27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS 1998 PA2AR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ordu Valisi Yazıcıoğlu'nun G.Doğu'dan fındık toplamaya gelen işçilere koyduğu yasak sürüyor Işçüer yasağa karşı direniyorERDOĞAN ERİŞEN ORDU-Adı yenıden EmnıyetGenel Müdürlüğü için geçen Ordu Valisi Ke- mal Yazıcıoğlu. Güneydoğu"dan fındık toplamak için gelen tanm işçilerine. aralarında "bölge keşfî yapmaya gelen PKK casusu olduğu" gerekçesiyle ya- sak getiren 22 7.1998 tarihli karannda direnmeye devam ediyor. Yasak karannın alındrğını duymadan çoluk-çocuk kamyonlarla Ordu'ya ge- len Giineydoğulu tanm işçileri ile polis arasında kovalamaca yaşanırken son paralannı kendilerini getiren kamyona veren Güneydoğulular gıtmemek için direnıyorlar. Meiet Irmağı kenannda konaklamak isteyen Güneydoğululann çadır kurmalanna da izin verilmezken. işçılersık sıkpolisin sert tutumuyla kar- • Yasak karannın alındığını duymadan çoluk-çocuk kamyonlarla Ordu"ya gelen Giineydoğulu tanm işçileri ile polis arasında kovalamaca yaşanırken son paralannı kendilerini getiren kamyona veren Güneydoğulular gitmemek için direnıyorlar. Melet Irmağı kenannda konaklamak isteyen G.Doğululann çadır kurmalanna da izin verilmezken işçiler sık sık polisin sert tutumuyla karşı karşıya kalıyorlar. şı karşıya kalıyorlar. Bunlardan biri de Paydaş ailesi. Şan- lıurfa'dan gelen Paydaş ailesinin en bü- yük ferdi 61 yaşındaki Miisliinı Paydaş. en küçüğü ise henüz 4 aylık olan Fatk Paydaş. Ilk önce bizimle konuşmaktan çekınen Müslüm Paydaş, polısın uzak- laşması üzerine adeta içıni boşaltıyor: "Bak hele hiç bizim içimizde teröris- te benzeyen kimse var tnı? Biz 5 yddır burav a gelmekteyiz. Bizi fındıgını topla- dığımız ağalara sorsunlar. Bu vasak de- \am ederse vandık. Bak zaten çadır da kuramıyoruz. O da yasakmış. Geri de dönemrvonız." Halen Melet Irmağı köprüsünün al- tında yatan \e çalışma yasağının kalk- masını bekleyen 500 kadar insan var. Yaklaşık 1000 kişinin yasağın ilk günii polis zoruyla geri gönderildiğinı. 500 kişinin ise kaçak olarak çalıştığını öğ- renıyoruz. Di|er aılelerle görüşmek için iknaya uğraşırken köprünün hemen üzerinde Günevdoğuiu olduğu yüz yapısı ve şi- vesinden bellı olan, ancak kıyafetinin kalıtesi, belindeki cep telefonu ve göm- leğınin cebindekı Marlboro sigarasıyla bir kışi dikkatimızı çekiyor. Adını ver- miyor. "UrfaJıyım'" diyor sadece. Yanımdan hemen uzaklaştığında 17 yaşındaki birinden öğreniyoruz işini. Güneydoğu'dan işçi getiriyormuş. O ça- lışmazmış. Bahçe sahibine günlüğü 3 mılyon liradan işçiyı verir, işçilere ise adam başı 1 milyon 500 bin lira ya da 2 milyon lira verir, kalanı da kendi cebi- ne girermiş. Fındıkçı kızgın, ancı endişeli Ordu'nun Ulubey ilçesine bağlı Ko- şaca köyünden fındık üreticisi Aziz Felek, 5 yıldır fındığını Giineydoğulu tanm işçilerine toplattığını, hiçbir zarar- lannı görmediğini belirterek yasağı eleştiriyor. Devletin \alisinin böyle bir yasağı almışolmasının çokyanlışoldu- ğunu \urgulayan Felek, "Giineydoğulu her insana PKK teröristi gözüyle baka- mayız. Adam geldiğj ilin emniyetinden herhangi bir suçtan dolayı aranmadığv nı ve il dışına çıkmasında sakınca olma- dığını gösteren belge almış. Savcılıktan ivi hal kâğıdı almış. Muhtarlık ikamet- gâhı da muhfar onavlı elinde. Çalışa- mazsın diyorsun. Böyle saçma şey olur mu?" Ordu'nun Dedeli köyünden ancı Ha- san Toptaş ise anlannı yaylım için her yıl bır-iki ay boyunca Güneydoğu'nun çeşitli illerinegörürdüklerini belirterek, "Şimdi misilleme olsun diye bu iller de Ordulu ancılara yasak getirirse biz ne yapacağız? Devlet bu vasağa son ver- melidir"dedi. Yargıtay'ın Aziz Nesin yorumu 'Ozgür olmayan aydın üretemez' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 4. Hu- kuk Daıresi Başkanı Bilal Kartal. yazar .Aziz Nesin "i vatan haınliğı ile suçlayan gazeteci Ergun Göze hak- kındakı beraat karanna "karşı o> r gerekçesinde". aydın ve basın sorumlulu- ğu konusunda ders verdi. Kartal. karşı oy yazısında, gerçek bıryazarveaydının "ulusal politikalara uyma- sa bile" özgür olması ve evrensel söylemle hareket etmesı gerektığini, aksi halde hiçbir şey üreteme- yeceğini belirtti. Aziz Nesin, Güney Kıb- ns'ta bir piyesinin sahneye konulması nedeniyle Kıb- ns Yazarlar Bırliğfnin da- \etı üzerine 1990 Aralık aymda Güney Kıbrıs'agit- miş ve orada yaptığı ko- nuşmada Kıbns sorunu ile ılgih düşüncelenıygçıklar- ken, Türkiye'nin polıtika- sını eleştırmişti. Bunun üzerine, o dönemde Türki- ye gazetesmde köşe yaza- rı olan Göze. 20 Aralık 1990 günü kaleme aldığı makalesinde, Aziz Nesm'e yönelik ağır eleştirilerde bulunmuş ve Nesin'ın "va- tan haini. hırsızvezimmet- çi" olduğunu ıleri sürmüş- tü. Nesin' ın, Göze aleyhine açtığı \e yaklaşık 8 yıl sü- ren dava. sonunda aleyhine bitti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanı Bilal Kar- tal. genel kurulun karanna 7 başkan \e ü\e ile birlik- te karşı oy kullandı. Kartal. karşı ov gerekçesinde, Gö- ze'nın belli bir olayı veya olguyu değıl. belli bir dü- şünceyi yargılamak istedi- ğıni vurguladı. "A> dın kişinin en önem- li özeİliği özgür olması. öz- gürcedüşünmesi \edüşün- düklerini de çekinmeden yine özgürce açıklaması- dır" diyen Kartal, bunun amaçladığı >aşam ve dü- şünce biçiminin. ulusal po- ütikalarla sınırlı olmadığı- nı vurguladı. Kartal, şu görüşlen kay- dettı: "A\dın kişi tam ve gerçek anlamda yansızdır. Hiçbir olgu onu yanlı dü- şünmeye itemez >e zorlaya- maz. Baa kesimin hoşuna gitsindiyeo şekildedüşüne- mez." Nesin'in, bu nitelikJere sahip biryazar ve aydın ol- duğunu vurgulayan Kartal, "Kıbns Rum kesiminin davetini kabul etmiş orada kendine özgü düşüncesini açıklamışnr" dedı. Bu açıklamanın ulusal ve ev- rensel hukuk kurallan açı- sından suç oluşturmadığı- na dikkat çeken Kartal şöyle devam etti: 'Yazann bu açıklaması, ilgililere bir mesajdır. Bunu beğenir ve- ya beğenmezsiniz. Beğenil- miyorsa. nedenleri gösteril- mek sureti>leeleştirebüirsi- niz. Ancak, elestirirken, o kişinin kişilik haklanna saldın hakkına sahipdeğil- siniz. Hatta hiç ilgisi olma- jan, vanm asıriık olaylan veniden gündeme getirmek dogru değildir." Korgeneral Büyükkanıt 'Giineydoğulu artık teröre yüz vermiyor' ENVER SEVİŞ DİYARBAKIR - Yük- sek Askerı Şûra karanyla Diyarbakır'daki 7. Kolor- du Komutanlığı görevin- den Genelkurmay Karar- gâhı'na atanan Korgeneral Yaşar Büyükanıt. terörle mücadelenin kazanılması için önce halkın kazanıl- ması gerektiğını söyledı. Büyükanıt. halka hep si- lah göstermek yerine, iyi- lik ve se\ gı göstermek ge- rektiğini de vurgulayarak. "Çünkü halk kötü değil ki. halk niye kötü olsun. Siz ona parmağınız) uzatın. si- zi kucaklıyor. Ona şefkati- ni/i. iyiliğinizi göstermek zorundasinız'" diye konuş- tu. Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Mehmet İpek"in sahibi olduğu Kerv ansaray Piknik Tesislen'nde onu- runa \erilen veda yemeği- ne katılan 7. Kolordu Ko- mutanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt. Diyarbakır'dan iki nedenle mutlu aynldı- ğını belirterek şunlan söy - ledi: "Bölgc insanının sı- caklığını hissetmeye başla- dık. Onlar da bizim sıcak- lığunızı hissetmeye başladL Bölge insanı artık teröre yüz vermemeye başladı ve istemi>or. Bunu kalpten bi- Ihorum ve hissediyonım. Bu bakımdan çok mutlu- yum. tkincisigüvenlik güç- lerimizin başarılanyla şu anda terör kontrol edilebi- lir noktaya geldi. Ama bu- nu takviye edki sosyaL, eko- nomik \« diğer tedbiıieıie inannomm ki kısa sürede Türkiye bu beladan kurtu- lacak. Diyarbakır'dan bu hislerle aynlıyorum." Bölgede görev yaptığı süre içinde halkla kaynaş- tığını belirten Büyükanıt. kendisınden sonra görevi devralacak olan komuta- nm da aynı şekilde hareket edeceğine inandığını söy- ledi. Yeni sistemin haksızlık yaratacağı savunularak Danıştay'a başvurulacak Tek 8iııa\ııı iptali istendi (stanbul Haber Servisi - Cnıversıteye gınşte önümüzdeki yıl uygulamaya başlanacak yeni sınav sisteminin, öğrenciler arasında haksızlık ve adaletsizliklere yol açtığını savıınan bazı öğrencı \e \elıler sistemin iptali için Danıştay'a başvuracak. Sistemin, ÖSS puan ortalamalan ve ortaöğretım başarı puanı (OÖBP) ortalaması düşük okullardaki başanlı öğrencinın başansız, ortalamalan yüksek okullardaki başansız öğrencinın de başanlı sayılmasına neden olacağı savunuldu. Özel Bilgi Test Dershanesi Ölçme Değerlendırme Uzmanı Ze»nep Ergjun. yeni smav sıstemi hakkında YOK ve MEB'ın öğrenci ve velilerden gelen yüzlerce soru ile karşılaştığını belirterek bazı velilerin sistemin iptali için Danıştay'a başv uracağını söyledi. Zeynep Ergun, üniversite adayının alacağı puanın, okuduğu okulun ÖSS ortalamalan ve OÖBP'ye bağlı olmasının, iyi okullann öğrencilerinin üniversiteye verleşmesine, kötü kabul edilen okullann öğrencilerinin de dışanda kalmasına neden olacağını söyledi. Uzman Zeynep Ergun, ÖYS kaldınlarak tek sınava indirilen ÖSS'nin lise 1, 2 ve 3. sınıf yanyılına aıt konulan içermesinin ise öğrenciye daha kısa zamanda daha fazla bilgi edinme zorunluluğu getirdiğini bildirdi. Zeynep Ergun, puan diliminin küçülmesiyle yapılacak her netin daha önemli hale geleceğıne dikkat çekerek "Üniversite adaylan sıralamada daha üst basamaklarda olabilmek için, kendi alanlanna dahil olmayan derslerin sorulannı da vanıtlamak durumunda kalacaklar" dedi. Ergun, sisteme bu yıl getirilen ağırlıklı ortaöğretım başarı puanının (AOBP) ise öğrencinin kendi alanınında tercih yapması durumunda. ek bir puandan yararlanma hakkı getirdiğini bildirdi. AOBP'nin yalnızca meslek, teknik, imam-hatip liselerinde, öğretmen okullannda ve sağlık kolejlennde geçerli olması gerektiğinı belirten Zeynep Ergun, geleceğini göremeyen resmi-gündüzlü-devlet lisesi öğrencileri için ise bu sistemi uygulamanın yanlış olacağını vurguladı. TMfaiİTsms* i%s» Tsrm+s* SWM*1 A% Cumartesi Anneleri'nin 169. buluşmasında bir arava gelen ka^ıp vakınlan ve insan IVlUlfiUÇ V(? İÇJJC iltlHUl haklansavunuculan,7Ağustos 1993günüİstanbul'dakaybedilenÖzgürGündemga- J> A /etesimuhabiriAyselMalkaçileBidis'te polis telsizli kişilerce kaçınldıktan sonra 9Ağus- tos 1993'te cesedi bulunan avnı gazetenin Birlis muhabiri Ferhat Tepe'yi andı. Cumartesi Anneleri adına vapılan açıklamada, "Malkaç gözalO- na ahndıktan sonra kaybedildi. Tepe de gözaltına alındı ancak onun cesedi bulundu. Katiller serbest bir şekilde dolaşıyor. Onlar için devlet hiç- bir şey yapmadı. Eğer hukuk varsa Malkaç ve Tepe'nin başınagelenler açıklanır. suçlular bulunur" denildi. (Fotograf: KUBİLAY TÜNTÜL) Ders kitapları gericiligî övüyor İPEK YEZDA.Nİ "Nimetler sonsuzdur. AJIahın nünetlerini israf etnıe", "Babanı sabah namazından sonra yola dü- ser". "Annem evimizin temizligini sağlar, yemeğimizi yapar. çamaşır- lannuzı vikar, pırıl pınl giydirir. Ba- banı ticaretle uğraşır." (Türkçe, 4. sınıO Bu sözler. dını kitaplardan de- ğil. ilköğretım okullannda okutu- lan ders kıtaplanndan alındı. Ta- lim Terbiye Kurulu tarafından se- çilen bu yılkı ilköğretım okulu ders kitaplannın şeriatçılığı, dinsel ge- nciliği ö\en, cinsayınmcılığını ve ırkçılığı körükleyıci konular ve söylemlerle dolu olduğu belirtildi. Söz konusu kitaplan inceleyen Eğitim-Sen lstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer. kitapla- nn şeriatı. cınsel aynmcılığı ve ırk- çılığı körükleyıci konulan kapsadı- ğını öne sürdü. Dinçer. kıtaplann bir bütün ola- rak da bılimsellik, güncellik, ünite ve konuların sıralanışı. resim. gra- fik ve şemaların yeterince kulla- nılmaması nedeniyle yetersız ol- duğunu söyledi. Dinçer, öğrencı ve öğretmenle- re yönelik vapılan bir anket sonu- cunda. öğrencilerin yüzde 75'inin. öğretmenlerın de yüzde 90'ının ders kitaplanndan yeterince yarar- lanamadığı \ e kitaplardaki bilgıle- rinmutlakayenilenmesigerektığı- nin ortaya çıktığını belirtti. Şu an okutulan ders kitaplannın sistemin öngördüğü "tek tip insan" yetiştirmeye yönelik eğitım anlayı- şıyla hazırlandığını savunan Din- çer, kitaplann ıçerık yönünden dü- zeysiz. nıtelik yönünden ise kalite- siz olduğunu ifade etti. Dinçer. kitaplann demokrasi, banş, hoşgörü. yardımlaşma ve in- san haklan öğretimınin verilmesi yönünden de yetersiz oiduğunu vurguladı. Kitaplann içeriklennin düzeltil- mesi \e kalitelerinin yükseltilme- si için özel yayınev lerinin bastığı kitaplann öğretmen, veli. öğrenci. satıcı ve uzman yönetıcinin oluştu- racağı bir kurul tarafından belir- lenmesı gerektiğıne dikkat çeken Dinçer. öğretmenlenn de belli bir kıtaba bağlı kalmadan eğitim-öğre- tim yapmalannın sağlanması ge- rektığini söyledi. Dinçer, bütün ders kitaplanndaki cins aynmcısı, ırkçı ve genci bilgilerin de ayıkla- narak çevrenin ve doğanın korun- masına yönelik bilgilere yer veril- mesi gerektiğini kaydetti. Dinçer'in, ders kitaplannda yer alan ırkçı. dincı ve cinsiyet aynm- cı yaklaşımlardan derlediği bazı örnekler ise şöyle: "Aliah her canlıyı yaşayabileceği ikiime göre yarattığını iş işten geç- tikten sonra anlamış" (Türkçe. ll- kokul 3. Sınıf MEB Komisyonu). - "BiroL,ablan evi süpürmüş mü? Anne ip al kazak ör" (flköğretim birinci sınıf Türkçe). - "Okuduğunuz ya da dinlediği- niz savaş anılan sizde ne gibi duy- gular uyandmyor" (Dördüncü sı- nıfTürkçe). - "Yangın söndürmeye gitmek- ten kaçan erkek savaştan kaçanla- ra benzetilir, kınanırdı" (Dördün- cü sınıf Türkçe). - "Türk Tarihi şanlı ve büyük- tür" (Dördüncü sınıf Türkçe). Radyonuzu aydınlığa, demokrasiye, Cumhuriyet'e ayarlayın. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI 'SÜPÇ-Ü Lisan' Üstüne Freud dil sürçmesine inanmazdı. Avusturya Ulusal Meclisi toplanmış. Meclis Baş- kanı salonu gözden geçirdikten sonra, tane tane konuşmuş: - Çoğunluğun olduğunu görüyor ve oturumu ka- patıyorum. Gülüşmeler, kahkahalar üzerine yanlışlığı fark et- miş: - Özürdilerim, dil sürçmesı oldu... Çoğunluğun olduğunu gönjyor ve otunjmu açıyonjm... Freud'un olaya getirdiği yorum çok net: - Aslında dil sürçmesi denilen şey, bilinçaltının yansımasıdır. Meclis Başkanı bilinçaltında, o otu- rumdan hayır gelmeyeceğine inanıyordu.. Açmak- tansa kapatmak daha iyi olacaktı! • • • Çirkin Sarışın Bayan, geçenlerde bir çirkinlik da- ha yaptı. Cumhuriyet'in 75. yıldönümü nedeniyle çıkarıl- mak istenilen "af'tan söz ederken tane tane konuş- tu: - Bilmem neyin yıldönümü nedeniyle... Cumhuriyet'in ürünü bir kadın.. O sayede Başba- kan bileolmuş.. Hiç Cumhuriyet'e hakaret kastı olabilir mi? Elbette ki hayır! Kesinkes dili sürçmüştür... Tıpkı Sabah gazetesindeki köşesinde, geçenler- de kalemi sürçen numaracı cumhuriyetçı gibı.. Cumhurıyetimizin "ilk üç cumhurbaşkanı" da me- ğer "darbeci" imiş(!). Atatürk... Inönü... Bayar... Kime karşı darbe yapmışlar?.. Osmanlı padişahı- na herhalde. Neyi yıkmışlar?.. Saltanatı. Neyi getirmişler?.. Cumhuriyeti. Elbette ki "dilsürçmesi"... Numaracı cumhuriyet- çilerin bile, tutup da Osmanlı'nın yıkılmış olmasına ve de yerini cumhuriyetin almış olmasına "ah.. vah.." etmelerinin akla yakın bir yanı olabilir mi? Çirkin Bayan, Erbakan ı da acaba affa sokabılir miyim diye uğraşırken sürçüyor. • • • .'; Çizgi uzun ve o çizgınin üzerinde çok halkalar vâr. Numaracı cumhuriyetçilerin en ölçülü, en saygıh olanı da geçenlerde A/W//yef'teki köşesinde dalga geçiyordu.. "B/rA>»/nöa//"nınLozan'ınyenneSevr'ı geçirme hevesleri içinde olduğunu öne sürenlerle. "Komplo kültürü".. "Sevr sendromu".. "Ulusal paranoya".. Üniversite öğretim üyeleri.. Köşe yazarları.. Sîya- set adamlan.. Ta Çankaya'ya, Sayın Demirel'e ka- dar uzanan sayısız insan.. Devletin gizli bilgilerine sahip isimlerin, özel ko- nuşmalarda daha ayrıntılı kanıtlarla savunduğu.. bir "ortak sav".. Meğer hepsi de.. ya komplocu, ya sendromcu ya paranoyacı.. Dil sürçmesi mi?.. Hayır! Ama dilleri sürçen "Amerikalı strateji uzmanlan" var. Türkiye'ye Sevr'ı dayatma planında kilit ismin Ingiliz David Hannay olduğunu söylüyoriar.. Hani Ecevit, Cem ve Gürel'in "gizliziyaret" ıstemini red- dettikleri "özel temsilci". « ••> ,. • • • Amerikalı uzmanlar(î) yıllardır beyin yıkıyorlar: - Atatürk'ü unutun.. Kemalizmi bırakın.. llımlı Is- lam ile anlaşın.. PKK ile diyaloğa girin.. Özal o "dil sürçmeleri"n\n en etkili örneğıydi. Kimi zaman diller, kimi zaman kalemler, kimi za- man ayaklar sürçtü.. !ş "Çekiç Güç" helikopterlerı- nin sürçüp PKK militanlarına yardım etmesine ka- dar uzadı.. Ama Cumhuriyet'e sahip çıkan güçler. önce Gü- neydoğu'yu parçalama planlannı önlediler. Sonra da "ılımlı lslam"\n devleti ele geçirmesinin önüne set çektiler. Ve Silahlı Kuvvetler'in en üstlerinden bir isim, bir bilim adamına şöyle dedi: - 12 Eylül'de bir oyuna geldik.. Artık oyuna gel- meyecegiz! Bilmem ki!.. Acaba dili mi sürçtü? Yoksa dilleri sü- rekli olarak sürçenleri uyarmak mı istedi? MLO'lara ön kayıdar başlıyor tstanbul Haber Servisi - Müfredat Laboratuvar Okullan'na (MLO) ön ka- yıtlar yann başlıyor. Ön kayıtlar 21 Ağustos'ta so- na erecek. MLO'lara öğrenci alımı için ön kayıt yaptıran öğ- renciler arasında 24 Ağus- tos'ta noter çekilişi yapı- lacak. Noterçekilişı sonu- cu asıl liseye yerleşenlerin kesin kayıtlan 25-28 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştırilecek. Bu okullarda kontenjan açığı kalması durumunda yedek Iisteden açık kontenjan ka- dar öğrencmin kesin kayıt- lan da 1-3 Eylül arasında yapılacak. MLO'lara tlçe Milli Eğitim müdürlükle- rindeki ilgilı komısyonca belirlenecek okul bölgesı içinde yaşayan öğrenciler kaydedilecek. MLO kap- samındaki anaokullanna kayıtlar da okul bölgesin- den gerçekleştırilecek. M- LO anaokullannda başv u- ru sayısının kontenjanı aş- ması durumunda belırle- nen takv ıme göre kura çe kılecek. MLO anaokullarında 1997-98 öğretim yılında öğrenım gören öğrencıler. velilenn talebı durumun- da kurasız alınacak. Her öğrenci yalnızca bir \1- LO'ya ön kayıt yaptırabı- lecek. MLO kapsamında- kı anaokulu ve ılköğretim okulunun 1. sınıfınaön ka- yıttanüfuscüzdanı. lısele- re ön kay ıtta ise mezunıyet belgesınin aslı ıstenecek. Okul personelının ço- cukları, kurasız olarak ve- lilerınin görev yaptıkları MLO'ya kayıt yaptırabile- cek. MLO'larda her •jube- ye bir şehıt çocuğu kon- tenjanı ayrılacak ve bu ço- cuklar okula kurasız al ına- cak. MLO'lann ilköğretim okulu 1. kademesının 1. sı- nıflanna kayıt yapılacak. Cumhuriyet 1 O7.4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle