Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 AĞUSTOS 1998 PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ordu Valisi Yazıcıoğlu'nun G.Doğu'dan fındık toplamaya gelen işçilere koyduğu yasak sürüyor
Işçüer yasağa karşı direniyorERDOĞAN ERİŞEN
ORDU-Adı yenıden EmnıyetGenel
Müdürlüğü için geçen Ordu Valisi Ke-
mal Yazıcıoğlu. Güneydoğu"dan fındık
toplamak için gelen tanm işçilerine.
aralarında "bölge keşfî yapmaya gelen
PKK casusu olduğu" gerekçesiyle ya-
sak getiren 22 7.1998 tarihli karannda
direnmeye devam ediyor.
Yasak karannın alındrğını duymadan
çoluk-çocuk kamyonlarla Ordu'ya ge-
len Giineydoğulu tanm işçileri ile polis
arasında kovalamaca yaşanırken son
paralannı kendilerini getiren kamyona
veren Güneydoğulular gıtmemek için
direnıyorlar. Meiet Irmağı kenannda
konaklamak isteyen Güneydoğululann
çadır kurmalanna da izin verilmezken.
işçılersık sıkpolisin sert tutumuyla kar-
• Yasak karannın alındığını duymadan çoluk-çocuk kamyonlarla Ordu"ya gelen Giineydoğulu tanm
işçileri ile polis arasında kovalamaca yaşanırken son paralannı kendilerini getiren kamyona veren
Güneydoğulular gitmemek için direnıyorlar. Melet Irmağı kenannda konaklamak isteyen G.Doğululann
çadır kurmalanna da izin verilmezken işçiler sık sık polisin sert tutumuyla karşı karşıya kalıyorlar.
şı karşıya kalıyorlar.
Bunlardan biri de Paydaş ailesi. Şan-
lıurfa'dan gelen Paydaş ailesinin en bü-
yük ferdi 61 yaşındaki Miisliinı Paydaş.
en küçüğü ise henüz 4 aylık olan Fatk
Paydaş. Ilk önce bizimle konuşmaktan
çekınen Müslüm Paydaş, polısın uzak-
laşması üzerine adeta içıni boşaltıyor:
"Bak hele hiç bizim içimizde teröris-
te benzeyen kimse var tnı? Biz 5 yddır
burav a gelmekteyiz. Bizi fındıgını topla-
dığımız ağalara sorsunlar. Bu vasak de-
\am ederse vandık. Bak zaten çadır da
kuramıyoruz. O da yasakmış. Geri de
dönemrvonız."
Halen Melet Irmağı köprüsünün al-
tında yatan \e çalışma yasağının kalk-
masını bekleyen 500 kadar insan var.
Yaklaşık 1000 kişinin yasağın ilk günii
polis zoruyla geri gönderildiğinı. 500
kişinin ise kaçak olarak çalıştığını öğ-
renıyoruz.
Di|er aılelerle görüşmek için iknaya
uğraşırken köprünün hemen üzerinde
Günevdoğuiu olduğu yüz yapısı ve şi-
vesinden bellı olan, ancak kıyafetinin
kalıtesi, belindeki cep telefonu ve göm-
leğınin cebindekı Marlboro sigarasıyla
bir kışi dikkatimızı çekiyor. Adını ver-
miyor. "UrfaJıyım'" diyor sadece.
Yanımdan hemen uzaklaştığında 17
yaşındaki birinden öğreniyoruz işini.
Güneydoğu'dan işçi getiriyormuş. O ça-
lışmazmış. Bahçe sahibine günlüğü 3
mılyon liradan işçiyı verir, işçilere ise
adam başı 1 milyon 500 bin lira ya da 2
milyon lira verir, kalanı da kendi cebi-
ne girermiş.
Fındıkçı kızgın, ancı endişeli
Ordu'nun Ulubey ilçesine bağlı Ko-
şaca köyünden fındık üreticisi Aziz
Felek, 5 yıldır fındığını Giineydoğulu
tanm işçilerine toplattığını, hiçbir zarar-
lannı görmediğini belirterek yasağı
eleştiriyor. Devletin \alisinin böyle bir
yasağı almışolmasının çokyanlışoldu-
ğunu \urgulayan Felek, "Giineydoğulu
her insana PKK teröristi gözüyle baka-
mayız. Adam geldiğj ilin emniyetinden
herhangi bir suçtan dolayı aranmadığv
nı ve il dışına çıkmasında sakınca olma-
dığını gösteren belge almış. Savcılıktan
ivi hal kâğıdı almış. Muhtarlık ikamet-
gâhı da muhfar onavlı elinde. Çalışa-
mazsın diyorsun. Böyle saçma şey olur
mu?"
Ordu'nun Dedeli köyünden ancı Ha-
san Toptaş ise anlannı yaylım için her
yıl bır-iki ay boyunca Güneydoğu'nun
çeşitli illerinegörürdüklerini belirterek,
"Şimdi misilleme olsun diye bu iller de
Ordulu ancılara yasak getirirse biz ne
yapacağız? Devlet bu vasağa son ver-
melidir"dedi.
Yargıtay'ın Aziz Nesin yorumu
'Ozgür olmayan
aydın üretemez'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay 4. Hu-
kuk Daıresi Başkanı Bilal
Kartal. yazar .Aziz Nesin "i
vatan haınliğı ile suçlayan
gazeteci Ergun Göze hak-
kındakı beraat karanna
"karşı o>
r
gerekçesinde".
aydın ve basın sorumlulu-
ğu konusunda ders verdi.
Kartal. karşı oy yazısında,
gerçek bıryazarveaydının
"ulusal politikalara uyma-
sa bile" özgür olması ve
evrensel söylemle hareket
etmesı gerektığini, aksi
halde hiçbir şey üreteme-
yeceğini belirtti.
Aziz Nesin, Güney Kıb-
ns'ta bir piyesinin sahneye
konulması nedeniyle Kıb-
ns Yazarlar Bırliğfnin da-
\etı üzerine 1990 Aralık
aymda Güney Kıbrıs'agit-
miş ve orada yaptığı ko-
nuşmada Kıbns sorunu ile
ılgih düşüncelenıygçıklar-
ken, Türkiye'nin polıtika-
sını eleştırmişti. Bunun
üzerine, o dönemde Türki-
ye gazetesmde köşe yaza-
rı olan Göze. 20 Aralık
1990 günü kaleme aldığı
makalesinde, Aziz Nesm'e
yönelik ağır eleştirilerde
bulunmuş ve Nesin'ın "va-
tan haini. hırsızvezimmet-
çi" olduğunu ıleri sürmüş-
tü.
Nesin' ın, Göze aleyhine
açtığı \e yaklaşık 8 yıl sü-
ren dava. sonunda aleyhine
bitti. Yargıtay 4. Hukuk
Dairesi Başkanı Bilal Kar-
tal. genel kurulun karanna
7 başkan \e ü\e ile birlik-
te karşı oy kullandı. Kartal.
karşı ov gerekçesinde, Gö-
ze'nın belli bir olayı veya
olguyu değıl. belli bir dü-
şünceyi yargılamak istedi-
ğıni vurguladı.
"A> dın kişinin en önem-
li özeİliği özgür olması. öz-
gürcedüşünmesi \edüşün-
düklerini de çekinmeden
yine özgürce açıklaması-
dır" diyen Kartal, bunun
amaçladığı >aşam ve dü-
şünce biçiminin. ulusal po-
ütikalarla sınırlı olmadığı-
nı vurguladı.
Kartal, şu görüşlen kay-
dettı: "A\dın kişi tam ve
gerçek anlamda yansızdır.
Hiçbir olgu onu yanlı dü-
şünmeye itemez >e zorlaya-
maz. Baa kesimin hoşuna
gitsindiyeo şekildedüşüne-
mez."
Nesin'in, bu nitelikJere
sahip biryazar ve aydın ol-
duğunu vurgulayan Kartal,
"Kıbns Rum kesiminin
davetini kabul etmiş orada
kendine özgü düşüncesini
açıklamışnr" dedı. Bu
açıklamanın ulusal ve ev-
rensel hukuk kurallan açı-
sından suç oluşturmadığı-
na dikkat çeken Kartal
şöyle devam etti: 'Yazann
bu açıklaması, ilgililere bir
mesajdır. Bunu beğenir ve-
ya beğenmezsiniz. Beğenil-
miyorsa. nedenleri gösteril-
mek sureti>leeleştirebüirsi-
niz. Ancak, elestirirken, o
kişinin kişilik haklanna
saldın hakkına sahipdeğil-
siniz. Hatta hiç ilgisi olma-
jan, vanm asıriık olaylan
veniden gündeme getirmek
dogru değildir."
Korgeneral Büyükkanıt
'Giineydoğulu artık
teröre yüz vermiyor'
ENVER SEVİŞ
DİYARBAKIR - Yük-
sek Askerı Şûra karanyla
Diyarbakır'daki 7. Kolor-
du Komutanlığı görevin-
den Genelkurmay Karar-
gâhı'na atanan Korgeneral
Yaşar Büyükanıt. terörle
mücadelenin kazanılması
için önce halkın kazanıl-
ması gerektiğını söyledı.
Büyükanıt. halka hep si-
lah göstermek yerine, iyi-
lik ve se\ gı göstermek ge-
rektiğini de vurgulayarak.
"Çünkü halk kötü değil ki.
halk niye kötü olsun. Siz
ona parmağınız) uzatın. si-
zi kucaklıyor. Ona şefkati-
ni/i. iyiliğinizi göstermek
zorundasinız'" diye konuş-
tu.
Diyarbakırspor Kulüp
Başkanı Mehmet İpek"in
sahibi olduğu Kerv ansaray
Piknik Tesislen'nde onu-
runa \erilen veda yemeği-
ne katılan 7. Kolordu Ko-
mutanı Korgeneral Yaşar
Büyükanıt. Diyarbakır'dan
iki nedenle mutlu aynldı-
ğını belirterek şunlan söy -
ledi: "Bölgc insanının sı-
caklığını hissetmeye başla-
dık. Onlar da bizim sıcak-
lığunızı hissetmeye başladL
Bölge insanı artık teröre
yüz vermemeye başladı ve
istemi>or. Bunu kalpten bi-
Ihorum ve hissediyonım.
Bu bakımdan çok mutlu-
yum. tkincisigüvenlik güç-
lerimizin başarılanyla şu
anda terör kontrol edilebi-
lir noktaya geldi. Ama bu-
nu takviye edki sosyaL, eko-
nomik \« diğer tedbiıieıie
inannomm ki kısa sürede
Türkiye bu beladan kurtu-
lacak. Diyarbakır'dan bu
hislerle aynlıyorum."
Bölgede görev yaptığı
süre içinde halkla kaynaş-
tığını belirten Büyükanıt.
kendisınden sonra görevi
devralacak olan komuta-
nm da aynı şekilde hareket
edeceğine inandığını söy-
ledi.
Yeni sistemin haksızlık yaratacağı savunularak Danıştay'a başvurulacak
Tek 8iııa\ııı iptali istendi
(stanbul Haber Servisi -
Cnıversıteye gınşte önümüzdeki
yıl uygulamaya başlanacak yeni
sınav sisteminin, öğrenciler
arasında haksızlık ve
adaletsizliklere yol açtığını
savıınan bazı öğrencı \e \elıler
sistemin iptali için Danıştay'a
başvuracak. Sistemin, ÖSS puan
ortalamalan ve ortaöğretım başarı
puanı (OÖBP) ortalaması düşük
okullardaki başanlı öğrencinın
başansız, ortalamalan yüksek
okullardaki başansız öğrencinın de
başanlı sayılmasına neden olacağı
savunuldu. Özel Bilgi Test
Dershanesi Ölçme Değerlendırme
Uzmanı Ze»nep Ergjun. yeni smav
sıstemi hakkında YOK ve MEB'ın
öğrenci ve velilerden gelen
yüzlerce soru ile karşılaştığını
belirterek bazı velilerin sistemin
iptali için Danıştay'a
başv uracağını söyledi. Zeynep
Ergun, üniversite adayının alacağı
puanın, okuduğu okulun ÖSS
ortalamalan ve OÖBP'ye bağlı
olmasının, iyi okullann
öğrencilerinin üniversiteye
verleşmesine, kötü kabul edilen
okullann öğrencilerinin de dışanda
kalmasına neden olacağını söyledi.
Uzman Zeynep Ergun, ÖYS
kaldınlarak tek sınava indirilen
ÖSS'nin lise 1, 2 ve 3. sınıf
yanyılına aıt konulan içermesinin
ise öğrenciye daha kısa zamanda
daha fazla bilgi edinme
zorunluluğu getirdiğini bildirdi.
Zeynep Ergun, puan diliminin
küçülmesiyle yapılacak her netin
daha önemli hale geleceğıne
dikkat çekerek "Üniversite
adaylan sıralamada daha üst
basamaklarda olabilmek için,
kendi alanlanna dahil olmayan
derslerin sorulannı da vanıtlamak
durumunda kalacaklar" dedi.
Ergun, sisteme bu yıl getirilen
ağırlıklı ortaöğretım başarı
puanının (AOBP) ise öğrencinin
kendi alanınında tercih yapması
durumunda. ek bir puandan
yararlanma hakkı getirdiğini
bildirdi. AOBP'nin yalnızca
meslek, teknik, imam-hatip
liselerinde, öğretmen okullannda
ve sağlık kolejlennde geçerli
olması gerektiğinı belirten Zeynep
Ergun, geleceğini göremeyen
resmi-gündüzlü-devlet lisesi
öğrencileri için ise bu sistemi
uygulamanın yanlış olacağını
vurguladı.
TMfaiİTsms* i%s» Tsrm+s* SWM*1 A% Cumartesi Anneleri'nin 169. buluşmasında bir arava gelen ka^ıp vakınlan ve insan
IVlUlfiUÇ V(? İÇJJC iltlHUl haklansavunuculan,7Ağustos 1993günüİstanbul'dakaybedilenÖzgürGündemga-
J> A /etesimuhabiriAyselMalkaçileBidis'te polis telsizli kişilerce kaçınldıktan sonra 9Ağus-
tos 1993'te cesedi bulunan avnı gazetenin Birlis muhabiri Ferhat Tepe'yi andı. Cumartesi Anneleri adına vapılan açıklamada, "Malkaç gözalO-
na ahndıktan sonra kaybedildi. Tepe de gözaltına alındı ancak onun cesedi bulundu. Katiller serbest bir şekilde dolaşıyor. Onlar için devlet hiç-
bir şey yapmadı. Eğer hukuk varsa Malkaç ve Tepe'nin başınagelenler açıklanır. suçlular bulunur" denildi. (Fotograf: KUBİLAY TÜNTÜL)
Ders kitapları gericiligî övüyor
İPEK YEZDA.Nİ
"Nimetler sonsuzdur. AJIahın
nünetlerini israf etnıe", "Babanı
sabah namazından sonra yola dü-
ser". "Annem evimizin temizligini
sağlar, yemeğimizi yapar. çamaşır-
lannuzı vikar, pırıl pınl giydirir. Ba-
banı ticaretle uğraşır." (Türkçe, 4.
sınıO
Bu sözler. dını kitaplardan de-
ğil. ilköğretım okullannda okutu-
lan ders kıtaplanndan alındı. Ta-
lim Terbiye Kurulu tarafından se-
çilen bu yılkı ilköğretım okulu ders
kitaplannın şeriatçılığı, dinsel ge-
nciliği ö\en, cinsayınmcılığını ve
ırkçılığı körükleyıci konular ve
söylemlerle dolu olduğu belirtildi.
Söz konusu kitaplan inceleyen
Eğitim-Sen lstanbul 2 No'lu Şube
Başkanı Alaaddin Dinçer. kitapla-
nn şeriatı. cınsel aynmcılığı ve ırk-
çılığı körükleyıci konulan kapsadı-
ğını öne sürdü.
Dinçer. kıtaplann bir bütün ola-
rak da bılimsellik, güncellik, ünite
ve konuların sıralanışı. resim. gra-
fik ve şemaların yeterince kulla-
nılmaması nedeniyle yetersız ol-
duğunu söyledi.
Dinçer, öğrencı ve öğretmenle-
re yönelik vapılan bir anket sonu-
cunda. öğrencilerin yüzde 75'inin.
öğretmenlerın de yüzde 90'ının
ders kitaplanndan yeterince yarar-
lanamadığı \ e kitaplardaki bilgıle-
rinmutlakayenilenmesigerektığı-
nin ortaya çıktığını belirtti.
Şu an okutulan ders kitaplannın
sistemin öngördüğü "tek tip insan"
yetiştirmeye yönelik eğitım anlayı-
şıyla hazırlandığını savunan Din-
çer, kitaplann ıçerık yönünden dü-
zeysiz. nıtelik yönünden ise kalite-
siz olduğunu ifade etti.
Dinçer. kitaplann demokrasi,
banş, hoşgörü. yardımlaşma ve in-
san haklan öğretimınin verilmesi
yönünden de yetersiz oiduğunu
vurguladı.
Kitaplann içeriklennin düzeltil-
mesi \e kalitelerinin yükseltilme-
si için özel yayınev lerinin bastığı
kitaplann öğretmen, veli. öğrenci.
satıcı ve uzman yönetıcinin oluştu-
racağı bir kurul tarafından belir-
lenmesı gerektiğıne dikkat çeken
Dinçer. öğretmenlenn de belli bir
kıtaba bağlı kalmadan eğitim-öğre-
tim yapmalannın sağlanması ge-
rektığini söyledi. Dinçer, bütün
ders kitaplanndaki cins aynmcısı,
ırkçı ve genci bilgilerin de ayıkla-
narak çevrenin ve doğanın korun-
masına yönelik bilgilere yer veril-
mesi gerektiğini kaydetti.
Dinçer'in, ders kitaplannda yer
alan ırkçı. dincı ve cinsiyet aynm-
cı yaklaşımlardan derlediği bazı
örnekler ise şöyle:
"Aliah her canlıyı yaşayabileceği
ikiime göre yarattığını iş işten geç-
tikten sonra anlamış" (Türkçe. ll-
kokul 3. Sınıf MEB Komisyonu).
- "BiroL,ablan evi süpürmüş mü?
Anne ip al kazak ör" (flköğretim
birinci sınıf Türkçe).
- "Okuduğunuz ya da dinlediği-
niz savaş anılan sizde ne gibi duy-
gular uyandmyor" (Dördüncü sı-
nıfTürkçe).
- "Yangın söndürmeye gitmek-
ten kaçan erkek savaştan kaçanla-
ra benzetilir, kınanırdı" (Dördün-
cü sınıf Türkçe).
- "Türk Tarihi şanlı ve büyük-
tür" (Dördüncü sınıf Türkçe).
Radyonuzu aydınlığa, demokrasiye, Cumhuriyet'e ayarlayın.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
'SÜPÇ-Ü Lisan' Üstüne
Freud dil sürçmesine inanmazdı.
Avusturya Ulusal Meclisi toplanmış. Meclis Baş-
kanı salonu gözden geçirdikten sonra, tane tane
konuşmuş:
- Çoğunluğun olduğunu görüyor ve oturumu ka-
patıyorum.
Gülüşmeler, kahkahalar üzerine yanlışlığı fark et-
miş:
- Özürdilerim, dil sürçmesı oldu... Çoğunluğun
olduğunu gönjyor ve otunjmu açıyonjm...
Freud'un olaya getirdiği yorum çok net:
- Aslında dil sürçmesi denilen şey, bilinçaltının
yansımasıdır. Meclis Başkanı bilinçaltında, o otu-
rumdan hayır gelmeyeceğine inanıyordu.. Açmak-
tansa kapatmak daha iyi olacaktı!
• • •
Çirkin Sarışın Bayan, geçenlerde bir çirkinlik da-
ha yaptı.
Cumhuriyet'in 75. yıldönümü nedeniyle çıkarıl-
mak istenilen "af'tan söz ederken tane tane konuş-
tu:
- Bilmem neyin yıldönümü nedeniyle...
Cumhuriyet'in ürünü bir kadın.. O sayede Başba-
kan bileolmuş..
Hiç Cumhuriyet'e hakaret kastı olabilir mi?
Elbette ki hayır!
Kesinkes dili sürçmüştür...
Tıpkı Sabah gazetesindeki köşesinde, geçenler-
de kalemi sürçen numaracı cumhuriyetçı gibı..
Cumhurıyetimizin "ilk üç cumhurbaşkanı" da me-
ğer "darbeci" imiş(!).
Atatürk... Inönü... Bayar...
Kime karşı darbe yapmışlar?.. Osmanlı padişahı-
na herhalde.
Neyi yıkmışlar?.. Saltanatı.
Neyi getirmişler?.. Cumhuriyeti.
Elbette ki "dilsürçmesi"... Numaracı cumhuriyet-
çilerin bile, tutup da Osmanlı'nın yıkılmış olmasına
ve de yerini cumhuriyetin almış olmasına "ah.. vah.."
etmelerinin akla yakın bir yanı olabilir mi?
Çirkin Bayan, Erbakan ı da acaba affa sokabılir
miyim diye uğraşırken sürçüyor.
• • • .';
Çizgi uzun ve o çizgınin üzerinde çok halkalar vâr.
Numaracı cumhuriyetçilerin en ölçülü, en saygıh
olanı da geçenlerde A/W//yef'teki köşesinde dalga
geçiyordu.. "B/rA>»/nöa//"nınLozan'ınyenneSevr'ı
geçirme hevesleri içinde olduğunu öne sürenlerle.
"Komplo kültürü".. "Sevr sendromu".. "Ulusal
paranoya"..
Üniversite öğretim üyeleri.. Köşe yazarları.. Sîya-
set adamlan.. Ta Çankaya'ya, Sayın Demirel'e ka-
dar uzanan sayısız insan..
Devletin gizli bilgilerine sahip isimlerin, özel ko-
nuşmalarda daha ayrıntılı kanıtlarla savunduğu.. bir
"ortak sav"..
Meğer hepsi de.. ya komplocu, ya sendromcu ya
paranoyacı..
Dil sürçmesi mi?.. Hayır!
Ama dilleri sürçen "Amerikalı strateji uzmanlan"
var. Türkiye'ye Sevr'ı dayatma planında kilit ismin
Ingiliz David Hannay olduğunu söylüyoriar.. Hani
Ecevit, Cem ve Gürel'in "gizliziyaret" ıstemini red-
dettikleri "özel temsilci". « ••> ,.
• • •
Amerikalı uzmanlar(î) yıllardır beyin yıkıyorlar:
- Atatürk'ü unutun.. Kemalizmi bırakın.. llımlı Is-
lam ile anlaşın.. PKK ile diyaloğa girin..
Özal o "dil sürçmeleri"n\n en etkili örneğıydi.
Kimi zaman diller, kimi zaman kalemler, kimi za-
man ayaklar sürçtü.. !ş "Çekiç Güç" helikopterlerı-
nin sürçüp PKK militanlarına yardım etmesine ka-
dar uzadı..
Ama Cumhuriyet'e sahip çıkan güçler. önce Gü-
neydoğu'yu parçalama planlannı önlediler. Sonra da
"ılımlı lslam"\n devleti ele geçirmesinin önüne set
çektiler.
Ve Silahlı Kuvvetler'in en üstlerinden bir isim, bir
bilim adamına şöyle dedi:
- 12 Eylül'de bir oyuna geldik.. Artık oyuna gel-
meyecegiz!
Bilmem ki!.. Acaba dili mi sürçtü? Yoksa dilleri sü-
rekli olarak sürçenleri uyarmak mı istedi?
MLO'lara ön
kayıdar başlıyor
tstanbul Haber Servisi -
Müfredat Laboratuvar
Okullan'na (MLO) ön ka-
yıtlar yann başlıyor. Ön
kayıtlar 21 Ağustos'ta so-
na erecek.
MLO'lara öğrenci alımı
için ön kayıt yaptıran öğ-
renciler arasında 24 Ağus-
tos'ta noter çekilişi yapı-
lacak. Noterçekilişı sonu-
cu asıl liseye yerleşenlerin
kesin kayıtlan 25-28
Ağustos tarihleri arasında
gerçekleştırilecek. Bu
okullarda kontenjan açığı
kalması durumunda yedek
Iisteden açık kontenjan ka-
dar öğrencmin kesin kayıt-
lan da 1-3 Eylül arasında
yapılacak. MLO'lara tlçe
Milli Eğitim müdürlükle-
rindeki ilgilı komısyonca
belirlenecek okul bölgesı
içinde yaşayan öğrenciler
kaydedilecek. MLO kap-
samındaki anaokullanna
kayıtlar da okul bölgesin-
den gerçekleştırilecek. M-
LO anaokullannda başv u-
ru sayısının kontenjanı aş-
ması durumunda belırle-
nen takv ıme göre kura çe
kılecek.
MLO anaokullarında
1997-98 öğretim yılında
öğrenım gören öğrencıler.
velilenn talebı durumun-
da kurasız alınacak. Her
öğrenci yalnızca bir \1-
LO'ya ön kayıt yaptırabı-
lecek. MLO kapsamında-
kı anaokulu ve ılköğretim
okulunun 1. sınıfınaön ka-
yıttanüfuscüzdanı. lısele-
re ön kay ıtta ise mezunıyet
belgesınin aslı ıstenecek.
Okul personelının ço-
cukları, kurasız olarak ve-
lilerınin görev yaptıkları
MLO'ya kayıt yaptırabile-
cek. MLO'larda her •jube-
ye bir şehıt çocuğu kon-
tenjanı ayrılacak ve bu ço-
cuklar okula kurasız al ına-
cak. MLO'lann ilköğretim
okulu 1. kademesının 1. sı-
nıflanna kayıt yapılacak.
Cumhuriyet
1 O7.4