Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-I1FY1UL1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bila- Hızla iyileşiyor
Yılmaz ve
Eceviften
Bila'ya zjyaret
• AMvARA (Cumhuriyet
Bürosu) -
Başbakan Mesut Yılmaz ve
Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit, Milliyet gazetesi
Ankara Temsilcisi Fikret
Bila'yı gazetedeki odasında
ziyaret ederek, "geçmiş
olsun" dileğinde
bulundular. Ecevit'in
Bila'ya kazaanını
anımsayıp anımsamadığını
sorması üzenne Bila. "Kaza
anını hiç hatırlamıyorum.
Telev izyonda kaza sonrası
ayakta gezindiğimi,
saçlanmı düzelttiğimi
izledim. Fakat onlan hiç
hatırlamıyorum. Bunlar şok
anında otomatık olarak
yapılan hareketlermiş"
yanıtını verdi.
Cindoruk
TÜSİAD'da
• Haber Merkezi - Türk
Sanayicıleri ve jşadamlan
Derneği'nin (TL'SİAD)
Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit'le başlayan sohbet
toplantılan DTP Genel
Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'la devam ediyor.
Svvissotel'de bugün
düzenlenecek olan sohbet
toplantısında Cindoruk,
partisinin sosyal, siyasal ve
ekonomik konulardaki
görüşlerini aktaracak.
Cezaevinde
eylem sona erdi
• ANKARA (AA) - Çoğu
çete mensubu, 102 kişinin
başka cezae\ lerine naklinin
ardından siyasi tutuklu ve
hükümlülerce Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nde
başlatılan eylem sona erdi.
Edinilen bilgiye göre,
cezae\i yetkilileri ile
tutuklular arasında
sürdürülen görüşmeler.
uzlaşmayla sonuçlandı ve
tutuklular kurduklan
barikatlan kaldırdılar.
Kısa... Kısa...
• Deri-İş SendikasL Tuzla
Deri Organize Sanayi Bölge-
si'ndeki işyerlerinde, son za-
manlarda yoğunlaşan işten
çıkartmalan,30 işçi için dün
işyeri önünde protesto etti.
• Basın şehitlerinin anısını
yaşatmak amacıyla bu yıl
6.'sı düzenlenen geleneksel
"Musa Anter \e Basın Şe-
hitlen Gazetecilik Ödülleri
"98"in sonuçlan belli oldu.
Özel Onur Ödülleri. HA-
DEP Genel Başkanı Murat
Bozlak ile tHD Genel Baş-
kanı Akın Birdal'a verildi.
• Türkiye ile Arnavutluk
arasındaki sosyal güvenlik
sözleşmesinin uygulanması-
na dair idari anlaşma,Çalış-
ma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Nami Çağan ve Arna-
vutluk Çalışma \e Sosyal
Bakanı Anastan Angjeli ta-
fından dün bir törenle imza-
landı.
• Türkiye Gazeteciler Ce-
mıyeti Başkanı Nail Güreli.
Genel Sekreter Turgay Ol-
cayto. Gazete Sahipleri Bir-
liğı Genel Sekreteri Ömer
Ersöz ve avukat Fikret İl-
kiz'den oluşan bir heyet, 7
aylık cezasını çekmek üze-
re Saray Cezaevi'nde bulu-
nan gazeteci Ragıp Duran'ı
zivaret etti.
• Avukat Fikret İlkiz, Tür-
kiye Gazeteciler Cemiye-
ti'nin düzenlediği seminere
kanlarak "Radyo Televiz-
yon Üst Kurulu ve Uygula-
malan" konusunda bilgi ve-
recek. İlkiz'in RTÜK ve u>-
gulamalanyla ilgili soruları
da yanıtlavacağı seminer,
Burhan Felek Konferans
Salonu'nda 14 Evlül 1998
giinü saat, 19.00'da gerçek-
leşecek.
H Türkiye'de ilk özel radyo.
televizyon ve gazetecilik li-
sesı olan Özel Marmara
Rad>o Televizyon Gazete-
cilik Anadolu Teknik Lise-
si 1998-1999 eğitimveöğ-
retım yılında eğitime başlı-
yor.
Karan MecKs verecelSavcılık, TBMM'ye Çiller soruşturmasmı sordu. DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller, Yüce Divan'a giderse eşi Özer Çiller'le birlikte yargıç karşısma çıkacak
ANK\RA(CumhuriyetBürosu)-Anka-
ra Cumhuriyet Başsavcılığı: OzerÇUler'in
"haksız servet edinmeye iştirak" savıv, la yar-
gılandığı davayla ilgili olarak DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller hakkında Meclıs so-
nışturması yapılıp yapılmadığı, varsa eğer
sonucunun bildirilmesi için TBMM Baş-
kanlığı'na yazı yazdı. DYP liden Çiller'ın
Yüce Divan'a gitmesi halınde. eşi OzerÇil-
ler'le birlikte yargılanacağı biidirildi.
Çiller'le ilgili TBMM'de kurulan soruş-
turma komisyonu FP-DYP millervekilleri
tarafından oyalanırken, komisyon çalışma-
lan 1 Ekim'de TBMM'nin açılmasından
Türkler davası
sonra sürecek. Ankara 20. Ashve Ceza
Mahkemesi'nde geçen pazartesi günü va-
pılan duruşmada. yargıç. \leclis soruştur-
masının sonuçlanabilmesi için duruşmayı
özellikle 2 Aralık gününe ertelemişti. Özer
Çiller'in avukatı Bülent Acar'ınmahkeme-
ve dilekçe vererek, Malive'nin zarar gördü-
ğü iddiasının doğru olmadığını. bu neden-
le sav cı Y ücel İkieniz tarafından hazırlanan
iddianameninreddedilmesıni istediği öğre-
nildi.
Alınan bilgiye göre Acar. dilekçesinde
savcılık aşamasında hazırlanan bilirkişi ra-
porunu da kabul etmedıklenni behrterek
"Müvekkilim ÖzerÇiller bu davada asli fa-
il değil, iştirakten yargılannıaktadır. Asli fa-
il olarak müvekkiiimin eşi Tansu ÇUler hak-
kında Meclis soruşturnıası devam etmekte-
dir. Soruşrurma sonucunda Tansu Çiller'in
V üce Divan'da jargılanması gündeme gele-
bilir. Bu nedenleyargüamanındurdunılma-
sı gerekir" dedı. Hazine avukatı Serpil Da-
lokay'ın. Acar'ın dilekçesine yanıt hazırla-
dıgı öğrenildi.
Acar'ın, mahkemenin yeniden aynı bilir-
kışilerı görevlendırmesine de itiraz edece-
ği biidirildi. Bilirkişiler. soruşturma aşama-
sında hazırladıklan raporda, Özer Çiller'in
haksız servet edinmesi nedeniyle Hazi-
ne'nin 90 milyar lira zarara uğradığını ile-
ri sürmüşlerdi. Mahkemenin karan üzerine
dosya yeniden aynı bilirkişilere verildi.
Bilirkişiler bu kez hazırlayacaklan rapor-
da. haksız edinildiğı iddıa edilen rakamsal
değerin, Türk Lırası türünden miktannı sap-
tavacaklar. Bilirkişiler aynca, sanığın ve as-
li fail durumunda olan Tansu Çiller ile 18
yaşını doldurmuş bulunan çocuklarının
mallannı, haksız edinildiği ileri sürülen ta-
rihlerdeki mal artışı ile mukayese edip, 5 ay-
lık gelirlerini aşıp aşmadığı konusunda ek
rapor hazırlayacak.
Avukatlar KKK'den
dosya istedi
• DlSK kuruculanndan ve eski genel
başkanlanndan Kemal Türkler'i, evinin
önünde 18 yıl önce öldüren grubun
içinde yer aldığı öne sürülen Ünal Osman
Ağaoğlu'nun gıyaben yargılanmasına
devam edildi.
İstanbul Haber Servi-
si-DlSK kuruculanndan
ve eski genel başkanla-
nndan Kemal Türkler'i.
evinin önünde 18 yıl ön-
ce öldüren grubun içinde
yer aldığı öne sürülen Ü-
nal Osman Ağaoğlu'nun
gıyaben yargılanmasına
devam edildi.
Bakırköy 2. AğırCeza
Mahkemesi'ndeki du-
ruşmaya gıyabi tutuklu
sanık Ağaoğlu. yakala-
namadığı için getirile-
mezken Türkler'in eşı
Sabahat Türkler ile av u-
katları Rasim Öz, Akın
Atalay ve Ergin Cinmen
hazır bulundular.
Duruşmada söz alan
avukat Rasim Öz. dava
ile ilgili olarak Ankara 1
No'lu Sıkıyönetim Mah-
kemesi'nin 1981,176sa-
yıh dosyasının Kara
Kuvvetleri Komutanlı-
gı'ndan istenmesini ta-
lep etti.
Sanığın 3 ay önce Ere-
sin Otel'de gazetecilerle
görüştüğünü, ancak yıl-
lardır yakalanamadığını
söyleyen Öz. bu konuda
ihmali olanlar hakkında
suç duyurusunda bulu-
nulmasını istedi.
Teföş Kurulu
raporu
Avukat Akın Atalay
da geçen oturumda Baş-
bakanlık Teftiş Kurulu
Raporu'nun kamuoyuna
açıklanmamış bölümle-
rinde olayla ilgili bilgi-
ler bulunma olasılıf ı ne-
deniyle dosyaya konul-
ması gerektiğini belirtti.
Bu isteği dava dosya-
lannın incelenmesinden
sonra görüşülmesine ka-
rar veren mahkeme he-1
yeti duruşmayı erteledı."
ÇIZMEDEN YUKARI
Basınımızın üç büyüğü
Serkan'ın arkadaşları yargılandı
Serkan Eroğlu'nun kuşkulu ölümüyle ilgili hiçbir çalışma yapılmazken olayın peşini
bırakmayan arkadaşlannın işkence görüp tutuklanması trajik olarak nitelendirildi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - Ege Cniversitesi lletişim
Fakültesi öğrencisi Serkan Eroğ-
lu'nun okul tuvaletinde asılı bu-
lunmasının ardından, arkadaşla-
nnın kuşkulu ölümünü araştıran
üçü tutuklu 13 gencin yarsılan-
malarına Izmir DGM'de devam
edildi. Devrimci Sosyalist lşçi
Hareketi'ne (DSİH) üye olmak.
yardım ve yataklık etmek suçla-
masıyla 3 ile 10 yıl arasında de-
ğişen hapis cezası istemiyle yar-
gılanan tutuklu gençler. DGM'-
lerin evrensel hukuk sistemine
aykın oldugunu gerekçe göstere-
rek duruşmaya kanlmadılar.
"Manisah gençler" davasının
bir benzeri olan bu dava. Serkan
Eroğlu'nun. otopsi raporunda
bayıltılarak asıldığına ilişkin
bulgulann yer alması üzerine
ünıv ersite ve Bomova'da yapılan
protesto eylemlerine katılan 20
öğrencinin 3 Haziran'dagözaltı-
na alınmasıyla başladı. Gözaltı-
na alınanlardan 13'ü hakkında
DStH've üye olmak. örgüt üye-
lerine yardım ve yataklık yap-
mak savıyla dava açılırken 3'ü
tutuklandı.
lzmir DGM'de dünkü duruş-
ma>a tutuklu sanıklar DenizÇa-
nak. Ciban Taşkın ve Deniz Av-
cıoğlu. DGM'lerin kuruluş ve iş-
leyiş bakımından evrensel hukuk
sistemine aykın oldugunu öne
sürerek katılmazken. tutuksuz
sanıklardan Cihan Taylan Ak-
dağ. Ebru Bak. Nermin Deniz
Karataş. Serdar Uğurlu ve Ze>-
nepÖzen katıldı.
DGM Savcısı iddianamesin-
de, gençlerin DSlH örgütüne
yardım ve yataklık yaptıklannı
öne sürdü. Gençlerin avukatla-
nndan Elif Nihan Bıçkjçı ile Su-
at Çetinkaya. müvekkillerinin
geçen duruşmada, gözaltında
kendilerine işkence yapıldığını.
gözaltı süresi sonunda Alsancak
Devlet Hastanesi'ne götürüldük-
Ağdaş davasında sanıkpolvsleretutuklama
İstanbul Haber Servisi - Alibeyköy'de
Kurruluş gazetesi sattığı gerekçesiyle
öldürülen 17 yaşmdaki lise öğrencisi İrfan
Ağdaş ile ilgili davada mahkeme, üç sanık
polis hakkında gıyabi tutuklama
karan verdi. Sanık polislerin mahkemeye
bildirdikleri adreslerin doğru olmadığı
ortaya çıktı. tstanbul Emniyet
Müdürlüğü TEM Şubesi'nde görevli
sanık polisler A.Y- RA1. ve A.K.'nin
katılmadığı Eyüp 2. Ağır Ceza
Mahkemesi"ndeki duruşmayı CHP İstanbul
Milletvekili
Mefamet Sevigen ile CHP Eyüp llçe
Başkanı Nafi Karayalçın izledi. Sanık
avukatı İlhami Yetekçi'nin de mazeret
dilekçesi vererek gelmediği duruşmada
müdahil avukat Metin Narin toplanan
delillerin ve olayın meydana geliş biçiminin
tamamen sanıklann aleyhine olması nedeniyle
tutuklama karan çıkartılmasını istedi.
Cumhuriyet Savcısı da, duruşmaya gelmeyen
üç sanığın otopsi raporu ile olay tutanaklanna
ilişkin savunmalannı yapmadıklannı
bildirerek CMUK'un 223. maddesi uyannca
tutuklanmasını istedi. Cumhuriyet savcısının
isteğine uyan mahkeme heyeti, sanıklann
gıyaben rutuklanmasma ve duruşmaya
gelmeyen tanıklann da yeniden çağnlmasma
karar vererek duruşmayı erteledi.
lerini anlattıklannı belirterek
şunlan söylediler "Müvekkille-
rimizi muayene eden doktor, iş-
kence izlerini rapora geçirmiş.
Ancak doktorun bu raporunu
polisler yırtarak doktoru tehdit
etmişier. Polisler bu defa müvek-
killeri adli tabibe götürerek ra-
por alnuşlar. Biz mü vekkillerimi-
zi Alsancak Devlet Hastanesi'nde
tedavi eden doktorlann dinle-
nmelerini talep ediyoruz. Aynca
müvekkillerin yazılama yaptık-
lan yerlerde keşif yapılmasına
karar verilmesüıi istiyoruz."
Avukatlann tahliye istemini
reddeden mahkeme, soruştur-
manın genişletilmesine ilişkin
istemlerinin bir bölümünü kabul
etti. Mahkeme heyeti, sanıklann
Alsancak Devlet Hastanesi'ne
götürülüp götürülmediğinin be-
lirlenmesi için Alsancak Devlet
Hastanesi Başhekimliği'ne yazı
yazılmasını kararlaştırdı.
Eksik belgelerin tamamlan-
ması için duruşma ileri bir tari-
he ertelendi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Başlık Latince bir deyim. Fi-
yakalı olsun diye Latincesini
yazmaya niyetlendim ama bu-
lamadım.
Sözü Yargıtay Başkanı'na
getirmek istiyorum. Yargı yılı-
nın açılışı dolayısıyla konuştu.
Yankıiar yaratan, cesur bir söy-
levdi. (Bu köşede de) Sık sık
değinilen bir yargıyı pekiştirdi.
Ülkedeki ürkütücü çürümeden
yargının da pay aldığını söyle-
di. Söyleyen yargı aygrtının en
tepesinden bir yargıç olunca,
söylenenin ağırlığı artıyor.
Ama gene de sizce sürpriz
miydi? Yargıtay Başkanfnın
söylediklerinde sizler (bizler)
için yeni olan ne vardı? Bilme-
diğimiz neyi söyledi?
Galiba hiç.
Inanmazsanız geçen yıl yapı-
lan konuşmayı anımsayın. Üç
aşağı beş yukarı aynı yargılar,
aynı ürkütücü tablo çizilmiş.
Ondan da önceki yıla gidip ar-
şivlere bakın. Şaşıracaksınız.
Hepsinin içeriği aynı -haklı ve
doğru- yakınmalardan örül-
müştü.
Buradan yola çıkıp şöyle bir
Söyledim ve Kurtuldum
akıl yürütme mümkün: "Yargı-
tay başkanlan, yeni yargı yılının
açılışında zehir zemberek bir
konuşma yapartar. Siyasilerin
gözlehnin içine baka baka ye-
nilip yutulması zorsözlereder-
ler. Türkiye'de adalet dağıt-
makla yükümlü yargı aygıtının
içinde bulunduğu ürkütücü ko-
şulları sergiterler. Söylerfer ve
kurtulurlar!"
Peki sonra?
"Peki sonra" diye sorarken,
"Peki sonra ne olur?" değil;
"Peki o Yargıtay başkanlan ve
o Yargıtay üyeleri sonra ne ya-
parlar?" demek istedik.
Gerçekten: Peki sonra?
Sıradan bir yanıt mümkün ve
belli: "Bu çürümenin üstesin-
den gelmek, bu yakıcı sakın-
caları ortadan kaldırmak yar-
gıçların, yargı organlarının de-
ğil, siyasetçilerin görevi."
Öyle mi?
Bu yanıtın, 1998 Türkiye-
si'nde bir anlamı var mı?
Nitekim siyaset esnafı, Yargı-
tay Başkanı'nın konuşmasının
yankıları henüz sönümlenme-
den kollan sıvadı ve yargıda ça-
lışanlarazam yapılacağının ışa-
retlerini vermeye başladılar.
Politikacıların o önemli konuş-
mayı indirgedikleri nokta işte
bu: Al şu üç kuruş zammı, ka-
pa çeneni!
Oysa yurttaşı yakan kavuran,
onurunu kıran "üç kuruşa muh-
taç edilmiş yargıç-savcı gerçe-
ği" değil.
• ••
Çetelerin kuşattığı bir ülkede
onca it uğursuzun yargıç karşı-
sma çıktıktan kısa süre sonra
ellerini kollannı sallayarak gene
aramızda dolanmaya başlama-
ları toplumsal vicdanı sızîatıyor.
yurttaş onurunu yaralıyor.
Yargıç'ın 20 yıl hapis kestiği
mafyacı için mahalle kahvele-
rinde "Demek beş altı yılda çı-
kacak" deniyorsa: beş yıla hü-
kümlü biri hakkında "Anlaşıldı,
tutuklulukta geçen süresini he-
saplayıp salacaklar" hesabı ya-
pılıveriyorsa, o ülkede, yargıda
ciddi sorunlar var demektir.
Keza sayıları 26'ya yaklaşan
hukuk fakültelerinden her yıl
"yalapşap" bir eğitimle mezun
edilen gençler, bir süre sonra
karşımıza savcı ya da yargıç
olarak çıkabiliyor ve yetersiz,
çok yetersiz hukuk bilgileri ve
kültürierı ile "hukuka ayıp, ada-
leti rezil" edebiliyoıiarsa, o ül-
kenin yargı aygıtında kanayan
bir yara var demektir.
Keza bu ülkenin politikacıla-
n, insan haklarına ilişkin düzen-
lemeleri "Avrupalının gözünü
nasıl boyayabiliriz" mantığıyla
bezirgân pazariıklarına bağlı-
yorlarsa; çetelerin hakkından
gelinmesinı sağlayacak yasal
düzenlemeler, çetelerle tele-
fonlaşan, sarmaşan, öpüşen,
koklaşan. nikâhında şahit. dü-
ğününde davetli olan politika-
cılann ellerine kalmışsa...
Eğeröyleyse... Yargıtay baş-
kanları, yargı yılının açılışında
zehir zemberek sözler etmekle
yetinemezler. Bencileyin sıra-
dan yurttaşlann yargıdaki çürü-
meden yakınmasının sonuçla-
n başkadır; Yargıtay'ın, Anaya-
sa Mahkemesi'nin başındaki,
artık birer "hukuk bilgesi"ne
dönüşmüş oldukları var sayıl-
ması gereken yüksek yargıçla-
nn yakınmalan çok başka.
Bizimki can sıkıcı mızıldan-
malardan ibaret kalabilir. Ama
hukuku savunan, adaleti tera-
zileyen yargıçlar yılda bir kez
değil, günde bir kez seslerini
yükseltirierse, hukuk kükrerse
bir umut vardır.
•••
Dünyadan "Elimizden ne ge-
lir, bizyasalan uyguluyoruz" di-
yen binlerce ve binlerce yargıç
geçti. Onların adlarını anımsa-
yan bile yok. Ama "Ben politi-
kacıların çıkardıklan yasalan
uygulayacak bir devlet görev-
lisi değil, hukuku savunan, hu-
kukun üstünlüğünden öte yet-
ke tanımayan, adaletin adil ol-
masına kendini adamış bir hu-
kukçuyum" diyen yargıçlar, in-
sanlığın toplumsal belleğinde
bugün de yaşıyorlar...
POLTIİKA GÜNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Tarikat Tuzağı../
Iki üniversiteli genç kız...
Ikisi de tıp fakültesi öğrencisi...
Biri üçüncü, diğeri dördüncü sınıfta okuyor...
Ikisinin de içine kapanık oldukları ilk bakışta an-
laşılıyor...
Birincisi:
"Üç yıldır tesettüıie dolaşıyordum. Çünkü bu
biçimde giyinmeye mecburdum.."
Duraksıyor...
Başını öne eğiyor...
Soruyorum:
"Neden mecburdunuz böyle giyinmeye?"
Yanıt
"Okumam için ailemin gönderdiği para yetmi-
yordu. Bir gün bir Nur cemaatinden birisiyle ta-
nıştım. Bana çokiyidavrandı. O zaman yurtta ka-
lıyordum. Eve taşındım. Bu evlere 'ışık evi' denir.
Ayda 300 dolar veriyorlardı. Kabul ettim ve ka-
pandım. Sonra Nur eğitimi aldım. Bana on kız
öğrenci bulmam söylendi. Buldum, onlar da ka-
pandı..."
Soru:
"Tüm bu anlattıkların kendi isteğinle mi oldu?"
Yanıt:
"EvetL"
Ikincisi:
"Lise son sınıfta öğretmenim kapanmamı iste-
di. Kapandım. Kurslara gittim. (...) Tıp fakültesini
kazandım. Eğer o kurslara gitmeseydim, tıp fa-
kültesine giremezdim. Bana ev buldular, ayda
250 dolar veriyorlardı..."
Soru:
"Baban ne iş yapıyor?"
Ikincisi:
"Babam işçi emeklisi, annem ev kadını..."
"Ya senin baban?"
"Memur, annem ev kadını..."
Soru:
"Ikinize birden soruyorum: Tarikattan aynlınca
mı tesettürden çıktınız?"
Birincisi:
"Karar verdik ikimiz birden.. çünkü hayatımız-
\a oynuyoriardı. Sizin, bizim tarikatla ilgili yazdık-
lannızı okuduk. Kitaplarınızın hepsini inceleyip
kendi aramızda tartıştık. Yazdıklannızın tümü de
doğruydu. Sonunda tarikattan aynldık..."
Ikincisi:
"Evet, öyleyaptık..."
Soru:
"Sizi tehdit etmediler mi?"
Ikisi birden:
"Ettiler. Ama direndık. İş bulduk, çalışıyoruz.
Bizim için yeni biryaşam başladı..."
• • •
FP'Iİ Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Hanım'ı
anımsadım birden!..
Iki genç kız tesettürden kurtulmuş karşımda
oturuyorlar...
Önceki gece televizyonlarda Gül ve eşi soru-
yorlar: ._..., ,-,.,,.,
"Bu ne biçim demokrasi!" . • .'. •'
Sevsinler!.. •••>• •.• ••••
Türkiye'de bir oyun oynanıyor...
Oyunu yönetenler kim?
Din bezirgânları!..
Bakın bir din bezirgânı neler yazıyor:
"Çocuklarımız biryılını kaybedebilir.
Bizler tutuklanıp hapse atılabilir, sürgünlere
gönderilebiliriz...
Ya da işkencelere tabi tutulabiliriz.
Bunların hepsi mümkün.
Mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimiz elleri-
mizden alınabilir.
Ama birşey mümkün değil. Ne kitabımızı veyü-
reğimizdeki imanı size teslim ederiz ve ne de vaz-
geçeriz mücadelemizden..."
Yazısının başlığı ise şu:
"Yılgınlık yok, direniş var!"
Bak hele şu din bezirgânına!..
Din bezirgânı hızını alamayıp devam ediyor:
"Hayır vazgeçmeyeceğiz ve bu mücadele sü-
recek. Ve sonunda kazanacağız. Yılgınlık yok! Di-
reniş var! Bu mücadele sürecek. Bu mücadele
sürecek. Sonuna kadar. On yıl da sürse, bir öm-
re de mal olsa.. bu direniş sürecek. Ve biz kaza-
nacağız. Insanlık onuru zulmü yenecek! Unut-
mayın Allah her şeyi bilip görmektedir. Bu soylu
birimtihandır... O bizezafer vermek istiyor ve bi-
zişerefli, ömrümüzü bereketli kılmak istiyor. Unut-
mayalım ki, rızkı veren O! Kaderi yaratan O! Ece-
li tayin eden O.
O yoktan var edendir. O hüküm sahibidir.
O rahmandır, rahimdir. O ilahdır ve Rabdir. Ve
biz şahadet ederiz ki, O'ndan başka ilah yoktur.
O '01' derve olur. Allahu ekber. Elhamdülillah. Iy-
yake nağbüdü ve iyyake nestain! (SadeceAllah'a
ibadet eder ve yalnız ondan yardım isteriz).
Yalnız değilsiniz. Mahzun da olmayacaksınız!
Ve'sselamü aleyküm. Dua ile."
• • •
Iki genç kız...
Ikisi de tıp fakültesi öğrencisi...
Birincisi:
"Tesettür giyen, başını başörtüsüyle değil, si-
yasi ideolojiyle kapatan kız arkadaşlarımızın bü-
yükçoğunluğu tarikatlann, yasadışı dinci örgüt-
lerin, onların gazete, dergi, televizyonlanndaki
militanlannın esiri haline gelmişlerdir. Ben biliyo-
rum ki işadamı, yazar, politikacı kimliği taşıyanlar
bize hep şöyle demişlerdir:
'Bu bir savaştır, savaşta yılgınlık olmaz..'
Amaçları, laik demokratik cumhuriyetiyıkmak-
tır, biz gördük veyaşadık..."
Cağaloğlu'ndaki Ankara Caddesi... '.
Saat 09.30... Tarih: 10 Eylül 1998...
80 AE 920 plakalı beyaz minibüs... ;
İçinde tesettüriü kızlar...
Aracın önünde, dikiz aynasında Suudi Arabis-.
tan bayrağı... Arkasında ilginç bir yazı: "islam ol, •
kurtul"... Altındaki yazı da şöyle: "Altınoluk Der-
gisi"... ••
Evet, burası Türkiye...
Oy avcısı politikacılara, aymaz aydınlara, nu-'
maracı cumhuriyetçilere, "Ben laik demokratım"
diyen herkese duyurulur!
Kirlenen Dünyamızı
Fidan Dikerek Arıtalım
ORIVIAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ