdiunlaria ulus- lararası ökçekte bir şartname hazırüğı içindeyiz. Eylülün sonuna kadar yetişti- ririzdK edüşünüyoruz.Norveçli fırmay- la bu sözleşmeyi imzalayacağız. Dola>> sıyla Gelibolu yarunadası tarihi parİu- nın uzundevreligelişme planını 1 >ı)için- de 1999'un sonuna gelmeden biürece- ğiz." Taranoğlu, parkın 2004 yılı içinde ta- mamlanmasını planladıkJannı belirtir- ken maliyetini de 60 milyon dolar ola- rak tahmin ettiklerini söyledi. DPT'ye başvurduklannı ve sarih ihale yetkisiy- le bu projenin programa konmasıru ve her yıl 10 milyon dolarlık ödenek aynl- masmı istediklerini anlatan Orman Ba- kanı, MGK'nin önerisi üzerine Bakan- lar Kurulu'nun da bunu benimsediğini kaydetti. Taranoğlu tasannm TBMM 'ye gönderildiğini ve çe\Te komisyonunda görüşülmekte oldugunu bildirdi. Proje ilgi görüyor Projeye dünya ülkelerinin de çok il- gi gösterdiğini vurgulayan Taranoğlu, "Onun için adının 'banş parkı' ounası- nı istedik. Sa\aş olmuştopraklarda şim- di banş öne çıkmış olsun. bir banş zi>a- retgâhı oluşruralım istedik" diye konuş- tu. Ersin Taranoğlu, yasa tasansında yer alan bazı maddelerle ilgili olarak da şun- lan anlattı: "Orada bazı evler, tatil köyieri yapû- mış, onlann alandan çıkanlmasına ka- rar verdik. 33 bin hektarnk alandakiçok sayıda izinsiz yapılan kaçak >apılann, yazlık konut \illalannin yıkılnıasına, is- timlak edilmesine karar veriklL Bunlar daha önceden yapılmış. Şimdi oranın böyle uluslararası bmırtta bir park ha- line getirilmesi düşünülüyor. Tasanm- daki isteklerle buradaki bu yapılaşma örtüşmüyor. Bu nedenle bunlann vıkıl- ması gerekiyor. Yapılacak boğaz köprü- sü oradan geçecek mesela. Bununla ilgi- li bir madde de kovduk. " Oizinle aynı derdi paylaştığımızı sa- kJ nıyoruz, bize de annemizden çı- kın kalmadı. Oysa son zamanlara ka- dar hiç değilse "anadan çıkın kal- nıamasr kafamızı kurcalamıyordu. hatta böyle bir şey olabileceğıni bi- le düşünmemiştik. Bizim bildiğimi- ze göre. anneden kalan çıkında biraz makama. bir parçacık pirinç. bir pa- ketçik tuz gibi şeyler olur. bu da ted- birli analann "Arnan harp falan çı- kar da çocuklarun aç kahr" korku- sundan kaynaklanırdı. Kimi eski za- man kadınlan da bir çıkına "kefen pa- rası" dedikleri birkaç kuruşu koyar. zor durumlar için çocukiannın sı- kıntı çekmemesıni sağlamaya çalışır- âı. Ama böyle dolarlı, marklı, altın- lı "ana çıkını" doğrusu dostlar başı- na. Özer Çiller Eniştemizin bu son itirafı bütün ekonomi dünyasım sars- mış olmalıdır. Zira. "döviz sepeti" ya da "değerli kâğıtlar portfoyü" gi- bi cebellezi terimleri tarihi geçmiş tak- vim yapraklan gibi önemini kaybet- ti. u ana çıkmj" birden hepsini solla- yıp geçti. Işte bu olay, ekonomi tan- hine çığır açan yeni bir buluş olarak MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Anneden çıkın kalmadıysa... geçmeli. tüm fakültelerin ekonomi bö- lümlerinde ders olarak okurulmalı- dır. Enistenin doktora tezi... T^niştemizin "Ana Çıkuu" tezi el- J_> bette kendı buluşu değildir. Bu tarihi ekonomi buluşu eşi Ekonomi Profesörü Tansu Çiller'e aittir. Çün- kü eşi Tansu Hanım, annesi valıde ha- nımdan kalan bu çıkını ortaya çıka- np da "AJ Özer, artık bu çıkını açık- la,sen eümizin ka>nağınin nerede ol- dugunugörsünler'" demesı üzerine bu büyük aıle sırnnı açıklamak zorun- da kalmıştır. Çıkın da sayılıp dökü- lene bakılırsa çıkın olmaktan çık- mış, bohçayı da geçmiş, yatak den- gi, saman balyası gibi bir şey olmuş- fur. Yatağın altına saklanacak hacmi çoktan geçtiği için de belki yatağın üzenne konmuş. hatta yatak yerine kullanılmış olabilir. Bütün bunlar el- bette ilerde ekonomi tarihçilerinin yapacağı bilimsel etütlerle aydınla- nacaktır. Ama bugünden ortaya çı- kan gerçek, artık ailelerin servetle- rinin kan-koca çalışmaktan geçme- diğinin anlaşılması olmuştur. Kan- koca sabahtan akşama kadar çaîışıp. arada gece işi de bulup hayatlannı ça- lışmakla geçiren insanlar artık ne- den iki yakalannın bir araya gelme- diğini anlama fırsatını bulmuşlardır. Bu da l4 anaçıkmı"na sahip olmama- landır. Tansu Hanım da politikada yükselirken ortaya attıgı "ild anah- tar" formülünün yeni aşamasıru da böylece açıklamıştır. O iki anahtar sa- nıldığı gibi evin ve arabanın anahta- n değildir, birisi sandık odasının anahtandır, ötekisi de çıkının içinde bulunduğu sandığın anahtan. Ama or- tada çıkın yoksa iki anahtar da ışe ya- ramayacaktır. Herhaldeyakında son yıllann büyük zekâsı Tansu Çiller'i Amerika'ya kaptıracağız. Zira. böy- le bir ekonomi dehasını Amerikan üniversiteleri bırakmazlar, parlak bir kürsü vererek elimizden alırlar. Ame- rikalılar bu çıkın meselesini öğren- meden rahat edemezler, Rockefel- ler'in, Ford'un hangi "anaçıkuu"yla servetlerini elde ettiklerini öğrenme- den içleri huzura kavuşmaz. Bunun da sırn bizim büyük ikilide olduğu- na göre, korkanz ki Amerika elinuz- den bu ekonomi gurulannı alacaktır. Babadan çıkın kalmıyor mı?.. D u "çıkın" meselesinde insanm -D aklı kanşıyor. neden çıkınlarana- lardan kalıyor da babalardan kalmı- yor. Hadi Ozer Bey'in annesiyle ba- basının pek adlan sanlan geçmiyor, anladık. Ama Tansu Hanım'ınbaba- sından bir şey kalmıyor da annesin- den neden "çıkın" kalıyor? Burda siz de feminist bir yan tutuş görmü- yor musunuz? Hadi Özer Bey, eşine saygıda kusur etmemek için kendi soyadından vazgeçmiş, hıç değilse çı- kın konusunda biratak yapsaydı. Ne çare ki ortada böyle bir şey görülmü- yor, soyadlan gibi çıkın da Tansu Hanım'ın ailesinden kalıyor. Böyle- ce, baba mirası sözü de tarihin gerek- siz şeyler sepetine atılıyor, "ana çı- kMiı" parlak bir biçimde ekonomide- ki yerini alıyor. Sizde artık yok "okul- hı hesap", yok "nakit eğinın'' lafla- nna aldınnayın da çıkına bir şeyler koymaya bakın. Duyuyor musunuz analar? Evlatlannız sizden artık çı- kın bekliyor, ona göre. Yoksa bizi işlettfler mf?.. 7öksa Özer Bey'le Tansu Hanım bizi işlettiler mı? Aralannda ko- nuşup gülüşürken "Cannn, bunlar ne versen yer, ne söylersen inanır. Baksana. iki anahtar dedik,suya düş- tü; gene peşimizden gekliler,dün söy- ledik. ertesi gün söylemedik dedik, gene inandüar. Ne yapsak seçiyoıiar, ne etsek başlanndan indirmiyorlar. Sempozyum 'Deniz olmadaı yaşam olmaz5 TRABZON(Cumhuriy -Canlı yasamın kaynağı ol demzin korunmaması halı de insanlığın çok büyük 1 felaketle karşı karşıya kal cağı öne sürüldü. Besin ka naklan içinde deniz ürünl rinın yaşamsal bıryeri bulu duğu vurgulandı ve denı lerdeki eko-sistemin bozu maması ve dengeye getiri mesi için her türlü çabanı zorunlu hale geldiği savı nuldu. Trabzon'da üç gün süren Uluslararası Bahkçılık v Ekoloji Sempozyumu, dü sona erdi. 32 ülkeden 150 ci vannda bilim adamı, uzmaı ve çevrecinin katıldığı sem pozyumun son gününde, de nız urünlerinin doğai dengt ve beslenme zınciri açısındar yaşamsal bir önemi olduğı \urgulandi. Denizdeki doğaJ kaynaklann teknolojik ge- lişmeye paralel olarak hızla tüketildiği, diğer taraftan da büyük bir kirlenmenin ve ekolojik bozulmanın yaşan- dığı ileri sürüldü. Dünya nüfiısunun arttığı. besın kaynaklanmn giderek yetmez hale geldiği bir or- tamda denizlerin çok daha fazla önem kazandığı belir- tilen sempozyumda, tek tek ülkelerin göstermelik çaba- lan yerine uluslararası çalış- malann ivedilikleyapılması gereği üzerinde duruldu. Çamhhemşin 14Eylül'deki mitingi bekliyor AHMETŞEFİK TRABZON-Kimligi be- lirsiz kişilerin, yöre halkı- nın önemli bir kısmının ve çevrecilerin yapımına karşı çıktığı Dilek Gürbulak Hid- roelektrik Santralı Şantiye- si'ni basması ve bazı araç- lan tahrip etmesiyle gergin birbekleyişin başladığı Çam- lıhemşin'de 14 Eylül'de ya- pılacak olan mitingin hazır- lıklan sürüyor. Çamhhem- şinli çevreciler adına açıkla- ma yapan avukat Yakup Şe- kipOkumuşoglu. daha şim- di den çevTe katliamının baş- ladığını. mücadelelerinin bü- tün platformlarda sürdürüle- ceğini açıkladı. Okumuşoğ- lu, insanlann sabırlannın taştığını vurguladı. Yakup Okumuşoğlu, şir-. ketin çalışmaya başlamasıy- la birlikte zaten çok kötü ha- zırlanan ÇED raporuna bi- le uymayan uygulamalann gündeme geldiğini söyledi. Raporda ağaç kesimi ve top- rağm dereye dökülmesinin bulunmadığını söyleyen Okumuşoğlu, "İnsanlarhak- lı olarak tepki koyuyorlar. Bu iş gidebildiği verekadar gidecek. Bu yanliş. bu katü- am durdunıİana kadar mü- cadelemiasürdüreceğiz'' di- ye konuştu. Okumuşoğlu, Trabzon Bölge tdare Mah- kemesi'ne ÇED raporuylail- gili yürütmenin durdurul- ması talebiyle başvurduk- lannı açıkladı. Bu sefer de 'Annemizden çıkın kal- dı' deriz, olur biter" derler mi der- ler. Hem bu "çıkm" sözcüğü, Ame- rikan dilindeki "çikm" gibi söylen- miyor mu? O da "acemi, korkak pi- liç" anlamına bile geliyor, argoda söyleniyor. Çıkın desen ne olur? Çı- kın tutmazsa bohça deriz. gene işi- miz yürür, lafimız geçer. Hep öyle ol- madı mı? Belki de böyledir, belki de bizi işletmişlerdir. Bunca olup biten- den sonra hâlâ olduklan yerde kal- dıklanna bakılırsa, böyle olmalıdır. Ne diyorsunuz DYP'liler?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle