Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f-k
S EY1ÜL 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Devlet
içinde devlet
Mafya lideri Alaattin Çakıcı
ile vakınlığını. birlikte
mutluluk resimleri çektirecek
kadar ilerleten MtTpersoneli
Yavuz Ataç, kendisine
"Yurda geri dön " talimatı
gitmesine rağmen
Pekin de oyalanırken
Çin hükümeti "72 saat
içinde Çin 'den ayrıl"
deyince Türkiye 'ye dönmüş.
Yıllardır, kamuoyunda
yadırganan garip ilişkiler,
rapor vb. konu olunca adı
gündeme gelen diğer bir
MİT personeli
Mehmet Eymiir 'ün de,
Çakıcı olayı patlak verince
geçen ay Türkiye ye
dönmesi istenmiş.
Eymür haber
gönderiyormuş:
"Herhalde ekimde
dönerim."
Her ikisi de devlet memuru.
Buna karşın devlet emir
veriyor, onlar kafalanna eseni
yapıyorlar.
Devlet içinde devlet gibi
davranma alışkanlığından
olmalı: -•••• •'/•'
15 m
Nazenin finans dunyasıRusya daki kriz bahane oldu! "Yan gel
yat, paradan para kazan " sektörü,
yani "globalleşmiş " adıyla "finans
dünyast" hop oturup hop kalkıyor:
"Yeni Vergi Yasası değişsin,
üstümüzden yük kaldırılsın. Vergi
ödetneyelim."
Nazenin finans dünyamızın
gerekçesi hazır:
"Yatırımlar düşer."
Yokya! Daha geçenlerde Istanbul
Sanayi Odası, Türkiye 'nin 500 büyük
kuruluşu ile ilgili rakamları açıkladı:
Özel büyük kuruluşların "sinai
faaliyet dısı" gelirleri 1997 yıhnda
yüzde 107.7 oranında artmış. Sinai
faaliyet dışı gelir ne? Faiz, rant...
Yatırım, üretim ise nanay!
Türk-lş 'in "Ekonomide Durum " adlı
dergisinde okuduk. Gazi Üniversitesi
öğretim üyelerinden Prof. Dr. Oğuz
Oyan ile Yard. Doç. Dr. Azit
Konukman araştırmışlar, yazmışlar:
"Bütçe vergi gelirlerinin 1991 de
yüzde 31 'ifaize aktanlırken, bu oran
1993 'teyüzde 44 'e, 1994 'te yüzde
51 'e çıkmıştır. 1995'te vergüerin
yüzde 53'«, 1996 'da ise yüzde 66.6 'sı,
yani tam olarak üçte ikisi faizcilere
aktardmış bulunmaktadır."
Oyan ve Konukman, bu sonuçla
yetinmemişler, "Acaba hangi vergileri
alt alta toplarsak 1996 yıhnda faiz
ödemelerini tam olarak
karşılayabiliriz " sorusunu sormuşlar.
Yanıtını da bulmuşlar:
"Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi,
Motorlu Taşıt Vergisi, lç Katma
Değer Vergisi, Taşıt Alım Vergisi,
Banka ve Sigorta Muameleleri
Vergisi, Akaryakıt Gümrük vergisi, ek
vergi."
Geriye ne kalıyor? tthalde alınan
KDV, Akaryakıt Tüketim Vergisi ve
Damga Vergisi. Bir de harçlar.
Devede kulak!
tki bilim adamı uyanyor:
"Bu gidişle, birkaç yıl içinde tüm
vergi gelirlerinin faiz ödemelerine
tahsis edilmesi söz konusu olacaktır.
Bugünden ortaya çıkan sonuç,
devletin vergi alma hak ve
meşruiyetinin giderek sorgulanır
duruma gelmesidir."
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel,
gazeteci arkadaşımız Hanife Şenyüz 'e
şunları söylemiş:
"Türkiye, buyıla 6 katrilyon borç
faiziyle başlayıp 6.5 katrilyon lirayla
kapatırsa mutlu olacak.
Önümüzdeki yıl bu 10 katrilyon
liranın üzerine çıkacak. 10 katrilyon
borçfaizi ödenerek Türkiye 'nin
yönetilmesi de mümkün değildir,
geleceğine de gerçek anlamda ipotek
konulur..."
"Devlet küçültülsün " sloganına
sanlıp devletten beslenenler, devletin
altını oyuyorlar.
Emekçilerin bordrolarından,
üreticilerin yarattıklan değerlerden
kesilen vergilerfaize, rantiyeye
aktanlırken devletin "sosyal" boyutu
kemiriliyor. "Finans dünyası" ise
şımarık, büyümüş de küçülmüş çocuk
gibi mmrdamyor:
"Bana ne, bana ne, vergi
ödemeyeceğim işte." '/•••.;
Bir medya holdinginin
televizyonunda ana haber bülteni.
Işlenen konu, üniversite harçları.
Yanlış anlanıayın, parusız egitim
filan gündeme getirilmiyor. Bırakın
onu, harçlann yüksekliği bile ağza
altnmıyor. Neymis? Bir banka,
üniversite öğrencilerine büyük bir
fırsat tamyor, "düşükfaizli harç
kredisi" veriyormus. Ne demek bu?
Üniversite öğrencisinin annesi,
babası; çocttklarının okuması için
Eğer zincipin halkasıysan
gerekli harci denkleştiremiyoriarsa,
gidecekler obankaya, kredi
çekecekler, sdnra dafaizi ile geri
ödeyecekler. Q banka sonuçta,
öğrenci velilerinden ya da
öğrenciler üzerinden para
kazanacak. "Bankadır, görevi,
işlevi budur"denilebilir. Ancak,
eğer o bankantn ortaklart, aynı
zamanda bankamn tamtımmı yapan
medya holdinginin de sahibiyse iş
değişir O medya grubu, eğer
üniversitelerde öğrencüerden
harç ahnması sisteminden para
kazanan bir zincirin halkası ise
parasız eğitim ile ilgili istemlere
kulak tıkamaz mt?
Dahası, harçlar arttığı takdirde,
verilecek kredi, dolayısıyia
bankamn geri alacağı
faiz ödemesi yükseleceğinderd " *
üniversite öğrencilehnin daha çok
harç vermesi, eğitimin
özelleştirilmesi gerektiğini
sa\-unmaz mı?
Medyanın "serbestpiyasa"
düskünlüğü "basın etiğfni
derinden yarahyor. Basın tüm
ilkelerden sıyrihp serbestleşirken
etikpiyasaya düşüyor.
İnsani
yardımın
perde
arkası
Tüketicilerin sorunları ile
yakından ilgilenen bir
uzman, Sinan Vargı,
Ingütere'deyayımlanan
"The Lancet" dergisinden
alınmış bir kesik gönderdi.
Içeriğini özetleyelim:
"New England Journal
of Medicine
dergisindeyayımlanan
çaltşmaya göre,
1992-96 yıliarı arasında
Bosna-Hersek için
yapüan ilaç yardımlarının
yüzde 60'/, yani 35 bin
tonu tamamen gereksiz
ilaçlardan oluştu.
İlaç yardtmları arasında,
2. Dünya Savası
döneminden kalma tıbbi
ekipmanlar, 1961'den
kalma yara bantlan ve
Bosna-Hersek 'te hiç
görülmeyen cüzam
hastalığına karşı ilaçlar
yer aldu
İlaçfirmaları, Bosna-
Hersek'e bu ilaçlan, ton
baştna 2 bin dolarlık
ortadan kaldırma
bedelini ödememek için
gönderdiler.
ABD 'de iki senatör, •
firmaların yardım adı
altında vergi
kaçırdıklarını iddia
ettiler."
Boşnaklar kırılırken dünya
imparatorluğuna soyunan
ülkeler tarafından
koparılan "insaniyardım"
yaygarası buymuş demek.
Yüksel Endeğer
yazıyor
İşte geldim,
gidiyorum!
HAYVANLAR ISMAÎL GVLGEÇ
Bundan yaklaşık iki yıl önce,
yazacak başka bir gazete bula-
madığım için Cumhuriyet'e gel-
•diöim zaman, korrdoriarda bir-
'•taWrVKOhrtÜrîist âğfzfefrın "Gef--
diği gibi gider" diye frsıldaştık-
larını işitmiştim. Modernizmi
özümsemiş bir insanın, yeni dün-
yanın yeni realitesini kanıksa-
mış bir yazarın bünyelerine gir-
miş olmasını hazmedemiyorlar-
dı. Bu köhne, siyah-beyaz ga-
zeteyi biraz olsun renklendire-
cegim için sevineceklerine, sol-
culuk edebiyatıyla yürüttükleri
düzen sarsılacak diye kaygıya
kapılıyorlardı. Oysa ben onlar-
dan daha çok rahatsızdım ve iki
yıl boyunca burada yazdığım
için hep tedirgin oldum. llk fır-
satı bulduğumda btırayı terke-
deceğimi, okuyucularım iyi bi-
liyordu. Nitekim o fırsatı bul-
dum!
Yni Cumltufyst iMton ofcımfc?
Asıl amacım Cumhurıyet'te
yazmak değii, Cumhuriyet'i çağ
koşullanna uyarlamaktı. Büyük
gazetelere benzeyen, rengâ-
renk, gerekiyorsa promosyon
yapan, gerekiyorsa pazar gün-
leri pırıl pırıl magazin eki vere-
bilecek bir Yeni Cumhuriyet uğ-
runa elimden geleni yaptım. Fa-
kat olmadı. Su testisine dolma-
dı. Çünkü modern ve büyük ol-
mak için esnek olmak gerekliy-
di, hertürlü havayı iyi koklamak
gerekliydi, ilke milke diye tut-
turmamak gerekliydi. Dinozor
tayfasını dönüştürmeyi başara-
madım. Onlar, gelişime kapa-
narak, nesillerinin tükenmesini
beklemeyi tercih etti. (Rusya'da
son güncel durum, onları umut-
landırmış olabilir. fakat kaybet-
rrteye mahkûmlar!)
toi
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behioakCa turk.net
yy
dele ettim?
Burada geçtrdiğim süre için-
de, solculuğun odağında edin-
diğim mevzinin bilinciyle, alter-
natif bir hareket oluşturmaya
çalıştım ve irili ufaklı tüm dino-
zorlara karşı çetin bir mücade-
le verdim. Onlann kasten emper-
yalizm diyetutturduklan küresel-
leşen ekonomiyi anlatmaya,
Amerika Birleşik Devletleri'nin
tartışılmaz gücünü savunmaya,
Türkiye'nin gelecek için tek umu-
du olan yükselen sağa destek
vermeye çalıştım. Bu yolda yal-
nız kaldım ama yılmadım.
Şimdi ne yapacapm?
Artık beni daha renkli ve dilim-
den anlayan insanlann çoğun-
lukta olduğu bir ortam bekliyor.
Buranın neresi olduğunu şim-
dilik söylemeyeceğim. Şu ka-
darını belirteyim ki, orası adına
yakışan bir yer olacaktır.
İki yıl boyunca beni okuyan
okumayan, nasıl bir adam ol-
duğumu merak eden etmeyen,
bana tepki gösteren gösterme-
yen herkeseteşekkürederim. Bu
süreç benim için faydalı oldu. Zo-
runlu da olsa solculukla geçen
gençliğimi hatırlayarak nostalji
yaşadım. Daha da önemlisi sol-
cuları ve zamane solculuğunu
yakından tanıyarak, bu virüsten
nasıl uzak kahnacağını çok şa-
hane bir şekilde öğrenmiş ol-
dum.
ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARACI
ÇATALCA SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1997 527
Davaci Tevfik Özsoy vekili Av. Selma Gür tarafından davalılar Sa-
lih oğlu Ahmet vs. aleyhine mahkememizde açılan ortaklığın gide-
rilmesi davasının yapılan açık yargılamasında verilen ara karan ge-
reğince: Çatalca ilçesi, Kabakça köyti 217. 218, 531 ve 541 parsel
sayıh taşınmazlarda hissedar bulunan Ömer. Hüse> ın, Hafize ve Sa-
lih oğlu ,\hmet'e dava dilekçesı ve duruşma gününü bildirir da\eti-
ye tebliğ edilememiş ve yapılan idari tahkikat neticesinde açık ad-
resleri bilen ve kendilerini tanıyanlann mevcut olmadığı tesbit edil-
miş oimakla bu kerre dava dilekçesı ve duruşma gününü kendilerine
ilan yolu ile tebliğ edilmesine karar verilmiş oimakla Çatalca Kabak-
ça köyü 216. 218. 531 ve 541 parsellerde hissedar bulunan Ömer,
Hüseyin. Hafize ve Salih oğlu Ahmet'in duruşmanın atılı bulundu-
ğu 29/91998 günü saat: 10.00'da Çatalca Sulh Hukuk Mahkeme-
si'ne mahsus salonda hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekil ile
temsil ettirmeieri, aksi taktirde bundan böyle duruşmalann yokluk-
lannda yapılarak karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur.
17/81998 Basın: 40264
HARBİ SEMİH POROY
Semih Poroy yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine ara vermiştir.
MIRMIRLAR VĞVR DVRAK
ÇİFTELER ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN ,
Sayı: 1996/149 Esas
Davacı Cengiz Aslan vekili Av. Kadir Cğe tarafından davalı Yur-
dagül Aslan aleyhine açmış olduğu şiddetli geçimsizlik nedeniyle
boşanma davasının yapılan duruşma sırasında verilen ara kararı ge-
reğince; Davalı- Yurdâgül Aslan Varenden Straat No: 7 9000 Gent
Belçika adresinde tebligat yapılmadığı ve yapılan zabıta araştırma-
sında da adı geçenin o adreste bulunamadığı gibi başka adreslerin-
de de tesbit edılemedığinden ilanen tebligat yapılmasına karar veril-
miştir. Adı geçene ışbu ılanın tebligat yenne kaım olmak üzere teb-
liğine. Duruşmanın atılı bulunduğu 22.09.1998 tanhınde saat
10.30'da Çifteler Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait duruşma salo-
nunda hazır bulunmasına, ya da kendisini bir \ekille temsil ettirıl-
mesine, dava ile ilgili delilleri \arsa hazır etmesi, gelmediği takdir-
de gıyabında hüküm verileceği ilanen tebliğ olunur. 11.8.1998
Basın: 40007
4 6 ı
KEDÎSı
MUN
VARDIM.-,
t p •**
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN
Türkiyt Yunanishm SeJçika fttsya Âvusfartf* /s/*a*ı/n
5 Eylül
B/RERE. YtLOA HARCAMANPA/İA
19O4-'TE &USÜM, ÇEŞİTLİ Al/fUJPA ÜLKEL£fZf-
HİN, ASk£*J-ERİ İÇİN YAPTTĞr HARO4A*A-
LARLA /LS/'Cf B7G AÇ/tO^to/t P/EANSA'OA
YAPILOI. I~NGİLTEI2£'D£N 8AŞLtyt4&*tC
TÜ&ctre'Y£ oeĞiH UZANAN BÎH
Tt&MştUfAJ SONUCU, ÜLJZELSJ&N
GİNLİĞIYLE KOŞUTTTJ. BÜYÜK K.OL.OMİ-
t-ERİ BULUMAM /A/6'LTe/Se İMPARA7VG
LUĞU, <?//€ SR. İÇİN Y/C0A 2.83O
0 # 4 t?8 H
1030 i
140O ; /SPANYA 13SO ; AVU-STV&YA -
TAJ 11OO; GUSYA f04Oj BELÇ/K*
n *7& FJSAAIK AY/RtYO&>U
SOA/UHCUVOU..
GÖRÜŞ
Dr. NAHIDE KARADAYI ,.>
Basında Promosyon
Türk basın tarihinin her döneminde çeşitli şekiller-
de başvurulan promosyon uygulamalan, 199O'lı yıl-
larda dünyanın hiçbir ülkesinde ve hiçbir dönemde ben-
zerlerine rastlanılamayan boyutlara ulaştı. Öyle ki pro-
mosyonun gerçek amacı mal/hizmete yeni tüketiciler
kazandırmak, tanrtım ve tutundurmayı sağlamakken
Türkiye'deki basın işletmelerinin promosyon adı altın-
da yürüttükleri çabalar, akla gelebilecek her türlü tü-
ketim malının promosyon adı altında pazarlandığı "ön
ödemelisatış stratejisi"ne dönüştü. Gazete/dergiler ise
bu uygulamada, diğer ürünlerin pazarlanmasında bir
araç olarak kullanıldı. Promosyon uygulamalan, ge-
rek sektördeki meslek kuruluşlarının, gerekse okuyu-
cuların -sayıları ve güçleri az da olsa- tepkisine yol aç-
sa da günümüzde daha da yogunlaşarak sürmekte...
Bu süreçte; ne promosyonlu gazete sahiplerinin
"promosyon uygulamalarına son verdiklehne dair" bir
deklarasyon yayımlamalan ne de ilgili bakanlığın 11
Temmuz 1996 tarihli "Promosyon Tebliği" ile promos-
yon canavarına "dur" denilebildi. Bu kez gazetelerde-
ğil, dağrtım şirketlerinin himayelerinde uygulamantn bo-
yutları daha da artarak sürdürülünce, bu durum tek
çözümün yasa koyucuda olduğuna inananların da
hüsranı oldu.
Tek gerekçe "Gazefe satışlarına destek sağlamak"
idi. Diğer kitle iletişim araçlartnın etkinliklerine karşın,
birçok ülkede gazete/dergiler kendi yayınlarının nite-
lik ve niceliklerinden aldıklan destekle yeterli sadık
okuyucu oranına ulaşabüiyorlardı. Gerek yasaların
promosyon konusundaki kesin hükümleri, gerekse
sektördeki işletmelerin kendi aralanndaki centilmen-
lik anlaşmaları ilebiryandan "basının saygınlığının ko-
nınması", "temelişlevlehniyerinegetirmesi", öteyan-
dan "haksız rekabetin önlenmesi" ve "tüketici hakla-
nnın korunması" güvence altına alınmıştı.
Bazı ülkelerdeki promosyon uygulamalarına ilişkin
yasal ve sektörel düzeydeki uygulamalardan örnek-
ler şöyle özetlenebilir:
Amerika Birleşik Devtetleri'nde, kitle haberleşme
araçlarında promosyon uygulamasını yasaklayıcı bir
hüküm olmamasına karşın, basın kuruluşlannın pro-
mosyon olarak okuyucularına hediye veya ödül ver-
dikleri görülmemiştir. Bazı gazeteler nadiren yayınla-
nnı ücretsiz dağrtmaktadır.
Ingiltere'de, genel olarak kupon karşılığı indirimli.
bir günlük veya hafta sonu tatili, tiyatro ve sanatsal
etkinliklere indirimii giriş, ücretsiz hobi kitapları ve ba-
zı kurslara katılım otenakları -kısa süreli olmak kaydı
ile- sağlanmaktadır.
Almanya'da promosyon uygulamalan Alman tica-
ret hukukunun "TüketiciyiKoruma ve HaksızRekabe-
tiÛnleme Yasası "nda. basın işletmelerinin promosyon
uygulamalarına olanak tanıyan hiçbir hüküm yer al-
maz. Almanya'da kanun koyucu, tüketicinin dolayı-
sıyia okuyucunun haklannı korumaya o denli özen
göstermektedir ki, okuyucuyu yanıltacak veya haksız
rekabete yol açacak bilgiler, basın özgürlüğünü zede-
leyebilecek nitelikte reklamlar, dağıtımdan veya fıyat-
lamadan kaynaklanan sorunlarla herkesin eşit şartlar-
da gazeteyi elde edememesi gibi konular üzerinde özen-
le durulmakta, aksi durumlar soruşturmaya neden 6l-
maktadır.
Fransa'da yasa koyucu, promosyon kampanyalâ-
rı için kesin sınırlar belirlemiştir. Basında promosyon
faaliyetleri aboneliğe teşvik konusunda yogunlaşmak-
ta, okuyuculara, ab^nelik sürelerine göre çeşitli ipdi-
jrimlerw kücük,amıaâap!ar sunulmakt^dır. Franş^'.da
'promosyon daha çok yerel ve bolgesel gazetelerde
görülmektedir. Bu gazete ve dergiler düzenledikleri kül-
türel içerikli yarışmalarda, kazananlara kitap, saat gi-
bi hediyeler vermekte ve hediye mallann degerinin, bir
gazete veya derginin satış fiyatının yüzde 7'sini veya
her koşulda 350 FF'nı geçemeyeceği hükme bağlan-
mıştır.
ftatya'da basın işletmelerinin promosyon kampan-
yalan düzenlemelerini engelleyen hiçbir yasa yoktur.
Ancak; promosyon kampanyalarında otokontrolün
sağlanmasına önem verilmekte ve büyük gazeteler ta-
rafından hazırianan iç protokollere ve belirlenen esas-
lara, tüm basın kuruluşları kesinlikle uymaktadır.
Hollanda'da ise bir malın hediye olarak verılmesi ya
da teklrf edilmesi genel olarak yasaklanmıştır. Fakat
yasanın belli istisnaları bulunmaktadır. Bunlar; özel
günlerde ve yerel kullanım amacıyla hediye verilme-
si, verilen hediyenin degerinin ana malın değerinm
yüzde 4'ünü geçmemesi ya da degerinin çok düşük
olması gibi koşullardır. Aynı koşullar gazete ve dergi-
ler için de geçerlidir.
Japonya, dünyanın en yüksek tirajlı gazetelerinin
yayımlandığı Japonya'da bu denli yüksek tirajlara ula-
şılmasında promosyon veya diğer pazaıiama iletişi-
mi faaliyetlerinin hiçbir katkısı olmadığı bilinmektedir.
Ideal olan; sorunu basın özgürlüğünü engelleyici dü-
zeye ulaştırmadan, basın kuruluşlarının sektörel dü-
zeyde çözümlemesidir. Ancak; aksak rekabet şartfa-
rında işleyen ve birkaç büyük işletmenin pazara ege-
men olduğu Türk basın pazannda gerek okuyucu hak-
larının, gerekse haksız rekabete karşı küçük basın iş-
letmelerinin güvence attına alınabilmesi için; esneti-
lemeycek, delinemeyecek, boşlukları fırsatçılara ola-
nak tanımayacak vb. hükümlerin belirlenip uygula-
maya konulmasıdır.
O E0 İletişim Fakültesi Basın Ekonomisi ve Işletmecili-
ğiAnabilim Dalı Öğretim Elemanı.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SA-
ĞA: 1/ Bildin. 2/
Anadolu'nun kı-
mi yörelerinde iç-
kili, çalgılı ve ka-
dınlı eğlencelere
verilen ad.... Mûs-
tahkemyer.3/Ge-
lın ya da sünnet
alayınm önünde
taşınan. balmu- 6
mundan yapümış -?
ağaç... Büyük
Sahra'da kumul- 8
larlaörtülübölge. Q
4/llkelbirsilah...
b
Birdildeki sözcüklerin bel-
li kurallarla \'azıya geçiril-
mesi. 5/ Başka bir şeyin ye-
nne geçen... İki tarlaarasın- 2
daki sınır. 6/ Eski hukukta,
riişvet verenle alan arasın-
da aracılık eden kimseye
verilen ad... Onaylama be-
lirten bir sözcük. 7/ Dik tu-
tularak parmakla çalınan
büyük bir çalgı... Ikidere- „
nin ya da iki yolun birleş-
tiğıyer. 8/Bırnota... tnce =
\e uzun metal çubuk... Kemiklerin yuvarlak ucu. 91 Gemı ka-
maralannı aydınlatmak için güvertelerde açılan küçük yuvar-
lak camlı kaporta.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Bir kişi, bir yaşam üstüne .ya-
pılan inceleme. 2/ Saldın... Dogu Anadolu'da bir ırmak. 3/
Bir pe\gamber... Uygun. tıpatıp gelen. 4/ Yumurtadan yeni
çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış yavru kurbağa... Bir so-
ru eki. 5/ Geleceği öğrenmek için çeşitli şeylere bakarak an-
lam çıkarma... Meyve kurusu. 6/ llave... Afnka'da yaşayan
ve çok hızh koşabilen bir antilop. 7/ İlaç... Bir gıda maddesi.
8/ Bektaşilikte tarikata yeni girmiş acemi dervişlere verilen
ad... Rey. 9/ Canlı bir varlığı oluşturan organlann tümü.